Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Yaz Mevsimi – Yeni Yaşantı (Kısım 18)

Sabah uyandığımda annem yanımda yoktu dün neler olduğunu düşünüp yatakta oyalanıyordum, annemle deliler gibi sevişip sikişirken sürekli Eceden bahsetmesi beni açıkcası fazlasıyla azdırmıştı bir sonraki hamlesi ne olucak diye hayaller kurarken aşşağıdan annemin bana seslendiğini duydum, yataktan çıkmayı hiç ama hiç istemiyordum. Zoraki olsada yataktan kalkıp aşşağı kata mutfağa annemin yanına gittim yine üstünde saten geceliği ile bana sabah showu yapıyordu âdeta memelerinin uçları herzamanki gibi sert amıda kabarmış sikilmeye hazır bir şekilde duruyordu baştan aşşağı gözlerimle siktim resmen.

Elif : Dün yetmedi herhalde küçük erkeğim sana.

Kaan : Ne yapayım annecim seni her saniye böyle görmek beni fazlası ile çıldırtıyo bunu en iyi sen biliyosun.

Elif : Bilmez olurmuyum hiç yakışıklım.

Bunları söylerken bana doğru yavaş yavaş kıvırtarak yürüyordu her adımda memeler sallanıyor geceliğinin önü biraz daha açılıyordu, yanıma kadar sokulup boxerımın üstünden sikimi sıkıca tutup sıktırdı göz göze gelmiştik sıcacık nefesini yüzümde hissedebiliyordum öyle güzel kokuyordu ki bir saniye düşünmeden şuracıkta sikebilirdim ama kızlarda uyanıktı heran Ece ya da Ebru aşşağı inebilirdi.

Elif : Bir planım var ama önce senin fikrini almam gerek.

Kaan : N-neymiş anne planın.

Elif : Kıyamam çok mu sıktım sikini konuşamıyorsun nerdeyse bebeğim ya da azdırdım mı yoksa seni.

Kaan : H-her ikiside annecim ama hiç sorun değil hoşuma gidiyo biliyosun, plan diyordun en son.

Elif : Hmm evet plan, sabah uyandığımdan beri bunu düşünüyorum açıkcası.

Kaan : Anne söylüycekmisin lafı gevelemesen mi ağzında.

Elif : Dün gece sikişirken sana Ece hakkında birşeyler söylemiştim hatırlıyomusun ikimizi sikmen konusunda nedense bunu düşünmeden duramıyorum.

Kaan : N-nee bir dakika ben onu senin azgın olduğun için söylediğini düşünüyordum.

Elif : Bilmiyorum ama çok istiyorum küçük erkeğim, belki Eceye gidip ona sürpriz yapıcağını söylersin gözlerini bağlarsın sonra odaya ben girerim ben Ecenin amını yalarken sende bizi izleyerek 31 çekersin nasıl fikir.

Kaan : Sadece 31 çekmiyeceğimi sende çok iyi biliyorsun anne.

Elif : Hahahaha biliyorum azgın erkeğim sen Eceyi ikna edersen gerisi bize kalmış.

Kaan : Bu gece benim odamda o zaman.

Elif : Kabul ettin yani öylemi paşam.

Kaan : Ne yani iki tane ateşli hatunu aynı anda sikmeyi hangi erkek reddedebilirki anne, bu gece odamda ben sana haber vericem.

Elif : Sabırsızlıkla bekliyorum.

Annemle konuşup anlaştıktan sonra direkt üst kata çıkıp Ecenin odasına doğru koşmaya başladım tabi o anın heyecanı ile direkt odasında buldum kendimi odaya girdiğimde Ece yatağının üstüne oturmuş herzamanki gibi amıyla uğraşıyordu, ben odaya girer girmez toparlanmaya çalıştı fakat benim olduğumu gördüğünde rahatladımı bilerek mi kapatmak istemedi onu anlıyamadım.

Ece : Önceden bir kapı filan çalardın noluyo ablacım.

Kaan : Şey abla müsaitsin sanmıştım afedersin.

Ece : Nedense hepte sana yakalanıyorum Kaan korkmaya başladım odama gizli kamera filan koydun diye.

Kaan : Hahahaha hayır ya o kadarda değil konuşmaya geldim ama hâla okşuyosun kendini konuşabilirmiyiz biraz.

Ece : Dinliyorum ıhh seni ablacım ahh

Kaan : Kamptan beri biraz zaman geçti açıkcası seninle takılmayı özledim bu gece odama gelemezmisin bişiler yaparız hem elinle zor oluyordur gece ben sana fazlasıyla yardımcı olurum.

Ece : Hmmm birileri ohh çok fazla azmış sanırım mmmm

Kaan : Tahmin bile edemezsin abla o sulu amını o kadar çok özledimki.

Ece : Konuşmaya ohh devam et ahh Kaan nolur mmm durma ablacım.

Kaan : Hayır şimdi boşalmanı istemiyorum geceye kadar azgınlıktan kudurda göreyim.

Arkamı dönüp ben odadan çıkarken ablam feryat figan yalvarıyordu resmen bana, ama ipler elime almalıydım yoksa akşam gözlerini bağlama fırsatım olamazdı, tekrar odama gelip üzerimi değiştim okula gidip dersler ödevler derken akşamı etmiştim eve geldiğimde burnuma çok güzel yemek kokuları geliyordu annem masayı çok şık hazırlamış mutfak tezgahında birşeylerle uğraşıyordu, yavaşça arkasından gidip sarılmamla irkilmesi bir oldu yumuşacık götünü kucağımda hissetmeyi o kadar çok seviyorumki günlerce kucağımda otursa yok demem, hafifçe boynundan öpüp kendime doğru çevirdim.

Kaan : Hayırdır misafirimiz filan mı var bu akşam noluyo anne.

Elif : Hayır bebeğim evimizin erkeğine güzel bir masa kurmak istedim kötümü yapmışım yoksa.

Kaan : Hayır hayır çok beğendim ama beğendiğim daha farklı şeylerde var (bunu söyledikten sonra iki memesinide bir güzel avuçladım)

Elif : Onları çocukkende çok seviyordun memelerim sana bağımlılık yaptı sanırım onlara ulaşamadığında krize giriyosun neredeyse hahahahaha

Kaan : Sadece memelerinin olduğunu düşünmüyorum (yavaşça parmaklarımı memelerinden kaydırırarak amının ortasında yavaşça gezdiridim o kadar sıcak ki)

Elif : ımmm şşş şuan değil azıyorum bak bebeğim hem sen Eceyi ikna edebildinmi.

Kaan : Hallettim tabikide gece odama gelicek.

Elif : Güzel çok güzell ama ikimize çok dayanamıycaksın anne kız seni çok kısa sürede boşaltıcaz bunu biliyosun dimii.

Kaan : Ş-şey evet ama kendimi tutabildiğim kadar tutucam anne merak etme.

Elif : Hayır hayır sana yardımcı olucak şeyi ben çoktan aldım bile (eliyle masanın köşesinde suran hapı işaret etti)

Kaan : A-anne bu viagramı.

Elif : Bebeğim istemiyorsan içmeye bilirsin ama bizi saatlerce sikmeni çok istediğim için aldım.

Kaan : Çok iyi olmuş anne bu gece ikinizide bayıltana kadar sikmek istiyorum.

Bu son cümlemden sonra annemin gözlerinin içi parlamıştı masaya oturmadan önce ilacı bana içirip çok yemek yememi sağlıyordu sanırım enerjimi toplamamı istiyordu bu gece diğer gecelerden çok farklı olucaktı. Yemeği bitirip odama çıktım gece olmadan duşa girip odamda gecenin olmasını beklemeliydim. Banyoya girip soğuk suyla bir duş aldım zımba gibi olmuştum odama geçip sadece boxerımı giydim ve yatağıma uzandım ilaç etkisini şimdiden göstermeye başlamıştı sikim öyle sertleşmişti ki boxerımın içindeki et parçam değilde sanki bir demir gibiydi çok uzun sürmeden Ece odamdan içeri girdi.

Ece : Kaan dayanamıyorum daha fazla sabahta boşalmama izin vermedin çok azgınım bu değiştirdiğim 3’ncü külotum ıslanmadan duramıyorum.

Kaan : Hahahaha böyle konuşman aşırı azdırıyo beni abla biliyomusun gelsene yanıma.

Ece : Çok şükür altında inleye inleye boşalmayı o kadar çok istiyorumki.

Kaan : Ama sana bir sürprizim var bu gece ben ne dersem sorgulamadan herşeyi yapıcaksın sözmü.

Ece : Söz söz yeterki dağıt şu amcığımı.

Kaan : Off böyle azgın bir ablaya sahip olmak daha ne isterimki, şimdi gözlerini bağlıycağım senin.

Ece : Ne nasıl yani Kaan neler geçiyo aklından.

Kaan : Şşş sorgulamıycaksın dedim söz verdin yok diyorsan ben arkamı dönüp uyuyacağım.

Ece : Hayır hayır tamam bağla hadi dayanamıyorum daha fazla.

Ecenin arkasına geçip gözlerini bağlarken o güzel götünü bana sürtüyordu zaten sikime kan gitmiyormuşcasına sertleşmişti daha ne kadar azdırabilirdin ki abla beni, sıkıca gözlerini bağlayıp çırıl çıplak soydum ablamı yatağın üzerine oturtup hemen geliceğimi ve gözlerini kesinlikle açmamasını söyledim, koştur koştur aşşağı inip anneme herşeyin hazır olduğunu söyledim ben odaya tekrar koşturarak çıktım annemin arkamdan gelmesi çok uzun sürmemişti, Ece yatağa sırt üstü uzanmış yavaş yavaş amını okşayıp ufak iniltilerle zevkini yaşamaya başlamıştı bile, annem kapıyı kapayıp üzerindeki geceliği çıkardığında beyaz iç çamaşırı takımını bana sergiliyordu baldırlarına kadar çektiği beyaz ince çoraplarıyla adeta 18 lik kızlara taş çıkarırdı, aynı odada annem ablam ve benim bu durumda olmamız beni başlı başına azgınlığın en zirvesine çıkarmaya yetiyordu, annem yatağıma doğru yavaş yavaş yürümeye başladı Ecenin bacaklarını iki kenara hafifçe ayırıp bacak içlerinden öpe öpe kasıklarına kadar gidiyordu, tabi Ece bunu yapanın annem değilde ben olduğumu düşündüğü için inleyerek “Ahh Kaan devam et ablacım” diye inliyordu sadece, annem durumu hiç bozmayıp Ecenin amına gömülmüştü bile öyle güzel yalıyordu ki Ecenin amını bir ara rüyada filan olduğumu düşünmedim değil kalp krizi geçiricem nerdeyse amına koyum o kadar azdırıyordu beni bu sahne, hiç vakit kaybetmeden bende annemin arkasına geçip beyaz dantelli külotunun üstünden dilimi sürtmeye başladım annemin koca götünün arasında yüzüm küçücük kalıyordu, annem Eceyi bende annemi yalıyordum öyle senkronize olmuştuk ki yalama seslerimiz bile aynıydı, annem bu konuda fazlasıyla tecrübeliydi sanırım Ece titreye titreye yatağımı sıkarak boşalmıştı bile, ben durmamış annemin amını külotunun üstünden deliler gibi yalıyordum hâla, o kadar ıslanmıştı ki annem külotu amına tamamen yapışmış vıcık vıcık olmuştu. Ece nefes nefes inliyor söylediği tek şey “ Kaan sikini ağzıma ver yalat bana onu” diyerek inliyordu. Annem sanırım birşeylerin açığa çıkmasını istediki bana sus işareti yaparak götünü Ecenin yüzüne oturucak şekilde hizalamıştı kalbim yerinden çıkıcaktı nerdeyse Ecenin nasıl tepki vericeğini ikimizde bilmiyorduk ama annem benden de istekliydi külotunu götünün yanağına doğru sıyırdı bir am ancak bu kadar ıslanabilirdi amına koyum bu nasıl ıslanmak böyle diye düşünürken annem amını Ecenin suratına gömmüştü bile.

Ece : hmpp n-noluyo amınaa mm koyumm

Kaan : Şş sakin ol abla sana sürpriz demiştim.

Ece : hmpp kaan mmm çöz şu sikik mmm şeyi.

Kaan : Biraz daha sabret abla tadını çıkar suratındaki amcığın.

Ece annemin altında çırpınıyor Ece çırpındıkça annem kendini daha çok bastırıyordu bende bu anı izleyip sert sikimi deliler gibi okşuyordum, Ece o kadar hırslanmıştı ki annemi üzerinden önüne doğru atıp gözüne bağladığım şeyi bir anda kafasından çıkarmıştı, biz annemle Eceye bakıyoruz, Ece şaşkın bir şekilde anlamaya çalışıp bize bakıyordu.

Ece : A-anne şey senin burada ne işin var b-ben…

Elif : Şş sakin ol Ececim herşey Kaanla benim bir planımdı sevmedinmi anneciğinin amını.

Ece : Ş-şey ben b-bilmiyorum şuan ne diyeceğimi.

Kaan : Abla annem senin külotuna boşaldığımı biliyo ve anlamadığım bir şekilde bunu sorun etmedi bunu ikimiz istedik bize katılmıycakmısın.

Elif : Hadi annecim kardeşini gerçekten bir erkek gibi hissettirelim evimizin erkeği olduğunu hissetsin bizim ondan başka kimsemiz yok.

Annem bunu söylerken önümde diz çökmüştü, Ece şaşkın bir şekilde olayın şokunu atlatamamış hâla bize bakıyordu annem tekrar Eceye dönüp tatlı bir şekilde göz kırpıp elini uzattı, Ece sanırım ikna olmuştu ki annemin elinden tutup o da önümde diz çökmüştü sikim kalp gibi atıyo hem annemin hemde ablamın nefeslerini sikimde hissedebiliyordum ikiside aynı anda sikime gömüldü bir taraftan annem yalıyor bir taraftan ablam kafayı yiyebilirdim hem annemin hem ablamın aynı anda sikimi yalaması beni âdeta çıldırtıyordu, annem arada taşşaklarımı avuçlayıp daha da zevkin doruklarına çıkartıyordu beni, sırayla ağızlarına almaya başladılar Ece sikimi ağzına alıyor annem Ecenin kafasını sonuna kadar bastırıyordu Ece öğüre öğüre salyaları ağzının kenarından aka aka sikimi o dar boğazına sokmaya çalışıyordu gözlerinden yaşlar gelene kadar zorladı annem Eceyi, annem elini gevşetip Ece ağzından sikimi yavaş yavaş çıkardığında okkalıca sikimin üstüne tükürmüştü, sanırım sıra annemdeydi hiç düşünmeden Ecenin tükürükleriyle kaplı sikimi ağzına alıverdi Ecenin aksine annem hiç zorlanmıyor boğazını siktiğimi hissedebiliyordum, Ecede annemin kafasını bastırdıkça bastırıyordu hatta biraz daha bastırırsa taşşaklarıma kadar annemin ağzına giricekti, ikiside sikimi yeterince yaladığını düşünerek annem Ecenin ellerinden tutup yatağa kadar götürdü sırt üstü yatağa atıp bir anda üzerine çıktı dizlerinin üstünde arkadı bana dönük Ecenin suratına kadar geldi tekrar amını Ecenin suratına gömmüştü annem, derinden bir ohh çekerek bana dönüp “ Ablan benim amımı yerken sende onu istediği yerinden sikebilirsin küçük erkeğim dağıt ablanın amını götünü” dedi. Sikimi taşşağımı sallıyarak yatağa koştum Ecenin bacaklarından tutup omuzlarıma aldım sikimin başını Ablamın amına götüne sürtüyordumAblam birşeyler söylemeye çalışıyor ama ağzını annem amıyla doldurmuştu, çok umursamayıp o daracık amına girmiştim ablamın öyle sulu ve sıcaktı ki taş gibi sikimi her sokup çıkardığımda daha çok ıslanıyordu ablam zevk suları sikime taşşaklarıma fazlasıyla buşalmıştı bile hatta ablamın göt deliğine kadar sızıyordu suları bu da iyi birşeydi götünü sikerken bana fazlasıyla yardımcı olurdu. Annem inliyor ablam inlemeye çalışıyor ben ablamın amının verdiği hazla deliler gibi inliyordum, annem bir hamle yapıp Ecenin suratının üstünde tek hamlede döndü yüz yüze bakıyorduk beni daha çok azdırmak için “ Sik ablanın amını, dağıt küçük sürtüğümün amcığını, nasılda inlemeye çalışıyo bak ama amım ağzını doldurduğu için inleyemiyoda, daha hızlı erkeğim, parçala bu gece ikimizi” diyerek beni çıldırtıyordu resmen, annem ablama amını yedirirken bana doğru uzanıp dudaklarımdan öpüyordu çıldırmanında ötesini yaşıyordum âdeta. Sikimi Ecenin amından çıkarıp annemi ablamın üstünden kaldırdım, ablamın suratı annemin zevk sularıyla kaplıydı öyle parlıyordu ki yüzü sanırım annem 2-3 defa Ecenin suratına gelmişti, birbirlerine bakıp gülüştüler annem bir anda beni yatağa çekip sırt üstü uzanmamı sağladı Ece ayağa kalkıp biraz önce parçaladığım amını suratıma gömmüştü Ece bana o sulu amını yalatırken annemde aşşağıda sikimi vakumluyordu resmen, çok uzun sürmeden o narin parmaklarını sikimde hissettim sikimin başını amına surtüyordu Ecenin amını yalarken annemin amını sikicek olmam beni fena halde azdırıyordu, annem kendini tamamıyla bıraktı o taş gibi sikim annemin amının derinliklerindeydi sikimi tamamen en derinlerine kadar alıp derinden bir ohh çekti, üstünde annemle ablam deliler gibi öpüşüyordu biri götüyle diğeri amıyla altlarında resmen beni eziyordu, annem götünü kucağıma vurdukça gelen şap şap sesleri konuşmalarını duymamı engelliyordu nerdeyse sadece 1-2-3 dediklerini duyabildim ikiside bir anda ayağa kalkıp titreye titreye inleyerek işer gibi yüzüme vücuduma sikimi bacaklarıma öyle fışkırıyorlardı ki bana sularıyla banyo yaptırıyolardı nerdeyse vücudum sırıl sıklam olmuştu, normalde şimdiye çoktan boşalırdım iyi ki o ilaci içmişim diye düşünürken annem eceyi sırt üstü yatırıp amını yalamaya başlamıştı diğer yandan iki eliyle o koca götünü ayırıp bana birşeyler işaret ediyordu, annemi o dar göt deliğinden bağırta bağırta sikmenin tam zamanıydı şimdi arkasına geçip göt deliğinin üstünden tükürdüm, aşşağıda doğru akan tükürüğümü sikimle toplayıp sikimin başını göt deliğine hizalar hizalamaz bir anda soktum hepsini bütün vücudumla yüklenmiştim annemin götüne o dar götünü koca sikimle yarmıştım resmen, kafasını kaldırıp sadece “nolur çıkarma yalvarırım” dediğini hatırlıyorum belinden kavrayıp kendime çektikçe şap şap gelen sesler daha da hızlanmama sebep oluyordu, Ecede deliler gibi inleyerek “Dağıt ablacım annemle benim amımı boşal bizim için” diyerek inliyordu. Annemin götü o kadar dardı ki boşalıcağımı hissetmeye başlamıştım biraz daha git gel yaptıktan sonra sikimi annemin gmt deliğinden çıkarıp annemle ablama diz çöktürdüm önümde, tekrar ikiside sikimi iki tarafından yalayıp taşşaklarımı okşuyolardı.

Kaan : Ohhh çok istiyosunuz dimi döllerimi.

Ece : Evet ablacım akıt bize tohumlarını sıcak sıcak bırak yüzümüze.

Elif : Annenle ablanın o sıcak döllerime ihtiyacı var küçük erkeğim.

Ece : Harika sikinle döle bula suratlarımızı Kaann lütfenn

Elif : Evimizin erkeği ver bize o kıymetli döllerini.

Bu sözlerin üstüne daha ne kadar dayanabilirdimki bir adım geri çekilip sikimi sıkıca tutup sıvazlarken annemle ablamın suratına öyle çok boşalmıştımki ikiside gözlerini açamıycak şekilde ağızları suratları döllerimle dolmuştu, gözlerin kararıp sendeleyerek kendimi yatağa doğru bıraktım, annemle ablam döllerimin ziyan olmasını istemiyordu sanırım, kafamı kaldırdığımda birbirlerinin suratlarını yalayıp ağızlarındaki döllerimi sırasıyla ağızlarına akıtıyolardı, bu bile tekrar azmam için bir sebepti ama sikim kopucak derecesinde ağrıyordu, birbirilerini tamamen temizledikten sonra annemle Ece yatağa yanıma geldiler biri sağıma biri soluma kıvrıldı çıplak bir şekilde yatağımda uzanıyorduk, ben hâla olanları düşünürken ikisininde bu kadar çabuk uyuycağını düşünmemiştim ya çok yormuştum ya da çok fazla boşalmışlardı, bunları düşünürken ne kadar yorulduğumu bende farkettim gözlerim kendi kendine kapanıyordu sabah olduğunda bunu annemle ablamla konuşmalımıydım, neyse diyerek derin bir nefes aldım uyumak için gözlerimi kapadım ve yavaş yavaş uykuya daldım.

Not : Değerli okurlarım Yaz mevsimi hikayeme bir süre ara vermek istiyorum tamamen bitirmek değil sadece sizleri farklı hikayelerle buluşturmak için o yüzden aşşağıya bırakıcağım oylamada bana yardımcı olursanız çok ama çok sevinirim yorumlarda fikirlerini belirtemeyen arkadaşlar için bir oylama yapıyorum açıkcası yine de yorumlarda fikirlerinizi belirtmenize ihtiyacım var en çok oy alan hikaye üzerine yazmalara başlıyacağım anlayışınız için teşekkür ederim.

Özge Yengem Bölüm 2-3

ÖZGE YENGEM BÖLÜM 2-3

-Hasret kaldım sana amına kodumun evinde
-Bende canım diyerek eğildi. Altımdakileri çıkartıp sikimi ağzına almaya başladı. Çok kalkık değildi. Ağzında büyüttü sikimi. Yatağa yatırdım altındakileri çıkarttım. Bacaklarını ayırıp direk amına yumulmuştum. Mis gibi kokuyordu kıllanmıştı biraz ama, sarısın beyaz tenli olduğu için hafif tüy şeklindeydi kılları. Amını parmaklayarak yalamaya başladım. Zevkten kuduruyor, başımı iki eliyle tutup bastırıyordu. Rahat rahat inliyor kendinden geçiyordu. Bacaklarını kaldırdı götü meydana çıkmıştı. Göt deliği pespembe ufacıktı. Dil darbeleri atmaya başladım deliğine. Dilimle yalıyordum götünü. Hiç kötü kokmuyordu pırıl pırıldı. Ben göt deliğini yalarken istemsizce osurmuştu. Gülüştük boynunu emmeye başladım sikimi tutup amına sürtüyordum. Ben onu emerken sikimi eline aldı götünü hareket ettirerek sürtmeye başladı. Bacaklarını belime dolamıştı. Sikimi amına sokmaya başladım. Yine zor giriyordu. Sikimin başını sokunca derin bir nefes aldı gözlerime bakıyor gülüyordu. Gidip gelmeye başladıkça sikim kaymaya başladı amında çok ıslaktı. Hızlı hızlı o pozisyonda bes dakika kadar siktim. Sonra yatağa ben uzandım. Üstüme çıktı.
Dudaklarımdan sikime kadar yalamaya başladı. Sikimde diliyle geziyor, taşşaklarımı ağzına alıyordu. Saçlarını geriye attı. Sikimi tutup düzelttim, üstüne rahatça oturması için. Sikimi amına hizalayıp yavaşça oturmaya başladı. İçine girdikçe.

-Ohhhh harika dedi. Üzerime doğru kapandı. Hepsini içine alıyor. Zevkten kucağımda
zıplıyordu.

Yengem kucağımda zıplamaya devam ederken ben içine boşalıyordum tüm spermlerimi. Kapı çalıyordu. Muhtemelen çocuklar gelmişti. Yengem üzerimde nefes nefese kalmış, dinleniyordu.
-Kapı çalıyor. Yengem derin bir nefes alarak üzerimden kalktı. Amından döllerim akıyordu.

-Duydum beklesinler iki dakika. Gülümseyerek öptüm dudaklarından. Üzerime şortumu, tişörtümü giydim kapıya doğru yürüdüm. Yengem banyoya gitmişti temizlenmek için. Çocuklar okuldan gelmiş. Annemleri sordular. İzmir’e gittiklerini bir, iki hafta gelmeyeceklerini söyledim. İçeride baran ağlıyordu. Kardeşim simay kendisi benden üç yaş küçüktür. Barana bakmaya giderken;

-Yengem nerede abi?
-Tuvalette.
-Tamam, bir şeyler hazırlayalım acıktık biz.
-Yok, hazırlamayın ben dışarıya gidiyorum bir şeyler alıp gelirim yarım saate. Zenginiz kızım onunla mı uğraşacaksın.
-Anaaa abi unuttum ben o olayı alışmadık götte don durmuyor tabi ruhumuz fakir. Kahkaha atıyordu yengem içeriden.

Onları evde bırakıp sokağa çıktım. Aklımda pide yaptırmak vardı. Çarşıya doğru yürüyordum. Ayağımla sokaktaki küçük taşlara vuruyor, bu olup biteni düşünüyordum. Ne yapıyorduk biz? Düne kadar hayallerimi süsleyen, her kurduğum hayalin içinde olan, o hayallerle beni boşaltıp rahatlatan kadınla birlikte oluyordum. Bu olayların olması için yengem benden bir kıvılcım mı bekliyordu? Yoksa yıllardır dayımla yatmadığı için beni elinin altında görüp, yabancıya vermek yerine benimle mi oluyordu? Ama seni seviyorum dedi.

Bırakma beni, dayın gibi yapma. Sahip çık dedi. Henüz 18 yaşındayım yani birkaç ay var. 25 yaşında bir kadından bahsediyoruz. 16 yaşında evlenip ilk senesinde Gülizar’ı doğuran, 4 sene sonra da Barana hamile kalan yengemden bahsediyoruz. Kendisi hala evli dayımla. Ama ben? Hem ondan çok genç, hem de bekârım. Daha önüme ne kadınlar çıkacağını kendisi biliyor. O yüzden onu bırakmamdan. Bu kadar sevmeyeceğimden korkuyor belki de? İçimden böyle konuşarak pideciye gelmiştim. Siemens c62 modelinde cep telefonum vardı. Babam arıyordu:

-Paşam ne yaptınız?
-İyiyiz baba pideciye geldim çocuklar acıkmış. Yengem hasta biraz yemek hazırlatmadım ona.
-Doktora götür oğlum kadını ilgilen sana emanet evdekiler bizim burada az işimiz kaldı. Evin birkaç eksikleri var. Gülizar ile Baran’a odalarına eşya alıyor şuan anan doldurdu ne varsa.
-Klasik annem parayı buldu mu ağlatacak anasını.
-Ağlatsın bakam ağlatsın. Okul bakıyoruz bir taraftan güzel okullar bulduk sen gel de birkaç lise var ya da özele göndereceğiz seni hangisini istersen.
-Baba son senem zaten masrafa gerek yok üniversiteyi kazanamazsam bakarız duruma
-Ya masraf dediğin ne ki iş kuracağız daha çok işimiz var. Hadi ben kapatıyorum anan çağırıyor.
-Tamam, babam dikkat edin kendinize ha bir dakika bekle baba
-Ne oldu paşam
-Dayımdan haber var mı ya?
-Var Almanya’ya gitmiş teyzeni aramış. Çalışıyormuş orada bir kadınla anlaşmalı evlenmiş mi ne.
-Şaka yapıyorsun e yengem ne olacak çocuklar?
-Valla dayın gelmez son kazığını attı gitti. Yengene çocuklara da bir şey olmaz biz varız anneannen var. (anneannen İzmir de teyzemlerdeydi) Zaten annen bir ton eşya aldı yengene çocuklara sokakta bırakacak değiliz onları hele imkânımız varken.
-Aslansın la baba sen
-Ankaralı oldun iyice kapat hadi gidiyorum ben
-Tamam ya hadi öptüm. Pideler olmuştu. Markete gidip kola, fanta, ayran her çeşit içecek aldım. Kucak dolusu abur, cubur aldım. Şerefsiz dayım baranı alıştırmıştı abur cubura. Çocuk aylardır abur cubur yüzü görmüyor. Nasıl taşıyacağım bu amk poşetlerini? Diye düşünürken taksi geçti önümden el ettim:
-Taksi alo dayı dursana amına koyayım görmüyor musun beni hay gözünü sikeyim. Sinirlenmiştim yavşağa. Marketteki kız gülüyordu. Tekrar markete girdim:
-Ya kusura bakmayın bildiğiniz bir taksi durağının telefon numarası var mı acaba?
Diğer kasiyere seslendi:
-Şenol abi köşedeki taksicinin numarası var mı sende?
-Var.
-Ya bir kâğıda yazar mısın?
-Tabi. Buyurun diyerek uzattı bana kâğıdı. Taksiyi aradım çağırdım. Beş dakika içerisinde geldi. Eve gittim. Kardeşim simay açtı kapıyı. Pideleri ona verdim.
-Büyük bir tabağa katın bunu hazırlayın yiyelim. Yengem nerede?
-İçeride ağlıyor.
-Ağlıyor mu? Niye ne oldu? Bir şey mi oldu?
-Abi dur bir şey olmadı dayım aradı.
-Nasıl? Dayım mı aradı yengemi? Ne dedi?
-Bilmiyorum abi duymadım.
-Gülizar ile baranın yüzüne bakmıştım. Elim ayağım kesilmişti resmen o çocukların yüz ifadelerini görünce. Baranın hadi aklı ermiyor. Ama Gülizar? Masum masum oturuyordu. Barana aldığım abur cuburları döktüm önüne. Çok sevinmişti. Yemekten sonra yiyeceksin diye tembihleyip öptüm. Yengemin odasına doğru gittim kapıyı çaldım:
-Yenge? Gelebilir miyim? Ses yoktu. Tekrar kapıyı çaldım. Yine ses vermedi. Kapıyı hafifçe araladım. Yatağa uzanmış siğil, siğil ağlıyordu. Kapıyı kapattım. Yanında doğru yürüdüm. Oturdum yatağın kıyısına. Bana doğru döndü:

-Almanya’daymış.
-Öyleymiş.
-Bir kadınla anlaşmalı evlenmiş çalışabilmesi için. Araba fabrikasına girmiş.
-Evlendiği için mi ağlıyorsun?
-Hayır.
-Neden üzülüyorsun o zaman biz varız yanında?
-Almanya’ya götürecekmiş bizi. Birkaç ay çalışıp para biriktirip sizi alacam yanıma dedi.
-Hııı… Donup kalmıştım. Gidecek misiniz?
-Hayır. Gelsin boşanma davası açacağım ona da söyledim.
-O ne dedi peki?
-Kabul etmedi. Boşayamazsın. Çocukları alırım elinden yüzlerini göremezsin. Benimle geleceksin dedi bağırdı çağırdı.
-Ağzına sıçarım bu adamın. Kendisi karıyla kızla günün gün edecek. Sırf karı kız uğruna evi barkı yedi. Aylarca burada onun yüzünden rezil kepaze olduk. Senin annen baban olmasa bize ekmek veren olmayacaktı. Utanmadan sizi mi götürecekmiş? Yarramı yesin önce.

Yengem gülüyordu. Gözyaşlarını silerek sarıldı. Aynen sikini yesin önce dedi. Saçlarını okşadım.

-Kalk hadi yıka elini yüzünü. Çocuklar görmesin ağladığını. Pideler soğumadan yiyelim.
-Yumurta kırdırdın mı?
-Ayıpsın gel hadi. Elinden tutup kaldırdım yataktan. Banyoya gidip yüzünü yıkıyordu. Bende salona geçtim. Kardeşlerim başlamışlar yemeye. İçeriden iki tabak alıp yengeme yumurtalı olanlarından katıyordum.
-Ne içersin? Diye bağırdım. Oda yanıma gelmişti.
-Marketi eve mi taşıdın?
-Birazcık öyle oldu. Ne katayım? Çeşit bol bak. Gülümsüyordu. Baranın önündeki abur cuburları görünce yüzüme bakıp boynunu büktü. Gözlerinin içi gülüyordu.
-Ayran doldur o zaman.

Tabağını ve ayranını uzattım.

-Afiyet olsun hanım efendi.

Yanına oturdum pidelerimizi yiyorduk. Yanıma sokuldu ve şöyle dedi;

-Biliyor musun senden çok iyi baba olur? Ayran boğazımda kalmıştı. Gülüyordu. Helal helal diye sırtıma vurdu tabağını yere koyup.
-O nerden çıktı şimdi?
-Bir yerden çıkmadı. Gördüklerimi söylüyorum. Gülizar’a, Baran’a küçüklüklerinden beri sen baktın. Benim hep yanımdaydın. Dayın akşam geldiğinde severdi çocuklarını ama baran ağladığında yatağından kalkmazdı. Hatırlıyor musun? Bir keresinde baran çok ateşlenmişti.
-Evet
-Sen tuvalete gidiyordun gece saat 03.00’ü geçiyordu. Dayına seslendim bir iki kez kalktı bir şey olmaz salla uyur. Sabah hastaneye gideriz dedi tekrar uyumuştu. Sende o ara ışığı açık, baranın da ağlamasını duyunca kapıyı çalıp gelmiştin içeriye.

Pide ağzımda büyüyor, çiğnedikçe yutamıyordum. Tamam, yeğenlerimi çok severim canlarım ciğerlerim onlar ama sırf anneleri frikik verecek, gece yarısı acık saçıktır şimdi bakayım diye çalmıştım kapılarını. Baranın hasta olduğunu düşünmemiştim. Yengem devam ediyordu:

-Yenge ne oldu barana? Diye telaşlı, bakıyordun. Öpmek istediğinde yanıyor? Hasta mı diye sormuştun. Benim gözlerim şişmişti yorgunluktan. Sen kucağımdan alıp ağlamasını kesmeye çalışıyordun. Geç otur yenge sen ben tutarım baranı demiştin. Koltuğa oturup seni izliyordum. İçimden iyi ki bu çocuk var olmasa ben ne yapacağım diye geçiriyordum. Koltukta içim geçmiş uyumuş kalmıştım. Sende baranı uyutmuş yatağına yatırmış, sabaha kadar uyumadan beşiğini sallıyor ateşini kontrol ediyordun. O gün dedim zaten. Çocuk en çok senin eline yakışır diye.

-Evet, hatırlıyorum hastaneye de birlikte gitmiştik zaten dayım müşterim var diye kapatamamıştı dükkânı.

Başını sallayarak onayladı. Gözleri doluyordu. Ellerimle gözyaşlarını sildim.

-Ağlama çocukların yanında. Hadi pideni bitir. Hazırlan dışarı çıkacağız.
-Dışarı? Ne yapacağız dışarıda?
-Moralini düzelteceğim sürpriz.
-Yok, çocuklar ne olacak? Çıkmayalım sonra gideriz.

Güllü nenemi aradım.
-Güllü nene ne yapıyorsun iyi misin?
-İyiyim kuzum iyiyim pişi yapıyordum hadi gelin.
-Ellerine sağlık nenem biz yedik ya ev müsait mi çocukları getireceğim size? Yengemin karnı ağrıyor da doktora götüreceğim.
-Tabi kuzum tabi neyi var yengenin Güven abini yollayım mı?
-Yok, nenem gerek yok ya çeşme suyu içmişte midesine dokunmuş. Acile götüreceğim önemli bir durum yok. Sen çocuklara bakıver yeter.
-Tabi kuzum ne demek başımla beraber al gel hadi bekliyorum.

Yengem şaşkın bana bakıyordu.

-E hadi ama hala duruyorsun kalk hazırlan. Çocuklar hadi hazırlanın güllü nenemler gidiyoruz. Baranı giydirdim. Kardeşim de Gülizar ile hazırlandı. Ellerinden tuttum yengemde yanımdaydı. Baranın çantasını taşıyordu. Garibimin üstü başı kalmamış doğru düzgün ne giydiyse çıkmış. Güllü nenemler hemen bir sokak ötede oturuyor. Onlara vardık. Yengemi görünce:

-Oy kuzum ne oldu iyi misin?

Yengem benden bile sağlam sesiyle:

-iyiyim anne ne oldu ki?

Yengemin bacağını sıktırdım hafiften. Karnını tuttu bu sefer halsiz bir sesle:

-Su içtim karnım ağrıyor anne ya ne oldu bende anlamadım.
-Tamam, kuzum hadi gidin doktora bak araba lazımsa Güven abin içeride kuzey çağırayım kuzum?
-Yok, annem gerek yok hem yürüsün biraz havasız kaldı evde otura otura.

Saat 18.00’dı. Yengemle yolu tutmuş yürüyorduk. Elime cep telefonu mu aldım. Aynı taksiciyi aradım;

-Alo selamın aleyküm dayı, beni bıraktığın mahalleye gelir misin? Tamam eyvallah

Yengem uzun zamandır evde kapanıp duruyor, dışarıya çıkmıyordu. Aklımda alışveriş merkezine gidip yengeme alışveriş yaptırmak vardı.

-Eee nereye gidiyoruz?
-Sürpriz takside öğrenirsin

Koluma girmiş başını omzuma atmıştı. Öylece sonsuza kadar yürüyebilirdim. Taksici geldi kornaya bastı. Kapıyı açıp yengemi bindirdim. Yanına da ben oturdum.

-Dayı burada nerede AVM var? Bizi oraya götürür müsün?
-Yaklaşık 10 dakika içeride var oraya götüreyim
-Eyvallah dayı.

Yengem şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Güldüm;

-Ne?
-Ne yapacağız AVM de?
-AVM de ne yapılıyor? Alışveriş yaparız. Barana bir hediye alacam hem birlikte bakarız. Aslında amacım baran değil. Yengemi mutlu etmekti. AVM’nin önüne yanaştık. Taksiden inerken;

-Dayı arayacağım seni gelirsin değil mi?

Elli lira bahşiş bırakınca;

-Gelirim tabi alo de yeter hadi kolay gelsin.
-Eyvallah dayı sana da.

Yengemin elinden tuttum. Yürüyorduk. En son yengemle çarşı, Pazar gezmiştik. Pazardaki seyyarlardan sutyenini alır, külotunu alırdı. Aklım sutyen, külotta değildi. Nasıl olsa dayıma kullanamadığı iç çamaşırlarını benimle kullandı.

-Ne kadar büyükmüş burası?
-Yoruldun mu?
-Yok, baksana kocaman gez gez bitmez ki geç kalmayalım eve çocuklar…
-Çocuklara bir şey olmaz annen bakıyor. Biraz da kendini düşün artık. Büyüdü onlar. Simay, Gülizar yine bakar Baran’a ayrıca baranda kocaman adam oldu artık.

Bir mağazaya girdik. İçerisi oldukça büyüktü. Yengem sağa sola bakıyordu. Kıyafetlere doğru yöneldi.

-Ayy çok güzelmiş bunlar.

Elbiselere, bluzlara bakıyordu.

-Ama bu bana olmaz göbeğim var. Yüzünü asmıştı yanağını okşadım. Göbeğine hafifçe vurup;

-Gaz o gaz al sen denk gelir bu sana büyük bedeni yok mu? Bakalım şuraya bir.

Yengem gülüyordu. Ben elbisenin büyük bedenini ararken yengem yanımdan ayrılmıştı. Bir tane xl beden buldum. Onu yengeme göstermek için döndüm:

-Bak bu sana olur… Yengem yoktu. Karşımda mağazada çalışan kız vardı. Gülüyordu;

-Pardon? Kafamı sağa sola çevirdim yengemi arıyordum.

-Yok, bir şey kardeş birine benzettim.

Kızın surat yamulmuştu kardeş dediğim de. Demiştir ne kıro amk. 😀

Elimde elbise omzuma attım yengemi arıyorum mağazada. Bir baktım erkek bir çalışan yengemin yanında sokulmuş dibine kadar bir şeyler gösterip duruyor. İnanın kulaklarımdan alev çıktı. Elbiseyi kenarıya attım. Ortalarına sertçe girdim. Yengeme ve adama omuz attım. Yengem, ayy diye kenarıya kaçıldı omzunu tutuyordu. Adam ne olduğunu şaşırmış yüzüme bakıyordu;

-Hayırdır kardeş?
-Pardon?
-Hayırdır? Yengeme döndüm. Ne bakıyorsun Özge? Elbiseyi buldum seni göremeyince merak ettim. Yengem bıyık altından gülüyordu. Şu etekler dikkatimi çekti de buraya geldim arkadaşta yardımcı oluyor.

Vay amk dedim karı bize adam bizim hatuna yazıyor ne iş? Yengemin kolundan tuttum.

-Gel beğenmedim ben bu mağazayı.
-Niye ya ben çok beğendim
-Gel sen gel daha çok mağaza var ben burayı beğenmedim.

Elinden tuttum çıkıyorduk mağazadan. Adam ne olduğunu anlamamış ters ters bakıyordum ona. Kırmızı ışıklı bir mağaza dikkatimi çekti.

-Gel bak daha güzelini buldum ben sana.

Mağazaya doğru yürüdük girdik içeriye. Gerçekten çok güzeldi sırf kadın üzerine kıyafetler vardı. Yengemin gözleri büyümüştü hem de bedenine göre kıyafetler buluyordu. O seçiyor bana veriyor, bende omzuma atıyordum. O kadar çok seçti ki önümü göremiyordum artık.

-Yenge elimi tut. Kafasını çevirdi bana baktı:
-Ayy pardon bu kadar çok oldu mu ya?
-Bir saattir seçiyorsun atıyorsun üstüme. Gel dene şunları bakayım.

Deneme kabinlerinin olduğu bölüme doğru gittik. Akşam vakti olduğu içinmiş kalabalık değildi dükkânlar. Millet kafelerde oturuyordu oralar kalabalıktı. Kendimi ikili koltuğun üzerine attım. O kadar kıyafeti gören satıcı;

-Hoş geldiniz. Çay, kahve alır mıydınız?
-Türk kahvesi var mı kardeş?
-Var efendim, nasıl olsun kahveniz?
-Bir sade kahve bir de su alayım lütfen.
-Tabi efendim.

Vay amk dedim. En son bizim pazarcı Hüseyin abiye gittiğimizde çay ısmarlamak için bir ton mırın kırın ederdi. Adam kahve söylüyor. İyiymiş bu AVM’ler haa diyordum içimden. Ama oda ne ben satıcıyla konuşurken yengem yanıma kadar gelmiş. O kıyafetle görünce o kadar şaşırdım ki. Diz kapaklarının üzerine kadar beyaz bir elbise, altına kırmızı ayakkabı, kafasında ince bir şapka. İri göğüsleri taşıyor elbisenin üzerinden. Ben yengemde en son o dekolteyi sutyensiz bir şekilde yerleri silerken görmüştüm. Bacakları sütun gibi, ayakları ufacık ağzına atımlık lokma gibi.

-Oha!
-Kibar ol hanım efendi var karşında. Dedi gülerek.
-Çüş diyecektim oha dedim daha kibarı ne bunun? Olmamış çıkart
-Ne? Neresi olmamış çok güzel oldu işte üzerime. Yanına yaklaştım kulağına eğilerek;
-Memeler bas bas bağırıyor. Dile geldiler bak konuşuyorlar. Kulaklarımı memelerine dayadım.
-Üşümüşler kapatsın bizi bu ne bee? diyorlar şuan. Yengem koluma vurdu;
-Of salak ya ahaha evet baya açıkmış bende esiyor bir yerden diyorum.
-Altta tanga üstte memeler firarda olunca eser tabi. Yengem gülerek kabine tekrar gitti.

Bu seferde vücuduna tayt gibi yapışan bir pantolonla çıktı. Üzerine siyah bir gömlek. Eyvah dedim içimden bu kadın bundan sonra böyle giyinecek. Ne yapacak oğlum? Kadın ne giyse gösteriyor vücut var en iyisi mi dedim karışma neyi beğeniyorsa alsın.

-Kuzey bak buna da dar diyeceksin ama çok beğendim.
-Yenge o kadar seksisin ki ne giysen yakışıyor zaten hiç deneme. Beğendiğini al çıkalım. Sonuçta burasıda büyük şehir kaldırır giyimi kuşamı.

AVM de ne kadınlar var görseniz. Yarı çıplak geziyorlar. Hoş birçoğu yengemin tırnağı etmez. Kuru kemçik çoğu. Göt yok, meme yok taşımıyorlar.

-Yani İzmir’e gideceğiz bak annemler ev ayarlamış aradı bugün. Bir hafta içerisinde aldıracaklar bizi.

Yengem çok mutlu olmuştu. Kendine güveni geliyordu yavaş yavaş. O kıyafetleri üzerinde gördükçe mutlu oluyordu. İnanın bana değerli okurlar o kadar güzeldi ki hani karım olsa soyunma kabinine sokar deli gibi sikerdim. Ama yapamıyordum her ne yaşasakta o kadar rahat olamıyordu insan.

Kahvemi içtim. Baya alışveriş yapmıştık. Çocuklara da bir şeyler aldık. Yengemi kafeye oturttum. İçeceklerimizi söyledik. Telaşla yerimden kalktım;

-Ne oldu kuzey? Bir şey mi düşürdün?
-Yok, yenge ben baranın hediyesini unuttum ya. Sen otur burada ben hemen geleceğim.
-Tamam, çabuk gel canım.

Baran’a akülü araba alacaktım. Nasılsa İzmir’e taşınacağız orada alırım diye almadım. Onun yerine uzaktan kumandalı araba vs. alacaktım. Yol üzerinde giderken, kuyumcu gözüme çarptı. Bilezikler, kolyeler, küpeler, yüzükler camda ışıl, ışıl parlıyordu. İçeriye girdim.

-Hoş geldiniz efendim. Nasıl yardımcı olabilirim.
-Merhaba ben kız arkadaşım için takı alacaktım.
-Tabi nasıl bir şey bakmıştınız yardımcı olayım. Diyerek yanıma geldi adam.
-Bilmiyorum siz ne önerirsiniz? Yani bayanlar ne beğeniyor burada en çok?
-Aklınızda bir model yok sanırım ben size yardımcı olayım.

Efendim şöyle böyle bir ton kolye gösterdi. Melek şeklinde bir kadın. Elinde meşale, meşalede yuvarlak büyük bir taş. Bunu beğenmiştim. Fiyatını sordum. 1500 dolar dedi. TL’de değil amk dolar.

-Yani kaç TL yapıyor ustam bu?
-2300 TL olur efendim.
-Tamam, birde tek taş yüzük istiyorum.
-Tabi buna uygun şu model var.

Birkaç yüzük modeli gösterdi. Yaklaşık 1550 TL’de yüzüğe ödemiştim. Yengem gibi bir kadına azdı bile ama babamın bıraktığı paraların bir, çoğunu alamadım yanıma evde kalmıştı. Oyuncakçıya da girip Baran’a araba, Gülizar’a boyu kadar oyuncak ayı almıştım. Ayının arkasına saklanıp geçtim yengemin arkasına. Saçını çektim arkasına bakınca şaşırmıştı.

-Ayı mı oldun şimdide? Gülüyordu. Nerede kaldın ağaç oldum burada hadi gidelim saat 11 oldu merak etmişlerdir hastaneye gittik dedik. Aramadık bile annemleri.

-Harbiden ya tut bakayım şu ayıyı.
-Aşık mısın oğlum? Aklın nerede? Dedi gülerek

Yüzüne bakıp kalmıştım. O kadar tatlı gülüyordu ki evet köpek gibi aşığım sana tapıyorum demek geliyordu içimden diyemiyordum. Güllü nenemi arıyordum. Biraz çaldıktan sonra açtı.

-Alo anne biz çıktık hastaneden geliyoruz kusura bakma sarjım yoktu arayamadım sizi. Evet, evet iyi yanımda oda iyi, iyi turp gibi maşallah serum verdiler evet ondan geç kaldık. Çocuklar eziyet ediyor mu? Hadi ya uyudular mı? Öyle mi? Tamam size kalsınlar bu gece o zaman uyandırmayalım hiç. Biz eve geçiyoruz o zaman direk? Tamam annem kusura bakma yorduk senide. Evet yarın okulları yok uyandırma uyusunlar. Yarın bi pikniğe gidelim mangal yapalım şöyle bir hava alalım. Tamam anne iyi geceler aleyküm selam. Yengem gözümün içine bakıyor konuşma hallerime gülüyordu.

-Ne gülüp duruyorsun sen ya?
-Hiç ne yapıyormuş çocuklar?
-Uyumuşlar yatak açmış annen uyandırmayın hiç uyusunlar sabah gelirsiniz dedi.
-E iyi hadi kalkalım bizde.
-Yoruldun mu sen?
-Yok, aksine yorgunluğum gitti. Bunalmıştım evde.
-O zaman evde ne yapacaz?

Aklıma ne yapacağımız geliyordu ama ikimizde söyleyemiyorduk birbirimize sabahlara kadar seks yapacağız diye. İçimizden geçense tam da buydu. Konuşmaya devam ettim.

-Hadi kalk lunaparka gidiyoruz.
-Lunapark mı?
-Evet, eğlenmek bizim de hakkımız değil mi? Hadi kalk gidelim.

Taksici dayıyı aradım.

-Alo dayı gel bizi AVM’nin önünden al Lunarpark’a götür bizi. Adamı özel şoförüm yapmıştım resmen.

-Tamam, yeğenim yakınım zaten gelin kapıya.

Yengem;

-Ya elimizde eşyalar var gitmesek mi?
-Sen gelsene ya canın istemiyorsa başka yere gidelim?
-Yok, ondan değil gidelim hadi.

Taksici dayı gelmişti. Geçtik araca. Lunaparka gittik. Işıl, ışıl çok güzel bir yerdi. İzmir’in lunaparkı kadar olmasa da.

-Dayı senin işin var mı?
-Yok, işim bitti aslında eve gidecektim.
-Dayı sen şu parayı alsan da bizi idare etsen. Uğraştırma başka taksiciyle hem şu eşyalar dursun. Git yemek ye, çay kahve iç ben alo derim sana gelirsin olur mu?
-Olur, tabi çok geç kalır mısınız?
-Yok, dayı bir, iki saate ararım seni.
-Tamam, o zaman ben lokantaya gidiyorum.
-Ha dur dayı şu poşetleri alayım öyle git.

Yengeme aldığım takıları almıştım. Yengem lunaparkın kapısında beni bekliyor. Etrafına bakınıyordu. Yanına gittim. Koluma girdi. Sokuldu iyice. Islak kamış kedi yavrusu gibi titredi.
-Üşüyor musun sen?
-Biraz.

Ceketimi çıkartıp verdim üstüne.

-Sen üşüyeceksin verme ısınırım birazdan.
Sarıldım sımsıkı.
-Isıtırım ben seni. Hem ben yanık Ömer’im bilmiyor musun? Küçükken yağmurda tişörtle gezer, yanık Ömer hasta olacaksın ceket giy diye bağırırdın.

-Hahaha doğru unutmuşum ben onu. Elinde ki poşeti niye bırakmadın dursaydı arabada.
-Aa elimde kalmış. Taksici yemek yemeye gitti. Taşıyacağım artık.
-Senin akıl uçmuş. Pamuk helva alsana bana.

Pamuk helva satan adamın yanına gittim. Bir tane aldım. Poşetini açıp verdim. Suda almıştım iki tane. Dönme dolabın olduğu yere doğru gittik. Ona binecektik. Yengem yüksekten korktuğu için binmek istemedi. Ellerinden tutup öptüm bindirdim. Yukarıya çıktıkça gözlerini kapatıyor bana sımsıkı tutunuyordu. Sarıldım beline. Korkmamasını bir şey olmayacağını, gözlerini açmasını istedim. Yükseldikçe aşağıya bakamıyordu yüzünü koluma gömerek kapatıyordu. Yanaklarından tuttum. Yüzünü kendime doğru çevirdim ve göz göze geldik. Havaya doğru hafif, hafif çıkıyorduk. Çenesini, yanaklarını okşarken dudaklarımız birleşti. O kadar tatlıydı ki dudakları şeker yediği için helvalar yapışmış dudaklarına. Onları dudaklarımla temizliyordum resmen. Eliyle dudaklarımı kapattı. Şekerini yemeye devam etti. Ona aldığım hediyeleri çıkarttım poşetten.

-Arkanı dön.
-Ne?
-Arkanı döner misin bir dakika?

Sırtını dönmüştü bana. Kolyeyi kutusundan çıkartıp saçlarını toplamasını söyledim. Havaya kaldırdı saçlarını. Mis gibi kokusu hafif rüzgarla burnuma geliyordu. Kolyesini taktım ve boynuna bir öpücük kondurdum. Bana doğru döndü. Şekeri vana verdi. Elini boynuna götürdü. Önünde sarkan, elinde meşale tutan kolyesini inceliyordu.

-Bu? Bana mı? Çok güzel teşekkür ederim.
-Senden güzel değil ama seni temsil ettiği için aldım. Bak özgürlük heykeli tutuyor elinde ateşi güneş kadar büyük. Aynı sen gibi güçlü, güzel bir kadın.

Boynuma sarıldı dudaklarımdan bir öpücük almıştı ki;

-Gözlerini kapat.

Hemen kapattı gözlerini. Yüzüğü çıkarttım kutusundan. Havada asılı bekliyorduk. Ellerini tuttum. Üşümüştü. Öptüm ellerini. Yüzüğü parmağına taktım.

-Açabilirsin.
-Kuzey utandırıyorsun beni. Yüzüğü inceledikçe gözleri ışıl, ışıl bakıyordu. Çok beğenmişti bana sımsıkı sarılıyordu. Dönme dolap hareket etmeye başlayınca korktu daha sıkı sarıldı.

Dönme dolaptan inmiştik. Saat gece 12 olmak üzereydi. Lunaparkta az çok insan vardı. Bir kafeye gidip oturduk. Yemek söyledik acıkmıştık. Yemeğimizi yerken yengemin o güzel yüzünü izliyordum. Tüm bu anlar bitmesin, sevgilim, karım gibi olsun istiyordum. Onu sürekli yanımda olması bana da güven, ona da kadınlık duygusunu güçlendiren his veriyordu. Sessizliği bozan ben olmuştum.

-Biliyor musun? Bugün o kadar güzel oldun ki. Bence artık kendine bakmalısın.
-Ne yani ben kendime bakmıyor muyum? Pasaklı mıyım?
-Ya ne alaka öyle demediğimi sende biliyorsun. Demek istediğim yeni hayata başlıyoruz hepimiz, büyük bir şehir, çeşit çeşit insanlar. Bak bugün aldığın kıyafetler ne kadar güzeldi. Kuaföre de git hakkın senin. Zaten güzelsin o konuda şüphen olmasın. Sadece çocukları bahane ederek kendini bırakma.
-Haklısın, aslında bende düşündüm biliyor musun? Şimdi büyük şehre gideceğiz. Orada köylü gibi durmayı bende istemem. Gencim kuzey eve kapanıp kalmak istemiyorum.
-Kalmayacaksın. Bir taraftan da korkuyorum biliyor musun? Bugün o satıcının bakışlarını gördükten sonra, dedim: “ulan bu kadın çok güzel herkes gözüne kestirip bakıyor, şimdi daha çok bakan olacak”
-Hadi ya hiç fark etmedim. Öyle mi bakıyordu satıcı.
-Gözleriyle yiyecekti seni. Yengem gülümsüyordu. Yüzüm düştü.
-Hoşuna gitti her halde? Gülerek cevap verdi.
-Hayır ya hoşuma giden senin beni kıskanman. Ayrıca ben hala dayınla evliyim ve çocuklarımın babası. Gülizar babasını sorup duruyor. Tamam, dayın çok yalancı, üçkâğıtçı bir insan, ama severek evlendik onunla. Bu konuşma benim canımı sıkmaya başlamıştı.
-E barışın o zaman, sana yaptığı onca şeyden sonra. Ayrıca annemler affeder mi dayımı bilmiyorum.
-Kuzey, çocuklarım var boşanmak istediğimi söyledim ama iki çocukla ne yaparım? Sizin üstünüz demi kalacağım sürekli.
-Şikâyetçi olan yok.
-Olmaz kuzey dayın gelecekmiş gelsin bir konuşacağım.
-Sizi götüreceğini söyledi. Gideceksin yani. Suratım iyice düşmüş, yemeğimi yemiyordum. Ellerimi tuttu.
-Hayır, tabii ki de ne işim olur yurt dışında, ayrıca baran, Gülizar senden ayrılmaz.
-Baran ve Gülizar mı ayrılmaz? Gözlerini kaçırdı gözümden. Dönme dolapta öpüştüğüm, sarıldığım kadın. Utanmaya başlamıştı. Yanakları al al oluyordu.
-Seninle yaşadıklarımız, yaptığımız şeyler için pişman değilim. Aksine çok mutluyum. Kadınlığımı hissettirdin bana. Ama olmaz kuzey, bu şekilde devam edemeyiz seninle. Sen genç adamsın, karşına daha nice kadınlar çıkacak. Hayatını yanlış kararlar yüzünden karartamam.
-Yenge saçmalama ne yanlış kararı?
-Bak dediğin gibi “yenge” yengenim ben senin kuzey ne yapacağız? Sürekli cinsel ilişki mi yaşayacağız seninle? Yoksa dayımı boşa ben evleneceğim diyerek nikahına mı alacaksın beni?

Yengemin bu tarz konuşmalarına kırılsam da haklıydı kadın. Ne yapacaktık yani? Hayallerim deki gibi sürekli seks mi yapacaktık? Yoksa nikahıma, mı alacaktım? Aslında istediğim de bu değil miydi? Daha demin düşünüyordun ya kuzey: “bu kadın karın olsa, her dakika yanında olsan diye? “Söyle oğlum işte dayımdan hayır gelmez sana, kadınlığını en doruk noktasına kadar yaşatırım seni, aşığım, seviyorum seni söylesene ne bakıyorsun yüzüne bön, bön? Başka kadınlara bakmam benim gözüm senden başkasını görmüyor desene amına kodumun sığırı hadi lan, söyle” İçimde kendi kendime konuşuyordum. Dayanamadım yengemin ellerini tuttum.

-Sen nasıl mutlu olacaksan, kendini nasıl rahatsız hissetmeyeceksen öyle yaparız. Ben seninle mutluyum, evet daha bir çok kadın tanıyacağım, ama senin gibisi çıkmayacak karşıma.
-Kuzey daha iyileri çıkacak.
-Senden iyisi yok ki. Yıllardır hayallerimin kadınısın sen o yaşadıklarımızın hayalleriyle avuttum sürekli kendimi. Ve bu olup bitene inanamıyorum hala.

Yengemin yüzü gülüyordu. Hoşuna gidiyordu ona aşık olmam, bu kadar değer vermem. Ama bir taraftan haklıydı da millet duysa, millet dediğim de kendi ailem, yengemin ailesi, nasıl açıklardık bu durumu?

Lokantadan çıktık. Taksiciyi aramıştım. Geldi bizi aldı lunaparkın dış kapısından. Saat gece 1’e geliyordu. Evin içi karanlıktı. Işıkları açtım. Yengemi içeriye soktum. Poşetlere yüklenip içeriye attım. Yengem tuvalete gitmişti. Üzerimi değiştirmek için çocukların yattığı odaya girdim. Kendime aldığım boxer, eşofman, tişört poşetini de aldım yanıma. Önce üzerimdeki tişörtü çıkarttım. Değerli okurlar. Anne sütü içmediğimi, hazır mama ile büyüdüğümü belirtmiştim sizlere. Bu sebeple kilomdan çok boyum vardı. Henüz 18 yaşındaydım 1,80 boy ile geziyordum. Kardeşlerimin elbise dolabının aynasından vücuduma çarptı gözüm. Omuzlarım iyice genişlemiş. Göğüslerim öne doğru çıkmış. Göbek yok spor yapmalıyım dedim. Kaslı olmam lazımdı. Altımda ki pantolonu da çıkarttım. Yengem;

-Kuzey? Kuzey neredesin?

Bana sesleniyordu.

-İçerideyim yenge giyiniyorum.

Boxer ile kalmıştım. Tam onu çıkartacaktım ki. Kapı açıltı. Yengem yeni aldığı kıyafetlerden birde gecelik almış, beyaz saten bir gecelik. Göğüs dekoltesi çok fazla. Diz kapaklarının çok üzerinde. Kollarını beline dayadı;

-Ay baksana çok şık değil mi?
-Oha sen hangi ara aldın bunu?
-Sen barana hediye almaya gittiğinde kafedeydim sıkıldım bir göz gezdirdim yandaki mağazaya oda iç giyimmiş.

Şuna benzer bir şeyin yengemin üzerinde olduğunu düşünün. O dolgun kalçaları, göğüsleri tamamen meydan da gözlerimin önünde.

Yanıma doğru geldi. Birde parfüm sıkmış ki sormayın. Böyle seksi bir koku yok. Sikim kazık gibi oldu zaten. Altımda boxer olduğu için iyice belirgin oluyordu. Yengemin gözleri sikimi süzdü yanıma yavaş yavaş geliyordu. Parmaklarını, omzumda gezdirdi.

-Ooo baya genişlemiş omuzların. Kaslanıyorsun kuzey bey.

Resmen nutkum tutulmuş, bir şey diyemiyordum. Kafamı çevirerek etrafımda bir tur dönmesini izliyordum. Karşıma çocukların ranzasına oturdu. Bacak, bacak üzerine attı. Of o nasıl manzaraydı öyle. Jartiyer miydi o? Geceliği ile uyumlu. Beyaz? Gözlerimi kırpmadan onu izliyordum. Sikimin karnıma uyguladığı baskıyı hayal bile edemezsiniz. Boxer’ın üzerinden sikimin kafası çıkmaya çalışıyor, boxer’ın lastiği buna izin vermiyordu.

-Şey yenge çok yakışmış, gözlerimi alamıyorum harika olmuşsun.
-Teşekkürler canım.

Gözleriyle beni süzüyordu.

-Hani sen ne aldın? Giymemişsin?
-E giyiniyordum sen geldin.

Yatağa uzandı. Sütun gibi bacaklarını serdi gözlerimin önüne. Elleriyle yüzünü, gözlerini kapattı;

-Tamam giyin hadi bakmıyorum.

Gülüyordum.

-Bakabilirsin görmediğin şey değil?

Kahkaha atıyordu. Uzandığı yerden kalkıp ayağa kalktı. Yanıma doğru yaklaştı. Ellerini vücudumda gezdirerek. Aşağıya doğru çömeldi. Bacaklarını ayırmıştı. Boxer’ın yanlarından tuttu.

-Kocaman olmuş yine.
-Senin gibi kadının karşısında olmazsa şaşırmak lazım.

Gözlerimin içine bakıyor. Kafamı aşağıya eğmiş bende ona bakıyordum.

-Çok mu güzelim gerçekten?
-Hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın.

Boxer’ı yavaş yavaş aşağıya sıyırmaya başladı. Sikim dimdik duruyordu. Tüm ihtişamı ile sikim gözlerinin önündeydi. O kadar çok sertleşmiştim ki. Boxer ayaklarımın altına düşmüş, yengem elini sikime götürüp yavaşça sıvazlıyordu. Dizlerimin bağı çözülüyor sandım, ayakta duruyor muyum? Yoksa hava da uçuyor muydum anlamak mümkün değildi.

Gözlerimi kapatmış anın tadını çıkartıyordum. Bir sıcaklık hissettim. Yengem iki eliyle kalçalarımı kavrayıp sikimi ağzına alıyordu. Sulu, sıcak, kaygan. Hayatım da aldığım en güzel zevk buydu. Boğazına kadar götürüp, tekrar çıkartıyor, sikim bir sıcaktan soğuğa çıkıyordu. Zevkten uçuyordum resmen. İki elimle kafasını tuttum. İleri geri yaparken onu tutuyordum. Artık dizlerim de derman kalmamış, bacaklarım titriyordu. Yengemin kafasını sikimden çektim. Çocukların ranzasına oturmuştum. Ağzını silip elimi tuttu. Benimle

birlikte ranzanın üzerine çıktı. Dudaklarımı büyük bir iştahla öpüyor. Göğüslerini vücuduma sürtüyordu. Kalçalarını kavradım. Yanaklarını açıp, kapatıyor, mıncıklıyordum onları. Üzerindeki geceliği sıyırdı. İri memeleri açılmıştı. Suratıma doğru sürtmeye başladı. Ağzımı açıp avuçladığım gibi emmeye başladım memelerini. Uçlarında dilimi gezdiriyor, hafif ısırıklar atıyordum. Zevke geliyor kafasını geriye doğru atıyordu.

Üzerindeki geceliği çıkarıp sıyırdı attı üzerinden. Altında sadece külot, ve diz kapaklarına kadar olan beyaz çorabı kalmıştı. Amını sikime doğru sürtüyordu. Öpüşmeye devam ediyor, omuzlarını, boynunu emiyordum. Kollarıyla boynuma sarıldı:

-İçimde istiyorum seni.

Kısık sesle tahrik edici şekilde söyledi. Belinden sarılıp sırt üstü onu yatırdım ranzaya. Elleriyle saçlarını toplayıp arkaya atmıştı. Bacaklarını büktü, ayaklarını tutup bacak arasına yerleştim, yatağın ucuna doğru kaykılıp ayaklarıyla burun buruna gelmiştim. Bir ayağını elime alıp, öpüp, yalamaya başladım. Ayak tabanını dişlerimle ısırıyor, öpüyordum. Parmaklarını ağzıma sokup emzik gibi emiyordum onları. Yavaş, yavaş, öpücükler kondurarak yukarıya doğru çıkmaya başlamıştım. Bacaklarını öperek üste doğru çıktım. İki bacaklarını ayırıp kasıklarını okşuyor, parmaklarımla amına masaj yapıyordum. Işık açık olduğu için tüm hatlarını görebiliyordum. Pürüzsüz bacakları, kılsız parlak kasıkları vardı. Sulanmıştı. Beyaz külotunun önü ıslaktı. Ben okşadıkça daha çok artıyordu ıslaklık. Dudaklarımı amına doğru yaklaştırdım. Külotun üzerinden o sularını somurarak içime çekmeye çalıştım. Su gelmiyordu ağzıma sadece yapış, yapış olmuştu dudaklarım. Hiç çiş kokusu vs. yoktu. Mis gibi kokuyordu. Sanki parfüm suyu akıyordu amından. Kasıklarını dilimle yalıyor, bir elimle de külotunu sıyırıyordum kenarına. İlk kez bu kadar ışıklı bir ortamda görüyordum amını. Çok güzeldi. Kabarık, etli, dudakları incecik bir çizgi amı kapalıydı. Parmaklarımı amına getirince hafif irkildi, karnı yukarıya kalkıp, iniyordu. Dilimi amına getirdim, hafifçe o çizginin arasında gezdiriyordum. Elleriyle saçlarımı tutuyordu. O zevk suları iyice iştahımı kabartıyor, büyük bir iştahla yalıyordum o taze amı. İnanın bana değerli okurlar hala inanamıyordum bu amdan iki çocuk çıktığında. Hani genç liseli kızların amı nasılsa, yengemin de amı öyle, tazecik, sanki hiç yarak yememiş. Göt deliğini söylemek dahi istemiyorum. Pespembe, ufacık, yalamaya doyamıyor insan. Yengem sabırsızlanıyor. Sikime elini atıyor amına götürüyordu. Artık dayanacak gücümüz kalmamış, benim sikim iyice kalkmıştı. Ellerini sikimden çekti ve bacaklarını ayırıp, amının dudaklarını ikiye ayırdı.

-Hadi gir artık içime.

Dudaklarını öperken sikimi belimle amına hizaladım. Bir elimi amına atıp sokmaya başladım. O kadar güzel kayıyordu ki içinde, resmen sikimi vakumluyordu içinde. Git, gel yapmaya başlamıştım içerisinde. Yengem bacaklarını kaldırıp belime doladı. Hepsini içinde istercesine kendine çekiyordu beni. Gözlerini kapatıyor, dudaklarını büzüyordu. Onun bu hareketleri beni iyice azdırıyor, hızlı hızlı git gel yapmamı sağlıyordu. İlk kez bu kadar sert, ve hızlı yapıyorduk. Yengem çok sulanmıştı. Sanki ilk kez seks yapan genç bir kız gibi, hiç seks yapmamış gibi, vıcık vıcık olmuştu amı. Ben git, gel yaptıkça odada, “şak, şak” sesleri yankılanıyor. Testislerim kasıklarını tokatlıyordu. İnanın ne kadar zaman geçti hiç bilmiyorum. Ne saate bakmak, ne de çevremde saat var mı ona bakmayı düşünmedim. Bir süre böyle yaptıktan sonra. Yengem ağlar gibi inlemeye başladı. “oh, ah, ay, ımm,” sesleri artık yerini ağlarcasına bir ses tonuyla: “aaaahhhhh hımm ahhhhh” almıştı. Birkaç saniye karnını içine çekti. Şiddetli bir kasılma geçirdi. Durmuştum git gel yapmıyor onu izliyordum. Eliyle yüzünü kapatıyor. Yüzüme bakmıyordu. Hafif, hafif titremeye başladı. Ne olduğuna anlam veremiyordum. Orgazm oluyor, zevkten uçuyormuş meğerse. Nerden bilebilirdim ki değerli okurlar. Orgazm olduğunu bilsem durmazdım, daha sert girip, çıkmaya devam ederdim. İlk kez birisi ile bu denli seks yapıyor, bunlara şahit oluyordum. Terlemiştim. Yengem gülmeye başladı. Yorulmuştum boşalmadan sikim sert bir şekilde içinden çıkıp yanına uzandım. Yengem elini anlına götürmüş. Tavana bakıyor gülümsüyordu. Derin, derin nefes alıp veriyordu.

-Niye titredin öyle? Bir şey mi oldu?

Bana doğru döndü, masum bakışlarını atıyor, dudaklarımı öpüyordu.

-Evet oldu. Çok büyük bir zevk yaşattın bana. Ne güzel sikiyorsun sen öyle yengeni hınzır.

Diyerek burnumu ısırdı üstüme attı bacağının tekini. Bir elini sikime atıp sıvazlamaya başladı.

-Hadi boşaltayım seni.

Omuzlarımı, boynumu, karnımı öperek sikimi yalamaya başladı.

-Hemen boşaltma sabaha kadar sikmek istiyorum seni.
-Boşal, yine kaldırırım sikini ben.

Şapur, şupur sesler eşliğinde sikimi yalıyordu. Bir süre yaladıktan sonra kucağıma oturup, sikimi amına soktu. Bacaklarını yatağa basıp çömelir vaziyette duruyor, sikimin üstünde hafif hafif zıplıyordu. Çok güzeldi zevkten gözlerim kayıyordu adeta. Belimden destek alarak, ellerimi kalçalarına attım. Sıkı, sıkı tuttum onları. Alttan, üste doğru, testislerim kasıklarına vura vura gidip, gelmeye başlamıştım içinde. Yengemde bana eşlik ediyor aynı tempoda zıplıyordu kucağımda. Hızımı iyice arttırmıştım. Hızlı bir şekilde sikiyordum amını. “ah çok güzel ımm harikasın” diyerek üzerime yığıldı. Ben pompalamaya devam ediyordum. Hızımı kesmemiştim. O boynumu emiyor. Saçlarımı okşuyor, ben ise göt deliğinde parmağımı gezdiriyor, sokuyormuş gibi baskı yapıyordum. Çok geçmeden tüm döllerimi amına akıtmaya başladım. Aralıklı şekilde sokup çıkarıyordum içine boşalmaya devam ederken. Yengem hareketsiz bir şekilde, tüm döllerimi içine alıyordu. Üzerimde bir süre yattı. Tüm döllerimin içine akmasını bekledi. Derin nefesler alıp veriyordu. Üstümden kalktı. Sikim küçülmüştü, yanıma uzandı, bana sarılıp yanaklarımı öpüyordu.
-Yoruldun mu? Dedim kısık sesle.
-Evet ama çok zevk aldım. Diyerek dudaklarıma öpücük kondurdu. Ellerimi yüzüne birleştirip dudaklarını uzun uzun öpmüştüm. Memeleri kolumun üzerindeydi. Birbirimize sarılmıştık. Zamandan haberimiz bile yoktu. Çırılçıplak bir şekilde uzanıyorduk yatakta. Bir süre konuşmadan birbirimizi okşayıp izledik sadece.

-Ne düşünüyorsun? Diye sordum.
-Hiç, konuşma bir şey düşünmek istemiyorum sana sarılıp bu şekilde uyumak istiyorum.
-Peki. Daha sıkı sarılmıştım boynunu öpüyor, kokluyordum. Bir süre bu şekilde uzandık. Tuvalete gitmek için kalkmıştık. Yengem altına yeni aldığı şort, külotlardan, üzerine bir askılı giydi. Sutyen takmamıştı. Ben de sadece boxer giyip tuvalete gidip gelmiştik. Yengemin odasında ki büyük yatağa geçip uzanıyorduk.

Yüz üstü yatıyordu yengem. Arkadaşından ona sarıldım. Kalçalarını okşadım. Duvardaki saate çarptı gözüm. Saat sabah 6 olmak üzereydi. Gözlerim kapanıyordu uykusuzluk ve yorgunluktan yengem çok rahat gözüküyor, uyuyordu. Ona sarılarak uyumuştum.

Kapı deli gibi çalıyordu. Sanki birinin ırzına geçmişiz, karısını, kızını sikmişiz gibi: “tak tak” tekmeliyorlardı resmen kapıyı. Yengem uyumaya devam ediyor hiç duymuyordu.

-Lan ne oluyor amk? Yataktan fırlayıp gidiyordum kapıya. Yerde bulduğum şortu, tişörtü üzerime geçirdim açtım kapıyı. Karşımda simayı gördüm.

Kardeşim simay;
-Abi neredesin ya?
-Lan beni korkuttun manyak öyle vurulur mu kapıya?
-Ne yapayım uyanmıyorsun? Güllü nenem gönderdi beni. Hadi kahvaltı hazırmış, gelecekmişsiniz.

Doğru ya ben unuttum çocukları.

-Tamam gel yengem uyuyo uyandır gidelim.
-Sen uyandırsana abi ya ayakkabılarımı çıkarttırma zaten zor giydim.
-Of iyi be git hadi o zaman sen geliriz biz hazırlansın yengem.
-Tamam hadi çabuk gelin pişiler soğumasın dedi.
-Kız, bak hele
-Ha abi?
-Bol peynirli yapsın söyle güllü neneye, abim bol peynirli istiyor de.
-Koca boğaz ya tamam söylerim.

İçeriyi gidip yengemin odasına girdim. Yanaklarını öptüm, tepki yoktu. Kalçalarına vuruyordum kalk hadi alo uykucu uyan gari la oho tembel diyordum.

Yengem yüzünü ovdu, uyanıyordu, kollarını açıp esnedi, sonra boynuma sarıldı kendine çekti beni.

-Uyan hadi annen çağırıyor.

Bir anda kollarını boynumdan çekti ittirdi beni yataktan. Yere düşmüştüm.
-Lan, baştan söylesene neredeler? İçerideler mi? Oğlum sen niye girdin odaya yarı çıplağım çık çabuk, Gülüyordum.

Özge Yengem Bölüm 1-2

-Hadi konuscaz
-Ne konuscaz? Yenge gerildim ben haa
-Hahaha gerilme rahat ol iki arkadas gibi oturup konuscaz iste -Iyi oyle olsun bakalim. En son canin mi sikkin demistim?
-Yani sikkin biraz.
-Niye peki dayimla mi kavga ettiniz?
-Yok oyle birsey degil. Tamam kavga ediyoruz zaten de aman neyse iste evliliksel meseleler buyuyunce anlarsin. Beni hala cocuk olarak gordugu için bozulmustum suratim dustu kafami cevirmistim. Enseme tokat atarak;
-Tamam lan evlenince anlarsin demek istedim. Simdi sevgilin varmi senin bakayim? Liseye gectin kizlar guzeldir simdi orada. -Ne guzeli ya manyak manyak ergen dolu
-Ahara ne guzel iste ayarlamadin mi bitanesini yakisiklisin bakan vardir illaki. Ortaokulda bizim koylunun kizina asikmissin diye duydum
-Yenge o 1. siniftan 5. sinifa kadardi. Cocukluk aski hem yuz vermedi zaten tipsiz cocuklarla arkadas oluyodu o yasta simdi lisede iyice saldi kendini isim olmaz.
-Ne guzel iste ilk asklar unutulmazmis.
-Benim ilk askim sendin hatirlarsan? Evet ilk askim yengemdi. Dayımla evlenecekleri kesinlestigi zaman yengem bize gelir giderdi. Annemle sonradan aralari acildi. Bize her geldiginde ben o zaman daha kucugum birinci sinifa dahi gitmiyorum. Kucagina oturup sarilirmisim yengeme. Agzini yuzunu opucuklere bogar, “ben evlencem seninle“ dermisim surekli annemle anlatirdi. Dayima kizarmisim elleme yengemi diye sarilacagi zaman vs. Yani ilk askim benim yengem

-Orasi oyle ama aklin ermiyordu o zaman
-Sanki o kiza asikken eriyormuydu? Ayni sey
-Olsun daha ne kizlar cikar karsina
-Kismet
-E peki olmadimi sevgilin? Ayla var su eminenin kizi gelip duruyor kiz hep senin yaninda.
Ayla ben 6. sinifa giderken kendisi lise 8. sinifa giden bir orospu kizdi.
-Yenge yanlis anlamada o kiz kasar
-Ahahah nasil laf o oyle
-Valla oyle ben ilk okula giderken gelmisti ya bize
-Eee
-Su avluda bizim eski cekyat vardi oturduk oraya tutturdu bak bi oyun oynayacaz seninle diye neyse ya utaniyorum soyleyemem
-Lan arkadas gibi konusacaz demedim mi sana anlat naptiniz?
-Off napcaz gitti pike getirtti iceriden bana orttu onu ustumuze elimi tuttu seyine soktu oksa burayi dedi sanki cocugum bilmiyorum ne yaptigini.
-Eee sen ne yaptin?
-Yenge anlatmayayim ya
-Anlat dedim kizdirma beni
-E utaniyorum
-Utanma utanma anlat hadi.
-Tamam bende dedigi gibi oksadim onu ama vicik vicikti islanmisti elim. Kivraniyodu koltugun ustunde. Sortumu cikartip eline aldi seyimi. Oksadi bir sure. Sonra asagiya kaydi yalamaya opmeye basladi. Pikenin altindan ona baktim. Hepsini agzina alip cikariyordu seyimi. Cok guzel felan diyordu. Ustume cikti seyime surtunmeye basladi baya islakti.
-E oglum kimse gormedi mi sizi avludasiniz?
-Avludayiz da evde kimse yokki gullu nenemgile gitmistiniz annemle siz (gullu nene yengemin annesi oluyor)
-Bak sen ya eeee sonra sokmasaydin icine kizin? Yengemin suratina baktigimda yanaklari al al olmustu sanki ates basmis gibi boncuk boncuk ter dokuyordu. Ben zaten utanma sikilmayi biraktim hayalini kurdugum kadina bunlari anlatiyordum. Yengemin yuzune baktim ne var gibisinden kafasini salladi. Gulerek cevap verdim;
-Sey yenge onden sokacakti oturdu ustune ama cektim kendimi. Domalttim arkasindan sokmaya calistim. Girmeyince krem aldim geldim evden kremleyip arkasindan girdim.
Omzuma tokat atti yengem;
-Ayy pislik
-E napsaydim kizliginimi alsaydim sonra kalacak basima al basina bela -Dogru e bisey demedimi?
-Yoo zevkten gozu donmustu zaten.
-Olgum 12 13 yasindasin kiz 15 16 yasinda nasil becerdin sen onu diye soracaktim vazgectim. Kafami toslayinca kolun sandim zaten.
-Yenge utandirma ya
-Ne var o yastakiler altina isiyor sen elin kizini sikiyorsun
-Kendi siktirdi ben bisey yapmadim. Gozleriyle sikimi isaret ediyordu; -Ne?
-Kalktimi yine dedi kahkaha atarak
-Yenge valla utandirma dedikce ustune geliyosun cikarayim bak kalkmismi? dedim gulerek -Pis dedi koluma vurdu yine.
-Hadi ac bakayim kafami acitti len.
-Yenge sacmalama ya sakasina dedim acmam
-Ac oglum yengenim ben senin merak ettim
-Seni duyanda gormedi sanacak. Dayiminki ne diye duruyor. Yine vurdu koluma;
-Ahahaha karistirma dayini ac hadi. Kolumu acitmisti vura vura bende karsilik verdim; -Omzumu kopardin yeter yeter dedim omzuna boyle kucuk ufak tokat attim atarken memesini siyirdi parmaklarim. Yengem ac hadi ya diyerek sortumu cikartmaya calisiyordu.
-Yenge dur napiyosun
-Amma naz yaptin sende acma.
-Ne nazi ya karimiyim ben al. Dedim indirdim sortumu. Allahim ben neler yapiyordum boyle. Hayalini kurdugum anlar gercek oluyordu. Yengemin karsisina gectim bir elimle sikimi kavradim al gordun mu? Gectimi meragin dedim. Yengem gozlerini buyuterek; -Abooo o kiz nasil aldi bunu arkadan?
-O zaman bu kadar degildi cunku dedim gulerek. Sortu yukariya cekiyordum. Yengem dur bakayim birak bi dedi. Elimi sorttan cektim. Yengem karsisina aldi beni sikimi avucladi; -Bosaldin mi hic?
-Evet
-Hmm 31 cekiyormusun? Basimi salladim onaylarcasina;
-Eveet. Yengemin gozu sikimde eliyle sikimi kavramis hafifce oksuyordu.
-Nasil yapiyorsun boyle mi? Ileri geri sivazlamaya baslamisti sikimi. O anki salakligimla geriye cekmistim kendimi;
-Yenge dur napiyosun? Yengem guldu. Bana bakti; -Kasiklarin agrimiyor mu? Kocaman olmus o? -Agriyoda napayim. Sortumu giydim oturdum yanina tekrar yengemin gozu arada sikime kayiyordu. Sortun uzerinden tuttu sikimi;
-Bosalman lazim agri yapar bu birde ayalarina kafami vurdum zaten canin yanar, Dedi.
-Tamam bosalirim bir ara yenge hangi ara buralara geldi bu konu ya dedim gulerek. Yengem sortumu siyiriyordu asagiya dogru; -Kalk ayaga cikart sunu.
-Yenge yine mi ya?
-Sus karsi gelme yengeye cikart hadi.
-Tamam da napcan?
-Bosaltcam dedi kahkaha atarak.
-Iyi de seni kim bosaltcak dedim bir anda cikti agzimdan yengem koluma vurdu tekrar sus ahaha dedi. Sikimi tekrar aldi eline. Inanin sevgili okurlar hic bu kadar sertlestigimi hatirlamiyorum. Hani bir iki kez daha sivazlasa bosalacaktim. Sirf erken bosaliyor diye dusunmesin diye tutup duruyordum kendimi kicima yedigim tokatla kendime geldim. -Kasmasana kendini rahat birak otur bakayim suraya. Yengemin yanina oturdum goguslerine dogru yaklastirdim kafami yaslandim arkama. Yengem sikimi sivazliyordu. Bir iki dakika gecti ki baran aglamaya basladi. Hay amk tam sirasi diyordum icimden bir taraftanda olan bitene inanamiyordum. Yengem giy sortunu gelecem dedi baranin yanina gitti. Saat 4 e geliyordu. Yengem barani uyuturuyordu sikim biraz rahatlamis inmeye baslamisti ki o sirada gulizar geldi okuldan; -Abi annem nerde?
-Icerde barani uyutuyor ne oldu sen nereye gidiyosun?
-Abi anneme soyle babam ilceye gitmis malzeme almaya dukkana ugradim. Bende sizin eve geciyorum ablamlarla kursa gidecez cantami birakmaya geldim.
-Tamam soylerim

Iceriden yengem cikti geldi yanima;
-Gulizar mi geldi?
-Geldi ama gitti dayim ilceye malzeme almaya gitcekmis yemege gelmeyecekmis .
Gulizarda bizimkilerle kursa gidecekmis kuran kursuna .
-Hee iyi uyudu baran bekle geliyorum. Istesede bir yere gitmezdim zaten. Yatak odasina
gitti. Geldiginde uzerini degistirmisti. Ince bir askili giymis. Altinda seksi bir sort vardi.

Elinde tuttugu krem kutusunu bana atti ve gel diye isaret etti. Baranin oldugu odaya girdim. Yengem disariya cikip biraz odun getirdi sobaya atmak icin. Dis kapiyi guzelce kapatti perdeyi cekti. Ben olacaklari dusunuyordum aklimdan onlarca sey geciyordu yengemle sikisecekmiydim? Oturuyordum. Yengem sobaya atti odunlari. Sut gibi bacaklarini askilinin yanlarindan tasan memelerinin beyazini izliyordum. Yengem dondu bana goz kirpti; -Hazirmisin?
-Neye? Guluyordu. Oturdugum yere diz cokup cikartti sortumu. Sikim eskisi gibi kalkik degildi;
-Ne o? Kizi konusmuyoruz diye inmis biraz bu? diyerek aldi eline bakmaya basladi -Kafani carptiginda o kiz yoktu ama demi?
-Hahaha suna bak ya bana mi kalkti bu?
-Hee bak kalkiyo yine
-Hiihiim dedi onaylayarak ustume dogru geldi; -Ver bakayim kremi.
-Krem surme yenge ben bir kez denedim iseyemedim cok yandi -Hahaha kremsiz mi 31 cekiyosun?
-Aynen surme acisi hala icimde iseyemedim cayir cayir yandi.
-Kiyamam diyerek sivazladigi sikime opucuk kondurdu. Ben irkildim onun dudaklari sikime degince. Gozlerime bakiyordu sikimi sivazlarken arada opucuk atiyordu sikimin basina; -Yenge?
-Hi?
-Birsey diyecem sana
-Ne diyecen de bakayim? Yengem onumde diz cokmus sikimi sivazlamaya devam ediyordu -Biliyormusun ben kucuklugumden bu yana cok seviyorum seni. Yani asigim cok begeniyorum seni o yuzden diger kizlar yada baska kadinlar ilgimi cekmiyor.
-Yalanci Aylayi sikmeyi biliyosun ama?
-Yaa yenge iyiki birsey anlattik sanada dedim;
-E ne sikmedin mi? Yemedimi bu sikini dedi sikimi avcunda siktiriyordu.
-Yedi.
-Cok zevke gelmis dedin nasil gelmesin suna bak bu yasta bu sik seninle evlenen yasadi. -Sozumu kesme ama gercekten cok seviyorum begeniyorum seni. Sen karsimda memelerini actikta opmek istiyordum onlari, altini ciplak gordugumde aklimdan cikartamadim o manzarayi -Bak seeen cok mu begendin?
-Nasil begenmeyeyim yenge ya hastayim sana ben
-Demek oyle. Dedi. Ayaga kalkip askilisini cikardi oturdu yanima. Basimdan tutarak goguslerine dogru yatirdi kafami. Eliyle sikimi sivazlamaya devam ediyordu. -Emebilirsin istersen dedi gulumseyerek. Bu firsati kacirirmiyim avcuma sigmayan o memesini avucladim ucunu dilimle emmeye basladim. Sut geliyordu agzima somurdugumda o yuzden opup emikliyordum hafif hafif. Yengemin yuzune baktigimda dudaklarini isiriyor kafami oksuyordu.

Yengemin memelerini emdikce elim bacaklarina gitti. O sutun bacaklarini oksuyordum yengem irkildi ve kalk dedi. Ayaga kalktim kalcalarimdan tutarak cekti beni kendine. Iyice kalkmis sikimi dil darbeleriyle yalamaya basladi. Ben zevkten ucuyordum resmen saclarini tuttum cekiyordum hafifce kendime. Koluma tokat atti bastirma dercesine. Hafifce tutuyordum saclarini. Agzini acti. Sicacik ve islakti. Hic ayla gibi degil cok profesyonel yaliyordu sikimi. Sikimi goremiyordum sadece tassaklarim vardi ortada onuda bir eliyle sivazlamaya agzina ileri geri sikimi sokup cikartmaya basladi. Benim yarrak havaya dogru kalktigi icin ustten alta dogru yaliyordu. Nefesim kesiliyor kasiliyordum bosaldim bosalacaktim. Sikim agzindayken birseyler mirildandi anlamadim;
-Ne dedin yenge? Kicima saplak atti agzindan sikimi cikartip agzima bosalma sakin dedi gulerek. Ha yok cekerim kafani o zaman. Aferim dedi tassaklarimi somurmaya basladi. Kafami buraya mi carpmistim dedi guldu, Basimi salladim istahla yalamaya devam etti. Bosalacagimi anladim. Saclarindan tutup cektim geriye kafasini hemen cekti kendini geriye 31 cekmeye basladi hizli hizli. Ben horultuyla bosalmaya basladim inanin ilk kez bu kadar sperm ciktigina sahit olmustum. Yengemin suratina goguslerine fiskirttim. Yengem yuzunu burusturdu;
-Oha kuzi oha dur artik.
-Ben bisey yapmiyordum ki yenge
-Dolledin heryerimi. Yengem once yuzunu ve goguslerine bulasan dollerimi peceteyle sildi daha sonra islak mendille sildi. Sonra sikimi tekrar avcuna alip temizledi peceteyle;
-Ne cok bosaldin oyle baya biriktirmissin
-Seni dusunerek 31 cekince boyle oluyo yenge bu anin hayaliyle yasadim ama hala gercek olduguna inanamiyorum dedim. Yengem kicimi cimcirdi.
-Bak bakalim ruyamiymis dedi.
-Offf acittin ya degilmis tamam . Yengee?
-Efendim canim?
-Icine ne giyiyorsun sen? Kalcalarin surekli meydanda oluyor sabah kahvaltidan beri tayt vardi ya uzerinde seyin cok belli oluyordu.
-Tanga vardi dayina begendirmek icin almistim.
-Begendimi peki?
-Gozu gorse begenecekte kerhane karilarini begenir anca o. Bu duydugum karsisinda agzim acik kalmisti Muratla birlikte ilceye surekli bu birhane orospularina mi gidiyordu yoksa dayim? Yengem iceriye gitti uzerini degistirdi. Tisort ve taytini giydi geldi ami hala belirgindi belli ki tanga icindeydi.

Kafami dayim kurcaliyordu. Bir taraftan inanin bu olanlar aklima sigmiyordu. En ufak ihtimal vermiyordum, birakin yengemin sikime dokunmasini. Tutup 31 cekmesini, memelerini emdirmesini, sikime agzina alip bosaltmasini bunlar sadece hayallerimi susleyen birer kurguydu gercek olmustu.

Yengem yanima geldi oturdu;
-Bak bu olan biten aramizda zaten nasil yaptim bilmiyorum aklim cok karisik kuzi dayin ilcede bir birhaneye gidiyormus haticenin kocasiyla gormusler abimle kardesim. Yengemin 2 kardesi vardi 2 side erkekti bu arada birisi abisi Veysel digeri kardesi Guven.
-Bir dakika ya intikam aracimiyim ben? Sozde dayimdan intikammi aldin aklinca o yuzden mi yasadik bu olanlari?
-Hayir intikam araci degilsin aklim karisik diyorum sana. Baran 4 yasina geliyor daha dayinla yatmadik bile. Onu etkilemek icin ne ic camasirlari aldim bak sobanin ustune.
Sobanin ustune baktigimda kirmizi bir tanga ve dantelli sutyen vardi.
-Bunlardan daha cok var dolapta ama adam donup bakmiyor bile. Ben sirnasiyorum gotunu donup yatiyor. Yani bende kadinim gencim isteklerim oluyor bir baskasiylada yapamam iki tane cocugum var aslinda seninle de yapmamam gereken seyleri yaptim. Seninle oyle konusunca yalan yok etkilendim, Evden disariya cikmiyorum koyden birisine de siktiremem ya kendimi.
-Ne bicim konusuyorsun sen be? Ne siktirmesi hayirdir? baya sert cikip bagirmistim yengeme. Yengem aglamaya basladi. Bagirdigim icin degil tabiki bu olanlar icin agliyordu dayimin onu ellememesi kadinligindan suphe etmesi bir ton sey. Yengemin yanina yaklastim ve sarildim neredeyse aglayacaktim. Gozyaslarini sildim optum onu. Boynuma sarildi;
-Kendimi cok cirkin hissetmeye baslamistim kuzi. Sen oyle iltifatlar edince inan duygularim oksandi kendimi begenmiyordum artik. Gobegim sarkti goguslerim buyudu dayin da begenmiyor ki ellemiyor beni.

-Sss sacmalama gercekten inanamiyorum bu adama. Ben seninle nasil yatiyordur, Ne
sansli adam diye dusunuyordum surekli. Hele baran dogduktan sonra hatice olan
konusmalarinizi duymustum hatice hamileyken. Dayim nasil dayaniyor sana ellesmeden
diye icim icimi yiyordu. Bu kadarini beklemiyordum. Ayrica yemin ederim sen gordugum
en guzel kadinsin sakin oyle dusunme. Ben senin hayalini kurarak ne kadar cok bosaldim biliyormusun? Aylayla yatarken bile seni hayal ediyordum ben. Yengem koluma vurdu;
-Salak ya diyerek gulumsedi
-Veysel abiyle guven abi birsey yapmadi mi?
-Doveceklerdi dayini ben engel oldum cocuklarimin babasi ama bilmiyorum ne yapacaz uzun zamandir gidiyormus oraya yeni birsey degil. Eve surekli borc kagitlari geliyor kuzey, Kredi kartindan altin aliniyor, para cekiliyor ama nereye gidiyor bunlar bilmiyorum eve giren cikan birsey yok. -Anneme soyleyecem bunu ben -Deli gulsume mi?
-E siz konusmuyorsunuz gidip anlatacam ona olayi.
-Tamam dur bende gelecem. Yengemle bizim evin yolunu tuttuk. Kardesimi yengemin evine yolladik barana bakmasi icin. Annem anne annem salonda oturuyordu. Yengemle iceriye girdik. Annem yengeme surat asiyordu ama agladigi icin gozleri sis gorunce yengemi;
-Noldu kizim iyimisin? Yengem anneme sarilip aglamaya basladi
-Anne dayim kari kiza gidiyor
-Ne karisi ne kizi oglum oturun bakayim anlatin olayi

Anneme tüm olayları anlatmıştık. Yengemin gözleri dolmuş ağlayacak gibi olmuştu. Haklıydı da, o bunları hakkedecek bir kadın değildi sonuçta. İçimden gidip o dudaklarını öpmek, sarılmak, mis gibi kokusunu içime çekmek geliyordu. Annem sinirden köpürmüştü. Tam o sırada Murat abi ile dayımın sesi duyuldu dışarıdan. Annem bir hışımla koştu dış kapıya. Murat abiye öyle bir tokat attı ki sesini Hatice abla duymuştur. Ağzına geleni söylüyordu annem murat abiye. Dayım annemi sakinleştirmeye çalışırken oda aldı nasibini. Annem ikisini birden sokak ortasında dövüyordu. Anne annem yavaş adımlarla gidiyordu onları ayırmaya. Kardeşlerim gülizarıda alıp yengemlerin evine geçmişti. Dayım ile annemi ayırmak için bende gidiyordum sokak kapısına. Tam ayakkabılarımı giydim kolumdan yengem tuttu ve çekti beni kendine. İçeriye çekti beni. Sımsıkı sarılıp:
-İyi ki yanımdasın diyerek dudaklarıma yapışmıştı. Dudakları ıslak gözleri yaşlıydı. Dış kapıyı kapatıp yengemin kalçalarını avuçlarım dudaklarını yiyecek gibi öpüyordum. Dilini emiyor, dudaklarını somuruyordum. Boynunu emdim, kokusunu içime çekmiştim. Ayak sesleri gelmeye başlamıştı. Geliyorlardı. Yengem beni itti ve güldü. Kafamı çevirdiğimde dayımın ağzı burnu kan içinde annem arkasında söylenerek geliyordu. Kapıdan içeri girdiler, bağrışmaya devam ediyorlardı. Dayımdan nefret ediyordum resmen ama bir taraftan iyi ki böyle bir salaklık yaptı ve yengemi bana itti diyorum.

Olaylar hangi ara buraya geldi inanın bilmiyorum değerli okurlar. Henüz 18 yaşına girmediğim halde bunları yaşıyordum ergenliği erken yaşadığım için olgunlaşıyordum sanırım. Anlıyordum yengemi ve çok istiyordum da. Ben ensest nedir ne olur hiç bilmedim uzun bir yıl boyunca. Benim akrabam yoktur ensest ilgi duyayım. Sadece teyzem var. Ona da bakan insanın siki hayata küser kalkamamaya yemin eder. Kızı var bir tane eh işte o biraz uyandırır adamın sikini ama yok ya cılız bir şey oda yine kalkmaz. Demek istediğim bana en yakın insan yengem oldu. Köy kadinlarini bilirsiniz, çoğu yanar kavrulur ama korkar başka yarrak yemeye. Durumlar böyle olunca. Uzun yıllar yaraksız kalınca bir kadın ister istemez etkileyebiliyorsunuz oda size başka gözle bakabiliyor. Neyse burayı gereksiz uzattım hadi devam edelim.

Dayım yeminler ediyordu böyle bir şey olmadığına. Borsa oynuyorum çok paramız olacak
abla güvenin bana. Ben karımın üstüne gül koklar mıyım? Yengeme yanaştı ama yengem
benim olduğum koltuğa doğru yanıma geldi oturdu.
-Karıcım yapma böyle yemin ederim allah belamı versin karıya kıza gitmedim coluk
çocuğumun ölüsünü öpeyim gitmedim Borsa oynadım kumar yani bizim bakkal şevketin oğluyla oynadık abla git sor inanmıyorsun hatta arıyayım gelsin anlatsın. Muratta merak etti geldi bizimle
-Guven ile Veysel görmüş seni kerhaneden çıkmışsın yalan söyleme bana gebertirim seni pezevenk. Gül gibi karın var 2 cocugun var onların rıskını karıya kızamı yediriyon lan sen -Abla yemin ederim Muratı aldık o içerdeydi ben girmedim.
-Gidin evinize karı koca çözün sorununuzu. Bana bak bu kadını ezmeye kalkar, sesini yükselttiğini duyarsam Güven, Veyselden önce ben kısarım o sesini. Hadi kızım sende git bak çocuğa acıkmıştır
Annem ile yengem düşman gibi olmalarına rağmen bu davranışı şaşırtmıştı beni. Yengem anneme sarıldı teşekkür etti dayımda arkasındaydı yengem bekledi biraz ben kapıda bekliyordum bakıyordum arkasından. Yengem eliyle öpücük attı giderken bana dayım kanayan burnunu tıkamaya calısıyordu bizi görecek kıvamda değildi zaten. Burdan anladığım kadarıyla yengem artık avcumun içindeydi. Onunda bana karşı ilgisi vardı etkilemiştim onu. Yatağımda deli dana gibi dönüyor uyuyamıyordum. Uyku tutmuyordu. Yengemin dayıma kendini siktireceğini düşünmüyordum. Ya benden vazgeçerse? Ya dayım onu ikna eder barışırlarsa? Bir taraftan içinde suçluluk duygusu vardı böyle düşündüğüm için. Sonuçta iki tane çocukları vardı. Onların kötü bir evlilik geçirmesini, yengemin de dayımın da mutsuz olmasını hele o çocukların mutsuz olmasını hiç istemezdim. Bunları düşünürken saat gece 4 olmak üzereydi sabah okulum vardı. Altıma işeyecektim tuvalete kalktım. Hava soğuktu. Tuvaletin kapısına doğru yöneldiğimde yengemlerin yatak odasından ses gelmiyor ışık yanıyordu. Biraz daha ilerleyince tuvaletinde ışığının yandığını gördüm. Kapıyı çaldım.
-Çıkıyorum.
Bu ses yengemin sesiydi
-Yenge senmisin
-Kuzi evet bekle çıkıyorum şimdi. Soğuktan yerimde zıplıyordum. Ellerimi avuşturup ısınmaya çalışıyordum. Yengemi gördüğüm içinde çok sevinmiştim içimi mutluluk kaplamıştı resmen -Napıyosun uyumadın mı?
-Yok uyku tutmuyor sen neden uyumadın?
-Dayına pansuman yaptım deli soyka güzel dövmüş. Gözlerinin içi gülüyordu. Onu öyle görünce bende mutlu olmuştum yüzüm gülüyordu. Yanağımı okşadı
-Yarın gel tamam mı?
-Merak etme gelecem tabiki. Boynuna bir öpücük kondurdum
-Hadi koş içeri üşüme. Yengem üstündeki hırkaya büründü koşmaya başladı kırıta kırıta arkasından hayran hayran izledim bende.

Sabah olmuştu. Sersem tavuk gibiydim hiç uyuyamamıştım neredeyse sadece sabaha karşı içim geçmişti. Sırt çantamı aldım. Ayakkabılarımı giydim çıktım kapıdan. Yengemlerin kapı sesini duydum. Bu saatte yengem değildir gulizar geliyordur dedim içimden. Dayımdı gelen.
-Günaydın paşam
-Günaydın dayı dükkana mı?
-Yok paşam ilçeye zengin olacaz diyorum karı kız peşindeyim sanıyorlar beni.
-Harbi dayı o mesele ne ? Yengemde çok üzüldü aldatıyorsun sandı
-Yok be paşam o göt var mı bende. Aha evde var bitane yetiyor bana diye kahkaha attı Yolda ilerliyorduk dayımla.
-Oglum bakkal şevketi biliyon demi
– Biliyorum dayı
-Oglu varya şaban borsa oynamış pezevenk 0 km ford focus çekti altına. Ya birde çok ufak bir rakamla oynadık ben dükkanı evleri satıp basıcam ona hayatımızı kurtarıcam bak görürsün.
-Aman dayı bu işin şakası olmaz taklaya gelmeyelim sonra?
-Korkma yeğenim sen dayını biliyon sağlam olmasa o riske girermiyim.
-Peki ne zamana zengin oluyoz dayı heyecan yaptım bak
-Hahaha 2 hafta içinde inşallah yeğenim o zaman sıfır km bmw ben çekecem altına senin
-Dayı gerçekten işin ucunda var mı o kadar para. Var tabi anan inanmıyor enişte getircek onuda götürecem görsün kendisi -Vay be dayı e köydemi yaşayacaz?
-Yeğenim hayatımızı kurtarıcaz diyorum köy diyon amına korum köyün izmirin en güzel yerinde triblex villa alacaz 2 aile orda kalacaz ablam kabul ederse yengen tamam dedi gece konuştuk
Okula varmak üzereydim dayımla vedalaştım. Açıkcası hangi birine şaşıracağımı bilemiyordum. Yengemle aynı evin içinde sürekli yaşamak? Aşk-ı memnu dizisi yoktu o zamanlar kitabını da okumadım Bu durumda ben behlül mü oluyordum amk 😀 ahaha vay amınısıkım olaylar fena neyse konuyu dağıtmayalım.

Okuldan çıkmıştım. Yengemlere geçeceğim için önce dayımın dükkanına uğradım. Kilitliydi. Bakkaldan kola çocuklara abur cubur alıp eve yürüyordum. Önce bizim eve baktım kardeşlerim Gülizar ve baran ders çalışıyorlardı abur cuburları verdim onlara. Dayımı sordum annemgille ilçedelermiş yengemi sordum evde abin gelince uğrasın dedi perde takacakmışsın abi dedi kardeşim. İçimden ne perdesi amına koyum ya derken çaldım yengemin kapısını. Yengem açtı kapıyı boynuma sarıldı:
-Hoş geldin canım.
-Hoşbulduk yenge nasılsın dayımlar borsa yerindeymiş
-Borsası batsın onun tutturmuş zengin olacaz diye uyutmadı sabaha kadar. -Sende mi uyuyamadın bakayım diyerek sokuldum boynuna sarıldım beline boynunu öpücükler konduruyordum. Hoşuna gidiyor karşılık veriyordu. Dudaklarımı öpüyor yüzümü okşuyordu dudaklarıyla. Gerizekalı dayım yıllardır sikmemiş yanıyordu kadın. Elimi eşofmanın içinden amına sokunca anlamıştım yandığını. Sırılsıklam olmuştu amı. Yalamak istiyorum bu amını dedim kulağına fısıldayarak. Şaşırdı yüzüme bön bön bakıyordu
-Nasıl yalayacaksın? Su kasettekiler gibi mi? -Ne kaseti?
-Dayının porno kasetlerini izlemiştim de orda gördüm birkaç şey -Hmm sen benimkini o yüzden mi bu kadar güzel yalamıştın?
-Eveet diyerek tuttu sikimi. Baranın odasına geçtik.
-Dur kapıyı kapatayım gelen olursa anlarız. İçimi bir heyecan kaplamıştı yengemin o tazecik en az 3 yıl sikilmemiş amını yalama heyecanı sarmıştı tüm bedenimi titriyordum sobanın dibinde.
-Üşüdün mü canım? -Evet soğuk cıktı ya
-Isınırsın şimdi. Önüme eğildi okul pantolonumun kemerini çözdü. Boxerimi aşağıya çekti. Sikim tüm ihtişamıyla dimdik yukarıya doğru bakıyordu. Yengem içini çekti çok güzel diyerek yalamaya başladı. Birkaç dakika yaladıktan sonra:
-Yeter sıra bende dün sen boşalttın beni bugün sıra bende dedim. Yengem gülümsüyordu heyecanlanmıştı. Esofmanını sıyırdım aşağıya çektim. İçinde siyah bir tanga vardı. Çekyatın üzerine dizlerinin üstüne oturtup domalttım. Kafası pencereye bakıyordu hafif araladı giden gele var mı diye kimse yoktu. Yengemin o karpuz gibi bembeyaz götü karşımdaydı kalbim duracaktı sanki şu kelimeleri yazarken bile gözümün önünden gitmiyor o götü. Götüne doğru yanaştım. Burnumu kalçalarının arasına sokup kokladım o mis gibi amını götünü. İnanın o kadar temiz kokuyordu ki ölü insanı diriltirdi o koku. Tanganın ipini çektim kenara. İzlediğim pornolar, dergiler deki gibi yalamaya başladım. İki elimle kıçını ayarıp ufacık fındık kadar göt deliğine dilimi değdirdim. Yengem kasılıyordu göt deliği açılıp kapanıyordu ben dilimi değdirdikçe. Ağzımı açıp dilimi amına kadar getirip yaladım aşağıdan yukarıya doğru. O kadar güzel tadı vardı ki o amının sularını dilimde toplayıp göt deliğine sürüyor, göt deliğini tekrar yalıyordum. Bu sekilde abartısız 10 dakika yaladım sonra yengem sırt üstü uzandı:
-Off çok güzel ama bacaklarım ağrıdı. Böyle deyince ayaklarına kadar indim çekyatın kıyısından ayaklarını öpüp, parmaklarını emiyordum. Bir kadın bu kadar mı temiz kokar. Ayakları lokum gibi yumaşıcıktı. Tertemiz di o parmakları mantar vs bulmanız imkansız. Bacaklarını öperek amına doğru yaklaştım. Bacaklarını açtı. Kafamı amına gömdüm. Öyle iştahlı yalıyordum ki şapur şupur sesler çıkıyordu. Yengem artık iyice zevke gelmiş altımda inliyordu çığlık atacakken ağzını yastığa gömüyordu. -Off kadınlığımı hissettirdin bana kuzi çok özlemişim
-Dur daha yeni başlıyoruz aşığım sana
-Hadi gir içime

Gireyim girmesine de izlediğim pornolarda ki am yoktu karşımda. Daracık, dudakları kapalı, amcığını ayırdığım halde ufacık bir delik gözüküyordu içeride. Yengemin üzerine doğru uzandım. Memelerini emiyordum. Süt çıkmıyordu artık. Rahat rahat somuruyordum o memelerini çok az geliyordu süt eskisi gibi değildi. Meme uçlarını hafif hafif ısırıp;
-Sıra bende hep baran mı ısıracak
-Yengem zevkten inliyor bana cevap vermiyordu kısık seslerle “sok artık sunu içime” diyordu. Sıkımı amına hizalamaya calıstım yükleniyorum ama girmiyordu. Bulamıyordum deliği yada küçük olduğu için alamıyordu içine. Yengem alttan elini uzattı sikimi tutup amına yerleştirdi. Kalçalarını hareket ettiriyor sürtüyordu amına. Bundan zevk alıyordu yüzünü buruşturuyor kıvrılıyordu altımda, dudaklarını ısırıyordu. O şekilde amına fırça çekerken istemsizce kalçalarımla birden yüklendim yengemin amına. Sikimin yarısı içinde kaybolmuştu. Yengem derin bir nefes aldı, gözlerini iyice açtı bağırmamak için dudaklarıma yapıştı. Sesi kısılmıştı artık: -Yavaş yardın amımı ohh dedi nefesini bıraktı.
-Yerim senin amını dedim gidip gelmeye başlamıştım. Belimi ileri geri hareket ettiriyor sikimi amına sokup sokup çıkartıyordum.
-Hepsini çıkarıp sokma yarısına kadar sok çıkart dedi
İşi öğretiyordu bana. Dediğini yaptım sikimi taşşaklarım dışarda kalıncaya kadar soktum iyice amına. O kadar sulanmıştı ki sanki vitesi boşa atmışsın gibi kayıp kayıp çıkıyordu içinden. Yengemin dudaklarına yumuldum. Hızlı hızlı gidip gelmeye başladım. Artık kendimi tutamıyordum volkan gibi patladım içine. Tam sikimi çıkartacakken, ayaklarını belime doladı:
-Dur aksın hepsi içime çıkma. Derin derin nefes alıp veriyor büyük memeleri kalkıp kalkıp iniyordu. Tüm döllerimi amına akıtırken memelerini emiyordum. Yengem nefes nefese kalmıştı zevkten saçlarımı okşuyor yüzümü kaldırıp dudaklarımı öpüyordu. İçimi bazen pişmanlık duygusu kaplıyor, ama dayım sikmiyor elalem mi siksin bu güzelliği aşık olduğum kadını diyerek o pişmanlığa soğuk su serpiyordum. Yengemin hiç pişman olmuş bir tarafı gözükmüyordu. Halinden memnundu. Kendisini yabancıya siktirmiyordu. Yıllardır hasretini çektiği yarrağı. Evlendiği günden beri yanında olan birisinden yiyordu. Yengemin
kollarını öpüyordum sikim içinde küçülmüş çıkmıştı. Eline bir peçete alıp amında ki dölleri
sildi. Tam o sırada kapı çaldı. Apar topar giyindik. Gelen çocuklardı acıkmışlar. Yengem
mutfağa gitti birşeyler hazırlamaya.

O kadar rahatlamıştım ki tuvalete gidip dakikalarca işedim. Hiç kesilmiyordu o çişim. Çok fena olmuştum. Sikim yengemin am suyuyla kaplıydı hala. Sikimi sıvazlayınca elim kayıyor, am suyu kokuyordu. Sikimi soğuk suyla yıkadım. Yanan ateşe su döküyor gibi hissediyordum. Ateş gibi olmuştu sikim. Soğuk su iyi geliyordu. Ben yengemi sikiyordum düşüncesi bile bir tuhaf bu düşüncelerle işeyip yıkadım sikimi çıktım tuvaletten. Yengem sofrayı hazırlamış. Yumurta, domates, peynır, kola çay koymuştu.
-Gel kuzey sende ye canım -Az önce yedim ya
-E nolmuş yediysen bir daha ye dedi sırıtarak.
-Yerim ne olacak doymadım zaten dedim oturdum sofraya yengemin yanındaydım. Mis gibi kokuyordu hala. Kulağıma eğilip:
-Çok fenasın şırıl şırıl akıyor hala
-Benimk\*\*e alev alev yanıyor soğuk suyu çarptıkça cosss ediyor. Yengem kahkaha atmıştı. Cocuklar yemeklerini yiyordu. O sırada gudubet dayımda gelmişti. Yüzünden düşen bin parçaydı. Aha dedim sıçtık amk kesin bu bir bok yedi.

Değerli okurlar bundan sonra olaylar daha çok karıştı. Bu gudubet dayım anne annemi kandırıp evler anne annemin üzerine olduğu için annem karşı çıksa da anne anneme imzayı attırmış kefil yapmıştı. Borsa oynayacam diye mafyalardan aldığı borcular tek tek kapımıza geliyor dayımı tehdit edip gidiyordu. Ömrümde ilk kez mafyada görmüştüm ama hiç kötü adama benzemiyorlardı. Muhabbet ettik. Dayım evde yoktu adam tuttu evimize geldi. Biz silahlı adamları görünce tırstık. Yengeme zarar verecekler diye düşünürken adam çok sakin bir şekilde geldi ve şunları söyledi anne anneme:
-Anacım merhaba ver elini öpeyim. Kusura bakmayın rahatsız ettik ama senin bu oğluna ulaşamıyoruz. Biz ne zaman gelsek kaçıyor en azından seni bilgilendirelim istedik. Anacım oğlun benden 10 bin tl para aldı. Erdemi severim tanırım müşterisiyim. Ama oğlun yanlış işler yapıyor. Borsa oynadı kaybettikçe daha da hırs yaptı. Çok affedersin ama bu şerefsiz oğlun bizim çalıştırdığımız birahanede bir kadınla dost oldu. Tüm parasını bu kadına yedirmiş. Kadın şuan yok piyasada ara ki bulasın. Oğlun da bu parayı çıkartmak için borsaya girmiş. Yanlış oynamış. Sende gidip bir güzel imza atmışsın. Anacım bankadan kredi çekmiş oğlun evini ipotek ederek. Biz o borcu ödedik yoksa yok pahasına gidecekti ev sen bu evi sat bana gidin buralardan yoksa oğlunun başı daha çok belaya girecek. Tek ben olsam yine iyi çok pis adamlara bulaştı. Onlardan borç aldı şuan ödeyecek durumu yok. Gelin satın evi bana gidin yeni bir hayat kurun kendinize

Adamın bu kadar iyilik yapmasının sebebi belliydi zaten arkadaşlar kimse çıkarı olmadan
iyilik yapmaz dayım bundan 10 bin aldı. 20 bine bizim 2 evi bahçeyi aldı. Tuttu evi 80 bine
sattı. Neyse biz konumuza dönelim.

Yengem iyice yıpranmıştı. Annesigil Ankara’ya taşınmıştı. Bir başına kalmış hissediyordu kendini. Elimize 20 bin geçince şerefsiz dayım eve gelmiş evde kıyamet kopuyordu. Her gün bir dayımın borçlusu kapımızı sikiyordu. Anne annem oğlumu vuracaklar öldürecekler diye kendini yırtıyor elimizde ki satılan evin parasını da dayımın götüne sıvıyordu. Elimizde avucumuzda hiç para kalmadı. Evimiz yok, dayım dükkanı sattı onu da yedi. Anlayacağınız piç gibi kaldık. Babam bir iş buldu Yengemin babasının yardımıyla onlarda almıştı haberi.
Sağolsunlar kamyon paramızı çıkarttılar. İnşaat işçisiydi babası ve yengemin kardeşleri. Kendilerine ait evleri vardı. Durumları çok iyi değildi sadece. Anne annem çocuklar olduğu için bizimle geldi. Dayıma kıyamıyor ama torunları için yalnız bırakıyordu onu. Ben artık dayıma iyice kinlenmiştim. Yengem ile daha da yakın olmuştum. Karım gibi görüyordum sahipleniyordum onu. Bazen düşünüyordum ulan doğulu olsak al karısını elinden ama öyle bir şey yok bizim sülalede. Dayım yurt dışına kaçmıştı. Orada çalışacaktı artık. Yengem bir başına kalmış bizimle kalıyordu. Annemin insanlığı vardır ne kadar geçinemeseler de zamanın da şuan çok iyi anlaşıyorlar. Aynı avluda büyüdük çocuklarıyla kardeş gibi yaşadık. Aynı sofrada yedik yemeklerimizi.

Herşey çok güzel gidiyordu. Büyük bir şehire taşınmıştık. Ben 18 yaşına gelmiştim. Lise bitmek üzereydi. Babam ve annem çalışıyordu. Yengem evde çocuklara bakıyordu. Her zaman yanyana oluyorduk anlayacağınız. Okula gittiğim de aklım onda oluyordu tek başına sıkılmıyor mu acaba? Diye. Tüm aile aynı yerde yaşadığı için yengemle birlikte olamıyorduk. Sadece kıstırdığım yerde elliyor, öpebiliyordum. Çok arzuluyordum artık onu.
Yengeme ait bir oda vardı. Cocukların hepsi ayrı bir odada, anne babam yatak odasında. Ben salonda yatıyordum. Bir gece su içmek için kalktı yengem. Yanıma geldi uyumuyordum gözlerimi tavana dikmiş yengemi düşünüyordum. Sessizce: -Kuzi uyuyormusun? Kolundan tutup çektim kendime:
-Hayır çok özledim seni. Diyerek öptüm yanaklarından. Bir elimle de sırtını, saçlarını okşuyordum.
-Bende seni çok özledim ama dur yapma çıkıverirler şimdi odadan. Öyle deyince bıraktım öpmeyi. Kolundan tutup kaldırdım çömeldiği yerden. Yatağımdan doğruldum:
-Gel otur yanıma. Yanıma geldi oturdu. Sarıldım. Soba yanıyor ama geçmek üzereydi artık. Pikeyi üstümüze örttüm. Yanıma sokulmuştu bir kuş gibi. Sıcacıktı. Elindeki suyu yudumluyor ben ise onu izliyordum.
-Dayın ne yapıyor acaba?
-Napacak karı kız peşinde koşuyordur şerefsiz. Gözleri doldu sesi titrek bir şekilde: -Sen beni bırakma olur mu? Sımsıkı sahiplenmek istercesine sarılmıştı.
-Seni bırakan adamın akıl sağlığından şüphe ederim ben. Pikenin altından elini karnıma doğru attı. Sarılıyor, bir taraftan sikimde elini gezdiriyordu.
-Çok özlemiş beni. Bende elimi amına doğru götürdüm. Bacaklarını araladı. Eşofmanın altından soktum elimi ıslaktı.

-Sende çok özlemişsin.
-Evet. Diyerek dudaklarımı öpmeye başladı. Sortumdan içeriye elini sokup sikimi sıvazlıyor. Parmaklarını sikimin başında gezdiriyordu. Ben iyice sertleşmiştim. Saat gece 2 olmuş evde öpüşme seslerimizden başka ses duymuyorduk.
-Dur geliyorum hemen. Çocukları ve anne babamı kontrol ettim. Mışıl mışıl uyuyordu herkes. Pikenin altına girip şortun kıyısından sikimi çıkarttım. Yengemin dudaklarından öpüp, saçlarından tuttum. Yan tarafa doğru kaydı biraz ve üzerime doğru eğildi. Pikeyi başının üstüne örttü. Sikimi avucuna alıp başını emmeye başladı. Diliyle her tarafını yalıyor, taşşaklarıma kadar emiyordu sikimi. Saçlarından tutup bastırıyordum o kadar zevkliydi ki o sıcacık ağzına gidip geliyordu sikim. Arada dişlerini sürtüyordu ama acımıyordu. Pikenin altından çıkarttı kafasını doğruldu yanıma doğru. Memelerini açtım emiyordum onları. Memelerinin arasında dilimi gezdiriyor, uçlarını yalıyordum. Tekrar eğildi ve sikimi ağzına aldı. Şapur şupur sesler çıkıyordu. Hızlı yalamaya başladı. O kadar iştahlı yalıyordu ki anlatamam.
-Yenge boşalıcam! Duymuyordu beni. Pikeyi kaldırdım saçlarından tutup çekmeye çalıştım kendini daha çok bastırdı sikime. Kalçalarımı geriye çekmeye çalışıyor ama çekemiyordum yer yoktu. Bir iki dil darbesinden sonra oluk oluk boşalmaya başladım. Ama ağzını çekmemişti. Ağzının içindeydi sikim ben boşalırken ağzında sikimi tutuyor, dilini içinde çeviriyor ve eliyle taşşaklarımı sıkıyordu. Çok şaşırmıştım ağzına boşaltıyordu beni. Sikimdeki tüm dölleri somurarak temizledi. Ayağa kalktı. Dudaklarından döl süzülüyordu. Avucunu açıp ağzına tuttu ve mutfağa doğru gitti. Ben de sortumun içine sikimi sokup toparlanıyordum. Tekrar geldi ve yanıma oturdu. -Yenge ne yaptın?
-Napayım bırakamadım çok tatlıydı.
-Delisin ya. Dudaklarını öpüyor okşuyordum.
-Tadını merak ettim güzelmiş bulanmadı midem. Yutmayı denedim ama çoktu yutamadım. Boynunu emiyor amını okşuyordum. Saat 3 e geliyordu.
-Hadi yatalım artık. İçime boşalmanı özledim dedi ve dudaklarımı öptü. Boşalınca rahatlamıştım. Güzel bir uyku çektim.
Olaylar böyle gelişmekteydi değerli okurlar. Yengemle ufak ufak elleşmelerimiz, yalamalarımız, koklaşmalar, öpüşmeler dışında sikişememiştik aylarca. Fakat bir gün öyle bir şey oldu ki tüm hayatımız değişti. Bu sefer iyi şeyler olacaktı. Babam sürekli sayısal loto oynayan bir insandı. Günlerden yine bir cumartesi günü geldi. Evimizde internetimiz eski de olsa bilgisayarımız vardı. Akşam saat 10 olmuş evdekiler çay içiyor, yengem, annem, anne annem sohbet ediyordu. Bende yengemi hayran gözlerle izliyordum. Arada bakışlar atıyordu bana. Babam yanıma geldi:
-Paşa aç bakayım şu sayısalı açıklanmıştır. -Açayım baba 2 de kalıp duruyoruz ya!
-Sorma ya bir 4 bilsek yetecek araba alırız iyi kötü.
Değerli okurlar babam tek tek bakıyordu çıkan sayılara git gide sesini yükseltti:
-3 var, 11, 22, 27, aha dört bildik lan ahahaahha
-Hadi canım ee devam et baba
-Dur oha lan 40 da var 42 de var allaaaah laan allaah diye bağırmaya başladı. Annem ile yengem korkmuştu
-Ne oluyo be ne bağırıyon deli deli. Dedi annem. Babam ayağa kalkıp oynamaya başladı. Annem olayı anlamaya çalışıyordu. Ben çok şaşırmıştım lotoyu havaya atan babamdan aldım ve kontrol ettim.
-Hassiktir amına koyayım bune lan! Off bee zenginiz deyip yengeme koştum sarıldım. -Dur napıyosun ahaha diye gülmeye başladı. Yengemi gıdıklıyordum. Annem olayı anlayınca tabak canak ne bulduysa attı havaya. Hayatımız bir anda değişmişti. Sakinleşip oturduk. Olayın heyecanından yengemin yanına oturmuş. Babamla annem konuşurken
bize bakmadıkları için yengemi öpüyordum. Beline sarılmış sımsıkı tutuyordum. Çocuklar
yanımızdaydı. Orta da oynuyorlardı. O gün sabaha kadar kimse uyumadı. Yengemle
mutfakta oturuyor laflıyorduk.

Sabah olmuş babam gidip parayı almıştı. Banka hesabına yatırmış yanında bir miktar para ile eve gelmişti. Yengem babamı baba gibi sever. Babamda onu: -Ozge, gülsüm nerdesiniz kizlar.
-Geldim enişte. Kapıyı açmıştı ben okula gitmemiştim. Çocuklar okuldaydı. Babam içeri girdiği gibi cebinden paraları çıkartıp saçtı havaya. Çıkan para tamı tamına 3 milyon küsür liraydı. Şaka gibi bir rakam. Annem ve babam dışarıya çıktılar bize tomarla para bırakıp:
-Sız evde kalın çocuklar gelır okuldan biz bi dolaşacaz kariylan
-Baba paraları alıp kaçmayın bak daha okulum var 😀
-Hahaha yok lan sizsiz boğazımdan mı geçer benim. Kenarıya çekti beni annem dışarıda babamı bekliyordu.
-Duyurma yengene sürpriz olsun. Büyük bir ev bakacaz izmire gidiyoruz ananla. Bir iki hafta yokuz biz orada düzeni sağlayınca araba gönderecem alacak sizleri.
– Tamam baba güzel ev bulun ha. Aklımda inanın ne para ne pul hiç bir şey yoktu. Sırf evden uzaklar ve yengem ile baş başa kalacam bunu düşündükçe içim kıpır kıpır oluyordu. Bizimkiler gitmişti. Yengem boynuma atladı öpücüklere boğuyordu beni. Aylarca hasret kalmıştık birbirimize hiç yalnız kalamamıştık. Sarıldım, deliler gibi aç hayvanlar gibi öpüşüyorduk.
-Şimdi zengin mi olduk biz?
-Evet çok güzel yaşantımız olacak.
-Seninle yaşayayım yeter bana. Gözlerimin içine bakıp o masum, seksi bakışlarını atıyordu. Bu bakışlarına daha fazla dayanamadım.
-Çok seviyorum seni. Dudaklarını emiyor üstünü çıkartıyordum bir taraftan.
-Dur kapıyı kapatalım çocuklar gelivermesin. Gidip kapıyı kapattı. Elinden tutup odasına götürdüm. Ayakta sevişmeye başladık. Üstünde giydiği bluzu çıkarttım. Sütyeni vardı. Sütyenini çıkarıp attım üzerinden. Koca memeleri karşımda dimdik duruyordu. Taş gibi memeleri vardı ama yumuşaklardı. Yumuldum onları yaladım biraz.

Özge Yengem Bölüm 1

İzmir in bir ilçesinde, bu ilçeye bağlı bir köyde yaşıyorduk. 2 Ev yan yana. Ortası uzunca uzanan bir avlu. Avlunun bir ucu sokak kapısına, diğer ucu büyük sayılabilecek bahçemize ve 2 evin ortak tuvaletine uzanıyor. Ergenlik çağına o dönem daha erken giriliyordu sanırım. İlkokul 6 ve 7. sınıfta başladım ergenliğe girmeye. Çevremde ki kadınlar o kadar çekici ve güzel geliyordu ki, hele o okulda en çok gördüğüm öğretmenlerim tam bir seks objesiydi benim için. O zamanlar internet, akıllı telefon yaygın olmadığı için gazete parçalarında ki ünlülere bakarak asılırdım daha çok. Onlara bakarak da çevremdeki kadınlar bana çekici gelmeye başladı zaten. Anneme asla o gözle bakmıyordum. Benim gözüme kestirdiğim tek bir kişi vardı YENGEM ÖZGE. Kendisi çok güzel bir kadın. Memeleri harika, büyük ve yumuşacık, kalçaları dolgun, amı kabarık. Evet, bunları rahatlıkla söyleyebiliyorum görünen köy kılavuz istemez değil mi? Aklımı en çok kurcalayan soru; Dayım bu kadını ne sikiyordur oluyordu. Dayım berber, yengem haliyle ev hanımı. Bir çocukları vardı. Dayım sabah işe gider akşam saat on on bir bazen on iki ‘de eve gelirdi. Yengem ile annem anlaşamadıkları için bizim eve gelmezdi Onun o güzel memelerini, domalmalarını sürekli onların evine giderek ben izlemek zorunda kalırdım.
Dayım evde olmadığı için Çocuğu sevmeyi bahane eder giderdim onlara. Çocuklarının adı Gülizar’dı. Okul çıkış saatim yengemin sürekli evde iş yaptığı saatlere denk gelirdi. Okuldan çıkar çıkmaz üzerimi değişmeden çantamı eve atar yengemin evine geçerdim. Bir gün yine öyle yaptım. Çantamı eve atıp;

-Anne ben yengemlerdeyim! Diye bağırdım ve yengemin evinin kapısının önüne geldim.
Kapıyı çaldım.
Yengem kapıyı açtı. Gözlerim yerde ki terliklerdeydi. Karşı komşumuz olan Hatice abla gelmiş. Kafamı kaldırdığımda yengem elinde çayla karşıladı beni;

-Hoş geldin kuzin.(adım kuzey olduğu için kuzin derdi hep) Geldiğin iyi oldu. Gülizar’ı oynat da Hatice ablanla oturup muhabbet edeyim bende durmuyor huysuz bugün.
-Tamam, yenge ben oynatırım Gülizar’ı ama karnım aç bil ekmek arası yapar mısın?
-Poğaça yapmış Hatice ablan mutfakta çay koy ye.
-Tamam yenge. Diyerek geçtim mutfağa.
Gözüm Hatice ablaya takıldı. Hava sıcak olduğu için çok ince bir badi giymiş, Göğüsleri büyük olduğu için meme uçları belirgin oluyordu. O yeni evli ve hamileydi, sanrım hamile olduğu için meme uçları büyük ve sertleşmişti. Mutfakta çayımı katıp poğaçamı yiyordum. Yengem geldi yanıma çay katacaktı. Ben ayakta hızlı bir şekilde yerken bardakların olduğu yerden çekildim. Oda önüme geçip bardak alacaktı. Bir taraftan Hatice ablaya laf yetiştiriyordu. Yengemin üstünde askılı, altında daracık tayt vardı. İçine ne giydi bilmiyordum ama götünün arasına tayt girmiş kalçası bıngılda bıngılda sallanıyordu. Ben onu öyle izledikçe pantolonumu zorlayan sikime hâkim olamıyordum. Tam o sırada yengemin yere bardak düşürüp kırmasıyla kendime geldim. Gözlerimi kırpıp irkildim; -Yenge iyi misin?
İçeriden Hatice abla bağırdı;
-İyi misin kız?
Yengem;
\*İyiyim iyiyim bardak kaydı elimden.
Ben o sırada yengeme yardım ederim diye yaklaştım. Yengem de kırıkları toplamak için eline süpürge ve küreği aldığı gibi domaldı. Arkasında olduğum için ister istemez götüne temas etmek zorunda kaldım. Ama sikimin sert olduğunu unuttum. 7. sınıfa gidiyorum ama sikim öyle ufacık bir şey değildir. Çok otuz bir çektiğim herhalde sanırım sertleşiyordu. Yengem bir süre domalır vaziyette durdu. Benim jeton sonradan düştü. Kendimi geriye çektim. Yengem süpürmeye devam etti. Ben çok utanmıştım. Gülizar’ı oynatmak için içeriye geçtim. Ama çadırı kurmuştum çoktan. Elimi sikime atıp düzeltirken Hatice ablayı fark etmedim sikimi pantolonun önünü çekerek düzelttim ve içeri geçtim. Hatice ablanın orada olduğunu içeriye geçince anladım. Aferin amk açıp sallasaydın kadına karşı diye
düşünürken ve yengemin o yumuşacık götüne domaldığında uyguladığım baskıyı
düşününce hoşuma gitmedi değil.

Ben Gülizar ile oynarken Hatice ablayla konuşuyordu yengem. Bir anda sesler kısılmıştı.
Fısır fısır konuşuyorlardı. Gülizar’a bebeğini verip oynamasını istedim. Kapı kapalı olduğu için duymuyordum onları. Kapıya iyice yaklaşıp dinlemeye koyuldum; Hatice;
-Özge altı aylık hamileyim. Göbek büyüdü diye Murat fazla yanaşmıyor bana. Hamilelik iyice kudurttu beni,
-Ay sorma kız ben neler çektim o donemde. Gülizar’a hamileyken Sedat da bana yanaşmazdı. Her banyoya girdiğimde kendimi okşarken zevk ahirdim.
-Hahama bende öyle yapıyor bazen salatalık, havuç, patlıcan ne buldum elime koşuyum banyoya sokuyum valla.
-Kız Allah seni ne yapmasın. Ne azgın ciftin sende.

Ben bu konuşmaları dinlerken sikim iyice kalk misti. İçeriye dalıp ikisinde sikmek geçiyordu aklımdan. Hatice ablayı sikmek aklimin ucunda yokken, Artık onu da düşünüp otuz bir çekecektim anlaşılan. Hatice abla ayaklandı. Yengem onu geçirince bende çıktım odadan. Yenge ben eve gideyim artık ödevlerim var dedim. Yengem de tamam canim dedi ve yanağımdan öptü. Yengem şapur şupur öper insani. Dudaklarını büzerek diğer yanağa geçer ve yakın geçtiği için bende ona yaklaşırdım. Bu sayede dudaklarımı siyilirdi her seferinde. Dudaklarını öpmüş kadar zevk verirdi bana. Eve gidip pantolonumu çıkarttım, tişörtümü giydim ve tuvaletin yolunu tuttum. Yengemin golüne değdiğim ani, Hatice ablanın amına bireyler sokmasını, yengemin kendini okşamasını hayal ederek boşalmam fazla uzun sürmedi. Zaten dol ciktigi söylenemez daha çok zevk suyu geliyordu sikimden.

Tuvalette boşaldıktan sonra eve gittim ve derslerimi yapıp aksam yemeği yedim. Saat aksam sekiz olmuştu. Canim sikildi dayımın berber dükkânına gitmeye karar verdim,
Yengeme uğrayıp kapıyı çaldım, Yengem açtı. Sutyenini çıkartmış askılısından göğüs uçları belli oluyordu, Kolunu kaldırıp kapıya dayadı, Koltuk altları bembeyazdı, Memelerinin büyüklüğünden sanki taşacak gibiydi askılının yan taraflarından,
-Yenge dağimin yanına gideceğim bir şey istiyor musun? Söyleyeyim ona diye geldim. -Yoğurt alsın kuzi ya ya da kola ne istiyorsa pilav, taze fasulye, tursu var yemekte onu söyleyiver.
-Tamam, yengecim dedim yola koyuldum,

Aklımdan çıkartamıyordum yengemi Hatice ablayla olan konuşmalarını. Dayımın dükkânına yaklaş mistim. Fazla müşterisi yoktu sanırım bir adamı sac trası yapıyordu.
-Dayı kolay gelsin
-Sağ ol gülüm hoş geldin
-Hoş bulduk dayı aksam evde pilav taze fasulye tursu varmış dayın yoğurt ya da kola alsın ne istiyorsa dedi yengem.
-Tamam, oğlum çekmeceden al para kola al giderken götür dolaba koysun yengen gidince soğuk soğuk içelim içim yandı sıcakta kendinde canin ne istiyorsa al bakkaldan.
-Tamam, dayı biraz oturayım gidip alayım.

Dayımla sac trası yaptığı adam laflıyordu. Sac trası bitmiş sakala geçmişti dayım. Bir sigara yaktı.
-Cay içermişin Osman abi
-Olur içelim. Dayımın dukanın dibi cay ocağıydı. Gidip ortan uç tane cay söyledim.
Dükkâna girdiğim de Hatice ablanın kocası Murat abi de ordaydı. Aklıma Hatice ablanın yengemle konuşmaları geldi gülmemek için kendimi zor tuttum. Murat abi müşteri Osman ve dağim koyun ilçesinde acılan birahaneden söz ediyorlardı. İçeride kadınlar çalışıyormuş. Murat abi oradan gelmiş. Sârisin bir katini anlatıyordu dayıma;
-Erdem abi ortamı görmen lazım karılar efsane. Bir tane sâri kafalı orospu var ayarttım onu haftada bir gün en az atıyorum otele. Evdekinden hayır yok hamile bilyon ellenemiyor karıya.
-Ahara biliyor oğlum bizde geçtik o yoldan ikinciyi yapacaz insallah bizde hazirlaniyoz ona -Aman Erdem abi kafayimi yedin ben birdaha sikseler hamile birakmam kariyi. -Hahaha lan Murat ya cocuk iyidir oglum hem o birhanedeki karilara para yedirme bak cocugun olacak para lazim sigortanda yok cok para gidiyo dogumda valla -Oyle abide bizdeki de can lan kuzi Hatice ablani gordun mu bugun?
-Bugun yengemlerdeydi.
-Aman ha bu konustuklarimiz burda ha ona gore!
-Abi sende bizi orospu kari yaptin soylemeyiz merak etme! Dayimla musteri Osman abi kopardi kahkahayi
-Helal len dedi murat abi.
-Dayi ben gideyim eve saat dokuz oldu ne zaman gelecen eve soyleyim yengeme. -On gibi kapatirim dukkani kolayi buzluga atsin -Tamam dayi hadi gorusuruz.

Bakkala gidip kolayi aldim. Gulizarada cikolata aldim evin yolunu tuttum. Yengemin
kapisini caldim ses yoktu, bir daha caldim, yine ses yoktu. Bu saatte anca annesi gile
gitmis olabilirdi. Onlarin da evi hemen bizim evin arkasindaydi aramizda tek bir duvar
vardi. Once kapinin yaninda duran pencereden kafami uzatip bakindim iceriye, Tul perde
vardi icerisi tam gozukmuyordu ama isik yaniyordu. Evin onundan biraz ilerleyince
gulizarin odasinin penceresinden bakacaktim ama orda kalin perdeler cekiliydi. Tuvalete
dogru gittim orada tuvaletin hemen onunde yengemlerin yatak odasinin penceresi vardi.
Pencere bahceye bakiyordu, Kafami uzattim orada da tul perde cekiliydi ama banyonun isigi da yaniyordu. Anladim ki yengem banyodaydi. Aklima evin arkasina dolasip banyonun penceresinden yengemi gozetlemek gecti ama aksam vakti orada isik olmadigi icin gitmedim. Kapinin onunde yengemin banyodan cikmasini bekledim. Bir sure bekledikten sonra yengem kapiyi acti;
-Kuzi banyodaydim duydum ama acamadim kapiyi. Yengem altina kisacik sortunu giymis ustunde tisort ama baya bol duruyordu tisortu
-Gordum yenge sorun degil
-Neyi gordun? dedi hafif siritarak. Benim sanki tepemden kaynar sular dokulur gibi utandim.
-Seyi yenge yani anladim banyoda oldugunu -Ahaha anladim anladim ne aldi dayin?
-Kola aldi buzluga atcakmissin saat onda gelecekmis.
-Tamam saat ona geliyor zaten karnin acsa gel yemek ye dayinla. Bu firsati kacirirmiyim ustundeki bol tisort yuzunden belki frikik verir, bacaklarini izlerim dayim gelene kadar diye kabul ettim ve girdim iceriye.

-Gulizar bak kuzi sana cikolata almis. dedi mutfaktan.
Kucagimda gulizar vardi kayikcilik oynatiyordum onu yerde oturuyorduk. Yengem kolayi buzluga koyup yanimiza geldi, cikolatayi gulizara vermek icin egildiginde goguslerinin hepsi gozlerimin onune serilmisti pur dikkat goguslerine bakiyordum. Daha onceden hic bu kadar yakin ciplak meme gormemistim. Iri, beyaz uclari kahverengi ve buyuklerdi. Yengem o sekilde bekleyip dur cikolatayi acayim da ye dedi. Onumde hala egilmis duruyordu. Bakmaya doyamiyor, avuclayasim yalayasim geliyordu o memeleri. Yengem cikolatanin ucunu kirip kuzi ac agzini dedi. Yuzune bakmiyordum bile goguslerine odaklanmistim. Agzima cikolatayi tikistirdi. Bi yerin siser sonra erkeksin ahahah dedi gulerek dogruldu ve mutfaga gitti. Giderken arkasindan baktim. O kocaman kalcalarini sallaya sallaya yuruyordu.Dayim eve gelmisti. Gulizar ustumden kalkip babasina kostu, Bende koltuga cikip oturdum. Dayim;
-Oglum hosgeldin nerede yengen? dedi.
-Mutfakta dayi sofrayi kuruyo dedim. Dayim elindeki posetlerle mutfaya yoneldi.
-Kari napiyon hazirmi sofra?
-Hazir git ustunu degis gel yiyelim.
O ara bir saplak sesi geldi mutfaktan. Ev kucuk oldugu icin koltuk mutfak girisinin dibinde zaten bende orda oturdugum icin duyuluyor hersey.
-Dur yapma cocuklar icerde.
-Kari ikinci icin caliscaz mi bugun?
-Bakariz bi yemegi yiyelim Erdem dur yapma diye oynasiyorlardi icerde. Yengem koca memelerini sallaya sallaya tepsiyi getirdi. -Ayy kuziii
-Ne oldu yenge?
-Kasnagi unuttum kos getir mutfaktan
-Tamam. Gittim kasnagi getirip koydum onune. Egilip tepsiyi kasnagin uzerine koydu. Yine sermisti memelerini gozumun onune.
Dayim yatak odasindan sort atlet cikip geldi sofraya.
-Hadi oglum gel otur.
-Geldim dayi. Oturdum sofraya/ Dayim aslanparcasi be oglum benim diye seviyodu beni ensemden tutup. Ama inanin karisini sikme hayali kurdugum icin, ya da o gozle bile baktigim icin en ufak pismanlik duymuyordum icimde. Yengem bagdas kurup oturdu yere.
Yemegimizi yemeye basladik.
-Kari kalk bi kosu aci biber getir be.
-Erdem aci yiyon basurun aziyo sonra
-Kalk hadi la koca gotune zor gelmesin dedi gulerek.
-Zor geldiginden degil hayatim basurun aziyo diye dedim. Yengem dogruldu yerinden Memeleri saga sola sallaniyordu goz ucuyla onlara bakiyordum. Tisort bol oldugu icin seriliyordu hersey gozumun onune. Dayim farketmemisti bile yemegini yiyordu. Aci biberi getirdi verdi dayima.
-Kuzi yicen mi sende?
-Olur at yenge
Biberin bitanesini bana dogru atti. Bir isirik aldim ama ne aci agzim yuzum kavruldu. Bir bardak kolayi ictim hala kesmedi acisini.
-Yengem orda biyik altindan guluyordu. Dayim kahkaha atiyordu.
-Hahahahaha noldu la yegenim yandin mi?
-Dayi bu nasil biber boyle adami basur yaptigi kadar var ha. Yengem yariliyordu gulmekten -Ayyy kuzi ahahah dayinin motoru tikati o hala yiyo baksana. Dayim da biberi bana gosterip tum biberi isirdi.
-Haaa yiyom hani neresi aci bunun
-Len get agzin aci degil diyo gotun oyle demiyo tikandi cekmiyo baca ahaha. Kolayi puskuruyodum gulecem diye. Saat 11.00\`i gecmek uzereydi. Dayimdan ve yengemden musade isteyip ciktim evden.

Gunler boyle yengemi dikizlemekle gecip gidiyordu. Artik yengem Baran\`a hamileydi. Gobegi iyice cikmaya basladi. Aklimda;“acaba yine kendini oksuyormu?“ sorusu geciyordu. Yengem dogum yapacagi gun herkes evine dolustu. Beni iceriye almadiklari icin kapinin onunde oturdum iceriyi dinliyordum. Yengemin o ikinma inleme sesleri cigliklari azdiriyordu beni, ama yanimda enistem babamgilde vardi. Onlar ileride avluda sandalyede oturuyormus raki iciyorlardi. Dayim berber dukkanindaydi. Iceriyi gozetleyemezdim. Cok merak ediyordum yengem sikisirken de boyle cigliklar atiyor, inliyormuydu? Baran\`a hamile kalirken hic sikisme seslerini duymamistim dayimlarin. Belk\*\*e dayim yengemi iyi sikemedigi icin inlemiyordu yengem? Aklimda bunlari dusunurken bir bebek sesi geldi.
-Baba eniste yengem dogurdu.
-Kos ver dayina mujdeyi. dedi babamla enistem.
Bisiklete atladigim gibi gittim dayimin dukkanina. Deli gibi pedal ceviriyordum. Belki dayim gelince gorurdum yenge mi. Dayim bir musteriyi tras ediyordu, bitmek uzereydi tras.
-Dayi musterimi isterim oglun oldu. Dedim nefes nefese
-Dayim cok mutluydu yuzu guluyordu. Hayirli olsun, allah anali babali buyutsun diyordu icerideki musteri.
-Oglum kos lokum kap gel bakkaldan dedi ve benim icin cok buyuk olan bir parayi avcuma tutusturdu.
Bakkaldan bir kasa lokumu yuklendim. Dukkana geldim ve dagittim dukkanin icindeki musterilere zaten bir amca vardi birde yeni gelen dayimin arkadasi. Cay ocagina gidip amcalara dagittim yegenim oldu buyrun diye. Dayim musteriyi gecirdikten sonra dukkani kilitledi. Bisikletin arkasina atladim kalan lokumlari kucagima bastim. Dayim once bakkala girdi. Cerez, bira, raki aldi onlarida verdi bana ama baya agirdi. Dayi duser bunlar sen git elimde tasirim lokumu al sen dedim posete koydum verdim lokumu dayima.
Dayim basti gitti. Elimde icki siseleri baya agirdi. Bakkaldan bir kasa istedim geri getirmek sartiyla. Kasaya yukledim onlari oyle tasidim dinlene dinlene anca vardim eve. Dayim avluda oturmus enistem. babamla icki iciyordu. Ickileri biraktim yanlarina cok yorulmustum. Otur bakalim yegenim ac bi bira dedi dayim. Babam rahat adamdir ses etmeyecegi icin actim bir bira diktim kafaya. Yarisini anca icmistim midem bulandi babama verdim. Ben Baran\`i merak ediyorum dayi dedim/ Dayim da git gor oglum icerdeler annengilde dedi.
Bir hisimla kostum yengemin yanina. Kafasinda kirmizi bir kusak vardi, kucaginda kara kedi yavrusu gibi bir bebek. Ustu ortuluydu ikisininde. Yaklastim yengeme, koklamak icin bebegi. Cok guzel kokuyordu ama en guzel yengem kokuyordu. Kadin kokuyordu resmen
o kokuyu icime cektikten sonra bagimlisi olmustum zaten yengemin iyice. Yengem basımı
okşayıp öptü beni her zamanki gibi dudaklarını dudaklarımı değdirerek.

Artik yengemlerin yeni bir cocuklari olmustu. Bu ne demek biliyorsunuz degil mi?
Memelerini acip onu emzirecek, o buyuk memelere doya doya bakacaktim. Dedigim gibi Baran elimde buyudu benim. Gunumun cogu yengemlerin evinde geciyordu. Arkadaslarim sokakta oynarken ben yengem ev isi, yemek yaparken Baran\`a bakardim. Onun egilip kalkmalarini, karsimda domalmalarini, barani emzirmek icin memelerini acmasini izlerdim. Evet yengem benden hic utanmadan sikilmadan tisortunu komple cikartir, barani kucagina yatirir emzirirdi. Once barani kucagimdan almak icin egilir memelerini onume sererdi. Karsimda ki koltuga gecip oturur, tisortunu cikartir sutyen takmadigi icin tum memeler o seksi gobegi gozumun onunde olurdu. Baranin agzina dayardi memesinin ucunu baran somura somura emerdi yengemin memelerini. Disleri cikmaya basliyordu o yuzden de yengemin meme uclarini isirdiginda yengem ayyy ufff baran isirma ayyy gibi seksi seksi sesler cikartip beni azdiriyordu. Barani her emzirdiginde en az iki kez gidip barani operdim. Sirf o memelere daha yakin olmak, koklamak belki de barani opme bahanesi ile dudaklarimi o memeye degdirmek icin.

Gunlerden birgun sokakta top oynuyordum.. Arkadasim o kadar sert vurdu ki topa suratima carpti. Gozume toprak parcasi kacmisti. Canim cok yaniyordu. Gozum sismis, kizarmisti, eve gittigimde annem;
-Yengene gitte sutunden bir cay kasigi sagip gozune damlatsin. dedi.
Icim kipir kipir olmustu yengem memelerini benim icin acacakti. Bir gozumu elimle tutup yengemin kapisini caldim; -Aaa noldu gozune?
-Yenge toprak kacti galiba bisey var icinde aciyo annem gozum gormez git yengen sut sagip bir kasik damlatsin dedi.
-Tamam gel gel ayy kiyamam ya. Diyerek kolumdan tuttu. Memeleri koluma temas ediyordu. Tek gozum kapali oldugu icin sersem sersem yuruyordum zaten. Mutfaga gectik. Beni sandalyeye oturttu. Tum ihtisami ile karsimdaydi guzel yengem. Icinde yine sutyen yoktu. Memesinin tekini cikartip siktirmaya basladi ucunu bir kac damla yuzume gelmisti sutu. Cay kasigina hizalayip damlatti biraz. Hala tek memesi acik bir sekilde; -Simdi gozunu ac yukariya bak.
-Yenge acamiyorum ki cok aciyor.
-Aciyacak ama gececek hadi ac gozunu. Ben zar zor acmaya calissamda acamiyordum. Yengem yardim ediyordu. Goz kapagimi aralamaya sutu cay kasigi ile damlatmaya calisiyordu. Ilk denemesi basarisiz oldu ve gozumun icine girmeden suzuldu sut. -Kuziii yukari bak cok hafif arala bak dokuldu olmadi bu. Tekrar memesini siktirip damlatti cay kasigina. Inanin sikim cadiri coktan kurmustu ama onu dusunecek durumda degildim.
Bu sefer basarmisti damlatmayi;
-Iste bu kadar bitti bak gecer birazdan agrisi pamukla silecem bekle pamuk getireyim cikartalim pisligi.
Ben arkasindan bakiyordum. Hala memesinin teki aciktaydi sallana sallana gidiyordu. Tekrar geldi memesini agzima sokacak kadar yaklasti bana gozumde birseyler yapiyordu bense memelerine odaklanmis uclarini inceliyordum. Icim gidiyordu o memeleri emmek siktirmak icin. Aklima bir muziplik geldi ama yengeme soylemeye cekiniyordum. Yengem gozumde oyalanirken cikiverdi agzimdan sesli dusunmustum;
-Acaba sutunun tadi nasil yenge markette ictiklerimizle ayni mi? Yengem dogruldu ve guldu;
-Inekmiyim ben lan. Kafama hafifce vurdu.
-Ne bileyim yenge annem emzirmemis ki beni sordum mamayla beslemisler merak ettim tadini. Dedim utanarak
-Hmm tatmak istermisin? Ne diyecegimi sasirmistim icimden o memeleri emme dusuncesi beni daha cok tahrik ediyordu.
-Olur yenge bakayim bi tadina. Yengem bir cay bardagi alip memesini siktira siktira bir kac yudum sut sagdi. Tum hayallerim yikilmisti o memeleri emecektim oysa. Bardagi bana uzatip verdi;
-Bak bakalim martket sutu gibimiymis tadi. Bardagi calkaladim, inceledim diktim kafama. Tadi sicak, tatli, biraz eksi gibiydi. Yuzum burusmustu. Yengem karsimda guluyordu; -Ne o begenmedin mi?
-Yenge bunu baran nasil iciyo ya?
-O bayiliyor valla. Istemsizce;
-Yenge o bardakta icmiyor melerini isira isira iciyor sutu dedim.
-Ahahaha kucuk o cunku hem ne farkederki dedi ve memesini icine sokmadan once bir eliyle memelerini kavradi;
-Ac bakayim agzini. Agzimi actim yengem kafamdan tutup memesini agzima soktu. Yengemin memesi agzimin icindeydi sicacikti, uclari dilimdeydi. Yengemin yuzune bakakalmistim. Kafami sarsti ve;
-Em hadi. Dedi. Memesinin ucunu emzik gibi agzimda tutup somurmaya basladim. Sicacik sutleri akiyordu agzimin icine somurdukca memelerini sut doluyordu agzimin ici. Yuttum sutlerini bir dakika kadar memelerini agzima verdikten sonra cikartti, baranada ayir dedi gulerek ve sordu; -Degisti mi tadi?
-Yenge valla ne yalan soyleyeyim baran agzinin tadini biliyomus degisti tabi cok tatliymis sutun dedim. Yengem gulerek memesini soktu tisortun icine; -Bakiyordum da degisti hemen fikrin gozun nasil oldu?
-Gecti yenge acimiyo tesekkur ederim.
-Karnin acmi diye soracaktim ama doydun mu? ahahah dedi kahkalar atarak.
-Doymadim yenge dedim piskin piskin siritarak.
-Tamam sen barani oynat surayi supureyim dayin ogle yemegine gelecek yersiniz birseyler diyerek ayrildi yanimdan.
Ben mutfakta oturmus bu anin ruya mi gercek mi oldugunu anlamaya calisiyordum. Az once yengem memesini agzima sokmustu, sutunu icmis, memesini emmistim. Tadi o kadar guzeldi ki sutu sevmedigim halde. O sicak mide bulandirici sutu seker gibi gelmisti bana. Meme uclari kahvrengi ile pembemsiydi. Bembeyaz eti vardi yengemin. Baranin yanina gectim oyun oynattim onu. Yengem klasik domalmalarina devam ediyordu. Dayim geldi birseyler yedik ictik. Bugun boyle bitmisti.

Dayimin dukkanindaydim birgun. Eve tamirci gelecek buzdolabini yapacak yarin okuldan cikinca yengeni yanliz birakma diye tembihledi beni. Zaten onlardan ciktigim yoktu bu haberi duyunca hic ayrilmazdim oradan. Ertesi gun okuldan kosarak ciktim. Uzerimi degistirmeden yengemin kapisini caldim. Tamirci gelecegi icin sanirim yengem acik giyimli degildi. Uzun bir etek. Bluz vardi uzerinde.
-Yenge dolapci geldi mi?
-Yok bekliyom daha.
-Tamam dayim tembihledi ayrilmicakmisim burdan
-Kuzime bak be aman kaparlar yengeni ayrilma tabi ahaha dedi mutfaga dogru gidiyordu. -Oyle deme yenge ortam degisik. Hem ne kapmayacaklar senden guzel kadin mi var. Boyle deyince yengem durdu ve arkasini dondu.
-Guzelmiyim kuzey?
-E heralde yenge. Hatice ablaya baksana bir tane cocuk dogurdu saldi kendini. Sen ikinciyi yaptin ilk evlendigin gunden daha guzel oldun. Hamilelikte yaradi sana, dogumda yaradi. Yengemin karsisinda dineliyordum. Oyy yengesnin gulu dedi sarildi sapur supur opuyordu yuzumu. Gogusleri vucuduma temas ediyordu. Bende sarildim canim yengem diyerek. Icimden o gotunu avuclayip cekyata yatirip etegini siyirarak yalamak geciyordu o bacaklarini, amini ama o kadarina cesaretim yoktu. Sonucta 15 yasindaydim daha. Ben boyle yengemle koklasirken kapi caldi.
-Heh geldi dolapci. Tam sirasi amina koyayim diyordum icimden. Hos ne kadar uzun surebilirdi ki bu an?
-Abla meraba Erdem abi gonderdi beni dolap bozukmus. Yengemin yanina ilerleyip agzini actirmadim.
-Evet usta sogutmuyormus icerde dolap buyur gec dedim. Yengem bana bakip gulumsedi. Goz kirptim baranin yanina gidiyordu iceride ki odaya. Ben de dolapcinin arkasina takilip mutfaga dogru gectik. Dolabi tamir etmek icin acip kapatiyor birseyler yapiyordu.
-Motorunda sikinti var bunun degisecek hayli masrafi olur.
-Anladim usta sen onu dayima ugrayip deyiver nasilsa yolunun uzerindedir.
-Aynen derim ben erdem abiye diyerek cikti evden. Yengemin baranla oldugu odaya gidip kapiyi tiklattim iceri girdim. Memelerinin tekini acmaya calisiyordu. Bluz oldugu icin siyirmaya calisiyordu.
-Yenge gitti usta motor bozulmus masrafi cok dedi dayima soyleyecek ugruyacak dukkana dedim.
-Gittimi oh be sikti su bluz emziremedim barani tutsana iki dakika bi degiseyim uzerimi. Barani kucakladim sobanin uzerine astigi bol bluzlardan birini aldi eline. Iceriye gidecek diye dusunurken iki koluyla bluzu siyirip atti uzerinden. Sutyenle duruyordu karsimda. Kopcasini acmaya calisiyordu. Ben ona bakmamaya calisiyordum ama icim gidiyordu bakmak icin de. Barani salliyordum kucagimda.
-Kuzey barani yatir besigine gel iki dakika yanima bi acamadim sunu. Barani besigine koyup gittim yanina.
-Neyi acamadin yenge dedim. Sirtini bana dondu.
-Sutyenin kopcasi var bak orada aciver sunu sinir geldi iyice dedi. Hayatimda ilk kez canli bir kadin karsimda sutyenini cikartmaya calisiyordum. Kopca ne onuda bilmiyordum halbuki ama iki ipi birbirine tutturulan sey oldugu belliydi zaten. Yengemin sirtina parmaklarim degiyor, kopcayi acmaya calisiyordum.
-Yenge bu sikismis buraya ya dur dedim. Egilip agzimla acmaya calistim dislerimle sikisan kopcayi isirdim. Dudaklarim yengemin sirtina degiyordu ister istemez. Yengem irkilmis olacak ki one atti kendini hafifce.
-Amma sertmis ya disim koptu yenge hep boyle mi bu sutyenler? dedim
-Yok be bozulmus heralde. Sutyeni siyirip aldi eline. Memeleri sallaniyordu. Dimdik yumusacik kocaman o taze sut dolu memeleri. Sobanin agzini acip cikarttigi sutyeni atti sobaya. Sobanin uzerinden aldigi bol bluzunu giydi uzerine. O etli kollarini kaldirdi karsimda. Memeleri ile goz goze gelmistik. Uzerine geciriverdi cabucak. Ben koltuga gecip oturdum. Yengem de barani besikten aldi kucagina oturdu yanima. Bluzun uzerinden tek memesini cikartti ve dayadi baranin agzina. Baran cok acikmis olacak ki sapur supur emmeye basladi. Baranin yengemin memesini somurmasini izliyordum yengemin sesiyle irkildim;
-Noldu? Aciktin mi sende dedi gulerek.
-Yok yenge baksana nasil istahli emiyor acikmis dedim.
-Aynen dayisi birde isirmasa disleri kasiniyor heralde isirip duruyo uclarini. Bu konusma beni tahrik etmeye baslamisti.
-O yuzden mi garip garip sesler cikariyon yenge aciyor mu cok? Bir eliyle bana uzanip meme tarafimi cimcirdi. Canim acimisti off diye cektim kendimi geriye. Yengem gulerek -Nasil aciyormuymus? Bunu surekli yapildigini dusun?
-Of yenge acittin ya. Anladim baya kotuymus. Barana dogru egilip isirma len annenin memislerini dedim optum kokladim barani.

Bir zaman boyle gecip gidiyordu. Artik liseye baslamistim. Hormonlarim iyice tavan yapmis, disi sinek gorsem sikesim geldigi donemlere girmistim. Okul sirasina girdigimizde arkadan itmeyin amk diyerek kiz arkadaslarimin gotlerine yasliyordum. Ama o kadar cekici gelmiyordu hicbirisi de bana. Okul bitsede eve gitsem yengemin frikik vermesini izlesem diye dort gozle bekler olmustum. Baran artik buyuyor sutten kesildi kesilecek artik son demleriydi o memeleri gormemin. Yine birgun okul cikisi eve gidip ustumu degistirdim. Hava soguktu usumustum. Yengemin kapisina attim kendimi. Caldim caldim acan yoktu. Kapiya baktigimda aralik oldugunu gordum. Banyoda heralde diye dusunurek girdim iceriye. Ne olur ne olmaz diye baranin oldugu odanin kapisini caldim ses yoktu. Kapiyi acip giriverdim iceriye. Gordugum manzara karsisinda dilim tutulacakti adeta. Yengem sobanin yanina oturmus. Iki bacaginida kapiya dogru ayirmis. Amina birsey suruyor, oksuyor gibi cekiyordu bant gibi birseyi. Anladiginiz uzere amina agda yapiyordu. Bir kac saniye onu oyle izleyebilmis o kabak gibi piril piril amini gormustum. Inanin bana dunyanin en guzel amiydi bence. Sut gibi pespembe dudaklari vardi. Kiz ami derler ya dudaklari bitisik sanki o amdan cikmamis o cocuklar. Dapdar gozukuyordu ami. Agdayi cekerken dudaklari iki tarafa aciliyor ici gozukuyordu. Pespembeydi icerisi hafif kirmizi. Yengem beni karsisinda gorunce sok oldu.
-Yenge ozur dilerim kapiyi caldim caldim duymadin banyodasin sandim dedim arkami dondum hemen.
-Yengem hemen toparlanip kalkti ayaga disari cik diye bagirdi bana.
-O kadar utanmistim ki o bagirdiktan sonra yerin dibine girsem daha iyiydi. Evimize dogru gittim. O gun hic ugramadim yengemlere. Ertesi gun oldu ugramadim. Bir daha gun gecti yine ugramadim. Yuzune bakmaya utaniyordum. Okuldan eve, ordan sokaga, aksam eve giriyordum yuzyuze gelmemek icin. Yaklasik bir hafta ugramadim onlara. Bir gun dayim gordu yolda ogle yemegine gidiyormus bende okuldan yeni cikmis arkadaslarimla yuruyordum. Koluma girdi;
-Yegenim nerlerdesin sen ya yuzunu goremiyoz baran cok ozledi seni
-Dersler felan yogun dayi bu aralar ugrayamadim kusura bakma
-Yok pasam sikinti degil de konu o degil biliyorum yengen bahsetti. Ben artik korku ve utancla iyice kuculmus, buzulmustum. Yutkunamiyordum dayim;
-Olur boyle pasam ayni avluda yasiyoz kapiyi daha dikkatli calsaydin keske. Yengen de refleksle bagirmis sana yoksa canisin onun biliyon asla bagirmaz sana
-Yok dayi hakli kadin zaten ona gucenmedim ne bileyim kapiyi caldim caldim acan olmayinca banyodadir ben barana bakayim diye girdim. Girmeden once o kapiyida caldim ama duymadi yengem.
-Olur oglum yengen o senin bir dahakine daha dikkat edersin gel simdi yemek yiyelim.
-Yok dayi gelmeyeyim ben ac degilim zaten.
-Gel len kereta dedi enseme vurarak. Yengen o senin barani karsinda emziriyor mahremiyetini yerim kitleseymis kapisini oda dedi gulerek koluma girdi tuttuk evin yolunu.

Ben yine de cekiniyor, yengemin yuzune bakamiyordum. Hic bu kadar utanmamistim omrumde. Ama yengem her zamanki gibiydi unutmustu bile olani. Benim aklimdan o manzara cikmiyordu tabi ki. Kac kez o manzarayi hayal ederek bosalmistim saymadim bile.
Yengem sofrayi koydu yere. Baran iceride uyuyordu. Yemegimizi yedik cekyata oturduk.
Dayim cayini katip sigarasini yakti. Yengemde bana donup;
-Kuzi yarin cok isim var evde kac gundur gelmiyosun baran is yaptirmadi bana. Yarin gel de su koltuklarin altini silelim seninle kaldiriver bana. Bu kaldiriver bana cumlesi takilmisti kafama. Icimden zaten kaldiriyorum sana dedim. -Tamam yenge yarin okulum yok hoca gelmeyecekmis.
-O zaman gel burda kahvalti ederiz sonra baslariz ise. Tamam diyerek onayladim. Cayimi ictim eve gittim.

Sabah olmus uyanmistim saat 10.00\`a geliyordu. Bizim evdekiler kahvalti yapmak icin hazirlaniyorlardi. Ben yengemle yiyecem deyip hemen yan taraftaki eve yani yengeme gectim. Kapiyi çaldım yengem açtı. Henuz yeni uyanmis esniyordu;
-Gunaydin kuzi yeni uyandik biz de gec iceri yapariz birazdan kahvaltiyi
-Bende yeni uyandim yenge acele etme uyuyacaksan uyu sen baranla oynarim ben. -Baran uyuyor gece cok huysuzlandi uyanmaz bugun pek. Oh dedim rahatim sipa uyuyo anasini rahat rahat dikizleyebilecem.
-Hadi ya hasta felan degil demi dur bakayim suna bi
-Bak bak uyanmaz zaten misil misil uyuyo. Baranin odasina dogru yurudum. Yengem onumde yuruyordu. Icinde kulot yok gibi kalcalari [sallaniyordu.Kim](http://sallaniyordu.Kim) bilir belki de kulot giymemisti. Mutfaktan bir bardak su alip yatak odasina gecti;
-Uzerimi degiseyim sen cayi koyuver kuzi dedi. Tamam yenge diye mutfaga gectim kapisini kapatti. Cayi koydum tam kapinin onunden gecerken icimden bir ses bak su delikten iceriye dedi. Baksam mi? bakmasam mi? diye dusunurken gozumu dayadim delige. Evde baran ve benden baska kimse yok cunku. Gulizar okulda. Gozlerimi delikten uzatinca yengem altindaki esofmani siyiriyordu. Arkasi donuktu. Oyle bir domaldi ki bembeyaz kalcalari, kaymak gibi aminin yarigi karsimdaydi. Altina kicinin arasina kacan bir incecik kulot giydi. Sutyen takmadi. Ustune bir siyah tisort gecirdi. Altina ise daracik bir tayt giymisti. Kapiya dogru yonelince koltuga attim kendimi. Tv\`yi acmaya calisiyormus gibi yaptim;
-Kuzey koydun mu cayi? Uyuyor degil mi baran?
-Uyuyo yenge koydum koydum. Dilim dolaniyordu. Yengemin alttan uste dogru suzuyordum. Tayt vucuduna oyle bir yapismis ki gel benim amimi gotumu mincikla diyordu resmen bana.

Kahvaltimizi yapmak için oturduk sofraya ama oda ne? Gozum amina takildi. Kulot arasina
oyle bir kacmis ki. Kabak gibi aminin dudaklari belli oluyordu resmen.

Gozlerimi alamiyordum bu manzara karsisinda. Yengem ekmege recel vs. suruyor yiyordu;
-Hadi kuzi ye guclenmen lazım
-Ha ney? tamam yenge caya seker bakiyordum da. Niye guclenmem lazım?
-Koltuklari kaldiracan yoruldum deme sonra. Zaten kaldiracak oldugumu yeterince
kaldirmistim bende bol giydigigim için esofmani belli olmuyordu suanlik .
-Haa yorulmam ben ya
-Gorecez dedi biyik altindan gulerek.

Kahvaltimizi yaptik, ise koyulmustuk;

Yengem karsimda domaliyor. Yerleri siliyor, supuruyor, kapilari ayni sekilde siliyordu. Ben ayakta dinelmis onun gotune bakiyordum ki suratima bezi yememle kendime geldim; -Uyuma ayakta hadi yardim et sil sende
-Yok ya uyumuyorum napcam bu bezle?
-Kovaya batir ben gibi sil yerleri
-Haydaaa gundelikcide yaptin ha yenge beni
-Hahaha cok konusma hadi bitirelimde dinlenelim baran uyuyorken
-Tamam tamam o zaman ben su koseden basliyorum silmeye dedim basladim silmeye yerleri. O bir kose ben bir koseden silerken yerleri ortaya dogru yaklasiyorduk, Ikimizde sirtimizi donuk oldugumuz için goremiyordum onun frikiklerini. Orta kisma yaklastikca yuz yuze gelmeye baslamistik. Tisortun bollugundan memeleri sarkiyordu. Ise oyle kaptirmis ki kendini, benim ona dik dik bakislarimi farketmedi. Ben de irkilip yerleri silmeye devam ettim. Tekrar arkasini bana donup sobanin cevresini silmeye basladi. Ayaklarinda corap yoktu. Bembeyaz tertemiz ayaklari vardi. Duz du tarakli degildi ayaklari. Parmaklari ufak sayilabilecek olcudeydi. Ayaklari kucuktur zaten yengemin. Ben yerleri silerek ona dogru yaklastim. Kafami gotune carpmamla durdum. Yengem durmus sobanin cevresine dusen
kulleri siliyordu. Bende kendimi kaptirmis ilerlerken vurdum kafami o yumusacik kocaman
gotune. Kafami kaldirdim yengem arkasina donup hic birsey olmamis gibi kil tuy cop verdi
elime at bunlari dedi. Sobanin icine atacaktim. Cope at orayida temizleyecez senle dedi .
Tamam dedim gittim cope.

Yerleri silme isleri bitmisti soba kovasini cikarip goturdum disariya. Yengemin kuzi sesiyle iceriye dondum;
-Hadi kaldir bakalim koltugu altlarinida sileyim. Koltugun altina elimi sokup birden kaldirmaya calistim belime bir agri girdi hay amina koyim dedim istemsizce. Yengem suratima bakakalmisti. Guldu;
-Ne o dağin gibi yamuldun mu sende? dedi.
-Yok yenge birden yuklendim aliskin degil vucut.
-Alis alis ilerde karin olunca yardim edersin. Bak dayina fitik var yarim kaliyo yapamiyor. Aklıma koltugu kaldirmasi degilde yengemi sikemiyor mu acaba geldi. Sonucta bu ama, gote yuklenmek için bel kuvveti onemli bir unsurdu.
-Nasil yani? aslan gibidir dağim ya ne olacak ona bu isler dedim.
-Dayin aslan gibi de emeklilige dogru giden bir aslan dedi icini cekerek. Salak degildim anliyordum neyi ima etmeye calistigini. Dayımla aralarinda en az 10 yas fark vardi sonucta.
16 yasinda evlenmisti yengem. Dayim 25 yasindaydi o zaman.
-Canin mi sikkin senin yenge?
-Hadi konusma kaldir bakayim koltugu.
Bu konusmadan sonra ister istemez bir guc gelmisti zaten bana. Belki koltugu kaldirirsam ne kadar guclu oldugumu gorur, belki onunda aklina baska seyler gelir diye umit ediyordum. Koltuga tekrar yuklendim basta zor olsada kucagima kadar kaldirmistim.
-Aman ha dağin gibi sende sakatlama kendini sonra neyse.
-Sonra ne? Yenge silmeyeceksen yerleri birakayim erken emekli olmak istemiyorum daha cok gencim ben dedim gulerek. Yengeminde hosuna gitti gulerek siliyordu yerleri. Sikim cadiri kurdugu için hassiktir dedim kadin ayaklarimin altinda kafasini kaldirsa gorecek kalkik oldugunu. Dedigim gibide oldu. Biraz yerleri sildikten sonra yer degistirecekti.
Kafasini sikime carpti. Ayalarima kadar vurunca kafasiyla elimde ki koltugu dusuyodum.
-Yenge kac kac kac !
-Ayy ne oldu dur birden birakma yardim edeyim. Yanima geldi oda tuttu koltugun ucundan. -Ya birak yenge sen birde sana birsey olacak simdi. Oyle ani hareket yapilirmi dedim iki elimle ayalarimi tuttum.
-Ayy canim pardon bi taraftan guluyordu. Koltuktan once ben emekli ediyordum seni az kalsin yok degil mi birseyin?
-Yoktur heralde ne bileyim acidi dedim gulerek. Yengem masum masum ve cok tatli bakiyordu yuzume. Onun o surat ifadesini gorunce zaten agri sizi kalmadi geçmişti.
-iyi misin?
-iyiyim yenge iyiyim yok birsey ya birden vurunca refleks oldu ondan dusuyordum koltugu.
-Hihii dedi hafifce gulerek.
-Ne guluyon ne oldu dedim gulerek cevap verdim bende.
-Koluna carptim sanmistim da.
-Yuzum hafif kizarmisti. Sertlestigimi anlamisti. Ama benimle utanmadan sikilmadan konusuyordu.
-Son manzaradan sonra durum pek iyi degil sanırım? dedi yengem.
-Hangi manzara? dedim anlamistim halbu ki neyden bahsettigini.
-Ben en son temizlenirken gordugun manzarayi diyorum.
-Ha yok ya gormedim birsey
-Hadi hadi ne kadar zamandir oradaydin?
-Bilmem girdigimle bagirman bir oldu zaten.
-Senin yerine baskasida gelebilirdi. O yuzden kendime kizdim aslinda. Neyse hadi gel surlarida silelim de konusalim biraz seninle. Meraktan oluyordum acaba ne konusacakti benimle? Bana kendini siktirecegini sanmiyordum tabiki o kadar hayal kurmuyordum.

Isimiz bitti. Saat oglen 2 olmuştu. Dayim genelde 4 5 gibi gelirdi ogle yemegine. Baran bir
ara uyandi yengem onu emzirip tekrar uyuttu. Yengem cayi demlemis, kek kurabiye katip
gelmisti yanima. Bacaklari bacaklarima degecek kadar yakin oturmustu. Tabagi az kalsin
sikimin uzerine koyuyordu. Bileginden tutup ben aldim tabagi bacagimin ustune koydum.
Sikim kalkik oldugu için en ufak bi hareketlenmede devirmek istemedim tabaktakileri .
Yengem eline kurabiye yiyerek bana bakip goz kirpti;

Motivasyon Koçu Eşim Özge 2

Bir süre dergi karıştırarak oturup Özge’nin toplantısının bitmesini bekledim. Yukarı çıkmama izin verildi nihayet ve asansöre binip Özge’nin katının düğmesine bastım.

 

Asansör kapısı açıldığında korktuğum kadar kötü bir manzarayla karşılaştım. Karım masaların üzerinde dans etmiyordu fakat her detay fazlasıyla rahatsız ediciydi.

 

Öncelikle ilk ziyaretimde hatırladığım gibi değildi çalışanlar. Resepsiyondaki şişko kız ve sonradan göreceğim mutfaktaki abla dışında çalışan herkes erkekti.  

 

Özgeciğim, bebeğim ofisin bir duvarına dayalı masasında çalışıyordu. Elbette masasının altından o gün hangi iç çamaşırında karar kıldığını herkese sergilemekten çekinmiyordu. Karşısındaki iki masanın birinde büyük ihtimal IT’ci, “nerd” tipli şişman bir çocuk, yanındakinde ise daha operasyonel işlere bakan, kaslı, yakışıklı bir tip vardı.

 

Arkadaşlarımın bile eline düşen o etek altı çekimi yapanın IT’ci şişko olduğunu ilk bakışta anlamamak için aptal olmak gerekti.

 

Zaten gün boyu pek bir şey yapmayan karımın bacak arasını izlediklerinden emindim. Bazen aynı katta mutfağın yanındaki tuvalete gidip zevkle boşalıyor olmalıydılar.

 

“Özkaaan, ne sürpriz! Kusura bakma kocacığım, toplantımız vardı” diye karşıladı beni karım.

 

Kaslı ve genç olan eleman “Özkan abi merhaba, ben Emre” deyip elini uzattı. Emre 1’70 boylarında, gym’de bastığı ağırlıklarla enine gelişmiş, eğer aleti de kasları kadar gösterişli ise her kızın altında inlemek isteyebileceği bir erkekti.

 

“Özge abla bizim şirketimizin çiçeği, bize her gün yeni bir şey öğretir” diye ekledi Emre elimi sıkarken. Bana uzattığı eliyle o çiçeği sulamak istediğini tahmin ediyordum.

 

Özge “canım gel sana mutfakta çay ikram edeyim” dedi. Masasında duran lap top’ını kapatmak için arkasını dönünce Emre’nin benden hiç de gizlemediği bakışlarıyla karımın kıçını süzdüğünü gördüm.

 

Onu fark etmeme aldırmadı ve “Biz bir aile gibiyiz Özkan abi bu iş yerinde” dedi gülümseyerek ve yerine geçti.

 

Mutfağa geçince Özge yüzünün bozukluğunu saklamadı.

 

“Özkan, işlerinin çok yoğun olduğunu düşünüyordum. Niçin geldin?”

“Niçin mi geldim? Seni merak ettim, bir sene oldu seni burada ziyaret etmeyeli aşkım. Böyle mi karşılanır?” dedim.

Bu sırada mutfakta çalışan abla kavga edeceğimizi düşünerek mutfağı terk etti.

 

“Peki tamam, yine de bu kadar yol tepmene gerek yoktu” dedi bana kopkoyu kendine ise tam deminde çaylarımızı doldururken.

 

“Tamam anlıyorum teşekkür ederim ama o saçma kıskançlıklardan dolayı değildir umarım yok Özge şunu giymiş, yok Özge bunu giymiş.”

 

“Bu kadar bozulmana gerek yok canım” dememle o günün şokunu yaşamam bir oldu.

 

Biz konuşurken Özge’nin arkası mutfak kapısına dönüktü. Tam o sırada içeri, ilk ziyaretimde tanışma şerefine eriştiğim patronu Hakan Bey girdi.

 

Hakan Bey. Dev gibi ve işin kötüsü gerçekten etkileyici bir adamdı. En az iki metreydi boyu ve tertemiz, tıraşlı yüzü adeta çizgi romanlardaki süper kahramanlarınki gibi köşeliydi. Her gün uyguladığı çok sıkı bir egzersiz programı varmış gibi, takım elbisesinin altından bile kusursuz bir vücuda sahip olduğunu belli ediyordu.

 

Çayımdan ilk yudumu alıyordum ki Hakan Bey sol elini Özge’nin beline koyup bana elini uzattı.

 

 “Hoş geldin Özkancığım. Özge’nin nasıl olduğunu görmek için mi uğradın?” deyiverdi.

 

Ne diyeceğimi bilmiyordum.

 

“Eee, evet, yani bu aralar çok konuştuk Özge’nin iş hayatından ben de bir göreyim dedim”. Özge bu sırada resmen kikirdemişti.

 

“İyi yapmışsın Özkancığım. Merak etme biz Özge’ye iyi bakıyoruz.” Demesiyle karıma dönüp gülümsemesi ve gülümsemesinin karşılığını alması bir oldu.

 

Karşımda sanki karım ve patronu değil biri profesyonel diğeri sektöre yeni girmiş iki sikişken porno oyuncusu ya da zengin bir adam ve orospu metresi vardı. Kendimi dışlanmış ve aşağılanmış hissettim.

 

Özge’nin iş yerinden eve nasıl döndüm hatırlamıyorum. Evde rahatlayınca Özge’nin o gün giydiği bu defa mor mini eteğin bir benzerini buldum dolapta. Sikimi çıkarıp üzerine boşalmak istedim.

 

 

Köyümüzün Güzelleri – 16

Sabah herkes kalkıp kahvaltıya oturduğumuzda.

B:”Anne, ablam Durali amcaların gelinigile  kahvaltıya gitti yalnız mıymış neymiş.”

A:”He onlar şehre gidecekti keşke Sündüz bize gelseydi. Bu arada halan seni aradı mı?”

B:”Yook, niye arayacaktı ki?”

A:”Enişten bugün şehire gidecekmiş. Tarladaki işlerine bakarak ol diye.”

B:”Ana ben bizim tarlaya yettim onların ki mi kaldı?”

A:”Öle deme gurban olduğum. Baban öldükten sonra halan bize çok yardım etti.”

B:”He ana he halam ararsa bakarız.”

Kahvaltıyı bitirip tarlaya gitmiştim. Aklım ablamda, halamda kalmıştı offf bölünemezdim ki. Saat 2 ye gelirken Halam elinde çıkınla geldi.

H:”Akınım, niye gelmiyon kaç gündür? Hem o günde gelmedin Nesrin’de, Nurcan’da sen gelecen diye güzel yemekler yapmıştılar.”

B:”Hala inan koşuşturmaktan vakit bulamıyom.”

H:”Olur öle aşkım koskoca evin yükü sırtında ben anlarım. Bak yemek getirdim.”

B:”Walla iyi etmişsin, acıkmıştım.”

H:”Dere kenarına inelim hem ora gölgelik olur, hem de ayaklarını suya sokar dinlendirirsin.” 

Halamla birlikte dereye doğru gittik. Çalıların kenarında hemen derenin dibinde büyük kayanın üstüne oturduk. Ayaklarımı dizlerime kadar suya soktum halam çıkından bir dürüm çıkartıp bana uzattı, bir tanede kendine aldı.

B:”Sizin tarlada ne iş var? Eniştem halletmedi mi?”

H:”Ettiii.”

B:“Eee Beni niye tarlaya çağırdınız o zaman? Buradaki işim bitince gelecem.”

H:“Tarlada iş yok ki. Ben seni özledim ondan bahane ettim.”

Dürümlerimiz bitmişti, Su içtik. Halam bana iyice yanaşıp elini sikime attı

H:“O günden beri gözümü ne kapatsam aklıma sikin geliyor. Bak sana Nesrini de siktirecem. Zaten Nurcanla da everecem seni, o zaman kızlardan vakit buldukça beni de sikersin.”

B:“Nesrin ablanın benden haberi var mı? Yani onu gebe bırakmak için beni düşündü mü biliyon mu?”

H:“Ona daha demedim ama kabul edecek, senden iyisini mi bulacak?”

B:“Peki kocası?”

H:“Ne olmuş ona?”

B:“O biliyomu? Karısının başka adamdan çocuk yapacağını”

H:“Nesrin dedi ki ortak karar almışlar ama kim olacağını daha bilmiyorlarmış.”

B:“Waayyy bizim enişteye bak, pezevenk”

H:“Yok öyle deme çaresizlik. Birbirlerini çok sevmeseler böyle bir şeyi isterler mi?”

B:“Aslında sende haklısın”

Sözü bitince halam önüme doğru yandan uzandı. Bir eliyle eşofmanımın önünü aşağı çekti diğer eliyle sikimi dışarı çıkarttı. Bende yardımı olsun diye arkaya doğru dirseklerimi koyarak uzandım. Halam sikime bir iki öpücük kondurduktan sonra eşofmanımın yanlarına elini atıp aşağı çekince, ben ayaklarımı sudan çıkartım o da eşofmanımı tam çıkarttı. Şimdi kayanın üzerinde yarı çıplak sikim dimdik, havaya uzanmış konumdaydım. Halam tekrar eğildi ve kişimi ağzına almaya başladı. Bir eli sikimde diğer eli de göbeğimin altını kasıklarımı okşuyordu. Zaten ablamla Sündüz düşünmekten fazla uğraşmasına gerek kalmadan

B:“Hala ağzına attırayım mı?”

Başını kaldırdı bana güleç yüzle baktı

H:“Attır gurban olduğum. Bunları yutmayacam neyi yutacam?

Daha da hızlanıp daha da derine sokuyordu sikimi. Elimi başına atıp yazmasını aldım sonra kafasını iyice bastırdım ve bacaklarımın titremesiyle boşalmam bir oldu. Kafasını kaldırdığında gözleri kızarmış bana bakarak gülümsüyordu.

H:“O ne kadar attırdın? Ne zamandır dolusun?”

B:“Sorma hala çok ihtiyacım vardı.”

H:“E oğlum ihtiyacın varsa bana gelsene. Ben seni boşaltırım.”

Tekrar eğildi, sönmeye yakın sikimi ağzına aldı, oynamaya başladı. Biraz uğraşınca kalkmaya başlamıştı. Sikim yine direk gibi olunca kafasını kaldırdı ayağı kalktı. Eteğini yukarı topladı altında kilot yoktu.

B:“Donun nerde?”

H:“Bu gün bu yarağı yiyecem diye giymedim.”

B:“Ha yani planlamıştın her şeyi”

Gülerek.

H:“Ne yapayım sen gelmiyon, bende fırsat yaratmaya çalışıyom”

Bacağının birimi yan tarafıma attı, bir eli topladığı eteğini tutarken çömeldi, diğer elini önce ağzına götürdü sonra amına sürüp sikimi sabitledi ve üstüne yavaş yavaş oturmaya başladı. Nefesini tutmuştu. Sikimin tamamını içine alıp amı kasıklarıma yapışınca

H:“Offff, bir kere siktin alıştırdın, ben bundan asla vaz geçmem”

Diyerek nefesini bıraktı. Sonra yavaş yavaş kalkıp oturmaya başladı hızlanınca ben iki yandan elimi beline atıp onu sabitledim. Alttan seri biçimde popomu kaldırıp indirmeye başladım. Halam başlarda kısık sesle inlerken artık çığlık atıyordu. Derenin sesi onun sesini bastırıyordu. Bir müddet sonra belini bırakınca pozisyonu bozmadan üzerime yattı. Bu sefer ellerimi belinin üstünden bağlayıp iyice kendime çektim o da götünü ve amını daha da yukarı kaldırınca, bu sefer daha seri biçimde amına döşemeye başladım. Halam bir ara boynumu ısırıp avucuyla yüzümü sıkmaya başlayınca boşalmaya başladığını anladım. Bende geliyordum, hemen peşine bende tüm döllerimi boşalttım. Biraz nefeslenince halam üstümden yana devrildi işin ilginç yanı eteğini halen daha tutuyordu.

B:“Sen hapları kullanıyon mu?”

H:“He aşkım o günden beri hep alıyom.”

B:“Nurcan meselesini nasıl yapacaz?”

H:“Anana de yarın akşam gelin. İsteyin, sana kurban olsun Nurcan”

B:“Peki Nesrin abla?”

H“Onla ben konuşacam razı olur büyük ihtimal. Senden iyisini mi bulacak? Hem de aynı kandan kocası da kabul eder. Biliyon seni sever.”

B:“Ne zaman, nerede, nasıl olacak peki?”

H:”Hele Nesrine söyliyim, tamam desin ben ayarlarım.”

Dedikten sonra yan dönüp dudaklarımı öpmeye başladı.

H:“Götümüde sikecen mi?”

B:“Sikem mi?”

Gülerek söylemiştim

H:“Hele bir deniyem, kaldırabilirsek sikeresin.”

Bilmiyordu ki göte dayanamam hemen kalkar sikim.

Eğildi sikimi bir iki sıvazladı, etrafındaki döler ve kendi suyu elinde kaybolmuştu. Sonra uzandı ağzına alıp yalamaya başladı. Bu sefer bayağı git gel yaptı ama sonunda kalkmıştı.

H“Çenem ağırdı. Biraz daha kalkmasaydı vazgeçecektim.”

B:“Kalkar kalkar merak etme”

H:“Nasıl sikecen? Yine üstüne oturayım mı? Yoksa yan yatim sende arkama geç.”

B:“Yok domal. O götünü görecem, çok seviyom çiğ çiğ yiyesim geliyor.”

Gülerek

H:“O senin aşkım ister sik,, ister tokatla, ister ye, ister öp sen ne dersen nasıl dersen öyle kullan”

Bunları söylerken bir yandan tekrar eteğini bekine toplamış ama ön tarafını aşağı sarkıtmıştı. Dizlerinin altına almıştı. Dizlerimin üstüne arkasına yaklaştım. Sağ kalçasına bir tokat atınca, halamdan bir ahh yükseldi. Kalçası anında kızarmıştı. İki elimle kalçalarını ayırıp deliğine bir tükürük bıraktım. Ben doğrulup sikimi yaklaştırınca eline tükürük alıp göt deliğinin içini doldurmaya çalışır gibi benim tükürüğümle birlikte parmağını götüne soktu. Elini çekince ben bir tükürük daha bırakıp sikimin başını deliğe yasladım ve sol elimle kafasını sabit tutarak işeri doğru ittirdim. Hiç zorlanmadan içeri girmişti. Başı girince biraz bekledim.

B:“O kadar siktirmişsinki hiç zorlanmıyor”

H:“Dedim ya enişten hep götten sikerdi.”

Lafı bitmeden dibine kadar bastım

H:“Offf. Akın yaktın yavaş, hayvan oğlu hayvan, eşşekmi sikiyon, Offf götüm offf”

Ben sırıtarak halamın götünde gidip gelirken

B:“Nurcanında, Nesrininde götünü böyle kuru kuru sikecem. Onlarda senin gibi benden vazgeçemeyecekler.

H:“İkiside sana kurban olsun ohh, sik aşkım sik kadınının götünü, bu götte dünyadaki tüm götlerde sana kurban olsun.”

Durmadan vuruyordum ama iki defa üst üste boşalmanın ve sabahta ablamı sikmenin etkisiyle gelmem bayağı geç olmuştu. Ben boşalınca halam kendini ileri doğru attı. Sanki sıcaktan kayaya yapışmış kurbağa gibi bacakları ve kolları açılmış yatıyordu. Döllerimin götünden çıkışını çok rahat görüyordum. Ben kalktım üstümdekilerin geri kalanını çıkarttım dereye girdim. Birazdan halam da eteğini iyice beline topladı dereye yarı beline kadar girdi. Bana bakarak soğuk suyla önce götünü temizledi. Derenin suyu akarken parmağını götüne sokuyor biraz su girmesini sağlayıp tekrar dışarı çıkarıyordu. Daha sonra amına aynı işlemi yaptı suyun kenarına çıktı eğilip bir de yüzüne su vurdu. Bende kenara gelmiştim kıyafetlerimi giyerken eğildi sikime bir öpücük kondurdu.

H:“Derede üşümüş bu ısıtırdım da vakit yok”

B:“Üfff Saat 4 olmuş”

Halam üstünü düzeltip önce yanağımdan sonra dudağımdan öpüp,

H:“Akşam anan de yarın akşama bekliyom”

Diyip geldiği gibi uzaklaştı. Bende traktörü tarlanın başına çekip evin yolunu tuttum.

Eve vardığımda ablamın yüzünde güller açıyordu . Millet orada olduğu için her zamanki gibi boynuma sarılıp öpememişti.

Ce:”Hoş geldin canım.”

B:”Hoşbulduk abla günün nasıl geçti?”

Ce:”İyiydi Sündüzle kahvaltı yaptık muhabbet ettik saat 3 gibi geri geldim.”

Bunları derken gözlerinin içi ayrı dudakları ayrı gülüyordu. Akşam yemeği çay faslı biraz Tv izledikten sonra

B:”Yatıyorum.”

A:”Oğlum istersen bu gece benle yat çocuklar analarını özlemiştir.”

B:”Olur ana ama  ablamla bişe konuşmam lazım sonrada senle konuşacam.”

Diyince annem kızardı.

A:”Sen bilirsin. E ablanla konuşacan sonra benle çocuklar ne olacak? Onlar nerde yatacak?”

B:”Ana gel senin odaya gidelim diyeceğimi bişe var”

Ablamın gözlerinden alev fışkırıyordu. Annem kalktı götünü bir sağa bir sola sallayarak önümde odasına gitti. Bende hemen peşinden odaya girince. Eteğini çıkarmış elini kilotuna atıyordu.

B:”Dur ana sikmiyecem. Dur hele.”

A:”Niye gurban olduğum? Konuşacam dedin ya.”

B:”Ana gerçekten konuşacam, senle de ablamla da.”

Annem şaşkınlıkla bana bakarken kilotunun lastiklerini bıraktı basma eteğini alıp bir çırpıda giydi. Yatağa oturup elini yatağa vurup oturmamı işaret etti.

A:”Gurban olduğum bişey mi oldu? Bir derdin mi var?”

B:”Ana ben evlenmeyi düşünüyom.”

Annem hafif tebessüm ederek

A:”E tabi amın, götün tadını aldın, bi yandan ablan bi yandan ben, ama sen genç am istersin biz sana yetmeyiz.”

Bunuları söylerken yüzünde tebessümle kırgınlığı aynı anda görüyordum.

B:”Sen benim ilk karımsın senden vazgeçmem Esma Sultan. Hem senin götünün tadı kimde var?”

Bunları söylerken yandan kalçasını sıkmam onunda hoşuna gitmiş gülümsemişti.

A:”Eee söyle bakayım, öyle durduk yere demezsin kim bu kız gözüne kestirdiğin?”

B:”Nurcan”

A:”Hele bizim oğlana bak. Ne zaman kestirdin gözüne? Kızla konuşuyon mu?”

B:”Yok daha konuşmadık.”

A:”Eee bakalım kabul edecek mi? Hem senin aklına nerden düştü Nurcan?”

B:”Iııı şey halam kendi dedi “Nurcanı sana vereyim.” Benim de hoşuma gitti aslında. Ama götü seninkinin yanıda çok cılız kalıyor?”

Diyince ikimizde gülmüştük.

A:”Ey kız, olur valla. Götüne gelince de o senin sikine bakar aslanım benim.”

B:”Tamam yarın gidip konuşalım. Kız da tamam derse zaten halam kendi dedi enişte de bişe diyemez hemen söz keseriz.”

A:”Acelen ne gurban olduğum?”

B:”Yarın dedim.”

Yerimden kalktım annemin dudaklarına eğilip öptüm. Odadan çıkıp kendi odama gittim, tabi artık odam neresi bilmiyordum, seyyahlara dönmüştüm. Ablam yatağa uzanmış. Üstünde en son aldığımız ama benim görmediğim, parlıament mavisi kısa bir gecelik, etekleri dantelli, omuzdan dantel askılı, içinde sütyen olmadığı göğüs uçlarından belli oluyordu. İşin ilginç yanı başında, ensesinin arkasından dolayıp uçlarını öne attığı yazması halen daha duruyordu. Elinde cep telefonu biriyle mesajlaşıyordu.

B:”Hayırdır? O orospu çocuğuna mı yazıyorsun?”

Ce:“Ne işim olur onunla boşayacam ya.”

B:“Eee kim peki?”

Ce:“Senden sonraki aşkım?”

B:“Sündüz?”

Ce:“Evet”

B:“Ne yaptınız bugün anlatsana? Kadın sikmeyi merak ediyordun siktim mi Sündüzü?”

Gülerek.

Ce:“Soyun gel yanıma aşkım.”

Soyunup yanına uzandığımda, birbirimizi ellemeye okşamaya başladığımızda anlatmaya başladı.

Ce:”Sabah giderken, bende aldığım çamaşırların bir kısmını yanıma aldım. Sündüz de kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltı bitip çay içmeye başlayınca ordan burdan muhabbet ettik. Keremi sordum anlattı biraz. Kalk aldıklarımızı göster dedim. Öbür odaya gidip en kapalı çamaşırları giyip geldi. Üstünde boydan bir entari vardı. B:“Eeee bu entariden ne görecem.” Diyince entarinin eteklerini önden tutup biraz ürkekçe havaya kaldırdı, önce bacakları sonra kasıkları görüldü öylece durdu. B:” Kızım bunun sütyeni yok mu? Onu da göstersene.” Dediğimde biraz daha kaldırdı, entari tam boynuna geliyordu. Çamaşır pembeydi ufak göğüslerini ve geniş kalçalarını tam sarmıştı. Hele o kalçaları sanki vücudun yan taraflarına sonradan takılmış gibi harikaydı. Hemen entarisini aşağı bıraktı, kıpkırmızı oldu haspam. B:“Kızım ne utanıyon kabinde gördüm ya, diğerlerini giy” demim. Odadan çıkıyordu B:“Nereye?” S:“Giyip geleyim abla.” B:“Algel burada giy, gizli saklımız mı kaldı?” o kapıya dönünce bende kalktım peşinden gidip yatak odasına girdim. Hiç bişe demedi. Önce entarisini başından çıkarttı. Sonra elini arkaya atıp sütyeni çıkarttı, ellerini kilotuna atınca S:”Abla arkanı dönsene.” B:”Ne dönecem kız dün gördüm ya. Hem sende benim her yerimi gördün” İyice kızarıp kilotu çıkarınca amına aşık oldum. Ben genç kızken bile o kadar ince bir çizgi yoktu amımda. Sanırım kıllarını birkaç gün önce kesmiş. Diğer fantezi olan çamaşırı aldı kilotu giyerken ben arkasına dolaşıp götüne baktım. Eğilince amı götü o kadar güzeldi ki dayanamadım kalçasına bir şaplak attım S:”Ayy abla ne yapıyon.” Diyip güldü giymeye devam etti. Bu takım yeşil bir takımdı. Altı tanga ama önü varla yok arası tül. Sütyenide aynı kumaştan bildiğin tül. Sütyeni giyince göğsünün birini düzeltmek için elimi sütyenin içine atıp alttan tutup ucunu karşıya bakacak şekilde ayarladım. O şaşkınlıkla bana bakıyor hiç kıpırdamıyordu. Göğsünü düzelttikten sonara uzanıp sütyenin dışında kalan göğsünün üstüne bir öpücük kondurdum. Sadece bakıyordu. B:”Dur bende aldıklarımı getirdim deneyeyim.” Diyip diğer odaya bir koşu gidip çantayı alıp geldim. Halen daha bıraktığım yerde ayakta duruyordu. Ben soyunmaya başladım Sabah sen sikerken üstümdeki jartiyer ve çamaşır takımıyla kaldım. S:”Abla çok zevkliymişsin bunları dün aldın demi çok güzel.” B.”Sana da alırız aşkım. Hoşuna gitmesine sevindim.”

Önce sütyenimi çıkarttım, sonra ona arkamı dönüp kilotuma elimi attım ama hiç acele etmedim. Sabah sen götümü sikip döllerini akıttın ya o döller dışarı çıkmış kilotumda iz yapmıştı. Bilerek içime attır dedim sana. Domalarak kilotu çıkarırken, S:”Ablaaa, Şey” B:”Ne oldu kız” S:”Şey abla götün” B:”Ne olmuş götüme?” S:”Abla deliğin çok büyük birde dünkünden daha kırmızı.” Ben kahkaha atarak. B:”İlahi Sündüz sikilen göt böyle olur. Hem halen daha içi dolu biliyon mu? Bakmak ister misin? Gel yakından bak.” Önce gözlerime baktı sonra bir adım atıp arkamda diz çöktü. S:”Şey abla sen kocandan boşanmayacak mıydın? Hem ne zaman geldi götünü sikti gitti?” B:”Aşkım göt sikmek için kocaya gerek yok ki.” S:”Nasıl yani? Kim sikti götünü? Diyip elini ağzına götürüp hayretle S:”Akın mı?” B:”Başka kim olacak bu ufak köyde kimi bulacam. Sabah sana gelmeden bir posta götümü sikti sana yolladı. Ayrıca sana selamı var.” S:”Abla ne diyon sen? O senin kardeşin. Olur mu öyle şey.” B.”Kızım bu ihtiyaç o olmazsa başkası olur. O zamanda adım çıkar köyde. Hem Akının ağzı sıkıdır.” Konuşurken bir yandan da dikkatlice göt deliğime bakıyordu. B:”Dokun” diyince işaret parmağıyla hafif göt deliğimin çevresine dokundu. B:”Kızım düzgün dokun korkma seni yemez.” Sündüz iki parmağıyla dokunup okşamaya başlayınca, ben 3 parmağımı ağzıma götürüp tükürük alıp deliğime sürdüm. Sen zaten genişletmiştin. B:”Şimdi parmağını ağzında ıslat içeri sok” Dediğimde hiç itiraz etmeden dediğimi yaptı. S:”Offf abla içi çok sıcak.” B:”Hoşuna gitti mi?” S:”Hı hı” B:”Şimdi ağzını yaklaştır. Amımın dudakları aşağıdan sana bakıyor, önce  dilinle yala sonra öpüş amımla.” Sündüz başını yan tarafa getirerek bana baktı sonra tekrar arkamda yerini alıp önce dilini değdirdi ve çekti. B:”Offf aşkım harikasın devam et” O daha da cesaretlenip dilini aşağıdan yukarıya yukarıdan aşağıya harekeet ettirmeye başladı. B:”Yalarken parmağının birini amıma sok.” dediğimi hemen yaptı. Biraz öyle devam ettikten sonra dudakları devreye girdi, parmağını çekmiş iki eliyle kalçalarımı avuçluyordu. B:”Şimdi amımla öpüşürken parmağını götüme sok.” Hiçbir dediğime itiraz etmiyordu. Ben titreyerek boşalmaya başlayınca kafasını kaldırıp S:”Abla bir şey mi oldu rahatsızlandı mı? Yanlış bir şey mi yaptım?” B:”Sus ta devam et orospu boşalıyorummmmm ıhhh evet evet geliy—yorr—um” Ben boşalınca doğruldum. Oda ayağı kalkınca gülüyordu. Ağzının etrafında benim sularım vardı. Dudaklarına yapışıp öpmeye, yalamaya başladım. Başta kafasını kaçırmaya çalıştı ama sonradan oda bana ayak uydur. Yatağa attım kendimi. O halen daha bana bakıyordu. B:”Gel yanıma aşkım.” Ürkek bir kedi gibi yanıma oturdu. Bende omuzundan tutup yatağa çektim. Yan yana uzandık. B:”Beğendin mi tadımı?” S:”Şeyy abla güzeldi de boşalmak ne ki?” B:”Nasıl yani? Kızım Kerem seni sadece sikip bırakıyor mu? Gerçi benim domuz da öyleydi ama Akın beni boşaltmadan bırakmaz.” S:”Abla gerçekten kardeşinle şey yapıyon mu?” Ben kahkaha atarak B:”Amına bile koyuyoz o işin.” Diyince o da gülmeye başlamıştı. Ona doğru yan dönüp az önce elimle düzelltiğim göğsünü dışarı çıkarttım. Sadece bakıyordu. Uzanıp üstten yalayarak öperek göğüs ucuna geldim. Bir taraftan yalıyor, emiyor, okşuyor diğer taraftan memesinin başını ısırıyordum. S:”Offf Abla ne yapıyon sen ban\*na?” B:”Birazdan senide boşaltacam aşkım kocan seni ilk sikmiş olabilir ama ilk boşalmanı ben yaptıracam.” Tekrar göğüslerine kapandım ikisini de sütyenden kurtarıp biryandan ellerimle sıkarken diğer yandan vakumluyordum. Göğüslerini öperken sağ elimi aşağıya göbeğine indirdim okşamaya başladım oda hafif hafif inlemeye başlamıştı. Yavaşça elimi tanganın içine sokup amını okşamaya başladım. Avucumun içiyle amını okşarken orta parmağımı alt tarafa uzatıp göt deliğine de baskı yapmaya başladım. Öperek yalayarak önce göbeğine oradan tangasına geldim. İki elimle tanganın iplerini tutup aşağı çekmeye başlayınca, oda kalçasını havaya kaldırarak bana yardımcı oldu. Şimdi karşımda tekrar o muhteşem am vardı. Hemen bacaklarının arasına uzanıp baldırların altına ellerini destek yaparak bacaklarını havaya kaldırdım ve amına yumuldum. Çok güzeldi dilimi her hareket ettirdiğimde o titriyor bense dilime batan am kıllarından daha da zevk alıyordum . Dilimi amına hafif sokup çıkartmaya başlayınca o da sulanmaya başladı. Parmağımı tam sokacakken kendini birden geri attı. Elini amına kapatıp S:”Abla yapma!!! Ben halen daha bakireyim.” B:”Ney? Nasıl? Kerem daha sikmedi mi seni?” Kızararak S:”Abla devam et ama beni bozma.” Tekrar aynı konuma geldi ben kaldığım yerden devam ettim. Ama parmağımı içine sokmuyor sadece klitorisini ufalayıp baskı yapıyordum. Birden kasıldı, iyice gerildi sonra titremeye başladı ve yatağa yığıldı. S:”Abla bu neydi böyle? Abla böyle bir zevk olamaz, Abla ne olur bir daha yapalım” Yüzü kıpkırmızı olmuş gözünün birinden yaş süzülmüş ve kurumuştu. B:”Yaparız aşkım, sen biraz kendine gel, madem önün kapalı arkandan sikecem seni.” S:”Abla, olmaz acır hem sen beni nasıl sikecen? Sikin bile yok.” B:”Az önce nasıl siktiysem aşkım, sen merak etme. Parmağımı amına sokamadım ama götünü parmaklarımla sikecem. Alıştırdıktan sonra da Akına siktirecem. Bu tadı alman lazım aşkım, ama unutma sen kiminle evli olursan ol kim seni sikerse siksin sen bana aitsin.” S:”Olurmu öyle şey abla Akın???” B:”Olur aşkım hem beni hem seni siker vakit kalırsa köyün tamamını siker merak etme” Diyip dudaklarına yapıştım dilimi ağzına sokunca biraz şaşırdı. B:”Dilini ağzıma sok” Dedikten sonra tekrar yapıştım dudaklarına. Dilni ağzıma sokunca yalamaya emmeye başladığımda gözleri fal taşı gibi açıldı. Sonra ben dilimi ağzına sokunca ne yapması gerektiğini biliyordu. Alt dudağını emerek aşağı doğru inmeye başladın. Amına gelince zaten az önce boşalmıştı. Sularını yalamaya başladım. Elimi kalçasına atarak dönmesini sağladım şimdi yüz üstü yatıyor ama başını kaldırmış yandan beni izliyordu. Önce kalçalarını sıktım ufak ısırıklar atmaya başladım, sonra ellerimi kasıklarının oradan altına sokup onu kendime doğru çekince domalmış oldu. Şimdi yatakta dört ayak, kafası döne bildiği kadar dönmüş bana bakıyordu. İki elimle göt yanaklarını ayırdım. Off o ne delik var la yok arası. Ağzımı dayadım sulu sulu öpüp yalamaya başladım. Arada sırada da dilimi içine sokmak için zorluyordum, ama olmuyordu. Bu arada Sündüz’ün inlemeleri ohlamaları yükselmişti. Dizlerimin üstüne doğruldum. Parmağımı ağzıma sokup ıslattığımda, halen daha bana bakmaya çalışıyordu. Bir elimle kalçasını sıkarak yana doğru çekince deliği hafif belirginleşti. Islattığım Parmağımla önce biraz baskı yaptım ben parmağımı itip geri çektikçe gör deliği esniyordu. En sonunda ileri itince parmağım il boğuma kadar girdi. S:”Offf Ablaa sızladı.” Dur aşkım daha bu başlangıç senin götünü sürekli sikecem, alışacaksın zevk alacaksın.” Derken parmağımı iyice ittirdim ve tanmamı  girince bir çığlık attı S:”DUU—RR ABLAA, KURBAN OLAYIM DUR” Ben öylece bekledim. Parmağım göt deliğindeyken hafif yan tarafına geçip elimi alttan amına attım ve okşamaya başladım. Ben okşadıkça götü gevşemeye başladı. Yavaş yavaş parmağımı geri çekip tekrar ittim. Biraz sonra alışmıştı. İşaret parmağımın yanında orta parmağımı da sokmaya çalışında S:”Olmaz abla” demeye  kalmadan ikinci parmağımı da sokmuştum, bir yandan parmaklarımla götünü sikerken diğer yandan amını okşuyordum. Tekrar titremeye başladı. S:”Offf abla sik benii çok güzel, Kerem sikemiyor sen sik. Bundan sonra, beni sakın bırakma.” Diye diye titreyerek boşaldı. O yüz üstü yatağa kendini bıraktı bende yanına uzanıp sırtına başımı koydum ve kalçalarını okşamaya başladım. S:”Aşkım Keremle ne zamandır evlisin bildiğim kadarıyla kaçmadan öncede konuşuyordunuz. Niye halen daha bakiresin?” S:”Şey abla kalkmıyo, hem de çok kısa senin parmağın kadar var. Kaldırıyo tam sokacakken sönüyor. O yüzden hala daha bakireyim.” B: E kızım eliyle bozsaydı ya seni.” S:”Abla öyle olunca moralimiz bozuluyor, ikimizde dönüp yatıyoz” B:”Üzülme aşkım bundan sonra senin kocan benim. Seni her zaman sikecem. Merak eteme seni kadın da yapacaz.” S:”O nasıl olacak?” B:”Akın seni kadın yapacak.” S:”Olmaz abla sen neyse de Akına siktirmem kendimi?”. Ben pis bir gülüş atıp B:”Hoşuna gitti mi?” S:”Götüm biraz sızladı ama çok güzeldi.” B:”Tamam işte senin kocan bensem ne dersem onu yapacaksın, yoksa bu tatdan mahrum kalırsın.” Diyip sırtına öpücükler kondurdum. Sonra kalkıp üstümü giyerken o halen daha yatakta yatıyordu. Eve gelip banyo yaptım.

B:”Abla ben ne zaman sikerim. Sündüzü?”

Ce:” Dur bakalım biraz daha kıvama gelsin.”

B:”Abla sikim zonkluyor.”

Ce:” Aşkım çok yorgunum, sabah sen götümü siktin üstüne birde Sündüz. Geçekten yorgunum. İstersen Annemin yanında uyu bu gece.

B:”Yok neyse, ha bu arada yarın Nurcan!ı istemeye gidecez.”

Ce:”Olum o zaten senin de öbürünü ne yapacan?”

B:”Nesrin ablayı da sikecem.”

Ablam gülerek dudağıma öpücük kondurdu. Bana sarılıp uyumaya başladı.

Müzik Öğretmenim Suna – 8 (Final)

Şeyma ile yaşadığım sıradışı maceradan sonra Suna’yı ziyaret etmem gerekiyordu. İstanbul’a döndüm, Suna’nın evine geçtim. Biraz dinlendim, duş aldım.

“Bugün artık her şeyi öğreneceksin” dedi Suna ve daha önce yarım kalan Japonya macerasını anlatmaya devam etti:

Flüt konseri verdiğim malikhanenin sahibi isimsiz zengin iş adamı ile birlikte Japonya’ya inmiştim. Uçaktan iner inmez kadın bir mihmandar, bizi Toyota Century marka siyah bir arabaya davet etti. Araca bindik. Ön koltukta oturan kadın Türkçe “Hoşgeldiniz. Sayın Beyefendi’nin Japonya ve Güney Kore operasyonlarından sorumluyum. Size yolculuğunuz boyunca eşlik edeceğim” dedi.

Gökdelenlerin yoğun olduğu bir bölgeye geldik, binalardan birisinin otoparkına indik, asansörle 44. kata çıktık. Lobiden bizi saygıyla selamlayan görevliler sadece kapıları işaret ediyorlardı. En son kapısına geldiğimiz oda koridorun sonunda yer alıyordu.

İçeri girdiğimizde daha önce hiç karşılaşmadığım bir mimari tasarıma hayran hayran bakakaldığımı hatırlıyorum. Odanın penceresi yoktu, ışıklandırmalar loş ve biraz da gizemli bir ortam inşa edecek şekilde tasarlanmıştı.

Odanın ortasında 6 basamaklı küçük bir merdivenle çıkılan kırmızı deri bir koltuk vardı. Koktuğun yanındaki sehpada baton denilen, orkestra sefleronin kullandığı ince ve küçük, sapı kristal altın bir değnek vardı.

Koltuğun etrafında 6 köşeye doğru bakan, 6 tane yatak vardı. Kırmızı deri koltukta oturan kişi, her yönü rahatça girebiliyordu. Her yatağın ayak ucunda birer sandalye vardı. Malum iş adamı kulağıma eğilip:

“Bana yaşattığın deneyimi buradaki 6 kişiye de yaşatırsan, yeryüzünde hiçbir zaman para sorunun olmayacak. Bu odaya az sonra gelecek kişiler, dünyadaki çok önemli zengin iş insanları. Aklına gelebilecek her türlü şeyi yaşamış insanlar. Ancak sadece bir tek şeyleri eksik, sende gördüğüm şey: Yaratıcı hayal gücü. Bu güçlü iş adamları aslında çok stresli ve tatsız bir hayat yaşıyorlar sanılanın aksine. Etraflarındaki kadınların tamamı onların paralarının peşinde. Para ile satın almak isteyip de alamadıkları bir şey yok. Bu onların hayatını son derece monoton ve tatsız hâle getirdi zamanla, aynen benim hayatımda olduğu gibi.

Servet edinmeye başladığım zaman önce lüks arabalar, lüks ürünlerle donattım her yanımı. Bir süre sonra hevesim geçti. Sonra en VIP eskortları doldurdum villama ve yatıma, aynı anda 12 vip eskort kiralayıp vücudumun bütün hassas bölgeleriyle ilgilenmelerini sağladım. Her seferinde yenilerini denedim. 6 tanesini yanımda işe aldım. Ofisimde çalışırken azdığım zaman, sik ve taşşaklara emmekte en usta olanı çağırıyordum. Canım masaj istediğinde bir diğerini, veya götü en dar olanı sikmek istediğimde hazırdı.

Bundan da bir süre sonra sıkıldım. Boğazdaki yalımın penceresine dayayıp yüzüne tokat atarak arkadan sikmediğim manken kalmadı. Bugün dizilerde ve reklamlarda gördüğün kadınlar içinde beğendiğim bütün kadınları siktim. Kast ajansı da benimdi, yapım şirketi de, kalacakları oteli ayarlayan da, parayı veren de. 1 milyon dolar? Benim günlük kazancımın 1/100’ünden bile az. Hiç birisinden zevk almamaya başladım. Büyük bir depresyona girdim. Cinsel yaşamım sona ermişti. Yıllardır denediğim hiçbir şey fayda etmiyordu.

Dünyadaki en ünlü psikiyatri kliniğinde Danimarkalı bir kadın profesörle konuştum kimliğim saklı kalmak kaydıyla. Kadın cinsellik konusunda otoriteydi. “Ani, beklenmedik, hazzı uzatan, son derece yaratıcı bir şey gelmesi lazım başınıza. Diğer türlü durumunuzda düzelme beklemeyin” diyordu.

Ta ki seni görene kadar. Seninle yaşadığım şey, küllerimden uyanmamı sağladı yıllar sonra ilk defa.

Bu odaya az sonra gelecek kişiler de benimle aynı dertlere sahip insanlar. Hepsi isimsiz milyarderler. Onlar da hayal güçlerini kaybetmiş insanlar. Sen bu insanlara yardım edeceksin, onlardan dilediğini dileyeceksin. Hazır olduğunda başlayabiliriz. Odaya gelecekler. Yüzlerinde maske olacak. Her adam için yarayacağın fantezide dilediğin kadar kadın ve erkek yer alacak. Başlamadan önce dilediğin bir şey var mı?

Suna öğretmen birkaç saniye düşünüp, aklına gelen her şeyi sıralamıştı:

İki gün önce içtiğimiz şampanyadan 1 şişe istiyorum. Kırmızı koltuğun merdivenlerinin sağına ve soluna iki tane büyük mum yerleştirilsin. Kırmızı koltuğa gerçek samur bir kürk serilsin. İçeriden 2 erkek ve 2 kadın istiyorum kendim için. Sen de yanı başımda duracaksın ve isteklerimi yerine getireceksin.

İş adamı biraz şaşırmıştı ama hiç itiraz etmemişti. Neticede onun cinsel hayatını tekrar dirilten kişi benden başkası değildi.

İçkimi hemen getirdiler, diğer isteklerimi de dakikalar içinde tamamladılar.

Iş adamına dönüp: “Şimdi 8 kadın ve 8 erkek gelsin, dinlediklerimi seçeceğim.”dedim. Bir kapı açıldı, içeriye birbirinden güzel, çeşitli toplumlarda mensup 8 güzel kadın ve 8 erkek girdi. İçlerinden sadece 4 kadını seçtim. O an için bir erkekten alacaklarımı iş adamından almak gelmişti aklıma.

” Aynı dili konuşmuyoruz bu insanlarla, nasıl anlaşacağız? Diye sordum iş adamına, kulaklarında kulaklık var, aynı anda seni anlayabilirler dedi.” Hepsinin kulağının içinde küçücük bir kulaklık vardı.

Tekrar merdivenden çıktım, koltuğun başında ayaktaydım. İçkimi aldım. Diğer iş adamlarının da odaya gelmesini istedim. Kendimi hazırlarken beni görsünler istiyordum. Adamlar odaya geldiler.

4 kadın karşımda duruyordu. Takım elbise giymişlerdi, altlarında mini etek ve siyah külotlu çorap vardı. Batonu elime aldım. Şimdi, omuzuna dokunacağım kişi, söylediğim şeyi yapacak. İki defa dokunursam yaptığı işi bırakacak. Soldan sağa numaralarınız 1, 2, 3, ve 4 olacak.

1 ve 2 numaraya sağıma, 3 ve 4 numaraya soluma geçmelerini söyledim. 2 kişi hafif önde, 2 kişi hafif arkada duruyorlardı.

Bir yudum şampanya aldım ve: “beni soyun. Bunu yavaşça yapacaksınız. Üzerimdeki elbiseyi hafif indireceksiniz. Sonra açılan yerleri önden ve arkadan ben dur diyene kadar minicik dokunuşlarla öpeceksiniz. Şimdi elbisemi omuzlarıma kadar indirin” dedim. Dilediğimi yerine getirdiler. Minik öpücükler beni hareketlendirmeye başlamıştı bile.

İçlerinde esmer şekeri olan çok güzel bir kadın vardı, 3 numara. Elimdeki batonla omzuna dokunup “dilimi em” dedim. 3 numara karşıma gelip dilimi emmeye başladı. Ağzında kiraz çiçeği tadı vardı. Dilini muhteşem kullanıyordu. 3 numaranın omzuma iki defa dokundum. Durdu. Şimdi dilini üst dudağımın içinde ve dilimin altında yavaş yavaş gezdir. Eğer ağzımın kenarından zevk salyaları akarsa onları da em.” dedim.

Bir süre sonra hepsinin omzuna dokundum ikişer defa. Durdular. “Elbisemi kasığıma kadar indirin. 1 ve 2 numara koltuk altlarımı önce usulca öpün, sonra mememin kenarını yalayın. 3 numara kasığımdan öpmeye başlayarak sutyenimin bittiği yere kadar aşağı ve yukarı öpeceksin. 4 numara ensemden başlayıp popo çatalıma kadar bir aşağı bir yukarı öpeceksin.” Ne dilersem yerine harfiyen geliyordu.

Daha sonra 1 ile 2 numaranın, 3 ile 4 numaranın birbirlerini tamamen soylamalarını, üstlerinde sadece külotlu çorap kalmasını istedim. Soyundular.

Iş adamına dönüp “üzerinde hiçbir şey kalmasın, soyun, yanıma gel, yüzünü arkadaşlarına ve arkanı bana dön, hafif eğil” dedim. Diğer iş adamları da heyecan içinde bizi izliyorlardı. Üzerinde hiçbir şey kalmamıştı. Siki de baya kabarmıştı. Zaten acayip kalın yarraklı bir adamdı. Taşşakları özellikle bilye gibiydi, düzgünce sarkıyordu.

1 ve 2 numaraya adamın koltuk altından başlayıp kasıklarına kadar öpmesini, 4 numaraya adamın sikinin ucunu emmesini söyledim. 3 numaraya beni soymasını söyledim. Soyunduktan sonra koltukta hafif öne gelip bacaklarımı ayırdım. Esmer şekeri 3 numaraya dönüp: “Önümde diz çök. Altıma geç. Kafanı göt deliğime kadar daya ve yala.” dedim. Diliyle göt deliğimin kenarında usul usul daireler çiziyor, arada usulca amımın üstüne öpücük kondurup tekrar yalamaya devam ediyordu. Aynı anda ayaklarımla önümde hafif eğilmiş iş adamının taşşaklarına dokunuyordum. Bu onu tahrik etmişti.

Adamın sikinin ucunu emmeye devam eden 4 numaraya, adamın altına geçip sikini hafif bana yani geriye doğru iteklemesini, öyle emmeye devam etmesini söyledim. Önümde eğilen adamın taşşakları artık iyice bana doğru bakıyordu. Bu sefer sağ ve sol ayağımın topuğuyla adamın sağ ve sol taşşaklarını yukarı aşağı doğru iteklemeye başladım. Adama ayakların ve ellerin üzerinde kedi gibi dur dedikten sonra 2 numaraya dönüp: “Ben taşşaklarını yukarı doğru topuklarımla ittiğimde sen yukarıdan taşşaklarını elektrikli süpürge gibi emeceksin, ben itmeyi bıraktığımda adamı arkadan yalayacaksın. 4 numara sen adamın sikinin başının altındaki frenulum denilen bölgeyi dudaklarının arasına alıp hafif hafif sakız çiğner gibi çiğneyeceksin.”

Diğer iş adamları hareket etmeden bizi izliyorlardı. Yüzlerinde maske olmasına rağmen heyecanları bedenlerinden okunur gibiydi.

İş adamı deliye dönmüştü. Boşalmak üzere olduğunu anlamıştım. Adama: “ayaka kalk, bana dön, bacaklarımı omzuna kaldır ve sikinin ucunu göt deliğime sürt, içime girmeyeceksin” dedim. 3 numaralı esmer şeker zaten orayı epey ıslatmıştı. “1 numara adamın arkasına geç, taşşaklarını em. 2 numara adamın meme uçlarını sertçe çimdikle. 3 ve 4 numara siz benim meme uçlarımı emin” dedim.

Iş adamı sikinin ucunu göt deliğime sürterken püskürerek boşaldı, gözlerinden yaş geliyordu. Artık ayakta duramıyordu. 1 ve 2 numaraya adamın koluma girip yatağa yatırmasını söyledim. Adam cenin pozisyonunda öylece kalmıştı, yüzünde gülümseme vardı ama gözünden de yaş geliyordu. Uzun zamandır buna ihtiyacı olduğu belliydi.

Yüzlerinde maske olan iş adamları önce ayağa kalkıp saygı ile eğildiler ve sonra beni alkışladılar. Adeta bir konserde gibiydim. İşte benim ihtiyacım olan şey de tam olarak buydu: Fanteziyi kurmak ve onu yönetmek. Beni doyuma ulaştıran şey buydu.

Ertesi hafta bütün iş adamları için tek tek farklı düşler ve fanteziler hazırladım ve uyguladım.

Artık dönme vakti gelmişti. Uçakta adıma hazırlanmış bir Black American Express kredi kartı, yeryüzündeki en lüks markaların elbiseleri, mücevherleri, saatleri, ayakkabıları beni bekliyordu ama hiç birisi ilgimi çekmiyordu.

Bize Japonya’ya indiğimizde rehberlik eden kadını ve adamın evindeki hizmetçi kızı istediğimi söyledim. Onları yanımda yardımcı olarak istiyordum. Paraya ve lükse, sadece yaratıcı düşlerime yardımcı olması için ihtiyacım vardı. “Bir anda yapmak istediğim şeyi yapmama yarayacak bu para. Başkalarına hava atmak gibi ucuz kibirler bana göre değil.”..

Suna konuşmasına bir süre daha devam etti. Evdeki hizmetçi kız, Şeyma’dan; Japonya’daki mihmandar ise Asaduryan Han’da da karşıma çıkan İkari Yuna’dan başkası değildi.

Fotoğraf artık iyice netliğe kavuşuyordu. Suna’nın hayatı, isimsiz zengin bir iş adamının evinde verdiği konserden sonra değişiyordu. Şeyma, zengin iş adamının evindeki önemli hizmetçilerden birisiydi. İkari Yuna da zengin iş adamının Japonya’daki işlerini yürüten özel kalemiydi.

Suna daha sonra Şeyma’daki ve İkari Yuna’daki potansiyeli gördüğünü, onların da geçmişten gelen korkunç travmalarını bir fantezi fabrikasına dönüştürmeyi öğrettiğini anlattı. İlk defa bir erkeğe, yani bana, sırlarını anlatmaya çalışıyor, aynı kapıyı benim için de açmaya çalışıyordu. Suna, beni yeniden doğurmaya çalışıyordu.

Suna bütün olay döngüsünü anlattıktan sonra, hayatım bambaşka bir yere gitmişti. Devam eden aylarda Suna’nın kurmaylarından birisi olmuştum. Merakımın yerini bambaşka maceralarını hevesi almıştı. Suna, Şeyma ve İkari ile birlikte çalışacaktım.

(Son)

Arkadaşım İlayda 2

15 dk bekledikten sonra tatlılar sonunda geldi tatlıların sonunda, güzel şeyler olacağını bildiğim için aç bir köpek gibi saldırdım bunu gören İlayda

İ=Yavaş yavaş bunu bu kadar beklediğini bilseydim çoktan söylerdim.

C=keşke söyleseymişsin

Tatlımı bitirdim artık ilayda’yı bekliyordum yavaş yavaş yiyordu oda bitirdi tatlısını kasaya gittim hesabı ödemeye

G=567 Tl efendim

C=Oha amk

Fiyata şaşırmıştım sonuçta 3-5 birşey yedik hesabı ödedim karttan

C=iyi günler

Banada iyi günler demediği için bozuldum içimden kadına sayıyordum hassas noktamdır bu İlayda’nın yanına gittim elinden tutup kaldırdım

C=Bayanlara öncelik.

Utanmış gibiydi ama aldırış etmedi yolda yürüyorduk arada yavaşlayıp o mükemmel götüne bakıyordum ve her baktığım an dahada çok istiyordum bayır domuzu gibi azmıştım

C=istersen kuytu bir köşeye gidebiliriz yada istersen annem büyük ihtimalle nöbettedir evede geçebiliriz

İ=ya istersen eve geçmeyelim ilk günümüz sadece sevişicez ilerki vakitlerde eve gideriz o vakit ayıp şeyler yaparız.

C=sen nasıl istersen bebeğim.

Bunu dedikten sonra hem kırıldım hemde sikemeyeceğim için üzülmüştüm ama bir yandanda haklıydı bu gün bizim ilk günümüz daha önümüzde bir ömür var kafamda bunları düşünürken bir ara sokağa girmiştik en köşesinde binaların arasında bir yer vardı oraya doğru ilerledik

İ=sen böyle yerleri ner-

Cimlesini bitirmeden onu bellerinden tutup kaldırmıştım 5 gün susuz kalmış bir kaplumbağa gibi dudaklarına gömdüm kendimi ağzımdaki herşeyi kullanmaya çalışıyordum ellerimle götünü avuçluyordum arada bir elimle memelerini sıkıyordum sanki cenneteydim ilk defa birisiyle sevişiyordum ve seviştiğim kişide çocukluk arkadaşım 5 dk böyle durup yiyiştikten sonra durdurdum onu yere indirdim diz çöktüm elbisesinin altına girdim ve amcığs muhtaç yetim birisi gibi kafamı gömdüm sırılsıklamdı

İ=Dur elbisemi kaldırayım

Dedikten sonra elbisesini re oturdu bacaklarını açtı hemen yumuldum oda arada ahlıyordu uzun süre yaladım emcükledim en sonunda

İ=AŞKIM GELİYORUM!

nefes nefese kalmış bir şekilde kendimi yere attım ama daha ben boşalamamıştım bile oda nefes nefese kalmıştı en sonunda konuştu

İ=Sıra bende aç pantalonunu

C=hemen tatlım

Bunu duyduktan sonra beklemenden direk kemeri açtım sikim ortaya çıktı yiyişme ve amını yalamamdan sonra dimdik olmuş 207 kemiğim olmuştu İlayda şaşırmış gibiydi

İ=oha lan bune

C=seni bekliyor

Bunu dedikten sonra çantasından toka çıkarıp önüme eğildi saçlarını topladı bu beni dahada çok azdırdı artık çok sabırsızlaştım bekleyemiyordum anlamış olacak ki önce diliyle başına dokunuyordu sonra biraz ucuyla daireler çizmeye başladı 1-2 daire attıktan sonra sonunda kökledi hemen çekti zorlanmıştı sanırım yine ağzına aldı nazikçe yalıyordu dişleri deymiyordu mükemmeldi az daha yalasa zevkten bayılacaktım ama dillerim şunu söylemeye yetti

C=boşalıyorum

Bunu dedikten sonra sinsice gülümsedi ve memelerini açtı memelerine boşaldım zaten mükemmel olan memesi döllerimle dahada güzel oldu ağzının yettiği kadarını yaladı gerisini sildi

İ=Eee yalamak ister misin?

C= hemde nası isterim.

Bunu dedikten hemen sonra memelerine yumuldum çok güzeldi yumuşacıktı hiç kalkmak istemezdim İlayda’nın kucağından ama annemden gelen mesaj beni ayılttı mesajda “Huu huuu nerdesin saat 12 oldu sen, bekliyorum” mesajı okuduktan sonra direk saate baktım gerçekten 12 olmuştu

C=Aşkım bugünlük yeter başka vakit birimizin evine geliriz saat geç oldu.

İ=sen nasıl istersen canımın içi.

Hemen toparlandık kemerimi bağladım ben hazırdım onu bekliyordum elbisesini kapatamamış benden yardım istedi bende arkasına gittim bilerekten zorlanıyor gibi yaptım o sırada arkadan dayıyordum onunda hoşuna gidiyordu en sonunda kapattım

C= hazır mısın gidelim mi

İ= hazırım aşkım

Bunu dedikten sonra öpücük kondurdum ve götüne hafif bir şaplak attım ve onu evine bıraktım saat 1 civarı eve yetiştim eve geldiğimde annem

A=Nerdesin sen kaç saattir seni bekliyorum gözüme uyku girmedi

C=Anne oyuna biraz fazla daldık arkadaşlarlarla pardon

A=tamam bir daha olmasın

Odama geçtim hemen uykuya daldım yorgunluktan yaşadıklarım halen daha şaka gibi geliyordu içimden bunun devam etmesini geçirdim sabah zil sesi ve annemin teyzemlerle dedikodusuna uyandım.

Arkadaşım Yağmur 1. Bölüm

Yeni yaşımın verdiği gurur ile bardan çıkmış sakin adımlarla saçlarımı okşayan rüzgara karşı hafif adımlarla evime doğru yürürken kulağıma bağrışmalar, itişmeler kakışmalar çalındı. Birisi çaresiz bir ses tonuyla yardım sokakları yardım nidalarıyla dolduruyordu. Gecenin bu saatinde başıma bela almak istemiyordum ama içimden bir ses gidip yardım etmemi söylüyordu. Ağır adımlarla ara sokağa döndüm ve ilerledikçe artan sese kulak verdim. Sesinden anladığım kadarıyla sesi ince biri, belki de bir bayan, ağlamaklı şekilde:

Bırakın! Ver şunu geri gideyim, diyordu.

Derin bir nefes çektim ve soluma döndüm. Soluma dönmemle üç kişinin bir motosikletin etrafını çevrelediği ve motorda oturan kişinin üzerine geldiğini gördüm. Birkaç saniye düşünüp karışmaya karar verdim, neticede oraya kadar gitmiştim. Ben yaklaştıkça motordaki kişinin bana umut dolu gözlerle yalvarırcasına baktığını fark ettim. Sakin ama sert bir tonda konuşmaya başladım:

(B: Ben, K: Motordaki kız, S1: Serseri 1, S2: Serseri 2, S3: Serseri 3)

B: Hayırdır gençler? Derdinizi bana da bi anlatın bakayım.

K: Ya motorumun anahtarını a-

Kız daha sözünü bitiremeden serserilerden biri bana dönerek sözde erkek bakışını attı.

S1: Hayırdır bilader ne iş sen bu saatte? Siktir ol git seni burada gebertmeden.

S2: Lan İbrahim, bu geri zekalı kızı kurtaracak sözde.

Bana dönen serseri üstüme ani bir hareket yaptı. Kendimin bile inanamadığı bir refleks ile kolundan tuttuğum gibi yere serdim. Ömrüm boyunca gereksiz bulduğum judo burada beni kurtarmış, olası bir hırsızlığı engellemişti. Serserilerden biri acılar içinde yerde kıvranıyordu, kolu üzerine sert düşmüştü. Kırmıştım belki de bilmiyorum. Motorun yanındaki serserilerden biri cebinden bir şey çıkardı, bıçak olabilir miydi?

Serseri iyice bana yaklaşmıştı ve sokak ışığından gördüğüm kadarıyla bıçaktı. İçimden dualar ederken üstüme atlayıp bıçağı savurdu. Kolumu biraz kesmişti, o kadar baştan savma savurmuştu ki bıçağı anca üstünkörü bi kanamaya sebep olmuştu. Madde etkisinde miydi bilmiyorum ama ileri adım attığında kötü şekilde tökezlemişti. Bu açıktan yararlanarak süpürme tekniğiyle serseriyi yere sermiştim. Adrenalinim o kadar yüksekti ki kalbim ağzımdan çıkacak gibi atıyor, tüm vücudum titriyordu.

Yerdeki serseriyi de etkisiz hale getirdikten sonra kafamı kaldırdım, üçüncü serseri tabanlarını götüne vura vura kaçıyordu. Derin bi nefes verip başımın dönmesiyle kaldırıma oturdum, motoru çoktan unutmuştum bile. Kolumdaki yarayı dikkatlice incelerken başıma biri geldi, artık ayağa kalkmam bile zordu; bu yüzden kaderimi az çok kabullenmiştim. Ama çok şirin ve korku içinde bir ses konuşmaya başladı:

K: Ayy iyi misin? Benim yüzümden oldu hep, iyi misin cevap versene!

B: İyi gibiyim kolumdaki kesik çok derin değil ama başım çok dönüyor.

Motordaki kız az biraz akıllı çıkmıştı da polisi aramıştı. Uykusuzluk, kan kaybı ve stresten dolayı kafamı duvara yaslamış, gözlerimi kapatmıştım çok nadir açıyordum. Başımdaki kız ise bildiği tüm duaları okuyor beni dürtmek için hamle yapıyor ama elini yarı yolda çekiyordu. Sonsuzluk gibi geçen bir süre ardından sirenler sokağın başından gözükmeye başladı. İyi bari diyerek gülümsedim, bu geceden de sağ çıkmıştım.

Polisler geliyor olanları soruyor, ambulanstakiler ise bana ve serserilere ilkyardım yapıyordu. Kesik sandığımdan da ciddi çıkmıştı, adrenalin her ne kadar iyi olsa da nalları dikmemi kolaylaştıracaktı az kalsın.

Hastaneye kadar olan yolu hatırlamıyorum bile, uyandığımda kolumda dikiş izleri vardı. Biraz daha iyi hissediyordum kendimi. Yaz olmasına rağmen tir tir titriyordum. Ağzım da o kadar kuruydu ki sanki günlerdir su içmemiştim. Hareket edecek gücü kendimde bulamıyordum, ne üstümü örtebiliyor ne de susuzluğumu giderebiliyordum. “Su” diyebildim sadece, başka kelimeler çıkmıyordu ağzımdan. Bir yerden ağzıma bardak dayandı bende kana kana içtim. Gözlerimi tekrar kapatıp uykuya dalacaktım ki yine aynı şirin sesi duydum.

K: İyi misin? Özür dilerim benim suçum bunlar.

Sesi çok ağlamaklı geliyordu, belki de ağlıyordu; öğrenmenin tek yolu vardı. Kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Motordaki kızdı bu, sesinden çok gözlerinden tanımıştım. Kahverengi gözleri vardı, normalde göz renkleri bana hep aynı gelir ama bu tondaki bir kahverengi ilgimi çekmişti.

B: Gözlerin çok güzelmiş, gerçekten böyle güzel kahverengi gözler var mı başka bir insanda?

K: (Gülümseyerek) Siz erkekler hep aynısınız, ölümden döndün şimdi bana yürüyorsun.

İkimiz de hafifçe güldük ve o konuşmaya başladı.

K: Birisi yolda beni aradı bende durmak zorunda kaldım, o sırada o şerefsizler de çevremi sardılar. Birisi anahtarımı çekip çıkardı ve cebine attı. Geri almayı denedim ama motordan da inemedim yoksa beni de dövüp çalıp kaçaklardı. Yardım için çırpındım ama kimse gelmedi. Artık ümidimi kaybetmiştim ki sen çıkageldin. Gerçi olanları düşününce keşke ben-

Sözünü bitiremeden ben araya girdim.

B: Olmaz öyle. O itler kim bilir ne kötü emellerle yaptılar sana yaptıklarını. Hayattayım ya gerisi önemsiz. Hem motorun sende, kimse ölmedi. Kesinlikle bi kazan-kazan durumu bu.

Daha saatler önce kurtardığım birine nasıl böyle konuşabiliyordum ki? Bana söylediği üç cümlenin birinde teşekkür ediyor, iyi ki geldin kurtardın diyordu. Konuşmamız sürerken aklıma bir şey geldi. İsmini sormamıştım.

B: Acaba ismin de senin kadar güzel mi?

K: (İyice sırıtarak) Bak bak kahramana bak, uyandığından beri bana yürüyor. İsmim Yağmur çok memnun oldum.

B: Sen de güzelsin, ismin de; ailen kesinlikle çok ileri görüşlüymüş. Benim ismim de Alp, seninkisi kadar uymasa da.

İltifatlarımdan utandığı belliydi ama bir yandan da bana çok iyi davranıyordu. Bu yüzden iltifat zarar gelmez diye düşündüm. Konuşurken kendisinin 19 yaşında olduğu, yaşıtız, ve üniversitede okuduğunu söyledi. Çok uzun süre konuşmasak da beni bu konuşma çok yormuştu.

B: Yağmur saat kaç?

K: Saat üçe beş var.

B: Sen benden büyük şok atlattın gidip dinlen ben iyi olurum merak etme.

K: Olmaz seni yalnız bırakmam.

Kafam yeni yeni kendine geliyordu. Bu saatte nasıl yanımda kalabilmişti bu kız? Refakatçi kartı da yoktu, beni burada yalnız başına bırakmama uğruna başını belaya sokmasa iyiydi.

B: Sen refakatçim misin?

K: Öyle sayılır.

B: Nasıl yani öyle sayılır, öyle misin değil misin?

K: Etrafına baksana bi.

Etrafıma bakma fırsatı bulunca odanın farklı olduğunu fark ettim. Sanki her eşya özenle seçilmişti. Devletin hastanelerine hiç benzemiyordu.

B: Neredeyim ben Yağmur?

K: X Özel Hastanesi burası.

Anlam verememiştim. Bomboş gözlerle Yağmur’a bakıyordum ki sessizliği de o bozdu.

K: Bu hastane bizim, babamın yani.

B: Babanın mı? Nasıl babanın?

K: Bildiğin babamın işte, yat dinlen şimdi saat çok geç oldu.

B: Lütfen sende uykusuz kalma uyu mutlaka.

Cevap vermedi, bende cevap almayı beklemiyordum. Gözlerim yavaşça kapandı ve deliksiz bir uykuya daldım.

-Yaklaşık 8 saat sonra-

Uyanmıştım, güneş yüzüme çarpıyor derimi kavuruyordu sanki. İçeri giren hemşire uyandığımı görmüş olacak ki yanımda bitiverdi. Tetkikler ve sorulardan sonra beni yine yalnız bıraktı. Aradan dakikalar geçmişti ki kapı açıldı. İçeriye heybetli, yaşını başını almış ancak dinamikliğini kaybetmemiş bir adam girdi, arkasında da Yağmur duruyordu. Adamın giyinişinden önemli biri olduğunu anlamıştım bu sebeple yatağımda hafif kaykıldım. Adam yatağımın yanındaki sandalyeye oturdu, yakından bakınca gözlerindeki uykusuzluk ve hüzün kendini çok belli ediyordu. Kelimelerini özenle seçiyor gibiydi. Konuşmaya başladı.

(A: Adam, Y: Yağmur, B: Ben)

A: Öncelikle çok teşekkür ederim delikanlı.

O sert duruşundan, sıkı sıkıya kenetlenmiş dudaklarından ve sertliğinden taviz vermişti. Benle resmiyetten çok samimiyetle konuşuyordu.

B: Rica ederim efendim, kim olsa aynısını yapardı.

A: Ben Yağmur’un babası Adem, Adem Akçalı. Sana en içten teşekkürlerimi sunuyorum delikanlı. Sen olmasam belki de o serseriler…

Daha fazla devam edememişti, gözleri dolmuş sesi gitmişti. Geri kalanı ben devralmaya karar verdim.

B: Efendim, ilginiz için öncelikle teşekkür ederim ama lütfen ağlamayın. Bir babanın ağlaması belki de bu dünyadaki en iç parçalayıcı şeydir. Ben Allah’a şükürler olsun iyiyim, kızınız da hala sapasağlam. Öyle ufak talihsizlikler başımıza gelebilir. Ama lütfen eğer kendinizi suçlayacaksanız suçlamayın, suçlanacak tek kişi o serserilerden başkası değil.

Cümlemi bitirir bitirmez sustum, saçmalamıştım. Ama Adem Bey öyle düşünmüyordu. Aksine dediklerim ona da samimi gelmiş olacak ki gülümsedi ve kızına döndü. Onlar sohbet ederken bende gülümseyerek onları izliyor, o ara gelen yemeğimi afiyetle yiyordum. O sırada Adem Bey bana döndü ve çok harika bi teklifte bulundu.

A: Delikanlı, hastane yemeklerini boş ver. Sen benim onur konuğumsun, söyle ne istersen getirteyim ben sana.

B: Efendim çok makbule geçer ancak öyle tek başıma yemek yemek istemiyorum. Acaba mümkünse siz ve sevgili kızınız misafirim olun odamda üçümüz yemeğimizi yiyelim. Yağmur’un da sizin de yemek yediğinizden şüpheliyim.

Adem Bey bir süre düşündü ve kabul etti. Herkes yemeğini söylemiş gelene kadar sohbetimize devam etmiştik. O geceden bahsetmiş, şimdiki hayatımı konuşmuş ve üniversite bölümüme kadar detaya inmiştik. İngilizce ve Rusçayı çok iyi bildiğimi söylediğimde bir anlığına düşüncelere daldı. Sanki aklına bir şey gelmişti ama o fikirleri geri ittiğine de şüphe yoktu. Yarım saat sonucunda yemekler gelmişti. Yağmur’dan ve Adem Bey’den destek alarak odadaki masaya oturdum. Bu masa gerçekten genişti, üç kişi bile anca yarısını doldurabilmiştik. Adem Bey kendine biftek söylemişti, Yağmur ise basit bir makarna sipariş etmişti. Benimkisi ise biraz sürpriz gibiydi, çorba istememe rağmen yanında salatalar, tatlılar dolu dolu gelmişti. Adem Bey baya müteşekkirdi anlaşılan.

Yemeklerimizi huzur içinde hafif bir sohbet eşliğinde yemiştik. Aynı sofraya oturunca fark etmiştim ki samimi olmamıza rağmen zarafetlerinden ödün vermiyorlardı. Zengin, en azından varlıklı, oldukları belli oluyordu. Yemek sırasında bana nasıl kendimi savunduğumu sormuştu. İkinci soruşuydu ama hiç sorun etmedim. Bu seferkinde daha detaylı anlattım, judodan bahsettim; hatta judo hakkındaki düşüncelerimden bahsettim. Gülüştük ve yemeğimize devam ettik. Adem Bey şaka ile karışık turp gibi olduğumu taburcu olmama az kaldığını söyledi. Sevindirici bi haberdi, en azından hastanenin boğuk ortamından kurtulacaktım.

Akşamüstüne doğru son sağlık kontrolleri yapıldı ve taburcu edildim. Taburcu edilirken elime epikriz ve fatura tutuşturuldu. Konu ödemeye gelince faturada ufak bir sürpriz ile karşılaştım. Üzerine ufak bir not sıkıştırılmıştı. Notta şunlar yazıyordu:

*”Kızımı kurtardığın için müteşekkirim Alp. Numaram aşağıda, kızım seninle bağını koparmak istemiyor. Senin numaranı hastaneden aldım ancak sana kendi numaramı vermezsem ayıp olurdu. Her türlü sağlık sorunun veya ziyaretin için ara. Tüm masrafların benden sana ufak bir teşekkür hediyesi.*

*05xx 7xx 8x 9x Saygılarıma Adem Akçalı.”*

Gerçekten de elimi kolumu sallaya sallaya bu görkemli hastaneden çıkıyordum. Tüm personellere iyi dileklerimi belirtip dışarı adımımı attım. Temiz hava öyle güzel gelmişti ki. Kolum biraz sızlasa da yakında toparlanacağıma emindim. Yavaş adımlarla sigaramı tüttürürken evin yolunu tuttum.

——-

Komşuluk Görevi #2

Nehir teyze 10 saniye boyunca bana dik dik baktıktan sonra birden gülümsedi. O an içim öyle bir rahatladı ki.

N : Mutfağamı gidiyorsun emre

B : Evet teyze su içicem

N : İyi banada bir bardak getirebilir misin rica etsem

B : Tabiki teyze ne demek.

Nehir teyze o uzun koridordan salona doğru giderken arkasından o güzel götüne birdaha baktım. Tam oturma odasına girerken arkasını döndü ve bana gülümsedi. Bende mutfağa girip suları doldurdum. Derin bir ohh çekip oturma odasına gittim. Nehir teyzeye suyunu verdikten sonra bende yerine oturdum ve muhabbeti dinlemeye başladım. Arada eylülle göz göze geliyoruz ikimizde bı anda gözlerimizi kaçırıyorduk. Böle yaklaşık yarım saat kadar daha oturduktan sonra bizimkiler e hadi bize müsade diyip kalktılar. Kapıdayken nehir teyzeye uzunnca sarıldım. O memeleri göğsüme baskı yapıyordu resmen.

N : Ama emrecim yarın kesinlikle bekliyorum beraber oturursunuz eylülle.

B : Tamamdır abla yarın müsait olduğumda gelicem.

Dedikten sonra bizimkilerde vedalaştı o arada eylüllede vedalaştım ve 1 alt kattaki dairemizde indik. Saat 23.19 olmuştu. Annemler hemen odaya geçtiler yarın erkenden işe gitmeleri gerekiyordu. Bende direk odama geçtim. Yaklaşık yarım saat kadar boş boş tavanı seyrettim. O kadını aklımdan çıkaramıyordum. Beynimi resmen ele geçirmiş içinden çıkmıyordu. En son bunalıp bilgisayarımı açtım. Bunca dersin üzerine biraz oyun oynayarak kafamı dağıtabilirdim. Yaklaşık 1 2 saat takıldıktan sonra hafiften uyku çökünce yatağıma uzandım.

Sabah 9 da alarmımın çalmasıyla uyandım. Günlük rutinlerimi teker teker yerine getirmeye başladım. İlk öncelik olarak kahvaltımı hazırladım. Ardından etrafa biraz çeki düzen verdim. Etrafı toparlarken masada bir mektup gördüm. Mektubu büyük ihtimal annem bırakmıştı ne zaman uzun yola gitseler bir mektup bırakır. Mektubu elime aldım ve okumaya başladım.

“Oğlum biz babanla iş için 2 günlüğüne Antalya’ya gidiyoruz seni uyandırmak istemedik. Baban sana bol bol selam yolluyor kendine dikkat et derslerinden mahrum kalma”

Mektubu okuduktan sonra kenara koydum ve günlük işlerimi yapmaya devam ettim.

Yaklaşık yarım saat sonra çoğu işimi bitirdim ve dışarı çıkmak için hazırlanmaya başladım. Dolabımdan en sevdiğim tişörtü giydim altımada siyah bir şort giydim Artık dışarı çıkmaya hazırdım.

Normalde pek dışarı çıkan bir tip değilim heleki son 4 aydır çok nadir çıkıyorum. Çocukluktan kalma bir arkadaşım var ismi murat arada sırada onunla takılırım onun dışında pek bir eğlence kaynağım yok.

Üstümü giyindikten sonra uzun bir alınacaklar listesi yaptım. Deterjan olsun yiyecek içecek evde ne eksikse listesini yaptım. Ayakkabılarımı giyip binadan çıktığım vakit camdan biri seslendi bu nehir teyzeydi.

N : Emre canım nereye gidiyorsun.

B : Markete gidiyorum teyze bir ihtiyacın varmı

N : Bana bir kısa parlament alırmısın canım

B : Tamam teyze dönüşte alıcam

Yine dünyalar güzeli nehir teyzemi görmüştüm hemde sabahın ilk ışıklarında. O yüzüne çarpan güneşle beraber güzelliğine güzellik katılmış resmen.

Yaklaşık 1 saat kadar marketlerde alışveriş yaptım. En son nehir teyzenin sigarasına gelmişti sıra bir tane tekele girip sigarasını aldıktan sonra eve doğru yürüdüm. Nehir teyze hala camdan dışarıya bakıyordu bende hemen el salladım. Aynı şekil oda bana el salladı. Kapıdan içeri girerken camdan :

N : Aldınmı kuzum sigaramı

B : Aldım teyze merak etme getiriyorum şimdi

Binadan girdim ve nehir teyzeleri katına çıktım nehir teyze kapıyı açınca resmen şok geçirdim. Üstünde uzun bir tişört giymiş memelerini az çok belli ediyordu altında efsane bir şort vardı o harika bacaklarını o kadar belli ediyordu ki.

Kapıda 5 saniye kadar dikildikten sonra nehir teyze seslendi.

N : E hadi yavrum şok geçirdin heralde

B : Ha yok yok teyze dalmışım kusura bakma, büyür sigaran

Sigarayı verdikten sonra alt kata doğru inerken nehir teyze “Emre bir bakarmısın canım” diye birdaha seslendi

B : buyur teyze sigarayımı yanlış almışım

N : yok yok seninle birşey konuşmak istiyorum, 5 dakikan varmı gel otur içerde.

B : Tabiki teyze ne demek. Ama önce şu poşetleri eve bırakayım elimde yük olmasın

Nehir teyze kafasıyla onayladıktan sonra eve poşetleri bırakmaya gittim. Merdivenlerden çıkarken aha şimdi sıçtım ifadesiyle çıkıyordum. Kesin dün tuvaletteyken onu izlediğimi anlamıştı ve beni büyüklerin önünde rezil etmek istemedi. Kendimi içten içe azarlayarak nehir teyzelerin kapısını birdaha çaldım. Kapıyı açtı ve ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Nehir teyze bizim için birer kahve yaptı ve mutfak masasına oturduk.

Titrek ve tedirgin bir sesle “büyür nehir teyze seni dinliyorum” diyebildim

N : Ay sakin ol kuzum niye heyecanlandın bı an

B : Heyecan değil ya teyze terledim biraz havalarda sıcak biliyorsun

N : Neyse anlatıcam sana bekle

Nehir teyze masaya kurabiye lokum gibi şeyler getiriyordu her ne kadar gerek yok desem de masayı donatmaya devam etti.

Şakacı bir tavırla ” eee hadi teyze bizi ağaç ettin burda” Dedim

Oda bana şakayla karışık ” AA çatlama be oğlum anlatıcaz işte” dedi

5 dakika kadar masayı hazırladıktan sonra kahvesini aldı ve yanıma oturdu başlattı anlatmaya.

” Bak canım benim ben 38 yaşında bir kadınım annen ve babanla yaklaşık 15 senelik hukukumuz var artık bizim aileden oldular nerdeyse. Seni çok severim 9 10 yıldır kendi evladım gibi büyüttüm seni.”

Bunları anlatırken yüzüm asık şimdi sıçtım şimdi sıçtım diye sayıklıyordum. Hiçbirşey demedim ve anlatmaya devam etti.

“Kızlarım benim biricik yavrularım onlar ne kadar benim evladımsa sende o kadar benim evladımsın. Ben kızım eylül konusunda endişeleniyorum 2 ay önce sevgilisi aldattı ve depresif bir hal aldı kendini odalara kapatıyor saatlerce çıkmıyor bizimle nadir konuşuyor. Arada sırada ablasıyla konuştuğunu duyuyorum onun dışında 2 aydır nerdeyse çok az konuşuyor.”

Nehir teyze anlattıkca kafamı sallamaya devam ettim

“Siz yaşıtsınız eylül ile çocukkende hep oynardınız zamanla ikinizde büyüdünüz hayatı öğreniyorsunuz ikinizde ilerde meslek sahibi olucak kendi evinizi geçindiriceksiniz”

Nehir teyze bunları anlatırken konuyu nereye getirmek istediğini bir türlü anlayamıyordum. Eylülden bahsediyordu ama neden bahsediyordu niçin bahsediyordu belli bile değildi. İçimden bunları düşünürken nehir teyze konuşmaya devam etti.

“Eylül ile bişeyler yapmayı deneyin yavrum”

B : Birşeyler yapın derken nasıl birşeyler

N : Evladım öyle değil, işte dışarda gezmeyi teklif et sinemaya götür. Bi nebze yanlızlığını al ikinizde yaşıtsınız birbirinize içinizi dökersiniz anca

B : teyze benlik bir problem yok bu konuda fakat eylül istermi bilmiyorum

N : O isteyecektir merak etme ben onunla konuşurum

B : Teyze benim için hiç problem değil bu konular konuşur ederiz ama cidden benim eve gitmem lazım bugün çok oyalandım. Hem biliyorsun İlker abi felanda iş seyehatine gitmiş babamlarla birlikte.

N : Biliyorum biliyorum bilmez olurmuyum, neyse sen git ben seni daha fazla tutmiyim

Kahve için teşekkür ettikten sonra kendi evime gittim. Derin bir ohhh çektim resmen konuşmanın başında kafamdan kaynar sular döküldü. Utancımdan yerin dibine giricekken eylülden bahsetmesi beni göklere çıkardı. Onca terlemenin ardından duşa girmek için hazırlandım.

Duştan çıktığımda saat 11.30 olmuştu. Hızlıca üstümü giyindim. Duştan sonra dünki olayları düşünmeye başladım. Hafiften sikim hareketlenmeye başlayınca bilgisayardan bir porno açtım. Evde kimse olmadığı için rahat rahat takılıyordum.

Yaklaşık 5 dakika Felan sikimi sıvazlamaya devam ettim. Pornodaki kadının inleme sesi ile yankılanıyordu oda. Bacaklarım kasılıyor yavaş yavaş boşalmaya yakın olduğumu anlıyordum. Aradan 2 dakika daha geçti artık boşalmaya iyice yaklaşmıştım. Pornunun hızıyla birlikte bende hızlanmaya başladım. O kadar kendimden gecmişimki bir anda boşalmaya başladım Ardından koltukta oturup 31 sonrası pişmanlığını yaşamaya başladım.

toparlanıp tekrar duşa girdim ve iyice temizlendim. Duştan sonra üstümde bornozla test kitaplarını Felan hazırlıyor masayı düzenliyordum

Bir süre test kitaplarını kurcaladıktan sonra 2 tane test kitabı çıkarıp masaya koydum. tam o sırada evin kapısı çaldı. Üstümde bornozla ne kadar açmak istemesemde birşey olmayacağına kanaat getirip kapıyı açtım.

Açar açmaz resmen kıpkırmızı oldum

Kapıdaki Eylüldü…

Evet dostlar 2. Bölümün sonuna geldik Müsait oldukça yazmaya çalışıyorum Bu gece 1 bölüm daha atmaya çalışıcam hikayeyi beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın