Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Karım Ebru 4

Ebru beni yatağın üstüne itti. İtiraz etmedim. O kadar azmıştı ki her şeyi ona bırakmak çok daha iyi olacak gibi görünüyordu. Ayaklarım yerde vücudumun geri kalan kısmı yatağın üstünde onu seyretmeye başladım.

Giysisini bile çıkarmamıştı. Telaşlı parmaklarla pantolonumun fermuarını indirip sikimi dışarı çekti. Sonra da adeta bir kaplan gibi üstüme atlayıp ata biner gibi oturdu sikimin üstüne.

Öylesine vıcık vıcıktı ki amı, bir anda köküne kadar girdi sikim. Ebru başını arkaya attı ve sarsıla sarsıla belini getirmeye başladı. Yalnızca sikimin içine girmesi bile yetmişti karıma. Sonra göğsüme devrildi. Derin derin soluklanıyordu.

Büyük bir güç harcayarak kendimi tutuyordum ben de bu arada. Karımın halinden sabaha kadar sürecek bir sikiş maratonu yaşayacağımızı anlamıştım ve mümkün olduğu kadar geç getirmek istiyordum belimi. Nitekim biraz sonra doğruldu Ebru. Tekrar ata biner gibiydi şimdi üstümde. Gözlerimin tam içine bakıyordu.

“Dans pistinde olanları gördün değil mi sevgilim?” diye sordu birden.

Başımı sallayarak yanıtladım onu. Hala kendimi tutmaya uğraşıyordum çünkü. Her an fışkırtabilirdim karımın amına.

“Ohhhh gördün değil mi?” diye devam etti Ebru. “Gördün değil mi neler yaptı bana o İsrailli? Gördün değil mi karına neler yaptı?”

Daha fazla tutamadım kendimi. Bir top gibi patladım adeta. Gözlerim kararıyordu. Ve bu Ebru’nun da bir kez daha belini getirmesi için yeterli olmuştu bile. Yine göğsüme devrildi. Ama bu sefer ikimiz de soluklanıyorduk.

Ama çok sürmedi bu. Karım bir kere daha doğruldu. Sikim hiç inmemişti zaten. Tekrar dans etmeye başladı üstümde. Gözleri yarı kapalıydı. Kendini müthiş bir zevk seline kaptırmış olduğunu görebiliyordum.

“Anlatsana…” dedim alçak bir sesle.

“Neyi anlatmamı istiyorsun sevgilim?”

“Sana neler yaptığını anlat… Ben yalnızca uzaktan gördüm biliyorsun…”

“Ohhhhhhhhh…”

“Hadi anlat… Ne yaptı da seni böyle azdırdı..?”

“Ahhhh sevgilim…”

Hafif bir kararsızlık sezinliyordum Karımda. Sanki her şeyi anlatarak beni incitmekten korkuyor gibiydi.

“Bebeğim…” dedim, “Benim halimi görmüyor musun? Olanların beni ne hale getirdiğini görmüyor musun?”

“Ohhhh evet sevgilim…”

“O zaman anlat hadi….”

“Önce normal dans ediyorduk, farkındasın değil mi sevgilim? Herkesin yaptığı gibi gözleriyle her yerimi didik didik ediyordu yalnızca…”

“Evet bebeğim… Ama sonra müzik yavaşladı…”

“Ohhh evet sevgilim… O zaman sarıldı bana… Sımsıkı… Sikini dayadı karnıma… Offffff öyle bir kalkmıştı ki sevgilim… Bir bilsen… Taş gibiydi… Kocamandı… Alev alev yanıyordu sanki… Bir anda koptum…”

Anlattıklarından çok etkileniyordum ama, kendi benden de çok etkileniyor gibiydi. Birden anlatmanın onu müthiş tahrik etmekte olduğunu anlayarak, mümkünmüş gibi daha da çok tahrik oldum ben de.

“Bıraktım kendimi sevgilim… İtiraf etmeliyim ki kanım tutuşmuştu sanki… Ben de ona sarıldım… Orada öylece sanki ayakta sikişiyormuşum gibiydi… Ahhhh sevgilim…”

Yine kıvranıyordu üstümde. Tanrım müthiş bir kadındı karım. Bir İsrailli’nin onu pistte nasıl kasnağa aldığını anlatmaktan acayip tahrik oluyordu. Boğuklaşmış bir sesle anlatmaya devam etti sonra.

“Giderek daha saldırgan oluyordu sevgilim… Belime yapışıp beni öyle bir çekmişti ki kendine, neredeyse siki karnıma girecekti… Ara sıra sana bakıyordum bu arada… Öyle gözlerini dikmiştin üstümüze… Bu da bana çok zevk veriyordu biliyor musun sevgilim..? Bir İsrailli karını herkesin ortasında ayakta sikiyordu adeta ve sen hiç bir şeyi kaçırmamaya çalışarak izliyordun…. Yüzündeki ifade müthişti…

Sonra tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de beni okşamaya başladı adam… Elleri her yerimde dolaşıyordu… Kalçalarımı avuçluyordu… O zaman başımı onun boynuna gömdüm…

Beni istediği gibi ellemesine izin veriyordum artık…. Üstelik bir de konuşmaya başlamıştı, biliyor musun..? Offff neler söylüyordu bana bir bilsen sevgilim… Ne kadar sik kaldırıcı olduğumu söylüyordu… Beni nasıl sikmek istediğini söylüyordu…”

Hareketleri giderek hızlanıyordu karımın. Kalçaları yukarı aşağı, öne arkaya, sağa sola çalkalanıyordu. Sikim içinde mahvoluyordu tabii. Giderek o kritik noktaya bir kez daha yaklaştığımı hissediyordum.

“Çok kötü kaptırmıştım kendimi sevgilim… Ne olacağını bilmiyordum… Aldırmıyordum da buna… Çevremizdekilerin dikkati üstümüzdeydi… Neler yaptığımızın farkındaydılar… Ohhhh… Bu da bana müthiş bir zevk veriyordu biliyor musun..? Öyle ayakta sikildiğimi seyretmelerinden inanılmaz büyük zevk alıyordum… Ohhhh çok güzeldi sevgilim…”

Birden doğruldu üstümde. Sikim çıkmıştı amından. Uzanıp sağ eliyle sikimi dibinden kavradı ve götüne dayayıp tekrar oturdu ondan sonra da. Hiç zorlanmadan, yağ gibi almıştı beni içine. Ve gözlerimin tam içine bakarak anlatmaya devam etti sonra da.

“Adam konuşmayı kesmemişti bu arada sevgilim… Konuştukça daha da azdırıyordu beni… Kıçımın ne kadar tahrik edici olduğunu anlatıyordu bana… Onu götümü verip vermeyeceğimi soruyordu bana… Ahhhh… Beynime giriyordu sanki sözleri… Sonra öyle bir şey yaptı ki, kopardı beni sevgilim…

Kalçalarımı mıncıklayan ellerinden birini aşağı indirdi ve eteğimin altına soktu… Orta parmağı kalçalarımın arasına girmişti sevgilim… Uçuyordum… Ve birden götümü buldu parmağı… Hafif hafif bastırıyor, okşuyordu…

İşte o zaman tam bittim…. Ohhhh belimi getirdim o zaman…. Tanrım herkesin içinde belimi getirdim… Gözlerim karardı sevgilim… Ahhhh belimi getirdim… Mmmmmnhhhhhh…”

Şimdi de geliyordu beli yine… Götü açılıp kapanıyor, sikimi adeta sağıyordu. Bir top gibi patladım yine. İkimiz de sarsılıyorduk. Bir zevk girdabının içinde kaybolmuş gibiydik.

Bir süre ne kımıldayabildik ne de konuşabildik. Ama ben kendimi karımdan önce toplamayı başardım.

“Sonra seni kendi masasına götürmek istedi ama sen gitmedin…” dedim Ebru’ya, “Neden gitmedin canım..?”

“Gidemezdim sevgilim… Korktum açıkçası…”

“Neden korktun ki..?”

“Gidersem ne olacağını bilemiyordum…”

“Ne olabilirdi ki orada, herkesin içinde..?”

“Ohhhh sevgilim bilmiyorum… Pistte yaptıklarını da herkesin içinde yapmıştı, unutuyor musun..? Hem o masada başkaları da vardı… Arkadaşları…”

“Belki de hepsi mıncıklardı seni…”

Bu son söylediğim karımın vücudunun birden yeniden hareketlenmesine yol açtı. Kalçaları hafif hafif kımıldanmaya, çalkalanmaya başladılar yine.

“Ohhhhhhhh…” diye inledi, “Mutlaka öyle olurdu sevgilim… Ohhhh mutlaka…”

“Görüyorum sevgilim, bunun hayali bile tahrik ediyor seni… O zaman neden korktuğunu anlayamıyorum sevgilim…”

Kendini yeniden sikişmeye kaptırmıştı karım. Gözleri yarı kapalı, sikimin üstünde yeni bir dansa girişmişti. Hala götündeydi sikim. O küçük delik kapanıp açılıyor, sikimi eziyordu. İki eliyle omuzlarımı tutmuş, ayak parmaklarının ucunda yükselmiş, yine dans ediyordu üstümde.

“Neyse…” dedim soluk soluğa, “Bir şeyi kaçırmış sayılmayız hala… Yarın akşam var önümüzde…”

Sözlerim, Ebru’nun üstünde müthiş bir etki yarattı. Tüm vücudu sarsıla sarsıla beli gelmeye başladı yeniden…

Götü sikimi öyle bir sıkmıştı ki, ben de tutamadım kendimi. Tohumlarım karımın karnının derinliklerine bir kere daha fışkırmaya başladı.

Öylece yığılıp kaldık.

Karım Ebru 3

Sonunda balayımız bitti.

İstanbul’a döneceğimiz günün sabahında karım giyindiğinde, ne yalan söyleyeyim biraz şaşırdım. Buraya geldiğimizde olduğu gibi, masum ve edepli bir şeyler geçirmişti üstüne. Şaşkınlığımı görünce hafifçe gülümsedi.

-“İstanbul’a dönüyoruz sevgilim…” dedi, “Orası başka…”

Bodrum’un anıları, döndükten sonra günlerce aklımdan çıkmadı tabii. Her gece, orada olup bitenleri tekrar aklıma getiriyor ve acayip tahrik olarak Ebru’ya saldırıyordum.

Sonra, olanları tekrar yaşamak fikri kafama gelip yerleşti. Aynı şeylerin tekrar tekrar olmasını, dayanılmaz bir şekilde istiyordum. Sonunda Ebru’ya, “hafta sonu için Antalya’ya gitmeyi” önerdim.

Gözlerinin içi parladı karımın.

-“Ohhhh… Sen de istiyorsun değil mi sevgilim…?” dedi yalnızca.

Sesimi çıkarmadım. Üzerinde konuşmadan bu konuda anlaşıyor gibiydik karımla. İkimiz de, Antalya’ya gerçek gidiş nedenimizi biliyorduk.

Bu sefer, turistlerin de bol olduğu, şehir dışındaki bir tesiste yer ayırtmıştım. Cuma akşamı uçağa binmek için hazırlanırken, karım elinde orta boy valizle geldi. Keyfi yerindeydi. Uçaktan inip otele gider gitmez de, valizini alıp banyoya girdi.

Ben de üstümü değiştiriyordum bu arada. Hava gerçekten de çok sıcaktı. Terlemeden durabilmek için, mümkün olduğu kadar ince giysiler seçmem gerekiyordu. Kısa bir süre sonra, karımın sesiyle kendime geldim.

-“Nasıl olmuşum..?” diyordu.

Dönüp ona baktım. Banyonun kapısında, bacakları aralık duruyordu. Üstüne beyaz, incecik ve daracık bir giysi geçirmişti. Eteği ancak kalçalarının biraz altına kadar örtebiliyordu. Memelerinin de yarısı meydandaydı.

Ama giysinin en müthiş tarafı, kumaşının inceliğiydi. Böyle dururken banyodan gelen ışık arkasında kalmıştı ve bacaklarının kasıklarıyla birleştiği yerin siluetini olduğu gibi görebiliyordum. Manzara, sikimin bir anda kalkıp taş gibi olmasına yetmiş de artmıştı tabii.

Ebru’nun yüzünde muzip bir ifade belirmişti. Üstümde yarattığı etkinin farkındaydı ve zaten amacının bu olduğunu ikimiz de biliyorduk. Heyecanım tepe noktaya çıkmıştı.

Bodrum’dan döndüğümüzden beri aklımdan çıkmayan şeyleri yeniden yaşamaya hazırdık. Karımın elini tuttum ve birlikte odadan çıkıp aşağıya, otelin açık hava barına doğru yürümeye başladık.

Cuma akşamı ve gecesiyle tüm cumartesiyi müthiş geçirdik. Öyle ki, pazar sabahı gidip rezervasyonumuzu bir gün daha uzattım ve dönüş biletlerimizi de pazartesi sabahı için değiştirdim. Bir gece daha geçirmek istiyordum orada.

Doğruyu söylemek gerekirse, bu Antalya gezisi Bodrum’dan da güzel olmuştu. Bunun nedeni ise kaldığımız otelden neredeyse hiç ayrılmamış olmamızdı ilk başta. Otel doğal olarak turistlerle, yani yabancılarla doluydu. Bu da; Ebru’nun, sanki mümkünmüş gibi, daha da rahat hareket etmesine olanak vermişti.

Her anı tepeden tırnağa sik kesilmiş bir halde yaşamıştım. Sonunda geceleri odamıza çıktığımızda da, neredeyse yatağa tutuşturacak bir hırsla sikişmiştik. Doymak bilmiyorduk ikimiz de.

Antalya’dan ayrılmadan önce, bir sonraki hafta sonu için yeni bir rezervasyon yaptırmayı da ihmal etmemiştim bu arada. Ama bu sefer başka bir yerde.

Bu seferki otel değil Belek’deki bir tatil köyüydü ve rezervasyon yaptırırken, orada geçireceğimiz bir kaç gecenin Ebru’yla benim açımdan bir devrim niteliğinde olacağını elbette ki bilmiyordum. Ama buranın ötekilerden farklı bir yer olduğunu daha check-in yaptırırken farkına varmıştım.

Çoğu İsrailli’lerden oluşan kalabalık bir turist topluluğu lobiyi doldurmuştu ve işin ilginç yanı bunların çok büyük bir bölümü genç erkeklerdi. Resepsiyon memurundan bunların izin yapan İsrailli askerler olduğunu öğrendim. Sonra da, hazırlanmak için odamıza çıktık Ebru’yla.

Yaklaşık bir saat sonra otelin bahçesindeki restorana girdiğimizde, tüm erkeklerin gözlerinin üzerimizde olduğunu fark ettim. Tabii bunda şaşacak hiç bir taraf yoktu. Karım, yine kelimenin tam anlamıyla bir afet gibiydi. Üstelik bu sefer biraz daha da cüretliydi sanki.

Siyah bir saten giysi seçmişti kendine. İncecik askıların tuttuğu giysi; kolları, omuzları ve sırtının önemli bir kısmıyla birlikte memelerinin yarısından fazlasını ortada bırakıyor, karnını ve kalçalarını sımsıkı sarıyor, eteği de yine kalçalarının hemen altında bitiyordu.

Giysinin kumaşı o kadar inceydi ki; tüm hatlarıyla memeleri, birer düğme gibi kabarmış meme uçları ve hatta göbeğinin çukuru bile belli oluyordu.

Ayaklarına geçirdiği yüksek topuklu, siyah dekolte ayakkabılar, bacaklarını daha da baş döndürücü bir hale getirmişti. Sadece bir kaç incecik banttan ibaret olan ayakkabılar, ayaklarını inanılmaz bir iç gıcıklayıcılıkla sergiliyordu.

Tam ortalarda bir masaya oturduk ve tüm İsrailli askerlerin gözü üstümüzde yemeğimizi yedik. Askerler ise yemeklerine ek olarak gözleriyle karımı yemişlerdi bu arada.

Yemekten sonra, animasyonların yapıldığı kafe bara geçtik. Hemen yakınımızdaki masalar da, bir anda yalnızca genç İsrailli askerlerden oluşan bir kalabalık tarafından dolduruldu tabii. Ebru öyle bir oturmuştu ki, neredeyse kıçı görünüyordu. Yaklaşık bir saat sonra da, yeni yeni dolmaya başlamış olan gece kulübüne geçtik.

Karım, ısrarla barda, yüksek taburelerde oturmayı seçmişti. Böylece bacaklarını daha çok gösterme fırsatını bulduğunu biliyordum. Üstelik şimdi peş peşe yuvarladığı içkiler nedeniyle kafası da epeyce iyi olmuş ve daha da çok göstermeye başlamıştı. Durmadan bacak değiştiriyor ve bunu her yaptığında da, eteğinin biraz daha sıyrılmasına neden oluyordu.

Arada bir de, dizleri hafif aralık oturuyordu ve o zaman da, dikkatli bir göz pırıl pırıl kılsız amını bile görebiliyordu. Özellikle de, hemen yanımızdaki masada oturan 5 İsrailli asker avantajlı durumdaydı. Hem çok yakınımızdaydılar, hem de Ebru’nun aralanıp duran dizleri, onların tam baş hizasındaydı. Böylece doğrudan hedefe bakabiliyorlardı.

Askerlerin aralarındaki hararetli konuşma konusunun da karım olduğuna emindim. Çünkü hem İbranice bir şeyler konuşuyor, hem de gözlerini hemen önlerindeki acayip manzaradan ayırmıyordular.

Yaklaşık bir saat kadar oturmuştuk ki, birden müthiş bir şey oldu. Hemen yanımızdaki masada oturan İsrailli askerlerden biri yerinden kalkarak bize doğru geldi ve karıma onunla dans edip etmeyeceğini sordu. Doğrusu ben böyle bir şey beklemiyordum. Ama anlaşıldığı kadarıyla Ebru hazırdı buna.

Bana sormaya, hatta bakmaya bile gerek görmeden tabureden aşağı kaydı. Bunu yaparken eteği neredeyse beline kadar sıyrılmıştı tabii. Sonra da askerin önüne düşüp, kalçalarını çalkalaya çalkalaya piste doğru yürümeye başladı.

O kadar heyecanlanmıştım ki, boğazım acıma derecesinde kurumuştu birden bire. Onların piste çıkıp karşılıklı dans etmeye başladıklarını gördükten sonra barmene seslenip, kendime yeni bir içki istedim. Sonra dönüp seyretmeye başladım.

Müzik hızlıydı ve karşılıklı dans ediyorlardı. Bu arada, pistin çevresinde oturan tüm erkekler de bayram ediyordu tabii. Tam bir afet gibiydi Ebru. Müziğin ritmiyle kıvrım kıvrım bükülüyordu vücudu. İnanılmaz sik kaldırıcıydı.

Sonra parça bitti ve birden inanılmaz yavaş bir müzik çalmaya başladı. İsrailli de, dünyanın en doğal işini yapıyormuşcasına, karımın beline sarılıp onu kendine doğru çekti ve hafif hafif sallanmaya başladılar. Vücutları birbirine iyice yapışmıştı. Gözlerimi onlardan ayırıp, başka bir tarafa bakamıyordum.

Ebru’nun kendini iyice bırakmış olduğunu görüyordum. Böylesine yakın bir temastan rahatsız olmuş gibi görünmüyordu doğrusu. Nedenini tam anlayamadığım bir biçimde heyecanlandığımı hissediyordum. Daha da açık söylemek gerekirse, sikim bir anda kazık gibi olmuştu.

Vücutları böyle aradan hava bile geçemeyecek biçimde yapıştığına göre, İsrailli Ebru’nun giysisinin altında hiç bir şey olmadığını çoktan anlamış olmalıydı. Onun da sikinin kalktığına ve karımın karnına dayandığına, adım gibi emindim. Ve bu beni çok heyecanlandırıyordu işte…

İkinci slow parça çalarken, işi biraz daha ilerletmişlerdi. Artık adeta birbirlerine kenetlenmiş gibiydiler. Karımın iki eli birden İsraillinin boynundaydı. O da iki koluyla Ebru’nun beline sarılıp, alabildiğine kendine çekmişti. Karım başını hafifçe arkaya atmış, adamın gözlerinin içine bakıyordu.

Ama dananın kuyruğu üçüncü parçada koptu. Çünkü artık yaptıkları dans olmaktan çıkmış gibiydi. Herif sanki karımı ayakta sikiyordu orada. Pistin ortasında ve herkesin gözünün önünde hem de… İşin ilginci, Ebru’nun halinden hiç şikayeti olmamasıydı bu arada.

Şimdi daha da çok bırakmıştı kendini adamın kollarına. Yüzünü onun boynuna gömmüştü. Pist çok kalabalık olduğu için zorlukla görebiliyordum ama, kalçalarının hafif hafif büküldüğünü, hem sağa sola, hem öne arkaya kımıldadığını yine de fark edebiliyordum.

İsrailli’nin elleri de hareketlenmişti artık. Sağ eli karımın vücudunun yan tarafında yukarı aşağı okşar gibi dolaşıyordu. Sol eli ise belinden aşağıya kaymış ve giysinin incecik kaygan kumaşı üstünden o baş döndürücü kalçaları okşamaya başlamıştı.

Tanrım o kadar çok tahrik olmuştum ki, durumumu kendi kendime anlatabilecek sözcükler bile bulamıyordum. Tepeden tırnağa sik olmuştum. Gözlerimi bir saniye bile ayıramıyordum onlardan.

Bu arada üçüncü parçanın da sonu yaklaşıyordu. Acaba disk-jockey bir tane daha slow çalar mıydı? Bunu hem delice istiyordum, hem de istemiyordum. Kararsızdım yani.

Ve o sırada müthiş bir şey oldu. Gözlerim karımın vücudunun hafif hafif sarsılmakta olduğunu yakaladı. Belki başkaları anlamazdı ne olduğunu ama, ben çok iyi biliyordum bunun nedenini. Belini getiriyordu Ebru. İnanılmaz bir şeydi bu.
Hiç tanımadığı bir İsrailli ile dans ederken belini getiriyordu.

Tam duruluyordu ki, parça da bitti ve diskjokey aniden hızlıya döndü. Adeta istemeyerek birbirlerinden ayrıldıklarını gördüm. Pistten çıkarlarken İsrailli Ebru’yu kendi masasına götürmek istedi. Bunu hareketlerinden anlıyordum.

Ama buna uymadı karım. Adamdan ayrılıp bana doğru yürümeye başladı. Tanrım müthiş bir ifade vardı yüzünde…

Gelip tam karşımda durdu. Gözlerimin içine bakıyordu. Uzanıp elimi tuttu.

“Hadi sevgilim…” dedi sonra da, “Hemen odamıza çıkalım… Canım çok sikilmek istiyor şu anda…”

Ben de ondan farklı bir durumda değildim Hemen hesabı ödedim ve kalktık. Elemi sıkı sıkı tutmuş neredeyse beni çekiyordu karım. Asansöre biner binmez sikime yapıştı.

“Ohhh ne güzel kalkmış sikin sevgilim…” dedi “Çok sikilmek istiyorum şu anda… Biliyorsun değil mi?”

Sesimi bile çıkarmadım. O anda benim en çok istediğim de karımı bir an önce sikmekti. Odaya zor attık kendimizi.

Karım Ebru 2

Sabah uyandığımda, Ebru yanımda uyuyordu. Hala çırılçıplaktı. Saçları karışmış bir halde darmadağındı. Bacaklarını dizlerinden kıvırıp karnına çekmiş, sağ yanına yatmıştı. Dirseğime dayanıp onu seyretmeye başladım.

Pırıl pırıl kılsız amı ve götünün pembe küçük deliği perişan bir halde görünüyordu. Her tarafta kurumuş bellerim vardı. Üstelik her iki deliğinden de hala bel sızdığını görebiliyordum.

Gördüklerim, sikimin bir anda kalkıp kazık gibi olmasına neden olmuştu. Sabaha kadar sikiştikten sonra bunun nasıl olabildiğini anlamakta güçlük çekiyordum ama, gerçek buydu.

Ben de yan yatıp arkasına geçtim ve sikimi götünün hala biraz açık duran deliğine dayayıp bastırdım. İçi hala bellerimle o kadar kaygandı ki, bir anda dibine kadar girdi sikim. Bu da karımın uyanmasına neden oldu tabii.

-“Ohhhh sik beni sevgilim…”diye inledi sonra da, “Ohhhh sik hadi götümü…”

Zaten başka bir istediğim yoktu ki. Yavaş hareketlerle sikmeye başladım onu. Gerçekten de çok büyük zevk alıyordu Ebru. Vücudu dalga dalgaydı. Kısa bir süre sonra beli gelmeye başladı. Götü sikimi bir mengene gibi sıkmış, bir kasılıp bir gevşeyerek adeta beni sağıyordu.

Belimin hemen gelmemesi için dişimi sıktım. Ebru durulduktan sonra da, sikmeye devam ettim. Ama karımın beli ikinci defa geldiğinde yapabileceğim bir şey yoktu. Beni sağmasına istemesem de izin vermek zorundaydım. Tohumlarım götünün dibine fışkırmaya başladı. Yeniden yarı baygın, uyuyup kaldık.

İlk uyanan yine ben oldum. Ama bu sefer yeniden başlamak istemiyordum. Aksi halde tüm gün boyunca yataktan çıkamayacağımızın farkındaydım. Zaten saat öğlenden sonra iki olmuştu bile. Kalkıp duşa girdim.

Yine de, odadan çıkabilmemiz iki saati buldu. Ebru da duş yapmıştı kalkınca. Sonra da havuza gitmeye karar vermiştik. Gerçi otelin aşağıda, deniz kenarında bir plajı da vardı ama, biraz geç olmuştu oraya gitmek için. O hazırlanırken, ben de oturmuş kapıdan aldığım gazeteyi okuyordum.

-“Hadi sevgilim, gitmiyor muyuz…?” diye sordu birden Ebru.

Başımı kaldırıp ona baktığım anda, sikim bir anda kalktı yine. Siyah, çiçekli bir bikini vardı üzerinde. Tabii eğer buna bikini denilebilirse. O kadar küçüktü ki, adeta yok gibiydi. İki küçük üçgen kumaş memelerinin yarısını ancak örtüyordu. Alt kısmı da, önden yalnızca kasıklarını örten üçüncü bir üçgen kumaş parçasıydı.

Yüzünde hırzırca bir gülümseme vardı. Ona nasıl baktığımı görünce, olduğu yerde dönüp, bana arkadan görünüşünü de gösterdi. Tanrım, o baş döndürücü yuvarlak kalçaları, neredeyse olduğu gibi meydandaydı. İncecik bir bant halindeki kumaş, hiç bir şeyi örtmüyor, yalnızca bikininin ön kısmını tutmaya yarıyordu.

Yerimden kalkıp ikinci bir plaj havlusu daha aldım dolaptan. Buna gerçekten de ihtiyacım olacağını biliyordum. Mayomun önündeki çadırı, ancak onunla saklayabilecektim. Sonra odadan çıkıp havuza yöneldik.

Ebru, yaklaşık iki metre kadar önümden yürüyordu ve gözlerimi onun inanılmaz bir baştan çıkarıcılıkla çalkalanan çıplak kalçalarından alamıyordum. Bir taraftan da, kafamın içinden binbir düşünce geçiyordu.

Artık karımın gerçek bir teşhirci olduğunu, güzelliklerini herkese gösterip onları tahrik etmekten son derece zevk aldığını kavramıştım. Şimdi de, onun özellikle kıçını göstermeye bayıldığını fark ediyordum.

Aslında bunun anlaşılır bir yanı da vardı elbette ki. Ebru götünden sikilmekten inanılmaz, hatta şaşılacak kadar büyük zevk alıyordu. Böyle olunca da kıçını göstermek onu gerçekten de tahrik ediyor olmalıydı.

Havuzun başı kalabalıktı ama, yine de kendimize iki şezlong bulmayı başardık. Tam Ebru’nun istediği gibi şemsiye altındaydı bunlar üstelik. Onun yanmayı pek istemediğini, vücudunun beyazlığını korumaya özen gösterdiğini biliyordum. Anladığım kadarıyla bunun nedeni de, yine onun teşhircilik tarafıyla bağlantılıydı.

Yaklaşık dört saat kaldık havuz başında. Çevremizdeki tüm erkeklerin karımdan gözünü bir an için bile ayırmadığı bir dört saat. Ya da, sikimin hiç inmediği, durumu meraklı gözlerden saklayabilmek için büyük plaj havlusunu kucağımdan kaldıramadığım dört saat.

Doğruyu söylemek gerekirse; bu sürenin en ilginç tarafı, karımın da ilgi odağı olabilmek için elinden geleni yapmaktan kaçınmamış olmasıydı tabii. Sırtüstü yattığında bacaklarını dizlerinden büküp ayaklarını şezlongun alt iki köşesine koyuyordu. Sırf merak ettiğim için bir kere yerimden kalkıp o böyle yatarken çevredekilerin neler görebildiğini anlamaya çalışmıştım.

Görünmeyen tek yeri amıydı. Ama o da mayonun incecik kumaşı altından tüm hatlarıyla belli oluyordu. Yüzüstü döndüğünde ise, kıçının yuvarlakları ortaya bütün çıldırtıcılığıyla çıkıyordu tabii.

Sonra bir ara kalkıp havuz girmişti. Geri döndüğünde ise ıslanan mayosu nedeniyle daha da müthiş bir manzara yaratmıştı doğal olarak. Amı artık daha da belirgindi, ıslanınca incelmiş gibi görünen kumaşın altından.

Sonunda kalkıp odaya gittiğimizde, tek isteğim onu biran önce sikmekti tabii. Ama bunu yapamadım.

-“Acele etme sevgilim…” dedi karım, “Daha dışarı çıkıp yemek yiyeceğiz, sonra da biraz eğleneceğiz… İştahını geceye sakla…”

Daha da çok tahrik olmak ve bu arada beni de iyice çıldırtmak istediğini anladım. Sesimi çıkarmadım.

Bir gün öncesine oranla daha erken çıktık bu sefer otelden. Ve sanki mümkünmüş gibi, Ebru bu sefer daha da tahrik edici giyinmişti. Üstünde, eteği memelerinin hemen altından kesilmiş, biraz bolca ve ince askılı beyaz bir bluz vardı.

Memelerinin alt kısımları neredeyse görülecek durumdaydılar. Yan taraflardan da, yarı yarıya görebiliyordum o yusyuvarlak, dimdik memeleri.

Altına ise yine beyaz iyice düşük belli, pileli ve kısacık bir etek giymişti. Yürürken eteği savruluyor ve kalçalarının alt kısımları görünüyordu. Beline ince bir altın zincir bağlamış, sağ ayak bileğine de, aynı zincirin daha küçüğünü takmıştı.

Özellikle belindeki zincir, çıplak karnını daha belirgin bir hale getiriyordu sanki. Tümüyle meydanda olan göbek deliği, inanılmaz tahrik ediciydi.

Ayaklarına ise, yine yalnızca bir kaç incecik banttan oluşan alabildiğini yüksek topuklu bir çift ayakkabı geçirmişti. Uzun, bembeyaz bacaklarının güzelliğini, ayakkabıların içinden olduğu gibi görünen güzelim ayakları tamamlıyor ve Ebru’yu dayanılmaz sik kaldırıcı bir hale getiriyordu.

Bu sefer önce çarşı içinde dolaştık. Sonra yine bir restorana, peşinden bir bara ve en sonunda da otelin barına gittik. Bir öncekinden daha cüretliydi bu akşam Ebru. Daha çok gösteriyordu güzelliklerini.

-“Ahhhh canım sikilmek istiyor sevgilim… Hadi beni odamıza götür ve inlete inlete sik… Hadi n’olur…” dediğinde, bir saniye bile durmadım tabii.

Sikim çatlayacak bir haldeydi. Çevremizdeki tüm erkeklerin karımın üzerinde dolaşan aç bakışları, gözlerinden fışkıran sikme isteği beni delirtmişti adeta.

Daha odaya girdiğimiz anda karımı yatağın üstüne devirdim ve bacaklarının arasına başımı gömdüm. Güzelim amı vıcık vıcık ıslaktı. Dudakları şişip, tıpkı susamış bir ağız gibi açılmıştı. Yine güneş doğana kadar sikiştik.

Ondan sonraki tüm günlerimiz de aynı geçti. Ebru sabahtan akşama kadar güzelliklerini teşhir ediyor, çevredeki tüm erkeklerin siklerini kaldırıyor ve bu arada da beni delirtiyordu.

Ve sonunda da bana sikilmek istediğini söylemesiyle birlikte kendimizi odaya atıyorduk. Günden güne değişen tek şey, karımın giderek daha cüretleniyor olmasıydı.

Sonunda bir haftalık balayımız bitti.

Karım Ebru 1

Size her şeyi anlatabilmem için önce Ebru’dan, yani karımdan söz etmem gerekiyor.

Çünkü, geçirdiğim değişimin temelinde karım var. Yani aslında ne olduğumu anlayıp bundan son derece hoşlanmama ve kendimi kaptırıp, tüm hızıyla bu yeni kişiliğimi yaşamama neden olan Ebru…

Aslında karımı anlatabilmek için tek bir kelime bile yeterli. Tam bir “am” Ebru. İlk başka onunla evlenmeye kalkışmamın ardında da onun bu “am” olma özelliği vardı, değişimimin temelinde de. Ama size onunla ilgili biraz daha bilgi vermem gerektiğini de biliyorum bu arada.

Açık kumral saçlar, bembeyaz ve pürüzsüz bir ten, kuğu kadar zarif bir boyun, küçük birer portakal iriliğinde, kütür kütür ve yusyuvarlak memeler, incecik bir bel, birden genişleyen baştan çıkarıcı dolgun kalçalar, uzun ve gerçekten kusursuz bir çift bacak, yumuşacık ve resim kadar güzel ayaklar.

Bütün bunların üstüne de, insanın bakmaya doyamayacağı kadar güzel ve şehvetli bir yüzü ve insanın aklına yalnızca bir tek şeyi, onu biran önce sikmeyi getiren yemyeşil bakışları koymak gerekiyor tabii.

Onunla, yaklaşık 2 yıl önce; o 21, ben 36 yaşındayken tanıştık. Bir arkadaşımın karısının akrabasıydı. Beni akşam yemeğine davet etmişler ve oraya gittiğim andan itibaren kendimi tümüyle Ebru’ya kaptırmıştım.

Tabii ilk isteğim, onu biran önce sikmekti. Aslında; sonrasıyla karşılaştırıldığında, öyle abartılı ve tahrik edici de giyinmemişti Ebru ama, söyledim ya, kelimenin tam anlamıyla bir “am” olarak görünmüştü gözüme.

Yemek bittiğinde onu evine bırakma işini ustaca üstlenmiş, sonra da kendi evime atmıştım tabii. O andan itibaren de Ebru’nun esiri olmuştum zaten. Doymak bilmez bir sikiş makinesi gibiydi. Elimi neresine değsem tepki veriyordu.

O ilk gece; Ebru’nun sikişmekten ne kadar çok zevk aldığını ve karşısındakine de ne kadar çok zevk verdiğini keşfederek, resmen yamulmuştum. Sabaha kadar iliklerimi boşaltmıştı adeta.

İki ay içinde evlendik.

Çevremizdeki herkes birbirimize çok yakıştığımızı düşünüyordu. Laf aramızda hala da öyle düşündüklerini biliyorum. Bunun nedeni ise hiç bir şeyin farkında olmamaları.

Neyse lafı uzatmayayım. Haziran’ın son günlerindeydi. Nikah dairesinden çıkar çıkmaz kendimizi havaalanına atmış ve uçağa bindiğimiz gibi Bodrum’a gitmiştik. Ve değişim de orada başladı işte.

Bir hafta boyunca kalacağımız 5 yıldızlı otele vardığımızda akşam olmuştu. Dışarı çıkıp yemek yemeyi ve sonra da Bodrum’un barlarında eğlenmeyi kararlaştırmıştık. İlk şoku, karım giyinmesini tamamlayıp banyodan çıktığında yaşadım. Karşımda duran benim alıştığım Ebru’ya hiç benzemiyordu çünkü.

Uçuk eflatun, incecik bir giysi geçirmişti üstüne. Sicim kadar ince iki askı omuzlarından geçerek giysiyi tutuyordu. Kolları, omuzları ve boynu, ortasına kadar sırtı ve memelerinin üstü meydandaydı. İncecik streç kumaş, memelerini, karnını ve kalçalarını sarıyordu.

Eteği kasıklarının yarım karış kadar altındaydı. O güzelim, bembeyaz bacakları çıplaktı. Ayaklarına ise yalnızca bir kaç ince deri battan oluşan, iyice yüksek topuklu ve altları incecik kösele, siyah bir çift ayakkabı giymişti.

Sikim biranda kalkmıştı onu böyle görünce. İçimden geçen, dışarı çıkmak yerine onu yatağa atıp doyasıya sikmekti. Yürüyüp ona sarıldım. Aynı anda da, giysinin altına hiç bir şey giymemiş olduğunu anladım.

Gerçi bu giysinin altına sutyen takması olanaksızdı zaten ama, kilotu da yoktu. Bunun farkına varmak ise sanki mümkünmüş gibi sikimin biraz kalkmasına neden olmuştu yalnızca.

Ebru niyetimi anlamıştı tabii. Bir adam geri çekilip gözlerimin içine bakarak;

-“Acele etme sevgilim…” dedi, “Nasıl olsa geri geleceğiz… Hem inan bana, o zaman daha güzel olacak…”

Sesimi çıkarmadım. Yalnızca bir kaç saat önce evlenmiştik ve bu akşamı eğlenerek geçirmek istemesini anlıyordum. Ondan uzaklaştım. Ama üstümdeki incecik pantolonun önü çadır gibi olmuştu. Karımın gözleri bunu hemen yakaladı tabii:

-“Uffff çok güzel olmuş…” dedi kıkırdıyarak, “Ama bence eline bir şey al da, sokaklarda böyle dolaşmak yerine önünde tutup durumu gizle istersen…”

Doğru söylüyordu. Dolaptan spor bir gömlek aldım elime. Sonra dışarı çıkmak için aşağıya indik. Lobiden geçerken Ebru önümde yürüyordu ve ben de gömleği almakla ne kadar isabetli bir iş yapmış olduğumu anlıyordum.

O baş döndücü kalçaların incecik kumaşın altından olduğu gibi belli olmaları bile yeterdi aslında. Ama sanki inadına yapıyormuş gibi iyice de çalkalaya çalkalaya yürüyordu karım. Manzara, insanın aklını başından alacak gibiydi.

Takside ise oldukça ilginç bir durum çıktı ortaya. Ben şoförün arkasında oturmuştum, Ebru ise sağ taraftaydı. Önce şoförün ön camın sol tarafına taktığı panoramik aynayla oynadığını fark ettim, sonra da Ebru’ya baktım.

Benim sevgili karım öyle bir oturmuştu ki, neredeyse amı görünecekti. Şoförün, bu akıl almaz manzarayı seyredebilmek için aynasına ayar yapmaya çalıştığı belliydi.

Sesimi çıkarmadan bekledim. Son derece heyecanlanmıştım ve ne olacağını merak ediyordum doğrusu. Karım ise kıpır kıpırdı. En çok hareket eden yeri ise bacaklarıydı bu arada. Birden onun da durumun farkında olduğunu kavradım. Şoförün bacaklarını seyrettiğini biliyordu ve sürekli hareket ederek ona daha da çok göstermeye çalışıyordu.

Bodrum’un içinde, Neyzen Tevfik heykelinin önünde taksiden inerken, dikkatimi şoförün yüzündeki üzüntülü ifade çekti. Yolculuğun çok kısa sürmüş olduğunu düşünüyordu herhalde. Ama Ebru inerken ona son bir iyilik daha yaptı. Bacakları öyle bir aralandılar ki, eminim adam bu sefer amını bile görmüştü.

Yan yana, sahil boyunca yürüyerek Marina’ya kadar gittik. Yanımızdan geçen tüm erkeklerin gözü karımın üstündeydi ve ben gömleğimi yanıma aldığım için kendimi çok mutlu hissediyordum. Sikim, bir an için bile yumuşamıyordu.

Marina’da, bir restoranın terasına oturup yemeğimizi yedik. Başta; yemek boyunca biraz kendime geleceğimi sanmıştım ama, yanıldığımı hemen anladım.

Gerçi ben oturduğum yerden göremiyordum ama, çevremizdekilerin gözleri önünde müthiş bir manzara olmalıydı. Karımın bacakları, örtüsü olmayan masanın altından olduğu gibi görünüyor olmalıydı. Tüm erkeklerin gözü onun üstündeydi.

Şarap içiyorduk ve alkolün etkisiyle olmalı, Ebru iyice kıpır kıpır bir hale gelmişti artık. Bu yetmiyormuş gibi, yakın çevremizdeki tüm erkeklerin gözü de, giysinin altından bütün güzelliğiyle belli olan baştan çıkarıcı memelerindeydi.

Bize servis yapan garsonun ikide bir yanımıza gelmesinin nedeninin de karımın memeleri olduğundan hiç kuşkum yoktu. Sikim pantolonumu yırtacak bir hale gelmiş, inmek bilmiyordu.

Yemekten sonra yine yürüyerek geriye, Barlar Sokağı’na döndük ve ilk bulduğumuz bara daldık. Ebru elimi tutup ısrarla beni bana doğru götürdü ve yüksek bar taburelerinden birine çıkıp oturdu.

Yine müthiş bir manzara çıkmıştı ortaya. Bacakları, neredeyse kalçalarına kadar meydandaydılar. Orada ikişer viski içip bir kaç saat oturduk. Doğaldır ki, yakın çevremiz gözlerini karımdan ayırmayan sürüyle erkekle dolmuştu yine.

Bir taraftan da, Ebru’nun yüzünde meydana gelen ifade değişikliği dikkatimi çekiyordu. Gözleri hafifçe buğulanmış, dudakları ıslak ve aralıktı. Her halinden onun da çok tahrik olduğunu anlayabiliyordum. Anlamadığım tek şey, bu durumun beni neden bu kadar çok etkilediğiydi.

Sonra çıkıp yeniden bir taksiye bindik ve otele doğru yola çıktık. Ebru, tıpkı önceki takside yaptığı gibi, şoförü yol boyu deli etmeyi sürdürdü bu arada. Eteği artık neredeyse beline kadar sıyrılmıştı. Onun kendini gösterdikçe tahrik olduğunu, tahrik oldukça da kendini daha çok gösterdiğini fark edebiliyordum.

Otele girdiğimizde tek isteğim karımı biran önce odaya götürmek ve deli gibi sikmekti. Ama bunu başaramadım. Ebru, otelin havuz başı barında da biraz oturmak için ısrarlıydı. Çaresiz kabullendim ve bir saatten fazla bir süreyle, yeni bir teşhircilik örneğine tanıklık etmek ve daha da çok tahrik olmak durumunda kaldım. Sonra birden bana bakmaya başladı karım:

-“Ohhh sevgilim…”dedi, “Canınm sikilmek istiyor…. Ohhh sikilmek istiyorum sevgilim… Hadi beni odamıza götür…”

Asansöre bindiğimizde ikimizden başka kimse yoktu. Elimi eteğinin altına sokup amını avuçladım karımın. Tanrım, ateş gibi yanıyordu Ebru’nun amı ve akıl almayacak kadar ıslanmış, vıcık vıcık olmuştu. Birden beli gelmeye başladı. Başını omuzuma yaslamıştı ve tüm vücudu sarsılıyordu.

Odaya girer girmez, önce ayakkabılarını sonra da giysisini çıkarıp attı. İnanılmaz güzel, inanılmaz tahrik edici ve inanılmaz derecede tahrik olmuş görünüyordu. Ben hızla soyunmaya çalışırken gelip önümde çömeldi. Uzun parmakları çatlama noktasına gelmiş sikimi kavradılar.

Sonra ağzının açılışını ve o güzelim dudaklarının sikimin mosmor olmuş başına kapanışını, zevkten kısılmış gözlerle izledim.

Bir anda içimde bir top patlamış gibi oldu. Belim fışkırmaya, Ebru’nun ağzına dolmaya başladı. Bu onun da bir kez daha belinin gelmesi için yeterli olmuştu. Yine tüm vücudu sarsılıyordu. Gözleri kapalıydı. Ama inanılmaz bir hırsla emmeyi sürdürüyordu. İçimi boşaltana kadar da emmeyi sürdürdü.

İşin ilginç tarafı, sikimin hiç bir inme belirtisi göstermemesiydi bu arada. Karım bütün tohumlarını, damla bile israf etmeden midesine indirdikten sonra da emmeyi bir süre sürdürdü. Sonra da sikimi ağzından çıkarıp yalamaya başladı. Bir eliyle taşaklarımı mıncıklıyordu.

Birden ayağa kalkıp beni yatağa doğru itti. Sırtüstü uzandım yatağa, Ebru da hızla üstüme çıkıp sikimin üstüne çömeldi. Bir eliyle sikimi dibinden kavramıştı. Sonra birden oturdu sikimin üstüne…

Bir anda, dibine kadar içine almıştı beni. Amı alev alev yanıyordu. İçinden sızan am sularının taşaklarıma aktığını hissediyordum. Müthiş bir sikişe başladık sonra da…

Neredeyse sabaha kadar sikiştik o gece. Karım çıldırmış gibiydi. Sikimin üstünde bir dansöz gibi dans ediyordu sanki. Zaman zaman biraz doğrulup sikimi amından çıkarıyor, sonra da götüne dayayıp yeniden oturuyordu üstüne.

Peşpeşe beli geliyordu. Benim belim geldikçe de büyük bir telaş içinde sikimi ağzına alıyor, emerek, yalayarak yeniden kaldırıyor ve tekrar o baş döndürücü deliklerinden birinin içine alıyordu.

Sonunda ikimiz de bitap düşüp kendimizden geçtik.

Anadolu Milfi 3

( başlığın sonrası için uygun olmayacağını düşünerek değiştirdim, metnin çoğu konuşma olduğu içinde biraz uzun tuttum)
ısınmaya geçtik başka bir kız vardı salonda bana kanka diyen ama başkaları sen bunu sikersin dediği kafadan esmer cilveli bir şey minyon voleybolcu zaten hep voleybol şortu ile gelir o geldi üçümüz yaptık ısınmayı ona da sözüm vardı çünkü velhasıl meltem iyice bozuldu. Bitirdikten sonra beni beklemeden çıktı ben onu kafeteryada bekliyordum o kanka diyen kızla baktım gidiyor peşinden koştum yolda:

  • Niye beklemiyorsun ben seni bekledim
  • o kızla gitseydin bayağı asılıyor sana

+Benim kankam o önceden sözüm vardı ve benim tipim değil

  • ya nasılmış senin tipin
  • Beyaz büyük göğüs ve kalçalı

-kilolu yani

  • Yok ya senin gibi tam
  • seksi miyim ben
  • Evet hem de çok
  • beğenmiyorsun beni kaç yaşındayım yalan söylüyorsun
  • Valla çoğu genç kıza tercih ederim sende ne hazineler vardır dedim sırıtarak

Gülerek devam ettik havadan sudan sohbet yine o durağa geldik :

Yapayım mı masaj

  • olurrr

Geçtim arkasına başladım masaja

Bilerek bas parmağımı sütyen askısına taktım

  • ne yapıyorsunnnn
  • Pardon elim takıldı
  • gözünde takılıyor
  • Eeee giyersen onlara dantelliyi takılır tabii bir de destekli
  • ne desteği yaaa desteksiz tül gibi bir şey bu
  • Eeee gözüküyordur içi (bu sırada göğüs uçları gözükmeye başlamıştı)
  • tshirt var
  • Yoksa görünse utanır mısın
  • ne utancam be var ki gösteriyorum
  • Yok göstermiyorsun hem kesin silikonlu da olsa sarkar şimdiye
  • ya ne yapsam inanmayacaksın Hem sever misin dantelli
  • Yakışan da severim
  • bana yakışmış mı
  • Görmüyorum yakan biraz daha geniş olsa görürüm diyip biraz inatlaşma yaşadık sonra
  • görsen üstün başın batar
  • Batmaz batmaz ama belki ağzımın suyu akar

Bunları derken koltuk altından beline doğru ve göğsüne masaj yapıyordum

İnstgramdan ona boxerli fotoğraf atmıştım bacak gösterme bahanesiyle ona değinerek

  • Ha boxer ha sütyen ne farkı var eşitleniriz dedim

Kabul etti ve hızlıca yakadan gösterdi olmaz öyle dedim önüne geçtim yakasını parmağımla açtım o etrafa bakıyordu arkamızda anayollardan biri biz unutulmuş bir otobüs durağındayız sikim kalkmaya başladı

  • bak etkilendin
  • Güzel duruyorlar diyip sırıtarak arkasına geçerek yeniden masaj yapmaya başladım
  • Şimdi bakalım destek var mi

Hemen elimi göğüs altınla ucundan yana attım şaşırdı o cevap vermeden parmak uçlarımla bastırdım göğüslerini birbirine

  • Evet destek yok kıvamı da çok hoş
  • ben demiştim ben sana boxer içine bir şey soktun diyor muyum o fotoda
  • Fotonun açık halini gösteririm ama korkma
  • ne korkcam göster sen utanırsın yalanın ortaya çıktığı için

Bi elle masaj yaparken çat diye fotoyu gösterdim ona telefonu eline verip kaydırmasını söyledim 18 cmlik penisimin vücutlu resimleri, kalınlığını gösterdiğim resimleri vardı bayağı baktı hepsine ben de arada yola bakarak göğüs uçlarına kadar t-shirt üstünden ovalıyordum fena uçları sertleşmişti

  • Ne oldu sustun ağzının suyu akıyor
  • kocamınki kadar ama daha kalın ve vücudun Çok güzel dedi yeter bu kadar masaj yürüyelim evde çocuk bekler

Mecbur kalktık yürüyoruz bi yerde vedalaşmak için önümde durdu kafası göğsüme hizalıydı öpmemi bekliyor ama öpmeyecektim bozuldu ayrıldık, yine mesaj attım ne yapıyorsun diye

  • iyim eve geldim topladım şimdi boxer ile oturuyorum
  • Sütyen de dantelli giy altında boxer yakışmadı
  • ben dantelli çok şeye sahibim
  • Hep kuru sıkı

Ve bir bildirim “meltem sana fotoğraf gönderdi” açtığımda inanmadım beyaz bir korse jartiyerler ve külot dantel ve transparan kaplıydı

  • Bunları bana giysen seni o ayna önünde var ya neyse
  • eee ne olmuş de bakayım
  • Seni fena sikerdim boşala boşala
  • sonra hamile kalayım demi
  • Valla hamile olsan bebekten çok ben emerim memelerini

Fotoğraf attım benimkini

  • Sen bunu emer misin
  • emerim de bu bana az gelir

İyice dirty talka girdik hangi pozisyon seversin filan kocam geldi dedi yarın gelmeyecekti salona yarın yazışırken kocasıyla sikişirken beni düşündüğünü ve kocasının bunun bu kadar ıslanmasına şaşırdığını söyledi hem gururlandım hem benim sulandırdığım amcığın başkasına yaraması beni üzdü.

Anadolu Milfi 2

Bundan sonra gideceği yönü tarif etti normalde ben salonun oradan toplu taşımayı kullanıyordum ama gittiği yönde gidersem yine yolum üstünde olacaktı o yüzden “iyi haydi beraber yürüyelim dedim”

Yürürken arada iltifat ediyor evliliği hakkında bilgi alıyordum çok sevecen ve sıcak kanlıydı. Normalde obez olduğunu kilo verip ameliyat olduğunu öğrendim vücudunda birkaç değişim için spor yapıyordu ben de ona iltifat ediyordum ve durmadan “konuşturma beni” şeklinde imalar yapıyordum ve gülüyordu yollarımız ayrılmadan bir durağa oturduk kimse yoktu ancak yine de tanıdık birisi görül diye çekinmiyor değildim. “Kocan senle spora gelmiyor mu destek olmuyor mu masaj yapmıyor mu” şeklinde sorularla yarasına dokundum ve ben çok iyi yaparım dedim o da inatlaştı geçtim arkasına omuzlarına ve kürek bir kemiğine yapıyorum saçları küt olduğu için göğüslerini boynunun yanından kesiyorum koltuk altlarına soktum elimi sırtına yaparken masajı bi yandan yanlardan göğüslerini itiyordum. Silikon muhabbetine şakayla giriş yaptım ve baktım olumlu bir geri dönüş var “ya zaten yediğimiz içtiğimiz yapay emdiğimiz yapay olsa ne olur” dedim o da gülerken ” gerçekten farkları yok” dedi;

  • bilemem canım ne bileyim görme elleme fırsatım olmadı
  • görsen ağzının suyu akar
  • O kadar iddialı olma

Tam bu sırada telefonu çaldı biz de mecbur yola devam ettik haftada üç geliyordy salona Çarşamba geldi o arada Instagram’dan konuşmaya devam ettim. Çarşamba spora gitmeden yazdım “bugün ne giyeceksin ona göre zor sporu bugün yapacağım” dedim bir süre yazmadı sonra bir mesaj baktım ondan “ne giyeyim ne istersin” ;

  • hava sıcak kendine güvenen iç çamaşırı ile yapsın
  • Ben öyle gelsem spor yapamazsın en iyisi tayt ve askılı giyeyim
  • sana çok yakışıyor ne giysen seve seve salonda görüşürüz

Salona giderken yolda onu gördüm ve otobüsten erken indim siyah bir tayt ve beyaz askılı ile çok seksiydi. Arkasından yavaşça giderek yaklaştım beni görünce gülümsedi:

  • Ne çalışacaksın bugün
  • kalça ya sıkılaşması lazım
  • Kocan kıvamını beğenmiyor mu

-aman o ne anlar

  • Bence çok iyi duruyor ama kıvam için ellemek gerek (sırıtıyordum)
  • öğrenirsin bi ara şimdi ellesen üstün batar
  • Niye ki yaaaa (bilerek salağa vuruyordum)

-bilmem yanında yoktur yeni şortun filan

  • Bi ellemeyle boşalmam kocan öyleyse bilemem
  • her şeyi kocamı katma diyerek sinirlendi ve önden hızlıca giderek salona girdi arkasından söylenerek gittim salonda çantamı bırakıp onun yanına gittim ne çalışacaksın bugün beraber çalışalım dediğimde ters cevap verdi ve aşağı indi ben sporumu yarısında aşağı gitmeden bir çikolata aldım kafeteryadan aşağı indimde duvara karşı banka oturarak dumbellA çalışıyordu dumbelları bırakıp mola verdiği an gidip arkasından önüne doğru çikolatayı uzattım, gülümsedim “yardım lazım mı” yüzüme baktı “yok yapıyorum ama ağrı oluyor galiba ağır geldi galiba dedi” hiç bir şey demeden ıslak omuzlarına elimi attım parmak ucuyla masaj yaparken sordum,

+neresi ağrıyor

-belim dedi, karşıya bakarak yere diz çökerek beline masaj yapmaya başladım bi süre ses etmeyip “tamam ben hareketi yapayım ” dedi dedim yap belki yanlış yapıyorsun bakayım tam önüne geçip dumbelları eline verdim dirseklerinden tutarak hareketi yapmasına yardım ediyordum ama aletim dimdik ona bakıyordu ona bakarken göğüsleri gözüküyordu sporcu sütyeni içinde kocaman yuvarlak ve terden parlıyor, çıldırmak istiyordum uzun süredir yalnızdım ve böyle bir milf aklımı başımdan alıyordu.

Anadolu Milfi

Selam ben 18 yaşında bir gencim, 177-180 boyundayım, uzun süre spor yaptığım için duruşum kalıplıdır. Lise sona doğru diğer sporları bırakıp iyiden iyiye fitness’a yöneldim. Yakışıklı değilim bence bu arada ama sempatik biriyim ağzımda laf yapar yani. Ben spor işini iyice abarttım vücudumda ne alkol ne sigara var durmadan yüksek protein ve ağır spor üstüne bahçe köy işleri vücudum hayvan gibi oldu salonda da bir karı var kocaman götlü tam milf göğüsleri de silikonlu imalı imalı etrafı süzen biri. Tam tarif etmek gerekirse 41 yaşında ilkokula giden oğlu olan 160 boyunda bir kadındı. İri dudaklı sayılabilirdi yanakları şişti tam o azgın Anadolu tipi bence göğüsleri 90 c silikonu da 150-200 cc mi ne yuvarlak ve dik duruyorlar . Bir gün o, ismi meltem, ve ben salonun alt katında ağırlık çalışıyorum, vücudum iyice terlemiş yorgunum da ama hareketi engelleyecek kadar değil bunu fırsat bildim tabi beslenmenin ve uzun süredir yalnızlığın getirdiği azgınlığın cesaretiyle kadın spor yaparken yanına gittim ve dedim ki “merhaba kolay gelsin, acaba uygunsanız bana yardım eder misiniz eder misiniz son sette yoruldum” dedim o da tabi diyerek benim hareketi yaptığım yere geçtik, ona nasıl yapması gerektiğini tarif ettikten sonra başladım harekete bitirince teşekkür ettim, onun yanında ben de dumbell ile başka harekete geçtim ve sohbeti kurmak için kibarca ismini sordum setimizin arasını denk getirerek .İsmini öğrendim “sen iyi çalışıyorsun bundan sonra ne yapacaksın” dediğinde esneme yapacağımı sebepleriyle söyledim programı kendim yazdığımı da belirttim esnemenin ona da iyi geleceğini anlattım. Yardımcı olmamı isteyince seve seve kabul ettim o kocaman götteki mor tayt üstünde askılı body içinde silikonlu c cup göğüsler beni deli ediyordu. Salonun plates için kullanılan tarafına geçtik aynalar önünde ona hareketler gösterip vücudu ve spor hakkında konuşuyorduk iltifat ediyordum ve şımarıyordu. Yaparken benim ereksiyon git gide arttı sporu bilerek onla bitirmek istiyordum. Hamster kasını rulo ile çalıştırmayı gösterdim dengesini kuramadığı için yapamadı ben de ona yüzüstüyüz yatmasını söyledim. Yattı, elime silindiri aldım baldırını silindirle eziyordum ben ezdikçe götü ortaya çıkıyordu büyüleyici bir görüntüydü. Duvarı kaplayan aynadan arada beni izlediğini görüyordum. “İyi geldi mi” diye sorduğumda “evet yaaa eline sağlık sen olmasan yapamazdım bu kadar esneme sonra her yerim ağrıyor” dediğinde “iyi o zaman her gün yaparız” dedim ve hangi günler geldiğini öğrendim. Esnemeleri bitirdikten sonra soyunma odasına geçtik aletimi boxerın önünden dışarı çıkardım üstümü değişip salondan çıkmak için bekliyordum tam o sırada meltem geldi “nasılsın yorgunluk nasıl?” Diye laf attım;

  • Ne olsun canım yoruldum daha eve gidip ev işleriyle uğraşacağım
  • iyi kolay gelsin şimdiden nasıl gidiyorsun eve?
  • Yürüyerek
  • aaa yakın mı

Uzunluğundan dolayı kese kese atacağım yorumlarda ilerleyen yerlerde yeni karekterlerin kaderi belirlenecek veya anketle artık

Sınıfımızda ki Homofobik Kızla Makas Yaptık 2

Üstüne doğru gittim ve aramızdaki mesafeyi kapattım şaşkın gözlerine rağmen ağzında bir gülümseme vardı. Onu omzundan yavaşça ittirip yere yasladım ve sağ elim ile sol göğüsünü sıktım. Elimi ittiriyordu ilk rahatsız olduğunu sandım ama elimi ittirdiği yönün hassas noktası olduğunu anlayıp parmaklarımı göğüsünde gezdirmeye başladım. Beyaz tişörtünü ve kot şortunu çıkardı sırtüstü yerde beyaz iç çamaşırlarıyla uzanıyordu ben ise zaten evde olduğumdan sütyen giymemiştim ve üstümdeki Metallica tişörtüyle eşofmanımı çıkarıp sadece külotumla kaldım. Yerde uzanırken kucağına oturdum ve o dikelip oturur pozisyona geldi. Nerdeyse yok denecek kadar küçük memelerimde ellerini biraz gezdirip bir anda iki meme ucumu da sıkı verdi. Zevk ve acıyla karışık bir çığlık atmıştım. Gözlerime bakarak “Eğlenmene bak benim küçük orospum” dedi. Sözü bittiği anda sütyenini çözüp göğüsüne yapışıp emmeye göğüs ucunda dilimi gezdirmeye başlamıştım. Ne yaparsam yapayım yüzündeki ifade hiç değişmiyor sakince bana bakıp gülümsüyordu. Elimi en sonunda külotuna soktum ve amını parmaklamaya başladım o da benim gibi ıslanmıştı. Külotunu tamamen çıkardığımda şok oldum pembenin en tatlı tonuydu adeta. Kendi vajinamı en güzeli sanarken onun güzelliği karşısında yıkılmıştım adeta. Parmağımla biraz daha okşadım ardından yavaşça kafamı yaklaştırdım ama bir anda kafamdan tutup suratımı vajinasına yapıştırdı. O derin bir oh çekerken ben ise dilimi içeri sokup deliler gibi içinde gezdiriyordum. Bir süre böyle kaldıktan sonra nefessizlikten ve azgınlıktan kızaran yüzüme boşaldı ağzımın etrafını yaladım ve geri çekildim. Sırt üstü yaslanıp eliyle gelmemi işaret etti. Külodumu çıkarıp yüzüne oturdum ve yastığıma yaptığım gibi ileri geri hareket etmeye başladım. Bir yandan dil darbeleri bir yandan dudaklarına sürtünmem derken ben de boşaldım. Bir süre yanına uzanıp soluklandım ardından “Hep böyle miydin” diye sordum. “Nasıl” diye cevap verdi anlamışa benzemiyordu “Lezbiyen bir ilişki yaşadık senin böyle bir şey yapacağını düşünmezdim hele ki bu konuya bakışını düşününce” sözümü böldü ve kendini açıklamaya koyuldu “evet düşününce ben de beklemezdim ama göğüslerime yavru bir kedi gibi baktığında seni beslemek istediğimi hissettim ilk defa birine karşı böyleydim sonra bana dokununca ise iyice tetiklendim”. Olayı kafamda az çok oturtunca elimi kalçalarına attım ve kalçalarından çekerek kendime yaklaştırdım dudaklarımız bir anda buluştu ve ağızlarımızda birbirimizin dilini hissettik. Yaklaşık 20 saniye süren öpüşme sonra bir bacağını kendi bacaklarımın arasına diğer bacağını omzuma alarak oturur pozisyona geçtim. Dudağını ısırmış bana bakıyordu resmen yap diye yalvarıyordu. Hızlıca sürtünmeye başladık bacaklarımızı kalçalarımızı elliyorduk hatta kıçıma parmağını bile soktu. Tüm vücudumuz kızarırken önce ben birkaç saniye sonra da o boşaldı ve yere yığıldık. Sürünerek kafamı göğüsüne koydum karşılık olarak saçlarımı okşadı ve bir süre öyle yattık. Olayın ilerleyen süresinde çıkmaya ve sıkça yapmaya başladık birbirimizi daha çok tanıdıkça daha çok sevdik fakat üçüncü sınıfta bir erkeği bana tercih etti 😀 hala aynı okulda aynı sınıftayız bu seneyi bitirip bir daha yüzünü görmemek istesem de bir tarafım ilk seferimizi hala unutmuyor.

Bakıcılıktan Fahişeliğe 3

Yıkanıp çıktık banyodan. Bornoza sarılıp yatağa geçtim, yorgunluktan bir süre uyumuşum. Bir süre sonra arkamda bir sertlikle uyanmam bir oldu. Yunus bey yine rahat durmuyor, kazık gibi sikini götümün yanakları arasına sürtüyordu. Ki yan yatmış halde amıma giriverdi yine. Bu sefer soft bir sikişme yaşıyorduk. Amımın içinde yavaş yavaş git gel yapıyor, bir yandan da ensemi ve boynumu öpüyordu. Ben ise keyfime bakıyordum. Ve bu sefer öncekilere nazaran uzun sürdü sikişmemiz ve iki kez orgazm oldum. Yaklaşık yarım saat siktikten sonra tekrar sırtıma doğru boşaldı ve o halde bana sarıldı, ikimiz de uyumuşuz…

Ertesi sabah Yunus beyin telefonun çalmasıyla uyandık. Karısı arıyordu. Biraz konuşup kapattı. Karısının gelmek üzere olduğunu söyleyip, beni apar topar yolcu etti. Eve varınca bir güzel duş aldım. Ama aynanın karşısına geçtiğimde her tarafımın mosmor olduğunu fark ettim.

Ertesi hafta sonu işime devam ettim, ama tabii ki garip hissediyordum kendimi. Bir yandan Yunus beyin bakışları, kaçamak ellemeleri derken heyecanlı oluyordu…

Yine bir hafta sonu işime gitmek için sabah erkenden uyanmıştım ki, Yunus bey beni aradı ve bana geldiğini söyledi. Pijamalarımla kapıyı açtım. İçeri girer girmez dudaklarıma yapıştı. Bir süre öpüştükten sonra içeri geçtik ve elindeki poşeti verip, “Şunları giy!” dedi. Poşette hediye kağıdıyla kaplı paketler vardı. Merak ettim ve hemen odama gittim. İçinden çıkanlara şok olmuştum. Jartiyerler, fantazi tangalar, sütyenler. Anlaşılan aklındaki tüm fantazilerini benim üzerimde denemeye niyetliydi.

Giyinip içeri girer girmez gözleri parladı. Hemen üzerime gelip her yerimi öpüp ellemeye başladı. Bu sefer kendiliğimden önüne çöküp sakso çekerek sikini kaldırdım. Yatak odama geçtik ve sikişmeye başladık. Bu fantazi iç çamaşırlarla feci sexy gözüküyordum. Bembeyaz tenimle siyah jartiyer çok sexy bir uyum yakalamıştı…

Sert sert sikmeye başladı. Amımdan akan sular yatağı ıslatmaya başlamıştı. Ardından beni yüz üstü yatırdı ve göbeğime de yastık koyup popomu yükseltti. Bu pozisyonda yavaş bir şekilde amımı sikmeye devam etti. Tamamen içime girip tüm ağırlığını verdiğinde adeta belim kırılacak gibi hissediyordum. Birden sertleşmeye başlamıştı. İki elimi belime getirip tek eliyle ellerimi tutmuştu, hareket edemiyordum…

Sikini amımdan çıkarıp bir süre durdu ve “En çok nereni beğeniyor ve merak ediyordum, öğrenmek ister misin?” dedi. Ben, “Evet!” deyince sikini göt deliğime sürtmeye başladı. Birden irkildim, niyetini anlaöıştım ve götten sikilmeye hazır değildim. Ama ellerimi tutmuş ve götüm kabak gibi önündeydi, ne yapsam nafileydi. “İşte buranı!” deyip göt deliğimi tükürükledikten sonra sikini yavaş yavaş götüme sokmaya başladı. Müthiş acı çekiyordum ve kurtulmaya çalışyordum, ama nafileydi tüm çabalarım…

Sonunda götümün kızlığının da bozulacağını kabullenip kendimi kasmayı bıraktım, saldım kendimi, gevşedim. Başı girmişti ve yavaş yavaş kalanını da götüme sokmaya başladı. Neredeyse tamamını sokup bir süre bekledi. İlk defa anal yapıyordum ve yavaş yavaş da fena zevk vermeye başlamıştı. Götümün artık alıştığını düşünüp yavaşça ritmini hızlandırdı. Bense bir yandan acıyla inliyor, bir yandan da zevkten yastığı ısırıyordum. Git gide hızlandı. Artık belime o kadar yük biniyordu ki, belimi kıracaktı adeta hayvan. Ellerimi serbest bırakıp iki eliyle de götümün yanaklarını avuçlamış, bir yandan tokatlıyor ve ikiye ayırıyor, bir yandan da delicesine pompalıyordu. Taşakları amıma değdikçe deliriyordum…

Az sonra içimde bir sıcaklık hissetmemle birlikte sikinin götümde kalp gibi attığını fark ettim. Götümün içine boşalmıştı, hem de oluk oluk. Boşalması bitince çekildi. Ben de kalktım ve banyoya koştum. Götümden akan dölleri temizleyip hemen giyindim, malum işe gitmem gerekiyordu. Arabaya atladık ve yola çıktık. Beni evine yakın yerde indirip kendi işine gitti. Kapıda beni İpek hanım karşıladı. Götümdeki acıdan yürümekte zorlanıyordum ve gün bitse de gitsem diye dua ediyordum. Neyse ki akşam oldu ve Yunus bey beni evime bıraktı. Bırakırken de yüklü miktarda para verdi. Hem amımın hem de götümün bekaretini bozmasının bedeli gibi hissettim…

O günden sonra Yunus beyin adeta özel orospusu olmuştum. Evime geliyor, istediği kıyafeti giydiriyor, istediği gibi fantazi yaparak sikiyor ve bolca para verip gidiyordu 🙂

Devam edecek..

Bakıcılıktan Fahişeliğe 2

Mutfağa geçtik ve birlikte yemek yapmaya başladık. Yunus bey sanki her zamankinden daha farklıydı, sürekli çevremde, sürekli bir temas halindeydi. Hatta bardak alma bahanesiyle arkadan dolgun popoma bir güzel yaslamıştı.

Yemekler hazır olunca sofraya geçtik, Yunus bey bir de şarap açtı. Alkolle aram yoktur ve beni çarpsa da açıkcası o an itiraz etmek gelmedi içimden. İkinci kadehimi bitirdiğimde çarpmıştı ve başım dönmeye başlamıştı bile. Yunus bey bu sırada bana iltifatlar ediyor, adeta gözleriyle sikiyordu. Konuyu erkek arkadaş ve cinselliğe getirince ben biraz utandım ve tecrübesiz olduğumu söyledim. Utangaçlıktan yüzümün yandığını hissettim. Mutfaktaki muslukta yüzümü yıkamak için kalktığımda bir hışımla sandalyesinden kalkan Yunus bey arkadan bana sarılıp açık göbeğime ellerini koyup bir anda kendine bastırdı. Neye uğradığımı şaşırdım. Ama bir anda karıncalanmaya başladım ve tepki veremedim.

Bu tepkisizliğimi onay verdim olarak anlayan Yunus bey daha da ileri gitti ve “Yaseminciğim istersen sana cinselliği öğretebilirim!” diyerek ensemi ve boynumu öpmeye başladı. “Yunus bey yapmayın…” desem de eli artık her yerimdeydi, mutfak tezgahı ile onun arasında tost olmuştum. İçimde fırtınalar kopuyordu ve şarabın da etkisiyle mayahoş bir azgınlık içindeydim. Aslında ben de istiyordum.

Beni bir anda çevirip, dudaklarıma yumuldu. Bir yandan da göğüslerimi ve amımı elliyordu. Amım sırılsıklam olmuştu. Bir anlık sert bir hareketle üzerimdeki cropu çıkarıp göğüslerimi de sutyenden kurtardı. Bembeyaz dolgun göğüslerimi delicesine emiyordu. Zevkten deliye dönmüştüm. Ben de pantolonunun üzerinden sikini avuçlayarak karşılık vermeye başlamıştım…

Pantolonu çıkardı ve kazık gibi olmuş sikiyle karşı karşıya kaldım. Daha önce pørnø izlemiştim, ama hayatımda ilk defa canlısını görüyordum. Öyle abartılı uzun olmasa da beklediğimden kalındı. Omuzlarımdan bastırıp dizlerimin üzerine çöktürdü ve sikini ağzıma dayadı. Bir an tereddüt etsem de yavaş yavaş yalamaya başladım. Yunus bey kendinden geçmiş, “Ohhh, aylardır bu anı hayal ediyorum, güzelim benim, birtanem!” diye iltifatlar ediyordu. Yaladıkça ağzımda daha da büyüdü ve nerdeyse artık ağzıma sığmıyordu.

Bir süre sakso çektirdikten sonra beni kaldırıp tuttuğu gibi yatak odasına götürdü. Bir hışımla beni tamamen soydu, bembeyaz bakire vücudum artık çırılçıplak karşısındaydı. Yatağa yatırır yatırmaz amımı yalamaya başladı. Daha yalarken ilk orgazmımı olmuştum. Ama adam amımı yalamaya doymuyordu. Daha fazla dayanamadım ve “Yeter, sik beni artık!” diye hayıfladım, aşırı merak ediyordum sikilmeyi.

Misyoner pozisyonuna yatırıp sikini amıma sürmeye başladı. “Bakiresin, değil mi?” diye sorunca utanarak, “Evet, ama sik!” dedim. İlk defa siktirecektim amımı, hem de benden 20 yaş büyük bir adama. Sulanmış amıma yavaş yavaş girmeye başladı. Girdikçe adeta ortadan ikiye yarılıyor gibi hissettim. Altında kıvranıyordum. Birden tamamını içime sokunca derin bir acı hissettim. Kızlığım gtmiş, yavaş yavaş git gel yapmaya başlamıştı. Yunus bey bir yandan da tüm ağırlığını bana verince nefesim kesiliyor, adeta altında eziliyor ve ufacık kalıyordum…

Gittikçe hızlandı ve benim inlemelerim artık coştu. Bir süre sonra misyoner pozisyondan kaldırıp, beni bir güzel domalttı. Bu pozisyonda arkadan tekrar amıma girdi. İki eliyle popomu sıkıyor ve tokatlıyordu. Amımı sikerken, “Aylardır bu götün hayaliyle deliriyordum!” dedi. Meğerse aylardır çalıştığım yere gelip götüme bakıp fantaziler kuruyormuş. O anda bana bu işi verme olayının beni sikmek için bir kılıf olduğunu anlamış oldum.

Yunus bey arkamdayken gittikçe hızlanmaya başladı. Kasıkları popoma çarptıkça ‘Şak, şuk, şak!’ sesleri çıkıyordu, ki birden içimden çıkıp inleyerek sırtıma boşaldı. Ben yığılmış, nefes nefese kalmıştım. Bir süre sonra apış arama baktığımda amımdan bacaklarıma kızlık kanımın aktığını gördüm. Hemen kalkıp ebeveyn banyosuna geçtim, duşa girdim ve temizlenmeye başladım.

Temizlendikten sonra duştan çıkacaktım ki, Yunus bey banyoya girdi. “Nereye bakalım?” deyip beni ıslak ıslak tekrar duşa soktu. Her yerimi öpüp yalıyordu. Siki tekrar şahlanmıştı ve göbeğime temas ediyordu bile. Omuzlarımdan bastırmasıyla hemen çöküp sakso çekmeye başladım. Bu sefer hiç çekinmeden gırtlağıma kadar alıyor, Yunus beye zevklerin doruğunu yaşatıyordum…

Çok geçmeden beni kaldırdığı gibi ellerimi duşun fayans duvarına yaslayıp arkadan amıma girdi. Artık alışmıştım ve zevkime bakıyordum. Memelerim delicesine sıkıyor ve arkadan amımı delicesine sikiyordu. İkinci orgazmımı da olmuştum ki, beni çevirip birden kucağına aldı. Anlaşılan beni her türlü pozisyonda sikmek istiyordu. Bense bacaklarımı beline dolamış, kucağında sikilmenin zevkini çıkarıyordum. Bir süre de o şekilde siktikten sonra yere indirip sikini ağzıma soktu ve birden boşalmaya başladı. Bir an şok olmuştum, ilk defa döl yutacaktım ve zorlanarak da olsa yuttum tüm döllerini…

Devam edecek…