Cefakar 4.bölüm

Günler geçmiş Peri için sınav vakti gelmişti. Bu sırada hala Yareni evde gizli saklı tutuyorduk, Yaren dönem bittikten sonra mecburi olarak okulu dondurmayı düşünüyordu. Burslu olmasına rağmen okuduğu bölümden dolayı sürekli bir şeyler alması gerekiyordu. Neslihan ablam ne kadar destek olsa da bir yerde o da yetişemiyordu masraflara.

Peri ilk oturuma girip sınavından asık bir suratla çıkmıştı. Babamın sınav olacağı okula gelmemesi rahat ettirmişti biraz ama sınavının beklediği gibi geçmediği yüzünden belli oluyordu.

Ertesi gün olan son oturuma babam da gelmişti. Yaren babamdan köşe bucak saklanıyordu. Nihayet vakit gelmiş tüm öğrenciler sınavdan çıkıyordu. Aralarında evimizin neşesi Peri asık bir suratla bize doğru geliyordu. Babam Perinin asık suratını görünce yumruklarını sıkıp bir sigara yaktı ve Perinin yanımıza gelmesini beklemeden arkasına dönüp gitti.

Bu psikolojik olarak hastalıklı olan adam başarıya takıntılıydı. Perinin suratından az çok sonucu tahmin etmiş insan içinde rezillik çıkarmamak için gitmişti. Ama evde kesinlikle bir şeyler yapacaktı bundan Peri de dahil olmak üzere herkes emindi. Annem de Periyle görüştükten sonra dükkana gitmek için yanımızdan ayrıldı. Genel olarak pek ilgili ebeveynler değillerdi zaten. İlgi alaka göstermeden başarı bekleyip onları gururlandırmamızı isterlerdi.

Annem genel olarak cezaları sevmese ve itiraz etse de içten içten bunu istiyordu herhalde çünkü babamın haberinin dahi olamayacağı olayları bir şekilde öğrenmesini sağlardı gizlice.

Neslihan ablam, Peri, Yaren ve ben sınav ne kadar kötü geçmiş olsa da bitişini kutlamak için içmeye gittik. Akşam bunun başımıza açacağı dertlerden habersiz bir şekilde. Babam diğer konularda olduğu gibi bunda da çok katıydı, kendisi içmesine rağmen çocuklarına yasak koyardı.

Neyse içmeye gittik ve gereğinden fazla eğlendik. Peri ve Yarenin bünyeleri alkole karşı daha dayanıksız olduğu için kolayca sarhoş oldular, ablamla ben ise daha fazla içip onların kafasını anca yakalamıştık. Artık saat geç olmaya başlamıştı ve babam eve dönmeden dönmemiz gerekiyordu. Ben Yarenin koluna , ablamda Perinin koluna girerek evin yolunu tuttuk.

Bahçe kapısından içeri girdiğimiz gibi Perinin kusmaya başlaması bir oldu. Perinin ve Neslihan ablamın üstü kusmuk içinde kalmıştı. Babam evde değildir diye hızlıca kapının yolunu tuttular. Ben ise Yareni balkondan içeri sokmak için evin yan tarafına gittik. Yareni daha önceki girişlerindeki gibi ellerimden omzuma doğru çıkarttırdım. Altındaki etek bana mükemmel bir manzara sunabilirdi ama kendime hakim olup bakmamayı tercih ettim.

Yaren tam çıkmak üzereyken dengesini kaybedip sallanınca istemsizce bacaklarının ulaşabildiğim en yüksek noktasından tutup kafamı yukarı diktim. Gördüğüm manzara hemencecik sikimin taş gibi olmasını sağlamıştı. Ellerim kasıklarının biraz gerisinde duruyordu, ama daha önemli olan kısım ise Yaren hediye aldığım lacivert dantelli tangayı giymişti. Yaren yardımımla tekrardan dengesini sağlamış ve tırmanmıştı. Gerisin geri ön kapıya yöneldim. Kapıyı açıp içeri girmemle babamın bağırışları kulaklarıma nüfuz etti.

Babam içeride ablamla Periyi bir köşeyi kıstırmış bağırıyordu. Babam Periye dönerek;

BB: Seninde ceza alma vaktin gelmiş belli.

Peri ablama sarılmış korkudan ağlıyordu. Babam ikisininde kolundan tutup çekiştirerek salona gitti. Ben kapının girişinde ayakkabılarımı çıkarmamış halde şaşakalmıştım. Sallanarak ayakkabılarımı çıkardım ve peşlerinden salona doğru gittim. Babam ablamla Periyi ceza pozisyonuna sokmuş yeni yeni başlıyordu. Artık bir şeylere dur deme vakti gelmiş geçiyordu. Sarhoşluğumdan aldığım cesaretle babama doğru koşar adımlarla ilerlerken ayağım takılıp babamın üstüne kapaklandım. Babam olan olayları kavrayamamış şekilde üstünden beni sert bir şekilde ittirip fırlattı. Koltuğa dayanarak ayağa kalktım.

(Sarhoşluktan ağzı kayarak)

B: Yeter be bıktık senden de aptal cezalarından da.

B: Millete sesini çıkaramazsın gelir evde aslan kesilirsin senin gibi babanın ben….

Lafımı bitirmeden babam elinin tersiyle okkalı bir tokat patlatmıştı. Sendeleyip yere düşecekken ayağa kalktığını farketmediğim Neslihan ablam koluma girdi ve düşmemi engelledi.

BB: Amına kodumun piçine bak adam olmuşta bana kafa tutuyormuş.

BB: Kocaman halinle düne kadar harçlık alırken neredeydi erkekliğin.

Babamın bu lafı beni derinden sarsmış ve içimdeki öfke fırının ateşini harlamıştı. Babam her zamanki patavatsızlığı ve aşağılayıcı tavrını ortaya koymuş insanın gururunu kıran bir laf etmişti.

Kalan son gücümle babamın üstüne doğru koşup karnından kavradığım gibi sehpaların üzerine doğru attım. Bende babamla beraber düşmüştüm. Üçlü modüler sehpa takımı babamın sırtının altında parçalanmış ve afallamasına sebep olacak derecede canını yakmıştı. Karnının üstünde doğrulup yüzüne yumruklar savurmaya başladım.

Her vuruşumda babamın yaşlı olmasına rağmen pürüssüz cildinin başka bir yerini kana buluyordum. Gözümü kan bürümüş yılların birikimiyle babama saldırıyordum. O an benim için olaylar başladığı yerden çok ötedeydi, yani konu ablamları cezalandırması değil benim gururum ve bugüne kadar aşağılamalarıydı. Kızlar kolumdan çekiştiriyor, annem ellerimi tutmaya çalışıyordu ama nafile. O sırada Yaren önüme geçip yüzümden tutarak gözlerinin içine bakmamı sağladı. Bir anlık duraksayıp içimdeki öfkeyi, nefreti, kini ve yıllardır biriken aşağılanma hırsını hissetmemi sağladı.

Kafamı eğip kanlı ellerime ve arkasından yüzü kan içinde olmasına rağmen 32 diş sırıtan babama baktım. Babam zafer kazanmışçasına iğrenç bir şekilde sırıtıyordu. Yaren kafamı kaldırıp tekrar gözlerine bakmamı sağladı;

Y: Biliyorum….. ama yeter.

Yarenin ağzından dökülen bu birkaç kelime durmamı ve her şeyin farkına varmamı sağlamıştı. Belki de durmamı sağlayan sadece Yaren değil ona karşı kısa bir zamandır beslediğim duygulardı.

Babamı yakasından çekiştirip kapının önüne kadar getirdim. Aslında babam ne kadar dayak yerse yesin gücünü kısa sürede toplayabilen bir insandı, buna daha önceden mahallede ettiği kavgalardan şahittim. Ama bilerek mi bilmiyorum tepki vermiyor kendini teslim etmiş bir şekilde ayak uyduruyordu hareketlerime. Kapıyı açıp babamı dışarı doğru fırlattım.

B: Bu saatten sonra ne benim senin gibi bir babam var ne de senin benim gibi bir oğlun var.

Y: Aynı şekilde benim gibi de bir kızın.

N: Senden nefret ediyorum.

P: Keşke senin gibi bir babam olmasaydı.

Babam benle Yaren nefret kusarken sırıtmaya devam ediyordu fakat ablamla Peri de katılınca yüzündeki ifade yerini görmekten zevk aldığım bir hale dönüştü.

Annem “çocuklar yapmayın etmeyin o sizin babanız.” diyerek babamın yanına koştu.

B: Anne gir içeri!

B: Onun bu evde yeri yok artık gir içeri anne.

Annem ne kadar cefasını çekse de babamın yanında durmayı tercih etmişti.

Neslihan ablam beni geri evin içine çekiştirerek kapıyı çarparak kapattı. Artık başımızda ne bir anne ne de bir baba vardı. Sadece bir çatı vardı ve geriye kalan dört kardeş.

Babamı evden kavga, gürültü atmıştık ama babam insanlara rezil olacağına evi yakardı da yine kendini bu boktan durumdan kurtarırdı. Babam intikam için geri dönmeden bu evden gitmemiz gerekiyordu.

Mutfağa geçip ablam, ben ve Yaren birer sigara yaktık ve olayın gerçekliğini kavramaya çalışıyorduk.

O sırada Peri sessizce gelip masada duran paketten bir sigara çıkarttı ve yaktı.

B: Peri söndür o sigarayı.

N: İç Peri nereye kadar saklayacaksın artık. Sende kıza kızma kırarım valla kafanı.

Ablamın bu yalandan kızması üzerine Peri gözlerime bakıp onay bekledi. Gözümle onay verince gözleri parladı, kızacağımı sanmıştı çünkü. Periyle aramızda ablamla olandan daha az yaş olmasına rağmen beni dinler, kızdırmamaya çalışır, ne dersem yapardı. Onun için hiç sahip olamadığı babayla karışık bir abi figürüydüm.

Mutfak tezgahına dayanıp sigaradan bir fırt daha aldım. O sırada Peri yanıma gelip sokuldu. Kolumu omzuna atıp kendime çektim ve ipeksi saçlarından derin bir nefes eşliğinde öpücük aldım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir