Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Annemle Komşum Arasında – 9

Ertesi gün, sabah saatlerinde uyandım. Kafamda çekilmez bir ağrı vardı. Odamın camından giren ışık gözlerimi acıtıyordu. Dayanılmaz bir acı hissediyordum, kafamı kaldırdım ve sargılı dizimi gördüm. Dünün eseriydi tüm bunlar.

Her şey film şeridi gibi gözlerimin önüne gelmiş, annemin bana sakso çektiğini hatırlamıştım. Gerçi bacak aramdaki, pek unutmamış gibi dikili şekilde bekliyordu. Hâlime güldüm ve acı içinde inleyerek yatağımdan çıktım.
Altıma bir şey giymek için dolabımı açtım ama bunun gerekli olmadığına kanaat getirdim. Dizimdeki ağrıyla topallayarak odamdan çıktım.

Uzun süre uyumuş olmalıydım, aynadaki yüzümde bunun izlerini görebiliyordum. Yüzümü isteksizce yıkadım ve banyodan da çıktım.

Günün en heyecanlı kısmına geçmek için mutfaktaki seslere yöneldim, annem yine bir şeylerle uğraşıyordu mutfakta. Mutfak kapısına geldiğimde beni karşılayan manzara bunu kanıtlar nitelikteydi.

Annem önüne mutfak önlüğü takmış, içine ise hiçbir şey giymemişti, götünü zor kapatan dantelli bir tanga haricinde. Geniş ama toplu götü, siyah bir kumaş parçasıyla daha da çekici gözüküyordu.

Farkedilmek için ses çıkarmaya çalıştım ama annem odaklı bir şekilde tezgahta bir şeylerle uğraşıyordu. Bunu fırsat bilip arkasına yürüdüm ve yaslandım. Sikimi kalçalarının arasına denk getirdim ve arkasından sarıldım. “Günaydın anne.” diyip dikkatinin tamamına sahip olmaya çalıştım. Arkasına bile bakmadan “Günaydın oğlum, sonunda uyanabildin demek. Otur sana kahvaltı hazırlayayım.” diyip kalçasıyla beni iter gibi yaptı, belindeki ellerim benden kurtulmasına engel olmuş, sikimle götüne baskı yapmama neden olmuştu. Kafamdaki bütün ağrı gitmiş, vücudumdaki bütün kan bacak arama akmaya başlamıştı.

Çiftleşme ayındaki sokak köpekleri gibi annemin arkasında bekliyor, annem nereye giderse arkasından gidiyordum. Bu duruma tepkisiz bir şekilde kalan annem arada sırada pozisyon değiştiriyor ve beni daha çok azdırıyordu. Bir süre mutfakta böyle hareket ettikten sonra dizimdeki ağrı es verdi ve bırakmak zorunda kaldım. Belinden tutmayı bıraktım ve yemek masasındaki sandalyelerden birine oturdum.

Bu hareketimle annemin tangalı götü ve onun sebep olduğu ereksiyon halindeki sikim aynı karedeydi. Annem nihayet bana hazırladığı yemeği hazırlamış ve servis etmişti. Elimin biri refleks olarak sikimde kalmış, annemin sofrayı hazırlamasını izliyordum. Bir süre sonra annemin “Sofrada bari yapma, git ellerini yıka” demesiyle irkildim. Oflayarak ayağa kalktım ve ellerimi yıkamaya başladım.
Annemin kendine bir sandalye çekmesini ve oturmasını duyabiliyordum. Ellerimi yıkamayı bitirdiğimde arkamı döndüm ve yeni bir manzarayla karşılaştım. Annem önlüğünü çıkarmış ve memelerini bana sunarcasına serbest bırakmıştı. Ellerimi kurulamaya fırsat bulamadan sofraya oturdum.

Annemin göğüslerini izleyerek yemeğimi yemeye çalışıyordum. Annem arada ona baktığımı görüp umursamaz bir bakış atıp yemeğine devam ediyordu. Her hareketini daha detaylı izlemeye çalışırken masada duran meyve suyuna çarptım ve üzerime döktüm. Annem sinirli bir şekilde ayağa kalkıp “Ya sanki görmediğin bir şey, biraz dikkatli ol ama tatlım” dedi. Ayağa kalktı ve bir bez alırım dizlerinin üstüne çöktü. Kendimi bakıma muhtaç biri gibi hissetsem de bu durum hoşuma gitmişti.
Bezle üzerimi silmeye başladı annem. Eliyle arasında bez olsa da annemin bana temas ediyor olması bile beni azdırıyordu. En son sikimi bir eliyle tuttu ve diğer elindeki bezle silmeye başladı. Nabzımın hızlanmaya başladığını hissedebiliyordum. En son bitirdi ve “Yemekten sonra bir duşa gir, daha sonra bir işimiz var senin” diyince heyecanlandım. Acaba yine sakso mu çekerdi, yoksa daha fazlası mı? Heyecanla yemeğimi yemeye devam ettim.

Daha fazlasını yiyebilirdim ama üzerimdeki heyecanla banyoya gitmek için ayağa kalktım. Annem heyecanımı anlamış, gülmüştü. Üzerimde herhangi bir şey olmadığı için direkt banyoya girdim.

Geçen sefer aldığım pozisyonu aldım küvet içerisinde ve suyu açıp beklemeye başladım. Bir süre bekledikten sonra annemin gelmeyişine “Anne gelmeyecek misin?” diyerek tepki verdim. Annemden, “İşimiz var, acele et. Odaya gidince üstünü giyin, dışarı çıkacağız.” cevabını alınca kahrolarak suyu kapattım.

Demek bugün banyo eğlencesi yoktu, çocuk gibi üzülmüştüm. Odama girdim ve benim için çıkardığı kıyafetleri giymeye başladım.

Annemin “Hazır mısın” sesiyle odamdan çıktım. Annem evin koridorunda giyinmiş hâlde beni bekliyordu. Üzerindeki ince yaz elbisesiyle çıtır görünüyordu. Meraklı gözlerle “Anne, ne işimiz var?” diye sordum. Annem “Gidince görürsün” diyip göz kırptı. Heyecanlanmıştım.
Evden çıktık ve yan yana yürümeye başladık.

Bulunduğumuz belde genellikle bu zamanlarda turistlerle dolu olurdu. Pandeminin etkisiyle birlikte bu yıl, belde yerel halka kalmıştı. Annemin dükkanına doğru yürüyorduk.

Annem genel tatil bölgesi satıcılarındandı. Hani şu hediyelik eşya, mayo, elbise vs. satan cinsten. Tabi bu yıl müşteri kitlesinin olmaması annemin işlerini de aksatmıştı. Köşeyi döndük ve dükkanın önünde bir yığın kumaş vardı.

Olayı kısaca özetlemek gerekirse Serpil ablayla ilk sikiştiğimiz gün, annemin sipariş ettiği kumaşların geldiği gündü. Annem iade etmeye çalışmış, ama sipariş ettiği ülkenin dış ticareti kapatmasıyla kumaşlar annemin elinde kalmıştı. Bunun karşılığında şirket mağduriyet olmaması açısından bütün masrafları karşılamıştı. Üstelik bunu dolar kuru üzerinden yapınca elimize yüklü miktarda para ve kumaş olmuştu.

Dükkana girdiğimizde bizi Yasemin abla karşıladı. Yasemin abla 20li yaşların sonunda yeni evlenmiş, annemin yardımcısı olarak çalışan bir kadındı. Annem ve Serpil ablanın aksine buranın yerli halkındandı. Kumral saçları ve buğday teni dışarıdan baktığınızda ilk dikkatinizi çeken noktası değildi, uzun süre yapmış olduğu personal trainerlık sayesindeki kaslı vücudu ama ona rağmen hiçbir zaman kaybetmediği dişiliği.. Ayrıca anneme de spor konusunda yardımcı olmuş, annemin bedeninin mimariydı Yasemin abla.

Kendinden birkaç yaş büyük, beldenin internet kafe işletmecisiyle evliydi. Görücü usulü olduğunu bu çiftin yan yana gelmesi ile anlayabilirdiniz. Annem evlenmesini engellemeye çalışmış ama Yasemin abla ebeveynlerini kırmak istememişti. Çelimsiz ve itici kocasının yanında daha da öne çıkan Yasemin abla 1.75 boylarındaydı.
Annemin yanında 5 yıla yakın bir süredir çalışıyordu ve benim ergenlikteki 31 malzemelerimin başını çekiyordu. Ne zaman okuldan çıkıp anneme yardım için dükkana gelsem asıl sebebim Yasemin abla oluyordu. Aslında o da farkederdi ama bunu umursamaz, kendinden yaşça küçük erkek kardeşi gibi görürdü beni.

Dükkandan içeri girdiğimizde koşarak geldi ve sarıldı. ( Yasemin abla : Y )
Y: Lan noldu sana, kocaman olmuşsun.
B: Abartma abla, topu topuna 1 yıldır görmedin.
Y: Çok konuşma, hem sen geleli baya oldu, ne diye uğramadın bize? Hem Hamit abin de soruyor seni.
B: Beni nereden tanıyor da soruyor? Ayrıca annemle ilgileniyordum ya da o benimle mi demeliyim?
Bunu söylerken yüzümde piç gülüşü vardı. Anneme bu sırıtışla döndüm ve daha fazla sırıtmaya çalıştım. Annemse bu hareketime kıçımı tokatlayarak cevapladı. Ufak birkaç gülüşmeden sonra oturup konuşmaya başladık.

Y: Abla ne yapacağız bu kadar kumaşı? Toptan satsak mı?
A: Valla bilemedim ya. Ha Yasemin kumaş demişken, bunları aldığımız şirket parasını yolladı. Kumaşları da bize bıraktı. Paranın yarısı senin.
Y: Ya abla öyle olur mu, saçmalama. Senin paran o.
A: Yasemincim seni, beni mi var? Beraber büyütmedik mi işleri?

Aslında dükkan annemindi ama Yasemin ablanın turist/müşteri çektiği su götürmez bir gerçekti.

B: Yasemin abla sen olmasan buraya müşteri mi gelirdi sence? Bence o para da senin de hakkın var.
Kahkaha atmaya başladılar. Ortamın ısınmasına sebep olmuş olmak beni mutlu etmişti. Yasemin abla zorla da olsa parayı kabul etti ama ortada hâlâ bir sorun vardı: kumaşlar…

B: Ya bir şey diyeceğim. Toptan fiyatına satmak yerine işlesek bu kumaşları. Evet elbise yapmak artık mantıklı değil ama elinizde böyle kaliteli kumaşlar varken ucuzdan vermek saçma olmaz mı?
İkisine de mantıklı gelmişti bu söylediğim.
A: Aklında bir şey mi var aşkım?
B: Ya şey, haberlerde sürekli maske yetersizliği ile alakalı bir şeyler söyleniyor. Deneyimimiz yok ama maske yapamaz mıyız bunları?

İkisi de birbirine baktı bu söylediklerimden sonra. Fikir hoşlarına gitmişti, gözlerinden okunuyordu bu. İkisi birden sarılıp yanaklarımdan öpmeye başladılar. “Sen bugün bir ödülü hakettin.” dedi annem. Evden çıkış sebebim nihayet sonuca mı varıyordu? Sevinçle gülümsedim.

Dükkanların açık kalması yasak olduğu için bizim evde yapılmasına karar kıldık. Birkaç arama yapmış ve eksik malzemeleri sipariş vermiştik. Projenin fikir kısmını bulduktan sonra alıcı arayışına koyulduk ki gerçekten piyasada eksiklik vardı. Teslim tarihi, fiyatlandırma gibi şeyleri de hallettikten sonra artık hazırdık.

Kumaşları geçici olarak dükkana taşıdık ve ayrıldık. Annem sevinçli şekilde yürüyor, suratıma bütün dişlerini göstererek sırıtıyordu. Aniden sarılıp öpüyor, benimle gurur duyduğunu söylüyordu. Evimize yaklaşırken elimden tutup çekiştirmeye başladı: “Ödülünü vermek için sabırsızlanıyorum” dedi ve eve girdik.

Annem kapıyı açar açmaz içeri daldım ve soyunmaya başladım. Günün kahramanı olmak bir yana ödül alacak olmak eksta motive ediciydi. Diz ağrımı unutmuş, kıyafetlerimi çıkarıp etrafa atıyordum. Boxerım üzerimde arkama döndüm.

“Demek sabırsız olan bir ben değilmişim” diyen annem üzerindeki elbiseyi çıkaracaktı ki ellerini tutup engelledim. Üzerinde o kadar güzel duruyordu ki, ben çıkarmak istedim. “Arkanı dön anne.” dedim ve emrine uymasını diledim içimden. “Demek sıra sende” diyip hınzır bir bakış attı ve arkasını döndü kıvırtarak.

Dizlerimin üstüne çökemediğim için bağdaş kurup yere oturdum. Bu hareketime annem “Ahahah evin ağasına bak.” diyip dalga geçmeye çalışmıştı ki, elimle elbisesini kaldırıp çıplak kalan kalçasına bir şaplak attım. Annemin gülüşü yarıda kesilmiş, tepkisiz bir şekilde bekliyordu. Elbisesi üzerinde olan annemin bacaklarından başlayarak yavaşça yukarıya çıkmaya başladım.

Ellerimi bir kumaş parçası karşılar diye bekliyordum ama o da ne, annem içine bir şey giymemişti. “Aanne, sen içine bir şey giymeden mi çıktın?” diye sordum. Arkası dönük ve sessizce bekleyen annem, önünü döndü ve elbisesini kaldırdı çıkarmadan. Havanın sıcaklığıyla nemlenmiş, kılsız bir şekilde bana gösteriyordu amını. Sikim fora olmuş, boxerımı zorluyordu. Annem gözleriyle işaret ederek “Seninki biraz daha kalırsa çatlayacak.” dedi.

Hak verdim ve elimle başını çıkardım sikimin. Artık kendimi bırakıp anneme geçebilirdim. Elbisesini ellerimle kaldırdım ve amını izlemeye başladım. Bir süre baktıktan sonra kafamı kaldırdığımda annemin kızarmış yanaklarını gördüm. Beni kontrolü altına alan kadın gitmiş, yerine bu kadın gelmişti. Bu görüntüye daha fazla dayanamadım ve kafamı annemin bacak arasına gömdüm. Annemden gelen ‘ıh’ sesiyle birlikte yalamaya başladım.

Elbisesini tutan ellerim annemin am dudaklarını ayırmak için kullanılıyordu artık. Elbise içinde kaybolmuş, neyi yaladığımı görmeden yalıyordum. Annemin tepkileri ise bu bilgisizliğimin yersiz yere olduğunu kanıtlıyordu.
Yaklaşık 15 dakika kadar sonra annem ayakta durma yetisini kaybedip yükünü kafama vermeye başladı. Artık annem bütün ağırlığını kafama vermiş, iki eliyle omuzlarımdan destek alıyordu ama bir sorun vardı. Bana ağır geliyordu.

Kafamı elbisesinin altından çıkardım ve anneme baktım. Zevkten kıpkırmızı olmuş, elbisenin bir kısmını indirip memelerinden birini serbest bırakmıştı. Kafamı kaldırmamla birlikte omuzlarımdaki elleri kaymış ve annem üzerime çullanmıştı. Bu durumu fırsat bilip annemin bacaklarından çekerek üzerime çektim ve kendimi yere bıraktım. Ben yere sırtüstü yatmıştım; annem ise yüzüme oturmuş, öylece kalmıştı.

Yüzüme oturan annemin amını yalarken annem çırpınıyor, çıkarabildiği en tiz seslerden birini çıkarıyordu. Annemi bacaklarından tutup ters çevirdim ve sikimle yüz yüze kalmıştı.

Aniden çevirmemle bacaklarıma kapanmış, elleriyle destek almaya çalışmıştı. Doğruldu ve hareketsiz bir şekilde beklemeye başladı.

Elimle kafasını bacak arama doğru bastırdım ve amını daha hızlı yalamaya başladım. Annem mesajımı almıştı, sikimi eline aldı ve şaftını ileri geri hareket ettirmeye başladı.

Aldığım zevkle daha hızlı yalıyor ve annemin daha çok ses çıkarmasına neden oluyordum. Bir süre daha böyle devam ettikten sonra işleri ilginç hâle getirmeye karar verdim.

Annem üzerimde ters bir şekilde yatıyor ve ellerini kullanarak sikimle oynuyordu. Beline sıkıca sarıldım ve ayağa kalktım.

Ayağa kalkmamla birlikte ellerini sikimde tutmayı bırakmış, tutunmak için bacaklarıma sarılmıştı. Bu hareketiyle birlikte yüzü sikime değiyor ve daha fazla azmama neden oluyordu.

Küçük bedenini hareket ettirmek oldukça kolaydı. Belinden sıkıca sarılmış, bir yandan amını yalıyordum. Aldığı zevkin karşılığını vermeyen anneme kızmaya başlıyordum. Ayaklarımı açtım ve annemin ağzını sikime hizalayarak hareket etmeye başladım.

Artık sikim annemin yüzünde dolaşıyordu. Annem düşmemek için bacaklarıma tutunmuş hareket edemediği için bundan kaçınamıyordu. Bir süre daha sikimle tokatladıktan sonra nihayet o his gelmişti, annem sikimi ağzına almıştı.

Bunu hissettiğim gibi derin bir oh çekmiş, annemi sallamayı bırakmıştım. Artık havada annemin ağzını sikiyordum ve önümde annemin amı duruyordu. Karşılıklı yarışa girercesine tempomuzu arttırdık ve evde yankılanan sesin daha da yankılanmasına neden olduk.
Annem eve geldiğimizden bu yana iki kez boşalmış, yenisine hazırlanıyordu. Ben ise boşalmaya yaklaşmıştım.
Bir süre sonra ayaklarımın bağı çözülmeye başladı ve anneme boşalacağımı söyledim. Bu söylemimi umursamadı ve ağzına boşalmaya başladım. Fazla gelmiş olacak ki ağzından taşmış, baş aşağı olan kafasından aşağıya damlamaya başlamıştı. Ağrıyan dizime rağmen zevk içinde boşalmış, uzunca bir süre ayakta kalabilmiştim.

Boşalmamın bitmesiyle annemi havada döndürdüm ve yere yattım. Şimdi annem üzerimde birlikte yere yatıyorduk. Birbirimize sarılmış, yüzünde akıttığım spermlerimle göğsümde yatıyordu. Bu anın sonsuza kadar süreceğini düşünürken kapı çalmaya başladı.
Annem korkuyla üzerimden kalktı ve kapıya yöneldi. Kapı deliğinden baktı ve arkasını dönüp sessizce “Serpil ablan.” dedi.

Annemle Komşum Arasında – 8

Banyoya kadar beni taşıyan annem, eliyle dur emri verdi ve küvetin çeşmesini açtı. Üzerinde göğüslerini zor kapatan bir crop altındaysa her zaman giydiği yırtmaçlı şortlardan bir tanesi vardı. Küvetteki su seviyesi yükselirken annem üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya başladı. “Annnne n…” dememe kalmadan “Şşş” diyerek susturmuştu beni. Üzerini çıkarmasıyla serbest kalmıştı memeleri. Serpil ablanın büyük memelerini defalarca görmeme ve ellememe rağmen annemin şekillenmiş memelerini görmek ayrı bir haz veriyordu. Bana arkasını döndü ve altındaki şortu yavaşça sıyırdı. Aman Allahım altında kırmızı bir string, göt yanaklarının ortasına sıkışmış, çıkmak için yalvarıyordu. Şortunu tamamen çıkardıktan sonra arkasını döndü ve suratıma baktı. Gözlerinde kontrolü alan birisinin bakışları vardı, yutkundum. Geçen sefer kontrolün bende olmasının tamamen annemin isteğiyle olduğunun farkına varıyordum. Bana bakarak altındaki son parçayı da çıkardı. Şimdi karşımda bana her şeyi yaptırabilecek bir kadın vardı. Yüzüme baktı ve o can alıcı hareketi yaptı: çıkardığı stringi saçlarını toplamak için kullanmıştı. Harekete geçmemek imkansızdı ama kendimi güçsüz hissettim bu kadın karşısında.

Az önce ağlayan kadın gitmiş, yerine itaat edilesi bir kadın gelmişti. Saniyeler içerisindeki bu değişim beni de değiştirmiş baskınlığımı kaybetmiştim. Küvet tamamen dolmadan “Su seviyesi dizine gelmeden otur, bacağını küvetin mermerine uzat” dedi annem. Koluma tekrar girdi ve ona dayanamamı sağladı. Çıplak vücuduna yaslanmak bile boşalmamı sağlayacak kadar tahrik etmişti beni. Serpil ablayı, annemi boşalttığım o oturağa şimdi annem beni oturttu. Bacağımdan başlayarak ovalamaya başladı. Bacak arama giden kan artık beni rahatsız ediyordu. Elimi sikime götürdüm. Kökünden kavradım ve sıvazlayacaktım ki annem koluma vurdu. “Çek elini.”

Susmuş, ne derse onu yapıyordum. Ellerimi yana indirdim, put gibi beni temizlemesini izliyordum. Her keseleme hareketinde memeleri sallanıyor, benim de daha çok zorlanmama neden oluyordu. Yıllarca yanımda çıplak kalan annemi neden bu kadar arzuluyordum? Her dokunuşunda daha çok tahrik oluyor, kendimi kaybetmeye bir adım daha yaklaşıyorum. Boşalmayı bu kadar arzuladığım bir anı daha hatırlamıyordum. Ağzımdan “Anne lütfen.” çıkmıştı yalvarırcasına.
Umursamaz bir bakış atıp “Şşş” demişti yine. Bunu yaparken işaret parmağını dudağına götürmüş, beni daha da azdırmıştı. Tekrar yutkundum ve ellerimi bacaklarımın üstüne koydum. İtaatkâr bir biçimde emir almayı bekliyordum artık.

Annem bacaklarıma ilgilenmeyi bitirince ayağa kalktı. Kollarımı göstererek havaya kaldırmamı istedi, dediğini saniyesinde yaptım. Üst vücudumu sabunluyor, lifliyordu. Yüzümdeki ifade değişimlerinden keyif aldığını belli edercesine daha kıvrımlı hareketlerle vücudumu keseliyordu. Bir süre sonra kötü bir oyunculukla elindeki lifi düşürdü ve üstüne ekledi: “Ayyy”

Sesindeki sahteliği anlamıştım. Yüzüme sinsice güldü, lifi almak için arkasına döndü ve yavaşça domaldı. Karşımda am dudakları ve küçük göt deliği vardı. Ayağa kalkıp sokmamak o denli zordu ki. Ellerim direkt sikime gitti. Bir elimle kökünü kavramış, diğeriyle sikimin şaftıyla (dış katmandaki deri) oynamaya başladım. Arkasını döner dönmez “Çek elini” diyip elime vurmuştu. Üzülerek sikimi bıraktım ve ellerimi tekrar bacaklarımın üzerine koydum.
Üst vücudumu da keseledikten sonra küvetin içine yan bir şekilde oturmamı istedi. Yavaşça oturdum ve bacaklarımı açıp dizimi küvetin yan mermerine koydum. Şimdi sikim bacaklarımın ortasında dimdik ve zor bir şekilde bekliyordu.

Annem elindeki lifi kenara bırakıp ayağa kalktı. Ellerimi mahcup bir şekilde karnımda bağlamış, annemi ve yaptığı her hareketi izliyordum. Bana döndü ve bir ayağını küvetin içine soktu yavaşça. Heyecanlanmış ve bir o kadar gerilmiştim.

Hiç acele etmeden diğer bacağını da küvetin içine attı. Aramızdaki boy farkı yüzünden genelde oğlu gibi hissetmezdim. Sanki bir arkadaş, bir abla, bir kızkardeş ve hatta bir sevgili. Ama şimdi karşımdaki kişiden küçük hissediyordum. Kafamı yukarı kaldırdım ve merakla gözlerine baktım. Ellerini küvetteki suya daldırdı ve yavaşça diz çöktü.

Heyecandan ölmek üzereydim. Bir eline sabun aldı ve üzerime doğru hareket etti. Boş olan elini bana yaklaşırken bacağıma koymuştu. Eli ile sikim arasında birkaç santim vardı, bunu umursamadan göğsümü sabunlamaya başlamıştı.

Yavaş yavaş yapıyor, nefesini vücudumda hissedebiliyordum. Memelerine birkaç santim uzaklıktaydım. Nabzım boğazımda atıyordu ya da ben öyle hissediyordum.

Bir süre göğsümü sabunladıktan sonra yüzüme baktı ve
A: Buğracım.
B: E-efendim anne.

Sesim detone çıkmıştı.

A: Şimdi seninle bir anlaşma yapacağız.
B: Ne anlaşması?

Bunu sorduğum gibi elinin birini sikimin köküne atmıştı. Göz temasını kesmemişti, inatla yüzüme bakıyordu. Yine yutkundum.

A: Tayfun abine bunu yapmanı istemiyorum.
Tam konuşacaktım ki diğer elini de sikime attı. Kelimeler boğazıma dizilmiş, bütün kontrolü kaybetmeye başlamıştım.

A: Bunun karşılığında.

Bunu der demez sikimin kökünü tuttuğu eliyle sikimi biraz daha kavramıştı. Zevkten yerimde durmakta zorlanıyor, kafamı geriye atıyordum. Diğer eliyle sikimin başını okşamaya başladı annem. Pozisyondan ötürü bacağım ağrımaya başlamıştı.

B: Anne bacağım ağrımaya baş..

Cümlemi tamamlayamadan annem sikimde git-gel yapmaya başlamıştı o minik elleriyle.

A: O zaman anlaşmayı kabul ettiğini düşünüyorum. Ne zaman ihtiyacın olursa ben gidereceğim ama bir daha Serpil ablan olmayacak.

B: Anne bacağım.

Konuyu değiştirmeye ve bana olan düşkünlüğünü kullanmaya çalışıyordum ama nafile. Ne zaman başka bir şey söylemeye çalışsam daha farklı bir cevap alıyor ve aklımı kaybediyordum.

Belirli bir süre annemin git-gelleri ve benim sessizliğim devam etti. Annem için savaş yeni başlamıştı. Ayağa kalktı ve küvetten çıktı. “Otur bakayım sen şuraya tekrar.” diyip kolumdan kaldırmaya çalıştı. Zorla da olsa tekrar oturmuş, bacağımı tekrar eski konumuna koymuştum. “Bana yer aç bakayım.” diyerek bacaklarımı açtı annem. Yine yavaş bir şekilde küvete girdi ve önümde diz çöktü.
“Şimdi anlaşmanın benimle olan kısmını halledelim Buğra bey.” dedi kendinden emin bir sesle. Heyecanla ne yapacağını izliyordum. Dizlerinin üstüne çıkmış, memelerini eliyle toplamıştı. Saçındaki çamaşır gevşemiş, saçlarının şekli bozulmuştu. Bir hışımla kafasındaki stringi çıkardı ve saçlarını serbest bıraktı.
Toparladığı memeleriyle bana yaklaştı ve sikimi esaretten kurtarmaya yönelik o harekete başladı. Ufak git-gellerle başlamıştı. “Eğer dediğimi yaparsan.” diyip memelerinin arasından çıkan sikimin başına tükürmüştü. Aldığım zevkle derince bir oh çektim.

Annem git gide hızlanmış ve hırslanmıştı. Yaptığı şey, verdiği görüntü ve tüm bu olaylar. Boşalmaya yakınlaşmaya başlamıştım. Sikim annemin tükürükleriyle kaplanmış, her bir saniye daha fazla annemin memeleriyle bir araya geliyordu. Hafif hafif titremeye başladım ki annem geri çekildi. Şok olmuştum.

“Buğracım.”
“Eğer dediğimi yaparsan.”

Elleriyle saçlarını tekrar atkuyruğu hâline getirip tek eliyle havada tuttu. Diğer eliyle sağ elimi tutup saçlarını topladığı elinin üstüne koydu ve

“Serpil ablanla sikişmeyi bırakırsan”

Sikimi ağzına almıştı. Tekrardan derin bir oh çektim. Kafasını saçlarından tutmuş, sikimi ağzına almasını izliyordum. Yavaş yavaş hareket ediyor, başını ağzına alıp vakumluyordu. Kafasını kaldırdı ve yoğun bir şekilde üzerine tükürdü. Sonrasında yüzüme baktı ve

A: Reddetmek gibi bir seçeneğin yok.
B: T-tamam, tamam anne. Nasıl istersen.
A: Aferin benim oğluma.

Bunu der demez ağzına tekrar aldı. Ama bu sefer daha farklı bir his vardı. Boğazına kadar sokuyor, birkaç saniye nefessiz kalıyor ve kendini birden çekiyordu. Eliyle kökünden tutuyor, diliyle başını yalıyordu.

Diğer elimi kafasının arkasına atacaktım ki elimi aldı ve memesinin üzerine koydu. Cennetteydim o an. Daha önce hiç tatmadığım bir his içerisinde gibiydim. Meme ucunu alıp sıkmaya başladım. Bunu yapmamla birlikte annem daha da hızlandı. “A-anne, geliyorum.” dememle kafasını sikime daha da bastırdı ve ellerimi kalçama attı. Kendini birkaç saniye boyunca sikime kenetlercesine tuttuktan sonra spermlerim boğazına akmaya başladı. Nefessiz kalmasına rağmen çekilmemiş, inatla bekliyordu. Gözleri dolmaya başlamıştı ki geri çekildi. Spermlerim ağzını da doldurmuş, hafif taşımıştı bile. Kafasını yukarıya doğru kaldırdı ve dudağında kalan son parçayı da parmağıyla ağzına ittirdi. Derin bir yutkunmadan sonra mazlum bir şekilde yüzüme bakıyordu. Bir süre bacaklarımın üzerinde kaldı ve sonra kalan spermleri temizlemek için tekrar sikime yumuldu.

Banyodan çıktığımızda yere çarptığım dizim daha da sızlamaya başlamış, ayakta durmakta zorlanıyordum. Anneme dayanarak odama kadar yürüdüm. Üzerime bir şey giymeden yatağıma yattım. Annem alnımdan öptü ve saçlarımı geriye doğru attı. “Anlaşmaya uymanı bekliyorum.” diyip inmiş sikimi avuçladı. İçinde pek bir şey kalmayan sikim bu sefer cevapsız kaldı. Dudağıma da bir öpücük kondurup çıplak kıçını sallaya sallaya odadan çıktı.

Annemle Komşum Arasında – 7

Uyandığımda üzerim örtülmüştü. Olayları düşününce annemin pek konuşmadığını hatırladım. Tereddüt içerisinde yatağımdan kalktım. Altıma bir boxer geçirip odadan çıktım.

Fevri hareketlerle anneme bakınmaya başladım. Banyo sessizdi, mutfak da aynı şekilde. Salona doğru yöneldim, annem ve Serpil abla çay içiyorlardı. “Sonunda uyanabildin mi tatlım?” sorusu geldi annemden. Sessizliği bu şekilde bitirmesi içimi çok rahatlatmıştı. Son yaşananların hayatımıza olumsuz etki bırakmayacağını hissetmek üzerimden büyük bir yük kaldırmış, aynı zamanda devamının olabileceğini düşünmek beni heyecanlandırmıştı. “Uyandım annecim” diyerek anneme doğru yürüdüm. Kollarımı açıp sıkıca sarıldım ve bir öpücük kondurdum. Beklememiş olacak ki bir süre duraksadı ve öpücüğüme kafasını çevirip öpücükle karşılık verdi. Dudaklarımız birkaç saniye buluştu ve ayrıldık. Serpil abla kollarını birbirine bağlayıp dudaklarını büzmüştü. Kendince çocuk taklidi yapıyordu. “Hemen de kıskandırmış” diyip yaslandığı yerin arkasına geçtim. Sikim tam kalçasına denk gelecek şekilde oturdum. Arkasından sarılıp boynundan öpmeye başladım. Dışarıdan masum gözüken bu öpme resitali sikimi kaldırmıştı. Hoşuna gitmiş olacak ki hafiften kıpırdayıp kalçasında sikimi hissetmeye çalışıyordu Serpil abla.
A: Sen şımartmaya devam et Serpil ablanı. Açsındır, ben mutfağa geçip sana bir şeyler hazırlayayım.
Ayağa kalktı ve mutfağa doğru yürümeye başladı annem.

Annemin ayrılmasını fırsat bilen Serpil abla, belindeki ellerimi aşağıya doğru itti. Artık ellerim bacak arasındaydı. Harekete geçmeden önce mutfaktan sabit bir ses gelmesini bekledim, çok geçmeden annem dolap kapaklarını açmaya başlayınca elimin birini, Serpil ablanın ince eşofmanının içine daldırdım. İçinde bir şey yoktu. Elim direkt olarak amına ulaştı, klitorisini bir iki kez okşayıp parmaklarımdan birini amına sokmaya başladım.
Bunu yapmamla birlikte Serpil abla kendini bana daha fazla yasladı. Diğer elimi tişörtünün içine sokup memesinin birini avuçlayıp sıktım. Sıkmamla birlikte kasılmaya başladı. Ses çıkarmamak için büyük çaba sarf ediyordu Serpil abla. Bir süre parmakladıktan sonra Serpil abla hafifçe kıçını kaldırıp kendini yanıma attı.
Boxerımın üzerinden sikimi okşamaya başladı. Bu hareketinin üzerine memesini okşayan elimi bırakıp ensesinden tutarak kendime çektim. Dudaklarımız buluşmuştu. Biz öpüşürken Serpil ablanın elleri boxerımı indirmeye çalışıyordu ve başarmıştı. Sikimin serbest kalmasıyla birlikte öpüşmemiz kesilmiş, ikimiz de sikime odaklanmıştık. Ellerini dua edercesine açtı ve ellerine yoğun bir tükürük bıraktı.

İki eliyle sikimin kökünden tutup ileri-geri yapmaya başladı. Bir süre buna devam etti. Ellerinin sıcaklığı ve yüzündeki yakalanma korkusu boşalma sinyalleri yolluyordu bana. Sikimi serbest bıraktım ve geri çekildim. Geri çekilmemle “Bir şey mi oldu?” sorusunu sordu Serpil abla. Hiç bir şey söylemeden bacaklarını tutup ileri fırlattım ve sırtüstü düşmesini sağladım.
Ne yapmak istediğini anlamış olan Serpil abla içinde külot olmayan eşofmanını sıyırdı. Yeşil ışığın yanmasıyla birlikte amına gömüldüm.

İki eliyle ağzını kapatmaya çalışıyor, arada salon kapısını kontrol ediyordu. Annem mutfakta çalışmaya devam ederken ben de Serpil abla üzerinde çalışıyordum. Klitorisini yalarken parmaklarımı birer birer amına sokmaya başladım. Bir iki derken üç parmağımı da içine almış, altımda kıvranıyordu. Ellerini ağzını kapatmak için kullanmayı bırakmış, kafamı amına zincilercesine tutuyordu. El hareketlerini hızlandırmamla kasıldı ve boşalmaya başladı.

Gözlerini kapatmış, boşalmanın keyfini çıkarıyordu. Ben henüz boşalmamış, seyiren sikimle acı çekiyordum. Bacaklarını ayırdım ve sikimi hizaladım. Sokmaya niyetleniyordum ki Serpil abla amını eliyle kapattı. Kısık bir sesle “Ses çıkarmadan yapamayız, annen mutfakta” dedi. Sinirlenmiştim. Geçen sefer memesini elletmeyen Serpil ablayı boşaltmış ama hüsrana uğratılmıştım. Gözlerimin büyüdüğünü hissedebiliyordum.

Bacaklarından tutup ters çevirdim ve kollarını çekiştirip arkasında bağlayıp ellerimle sıkıca kavradım. Kaçışın olmadığını anlamamış, kaçmaya çalışıyordu. “Oğlum annen duyacak, başka zaman yaparsın.” diyordu kısık sesle.

Gözüm dönmüştü. Sanki uyandığımda hissettiğim tereddüt ve gerginlik sikime toplanmıştı. Domalmış bir şekilde bekleyen Serpil ablanın amını hizaladım ve sert bir şekilde içine kaydırdım.
İçine girmesiyle “hırt” tadında bir ses çıktı. Serpil abla frenli bir “ıh” çekmiş, bunu duyan annem mutfaktan “Bir şey mi oldu oğlum” şeklinde bir soru yöneltmişti. “Yok annecim, şey kahve de yapabilir misin” diyerek cevapladım. Olumlu cevap aldığım gibi ileri-geri yapmaya başladım.

Gerginlikten kollarını fazladan çekiştirmiş olmalıyım ki Serpil abla kendini salmış, yarı ölü bir şekilde sikilmeyi bekliyordu. Kollarını bıraktım, bıraktığım gibi kolları yerçekimine yenik düşüp koltuğa yığıldı. Bir elimi ağzını kapatmak için kullanıp hızlanmaya başladım. Elime sıcak nefes alış-verişi geliyordu. Diğer elimi klitorisine atıp okşamaya başladım ve ivmemi hızlandırdım. Kendimi kaybetmeye başlamıştım, odadaki şak sesleri gittikçe artıyordu. Serpil abla da kendini kaybetmiş ellerini kalçama atmıştı. Ben sikmeye devam ederken kapıda bir karartı oluşmaya başladı.

Hırsla Serpil ablayı sikerken kafamı kapıya çevirdim ve annemi gördüm. Göz bebekleri büyümüş, ablası yerine koyduğu ablasını öz oğlunun sertçe sikmesini izliyordu. Aldırış etmedim ve Serpil ablanın kafasını koltuğa bastırdım. Hızlandıkça Serpil abladan çıkan sesler de artmaya başladı. Annemin sessizliği ve Serpil ablanın “İçime gel oğlum” demesiyle boşalmaya başladım.
Boşalmamın bitmesiyle Serpil abla kafasını kaldırmaya başladı. Kafamı çevirdiğimde annem yok olmuştu. Serpil abla kafasını yavaşça kaldırdı ve bana doğru döndü. Sikim hâlâ içindeydi.

S: Aferin hiç laf dinleme, neyse annen duymadı. Korkutuyorsun oğlum beni, kendini kaybettin.
B: E ama sen de boşaldın. Şikayet etmeyi bırak hadi ablamm.

Bunu farkettiğimi bilmiyordu. Ben içine boşalırken o da boşalmıştı. Bunu söylememle birlikte utandı ve kafasını tekrar koltuğa gömdü. Sikimi çıkarıp götüne bir şaplak attım. “Annem gelmeden toparlanalım” diyip boxerımı giymek için uzandım.

Serpil abla giyinmiş ama terlemişti. Yaşına göre fazla hareket etmiş ve nefes nefese kalmıştı. Buna rağmen yüzünde memnun bir ifade vardı. Ne kadar sinirli bir ifadeyle ‘laf dinleme aferin’ dese de domine edilmek hoşuna gitmişti ,maskülen tavırlarının arkasında saklanmış dişiliğini dışarı vurmak onu rahatlatmıştı.
Serpil abla banyoya yüzünü yıkamaya kalkarken annem elinde tepsiyle salona geldi. Salonun kapısında yüzyüze geldiler ama sessizliği bozmadan devam ettiler. Annem bir sehpa çekti ve üzerine bana hazırladığı tepsiyi bıraktı. Yüzüme bakmadan karşımdaki koltuğa oturdu.
Umursamaz bir tavırla bana hazırladığı yemekten bir lokma aldım. Göz ucuyla baktığımda annem kollarını bağlamış, göz kırpmadan beni izliyordu. Kafamı aniden kaldırıp baktığımdaysa bakışlarını kaçırmış, ilgilenmiyor gibi yapıyordu. Bu hareketi gülünç buldum ve yemeğimi yemeye devam ettim.

Bir süre sonra Serpil abla banyodan gelmiş, saçlarını arkadan bağlamıştı. Yeni boşalmama rağmen bu kadını siktiğimi düşününce sikime kan gittiğini hissetmeye başladım.
S: Bu havalar da iyice ısındı, iki dakika yerimizde oturamaz olduk Arzucum.
A: Valla öyle abla. Yerimizde duramıyoruz sıcaktan.
Bunu söylerken beni izliyordu. Serpil abla bütün olaydan habersiz keyfi yerinde bir şekilde annemle muhabbete başladı. Annem ise bilmemezlikten geliyor, ona eşlik etmeye çalışıyordu. Yemeğimi bitirip ayağa kalktım, tepsimi alıp mutfağa yöneldim. Ben ayağa kalkınca annemin dikkati dağılmış, “He, efendim abla” diyerek Serpil ablanın söylediklerini tekrarlanmasını istemişti. Umursamadım ve salondan çıktım.
Tepsimi mutfağa bırakıp odama geçtim. Kirlenmiş boxerımı çıkardım ve banyoya geçtim. Boxerı sepete attım ve küvete girdim. Suyu açmıştım ki suların kesildiğini hatırlatır nitelikte bir ses çıktı musluktan. Tadım kaçık, çıplak bir şekilde çıktım banyodan.
Elimle sikimi kaşırken annemle göz göze geldik. Bu sefer bakışlarını kaçırmamış öylece bakıyordu. Pervasızca gülümsedim ve odama geçtim.
Annemle banyo serüvenimizden sonra uyumama rağmen yorulmuş, uykum gelmişti. Altıma bir şey giymeden yatağıma girip pikemi üzerime çektim. Günü düşünmeye niyetlenirken uyuyakalmışım.
Uyandığımda gün çoktan doğmuş, odamı aydınlatmaya başlamıştı. Etraftan kötü bir koku geliyordu, kokuyu içime çektim ve kokunun kaynağı bendim. Dünkü sikişin ardından suyun yokluğunu hatırlatıyordu bu koku. Üzerimdeki pikeyi atıp ayağa kalktım. Bilgisayar koltuğumda asılı şekilde duran havlumu aldım ve banyoya yöneldim.

Havlumu çamaşır makinesinin üzerine bırakıp umutla küvetin çeşmesine yürüdüm, ufak dokunuşlarla çevirdim ve bum. Sular gelmişti.

Mutlu bir şekilde suyun ısınmasını bekledim. Isındıktan sonra küvetin tıkacını taktım ve yavaş yavaş dolmasını izledim. Beklerken gözüm bacak arama takıldı. Günlerdir yerçekimine meydan okurcasına dik duran sikim, bugün emekliliğini yaşarcasına yatıyordu. Bu görüntünün mutluluk vermesi komiğime gitmişti.

Suyu kapattım ve kendimi küvetin içine bıraktım. İçine girdiğim gibi derin bir oh çektim. Buna ihtiyacım vardı, rahatlamıştım ama bu rahatlama çok uzun sürmedi. Kapı açık olmasına rağmen kapıyı hızlıca ittirerek annem girdi banyoya.
“Buğra!”
Keskin bir çığlık gibiydi. Efendim anne der gibi baktım suratına. Gözlerim bayık, küvetin içinde yatmış, idam kararını bekler gibiydim.
A: Sana, Serpil ablana yalnızlığı unuttur derken bunu kastetmemiştim.
Aklıma hiç bu gelmemişti, bu şekilde olması komik gelmişti. Hafifçe gülümsedim. Bunu gören annem daha da sinirlenmiş,
A: Tayfun abin seni oğlu gibi sever, bu yaptığını ne ben, ne Serpil ablan, ne de Tayfun abin haketti.
B: Nasıl yani?
A: Dün kadının canını çıkarıyordun. Bunu hakedecek ne yaptı o kadın sana?
B: Bir dakika, ona bunu zorla yaptığımı mı düşündün?
A: Ne, nasıl, yoks…
B: “İçime boşal oğlum” dediğini duymadın herhalde. Ayrıca zorla olsaydı bağıramaz mıydı sence de?
A: A-ama kafasını bastırıyordun, ne ne yani, o da mı istiyordu?
B: Sen bizi yakalamadan önce sikimi avuçluyordu.
İlk kez anneme ‘sikim’ demiştim. Genelde penisim derdim. Sikim dememle birlikte yüzündeki şok ifadesi daha da artmıştı.
A: B-Ben sanmıştım ki..
B: Gerçekten Serpil ablaya tecavüz ettiğimi mi sandın anne? Bana bunu mu yakıştırdın? Ayrıca sana dün yaptığım şey de mi tecavüzdü?
A: Ben, ben bilmiyorum. Özür dilerim.

Bunu söyler söylemez banyoyu terketmişti. Banyoda olduğumu unutmuş hızlıca kalkmaya çalışırken yere kapaklanmıştım. Yere kapaklanmamla birlikte sağ dizim kanamaya başladı. Umursamadım ve annemin arkasından yatak odasına geçtim.
Yüzünü ellerine kapatmış, ağlıyordu. Yanına çıplak bir şekilde oturup sarılmaya çalıştım.

A: Özür dilerim, özür dilerim. Ben, ben sanmıştım ki..
B: Önemli değil anne, önemli değil.
Kafasını kaldırıp bakacaktı ki dizimi gördü.
A: B-Buğra dizin.

Kan akmaya devam etmiş ve yayılmıştı. Açıkçası durumun ehemmiyetinden herhangi bir şey hissetmemiştim. Annem ağlamayı bırakıp yatak odasından çıktı. Banyodan birkaç ses geldi ve hızlıca tekrar odaya döndü.

Çıplak bir şekilde annemin yatağına oturmuş, annemin titrek elleriyle dizime yapmaya çalıştığı pansumanı izliyordum. Anneme o denli odaklanmıştım ki sönük olan penisimin ayaklanmaya başlamasını algılayamamıştım. Annem dizimdeki işini bitirip bana baktığında sikimi farketmiş, “Sen uslanmaz bir çocuksun. Geç banyoya dizine su değdirirsin sen şimdi.” diyip eliyle kalkmam gerektiğini anlamam gereken birkaç hareket yapıyordu. Annemin ağlamış suratının, endişeye dönüşmesi ve sonrasındaki bu hareketi beni güldürmüştü. Ayağa kalkmaya niyetlenmiştim ki dizime keskin bir ağrı girdi. Dengemi kaybedip yalpaladım ama beni tutan küçük bir beden vardı, annem. Beni havada tutmayı, en azından his olarak böyleydi, başarmıştı. Eliyle beni tutmuştu, tutmasına ama kolu sikimi sıkıştırmıştı. Hafif ayaklanmaya çalışan sikim artık tamamen kalkmaya başlamışz annemin kolunu zorluyordu. Annem suratıma bakıp gülümsedi ve beni banyoya kadar taşıdı.

Annemle Komşum Arasında – 6

Annem giyinmiş, mutfağa gelmişti. Derince bir nefes aldı ve “Mmmh, yine döktürmüşsün ablam” diyip Serpil ablayı öptü. Sonrasında servis yaptı ve yemeğe başladık.
“Ee siz ne yaptınız bugün?” sorusu geldi annemden. Bir saniye duraksadım ve Serpil abla konuşmaya başladı:
S: Evde çok sıkılmıştım, size geçtim. Beraber film izledik Buğra’yla. Yalnız olduğumu unutturdu bana.
A: Aferin oğluma.
Gülümsemiştim. Annem bunu söyledikten sonra gururla sırtımı sıvazlamıştı. Bu unutturmanın içinde sikimin olduğunu bilmiyordu tabi.
Yemeğimizi bitirdikten sonra Serpil abla ayrıldı. Annemle birlikte bulaşıkları yıkarken
A: Buğracım, Serpil ablan biliyorsun; Tayfun abinin gitmesiyle iyice içine kapandı. Bugün iyi gelmişsin. Bana kıyasla seninle olmayı daha çok seviyor. Bak evlere kapandık, senden onu yalnız bırakmamanı rica ediyorum. Bazen sen git yanına. Unuttur ona yalnız olduğunu, o seni çocuğu gibi büyüttü. Hakkı çok fazla üzerinde.
B: Tamamdır anne ben de çok severim Serpil ablayı, bilirsin.
A: Aferin oğluma.
Yanağıma bir öpücük kondurmuştu.
Günler klasik ilerliyordu. Havalar iyice ısınmış artık tişört giyemez olmuştuk. Bu da benim işime geliyordu. Annem atletle, sütyenle, braletle çıkıyordu dışarıya. Bazen altına sadece ince bir külot giyiyordu. Ev içerisindeki etkileşimlerimizde sikim hep havada oluyordu.
Beraber uyuduğumuz bir gecenin sabahıydı. Annem beni uyandırmaya çalışıyordu.
A: Buğra uyan çabuk.
B: Noldu anne ya sabah sabah?
A: Mesaj geldi,belediye suları kesecekmiş. Ne zaman geleceği belli olmaz. Bu sıcakta da ölü gibi kokmanı istemiyorum. Kalk çabuk duşunu al.
B: Ya anne ne duşu ne oluyor?
Annem üzerimdeki pikeyi çekiştiriyordu. Küçük bedeniyle bacağımı çekiyor, yataktan indirmeye çalışıyordu beni. Yüzüme eliyle ufak fiskeler atıp doğrulmamı sağladı sonunda. Arkama geçip sırtımdan itmeye çalışıyordu ve sonunda başardı. Ayağa kalktım ve yalpalayarak banyoya ilerlemeye başladım. Elimden tutup “Ee hadii” diyerek çekiştirmeye başladı.
Banyoya girdiğimizde suyu açmış, elleri belinde beni bekliyordu.
B: Çıkmayacak mısın anne?
A: Sen uykulu hâlinle oyalanıp kirli kirli kalacaksın. Hadi çıkar altındakini.
B: Anne saçmalıyorsun, çık alırım ben duşumu.
A: Sinirlendiriyorsun beni ama aaaa.
Bunu der demez atağa geçip üzerime doğru atladı. Yeni uyanmışlığım yüzünden refleks gösterememiştim. Boxerımı birden aşağı indirdi. İndirmesiyle gerilmiş ok gibi fırladı sikim. Eline çarpmıştı.
A: Sen uyanamasan da birileri uyanmış hem de kızgın.
B: Ya anne.
Boxerımı aşağıya kadar indirip ayaklarımı kaldırmaya çalışıyordu. Tabi bu anda sikimle yüzü arasında birkaç santimetre vardı. Boxerımı ayağımdan çıkarırken çok az bir yalpaladım ve sikim suratına çarptı annemin. Eliyle sikime kızıyor gibi yapıp güldü bu duruma. Sonrasında ayağa kalktı ve elimi tutarak beni küvete sokmayı başardı. İçine girdim ve şımarık bir çocuk gibi oturup kollarımı bağladım. “Hiç büyümeyeceksin ya sen.”
Suyumu köpürtmeye başladı. Arkamı dönmemi istedi ve eline banyo lifini alıp sırtımı keselemeye başladı.
A: Ne büyük sırtın var ya senin, yıka yıka bitmiyor.
B: Ben yapsaydım şikayet edemezdin annecim.
A: Sana kalsaydık ohoo.
B: Ne ohoo?
A: Ben daha duşa giremedim, hadi bitirelim de ben de temizleneyim. Önünü dön bakayım.
Uyku sersemiyle farketmemişim, geceliğini çıkarmış karşımda sütyen-külot duruyordu. Gözlerim takılı kaldı. Annem göğsümü köpürtmeye devam ediyordu. Kollarımı kaldırıp kollarımı da köpürttükten sonra üst vücudumla işini bitirmişti.
A: Ayağa kalk bakalım.
B: Anne ben hallederim, çık sen.
A: Kalk dediiim. Hadi daha ben gireceğim. Hızlı ol hadiii.
B: Of anne tamam.
Ayağa kalkmamla birlikte seyiren sikimle başbaşa kaldı annem. Bir süre baktı bakıştılar ve elindeki lifi bırakıp eline sabun aldı. “Lifle tahriş etmeyelim küçüğümüzü, gerçi pek küçük durmuyor ama.” Bunu derken bir eli sikimin kökünü tutuyordu. Diğer eliyle sabunu sürmeye başladı. Ayakta durmakta zorlanıyordum. Ufak elleri karşısında sikim ihtişamlı gözüküyordu. Sabunu bıraktı ve suyu açtı. Su kıl gibi akıyordu.
A: Al bak oyaladın bana su kalmadı, kay kenara da ben de temizleneyim.
B: A-anne.
Sikimi ve sabunu bırakıp üzerindekileri çıkarmaya başladı. Bir hışımla sütyenini çözdü, memeleri serbest kalmıştı. Hızlı bir domalmayla külodunu da çıkardı ve elindekileri kirli sepetine fırlattı. Kalın beyaz bacakları ve kılsız amı bana şölen sunuyordu. “Hadi bakma da yardım et, su tamamen kesilmeden bitirelim şu banyo işini” diyince kendime geldim. Elime lifi tutuşturdu ve “Hadi iş başına Buğra bey, temiz olsun lütfen” emrini vermişti.
Annem sırtı dönük lifle keselenmeyi bekliyordu. Elime bolca duş jeli alıp sırtına sürmeye başladım. Bir elimle lifliyor, diğer elimle de jeli yaymaya devam ediyordum. “Ay yoruldum” diyip elleriyle duvara yaslandı ve kıçını dışarıya verdi. Delirmek uzereydim. Amıyla sikim arasında birkaç santim vardı. Sokmamak gerçekten çok zordu.
Sırtını duruladıktan sonra önünü dönmesini istedim. Dönerken götünün bir yanağı sikime sürterek geçti. Boşalmakta zorluk çeken ben neredeyse boşalacaktım. Sikimin ucunda çoktan sıvı birikmeye başlamıştı.
Kollarını kaldırmasını istedim. Kaldırınca koltuk altlarıyla başladım. Kolum memelerine sürtüyordu. Ayakta durmak işkence hâline gelmişti. Sonra lifi kenara bıraktım ve elime sabunu aldım. “Lifle tahriş etmeyeyim” diyerek memelerini sabunlamaya başladım. Bir elimle sabunluyor, diğer elimle sabunu yayıyordum. Yayma işlemi avuçlamamdan ibaretti. Elimden birazcık taşak memeleriyle uğraşırken annemin bundan zevk almaya başladığı gözlerinden okunuyordu. Bir süre geçmiş olacak ki “Bacaklarımı da” cümlesi geldi annemden.

Belinden tutup arkasına döndürdüm. Aniden döndürmemi beklemiyor olacak ki dengesini kaybedip kollarıma tutundu. Yüz yüze gelmiştik. Burnuna sevimli bir öpücük kondurup arkasını dönmesini sağladım. Belini biraz iterek kalçasını dışarı verdim ve sabunlamaya başladım. Yaşına rağmen kendine bakmış olan annemin bacaklarını inceledim elimde sabunla. Bu pozisyonda 20lik kızlara taş çıkaracak bir vücudu vardı. Sikime gelen kan akışını hissedebiliyordum. Bir elimle baskıladım ve sabunlamaya devam ettim.
Sabunu kenara bırakıp sıkı kalçalarını yoğurmaya başladım. Annem ayakta durmakta zorlanmaya başlamış olacak ki birazcık daha eğildi ve dudakları açılmış amıyla göz göze geldim. Bir elimle yoğurmaya devam ederken diğer elime sabunu alıp am dudaklarına sürmeye başladım.
Annemin amına dokunduğum gibi irkilmişti, birden arkasını dönüp bana baktı. İsterik bir ifade takınmıştı. Sabunu ileri-geri sürtüyor, çok az da olsa içine baskı yapıyordum. Diğer elimi de kalçasından çekip elimle masaj yapmaya başladım. Daha fazla etkilenen annem daha da domalmıştı. Masajı bırakıp parmağımı yavaşça içine sokmaya karar verdim. Elimi durulayıp yaladım ve orta parmağımı yavaşça amına soktum.
“Iğh” diye bir ses çıkarmıştı annem. Güçsüz bir sesti bu. Tek parmağım içinde olmasına rağmen parmağımı kangren edecek kadar sıkıyordu. Diğer elimle klitorisini okşamaya başladım. Okşamamla birlikte zayıf ‘ıh’ sesi daha şiddetli bir ‘ah’ sesine dönüşmüştü. Arkası dönük olduğu için erişmek için iyice sokulmuştum, burnum göt deliğine yakındı, kendimi daha fazla tutamadım ve yüzümü götüne yasladım. Bir elimin parmağıyla parmaklıyor, diğer elimle klitorisini uyarıyordum. Sağ lobundaki yüzümü anneme doğru çevirip uzunca bir yaladım. Bunca uyarılmadan dolayı farketmemişti ya da farketmiş, önemsememişti. Kalçasını emmeye başladım. Her tarafından uyarılıyordu ve daha fazla dayanamadı. Kalçasını yüzüme doğru bastırmaya başladı. Titriyordu, annem boşalıyordu. Yıllar sonra bir erkek tarafından boşaltılmıştı ve o erkek kendi öz oğluydu.
Uzunca bir süre kendine gelemedi annem. Duş başlığını alıp durulamaya başladım annemi. Önüne dönmüştü. Gözleri sikimdeydi ama ayakta durmaya pek hâli yoktu, o yüzden bana yaslanıyordu. Ben ise diz çökmüş annemi duruluyordum. Sonrasında annemi kucakladım ve küvetten çıkardım. Havluyla iyice kuruladım ve kucaklayarak odasına götürdüm.
Kucağımdaydı ama hiçbir şey söylemiyordu. Sadece boş bakışlarla yüzüme bakıyordu. Yatağına yatırdım ve alnına bir öpücük kondurup odasından çıktım.
Annemi boşaltırken kendimi unutmuştum, annemin sabunladığı sikim o şekilde kalmış, olaylarin etkisiyle de titrer bir şekilde bana eşlik ediyordu. Banyoya döndüm, durulandım ve çıktım.
Kurulanmadan odama geçtim. Üzerime hiçbir şey giymeden yatağıma yattım. Sikim tavana bakar şekilde uyukalmıştım.

Annemle Komşum Arasında – 5

Annem evden çıkmadan önce anahtarı bırakmış ve Serpil abla da sıkılıp bize geçmiş. Kulaklık takılı olduğu için geldiğini duymamıştım. Elim sikimde öylece kalakalmıştım. Birkaç saniyelik şoktan sonra durumun farkına varabilmiştim. Normalde elimle kapatma refleksi gösterir, utanırdım ama son olayların gelişimi ve o anki ruh hâlimle durumu önemsemeden kulaklığımın tek kısmını açıp
B: Bir şey mi oldu Serpil abla?
Bunu söylerken kapımıza gelen birini karşılıyor gibiydim. Serpil abla birkaç saniyelik gecikmeden sonra cüretkâr bir şekilde güldü ve
S: Sıkılmıştım, uğrayayım dedim de sen de sıkılmışsın anlaşılan.
Gülümsedim ve kulaklığımı çıkardım. Bilgisayara dönüp kapatmaya yönelik bir hareket yaptım ki
S: Kapatma. Görmek istiyorum. Uzun zaman oldu. Ne yapıyorsan yapmaya devam et.
Şaşırdım ve gülümsedim. Yıllarca elinde büyüdüğüm kadını bu kadar istekli ve çaresiz görmemiştim. Kulaklığın jak girişini bilgisayardan çıkarıp sesi dışarıya verdim. Yarısına geldiğim pornoda kadın karşısındaki çıplak adama sakso çekiyordu. Sikimin nabzını hissedebiliyordum. Seyiriyordu. Daha önce boşalmakta zorlanan ve isteksiz hisseden ben, vücuduma adrenalinin pompalandığını hissettim. Sağ tarafımda duran losyondan biraz elime alıp sikimi cilalarcasına sürmeye başladım.
Kafamı Serpil ablaya doğru çevirdiğimde gözlerini kırpmadan ekrana bakıyordu. Elleri utangaç ve korkarcasına bacak arasına gidiyordu. O rahat, sevecen kadın gitmiş, heyecanlı bir bakire duruyordu sanki karşımda. Elimi sikime götürüp sıvazlamaya başladım. Çıkan ses dikkatini çekmişti Serpil ablanın. Bu sefer gözlerini bana çevirmişti. Göz gözeydik. Umursamaz bir tavırla yaptığım işe devam ettim. Benden cesaret alarak sağ elini pijamasın içine sokup kendini okşamaya başladı.
Birbirimize bakarak mastürbasyon yapıyorduk, arkada pornodaki kadının ahlama sesleri yankılanıyordu. Küçük bir “ıh” sesi çıkardı Serpil abla. İkimiz de herhangi bir girişimde bulunmuyorduk. Derken Serpil abla titremeye başladı. Kendini kaybedercesine göz bebekleri kaybolmuştu ama buna rağmen kendini okşamayı bırakmıyordu.
Görüntüyü izlemek fazlaca azdırıcıydı, ekrandaki kadından çok daha fazla hem de. Duruma dayanmak oldukça güçtü. Serpil abla kendine geldiğinde ayaklandı. Gözleri sikimdeydi. Terlemiş, saçları birbirine girmişti. Pijamasının ortasında yoğun bir ıslaklık vardı. Sütyen takmasına rağmen meme uçlarını farkedebiliyordum. Boydan aşağıya inceledim. Titrek bir sesle “Sen daha boşalamadın mı” dedi. Yüzüne üzgün bir ifadeyle bakıp “Nedenini bilmiyorum ama bir süredir boşalamıyorum” dedim. Bunu söyledikten sonra yüzünde anaç bir gülümseme oluştu, ellerine tükürdü ve diz çöktü. “Yardım ister misin oğlum?”
Bacaklarımı genişçe açmıştım. İri bir kadındı Serpil abla. İki eliyle sikimi kavramış, hareket etmeden heyecanla izliyordu. İlk kez dokunuyor gibiydi. Durum öylesine beklenmedikti ki kaskatı kesilmiştim. Tülbenti dağılmış, saçları kaçışmaya çalışıyordu. Elimle tülbentini çıkarıp yanağını okşadım. Bu hareketimle birlikte ağır ağır okşamaya başladı. Uzun zamandır hissetmediğim yoğun bir duygu içerisine girdim. Kafamı geri attım ve işini yapmasına izin verdim. “Daha hızlı hareket edeyim mi?”
Kafamla onaylamamla birlikte bir eli sikimin kökünde, diğer eliyle ise taşaklarımla oynuyordu. Gözlerimi kısmış, alabildiğim kadar zevk almaya çalışıyordum. Hızlanmıştı, merakla sikime bakıyordu. Arada yüzüme bakıyor, sanki boşalamamı arzuluyor gibiydi. Oturduğum yerden ayağa kalktım. Bu hareketimle ne yapacağımı merak edercesine yüzüme baktı. “Ağzına alabilir misin Serpil abla”
Bunu söylememle birlikte yüzü kızarmıştı ama çoktan çizgiyi aşmıştık. “Bana böyle bakarsan nasıl reddedebilirim ki”
Diliyle sikimin başına sert bir dil darbesi atmıştı. Vücudumdaki tüm kanın bacak arama aktığını hissedebiliyordum. İki eliyle sikimi sıkıca kavramış, başını şımarık bir kızın dondurma yalaması gibi yalamaya başlamıştı. ‘Daha iyi ne olabilir ki’ diye düşünürken ellerini aşağıya indirdi ve ağzını sikimle kavuşturdu.
İçerisi sıcacıktı. Diliyle hiç durmadan farklı noktaları uyarıyor, kafasını ileri geri hareket ettiriyordu. Durumdan istifade ellerimi göğüslerine atmaya çalıştım, çalıştım ama elimi havada yakalayıp kafasını sağa sola salladı. Bununla yetinmem gerekiyordu. Havada yakaladığı elimi ensesine götürdüm ve ağzını sikmeye başladım.
Etrafa az önce kapattığım pornodan daha yüksek seste sakso sesleri yankılanıyordu. Serpil ablanın gözleri dolmaya başlamış ama durmadan devam ediyordu. Göğüslerini açmama izin vermemesine sinirlenmiştim, bu sebeple daha hızlı git-gel yapmaya başladım. Çıkan sesler olayın kendisinden daha tahrik ediciydi.
‌Bir süre buna devam ettikten sonra kafasını sikime bastırdım ve sonunda başardım, boşalıyordum. Kafasını geriye çekmesini beklemiştim ama Serpil abla inatla boşalmamı bekliyordu. Uzunca bir süre boşaldım ve ağzından yavaşça sikimi çıkardım. Boğazına akıtmama rağmen ağzı da dolmuştu. Gözlerinden yaşlar akmış, saçları daha da dağılmıştı. Bir anlık kendini kaybetmemle annem yerine koyduğum kadını boğarcasına ağzından sikmiştim. Ama Serpil ablanın suratında mutlu bir ifade vardı. Kendime gelince “Çok teşekkür ederim, buna gerçekten ihtiyacım vardı” diyip sarıldım. Ellerini sırtıma atmış, yanağımdan öpmeye başlamıştı. Yüzünde memnun bir ifade vardı. Bunu görünce gülümsedim ve sıkıca sarıldım.

‌Sonrasında ayağa kalktı ve banyoya doğru yürümeye başladı. İçimde borçluluk hissi vardı. Onca zamanın ve şimdinin borcu. Sikim boşalmanın etkisiyle biraz sönmüştü, yanımda duran boxerımla üzerini silip banyoya ilerlemeye başladım.
Tişörtünü çıkarmış, sütyeniyle kalmıştı Serpil abla. Yüzünü yıkıyordu. Arkasından kendimi belli etmeyerek yanaştım ve sarıldım. İrkilerek
S: Ay oğlum korkuttun beni. Tişörtüm sırılsıklam olmuş. Ben eve gidip duş alayım da yemek yiyelim, annenin ne zaman geleceği belli olmaz.
B: Burda alsana Serpil abla. Annemin kıyafetleri sana olmaz ama ben verebilirim benimkilerden.
S: Gerek var mı oğlum, iki adım yerde evim. Hem gelirim hemen.
Biz bunları konuşurken sikim bacağından etkilenmiş, kalkmaya başlamıştı, baskı yapıyordu Serpil ablaya. Sessizlik içinde bekliyorduk. Suyu kapattı ve arkasına dönmeye çalıştı ki, diz çöktüm ve dönmesini engelledim. “Sıra bende” diyip pijamasını sıyırmaya başladım.
Bir eliyle ağzını kapatmıştı, isteksizce başımdan ittirmeye çalışıyordu ama hiç konuşmuyordu. Pijamasını tamamen indirdiğimde nemli iç çamaşırındaki kokuyu içime çektim. Siyah armut bir külot vardı altında, göt yanaklarının arasında kaybolmuş kumaşı elimle dışarıya çektim ve tekrar bıraktım. Kumaşın gerginliğiyle kalçalarına çarpmıştı. ‘Şap’ sesiyle birlikte götünün titremesini izlemek beni olduğumdan daha da azdırmıştı. Dışarıya çıkan kumaşı ağzıma aldım ve canını acıtmadan kalçalarını dişlemeye başladım. Ağzımda kumaş kalçalarını ısırmak kendimi köpek gibi hissetmeme neden olmuştu, azgın bir köpek gibi. Ağzımla çamaşırını indirdim ve kıllı amıyla göz göze geldim.
İttirmek için kullandığı elini artık amını kapatmak için kullanıyordu Serpil abla. Bir eli hâlâ ağzında, lavabo ile benim aramda sıkışmış bir şekilde duruyordu. Altında sadece sütyeni kalmış, ayaklarına da çıkardığım pijaması ve külodu düşmüştü. Kalın basenlerini koklayarak içime çektim. Yeni duş almışlığın ve terlemişliğin kokusu vardı. Ayaklarından külodunu ve pijamasını kurtardım. Ayağa kalktım ve bacaklarından tutup kaldırdım. Bunu beklemiyordu, amını sakladığı elini enseme attı ve düşmemeye çalıştı. Küvetin içine yüzüstü bıraktım ve suyu açtım.
Sessizce ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu. Elleri küvetin mermerlerinde, kafası bana dönük şekilde duruyordu. Üzerindeki sütyen hareketlerimizden ötürü gevşemiş, kurtarılmayı bekliyordu. Kopçasına dokunduğum gibi açıldı. Kopçalarını omzundan kurtardığımda bir eliyle memelerini kapatmaya çalıştı. Durumun saçmalığı bir an gülmeme neden olmuştu. Domalmış bir şekilde, oğlum dediği çıplak oğlan karşısında çıplaktı ama refleks olarak memelerini kapatıyordu. Güldüğümü görünce utandı ve kafasını önüne çevirdi. Bakire gibi hareketler sergilemesi beni daha da azdırıyordu. Bacağından bir ısırık aldım ve “Şimdi seni yıkama vakti” diyerek kendime çevirdim götünü.
Bu cüsseye göre küçük kalan bir deliği vardı Serpil ablanın. Bir elimle sikimin ucundaki precum’ımı (Türkçe karşılığı tam olarak var mı bilmiyorum ama boşalma öncesi sikin ucundaki renksiz yapışkan sıvı) parmağımla alıp göt deliğine sürdüm. Elimle ovalamaya başladım. Titremeye başladığını hissedebiliyordum. Pozisyondan ötürü mü yoksa aldığı zevkten ötürü mü, bilmiyordum. Kollarından tutup önüne döndürdüm. Ulaşabilmek için ayağa kaldırıp küvetin içerisindeki oturma yerine oturttum.
Artık amıyla göz gözeydim. Kıl içinde olmasına rağmen vücudunda kıla dair iz bile yoktu. Kafamı kaldırıp “Burayı da temizlemek lazım” dedim. “Tayfun abin için yapmıştım ama görmeden gitti” diyince gözleri dolmuştu. “Biz de benim için olmasını sağlarız” diyip kıllarını dişlemeye başladım. Arada asılıyor ufak bir acı hissetmesini sağlıyordum. Bir elini yine ağzına götürdü ama bu sefer diğer eliyle kafamı bastırıyordu. Artık kendini salmıştı Serpil abla. Bacaklarını genişçe açmış, merakla ne yapacağımı izlerken arkasına yaslanıyordu. Uysal bir evcil hayvan gibiydi, arada ufak sesler çıkıyor ve yaptığım her hareketi emir derecesinde kabulleniyordu. Sağ elimle daha önce izin vermediği memesini kavradım. Büyüklüğünden ötürü sarkmış, büyükçe meme uçlarıyla birlikte tropikal birer meyve gibi gözüküyordu. Ucunu hafifçe sıkmamla birlikte gözlerini kısmış, zevk ile acının karışımı bir duygu içerisindeydi. Kıllarını dişlemeyi bırakıp ana yemeğe geçme kararı aldım. Kafamı geri çekip boşta kalan elimle amı dudaklarına parmak uçlarımla dokunmaya başlamıştım. Hissettiği gibi gözlerini sonuna kadar açmış, yalvarır gözlerle bana bakmaya başlamıştı. Ayağa kalktım ve boşta kalan meme ucunu yalamaya ve dişlemeye başladım. Kafasını tekrar geriye attı ve derince ama kısık bir sesle ahladı. Am dudaklarıyla oynamayı bırakıp orta parmağımı içine sokmaya başladım.
Şimdi bir elim meme ucunu sıkarken diğer elim amını parmaklıyordu. Dilimle memesini yalamayı bırakıp yavaşça yukarı çıkmaya başladım. Nefes alış-verişi yukarı çıktıkça hızlanmaya başladı. Kalınca bir boynu vardı Serpil ablanın. Maskülen gözükmesine rağmen kadınsı yanı da bir o kadar fazlaydı. Boynuna dil atıp yalamaya başladım. Bir eliyle amında olan elimi, diğer eliyle de ensemi kavramıştı. Boynundaki işimi bitirdikten sonra yavaşça yükseldim ve alt dudağını yavaşça ısırdım.
Isırmaya devam ettim, tepki vermeden bekliyordu. Ağzıma hafif bir kan tadı geldiğinde geri çekildim. Kanatmıştım. Bu görüntüden de yeterince tahrik olduktan sonra kanayan yerden emmeye başladım. Başlarda tepki vermeyen Serpil abla iki elini de boynuma atıp dudağımı vakumlarcasına emmeye başladı.
Kendimizi kaybedercesine öpüşmeye başladık. Ellerimi büyükçe olan kalçalarına atıp sikimi amına sürtmeye başladım. Elleri boynumda, her sikimi hissedişinde daha fazla ses çıkarıyordu. Dillerimiz ağızlarımızın kesiştiği yerde kavga edercesine buluşuyordu. Birden öpüşmeyi bıraktı ve duyduğum en tahrik edici sesle “Lütfen sok artık”
Bunu söylerken yalvarmıştı. Sokmamak oldukça zordu, devamının gelmesini istediğim için isteğini yerine getirmedim. Yavaşça ileriye itip tekrar yerine oturttum. Vücudunda yavaşça gezinmeye başladım. Boyun, göğüsler, karın derken tekrardan kıllı amıyla yüz yüze geldim.
“Önce bunu benim olarak işaretlemem gerekiyor” dedim ve küvetten çıktım. Arkamdan kahrolmuş bir bakış attı. Ne yapacağımı anlamaya çalışıyordu. Lavabonun dolaplarını karıştırdım, bir jilet ve tıraş kremi alıp küvete tekrar döndüm.
Kıllarını son kez ısırarak çekmeye başladım. Ellerimi suda yıkayıp elime tıraş kremini yedirmeye başladım. Tıraş kremli ellerimle amının dışını ovdum ve jileti elime aldım.
Çocuğumla ilgileniyormuşcasına ince işçilik sergiliyordum. Arada amına parmağımın birini sokuyor, bir süre git-gel yapıp Serpil ablayı çileden çıkarıyordum. Kestiğim yerlerden düşen kılları elimle süpürüyor, kalan çıplak kısmı suyla temizliyordum. En sonunda bitirmiştim.
Artık ikimizin de dayanacak gücü kalmamıştı. Bir hışımla ayağa kalktım ve kollarından kaldırdım. Çenesinden tutup bir buse kondurdum ve aniden arkasını döndürdüm. Kalın basenlerini ellerimle yarıp son kez parmaklamaya başladım. Birinci parmak – ikinci parmak derken daracık olan ilgi görmemiş amını aralamaya başlamıştım. Sikim bu kadar olaya tanıklık etmek zorunda kalmış, kendi köşesinde kafayı yiyordu. Serpil ablanın amından çıkardığım elimle sikimin başını okşadım ve birden amına soktum.
Şu ana kadarki en derin ohlamayı çekmişti Serpil abla. O kadar derinlemesineydi ki, bu sefer ben elimle kapatmıştım ağzını. Bacakları titremişti hissettiği gibi. “Çok büyük” diyebildi yalnızca. Sol bacağını kaldırıp hareket etmeye başladım.
Tempomu yavaş ayarlamak istemiştim ama o kadar çok uyarıldım ki, dayanamadım ve birden hızlanmaya başladım. “Yavaş, yavaş, lütfen yavaş” sesleriyle kendimi kontrol etmeyi başardım ve “Oğlum yavaş, ben en son ne zaman yarak yedim biliyor musun, hem böylesini hep yiyormuşum gibi, yavaş yap biraz” uyarısı yedim. Boynuna ufak bir özür öpücüğü bırakıp tempomu ayarlamaya çalıştım.
Geniş kalçalarının şaklaması banyomuzu dolduruyordu. Her ittirişimde Ağır göğüsleri bedeninden ayrılıyor, geri çekilmemle birlikte tekrar eski yerlerine dönüyorlardı. Bacağını tutmak zorlaşmaya başlamıştı, bacağını indirdim ve ellerimi göğüsleriyle kavuşturdum.
Daha fazla uyarılan Serpil abla daha fazla ses çıkarmaya ve kendi hareket etmeye başlamıştı. Şimdi ikimiz de ritim tutturmuş, daha fazla ‘şak’ sesi çıkmasına neden oluyorduk. Bir süre de bu pozisyonda kaldıktan sonra aklıma bir fikir geldi.
Sikim içindeyken bacaklarından yarım yamalak tutup ikizimizin birden dönmesini sağladım ve bütün olay boyunca oturduğu yere oturup butun sorumluluğu ona bıraktım.
Birden durmuştu. Utanmış olsa gerek ki yüzüme bakmadan yavaşça hızlanmaya başlamıştı. Ellerimi kalçalarına attım ve avuçlamaya başladım. Yoğun bir titremeye neden oluyorlardı. İzlemesi çok keyifli olan kalçalardan birine dayanamadım ve bir tane patlattım. Yoğun bir ses yankılanmıştı. Bunu yapmayı beklemiyordum, ne kadar şuanki durum tabuları ortadan kaldırsa da, konumlarımızı düşünmeme neden oldu. Tam bu duygu seline kapılmama ramak kalmıştı ki, şaplakla birlikte Serpil abla daha da hızlanmaya başladı. Bu onu daha da azdırmıştı.
Bir süre sonra yavaşladı ve durdum “B-Boşalıyorum” diyerek üzerimden kalkmaya çalıştı. Sendeledi ve kucağıma düştü. Penisim sırtına baskı yaparken boşalmaya başladı ama ne boşalma.
Boşalması bittikten sonra dizlerinin üzerinde duramadi ve su dolu küvete düştü. Ellerimle düşüşünü yavaşlamaya çalışırken sikim yüzüne vurmuştu. “Özür dilerim oğlum, ben dayanamadım.” dedi. Sonrasında elleriyle sikime sarılıp “Neyse bunun suçlusu benim, seni de halledelim” diyerek ileri geri yapmaya başladı. İşe yaramadığını görünce tekrar ağzına aldı. Dağılmış saçlarını at kuyruğu yapar gibi topladım ve sakso çektirmeye başladım.
Bir süre de buna devam ettik. Herhangi bir gelişme yok gibiydi ama çok zevk alıyordum. Serpil abla birden durdu ve “Böyle olmayacak” diyip memelerini toplamaya başladı. Ne geleceğini anlayan ben zevkle bu anı izlemeye başladım.
Memelerinin büyüklüğü sikimin sadece başının görülmesine neden oluyordu. Serpil abla memeleriyle uygun bir pozisyon almaya çalışırken gözüme inanılmaz seksi gelmişti. Eğilip dudağına bir öpücük kondurdum. İkramiye almış gibi sevindi ve memeleriyle sıkıştırdığı sikimle hareket etmeye başladı. Suratında emin bir ifade vardı. İleri geri giderken diliyle başına dokunuyor ve daha çok uyarılmama neden oluyordu. Bir süre sonra dayanamadım ve boşalmaya başladım. Ağzı, çenesi, memeleri.. Her yeri spermlerimle kaplanmıştı. Eliyle çenesinden biraz aldı ve ağzına götürdü. Bu görüntü bile sikimi tekrar ayaklandırmaya yeterdi.
Temizlendik ve banyodan çıktık. Tek bir havluyla beraber kurulandık. Banyodaki çamaşırlarını topladı ve bir öpücük kondurup evden çıktı.
Bu olayların üzerinden bir saat kadar geçti ki annem eve geldi. Geldiğinde sarıldık ve “Sana bir şey olmuş, ne olmuşsa çok iyi olmuş. Seni kötü görmeye dayanamıyordum oğlum” dedi annem. “Üzerimdeki yorgunluğu atmam gerekiyor, ben banyodayım” diyip banyoya giderken soyunmaya başlamıştı bile.
Annem banyodayken Serpil abla gelmişti. Yemek hazırlamış, bize getirmişti. Mutfağa gidip getirdiği yemekleri bıraktığı gibi dönüp öpmeye başladı. Karşılık verdim ama çok uzun sürmedi. Banyo kapısı açılmıştı. Kısık sesle: “Bugün için teşekkür ederim oğlum.”

Annemle Komşum Arasında – 4

Durumun etkisinden pek fazla uyuyamadım. Annem kedi tıslamasına benzer bir sesle uyuyordu. Saçları yüzünü kapamış, kolumu göğüslerinin arasına koyup sıkıca sarılmıştı. Saçlarını kenara attım, yüzünde huzur ifadesi vardı. Yanağına bir öpücük kondurup uyandırmamaya çalışarak yataktan ayrıldım.
Bacak aramda hafif bir zonklama ile balkona çıktım. Açık havaya ihtiyacım vardı. Balkon kapısını açtığım gibi içeriye sigara kokusu doldu. Yan komşumuz Serpil abla, elinde slim bir sigara dışarıyı izleyerek tüttürüyordu. Üzerinde tül bir gecelik, içindeki büyük kalıp sütyeni saklayamıyordu. Balkon duvarının yüksekliğinden sadece külotunun varlığını görebiliyordum.
B: Uyku tutmadı herhalde abla?
Birden irkildi ve bana döndü.
S: Ay oğlum korkuttun. Seni de tutmamış gibi, hayırdır bu saatte?
B: Sıcak ya. Bana da versene bi dal.
S: Kızmasın annen, sevmez seni bak.
diyip bir dal uzattı. Elindeki çakmağa uzandım ağzımda sigarayla. Altımda bir şey olmadığını unutmuştum. Eğilince bir kısmını görmüş olsa ki:
S: Sizin evde don kalmadı herhalde hiç.
Bunu söylerken imalı imalı gülmüştü. Uzunca bir nefes çektim.
B: E rahat oluyor ama.
S: Sıkıntıya gelemiyor gibi duruyor zaten.
B: Anlamadım abla, neyden bahsediyorsun.
Gözleriyle sikimi işaret ediyordu. Bir anlık salaklığımla anlamamıştım. Elimin birini enseme götürüp utandığımı belli etmeye çalışmıştım. Sigaram bitince müsaade istedim ve ayrıldım.
Ertesi sabah uyandığımda annem bir bacağını üzerime atmış, sikimi zorluyordu. Bacağını biraz kaldırıp sikimi düzelttim. Artık bacak arasında erkekliğim kendini gösteriyordu. Derken annem uyanmaya başladı, gözlerimi kapatıp ne yapacağını görmek istedim. Bacağının üzerindeki sikimi eliyle hafifçe kaldırıp üzerimden yavaşça kalktı. Gözlerim kapalı olduğu için yüzünü göremiyordum, yataktan doğruldu ve bir öpücük kondurup yataktan ayrıldı. Göz kapağımın birini hafifçe araladım. İnce bir gecelik geçirip odadan çıktı annem.
Bir süre sonra uyuyakalmışım, annemin sesiyle gözlerimi açtım.
A: Ohoo Üsküdar’da sabah oldu, kahvaltı hazır. Makineyi de çalıştırdım, artık giyebilirsin istediğin kıyafetini.
Bunu söyledikten sonra üzerimdeki ince pikeyi çekiştirerek kaldırdı. Sönük ama yapılı sikime takıldı gözü. Ayağa kalkıp
B: Teşekkürler anne. Sana da günaydın.
diyip bir öpücük kondurdum yanağına. Odama doğru yönelecekken çıplak kıçıma patlattı bir tane. Aniden arkama döndüm, yüzyüze geldik. İntikam almak istercesine gözlerine baktım, suratında zafer gülümsemesi vardı. Kıçımı tutup odama geçtim.
Çıplak gezinmeye alışmıştım sanki ama dikkatlerin üzerimde olmasını sağlıyordu, bizim ailemiz için normal bir durum bile olsa. Boxer ve tişört giyip çıktım odadan.
A: Aaa, alışmıştık ama. Sonunda gelebildin, otur bakalım.
Güzel bir kahvaltı hazırlamıştı annem. Hemen saldırdım. Bana bakan bir çift göz hissettim, kafamı kaldırdım. Saçlarını örmüş, ince tül geceliğinden sütyensiz memeleri gözüken tatlı mı tatlı iki çift göz.
B: Yanlış bir şey mi yaptım?
Bunu söylerken sesimde masum bir çocuğun tınısını hissettim.
A: Yaptığım şeye bakıyorum. Yemek yiyişe bak, kıtlıktan çıkmış gibi, ay yerim seni.
Elleri yüzündeydi. Yanaklarımı sıkıyor, yüzünde saçma ifadelerle birlikte değişik sevimli sesler çıkarıyordu. Elimdeki çatalı ve ekmeği bırakıp ayağa kalktım. Ben de onunla uğraşmaya başladım. Ellerimi küçük burnuna götürdüm ve canını acıtmayacak şekilde sıkmaya başladım. Yüzüne çocukça bir ifade büründü ve birden oturduğu sandalyenin üstüne çıktı.
A: Görürsün sen.
Bunu söylerken çoktan üstüme atlamıştı bile. Yemek masasını bırakmış, ayakta güreşmeye başlamıştık. Geceliğinin önü açılıyor, çıplak göğüslerini tişörtümde hissedebiliyordum. Ellerini boynuma atıp boynuma öpücükler atmaya başladı annem. Savaş anlamına geliyordu bu. Belinden gıdıklandığını bildiğim için ellerimi beline attım ve hafiften dokunmaya başladım. Ellerimi hissedince boynumu bırakıp yalvarmaya başladı.
A: Ay Buğra tamam kaybettim, özür dilerim yapma ahahhaa.
Elleri hâlâ boynumdaydı ama gıdıklamanın etkisiyle kafasını geriye atıyordu. Bu kadar etkileşimin sonunda sikimin kalktığını hissettim. Yalvarışlarının da artmasıyla yavaşça sandalyeye indirdim. Karşısında ereksiyonumla durunca bunu farketti, bakışlarını dikmişti yine ama bununla alakalı bir şey söylemeden:
A: Boy farkından kaybediyorum yoksa ben seni harcardım.
Bunu söylediğinde gülümsemiştim, burnuna öpücük kondurup sandalyeye tekrar oturdum.
Kahvaltımızı yapmıştık. Bulaşıkları yıkamayı teklif ettiğimde kızmış, odama yollamıştı beni.
Geldiğimden beri sevgilime yazamamıştım, ona mesaj atmaya karar verdim. Mesajı attığım gibi çevrimiçi olmuştu. Hande: H
H: Neden yazmıyorsun bunca zamandır?
B: Eve geldim ya aşkım.
H: Eve gelince yazmayı bırakacak mısın yani?
B: Hayır aşkım, annemi özlemişim onunla vakit geçirdim. Ayrıca iki gün yazmayınca ne bu tavırlar, çocuk musun?
Bu mesajı attığım gibi çevrimdışı olmuştu. Tadımı kaçırmıştı. Beklentiye girmesini anlayabiliyordum ama bu denli olması fazla çocukçaydı. Durumu düşünmemek için bilgisayar başına oturdum.
Bir süre oyun oynadıktan sonra elim bacak arama gitti. İki gündür işkence çekiyordu, artık rahatlamaya ihtiyacı vardı. Üzerimdeki her şeyi çıkarıp klavyeye o altın kelimeyi yazdım: “Porno”
Kategoriler arasında dolaşırken elim MILF’e gitti. İçimde inanılmaz bir istek oluşmuştu. Normalde amatör şeyler izlemeyi severken nedense kendimden yaşça büyük birilerinin yaptığı bir şeyleri izlemek istiyordum. Birkaç sayfa dolaşıp birkaç porno açtıktan sonra losyonumu alıp başladım mastürbasyon yapmaya.
Bir süre denememe rağmen boşalamamıştım. Kafamda bir yerde sevgilimin aptal tribini düşünüyordum. Elimde semsert sikim, yüzümde ruhsuz bir yüz ifadesiyle asılmaya devam ettim. Birden kapı açıldı.
Annem içeriye dalmıştı yine. Evde özel hayatımız çok fazla olmadığı için kapı tıklama alışkanlığı yoktu pek annemin. Elim sikimde meraklı gözlerle anneme baktım. Anlık refleks olarak önümü kapatsam da bir gerginlik hissetmiyordum. Soru sorarcasına baktım.
A: Ay özür dilerim, Tayfun abin gelmiş de Serpil ablan akşama yemeğe çağırıyor. Onu haber vereyim dedim.
B: Tamamdır anne.
A: Oğlum bir şey konuşabilir miyiz?
B: Tabi anne, ne oldu?
Böyle diyince içim birden daralmıştı, acaba sabahki davranışımı mı farketmişti.
A: Oğlum bak, bir sürece giriyoruz. Ne kadar devam edeceği belli değil. Gençsin ve ihtiyaçların var. Bunları gidermen gayet normal. Biliyorsun çocukluğundan beri seni hiç kısıtlamadım ve kısıtlamayacağım. O yüzden artık böyle durumlarda kendini mahcup hissetme. Sen benim için çok değerlisin. Bu evde istediğin zaman istediğin gibi yaşayabilirsin.
Bunları söylerken kaçamak bakışlar atıyordu bacak arama.
B: Teşekkür ederim anne. Her zaman benim için çok anlayışlı oldun, sana sahip olduğum için çok şanslıyım.
Bunları söyleyince gözleri hafif dolmuştu. Aslında her zaman söylüyordum ama bu aralar çok duygusallaşıyordu. Birden gelip sarıldı. Aramızdaki sikimi saymazsak çok duygusal bir andı aslında. Bir süre bu pozisyonda kaldıktan sonra,
A: Hadi duşa girip giyin de Serpil ablanlara gidelim.
O günün akşamında Serpil ablalara gitmiştik. Tayfun abi beni görünce sıkı sıkı sarılmış, bir isteğim olup olmadığını sormuştu her zamanki gibi.
O akşam genel hatlarıyla pek bir şey olmadı, önemli diyebileceğim tek şey korona dönemiyle birlikte ihracat işlerinin sıkıntıya düşebileceğiydi. Bu durumla birlikte Tayfun abinin bağlı olduğu şirket onu uzun süreli olarak Avrupa’ya çağırmış ve Tayfun abi vedaya gelmişti aslında. Bütün yemek boyunca Serpil ablanın suratı asıktı. “Ama bak Buğra ve Arzu var burada, hem bu son olacak aşkım” diyerek rahatlatmaya çalışıyordu ama nafile.
Günler geçip gidiyordu. Annemle her sabah kahvaltı yapıyor, sonrasında odama geçiyordum. Arada Serpil abla geliyor ve birlikte çay saati yapıyorduk. Akşamları bazen odamda bazense annemle birlikte film izliyorduk.
Sevgilimle son olaydan sonra pek toparlayamamış, ayrılmıştık. Bu durum beni biraz kötü etkilemiş, odamdan pek çıkmaz olmuştum. Sık sık bilgisayar başında vakit öldürüyordum. Darlanıp asılmaya geçiyor, çoğu zaman boşalamıyordum ve ister istemez beni daha da sinirlendiriyordu. Evde sürekli ereksiyon halinde geziyordum.
Sokağa çıkma yasağıyla birlikte artık tamamen monotonlaşmış olan hayatım geceleri tek başıma uyumama engel oluyordu. Bu yüzden artık sadece annemle uyur oldum. Benim girdiğim bu durumu anlıyor ve sürekli soruyordu. Bir şey olmadığını söyleyip durumu geçiştiriyordum genelde.
Aradan günler geçti. Saç sakal birbirine girmiş, yatağımda yatıyordum. Annem odaya girip
A: Oğlum benim dükkana gitmem gerekiyor. Pandemiden önce bir şeyler sipariş etmiştim yurtdışından onlar gelmiş. Bir şey olursa ararsın ya da Serpil ablana geçersin, olur mu?
Kafamı onaylarcasina salladım. Yanıma gelip alnıma öpücük kondurup evden çıktı.
Üzerimdeki her şeyi çıkarıp bilgisayarın başına geçtim. Evet, yine o altın kelimeyi yazdım ve elime losyondan biraz alıp asılmaya başladım.
Bir süre geçtikten sonra sol tarafımda bir karartı hissettim. Elim sikimde, kafamda kulaklık kafamı çevirdim ve Serpil abla kapıdaydı.

Annemle Komşum Arasında – 3

Sıkıca sarılmıştı çıplak bedenime. Üzerinde ince tül bir babydoll vardı. Sarılınca içinde sütyen olmadığı anladığım meme uçlarını hissettim. Boynundan öptüm, “İyi geceler anne” diyip kapadım gözlerimi.
Sabah uyandığımda annem yatakta değildi, sabah odunumla yalnız kalmıştım annemin yatağında.
Küçük bir evimiz vardı, 2 kişilik bir aile olduğumuzdan ev bize yeterliydi. Doğruldum yataktan, üzerime tişörtümü geçirip annemi aramaya koyuldum.
Banyodan su sesleri geliyordu. Yüzümü yıkama niyetiyle kapıyı açtığımda annemin küvette uzandığını gördüm. “Günaydın prenses” dedi tatlı sesiyle. Su seviyesi tam göğüs uçlarını kapatır seviyedeydi. Bir süre bakakaldım, annem bunu farketmiş olacak ki “Ay görmediğin şey mi” diyip şuh bir kahkaha attı. Yüzümü yıkayıp elimle önümdeki ereksiyonumu düzeltip “Sana da günaydın prenses” diyip çıktım banyodan.
Keyifli bir kahvaltıdan sonra odama geçtim. İki gündür yerli yersiz olan ereksiyonumla ilgilenme vaktim gelmişti. Bilgisayarımın başına geçtim ve o altın harflerle arama kısmına ‘porno’ yazdım. Tüm hazırlıklara başladıktan sonra asıl eyleme geçtim. Derken birden kapı açıldı.
Taktığım kulaklıktan ötürü annemin çaldığı kapıyı duymamış, yakalanmıştım. Annem elinde çamaşır sepetiyle “P-pardon rahatsız ediyorum, dün getirdiğin çamaşırları yıkamam lazım.” diyip eşyalarımı kurcalamaya başlamıştı. Annemin umursamayışı ile toparlarlanma refleksi göstermesem de ellerimle sikimi kapatma ihtiyacı duydum. “Kaç defa söyleyeceğim, utanacak bir şey yok orada, a-aa” şeklinde sitem etmişti annem. Bu söylediklerinden sonra çektim elimi ve izlemeye koyuldum. Ama aklımda ekrandaki pornodan çok annem vardı. Sinsice kafamı çevirdim ve incelemeye başladım. Üstüne lacivert bir bralet takmış, altındaysa yırtmaçlı penye bir şort vardı. Saçlarını gelişigüzel bağlamış, hafif terli vücudu ile beyaz teni ışıl ışıl parlıyordu. Sakince valizimin fermuarını açarken izlendiğini anladı ve arkasını döndü. Elim sikimde annemi izlerken yakalanmıştım ama herhangi bir tepki vermedim. Sıkıca tutuyordum sadece. Gülümsemişti.
Ama gülümsemesinde bir art niyet yoktu. Merhametle bakan bir anneydi o an. Boxerımı altıma geçirecektim ki “O kirli şeyi giyecek misin, yıkanması lazım; ver bakayım şunu” diyip çekiştirip aldı elimden. Sikim meydanda kalmıştım öylece. Annem:
-Yıkanana kadar idare et, hem rahatsız olan kimse de yok.
diyip eşyalarımı toplamaya devam etti. Laptopun ekranını indirip sırt çantama elimi uzattım. Amacım anneme yardım edip odayı terk etmesini sağlamaktı. Uzanırken bir anlık sendeledim ve arkasına düşmüş oldum.
Sertliğim annemin bacağına değmişti. Herhangi bir rahatsızlık belirtisi göstermemişti. Hızlıca toparlanıp özür diledim ve çantayı boşaltmaya koyuldum.
Günün devamında çıplak bir şekilde evde idim. Yemek yerken, bilgisayar başındayken, odamı toparlarken. Bu süre zarfında annem odama giriyor, çıkıyor, benimle sürekli etkileşime giriyordu. Hâliyle çoğunlukla ereksiyon hâlde olan sikimle de öyle.
Bulunduğumuz şehirden kaynaklı havalar bahar aylarında bile bunaltıcı olmaya başlıyordu. Anneme seslenip duşa gireceğimi söyledim ve havlumu alıp banyoya girdim.
Aynaya geçip kendime baktım. Bir süredir tıraş olmuyordum, elime bir jilet alıp işe koyuldum. Bugün dışarıda çokça kez kendini sergileyen penisime de ufak bir budama işlemi çektikten sonra suyun altına girdim. Bir süre oyalandıktan sonra durulanıp havlumu aldım. Vücudumu kurulamaya başladım. Etrafıma saracaktım ki, evde bunun çok da gerekli olmadığını hatırladım. Saçlarımı kurumlar gibi yapıp çıplak bir şekilde çıktım.
Odama girmeden anneme bakma amacıyla salona yöneldim. Girdiğimde pek beklemediğim bir manzara beni karşıladı. Ben duştayken Serpil abla gelmiş, annemle birlikte bir şeyler içiyorlardı. O anki mahcubiyetten midir bilmem, ayaklandı yine sikim. “A, şey,ıı” derken Serpil abla “Yiğidin malı meydanda olur tabi, gel otur oğlum, laflıyorduk biz de” diyip gözlerini bacak arama dikti. Annem de gülmüştü bu duruma. Havluyu sarınıp yanlarına oturdum. [ Serpil abla: (S) Annem: (A) Ben: (B) ]
S: Aa ne güzel manzaramız vardı, ne diye kapatıyorsun ki şimdi?
A: Bu üniversiteye gitti gideli değişti iyice, utanıyor herhalde bizden.
S: Ayol görmediğimiz şey mi, az önce gözümüze sokuyordun hem ahahaha.
B: Öyle diyorsanız.
Diyip attım havluyu kenara. İki kadının karşısında çırılçıplak oturuyordum. Kaçamak bakışlar atıyordu Serpil abla. “E kız tabi muhafazakâr olur oğlum, sende de mal var yani” diyip dikkat çekmişti sikime. Sanki sahibi ben değilmişim gibi şaşırmıştım. Kendime hep normal gelmişti sikim. Övgü alınca beklemediğim bir şekilde utandım. Annem bu hâlimi görünce sıkıca sarılıp öpmeye başladı. Sol dirseği sikime baskı yapıyor, dudakları sürekli yüzümün farklı köşelerine öpücükler konduruyordu. Boşalmaya yakın olduğumu hissettim ve hafif toparlandım ve ikisini başbaşa bırakıp odama geçtim. Rahatlamak için bilgisayarın başına geçtim.
Saati farketmemiştim, hava kararmış ve etraf sessizleşmişti. Annem seslendi:
A: Buğra, gelmeyecek misin?
B: Noldu anne?
A: Geç oldu, uyumayacak mısın?
B: Uyuyacağım da, neden gelmemi istedin anlamadım.
A: E hani beraber uyuyacaktık?
Bilgisayar koltuğundan kalkıp banyoya dişlerimi fırçalamaya gittim. Sönük ama varlığını unutturmayan sikim bacak aramdan aşağıya sarkıyordu. Kurutucuya baktım, içi benim çamaşırlarımla doluydu. Elimi sokup bir tane alacaktım ki, makineyi çalıştırmamıştı annem. Mecbur yine çıplak bir şekilde çıkacaktım karşısına.
B: Makineyi çalıştırmayı unutmuşsun anne.
A: Serpil ablan gelince aklımdan çıkmış canım ya.
B: Altıma giyeceğim rahat bir şey yok hiç, bugünlük odamda yatabilirim.
A: Ay hâlâ aynı mesele mi, oğlumsun sen benim, gel bakayım şöyle yamacıma.
Dünkü gibi açmış kollarını beni bekliyordu. Bugün altında varlığı dikkat çeken ince bir string ve üzerinde benim olması muhtemel genişçe bir tişört vardı üzerinde. Atladım yatağa ve sarıldım.
Üzerindeki tişörtün uzunluğundan sikim tişörte Garipçe bir kumaşı vardı. Durumdan rahatsız oldum, tahriş edici bir his bırakıyordu.
A: Noldu rahatsız olduğun bir şey mi var?
B: Anne şey, penisim tişörte sürtüyor ve canımı acıtıyor.
A: Ay kıyamam oğluşuma ben.
Diyip bir hışımla çıkardı tişörtü. İçerisinde beni bekleyen bir çift meme vardı. Öne çıkan özelliği olmasa da son derece şekillilerdi. Yıllarca kendine bakmış formunu genç bir kız gibi korumuştu annem. Şimdi de karşımda duruyordu. E tabi etkilenmemek pek de mümkün değildi.
A: Yine hareketlendi seninki. Anlaşılan sana çocuk gözüyle bakmak zorlaşacak.
B: Sabah çocuğumsun diyip duruyordun.
Annem birden atağa geçip üstüme çıktı bunu duyunca. Gıdıklamaya çalışıyordu. Boyun bölgem dışında pek huylanmam, bunu çok iyi bilir. Birden boynumu öpmeye yalamaya başladı. Ben de doğal olarak çırpınmaya başladım. Ama ince string üzerinden sikime baskı yapıyordu annemin amı. Farkında mıydı bilmem ama sikim bunun gayet de farkındaydı. Patlamak üzereydi. Bu duruma göz yummak istemedim ve üzerimden fırlatıp arkasına sarıldım. Sakinleşmeye çalıştım “İyi geceler anne.” diyip çıplak sırtından öptüm

Annemle Komşum Arasında – 2

Pandemi döneminin başlamasıyla hayat düzenimiz değişmişti. Annem dükkanını kapatmak zorunda kalmış, ben ise okuduğum okulu yarım bırakmıştım. Üniversiteyle birlikte ilk kez bu kadar uzak kalmıştık annemle.
Eve geldiğim gibi yoğun bir sevgiyle karşılandım. Kapıyı kapatamadan yoğun ve fazlaca ıslak öpücüklere maruz kalmıştım. Şikayetçi de değildim. Sesimize, karşı kapı komşumuz Serpil abla bizi duymuş kapıyı açmıştı bile. “Sonunda gelebildi mi seninki Arzucum, yanında sen çocuğu gibi kalsan da”
Serpil abla 50 yaşlarında normal bir anadolu kadınıydı aslında. Kocasıyla evlendikten sonra bulunduğumuz şehre taşınmış, zamanla da buranın bir insanı olmuş. Konuşmasında ufak ezgiler farkedebilseniz de sahil beldesinde yaşamanın rahatlıklığıyla tabularından kurtulabilmiş bir kadın. Anneme göre daha uzun ve daha etli butlu birisiydi Serpil abla. Büyükçe göğüslere sahip ama buna rağmen ince bir bele sahipti. Kafasında; kafasını tamamen kapatmayan köy işi bir tülbent, altında göğüs uçlarını kapatmasına hiç de yardımcı olmayan bir tişört ile rahat bir ev eşofmanı.
Bu kadın, annem yalnız başına yaşarken ona kol kanat germiş, kendi ablasından daha çok ablalık yapmış birisi anlayacağınız. Benim de çocukluğumun teyze rolünün sahibi. Konuşmaya ilk başladığım zamanlarda abla diyerek teyzelikten çok ablalık rolü biçilmiş bile olsa evlerimiz arasındaki kapılar yokmuşcasına büyüdüm. Kocası Tayfun abi de uzun yol şoförü olunca bu iki kadın büyütmüştü beni.
“Ay bırak da biraz da ben tadını çıkarayım” diyerek şakayla karışık anneme kızar gibi yapmıştı. “Olmaz bu benim” diyerek küçük bir çocuk gibi hayıflanan annem dudaklarını bükerek “Benim dimi?” dedi çocukça.
Serpil ablanin dediği gibi de çocuğum gibi kalıyordu annem. 1.55 boylarındaydı canımın içi. Kollarından kaldırıp iyice sarıldım. Çektim kokusunu iyice. Hafif tatlı bir koku yayıyordu. Üzerinde ev hâlinin verdiği bir mayhoşluk vardı. Belli ki bir şeyler hazırlıyordu.
Kollarımdan indirip “Senin, senin” diyerek gülümsedim. Gözleri doldu, uzun süredir bu denli tatlı bakan gözler görmemiştim. Özlemiştim böyle bakılmasını.
Arkama dönmeme kalmadan arkamda iki çift göğüs hissettim. Serpil ablanın ufak bir hoşgeldin hediyesiydi sanki. “Ben de çok özledim seni oğlum.”
Kocası Tayfun abiyle çocuk sahibi olamamışlardı. Sanki onun yerine annem ile ben çocuklarıydım. Tayfun abi genelde buralarda olamasa bile her eve gelişinde bize de uğrar, benim isteklerimi sorardı. İyi, sessiz, babacan bir adamdı. Serpil abladan yaşça büyüktü. Sevgiden çok saygının olduğu imrenilesi bi ilişkileri vardı. “Artık gitmeyeceğim” der dururdu.
Arkama döndüm ve sıkıca sarıldım. “Beni kaldıramazsın tabi” diyerek hınzırca gülmüştü. O anın verdiği saçma bir hisle kalçalarından tutarak kaldırdım. “Ay bir yerini acıtacaksın oğlum” demişti ama vücudu öyle demiyordu. Sanki daha bir sokulmuştu. E tabi böyle olunca ereksiyon olmamak da pek mümkün değildi. Ten temasını ayıran birkaç parça kumaşı saymazsak birbirimizi çok net hissedebiliyorduk.
Uzun bir süre böyle kalmış olacağız ki annem “Beni bu kadar özlemedin herhalde” diyerek takılmıştı. Serpil ablayı indirdim, yanağına bir öpücük kondurup “Annem kızıyor bak, ben biraz da ona ilgi vereyim” dedim. Serpil ablanın suratında bitmesinden üzgün ama bir o kadar mutlu bir ifade vardı. “Ay paylaşamazmış da, al senin olsun bugünlük, yarın da benim olur ha ona göre” diyip göz kırpmıştı. Aklınca annemi kıskandırıyordu.
Kapıdaki küçük resitalimizden sonra kapılar kapandı ve annemle başbaşa kaldık. Dediğim gibi de mutfaktan güzel kokular geliyordu. “Ev hep böyle kokarsa yarın da senin olurum he” diyerek takıldım. Kıvırtarak şen bir kahkaha atmıştı. Kalçalarını zor kapatan paçavra bir şortla böylesine çekici nasıl görülebiliyordu, anlayamıyordum. Nereye gideceğimize yön veren annemi takip ediyordum. Etkisi altında kalmıştım resmen.
Getirdiğim valiz ve çantaları alıp “Ben bunları odana götüreyim, sen de duşa gir bi rahatla.” Bunu derken göz kırpmıştı. Bir anlam çıkarmalı mıydım, yoksa annemin genel hâlleri diyip geçse miydim derken önümdeki kabarıklığa bakarak banyoya girdim.
2 parça kıyafet vardı üzerimde çıkaracağım, suyu açtım ve kıyafetleri kirli sepetine attım derken annem daldı içeri birden. Çıplak ve ereksiyon hâldeyken annem içeri girince bir anlık gerginlikle önümü kapattım. Hınzırca bir gülüş atıp “Evin kurallarını unuttun herhalde, ben doğurdum onu. Hem saklamaktan utanacağın bir şey de yok orada.” diyip gülmüştü. Kelimelerimi toparlamama kalmadan “Havlunu odana bıraktım” diyip banyodan çıkmıştı.
Hayatımı düşünmüştüm bi an. Üniversitede öğrenci evinde kalmama rağmen annemin yanında daha rahattım. Öğrenci evinde olan kurallar, burada yoktu. Çoğu insanın bu rahatlığa sahip olamaması çoğu zaman beni düşündürdü.
Bunları düşünürken bacak aramda dikilmiş bir şekilde bekleyen penisimi inceledim. Üniversitede sevgilim olmasına rağmen hâlâ ‘bakirlik’ rütbesini geçememişti. Vücuduma kıyasla normal gözükse de ortalamanın üstünde bir büyüklüğe sahipti. Gerçi şuan böyle görünmesinin büyük bir sebebi Serpil ablamın göğüsleriydi ama..
Havluyu odama koyduğunu söylemişti annem. Banyodan çıplak ve ıslak bir şekilde çıktım. O utanma hissi pek de yoktu üzerimde artık. Annem çıktığımı gördü ve “Heh şöyle, rahat ol kuzum” diyip bacak arama baktı. “Kurulan da yemek yiyelim beraber” diyip mutfağa geçti.
Odama geçtiğimde hâlâ inmemiş olan penisime bir boxer geçirip üzerimi kuruladım. Oversize bir tişört giyip odadan çıktım.
Mutfaktan şahane kokular geliyordu. Yalnız kalmasının bir eseridir ki; mutfakta çok iyiydi. Çocukluğumdan bu yana hep sevdiğim yemekleri yapardı. Bunları düşünürken bir şeye uzanmaya çalıştığını gördüm ve hemen müdahale ettim. Belinden tutup kaldırdım ve almasını sağladım. İndirirken birden dönüp bir öpücük bıraktı yanağıma. “Sanki yıllardır yokmuşsun gibi, iyi mi oldu yoksa virüs falan” diyip kıkırdamaya başladı.
Sofraya oturup gündemden, okulumdan, onun işinden vs. konuştuk. Derken kapı çaldı.
Serpil abla dayanamamış, elinde bir tabak kapıda bekliyordu. “Tayfun yok yine, bana kadar var mı yemeğiniz” diyip içeri göz attı. Annem mutfaktan hafif tripli bir şekilde “Aşkolsun abla, senin ev benim ev mi var, gel hadi” diyince içeri buyur ettim.
Karşımda beni büyüten iki mükemmel kadın bana dolu gözlerle bakarken muhabbet ediyorduk. Serpil abla sürekli aşk hayatımı soruyor, cinsel şakalar yapıyordu. Annem için ‘bu durumdan rahatsızdı’ diyemem ama daha defansif takılarak “Ay ilk günden üstüne gitme çocuğumun” diyip kafamı göğsüne bastırıyordu sürekli. Ben ise durumdan memnun şekilde dinliyordum ikisini de. “Var bir sevgilim” diyince annemin gözleri büyüdü. Kıskançlık seziyordum. Anlattım birazcık.
Sevgilim bana göre daha muhafazakâr büyütülmüş, aile baskısından kaçabilmek için okuduğum şehri tercih etmiş. Ben annem ve çevremle olan ilişkimi anlattığımda her zaman şaşırır ve inanamazdı. “Ne yani, annen gelip senin yanında soyunuyor ve sen rahatsız olmuyor musun?” gibi sorular sorardı sürekli.
Sevgilimi ve onunla olan ilişkimi çok detaya girmeden anlatınca Serpil abla kıza sempati duymuştu. Ama annemin huzuru kaçmıştı. Dönüp ne olduğunu sorar gibi bakınca “Büyüdün, kocaman oldun” diyip yarı ağlamalı öpmeye başladı yine. “Her yerim sümük oldu, bak” diyip sululuk etmeye çalıştım ama nafile.
Sofradan kalkarken kıçıma sağlamından bir şaplak yedim. Serpil ablanın eliydi bu. “Ele oturuyor, iyi mal” diyip güldü. Yüzüme ekşi bir ifade takındım “Bi ara ben de sana mal-kontrol yaparım” dedim bilmişce. Serpil abla söylediğime gülerken birden irkildi ve ardından şap sesi gecikmedi. Canım annem intikamımı almıştı. “Bu da en iyisi” diyip yorumunu yapmıştı bile.
Gecenin geç saatlerine kadar oturduk. Serpil abla annemi eliyle gösterip “Yavaştan kalkayım ben, anneni de yatağına taşıyıver” diyip ayrıldı evden. Anneme baktığımda yüzünde bir huzur vardı, sevdiğini hissettirmesini biliyordu. Kucakladım ve odasına taşıdım. Tam üstüne bir pike örtecek iken uyandı ve “Beraber uyuyalım” diyip kollarını açtı. Reddetmenin bir seçenek olmadığı bu talebi kabul edip tişörtümü çıkarıp yattım yanına.

Annemle Komşum Arasında – 1

Arkadaşlar merhaba adım Buğra, 20 yaşındayım. Kendimden bahsetmem gerekirse 185 boylarında, ortalama bir vücuda sahibim. Annemle birlikte yaşıyorum. Annem Arzu 45 yaşında, beyaz tenli, kalın bacaklara ve keskin vücut hatlarına sahip. Annemin ailesi babamı istememişler ama annem babamla birlikte kaçmış. Annem bana hamile kaldığındaysa, babam annemi terketmiş. Ben doğduğumda bir başına annemin kucağındaymışım. Kendi başına bir şeyler başarmış, özgüveni yerinde bir kadındı annem. Yıllarca uğraşmış ve kendi dükkanını açabilmişti sonunda.

Annem her zaman bana çok düşkündü. Babamın terkedişinden sonra tamamen başbaşa kaldığımız için, artık dünyasının merkezinde bir tek ben vardım onun için. Annem genel olarak rahat bir kadın, hayat tarzı böyle. Bu rahatlık bana olan aşırı düşkünlüğüyle de birleşince aramızdaki ilişki her zaman normal anne-oğul ilişkisinin sınırlarının ötesindeydi. Misal kendimi bildim bileli annem beni hem yanağımdan hem dudağımdan öperdi, yaşım ilerledikçe de bu değişmedi, hala sık sık dudağımdan sulu sulu öper beni. Bunun dışında zaten giyim kuşam konusunda da dekolteli bluzlar, elbiseler, daracık pantolonlar, kısa etekler dışında birşey pek giymez. Tabi bunlar işe giderken yahut dışarı çıkarken. Evde çok daha rahattır, özellikle yazları hava sıcakken küçük bir şort üzerine bir sütyen veya kalçasını örtecek uzunlukta sütyen olmadan giydiği bir tişört ve altında da yalnızca külot olur çoğunlukla. Ben de bu şekilde sınırlar olmadan yetiştiğim için çoğunlukla yalnızca boxer giyerek dolaşırım evde. Kısacası evde yabancı biri olmadığında çıplak denebilecek şekilde yaşıyoruz.

Bu rahatlık yalnızca bunlardan ibaret de değil. Misal benim yanımda giyinip soyunmaktan da hiç çekinmez, yani gelip özellikle benim yanımda soyunmaz tabi ama odada ben varsam da gidip başka odaya gidip soyunmaz.

Her şey korona sürecinde benim ünüversiteyi okuduğum şehirden gelmemle başladı…

Devamı Gelecek

Benim Tatlı Ev Arkadaşım

Adım Mert, 19 yaşındayım. 183 boyunda, hafif yağlı hafif kaslı, tam orta derecede vücuda sahibim. Kumralım ve ela gözlüyüm. Bir süre öncesine kadar, okumak aklımdan bile geçmiyordu. Ancak geçen sene, ani bir kararla sınava hazırlanmaya başladım. Sınavı kazanarak, Ankara’da Endüstri Mühendisliğini kazandım.

Ailem bu duruma çok sevinmişti ancak beni hiç bilmediğimiz bir şehre tek başıma yollamak istemiyorlardı. Onlar da gelmeyi istediler ancak halihazırda yaşadığımız yerde tüm düzenleri kuruluydu, kısacası bırakamazlardı. Her ne kadar, hallederim ben desem de ikna olmadılar bir türlü. Biraz düşündükten sonra akıllarına Nevin abla geldi. Nevin abla ve ailesi bizim aile dostlarımızdı. Semih isminde bir kocası, Aleyna isminde benimle yaşıt, ancak benden 1 sene erken üniversiteye yerleşen bir kızı vardı. Benim kazandığım üniversiteyle aynı üniversiteye gidiyordu. Küçüklüğüm Aleyna ile geçti, beraber oyun oynar mahallede takılır birbirimize sırlarımızı anlatırdık. Onun üniversite sınavına hazırlandığı sene aramız biraz açılmıştı, buluşamıyorduk sık sohbet edemiyorduk. Ancak ailelerimiz her zaman çok sıkı dost oldular. Aleyna, 169 boyunda, biraz kilolu, bakımsız bir kızdı. Öyle aşırı bir güzelliği yoktu, umursamıyordu da. Sınava hazırlandığı dönem kendini iyice salmıştı, daha fazla kilo almış, sivilceleri çıkmış daha da bir bakımsız olmuştu.

Ailem, Nevin ablalarla konuştuktan sonra, kızlarının da onayını alarak benim kızlarının hali hazırda olan apartman dairesinde 1-1.5 sene kadar yaşayıp, ortama ayak uydurduktan sonra ister kalmaya devam edebileceğimi istersem yeni eve çıkabileceğimi söyledi. Yeri geldi Aleyna ile aynı çekyatta bile yattık. Aramızda herhangi bir şeyin olma olasılığı yoktu. Ailelerimiz de bunu iyi biliyordu, o yüzden sorun etmemişlerdi. Ancak sonradan öğrendiğim kadarıyla Aleyna bu duruma isteksiz yaklaşmış, hatta başta kabul bile etmemiş. 1. senemi bitirir bitirmez taşınmamı istediğini söylemiş. Bunu her ne kadar doğal karşılasam da üzmedi değil. Rahatsızlık verebileceğimin farkına vardıktan sonra, aileme ve Nevin ablalara her ne kadar itiraz etsem de iki tarafta itirazlarıma kulak asmayarak kızdı. Mecbur 1 sene Aleyna ile yaşayacaktım.

Aradan 2 hafta geçti, malzemeleri toplayarak Ankara’ya doğru yol aldım. Aleyna’dan konum aldıktan sonra, taksiyle konuma vardım. Evin bulunduğu bölge, üniversitemize yakın öğrencilerin çoğunlukta olduğu bir bölgeydi. Binanın dış görünümü vs. gayet güzeldi, öyle yıkık dökük bir bina değildi. Bina 4 katlıydı, Aleyna 3. katta yaşıyordu. Bir şekilde valizlerimi yukarıya çıkardıktan sonra gergin bir şekilde kapıyı tıklattım. Aleyna kapıyı açtığı zaman gözlerime inanamadım.. Kilolu, bakımsız kızdan eser kalmamıştı. Kilo vermiş, spora ve bakım yapmaya başlamış. Güzelleşmişti, fiziği de bununla beraber ortaya çıkmıştı. Sanki ilk defa tanışıyor gibiydik, birkaç saniye öyle tepkisiz kalınca Aleyna fark etmiş olacak ki;

A: Değişmişim değil mi? (sırıtarak)
B: Çok.. Çok güzel olmuşsun, tanıyamadım.
A: Eh, üniversiteye geçtik artık. Kendimize önem vermek önemli, (Ayaklarımdan kafama doğru beni süzerek.) Senin de bir değişime gitme vaktin gelmiş gibi.
B: Böyle bir değişim olacaksa, kabulüm. (sırıtarak)

Aleyna beni içeriye aldı ve yalandan gülümseyerek sarılıp anında geri bıraktı. Normalde Aleyna ile bir sarıldık mı birkaç saniye birbirimizi sıkar hiç bırakmazdık. Durumumuzun bu hale gelmesi beni çok üzüyordu, ancak bozuntuya vermeden salona geçtim. Ben tekli koltuğa, o da karşımda ki koltuğa oturdu ve birkaç saniye sessiz kaldık. Kendimi anlık suçlu gibi hissederek ekledim;

B: Aleyna bak.. Hoş bir şey değil bunun farkındayım. Ben istemedim, yurtta bile kalmaya kabuldüm ancak Annemi biliyorsun. Yoksa inan buraya gelip sana ne yük olurdum ne de huzurunu bozardım.
A: Saçmalama Mert. Yalan söylemeyeceğim, gelmenden rahatsız oldum evet. Ancak rahatsız olmamın sebebi sen değilsin, büyüdük artık. Kendime bir hayat kuracağım, yarın öbür gün bir sevgilim olacak. Belki de onunla yaşayacağım. Belki birilerini getireceğim eve, kısacası durum bu. Beni yanlış anlama lütfen.
B: Anlıyorum, bak istersen Ailemi ikna etmeye çalışırım. Gerek kalmaz burada kalmama.
A: (Oturduğu kanepeden doğrularak yanıma geldi ve koltuğun başına oturduktan sonra bana sıkıca sarılarak) Hayır, seni hiç bilmediğin bir şehirde yalnız bırakmak istemiyorum. Her ne kadar son zamanlarda benim yüzümden uzaklaşmış olsak da sen hala benim en değer verdiğim insanlardan birisisin. Sınavın stresinden dolayı aramız açıldı, bozulduğunu fark edince çok üzülsem de gurur yaptım. Sana gelip anlatamadım derdimi falan, özür dilerim. Buraya gelmen beni çok mutlu etti, inan bana. Ama unutma ki, üniversite sonuna kadar aynı ortamda yaşayamayız. 1. seneni bitirdikten sonra mecbur gitmelisin, benim bir hayatım var, arkadaşlarım var. Yalan söylemeyeceğim bazen eve birilerini getiriyorum ve benimle kalıyor, arkadaşlarımla ufak çaplı bir parti veriyorum. Kısacası bana ait bir hayat var.
B: (Başımı öne eğerek) Haklısın, özür dilerim tekrardan.

Bu sohbetin ardından, Aleyna yanımdan kalktı ve mutfağa geçerek bir şeyler hazırlamaya başladı. Aleyna haklıydı, bir hayatı vardı. Şahsen ben de her ne kadar çocukluk arkadaşım olacak olsa da birisinin uzun bir süre evimde kalmasını istemezdim. Günün birinde sevgilim olduğu zaman onunla yaşamak isterdim, kafama göre yaşayıp istediğimi rahatça yapmak isterdim. 1 sene kalıp gitmem gerekiyordu. Tüm bunları kafamın içinde düşünürken, Aleyna beni mutfağa bir şeyler yemeye çağırdı. Bir şeyler yedikten sonra, bulaşıkları yıkamak ve çay koymak için tezgaha doğruldu. Bir anlık gözüm, kısa şort şeklinde olan taytına kaydı. Küçük, siyah ojeli ayaklarından başlayarak. tüm vücudunu süzmeye başladım. Kilo vermenin ve spor yapmanın etkisiyle, kalçaları ortaya çıkmıştı. Adeta taytından taşacak gibiydi. O an ne oldu bilmiyorum ancak, elim otomatik sikime gitti. Pantolon üstünden sikimi okşayıp düzelttikten sonra kendime geldim. Aleyna, çayları önüme koydu ve biraz sohbet ettikten sonra yatacağım yeri gösterdi. O gün direkt uyudum.

Sabah kapının sesine uyandım, Aleyna dün akşam bana erkenden evden çıkacağını ve dolapta yiyecek bir şeyler olduğunu söylemişti. Uykulu gözlerle kapıya yöneldim. Kapıyı açar açmaz, karşımda 190 boyunda, kalıplı bir eleman belirdi. Beni görünce cinnet geçirmişte dönen eleman, direkt yüzüme bir yumruk geçirdi. Yumruğun etkisiyle yüzümü tutarak direkt yere kapaklandım.

Yabancı çocuk: Kimsin lan sen amına koyduğum? Aleyna’nın evinde ne arıyorsun? Uzak duracaksın lan o kızdan, o kız benim. Sikerim seni.
B: (Acının etkisiyle yüzümü ekşiterek) B-.. Ben çocukluk arkadaşıyım, kısa süreli kalmaya geldim buraya. Aramızda bir şey falan yok amına koyayım, insan önce bir sorar sen kimsin diye.
Yabancı çocuk: Siktir git, yalan atmadığını nereden bileceğim. Bekle sen amına koyayım, yüzünü aklıma yazdım. Aleyna ile konuştuktan sonra, ikna olmazsam yalan söylüyor olursan peşine düşeceğim.

Bunu diyerek merdivenlerden inmeye başladı ve apartmanı terk etti. Bağırmasından dolayı, hemen karşı dairede oturan kız kapıyı açmış ve çocuk gittikten sonra bana doğru koşup yardımıma gelmişti.

Komşu Kız: Ayy.. Yine mi o aptal. Sürekli Aleyna’yı rahatsız ediyor, bir salmadı kızı. İyi misin?
B: İyiyim, ağır bir şey yok. Buz tutarım geçer, teşekürler.
Komşu Kız: Rica ederim, dur buz getireyim. (Koşarak mutfaktan buz aldı ve havluya sararak yanağıma tutmaya başladı) Bu arada sen kimsin?
B: Ben Mert, Aleyna ile çocukluk arkadaşıyız. Onunla aynı üniversiteyi kazandım, ortama ayak uydurmak için 1 sene falan burada kalacağım. Ancak pek mümkün gözükmüyor. (Sırıtarak)
Gamze: Ben Gamze, Aleyna ile komşuyuz. Arada bir çocukluk arkadaşından bahseder. Demek ki sensin o. Tanıştığıma memnun oldum, bir şeyin olmadığına emin misin?
B: Ben de memnun oldum, bir şeyim yok teşekkürler. Aleyna benden iyi bahsediyor mu bari? (sırıtarak)
G: Valla anlatırken yüzü gülüyordu, çok seviyor seni belli. Ancak aranız açılmış galiba en son, ondan dolayı üzgündü.
B: Hallettik biz onu, sorun yok.
G: Pekala, benim hazırlanmam gerekiyor dışarıya çıkacaktım, sorun yoksa iznini isteyeyim.
B: Tabi tabi, tekrar teşekkürler, görüşürüz.

Gamze evin kapısını çekerek kendi evine geçti, ben de yerde bir süre oyalandıktan sonra aynaya bakınmak için lavaboya girdim. Aynada kendime bakındıktan sonra elimi yüzümü yıkadım ve havluyla yüzümü silerken gözüm kirli sepetine kaydı. Kirli sepetinin arasında dantelli bir külot vardı, Aleyna’ya aitti bu. Dün olduğu gibi yine anlık kendimi kaybettim ve külodu burnuma götürerek koklamaya başladım. Hala ıslaklık vardı, sabah çıkarken değiştirmişti anlaşılan. Dün Aleyna’nın vücudumu süzdüğümü düşününce ve külodu koklayınca sikim aniden sertleşti. O anlık azgınlıkla dayanamayarak Aleyna’yı hayal ederek külodu kokladım ve mastürbasyon yaptım. Çok fazla zevke gelmiş ve çok fazla boşalmıştım. Mastürbasyon sonrası pişmanlık geldi bir an ve külodu geri yerine koyarak, kendime kızmaya başladım. Çocukluk arkadaşımı düşünerek 31 çekmiştim..

Ortalığı temizledikten sonra, lavabodan çıktım ve evin odalarında gezinip etrafa bakmaya başladım. Bir anlık Aleyna’nın odasını merak ettim, ancak açmaya çalıştığımda kapının kilitli olduğunu fark ettim. Zamanında aynı odada kaldığım insan neden odasının kapısını kilitliyordu ki? Belki de büyüdüğümüz için artık uygun olmadığını düşünerek kilitlemiştir. Çok kafaya takmayıp mutfağa geçtim ve kahvaltı yapmaya başladım.