-Korkma be Simay geldi söyledi, gitti tekrar.
-He iyi bari of korkuttun beni ya.
-Uyandın ama bak, hadi hazırlan gidelim acıktım.
-Doyuramıyorum ben seni galiba?
-Yok doyamıyorum ben sana diyerek sarıldım öptüm.
-Dudaklarım şişti ya öpme artık, hadi çık hazırlanayım.
-Çık mı?
Yatağa uzanıp, kollarımı arkama attım.
-Hazırlan hadi bakmıyorum. Dedim gülerek.
Yerden aldığı bluzunu bana vurdu, üzerine geçirdi, yeni aldığı kıyafetleri giyiyordu. Poşetten çıkartıp yerleştirmeye fırsatı bile kalmamıştı.
-Canım şu etiketlerini sökermisin?
-Tabii.
Yataktan kalkmıştım. Sırtını bana döndü, bluzun etiketlerini söktüm. Ellerimle belini okşayarak çektim vücudundan.
-Çok güzel oldun.
-Teşekkür ederim.
Yüzüme gülümsedi. Evden çıkıyorduk artık. Yürümeye başladık mahallede, hava mükemmeldi. Hiç soğuk değildi, güllü nenemler’in kapısına varmıştık. Bahçeden baran bana doğru koştu.
Poşetleri yengeme verdim. Baranı kucakladım öptüm. Simay geldi;
-Abi çayı getir içeriden,
-Kızım bismillah yeni geldik.
Baranı yere indirdim. Yengem baranın elinden tutup bahçeye yürümeye başladı. Mutfaktan çayı alıyordum. Veysel abinin karısı, Aysel yenge mutfaktaydı.
-Günaydın yenge.
-Günaydın kuzey nasılsın?
-İyi yenge sen?
-İyi bende cevat ile uğraşıp duruyorum, ağlıyor bak sen çayı al ben bir doyurayım onu.
-Tabii yenge.
Cevat yeni doğan çocuklarıydı sevgili okurlar. Evleri kutu kadardı nenemlerin, içeriye girip kapıyı çekti, ama tahta kapı tam kapanmıyordu. Çayı aldım. Bardakları da diğer elime alıp çıkıyordum mutfaktan. Gözüm istemsizce o kapıya gitti. Aysel yenge bluzunu sıyırıp memesinin tekini açtı, dayadı Cevat’ın ağzına. Karşıya bakıyordu. Donup kalmıştım. Ne yapıyordum lan, ben? Adım atamıyordum. Göğüsleri yengemin ki kadar büyük değil ama çok güzeldi. Onunki de bembeyaz, ama uçları kahverengi değil, pembe, yuvarlak portakal gibi memesi vardı. Aysel yenge kafasını kapıya doğru çevirince göz, göze geldik birkaç saniye, kafamı hemen çevirip yürümeye başladım. Güven abi yardıma gelmişti. Bardakları aldı elimden. Bahçeye doğru yürüyorduk.
-Napıyon la kuzey.
-Napalım be abi aynı
-Baban voleyi vurmuş, çok sevindik duyunca.
-Öyle oldu abi sorma talih götüyle gülüyordu, ağzıyla güldü bu sefer.
-Hahaha öyle oldu vallaha sağolsun baban araba parası verdi galeriye gidecem bugün gelsene benimle?
-Harbi mi abi çok sevindim ne alacan
-Valla biz buradan gidiceğiz köye babam tarla aldı çiftçilik yapacaz, baban sağolsun baya yardım etti.
-Abi edecek tabi. Biz buraya beş parasız geldik. Siz kol kanat gerdiniz bize allah razı olsun sizden.
-Her halde oğlum her zaman aynı avluda yaşadık biz.
-Eyvallah abi. Gelirim tabi ne alacaksın araç?
-Van düşünüyorum pick-up nissanlardan bakacam. Köy yerine gidiyoruz spor araba gitmez oralarda dağa, taşa sürelim.
-Haklısın abi.
Bahçeye girdik. Güllü nenem elinde oklava, yengem yanında ona yardım ediyor, pişiler tepside duruyordu. Çayı bıraktım masaya. Pişilerden bir tane alıp yemeye başladım.
-Kolay gelsin anam hani bol peynirli yaptın mı bana?
-Sağ ol kuzum, aha sıcak ye diye yeni attım bak.
Yengem ellerini hamura bulamış, benim pişilere peynir dolduruyordu, yengemin yanına gittim;
-Kız bol koy ha cimrilik yapma.
Güllü nenem gülüyordu,
-Tamam be koyuyoruz işte miden bulanacak sonra.
-Bir şey olmaz bol koy sen, garip garip sesler çıkartarak elimdeki pişiyi ısırdım, baran kahkahalar atıyordu. Ona doğru gittim garip sesler çıkartarak koşturmaya başladım bahçede.
Güllü nenem, yengemle bir şey konuşuyordu. Baranla biz koştururken, Aysel yenge geldi kucağında Cevat ile, göz göze gelmiştik yine. Ben bozuntuya vermedim, oda hiç bir şey olmamış gibi geçti yanımdan.
Yengeme döndü;
-Hoş geldin kuzu?
-Hoş bulduk canım, diyerek öpüştüler, konuşuyorlardı. Güven abi çay katmış, uzattı bana. Aldım elinden çayı, yudumladım. Arabalar hakkında konuşuyorduk, ikinci el almayacak sıfır alacam vs. diyordu. O ara ben yengemi izliyordum. Güle, güle konuşuyorlardı üçü, sonra güven abi dayımdan bahsetmeye başladı.
-Lan, ne şerefsiz çıktı bu erdem abi ha,
-Kim? Ha dayım mı? Aynen abi.
-Yuvasını yıktı gitti alamnalara, bir tane karı da bulmuş, çocuk da yapar maaş almak için.
-Abi formalite değil mi? Yengemi aramış götürecem sizi demiş kavga ettiler geçen?
-Ha alır, alır yarramı yer önce sonra alır, adi şerefsiz salaktık verecez ablamı ona.
-Yaşa abi vermeyecez tabi. Yengemde istemedi gitmek.
-Gider mi oğlum ailesi burada, siz buradasınız. Sizinle gelecekmiş, baban ev almış, dayamış döşemiş, ister evde çocuklara baksın, isterse kurduğumuz işe gelsin kafası dağılsın demiş. Anam gile.
Vay amk neler konuşulmuş, haberim yok.
-Abi arabayı alda, mangallık alalım pikniğe gidelim. Hem ıslatırız bir arabayı.
-Valla aklım da o vardı benim de. Gidelim.
Oturduk masaya, çocuklara yere yaygı serdik orada oturdular, kahvaltımızı yapıyorduk. Veysel abi geldi elinde bal kutusu ile, Tazeymiş yiyin diyerek koydu önümüze koca kavanozu. Oturduk hep birlikte gülüş, çığrış yedik yemeğimizi. Kahvaltımız bitmiş, çay dolduruldu, güven abi sigara yakmak için kalktı köşeye yürüdü, yanına gittim;
-Abi versene bir dal, paketi almadım yanıma.
Bir dal sigara uzattı, yaktım sigaramı ağacın altında çayımızı, sigaramızı içiyor konuşuyorduk. Yengemle birbirimize bakıyorduk arada. Parmağını salladı bana, Gebertecem seni der gibi sallıyor, kızgın bakıyordu. Sigarayı gösterdim. Başını salladı at onu yaptı. Sigarayı ağzıma götürdüm daha çok duman çektim içime, Bok iç diye kımıldattı dudaklarını. Gülüyordum.
Güven abi;
-Ne oldu la?
-Ha? Yok bir şey abi, hadi içelim de çıkalım geç olmadan alalım arabayı. Gidek bi mangal tüttürek, rakımızı açak,
-Ula ne güzel dedin ha, hadi gidek.
Çayını dikti kafasına bardağı ağacın altına koydu.
-Ana biz gidiyoz, akşama mangala gidecez hazırlanın ona göre.
-Tamam bana bak hele dikkatli gelin ha.
-Tamam ana hadi kaçtık biz.
Yola koyulduk. Dolmuşa binecektik. Aklımda taksici dayıyı aramak vardı ama dün yengemle lunapark, AVM onunla gidince vazgeçtim. Dolmuşa bindik, galericilere gittik. Güven abi arabalara bakıyordu. Bir tane galeriye girdik. Adam çay ikram etti bize. Galerici tanıdıkmış, uygun fiyattan ayarlayacaktı. İkinci el istemiyordu güven abi, sıfır alacaktı. Bir galericiyi aradı bize ona yönlendirdi. Adam arabasıyla gelip aldı bizi. Başka bir yere gittik. İçeride çok lüks harika arabalar vardı. Güven abi bir tane arkası açık, geniş bir pick-up beğendi. Araba full+full dü tekerlekleri hayvan gibi çivili gibi duruyordu. Harika bir arazi aracıydı. 100 bin TL ödedi aldı arabayı. Ulan babam kaç para vermişti Güven abiye 😀 vay amk dedim. Aldı arabayı imzalar atıldı bindik arabaya. Güven abi deli gibi zıplıyordu.
-Of ulan arabaya bak, babanın taşşaklara beton yetmez adam gibi adam ha.
-Hayırlı olsun abi harbiden sağlam arabaymış.
Kasaba gidip, bolca et aldık, bir kasa bira, rakı, votka bolca alkol, çerez bir ton şey aldık attık pick-up un arkasına, güzel bir mangal aldık birde. Alkölleri içeriye koydum kırılmasınlar diye. Eve gidiyorduk. Güven abi eve yaklaşınca deli gibi kornaya bastı. Evdekiler kapıya çıkmış arabaya bakıyordu. Güven abi farları açıp, kapatıyor. Kornaya yükleniyordu. Arabanın camından elini sallıyordu. Onun bu mutlu halini gördükçe gülüyordum.
Güllü nenem;
-Abo bune gı böyle daha büyüğü yokmuydu he güven
-Daha büyüğü kamyon oluyo ana
Yengem atladı araya;
-Salak çocuk bu da kamyon gibi
-Aba dur la dur la köy yerinde ferrarimi sürecem. Hadi hazırlandınız mı?
-Hazırız Aysel çocuğu giydiriyor.
Tamam çocuklar hadi geçin arkaya. Pick-up a attık çocukları. Veysel abi de, bende çocukların yanına oturduk, zapt etmek için. Kadınlar içeriye geçip oturdu. Alkölleri aldık arka koltuktan kasaya koyduk. Başlamıştık gitmeye, hava daha aydınlıktı. Piknik yerine gelmiştik. Veysel abi ile çocukları indirdik kasadan, kadınlar içeriden iniyordu. Yengem geldi baran’ın elinden tuttu yere yaygı seriyorlardı. İçecekleri Veysel abiye verdim, yere indirdi. Bende kasadan inip bira kasasını kucakladım. Termosu buzla doldurmuşlar, içini açıp kola, bira, rakıyı attık içine. Güven abi mangalı aldı eline Veysel abi geçti mangalın başına. Ben etleri yanına götürüyordum. Her şey hazırdı. Sadece mangal ateşini yakıp etleri atmak kalmıştı. Çocuklar top oynuyor, ip atlıyor, Veysel abi ile Güven abi biralarını içiyor, Güllü nenem ile Aysel yenge örgü örüyor, yengem onları izliyordu. Yengem ayaklanıp yanıma geldi.
-Anne kuzi ile bir dolaşalım biz sıkıldım hava alayım.
-Tamam, kuzum siz gelesiye etleri pişirir abin de.
Yengem koluma girdi yürüyorduk. Memeleri koluma temas ediyordu.
-Ne o? Çok mu sıkıldın?
-He, gezelim biraz.
-Olur, gezelim tabii, diyerek sarıldım.
-Dur ne yapıyorsun? Elimi çekti belinden koluma girdi sadece.
-Herkes arkada görecekler.
-Ne ya yengeme sarılamaz mıyım?
-Olsun fazla şey yapma.
Yürüyorduk yol boyunca, hava mis gibiydi, çiçeklerin, dağdan gelen kekiklerin kokusu okşuyordu burunlarımızı. Biraz yürükten sonra yengem çimlere uzandı. Bende yanına uzanmıştım. Güneş alınlarımızı dövüyor, yukarıya bakamıyorduk. Yengeme doğru dönüp yanaklarından öptüm.
-Dur yapma gelen, gören oluverir.
-Uzağız görmezler
-Olsun yapma.
Kendisi yapma diyor, dudaklarımdan öpüyordu
-Of acıyor dudaklarım, şişmiş mi bakar mısın?
Dudaklarına dokunuyordum.
-Hayır, biraz kızarmış sadece.
-Hayvan gibi ısırdın çünkü
-Özür dilerim.
Salak ya diyerek koluma vurdu.
-Ne düşünüyorum biliyor musun?
-Neyi yenge?
-Uzun zamandır bu kadar mutlu, huzurlu hissetmiyordum kendimi, güven verdin, huzur verdin bana. Hiçbir şey düşünmüyorum artık.
-Düşünme zaten gerek yok.
-Öyle ama şaka gibi geliyor hala inanamıyorum bazı şeylere
-Sorma o durum bende de var. Hani rüyadayız da, bozulacak gibi.
-Yok bozulmasın.
-Peki dün lunaparkta, kafe de söylediklerin?
-İşte aklımı kurcalayanlar onlar. Senin hayatına karışmak istemiyorum.
-Ama ben seninle mutluyum.
-Ben de ama dayın gelince ne olacak? Temelli geleceğim diyor tekrar aradı bugün.
-Gelsin eskisi gibi olacak mısınız?
-İçimde ona karşı sevgi yok, aşk yok yani eskisi kadar yok, kızgınım çok. Bir taraftan da çocuklarımı düşünüyorum. Baran baba diye sayıklıyor, Gülizar ağlıyor.
-Anladım yani birlikte bir arada olursunuz bir engel yok.
-Yapma ama asma suratını, mecburum biliyorsun sen olsan yerimde ne yapardın?
-Sende haklısın hayır suratımı seni üzdüğü için, bunları haketmediğin için asıyorum. Biz ne olacağız peki, eskisi gibi olmayacak her şey?
-Eskisi gibi derken? Evet birlikte olmayacağız. Esk\*\*en nasılsak öyle olacağız.
-Ha diyorsun ki hayallerinde yaşa beni, düşle, arzula. Tüm bu yaşananlar rüya olarak kalsın.
-Kuzey bende istiyorum seni ama yanlış bu yaptıklarımız, yaşadıklarımız. Aşık olamayız birbirimize.
-Sen kafanda kurmuşsun zaten.
-Kurmadım bak yanlış düşünüyorsun. Sadece yaptıklarımız güzel ama yanlış diyorum. Çocukların yüzüne bakarken gözlerim kaçıyor benim.
-Tamam hadi kalk acıktım gidelim.
-Dur daha bitirmedim lafımı?
-Dinlemek istemiyorum.
Kalktım yürüyordum.
-Kuzey? Kuzey? Kime sesleniyorum ben? Beklesene beni? Kızma lütfen bekle.
-Kızmıyorum, yürüyorum kızım sadece.
-Kızın mı oldum şimdi de?
-Ya hadi geliyor musun?
-Geldim beklersen eğer.
Güven abilerin yanına gitmiştik. Yan yana yürüyorduk yengemle. Veysel abi mangalı yakmış, mis gibi et kokusu geliyor. Güven abi arabadan müzik açmış çocuklarla oynuyor, güllü nenem, Aysel yenge alkış tutuyordu.
Yengem;
-Güven götü dağıtmış.
-Harbi fazla içmiş sıcakta ahaha diyerek kahkaha attım gittim yanlarına
Ahey ahey diyerek tuttum güven abinin parmağından halay çeker gibi oynuyorduk. Baranı kucakladım onunla oynamaya başladık. Güven abi şarkılar söylüyor, ayakta duramıyordu. Votkanın dibi gözüküyordu. Güllü nenemler beni izleyip gülüyor, alkış tutmaya devam ediyordu. Veysel abi etleri getirdi. Rakımızı açtık. Yengem birayı aldı eline. Baka kalmıştım.
-Ne bakıyon? Bende içecem.
Veysel abi ye baktım içsin gibisinden göz kırptı.
-İyi iç afiyet olsun.
Etlerin başına yumulduk yiyorduk. Aysel yenge arkasını dönmüş Cevat’ı emziriyordu. Ateşin üzerine çay koymuştu güllü nenem.
Güven abi rakıyı içiyor eti yiyordu. Veysel abi elinden bardağı almaya çalışıyor. Abi arabayı sen sürecen ben uçuyom ha diyordu. Veysel abi oğlum çok içme senle uğraşmayalım akşama dedi. Dinlemiyor içiyordu. Bende baya içmiştim başım dönüyordu bünye alışık değil zaten içkiye. Yengem rakı doldurmuş yudumluyor, yüzü buruşuyordu. Yavaş yavaş kalkma zamanımız gelmişti. Veysel abi bir bardak rakı içmişti sadece araba süreceği için fazla yüklenmedi. Herkes geçti arabaya başım dönüyordu. Güven abi amı götü dağıtmış uzanıyordu yerde. Veysel abi bir kova suyu döktü onun üzerine.
-Kalk lan amına kodumun eniği çok içme dedik sana
-Abi napıyon amına koyim ya diyerek sarhoş sarhoş konuşuyordu.
Veysel abi götüne hafif tekme atarak;
-Kalk amını dilini sikerim valla, ayıl oğlum hastaneyle uğraştırma bizi, kalk amına kodugumuna bak yatıyor hala bin lan kasaya dedi. Islak ıslak ayakta durmaya hali yoktu. Koluna girdi kasaya bindirdi. Yengem hafif sarhoş olmuş başını omzuma koydu. Sayıklıyordu.
-Veysel abi yengeme bak.
-Vay amına koyim bizim kızda gitmiş.
Geldi yengeme hafif tokatladı;
-Şşt alo uyan kız geldik
-Geldik mi? Uyucam.
-He amk geldik hadi geç yat
Yengem yere uzanıvermişti. Veysel abi;
-Kalk kız manyağa bak diye gülüyordu koluna girdi bindirdi arabaya.
-Ana eve gidince kahve yapın içirin şunlara uçtu bunlar.
-Kuzey çocuklara sıkı emanet ol gülüm kasada baranı koy içeriye diğerlerini tut sen.
-Tamam abi aynen baranı alın kucağınıza felan o zapt olmaz.
Baranı güllü nenem kucağına aldı. Güven abi kasada iki seksen uzanıyordu. Çocukları sardım koluma tutunuyorduk sıkıca. Yavaş gidiyorduk. Güven abi söylenmeye başladı;
-Lan amını dilini siktimin yavaş sür yıldızlar uçuyo amına koyim kusacam.
Çocuklar gülüyordu. Hafif doğruldu kasadan kafasını çıkartıp kusmaya başladı. Bize bakıp gülüyordu;
-Dünya ne biçim hızlı dönüyor lan böyle başım döndü amına koyayım.
-He abi hızlı dönüyor.
-He valla abi amına koyayım yavaş sür ejdadımı siktin burda. Kafasını gene uzatıp kusmaya başladı.
Eve varmıştık.
Aysel yenge kucağında Cevat ile içeriye gidiyordu. Güven abi üzeri ıslak, yediği rüzgârın ve üşümenin sayesinde ayılmıştı biraz daha. Çocuklar uyukluyordu. Onları içeriye, eve soktum. Güllü nene yatak yorgan çıkartıyordu.
-Nenem biz eve gidelim, yeterince zahmet verdik dünden beri size.
-Ne zahmeti kuzum çocuklar uyuyor rezil olmasınlar, hem yarın babanlar geliyor. Buradan alıp gidecekmiş sizi. Güzelce bir uyku çekelim dinlenin sizde. Bak yengen bile uyudu sarhoş oldu. Diye gülüyordu. Aboo neler neler sayıkladı gelene kadar susmadı bi.
İçimi korku kaplamıştı. Ne sayıklamıştı? Kötü bir şey sayıklamamış olmalı güllü nenem güle güle konuşuyordu çünkü. Arabanın kapısına yanaştım. Veysel abi eşyaları indiriyordu.
-Gülüm gir koluna yengenin götür içeriye uyusun.
Dedi. Yengemin yanına gidip seslendim. Tepki yoktu, uyuyordu. Kolundan tutup çektim kendime. Arabadan çıkartıp aldım kucağıma. Veysel abi yardıma koştu;
-Uyanmadı mı?
-Yok be abi sızmış. Ben götürüyorum içeriye.
Gülüyordu, iyi bakalım götür dedi eşyaları indirmeye devam ediyordu kasadan. Güven abi kasada uyuyordu. Yengemi kucağımda içeriye doğru götürüyordum. Güllü nenem karşıladı;
-Oy kuzum uyumuş, içeriye götür kuzey yatağını açtım uyusun orada.
İyi hoş götüreyim de ev küçücük zaten. Bir oda da yatıyor çocukların hepsi, Aysel yenge, güllü nenem, yengem aynı odada, biz erkekler salonda girişte yatacaktık. Yengemi kucağımda odaya soktum. Oda ne? Aysel yenge bluzundan memelerini çıkartmış yine Cevat’ı emziriyordu. Çok tatlı küçük memeleri vardı. Bunlar beni çocuk mu görüyor da hiç utanmıyordu ya? Diye düşünürken Aysel yenge yüzüme bakıyordu;
-Yenge pardon daldım böyle ama yengemi yatıracaktım.
-Yok kuzum sorun değil geç yatır. Dedi yan tarafa kaydı. Yengemi yatırmak için eğildiğim de Cevat’ı çekti memesinden. Tümüyle gözlerimin önüne serdi. Bir gözüm o memesindeydi. Bir peçete ile sildi taşan sütlerini. Bluzunu kaldırdı. Pembe sutyeni vardı. Kopçasını açtı, bluzu yukarı sıyrılmış bir şekilde iki memesi de gözlerimin önündeydi. Bakmamaya çalışsam da gözlerimin önündeydi kaçıramıyordum gözlerimi. Yengemi yatırdım üzerini örttüm. O arada bluzunu indirdi Aysel yenge, sutyenini tuttu attı kenarıya.
-Ayy yoruldum ya.
-Evet yorucu bir gündü.
-Bizim kızda sarhoş oldu, sayıkladı durdu gelesiye kadar.
Ayak uçlarına oturdum. İkisi de uzanıyordu.
-Öyleymiş ya ne sayıkladı?
-Dayına küfür ediyordu daha çok. Bir de kuzey diyordu.
Korkudan ateş basmıştı bir anda.
-Kuzey mi? Hafifçe güldüm.
-Bana da mı küfür ediyordu yoksa?
-Yok valla daha çok seviyorum canım kuzey diyordu.
Gözüme bir anda perde indi. Yengem neler sayıklıyordu. Oda bir anda karanlık oldu, hani bayıldım bayılacağım artık.
-Kuzey iyi misin?
-İyi, iyiyim yenge ne dedi başka?
-İşte hastaneden çıkınca her halde gezdirmişsin biraz, çok sevinmiş, falan işte
İçimden buz gibi yağ akıp gitmiş, ömrümden ömür gitmişti. Derin bir oh çektim, iyi dedim, iyi ki ondan sonra olanları anlatmamış. Yengem yan tarafa dönmüş ayağını kaldırıp bacaklarımın üzerine atmıştı. Topuğu sikime çarpınca, ah diyerek şeyimi tutmuştum. Aysel yenge gülüyordu.
-Yengem beni hadım etmeden ben çıksam iyi olacak iyi geceler yenge.
-İyi geceler kuzi.
Işığı kapatmıştım. Veysel abinin yanına gittim. Güven abiyi hortumla yıkıyordu. Koşarak yanına gittim.
-Abi napıyon rüzgarı çok yedi hasta olmasın?
-Bir şey olmaz ayılsın amına kodumun eniği.
Yıkamayı bıraktı hortumla götüne vurup;
-Siktir git üstünü değiştir amına koyim.
-Abi amına koyim ayıldım la tamam siktin belamı.
Veysel abi ile eşyaları yerleştirmiştik içeriye, bazılarını bahçeye koyuverdik.
-Kuzey ben içecek bir şeyler alacam gel gidelim. Bu amına kodumun herifi yüzünden keyif yapamadım.
-Valla abi benim de sigaram yok, hem iyi olur içeriz.
-O zaman gel birahaneye gidek.
-Harbi mi?
-Tabi olum hadi gel atla arabaya al yak sigara.
Sigarayı yaktım arabaya binmiştim.
-Abi arabada içmeseydik?
-Sikeyim onun arabasını köy yerinde boklu ayakkabısı ile binecek sigara içmişiz çok mu?
-Doğru abi.
-Kuzey eniştem hakiki adam ha.
-Niye be abi?
-Parayı görünce değişmedi. Ben olsam siktir olup gitmiştim.
-Hahah gitmezsin abi çocuk var, karın var.
-He amına koyim çocuk olmasa giderdim ama
-Hayda abi yenge?
-Amına koyam yengenin. Neyse harbi adam baban kıymetini bil. Dayın gibi değil en azından.
-Dayım tam yamuk çıktı ya gelecekmiş duydun mu?
-He biliyorum temelli geliyor.
-Düzelir mi yengemle araları sence?
-Düzelir tabi olum çocuk var arada, bakma dayını sikecektim ben de sırf o çocuklar boynumu büktü. Yoksa amına koyardım adamın.
-En azından temiz bir dayak ataydın be abi?
-Valla atacaktım, yengen tuttu. Ama bulaştığı mafyalardan teki yakalamış dayını. Burnunu kırmışlar amına koyim kırık burnu yamuk gelince görürsün bak.
-Oha ciddimisin
-Valla ha bak. Ahaha götünü sikmediklerine dua etsin.
Birahaneye gelmiştik. Tam ankara pavyonuydu amına koduğumun yeri 😀 kapıda sarışın bir kons oturmuş;
-Hoşgeldiniz şekerler. Dedi.
Veysel abi de;
-Hoşbulduk anam diyerek girdik içeriye birlikte.
Bir masaya oturduk.
-Oh be amına kodumun yerinde nefes alalım biraz.
-Alalım tabi abi.
Garsona el etti. İçecekleri söyledik. Bira istemiştik ikimizde. Masaya çerez. Ve hemen iki tane kadın geldi, oturdu yanımıza. Kafamı çevirdiğim de inanamadım bu kadın Veysel abinin karısı Aysel yengeye ne çok benziyordu böyle? Kaşlar, dudaklar, gözler, gülümsemesi bile aynı Aysel yengeydi. Tek fark bu kadının boyu daha uzun, göğüsleri muz gibiydi. Kalçası çıkıntılı, bacakları iyirdi. Aysel yenge ise minyon tipli, ufak boylu, yuvarlak suratı olan, portakal gibi göğüslere sahip, yuvarlak kalçası olan, hafif etli bir kadındı. Kadınlar bizimle birlikte biralarını içiyor, biz Veysel abi ile laflıyordur.
-Of kuzey of ne olacak la bu işler?
-Hangi işler abi?
-Millet iç çamaşırı gibi kadın değiştiriyor, biz bağlandık kaldık.
-Aman abi dayım gibi sende yapma boş ver işte var bak kadın.
Kadının omzuna elini atıp güldü.
-He la bunlarda olmasa ne yapacaz amına koyayım.
Biralarımızı içtik, masaya rakılar, meyve tabakları geliyor gidiyordu. Ben artık hafif çakır keyif olmuştum. Veysel abi baya kafayı bulmuş, kadınlarla başladı oynamaya. Çıktı meydana döktürmeye başlad.
Aysel yengeye benzeyen kadın, yanımda oturmuş rakısını içiyor, bir taraftan saçlarımı okşuyor, parmaklarını yanaklarımda gezdiriyordu. Ucuz parfüm kokuyor, insanın kalkık sikini indirecek derecede itici konuşuyordu. Ama Aysel yengeye benzediği için işler değişiyor, beni tahrik etmeye başlıyordu. Bir elimi omzuna atıp çektim kendime. Tek vücut olmuş yapışmıştık. Yanaklarından öptüm. Yüzüne baktıkça Aysel yenge Cevat’ı emzirirken ki o hali gözümün önüne geliyordu. Bir taraftan düşünüyordum. “Ne yapıyorsun amına koduğumun oğlu?, Tüm yengelerimi sikecen? Hepsine mi aşık olacan? Yok amına koyayım ya Aysel’e benziyor kadın, al götür sik, sadece yengeni mi sikeceksin? Genç adamsın Veysel abi bile buradaki kadınların üzerinden geçmiş, sen mi geçmeyeceksin.” Bu düşüncelerle kadının bacaklarını okşamaya başladık.
-Hahaha ağır ol aslanım ayak üstü sikecen beni.
-Ha? E gel normal yerde sikeyim o zaman?
Pezevengine el etti. Paralıymış amına koyayım o kadar içirdik birde para ödeyecez. Adama beklemesini söyledim. Veysel abinin yanına gittim.
-Abi hadi kalkalım.
-Dur be oğlum daha sabaha çok.
-Abi öyle de kadınlar sabırsızlanıyor.
-He kadınlar amına kodumun zillileri, hadi gidelim o zaman.
Pezevenge parayı ödedi kadınlarla sarmaş dolaş çıktık kapıdan, Veysel abi ayakta duramıyordu. Ben hafif çakır keyifim arabaya doğru yürüdü.
-Aman abi dur ne yapıyon?
Sarhoş bir ağızla
-Ne yapmışım yeğenim ya otele gidecez işte.
-Abi bu halde iki metre gider, birahanenin içine gireriz napıyon gözünü sevemeyim bir taksi bulak.
-Bir şey olmaz oğlum atla hadi ya.
-Abi ben süreyim en azından, sen ayakta duramıyon sen kadınlarla geç arkaya.
-Hehehehe yeğene bak karıları kucağıma atıyo iyi al amını dilini siktiğim sen sür.
Anahtarı atmıştı bana.
-Hey yavrum hey şarkı mırıldanıyordu, kapıyı açtı kadınları bindirdi.
Araba sürmüştüm ama ehliyetim yoktu benimde, araba yer uçağı gibi elli tane düğme var. Veysel abiye döndüm.
-Abi bu nasıl çalışıyo?
-Vay amını sikeyim ben bu kafayla sürsem daha çok yol alırdık. Lan sok suraya anahtarı orda düğme var frene bas o düğmeye bas çalışacak.
Dediği gibi yaptım araba çalıştı. Otomatik vitesteydi, hafif gaza bastım hareket etmeye başlamıştık.
-İsimler neydi bayanlar sizin?
-Ben Venüs, buda Meltem.
Veysel abi atladı araya.
-Venüs mü? Ananı sikeyim doğru düzgün isim bulamadılar mı?
Kadınlar kahkaha atıyordu Venüs girdi lafa,
-Yok anam bulamamışlar.
Otel var mı yakında diye sordum. İleriden sokağa gir her yer otel dedi. Dediği gibi yaptım cidden her yer oteldi. Otelin birinin önünde durdum. Karıyı koluna alan dayılar giriyordu içeriye. Ulan dedim yarraklara gelmesek bari. Arabayı istop ettim, indim araçtan. Kadınlar da bizle bir indi bekliyorlardı. Veysel abi oynayarak iniyordu arabadan. Şarkı mırıldanıyor, kadınların ikisini de koluna takmış otele giriyordu. Üstümü başımı yokladım. Her şey yanımdaydı. Otele girdik. Veysel abi odaları ayarlıyor, konuşuyordu. Bana döndü
-Hangisini alıyon kuzey?
-Neyi abi?
Kadınlar gülüyordu.
-Amına sokam ben mi sen mi sarhoşsun? Oğlum hangi karıyı alıyosan gir koluna git odana al buda anahtarın.
Yine anahtarı attı elime.
-Aysel yengeye benzeyeni alacaktım tabi gözüm ondaydı. Kadına gel işareti yaptım kafamla. Koluma girdi odamıza doğru gidiyorduk Veysel abide kadının götüne eline atmış odalarına doğru gidiyordu. Kapının önüne gelince bir baktım odalar yan yana.
-Hadi kolay gelsin kuzey bey ahahaha diyerek açtı kapıyı soktu kadını içeriye. Kapıda ceketini çıkartıp fırlattı içeriye. Belini ileriye geriye hareket ettirip pompa yaptı. Bana bakıp piç piç gülüyordu. Kapıyı kapattı. Ben o hareketlere gülerken kadın seslendi;
-Hadi canım gelmiyor musun?
Kapıyı kapatıp girmiştim içeriye. Kadın üzerindeki ceketi çıkartıyor, yatağın ucunda oturuyordu. Bende ceketimi çıkartıp astım askıya. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakıyordum. İçimden konuşmaya başladım. “ Ne yapıyorsun lan sen? Yengen ile dayının arası bu yüzden açıldı, aşık olduğun kadını şimdi burada aldatacakmısın? Ama kendisi de dedi, hayatına kadınlar istesen de istemesen de girecek, ayrıca artık birbirimizden uzak duralım, sürekli seks ilişkisi mi yaşacağız dedi? E desin pes mi edeceksin?” Of amına koyayım of dedim havluyu yere atıp gittim içeriye. Kadın;
-Bir şey içermişin canım?
Yanına doğru yaklaştım. Elinde ki bardakları aldım koydum kenarıya. Kadın yüzüme bakıyor hafif gülümsüyordu. Saçlarından tutup dudaklarını öpmeye başladım. Hafif olduğu için kalçalarından tutup kaldırdım, kucağıma alıp dayadım duvara. Dudaklarını, boynunu emiyordum. Kadın ne olduğunu şaşırmış bir halde;
-Ay dur ayol ne bu hız?
Konuşmasına fırsat vermiyor dudaklarını öpüyordum. Kucağımda taşıyarak yatağa oturttum. Pantolonumun kemerini çözüyordu. Bende tişörtümü sıyırıp çıkarttım, sikim tam kalkmamış, hafif sertlikteydi. Kadın boxer’ımı da aşağıya çekip çıkarttı. Eline alıp okşadı biraz, çok geçmeden ağzına almaya başladı. O ağzına aldıkça Aysel yengeyi düşünüyor, ona benzediği için de zorlanmıyordum. Sanki sikime alan bu birahane kaşarı değil de, Aysel yengemdi. Saçlarını tuttum kavradım elime, sikimi sonuna kadar soktum ağzında. Daha tam sert olmadığı için rahatlıkla almıştı. Birkaç dakika sikimi ağzının içinde dil darbeleriyle yalayarak kaldırmıştı. Sikim adeta şaha kalkıyordu, Aysel yengeyi düşündükçe. Ayağa kaldırdım, üzerindekileri çıkarttım bir çırpıda, altında ki eteğini çıkartıyordu. Domalttım. Saçlarından tutup ata biner gibi pozisyon aldım. Kalçalarına tokatlar atıyordum, ben tokat attıkça yalandan inliyordu ucuz fahişe. Götünü ikiye ayırıp, elime tükürdüm. Elimi amına sürüp ıslattım. Ucuz bir fahişenin amını yalamak istemiyordum. Elimi amına sürünce, hafif kıllar elime batıyordu. Yengemin kılları tüy gibiydi. Bu kadının amının kılları diken gibi elime geliyordu. Sikimi amına hizalayıp tek hamlede sokmuştum. Amı o kadar genişti ki sikimi yengemin amı gibi kavramıyori sanki boşlukta git gel yapıyordum. Duruma sinirlenmiştim. Kaygan bir zeminde kayıyordu sadece sikim. Kalçalarını tokatlıyor,
-Ne çok siktirmişsin bu amı?
Yalandan inlemeye devam ediyordu.
-Beğenemedin mi koçum? Sik işte güzel değil mi amım?
-Amına sokayım senin, sikiyorum zaten ucuz orospum diyerek götüne vurmaya devam ediyordum. Götüne art arda şaplak atarken deliği gözüme çarptı, sikilmişti belli oluyordu. Ben amına sokup çıkardıkça, göt deliği büyüyor, küçülüyordu. Amından sikimi çıkardım. Göt deliğinde parmaklarımı gezdirdim. Sırtını öpüyor, dişliyordum. Götüne eğilip tükürdüm. İşaret parmağımı sokmaya başladım. Çok rahat giriyordu içinden.
-Bak sen ucuz orospuya arka kapıyı da kırdırmış.
Tam bir fahişe gibi kahkaha atarak devam etti;
-Kırdılar ya buldular ufacık deliği boş mu bırakacaklardı.
-Bırakmamış orospu çocukları, bende yıkık duvarda dolaşayım ozaman.
Götünü iyice domaltarak;
-Sik koçum. Demişti.
Götüne bir kez daha tükürüp kalkık sikimi götüne hizaladım. Tek bacağımı yatağa atıp diğeri ile destek alıyordum. Bir elimle de belini kavradım. Götüne girmeye başlamıştı ki kadın çığlık attı.
-Ay dur acıdı bekle biraz.
Götüne tokat atıp sikimi çıkarttım içinden. Götünü tutuyor, uzanıyordu. Beklemedim. O uzanırken sırtına çıktım. Kalçaları kızarmıştı tokatlanmaktan. Götünü iki yana ayırıp sikimi sokuverdim içine. Ama girmiyor, çok sert baskı yapıyordum sadece. Anlayacağınız üzere değerli okurlar, yengeme olan öfkemi, sinirimi bu kaşardan çıkartıyordum. Artık sikim içindeydi, sikimi sokup çıkarttıkça gaz çıkartıyor, canı çok yanıyordu. Fazla sürmedi alışmıştı. Rahat rahat götünden sikiyordum. Git gel yaptıkça yalancı inlemeleri kesilmiş, kısık sesle zevkle inlemeye başlamıştı. Eliyle kalçalarını ayırıyor sikimin daha rahat içine girmesini sağlıyordu. Tekrar domaltmıştım. Götünden sikimi çıkartıp amını parmaklamaya başladım, iki parmağımı sokup çıkartırken, üç, dört parmağımı sokuyordum. Amı, vıcık, vıcık su içinde kalmıştı. Aysel yengemi hayal ediyordum sürekli. Saçlarından tutup çektim. Ağzına verdim sikimi, o yalarken oluk, oluk boşalmaya başladım. Kafasını çekmeye çalışıyor, saçlarından tutup kendime çekiyor, izin vermiyordum. Tüm döllerimi ağzına boşalmıştım.
Ağzı, yüzü buruşmuş, bir şey söyleyemiyordu. Yere tükürdü, daha sonra banyoya doğru koştu. Öğürtü sesleri geliyordu. Hiç aldırış etmeden sikimi temizliyordum. Yatağa uzandım düşünmeye başladım. “Ne yapıyordum ben? Yan odada duran Veysel abinin karısını düşleyerek orospu sikiyordum. Ama çok zevk almıştım. Ona da benzediği için çok gerçekçi geliyordu bu yaşananlar. Acaba yengem gibi onu da mı sikmem gerekiyordu? Yok artık Kuzey dedim kendime. Güllü neneyi de sik, ailede ne kadar yenge, anne varsa sik. Ne yapıyorsun oğlum kendine gel” Bizim Aysel yengeye benzeyen orospu kapıdan çıkmış midesini tutarak geliyordu;
-Ne yapıyorsun sen ya? Ağzıma boşaldın? Hayvan mısın orospu çocuğu. Diyerek yerden aldığı sutyeni vurmaya başladı bana.
Kendi kendime düşünmeyi bırakmış ona bakıp gülüyordum.
-Ne gülüyorsun amına kodumun oğlu?
Yataktan doğruldum, yanına gidip beline sarıldım.
-Sarılma amk siktir git.
İtmeye çalışıyordu beni. Ama hayvan gibi sıkıyordum belini. O şekilde yatağın üzerine düştük ikimizde. Altıma aldım, dudaklarını öpüyordum.
-Özür dilerim, gözüm döndü bir an. Çok harikasın, biliyorsun işini.
-Sende göründüğün den daha hayvansın. İnsan evladı gibi görünüyorsun oysa ki.
-Kafam güzel kızım ya. Daha yeni ayılıyorum. Böyle değilim tabi ki normalde.
-Hadi ya, hadi göster bakayım nasılmışsın normalde.
Aysel yengem yukarıda ki kadının vücut hatlarını görerek hayal edebilirsiniz. Aynısıdır.
Kucağımda, amını sikime sürtmeye başladı. Üzerime eğilip boynumu emiyor, vakumluyordu. Bende ona karşılık veriyor, dudaklarını öpüp, dilini emiyordum. Vücudumu öperek sikime doğru geldi.
Beline sarılıp çektim kendime sikim zaten kalkmıştı. Bacağını belime attı. Götünü bana doğru döndü. Eliyle sikimi kavrayıp amına sokmuştu. Götünü hareket ettirerek git, gel yaptırıyordu sikimi içinde. Bir süre böyle siktikten sonra kucağıma çıktı. Zıplamaya başladı. Deli gibi zıplıyor sikim içinde hızlı hızlı girip çıkıyordu.
Bir süre sikiştik. Artık sikime kram giriyordu. Kadın gerçekten fahişe olmasına rağmen o kadar çok iştahlı ve azgındı ki doymak bilmiyordu. Ben bu pozisyonda kadını sikerken kapı çalmaya başladı. Oralı olmadık. Ama ısrarla çalmaya devam ediyordu. Kadını üzerimden çektim aldım kenarıya. Kadın doymamış sikimi avuçluyordu. Yorganın içine girip, örtündü. Yerden boxer’ımı geçirdim üzerime. Kapıya doğru yöneldim.
-Kim o?
Ses yoktu. Kapıyı açtım. Karşımda Veysel abinin orospusu Venüs vardı.
-Hayırdır Venüs?
-Şey Veysel bu odaya gönderdi beni. Kendisi uyuyacakmış da, Kuzeye git ilgilensin seninle, genç adam enerjisi çoktur onun dedi.
Vay amına koyayım dedim içimden. Bir taraftan da farklı am sikecektim. Elinden tutup çektim içeriye. Meltem yataktan çıkarttı kafayı,
-Hahaha pili mi bitti yine?
-Bir kere boşaldı, oda zaten biliyorsun her zaman ki gibi.
-Klasik Veysel işte yavrucum, gel sen gel aramıza, aslan gibi bak bu çocuk. Sabaha kadar sikse yeter demez ahahaha. Ama dikkat et olmadık yerlere boşalma huyu var.
Venüs bana baktı;
-Hani nerde senin aslan çıkart da gezinsin meydanda dikkat et iki tane dişi aslan var kapıverirler.
-Hadi ya,
Boxer’ı çıkartıp Venüs’e doğru yürüdüm. Omuzlarından tutup aşağıya çömelttim. Sikimi eline almış ovalıyordu. Meltem yataktan çıkıp geldi yanımıza.
Biri sikimden, diğeri taşşaklarımdan yalıyordu. Yatağa uzandım. Venüs dudaklarımı öpüyor, Meltem sikimi yalıyordu. Venüs suratıma doğru yöneldi. Amını ağzıma doğru getirdi. Bu Meltem gibi kıllı amlı değil, pasparlak amı olan, amının dudakları büyük, iki tarafa ayrılmış bir orospuydu. Ağzıma doğru oturdu. Amını ileri geri yaparak dudaklarıma sürtüyor, dilimi çıkartıp amını vakumlayarak yalıyordum. Tadı güzeldi, pis değildi. Meltem büyük bir iştahla sikimi yalamaya devam ederken, üzerime çıkıp oturdu. Sırtını Venüs’e dönerek sikimi içine aldı. Zıplamaya başladı.
Saate baktığımda dört oluyordu. Meltemi bu pozisyonda sikip, kucağımdan indirdim. Venüs’ü aldım. Meltem amını yalatmak için Venüs gibi ağzıma oturmak istedi ama o kıllı amı yalamayı hiç içim el vermiyordu. Kalçalarından tutup yanıma çektim. Dudaklarından öpüyordum. Venüs ise kucağıma oturmuş amını siktiriyor, meltem ile Venüs dudaklarımı, boynumu öpüyordu. Bu şekilde sikişmeye devam ettik bir süre. Bir saat sikişmiş, iyice yorulmuştum saat 5 oluyordu. İkisinide oturttum yatağa sikimi ağızlarına verdim emiyorlardı. Boşalacağımı anlamışlardı. Meltem sikimi yalamayı bırakıp yanıma geçti. Venüs ağzını açmış 31 çektiriyordu. Meltem sikimin üstünü emiyordu.
Büyük bir boşalma ile tüm döllerimi Venüs’ün suratına akıttım. Dudaklarından süzülüyordu döllerim. İki orospuda gülüşüyordu. Kalktık duşa girdik.
Meltem duşunu alıp yatağa gitti, bende Venüs’ü bir posta suyun altında siktikten sonra yatağa geçtik. Saat 6 ya geliyor, hava hafiften aydınlanıyordu. İki kadının ortasında uyuyordum. O kadar yorgundum ki mükemmel geliyordu o yatak bana. Uykumun en tatlı yerinde kapı öküz gibi vurulmaya başladı. Veysel abiydi kapıyı çalan;
-Abi sen miydin?
-Valla Venüs’ten başka birisini yollamadım. Benim tabi amına koyayım kalk hadi gidiyoruz eniştemler gelmiş kahvaltıya bekliyorlar.
-Ne babamlar geldi mi?
-Evet gelmişler, yengen seni sorup duruyor neredesiniz diyor.
-Abi ne duruyoruz hadi yürü yürü.
-Tamam sen arabayı getir kapının önüne geliyorum ben.
Veysel abi kadınların baş ucuna bir miktar para bırakıp arkamdan geldi. Arabadan indim onu bekliyordum. Yanıma geldi boynumu gördü;
-Oha oğlum ne hale getirmiş bu karılar seni?
-Ne olmuş abi?
-Boynunu emiklemiş karılar, mosmor ahahaha.
-Hassiktir, abi babamların karşısına böyle çıkamam.
-Bekle amına koyayım.
Otele gidip buz poşeti ile geldi.
-Al bunu tut orana.
-Abi bir mağazaya girelim.
-Tamam gireriz atla hadi arabaya.
Arabaya bindik düştük yola, bir tane mağazaya girip içten dışa giyindim. V yaka tişört aldım, yakalarını kaldırdım boynumu kapatması için dükkandan çıktım. Veysel abi arabaya yaslanmış sigarasını içiyordu.
-Vay amına koyam vay. Bizim oğlana bak hele kız istemeye mi gidiyoruz la?
-Abi üstüm başım perişan oldu ne yapayım.
-İyi yaptın koçum al yak sigara.
Bir dal sigara uzattı yaktım. Arabaya bindik gidiyorduk. Aynadan boynumu kontrol ediyordum. Yengem görse sıçmıştım. Markete girdik, abur cubur alıyordu Veysel abi çocuklara bana da sigara almıştı.
-Geç la direksiyona.
-Abi sıkıntı olmasın?
-Benden güzel sürüyon amına koyayım kim sıkıntı yapacak?
-Trafik?
-Amına koyam trafik olmuyor bu yolda sür hadi.
-İyi abi.
Direksiyona geçtim. Gazlıyordum. Yol boş, ilerliyorduk. Kapılarının önüne yaklaştığımda kornaya asılıyordum. Güven abi koştu çıktı kapıya.
-Yav amına koyayım nerdesiniz siz? Arabayı göremeyince panik oldum.
Veysel abi ensesine tokat atıp, götüne tekme attı.
-Amına korum yemedik gezdik biraz git içerde bir şeyler var al gel onları hade.
-Tamam abi ya, he bak hele eniştemin hediyesi varmış sana
-Kime?
-Sana amına koyayım aha bak içeride, seni bekliyor.
-Eyvallah. Kuzey gel koçum.
Elini omzuma attı. Kapıdan içeriye girdik. Babam güllü nenem ve eşiyle konuşuyor, tarla hakkında söz ediyorlardı.
-Vay babam gelmiş.
-Aslanım neredesin sen ya?
-Veysel abiyle Ankara’yı bir turladık baba.
-İyi yaptınız. Gidiyoruz bugün hazırsın demi? Ne yakışıklı olmuşsun lan öyle kereta.
Ensemden çekiştiriyordu. Yengem yüzüme bakıp gülüyor, bileziklerini sallıyordu. Yanına doğru gittim oturdum.
-Vay yeni gelin takılarını mı taktılar?
-Eniştem sağ olsun.
-Hayırdır seni bana mı istediler yoksa?
-Yoksa? Kötü bir şey gibi söyledin?
İyice yanına yaklaştım.
-Dünyanın en iyi şeyi o olurdu ama tek tarafın gönlü olunca olmuyor değil mi?
-Kuzey yapma
-Hani baran nerede?
-Eniştem bir dünya oyuncak almış oynuyor içeride
-Ben ona bakayım bir.
Elimden tuttu. Gözlerime bakıyordu.
-Otur, oynuyor onlar.
-Ne o özledin mi?
-Salaksın ya. Neredeydin dün gece?
-Hiç, gezdik.
-Alla alla, nerede gezdiniz sabaha kadar?
-Birahaneye gittik bira içtik.
Yüzü asılmıştı. Omzuna hafifçe vurdum.
-Yamulma karı, kız yoktu. Lafladık öyle Veysel abi ile. Dayımdan konuştuk, evliliğinden konuştuk.
-Bizde sabah Aysel ile konuştuk. Abim de dayın gibi emeklilik yolundaymış.
-Nasıl yani?
-Sus babana bak bir şey diyor.
-Babam mı? Ha efendim baba?
Babam konuşuyordu;
-Paşa hadi kalkıyoruz.
-Tamam. Hani ne ile gideceğiz İzmir’e?
-Uçak ile.
-Baba bu zenginlik baya yaramış sana ha.
-E öyle oldu biraz, hadi seslen çocuklara.
Gidip çocukları aldım. Hazırlardı. Gidebilirdik artık. Su içmek için mutfağa gittim. Aysel yenge de mutfaktaydı.
-Kuzey gidiyorsunuz demek?
-Evet yenge.
-Gidin bakalım bizde geleceğiz arkanızdan.
Oha Aysel yengeler de geliyordu. Sevinmiştim suyu üzerine püskürttüm.
-Ay yavaş kuzey ıslattın beni.
-İzmir’e mi geleceksiniz e hani köy?
-İzmir’e bağlı bir köyde tarla almış baban ile benin kayınbaba. Ortak çiftçilik yapacaklarmış. Hayvan alacaklar baya ilerletmiş işleri.
-Hay amına koyayım köyde mi yaşayacağız ya?
-Küfür etme len. Diyerek kafama vurdu. Bana daha yaklaştı.
-Köyde çiftliğe aile bulacak, biz şehirde olacağız.
-Oh içime su serptin yenge ya.
Bu bahane ile sarılmıştım ona.
-Ay dur düşürecen beni deli çocuk.
Ben ne yapıyordum lan? Ama çok güzeldi ona sarılmak. Yumuşacıktı teni. Süt kokuyordu vücudu. Yanaklarından öptüm
-Hadi gidiyorum ben gecikmeyin gelin hemen.
-Manyak ya. Gecikmeyiz tamam.
Arabaya bindik. Veysel abi bizi havaalanına götürüyordu. Yengem uçaktan korktuğunu nasıl bineceğim vs. diyordu. Sarılmıştım arkadan kimseye belli etmeden. Ben varım korkma dedim. Omzuma dayadı başını. Havaalanına kadar kucağımda baran. Omzumda yengemin başı öyle gittik…