Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Balayında Hollanda’da Sahnede Herkesin Önünde

Merhaba, adım Aysel. Biz Amanyada yaşayan bir çiftiz. Ben 30 yaşında, esmer, düzgün fiziği olan, çok güzel bir kadınım. Kcam da yakışıklı sayilabilecek, atletik yapılı bir erkek. Yaklaşık 8 yıl önce evlendik. Ben Berlinde eşim de Gelsenkirchende yaşıyorduk, tanıdıklar aracılığıyla tanıştık ve iyice birbirimizi tanımadan evlendik. Ama kocam gerçekten çok anlayışlı bir insandı. Evleneli 5 yıl olmuştu, ama bir türlü balayına gidememiştik. Kocamla bir gün yapalım bu işi, henüz çocuk ta yokken bir balayına gidelim dedik. Kocamın Almanyada yaşayan Özcan isminde Bursalı bir arkadaşı var, onun tavsiyesi ile balayına Hollandaya gidecektik, bir hafta Hollandada kalıp gelecektik. Özcan Hollandayı iyi bildiğinden, o da bizimle gelecekti, Hollandayı bize gezdirmek için. Neyse gittik Hollandaya. İlk gün bir otele yerleştik, biraz gezdik. İkinci günün akşamı bir discoya gittik. Çok gürültülü, büyük ve kalabalık bir yerdi. Orada biraz demlendik, onlarla birlikte ben de içiyordum. Yalnız dikkatimi çekti Özcan bana hep yiyecekmiş gibi bakıyordu, fakat ben umursamaz tavırlarla eğlenmeye çalışıyordum. Özcan aslında yakışıklı biriydi, çok ta çekiciydi, ama çok yakın arkadaş oldukları için kocama bunu yapamazdım. Discoda vakit epey ilerlemişti ve biz iyice kafaları bulmuş ve zivanadan çıkmıştık. Gittiğimiz disco şehirden epey uzakta bir yerdeydi. Süper bir şekilde eğleniyorduk. Saat 02:30 gibi disco sahibi midir veya yöneticisi midir, sahneye çıktı, mikrofonu aldı ve ?Evet bayanlar baylar, gecenin sürprizine hazırmısınız?? dedi. Discodaki herkes sevinçle alkışlarken, biz bön bön baktık birbirimize, ne sürprizi diye. Birden sahneye iki erkek ve iki kadın çıktı. Bunlar striptizciydiler. Çok şaşırmıştık. Disco sahibi, ?İzlemek istemeyen discoyu terk edebilir!? dedi, ama hiç kimse gitmedi. Oranın yerlileri biliyormuş olayı meğer, biz deafallamış bir şekilde kalakalmıştık. Kocama, ?Bu ne ya böyle?? dedim, ama gözüm de sahnedeki erkeklerdeydi. O arada Özcan yanımızda yoktu. Kocam, ?Gidelim mi, kalıp seyredelim mi aşkım?? dedi. Ben de, ?Bilmem, sen bilirsin.? dedim. Kocam da, ?İstersen kalalım seyredelim, nasılsa balayında değilmiyiz, güzel bir anımız olur, değil mi?? dedi. Ben de gülerek, ?Hınzır, striptizci kadınları gördün değil mi!? diyerek çimdikledim kocamı.

O da, ?Eee, sen de erkekleri görünce afalladın, değil mi!? dedi. Ama hakikaten erkekler çok yakışıklı idiler, biri esmer, biri beyaz tenli idi. Artık kafalarımızın iyi olmasının da rahatlığı ile seyre daldık. Erkekler sahnenin bir tarafında, kadınlar bir tarafta erotik dans yaparak yavaş yavaş soyunuyorlardı. Her bir parça kıyafet çıkarışlarında ateşim daha da fazla artıyordu. Kocam sahnedeki kadınları seyrederken, bana arkadan sarılmış, kalkmış sikini kalçalarıma bastırıyordu. Müthiş ıslanmıştım. Üzerimde bol kumaştan bir etek vardı, altımda da tanga külot. Beyaz renk çiçekli eteğimle çok çekiciydim aslında. Bir süre sonra Özcan geldi yanımıza ve sırıtarak, ?Eğleniyormuyuz?? dedi. Ben de kulağına yaklaşıp fısıldayarak, ?Bu ne rezalet böyle?? deyip hınzırca da güldüm. O da benim kulağıma, ?Daha ne istiyorsun bebeğim, bundan güzel balayı mı olur, önce seyret sonra kocanla uygularsın!? dedi güldü. Ben de, ?Çok hınzırsın, hainsin!? dedim. O sırada mikrofonda konuşan adam tekrar çıktı ve discodaki bütün kadınlara çekiliş için numara yazılı kağıtlardan dağıttı. Çekilişte numarası çıkan iki kadın 500 Euro kazanacaktı, fakat kazananlar mecburen sahneye çıkacak ve striptizci erkeklerin biri ile sahnede erotik dans edecekti. Bana uzatıkları çekiliş kağıdını almak istemedim, fakat kocam aldı zorla verdi bana. Üstelik bana, ?Çıkarsa iyi olur!? demez mi! ?Ne yani, çıkarsa beni sahnedeki o azman erkeğin yanına mı yollayacaksın?? dedim. ?Neden olmasın karıcığım! Adamlardaki kaslara baksana, o güçlü kollarıyla nasıl kavrarlar seni!? dedi. ?Ciddi olamazsın!? dedim. ?Şaka ya!? dedi. Ama şakası bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Discodaki kadınların hepsi tempo tutuyordu. Özcan elimdeki numaraya baktı ve ?Sana çıkarsa ciddi ciddi sahneye gidecekmisin?? diye sordu. Ben de, ?Sana ne ya?? dedim. Özcan bozulmuştu. Kırmak istemedim aslında, içkinin etkisi ile söylemiştim. Sonradan üzüldüm ve ?Çıksın da bakarız…? dedim. Özcan sonra yanımızdan ayrıldı, yalnız bir ara discoda anons yapan adamla konuşurlarken görür gibi oldum. Demek ki adamı tanıyor diye düşündüm. Neyse çekiliş başlamak üzereyken herkes heyecan içinde idi. Adam, ?Bakın bayanlar son kez söylüyorum, kuralımız bu, kimin numarası çekilirse sahneye çıkmak zorunda ve sahnedeki erkek partnerinin yaptıklarına katılmak zorunda, sonuçta 500 Euroyu da alacak! Yok sahneye çıkmam, sahnede olacaklara katılmam diyen varsa şimdiden numarasını iade etsin. Ama çekilişten sonra vaz geçmek yok!? dedi. Kimse numarasını iade etmedi, bir kaç kişi iade etseydi ben de iade edecektim, belli mi olur, bana falan çıkar mıkar diye düşündüm. Sonra da, amaan okadar kişinin içinde beni mi bulacak dedim. Bir yandan da, keşke bana çıksa diyordum, kocamla bazı sevişmelerimizde toplum içinde sikişmeyi fantezilerdik. Neyse, çekiliş başladı, ilk önce esmer olan erkeğin çekilişi oldu, orta yaşlı bir kadın çıktı sahneye, heyecanla adama sarılıyordu. Ayyy kadının kocası yok mu ki diye düşünüyordum. Sıra beyaz tenli olana geldi, çekiliş numarası 867 demez mi! Olamaz, bu benimki idi. Dünya başıma göçtü sanki. Heyecanla birlikte gözlerim fal taşı gibi açıldı birden ve ?Benimki!? diye bağırdım. Hiç sesimi çıkarmasam kimse bilemezdi belki, ama herkes duymuştu. ?Eyvahh!? diyerek adama baktım. Kocam da, ?Şansa bak ya, olamaz, kahretsin!? dedi… Anonscu adam sahneye davet etti, ?Lütfen gelin!? dedi. Ben olmaz dedim, ama iş işten geçmişti bir kere. Aptallaştım, sahnede neler yapacaktım elin adamıyla kimbilir. Üstelik okadar seyircinin içinde ve kocam da seyrederken. Kocam, ?Hadi git sahneye, çıkar yol yok, ya sopa yiyeceğiz, yada sahneye çıkacaksın!? dedi. Mecbur bırakıldım. Sahnedeki partnerim kenara kadar gelip elini bana uzattı ve ?Hadi!? dedi, Türkçe konuşuyordu, Türktü ve bizim Türk olduğumuzu hemen anlamıştı. Elimi uzattım beni çekti yukarı sahneye. Sonra beni kucakladı ve sahnenin ortasına götürdü. Herşeyi ona bırakmıştım. Sahne dışını göremiyordum, ışıklar s

adece sahneye vuruyordu. Adamla erotik dansa başladık. Bana, ?Sakin ol ve kendini bana bırak tatlım!? diyordu. Artık heyecandan dizlerim titriyordu. Herkesin içinde, yabancı bir adamın kollarında ve kocamın gözleri önünde yaptıklarım beni fevkalade etkilemiş, sanki bir rüyada yada bir kabusta idim. Adam sürekli konuşarak beni rahatlatmaya çalışıyordu. Beni sandalyeye oturttu, kendisi etrafımda dolaşıyor, üstündekileri bir bir çıkarıyordu… Sadece külotu kalmıştı, önü kabarmış, çadırı dikmişti, siki külodunu patlatacakmış gibiydi. Adam her seferinde yanıma yaklaştığında heyecandan bayılacakmış gibi oluyordum. Sonunda beni ellemeye başladı, seyirciler müthiş tempo tutuyordu. Adam bana sürtünmeye başladı, sikini külotunun üstünden her tarafıma sürtüyordu. Sikinin kalınlığı belk**e kocamın sikinin iki misli idi. Sahne haricinde hiç kimseyi göremiyordum. Adam elleri ile göğüslerimi okşamaya başladığında sularımın bacaklarıma doğru aktığını hissettim. Bol eteğimin altından elini sokarak birden külotumun üstünden amımı avuçlamaz mı! Hiç hareket edemiyor ve karşı koyamıyordum. Sonra adam kafasını eteğimin altına soktu ve külotumun üstünden amıma dil darbeleri atıyordu. Mutlaka kocam da seyrediyordu adamın bu yaptıklarını. Gözlerimi yummuştum, artık oluruna bırakmıştım işi… Adam beni ayağa kaldırdı ve üstümdeki bustiyeri çıkardı, sütyenle kalakalmıştım sahnede. Gözlerim karanlığa alışır gibi olduğunda seyircilerin arasında kocamı arıyordum, ama bulamıyordum. Bir ara Özcanı görür gibi oldum, bana pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Acaba bütün bunları o mu tezgahladı diye düşündüm bir ara. Adam arkama geçti ve elimi önüne götürdü, sikini külotunun üstünden elletmeye başladı. Adamın sikini avuçlayıp sıkıyordum, kazık gibi oldu. Kulağıma da fısıldıyordu, ?Nasıl, güzel mi, onu istermisin, amına gireyim mi, herkes seyretsin!? falan diye konuşarak beni tahrik ediyordu. Ben artık bitmiştim. ?Sikimi sık, hadi sık, ne duruyorsun! İstersen bırakayım, devam etmeyelim!? diyordu. Ben de, ?Hayır, sonunu getir!? diyordum. Sonra eteğimi çıkardı, tangamla kalakalmıştım, süt gibi bacaklarım ortadaydı. Beni tekrar sandalyeye oturttu, bacaklarımı ayırdı ve külotumu kenara çekti, dilini amıma gömdü. Amımın dudaklarını öyle bir emerek çekiyordu ki, bende acıyla zevk birbirine karışmıştı. Bir taraftan da amımı parmaklıyordu… Amım herkesin gözleri önünde idi artık. İyi ki de balayına gidiyoruz diye amımın kıllarını temizlemiştim, kaymak gibi yapmıştım. Adam arada bir, ?Oohhh mis gibi Türk amı, ne güzel, var mı Türk amcığı gibisi!? diyordu. Sonra kalktı ve personelin birine anlayamadığım bir işret etti. Hemen büyük bir havlu getirip verdiler. Havluyu beline dolayarak havlunun uçlarını yüzüme doğru açtı. Havludan dolayı kimse onun önünü ve benim yüzümü görmüyordu. ?Hadi indir bakalım benim külotumu!? dedi. Külotunu kenarlarından tuttum ve indirdim. Aman Tanrım o neydi öyle, azman gibi, kalın, damarlı ve sola doğru oldukça eğikti yarağı. Aklım başımdan gitmişti. Kalçalarını oynatarak yarrağını yüzüme doğru sallıyordu. ?İşte amını yaracak yarrak bu tatlım, hadi

dokun ona!? dedi. Hemen dokundum, nasılsa havludan kimse göremiyordu. Sımsıcak, ateş gibi yanıyordu. Sikinin ucunda bir iki damla sıvı birikmişti, o da zevklenmişti anlaşılan. ?Hadi yala onu!? dedi. Hiç vakit kaybetmeden eğildim, yalamaya emmeye başladım kalın sopa gibi siki… Havludan kimse göremiyordu, ama herkes yaladığımı anlıyordu, ?Ooooo!? diye sesler yükselmişti. Bu olay benim için hayatımda ilk ve belki de tek olacaktı, onun için tadını çıkarmalıydım. Yukarı aşağı sıvazlayarak emiyordum yalıyordum ve adamın sikini iyice havaya sokmaya çalışıyordum. Sonra sikini ağzımdan uzaklaştırıp havluyu çekti, kazık gibi olmuş bembeyaz kalın siki artık herkesin gözleri önünde idi. Havluyu havada tutup sikini sallaya sallaya sahnede biraz dolaştı ve tekrar yanıma geldi. Havluyu yere serdi, beni havlunun üzerine yere yatırdı ve külotumu çıkardı. Hemen personelin biri busefer büyük bir Hollanda bayrağı getirdi verdi adama. Adam bayrağı bellerimizi kapatacak şekilde üstümüze çadır gibi örtüp bacak arama yanaştı. Sikini amımın dudaklarında hissettiğimde zevkten çıldırabilirdim. Ve amıma öyle bir soktu ki sikini, birdaha Milyar Euro verseler izin vermezdim. Sanki yarmıştı amımı. Öyle bir çığlık attım ki anlatamam…Hem memelerimi yalıyor, hem git gel yaparak amıma girip çıkıyordu. Amımı parçaladı zannediyordum, sularım artık durmuyor akıyordu. Tamamını alıyordum artık. Bağırta bağırta sikmek dedikleri bu olsa gerek. Adam bağırmalarıma aldırış etmeden sikiyordu beni, hemde sahnenin ortasında. Ve durmak bilmiyordu, iki sefer orgazma ulaşmıştım, ama adamın boşalacağı yoktu. Kulağına fısıldadım, ?Yalvarırım çıkar artık, acıdan dayanamıyorum!? dedim. ?Peki ama ben nasıl boşalacağım?? dedi. Ben de, ?Ağzıma ver, yalayım boşaltayım seni, ne olur kırma beni, bak istediğini elde ettin işte, siktin beni!? dedim. ?Birdaha böyle güzel bir amı nereden bulacağım ben!? diyerek sikmeye devam etti. ?Sen bulursun, ne olur çıkar!? dedim. Beni kırmadı, amımdan çıkardı ve ağzıma verdi. Rahatlamıştım. Ben de onu ağzımla 5 dakikada boşalacak hale getirdim, memelerimin üstüne öyle bir fışkırdı ki, muhteşemdi. Sonra sikini ve memelerimi bayrağa silerek kaldırdı beni, kıyafetlerimi de elime verdi ve kulise yolladı beni…Nasıl giyindim bilmiyorum. Kulisin dışında Özcan bekliyormuş, ?Gel canım, seni kocanın yanına götüreyim!? dedi. ?Hangi kocamın?? deyince gülüştük. ?Muhteşemdin kız, harikaydın valla!? dedi. Ben de, ?Senin başının altından çıktı bu değil mi?? dedim. Güldü, ?Evet, ama iyi oldu değil mi, güzel bir anı oldu!? dedi ve elini de kalçalarıma atıp avuçlayarak, ?Oooo iyice yumuşamış bunlar!? dedi. Sinirlenmiştim, ?Hooop kendine gel, ne oluyor?? dedim. O da, ?Ulan orospu, 1000 kişinin ortasında sahnede elalemin adamına siktiriyorsun da, bana gelince mi noluyor diye soruyorsun? Ben de isterim, yoksa karışmam, elin adamıyla sikiştini bütün Almayaya yayarım kaltak!? demez mi. Bu eğlencenin bu boyutlara geleceğini hiç tahmin etmemiştim, şimdiden çok pişman olmuştum, ama çaresizdim, ?Tamam ama şimdi değil, Alm

anyaya döndüğümüzde ilk fırsatta sana da vereceğim, ama bak kocam senle sikiştiğimi kesinlikle bilmeyecek!? dedim. Özcan kabul etti anlaştık…500 Euroyu da aldım ve kocamın yanına gittik. Kocam hemen beni kucakladı, iyice kafayı bulmuş, ?Muhteşemdin karıcığım!? diyerek beni öpüyordu. ?İşte bak Özcan, benim karım bu!? diyerek beni Özcana met ediyordu. Discodan çıkarken Özcanın eli yine kalçalarımda idi, mıncıklıyordu ve kocamın haberi yoktu. Otele vardığımızda kocam sızmak üzere idi. Özcan şansını yeniden denedi, hemen oracıkta sikmek istiyordu beni, biliyordum. ?Bak bu akşam halim kalmadı, ne olur başka bir zaman yapalım, olur mu?? dedim. Fakat Özcan bırakmak istemiyordu, ?Şimdi vermezsen bir daha vermezsin sen!? dedi. ?Bak şeref sözü, belki bilmiyorsun ama ben de senden hoşlanıyorum, bunu seni ilk gördüğümde anladım, uygun bir zamanda seninle öyle güzel sikişeceğiz ki bunu birdaha unutmayacaksın, ama bu akşam bana dokunma! Sözümü yerine getirmezsem istediğini yap!? dedim onu ateşli birşekilde dudaklarından öperek avansını verdim, ikna ettim.Yalan değildi, gerçekten kafaya koymuştum, Özcana da verecektim, ama onunla sikişmem tam istediğim gibi olacaktı, zevk ala ala!Şimdilik hoşçakalın!

Hayatın Sillesini Yemiş Yengeme Kendiminkini Yedirdim -2

Yıl 2016… Artık 23 yaşıma gelmiştim. Aradan geçen 5 yılda yengemle aramda pek kayda değer bir şey yaşanmamıştı. Zaten farklı şehirlerde olduğumuz için dayımlarla ayda yılda bir görüşüyorduk. Onlara gittiğimizde yengemi gördüğüm her an sikim kalktığı için boş bir oda bulur ve 31 çekip dururdum.

2016 yılı benim için çok farklı bir yıl olacaktı. Çünkü dayım ve yengemin evliliği ile ilgili öğrendiğim şeyler ve devamında gelişen olaylar beni asla eskisi gibi yapmayacaktı.

Aradan geçen yıllarda dayımın kendisine takık, psikopat bir sevgilisi olduğunu öğrendim. Kumar, sigara ve esrar gibi kötü alışkanlıkları da cabasıydı. Üstelik Belkıs yengem dayıma platonik âşık olduğu için tüm bunları bilerek dayımla evlenmişti. 2011 yılında Berna isimli bir kız çocukları olmuştu. Bu süreçte benim yarım akıllı dayımın sanki çok anlıyormuş gibi teyzeme de borç takarak tüm parasını borsaya ve kriptoya yatırıp kaybetmesi, dayım ve yengemin evliliğinde bir domino taşı etkisi yaratmıştı. Yengemin sürekli bu takıntılı kadından bahsetmesi ve dayımın tüm parasını kaybetmesi yüzünden boşanmak üzereydiler. Ancak dayım, ” Kızım Berna benimle kalmalı! Boşanırsak mahkeme kızımı sana verir. Öyle bir durumda seni öldürürüm. Sen mezara ben hapse gideriz ve Berna’yı ikimiz de göremeyiz. “demişti. Bu sözler karşısında hayatın sillesini yiyen yengem mecburen evli kalmak zorunda kalmıştı.

O güzel ve hayat dolu yengem gitmiş, yerine olduğundan yaşlı gösteren, yüzü kırışmaya başlayan bir kadın gelmişti. Onun hâline gerçekten çok üzülüyordum ama bir yandan da tüm bu yaşadıklarını hak ettiğini kendime hatırlatıyordum. Çünkü yengem, dayımın ne bok olduğunu bilerek onunla evlenmişti. Şimdi hayatını bitiren bu felaket kararın ceremesini çekiyordu. Böyle düşüncelere dalarken yarın Manisa’ya gideceğimizi hatırladım. Mutlaka dayımların evine gidip yengemi görmek istiyordum.

Manisa’ya geldiğimizin 3.günüydü. Burada hiç rahat değildim çünkü dedemin evi her zaman kalabalık olurdu, bu yüzden de çok 31 çekemezdim. 3 gündür 31 çekmeyen ben azgınlıktan bayır domuzu gibi olmuştum. Ben böyle acınası bir hâldeyken, evdekilere dayımlara gideceğimi söyledim ve yola koyuldum.

Aradaki mesafe çok uzun değildi. Arabayla 10 dakika sürüş yaptıktan sonra dayımın evine ulaştım. Kapıyı tam çalacaktım ki içeriden bağırma sesleri geliyordu. Tam da bu durumda içeri girmek doğru olmaz, ben de huzursuz olurum diye düşünüyordum ki bir anda kapı açıldı ve dayım çıktı, beni görünce şaşırdı. Kapının hemen arkasında yengem duruyordu. Ona doğru baktım ve hayatımın şokunu geçirdim. O dünya güzeli kadın ne hâle gelmişti öyle! Yüzünde kırışıklıklar, hayattan bıkmış gözler; resmen ayakta bir depresyondu. O an içimde istemsizce bir merhamet ve acıma duygusu ortaya çıktı ve yengem bana çok masum geldi. Dayıma çok öfkelendim ama belli etmedim. Eğer bana sinirlenirse bu manyak orospu çocuğu canıma bile
kastedebilirdi.

Karımın Tatilde Pestili Çıktı – 6

Kahvaltıda tam bu konuları konuşurken otel görevlileri Batuhan ve Emir ellerinde CD ile yanımıza geldi. Batuhan, ”Evet, dünkü size sunduğumuz konu hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sordu bize. Hemen ben de ”Konuyu düşündük ve grup sekse biz de katılırsak onay veriyoruz, eğer katılmamızı reddederseniz karılarımızı size siktirmek istemiyoruz.” dedim. Berke ve Mert de görevlilerin cevabını bekliyordu. Karımın Tatilde Pestili Çıktı Emir de ”Çok sıcak değilim ama neyse bu karıların amını sikmek için sabırsızlanıyorum, kahvaltıdan sonra karılarınız çok seksi şekilde giyinsin ve hep beraber 1089 nolu odaya gelin.” dedi. Hemen biz de kahvaltımızı bitirip giyinmek için odalarımıza çekildik ve karım İrem göbek tarafı kalp şeklinde açık askılı ve göt yanakları gözüken bir elbise giydi, ben de normal gömlek + kısa şort giydim ve 1089 nolu odanın kapısının önüne gittik kapıyı çaldık.

Çok beklemeden Emir kapıyı açtı, içeri girdik ve içerisi çok geniş odaydı her yerde sikişebilirdik resmen. Neyse ilk biz gelmiştik ve Batuhan-Emir boxerlarıyla duruyordu hemen Batuhan İrem’i yanımdan çekip götüne hemen şaplağı vurdu. ”Seni öyle bir sikeceğim ki herkesin aklı hayali duracak.” diye bağırıyordu. Tabi seksi karımı görünce sikleri kalktı, nerdeyse boxerı delecekti sikleri. Tam bu arada kapı yine çaldı ve Hande – Berke geldi. Hande’nin üstünde garip bi şekilde mont vardı, şaşkın bir şekilde hepimiz bakıyorduk. Şaşkın bir şekilde bakarken üstünü bi çıkardı ve hepimiz yine daha çok şaşırdık. Mavi tanga ve memelerini zor kapatan mavi bir sütyenle gelmişti.

Emir de onu hemen yanına çekip sütyenini aşağıya indirdi ve harika pembe uçlu memelerine gömüldü. Tabi Hande’yi görünce benim de sikim kalktı. Biz geleli yaklaşık 20 dakika olmuştu ama hala Mert ve Alina gelmemişti derken kapı çaldı muhtemelen gelen Mert ve Alina’ydı. Hemen ben kapıyı açmaya gittim ve Alina’nın üstünde deri kırmızı jartiyer elbise vardı.

Neyse hoş geldin falan derken artık sikişe başlayacaktık. Lafı fazla uzatmadan Batuhan önce İrem’in kıyafetini ve boxerını indirdi, siki mosmordu hemen sakso çek diye emretti İrem’e. İrem de mecbur sakso çekmeye başladı onun uzun sikine. Sonra Emir Hande’nin kıyafetini soydu, oda aynı şekilde Hande’ye sakso çektirmeye başladı kalın sikini. Sıra Alina’ya gelmişti, Alina da kendi soyundu sonra hepimiz kıyafetlerimizi çıkardık ve Mert Hande’nin yanına, Berke İrem’in yanına gitti ben de Alina ile teke tek kaldım. Direkt Alina’nın ağzına vermeye başladım, o sırada İrem’de hem Berke’nin hem Batuhan’ın sikine sakso çekiyordu sırasıyla. Aynısı Hande içinde geçerliydi hem Mert’e hem Emir’e. Alina benim taşşaklarımı emerken Batuhan yatağa yattı ve İrem’i çağırdı, İrem de hemen kucağına oturdu ve kocaman yarrağı içine almaya başladı, Berke de yatağın üstüne çıktı ve ağzına vermeye başladı yeniden İrem’in. Ben de bunu gördüm ve Alina’yı domalttım ve Emir’i çağırdım. Emir’e ”Bu orospunun götünü sik, ben de amına gireceğim.” dedim.

Emir Alina’nın götüne girdi ben de amına girdim ve şuan içinde iki tane yarrak vardı bağıra bağıra sikiyorduk, Mert de Hande’yi ayakta geri çevirdi ve ayakta sikmeye başladı. Şuan tüm kızların içinde yarrak vardı. Hepsini çatır çutur sikerken sikim artık boşalacağım diye uyarı veriyordu sanki fazla sürmeden Alina’nın içine boşaldım ama sikim hala kalkıktı. Sikimin bu avantajını kullanarak Mert ile yer değiştirdik ve o götüne, memelerini sevdiğim Hande’yi sikmeye başlamıştı. İrem de o sırada ”OHHH, sevgilim sik beni içime boşal.” diyordu Batuhan’a. Sonra Batuhan boşalmaya başladı İrem’in pembe amcığına…

Kategorilere Göz At…

Derin Aile – 1

Üç yıldır devam eden gayet mutlu bir evliliğim var. Derin Aile Eşimle aramız çok iyi, aile yaşantımız muhteşem. Her ne kadar yatak odamızda çok mutlu olamasam da şikayetçi değilim. Eşim gayet güzel, beyaz tenli, minyon tipli vücuda sahip bir kadın, ancak yatak odasında gayet standart biri. Ben ise her zaman macera seven, farklı şeyler isteyen, her an değişik fanteziler düşünüp hayaller kuran biriyim. Yaşadıklarım ancak en derin, en yasak, en karanlık fantezilerimi süsleyecek hayallerdi. Asla yaşayabileceğimi düşünmeyeceğim hayaller.

Bazı zamanlar eşimle sevişirken gözlerimi kapatır, yanımda başka bir kadın olduğunu düşünür, hayal dünyamda yaşardım o sevişmeyi. Yine bir gece eşimle sevişirken aklıma o geldi. Aklıma gelmesini asla düşünmeyeceğim bir kişi. Eşimin ablası, Ceysun.

Ceysun 35 yaşında, evli ve bir çocuk sahibi bir kadın. Eşinden dolayı durumları çok iyi olduğundan her zaman güzel giyinen, en iyi spor salonlarına gittiğinden vücudu çok sıkı ve şekilli, sporla hiç alakası olmayan tamamen doğuştan gelen etli ve şekilli dudaklara sahip bir kadın. Ama hepsinden önce, mükemmel bacaklara ve dünyanın en güzel ayaklarına sahip. Şaşırtıcı bir şekilde sadece bir sefer çıplak görebildim o ayakları, sürekli ayaklarının üşüdüğünden şikayet ettiğinden hep çorap giyerdi. Ama o tek sefer görmem bile yetmişti. Son derece bakımlı, kırmızı ojeli ve şekilli tırnaklarıyla aklımı başımdan almıştı. O akşam kayınvalidemlerde yediğimiz yemekte bakmamak için zor tutmuştum kendimi.

Ama onun büyük bir problemi vardı, o da kocası. Eşimden öğrendiğim kadarıyla aşırı ilgisiz ve iktidarsızdı. Eşinin ilgisizliği ve cinsel hayatın yoksunluğundan depresyona girmiş, psikoloğa gitmesinden sonra antidepresan kullanmaya başlamıştı. Her ne kadar şaşırsam da aklımdan çıkmıştı bunların hepsi, eşimle seviştiğim o geceye kadar.

Derin Aile

O gece eşimle sevişirken onun hayalini kurmak aklımı başımdan almıştı. Eşimi Ceysun gibi düşünmek beni delirtmiş, normalden çok daha erken bağırarak boşalmıştım. O geceden sonra sürekli Ceysun’u düşünür olmuştum. Eşimle her gece sevişmemizde onu hayal ediyordum ama artık bu yetmiyordu, daha fazlasını istiyordum.

Ben vardiyalı çalışan biriyim, bazen gece vardiyam olur eve gündüz gelirim ve akşama kadar uyurum. O gün de eve yine sabah geldim, eşim beni karşıladı ve ablasıyla annesinin bize geleceğini söyledi. En başta şikayet etsem de ona uyuyacağımı ve çok ses yapmamalarını rica ettim ve yatak odasına gidip yattım. O kadar yorgundum ki hemen uyumuşum.

Ne kadar uyudum bilmiyorum, eşimin beni dürtmesiyle uyandım. Annesiyle markete gideceklerini, ablasının ilaç aldığı için koltukta uyuyakaldığını, döndüklerinde ablasının çocuğunu almak için kreşe gideceklerini söyledi. O an tam bulunduğum durumu kavrayamayıp tamam dedim sadece ve eşimle annem evden çıktılar. Sonra bir anda farkettim, Ceysun içerde uyuyordu, evde başka kimse yoktu ve ilaç aldığı için uyuyakaldıysa uykusu çok ağır olmalıydı.

Hemen salona gittim ve gördüğüm manzara hayallerimi süslüyordu. Yüz üstü uyuyordu, yaz mevsimi olduğu için altında sadece kısa bir şort vardı ve tabii ki çorap giymiyordu. Ayakları her zamanki gibi bakımlıydı, bembeyaz bacakları ve ayakları önümde duruyordu. Kalbim deliler gibi atmaya başladı, dayanamıyordum. Yavaşça yanına yürüdüm, diz çöküp vücuduna yaklaştım. O bacaklara ve ayaklara yakın olmak bile sertleşmeme yetmişti. Daha yakından bakmak için ayaklarına daha da yaklaştım. Onları o kadar yakından görmek hayal gibiydi, rüyada gibiydim. Artık dayanamıyordum, dayanamazdım. Dudaklarımı ayaklarına yaklaştırdım, uykusunun ağır olmasına da güvenerek dudaklarımı değdirdim. Kalbim ağzımda atıyordu, mükemmeldi. Hemen yüzüne döndüm baktım hala uyuyordu. Sikimi avcuma aldım, dudaklarımı tekrar yaklaştırdım ve dilimi ayağında gezdirmeye başladım. Hem korkuyordum hem çok zevk alıyordum. O şekilde ayaklarını yalarken 31 çekmeye başladım. Sonra bir an tekrar kontrol etmek için yüzüne baktım ki, o anda göz göze geldik…

Kategorilere Göz At…

Hüzünlü Bir Gece – 6

Ayşenur, Gamzenin odasında kalan birkaç eşyasını almak bahanesi ile odaya dalıvermişti. Bizi öyle gördüğü anda yüzünü kapatarak büyük bir utançla odadan hemencecik çıkıvermişti. Ben bunun yaşanacağını bildiğim için oldukça normal karşıladım ancak sesleri çıkaran Gamze bi anda yakalanmaktan dolayı büyük bir utanç duymuştu. Hemen üstünü topladığı gibi Ayşenur’un yanında soluğu almış ve ona yaptığının normal bir şey olduğunu açıklamaya bir nevi günah çıkarmaya çalışıyordu. Üstüme boxerımı giyip salona geldiğimde ikisi de artık bana utançtan bakamıyordu. Gamze beni uyarmış ancak ben de ona ve Ayşenur’a beni az önce çıplak gördüğünü bu ikiyüzlülüğe acilen son vermeleri gerektiğini söyledim. Bu çıkışıma sinirlenseler de benim de gayet ciddi ve kızgın olduğumu gördüklerinde şaşkınlıkla durumu kabul ettiler. Gamzeye şunu dedim:

+Bugünkü olan senin yüzümdendi niçin günah çıkarmaya çalışıyorsun?

-Günah çıkardığım yok sadece yanlış bir şey yaptım diye çok utanıyorum.

+Biz yanlış bir şey yapmadık, sen bekarsın ben de bekarım bize kim karışabilir ki!

=Doğru söylüyor Gamze! Kendini iyi hissetmek senin de hakkın, bugünkü değişimin çok hoştu. Seni hep böyle görmek istemiştim.

+Ayşenur doğru söylüyor onu dinlemelisin. Ama sana da gelince Ayşenur, sesleri duyup bilerek geldiğinin farkındayım. Neden yaptın?

Ayşenur çok utanmıştı ve inkar edercesine homurdanmaya başladı ancak yine de baskın geldiğim için itiraf etmek zorunda kalmıştı. Gamze şok üstüne şok yaşıyordu. Fırsattan istifade Ayşenur’u daha da zorlamaya başlamış ve gamzeyi daha da şaşırtmaya başlamıştım. Ayşenur eğlence arıyordu belli ama Gamze de ödülünü paylaşmak istemiyordu. Şimdi gamzeyi ikna etmek için lafa girdim:

  • Sen de beni kıskandığın için arkadaşınla aranı bozdun üstelik ben arkadaşına hiçbir ilgi göstermemişken. Ben mal mıyım da paylaşım konusu oluyorum?

-Tamamen yanlış anladın, öyle bir şey yok.

+Hayır yanlış falan anlamadım vücut diline hiç dikkat etmemişsin sen anlaşılan.

Bu sözlerden sonra Gamze bana karşı takınmış olduğu tavrı bıraktı ve daha uzlaşmacı bir tutum sergilemeye başlamıştı. Gamzeyi ile Ayşenur bu noktada yaptıkları için birbirlerinden özür dilediler ve konu tatlıya bağlanmış oldu. Gamze ve Ayşenur’un arasına oturup ikisine sarıldım ve arkadaş olmanın özellikle de ev arkadaşı olmanın paylaşmaktan geçtiğini ve birbirlerini tolere etmeleri gerektiğini söyledim. Bu sırada boxerdan taşan penisime ikisinin de kirlendiğini görünce Ayşenuru öpmeye başladım ve Ayşenur da anında cevap vermişti. Bu duruma Gamze şaşırmış ve kıskanmıştı ancak bunu farkeder farketmez hemen gamzeye dönüp onu da öpmeye başlamıştım.

-Altıncı Bölümün Sonu-

Hüzünlü Bir Gece – 5

İçeri Gamzeden önce başka biri girdi. Gelen 1.72 boyunda sarışın mavi gözlü uzun boylu hafif kavruk tenli bir kızdı. Yaz ayı olması sebebiyle giydiği iki parça elbise üstünde inanılmaz bir şekilde duruyordu. Teni de bakımlı olacağından ki oldukça parlaktı. İçeri girer girmez salonda beni görünce şaşırdı ve arkasından gelen Gamzeye sesizce “Kim bu yakışıklı?” diye sorduğunu duydum. Tabii bunu duyar duymaz atladım hemen:

-Merhaba ben Celal, Gamzenin arkadaşıyım. Sen kimsin?

=Ben Ayşenur, Gamzenin ev arkadaşıyım onunla aynı departmanda çalışıyoruz, sen ne iş yapıyorsun?

+Hukukçuyum, aynı zamanda ceza hukuku alanında yüksek lisans yapıyorum.

=Hukukçu mu? Siz ikiniz nasıl tanıştınız?

+Öğrenci işlerinden kayıt belgesi alırken tanıştık biraz karmaşık bir hikaye ve de oldukça komik..

=Komik mi? Anlatsana biz de gülelim.

Tabii ben hikayeyi anlatmaya başlamıştım, hikaye oldukça komik bir o kadar da Gamze açısından trajikti çünkü tüm bu olanların sorumlusu Gamzenin yapmış olduğu bir sakarlıktan ibaretti. Hikayeyi anlatmayı bitirdiğimde Ayşenur kahkahalardan dolayı gözyaşlarını silerken Gamzenin de hikayeyi anlattığım için bana darıldığını gördüm. Gamzenin gönlünü güzel sözlerle aldıktan sonra Ayşenur’la mutfağa gittiler geldiklerinde gamzenin elinde çaydanlık Ayşenur’un elinde kendine servis açması için tabak çatal vardı. Güzel ve uzun süren bir kahvaltı sonrasında gitmek için müsaade isterken Ayşenur kalmamı ve biraz daha sohbet etmemi istemişti. Gamze de bunu içten içe istemesine rağmen ev arkadaşının bu iştahlı teklifinden memnun olmamış ve gönlünden hiç geçmese de gitmem gerektiği yönünde bir tavır takınmıştı. Ancak Ayşenur çok gazla ısrarcı olduğu için onu kıramamış kalmam yönünde o da ısrar etmeye başlamıştı. Ben ise gamzeye güzel söyler söyleyerek ve kolumun altına alarak “gitmemi istemiyor musun” diye kinayeli bir şekilde soru sormuştum. Gamze de onunla ilgilendiğimi görünce yelkenleri indirmiş benim kalmam için elinden geleni yapmaya başlamıştı. Ben de bu kadar ısrara dayanamamış ve cumartesi olması nedeniyle kalmayı kabul etmiştim. Gamze dünkü yaşadıklarımızdan sonra ve Ayşenur’u artık rakip olarak görmeye başladıktan sonra daha cüretkar davranmaya başlamış beş dakika olsun bizi yalnız bırakmamaya kararlı idi. Fakat bir anlığına kaybolmuştu. Açıkçası merak ettim nereye gittiğini ancak geri geldiğinde anladım ki doğal bir makyaj yapmış güzel gündelik kıyafetler giymişti. Ayşenur ondaki bu değişimi görünce ne yapmak istediğini anlamış ve bozulmuştu. Ayşenur sonra gamzeye bakarak ve gülerek şunu söyledi:

=Gamzee? Bebeğim seni daha önce hiç böyle görmemiştim ne oldu sana aşık mı oldun? Şimdi kadına benzemişsin biraz

Gamze, Ayşenur’un bu sözlerine fazlasıyla kırılmış ve intikam almak istercesine cevap vermişti:

-Tatlım, ben doğal güzel olduğum için bu zamana kadar makyaja ihtiyaç duymamıştım. Şimdi de kendimi birazcık şımartmak istedim, o kadar.

Gamze Ayşenur’un makyaj güzeli olduğunu ima etmişti ki bence de haklıydı sarışın ve mavi gözlü olmasına rağmen güzel bir kız değildi ancak fiziği de gayet düzgündü. Ayşenur da buna alınmış ikisi arasında hafiften soğuk rüzgarlar esmeye başlamıştı. Ben de durumu kurtarmak adına iki kadının da oldukça güzel olduğunu söylemiş sohbet konusunu değiştirerek ortamın biraz yumuşamasını sağlamıştım. Böylece akşama kadar farklı konulardan sohbet etmiş ve eğlenmiştik. Gamzeye duşa girmem gerektiğini söyledim ve o da hemen duşu ayarladı ve temiz havlu bıraktı. Duşa girip çıktım, çıkarken de belime havluyu sarıp doğruca gamzenin odasına geçerken mutfağa giden Ayşenur’un beni izlediğini gördüm ama aldırış etmeden gamzenin odasına girdim biraz sonra Ayşenur da odaya girince havluyu çıkardım ve karşısında üryan bir şekilde kaldım. Gamze tekrar utanmıştı ama bir yandan da bakamadan edemiyordu. Aniden onu kendime çekip öpmeye başladım. Üstünde şortu ve tişörtünden başka hiçbir şey yoktu. Dolayısı ile memelerinin tenime değdiğini hissedebiliyor ve tahrik oluyordum. Hemen tişörtünü çıkardım ve yatağa doğru gamzeyi ittirdim yatağa doğru yattığına memelerinin sallanması beni azdırmış ve doğrudan şortunu da yatakta iken sıyırıvermiştim. Gamzenin üstüne çıktığım gibi boynunu öpmeye kulak memesini yalamaya başlamıştım ki bi anda kapı hızlıca aralandı.

-Beşinci Bölümün Sonu-

MAHŞERİN DÖRTLÜSÜ BÖLÜM – 2

Olayları düşünürken etrafıma bakmadığım için bakkalı çoktan geçmiştim. Hemen geri koşup bakkala vardım. Kan ter içinde kalmıştım ve neyse ki bakkala girerken erekte değildim. Hemen girdim ve kahvelere baktım. Bir anda aklıma bir şey geldi. Aleyna’nın bana yaptıklarından sonra bu fırsatı boşa çıkarmak istemedim. Hemen alkol reyonuna gidip votka aldım. Kasaya gidip votkayı kartla ödeyip çıktım. Hızlı hızlı adımlarla yazlığın bahçesine varmıştım.

B: Uzun bir yolculuk yaptık. Çalışanımız oldu çalışmayanımız oldu. Kısacası hepsini geride bıraktık. Şimdi bu yazın amına koymaya var mısınız ulan!

Hepsi bir anda şaşırdı ama hemen Yusuf atladı

Y: Heyt bee aslan kardeşim seninle ölüme kadar gitmeyenin ölüsünü siksinler. Hadi kızlar ne diyorsunuz çatlatmayın meraktan

Zeynep Aleyna’ya kaş göz yaparak onun başlamasını istedi.

A: Sizin gibi erkek adamlar yanımdayken kabul etmemek mümkün mü? Anca beraber kanca beraber değil mi beyler?

Yusufla aramıza geçip ellerini omuzlarımıza attı. Meme çatalını çok rahat görebiliyordum. Bu beni daha da erekte etti
ve yarrağım yine pantolonumdan fırlamak istiyordu. O da bunu fark edip kıvırta kıvırta Zeynep’in yanına geçti.

A: Ee beyler hadi ne bekliyorsunuz doldurun da içelim artık ağaç olduk burda.

Y: Getiriyorum canım sakin olsana sen ya

Yusuf içeri girip mutfağa gitti. Ben de peşinden giderken Aleyna kolumu tuttu.

A: Ben de yardım etmeye geleyim bari. dedi ve göz kırptı. İçeri beraber girdik ve karşı mutfağa giderken bir anda beni solumdan itip sağdaki yatak odama fırlattı .o dalgınlıkla yatağa fırlamıştım. Hemen ardımdan odaya girip kapıyı kapattı. Bir anda kucağıma oturdu.

Öyle zevk almıştım ki hemen dudağına yapıştım. Bu sefer üstünlük sırası bendeydi. Hemen onu altıma alıp eşofmanımı soymasını istedim. Eşofmanımla donumu aşağıya doğru birlikte soyduğu için yarrağım yukarı aşağı kocaman dalgalandı

İşte tam karşısında 17 cm’lik yarrağım vardı. Beklemeden ağzına aldı ama sadece ucunu bir dondurma edasıyla yalıyordu. Bir kaç dakika böyle devam etti ve boşalmaya yaklaştığımda kahverengi saçlarını tutup yarrağımı kökledim. Gözlerinden yaşlar geliyordu ve nefes açlığı çekiyordu. Yalvaran bakışlar attığı için işimi çabuk bitirmem gerekiyordu. 16 saniye sonra boşalacağımı anlayıp yarrağımı iç yanaklarına sürte sürte çıkarttım ve yüzünü nişan aldım. İlk defa bu kadar fazla boşaldım. Boşalmıyordum sanki işiyordum. Aleynanın yüzü ve saç dipleri bembeyaz olmuştu. Elime baktığımda Aleyna’nın saçını sert tutmaktan birkaç tutam koparmıştım. Aleyna dudağının kenarındaki spermleri yalayıp ufak bir güldü.

B: Akşam devam ederiz hadi şimdi kimseye çaktırmadan tuvalete git.

Yüzünü az da olsa temizledi. Ben de o sırada etrafa baktım ve koridor boştu. Tam Aleyna çıkarken….

Hüzünlü Bir Gece – 4

Yatağa girdiğimizde elbiseyi sıyırarak çıkarmış ve siyah sütyen ve külot ile karşımda uzun boylu kumral ve mavi gözlü bir afet ile karşı karşıya kalmıştım. Sütyeni çıkardım, ve ayak bileklerine doğru inmeye başladım. Ayak bileklerinden dizlere, dizlerden ise kasıklara kadar öpücükle ve yer yer yalamalarla çıktım. Gamze derinden nefes almaya ve boncuk boncuk terlemeye başladı. Kilodunu sıyırdım ve karşımda tüyleri yeni alınmış yanakları açılmamış daracık bir vajina bekliyordu. İçi pembemsi ve kokusu güzeldi. Dilimi üzerinde gezdirmeye başlar başlamaz inlemeler yerini çığlıklara bırakmış ve korkuyla karışık bir surat ifadesi yukarıda hakim sürüyordu. Sonra kırılgan bir sesle:

-Celal ben bakireyim

İşte bu beni daha çok azdırmıştı ve içine girmek için sabırsızlanmaya başladım. Ve onu çığlıklar atarak titremeye başlayana kadar dil darbeleriyle çılgınlar gibi yalamaya başladım. Söylediği tüm şeylere o kadar kayıtsız bir şekilde cevap vermiyordum ki adeta bir yaban köpeği gibi sadece yemeğime odaklanmıştım ve bi anda çığlıklar arasında bir ses duydum:

-Yeter artık gir içime! Senin olmak istiyorum!

Bu çağrıya kulaksız kalamazdım. Çıkardım külodumu ve penisimin başıyla vajinasını zorlamaya başladım. Başı girdiğinde çok sıcak ve oldukça ıslak kaygan vajina duvarları beni bekliyordu. Biraz daha zorlayınca daha başı tam giremeden kanamaya başladı. Gamze kanı görünce çok korktu ancak bunun doğal olduğunu ve korkmaması gerektiğini söyledim. Sonra sonuna kadar sokmamla büyük bir çığlık atması bir oldu. İçeride biraz gerildiği için kasılmış ve penisimi sıkıştırmaya başlamıştı. Hemen dudaklarını öpmeye başlayarak onu sakinleştirdim ve rahatlamasını telkin ettim. Artık rahatlamış ve yavaş yavaş penisimdeki baskı azalmıştı. Bu noktada artık yavaş yavaş git gel yapmaya başlamış ve yavaş yavaş kayganlaşmaya başladıkça köklemeye ve Gamzeyi zevkten kudurtmaya başlamıştım. Yaklaşık beş dakikaya yakın git gelden sonra ikimiz de aynı anda boşalmıştık. İçine geldiğim için penisimi çıkardığımda döller vajinasının dudaklarınan akmaya başlamıştı. Gamze bitkin bir şekilde yatıyordu ben de üstünden kalkıp yanına yattığımda yanağıma bir öpücük kondurdu ve lafa girdi:

-Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım, harika hissediyorum!

Biraz dinlenip sarıldıktan sonra ona ters ilişkiye girmek istediğimi söyledim ancak olumsuz cevap almıştım korkuyordu. Gamzeyi tekrardan boynundan ve göğüslerimden yalayarak kıvama getirdim ve doggy pozisyonuna soktum. Vajinasından gireceğimi düşünürken götünü aralayıp daracık delikten ani bir giriş yapmamla beraber canı o kadar yanmıştı ki acı bir çığlık attı. O çığlık beni de korkutmuş kendime getirmişti. Ancak bir kere girmiştim yavaş yavaş git gel yapmaya başlayıp biraz da kayganlaştırmak adına bebek yağı sürünce Gamze de tekrardan sulu gözlerle can acısını unutmaya ve tekrardan inlemeye başlamıştı. Artık incecik uzun bacakların bitişindeki beyaz ve büyük bir götün arasında gidip geliyordum. Ellerime belini kavramış ve Gamzenin vücudunu elimle ileri geri itiyordum. Bu sefer daha uzun süreceği için belli bir zaman sonra penisimi çıkardım ve yattım. Gamze şaşırmıştı ve ne tepki vereceğini bilmiyordu bunu hissedip ekledim:

+Ee üstüme çıkmayacak mısın?

Gamze şimdi ne yapmaya çalıştığımı anlamıştı, eliyle penisimi vajinasına doğru götürdü ve üstüne oturdu. Oturur oturmaz suratında acı ve zevkle karışık bir ifade belirmişti. Artık yavaş yavaş üstümde zıplamaya başlamış ve bir süre sonra gelmişti. Benim hala gelmeye yakın olduğumu görünce devam etti ve ondan kısa bir süre sonra ben de tekrar içine gelmiştim. Bir posta daha o akşam geldikten sonra yorgun düşüp yatmaya başladık. Öğleden sonra uyanmıştık ve doğruca duş alıp eczanenin yolunu tutmuştuk. Ertesi gün hapı ve kayganlaştırıcı alıp eve geri döndük. Alkolün de etkisi ile başım tutmuş ölü gibi yatıyordum. Yaklaşık 1 saat sonra Gamze kahvaltıyı hazırlamış beni çağırmıştı. Gamze ile kahvaltıya oturduk ve çay keyfi yapmaya başladığımız anda zil çaldı.

-Dördüncü Bölümün Sonu-

Hüzünlü Bir Gece – 3

Erenköye geldiğimizde koca koca yeni binalar, nispeten yanlarında cüce gibi kalan eski binaların arasından geçip doksanım yılların sonunda yapılmış bol camlı bir apartmanın önünde durduk. Gamze evine geldiğimizi saatin çok geç olduğunu bu saatte taksi bulmanın zor olduğunu alkollü bir şekilde araç kullanmanın tehlikeli olduğunu söyleyerek beni davet etti. Eve ikinci kattaki dört kapının en sağda olanından girdik. Gayet retro tarzda döşenmiş sağda solda elektronik ekipmanların bulunduğu daha önce görmediğim aletlerin yerlerde cirit attığı bir şekilde dağınıktı. Gamze bunu farketmiş olacaktı ki keşfedici bakışlarımın arasında lafa girdi:

-Dağınıklık için özür dilerim, hadi geç koltuğa ben de içecek bir şeyler getireyim. Susadık değil mi?

+Evet iyi olur.

Gamze gitti beş on dakika sonra açılmış, yarısına kadar içilmiş Yakut şarabını dolaptan çıkardığı gibi getirmişti. Rafları işaret ederek iki tane kadeh getirmemi istedi ve getirdim. Şaraptan içtikçe biz yine rahatlamaya ve derin mevzulardan konuşmaya başlamıştık. Gamze ise giydiği göğüs dekolteli siyah elbisenin onu terkettiği gerekçesi ile omuz tutamaçlarını beyaz incecik kollarından aşağıya sarkıtmış büyüleyici bir şekilde karşımda duruyordu. Benim bu kadar derin mevzular karşısında artık düşünebileceğim tek bir şey vardı, o da Gamzenin gerçekten de ne kadar çekici olduğunu daha önce nasıl fark edememiş olmam… Bu şaşkınlık içerisinde Gamzeye yavaşça yaklaştım ve şefkat gösterirmişçesine onu kendime çektim. Kalçasından sertçe kavrayarak kendime yaklaştırdım ve başını tekrardan göğsüme yaslamasını izledim. Kendimden geçmiştim ve istemsizce saçlarını koklamaya ve öpmeye başlamıştım. Bi anda Gamze yaptığımı farketmiş ve yüzünü aniden bana dönmesiyle dudaklarına yapışmam bir olmuştu. Artık öpüşmeye başlıyor, dilimi ağzının içinde gezdiriyordum. Bulunduğumuz pozisyon zor olduğu için tuttuğum gibi kucağıma oturtmuş ve bu sefer boynundan kulak memesine kadar yalamaya başlamıştım. Gamze artık kendinden geçmeye yavaş yavaş iniltilerle kıvama gelmeye başlamıştı. Ben de artık yavaştan kollarına sarkan omuz tutamaçlarını aşağıya çekmeye ve göğüslerini görmek için sabırsızlanmaya başlamıştım. Elbiseyi beline kadar indirdiğimde bembeyaz tene sahip bir vücut ve ortalama bir büyüklükte bir çift göğüsle karşı karşıya kalmıştım. Siyah destekli bir sütyen takıyordu ve bu o göğüsleri daha da ihtişamlı hale getiriyordu. Elimi atmamla göğüslerini sütyenin üstüne çıkardım ve pembe renkli pek de geniş olmayan areolaları görünce bir şaşkınlık daha yaşadım. Sanki beraber olduğum İngiliz kızları gibi pembe ve beyaz renkli idi. Uçları yumuşaktı ve emmeye başladıkça sertleşmeye ve sivrilmeye başlamıştı. Gamzenin iniltileri şiddetlenmeye ve yer yer hafif çığlıklar atmaya başlamıştı. Gamze artık utangaçlığı gitmiş bir şekilde lafa girdi:

-Seni istiyorum, seni seviyorum aşkım

Aşkım kelimesini duyunca şaşırıp kalmıştım bu bastırdığı duyguların ilk defa yansımasıydı. Uzun zamandır hoşlanıyormuş benden daha sonraki dakikalarda bunları haykırmaya başlamıştı çünkü… Gamzeyi kucakladığım gibi yatak odasında götürmüştüm. 1,5 kişilik çok da büyük olmayan türden bir yataktı…
-Üçüncü Bölümün Sonu-

Hüzünlü Bir Gece – 2

Gece ilerlemiş ve alkolün de verdiği etkiyle tüm problemlerimi teker teker anlatmıştım. Gamze de kendi problemlerini teker teker anlatmış ve birbirimizi anlamak istercesine dinlemiştik. Fakat sürekli aklımı kurcalayan bir soru vardı:
+Söylemeden edemeyeceğim, Gamze bugün seni hiç görmeye alışık olmadığımız bir tarzda karşıma çıktın. Bu kadar güzel olabileceğini hiç tahmin etmemiştim. Özel bir gününü mü mahvettim?
Gamze bu sözleri duyduktan sonra yüzündeki tebessümü ve kızarıklığı ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın bu işlere yatkın olmadığı için beceremedi ve soruma kaçamak bir cevap verdi:

-Ben de makyaj yaparım daha önce hiç görmedin mi sen!

+Hayır ama bu kadar güzelleştiğini görecek olduğum bilseydim görmek için çabalardım!

Evet, bu cevabı duyduktan sonra iyice kızarmaya başlayan bembeyaz yanakları daha da kızarmaya gözlerinde bir ışıltı belirmeye başlamıştı. Saatler biraz daha geçtiğinde ve Gamze’nin de eğlenceli bir arkadaş grubunu kaçırdığını aklıma getirince konuyu tekrar açma gereksinimi duydum ve bir kez daha teşekkür ettim. Gamze arkadaşlarının aslında sıkıcı dedikodulardan bahsettiğini ve ikisinin de nişanlanmasını kutlamak için bir araya geleceklerini ve bu tür kutlamalardan hoşlanmadığı için sorun olmayacağını söyledi. Ben de denk gelmemek adına moda sahile geçmeyi orda biraz yürüyüp çay kahve içmeyi teklif ettim. Moda sahile geçmiştik, sahil boyunca biraz yürüyüp halay çeken kekoları geçtikten sonra birer tane kamp sandalyesi kiralayıp denize doğru oturmaya başladık, yoldan geçen seyyar satıcıdan ise iki tane çay kaptım ve içmeye başladık. Çay bizi biraz ayıltmıştı. Ancak yine de sırlarımızı dertlerimizi paylaşmak artık aramızdaki duvarları kaldırmış ve daha rahat olmamızı sağlamıştı. Sandalyemi onun sandalyesinin yanına kadar getirdim ve Gamzeyi kolumun altına aldım. O da bu tutuşu güvenli ve sahiplenici hissetmiş olacak ki kendini saldı ve başını göğsüme dayadı. Gamzenin nefes alışverişlerinin derinleştiğini ve sıklaştığını hissedebiliyordum. Biraz onu sıkıştırmak adına biraz da çekinmeyeceğimi bilmesini istediğimden, nefes alışverişlerinin niçin derinleştiğini sordum. Cevap alamadığım için elimi kalçasına attım ve ordan kavramaya başladığımda daha da derinleştiğini görünce hemen ekledim:

+Niye olduğunu galiba anladım

Sonra pis bir sırıtıştan sonra onu kendime daha sa çok çekerek çok güzel olduğunu ve farkında olmadığım için salak olduğumu söyledim. Bunları söylerken elim kalçasını sıkıca kavrıyor ve güzel sözlerin de etkisi ile mayışan Gamze’den tatlı tatlı homurtular gelmeye başlıyordu derken saatime baktım ve çok geç olduğunu gördüm. Hemen Gamze’ye dönerek:

+Saat de çok geç olmuş artık dışarda kalamayız donarız hadi seni eve bırakayım

-Çok iyi olur ama giderken kahve alalım sana kahve ısmarlayayım

+Bu saatte mi bence olmaz

-Saat daha erken

Bunu söyledikten sonra güldü ve yolumuza devam ettik. Yoldan kahvelerimizi aldık ve Erenköyün yolunu tuttuk.
-İkinci Bölümün Sonu-