Derin ve Sessiz – 5

Eğer hiç seks yapmazsan güç hissinin ne olduğunu asla bilemezsin. Kendi sesin ve kişiliğin olmaz. Seks bizi ailemizden ayıran eylemdir. Çocukları ebeveynlerden ayıran şeydir. Gençlerin ilk başkaldırıları seks yoluyla olur ve eğer hiç seks yapmazsan ailenin sana öğrettiği şeylerin ötesine asla geçemezsin. Eğer seksi yasaklayan kuralı çiğnemezsen bir daha hiçbir kuralı çiğneyemezsin ve eğer seksi arzulamıyorsan gücü arzular mısın?“

Yıllar önce bir kitapta okuduğum bu sözler beni gençliğimde yaşadığım o müthiş zamanlara götürmüştü. Cinselliğe olan açlığımı bastırmaya çalıştığım o yaşlarda bir şeylerin yanlış gittiğini fark etmeye başladım. Basketbol takımında neredeyse herkes en az bir kere cinsel ilişkide bulunmuş ama ben kız arkadaşlarım öpüşme ve elleşmeden ileriye geçememiştim.

O yıllarda MP3 ya da digital ortamlar olmadığı için kasetleri kendi aramızda dağıtıp kopyasını çıkarıyorduk. Bizim evde de kopya çıkarabileceğim devasa bir müzik seti vardı. Ders çalışırken müzik dinlemek en büyük zevkim haline gelmişti. Zaten müzik setini neredeyse benden başka kullanan da yoktu.

Bir arkadaşımdan Led Zeppelin’in karma şarkılarını içeren bir kaset alıp eve geldiğimde, gelen seslerden anladığım kadarıyla salonda Nalan ve Duygu’yu kahve içip sohbet ediyorlar. Fakat benim geldiğimi farkedince birden konuşmayı kestiler.

Nalan “Hoşgeldin Ozan, Duygu ile kahve içiyorduk. İstersen sana da yapabilirim.” dedi. “Afiyet olsun size. Karnım aç ve antremandan çıktım. Terli bir şekilde yanınıza oturup bu iki güzel kadının ortamını bozmayım.” dedim.

Duygu yine o sorgulayıcı deli bakışlarını üzerimde gezdirirken “Sen daha ne kadar irileşeceksin acaba. Nalan bu çok fena bir yere doğru gidiyor. Kızlar peşinden ayrılmaz bak bunun.” dedi.

“Duygu lütfen o konuya başlamayın, benim kızları gördüğüm mü var? Ayrıca kızlar çok ilgimi çekmiyor.” dedikten sonra Nalan aniden “Nasıl yani çekmiyor?” diye sordu . Bende gülerek “Yok annem merak etme oğlunuz gay değil.” dedim ve Duygu’ya doğru dönerek “Kızlar derken genç kızlar demek istedim. Ne istedikleri belli değil. Sürekli kapris çekerek yaşamak bana göre değil. Ayağı yere basan sağlam duruşlu ve ne istediğini bilen bir kadın bulsam peşini bırakmam.” diyerek gözlerine odaklandım.

O an Duygu’nun yüzünde hem şaşkınlık hem de onun egosunu okşamamdan dolayı beliren bir memnuniyet vardı. Nalan “Eh o zaman korkacak bir şey yok. Hem gerçi gay olsan ne olacak sokağa atacak halimiz yok ya. Onlar da insan değil mi neticede. Herkesin cinsel istekleri kendine.” sözleriyle ortamın havasını değiştirdi. “Mutfakta yemek var ısıt ye banyoya girmeden önce.” diyerek beni ortamdan uzaklaştırmak istediğini anladım.

Salonun diğer köşesindeki müzik setine gidip kaset kopyalama işlemini başlatırken kafam hala Duygu’daydı. Bu kadın beni her seferinde eritip bitiriyordu. Açlığın ve terli olmanın verdiği rahatsızlık ile duşa girip yemek yedikten sonra odama gidip yatağa uzandım. Yorgunluğun etkisi ile uyuyakalmıştım.

Uyandığımda bu sefer salonda babam ve Nalan’ı otururlarken buldum. Babam “Naber lan sıpa! Yüzünü göremez olduk. Nasıl gidiyor basket? Okulu sormuyorum, onun zaten iyi olduğunu biliyorum.” dedikten sonra Nalan’a dönüp “Bu sene okullar kapanınca Bodrum’daki tatil köyünden yer ayırtıp uzun bir tatil yapalım Ozan’da güzelce dinlensin.”

Nalan “Çok iyi fikir. Ayyy süper olur.” dedi.

“Gençler size iyi eğlenceler, çünkü ben katılamıcam size.” dedim.

Babam ve Nalan aynı anda “Neden?” diye sordular. “Bildiğiniz üzere Eylül ayında basketbol turnuvası var ve bende takımdayım. Eğer iki hafta tatile gidersem takımdaki yerimi kaptırabilirim.” dedim.

Babam “Ben onu unutmuştum tamamen. Haklısın o zaman ne deyim.” diyerek Nalan’a dönüp “Eh napalım bizde başbaşa tatil yaparız.” diyip göz kırptı.

Nalan heyecanla “Ya şimdi biz iki hafta gidersek bu çocuk ne yiyip içer? Çamaşır bulaşık offf çok zor olur.” diyerek bana baktı. “Bu mu dert ettiğin şey!” dedim gülerek “Ben kendi başımın çaresine bakarım. Merak etmeyin siz.” dedikten sonra müzik setinde kopyalama için bıraktığım kasetler aklıma geldi. Kopyalama işi çoktan bitmişti. Kasetleri alıp azıcık Nalan ve babamla laflayıp yemek yedikten sonra odama çekildim.

Sabah erkenden kalkıp koşuya çıkmak için hazırlandığımda kopyaladığım kaseti walkmane takıp evden sessizce çıktım. Walkman’i çalıştırıp tam koşmaya başlayacakken kulağıma gelen sesle birlikte “Hasiktir ya! Kopyalama yerine ses kaydına basmışım.” dedim.

Yorgunluk ve Duygu’nun varlığı kafamı karıştırmış olmalı ki yanlış tuşa basmıştım. Tam eve tekrar dönüp öbür kaseti alayım diye düşünürken aklıma ben kayıt işlemine başladıktan sonra Nalan ile Duygu’nun başbaşa kaldığı ve biraz uzakta olsalarda konuşmalarının kaydetmiş olabileceği geldi. Kasedi biraz ileri sardığımda konuşma sesleri çok net bir şekilde kayıt altındaydı.

N(Nalan): Sanırım mutfağa gidiyor yemek yemek için. Az daha yakalanıyorduk Ozan’a.

D(Duygu): Yok ben kapının açılma sesini duymuştum zaten o nedenle sana hemen işaret ettim. Hakkında konuştuğumuzu tahmin etmemiştir zaten. Bu arada itiraf edebilirim ki çok yakışıklı olmaya başladı Ozan. Valla arada siz olmasanız ben bile aramızdaki yaş farkına rağmen sulanabilirim. Omuzları kolları ve poposu acaip oldu (gülerek). İnsanın bir dokunası okşayası geliyor.

N: Ayyy yok artık ama valla haklısın. Neticede benim öz oğlum değil ama elimde büyüdü. Valla ben bile durumlar müsait olsa bi şansımı denerdim.

D: Genç kızlardan bize sıra gelmez şekerim.(Kahkaha atarak.)

N: Bence senin şansın var. Sana karşı bi hayranlığı var neticede ilk aşkısın çocuğun(gülerek).

D: Sen bakma ona gözleri dışarıya baktıkça beni ne yapsın. Ayrıca geçen parkın orada sarışın bir kızla öpüştüklerini söylemiştim sana hatırlarsan. Kız çok güzeldi.

N: Kim acaba? Okuldan mı?

D: Ben daha önce hiç görmedim buralarda. Yalnız senin gay tepkin süperdi. Çocuğun yanında belli etmedim ama kesinlikle değil. Bir kadını öyle öpen bir kişi gay olamaz herhalde.

N: Ay ne biliyim. Ben kızlardan hoşlanmıyorum deyince öyle sandım. Aslında kadınlardan hoşlanıyor belli. Odasında porno dergi ve video kaset bulmuştum bir kere.

D: İzledin mi kaseti kız?

N: Ayy valla izledim. Hatta Remzi’ye de söyledim(Kahkaha atarak).

D: Ne dedi Remzi?

N: Ne diyecek oğlunun babası. Gitti başka kasetler aldı geldi. Ozan evde yokken beraber izleyip ne gördüyse üstümde uyguladı.

D: Aaaaa vay be işte ilişki dediğin böyle olur. Bizde durumlar malum.

N: Pardon canım. Bende nispet yapar gibi anlatıyorum.

D: Ne yapalım bizimki bir nevi anlaşmalı evlilik. Adam ne desem yapar, köle gibi çalışır. Ama neticede seks partnerim değil.

N: Neden öyle ay yoksa o mu gay? Hiç mi ilişmiyor sana.

D: Valla olamaz demiyorum. Zaten evlenme sebebimiz belli. Babamın arkadaşıydı Tanju biliyorsun. Malum olay olunca ve annemle babam ben hamileyken ölünce evlenmiştik.

N: Aslında sana karşı bir düşkünlüğü yok herhalde.

D: Hiç olmadı. Beni seviyor ama başka türlü.

N: Taner’in gerçek babasının akrabası falan yok mu?

D: Var olmaz mı. Ama haberleri yok Taner’den. Orçun bile benim hamile kaldığımı bilmiyordu öldüğünde.

N: Çok zor iş be Duygu. Bunca sene gizli saklı yaşa. Neyse neşemiz kaçmasın. Eee oldu mu başka birisi. Neticede Tanju ile olmayınca insanın canı çekmez mi?

D: Kız olur mu hiç. Kiminle uğraşcam başıma musallat olacak sonra. Ya bu arada Ozan’a baktıkça Orçun aklıma geliyor. O da böyle kaslı ve iriydi.

N: Adam ölmese belki de evlenecektiniz. Bambaşka bir hayat. Zengin aile. Remzi onların akrabalarını çok iyi tanır. Babasının kuzeni sanırım. O zamanlar anlatmıştı kazayı.

D: Alkollüymüş. Zaten çok içerdi.

N: Baban bir şey demedi mi hamile olduğunu öğrenince.

D: Demedi ama o da kendini alkole verdi. Annem zaten hastaydı. Önce annem öldü arkasından bir aya kalmadan da babam. Ben altı aylık hamileydim. Sonrasında da Tanju evlen benimle çocuk babasız kalmasın demişti.

N: Sence Ozan o kızla birlikte olmuş mudur? Sen hamilelik falan deyince aklıma geldi.

D: Ayyyy Nalan süpersin. Sen valla öz annesi olmuşsun çocuğun.

N: Olduk sayılır ama neticede aynı evdeyiz. Remzi var ev düzeni var. Eh Ozan’ın rahmetli annesi de benim arkadaşımdı zaten. Onun emaneti. Allah var Ozan’da pırlanta gibi çocuk. Hiç üzmez beni. Adam genç hadi eskiden korunma nedir bilmez gün sayardık. Şimdi her şey var çok şükür. Korunuyor mudur acaba?

D: Valla bence henüz tık yoktur.

N: O ne demek ya. Bu çocukluğundan beri oramı buramı ellemeyi pek sever. İç çamaşırlarına düşkünlüğü de var. Nasıl tutacak kendini?

D: Bence açılışı yok hala bakir Ozan. Eminim bundan.

N: Sence konuşsam mı? Remzi’ye sorsam sen karışma diyecek.

D: Ne soracaksın? O iş öyle olmaz. Ha illa öğrensin bu işi diyorsan. Çocuğa imkan sağlamak lazım.

N: Napıyım eve kadın mı çağırıyım?

D: Yok canım olur mu öyle şey. Yok mu dul arkadaşın kız? (Kahkaha atarak)

N: Var da bırakmam ellerine Ozan’ı.

D: O zaman sen halledeceksin o işi.

N: Oldu canım. Gerçi versem dünden razı velet. Bakıyor her yerime zaten. Sen bi ablalık yap o zaman bana diyeceğine.

D: Ben dünden razıyım aslında ama arada siz varsın.

N: Ay cidden mi? Biz tamam desek sorun yok yani.

D: Yok be! Şaka yaptım. Ben nasıl yaparım. Olmaz o iş. Aaaaa saat kaç oldu benim Taner’i almam lazım. Hadi kaçtım ben.

Sonra sesler kesildi. Daha sonra Nalan’ın ortalığı toplama sesi geliyordu. Sonra bir ara bana seslenmiş ama ben uyurken sanırım. Sonra da kaset dolunca kayıt bitmiş ve ben duyduklarım karşısında donakalmıştım.