Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Hüzünlü Bir Gece – 1

Bu büyük metropol şehre yeni gelmiştim. O kadar kalabalık ve korkutucuydu ki yalnız başıma geldiğim bu şehirde ne yapacağımı, boş vakitlerimi nasıl geçireceğimi bilmiyordum. Buhran dolu olduğum her anda yaptığım gibi kendimi neşelendirmek adına bir şeyler içmem gerektiğini hissettim. Hüzünlü Bir Gece

Metroya atladığım gibi önce Kadıköy iskeleye oradan da barların olduğu sokaklara doğru yürümeye başladım. Her yanda derinden gelen müzikler, bana doğru gelen kalabalık akın ve benimle beraber sokaklara doğru yol alan başka bir akın… Kelimenin tam anlamıyla pandemi sonrası süreçte bu kadar çok fazla insanın içine yeniden girmek beni büyülemişti. Saat biraz erken olduğu ve hava da tam kararmadığı için mekanların hepsinde boş yer bulmak zor değildi ancak yine de tek kişi olduğumu bildiklerinden kar marjını düşüreceğim gerekçesi ile birkaç mekanın beni almakta gönülsüz olduğunu gördüm. Sonunda hayvan isimlerinden bir tanesine sahip bir mekana oturabildim. Yemek yemeyi sevdiğimden ve biraya da yakıştırdığımdan ortaya bir karışık ızgara tabağı söyledim ve tabak geldiğinde istediğim biranın tedarik kısmındaki teknik problemlerden dolayı biranın biraz geçileceğini söylediler. Ben de kızartma tabağı soğuyup tadını kaybetmeden önce keyif alabilmek adına yavaş yavaş atıştırmaya başlamıştım ki arkamda hissettiğim bir el ile irkilmeye nerdeyse boğulmaya başlamıştım. Arkamı döndüğümde bir de ne göreyim zamanımı geçirmek yeni insanlarla tanışmak için başladığım yüksek lisans sayesinde tanıştığım Gamze ile karşı karşıyaydım. Gamze bilgisayar mühendisiydi ve tipik bir mühendis olmanın verdiği rahatlık ve salı vermişlikle oldukça bakımsız görünen ama doğal güzel olarak nitelendirebileceğimiz kumral, mavi gözlü ve uzun boylu bir hatundu. Gamze okulda o kadar maskülen tarzda giyinirdi ki hiçbir zaman onu çekici bulmaz hatta bizim erkek grubundan biriymiş gibi görürdüm. Fakat bugün o Gamze oldukça iddialı, göğüs dekolteli siyah bir elbise giymiş ve makyaj yapmıştı. Zaten benim boğulmama neden olan şaşkınlık onun bu haliydi. Gamze şaşkınlığımı görmüş olacak ki hemen lafa girdi:


-Aa Celal senin ne işin var burada!
Bu tepkinin ardındaki imayı anlamıştım çünkü çok yoğun tempoda çalışan ve genellikle genç yaşta birçok sorumluluğun yüklendiği biri olarak pek fazla eğlenmeye vakit ayıramazdım. Bu durumu bilerek dalga geçtiğini anlamış ve eğlenceden burada olmadığımı söylemek adına şu şekilde cevap verdim:
+Eğlenmek için burada değilim son zamanlarda o kadar can sıkıcı şeyler yaşadım ki biraz kafa dağıtmanın iyi olacağını düşündüm.
Bunu söyledikten sonra Gamze arkadaşlarıyla buluşacağını büyük bir topluluğun geleceğini ve istersem onlara katılabileceğimi söyledi ancak hem gerçekten de yaşadığım sorunlar hem de efkarlı bir gece geçirmek istemem nedeniyle teklifini geri çevirdim fakat görünen o ki Gamze görüntümden o kadar çok etkilenmiş ki kayıtsız kalamadı:
-Seni daha önce böyle görmemiştim, neyin var? Bak şimdi ben arıyorum arkadaşlarımı işim çıktığını söylüyorum beraber güzelce vakit geçiriyoruz tamam mı?
+Ama seni de arkadaşlarından ayırıyorum bu kadar zahmeti kabul edemem lütfen!
-Israr istemiyorum, en sevdiğim arkadaşımın yüzünden düşen bin parça onun yanında olamayacaksam arkadaşız demenin ne anlamı var!
+Peki peki, teşekkür ederim. Ne içersin?
-Seninkinden söyleyiver işte!
O sırada benim bira gelmiş, elemandan rica ederek ikincisinin de gelmesini sağlamıştım.


Devamını Oku…

MAHŞERİN DÖRTLÜSÜ BÖLÜM – 1

19 yaşımdaydım 12. sınıfa giderken. Annem geç yazdırmıştı beni okula ve bu beni yaşıtlarımdan daha olgun ve büyük yapıyordu. O zamanlardan aletimin işemek dışında bir işlevi olduğunu biliyordum ve bu beni bir yandan mutlu bir yandan mutsuz yapıyordu. Okuduğum kolejde taş gibi hatunlar vardı ve biraz daha büyük durduğum için hep benimle takılıyorlardı. Onları düşünmekten, resimlerine bakıp 31 çekmekten alıkoyamıyordum kendimi. Bu benim derslerimi olumsuz etkiledi ve ailem bu durumdan hiç memnun değildi. Beni kolejden aldılar ve devlet okuluna verdiler. Koleje yazdırılmadan önce çocukluk arkadaşlarım Zeynep,Yusuf ve Aleyna’yla aynı okulda okuyacaktık. Fakat annem derslerime odaklanmam gerektiğini söyleyip beni özel koleje vermişlerdi. Beni kolejden aldırdıktan sonra arkadaşlarımın yanına gideceğimi ve orda da derslerim düşerse okuldan alacağını söylemişti. Bu beni çok korkuttu ve bir o kadar da düşündürdü. Hayatımın en güzel zamanında kendimi derse vermemi söylediklerinde içimden ‘Hassiktir ordan.’ demiştim. Ama bunu yapmak zorundaydım yoksa eğitim hayatım sona erip işe başlayacaktım. Babam şantiyede çalışıyordu ve çalıştığı iş hiç kolay değildi. Bu sebeple arkadaşlarımla aynı sınıfta olmama rağmen çok konuşamadım.

Üniversite sınavı bitmişti ve güzel üniversitelerden birini kazanmıştım. Üniversitede istediğim gibi hayatımı yaşayabileceğimi düşündüm ama öyle olmadı. Arkadaşlarım farklı farklı okullara dağıldığı için onlarla okul dışı görüşmek zorundaydım. Yaz tatilini birlikte geçirme planı almıştık. Ayın 24’ünde yazlığa gidecektik ve arkadaşlarımla yazlıklarımız yan yana olduğu için orda görüşebilecektim. Sınavdan sonra ilk kez buluşabilmiştim arkadaşlarımla. O an kendimi çok güzel hissettim çünkü hepsi üzerindeki az da olsa stresi atabilmişti. Hepsine tek tek bakarken Aleyna’nın da bana şehvetli şehvetli baktığını görmüştüm. 12. sınıfta fazla görüşemememize rağmen ufak sürtüşmeler yaşanmıştı ama ateş yanamadan sönmüştü. İçimdeki o kıvılcım bir anda alevlendi ve bir anda ufak bir şok geçirdim. Aleyna’ya bakarken kalbim küt küt atıyor ve yarrağım kan pompalıyordu. İnanılmaz irkildim ve yarrağım dimdik olmuştu. Yarrağıma bakarken kafamı kaldırdığımda Aleyna’nın da yarrağıma baktığını gördüm. Utancımdan başımı eğdim. Saklamanın bir yolunu bulmalıydım.

B: Ben bir kahve alayım bize.

Y: Güzel fikir kanka bana şekerli alır mısın?

Arkam dönükken kafamı sallayıp elimle Zeynep’i işaret ettim.

Z: Bana da kendine ne alıyorsan onu al.

Sıra Aleyna’ya gelmişti ve sesim titreyerek ona sordum

B: S-sen ne içersin Aleyna

Gözlerini kısarak şu cevabı verdi:

A: Sen ne içersen ben de ondan içerim Hakan’ım

Dudağının kenarı ısırıp öpücük yolladı.

Kahve almaya affallaya affallaya gidiyordum. Başımdan geçenleri düşünüyordum…

Serinin devamı fantastik geçecek upvote atarsanız yazmayı düşünüyorum

Esila – 7. Bölüm

Emre beni koltuğa doğru hafif domaltmış, eşbisemi belime kadar sıyırmıştı. İki eki ile popomdan tutarak götümü ayırmış, vajinama dil darbeleri atıyordu. Biraz yukarıya çıkıp göt deliğimi yalamaya başladı. Sol elini de vajinama atmıştı. Kloritisimi okşuyor, bana inanılmaz bir zevk yaşatıyordu. Orgazm olmak üzereydim.

Ayağa kalktı. Beni boynumdan tutup kendime çekti. Çıplak götüm pantolonundaki kabarıklığa yapışık bir şekildeydi. Sol eli ile kemerini çözdü. Pantolonunu hızlı bir şekilde indirdi. Sağ elini elbisemden içeri soktu. Sol mememi çok sert bir şekilde mıncıklıyordu. Çıplak penisini popomda hissettim. Tam popomun arasında hareket ediyordu.

Memelerimi elbisemin dışına çıkardı. Uçlarını okşuyor, sıkıyordu. Penisini bacaklarımın arasına sokmuştu. Sürtünüyorduk. İki eli ile iki memedi de kavradı. Penisi ile bacak aramda gidip geliyor, mükemmel bir zevk veriyordu. Bir anda beni sırtımdan ittirdi ve domalttı. Sikini hizaladı, girmek üzereydi ki aniden geri döndüm. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
“Emre dur, yapamam. Henüz bakireyim.”
Emre cevap vermedi. Memelerime doğru eğildi. Sol mememi ağzına alıp emmeye başladı. Sol elini vajinama attı ve bana masturbasyon yapmaya başladı. Yine kendimi tamamen salmış, gözlerimi kapamıştım. Başını arkasından tutmuş okşuyordum sol elimle. Gözlerimi biraz araladım, Emre’nin siki tamamen erekte bir şekilde karnıma doğru yönelmişti. Elbisem belime kadar sıyrılı, külodum çıkarılmış, memelerim elbisen fışkırmış bir hale getirilmiştim. Sağ elimi emrenin sikine attım. 16-17cm kadar, neredeyse dümdüz ve orta kalınlıktaydı. Sikini sıvazlamaya başladım. Emre inlemeye başlamıştı. El hareketimi hızlandırdım. Emre’nin zevk suları avcuma bulaşmıştı. Ben hızlandıkça Emre memelerimi daha hotratça emiyor, elini vajinamdan içeri sokmaya çalışıyordu. Emre’yi ellemek beni daha da heyecanlandırdı, bu mükemmel şekilli penise ellemek bana çok farklı bi zevk veriyordu. Emre elini hızlandırdı, zevk seviyem doruklara yükseldi. Orgazm olmaya başladım, sol elimle kafasını daha sert bastırdım. Emre’nin yüzü memelerimin arasında kayboldu adeta. Sağ elimde çok hızlı bir şekilde 31 çekiyordum Emre’ye. Orgazm yaklaşık 18-20 saniye sürdü. Titreyerek boşaldım. Emre de görünen o ki boşalmak üzereydi. Beni başımdan tutup sikine çekti. Daha önce hiç oral seks yapmamıştım. Ama beni böylesine boşaltan birine, neredeyse tamamen çıplak iken hayır demenin hiç bir manası yoktu. Ağzımı hemen aralayıp o güzel sike doğru eğildim. Sağ elimle 31 çekiyor, sikinin başını hızlı bir şekilde ağzıma sokup çıkarıyordum. Kesinlike çok amatördüm. Emre eğildi, sağ eli ile sol mememi avuçladı. Sertçe sıktı. Sol eli ile başımı tuttu ve hızlıca kendine çekti. Artık sikinin yarısı ağzımdaydı. İğrenmemiş ve öğürmemiş olmak beni şaşırttı. Emre git gel yapıyor, resmen ağzımı sikiyordu. Yaklaşık 15 git gel yaptıktan sonra sikini ağzından çıkardı, beni koltuğa doğru ittirdi. Karşısında güzel yüzüm ve elbise dışına fırlamış memelerim vardı. Bana yaklaştı ve taşşaklarımı emmemi söyledi. Dilimi çıkardım, emmedim ama taşşaklarını yalıyordum. Kendine 10 saniye kadar 31 çekip tekrar kafamı uzaklaştırıp beni koltuğa bıraktı. Bir kaç saniye sonra ise ilk spermleri yüzümde hissettim. Emre muazzam bir tayzik ile yüzüme attırıyordu. 3-4 atış sonra memelerime yöneldi ve devamını oraya boşaldı. İşte daha ilk defa dışarı çıktığım biri ağzıma, yüzüme ve memelerime böyle boşalmıştı. Kafam çok güzeldi. Emre memelerime ufak bir şaplak attı.
“Hadi temizle yavrum şunu” diyerek sikini tekrar dudaklarıma bıraktı. Ağzımı açtım, ilerleyecek gücüm kalmamıştı. Kendisi ağzıma soktu. Git gel yaparak yalamamı sağladı. Sikini çıkardı, hala %70 erekteydi. Eli ile sikini sallayarak yüzüme ve yanaklarına vurdu. Tekrar sperm bulaşan sikini ağzıma sokup onları da temizletti.

Ezik Sınıf Arkadaşımın Annesiyle 7

Tabakları doldurduktan sonra Melis’le beraber salondaki yemek masasına doğru gidiyorduk.O benim sanki bilerek önümden gidiyor gibi 2 elinde tabak olmasına rağmen geniş ve dolgun kalçalarını çok güzel hareket ettiriyor,arkasında olan bana adeta show yapıyordu.İstesem onu oğlunun önünde tabakları masaya koyduğumuz anda domaltıp çatır çutur sikebilirdim,ama beklemem gerekiyordu çünkü mutfaktaki adımımı ne kadar içten içe istemese de durdurmuştu.Masaya ilk servisi yaptıktan sonra Ahmet’in öylece koltukta oturup telefonuna kitlendiğini görünce böyle bir seksi kadının oğlu olmayı haketmediğini sezerek 2. servis için mutfağa doğru arkasından yönelirken,o kalçalarını hareket ettirmesine daha fazla dayanamayıp mutfak kapısından içeri adım attığı anda ensesinden kendime doğru çekerek mutfak duvarına doğru yapıştırdım.Sanki oda bu anı bekliyormuş herhangi bir ses çıkarmadan gözlerimin içine bakakaldı ben ise onu baştan aşşağıya süzüyor,rahat olan ellerimi alnında olan perçellerine atıyordum.Perçellerini yana doğru sezdikten sonra boşa çıkan alnına nefesimi iyice yaklaştırıp sessiz bir şekilde ;

”Bu kadar güzel olmak senin suçun değil ama,beni bu kadar azdırmak kesin senin suçun.” diyerek bir elimi perçelinde bırakıp diğer elimi boynuna doğru sardım,boynunu iyice duvara yaslayıp ellerimle boynunu gererek kafasını yukarıya doğru kaldırdım.O geniş ve benim sikimi istediğim gibi gırtlaklayabilecek boğazını ellerimle başbaşa bırakmıştım beni durdurmuyor,herhangi bir ses dahi çıkarmıyordu sadece nefes alışverişleri artmış adeta itaatkar bir sürtük gibi ben ne yapmasını istiyorsam öyle hareket ediyordu.Daha fazla dayanamayıp boynuna yumuldum dudaklarımı ve dilimi boynunda gezdiriyor,küçük dil darbeleri atarak benim gibi azıp,sırılsıklam olmasını istiyordum.Ellerini azgınlıktan serbest bırakmış herhangi bir hareket edemiyordu.Bende bundan daha fazla cesaret almış olacağım ki içerdeki ezik oğlunu unutup,kendi mutfağında kızıl saçlı kocası tarafından bırakılmış ve erkeksizlik çeken annesine erkekliğimi hissettiriyordum.Gittikçe nefes alışverişlerimiz artıyor,ben boynuna sert ve keskin dil darbeleri atıyordum.Perçelinde olan elimi yavaşça memelerine doğru indiriyordum.Oda ne kadar durdurmak için elleriyle memesine inen elimi tutmaya çalışsa da bana engel olamıyor adeta benim erkekliğime boyun eğiyor gibiydi.

Memesine elimi attığımda bana engel olmaya çalışan ellerini tutup pantolonuma sıkışıp beni rahatsız olan sikime doğru götürmüştüm.Elimi tekrar memesine götürdüğümde artık daha fazla dayanamayacağını anlamış ola ki dar kot pantolonuma sıkışan sikimi rahatlatmak için fermuarmı açıp boxerimin üzerinden sikimi okşamaya başlamıştı.Ben boynumda olan dudağımı çekiyor dudaklarına doğru yumuluyordum adeta benim dudaklarımı yutuyor sanki yıllardır bu anı bekliyormuşçasına nefes alışverişleri gerçekleştiriyordu.Dudaklarına yumulduğumda dilini ara sıra çıkartıp dudaklarıma çarpıyordu.O ıslak ve azgın diline sikimi vurmam gerektiğini o sıra hissetmiştim.Aniden aklıma gelen bu azgınca fikir beni daha da ileriye götürmem gerektiğini hissettirmişti.Harekete geçmek için hazırdım elleri boxerimde sıkışmış,daralmış olan sikimde,ıslak ve azgın dili dudaklarının arasından sıyrılıp dudaklarıma sürtünüyordu.Elini sikimde çok güzel hissettirdiği için benimde artık aşşağıya inmem gerektiğini hissedip…

Memesinde olan elimi azgınlıktan ve benim hissettirdiğim erkekliğimden dolayı olsa gerek ki daracık elbisesinden bile ıslaklığı belli olan amcığına doğru götürmüştüm.Dizlerine kadar olan elbisesini biraz daha yukarıya kaldırıp o geniş kalçalarını açığa çıkarmıştım.Elbise yukarı çıktıkça küloduda günyüzüne çıkmıştı.Ben külodunu hissettiğimde elimi yukarıya doğru kaldırmış ıslaklığını hissetmeye çalışıyordum.Elimi küloduna doğru attığımda bile parmaklarım ıpıslak olmuştu,aniden dudaklarından çekilip gözlerinin içine bakarak;

”Tadına bakmak ister misin ateşli taraftarım ?”

M:(Sessiz ve azgın şekilde) ”Tattırmak istersen neden olmasın.”

Bu cümleden sonra daha fazla erkekliğimi hissettirmem gerektiğinin farkına varıp ıslak olan parmağımı dudaklarına dayamıştım.Oda hemen geçmem için dudaklarını açıp dilini dudaklarının arasından sıyırıp önüme sermişti.Dili ve dudakları açık olan boğazının içine ıslak parmağımı sokup,kapatmasını beklemeden gırtlaklarına kadar elimi itmiştim.Böğürmüştü ancak böğürmesine rağmen parmağımı gırtlağına almaya çalışmasından ne kadar itaatkar bir sürtük olduğunu anlamıştım.Islaklığıyla ıslanan parmağımı dilinin üstüne oturtmuş şekilde gözlerimin içine bakarak ıslak parmağımı emiyordu.Ben bu azgınlığına mest olmuş şekilde;

”Sen ateşli ve sürtük bir taraftarsın.” demiştim.

Oda emmeyi saniyelik durdurup yüzünde bir gülümseme belirtmiş,tekrar emmeye devam etmişti…

Bu azgın anımızda içeriden sinirli bir ses belirdi ; ”Anne nerede kaldınız?” bunu sinirli bir şekilde söyleyen hadsiz ve en azgın halimde beni durdurmayı başaran Ahmet eziğiydi.Melis aniden parmağımı yalamayı bırakmış,ellerimin altından kurtulmuş,küloduna kadar çıkan elbisesini dizlerine kadar geri indirmiş,toparlanmıştı.Sanki bunu bilerek değilde,anlık bir duygu kontrolsüzlüğe yapmış gibiydi az önce altımda azgınlıktan nefes alıpvermekte zorlanan bir kaşarken,şimdi uslu masum anne rolüne yatmıştı.Ben bu sürtüğün anladığı dili anlamış şekilde hiç ses etmeden tezgahta duran bardak ve çatal alarak masaya doğru götürmüştüm.Melis hala gelmemişti.Bende masaya oturduğumda Ahmet; ” Nerede kaldınız kanka”

B:”Annen dayanamadı…” bunu diyip devam ettirmek istememiştim.Çünkü benim az önce ateşli anımı bölen bu ezik orospu evladıydı.Azıcık daha otoritemi hatırlatıp benimle annesinin olduğu anda ses çıkarmayıp annesi gibi itaatkar bir eleman olmasını istiyordum.Oda devam ettirmeme karşı ;

”Neye kanka ya acıktık öldük burda sana dedim gel yemek yeriz diye yemek hariç her şeyi yedik vallaha”

B:”Dur olum annen dayanamadı bir şeyler daha hazırladı.Beni tam doyurmak istiyor olsa gerek bu gece” diyerek Ahmet eziğini muallakta bırakıp düşünceler arasında kaybolmasına yardım ediyordum.Okadar zamanca ikimizin mutfakta sessiz olmamızdan ayıkmıştır bir şeyleri heralde düşüncesiyle.

Ezik Sınıf Arkadaşımın Annesiyle 6

O günden sonra pek olay yaşanmamış, aklımda sadece Melis’i bağıra çağıra oğlunun önünde siktiğimi hayal etmiştim.Lise bitmiş okuldan Ahmet’le birlikte mükemmel şekilde anılar bırakarak mezun olmuştuk.Ahmet’in babası bir evlilik yapmış, evlendiği kadının ateşli sarışın bir kızı vardı. Ben babasıyla telefonda görüşmüştüm,tanışmıştım. Ezik Sınıf Arkadaşımın Oradan tanıyordum yeni ailesinide.Bu geçen 2 yıl içerisinde mahalleler arası boks turnuvasında 2.olmuştum.Melis benim maçlarıma oğluyla birlikte geliyor ben onların karşısında turnuvayı adeta show yaparak 2.bitiriyordum.Melis’in gözünde artık ben bir neredeyse şampiyon olmuş kadar vardım,bunu davranışlarından ve ikidebir boksörüm diye hitap etmesinden anlıyor ve ona olan isteklerimi dahada çok depreştiriyordu.Liseden mezun olunca Ahmet’te bizim salona yazılmış benim ve antrenörüm (Hasan) tarafından özel ders alıyordu.Melis sık sık antrenmanlarımıza gelir onunla beraber oturup oğlunu izlerdik.Ben Melis’e adeta bir profesyonel gibi oğlunun açıklarını ve yapması gereken vuruşları gösteriyordum.Oda beni ateşli bakışlarla dinliyor ve gözlerimin içine bakıyordu.

Amatör bir turnuvada 2.olduğum için profesyonel turnuvadan teklif atmıştım.Ahmet ise alt siklet olduğu ve yeni başladığı için benim sık sık antrenman maçım onunla oluyordu.Aylar geçmiş turnuva vaktine 1 sene kalmıştı.Ahmet beni destekliyor,annesiyle aramızdaki yakınlığın dahada artmasını artık içine sindirmiş şekilde sesini hiçbir şeye çıkarmıyordu.Hasan hocayla bir senelik sıkı ve sert antrenman programı oluşturmuştuk.Herşey hazırdı bu program sırasında Melis ve Ahmet benim antrenmanlarımı izliyor aralarında fısıldaşarak beni konuşuyorlardı zaman zaman Melis dahada heyecanlanıyor ayağa kalkıyor beni alkışlıyor,”Mükemmelsin boksörüm” diye hitaplarda bulunuyordu.Ahmet’te bunun gazına gelip aynı şeyleri yapıyordu.Bir gün antrenmandan çıkmış,eve giderken Ahmet beni aramış ; ”Kanka bize gel annem nefis yemekler hazırlamış bir şeyler yeriz hem takılırız.” demişti.Ben artık büyüdüğüm için evdekilere hesap vermeyen bir tip olmuştum.Rotamı değiştirirken Melis’in bugüne kadar bana yakın davranmasını aklıma getirip bunu ödüllendirmem gerektiğini düşünmüştüm.Sağda bir teyze gördüm,elinde son bir papatya demeti vardı.Melis’in en sevdiği türdü bu,çünkü evinin hemen hemen her yerinde papatyaları görebiliyordum vazolarda.Papatyaları aldım teyzeye teşekkür ettim ve Ahmet’lerin evlerine doğru yola devam ettim.Kapıya yaklaştım üstümdeki siyah gömleğin üst yakasından 2 düğme açtım ve kapıya tıkladım.Kapıyı açan Melis yine bembeyaz parlak bir suratıyla o kızıl saçlarıyla dudağında da ateşli bir ruj üstünde de bir elbise tarzı dar bi seksi kıyafet vardı o şekilde kapıyı açınca ben onu baştan aşşağıya süzmeye başladım ve sonra daha fazla dayanamayarak; ”Benim en sıkı taraftarım bugün çok güzel olmuş.” deyiverdim.

M:”Ne sandın bu yakışıklı boksör evimize gelicek,benim güzel olmaktan başka bir çarem mi var?”

Bende hiç beklemeden bir cesaretle ; ”Sen zaten her halinle güzelsin.” diye yapıştırdım cevabı.Oda utangaç bir şekilde gülümsemeyle yetindi ve içeriye doğru elini yöneltti.Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdiğimde çiçeği ona uzatıp ; ”Bunlar en güzel taraftarıma” diyerek gülümsedim.Oda çiçekleri elimden alıp koklamak için burnuna götürdüğünde çiçeğin üstünden bana bakıyor ve adeta onu oracıkta sikmem için tahrik ediyor gibiydi.Kapıyı kapatmış içeriye doğru yönelmiştik.Ahmet odasından çıkmış yanıma gelmişti ama biraz somurtkan bir hali vardı ben bunu farketmiş,ancak ses çıkarmamıştım.Ahmet yanıma oturup; ”Hoşgeldin kanka” diyerek sessizliği bozmuştu.Bende ona;

B:”Sende hoşgeldin minik boksör” demiştim. Evdeki artık minik boksör o olmuştu.Ahmet gülümseyerek hiç ses çıkarmadı.Elindeki telefona sarıldığı anda telefonu çalmıştı arayan babasıydı ve odasına doğru koşmuştu.Ben o sırada mutfakta bir şeyler hazırlayan Melis’in yanına doğru gitmem gerektiğini düşünmüştüm.Mutfağa doğru ilerlediğimde burnuma güzel kokular geliyor bende jest amaçlı; ”Benim güzel taraftarım bana ne yemekler hazırlamış acaba burnuma çok güzel kokular geliyor.”diyerek mutfağa girmiştim Melis tabakları doldururken çok masum ve tatlı duruyordu arkadan belinden sarılıp dudaklarına yapışmamam için herhangi bir engelleyici yoktu buda onu çok istiyordu ama ondan bekliyordum ilk adımı çünkü bir sürtük olduğunu biliyordum.Çok kez birbirimize yanlışlıkla da olsa sürtünmüş,dip dibe gelmiştik.Sanki birbirinden duygularını saklayan 2 aşık gibiydik.Yanına doğru yaklaştım bende işin ucundan tutup yardım etmek istemiştim.Üst rafta duran bir geniş tabak vardı onu alması gerektiğini söyledi ben ise; ”İstersen senin için onu alabilirim.” Oda bana şehvetli ve istekli şekilde ; ”Hayır ben almak istiyorum sen sadece yardım edebilirsin.” demişti.Bende fazla kurcalamadan onun almasına yardım etmeye çalışmıştım rafa uzanabilmesi için belinden tutmam gerektiğini ellerini beline koyarak anlatmıştı.Ben o ince kıvrımlı beline ellerimi sarmış onu havaya kaldırıyordum.O sırada Melis ; ”Sen çok güçlüsün.” diyerek beni dahada gaza getirmişti.Ben hiç odağımı bozmadan onu belinden tutmuş,üst raftaki tabağı almasına yardım ediyordum.Tabağı aldıktan sonra inişine yardım etmiştim.Anlık duraksamayla arkasında durmuştum öylece sessizliğe bürünmüştük.Adeta dibinde kalmama sesini çıkarmıyor ve benden bir adım bekliyor gibiydi,tabağı doldururken kalçalarını sallıyor azıcık arkaya doğru gelse tam olarak kalkmış olan sikime doğru yapışacaktı.Tabağı doldurduğu esnada birden dibinde olduğumu bilmesine rağmen geriye doğru gelmiş dar pantolonumdan demir gibi olan sikime kalçasını vurmuştu.Ben burada daha fazla ateşlenip daha fazla kendimi tutamayarak,ileriye giden kalçasına demir gibi onu arzulayan sikimi oturtmuş dibine girmiş şekilde belinin yan taraflarından ellerimi sokmuş tabağı doldurmasına yardım ediyordum.Kafamı ensesine koymuştum,ikimizde ses çıkarmıyor sadece tabağı dolduruyorduk.Sesini çıkarmadığı için bir adım daha atmam gerektiğini düşünüp yardım eden 2 elimin birisini beline sarıp,diğer elimde yardıma devam ediyordum.O beline elimi sardığımda o seksi ve ince sesiyle,hafif bir gülümsemeyle; ”Gerçekten çok güçlüsün.” demesiyle beni daha çok azdırıyor ve adeta onu sikmem için beni çağırıyor gibiydi.Bende daha fazla uzatmadan sessizliğimi bozarak ; ”Beni güçlü yapan maçlarıma gelip beni kendi boksörüymüş gibi alkışlayandır.” demiştim.Tabağı doldururken birden durmuş belinde olan elimi bozmadan bana dönük olan arkasını tezgaha doğru dönmüş,belini bana doğru çevirmişti.Yüz yüzeydik artık demir gibi sikimin önünde artık kalçası değil karnı vardı.Yüz yüze geldiğimizde kafasını bana doğru kaldırıp gözlerimin içine bakıyordu.Gözlerinin içinden beni ne kadar istediğini tahmin edebiliyordum.Bir elim belinde,diğer elim boştayken boşta olan elimi perçelli saçlarına doğru atmıştım.Saçlarını okşuyor bir yandanda belinde olan elimi kalçasına doğru indiriyordum.O bu hareketlerimi ister ve bekler şekilde alt dudağını ısırmıştı.Zaten kızıl saçlı minik suratlı bir sürtük olduğu için ben dahada fazla alevlenmiş adeta içeride Ahmet’in olduğunu unutup orada onu çatır çutur ölesiye sikmek istemiştim.O daha fazla dayanamayıp olsa gerek ki ; ”Burada duralım,içeride Ahmet var görürse hoş olmaz.” bunu dedikten sonra bende Ahmet’i hiç siklemeyecek şekilde; ”Siktir et onu bizi hiç farketmez bile,senin gibi bir annenin kıymetini bilmiyorda zaten.” diyerek cesaretini tazelemek istemiştim.Ancak o okadar profesyonel bir sürtüktü ki nerede durması gerektiğini çok iyi biliyordu.Benim elimden ellerini sarmış sikime iyice yapışmış vaziyette ; ”Burada duralım devam edeceğimiz yeri biliyorum.” demişti. Bende daha fazla uzatmayarak devam edeceğimiz yeri biliyorum dediği için bırakıp; ”Peki güzel ve seksi taraftarım.” demiştim.Kalçasına son kez bir avuç atıp ellerimi her yerinden çekmiştim. Geriye doğru 1 adım attığımda oda arkasını dönmüş tabakları doldurmaya devam ediyordu.O esnada Ahmet içeriden ; ”Anne çok acıktık ya.” diyerek seslenmişti.Melis bana bakarak sürtüğümsü bir gülümsemeyle; ”Bende çok acıktım oğlum,hazırlıyorum” demişti. Bu kurduğu cümleyi aklımda defalarca çevirip sekse olan arzusunu tekrar tekrar hatırlıyordum.Bende ona bakarak hafif bir gülümsemeyle ”Annen çok güzel şeyler hazırlamış.Bugün çok fena doyacağız.” diyerek karşı bir adım atmıştım.Oda gülümsemesini tazeleyip tabakları doldurmaya devam etmişti….

​Diğer hikayelere gözat…

Ezik Sınıf Arkadaşımın Annesiyle 5

İçeriye doğru yönelirken bağırdığımı hatırlamıştım,içeridekilerin duymasından hafif bir tedirgin olmuştum.İlk günden kötü bir izlenim bırakmak istemiyordum.Herşeyi yavaş ve uzmanca ilerletmem gerekiyordu,çünkü bu sürtüğe istediğini vermek zorundaydım.Belli ki erkeksizlik çekiyor ve buda onu azgın bir sürtüğe çeviriyordu.Salona doğru ilerlediğimde Melis,Ahmet’in oturduğu tekli koltuğa kolunu koyduğu yere tekrar oturmuş o dolgun bacaklarını tekrar üst üste atmış fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı,ben hemen biraz çekinceli şekilde onları hiç bozmadan oturduğum 2li koltuğa doğru yaklaştım.Sesimi duyduktan sonra aniden hiçbir şey olmamış gibi,sanki benden konuşuyormuşçasına konuşmayı kesip bana dönmüşlerdi,bende hemen çekincemi kenara bırakıp koltuğuma oturduktan sonra Melis;

”Bir şey mi oldu sesler duyduk?”

B:Yok ya abla bir şey olmadı aniden telefon geldi bende şaşırdım.

M:Önemli veya özelse istersen konuşabilirsin Ahmet’in odasında.

O sırada Ahmet’in odasında rahat olabileceğimizi düşünüp geçmek istemiştim ama Melis abla kahve yapmış ortaya kek,kurabiye tarzı şeyler hazırlamıştı.Bende o sırada aklıma oğlunun önünde bana canım demesini hatırlayarak anlık bir gaza gelmeyle; ”Önce güzel ablamın elleriyle hazırladığı şeyleri yiyip içelim gerekirse geçeriz demiştim.” Oda (gülerek) ”Nasıl istersen Boksör Bey demişti.”

Bu konuşmadan sonra hissettiklerim iyice doğruya çıkıyor kadının içerisindeki sürtüklüğü seziyordum.Ahmet’in bu olanlara sesini çıkarmaması da beni bir hayli gaza getiriyor ve Ahmet’i git gide gözümde ezik bir duruma getiriyordu.Hazırlanan şeyleri yerken,içerken güzel sohbetler ediyor ben arada sıra Melis ablanın üst üste attığı dolgun bacaklarını seziyor ve aklımca yeni boşalan sikimi birazda olsa ayağa kaldırmaya çalışıyordum.Çünkü bu tür sürtüklerin karşısında erkek gibi durmalısınız ki istediğinizi alabilesiniz.Yiyip içildikten ve güzel bir sohbetin ardından Melis abla bana şehvetli bir bakış atarak ;

M:Maçların varmış Boksör Bey bizede çıkar mı bir bilet gelip izleyebiliyor muyuz seni Ahmet’ide bu tür spor dallarıyla ilgilendirmeye çalışıyorum ama pek ilgisini çekmiyor.

O sıra biraz daha rahatlayarak arkama yaslanıp hafif egolu şekilde:Ahmet’inde azda olsa götünü kaldıracak şekilde; ”Merak etme abla oğlunu ben alıştıracağım,benden sonra benim ünvanımı taşıyabilecek bir aslana ihtiyacım var zaten” dedim.Melis abla gülümseyerek Ahmet’e doğru baktı ama Ahmet hafif düşünceli şekilde,sanki biraz annesinin bana olan tavırlarından,benim annesine olan tavırlarımdan veya onu aramızda konuşurken hiç bir şekilde siklemememizden ezik hissetmiş olsa gerek ki pısırık bir ezik gülümsemeyle yetindi.Masadakiler yenildikten,içildikten sonra Ahmet ayaklandı ve bana bakarak; ”Kanka haydi gel odaya geçelim.” dediğinde bende tam ayaklanmıştım ki Melis ayaktaki Ahmet’e bakarak; ”Sen git Alper geliyor şimdi.” diyince ses çıkarmadan tekrar yerime oturdum.Ahmet içeriye doğru gittikten sonra Melis üst üste olan bacağını indirmiş şekilde bana doğru eğilip sessiz bir şekilde ; ”Alper sen düşündüğüm gibi bir çocuk değilmişsin Ahmet’i gerçekten kendine getirebileceğine inanıyorum,beni yanıltma.” diyip ayaklanıp içeriye doğru yönelmişti,oturduğum koltukta kol koyma yerinde olan koluma doğru dar elbisesine önünden bakıldığında bile belli olan iri ve dolgun kalçasını çarpmıştı.Bu çarpış öyle bir çarpıştı ki sanki bilmeyerek değil bilerek bir sürtünme gibiydi.Ben tekrar alevlenip sikimi yeniden hissetmeye başlamıştım.Melis içeriye doğru yönelince bende ayağa kalkıp gömleğimi düzeltim Ahmet’in gittiği yöne doğru ilerledim.Girdiği odadaki kapıyı açtığımda Ahmet’i çalışma masasına oturmuş düşünür şekilde gördüm.Kapıyı kapatıp Ahmet’e ; ”Noldu olum bir şey mi oldu hayırdır ne bu halin?”

A:İyiyim kanka ya babamla konuştum biraz o moralimi bozdu.

Bunu söylerken gözleri fırıl fırıl oynuyor,yalan söylemeyi bile beceremiyordu.Oturduğum salonda masada veya yakında herhangi bir telefon bile yoktu zaten.Bende bozuntuya vermeden

”Olum takma kafana istersen anlat bana,baksana taş gibi eviniz var,annen var annen mutlu sen mutlusun gülüyorsunuz olum,daha ne istiyorsun siktir et babanı takılma fazla kalk bir sigara yakalım.”

A:Olur kanka camı açayım.’ dedikten sonra;

Ayaklanıp camı açtı.Ben Ahmet’in şuanki hissettiklerini,düşündüklerini tahmin edebiliyordum o yüzden daha da üstüne gitmem gerektiğini düşündüm.Çünkü üstüne gittikçe ona kabul ettirecektim ve benim üstündeki olan otoritemi ona tekrar hatırlatıp kendini iyice ezik hissetmesini sağlayacaktım.

B:Kanka sen hep bana annenden yakınıyordun ama annen gayet güzel ve mutlu bir kadın neden annende hata varmış gibi hep annenden bahsediyordun?

Bunu dedikten sonra,annesinden üstü kapalı şekilde yakınmasına rağmen annesinin sorununu gün yüzüne çıkarmasına adım adım yaklaşmıştım.Çünkü bana annesinden sık sık yakınması babasından daha çok annesinin suçu olduğunu düşündürmüştü.

A:Kanka uzun hikayeler ya,boşver annem…” Biraz duraksadı.Bende ağzındaki baklayı çıkarsın diye ”Eee söylesene olum niye sustun amına koyayım” dememden sonra kendine gelmiş ola ki sözlerine devam etti ;

”Kanka benim annemde babam gibi masum değil.” sonunda söylemişti hissettiklerimi kendi içimde mutlu olmuştum.”Biliyordum amına koyduğumun sürtüğü hiç normal bir kadın gibi davranmıyor zaten belliydi bir kaşarlığının olduğunu.” diye geçirmiştim içimden.Laf arada kaynamadan;

”Kanka bana her şeyini anlatabilirsin annen güzel bir kadın ve ben çok sevdim.Sadece sen annene benim hakkımda neler anlattın çünkü ilk görüştüğümüzde bana hiç normal bir çocukmuşum gibi yanaşmadı,kapıda bile sanki çöp paketiymişim gibi 2 kelime kurup siklemedi bile beni.” dedim oda hiç bekletmeden;

A:Kanka kusura bakma ya ben senin hakkında bir şey söylemedim sadece boksör olduğunu ve okulda isminin geçtiğini,okuldan kızlarla takıldığımızı falan söylemiştim.Biliyorsun olum benim pek arkadaşım olmadı bu zamana kadar konuştuğum insan sayısı bile 10 parmağı geçmez.

B:Olum şu sikimsonik meseleleri niye annene anlatıyorsun annen beni ibne,amcık peşinde koşan bi eleman gibi düşünücek aptal mısın nesin sen amına koyduğumun salağı.” derken aklımda Melis’le aramızda geçenleri düşünerek biraz sinirlenmiştim,ta kii Melis’in bana soğuk yapmasının

Yüz yüze gelişimize kadar sürdüğünü hatırlayana kadar.Melis’e olan isteğim aklımda belirip bir şeyler yapmam gerektiğini ve bu yanlış izlenimi üzerimden atmam gerektiğini düşünmüştüm ve kendimi daha iyi tanıtmam gerektiğini hissettim.O sırada üstüne gitmemden ötürü kendini daha da ezik hissetmiş ola ki,Ahmet kafasını bükmüş dışarıya doğru sigara dumanını üflüyordu hiç ses çıkarmadan.Ben sessizliği bozup ”Hay senin amına koyayım gidip annenle konuşayımda kadın bana güveniyor olum senin yanında olacağıma dair söz verdim ben kadına.” diyerek kendi kafamca Melis’in yanına gitmek için bir bahane üretmiştim.Ahmet’ten ses çıkmayınca sigarayı yarıda bırakıp aşşağıya doğru attıktan sonra kapıyı açıp mutfağa doğru ilerledim Melis o sırada kahve fincanlarını yıkıyor,duruluyordu. Ses çıkarmadan,arkası dönük olduğu için o dizlerine kadar olan çiçekli dar elbisesinden fırlayan büyük ve iri kalçarını o görmeden rahatlıkta izleyebiliyordum.İnce belli olmasına rağmen üst vücudu tamamen yanlara eğrimliydi vücudu tamamen 90-60-90 diyebileceğimiz türdendi.Ben arkasında öyle durmuş pantolonumdan sikim fırlayacakmış şekilde yıkadığı bulaşıkları sildikçe sallanan kalçalarını izliyordum.Düşünceler arasında kaybolmuşken kendimi tutamamaktan korkup daha fazla uzatmayıp sessizliği bozarak biraz cilveli birazda nazlı bir şekilde;

”Canım ablam kolay gelsin kusura bakma sana da zahmet verdim ama.”

M:(Oda gülerek) Ne demek minik boksör elbet ödeşiriz.

Bunu demesinin ardından çok fena olmuştum adeta,o sırada aklımdan geçen: Ona korkusuzca arkasından saldırıp o dar çiçekli elbisesini yırtıp kalçarını rahata erdirip,bir bacağını tezgaha kaldırıp onu domaltarak sert bir şekilde nefes almadan sikmek istemiştim.Ama kendimi frenledim çünkü düşündüğüm şekilde olmayadabilirdi ve öyle de oldu.Ben azgın düşünceler arasında kaybolmuşken oda galiba bir cevap bekliyor olacak ki…

M:Noldu neden sustun boksör yoksa bilet vermeyecek misin ablana ? Hem Ahmet’e de iyi gelir belki sever.

Bu sorudan sonra kendime tekrar geldim ve aniden o azgın düşüncelerden sıyrılarak;

”Abla tabii ki bilet vereceğim ama ulusal turnuvalarıma daha var şuanki olan turnuvalar amatör turnuvalar.Ama sana söz bu güzelliğini karşılıksız bırakmayacağım.İlk Profesyonel turnuvamda ilk biletimi ailemden önce sana vereceğim.” Diyerek biraz iltifat eder gibi suyuna gitmek istemiştim. Oda

M:Anlaştık bak ben arkandayım,Ahmet arkanda,eminim ki ailende arkandadır hepimiz arkandayız maçlarını bekliyoruz.İlk bilet sözünüde unutmam bunu sık sık hatırlatıcam sana.

B:Sözüm söz abla sen unutsanda ben unutamam.” Dedikten sonra biraz kendimi aptal gibi hissetmiştim sanki sürtüklüğü karşısında biraz ezildim gibi düşünmüştüm.Çünkü onun sürtüklüğünü bilmeme rağmen ortaya kurmam gereken otorite yerine duygularımı da açıkça serdiğimi düşünmeye başlamıştım…

Ezik Sınıf Arkadaşımın Annesiyle 4

Beyler tüm geri dönüşler için eyvallah seviliyorsunuz beğeniyorsanız devamı her zaman gelir.

Oturduğum 2li koltukta kendi beynimin içinde savaşlar veriyor bir yandanda dar kot pantolonumdaki ereksiyonumu kontrol etmeye çalışıyordum.Evin her tarafını gözlerimle inceliyor ayrılmış olan bir anne oğulun bu kadar lüks bir eve sahip olmasını aklımca sorguluyordum.Salonda tek başıma kalmıştım ve evde kısa bir süreliğine sessizlik oluşmuştu ki…Ahmet ve Melis abla yan yana salona gelene kadar,Ahmet’in üzerinde herhangi bir hazırlanış göremiyordum,altında kısa şort üstünde salaksaçma resimli bir tshirt vardı.Yürüyüşlerini kesip Ahmet’e seslendim;

B:Kanka hazırlanmamışsın hayırdır çıkmıyor muyuz?

A:Bugün evde geçirelim ya ne dersin?

B:Olur kanka benim için bir sıkıntı yok.

Beraber geldikleri için heralde Ahmet’in kafasındaki evde kalma planından Melis ablanın haberi vardır diye hiç uzatmadım konuyu ve oturduğum koltuğa biraz daha yayılarak bacaklarımı biraz daha açıverdim.Melis abla bana bakarak;

M:Size bir şeyler hazırlıyayım da öyle boş boş oturmayın bari.

Ben hiç ses çıkarmamıştım görgüsüz gibi görünmemek için,o sırada Ahmet annesine dönüp ”Olur anne”dedi.Ardından Melis abla içeriye doğru geçti Ahmet’te karşımdaki annesinin oturduğu tekli koltuğa oturup annesinin oturduğu kol koymalık yerine kollarını sermişti.Ben o oturduğu esnada kısa bir süreliğine kolunu koyduğu yere bakıp Melis ablanın o dolgun bacaklarını üst üste atışını düşünmüştüm.Hemen kısa bir süre sonrasında Ahmet sessizliği bozarak;

A:Kanka kızlara noldu,niye sövüp saymışlar?

Bende azgın ve aşırı tahrik edici düşüncelerimden hafif sıyrılıp biraz gergin bir şekilde Ahmet’e;

B:Olum kızlara okula gitmeyin diyoruz,gitmiyorlar sonra ekiyoruz tribe girdiler haliyle.

A:Haklısın valla ne diyeyim benim yüzümden seninde ortamın mahvoldu kanka kusura bakma ya.

Bende (gülerek) ”Boşver olum elini sallasan 50sini buluruz.” dedim.

A:Eyvallah kanka da sen olmasan takılamayız öyle sürtüklerle bana pas vermezler biliyorsun anlatmıştım sana defalarca..

B:Rahat ol olum okulun en seksi kızlarını sikeceğiz.” demiştim.

Bunu söyledikten sonra kısa bir süreliğine eski anlık hissettiğim azgın ve tahrik olmuş halime döndüm ve aklıma Melis abla gelmişti çünkü benim için şuanda okulunda,semtinde,şehirinde en seksi karısı,kızı oydu.Bu kısa süreliğine düşünceden sonra kot pantolonumda iyice sıkışan demir gibi sikim beni kötü bir dereceye getirmişti ve biraz acıtmaya başlamıştı bende çektiğim acıdan dolayı elimi pantolonuma götürmüştüm ve sikimi saplandığı yerden kurtarmaya çalışıyordum.Ahmet’te bunu farketmiş kıkır kıkır gülüyordu.O esnada ;

B:(Hafif gülerek) Ne gülüyorsun lan! Okadar kızlardan bahsedersek olacağı buydu,bana tuvaleti gösterde bir tuvalete gideyim fena oldum ben,şunu düzelteyim pantolon zaten epey canımı yakıyor. diye söylenmiştim.

Ahmet’te aklımdaki azgın fikirlerden habersiz konuşmayıp sadece gülerek tuvaleti parmağıyla işaret etmişti.Ben tam tuvalete gitmek için ayağa kalktığım anda Melis ablayla yüz yüze gelmiştik elinde bir tepsi vardı ve sanki biraz cildine bakım yapmış gibi görünüyordu çünkü yüz hatları iyice belirginleşmiş,saçlarını arkadan bağlamış alnına doğru perçellerini dökmüştü.Yüzü zaten bebeksi gibi,ufak yanaklarıda hafif tombik durduğu için gözüme çok tatlı,adeta aşık olunmak için yeryüzüne inmiş bir kadın gibi gelmişti,gözlerine doğru bakmak için kafamı eğdiğimde oda kafasını kaldırmış bana bakıp tatlı bir gülümseme atmıştı öyle ikimizde saniyeler boyunca birbirimize bakakalmıştık.Sonra ben sessizliği bozup ”Pardon abla buyur” diyerek önünü açıp geçişini sağlamıştım ortadaki masaya doğru ilerlemişti,bende geldiği yoldan ilerliyorken bana seslenip ”Saol Canım” demişti.Bende baya bi şaşırmıştım,Ahmet’in önünde bana canım diye hitap etmesi beni aşırı tahrik etmiş ola ki adımlarımı istemsiz bir şekilde hızlandırmıştım.Neredeyse koşarak tuvalete girmiştim.Tuvalete girdiğimde hemen kapıyı kapatıp kitlemiştim.Lavabo tarafında bir ayna vardı aynanın önüne geçip ellerimi lavaboya koymuştum ve aynadaki kendime bakıp,Ahmet’in ailesel konuda yakındığında sırf annesi üstünde durmasını hatırlayıp,bu kadın çok fena bir sürtük diye söylenmiştim kendi kendime.Bu hatırladığım şey beni çok tahrik etmiş ola ki pantolonumdaki acıyı tekrar hissetmeye başlamıştım.Daha fazla duramadan fermuarımı hemen çözüp sonunda sıkışan sikimi rahat bırakmıştım,boxerimi indirdiğimde ilk defa bu kadar kalınlaşmış ve bir demiri bükebilecek şekilde görmüştüm sikimi,elimle sardığımda çok değişik hissetmiştim sanki azıcık ileri geri yapsam boşalacakmış gibi hissetmiştim.Sikimi elimin arasına almış,aynaya tekrar bir bakış atarken arka tarafımda duran kirli çamaşır sepetini görmüştüm.Aklıma sinsice ama bi okadarda azgınca bir fikir gelmişti,elimi sikimden çekip pantolonumu ve boxerimi çıkarmıştım altım tamamen çırılçıplak vaziyetteydi o şekilde arkamı dönüp kirli çamaşır sepetine doğru yönelmiştim sepetin kapağını açtığımda içinin bomboş olduğunu sadece 1 tane iç çamaşırı olduğunu farketmiştim hemen elimi sepetin içine sokup iç çamaşırı elime aldığımda külodun o yumuşaklığını sezmiştim yan tarafları dantelli örgülerle örülmüş,pembe renk,usta işi bir iç çamaşırıydı.Belliydi ki bu Melis’indi elbisesinden gelen tatlı parfüm kokusu yerine o azgın kokusunu hissetmek istediğimi ilk defa o külodunu elime aldığımda hissetmiştim ve zaman kaybetmeden o ateşli külodu burnuma doğru götürdüm üstündeki elbiseden çok farklı kokuyordu.Elbisedeki kokusu tatlı bi parfüm kokusu gibiyken bu külodu aşırı ateşli ve azgınca kokuyordu,o kokuyu burnumun derinliklerine kadar çektiğimde elim istemsizce sikime yönelmişti istemsiz bir şekilde pantolonumun sikime çektirdiği acıyı unutup sert bir şekilde mastürbasyon yapmaya başlamıştım.Acıyı bırakmış,kendimi kaybetmiş şekilde sikimi zorluyordum,boşalmaya yakınlaştığımda böyle bitmemesi gerektiğini hissedip tükürüğümü,giydiğinde amcığını oturttuğu yere doğru bırakıp külodu sikime sarmıştım.O azgın ve ateşli amcığını oturttuğu yere boşalmıştım.Boşaldıktan sonraki gelen rahatlamayla ”Al sana sürtük” diye istemsiz bir şekilde içerideki Melisle Ahmet’i unutup bağırmıştım.İyice boşaldıktan sonra sikime doladığım o külodu sikimden çözüp beline gelen tarafından tutup kaldırdığımda döllerimi görebiliyordum.Herhangi bir şey yapmadan gülerek kirli sepetine tekrar bıraktım.Tekrar lavaboya yönelip ellerimi yıkarken aynaya bakıp sürtüğün istediğini umarım böyle bırakmam diyerek kendimi cesaretlendirmeye çalışıyordum.Havluyu alıp ellerimi sildim ve salona geçmek için kitlediğim kapıyı açıp içeriye doğru yöneldim…

Devamı gelecek…

Karımın Tatilde Pestili Çıktı – 5

Saunanın kapısı açıldığında girenler geçen gün havuz başında gördüğüm otel görevlisi 2 gençti. Adının Batuhan olduğunu öğrendiğimiz gençlerden biri ”Eveettt, şimdi yarağı yediniz. Bu grup seksinizi mi diyeyim yoksa gavatlığınızı mı diyeyim neyse her ne boksa yaptığınız şeyi gizli kamera yoluyla video çektik.” dedi. Adının Emir olduğunu öğrendiğim diğer gençse ”Yaklaşık 2 saatlik videoyu internete yaymamızı ve bu sayede herkese rezil olmanızı istemiyorsanız bizim bazı şartlarımız olacak.” dedi. Biz de yerde neredeyse trans modda yaygın bir şekilde yatarken hiçbir şey diyemiyorduk ama Berke ve Mert’in içlerinin çok kızgın olduğu belliydi. Ama yorgunluktan hiçbir şey ne diyebiliyorduk ne yapabiliyorduk. Çırılçıplak şekilde karılarımızla birlikte rezil olmuştuk bu gençlere fakat bu gençlerde bir piçlik peşindeydi. Bu çok belli olan bir şey. Berke sinirli de olsa ”Bu videoyu silmek için ne istiyorsunuz?” diye sordu gençlere. Emir de ”Eğer karılarınızı tatil bitene kadar istediğimiz zaman, istediğimiz kadar bağırta bağırta sikersek bu videoları hiçbir yerde paylaşmayıp sileriz ama karılarınızı sikmemizde bir sorun çıkarırsanız bu videoları internette bilin.” diye bizi tehdit etti. Mert de ”Ne diyorsunuz lan siz.” diye bağırdı ama yorgunluktan ayağa kalkamıyordu. Batuhan da ”Neyin tatavasını yapıyorsun lan gavat, karını bu yavşaklara siktirirken iyiydi biz sikmek isteyince mi sorun oldu.” diye bağırdı. Bir yandan haklıydı karılarımızı değiştire değiştire sikmiştik bi de yetmezmiş gibi içlerine boşaldık belki de karılarımızdan biri hamile kalsa çocuğun kimden olduğu belli olmayacak. Batuhan elini cebine attı ve cebinden mor bir bikini altı çıkardı, bikini altı Hande’nindi. Batuhan bikini altını elinde tutup Hande’ye bakarak ”Amın mis gibi kokuyormuş, istesen de istemesen de o amı yiyeceğim.” diye laflar söylüyordu. Hande ise saf saf bakıyordu ona karşı. Aynı şekilde karım ve Alina da. Batuhan ”Evet iyice düşünün size şimdi yarın sabaha kadar müddet. Yarın sabaha kadar kararınızı bize söyleyeceksiniz. He olumlu cevap verirseniz bu videoları siktikten sonra sileriz ama olumsuz cevap verirseniz bu videoları internette görürsünüz.” diyerek yarağını çıkardı ve Hande’nin yüzüne sürdü. En az 17-18 cm yarrağı vardı. Aynısını Emir de yaptı ve yarağını İrem’in yüzüne sürdü. Onun da yarrağı 13-14 cm’di ama Batuhan’ın yarrağından kalındı. Biz hiçbir şey diyemedik ve saunanın kapısını kapatıp gittiler. Biz de yaklaşık 10-15 dakika daha yerde yattıktan sonra zorlansak da karılarımız bikinilerini tekrar giyip odalarımıza çekildik. Kalkmak zorundaydık çünkü daha fazla kişiye yakalanmak istemiyorduk. Akşam yemeğini zaten kaçırmıştık. Bu yüzden karımla duşlarımızı aldık ve bu konu hakkında hiçbir şey konuşmayıp yatıp uyuduk.

Sabah alarmın sesine uyanmıştım, saat 9’du. Kahvaltıyı kaçırmamak için İrem’i de uyandırdım ve aşağıya indik. O sırada Hande ve Berke’de açık büfe kahvaltıdan yemek istediklerini alıyorlardı Hande ne kadar dün akşam 3 tane büyük yarrak yese de. Yemek istediklerimizi aldıktan sonra bahçenin kenar kısmında Alina ve Mert’i gördük ve yanlarına oturduk. Kahvaltımızı ederken yaklaşık 5-10 dakika sohbet etmedik ama kahvaltımızı bitirdikten sonra Mert ”Akşamki olayı ne yapacağız?” diye sordu. Berke hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi ”Ne olayı?” diye sordu, ben de ”Şu saunada otel görevlisi 2 gencin söylediği şeyler.” Berke de ”Heee, hatırladım. Ne yapacağız?” diye tekrar bize sordu. Plan yapmaya vaktimiz yoktu, Mert ”Maalesef ve galiba dediklerini kabul edeceğiz.” diye cevap verdi. Ben de ”Bizim de şartımız olsun.” dedim. Berke de ”Ne şartı?” diye sordu yeniden. Ben ”Eğer o sikişte biz de olursak yani onlar karılarımızı sikerken biz de onlarla birlikte sikersek olur diyelim” dedim. Onlar da mantıklı geldi ve kabul ettiler. Karılarımız ise ”OHA!” diye bağırdı. Alina ”5 tane yaraktan bahsediyorsunuz, siz ciddi misiniz?” diye şaşkın bir şekilde cevap verdi. Hande de dünden razı gibi ”Neden olmasın” diye heyecanlı bir şekilde cevap verdi. Karım İrem’den ise tık yoktu fakat benim yarağım büyümüştü.

Esila – 6. Bölüm

Yaklaşık 20 dakika geçti. Belimde bi el hissettim. Arkamı döndüğümde Emre karşımdaydı. Alkolün verdiği mutluluk ile Emre’yi karşımda görme mutluluğu birleşip tatlı bir heyecana dönüştü. Biraz abartılı bir şekilde ellerimi boynuna atıp hoşgeldin diye yanağından öptüm. Emre masadakilere dönüp selam verdi. Meryem ve Derya şaşkın şaşkın bana bakıyorlar, kaş göz işaretleri yapıyorlardı. Muzip bir gülümsemeye büründü ağzım istemsiz olarak. İşte ben de çağırdım benimkini der gibi bakıyordum kızlara.

Bu sıkışık mekanda kendimizi müziğe bırakmış dans ediyorduk. 5. Kokteylime geçmiştim ve artık bazı şeyleri blurlu görmeye başlamıştım. Emre de geldiğinden beri 3 kokteyl içmişti bile. Dansımız gittikçe yakınlaşmaya başladı. Emre’nin eli sırtımda, belimde geziniyor ve usul usul okşuyordu beni. Her şey fazlasıyla hoşuma gidiyordu. Şu an beni tuvalete götürüp sikse kılımı bile kıpırdatmazdım.

Meryem saatine bakıp bizi uyardı:
“Hadi hadi saat 12 buçuk olmuş. Ortaköy’e geçelim artık.”
Meryem’in uyarısı ile hepimiz adeta alarm durumuna geçtik. Hızlıca hesabı istedik. Mesut da alkol seviyesini abartmıştı. Bu halde araba kullanamazdı. Ana caddeye çıkıp bir taksi çevirdik. 6 kişi alamayacağını söyledi ancak bir takım tatlılıklar yapıp taksi şoförünü ikna ettik. Mesut direk ön koltuğa atladı. Kalan beşimiz arka koltuğa sığmalıydık. Arka tarafa önce Derya bindi, ardından Derya. Mert Derya’yı takip etti. Arka koltukta küçücük bir alan kalmıştı ve ikimizin de sığması gerekiyordu. Emre: “Sen geç canım, ben başka bi taksi ile yakalarım sizi”
Emre yanımdan gitsin hiç istemiyordum. Heyecan ile atıldım:
“Ya hayıııırr gel. Sen otur ben de sıkışırım bir şekilde”
Emre tavrım karşısında dayanamadı ve taksiye bindi. Yapılı bir vücudu var Emre’nin. Mert’in yanına sığması kolay olmadı. Arka koltuk o kadar dolmuştu ki Mert’in kucağına oturmaktan başka çağrem yoktu. Usulca Mert’in kucağına bıraktım kendimi.

Bir Öğretmenin Günlüğü -3

Günler aynı düzende devam ediyordu; okul, ders, antrenman ve sitede beraber geçen günlerin ardından yaz tatili geldi. Canan ablalar ile aynı memleketliydik. Canan abla iş yerinden yıllık izin almış Cansel ile beraber gideceklerdi. Babam ben size tren bileti alayım dördünüz beraber gidin dedi ortak karar alındıktan sonra yolculuk hazırlıkları başladı. Trene bindik ben Cansel ile annemde Canan abla ile oturdu ve memlekete doğru yol aldık tabi o zaman trenler tın tın giderdi 14 saat sonunda memlekete varmıştık.
Bizi dayım karşılamaya gelmişti Canan ablaları da eniştesi karşılamıştı sarılıp vedalaştıktan sonra biz köye doğru yol aldık (: tabi o zamanlar cep telefonu yaygın değildi daha yeni yeni piyasaya çıkıyordu ve haberleşmek zordu köye vardığımızda babamın iş yerini arayıp geldiğimizi söyledik ve akraba kaynaşmasına geçtik.
Normalde kalabalık bir aileyiz ama tabi ki yaz başı olduğu için daha herkes gelmemişti. Sadece büyük teyzemler, biz, küçük teyzem ve küçük dayım vardı birde dedem ile anneannem. Teyzemin 2 kızı vardı biri benden 2 ay küçük diğeri bizden 4 yaş büyüktü. Küçük olan Ebru büyük olanda Elif. İlk başlarda genellikle biraz durgunda olsak sonra kuzenler ile kaynaştık sohbet muhabbet derken akşamı etmiştik. Kızlar bir oda da yatıp dedikodu kazanını kaynatırken bizde erkekler olarak diğer oda da uyku moduna girmiştik bile.
Sabah sandığımdan erken kalktım daha saat 6’ya yeni geliyordu. Yastık yatak alışması derken üstümü giydim yatağımı toplayıp dışarı çıktım avluda gezerken merdivenlerden ses geldi baktığımda Ebru pijamaları ile tuvalete gidiyordu beni görünce gülümseyip birbirimize günaydın dedik. Bende biraz yürüyüş yapayım dedim kendi kendime sopa arıyordum köpeklere karşı korunmak için tam sopayı almıştım ki Ebru;
+ nereye?
-Yürüyüş yapacağım.
+bekle bende geleyim.
-tamam, ama çabuk gel.
+5 dakika ’ya yanındayım.
Geldiğinde üstüne kırmızı bir tişört ve şalvar giymişti saçlarına da yeşil bir tülbent bağlamıştı. Köy içinde biraz gezdikten sonra canım erik çekti dedi. Dedemin bahçesine gittik. Ağaçtan biraz erik, kayısı falan toplayacaktık ama bir sorun vardı meyveler dal uçlarındaydı uzanması zor oluyordu.
+Sen beni omzuna al.
-tamam gel.
Hafifçe dizlerimi kırıp Ebru’yu omzuma aldım ve kaldırdım. O yukarıda meyveleri toplarken arada yiyor arada uzatıp benim ağzıma veriyor bende yiyordum.
+keşke torba alsaydık
-valla aklımızda meyve toplamak yoktu küçük hanım.
+bir anda aklıma geldi ne yapayım.
-o zaman tişörtünün alt kısmını topla içine doldur.
+hay aklınla bin yaşa.
Ebru toplarken beni yönlendiriyordu ama ağzı dolu olunca anlayamadım hafifçe yukarı doğru bakayım dediğimde tişörtünün altında siyah sutyeni görünce adeta transa geçmiştim. Bana seslenmiş olmalı cevap vermeyince kafamın acısıyla kendime geldim.
+nereye daldın hayırdır dedi.
-hiç dedim.
+yoksa sevgilini mi özledin dedi.
-olsa dükkân senin.
+yalancı.
-gerçekten yok sevgilim.
+neye daldın o zaman.
-manzaranın güzelliğine dedim.
Tişörtünün kalkık olduğunu fark edince hemen indirdi ama indirince tabi eriklerin hepsi düştü. Ebruyu yavaşça indirdikten sonra erikleri toplayıp eve doğru yürüdük. Avluya geldiğimizde bizimkilerin kahvaltı hazırlıklarına başladığını gördük erikleri masaya bırakıp ellerimizi yıkamaya gittik. Ellerimiz yıkarken biraz su savaşı da yaptık tam kahvaltıya gidecektik ki koluma girip sessizce sonra senden bu manzaranın hesabını soracağım dedi.
Daha sonra çok yalnız kalamadık. Kahvaltı sonrası Ebru ile Elif bulaşıklara girişti bizde küçük dayım ile beraber traktör ile tarlaya gittik. Buğday, arpa, ayçiçeği ve nohut tarlalarımız vardı. Onları kontrole gittik. İkindi vaktine doğru eve geri geldik. Sonra yemekler yendi akşam çayı için oturduk sağımda Ebru solumda Elif vardı arada kalkıp çay dolduruyorlardı. Ebru otur kalk yapa yapa dibime girmişti vücutlarımız temas halindeydi birileri bir şey anlatıyordu dinliyorduk gülüyorduk.
+Sabah erken kalk yine.
-hayırdır.
+bahçeye gidelim.
-bana uyar.
Elif: pişt ne kaynatıyorsunuz bakim.
+sabah bahçeye gidelim dedim.
Elif: beni de kaldırın.
-tamam
+tamam
Ebru bunu söylerken yüzü asılmıştı ama çok belli etmedi. Sabah olmuştu yine aynı saatte kalktım giyindim dışarıya çıktım. 5 dakika sonra Ebru geldi.
-Elif nerede
+gelmeyecek
-gidelim
+tamam
Yine yürüyüşümüzü yapıp bahçeye geldik. Bu sefer ağacın altına oturup sohbet etmeye başladık. Oturduğumuz yer bahçenin içine biri girip yanımıza gelene kadar gözükmüyordu. O yüzden rahattık.
+hiçbir kızla öpüştün mü?
-yanağından öptüm.
+onu mu soruyorum aptal.
-başka olmadı. Peki ya sen?
+bende öpüşmedim.
Sonra birkaç dakika sessizlik oldu. Yerdeki taşla kumla oynuyorduk ikimizde. Ben zaten kızlara karşı oldum olası ketum olmuşumdur. Kızlardan hiçbir hareket gelmese hiçbir şey yapamam herhalde.
+gözlerini kapat.
-neden
+sorma aptal.
-tamam.
Sonra yüzümde hafif bir sıcaklık hissettim. Dudaklarımız birbirine değiyordu ama hareket etmiyorduk. 15-20 saniye böyle durduktan sonra.
+güzel miydi?
-çok bir şey anlamadım. Sence?
+bende anlamadım.
-filmlerde genellikle dudaklarını arasına alıyorlar öyle mi yapsak
+tamam.
Bu sefer ben yaklaştım. Hafifçe dudaklarımız aralamış bir şekilde dudaklarımızı emmeye başladık. Dudaklarımızın oynaması ile ıslaklıkta olmuştu bu sefer daha güzeldi. Yaklaşık 2-3 dakika bu şekilde devam ediyorduk ki. Elif seslendi neredesiniz diye. Bahçe kapısından sesleniyordu. Ebru hemen kalktı ablasını çağırdı. O da geldi. Üçümüz oturup lafladık sonra eve döndük. Kahvaltı masasına oturduk. İlk defa biriyle öpüşmüştüm ve bu kız Ebru olmuştu. Tatilin uzun olduğunu düşününce istemsizce gülümsedim. Ebru’ya baktığımda o da gülümsüyordu.