Sena eve girdikten sonra ne yapacağımı bilmiyordum. Kızımı çekip çıkarmalı mıydım, yoksa yine mi gürültü yapıp korkutmalıydım, ne yapacağımı bilmiyordum. Kafam karışık bir şekilde eve doğru ilerlemeye başladım, kızım ne halde görmem lazımdı çünkü. Eve geldiğimde onları nasıl göreceğimi bilmiyordum. Sessiz ve gizli şekilde nasıl göreceğimi düşünürken evin arka tarafında, büyük bir camdan kapı gördüm ve hemen oraya doğru yanaştım sessice. Baktığımda ince bir tül perde çekmişti çocuk kimse içeriyi görmesin diye ama yinede az çok ayırt edebiliyordum onların naptığını. Gördüğüm görüntü beni biraz hayal kırıklığına uğratmıştı. Güzeller güzeli narin kızım, iki tane serserinin karşısında göbek atar gibi dans ediyor, diğer iki çocuk oturmuş gülerek bişeyler söylüyordu. Sema da gülüyordu onlarla birlikte ve üçünün de elinde bardak, yanlarındaki küçük, sehpa tarzı bir masada alkoller vardı. Sena içeri yeni girmişti yani sarhoş olacak kadar bir süre geçmemeşti, yani sena şuan bilinçli hareket ediyordu veya bu iki çocuk onun aklına iyice girmişti bile. Üçü birden eğlenirken geçen gece her şeyi başlatan çocuk yine ayağa kalkıp sena dans ederken eşlik etmeye başladı. Önce senanın karşısına geçip senanın elindeki bardağı aldı, sonra senanın ellerini tutup ona, dans ettirirken yavaş yavaş senanın arkasına doğru geçiyordu. Arkasına geçtikten sonra vücudunu iyice senaya yapıştırdı ve ellerini senanın açık olan beline koyup sürmeye başladı. Diğer oturan çocuk gülerek onları izlerken senaya sürten çocuk kafasını sallayarak ona bişeyler işaret etti ve bu defa o da ayağa kalkıp senanın ellerini tutarak havaya kaldırdı ve dansına devam ettirdi. Sena hala gülerek bişey anlatırken iki çocuk onu kullanmaya başlamıştı bile. Arkasındaki çocuk eliyle senanın arka boynundaki saçları topladı ve o yumuşak tenine ufak bir öpücük kondurdu. Sonra senaya gülerek bişeyler dedi ve senada gülerek karşılık verdi öndeki çocukta konuşmaya başlayınca, arkasındaki yine senanın arkadan boynunu öpmeye başladı ama bu defa kısaca öpüp çekilmedi, adeta emiyordu boynunu. Ne yapacağımı bilmiyordum ama kızım oradayken içim içimi yiyordu. Daha sonra gizlice senanın önündeki çocuğu eliyle ittirdi ve arkadan senaya sürterek onu çek yatan doğru yürüttü. Sena çekyata oturduktan sonra karşısında dikildi ve eliyle yavaşça eşofmanını indirdi. Sena olanları saçma bularak bi gülüş atınca karşisindaki çocuk bişeyler dedi ve ellerini senanın başına koyup yavaşça kendine doğru çekti. Sena önce karşı geldi ve eline alıp oynuyordu ki karşisindaki kaba görünümlü çocuk başından çekip ağzının içine soktu. Kocaman elleriyle kızımın başını tutmuş ileri geri yapıyor büyük sıkıntı kızımın ağzına veriyordu. Bu görüntü tamamen midemi bulandırmıştı ve adeta yıkılmıştım. Benim sakınarak büyüttüğüm kızım serserinin tekine sakso çekiyordu, gördüklerim karşısında şok oldum adeta. Daha sonra biraz daha hızlanınca senanın boğazına doğru ilerlemeye başladı ve temposunu arttırmıştı. Sena bunu nasıl yapıyordu anlamıyordum ve çocuk daha çok hızlandı ve birden duraksadı, ne olduğunu anlamıştım. Sonra sikini senanın ağzından çıkardı. Sena elini çenesinin altına koyup bir yere doğru yürümeye başladı, lavaboya gidiyordu sanırım. Diğer çocuk senaya dokunmamıştı ve sena geldikten sonra tekrar yanlarına oturdu. Olanlar benim yıkılma sebebim olmuştu, belkide kızımı oradan alabilirdim diye düşündüm, ama işin daha da üzücü kısmı kızım yanlarına geldikten sonra hiç olmamış gibi oturdu ve sohbete devam ediyor, içiyordu. Ve onda hiç pişmanlık görmüyordum, bu çocuklar kızımın artık iyice kanına girmişti. Olan her şeyi görmek için orada kalmak zorundaydım ve kızım orada yarım saat kadar oturup çocuklarla sohbet edip eğlendikten sonra kalktı ve dışarıya çıkmaya hazırlanıyordu. Bende saklandığım yerden çıkıp başka yöne doğru gittim.

Kızımı büyük bir tehlikeden kurtardığım için rahatlamam lazımdı ama bir türlü rahatlatamıyordum ben. İçinde hep bir sıkıntı olacaktı, çünkü kızıma yanaşmaya çalışanlar onunla aynı sınıftaydı. Bu da demek oluyor ki kızım bizden çok o insanları görüyordu ve tehlikeli bir yola girme riski beni korkutuyordu. Kızım sena ile konuşmam olayları daha da kötü etkileyebilirdi. Bu defa hem yüzüme bakmaya utanır hemde okula bile gitmeyebilirdi. Sena gece eve geldiğinde yüzünde korku vardı, birilerinin onları görmüş olabilir mi korkusu vardı belli ki içinde. Kızmda, bende içimizdeki sıkıntı ile o günü bi şekilde bitirdik ve sabahleyin kalkıp işe gittim. Herşey yolundaydı benim için, çalışma hayatımdaki yoğunluktan dolayı ailemi, kızım senayı düşünecek, bi şeyler yapacak vaktim yoktu. O gün böyle geçip bitmişti. Eve geldim ve eşimle biraz sohbet ettikten sonra senanın nerede olduğunu sordum. Eşim senanın henüz gelmediğini söyleyince şaşırdım, çünkü senanın servisi her zaman benden önce getirirdi kızımı eve. Elime telefonu alıp senayı aradım. Telefonu açtığında sesi oldukça enerjikti ve “efendim babaa” Diye açtı telefonu. Ben hala endişeliydim ve hafif yüksek sesle ” Kızım neredesin sen niye gelmedin henüz eve ” Diye sordum. Arkadan gülme sesleri geliyordu ve sena bana ” Baba arkadaşlarımla yürümeye karar verdim ” Dedi. Arkadan gelen ses erkek sesiydi ve iyice benimle dalga geçiyorlardı anlaşılan. Sena bu yaşına kadar oldukça baskıyla büyüyen bir kızdı, bunu nasıl yapmıştı veya o yanındakiler onu nasıl ikna edebilmişti anlamamıştım. Ona nerede olduğunu gelip alacağımı söyledim ama bana eve yetiştim diyip geçiştirdi. Eve geldiğinde benden çekindiği için biraz mahçup duruyordu. “Neydi bu yaptığın sena? ” Diye sorduğumda yine mahçup bir şekilde özür diledi. Senanın üzerine baktığımda dikkatimi çeken bişey vardı. Okul pantolonu koyu lacivertti ve bacağının üst kısmında kurumuş beyaz-gri arası bi leke vardı. Senaya bunun ne olduğunu sorduğumda panikle baktı ve eliyle orayı tutarak ” Bugün öğle arasında ayran dökülmüştü baba ya sildim sildim çıkmadı” Dedi ama panik yapıyordu, ayran olmadığı belliydi. Sonunda korktuğum başıma gelmişti. Kesin bir kanıtı yoktu ama bunun bir erkek sıvısı olma ihtimali vardı veya ben girdiğim kuşkudan dolayı öyle düşünüyordum. Sena odasına doğru yavaş yavaş gitti ve bugünümüz böyle bitmişti.

Bugün cumartesi yani hafta sonuydu ailecek hepimiz evdeydik ve güzel bir kahvaltı yaptık daha sonra herkes yavaş yavaş dağıldığında 1 saat sonra kadar sena üzerinde şort şeklinde nike pro tayt giymiş üzerindeyse beyaz, göğüs hizasında bir crop giymişti ve Jordan ayakkabılarını giymişti. ” Hayırdır, spora mı?” Diye sorduğumda, “bir nevi spora” Diyip gizlice sırıttı. ” Nasıl? ” Diye sorduğumda, ” Salona gitmiycem baba ya dışarıda biraz koşacağım” Diyip kestirdi. Evden dışarı çıktığında iyice kuşkulandım, senaydı bu sena, benim kıyamadığım kızım. Hemen gizlice peşine takılmaya karar verdim. Sena, dediği gibi mahallede hafif tempo şekilde yürüyordu ve bende onu takip ederken senanın vücudu dikkatimi çekiyordu, oldukça açık görünüyordu. Sıkı kalçası, giydiği şort tayttan dolayı, o hafif sarıya çalan tenli, uzun bacakları tamamen ortadaydı. Senayı biraz takip ettikten sonra bir eve doğru girdiğini gördüm. Müstakil sade bir evdi. Çocuğu geçen gece gördüğüm çocuk açtı ve senayı görünce pis bir şekilde sırıtarak onu içeri aldı kapıyı kapatırken çevresini bir yokladı ve kapıyı kapattı. Kızım resmen bir serserinin tuzağına düşmüş ilerliyordu ve ben ona nasıl müdahale edeceğimi bilmiyordum, akıl danışacağım kimse de yoktu bu konuda.

Sena gittiğinden bu yana aklım tamamiyle onda kalmıştı. Saat 7 civarında evden ayrıldı ve şuan saat 10.30 du. Gece olmuştu ve daha da kuşkulanıyordum ama eşime belli etmemeye çalışıyordum. Eşim daha sakin ve safça düşünüyordu. Zaten sena da bu masum ve saflığını annesinden almıştı. Vakit bu kadar gecikince senaya telefon açtım, ama aramalarıma cevap alamamıştım. O an içimdeki kuşku gittikçe daha da büyüdü, ne yapmalıyım diye düşünürken aklıma birden samet geldi. Samet, bizim mahallede oturan genç oldukça iyi bir delikanlıydı sena ile aynı sınıfa gidiyorlardı ve sınıf arkadaşları ile bir kutlama yapıyorsa mutlaka samet ve oradadır diye düşünüp onu aramaya karar verdim. Sameti aradığımda telefonu “alo efendim semih amca” Diyerek açtı. Samete senaya ulaşamadığımı ve doğum günü kutlaması için çıktığını söyledim ve yanında olup olmadığını sorduğumda bana “evet semih amca şimdi buradaydı ama şuan nerede bilmiyorum” Dedi. Samete çok kalabalık mı diye sorduğumda çok kalabalık olmadığını ama herkesin ayrı takıldığını söyledi. Ben dayanamayıp konum atmasını isteyince tamam diyip kapattı ve konum gönderdi. Oraya gidip kızımın ne halde olduğunu görmem lazımdı ve eşime “ben şu senaya bi bakıp geleyim” Dedim. Eşimde bana ” Tamam git bak ama bu kadar baskılama kızı takılsın biraz ” Dedi ama benim içim hiç rahat değildi benim biricik gözümden sakındığım kızım yeni büyümüştü ve ben onu dış dünyaya bırakmaya korkuyordum. Evden çıktım ve arabayla dikkat çekmemek için yürüyerek gitmeye karar vermiştim, zaten ev o kadarda uzakta değildi. Eve yaklaştığımda ne yapacağıma karar vermem lazımdı. Eve girip kızımı alıp çıkmalı mıydım, yoksa eşimin dediği gibi fazla sıkmamalı mıydım. Sena genç bir kızdı ve daha yeni yeni gençliğini yaşamaya başlıyordu, o yüzden sadece iyi mi diye bakıp çıkacaktım çünkü ona ulaşamıyordum. Eve geldiğimde, gecenin karanlığıyla ve üzerimdeki köyü renkler sebebiyle dışarıda dikkat çekmeyeceğimi düşünüyordum. Samete mesaj atıp kapıya kadar gelmesini istedim ve biraz bekledikten sonra yanıma geldi ve “noldu semih amca bi sorun mu var” Dedi. Samete bi sorun olmadığını senanın nerede olduğuna bi bakmasını istedim ama benim geldiğimi söyleme sadece merak ettim dedim. Samet anlamamış bir şekilde ” Tamam semih amca” diyip içeri girdi ve biraz bekledikten sonra tekrar yanıma geldi. ” Semih amca şuan arka tarafta oturuyorlar arkadaşlarıyla, semih amca tekrar soruyorum bi sorun yok demi yardımcı olabilirim” Dedi. Omzuna yavaşça dokunup ” Yok yok sağol aslanım, bu bahçeye nasıl giderim” Diyince bana dışarıdan tarif etti ve evin arkasından dolaşıp duvarın köşesine doğru geldim. Köşeden kafamı uzatıp baktığımda, kızım ve yanında iki çocuk oturmuş kahkahalar eşliğinde sohbet ediyorlardı. Daha doğrusu çocuklar bişey anlatıyor sena kahkaha atıyordu.

Evin sahipleri, evin arka tarafını bahçe gibi yapmıştı ve bir tarafta belediye bankları gibi bir bank vardı. Sena bankın ortasına oturmuş, diğer iki çocuk sağına ve soluna kurulmuştu. Sena sağındaki çocukla daha çok ilgilenip sohbet ediyordu ve solundaki çocuğa baktığımda, daha çok senanın vücuduna bakıp iyice inceliyordu. Gözlerini önce üzerinde sadece iple bağladığı crop tarzı ince askılısında gezdiriyor, sonra o giydiği kısacık kot pantolondan bacaklarında gezdiriyordu. En son kafasını yavaşça aşağıya eğip o narin ayaklarına baktıktan sonra derin bir iç çekip sol elini senanın bacağına koyup hiç dikkat dağıtmadan sohbete katılmaya başladı senanın sağındaki çocuk bunu gördü mü bilmiyorum ama o da hiç bozuntuya vermiyordu. Sena önce gözünün ucuyla çocuğun eline kısa bir süre baktı ve hemen sağındakiyle konuşmaya devam ederken hoşuna giden bir gülümseme vardı suratında, bacağına elleyen çocuk bunu gördü mü Bılmıyorum ama bu gülümsemeden sonra elini yukarı aşağı şekilde gezdirmeye başladı. Bu hareketinin üzerine sena dudakları açık bir şekilde nefes alıp veriyor ve nefes verirken adeta göğsü titriyordu. Onunla konuşan çocuğun fark etmemesi imkansızdı ben bile uzaktan görünce bunu anlayabiliyordum. Sena bacağını avuçlayan çocuğa döndü ve önce ikisi birbirine kısaca güldü ve sonra sohbete devam ettiler amk çocuk elini bacağından indirmiyordu, diğer yanındaki çocuk bundan cesaret almış olacak ki o da oturdukları bankın arasından elini yavaşça senanın beline doğru götürdü. Sena onu hissedince birden irkildi ve karnını öne doğru çıkarınca çocuk onu belinden iyice kavradı. Sena yavaş yavaş kendini kaybediyordu ve hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladı. İkisi benim kızımı araya almışken, sena kafasını havaya iyice kaldırmış, ağzı açık bir şekilde derin nefes alıp veriyordu. Gördüklerim karşısında şok olmuştum, benim bakmaya kıyamadığım kızımı iki genç arasına almış elliyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum, kızım onları durdurmak yerine anın zevkini çıkartıyordu, belli ki onunda hoşuna gidiyordu ve yanında oturan iki çocuğun tipi tam serseri bela tiplerin tekiydi onların elinden almak için şimdi girersem kızıma daha kötü bir travma yaratabilirdim ve kızım benden tamamen kopabilirdi. Telefonunu aramaya karar verdim ve aradığımda telefonu sessizdeydi sanırım çünkü hiç bakmamıştı bile. Ben napacağımı düşünürken her şeyi başlatan, senanın solundaki çocuk, senanın uzun boynuna doğru uzanıp kısa bir öpücük kondurdu. Sena kafasını yukarı kaldırdığı için uzun boynu tamamen açıktaydı. Sağındaki diğer çocukta boştaki elini, senanın bacağına attı ve o da yavaşça bacağını okşamaya başladı. O iki sokak tipi serseri resmen kızımı sikmek için hazırlıyordu ve bişey yapmam lazımdı. Daha sonra yerden elime büyükçe bir taş aldım ve evin arka tarafında, bana yakın olan cama birden fırlatarak camı kırdım. Sesi duyunca sena hemen kendine geldi ve toplandı. İkisinin arasından kalkıp noldu biri mi gördü falan dedi. Diğer ikisini onu sakinleştirmeye çalışıp devam etmek istiyordu ama içeridekiler de gelince durmak zorunda kaldılar. Çocuklar arasında biraz konuştuktan sonra ” Neyse geç oldu zaten dağılalım artık” Diyip dağıldırlar. Zaten kırdığım cam kiler gibi bir yerin camıydı onun için ev sahibi olan kız da fazla önemsememişti bende hemen kızımı kurtardığım için ondan önce eve dönmeye başladım.

Merhaba, ben semih. 40 yaşındayım ve 20 yıldır süren bir evliliğim var. Eşimde, bende çalışan bireyler olduğumuz için çocuk bakmak ve yetiştirmenin bizim için çok zor olduğunu biliyorduk ama içimizde de hep bi çocuk isteği vardı. O yüzden tek çocuk sahibiydik, güzeller güzeli kızım sena. Size kızımdan detaylıca bahsetmek istiyorum ki onun nasıl bir kız olduğunu kendi zihninizde canlandırın. Sena 19 yaşında, 1.72 boyunda ve bacaklarının uzunluğu adeta bir manken havasında, 58 kilo, zayıf ama, o kemik gibi görünen kızlar gibi değil vücudu dolgun. Çok tatlı bir yüzü var, çok masum görünüyordu ve senanın gözleri az derecede olacak kadar bozuktu, gözlük kullanıyordu ama gözlük onu daha da çekici yapıyor çok daha güzel oluyordu resmen siyah kemik gözlüğü vardı. Saçları hafif kahverengiydi ve omuzlarının biraz altına kadar uzanıyordu ve düz bir saçı vardı. Oldukça bakımlı, 37 numara, beyaz tenli ve tabanı pembe ayakları ve uzun, ince parmakları olan elleri vardı. Göğüsleri büyük değildi ama oldukça güzel şekli olan kalçaya sahipti. Bu senanın fiziksel özellikleriydi. Kişisel özellikleriyse hala çocuk ruhluydu ki zaten daha oldukça olgunlaşmamıştı 19 yaşındaydı ve reşit olmuş, yolun başındaydı. Oldukça temiz, iyi kalpli bir kızdır sena. Hatta bu sosyal medya camiasında ona çok benzeyen bir kız var, uzaktan görsem kızım sena derim o derece benziyorlar ama burada adını verip kendimi herhangi bir kötü duruma sokmak istemiyorum. Zaten biraz düşününce aklınıza gelir. Neyse artık konumuza gelelim. Sena benim tek kızım, kıymetlim. Ondan çocukken vazgeçemiyordum ve okula biraz geç yazdırdım 8 yaşındayken okula yazdırdım ve şuan 11. Sınıfa gidiyor. Kızım tek çocuk ve kız olduğu için onu biraz şımarık büyütmüştük ve hayatı biraz öğrenmesi için devlet okuluna gönderiyorduk ve ben kızımı ne kadar özel okulda büyütmek istesem de maddiyatımız da buna el vermiyordu zaten. Neyse ben asıl olayı anlatmaya başlayayım. İşten gelip evde oturduğum vakitte sena son derece enerjik bir şekilde odasından aşağiya indi ve koşar adımlarla şarkı söyleyerek eşimle yanımıza geldi. Benim oturduğum çek yatan oturdu ve iyice yanıma yanaşıp sağ kolunu omzuma koyup kafasını iyice yüzüme dayadı ve: -ya baba bugün sınıftan bi arkadaşımın doğum günü, birkaç arkadaşla birlikte kutlamaya gidebilir miyim? Dedi. Saate dönüp baktığımda henüz çok geç değildi (18.00) ama dediğim gibi kızım benim için çok değerliydi. Senaya dönüp:

• ne doğum günü kızım bu saatte Dedim. Sena bana daha da sarılıp “ya nolur baba” Falan diye naz yapıyordu ve bende ona daha fazla dayanamayıp ” İyi tamam git ama fazla gecikme” Dedim. Sena oldukça mutlu ve heyecanlı bir şekilde kalkıp odasına gitti. Aradan 1 saat geçtiğinde toplu ayakkabı sesleriyle merdivenlerden aşağıya inme sesi duydum. Arkamı dönüp baktığımda, sena beni oldukça şaşırtmıştı. Sena saçlarını oldukça canlı gösteren birşey yapmıştı ve çok uzun olmayan dalgalı saçları çok güzel görünüyordu sol tarafını ince bir şekilde örmüş sağ tarafa yatırmıştı. Yüzünde fazla abartı olmayacak şekilde güzel bi makyaj vardı ve dudaklarında ki o hafif pembe tonunda makyaj dudaklarını çok güzel gösteriyordu. Üzerindeyse askılı, mini bir crop tarzı bişey giymişti ve göğüs kısmı açıktı ve sadece ince bir iple bağlamıştı. Altınaysa oldukça mini bir kot giymişti ve kot pantolon kalçası hizasında bitiyordu. Giydiği kottan dolayı uzun ve ince, hafif dolgun bacakları oldukça ön planda duruyordu ve bacakları pürüzsüz ve ışıl ışıldı. Ellerine koyu kırmızı ve ayak parmaklarınaysa hafif pembeye yakın bir oje sürmüştü. Ayakkabılarıysa oldukça garipti çünkü sadece ayak parmaklarını tutan bir ip vardı ve bileklerine bağlamıştı ayakkabıyı, ayakları tamamiyle açıktaydı ve hatta ayaklarının kenarlarına bakınca pembe tabanları dahi görünüyordu. O benim biricik kızımdı ona asla başka bir gözle bakmazdım ama dışarıda diğer insanlar için sıradan biriydi ve bu şekilde dışarıda olması tehlikeydi gözlüklerinin arkasından güzel gözleriyle bana masum masum bakınca ona kıyamadım ve o izin verdim ama içim hiç rahat değildi.

Melisa lavaboyu ve gümüş renkli musluğu sertçe kavradı ve sevgilisinin en iyi arkadaşının büyük siki arkadan dar ve sıcacık amını doldururken tüm gücüyle tutundu. Bu uzun ve kalın alet vücuduna pompalanırken büyük göğüsleri mini elbisesinin yarı dekoltesinden belli oluyor, simsiyah dantelli sütyeninin üzerinden fırlamaya çalışıyor ve şiddetle titriyorlardı.

Aynadan Yağız’ı izledi, sevgilisinin en iyi arkadaşının onu sikmeye odaklanmış kaslı vücudunu ve yakışıklı yüzünü gören Melisa yüksek sesle inledi. Bir kere daha orgazmının yaklaştığını biliyordu.

Yağız’ın kasıkları sert bir şekilde genç kızın dolgun kalçalarına çarparken çıkan sesler ve ahlaksız, şehvet dolu inlemeler banyoyu doldurup Melisa’nın sevgilisinin yan odada uyuduğu yere kadar yankılanırken Melisa olayların nasıl buraya kadar geldiğini merak ediyordu. Hakan’a her zaman sadık olmuştu, onu tüm kalbiyle seviyordu ancak yine de burada Hakan’ın evinin banyosunda, o yan odada uyurken Yağız ile yaptığı bu muhteşem seksi durduramıyordu. Hatta bu, o geceki ilk seksleri bile değildi; aldığı zevke bakılacak olursa sonuncu da olmayacaktı.

Yağız ile Melisa aynaya bakarak bir kez daha göz göze geldiğinde, birbirlerine gülümsediler. Melisa aniden gelen çığlık hissine karşı tek eliyle ağzını kapatırken memeleri dantelli sütyeninin altında sarsıldı, zar zor diğer eliyle lavoboyu kavrarken dengesini sağladı. İki azgın genç hiç durmadan sikişmeye devam ettiler.

Böyle bir şeyin yaşanacağını hayal edemişti Melisa. O gecenin erken saatlerinde sevgilisini aldatmaya dair hiçbir niyeti yoktu, hele hele aynı evde ve ona bu kadar yakın olacağını hayal bile edemezdi. Ancak olaylar hiç beklediği gibi ilerlememişti ve şimdi burada hayatının seksini yapıyordu. Üstelik her saniyesinden inanılmaz zevk alıyordu!

Yağız memelerini sertçe sütyenin üzerinden kavrayıp daha da sert sikmeye başladığında Melisa kontrol edemediği bir çığlık attı ve lavobo kenarlarına daha sıkı tutundu. Yaklaşmakta olan orgazmı gitgide büyüdü ve o sonunda bir zevk patlamasıyla çığlık çığlığa boşalırken bile durmadı Yağız. Sonunda o da büyük sikini son bir sokuşla bu daracık amcığa bembeyaz, yapışkan döllerini doldururken her şeyin bir yanlış anlaşılmayla başladığını hatırlıyordu Melisa.

Sena:Ohhh beee biraz erken oldu ama neyse.Şey seninle bir kaç önemli birşey konuşacağız.

Ben:Anca müsait olabildim ama tamam konuşalım diye yazdım zaten.

Sena:Nereden başlayacağımu bilmiyorum o günki yaptıklarımız falan.

Ben:Hapını falan içtin dimi.

Sena:İçtim 😀 merak etme.

Ben:Eee daha ne.

Sena:Şeyyyyyy ama aramızda.

Ben:Kime söyleyeceğim zaten.

Sena:Sanırım ben senden hoşlanıyorum ama öncedende hoşlanıyordum zaten de şu bir kaç olaydan sonra biraz daha etkiledin beni.

Ben:Şaka falan yapıyorsun dimi.

Sena:Hayır cidden bak çok ciddiyim.

Ben:Sena yani ne diyeceğimi bilmiyorum.

Sena:Cidden içimde bir kaç şeyin farkına vardım biliyorsun normalde çok sessiz biriyim.

Ben:Biliyorum normalde böyle şeyler yapacak biri değilsin.

Sena:Ben gizliden gizliye seven biriyim ama o birkaç olaydan sona açıklama gereğinde bulundum.

Ben:Sena bende senden biraz hoşlanıyordum aslında ama sen çok sessiz ve dersler ile ilgili olduğun için birşey diyemiyordum.

Sena::DDDDDD.

Ben:Şimdi biz ne yapacağız.

Sena:Ne yapalım istersin.

Ben:Benim sevgilim hayatımın anlamı ol.

Sena:Yaaaaaa şuan çok değişik hissediyorum çok mutluyum.İlk defa bir erkek ile böyleyim.

Ben:Bende çok mutluyum şuan böyle birşey yaşandığı için.

Sena:Aşkım benim şimdi yatmam lazım sabah görüşürüz.

Ben:Bu kadar çabuk mu :DDDD.

Sena:Neden olmasın ki yaşadıklarımızdan sonraa.

Ben:Haklısın ne diyeyim ki :D.

Sena:Neyse canım iyi geceler tatlı rüyalarrrrr.

Ben:Sanada canım iyi geceler tatlu rüyalarrr.

Evet artık sena ile sevgiliydim artık ciddi birşey yaşayacaktım istediğim kızdı ve herşey yolunda gidiyordu.

Çok mutluydum sakin,güzel,erkek çevresi olmayan birisini bulmuştum.

Ve artık uykum gelmişti ve uykuya dalmıştım ışığı kapatıp.

Yarın sabah olmuştu ışıklar camdan içeriye vuruyordu.

Ve içeriden takur tukur sesler geliyordu.

Ben kalktım gözlerimi avuşturarak gittim.

Ve kapı çalıyordu.

Annem ile ben kapının yanına gitmiştik.

Annem kapıyı açtı ben karşıda uyku sersemi bekliyordum.

Kapının önüne baktığımda karşımda ablam vardı o güzelliği ile.

Ablamı anlatmak gerekirse ablam 1.78 boylarında hafif beyazımsı esmerimsi karışık birşey saçları dalgalı doğal dudakları göğüsleri ve çok güzel bir poposu var ayakları ise 37 numara çok güzel sexy birisi ağız sulandırıcı.

Ablam:Sürprizzzzzzzz.

Annem:Yaaaaa bize sürpriz yapmış güzel kızım dedi ve direk sarıldı.

Ablamın kombini çok güzeldi o esmer vücudunda efsaneydi.

(Selen ablam)

(Selen Kombin https://hizliresim.com/c6sgzs1)

Selen bana baktı.

Selen:Kardeşimm daha uyuyor musun dedi.

Ben:Gözlerimi avuşturarak ablacım hoşgeldin dedim.

Ablam direk üstüme doğru gelip sarıldı o memeleri bana yaslanınca çok değşik hissettim.

Ama ablamdı yani ne olabilirdi ki.

Ablam hemen eşyalarını kenara koydu ve ayakkabılarını çıkarmaya başladı.

Eğildiğinde göğüsleri kıyafetinden fışkıracak gibiydi çok güzellerdi ama ablam hakkında böyle düşünmemeliydim diyordum ama bir yandanda annem ile yaşadıklarım aklıma geliyor.

Ablam oturup bağcıklarını çözerken annem sürekli sorular soruyordu.

Annem:Yolculuğun nasıl geçti canım.

Ablam:Güzeldi annem rahat geldim.

Annem:Ee bizsiz hayat nasılmış güzelim dedi.

Ablam:Biraz zor ve sıkıcı olsada iyi dedi.

O sırada ablam ayakkabısının bir tekini çıkarmıştı.

Ayaklarında çorap yoktu güzel ve ojeliydi o sırada efsane gözüküyordu gözüme cidden gördüğüm en güzel ayaktı sanırım.Ablam bakımlı bir kızdı elleri ve ayakları aşırı güzeldi.

[Ayak fotoğrafı https://hizliresim.com/j276l5t)

Ayakkabısını kenara koydu ben ablamın ayağına dalıp ayaklarını süzüyordum.

Ayağına bakarken bir yandan sikim havalanıyordu beni azdırıyordu.

Ve ben bunu son anda fark ettim.

Girişte anlattığım olayların üzerinden yaklaşık 1 hafta geçti, ilk günüm için salona doğru yola çıktım, açıkçası spor için değil o kızı görmek için gidiyordum. Bir yandan da içimden ”Görsen ne olacak, sanki rahat olabileceksin de konuşabileceksin” diye geçiriyordum ki haklıydım da, çünkü kızlarla tanışma konusunda pek iyi sayılmazdım. Bu düşüncelerle salona vardım, başlangıç programındaki hareketleri uyguluyor, set aralarında da baykuş gibi kafamı bi o tarafa bi bu tarafa çevirerek kızı arıyordum. İlk yarım saat onu görememenin üzüntüsüyle hareketlerime devam ederken kapının açıldığını duydum, büyük bir umutla başımı çevirdiğimde gerçekten onun olduğunu gördüm. O an ki duygularımı gerçekten size anlatamam, ayrıca şuan düşünüyorumda ismini bile bilmediğim bir kızın neyine o kadar heyecanlanıyormuşum 🙂 Tabii sonradan fark ettim ki iyi ki heveslenip heyecanlanmışım (bu cümle için fazla detaya girmeyeyim spoiler olmasın :D) O salondan içeri girip sadece telefonuyla ilgilenirken bende sadece onunla ilgileniyordum. Benim varlığımdan bile haberdar değildi fakat ben ona baktıkça utanıp sürekli gözlerimi kaçırıyordum, öylesine etrafa bakarken bakışları denk gelse sanırım oracıkta bayılırdım. Ben bunları düşünürken o çoktan hareketlerine başlamıştı. Kafamdan hızlı bir başlangıç yaptı diye düşünürken bir yandanda bahtıma sövüyordum çünkü yanlış düşünmüyorsam spor yaparken benimle ilgilenemezdi. Burada aklıma bana göre çok mantıklı, size göre ise muhtemelen çok saçma bir fikir geldi. Yanına gidip selam verecektim fakat büyük ihtimalle 10 saniye sürecek bir konuşma olacaktı. Cesaretimi toplayıp havlumu omzuma attım ve yanına doğru yürüdüm. Kendisi o an kulaklığını takmış bacak çalışıyordu (sporla ilgilenenler bilir ki yeni başlamış birisi için zor bir bölgedir, ama o kız için o ağırlıkları kafamla bile kaldırabilirdim) Kalbim yerinden çıkacak gibi hissederken sonunda ilk hamlemi yapabilmiştim.

(M: ben K: Kız)

M: Selam, kaç setin kaldı?

K: *Anlamadım anlamında kafasını salladı, kulaklıktan dolayı duymamıştı*

M: *Kulaklığın tekini çıkarıp gülümsedim* Yerel seçimler ne olur?

K: *Gülümseyerek* Anlamadım?

M: Kaç setin kaldı diyorum, benimde hareketim var da ne kadar beklemem gerektiğini merak ettim

K: Haa, yeni başladım daha var, eğer asla soğuyamam diyorsan makine aramızda dönebilir bana fark etmez.

M: İlk defa gördüğün birinin teriyle ıslanmayı kabul ediyorsan bende kabulüm

K: *kıkırdayarak* E alıştık artık, diyorsan ki 1 haftadır falan banyo yapmadım o zaman güle güle

M: Aşk olsun, dışardan öyle mi gözüküyorum

K: *tekrar gülümsedi* Estağfurullah

Son tekrarını yapıp makineden kalktı, benim hareketlerim doğal olarak daha kısa sürüyordu ve kısa sürede hareketlerimizi bitirdik. Ben pek ayakta durabilecek seviyede değildim, o yüzden gidip banklardan birine oturdum ve sırtımı duvara yaslayarak dinlenmeye başladım, o da gelip yanıma oturdu ve yavaşça omzuma vurdu.

K: Baya azimlisin ilk gününe göre

M: Bir şey diyemeyeceğim, bunun yorumunu yapacak olan sensin bence baya profesyonel duruyorsun *diyerek gülümsedim*

K: Bir süredir geliyorum işte, çok uzun zamandır uğraştığım söylenemez

M: Kendini belli ediyorsun ama *bu cümlemin başka yerlere çekilebileceğini söyledikten yaklaşık 3 saniye sonra fark ettim, düzeltmek de istemedim sonuçta bir iltifattı*

K: *Şaşırmış bir şekilde gülümsemesini bozmadan bana bakıyordu* Ehhmm, teşekkürler

M: *Fazla geç kaldığımı düşünerek elimi uzattım* Melih ben

K: *Uzattığım elimi hafifçe sıkarak* Zehra, memnun oldum

M: Bende, kahve teklifi yapmak isterdim fakat eve bayılmadan dönebilecek miyim şüpheli

Z: Hiç sorun değil, salona başladın sonuçta tekrar karşılaşırız elbet

M: Öyle tabii, senin içinde sorun yoksa instagram vesaire alabilir miyim? Belki daha kısa sürede bir teklifte bulunurum, iletişim kurmak için spor gününü bekleyemem açıkçası *diyerek fazla ciddi olmadığımı belli etmek amacıyla gülümsedim*

Kendisi hiç düşünmeden kabul etti ve instagram üzerinden takipleştik. Salondan çıkıp evime gittiğimde direkt olarak duşa girdim, sıcak suyun altındayken sürekli gülümsüyor ve bugün yaşananları düşünüyordum. Elimde olsa kendime ödül verecektim o kadar gurur duyuyordum kendimle, hayatımda hep çuvalladığım şeyi ilk defa başarmıştım ve bunu muhteşem bir kadınla çözmüştüm. Duştan çıkıp işlerimi hallettiğimde hemen telefonuma sarıldım ve instagram hesabını incelemeye başladım, profil resminde kendisi yoktu ve gönderide yoktu, takipçi sayısıda beklediğimden düşüktü açıkçası bu kız beni şaşırtmayı her defasında başarıyordu. Ya herkese güvenmiyordu ben istisnaydım, ya da diğer erkeklerin dikkatini benim gibi çekmiyordu. Her iki durumda benim için çok iyiydi, öne çıkarılan bir kaç hikayesini inceledikten sonra maddi durumununda benimkinden pek farklı olmadığını görüyordum, her detayda şansım gittikçe artıyor ve yüzümde güller açıyordu. Kendisinin olduğu sadece bir hikaye vardı, o da başkasının attığı bir doğum günü kutlama storysiydi. Anladığım kadarıyla kendini fazla göstermek istemiyordu. Telefonu kapatıp göğsüme koydum ve tavana bakarak her zaman yaptığım aptallığımı yaptım, onunla ilgili bir sürü hayal kurdum. Belki de burda kaybediyordum çünkü böyle yaptığımda hemen aşık olup ilgimi fazlasıyla gösteriyordum, fakat bu sefer kendimi ağırdan satmakta kararlıydım. Ona hayatı boyunca gördüğü ilgiyi bir kaç haftada verip kendimden hemen soğutmayacaktım, yemeğe ne kadar hızlı ve çok üflerseniz o kadar çabuk soğurdu. Ben bu kadını kaybetmemekte çok kararlıydım.