Hakan Gaye ile beraber masadakileri toplayıp mutfağa koyduk. Gaye ben sıcak çikolata yapacağım diyerek mutfağa gitti. Hakansa bana müsaade ben yukarı çıkıyorum dediğinde bir müddet bakıştık. Garip alışamadığım bir durumdu . biraz önce masada muhabbet ettiğimiz adam karımı sikmeye gidiyor bunuda bana haber veriyordu. İzin ister gibi değildi. En ufak soru yada şüphe yoktu sözlerinde. Benim için ilk olan bu durumu halen garipsiyordum, hakansa çok rahattı. Masadaki kadehimi şerefe der gibi kaldırıp gülümsedim. Hakan eve yürürken üst kattaki yatak odasının camında duran Seline ilişti gözlerim. Mavi jartiyer takımını giymiş camda kendini sergiliyordu. Bana nispet yapar , hakanı ise davet eder gibiydi. Hava iyice soğumuştu. Herşeyin harika olduğu bu evin ve ortamın tek eksiği kamp ateş idi.

Etrafıma bakındım. Hakan gibi herşeyi planlamış bir adam bunu düşünmemiş olamazdı, en azından mimarı düşünmüştür diye fikir yürüttüm. Aradığım şey  7-8 metre uzakta karların altında kalmış. Ufak bir çıkıntı gibi duruyordu. Oraya ilerledim karları ayaklarımla savurduğumda aradığım şey ortaya çıktı . büyükçe bir firepit ( ateş kovuğu) Hakanın önceden şömine için hazırladığı odunlarla pit i doldurdum , mangal yakarken kullandığım çıra ve yanıcı jelide boca edip kibriti çaktım. Rüzgar olmasada herşey kuru olduğu için kolaylıkla alev büyüdü. Verandadaki tahta büyük koltuklardan birini zorda olsa ateşin yanına taşıdım. Oduncu desenli battaniyeyide alarak üzerine serdim. Koltuğun yanına yedek odun stokladım.  Rakımı alıp koltuğa oturdum. Battaniyeye sarınıp bir sigara yaktım . Alevler oldukça yükselmiş sıcaklığı yüzüme vurmaya başlamıştı. Sıcak mutlu ama bir okadarda çelişkili bir andı benim için Tüm gün boyunca yaşadığım cinsellik, alkol , yediğimiz güzel yemekler beni yükseklere taşırken, Selinin yaptıkları ve şuan yukarıda başka bir adamla sevişiyor olması beni aşağı çekiyordu. Bu Terazinin hangi tarafı daha ağır basacak diye tartmaya çalışırken  Gaye yanıma geldiğinde yine gözlerinde ortama hayranlığı ve şaşkınlık vardı. Kollarımı açarak onu karşıladım, halen ellerimle tuttuğum battaniye ile kanatlarını açmış bir kartal misali karşısında duruyordum. Gülümseyerek gelip kucağıma oturdu.Bana verdiği fincanı koltuğun yanına yere bıraktım. Kollarımı kapatarak Gayeyide battaniyenin içine alarak sarmaladım. Ateşi seyrederek çikolatalarımızı içiyorduk. Ortam yine tavan yapmıştı. Taki üst kattaki yatakodasının camı açılana kadar. Cama baktığımda Selin domalmış Hakansa arkasında gitgel yapıyordu, Selin bize duyurmak için sesli sesli  inliyor hakana iltifalar ediyordu. Bir müddet onları seyrettik ama içeri esen soğuk kış rüzgarına fazla dayanamayıp pencereyi kapattılar ve görüntüden kayboldular.

Gaye kucağıma kıvrılmış bir kedi gibi masum ve mutlu oturuyordu. Herhâlde 30-40 dak o şekilde kaldık. Gaye uykuya bile dalmıştı, ben ara ara zayıflayan ateşi yanımda duran odunlar ile besliyordum.  Evin kapısı açıldı Selin verandaya çıktı , elindeki fincandan ara ara içerek bizi seyrediyordu. Fincanından tüten dumanları görebiliyordum. 5dakka bu şekilde bizi izledi. Sonra telefonunu çıkartıp mesaj attı. Aynı anda gayenin telefonuna mesaj geldi. Gayeyi uyuyor sanmıştım ama sanırım kucağımda keyif yapıyordu sadece. Mesajı duyunca telefonunu alıp baktı oda birşeyler yazdı . 2-3 mesaj gitti geldi. Gaye kucağımdan kalkıp “siyah jartiyerimi görmedin daha seni bekliyorum çok bekletme beni” dedi. Eve yürürken selinde bize doğru adım atmaya başlamıştı. Yanyana geldiklerinde birşeyler fısıldaştılar. En son Selin kafasını onaylar gibi salladı ve yanıma geldi. Aynı gayeye yaptığım gibi battaniyeyi açıp onu karşıladım, oda gülümseyerek kucağıma oturdu. Sarıldım Karıma , sıkı sıkı sarıldım.

Selin: Seni seviyorum

Ben : Ben seni daha çok seviyorum .

SON