Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Kuzenim Ceyda | B3

Bir süre oturup dinlenip telefondaki kayıtları incelerken Ceyda da tuvaletten çıktı. Yüzünü yıkamış, saçını ve kıyafetlerini düzeltmiş, hiçbir şey yaşamamış gibi görünüyordu. O da yanıma oturup telefonunu kurcalamaya başladı. Bu sırada dedemin serumu bitmiş, hemşire kontrole gelmişti. Dedemin çıkabileceğini söyleyerek çıkacakken dönüp; nerelerdeydiniz, kontrole geldiğimde kimse yoktu diye gülümseyerek tuvalete ve bize baktı. Ben de hafif gülümsedim. Kadın çıktığında Ceyda’ya dönüp; çok ses yapmışsın diye gülümsedim. O da gülümseyerek omzuma vurdu.

Babama haber verip dedemi uyandırdım. Sonrasında babam geldi. Ceyda’yla beraber babam dedemin kollarına girmiş yavaşça yürütüyorlardı. Ben de önden arabaya gidip arabayı kapı önüne çekip dedemin kapısını açtım ve beklemeye başladım. Dedemi ön koltuğa oturttuk. Babam bana; sen sür, dedi. Ben de yıkılan hayallerle sürücü koltuğuna oturdum. Ceyda arka koltuğun sağ tarafına, babam da sol tarafına oturmuştu. Babam yolda köy için merdiven alacağımızı söyledi. Gözümle hırdavatçı aradım. İlk merdiven satan dükkana doğru yanaştım. Babam merdiveni aldı ve bagaja sokmaya çalıştı. İçimden; gerizekalı mı bu adam o merdiven nasıl sığsın oraya, diye düşünüyordum. Sonra babama Ceyda yardım etmeye indi. En sevmediğim kız tipi salak olandır. Neyse. Seslendim; baba arka koltuğa dik koyarsanız sığar, diye. Babam geldi ve denedi. Sığmıştı. İsmim boşuna Dahi değil demek ki. Ceyda’nın tarafına merdiven koyulduğu için ortaya oturmuştu. Babamla yan yana oturuyorlardı. Çıktım yola sürmeye başladım. 5 dakika sürmüştüm ki dikiz aynasından arkaya bakarken Ceyda’nın yüzü garibime gitti.

Babam kafasını cama çevirmiş dışarıyı seyrediyordu. Sol eli cama yaslıydı. Sağ elini aradı gözlerim. Yoktu. Sağ kolu yarıdan itibaren Ceyda’nın vücudunun arkasında kayboluyordu.

Yola odaklanırken bir yandan Ceyda’nın vücudunu seyretmeye başladım. Pantolonu bel kısmından çekiştiriliyor gibi gerginleşiyordu. Anladım ki babamın eli Ceyda’nın kalçasındaydı. Aradan bir süre geçti. Yola dalmıştım. Beni sollamak isteyen bir arabayı fark edince tekrar dikiz aynasına baktığımda dalgınlığımdan uyandım. Ceyda’nın kasıklarında kalkıp inen bir el sureti vardı. Ceyda’nın yüzüne baktığımda ise dişleriyle dudaklarını sıktığını gördüm. Gözlerime inanamıyordum. Az önce götünü siktiğim kuzenimin amıyla şimdi babam oynuyordu. Yola odaklanıp hızla köye geldim.

Arabadan inerken Ceyda tuvaletim geldi diyip direkt tuvalete gitti. Babam dedeme yardımcı oluyor, ben de merdiveni amcama götürüyordum. Amcam; niye aldınız bunu diyince merdiven olayının babamın kurgusu olduğunu anladım. Bozuntuya vermeden; ucuzmuş diye babam aldı amca, dedim.

Biraz sonra inek besleme vaktiydi. Amcamla yengem ineklerle ilgileniyordu. Ceyda’ysa samanlığa girmiş, saman çıkarıyordu. Kardeşi Şeyda ise yemek hazırlamak için mutfaktaydı. Ceyda’nın yanına samanlığa gittim. Ceyda samanları el arabasına koyuyordu. Götüne bir şaplak atıp; kolay gelsin, dedim. Bana sinirlice baktı. Ne öyle bakıyorsun, noldu? diye sordum. Bana doğru ayağa kalktı ve burnuma kadar sokulup; siz beni orospu mu sanıyorsunuz lan, dedi. Ben de; ne alaka, dedim. Arabada babamın yaptıklarını ima edercesine konuştu. Ben de ona; ben de gördüm ama inan benle alakası yok, ben söylemedim, dedim. İnanmıştı ki zaten gerçek de buydu. Yeniden işe doğru yöneldi. Bu konuşmalarla kalkan sikimi onun eğilmiş kalçasına yasladım.

Eliyle beni ittirip; işim var, dedi. Ben de bırak işi şimdi diyerek kolundan tutup saman balyasının üzerine doğru ittirdim. Bana bu samanları koyması gerektiğini söyledi. Ben de işimizi halledelim sonra ben de yardım ederim dedim. Ceyda’yı taşağıya doğru çekip hızlıca pantolonumu indirdim. Saksoya başlamıştı. Ortam karanlık, bir şey göremiyorum diyerek telefonumun flaşını açma bahanesiyle tekrardan kamerayı açıp flaşlı video kaydetmeye başladım. Ağzına hepsini almaya çalışmıyor, sadece başını diliyle yalayıp dudaklarıyla emiyordu. Çok güzel bir şekilde zevke geliyordum. Bu sırada dayanamayıp kafasını elimle kendime doğru çekmeye başladım. Derinlere ittikçe beni elleriyle durdurmaya çalışıyordu ama nafile. Sikimi yavaşça ağzından çekmeye başladım. Tamamen çıkartıp onu ayağa kaldırdım. Ters döndürüp pantolonunu indirdim. O eliyle kalçasını ayırıyordu. Ben tam sikimi göt deliğine yaslamışken kapıda bir silüet gördüm. Bu Şeyda’ydı. Ben ona bakınca hemen ürküp kayboldu. Ben de Ceyda’ya bir şey çaktırmadan; hadi işini bitir de yakalanmayalım, sonra devam ederiz, dedim. Ceyda bunu dememe biraz bozuldu ama hak vererek doğruldu. Üzerini düzeltti. Yanımdan geçerken elimi amına atıp; bunu da bir gün sikeceğim haa, dedim. Orayı sadece evlendikten sonra kocam sikebilir, diyerek yanımdan geçti. Kocasıymış. Kocasının da kendisinin de amına korum diye iç geçirip; Tez vakitte sikerim zaten diye düşünerek samanlıktan çıktım. Çıktığım sırada Şeyda ev kapısından buraya bakıyordu. Göz göze geldik, beni görünce hemen içeri girdi.

Eve doğru yürüdüm. Babam bahçede dolanıyordu. Evin kapısından içeri girdiğimde mutfaktan sesler geliyordu. Mutfağa doğru yürüdüm. Şeyda arkası dönük şekilde tezgahla ilgileniyor, şerefsizler, adiler diye söyleniyordu. Komiğime gitti asjdaksjdsa. Şeyda 18 yaşında, 150li bir boya sahip, kısa, zayıf, turuncu(sanırım kına) saçlı bir kızdı. İçeri girdim arkasından yanaşıp; hayırdır kimmiş şerefsizle adi, dedim. Bana aniden döndü. 5 saniye sustuktan sonra; sizsiniz, dedi. Niye, seni çağırmadık diye mi kızdın? dedim. Bana ters ters baktı ve önüne döndü.

Başıma iş açabilirdi. Nasıl bir şekilde koz yaratırım diye düşünerek onu seyretmeye başladım. Ablan çok beğendi, dedim. Neyi dercesine bana baktı. Kafamı aşağı indirip sikimi işaret ettim. Sapık mısın ya, dedi. Hayır ama ablan senin bakire olmadığını bana anlattı, dedim. Zarf atmıştım. “Ne?” dercesine yüzüme baktı. Gülümseyerek, önümüzde bir engel yok, hazır vaktimiz de varken biraz eğlenelim, dedim. Yumuşamış duruyordu. Attığım zarfı yemişti. Demek bakire değildi. Vay amınakoyim diye iç geçirdim. Polat Alemdar’ın çete çökerttiği gibi zarf atarak kız düşürüyorum diye düşündüm.

O sessiz kalınca telefonumdan video kaydı başlattım ne olur ne olmaz diye ve ona yürümeye başladım. Bana bakıyor ve tezgaha doğru geri ilerliyordu. En sonunda tezgaha çarpıp durdu. Boynundan tutup kendime çektim ve boynunu öpmeye başladım. Zayıf zayıf ittiriyor numarasıyla güya naz yapıyordu. Yer mi anadolu çocuğu. Boynundaki elimi kalçasına indirdim, kalçasını avuçlamaya başladım. Bu sırada telefonlu olan elimi uzatıp geniş açı çekmeye çalışıyordum. Bir an kendini geri çekti ve dudaklarıma asıldı. Hay amk diye iç geçirdim. 2-3 saniye o öptükten sonra kendimi geri çekip bunu tek hamlede ters çevirdim. Sikim taş gibi olmuştu. Sakso çektirsem telefonu anlayabilirdi. Eşofmanını indir, dedim ve ben de o sırada pantolonumu sıyırdım. Eşofmanını indirmişti, içinde şaşırtıcı şekilde seksi bir külot vardı. Tanga da denemez ama ismini bilmediğim için yorum yapamayacağım.

Külotunu da dizlerine kadar sıyırdım ve sikimi amına hizaladım. Sağ elimle belinden tezgaha ittiriyor, böylece arkasını dönememesini sağlıyordum. Video kaydına devam ederek sikimi sokmaya başladım. Amı dardı. Sikimi sokarken ahhlama seslerini bastıramıyordu. Ben de yavaş olmaya özen gösteriyordum. Kim sikti bu amı, diye sordum. Duymazdan geldi. Ben de biraz daha sert sokmaya başladım. Eliyle bacağımdan ittirip yavaaaş diyordu. Amının içindeki sıcaklık ve o ıslaklık beni mahvediyordu. Tekrar sordum. Yine duymamazlıktan gelecekti ki saçından tutup çekerek; söyle, dedim. Zorla, ıhlıya ahlaya; bitince söylerim, dedi. Tamam, dedim. Sokmaya devam ettim. Artık sonlara gelmek üzereydim. Az önce Ceyda’nın ağzından çıkan sik şimdi kardeşinin amını sikiyordu. Sikimi amından çıkardım. Bitmiş şekilde tezgahta uzanıyordu. Eğilip göt deliğine tükürük bıraktım. Tepkisini ölçmek için geri yanaşıp sikimi götüne dayadım. Durdurmasını veya bir tepki göstermesini beklerken elini kalçasına götürüp götünü ayırdı. Şaşırmıştım.

Sikimi göt deliğine ittirmeye başladım. Amından daha dar asla değildi. Demek ki götünden de sikilmişti. Hem de amından daha fazla kez. Götünü sikmeye başladım. Bu sefer yine zorlansa da sikimi köküne kadar sokabiliyordum. Odadaki kötü kokuyu anlatıp midenizi bulandırmayayım. Şap şap sesler çıka çıka bir süre siktim. Boşalmak üzereydim. Hemen götünden çıktıp onu tezgahtan çektim. Üstündeki tişörtü bir çırpıda çıkartıp attım. Önüme çökeltip elinden tuttum ve sikime götürdüm. Açıkçası onun götünden çıkan sikime dokunasım gelmedi. Ne yapacağını anlamış şekilde eliyle sikime 31 çekmeye başladı. Onun da yalayası olmadığını gördüm. Telefon hala belimin yan tarafındaki elimde kayıt alıyordu. Sikim kasılmaya başlayınca sikimin kökünden ittirip memelerine, sütyenine, göğsüne boşalmaya başladım. 10 saniye civarı boşaldıktan sonra sikimi ağzına götürdüm. İstemese de sanki rezil olmamak için ağzına aldı. Sikimi köküne kadar almayı bırakın başından ötesi içine girmedi. Seninki baya büyükmüş, dedi. Gülümsedim ve tezgahtaki musluğa yöneldim. Sikimi iyice yıkadıktan sonra pantolonumu çektim ve mutfak masasına oturdum. O da kendini toplamıştı. Yemekleri tabaklara koyacaktı. Ben de soruyu tekrarladım.

Kumsal -8

Gizemle tüm bu süreç boyunca olabildiğince minimun diyalog kurmuştuk. İkimiz de hem bir gece önce yaşananların etkisiyle hem de evde olan kaosun öfkesiyle çok doluyduk. Dokunsak patlayacak gibiydik. Tüm gün boyunca en çok iletişim kurduğumuz anlar sırasıyla. Kafede ona kamp olayını özetlemem ve spor eşyaları satan dükkandan çadır seçerken onun pembe çadır istemesi üzerine olmuştu. Çocuk gibi mutluydu pembe çadırını alabildiği için. Olanlardan sonra kendi istediği bir şeyin olabilmesi onu çok mutlu etmişti. Değer görüyordu ve mahçuptu. Saat 20.00 a yaklaşırken otobüsün kalkacağı yere varmıştık. Mehmetle Gizemi tanıştırdım ama arada çok bir konuşma geçmedi. Mehmet olayın organizasyonundan dolayı Gizem ise modundan dolayı çok konuşabilir durumda değillerdi.
Eşyaları otobüsün bagaj kısmına koyduk ve otobüse geçtik. Otobüs koridorundan yürürken koltuklarımızın oraya geldiğimizde dönüp bana çocuk gibi boynunu bükerek gözleriyle cam kenarını istediğini belirticek şekilde hareket yaptı. Gülerek geçmesini işaret ettim ve oturduk. Ortalardaydık otobüste. Kamp ne kadar sürecek, nerde olacak, nasıl bir tatil olacak. Her şeyden azar azar biliyordum ama hiç bir şeyi tam olarak ne ben ne Gizem biliyordu. Para olarak rahattık babamın her hafta hesabıma yolladığı paralar sanki ayı geçirmem için yollanıyormuş gibiydi. Ben de kendi girişimlerimle bir şekilde ekonomim yaşıtlarımın her zaman katbekat üstünde oluyordu. Aklımda bu düşünceler geçerken bir an soluma dönüp Gizem’i kontrol ettim.Ayakkabılarını çıkartmış, bacaklarını karnına çekmiş cenin pozisyonunda dünya tatlısı bir şekilde otobüsün küçük koltuğuna sığmaya çalışıyordu. Haline gülüp kolumu omzuna attım ve onu kendime çektim. Dizime yattırdığımda gözlerime ağlamaklı baktı. Dokunsalar patlayacak gibiydi. Gizem’i genel olarak sevderdim küçüklükten beri yakındık hep didişirdik bizim olayımız buydu ama uzun süre sonra ilk defa bu kadar “sürekli” iyi ve beraberdik. Adeta birbirimizden güç alıyorduk. Onunla ortak bir noktamız vardı birbirimizi çekiyorduk bu sefer ama ne olduğu hakkında gram fikrim yoktu. İkimizin de ağzından tek kelime dökülmüyor sadece bakışıyorduk. Geçen bir saniye saatler gibiydi o anda. Bir şeyler demem bağırmam çığlık atmam ağlamam gerekiyordu ama güçlü durmalıydım. Ben durdum ama Gizem’in dolu gözleri yavaş yavaş şiddetli akan bir pınara dönüşücekti. Yavaş yavaş önce dudakları titremeye başladı sonra dizime koyduğu kafasını karnıma bastırdı ve ağlamaya başladı. Ona sarılıp kapanmıştım. Yaşadıklarını tam olarak anlayamazdım ama elimden geldiğince destek olmak istiyordum. O an için yapabileceğim tek şey harika saçlarından okşayarak geçiceğini mırıldanmak oldu.
Ağlamalar kesilmişti. T-shirtüme akan sıcak göz yaşları bitmişti. Gizem kucağımda uyuyordu. Yolun ne kadar kaldığı hakında en ufak fikrim yoktu ama içimde saçma bir huzur vardı. Gizem’le yolun bir kısmını böyle gittik. Ta ki Gizem kıpırdanıp uyanana kadar. Doğrulup gözünü avuşturduktan sonra:
G:Sen uyumadın mı
B:Hayır çok güzel uyuyordun.
G:Ne kadar yol kaldı.
B:En ufak fikrim yok.
Gizem camdan dışarıya doğru dalar.
B:Bu kadar takmana gerek yok. Eve döndüğümüzde her şeyi hallederiz sorun yok Gökhan amca sana çok düşkündür. Diğerleri de susar bir şekilde adam mı öldürdük be abartmasınlar.
G:Sus Uras bir şeyin düzeleceği yok.
B:Ulan neyin düzeleceği yok. Bozulan bir şey yok ki düzelsin.
G:Bozulan şey benim.
B:Ney?
G:Babam annem Petek bana her zaman çok düşkündü. Özellikle Damla üniversite kazanıp gittikten sonra adeta evin prensesiydim. Ama sonra Boğaziçi Üniversitesin’i bitirip geldi iş buldu çalışmaya başladı. Bil bakalım evin prensesi artık kimdi? Pardon sadece prensesi değil aynı zamanda reisi.
B:Nasıl yani ne diyorsun.
G:Babamla annem öğretmen biliyorsun akademik hayata saplantılılar. Benim sınavım bok gibi geçtiği için ve Damla da ekonomik olarak bunlara çok yardım ettiği için bildiğin düşündükleri son şey benim.
U:Petek??
G:O benim her şeyim. O çocuk daha ablasını çok sever masum küçüğüm. Kötü düşünmez o.
U:Olsun bu düzen değişir be Gizem. Benim de sınavım çok iyi geçmedi. Bir daha hazırlanır daha düzgün bir yer tuttururuz.
Diyip ona bir yandan sarılıp bir yandan tekrar kucağıma yatırdım. Yüzündeki ağlamaklı ifade yavaş yavaş gidiyordu. Durumu konuşmak iyi gelmiş ve yanımda olmaktan mutluluk duyuyor gibiydi. Kucağımda tekrar uyuya kalmıştı bile. Ben de gözlerimi kapadım ve yolun kalanında elimden geldiğince uyudum. Vardığımızda saat aşağı yukarı 3-4 gibi bir şeydi. Beklenenden erken gelmiştik ve herkes uyku sersemi aptal gibiydi. Gizem ne olduğunu anlamamıştı bile. Onu başından öpüp kucağımdan kaldırdım ve geri yatıcak şekilde bıraktım. Otobüsten inip herkes gibi çadırı aldım ve açtım. Çok zor değildi. Attığında kendi kendine açılan çadırlardandı bu. İçi geniş tek yapılması gereken bağlanması gerken bir iki ip çakılması gereken kazıklardı.
İş tamamdı. Çadır harika bir şekilde olması gereken yerde duruyordu. Önce çantalarımızı içine taşıdım, sonra otobüse gidip Gizem’i çağırdım. Uyku sersemi dünyanın en masum ama en güzel şeyiydi gözlerimin önündeki. Matları uzattık. Battaniyemizi üstümüze aldık ve sabah olması için yatmaya başladık. Alan çok geniş olmasına karşın, etraftan uzakta olsa çekiç çakma ve çadır kurma sesleri geliyordu. Gizemle çadır içerisinde birbirimize arkamızı dönüş aramıza bir kişi daha girebilir şekilde yatıyorduk. Hem uykum çok yok hem de tuvaletim biraz vardı. İkisi de büyük sorunlar değildi tabii ki. Bir yandan uyumaya çalışırken tuvaletimin olmasından dolayı yavaş yavaş aletim büyüdü. Dışarı çıkıp yapsam nerde yapıcaktıııım. İçerde kalsam da büyük sıkıntıydı. Tam dışarı çıkmak için doğrulma niyetindeydim ki yandan çok tatlı bir des geldi.
G:Uras.
U:Efendim.
G:Naber?
U:(Gülerek) İyi sen?
G:İyi ben de.
Ortamda bir sessizlik oldu. Bana doğru döndüğünü duydum.
G:Hem uykum var hem seslerden dolayı uyuyamıyorum anlamadım gitti ya. Etrafta çok korkutucuydu gece gece nereye geldik biz böyle.
Ben de ona doğru döndüm. Aramızdaki bir kişilik boşluk ikimizin de yuvarlanıp birbirimize dönemesi sonucu kapanmıştı. Çok yakındık bu sefer.
U:Korkma ben varım.Sınavı kötü yaptın diye kaçıp gitmem.(diyerek gülerim)
Ben öyle diyince karnıma vurdu. Umarım bir daha yapmaz çünkü eli aletime çok yakın geçmişti.
G:Salakkk!!!! Uf uyumak istiyorum.
U:E uyu??
G:Olmaz.
U:Neden??
G:Ayım yok!!!
U:Ayın mı yok ahahahhaha.
G:Uf Uras ya korkunca sarılıyorum ne var bunda.
U: Ayına mı ahahhahaha.
G:uf
Diyip bir daha karnıma vurdu.
U:Koluma sarıl???
G:Aa başka ayı. (Diyip bayacana güldü)
U:Sarılma lan.
Diyip arkamı dönüp yattım. Bir süre gülüp sustu. Sonra ikimiz de uyumaya çalıştık. Tam çekiç sesleri bitti uykuya dalıyordum ki. Omzundan bir şey dürttü.
G:Koluna sarılabilir miyim??
Şaka mı yapıyordu!??? Sinirli bir şekilde dönüp ona baktım. Çocuk gibi ürkek ve korkmuş bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu çok çaresizdi. Onaylar gibi işaret yapıp ona doğru döndüm ve arkasını döndü. Kolumu atıp ona sarıldığımda o da koluma sarılmıştı. Her şey harikaydı. Kafası tam burnumun önündeydi. Aramızdaki bir kişilik mesafe artık sıfıra inmişti. Güneşin ilk ışıklarını çok hafifte olsa sezebiliyordum. Her harika şeyde olduğu gibi bunda da çok küçük bir pürüz vardı. Kolumu sımsıkı sarıp kendine çekiyordu. O çektikçe ben ona yaklaşıyordum. Ben ona yaklaştıkça sertleşen aletim kalçasının arasına değmeye inanılmaz yaklaşıyordu. Değdirmemek için verdiğim çabanın eforun haddi hesabı yoktu. Tüm kaslarımı kasıyordum adeta. Artık nasıl korktuysa beni inanılamaz zorluyordu. Tek sorun bu da değildi. Aletim artık sadece tuvaletimden dolayı değil, aynı zamanda önümdeki muhteşem kızın mini şort giymiş kalçalarına değmek üzere olmamında büyük etkisi vardı.
Artık çok yorulmuştum. Hem yaslanmak istiyordum hem de gücüm kalmamıştı. Çok saçma bir pozisyondaydık. Başta bir kolumu çekmeye çalışsam da aldığım tek tepki.
G:Çekmeeeeee!!!
Di. O da uyumuyordu. Madem öyle diyerekten kendimi saldım ve bir anda adeta üzerine düştüm. Dimdik aletim tam kalçasının arasına sanki elimle koymuş gibi oturmuştu. Gizemden sadece şaşırmışımsı bir nefes alma sesi gelmişti. Bir müddet böyle durdum ve hiç bir tepki almayınca okey olduğunu fark ettim. Başlarda rahattık. O da ses çıkartmıyordu ben de halimden fazlasıyla memnundum. Bu olayın üstüne çekiceğim 31 in hesabı yoktu. Harika bir gece oluyordu…

Kuzenim Ceyda | B2 | Hastane

Arabadan inerken elimi üzerime sildim. Ceyda da benim indiğim kapıdan indi. İnmeden önce ellerini arkaya götürüp sütyeninin kopçasını kapattı. Bunu bu kadar hızlı yaptığını görünce şaşırdım. Benim açmam epey vakit almıştı. Babam dedemin koluna girip onu hastaneye doğru yürüttü. Ceyda önde ben arkada onları takip ediyorduk. Ceyda hiç ses çıkmıyordu. Sanki olanları düşünüyor gibiydi. Nasıl düşünmesin, 2 dakika önce Dahi onun amını okşuyordu. Hehehe. Hastaneye girince babam dedemi müşahade odasına götürdü. Ceyda da dedemin kimliğiyle hastane kaydı yapıyordu. Bir ilçenin özel hastanesindeydik. Ceyda kaydı tamamlayınca bana doğru baktı. Bir süre göz göze bakıştık sonrasında az önce hiçbir şey olmamış gibi, hadi babamların yanına gidelim dedim. O da peşime takıldı. Yürürken hafiften yavaşladım ve yanıma gelmesini sağladım. Yanımdayken ona, hoşuna gitti mi dedim. Tuhafça bana baktı. Sonrasında yüzünü utanarak çevirdi. Bu sırada dedemin odasına gelmiştik. Babam dedemi yatırmıştı, bir hemşire gelmiş dedemle ilgileniyordu. Hemşire doktoru yönlendireceğini söyleyip çıktı. Babam da hemşireyle beraber doktorun yanına gitti. Ceyda önümde hafifçe eğilmiş dedeme bir şey söylüyordu. Dedemse uykuya dalmak üzere bir şekilde hiçbir şeyden haberi yokmuşçasına uzanıyordu. Elimle Ceyda’nın götüne toz alırmışçasına tokat attım. Ceyda hemen bana baktı. Kaşıyla dedemi işaret ediyordu. Ben de bunu görünce ona arkasından yaslanarak dedeme eğildim. Ceyda bunu yapmamı beklemiyor olsa ki kendisini geri ittirip yana kaykıldı. Geri ittirdiği sırada benim arabadan beri bir saniye inmemiş olan sikime öyle güzel bir hissiyat bırakmıştı ki… Babam hemşire ve doktorla içeri girdi. Doktor dedemin şikayetlerini dinledi ve birkaç tetkik yaptı. Sonrasında hemşireye birkaç ilaç ismi söyleyip serum hazırlaması talimatı verdi. Bize dönüp ciddi bir şeyin olmadığını, serum sayesinde psikolojik bir ikna ile dedemi tedavi edeceklerini söyledi. Dedemin aslında hiçbir şeyi yokmuş. Babam bunu duyunca rahatladı. Koltuğa oturdu ve telefonuyla birini aradı. Telefonla konuşarak odadan çıktı. Bu sırada hemşire gelip dedeme serumu taktı. Ceyda ile odada başbaşa kalmıştık. Tabii dedem de vardı… Ceyda duvara yaslanmış düşünceli bir şekilde yere bakıyordu. Ben de yanına yanaştım. Hoşuna gitti mi gitmedi mi diye bir daha sordum. Bana baktı ve, ben senin ablanım dedi. Aramızda 2 yaş vardı. Aramızda 2 yaş var ne ablası, dedim. Hem sen zevk almasan öyle ıslanmazdın diye de ekledim. Ceyda bana baktı ve bir şey demeden önüne döndü. Elimi duvardan kaydırıp yine kalçasını avuçladım. Bu sefer daha hoyratça avuçluyordum. Tepki vermeden bana ve önüme bakıyordu. Elini tutup sikimin üzerine götürdüm. Elini sikime sürtüyor ben de onun götünü avuçluyordum. Sonra kolundan tuttum ve odanın tuvaletine çektim. İlk başta şaşırdı ama ben çekince direnemedi ve tuvalete doğru yürümeye başladı. Ceyda’yla tuvalete girince omzundan bastırıp önüme çökelttim. Yapmamı bekliyormuşçasına direnmeden çöktü. Ben kemerimi sökerken o da düğmemi açıyordu. Babamın nereye gittiğini merak ediyordum. Kemeri açtıktan sonra elimi cebime atıp telefonumu çıkarttım. Apple’lardaki Find My uygulamasıyla babamın konumuna baktım. Hastanede değildi, muhtemelen dışarda kantinde bakkalda falandı. Telefonla fotoğrafını çektiğimi sanan Ceyda, heey diye seslendi. Ona telefon ekranımı çevirip babama baktığımı söyledim ve hadi baksırımı indir dedim. O da baksırımı indirip sikimi eline aldı. Ben de bu sırada telefonumda kameraya girip video kaydı başlattım. Bu anı ölümsüzleştirmek istiyordum. Telefon elimde sol elimi indirip yan açıdan Ceyda’yı çekiyordum. O ise saksoya başlamak üzereydi. Diliyle sikimin başını ufak ufak yalıyor ve dudağıyla sikimi öpüyordu. Kafasını sağ elimle tutup sikime ittirmeye başladım. Ağzına almaya başladı. Hiç acemi değildi. Oldukça güzel bir şekilde ağzına alıyor, çıkarıyor ve diliyle masaj yapıyordu. Çok zevkliydi. Ara sıra gözlerime bakıyor sonra gözlerini indirip devam ediyordu. Hayatımda hiç bu kadar güzel sakso çekilmemişti. Bir süre sonra, yeter kalk dedim. Sanki saksoyla işi bitirmeyi planlamışçasına yüzüme baktı. Sağ elimle kaldırdım. Önce tişörtünü yukarı sıyırıp çıkarttım. Sonrasında ona penye pantolonunu sıyırmasını söyledim. Ben de bu sırada sütyeninin kopçasını açıyordum. Hiç reddetmeden hafifçe eğilerek pantolonunu çıkardı. Ben de kopçasını anca açmıştım. Doğruldu ve bana baktı. Bana yanaşıp dudaklarıma doğru eğildi. Açıkçası dudaktan hiç öpesim yoktu. Kuzenim oluşundan dolayı öpmek içimden gelmiyordu. Öpesim gelmiyordu ama birazdan sikecektim. Ne garip iş… Hafifçe ittirdim ve ters döndürdüm. Telefon hâlâ elimde kayıt halindeydi ama sanki telefonu sadece elimde tutuyormuşum gibi hissettiriyordum. Çaktırmadan arkadan çekimini yaptım ve kasıklarından tutup kendime çektim. Sikim çok büyümüştü. Hâlâ tükürüklerin ıslaklığı duruyordu. Elimle amına hizaladım. Tam sokacakken eliyle karnımdan ittirdi. Ben bakireyim demez mi? Böyle bahtın anasını sikeyim diye düşünüyorken elimle sikimi göt deliğine götürdüm. Madem domalmıştı demek ki bunu düşünmüştü. Sikimi göt deliğine hizalayıp, götüne sokuyorum o zaman dedim. Hı hı deyip elleriyle göt yanaklarını ayırdı. Eğilip tam göt deliğine büyükçe bir türük bıraktım. Tükürük kaymaya başlayınca seyretmeyi bırakıp sikimi yeniden hizaladım. Yavaşça itmeye başladım. Beklediğimden daha kolay giriyordu. İlk sefer değil herhalde diye sordum. O da, evet değil diye yanıtladı. Vay kaşar vay diye düşünerek daha hızlı sokmaya başladım. İki eliyle diz kapaklarımın arkasından tutmuştu. Hadi bitsin artık sokuşun yeteer şeklinde ses çıkarıyordu. Az kaldı az diye yanıtladım. Tam dibi bulmuştum. Kasıklarım götüne yapışmıştı. Bu anın biraz tadını çıkarmak için bir süre o şekilde durdum. Götünü kasıp gevşetiyordu. Sikime kan yüklüyordu bu hareketi. Bir anda hızlıca yüzünü duvardaki havluya bastırıp sertçe sikmeye başladım. Sikimi yarısından biraz daha fazlası olacak şekilde çıkartıp geri sokuyordum. O ise dizimden beni itmeye çalışıyor, yüzünü bastığım havludan homurdanıyordu. Ben o anki hormonlardan kaynaklı olarak hiç umursamadan sikmeye devam ettim. Sikerken sağ elimle ara sıra amını deli gibi okşuyor onu boşaltmaya çalışıyordum. Sert sert okşarken bir anda benim götünde olmama rağmen kendini bana iyice yaslamaya, ittirmeye başladı. Boşalıyordu. Boşalması bittikten 4 dakika sonra bitmek üzere olduğumu anladım. Yüzünü havludan çekip saçından tutup bana doğrulttum. Önüme çökelttim ama sikimden tiksindi. Çünkü az önce götünden çıkmıştı. Git suyla sabunla yıka dedi. Çeşme yanımızdaydı zaten. Sikimi çeşmede yıkarken bana, hayvan oğlu hayvan yavaş olsana götüm yırtılacaktı gibi cümleler kurdu. Umrumda olmadı. Sikimi az önce yüzünü yasladığım havluyla kuruladım ve geri burnunun önüne getirdim. Eliyle sikimi kavrayıp ağzına götürdü. Yine muhteşem saksosu başlamıştı. Elimle kafasını tutuyor sert sert köklüyordum. Gözleri yaşarmasına rağmen iyi dayanıyor oluşu bana bunu bir zaman sormam gerektiğini düşündürttü. Yıkayınca geçen boşalma hissim yeniden gelmişti. Sertçe kafasından çekip boğazının derinliklerine doğru sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. İğrenmiş olsa gerek kendini çekmeye çalışıyor ama başaramıyordu. Baya bir süre boşalmam sürdü. Sonrasında ağzından sikimi çektim. Hemen öğürerek kalktı ve lavaboya doğru eğilip ağzındakileri tükürmeye başladı. Götü çok çekici duruyordu. Sikim sertliğini kaybetmemiş olduğundan sikimi amına ve göt deliğine sürtmeye başladım. Tükürmeye devam ederken bana, dur burda yeter sonra yapalım dedi. Ben hafifçe geri çekildim. Eliyle ağzına su götürürken video kaydını sonlandırıp yeniden başlattım. Sikimi göt deliğine hızlıca sokup git gele başladım. Şap şap sesleri yankılanıyor, Ceyda da ses çıkarmamak için kolunu ısırıyordu. Sertçe git gellerime bir süre devam ettim. Sonra çıkarttım ve yüzünü kendime çevirdim. Lavaboya doğru ittirip bacak arasına yerleştim. Ayaklarını kaldırıp göt deliğine sikimi yeniden soktum. Tepkisizce ve zevkten mahvolmuş şekilde bana bakıyordu. Ağzımı memesine dayayıp götünü sikmeye devam ettim. Ara sıra doğrulup onu seyrediyor sonra memelerini emmeye devam ediyordum. Yaklaşık 10 dakika siktikten sonra götünün içine boşaldım. Üzerinden doğruldum. Havluyla sikimi bir daha silip pantolonumu belime çektim. Kapıdan çıkarken bana, harikasın Dahi dedi. Kapıyı kapatıp içerdeki koltuğa kendimi attım. Dedemin serumu bitmek üzereydi.

Kuzenim Ceyda | B1 | Yolculuk

Kendimden bahsedeyim. İsmim Dahi. 19 yaşımdayım. 186 boy, 90 kilo ile yapılı ama kaslı olmayan bir vücudum var.

Köye gitmek üzere babamla sabahtan yola çıktık. Dedemin hasta olduğunu öğrenmiştik. Kendisini hastaneye götürecektik. Yakın bir ilde olmamıza rağmen babamla köye nadiren uğrardık. Köye vardığımızda kuzenim Ceyda da dedemin yanındaydı. Amcamın en büyük kızı Ceyda esmer, güzel vücutlu ama ufak memeli birisiydi. Benden de 2 yaş büyüktü. Kendisi hemşirelik okuyan bir öğrenciydi, biz hastaneye götürene kadar dedemin yanında kalmış ilgilenmişti.

Yanlarına gittiğimde Ceyda’nın kalçası altındaki penye kıyafetten aşırı bir şekilde belirgin duruyordu. Hafifçe eğilmiş dedemle ilgileniyordu. Babam dedeme hadi gidelim hastaneye dediğinde Ceyda doğruldu ve bana gülümsedi. Babama çay ikram edelim dedi ama babam dedemi hastaneye götürmek istiyordu.

Dedemi arabaya ön koltuğa bindirdik. Ceyda ben de geleyim hem hastanede daha iyi ilgilenirler falan diyince babam iyi peki dedi ve Ceyda da arabaya bindi.

Yolda bir süre ilerledik. Ceyda telefondan bir şey göstermek için arka koltuğun ortasına kaykıldı. Resmen dibimdeydi. Telefonda gösterdiğine güldükten sonra ben de ona bir şey gösterme bahanesiyle memesine sürtünerek telefonu önüne getirdim. O da güldü. Sonrasında telefonu cebime koymak için Ceyda’nın kalçasına elimi sürterek elimi ilerlettim ve telefonu cebime koydum. O sıcak vücudunu hissetmek inanılmaz hissettirmişti. Ceyda halen telefonuyla meşgul takılıyor, umursamıyordu. Ben de sınırları test etmek için elimi sağ kalçamın yan tarafından aşağı kaydırarak koltukla buluşturdum. Koltukta da elimi yavaşça kaydırıp Ceyda’nın kalçasına temas etmeye başladım. O sert biçimli kalçaya temas ediyordum. Elimi ilerletmeye devam ettim. Ellerim koltuğun arkasına dayalıyken Ceyda’nın kalçasının ortasıyla hizalandığında arkadan okşamaya başladım. Ceyda göz ucuyla bana baktıktan sonra izin verircesine önüne döndü ve telefonuna bakmaya devam etti.

Bundan cesaret alarak iyice okşamaya ve mıncırmaya başladım. Ceyda farkında değilmiş gibi devam ediyordu ama farkında olmamasının imkanı yoktu. Elimi beline kadar kaldırıp penya kıyafetinin içine sokup kalçalarına indiğimde Ceyda buz kesti. Ben de şaşırmıştım çünkü altına külot giymemişti. Kalçasını daha da okşamaya devam ettim. Gözümle ön tarafı kontrol ettiğimde babamla dedem harıl harıl sohbet ediyorlardı. Bunu görünce elimi Ceyda’nın beline çektim. Sırtının arkasından memelerine doğru elimi götürdüm. Sütyen giymişti. Sütyenin arkasından kopçasını zorla da olsa açtım. Bunu yapınca Ceyda bana bakmaya başladı. Utanç ve yasaklı bir şeyler yapmanın doğurduğu ifade vardı yüzünde. Ama ters bir sinyal vermiyordu. Belki de şoktaydı ve tepki gösteremiyordu.

Kopçasını açınca sütyenin düşmemesine özen göstererek elimi sütyenin altından memesine götürdüm. Ceyda bu sırada telefonu bırakmış elleri dizindeydi. Memesini okşamaya başlayınca elleri dizini sıkmaya başladı. Hassastı galiba. Meme ucunu parmaklarımla sıkıştırıyor, memesini kavrayıp çekiyordum. Dikiz aynasından sürekli babamı izleyerek yapıyor, babam ne zaman hareket etse ellerimi sabit tutuyordum. Sağ memesinden sol memesine uzanmayı denedim ama kolum yetişmedi. Ceyda’nın sağ tarafından belini kavrayarak yapıyordum. Sağ memesine geri döndüm. Biraz daha mıncırdıktan sonra elimi karnına doğru indirmeye başladım.

Göbeğini okşuyor, parmaklarımı huylandırıcı şekilde sürtüyordum. Bu sırada Ceyda da bir elini benim dizime koydu. Sanki daha aşağıya inme der gibi elimi aşağı indirdikçe diz kapağımı sıkıyordu. Denemek için elimi hızlıca aşağı kaydırıp kasıklarına getirdim. Yeni temizlenmişti. Ufak batan kıllar dışında tertemizdi. Ceyda bu sırada sanki ona da izin verircesine dizimi sıkmayı bırakmıştı. Ellerimle amına dokunmaya başladım. Klitorisinden aşağı inince Ceyda’nın ıslanmış olduğunu fark ettim. Am dudaklarına yavaşça temas ediyor, işaret ve orta parmaklarımı sürtüyordum. Ara sıra klitorisiyle oynuyor sonrasında geri am dudaklarına iniyordum. Elimi içeri sokup sokmamakta kararsızdım. Tam ben bunu düşünürken araba durdu. Dışarı baktığımda hastaneye gelmiş olduğumuzu gördüm. Elimi yavaşça ve titizce çektim çıkardım.

Zoraki Gay 5

‌Ben krem falan varmı diye sorunca Vural gerek yok siz gelmeden önce ben yeteri kadar sürdüm hadi koy diyince sikimi götüne sokmaya başladım ben soktukça sırt kasları kasılıyor değişik şekillere bürünüyordu sonunda dibine kadar sokunca biraz durdum Vural durma devam et ben boşalmadan boşalırsanız ikinizi de sikerim dedi . Ben o korku ile tam gaz sikmeye başladım o heyecanla arada çıksa da hemen geri sokuyordum birden Vuralın kaslı götü sikimi mengene gibi sıkmaya başladı sonra altımızdan kalkınca Taner abiye baktım ne yapıyoruz diye beni yatağa oturtup sikime ters oturdu sonra da ben götünü sikmeye başlayınca Vural da Taner abinin sikini emmeye başladı tam zevke gelmeye başlamıştım Vural parmağını götüme sokmaya başladı altta olduğum için kaçamıyordum ben Taner abiyi sikerken ikinci parmakta girmişti götüme ve acıyordu artık ama itiraz edemiyordum . Taner abi benim üzerimden kalktığında ben daha boşalmamıştım Vural bana bizde en önemli olan şey sır saklamaktadır o yüzden bir seferlik seni sikeceğiz böylece kimseye anlatmazsın diyince itiraz edevek iken Taner abi bir seferlik dişini sıkacaksın artık dedi .

Vural hangimiz sikelim diyince Vural yeni boşalmıştı uzun süre sikebilirdi ama Taner abinin de siki büyüktü ama hiç boşalmamıştı çabucak bitebilirdi ben tercihimi Taner abiden yana kullandım tabi Vural da boş durmayıp sikini ağzıma dayamıştı şimdi Vuralın sikini emerken Taner abi de arkamda yerini almıştı. Nuranı Taner abiyi ve Vuralı sikmiştim fakat hiç sikilmemiştim önce götümde.kremli parmağı hissettim o kadar da acımıyordu ama sonra sikin kafası götüme dayanınca aradaki farkı anladım ama Vural siki ağzımdan çıkarmadan kollarımdan tutunca kurtulamadım. Şimdi koca sik beni yara yara içime giriyordu açıdan ne kadarı girdi onu bile anlayamıyordum sanki metrelerce sık giriyor bir türlü sonu gelmiyordu sonunda Tanerin kasıklarını götümde hissetmiştim sonrasında az bişey geri çekip tekrar yüklenince o son kalan 1 2 cm hepsinden fazla acıtmıştı Taner bitti bitti sakin rahatla diye beni teselli ediyordu o hiç bitmeyecek gibi geçen 15dk sonunda Taner boşalmıştı Vural ise son bir gayretle kendini sıkıp ağzıma boşalıyordu ama Tanerin aksine derinlere sokuyor boşaldığı direk boğazımdan aşağı akıyordu.

Sikini çıkarınca kendimi tuvalette zor attım onların aksine benim midem bulandı odaya dönünce bana gülüyorlardı . Taner abi sen boşalmadın diyince kalsın biraz kendimi toparlayayım şu işi bitirelim dedim Vural gerek yok yarın yine gelirsiniz işçilik yazın önemli değil dedi . Ben panikle olmaz yarın bir daha siktirmem diyince iyice kahkaha patlattılar korkma daha olmaz dediler isede yine de tedirgindim Taner anlamıştı halimi eline telefonu alıp birini aradı swetlana diye birini istedi aradan yarım saat geçmeden benimle aynı boyda aynı yaşta bir Rus geldi içeri girince ilk dediği bu paraya 3 kişi olmaz idi Vural sadece çocuk biz yokuz diyince tamam o zaman diyerek yatak odasına geçti demek ki daha önce gelmişti ben. Az önceki sikişin kokuları vs gitsin diye hemen soğuk duş aldım sonra swetlananın yanına gidip bornozu çıkarınca swetlana güldü arkanı dönsene dedi dönünce iyi sikmişler geçen beni de siktiler çok kötü bunlar dedi . Demek ki sürekli birileri sikiliyordu burada ama sikilmis götün davası olmazmış diyerek swetlanayı daha önce Nuranın öğrettiği gibi yukarıdan aşağıya doğru sevişmeye başladık önce dudaklar sonra boyun sonra memeler bir ara swetlana bende yalayayım mı diyince daha sonra dedim ve amına inip yalamaya başladım belki de uzun zamandır ilk defa amı yalanıyordu amı ise Nurana göre küçücük tertemiz bembeyaz idi dilim içeri girdikçe kendinden geçiyordu sen çok iyisin diğerleri direk ağzıma sokup sonra sikmeye başlıyordu dedi .

Sonra kalkıp beni yatırdı sikimi bir emişi vardı para versen öyle yalamaz sonra sana condom takmayacağım ama içime boşalma sana güveniyorum diyerek sikime oturdu sonra bende oturma pozisyonuna gelince o küçük memeleri kollarını boynuma dolayınca dümdüz hale gelmis sadede tomurcuk şeklinde meme uçları çıkıntı yapıyor bende onları emiyordum az sonra bana vücudunu yapıştırıp kolları ve bacakları ile koala gibi sarmış sadece kalçalarını oynatıp sikimi içinde gezdiriyordu . Birden hareketsiz bekledi bir süre sonra dudağımdan öperek uzun zamandır ilk defa böyle boşaldım hep numaradan inliyordum sen kadın ruhundan anlıyorsun dedi . Benden öncekiler para ile olduğu için hayvan gibi davranmışlar uzun süredir ilk defa değer verilmişti anlaşılan ama benimde kalkmış boşaltmam gereken bir sikim vardı swetlanaya ben dışarı boşalmayı sevmiyorum nasıl olacak diyince ağzımla olur mu dedi evet diyince önce biraz sık sonra boşalırken haber ver dedi bunu domaltıp sikerken aklıma götten siksem mı diye geçirsem de vazgeçtim kızım bu güzel anını mahvetmeyecektim . Az sonra ben bosalacağım diyince önüme diz çöküp sikimi emmeye başladı bir swetlanaya bakıyordum bir az önce benim düştüğüm durum aklıma geliyordu nasıl etmiyorlardı anlamıyorum zaten çok da düşünmeden boşalmaya başladım swetlana da taşırmadan yutmuştu odadan çıktığımızda Vural ne yaptınız o kadar zaman içerde diyince swetlana siz bilmiyor kadın ruhu ama selim biliyor hemde çok iyi dedi

Devam edecek asi

Kumsal Bölüm -7

Yüzümü yıkamış üstümü giymiştim. Her şey sanki bir rüya gibiydi. Duvara yaslanıp derin bir oh çektim. Aldığım zevkin haddi hesabı yoktu. Yüzümden sular damlarken düşünüyordum. Şimdi ne olucaktı. Ben bir kızla işi pişirmiştim ama Gizem ben kızla aşağı inerken bile iki erkeğin arasında eğleniyordu. Ben aşağıda olduğum süre boyunca ne olmuş olabilirdi ki en kötü.
En kötü biriyle öpüşmüş elleşmiştir yani. Duvardaki saate baktığımda saat 12’ye çeyrek vardı. Zaman ne hızlı geçiyordu öyle.
Yavaş adımlarla hafif çakır keyf bir şekilde merdivenlerden yukarı doğru çıktım. Gizemi son gördüğüm duvarın ordan geçtim ve bar sandalyesine oturup bir bira söyledim. Etrafa bakınınıyordum. Gözlerim Gizemi arıyordu. Oturduğum yerden biramı yudumlarken görebileceğim her yere baktım, ama o yoktu. Biramı içtim, içtim,içtim en sonunda sıkılıp dibini fondipledim. Kafam git gide daha güzel bir hal alıyordu. Bu kadar alkol aldıktan sonra ayağa kalktım ve mesanemin şiştiğini fark ettim. Tuvalete gitmem gerekiyordu. Ağır ve sallantılı adımlarla, bir yandan gözlerimle Gizem’i araya araya tuvalete vardım. Pisuvara işerken içerdeki bir kabinden inleme sesleri geliyordu. Bir yandan işerken bir yerden yandan gelen sese kulak vermeden edemiyordum. Çok güzel inliyordu orospu. İşemem bittikten sonra ağır hareketlerle lavaboya doğru yöneldim. Suyu açtım ellerimi yıkamaya başladım. Tam o sırada inleme sesleri kesildi, kabinin duvarlarından sesler geldi, muhtemelen pozisyon değiştiriyorlardı. Kızın muhteşem inlemeleri yerini erkeğin anırmalarına bırakmıştı. Tam bir ayıydı içerdeki. O anırmayı kestiği sırada ben kabine doğru dönmüş hafif uykulu çakır keyfin 2 tık üstü sarhoş şekilde ellerimi kuruluyordum. Aniden kabinin kapısı açıldı. Adam ve küçük sikiyle bakıştıktan sonra gayet özgüvenli bir şekilde gülüp elini yıkadı. Daha sonra hiç bir şey demeden tuvaletten çıktı. Adam çıktıktan sonra kabinden sesler gelmeye devam ediyordu. Kız ayağa kalkmak istiyor ama kalkamıyor gibiydi. Kapısını yavaşça ittim ve arkasından tutup kızı kaldırdım. Lavaboya götürdüm. Ellerini lavaboya dayadı, kafamı kaldırıp aynadan kızın yüzüne baktım.
Uras:NEE!!!!!!!!!
Şoklar içerisindeydim. Karşımdaki kız, döller içerisinde gözlerimin içine zevkten ve alkolden sarhoş halde bakan kız. GİZEMDİ!!!
Sadece aynadan yüzüme bakarken ağzının kenarından damlayan döllerle bana gülüyordu. Şok içerisindeydim kendimi çok garip hissediyordum. Bu bir yandan çok sexy bir yandan çok yanlış bir yandan da çok kötüyüdü. Beraber elini yüzünü yıkadık. Suyun gelmesiyle biraz ayıldı. Sonra lavaboya oturup durdu ve hiç bir şey demedi. Biraz pişman gibi duruyordu. Tam ağlıcak gibi olduğunda kafasını kaldırıp ona sarıldım.
Uras: Çok sexy görünüyorsun. Galiba oyunu sen kazandın.
Güldü ve bir şey demedi. Lavaboda otururken bacaklarının arasından gelen ıslaklığı fark etmiş olucak ki bacaklarını aralayıp elini oraya götürdü. Elini yukarı kaldırdığında elinde kan vardı. O gece orada bekaretini kaybeden tek kişi ben değildim. Kendime hem kızgındım hem de bulunduğumuz durumun azgınlığından dolayı sesimi çıkartamıyordum. İkimiz de alkolden dolayı zaman zaman kahkahalara boğuluyor. Zaman zaman hüngür hüngür ağlıyorduk. Elindeki kanı gördükten sonra lavabodan aşağı indi, elbisesini yukarı sıyırdı ve gözlerimin önünde kendini temizlemeye başladı.
G:Ne gözlerini fal taşı gibi açtın bu gün yeterince görmedin mi zaten?? Dön arkanı!!!
Ben:Özür dilerim
Diyip arkamı döndüm. Biz bunları yaparken içeri güvenlik girdi ve durumu tamamen yanlış anladı. Her koşulda ikimiz de atılıcaktık ama olsun. İkimizi de yaka paça attı dışarı. Orospu çocuğu hesabı almayı da unutmadı. Yolda kol kola güle oynaya bir taksi bulduk ve eve doğru yola koyulduk. Saat aşağı yukarı 1.00-1.30 falandı. Millet bizi beklerken uyumuştu bile. Gizemi odasına götürdüm yatağına yatırdım. Tam çekilip odadan çıkıcaktım ki kolumdan çekip.
Gizem: Bu gece benimle kalsanaaaaaaaaa
Ben:Olmaz kızım sus duyucaklar.
Gizem:Ya ne duycaklar duyarsa duysunlar uf gel sarılıp uyuyalım.
Ben:Olmaz.
Diyip kolumu çektim ve odama doğru gittim. Kafamın güzelliği, günün aşırı yorgunluğundan sonra kafamı koyduğum gibi mışıl mışıl uykulara daldım.
Bu sefer alışkın olduğum, camımdan yüzüme vuran güneş, değil gidip gelen bir gölge ve yükselen tiz bir sesti beni uyandıran şey. Bir şey bana çok kızmıştı. Ne olduğunu idraak etmeye çalışırken başımın ağrısı ve uyanış şeklimden dolayı aptal gibiydim. Pek tabii ki geceden aldığım alkoller bunda büyük pay sahibiydi. Gözlerimi açmaya çalıştıkça gölge gidiyor ve camdan güneş geliyordu. Gelen güneşle gözlerim geri kapanıyor ve birisi gözüme doğru el sallayıp bağırmaya devam ediyordu. Güneşe doğru arkamı döndükten sonra hareket etmiş olmanın verdiği durumla sesleri daha rahat idraak etmeye başlamıştım. Bu Damlay’dı. Yüzüme doğru elini sallaya sallaya.
Damla: URAS DÜN GECE SİZ NE BOK YEDİNİZ HERKES SİZİ MERAK ETTİ!!!!!
Diye avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Kapıda ağlayan Peteğin sesleri geliyordu. Ev kaos halindeydi. Kolundan tutup damlayı odamdan dışarı çıkartım ve dönüp yatağıma oturdum. Telefonu elime aldığımda otuza yakın cevapsız vardı. Yarısı Gökhan ve Annemden kalanlar Teyzem, Damla falandı. Otururken yatağa , ayaklarım yere basıcak şekilde, geri yattım ve alt kattaki Gizem’i aradım.
G:alo??
U:Neler oluyor?
G:Çok kızdılar dünden dolayı. İkimiz de leş gibi kokuyorduk. Sen yine geç ayıldın sabahtan beri çenelerini ben çekiyorum.
U:Bu evin bu hali ne ya görende adam kestik sanır gerçekten.
G:Napıcaz?
U:Bilmiyorum. Ben seni ararım yine bir şey olursa.
G:Tamam.
Telefonu kapatmıştım. Gizemin sesi çok berbat geliyordu saklamaya çalışır bir hali vardı. Damlanın sesi artık gelmiyordu. Belli ki aşağıya inmişti. Kapıdan bir ağlama sesi geliyordu. Bu Petek’ti. Bir hışımla yataktan kalktım ve kapıyı açtım. Etrafa bakındığımda kimse yoktu. Derken kapının yanındaki duvara sırtını dayamış, yere oturmuş bir ufaklık. Yanına oturdum.
U:Neden ağlıyorsun bakalım??
P:Of bilmiyorum herkes çok bağırıyor. Babam ablama çok kızdı. Çok kötüydü sana da öyle olucak sandım.
Dişlerimi sıkarak.
U:Gökhan amca beni sever ya maksimum bağırmıştır ablana. Bana da fazlasını yapmaz korkma.
Ağlamaların sesi yükselmeye devam etti. Kolumu atıp omzundan sarıldım
U:Ağlama bu kadar normal şeyler bunlar olur arada. Hem ablan da iyi konuştum ben telefonda.
Petek bağıra bağıra ağlayıp bi anda kafasını omzuma gömdü.
P:Babam ablama tokat attı.
Diye hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. O an bende ipler kopmuştu. Hiç bir şey duymuyor hissetmiyordum. Tek düşündüğüm bunun intikamını nasıl alıcağımdı. Kulağımdaki çınlama yavaş yavaş geçtikten sonra Petek’in ağlamalarını tekrar duyar olmuştum. Ona dönüp şeytani bir gülüş ve gözümden akan bir damla yaşla.
Uras: Bir çaresine bakıcaz abicim sen dert etme.
Diyip odama dönmüştüm. Petek sakinleşmiş ve ağlaması kesilmişti. Odamda biraz dinlendikten sonra evden çıkma kararı aldım. Çok doluydum ve ne yapıcağımı bilmiyordum. Sahile giderken Gizem’e de yanıma gelmesi hakkında mesaj attım. Evde bu halde onu yalnız bırakamazdım ama evde onun hazırlanmasını bekleyebilicek kadar sabrım da yoktu. Yolda yürürken tek mantıklı düşüncem yoktu. Gökhanı dövmek, evden kovmak. Yaz tatilini bitirip dönmek. Hayır bunların hiç biri mantıklı değildi. Her zaman gittiğim cafelerden birine varmıştım. Oturup bir içicek söyledim ve denize karşı onu yudumlarken birisi karşımdaki sandalyeyi çekti. Kafamı kaldırıp ona baktığımda bu Mehmet’ti. Benden 2-3 yaş büyük yazlıktan bir arkadaşımdı Mehmet. Beraber takılmışlığımız çoktu kendime yakın hissederdim onu. Durumu ona özetledim. Ertesi gün bir camp olucağını ve yola bu geceden çıkılacağını söyledi. Eğer istersek katılabileceğimizi de söyledi. Bu harika bir fırsattı. Gizemle ben hem evden kaçmış olucaktık. Hem de yaklaşık bir hafta da Gökhanla annemin yüzünü görmemiş olucaktım. Gizeme evden çıkarken kendisine ve bana yeticek kadar eşya hazırlayıp yanıma gelmesini söyledim.
Mehmet o gelmeden kalkmıştı bile. Saat aşağı yukarı 18.00 olmuştu. Otobüsün kalkmasına 2 saat kadar kalmıştı. Gizeme olanları anlattım ve buruk bir sevinçle kabul etti. Kalan 2 saat içinde gidip bir çadır satın aldık ve otobüsün kalkacağa yere doğru yol aldık.
Devam edicek

Kumsal Bölüm -6

Korkudan terlemiştim adeta, damla korku içinde koca memelerinin üstünden kalbini tutuyor. Bir yandan kendi yarı çıplaklığını saklamaya çalışıyor bir yandan da durumu idrak etmeye çalışıyordu. Aşağıdan bir ses daha
Evdekiler:Damla??
Çok kısık bir sesle,
B:Lütfennn.
D: AYYY böcek öldürdüm. Tamam iyiyim iyiyim duşa giriyorum ben.
Evdekiler: Hey allahım ya, tamam.
Çok minnettardım. Canım kuzenim hayatımı kurtarmış gibi hissediyordum. Bir yandan önümde bu kadar sexy durması bir yandan sertlikten yumuşayan aletimin verdiği rahatlık bir yandan kurtulmuş olmanın verdiği his harika bir şeydi.
B:Çok teşekkür ederim iyi ki varsııınnn.
D: Sus, napıyorsun sen niye saklanıyorsun, sabah ne bok yiyordun.
Sinirli bir şekilde soruların ardı arkası kesilmedi.
B:A -Abla sakin ol gizemle dışarı çıkıcaz izin vermezler diye gizli gir çık yaptık bu kadar.
D: Sabah napıyordun sen Uras. Çok ayıp yaptığın şey sana hiç yakıştıramadım. Kuzenin o senin.
B:Abla bişi yapmadım ya tüm gün onlaydık zaten hani bişi olsa o da kızardı bana.
D: Sus, şu kız üzülmesin diye susuyorum. Gidin naparsanız yapın, ayrıca beni bu halde görmüş olduğunu da çıkart aklından. Hala bana bakıyorsun utanmaz.
Diyip banyoya girdi. Kısmen atlatmıştım ama Damla ablanın gözünden çok düşmüş gibiydim. Bu durum beni çok üzmüştü ama merdivenlerden yukarı doğru ses gelince o an hiç bir şey düşünemeden kendimi Gizemin odasına attım. Kapıyı açtım döndüm kapattım, önümü bir daha döndüm ve gizem aramda bir adımdan daha az mesafe varken çırılçıplaktı. Tam çığlığı patlatıcakken ona doğru hamle yapıp ağzını elimle kapattım. Gözlerimi yumup.
B:Lütfen sus, kapıda biri var. Hiç bir şey görmedim.
Desem de kumral saçlarının az biraz kapattığı ortanın biraz altı büyüklükteki göğüslerini, vajinasının üzerindeki kılları düşünmeden edemiyordum. Ben öyle diyince o da biraz sakinleşti ve tamam der gibi kafa salladı. Elimi ağzından çektim ve gözlerimi açtım. Masum bir bakış attı benden bir adım uzaklaşıp. Bir eli göğüslerinde, diğer eli vajinasında. Yatağın yanına geçti ve gözleriyle hangisi der gibi biri siyah biri kırmızı iki elbise gösterdi. Normalde kırmızıyı gösterirdim ama üzerimde oluşan “Sapık Uras” görüşünü kırmak için görece daha az sexy olan siyahı işaret ettim. Yavaş yavaş arkasını döndü ve elbiseyi üstüne geçirdi, gözleriyle diğer elbisedeki fermuarı gösterip
-Elbisemin fermuarını çek
Dercesine sırtını bana döndü. Saçlarını önüne aldı. Allahım cennete miydim ben bu gün. Bu yaz niye bu kadar harikaydı. Ah dur, harika olan hiç bir şey yok. Daha annemlere hesaplaşıcam. Ama dur offff. Kafam çok karışık. O an tek düşünebildiğim önümdeki 10/10 kızdı. Fermuarını çektim, yatağa oturdu ve altına çamaşırını geçirdi. Sıra bendeydi. Arkasını dönmesini işaret ettim.
Şortumu çıkarttım. Aletim kabarık bir şekilde önümde aşırı belirgin duruyordu. Aynadan baktığını hissetim ama hiç bir şey demedim. Sanki ona azıp azmadığımı anlamaya çalışıyordu. Altıma şortumu geçirdikten sonra göleğimi üstüme geçirdim. Tam en alttan en üste ilikliyecektim ki bi yanıma gelip gömleğimden tuttu. Yine çok yakındık. En altan en üste hiç yüzüme bakmadan tek tek, yavaş yavaş ilikledi. Yakamı düzeltti.
G:Hadi gidelim.
Sıra işin kolay kısmındaydı. Bu sefer sürünmemize gerek yoktu çünkü geldiğimiz yola doğru gitmeyecektik. Çalıların ordan aşağı yürüyecektik. Otobüse gidene kadar ağzımızdan tek kelime çıkmadı. Otobüse bindik ve merkeze gittik. Otobüste.
G:Nereye gidiyoru.
U:Seni kaçırıyorum, kesicem tüm organlarını kaçırıp satıcam. (Diyip gülüyorum)
G:Üf salak düzgün cevap ver.
B:Daha önce gittiğim bi cluba. Damsız almıyorlar.
G: E ben varım?
U:Yoksun mu dedim.
Gelmiştik. Otobüsten indik biraz yürüdük. Kapıya yaklaştığımızda koluma girdi ve biraz yaklaştı. Tam güvenliğin ordan geçicektik ki güvenlik kimlik sorduğu sırada annem aradı. Meşgule atıp kimliği gösterdik ve içeri girdik. İşte bu sırada eğlence vardı ama burası Bodruma göre çok boştu.
U:Normalde bu kadar boş olmuyor anlamadım.
G:Ne oldu tek eğlenemiyor musun??
U:Yok ondan değil dolu daha zevkli olabiliyor. Daha çok hedef oluyor.
(Diyip güldüm)
G:Sen şuna kız bulamıyorum desene.
U:Bok kız bulamıyorum. Elimi atsam ellisi be,
G:Elini atsa elisiymiş. Beşini bul iste benden ne istersen.
U:Mala bak ya, sen iki tane bul iste benden ne istersen.
G:Hahayt, bu oyunu oynamak istediğine emin misin Uras??
U:Yoğurttan dönenin kaşığı kırılsın.
İki eliyle yakama yapışıp,
G:O zaman şöyle yapıyoruz. Kim daha çok kişiyi tavlayıp kanıtlayabilirse. Diğerinden açık çek alır.
U:Açık çek ney?
G:Ne istersek o?
U:Tamam anlaştık. Ne zaman başlıyor?
Piç piç gülüp biraz düşünür gibi yaptıktan sonra. Gömleğimin yakasından öptükten sonra.
G:Şimdi başlıyor, gece bitene kadar.
Diyip gülerek kaçtı. Piç gömleğime ruj lekesi bırakmıştı. Bu bildiğin eksi birle başlamak gibi bir şeydi. Başta çok hırslı başlamıştım. Gittim bir kokteyl aldım. Onu yudumlarken oltama bir kız düşmüştü bile.
Barda yanımda duran kız: Yakandaki şeyi yapan yaramaz biri olsa gerek??
Kız benden 2-3 yaş büyük, siyah saçlı hafif esmere kaçan teni ve giydiği minicik elbiseyle harika kur yapıyordu?
Ben: Pardon?
O kız:Boynun diyorum.
Diyip ağzıma kadar yaklaştı nerdeyse ve yakamdaki ruj lekesini silmeye başladı.
O kız: Ben Eda.
Ben: Ben de Uras. Memnun oldum.
Kız alenen bana yürüyordu ve bu çok hoşuma gitmişti. Gözlerinde beni istediğini görüyordum. İşte bu 1-0 başlamıştım bile. Muhabbeti biraz ilerlettikten sonra.
Eda:Gömleğinin şurasında şey kalmış sanki ya?
(Diyip yaklaştı)
Ben:Nersinde
Eda:Şurasında işte ya.
Diyip önce yakamdan. Sonra boynumdan öpmüştü.
Eda:Şimdi daha iyi oldu sanki?
Ben:Ben de beğendim de, senin de boynunda bir şey var gibi.
Eda:Ne var
Diyip boynundaki saçları çekti, bar taburesinden indim ve ona yaklaşıp boynuna yapıştım. Ben deli gibi emiyordum. O ise kafama sarılmış daha çok yap der gibi kendine çekiyordu. Gözlerimi kapatmış kızın tadını çıkartıyordum. Kokusu teni her şey harikaydı. Elleri tüm vücudumda geziyordu. İnlemesiyle beraber gözlerimi açtım. Açtığım gibi gördüğüm şey Gizem’in iki erkek arasınsa eteğini yukarı çeke çeke dans etmesiydi. Bir eliyle eteğini tutuyor bir eliyle elindeki bira şişesini yukarı kaldırıyordu, arkasındaki adam götüne yaslanmış beline sarılmıştı önündekiyse vücudunu öne doğru yaslamış üçü beraber dans ediyordu. Gördüğüm tüm bu görüntülerden sonra durdum. Emmeyi bıraktım. Eda bir an bana baktı,
Eda:Ne oldu sana yakışıklı.
Diyip çenemden tutup dudaklarımdan öpmeye başladı. Harika öpmesine karşın kafamı asla oraya veremiyordum. Gizemin kafası güzeldi ve başka iki erkeğin arasında dans ediyordu. Önümdeki muhteşem kız bu düşündüklerimin önüne geçmeye çalışsa da nafileydi. Bi an geriye çekilip.
Eda:Bi tuvalete gidelim mi? Hem makyaj tazelerim ben de?
Benim gözlerim hala Gizem’deydi. Erkeklerle iyice havaya girmiş her yerini elletiyordu. Odağım tamamen gizemdeyken Eda bir anda yaklaşıp kulağıma geldi. Eliyle aletimi avuçlarken, fısıldayarak.
Eda:Sabaha kadar bekleyemem yakışıklı.
Eliyle pantolonumun üstünden kalkmış aletimle oynuyordu. İşte bu sefer ilgimi çekmeyi başarmıştı. Gözlerimle “Gidelim” gibisine bir işaret yaptım. Elimden çeke çeke beni götürdü. Götürdüğü sırada ben hala Gizemi izliyordum. Arkasındaki adama önünü dönmüş onunla öpüşüyor. Arkasına geçen herifse kalçasını mıncıklıyordu. Bir anda önüme duvar geçti ve görüş açımdan çıktı. Merdiven iniyorduk. İndikten sonra bir müddet daha yürüdük ve gelmiştik. Barın personel tuvaletindeydik. Aletimin zonkladığını hissediyordum. Eda önce beni arkamdaki lavaboya itti sonra zıplayıp kucağıma çıktı. Kalçası tam aletimdeydi. Dakikalarca orda o şekilde seviştikten sonra .
Eda:Ben çok sıkıldım ama indir hadi beni.
Bırakmıştım, süt dökmüş kedi gibiydim. Önümde diz çökmeden önce elbisesinin altından kırmızı tangasını çıkarttı. Eda:Bunu benim için tutar mısın Bebeğim?
Diyip kilotunu ağzıma tıktı. Diz çöküp elleriyle yavaş yavaş kot şortumun düğmesini çözdü, fermuarını açtı, aşağı indirdi. Donum ve o karşı karşıyaydı. Bu sırada ben de üstümü çıkartıp kenara koydum. Karın kaslarıma elleriyle uzandı. Dizleri üzerinde biraz yükseldikten sonra göbek deliğimden başlayarak boxerımın üzerinde sikime kadar öpe öpe indi. Elleriyle çamaşırımın iki yanından tutup yavaş yavaş aşağı çekti. Tamamen indirdiğinde aletim beton gibi yüzüne çarpmış dimdik önünde duruyordu. Şok içinde bir eliyle boyutunu ölçer gibi kavradı. Önce sağa çekti sonra sola çekti. Bir yukarı kaldırdı bir aşağı indirdi. Ne kadar kalın ve uzun olduğuna inanmamış altın bulmuş gibi mutlu bir şekilde seviniyordu. Şoku atlattıktan sonra, başına küçük öpücüklerle başlayıp git gide ağzına daha fazla almaya başladı. Diliyle başının her yerine temas ediyor, beni zevkten öldürüyordu. Zevkten kıvranıyordum adeta. Dilini boğazını ağzını harika kullanıyordu. Her yeri salya olmuş bir şekilde ayağı kalkıp lavabonun diğer tarafına doğru domaldı.
Eda:Böyle izlemeyi planlamıyorsun umarım??
Bi an şoktan çıkıp arkasına geçtim. Elbisesini yukarı doğru sıyırdım, elime biraz tükürüp vajinasını ıslatma gereği duydum. Tam deliğine giricektim ki temas ettiğimiz an durdum. Kendini geri iter gibi oldu bu sefer de kendimi geri çektim.
Eda:Yaaaaa
Diye bağırırken ağzımdaki kilotunu ağzına tıkayıp kulağına yaklaştım.
Ben:Şu an senin daha çok ihtiyacın olucak.
Azgın ve ağzı tıkalı bir şekilde güldü. Tam o güldüğü sırada koca ve bakir aletimle içine doğru abandım. Evet bakirliğimi barda tanıştığım rastgele biri alıyordu ama bundan çok rahatsız değildim. Arkasında gidip gelmek harika bir zevk veriyordu. Onun vajinası mı dar ben mi çok genişim anlamıyordum ama aletim içinde her yerine temas ediyordu. Ağzı tıkalı bir şekilde inlerken dudaklarından boğuk bir sesle şu kelimeler döküldü.
Eda:Boşalıyorummmm.
Harika inliyordu. Aldığı zevk her halinden belliydi. Biraz daha devam ettikten sonra lavabonun üstüne yığıldı ve inlemeler zevk naralarına döndü. Biraz daha öyle devam ettikten sonra yaklaştığımı söyledim. Hiç bir şey demeden beni itti ve diz çöktü. Kendisi kontrolu devralmıştı. Eli göğüsleri dili ağzı her şeyini veriyordu. Artık dayanamıcaktım. Çok zevkliydi. Dizlerim titreye titreye üzerine bembeyaz boşalmıştım. Tüm azgınlığımı almıştı bu. Kızın elbisesi yüzü göğüsleri her şeyi beyaza boyanmıştı. Giyinip.
Eda:Çok iyiydin bebek.
Dedi, arkasını döndü ve lavaboda temizlendi. Dönüp yanağımdan öptü ve yukarı çıktı. Ben hala tüm yaşananların şoku ve zevki içerisinde duruyordum.
Bi an “Noluyor lan” modundan çıktıktan sonra lavaboda elimi yüzümü yıkayıp temizlendim. Ayıldım. Şimdi sıra yukarı çıkıp Gizem’le yüzleşme vaktiydi…

Kumsal Bölüm 5

KUMSAL BÖLÜM -5
Gizemle harika bir günden sonra eve doğru yaklaşık yirmi dakikalık bir yürüyüş yolumuz kalmıştı. Aklımda olan tek şey biraz daha oyalanmak için ne yapabilirizdi. Eve geç gidersek belki azar yerdik ama en azından Gökhan amcayla annemi görmezdik. Saat 23.20 di, fazladan biraz daha oyalanırsam kaçmaya şansım olması yüksekti ama, ama nereye kadar kaçabilirdim ki?? Daha yazın başındaydık ve görünüşe göre tüm yazımız beraber geçicekti.Yürüken kafamdan geçen düşünceler;Ya olanları tüm gerçekliğiyle herkese anlatıcaktım, ya da sineye çekip durumu idare edicektim. Bilmiyorum kafam çok karışıktı. Kafamda bu düşünceler duyarken yanımda dünyalar güzeli muhabbeti aşırı saran kafamın çok uyuştuğu Gizem, küçük kardeşim sayılıcak Petek, harika milf Teyzem, ablam diyebileceğim Damla. Ah bir saniye, DAMLAA!!!!! Hiç derdim yokmuş gibi bir de bu vardı ve tüm günün muhteşemliği karşısında ben bunu tamamen unutmuştum. Damla, sabah gizemi nasıl kestiğimi gördü, fark etti. Annemle yeni sevgilisiyle mi uğraşıcaktım yoksa damladan mı kaçıcaktım. Hayır işin sıkıntısı kızlar ve teyzem Gökhan amcaya baya düşkünlerdir. Yani gökhan amcayı karşıma almam demek tüm evi karşıma almam demekti. Bilmiyorum kafam çok karışık.Yürürken;G:Gün için teşekkürler çok eğlendim.“O da neydi”Ben: ha?G:Ayı, gün için diyorum yemek , deniz , her şey, teşekkürler.G: ha(diyip taklidimi yaptıktan sonra güler)B: Lafı olmaz ne demek küçük kuzen (diyip gülerim)G:Küçük kuzen??? Ben senden büyüğüm yalnız???B: 3 aycık.G:Olsun*Sessizlik*G:Eve biraz daha mı geç gitsek ya?O bal dudaklarından tamda duymak istediğim kelimeler mi dökülüyordu yoksa??B:Ney anlamadım?G: Eve gitmesek diyorum, eğlensek mi biraz??? Hani dans vs??B: Nerde dans edicez be,G: Gerizekalı sen nasıl her yaz burda yaşıyorsun. Cluba mı gitsek diyorum, hani??B: Hee, ya gidelim gidelim de, bu halde bizi almazlar.G:Ne varmış halimizde?B: Gizem bodrumdayız. Burdaki tüm clublar çok lüks, en azından benim bildiklerim.G:Of peki,Dedi çok üzgün bir şekilde. Bildiğin yüzü düşmüştü.B:Üstümüzü değiştirip gitçek olsak asla izin vermezler, eve kaçak girmemiz gerekiyor.G:Ney anlamadım?B:Diyorum ki, duş alamayacağız, kıyafeti giyip hemen çıkacağız ve yakalanırsak plan iptal.G:İyi de eve nasıl gireceğiz ki?B:Baban bu gün mangal yapıcaktı. Evin önü bunun için daha uygun, bahçesi baklonu vs , barbekü ön tarafta, arkaya çekmeye uğraşmazlar. Senin odan arkaya bakıyor ve tam senin camının arkasında sarmaşıklar için yapılmış tırmanmanın çok kolay olduğu çitimsi şeyler var.G:E sen??B:E ben, bilmiyorum. Dua edip üst kattan bir gömlek bir alt alabilmemi umacağız.G:Ay uras oleyyyy,Diyip kucağıma atladı. Kokusu sarhoş ediyordu adeta, kuzenime bu kadar yükselmem çok yanlış olsa gerekti. Off bilmiyorum.Eve nerdeyse gelmiştik, ilk sorun şuydu, evin arkasına ulaşabilmemiz için evin önünden dolaşmamız gerekiyordu.Evi gören bir yerde çimlerin önüne diz çöküp,FısıldayarakB:Gizem gel buraya,Yanıma diz çöktü ve t-shirtününden harika göğüsleri gözümün önüne düştü. Giydiği bikini olsa bile o çatalı görmek çok hoştu.B:Şimdi dümdüz geçersek bizi görücekler, evin önünden geçip arka tarafa dolanmamız gerekiyor, evin önünden geçebilmemiz için çitlerin ordan sürünmemiz gerekicek, eğer sürünürsek çalılardan dolayı bizi görmezler, evin önünü atlattıktan sonra büyük çalıların ordan sola döneceğiz. Büyük çalılar bitince evin çitinde kırık var içinden geçebiliyoruz ve hop arka bahçedeyiz. Devamı basit, tırmanacağız, giyiniceksin giyinicem, kaçacağız. Okey??G:Ay çok panik oldum ben yapmayalım boş ver, sürünemem o kadar yolu,Titreyen ellerinden tuttuktan sonra gözlerinin içine baktım.B:Bu gün bu eğlenceye çok ihtiyacım var, yapabiliriz çok basit hadi.Korkak bir ses tonuyla,G:Ya yakalanırsak,B:Gülmek için bir salak anımız daha olur.Diyip güldüm.Derin bir nefes alıpG:Tamam yapalım hadiB:Tamam sen önden git, bir şey olursa ben arkaya kaçarım sen ileri.Kafasını sallayıp önümde yüz üstü yere uzandı ve sürünmeye başladı, başta fark etmemiştim ama harika götü bir kez daha gözlerimin önündeydi, önce sağ bacağını sağına çekiyor sonra kendini itiyordu, sonra sol bacağını soluna çekiyor kendini itiyordu. Her bir bacak hareketinde bacaklarının arası harika şekilde açılıyor, tüm götü delikleri belirginleşiyordu. Bikini aktından kabarık bir şekilde ben burdayım diyordu. Çıplak ayaları tam kafamın önündeydi, bu hayatımda verdiğim en iyi sürünme kararıydı. Biz bu şekilde devam ederken bir anda ayağa kalktı ve sola döndü, ben hala sürünüyordum. Ne olduğunu anlamamıştım.FısıldayarakG:Sürünmeyi sevdin galiba,Gelmiştik, ama tüm o yol boyunca maruz kaldığım görüntüler yüzünden aletime yavaş yavaş kan dolmuştu. Çok tehlikeli bir noktadaydım.B:E tamam devam et, kalktım işte.Plan kusursuz işliyordu. Çitlerden geçtik ve gizemin camının altına geldik. Tek yapmamız gereken tırmanmaktı. Tam elimi attım yukarı doğru çıkıcaktım ki, kolumdan tutupG:Önce ben çıkıcam tabii ki, ya düşersem????B:Önden bayanlar.(diyip güldüm)Bunu hesaplayamamıştım ama Gizem kendi mezarını kazmıştı. Yukarı tırmanırken tam altına geçtim ve o harika götü yine yüzüme bakıyordu. Buna yükselmemek mümkün değildi dünyanın en güzel manzarasına bakıyordum. Yavaş yavaş sona yaklaştıkça fark ettim ki yaşanan bu olaylar beni taş gibi yapmıştı.G:Hadi ben çıktım sen de gel.Diye seslendi yukardan, ah hayır şu an sertleşemezsin tüm günü mahfediceksin yapma olum hadi ama. Yukarı çıktım ve odasına girdim.B:Ben yukarı çıkıp eşyalarımı alıcam sen de o sırada giyin, beraber çıkalım.Diyip odadan kaçmaya çalıştım ve onayladı. Kapıdan kafamı uzattığımda hiç bir ses yoktu. Herkes aşağıdaydı. Petek yardım ediyor teyzemle annem sofrayı kuruyor, Gökhan amca etleri pişiriyordu. Tüm bunlara güvenip kendimi merdivenlere attım ve odama çıktım. Odam giyinmek için çok yanlış bir yerdi çünkü yol geçen hanı gibiyidi. Herkesin bir eşyası odamda vardı. Dolayısıyla dolabımdan bir gömlek bir de kot şort aldığım gibi geri merdivenlere geri döndüm, tam içeri giricektim ki Damlanın kapısı yine açıldı, hayır bir gün içerisinde 2 kere olamaz hayır, hayır, hayır. Odasından sütyen ve kiloduyla çıkan Damla banyoya doğru döndü ve göz gözeydik. Bi an çığlık attı ve alttan bir ses geldiEvdekiler: DAMLA İYİ MİSİN??Devam edicek….

Kumsal Bölüm -4

Güneşin yüzüme vurmasıyla aptal bir şekilde uyanmıştım. Yatakta stresimden ve utancımdan bir sağıma dönüyordum bir soluma. Tüm gecem babamın gittiğini gördüğüm, annene sahip çıkamadın laflarını duyduğum rüyalarla geçti. Kendimden çok utanıyordum ve anneme çok kızgındım. Gökhan Amcayla beraber böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi. O gün yataktan çıkmaya hiç niyetim yoktu, ta ki ben sinirden dönmeye devam ederken kapımda beliren Gizem’e kadar.
G: Salak salak dönmeye devam edicek misin? Yoksa sabah rutinin olarak salakça koşunu yapmaya çıkıcak mısın?
Bir elini kapıya yaslamış, mini ev şortu ve sütyensiz t-shirtiyle dikilmiş bana bakıyor.
B: Git başımdan Gizem!!!
G:Noldu sana be? Dün hiç bir şeyin yoktu biz geldik diye mi ağlıyorsun? (Diyip güler)
B:Hayır sizle alakası yok git, yalnız bırak!
Gelip yatağın ucuna oturup elini omzuma koyar,
G:Dinle ne oldu bilmiyorum ama hem hiç uykum yok, hem hareket etmek istiyorum, hem de senle konuşmuş oluruz belki kafan dağılır. Koşmak istersen söyle odamdayım.
Diyip arkasına bakmadan odadan çıktı, yatakta biraz döndükten sonra saate baktım. Sabah daha 06.00 dı. Eğer yatakta kalsaydım evin kalanına, anneme ve gökhan amcaya denk gelme ihtimalim artardı ve daha çok sinirim bozulucaktı. Aklıma biraz koştuktan sonra yemek yiyip sonra da plajda takılmak gibi harika bir fikir geldi. Bu sayede hem kafam dağılıcaktı, hem evden uzaklaşıcaktım, hem de Gizemle yaklaşıcaktık.
Küçük sırt çantamı kaptım, içine güneş kremi, iki şişe su, mayomu, ve bir havlu attım ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Gizemin odasının kapısına geldiğimde kapı açık gizem kapıya doğru arkası dönük yüz üstü şekilde yatıyordu. Tüm götü gözümün önündeydi. Harika bir görüntüydü, bacakları kalçası bembeyazdı. Ona doğru,
B:Hazırlan, koşuya çıkalım.
G:Paşam fikir mi değiştirdi.
B:Eğleniriz sana bi yemek falan ısmarlarım. Ha bu arada, çamaşır giyme
G:Pardon??? Ne diyosun sen?
B:Hayır salak öyle değil. Yani içine bikinini ya da mayonu giy ne boksa. Eve gelmeden denize de gireriz.
G:Aptal ya , (der gülerek). Tamam sen in aşağı geliyorum ben de çıkarız beraber.
B: Tamamdır.
Diyip merdivenlere yöneldim. Son anda aklıma güneş kremini aldığımı, onun bir şey almaması gerektiğini söylemeyi unuttuğum geldi. Odasına doğru geri döndüm. Kapısı aralıktı bu sefer. Tam seslenicektim ki…
Böyle bir şey olamaz, omzundan aşağı sarkan kumral saçları, sanki nispet yapar gibi yavaş yavaş çıkarttığı şortu. Donakalmıştım, ne uzaklaşabiliyor ne de içeri girebiliyordum. Görüntü harikaydı. Gri şortunun altından kırmızı bir çamaşır beklerken tek gördüğüm pespembe iki delikti. İç çamaşırı yoktu. Arkası bana dönük olduğu ve öne eğildiği için her şeyi gözümün önündeydi. Heyecandan tam elimi sikime atıcaktım ki, bi anda Damlanın odasının kapısı açıldı. Aşırı telaşlı bir şekilde merdivene geri yöneldim ama arkamdan.
Damla:Günaydın urasçım.
Gizem duyarsa anlıcaktı, damla yürürse gizemi görücekti ve o da anlıcaktı. Neyse ki Gizem duymamıştı ama damla yürümeye devam etti.
Uras:(sakin kalmaya ve önünü kapatmaya çalışan bir tavırla) Günaydın abla
Damla yürümeye devam ediyordu, sağına baktı ve kardeşinin ufak ama harika göğüslerine bikini geçirdiğini gördü. Bana dönüp.
Damla: Uras sen? Tahmin ettiğim şeyi yapmıyordun dimi?
U:Nasıl yani??
D:Gizemi mi izliyordun sen!!!???? (Sert bir tavırla)
U: Saçmalama, hazır mı diye seslenmeye çıkıyordum,
D: Uras sen aşağı iniyordun.
Tam o sırada kapıdan Gizem gelir,
G:Ben hazırım hadi çıkalım. Günaydın abla.
U:Hadi koş, (diyip elinden tutup çeke çeke merdivenlerden indirdim)
Damladan çok korkmuştum.
Gizemle evden çıktık ve plaja indik. Kumsal boyunca koşmaya başladık ve koşarken sohbet ediyorduk.
U:Sen benim kadar koşabilecek misin.
G:Senden fazla bile koşarım ezik.
U:Nah koşarsın(diyip güldüm)
Saçma bir şekilde sabaha dahi hiç bir şey sormuyordu.
G:Ee yemeğe nereye gidiyoruz??
B:Bi spor bitseydi öyle düşünseydin yemeği.
G:Söz verdin napıyım.
U:Yoo ben koşuya dedim sen de atladın hemen.
Ben böyle diyince gizem durdu ve gülmeye başladı.
G:Seni parçalarım he (gülerek) Yemek dedin geldik allah allah tut sözünü.
U:Ne sözü yaa (diyip ben de duruyorum)
Gizem sinir olmuş ama eğlenir bir şekilde gülerek bana denizden su attı ayağıyla.
U:Yapma bak kötü olur. (Diyip güldüm)
Ve bir daha su attı.
U:Bak yapma
G:Tamam tamam çantadan suyu versene.
Olduğum yere çantamı çıkartım ve onun suyunu ona verdim. Biraz içtikten sonra bana bakıp güldü.
U:Ne gülüyorsun?
Dememe kalmadan ağzıyla üstüme su püskürttü. Bu bardağı taşıran son damlaydı. Onun
-Yapma dur
-Tamam özür dilerim
-Duuur
Sesleri ve kahkahaları eşliğinde tüm suyunu önce üstüne döktüm. Sonra sarılıp yanımızdaki denize soktum. Arkasından sarılmıştım ve aletim tam kalçasının arasındaydı. Denizde boğuşurken baya bi süre sürttüm. Sürekli batırıp batırıp çıkartıyordum. Aletim adım adım kalçasında sertleşiyordu. İstemsizce hep tam arasına denk geliyordum.
U: Özür dile ve yalvar bırakıyım.
G:Yoo ne dilicem be.
U:Peki
Diyip bu sefer daha çok boğmaya başladım. En sonunda.
G: Tamam tamam özür dilerim be .
Kahkahalar içinde çıktık denizden ve kumsala oturduk. İkimiz de sırılsıklamdık ve çok mutluyduk.
U:Yemeği hak ettin şimdi bak.
G:Allah allah
Sürekli gülüşüyorduk. Onu güzel bir mekana götürdüm ve kahvaltı ettik. Bu sırada bana sabah neden o halde olduğumu sordu ama geçiştirdim yalanlar söyledim. Yemeği yemiştik sıra kumsala dönüp denize girmekteydi. Denize girmeden önce benden onu kremlememi istedi. Ön tarafı kendi halletmişti. Yüz üstü yattı. Rüyada gibiydim. Önce teyzem sonra damla şimdi de Gizem. Adeta koleksiyon tamamlıyordum. Omuzlarından narin narin başladıktan sonra yavaş yavaş aşağı iniyordum. İlk önce yan taraflarından göğüslerine deymeye çalışmıştım. Sonraysa belinden kalçasına doğru yöneldim. Süt beyaz kalçasını yoğura yoğura bacaklarına geçtim. Ayaklarına kadar kremledim. Hiç sesi çıkmıyordu. Kıçına vurup
U:Halletim

Dedim, o gün denizde ikimiz çok eğlendik denizden sonra da akşam yemeğini beraber dışarda yedik. Saat geç olmuştu. Her güzel şey gibi bu günün de sonu vardı. Artık eve gitmeliydik…
Devam edicek

Ev Erkeği -1

Ben Mithat. 30 yaşında, güzel bir kadınla evliyim ve ellerinizden öper bir kız çocuğum var. 1.84 boyunda, çok fazla spor yapmıyor olmama karşın vücudum güzel ve fit görünür. Yeşil gözlerim ve yakışıklı bir yüzüm vardır. Yakın zamana dek bir vergi dairesinde şef olarak çalışmaktaydım. Tek başıma yaşadığım için hiç de fena sayılmayacak bir memur maaşım vardı. Şef olduğum için fazladan da para alıyordum tabii. Henüz 24 yaşında torpilin de etkisiyle bu kadar yükselmiş ve düzenimi kurmuştum. Eşim Leyla ile bir ortak arkadaş vasıtasıyla tanışmış, yaklaşık iki sene süren bir flörtten sonra evlenmiştik. Leyla bir mimardı ve iyi para kazanıyordu. Dominant bir karakteri olmasına rağmen, eve ben de fena sayılmayacak bir para getirdiğim için bu karakterini çok fazla göstermezdi. Yaptığımız sekslerde en sevdiği pozisyon, hâkimiyetin tamamen kadında olduğu ters kovboy pozisyonuydu. Bu pozisyona geçince âdeta kendini kaybediyor, şiddetle orgazm oluyordu. Gün içindeki hâl ve tavırlarını da düşününce dominant olduğu ayan beyan ortaya çıkıyordu.İkimiz de çalıştığı için kızımız Aybüke’ye asgari ücretin biraz altına çalıştırdığımız bir bakıcı bakıyordu.

Gelgelelim, çalıştığım vergi dairesinde beni işe alan yakınımın yolsuzluk yaptığı ortaya çıkmış, rakipleri tarafından alaşağı edilerek cezaevine gönderilmişti. Yerine ise ona komplo kuranlardan biri geçmişti. Yakınımın faaliyetleri devlet tarafından teferruatıyla incelenince torpille işe aldığı beş kişinin iş akdine devlet tarafından son verilmişti. Yani ben ve dört arkadaşım bir anda işsiz kalmıştık. Bu haberi duyunca kahroldum ama yapacak bir şey yoktu. Mecburen ailemize uzun zaman sadece karım bakacaktı. Çünkü bu olayla birlikte devlet tarafından fişlenmiştim ve yakın zamanda iş bulmam imkansızdı çünkü beni hiç kimse almazdı.Bu durumu karıma söyleyince resmen çıldırdı ve ağzına ne geldiyse söyledi. Ne erkekliğim kaldı ne adamlığım. Oysa ters kovboy pozisyonunda seni titreterek boşalttığımda tam tersini söyleyeceğine eminim karıcığım! Büyük bir tartışma yaşadık ve karım artık evin direğinin kendisi olacağını, benim ev erkeği olarak evin işlerini yapıp çocuğa bakmam gerektiğini söyledi. Bunun sebebi, artık eve tek maaş girdiği için bakıcının parasını karşılayamayacak olmamızdı. Karımın aksine metanetli ve uyumlu bir insan olarak, karımın tüm bu söylediği onur kırıcı lafları sineye çektim ve ”Peki karıcığım!” dedim.

Evimizin biraz ilerisinde bir çocuk parkı vardı ve genelde benim Aybüke’yi getirdiğim saatte üç ev kadını da çocuklarını bu parka getiriyordu. İki tanesi halk deyimiyle folloş olmuş, evlendikten sonra götü göbeği salmış, erkekte hiçbir his uyandırmayan kadınlardı. Ama içlerinden bir tanesini görür görmez içim kıpraşmaya başladı. Onu gördüğüm an birkaç saniye ona bakmıştım ve bunu gören diğer ikisi bankta oturmuş, fısır fısır aralarında konuşuyorlardı. Bu sırada benim vurulduğum kadın ise çocuğuyla ilgileniyordu.

Etkilendiğim kadın 28 yaşında,1.60 boyunda, doğal sarı saçlı, kahverengi gözlü, zayıf ama büyük ve dik göğüslere sahip biriydi. Salıncakta duygusuzca ve dik kaşlarla çocuğunu sallıyordu. Ona yakınlaşmak için ben de Aybüke’yi hemen yandaki salıncağa oturttum ve sallamaya başladım. Benim oraya gelmem kendisini biraz rahatsız etmiş gibiydi. Sonuçta o evli bir kadındı.

Ben: ”Merhaba hanımefendi! Ne kadar tatlı bir çocuğunuz var, kaç yaşında?”

Kadın: ”5 yaşında amcası. Adı Ömer Efe. Maşallah sizin çocuğunuz da ne kadar tatlı. O kaç yaşında?”

Ben: ”Adı Aybüke. O da 5 yaşında. Ne kadar güzel bir tesadüf, ikisi de aynı yaşta.”

Kadın içten gelen bir tebessümle başını kaldırıp yüzüme baktı ve tebessümü gülümsemeye dönüştü.

Ben: ”Benim adım Mithat. Evim buranın yakınlarımda. Hava da güzel olunca kızımı alıp parka getirdim. Siz de isminizi lütfeder misiniz?”

Kadın: ”Benim adım da Aylin. Oğlum daha okula başlamadığı için hafta içleri park bomboşken onu getiriyorum. Hem ben de hava almış oluyorum.”

Biz böyle hoşbeş ederken banktaki iki kadının fısıltıları da artmış, onların fısıltısını duyar olmuştum. İkimiz de bundan rahatsız olmuştuk. Duygusuz ve donuk bakışlarla keyifsiz olduğu belli olmasına rağmen benimle bu kadar cana yakın konuşmasını bir zafer sayıp o fısıltılara aldırmadım ve muhabbeti devam ettirdim:

Ben: ”Tam bir hafta sonra belediye çocuklar için havuz açacakmış Aylin Hanım. Etrafı da yeşillik. Çocuklar yüzerken biz de orada piknik yaparız. Hasır, termosta çay ve kekler benden.”

Aylin: ”Aa ne kadar güzel bir haber bu! Bilmem nasıl olur? Bir de bana Aylin diyebilirsiniz Mithat Bey.”

Ben: ”Niye bir sakıncası olsun Aylin Han—, şey işte Aylin! Çocuklar da yanımızda olacak, hem yalnız kalmayız, bizim de canımız sıkılmaz. Ayrıca sen de bana Mithat de lütfen”

Aylin: ” Tamam o zaman. Poğaçalar ve patates salatası da benden. En çok neli poğaça seversiniz Mithat Be–, üff şey Mithat?”

İkimizin de aynı hatayı yapması birbirimize olan sempatimizi arttırmıştı.

Ben: ”Ne kadar güzel olur. Yalnız bu belediyenin açtığı havuz buraya biraz uzak. İsterseniz arabayla ben götürürüm. Arabanız varsa siz de götürebilirsiniz, yolu tarif ederim.”

Aylin: ”Ay yok ne arabası? Nerede o günler? Hem ehliyetim de yok zaten, siz götürürsünüz?”

Ben: ”O zaman sözleştik Aylin. Yine bu saatlerde buranın biraz yakınındaki otoparka gelin Ömer Efe’yle, oradan alırım sizi.”

Aylin: ”Tamam, anlaştık.”

Bu sözü duyar duymaz istemsizce elimi Aylin’e uzattım. En başta tepki vermedi ama sonra yavaş yavaş elini, elime uzattı. O, elimi sıkınca diğer elimi bir saniyeliğine onun elinin üstüne koydum ve minnettar bir bakış atarak kızımla ilgilenmeye başladım. Bir süre sonra oradan ayrıldık.