Restorana vardığımızda yerimiz en güzel yerden ayrılmıştı. Garsonun eline para sıkıştırdım. “Bize sık sık bak aslanım” dedim. “Tamam efendim” dedi.

Yemeğimiz geldiği sırada hararetli bir sohbete dalmıştık. İşten arkadaşlardan hayatımızdan bahsediyorduk. Ama Gamzede bir farklılık vardı. Sanki İzmirden sıkılmış gibiydi. Tam olarak ne olduğunu anlayamıyordum. Sıkıştırmak da istemiyordum. Nasıl olsa anlatırdı.

Gece çok güzel ilerliyordu. Bi kaç kadeh rakı içmiş bolca gülmüştük. Kafamız güzeldi. Bayağı eğlenmiştik. Şarkılara eşlik etmiş. Yeri geldiğinde hüzünlenmiş yeri geldiğinde şenlenmiştik. Kalkma zamanı gelmişti. Garsonu çağırıp hesabı istedim. Ayrıca şoförünüz var mı diye sordum. Var olduğunu söylediler. Kendimizi eve bıraktırdık. Kapıda güvenlikçilere taksi çağırmalarını söyledim. Taksi ücretinden fazlasını bizi bırakan çocuğa verdim. Eve geçtik. Gamze girer girmez kendini koltuğa attı.

B: hey kalk bakalım yatağımdan

Diyip kolundan çekiştirmeye başladım.

G: yaa ne olur bırak şurda uzanayım işte.

B: hanfendi daha ilk günden yatağıma el koydunuz. Yatağınız orda hadi bakalım marş marş.

G: üffff al senin olsun koltuğun.

Diyerek kalktı. Başı dönüyordu. Beni tuttu.

G: bakma öyle. Yatağıma götür beni

Dedi. Yatağına götürdüm. Üstündekilerle devrildi.

B: böyle yatmayacaksın heralde.

G: yaaa ufff yaaa. Şimdi kim soyunacak giyinecek. Daha valizi bile açmadım ki.

B: sen de soyun ama giyinme.

Doğrulup bana baktı.

G: hııı seninde tam istediğin zaten. Uslu durmazsın. Çık odamdan hadi bakalım marş marş.

B: önce üstümü değiştireyim tatlım. İstersen burda dur istersen odadan çık sen bilirsin ama benim kıyafetlerim burda ve burda soyunacağım.

G: tamam değiştir bakmıyorum sana.

Gözlerini kapatım parmaklarını araladı.

B: çakaaaallll

Üstümü değiştirmek için soyundum. Sadece baksırla kalmıştım. Karın kaslarıma bakıyordu. Biliyordum ama bozuntuya vermiyordum. Aletim ise canlanmış gibiydi. Sertleşmemişti ama yeterince canlıydı. Gözünü kaslarımdan ve aletimden alamıyordu. Biliyordum. Ama çaktırmamaya çalışıyordu. Yavaş yavaş şortumu giydim. Üstüme bi tişört alıp giymeden odadan çıktım. Kapıyı da bilerek kapatmadım. Dolaptan yastık ve pike aldım. Koltuğa geçip uzandım.

B: iyi geceler

Diye seslendim salondan. Kafamı kaldırıp arkaya baksam odada rahatlıkla onu görebileceğimi biliyordum. O da biliyordu. Bu yüzden kapıyı kapatmadan soyunmaya başladı. Elbisesi çıktığında altında sadece seksi dantelli külotu kalmıştı. Arkası bana dönüktü. İçinde sütyen yoktu ve onu izlediğimin gayet farkındaydı. Yavaş yavaş bana kalçalarını göstere göstere giydi şortunu ve atletini. Sonra da içerden iyi geceler diye seslendi.

Benimle daha ilk dakikalarda oynamaya başlamıştı. “Demek seks yok haa” diyerek savaş ilan etmişti. Altta kalacak halim yoktu. Onun oyunlarına aynen onu tahrik ederek cevap vermeye başladım. Gamze güçlü bir kadındı. Ne istediğini gayet biliyordu. O yüzden aramızdaki bir güç savaşına dönmüştü. Her ne kadar üstüne atlayıp onunla sevişmek istesemde şimdi oyuna eşlik etmeliydim. Çok uzamasın bu oyun diye dua ederek uykuya daldım.

Gece bi dokunuş ile uyandım. Gamzeydi. Yanıma sokuluyordu.

B: Gamze ne oldu?

G: yerimi yadırgadım heralde. Uyuyamadım ve korktum. Yanında yatabilirmiyim.

Şimdi kedi gibi yanıma sokulmuştu.

B: burası çok dar ama gel bakalım.

G: o zaman sen gel yanıma

B: tamam peki kalk geçelim yatağa.

Sanki çok uzun zamandır birbirimizi tanıyormuşuz, aramızda bu adını koymadığımız şey yıllardır varmış gibi hiç rahatsız olmadan birbirimize bu aşk oyununu yapıyorduk. Bana zırnaşıyor ama ne istediğini bilmiyor gibiydi. Ben onu köpek gibi istiyor ama adını tam olarak ne koyacağımı bilmiyor gibiydim. Gamze 1 hafta sonra dönecekti. Sevgilim olmasını o kadar çok isterdim ki. Ama uzak mesafe ilişkisi bana göre değildi. Gamze sevgilisi olmamı istiyor ama o da aynı duygularda gibiydi. Çözemiyordum. Yatağa geçtik arkasını bana döndü ve sarılmam için iyice yanaştı. Kaşık pozisyonuna gelmiştik. Sarılıp saçlarını kokladım. Mis gibiydi kokusu. Gözlerimi kapayıp uykuya daldım