Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Otel Ödülü-5

Uzun zaman sonra geri döndüm, hikayeye yeni bir soluk katmak istedim, ama devamı için sizin görüşleriniz çok önemli, lütfen ne düşündüğünüzü belirtin, iyi okumalar.

6. günümün sabahında sonunda kendime gelmiştim. Uzun süredir odamdaydım, Damla ve Gözdeyi 1-2 kere. Arinayı ise sürekli kontrole geldiğinden 7-8 kere görmüştüm. Onun dışında insan görmemiştim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra bildirimlere bakmak için telefona baktım. Arinadan mesaj vardı. Hemen açtım. ” Annem hastalandı. Rusya’ya dönmem gerekti. Sen bu mesajı göründüğünde muhtemelen orada olacağım, seninle tanışmak güzeldi. Minik dostunla da:). Kendine dikkat et, birdaha hastalanmamı istemem, hastalanırsan bana yazarsın:), irtibatı koparmayalım, öpüyorum.

Beklemiyordum böyle bişey. Baya üzülmüştüm, ben iyileşene kadar sürekli benimle ilgilenmişti Arina. Ama yapacak bişey yok tabiki. Annesine geçmiş olsun dileyip bende bir cevap yazdım ve telefonu kapadım. Çok geçmeden telefonum çalmaya başladı, arayan Gözdeydi.

G: Günaydınlar Arda Bey.

B: Günaydın Gözde Hanım.

G: Nasılsınız Arda Bey kendinize geldiğinizi umuyorum?

B: Geldim, geldim Gözde Hanım. Siz nasılsınız?

G: İyiyim bende, sonunda sahalara dönüyorsun demek he.

B: Aynen öyle, var mı bugün işin.

G: Ya valla maalesef var, çocuklar için gemi turu var 11de başlıyor 17de bitiyor, orada olacağım.

B: Yapma ya, akşam bişey var mı peki?

G: Akşam boşum şuanlık. Amfide Brezilyalılar gösteri yapıcak, benim katılma zorunluluğum yok.

B: İyi bakalım akşam görüşürüz o zaman.

Gözdenin olmaması baya kötüydü. Çünkü bayadır seks yapmıyordum azgınlığım üzerimdeydi, Bir tek Damla vardı, ona da dargındım Gözde ve Arina kadar merak etmemişti beni. Aslında bu ondan beklenilecek bir davranış. Önceden de dediğim gibi kaşarın tekiydi kız.

Saat daha geç olmadan kahvaltıya gittim. Tek başıma kalmıştım, aslında bu farklı insanlarla tanışabilmem için bir fırsattı ama hiç içimden gelmiyordu. Bişeyler yedikten sonra plaj’a gitmeye karar verdim. Plaj’a doğru yürürken Damlayı gördüm, tahmin ettiğim gibi yanında bir adam vardı, uzun boylu sıska bir Rus genci. Birbirlerine bişeyler anlatıp gülüyorlardı. Çok aldırış etmeyip yoluma devam ettim, yinede sinirlenmiştim, aslında bunlar olacağını bildiğim şeylerdi ama yanında başka bir erkek görünce canım sıkılmıştı.

Plaj kalabalık sayılırdı, çoğunluk kadındı, bazıları güneşleniyor, bazıları içki içiyor, bazıları yüzüyordu. Boştaki şezlonglardan birine eşyalarımı koyup uzandım. Güneşlenen kadınları kesmeye başladım. Sikim kalkık şekilde etrafa bakınırken bi ses duydum. Arda? Kafamı çevirdiğimde birde ne göreyim. Matematik öğretmenim Yeşim hoca.

B: Aaaa hocam?

Y: Tesadüfe bak ya, merhaba Ardacım.

B: Merhaba hocam nasılsınız?

Y: İyiyim Ardacım teşekkür ederim ne zamandır buradasın?

B: 6 gün oldu, siz ne zamandır buradasınız? Hiç görmedim sizi.

Y: 2. günüm benimde 1 haftalığına geldim.

B: İyi denk gelmiş hocam, yani hiç düşünmezdim sizinle karşılaşacağımı.

Y: Evet banada sürpriz oldu, tek misin?

B: Hocam aslında Emreyle gelecektim ama o gelemedi o yüzden tek geldim ama Damlayla da pişti olduk, beraber takılıyorduk.

Y: Bizim Damla mı?

B: Evet.

Y: Sen onla konuşuyor muydun ya?

B: Yok hocam konuşmuyordum da önceden, o da tek gelmiş, ikimizde tek kalınca biraz takıldık. Siz tek misiniz?

Y: Evet tekim bende öyle kafa dinlemeye geldim, e Damla nerede peki şimdi beraber takılıyorduk dedin.

B: Ya hocam yanlış anlamayın da Damlayı az çok biliyorsunuzdur, bir gün biriyle bir gün biriyle, anladınız siz.

Y:(gülerek) Anladım anladım.

Yanımdaki şezlongu gösterip.

Y: Şuraya geçebilir miyim canım.

B: Tabi hocam ne demek nasıl isterseniz.

Y: Bana Yeşim de hocam demene gerek yok, hem artık öğretmenin değilim, hemde daha gencim ya, yaşlı hissediyorum öyle denince.

B: Tamam hocam, pardon Yeşim nasıl istersen.

Konuşurken sikimin kalkık olduğunu unutmuştum. Mayo giydiğim içinde bildiğimiz kule gibi dikilmişti. Yeşim Şezlonga uzanırken farkettim, kapatmaya çalıştım, Yeşimin farketmemiş olması imkansızdı.

B: Ya çok özür dilerim, sizden kaynaklı bir durum değil lütfen yanlış anlamayın.

Y: Yok yok yanlış anlamam gençsin, plajdasın sonuçta sıkıntı yok.

B: Teşekkür ederim anlayışlılığın için.

Yeşim 27 yaşındaydı, dediğim gibi matematik öğretmenimdi, beyaz tenli, 1.62 boyunda, fit vücudu olan minyon bir kadındı. Platin sarısı saçlarını omuzlarının biraz üstünde kalıyordu. Gözleri mavi, burnu da küçüçüktü. Göğüsleri ve kalçaları oldukça büyüklerdi. Derslerde göz teması kurmakta zorlanırdım, çünkü giydiği kıyafetler göğüslerini çok göze sokuyordu, hatta bazen giydiği pantalonlar hafif transparan oluyordu, külodu gözüküyordu. Elleri ve ayakları oldukça küçüklerdi. Hatta ayakları 35 numaraydı. Bir gün dersteyken sınıftan bir kız ayakkabısının çok güzel olduğunu söylemiş nereden aldığını sormuştu, o da bir markanın çocuk bölümünden aldığını söylemişti, kız sonrasında ayak numarasını sormuş, o da 35 demişti. Benim gibi ayak sevdalısı biri için pahabiçilemez bişey tabiki bu. Yeşim hocayı hayal edip mastürbasyon yaptığım çok oldu, sırf göğüslerini yakından görebilmek için sırama çağırıyor soru soruyordum. Hatta bi ara aşık bile olduğumu hissetmiştim ama tabiki bu azgınlığımı dizginleyemediğimdendi.

Bugün çok şanssız geçiyordu ama demekki sebebi buymuş, bugün de yeşil bir bikini giymişti, göğüsleri ve götü sanki fırlayacak gibi duruyordu. Elleri ve ayaklarına da açık pembe oje sürmüştü. Tabanları da aynı ojeleri gibi açık pembeydi.

Okul hayatı ve kişisel hayatımız hakkında sohbet ediyorduk, ama gerçekten göz teması kurmak çok zordu. Memeleri resmen gözümün içine bakıyordu. Sikim de inmiyordu. Yeşim de bunun farkındaydı arada sırada gülümsüyordu.

Konuşa konuşa samimiyet seviyesi de artmıştı, bende üzerimdeki azgınlıkla soruverdim.

B: Bişey sorabilir miyim Yeşim?

Y: Sor bakalım.

B: Ya okulda biraz şey giyiniyordun ya.

Y: Nasıl?

B: Ya şey işte,

Y: Seksi mi açık mı?

B: Heh biraz açık, e tabiki de seksi, bizim bakmamız için mi yapıyordunuz.

Y:(gülerek): Böyle bir soru beklemiyordum, ya ben zaten normalde de farklı giyinmiyorum açık giyinmek hoşuma gidiyor ama tabiki sizin bakmanız hoşuma gitmiyor değildi, hele sen var ya sen. Sanki anlamıyormuşum gibi beni yanına çağırıyordun.

Yanaklarım kızarmıştı.

Y: Konuşuyordunuz dimi benim hakkımda.

B: Yani evet, konuşuyorduk.

Y: Hayal ediyordun değil mi?

B: Hocam utandırıyorsunuz ama ya.

Y:(gülerek) Ya neden utanıyorsun az önce sorduğun soruya bak şimdi utanıyorsun.

B: Tamam, tamam. Evet hayal ediyordum. Ama ne yapabilirim ki ergeniz daha sizin gibi biri öğretmenimiz olunca, ekmeğimize yağ sürmüş olunuyor, birde benim her zaman öğretmenlerime ayrı bir ilgim olmuştu. Bunlar birleşince de. Devamını anlatmama gerek yok.

Y:(gözlerini göğüslerine çevirip) Böyle görmek nasıl bir deneyim?

B: Tek kelimeyle mükemmel.

Y: Bende sana bir sorucam o zaman.

B: Buyrun.

Y: Ayak fetişin var mı?

B: Nereden çıktı ya.

Y: Derste vücuduma olduğu kadar ayaklarıma da bakıyordun da ondan.

B: Bu kadar belli oluyor muydu ya, belli olmuyor sanıyordum.

Y: Ohoo daha nelerin nelerin farkındayım ben.

B: Yani ayak fetişim var diyebilirim hocam. Ama öyle takıntılı değilim, bacaklar da çok hoşuma gidiyor mesela, genel olarak bir kadının her yerine fetişim var.

İkimizde kahkaha attık.

Y: Güzel bir ayak için kriterlerin neler?

B: Özel bir soru oldu bu.

Y: Ay paşama bak, özel bir soru olmuşmuş. Sanki zorla konuşturuyorum.

B: Yok o anlamda demedim ya. Neyse, öncelikle kesinlikle çok bakımlı olmalı, ten rengi beyaz olmalı, ve küçük olmalılar. Oje de olmalı tabiki.

Ayaklarını bana doğru uzattı.

Y:(gülerek)Krriterlere uyuyor sanırım he?

B: Kesinlikle uyuyor.

B: Bir şey daha sorabilir miyim?

Y: Sor bakalım.

B: Ya hocam bazen giydiğiniz pantalonlar biraz transparan oluyordu kalçalarınız ve külodunuz belli oluyordu. Bunun farkındaydı mıydınız.

Y: Aaaaaaaaa bak işte bunun farkında değildim, farkında olmadan iyilik yapmışım size desene.

İkimizde güldük.

Sikim hala kalkıktı.

Y: Seninkinin de inmeye hiç niyeti yok.

B: Ya böyle konular hakkında konuşunca doğal olarak böyle oluyor.

Y: Aramızdaki samimiyete inanarak soruyorum, bakir misin?

B: Eyvah eyvah.

İkimizde yine kahkaha attık.

B: Değilim.

Y: Burada bozdun değil mi?

B: Evet.

Y: Yoksa, yoksa Damlayla mı?

B: Yok Damlayla değil, ya bu arada hocam desem olmaz mı ya, böyle hem zor oluyor hemde size hocam demek hoşuma gidiyor.

Y: Peki tamam nasıl istersen.

B: Gözde diye bir kız var, animatör, onunla bozdum.

Y: Güzel miydi bari?

B: Güzeldi, baya güzeldi. Ha bu arada Damlayla da ilişkiye girdim ama Gözdeden sonra.

Y: Vayyyyy amma hızlı çıktın he.

B: Biraz öyleyim hocam evet.

Y: Başka hocalara da benim gibi ilgi duyuyor muydun.

B: Size olduğu kadar yoktu ama yine vardı bir kaç tane.

Y: Anladım, karnımda çok açıktı ya bişeyler mi yesek?

B: Olur, snackbar’a gidelim mi?

Y: E hadi gidelim.

Hayallerimden birini daha gerçekleştirebilirdim, çok azgındım, içimden direk odaya atıp sikişmek geliyordu ama Gözdeye söz vermiştim akşam için. O yüzden kendimi tutmaya çalışıyordum. Biz birşeyler atıştırken Gözde aradı.

B: Efendim Gözde.

G: Naber?

Sesi baya mutsuz gibiydi.

B: İyiyim de hayırdır niye böyle moralsizsin.

G: Ya orospu çocuğu müdür bu akşamki gösteriye de beni atamış, gece 12ye kadar orada olmak zorundayım, kusura bakma bugün görüşemeyeceğiz. Yarın kesin sendeyim tamam mı?

B: Tamam sıkıntı yok, yarın takılırız.

Gözde işi yatmıştı, artık istediğimi yapabilirdim.

Y: Noldu?

B: Ya akşam Gözdeyle planımız vardı da, gösteride olması gerekiyormuş, iptal oldu o yüzden.

Y: Aaa kötü olmuş.

B: Neyse canım sıkıntı yok.

Yemek yedikten sonra ellerimize kokteylerimizi alıp biraz yürüyüş yaptık, konularımız yine bel altından ilerliyordu, ama seviye gittikçe artıyordu. Biz konuşurken telefonum çalmaya başladı, arayan Damlaydı. Yeşimle göz göze geldik.

B: Açsam mı?

Y:Aç ya nolucak

B: Peki açayım.

B: Efendim?

D: Naber canımmm?

B: İyiyim sen nasılsın?

D: İyiyim bende, kendine geldin dimii?

B: Evet evet geldim.

D: Hiç aramadın.

B: Sen sanki aradın da.

D: Trip mi atıyorsun sen?

B: Aynen aynen trip atıyorum.

D: Ya amannn neyse ne, akşam işin var mı?

B: Neden sordun?

D: Özledim seni, sen beni özlemedin mi? Hasret gideririz.

Hoparlör açık olduğu için Yeşim de duyuyordu konuşmaları. Önce Yeşimin gözlerine, sonra da devasa memelerine baktım. İkimizde gülümsedik.

B: Doluyum bu akşam, başka zaman hasret gideririz.

D: Amannn Gözdeyle mi sikişeceksin yine?

B: Hayır canım, Gözdeyle sikişmeyeceğim.

D: He farklı denizlere yelken açtım diyorsun.

B: Bir nevi öyle.

D: İyi bakalım yarın bendesin ama.

B: Bakarız, kesin bişey demiyorum.

D: Kalbimi kırıyorsun ama.

B: Bulursun sen birilerini.

D: Öffff neyse kapatıyorum ben görüşürüz.

B: Görüşürüz.

Y: Dediğin kadar varmış.

B: Var var daha fazlası da var, sabah Rus bı çocukla beraberdiler, demekki doyuramadı onu, beni istiyor.

Y: Yatakta iyiyim diyorsun yani.

B: Yani iyiyim diyebilirim.

Y: Heyecanlandırıyorsun beni.

B:(gülerek) Öyle mi?

Y: Öyle.

Y: Damla iyi sikişiyor mu?

B: Bu konuda hakkını vermem gerekiyor, gerçekten baya iyi. Zekvten çıldırtmıştı beni. Birde biliyorsun, oldukça güzel ve seksi bir kız, o yüzden ona okulda da çok azıyordum, onunla sikişmeyi hayal ediyordum. Gerçekten sikişince de ekstra zevk almıştım. Bu arada neredeyse tüm mastürbasyonlarım ikinizeydi. Bir gün ona çekiyordum bir gün sana. O zaman en büyük Fantezim, ikinizle grup seks yapmaktı. Sen öğretmen kıyafetleriyle o ise okul kıyafetleriyle.

İkimizde kahkaha attık.

B: Hatta sana bir sırrımı vereyim mi?

Y: Ver bakalım.

B: Hani bu sınavdan sonra evinde bir parti vermişti ya.

Y: Eee?

B: Ben o gün gizlice odasına girip. 1 çift beyaz çorap, 1 çift külotlu çorap ve birde dantelli bir iç çamaşırını araklamıştım.

Y: Oha cidden mi?

B: Evet cidden, hatta bavulumda şuan.

Y: Sen manyaksın ya.

B: Öyleyim valla.

Y: Farketmedi mi peki.

B: Yok ya farketmemiştir, bok gibi paraları var zaten, kim bilir daha kaçar tane vardır onlardan.

Y:(gülerek) Benimde bişeyimi almadın dimi?

B:(gülerek) Yok yok almadım, ama şey yaptım. Sınıfta gizli gizli fotoğraflarını çekmiştim.

Y: Umarım kendin için saklamışsındır.

B: Maalesef.

Y: Ya siz ne sapık çocuklarsınız ya. Yayıyor muydun bir de bu fotoğrafları.

B: Ya hocam şöyle, sonuçta sizi hayal eden tek erkek ben değilim, sınıftakilerle anlaşıyorduk, onlar sizi soru sormak için yanına çağırıyorlardı, bende o sırada arkadan fotoğrafınızı çekiyordum, e anlaşma gereği onlara da atıyordum ama sizde öyle bir domalıyordunuz ki. Fotoğrafını çekmemek mümkün değildi, götünüzü öyle bir dışarı çıkıyordunuz ki, neredeyse sınıfta asılacak duruma geliyorduk.

Y: Ya zaten bakmanız için öyle domalıyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Kesin tenefüste tuvalette asılıyorsunuzdur zaten siz.

B:(gülerek) E haliyle.

Y: Daha kim bilir neler neler yapıyordunuz.

B: Hocam o zaman size bir sır daha veriyorum,

Y: Hadi bakalım ne geliyor.

B: Tuğçe hoca var ya.

Y: İngilizceci dimi?

B: Evet, o da okulda sevilen hocalardan.

Y: Tabi götü, memesi güzel olan sevilen hoca oluyor.

B: E yani, neyse işte Tuğçe hoca biliyorsunuz evli ama bi ara Oktay hocayla çok yakındılar, her tenefüs beraber konuşuyorlar birbilerini hafif hafif kur yapıyorlardı. İşte yemekten sonra arka arkaya okuldan çıkıyorlar, arka arkaya geri geliyorlardı. Bende tabi ne olduğunu merak ediyordum. Muhtemelen tenha bir yere gidip yiyişip, sevişiyorlardı. Bende bir gün gizli gizli takip ettim onları. Tabi telefon kaydediyordum. Neyse işte takip ettim bunlar okuldan çıktıktan sonra 50-60 metre ileride tenha yeşillik bir yer var orada durup yiyişmeye başladılar. Sonra Tuğçe hoca Oktay hocanın pantolonunu indirip sakso çekmeye başladı. Bende bunların hepsini kaydediyordum. Oktay hoca baya hızlı boşalmıştı valla işleri çabuk bitmişti, bende her şeyi kaydetmiştim, onlar tam üzerlerini giymiş gitmeye hazırlanırken ben karşılarına çıktım. Her şeyi kaydettiğimi söyledim ve tabiki şantaj yaptım. Öncelikle bütün sınav notlarım ve ders içi performanslarımın yüz girilceğini söyledim. Sonra da Tuğçe Hocadan külotlu çoraplarını ve çamaşırını istedim. O da paşa paşa vermek zorunda kaldı tabiki. Ama o zaman daha küçüktüm 11. Sınıfın ilk günleriydi, o zaman ki aklım olsa sikişirdim ama işte yapmadım, sonra da okuldan ayrıldı zaten.

Y: Oha hala duruyor mu video?

B: Evet evet hatta bekle gösteriyim.

Videoyu izlettim.

Y: Vay orospu Tuğçeye bak sen. Verdiklerini hala saklıyorsun değil mi?

B: E tabiki hatta onlarda bavulda.

Y:(gülerek) Ya sen harbiden sapıksın ya, daha var mı böyle şeyler?

B: Bunun kadar büyük bişey yok ama başka şeylerde vardır tabi, şimdi aklıma gelmiyor ama.

Y: Vay be ne abazasınız ya.

Gülerek karşılık verdim.

Bir süre sessizlik oldu.

Y: Bir şey sorucam.

B: Buyur.

Elini bı anda sikime attı.

Y: Hikâyelerine bir yenisini eklemek ister misin?

B: İstemez miyim.

Eliyle sikimi okşarken fısıldadı:

Y: Hayalini kurduğun hocanı sikmek istiyor musun?

B: Evet çok istiyorum.

Y: O zaman odama geçelim mi? Ortalıkta yapmak istemeyiz.

B: Olur geçelim.

Oda bulunduğumuz yere yakındı. Hemen geldik. Yeşim kapıyı açtıktan sonra, beni yakamdan tutup içeri çekti ve duvara yasladı.

Y: Kucağına alır mısın beni bebeğim?

Ben cevap vermeden hemen zıplayıp bacaklarını arkamda bağladı. Artık kucağımdaydı. Götünü avuçluyarak havada tutuyordum onu.

Y: Öğretmeninin yumuşak götünü avuçlamak hoşuna gidiyor mu?

B: Hemde nasıl.

Y: Hayal ettiğinden daha yumuşak, daha dolgun değil mi?

B: Evet öyle, daha yumuşak, daha dolgun.

Y: Dudaklarımın tadını da merak ediyor musun?

B: Evet, ediyorum.

Yavaş yavaş dudaklarını yakınlaştırdı.

Y: Hissetmek istiyor musun?

B: Evet istiyorum. Ve sonunda öpüşmeye başladık. Bütün kontrol ondaydı, almaya da niyetim yoktu. Yavaş öpüyordu dudaklarımı. Biraz daha öptükten sonra geri çekilip dudaklarımı yalamaya başladı. İlk defa karşılaşmıştım bununla, milim milim yaladı dudaklarımı.

Y: Yatağa geçelim mi?

B: Geçelim hocam.

Yeşim aşağıya indi, beni önce yatağa oturtup üstümü çıkardı sonra da sırt üstü yatırıp üzerime uzandı. Boynumdan başlayarak öpmeye başladı. Öncü küçük bir öpücük konduruyor sonra vakımlıyor en son ise dilliyordu. Boynumdan göbeğime kadar vücudumu santim santim yaladı.

Y: Öğretmeninin vücudunu yalaması hoşuna gidiyor değil mi? Karnıma kadar her yerimi yaladıktan sonra mayomu çıkardı. Sikim serbest kalmıştı.

Y: Ohohoho harika, kaç santim bu? En az 18-19u var bunun.

B: 19.5 hocam.

Y: Bu kadarını beklemiyordum. Şimdiye kadar gördüğüm en büyük penis bu.

Bacaklarımın iç kısımlarından öpmeye başladı yine, arada sırada hafif kasılıyordum o da gülüyordu. Kasıklarıma kadar geldi. Tırnaklarını da sikim ve göbeğim arasında kalan kısma batırıyordu.

Y: Öğretmeninin kontrolü altına girmek güzel bir his olmalı.

Gerçekten tüm kontrol ondaydı, parmağında oynatıyordu beni.

Kasıklarımı da bitirdikten sonra sıra sonunda sikime gelmişti.

Y: Sonunda sıra başrole geldi. Eğlenceli olucak.

Yeşim önce dilini sikimin başının etrafında döndürmeye başladı. Bunu yaparken gözlerinin içine bakıyor, söyledikleriyle beni baştan çıkarıyordu. Başını iyice ıslattıktan sonra eline tükürdü ve handjoba başladı. Küçücük bembeyaz ellerine sığmıyordu resmen sikim. Acaba nasıl başa çıkacak diye düşünüyordum ama kendinden o kadar emin davranıyordu ki sanki çocuk oyuncağıydı onun için. Kısa süreli bir handjob sonunda bildiğimiz klasik saksıya geçti. İlk başta ağzına sadece 3te 1ini alabilirken bı anda deepthroata geçti. Neredeyse köküne kadar alıyordu.

B: Nasıl tamamını alabiliyorsun ya?

Y: Küçük olabilirim ama bu işlerde kimse kolay kolay elime su dökemez.

B: Gerçekten öyle ne gırtlak varmış arkadaş.

Gülümseyerek karşılık verdi ve deepthroata devam etti. Her alışında daha fazla bekliyor, yüzü kıpkırmızı olunca bırakıyordu. En son sikimi ıslak ıslak öptükten sonra aşağıya kaydı.

Y: İnanılmaz bir sikin var, bunu daha sık kullanmalısın, ayrıca belli ki kolay kolay da boşalmıyorsun geciktirici içmedim değil mi?

B: Hayır içmedim.

Y: Vay be, çoğu erkeğin en büyük sorunu erken boşalma ama sende bu yok. Bu da büyük bir şans senin için.

B: Teşekkür ederim.

Y: Şöyle diyim, genelde seksi bırak, taşşaklara geçemeden boşalıyorlar, o yüzden doğru düzgün sakso bile çekmiyordum. Senden de böyle bişey bekliyordum hatta Damlayla ve Gözdeyle yaptıklarını anlattığında inanmamıştım ama beni oldukça şaşırttın.

Cümlesini bitirdikten sonra taşşaklarım ve Anüsümün arasında kalan bölgeye parmağıyla bastırmaya başladı ama ben ne olduğunu anlayamamış göt deliğime parmağını soktuğunu sanmıştım anlık olarak tepki verecektim ama bir anda İstemsizce yerimde zıpladım ve titremeye başladım. Ben neler olduğunun farkında varamadan Yeşim parmağını çekip orayı yalamaya başladı. Nutkum tutuldu, tam boşalma anında aldığım kısa süreli zevki 20 saniye boyunca yaşamış gibiydim. Yalamayı bıraktığında hala hafif hafif titremeye devam ediyordum. Yeşim hiç bişey olmamış gibi taşşaklarımı okşamaya başladı. Ben ise daha kendime yeni yeni gelmiştim.

B: Sen az önce naptın?

Y: Ne demek naptım.

B: Götümü parmaklayıp yalamandan bahsediyorum, hayatımda ilk defa böyle bir zevk aldım, normalde aldığım zevkten daha farklıydı ama bunu bana sormadan yapmamalıydın.

Yeşim gülmeye başladı.

Y:(gülerek) Götünü yalayıp parmakladım mı?

Gülmeye devam ediyordu.

B: Yapmadın mı?

Y: Salak çocuk ya, hiç mi araştırmadın?

B: Neyi araştırmadım ya?

Y: Tamam bekle. Sana bir soru soruyorum, kadınlar seks yaparken ney olunca daha çok zevk alır ve orgazm olur?

B: G noktası bulunduğu zaman.

Y: Peki G noktası sadece kadınlarda mı var?

B: Evet.

Y: İşte, sadece kadınlarda yok. Siz erkeklerde de var. Götünün ve taşşakların arasında kalan bölgede, yani senin götünü parmaklamadım veya yalamadım merak etme namusun gitmedi. O aradaki bölgeyi parmaklayıp yaladım. Daha önce hiç bir kız yapmadı mı bunu?

B: Hayır yapmadı ilk defa karşılaşıyorum.

Y: Gerçekten mi?

B: Gerçekten.

Y: Oha ya, bunu bir kadın nasıl bilmez inanamıyorum, hele söyle tecrübeli böyle tecrübeli dediğin Damla bunu nasıl bilmiyor ona hiç inanamıyorum.

B: Belki yapmak istememiştir.

Y: Emin ol bilse kesinlikle yapardı. Partnerini baştan çıkarmak için daha etkili bir hamle yok. Baksana 20 saniyede ne hale geldin. Ulan mezun ettim seni hala bişeyler öğretiyorum benim gibi hoca başka nerede bulunur be.

İkimizde kahkaha attık.

B: Evet hocam, sizin gibi bir hocanın başka bir yerde bulunmayacağına eminim.

Y: Şımartıyorsun beni.

B: Hocam bu dünyada şımartılmayı sizden daha çok hakeden birisi yoktur.

Y: Vay vay vay çokta romantiksin.

Gülerek karşılık verdim. Yeşim de elleriyle kıvama getirdiği taşşaklarımı vakumlamaya başladı, dudaklarını öyle bir yapıştırıyor öyle bir çekiyordu ki, sanki taşşaklarımı dışarı çıkarıcaktı. Bu hafiften bir ağrı veriyordu ama bu ağrı aldığım zevki ikiye katlıyordu. Dudaklarının izini çıkarana kadar taşşaklarımı sömürdükten sonra:

Y: Bebeğim ben biraz yoruldum ya, biraz dinlensem güzel olur, hemde yeni pedikür yaptırmıştım sende ona bakarsın olur mu?

Tabiki kur yapıyordu ama yapmacıkta olsa bu çok hoşuma gidiyordu. O müthiş ayaklarıyla istediğimi yapabilirdim artık.

B: Olur bebeğim nasıl istersen.

Bu sefer Yeşim yatağa uzandı, bende ayaklarının dibine oturdum.

Bembeyaz ayaklarında ne bir kırışıklık, ne bir nasır, ne bir pürüz hiç bişey yoktu, sanki cilalanmış gibiydi. Ayak bilekleri incecikti(ki bence ayağın güzelliğini oldukça etkileyen bir faktör).Önceden de dediğim gibi 35 numaraydı ayakları, parmakları o kadar düzgün sıralanmıştı ki, sanki ölçülerek özel olarak dizilmiş gibilerdi. Tırnakları da oldukça düzgündü. Gerçekten kusursuz bir ayaktı. Sürdüğü açık pembe oje de pastanın çileğiydi. Topukları okşamaya başladım.

Y: Hoşuna gitti mi?

B: Hayatımda gördüğüm en güzel ayaklar.

Y:(gülerek) Derslerde boşuna bakmıyormuşsun yani.

B: Az bile bakmışım, ya bu arada bişey dicem.

Y: De bakalım.

B: Ya sol ayak bileğinizde bir dövme yok muydu?

Y: Ya evet vardı ama kalıcı değildi, denemek istemiştim sadece, gözünden de hiç bişey kaçmıyor, beğenmiş miydin?

B: Tabiki beğenmiştim, ayak bileklerine küçük dövmeler çok yakışıyor bence, hele bu incecik bileklere mükemmel olur.

Y: İyi bakalım düşüniyim o zaman ben bunu.

Topuklarını okşadıktan sonra tabanlarına geçmek için ayağını yukarı kaldırdım. Tabanları da pesmebelerdi. Önce küçük öpücükler kondurdum sonra ise yalamaya geçtim. O kadar küçük ve narindi ki ayakları tek bir dil hamlesiyle tüm tabanı yalayabiliyordum.

Y: Öğretmenin küçük tabanları lezzetli değil mi?

B: Harikalar.

Tabanları baştan aşağı yaladıktan sonra kusursuz parmaklara gelmişti sıra, baş parmağından başlayarak serçe parmağına kadar tüm parmaklarını yalayıp emdim.

Y: Ulan ojelerimı çıkaracaksın bu nasıl emmek, senin kadar ayak bağımlısı hiç görmedim.

B: Şu ayakların bağımlısı olmayayımda ne olayım. Yeşim ayaklarını çekti.

Y: Ağzını kocaman açar mısın peki?

B: Açarım bebeğim.

Ağzımı açtığım gibi ayağını ağzıma tıkıştırdı Yeşim. Ayağının yarısı ağzımdaydı.

Y: Bunu da beğendin mi peki?

Konuşmaya çalıştım ama yeltendiğim gibi Yeşim ayağını dahada ileriye soktu. Nefes almakta zorlanıyordum artık.

Y: Bütün yıl boyunca baktığın, sikmek istediğin öğretmeninin ayakları lezzetli miymiş?

Konuşmayı bırak nefesi zar zor alıyordum. Neredeyse 30 saniye boyunca bana böyle sorular sordu. Her sorduğunda daha da ileriye götürdü ayağını. Son raddede ağzımdan nefes almam imkansız hale gelmişti. Burnumdan nefes alıp veriyordum. Yeşim yaklaşmamı söyledi, ona itaat etmek inanılmaz hoşuma gidiyordu, dediği gibi yanına yaklaştım.

Y: Sakın kendini kurtarmaya çalışma. Ben ne olduğunu anlayamadan eliyle burnumu sıkmaya başladı. Artık nefes alamıyordum. Dediği gibi kendimi kurtarmaya çalışmadım. Yeşim sürekli beni tahrik eden sorular sormaya devam etti, gözlerim hafifçe kararmaya başladığı anda önce elini burnumdan çekti sonrada ayaklarını ağzımdan çekti. Nefes nefes yere yatağın üzerine yığıldım. Neredeyse 30 saniye beni nefessiz bırakmıştı beni ama bu bana 30 saat gibi gelmişti.

Y: İyi misin?

B: İyiyim.

Y: Bu kadar nefessiz kaldın bir ödülü hakettin.

B: Ne tarzda bir ödül bu?

Yeşim bikinisinin askısını çözüp yüzüme fırlattı.

Y: Bu tarzda bir ödül.

Devasa memeleri serbest kalmıştı. Nefesimi düzene oturttuktan sonra doğruldum. Yeşim yatağa kendi dayanmış ve bacaklarını yanlara açmıştı. Hem gözleri ve memeleri bana bakıyordu. Daha fazla beklemedim. Ve memelerine yumuldum. Elimi atıp avuçladığımda hissettiğim yumuşaklık ve sıcaklık inanılmazdı. Cayır cayır yanıyorlardı. Memeleri gerçekten devasaydı, bu boyuyla bu füzeleri taşıyabilmesi garipti. Memeleri yine bı hayli büyük ve yumuşak memeleri olan Gözdenin memelerinden hem daha yumuşak hemde daha büyüktü. Avuçlama işlemi bittikten sonra memelerini emmeye başladım. Tüm gücümle emiyordum. Yeşim de o sırada elleriyle kafamı bastırıyordu. Memelerini emmeye bitirdikten sonra sikimi onların arasına koymak istiyordum.

B: Bu memeleri neye borçlusunuz hocam?

Y:(gülerek) Genetiğim sağlammış.

B: Peki sikebilir miyim onları?

Y: Tabiki öğretmenin devasa memelerini sikebilirsin.

Sikimi önce biraz memelerine vurdum. Tam arasına sokacakken Yeşim “dur” dedi.

Y: Kuru kuru meme sikilmez. Çekmece losyon olacaktı alsana onu.

Kalkıp losyonu aradım ama bulamadım.

B: Yok valla.

Y: Nasıl yok ya, neyse bizde kendimiz hallederiz o zaman.

Yeşim eline 2 kere tükürdü, ve memelerinin iç kısımlarına sürdü.

B: Çok pratiksin ya.

Y:(gülerek) Boşuna matematik öğretmeni olmadım.

Y: Bu arada tekrar söylüyorum ama sikin gerçekten muhteşem. Başı büyük, boyu uzun, damarları belli ve en önemlisi kalın. Seninkini gördükten sonra daha önce gerçek bir yarrakla karşılaşmadığımı farkettim. Hatta buraya gelmeden önce bir zenci bulmayı ve kendimi ona siktirtmeyi planlıyordum ama ondan daha iyisini buldum.

Gururum okşanmıştı.

B: Teşekkür ederim.

Bende biraz onu ve memelerini övdükten sonra harekete geçtim. Yeşim de hemen tükürüğü yeniledi.

Sikimi yavaş yavaş memelerinin arasına soktum. Tamamını soktuğumda sikimi göremiyordum, devasa memeleri sikimi yutmuştu resmen.

B: Oha, sikim gözükmüyor lan. Bunlar nasıl memeler ya.

Yeşim gülmekle yetindi.

Daha fazla beklemeyip git gel yapmaya başladım. Yağ gibi akıyordu sikim. Ben hızlandıkça Yeşim ve memeleri aşağıya yukarıya sallanıyorlardı. İnanılmaz bir zevkti bu. Hem memeler sikimi yuttuğu için daracık bir bir yerde git gel yapıyordum. Hem sıcacıklardı hemde Yeşim 30 saniye de bir tükürüğü yenileyerek kayganlığı koruyordu. 5-6 dakika boyunca memelerini siktim, çok efor sarfetmiştim o yüzden biraz yorulmuştum. Yeşim de bunun farkındaydı tabiki.

Hemen doğruldu. Bu sefer ben yatağa uzandım. Üzerindeki son giyecek olan yeşil külodunu yavaş yavaş çıkardı.

Y: Ağzını kocaman aç bebeğim.

Bende hemen açtım ağzımı.

Yeşim yanına yaklaştı. Külodunu ağzıma götürmeden önce burnuma yaklaştırdı. Tüm gücümle kokuyu içime çektim. Ciğerlerimi buram buram am kokusuyla doldurdum. Ben kokladıktan sonra külodunu ağzıma tıkıştırdı. Sırılsıklam olmuştu. Yine gururum okşanmıştı, öğretmenime amını şarıl şarıl ıslatacak kadar zevk vermiş olmam özgüvenimi tavan yapmıştı. Ayrıca daha o seks yapmamıştık bile. Yeşim sikimi tükürükle kapladıktan sonra sordu.

Y: Matematik öğretmeninin sönmeyen ateşini söndürebilecek misin. Onu doyurabilecek misin?

B: Hem ateşi söndüreceğim hemde doyuracağım.

Y: Duymak istediğim şeyler bunlar.

Yeşim sikimi amıyla hizaladı ve yavaş yavaş üzerine oturdu.(Cowgirl pozisyonundaydık). Başını içeriye almıştı sadece. Oldukça dar ve sıcaktı amı. Yeşim de anlık olarak hafifçe inlemişti. Ve evet lise hayatım boyunca sikmeyi hayal ettiğim öğretmenimin içine girmiştim, hemde olabilecek en tesadüfi şekilde.

Yeşim sikime erken alıştı. Temposunu arttırıp, sikimin üzerinde zıplayamaya başladı. Her zıplayışında inliyor, saçları ve memeleri sağa sola savruluyordu. Zevk suları yavaş yavaş akmaya başlamış sikim hafiften beyaza boyanmıştı. Artık pozisyon değiştirme vakti gelmişti, Yeşimde niyetimi anlamış olmalı ki sikimi içinden çıkarmıştı. Yeşimi yatağa sırtüstü yatırıp bacaklarını omuzlarıma koydum. Kontrol artık bendeydi. Amını da ilk defa bu kadar net görüyordum, tabiki beklediğim gibi oldukça temiz, tüysüz ve pembeydi. Yeşimin ” sikini amının derinliklerinde istiyorum, sik beni” demesiyle sikimi amına soktum. Hiç beklemeden hızlanmaya başladım. Yeşim benimle göz teması kuramıyor ama hala daha sert daha sert diye bağırıyordu. Bende onun dediği gibi her girişimde daha sert oluyordum. Boşalma vaktimin yaklaştığını hissetmiştim. Yeşime de yavaş yavaş kasılmalar geliyordu. Memelerine boşalmak istiyordum, o yüzden bacaklarını omuzlarımdan indirip yanlara açtım. Artık boşalmam çok yakındı. Ben hazırlanırken Yeşim inlemeye ve hayvan gibi titremeye başladı. Öyle bir titriyordu ki sikim amının içinde sağa sola savruluyordu. Yeşim kendine biraz gelmişti ama ben hala amını sikiyordum.

B: Boşalacağım canım.

Y: Memelerime boşal bebeğim, öğretmeninin memelerine boşal.

Cümlesini bitirdiği gibi sikimi içinden çıkarıp memelerine boşalmaya başladım, ama öyle tazyikli boşalmıştım ki yüzüne kadar gelmişti döllerim. Okulda beni kendimden geçiren, mastürbasyon malzemem olan kadını orgazm etmiştim ve devasa memelerine boşalmıştım. Yeşim beni oldukça yormuştu ama kendiside bi o kadar yorulmuştu. İkimiz yan yana yatıyorduk, Yeşimin titremeleri azalmıştı.

Y: Vay be, bu tatile gelirken bir öğrencim tarafından boşalana kadar sikileceğimi hiç düşünmüyordum.

B: Bende bütün sene dikizleyip, 31 çektiğim öğretmenimi sikip, memelerine boşalacağımı düşünmüyordum.

Y: Bu kadar iyi olacağını sanmıyordum. Genelde senin yaşındakiler elime aldığım gibi boşalıyor sen çatır çutur sikiştin.

B: Teşekkür ederim.

Y: Ya götünü çok kaldırdım ama bunu söylemem gerekiyor, şimdiye kadar yaptığım en güzel seksti. Rakiplerin düşündüğünden daha kötüler, işte yok seni böyle sikicem şöyle domaltıcam. İcraate gelince 3 dakika sürüyor. Birde boşaldın mı diye sormaları yok mu. Böyle olduğunu bilseydim işimi şansa bırakmazdım.

B: Teşekkür ederim, senin tarafından bu kadar övülmek gurur verici. Ayrıca bende götünü kaldırıcam ama benimde yaptığım en iyi seksti.

Y: Lan siktir git, paşama bak. Büyümüşte benim götümü kaldırıyormuş. Ulan iki övdük diye girdiği triplere bak, klasik erkek milleti işte, övmeye gelmiyorsunuz.

B: Öf tamam be hemen de sinirlen, sanki bişey dedik.

Y: Lan ben döllerini unuttum.

Döllerim memeleri üzerinde yüzüyordu, Yeşim yemeyi unutmuştu.

B: Bişey olmaz daha kurumamıştır.

Yeşim döllerime parmaklarını bandırıp ağzına götürdü.

Y: Kurumayı bırak, hala sıcacıklar.

B: Eeee benim döllerim bile mükemmeldir.

Y: Ay kıçımın kenarına bak sen.

Boşaldıktan sonra sikim inmişti ama şimdi yine kalkmıştı.

Y: Ulan bu nasıl yarrak amına koyayım, 2 dakika önce litre litre boşaldı şimdi yine dimdik. Bu bildiğin suç aleti.

B: E yanında sen olunca, dayanamıyo.

Bir kez daha boşaltmasını istiyordum ve ona bakıyordum.

Y: Eeee şimdi öyle ayağıma gelirsin, az önce yukarıdan yukarıdan konuşuyordun. Şimdi elini sikersin anca bugün başka posta yok sana.

B: Yaaaaaa oldu mu bu şimdi. Az önce seninle sikişmişim şimdi 31 mi çekeceğim.

Y: Nasıl istiyorsan öyle yap. Benden bişey bekleme.

B: Ya zaten 2. posta hızlı olur hemen hızlı hızlı handjob yapsan nolur ya.

Y: Cezalandırdım seni, hala öğretmeninim.

B: Aman be. 31 çekeceğime boşalmam daha iyi.

Y: Hadi duşa girelim de temizlenelim, saat kaç oldu yemeğe gidelim.

B:(gülerek) Sikim doyuramadı mı seni?

Y: Haddini aşıyorsun he.

B: Tamam tamam sustum.

Beraber duş alıp temizlendik, ısrarlarıma devam etsem de 2. kez boşaltmadı beni. İnatçı kadın işte.

Otel Ödülü-4

Yan yana yatıyorduk.

D: Seninle geçen sene takılmadığım için pişmanım.

B: Sadece Sikim büyük olduğu ve iyi sikiştiğim için mi?

D: Hayır ya, sadece o yüzden değil, iyi bir insansın, kibarsın.

B: Teşekür ederim.

D: Ama sikin harbiden baya iyi

İkimizde kahkaha attık.

D: Neyse, hızlıca duş alalım da yemeğe gidelim.

B: Olur.

Hızlıca duşumuzu aldık, benim altımda mayo olduğu için odama gittim. Üzerimi değiştirip çıktım. Garip bir mutluluk vardı içimde, gece yine Damlayı sikmek istiyordum ama çok yorulmuştum, Damla inanılmaz yormuştu beni, belki de bu gece dinlenip yarın zinde bir şekilde günümü geçirmem daha iyi olacaktı, kendi kendime konuşa konuşa restorana geldim. Damla doğal olarak benden önce gelmişti. Göğüs dekolteli beyaz bir bluz ve siyah bir etek giymişti. Havadan sudan konuşuyorduk, sanki yarım saat önce hayvanlar gibi sikişmemişiz gibi.

D: Etkinlik filan bişey var mı acaba bu gece.

B: Vardır da bizlik bişey mi var mı onu bilemem, yemekten sonra bakarız.

D: Tamam.

Yemeklerimizi yedikten sonra etkinliğin yazdığı tablonun yanına gittik, Tiyatro varmış bugün, açıkçası pek meraklı olduğumuz bişey değildi bu.

D: Yapma be, tiyatro nedir amına koyayım, oteldeyiz tiyatro koyuyorlar

B: Valla evet, kötü oldu bu. Napicaz.

D: Eeee, Plaja mi gitsek, deniz kenarında otururuz, biralarımızı da alırız ne dersin?

B: İyi bana uyar.

Bar’dan bira alıp iskeledeki bir şezlonga oturduk. Yine oldukça normal bir sohbet vardı. Derken Damla’nın telefonu çaldı.

D: Efendim

D: Aaaa unutmuşum ben onu.

D: Daha başlamadı değil mi?

D: Heh tamam arayacağım ben sizi.

B: Noldu?

D: Ya ben öğlen yanına gelirken yoga eğitmeniyle karşılaştım, fiziğimin çok güzel olduğunu, spor yapıp yapmadığı mı sordu, sonra yogaya davet etti, bu geceye özel yoga vardı. Oraya gitsem sorun olmaz dimi söz vermiştim kadına.

Biraz bozulmuştum, ama iyi yanı bu gece dinlecektim, basım ağrıyordu, iyice kötüleştigimi hissediyordum.

B: Olur, bende yorgundum zaten odama geçip dinlenirim.

D:(gülümseyerek) Yorduk mu seni biraz?

Gülümseyerek karşılık verdim.

B: Hemde nasıl yormak.

D: Yaptıkça alışırsın. Diyip sırıttı.

B: Alışıcaz alışıcaz.

D: Beraber kalkalım mi?

B: Olur kalkalım.

Beraber kalktık, o odasına giyinmeye gitti. Ben ise odama yatmaya gittim.

Basım çok ağrıyordu, üstüne sikimde acıyordu. Uyandığımda saat 3e geliyordu başımdaki ağrı ikiye katlanmış, sikim daha da çok acıyordu. Yanımda hiç ağrı kesici yoktu. Zar zor kendimi otelin kliniğine attım, bir tane kadın nöbetteydi, ve Rustu bu kadın, oldukça da güzeldi, klasik mavi-yeşil hemsire kıyafeti giymiş, saçlarını bağlamış, kırmızı ruj sürmüştü, kıyafetten vücut hatlarını anlayamadım ama fiziğinin iyi olduğu anlaşılıyordu, zaten Rus kızların fizigi genelde hep çok iyi, bu da öyleydi, memeleri ve kalcasıda hafif çıkıkt, Damla ve Gözdeninkilerden epey küçüktü ama fena değil gibiydi. tatlı bir kızdı.İngilizcem iyiydi, ortaokul ve liseyi özel okumuştum o yüzden iletişim sıkıntı olmayacaktı, odaya gecmemi söyledi, Başımın agridigini söyledim, ağrı kesici verdi. Sonra ise utanarak penisimin acıdığını söyledim. Biraz güldü, yüzüde kızarmıştı. Güldükten sonra bir süre sessizlik hakim oldu odaya, en sonunda eldiven takip,ayağa kalktı, kapıyı kitleyip, kapının perdesini indirdi. Sonra bakabilir miyim dedi. Bende yavaşça çıkardım. Tabi kalkmıştı sikim, ve biraz kızarmıştı. Hemşirenin de yüzü kızarmıştı. Adı Arinaymış bu arada yaka kartından okumuştum. Epey büyükmüş dedi gülerek, bende gülümsedim. Dokunabilir miyim diye sordu. Elbette dedim. Sağa sola yatırıp biraz bakındı. Ne zamandan beri acıdığını sordu, bende akşamdan beri dedim. Bugün akşamdan önce seks yapıp yapmadığımı sordu. Bende yaptığımı söyledim. Öyleyse döl sıkışmış olabilir dedi. Ne yapmam gerektiğini sordum, boşalman gerekiyor dedi. Külodumu tam yukarı çekerken dur dedi. Oldukça yormuşsun kendini daha fazla yorma, ben yardımcı olurum dedi. Göz göze geldik, gülümsüyordu, Tamam sen nasıl diyorsan dedim. Kayganlaştirici alıp biraz eline biraz sikime döktü, Mastürbasyon ve Seks yaparken de kayganlaştirici kullanmamı söyledi, ve ayrıca yavaş davranmam gerektiğini. Kaç yaşında olduğunu sordum 19 dedi, Staj için burada olduğunu söyledi, sonra ise sikimi okşamaya başladı. Yavaş yavaş yapıyordu, daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadığını söyledi, bende ilk defa böyle bişey yaşadığımı söyledim. Yavaş yavaş okşuyordu, biz sohbet etmeye devam ederken pek bı değişiklik yoktu, yaklaştın mı diye sordu. Hayır dedim bende, biraz daha hızlandı, normalde ne kadar sürede boşaldığımı sordu, bende baya sürdüğünü söyledim. O zaman biraz hızlanmam gerekiyor yapacak bişey yok dedi. Bende patron sensin dedim. Hızlandıkça konular da değişmeye başladı, sevgilim olup olmadığını sordu, yok diyince biraz rahatladı. 5-10 dakika sonra yakın misin diye sordu, yani pek değil dedim. Şaşırdı baya, amma da dayanıklıymışsın dedi. Biraz öyleyim sanırım dedim. Biraz daha Kayganlaştirici döktü sikime, sonrada üstünü ve sütyenini çıkardı, biraz yardımı dokunur belki dedi gülerek, memeleri vücuduna uyuyordu, sporcu bir kadındı, boyu çok uzun olmasa bile zayıflığı ve fitliği onu harika gösteriyordu. Fiziginin harika olduğunu söyledim, teşekkür etti. Artık halledelim şu işi dedi. Ben çok hızlı şekilde git gel yapmaya başladı, Damla’nın bana yaptığı 2 dakikalık testteki gibiydi, bı yandan bana 31 çekerken bir yandan memesini okşuyordu, ve boşal benim için diyordu bana, 30 saniyede 1 bir tekrar kayganlaştirici döküyordu. 3-4 dakika boyunca aynı hızla devam etti, o da çok azmıştı, sürekli boşalmamı söylüyordu, geciktirici içip içmedigimi sordu, bende hayır dedim. Hızını dahada arttırmıştı o kadar hızlı yapıyordu ki, sonunda boşalacagimi söyledim, hemen ağzını sikime dayayıp boşalmamı bekledi, 5-10 saniye sonra kasıla kasıla ağzına boşaldım, 10 saniye filan boşalmıştım. Kafasını kaldırıp dölleri yuttu Arina, çok fazla boşaldın dedi, hala acıyor mu diye sordu, acımıyordu, hayır dedim. Başardık dedi. Gülümsedim sadece, peceteyle sikimin etrafını sildi, kalkabilirsin dedi. Teşekkür ettim, o da rica etti, gülerek tıpta ayıp olmaz dedi, bende güldüm, Instagramını istedim. O da verdi tabi, kapıdan tam çıkarken seslendi. Bir gün dinlenmem gerektiğini söyledi, kontrole gelicem dedi sırıtarak, bende sırıtarak tamam dedim. Odama döndüğüm gibi kafayı koyup uyudum.

Kalktığımda saat 11 filandi, boğazım biraz ağrıyordu.Ve Gözdeden cevapsız çağrı vardı. Geri döndüm hemen.

B: Alo

G: Alo

B: Efendim Gözde Hanım.

G: Arda senin sesine noldu böyle.

B: ya biraz hasta oldum ya.

G: Lan dün bı görüşmedik hemen hasta olmusun.

B: Valla öyle oldu, dün neredeydin ya harbiden hiç görmedim seni.

G: Dün toplantı yemeği vardı, otelin her bölümünün başındakilerle patron konuştu, ayda bir oluyor bu.

B: Hee anladım.

G: İyi bakalım geçmiş olsun, bi isteğin olursa ararsın.

B: Tamam canım görüşürüz.

G: Görüşürüz.

Damlada WhatsApptan mesaj almıştı, bugün eğitmenle otel dışında olacağını söyledi. Akşam gelicekmiş.

Eğitmen aklıma takılmıştı, erkek miydi acaba, cinsiyetinden dün hiç bahsetmemişti Damla.

Gözdeyi arayıp sormaya karar verdim.

B: Alo Gözde.

G: Efendim.

B: Ya rahatsız ettim hemen ama, bir şey sorucam sana.

G: ay ne rahatsızlığı ayıp ettin, sor bakalım.

B: Ya bu yoga eğitmeni varmış, kadın mi erkek mi bu

G: Puahahahahahhaha Hasta hasta düşündüğün şeye bak, seninki hiç hasta değil herhalde.

B: Ya yok o yüzden değil, Damla bugün onunla otel dışında olacakmış, dün akşamda onun yanındaydı.

G: Heee, anlaşıldı şimdi, kadın kadın hoca.

B: He iyi bari.

G: Noldu kıskandın mı yoksa Damlayı.

B: Yok beee ne kıskancam.

G: Kıskandın kıskandın.

B: Ya yok diyorum ne kıskanıcam be

G: Hadi öyle olsun bakalım.

G: Başka bir isteğin yoksa kapatıyorum. Odadan cikicam şimdi.

B: Son bir isteğim var.

G: Neymiş bakalım?

B: Çıplak, boydan foto atsana ya.

G: Vay be senin gibi adam fotoğraflara kaldı.

B: Ya ne olur ne olmaz işte.

G: Tamam atarım, hem biraz sakinleştirirsin küçük beyi.

B: Teşekkür ederim Gözde Hanım.

G: Ne demek Arda Bey.

Gözdeden fotoğraf beklerken Instagramdan Arina durumunu sordu, boğazımın ağrıdığını söyledim.

10-15 dakika sonra kapı çaldı, gelen Arinaydı, donumla duruyordum bende. Sikime bakıp gülümsedi yine, sonra bana öksürük şurubu verdi. 3 dakika filan konuştuk, sonra kapıya yöneldi. Bende kontrol bu kadar mı diye sordum, bende isterdim ama, yoğunum bugün tek başımayım yine dedi, telafisini sonra yaparız o zaman dedim. Yaparız diyip gitti. Gittiği gibi Gözde fotoğraf attı, harika bir fotoğraftı hem amı hem memeleri hem ayakları hepsi vardı, dilinede çıkarmış inanılmaz seksi olmuştu. Altına da bol 31ler yazmıştı. Gözdeyle sikiştiğimiz günden kalan çamaşırı aldım hemen, derin bir nefes alarak kokuyu içime çektim, mis gibi am kokuyordu hala, koklayıp emerken bir yandan da çavuşu tokatlıyordum. Bütün günüm böyle geçti, arada sırada porno açıyor onu izliyor arada sırada gelup Gözdenin fotoğrafına bakıyordum, 31 çeke çeke geceyi getirmiştim. Kendimi gelmiştim ama biraz, yarın sahalara geri dönebilirdim. Gece yine Gözdeyle konuştum, biraz sexting yaptık, sonunda da bugünkü 4. Postayı attım, 4 kere boşalmama rağmen enerjik bir şekilde uyudum.

Otel Ödülü-3

Ellerim Gözde’nin memelerinde, sikim ise götüne dayalı şekilde uyandım. Hem bu durum hem de sabah olmasından dolayı, sikim dimdikti, gece 2 kere boşalmama rağmen hala azgın olduğumu hissediyordum. Kalkıp elimizi yüzümü yıkadım, giyindim. Oda baya dağılmıştı, bir tarafta benim kıyafetlerim; donum, gömleğim, bir tarafta Gözde’nin elbisesi, sütyeni, külodu. Külodu dışında hepsini toplayıp makineye attım, Küloduna belki tatilde ihtiyacım olmayacaktı ama elbet eve dönecektim, onun am kokusunu unutmak istemiyordum, ayrıca ilk seksim için bir anı olarak kalacaktı, odayı toparladıktan sonra Gözdeyi uyandırdım.

B: Haydi Kalkın Gözde Hanım sabah oldu.

G:(gerinerek): Dün aşkım bebeğim diyordun, şimdi yine Gözde Hanım mı olduk.

Gülerek cevap verdim.

G: Saat kaç ya?

B: Hemen bakıyorumm, saaaaat 11 olmuş

G: Eyvahhh, hemen hazırlanmam lazım beni.

B: Neden?

G: Ya havuzda çocuk etkinliği var 12de, oraya yetişmem lazım. Ama elbiseyle de gidemem ki odaya anlarlar herşeyi,

B: Ya bişey olmaz, kameralar yok mu zaten otelde, anlayacak olsalar anlarlar zaten bende kaldığını.

G: Önemli bir durum olmadıkça bakmıyorlar, görmemişlerdir beni.

B: E ver kartını, istediklerini söyle ben alayım.

G: Gerçekten mi?

B: Niye bu kadar şaşırdın, alırım tabiki.

Dudaklarımı yapıştı.

G: Çok teşekkür ederim ya.

B: Rica ederim bebeğim.

G:(gülerek) Bebeğime dönmüşüz yine, neyse şimdi masada makyaj kutum var, herşey onun içinde onu getirirsin, kapının yanında birkenstock terliklerim var onları alırsın, Gardropun alt rafında bikinilerim var, pembe olanı alırsın, üst kısmında da beyaz kot şort ve pembe oversize tişört var. Birde plaj eşyalarının olduğu kol çantam var o da yatağın üstünde, onları getirsen yeter.

B: Tamam

Yaklaşık 10 dakikalık yürüme mesafesi vardı odalarımız arasında.

Odaya girdim, makyaj çantasını ve plaj çantasını buldum aldım hemen, sonra gardıroptan istediklerini aldım, tabi biraz gardropu karıştırmadan olmaz, iyiki karıştırmışım, bu kızın seks bağımlısı olduğunu daha ilk görüşte anlamıştım, dildo mu dersin, vibratör mü dersin, kayganlaştirici mı dersin, her şey vardı, fantezi iç çamaşırlarında, liseli, hemşire kostümüne kadar, onun da dediği gibi daha çok eğlenecektik, daha fazla oyalanmadan, çıkıp, kendime odama geri döndüm.

B: Al bakalım güzellik.

G: Çok teşekkür ederim tekrardan.

Bu seferde yanağımı öpüp sarıldı bana.

O giyinirken bende onu seyrettim, en son hafif bir makyaj yaptıktan sonra ellerine ve ayaklarına pembe oje sürmeye başladı.

B: Lan sende acelem var diyorsun, oje sürüyorsun şimdi, üstelik oje varken ayağında.

G: Ya kombinime mavi oje uyuyor mu sence, değiştirmem lazım tabi, ayrıca dün ayaklarımı şapır şupur yalarken hiç öyle demiyordunuz Arda Bey. Yarım saat ayak parmaklarımı emdim neredeyse.

B: Yok artık, iyice abarttın sende.

G: Biraz abartmış olabilirim de yarım saat değilse 15 dakikadır.

B: Öfff aman be, suç sanki, ayakların güzel işte, benimde hoşuma gitti yaladım, emdim, senide gördük, göz bebeklerin yukarıya kayıyordu.

G: Suç dedik sanki, ayrıca güzel yaladın ne yalan söyliyeyim, zevkliydi.

Beni övmesi hoşuma gitmişti,

G: Neyse ben hazırım hadi çıkalım.

Hemen havuza doğru gittik, odam zaten yakındı. Kimse görmeden dudaklarıma öpücük kondurup gitti. Bende yemek için snackbar’a gittim, kahvaltı bitmiş öğlen yemeğine de 45 dakika filan vardı. Bişeyler atıştırırken aklıma bişey takıldı. Damla, yine unutmuştum Damlayı acaba gece ne yapmıştı. Hemen aradım,

D: Efendim

B: Alo

D: Efendim.

B: Naber, naptın?

D: İyi şimdi çıktım odadan seni arayacaktım tam, sen naptın?

B: İyi bende şimdi az önce çıktım, snackbar’a geldim. Gelsene sende.

D: Tamam geliyim.

5 dakika sonra geldi, ama ne gelmek, saçlarını arkadan toplamıştı, yine, sadece meme uçlarını kapatan beyaz bir bikini, altına ise hiç bişey giymemişti, bikininin tangasıyla geziyordu. Üzerine giydiği transparan, tül gibi tişört, kalçasına kadardı. Yani götü resmen açıktı. Küçücük ellerine ve ayaklarına sürdüğü beyaz ojeler güzelliğine güzellik, seksiligine seksilik katıyordu. Boyu nispeten uzun olan bir kadının uzuvlarının böyle küçücük olması harika bir genetikti.

B: Hoşgeldin Damlacım, bu şıklık böyle.

D: Çok teşekkür ederim Ardacım o senin şıklığın.

Biraz keyifsiz gibiydi.

B: Ne o, yüzünden düşen bin parça?

D: Bişey yok ya, iyi bir gece geçirmedim sadece, sende amma keyiflisin, çiçekler açıyor yüzünde.

B: Bende aksine keyfili bir gece geçirdim.

D: Gözdeyi götürdün tabi, keyfin ondan yerinde senin.

Bi an şok oldum, kafası gidik gibiydi ama anlamıştı, Gözdeyle beraber gittiğimi.

B: Ne alaka be.

D: Ya yeme beni, birbirinize elliye elliye çıktınız zaten diskodan, gözlerime inanmicam sanki.

Cevap vermedim.

D(gülerek): Nasıldı bari geceniz, güzel miydi?

B: Güzeldi ya, dediğim gibi keyifliydi.

D: Tabi bakır değilsin artık.

Direk konuya girmişti. Bende inkar etmedim.

B: E tabi, artık bakir değilim.

Kıskandığını çok belli ediyordu.

Biraz daha böyle sorular sordu. Çok azgın olduğu yüzünden okunuyordu, ben sorularını cevapladıkça yüzüne renk geliyor dudaklarını hafiften hafiften yalıyordu. Gecesinin keyifsiz bitmesinide hesaba katarsak dün istediğini alamamıştı,

B: Sen naptın akşam, sende bir adama yanlıyordun.

D: Ya deme ya, orospu çocuğu, öküz herif, yemin ediyorum barzo amına koyduğumun çocuğu, gecemin anasını sikti.

B: Hop Hoop sakin ol şampiyon, ne olduğunu düzgünce anlatcaksan anlat, boşuna sinirlendirme kendini böyle.

D: Ya herif bir kadınla ilk defa iletişim kuruyordu herhalde amina koyayım, iki yanladık hemen sikme radarlarını açtı, 5 dakika olmadan odasına götürmek istiyor amına koyayım, insan biraz kur yapar, neyse ondan sonra ters yaptım, keyfim kaçtı, bir şişe şarap alıp odama gittim, şarap içerken içim geçmiş, kalktığımda sabah olmuştu, zaten.

Evet, gece istediğini alamamıştı, bana kur yapıyordu, aslında onu yalvartacak düzeye getirip öyle sikmek istiyordum, ama dün gece bulamadıysa, bu gece bulurdu bu kız, o yüzden bugün sikecektim onu, biraz atıştırdıktan sonra, havuza gitmeyi teklif ettim, direk kabul etti, götünü kıvırta yürümeye başladı, her erkek bakıyordu zaten götüne, çünkü apaçık ortadaydı. Bir şezlong bulup oturduk, üstündeki tişörtü çıkarıp, havuza girdi. Bazen bu kız neden böyle diye düşünüyordum, yani güzellik dese, fazlasıyla var, melek gibi kız, fizik desen uzun boylu, vücuduna göre harika denebilecek boyutta çıkık, göğüsler ve kalçalar, küçücük eller, ayaklar, seçilmiş kişiydi resmen, ama her güzelin bir kusuru vardır tabiki, onun kusuru da kaşarlığı.

Bende arkasından havuza girdim. Saat 1 filandi, akşam belki tekrar Gözdeyle bişeyler yapabilirdim, o yüzden akşama kadar Damlayı sikmeliydim. Erkenden ilk adımı attım.

B: Ya bikinini çok beğendim kumaşına bakabilir miyim.

Gülerek yaklaştı bana.

D: Tabi, bakabilirsin.

Gözdeninkiler kadar olmasa da ortalamanın baya üstündelerdi memeleri, önce elleyip, sıktım, sonra avuçlamaya başladım. Tabi sikimde buna kayıtsız kalmamış, mayoyu zorlamaya başlamıştı, zaten gözü orada olan Damla kelime oyununu devam ettirdi.

D: Bende mayonu, beğendim, kumaşına bakabilir miyim?

B: Tabiki bakabilirsin.

Elini mayoya götürüp sıkmaya başladı bende o sırada elimi tangasının, amını kapatan yerine atıp, okşamaya başlamıştım, biraz daha uğraştıktan sonra. Sessizliği Damla bozdu.

D: Oldukça sertmiş kumaş, daha önce böyle kumaş görmemiştim.

B: Türünün tek örneği.

Bu cevabım üzerine kahkaha patlattı.

D: Çok ilgimi çekti biliyor musun, daha dikkatli incelemek istiyorum, odama geçelim mi?

B: Olur bende biraz daha detaylı bakmış olurum tangana.

D: E hadi o zaman.

B: Hadi.

Kurulandık, çantarları toplayıp Damla’nın odasına gittik, o da çok yakındı havuza. Havluyla üstlerimizi kapamistik ama Damla hala eliyle sikimi okşuyordu.

Gözdenin ardından çok vakit geçirmeden Damlayı sikecektim. Damla beni Gözdeden daha çok heyecanladırıyordu, çünkü okul hayatım boyunca 31 çektiğim, arzuladığım kişiyle sikisecektim, ayrı bir histi bu. Kapının önüne gelene kadar “kumaş oyununu devam ettirdik.” En son içeri girdiğimizde havluları fırlatıp deliler gibi öpüşmeye başladık. Kesinlikle Gözdeden daha iyi öpüşüyordu Damla, tecrübesini, yada orospuluğunu demek daha doğru olabilir,hemen hissetirmişti, bı yandan öperken bir yandan sikimi okşamaya devam ediyordu. Ben ise ellerimle iki göt lobunuda avuçluyordum, güneşlendiği için hafif kavrulan teni, dudakları, mükemmeldi. Dudaklarınızı ayırdıktan sonra bikinisini çözüp memelerini yalamaya başladım, uçları pespembeydi, amının da pembe olduğunu anlaşılmıştı, zaten normalde teni süt gibi olan birisinin amının pembe olmama ihtimali yok.

Kafamı kaldırınca biraz daha öpüşmeye başladık, ama gittikçe vahşileşiyoruk, bir süre sonra alt dudağını ısırmaya başladım.

D: Memelerimi beğendin mi?

B: Beğenmez miyim, mükemmeller.

D: 2. Defan olmasına rağmen harikasın biliyor musun?

B:(gülerek)Dün benzer bir övgü almıştım.

D: Doğuştan yeteneklisin o zaman, başka hangi konularda yeteneklisin onları da öğrenmek istiyorum, bence artık canavarı serbest bırakalım ne dersin?

B: Bırakalım.

Beni oturtup mayomu aşağıya indirdi.

D: Hassiktir be, harika gözüküyor, mayonun altında gözüktüğünden daha büyükmüş.

Küçücük elleriyle git gel yapıyordu, git gelleri azaltıp yalamaya başladı. O kadar profesyoneldi ki. Resmen daha sikişmeden boşalacaktım. Gövdeye geçtikten biraz sonra deepthroat yapmaya geçti, ilk başta çok az zorlansa da hepsini rahat bir şekilde alıyordu, ve bunu sürekli yapıyordu. Kim bilir ağzına kaç sik girmişti. Deepthroat sonrası kasıklarımı yalayıp, öpmeye başladı, ne Gözde yapmıştı bunu, ne de pornolarda görmüştüm. Sikimi yalaması kadar zevk veriyordu, belki daha fazla.

B: Bunu ilk defa gördüm

D: E bizde bişeyler biliyoruz.

B: Farkettim.

D: Kasıklarımdan sonra taşaklarıma geçip biraz yalayıp emdikten sonra, sıkmaya başladı. Çok güçlü sıkıyordu, sıkarken gözlerimin içine bakıp hoşuma gidip gitmediğini soruyordu, kontrolü eline almıştı, bende acıdan bağıra bağıra evet dedim. Sıkmayı biraz daha emdikten sonra yatmamı istedi. tangasını indirip yüzüme oturdu bı anda. Hiç beklemiyordum ama bu dominat tavırları beni zevkten delirtiyordu. Nefes alamıyordum, ama amını yalamak, buna değiyordu, 15,20 saniye oturup nefes almam için kalkıyordu. O da çok ıslanmıştı ellerini yatağın başına dayamıştı, hem inliyordu, hem yatak sallanıyordu. En son kalktıktan sonra, dizlerime oturdu.

D: Ben küçük beyle ilgilenirken sende minnak ayaklarımla ilgilenir misin?

B: Tabiki ilgilenirim bebeğim.

Ayakları 36 numaraydı, o güneşlenirken terliğine bakmıştım, Tam ağzıma sokmuş yalamaya başlamıştım.

D: Dur bı dakika.

Kalkıp çekmeceden kayganlaştirici yağ alıp sikime döktü.

D: Bakalim dayanabileceksin misin?

Ayaklarını tekrar ağzıma verdi, ben baş parmağını emerken, o handjob yapmaya başladı.

D: Sürekli hızlanacağım, sakın boşalma. Erkek misin değil misin göreceğiz.

Ben ayaklarını yalarken o inanılmaz hızlı bir şekilde handjoba devam ediyordu, devam ederken de dirty talk yapıyor, boşalmamam gerektiğini tekrar ediyordu, bende yerimde duramiyordum, kendimi kontrol etmek için iyice ayaklara odaklandım, Gözdeninkiler kadar bakımlıydı, ama Gözdeden daha farkı, bunlar çok daha küçüktü, ve daha bu da daha güzeldi.

Şapır şupur yalamaya devam ederken, bir yandan boşalmamaya calışıyordum, çıkan vıcık vıcık sesler zevkten öldürecekti beni, Damla sınırları iyice zorluyordu. Ayaklarını iyice ittirdi, bütün parmaklarını ağzımı doldurmuştu.

D: Senin kadar iyi ayak yalayan, seven daha önce kimse görmedim.

Benim ağzım dolu olduğundan konuşamıyordun.

D: Harika dayanıyorsun, az kaldı, daha önce 20 saniyeyi geçebilen olmadı, senin ise 1 buçuk dakika oldu, son 30 saniyen. Sakın boşalma.

Son 10 saniye kaldığında saymaya başladı, ayaklarını daha çok ittirmiş salyalarım akmaya başlamıştı, bacaklarım tir tir titriyordu,

D: ….3,2 veeee 1. bitti.

Bitmesiyle hem hızı iyice azaltmış hemde ayaklarını ağzımdan çıkartmıştı.

Derin derin nefes almaya çalışıyordum.

D: Sen geciktirici mi içtin.

B: Yok ya ne geciktiricisi, bayılacaktım burada.

D: Beğendin ama değil mi?

B: Hayatımındaki en zevkli 2 dakikaydı.

D: Dayanabileceğini hiç tahmin etmiyordum, 2 dakika boyunca, yapabileceğim en hızlı şekilde Handjob yaptım, elim uyuştu resmen. Ağzındaki tatları çeşitlendirmeye ne dersin?

B: Sence hayır dermiyim?

Bacaklarını iki yana açtı, yüzüme oturduğunda sadece tadını alabilmiştim, ama şimdi gözümün önündeydi, ve pespembeydi, Gözdeninki gibi tertemizdi, ve hiç sikilmemiş gibiydi. Bir dakika, dayanıklılık testi yapmıştı kendince, ilk geçen bendim, ve amı hiç sikilmemiş gibiydi, demekki testini gecemeyenlere amını siktirmiyordu, bu yüzden kimse sikmemişti amını, o am’a ilk ben girecektim.

D: E gel o zaman.

Hemen amına yumuldum, ama böyle çok daha güzeldi, kısa bir süre içinde klitorisini buldum, klitörisine dil atmamla hopladı.

D: Çok hızlısın.

B: Öyle miyim.

D: Öylesin.

Eliyle kafamı bastırıyor inliyordu. Bacakları titremeye başladı, yerine duramiyordu, kafamı kaldırıp dudaklarına yapıştım, biraz yiyiştikten sonra sikime tükürüp biraz okşadı.

D: Sonraki adımı biliyorsun değil mi?

B: Bilmez miyim.

Kontrolü biraz elime almak istedim, belinden tutup bastırdım, götünü dışarı çıkardım. Öyle bir domalmıştım ki götü resmen 2 katına çıkmış gibi büyümüştü, çok bekletmeden sikimi soktum, sokmamla inlemesi bir olmuştu, yine kan gelmemişti ama şaşırmadım, muhtemelen dildoyla ve mastürbasyonla yırtmıştı, amı daracık ve sıcacıktı, böyle bir kadının amını ilk sikebilen kişi olmak müthişti, ben bir yandan sikerken o inlerken, bir yandan da konuşmaya çalışıyordu, daha hızlı istiyordu. Yatağın üzerinde ayağa kalkıp öyle sikmeye başladım. O kadar hızlı sikiyordum ki, kasıklarımla götünün çarpışmasından çıkan ses odayı inletiyordu, Zevkten delirtiyorduk, gözlerim yukarıya doğru kayıyordu, o ise bağırış desibellerini arttırmıştı, götü daha çok titriyordu, farklı bir pozisyona geçmek istiyordum, sikerken yiyişmek, memelerini sıkmak istiyordum. Hemen misyonere geçtik, elimi alıp ağzına götürüp, tükürdü, bende amına, ve sikimin başına sürdüm, sıcacık amına tekrar girdim, bir yandan sikerken bir yandan öpüşüyorduk. Her şeyi çok sert yapıyorduk. Dudaklarını bırakıp memelerine geçtim, artık boşalacaktım.

B: Boşalacağım bebeğim

D: Ağzıma boşal aşkım, sıcacık döllerini ağzımda istiyorum.

Çok geç geçmeden sikimi çıkarıp ağzına verdim, verdiğim gibi komple aldı, ve ağzına boşalmaya başladım. İkimizde orgazm geçiriyorduk, ikimizde titriyorduk. Tüm döller çıktığında sikimi çıkarıp yanına yığıldım.

D: Sen İnanılmazsın, her anlamda öylesin, nasıl bu kadar boşalabildin, zor yuttum resmen. Neredeyse 2 saat sikiştik, bu yaşta nasıl dayandın bu kadar anlamadım, sikin harika, oldukça uzun ve en önemlisi kalın, harika yalıyorsun, resmen sikişmek için yaratılmışsın

B: Teşekkür ederim, harbiden yetenekliyim herhalde bu konuda.

D: Seni öyle bir kere de bırakmam valla. Bu sadece başlangıçtı.

B: Benimde bırakmaya niyetim yok zaten.

D: O Gözdeden iyiydi dimi.

B: Ya karşılaştırma yapmak istemem ama evet, çok daha iyiydi.

D: Sevindim.

İki günde iki kere sikişmiştim, üstüne at gibi kadınlarla, ama Damla, o çok farklıydı, bugün en az bir posta daha sikişmeliydim onunla, çünkü harikaydı, ve sonuçta gün daha uzun.

Otel Ödülü-2

Havuzda bir süre daha takıldıktan sonra Damla’nın yanına gitmeye karar verdim, şezlonga doğru yürürken, tahminimce animatörle karşılaşım. Yaka kartında Gözde yazıyordu.

G: Merhaba, nasılsınız?

B: İyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız?

G: İyiyim bende teşekkür ederim, ne zaman geldiniz otelimize?

B: Bu sabah geldim daha ilk günüm.

G: Hoş geldiniz, ben otelin animatörüm, ismim Gözde, sizin isminiz nedir?

B: Memnum oldum Gözde Hanım, bende Arda.

G: Bende memnun oldum, akşam 9da amfinin orada parti olacak katılmak ister miydiniz?

B: Olur katılırım.

G: İsminizi yazıyorum o zaman, ha bu arada tek mi katılacaksınız?

B: Ya aslında arkadaşım da burada o da katılır muhtemelen ama bir sorayım.

G: Tabiki, ben size kartımı vereyim, çünkü yetismem gereken bir yer var, bana oradan haber verirsiniz olur mu?

B: Olur olur ben size tutmiyim daha fazla kolay gelsin.

G: Estağfurullah, teşekkür ederim, görüşürüz

B: Görüşürüz.

Gözde gerçekten güzel bir kadındı, böyle bir animatör teklif ederken, bir etkinliğe katılmamak imkansız gibi bişey. Sarı saçlarını arkadan topuz yapmıştı, ama çakma sarışındı, çünkü dipleri siyahtı, boyu 1.65 filandi, vücudu oldukça fitti, memeleri baya büyüktü, giydiği cropun içine zor sığıyorlardı, Damla’nın memelerinden çok daha büyüklerdi. Teni muhtemelen normalde açıktı ama bayadir burada olduğundan bronzlaşmıştı. Altında tenis eteğine benzer bir etek vardı. Sol bacağının dış tarafında bir yazı dövmesi vardı. Dövme seksiliğine seksilik katmıştı. Sol ayak bileğinde ise küçük bir dövme vardı, çiçeğe benziyordu ama çok anlayamadım, ayakları gayet düzgündü ama Damla’nın ayaklarından birazcık daha büyüktü muhtemelen 37,5 veya 38di. Ama baya bakımlıydı, otelin pedikür hizmetinden onun da fazlasıyla yararlandığı belliydi. Resepsiyona doğru hızlı hızlı yürüyordu. Götü bir sağa bir sola sallanıyordu, oldukça dolgun, ve çıkıktı, zaten böyle memeleri olan birisinin götünün küçük olma ihtimali yoktur.derken birde götünün sol lobunda bir dövme olduğunu gördüm, kim bilir belki başka yerlerinde de dövmeler vardır.Gözdeyi gözüme kestirmiştim. Özelikle dövmeleri bana azgın bir kişi olduğu izlenimini vermişti. Bu akşamki Parti de biraz yaklaşabilirdim ona, aynı zamanda Damlayı da kıskandırabilirdim. Gözdenin kartına baktım, soyismi de yazıyordu, hemen telefonumu açıp Instagramdan istek attım.

Saat 15.58di neredeyse 1 saat olmuştu, şezlonga gidip Damlayı kaldırdım.

B: Hadi kalk bakalım uykucu güzel!

Önce bir gerildi.

D:(esneyerek) Kalktım, kalktım.

B: Ulan bir saatte bu kadar esneyecek kadar nasıl uyudun be

D: Valla bilmiyorum, yorulmusum herhalde.

B: İyi olmuş o zaman yorgunluğunu attığın, animatörle karşılaştım gelirken, akşam amfide parti olacakmış, katılırsın dimi?

D: Katılırım katılırım tabi de, kaçta başlıyor kaçta bitiyor,

B:Valla 9 da başlayacakta kaçta biteceğini sormadım.

D: Neyse sıkıntı yok, ben havuza girecem biraz eşlik etmek ister misin, gerçi sen havuzdaydın ama.

B:Olur olur eşlik ederim tabi.

Yaklaşık 1 saat havuzda takıldık. Havuzdan çıktıktan sonra akşam yemeğine hazırlanmak için odalarımıza gittik, duşumu alıp hazırlanıp çıktım.

Buluşma saatimiz geldiğinde Damla ortalıkta yoktu, masalara bakındım, ama yoktu, telefonla aradım.

B: Nerde kaldın be?

D: Ya şimdi çıktım odadan işim biraz uzun sürdü kusura bakma.

B: Sıkıntı yok, ben oturuyorum girişe yakın bir yere.

D:Tamam

5-10 dakika sonra geldi. Saçlarını açmış, dudaklarına açık pembe lip gloss sürmüş, hem çok tatlı hem de çok güzel olmuştu. Göğüs dekolteli, beyaz, keten bir elbise giymişti elbise oldukça kısaydı, bacaklarını sergilemekten kaçırmamıştı, tabi ayaklarını da asla kapatmaya niyeti yoktu, elbisesi gibi beyaz şık bir sandalet giymiş, siyah ojeler yerini beyaz ojelere bırakmıştı.

B: Damla hanım bu ne güzellik bu ne şıklık böyle gözlerimi alamıyorum üstünüzden.

D: O sizin şıklığınız Arda bey.

Bir süre daha iltifatla geçen konuşmadan sonra yemeğimizi yedik. Yemekten sonra amfinin yakınındaki barda biraz alkol aldık. İkimizde kontrolü kaybetmek istemiyorduk. O yüzden fazla içmedik.

Saat 9da başladı parti, ama beklediğimiz gibi başlamadı, çocuklu aileler filan vardı, biraz daha beklemeye karar verdik o yüzden, sonra bir anons yapıldı. saat 11de Plajdaki diskoya taşınacak parti diye. Bu iyi haberdi. Saatin ilerlemesini bekledik. İçmeye de ara verdik. Derken telefonuma bir bildirim geldi. Gözde takip isteğimi kabul etmişti. Tamamen aklımdan çıkmıştı Gözde. Biraz fotoğraflarına bakındım, ve tahmin ettiğim gibi bikinili, frikik verdiği bir çok fotoğrafı vardı, hem Damla hem Gözde, tatil farklı noktalara gidiyordu ve daha ilk günümdü bu.

Yavaştan kalkıp plaja doğru yürüdük. Disco açıktı, kumsal aydınlatılmıştı, ortam güzele benziyordu, iskelenin yakınındaki bir şezlonga eşyalarımızı bıraktık ve oturduk, alkol ikramı yapıldı. Biz içerken Gözdeyi gördüm o da beni gördü, Damlayı görünce bir tık yüzü düştü ama yinede gülümsüyordu. Saçları yine topluydu, makyajı güzelliğine güzellik katmıştı, mavi düz bir elbise giymişti, göğüs dekoltesinin hakkını veren bir elbiseydi. Elbise dar olduğundan vücut hatları çok belirgindi. O da topuğu küçük bir topuklu ayakkabı giymişti, ayaklarına sürdüğü mavi ojelerde kombinini tamamlamıştı. Oturmaya davet ettim. Bir yanımda bembeyaz Damla bir tarafımda masmavi Gözde oturuyordu. Birbirleriyle tanıştırdım. İlk başta biraz geri dursalarda sohbet ilerledikçe birbirlerini sevdiler sanırım. Gerçek parti başlamıştı. Herkes pistte dans ediyordu. Dans edenler mi dersin kenarda öpüşenler mi dersin, her türden insan vardı. Gözde bir süre ortalıktan kayboldu. Damla pistte dans ediyordu. Bende Disconun barında oturmuş birşeyler içiyordum. Bir süre sonra Gözde geldi.

G:(gülümseyerek)Yanınıza oturabilir miyim Arda bey?

B: Tabiki Gözde Hanım buyrun.

Görevli olduğu için alkol alması yasaktı. O yüzden bende içmeyi bıraktım. Normal şekilde sohbet ettik bir süre. Sonra bana Damlayı sordu.

G: Şey sorucam ya, Damla senin nereden arkadaşın.

Niyetini yavaştan hissettiriyordu, vericeğim cevap önemliydi. Bı an gözümü Damlaya çevirdim. Kafayı bulmuş gibiydi, yanındaki bir erkeğe yanlıyordu. Açıkçası biraz kıskanmadım değil ama bu hareketi beni rahatlattı, çünkü Gözdeye istediğini verebileceğim.

B: Ya aslında arkadaşım değil, geçen sene okuldan arkadaşımdı.

G: Sözünü kesiyorum hiç sormadım, kaç yaşındaydın?

B:18, sen?

G:19 bende

Bende 1 yaş büyük olması umrumda değildi tabiki.

B: Neyse devam edeyim, ben arkadaşımla gelecektim ama işi çıktığı için gelemedi, o yüzden tektim, Damla da arkadaşıyla gelmiş, ama 1 hafta kalabilmiş arkadaşı o yüzden o da tek kalmış, Instagram storysinden burada olduğunu anladım, İkimizde tek olduğumuz için beraber takılıyoruz,

G: Anladım ya sen arkadaşım deyince bende flörtsünüz filan sandım.

B: yok yok flört filan değiliz, o zaten biraz şey.(gözümle Damlayı işaret ettim, hala o erkekle uğraşıyordu)

G:(gülerek) Haa anladım, kaşar diyorsun yani.

B: Yani, öyle denebilir.

Ona sinyali vermiştim.

Sohbet etmeye devam ettik, konu artık iyice bel altına kaymıştı, bu gecenin sonunda bişeyler olacağı kesindi. Ama o noktaya taşımak için son bir hamle gerekiyordu, bende salağa yatıyormuş gibi burada çok ses var istersen odama geçelim orada konuşalım dedim. O gülerek olur dedi.

Odam plaja yakındı zaten, Damla’nın yanına gidip odaya geçeceğimi belki sonra geleceğimi söyledim, onun kafa 1 milyondu, tamam dedi.

Gözdeyle el ele odaya yürüyorduk, Sikim dimdikti.

G: Seninki erkenci herhalde, heyecan yaptı.

Bakir olduğumu daha önce ciddi ilişkim olmadığını biliyordu, cinsel hayatımız hakkında konuşmuştuk bardayken. O da daha önce götünü siktirmis sadece, önden hiç yapmadığını söyledi ama dildoyla kızlık zarını yırtmış, tabiki inanmamıştım, ama fark etmiyordu benim için.

Bakirliğimi Gözde gibi birisiyle bozacak olmak harikaydı. Hatta daha tatilin ilk günüydü kim bilir daha neler yaşayacaktım.

B: Heyecanlanmamak mümkün mü yanımda sen varken.

G: Şımartıyorsun beni ama

B: Şımartılcak kadını şımartıyorum.

Birbirimizi tahrik eden konuşmalardan sonra odanın önüne geldik, kapıyı açtığım gibi Gözde dudaklarıma yapıştı. Deliler gibi öpüşüyorduk. Elimi de götüne atmıştım, bı yandan öpüşürken bir yandan da o dolgun götünü avuçluyordum, yumuşacıktı Bı an durup kulağıma fısıldadı:”Bu gece çok uzun olacak”. Sonra tekrar dudaklarıma yapıştı, öpüşmeye devam ederken soyunmaya başladık önce o benim gömleğimi çıkardı sonra ben de onun elbisesini çıkardım. Yine elbisesi gibi mavi dantelli sütyen ve dantelli tanga giymişti, inanılmaz seksiydi, bu gece olacakları tahmin etmişti. Ayakta öpüşme seansımız bittikten sonra yatağa oturdu, önce benim şortumu çıkardı sonra ayaklarını uzattı

G: Ayakkabılarımı çıkarabilir misiniz Arda bey

B: Memnuniyetle Gözde Hanım.

Yavaş yavaş ayakkabılarını çıkardım, artık ayakları çırıl çıplak karşımdaydı, ayak parmaklarının sıralanışı, bakımlı olması, gerçekten inanılmazdı. Yavaş yavaş yalamaya başladım, mavi ojelerini yalarken ağzıma gelen acımtırak tat, muhteşemdi, Gözdenin de en az benim kadar zevk aldığı yüzünden belliydi. Ayaklarını baştan sona yalayıp Gözdenin üstüne çıktım, yine yiyişmeye başladık, o kadar güzel öpüşüyordu ki, sıra o devasa memelere gelmişti. Sütyenini çözüp kenara fırlattı. Artık o memeler çıplak bir şekilde önümdeydi. Hemen yalamaya başladım. Her tarafını yalarken bir yandan avuçluyordum. O da bir eliyle kafamı bastırıyor diğer eliyle de sırtımı okşuyordu. Artık ikimizde kontrolden çıkmıştık, ben meme uçlarını emiyorken o da dirty talk yapıyordu, sikim artık külodumu delecekti. Gözde doğruldu beni yatağın başlina sırtım gelecek şekilde dayadı.

G: Artık o siki görmek istiyorum bebeğim.

Yavaş külodumu indirdi ve sikimle göz göze geldi. Gözleri fal taşı gibi açıldı.

G: Oha, böyle bir sikin varken nasıl daha önce seks yapmamış olabilirsin aklım almıyor.

Cevap vermedim. Başından başlayarak yalamaya başladı, yavaş yavaş yalıyordu, zevkten ölecektim resmen, sonra yavaş yavaş gövdesinide ağzına almaya başladı, mükemmel yapıyordu, yalarken dirty talk yapmaya devam ediyordu, aldığım zevki ikiye katlıyordu, iyice hızlandı, sikim uzun ve kalın olmasına rağmen çoğunu ağzına alabiliyordu, kafasını bastırarak iyice zorlamaya başladım Gözdeyi ama asla böğürmüyordu, Sakso konusunda gerçekten harikaydı, sonra taşşaklarımı emmeye başladı, saksonun en güzel anıydı, öyle bir emiyordu ki taşşaklarımı sanki yerinden çıkarıcaktı. Saksoyu bitirdikten sonra memelerinin arasına aldı sikimi, Memeleri o kadar büyüktü ki Sikim arasında kayboluyordu resmen önce o memelerini hareket ettiyordu, sonra kontrolü ben alıp sanki am sikiyormuş gibi memelerinin arasını sikmeye başladım. Artık amını görmek istiyordum. Sırt üstü yatırıp külodunu çıkardım ve amı karşımdaydı, pespembe, etrafında tek kıl dahi yoktu, belkide gerçekten amını siktirmemisti, hemen yumuldum, o kadar ıslanmıştı ki şarıl şarıl su akıyordu resmen, çok hızlı dilliyordum, çığlıkları oteli inletecek gibiydi, onun bağırışları beni daha da hızlandırtıyordu. Gözdenin söylemiyle dillemeyi bıraktım, artık o siki istiyordu, karşıma geçip domaldı, ama ne domalmak götünü, öyle bir çıkartmıştı ki anlatamam.

G: Bebeğim artık o sikini içimde istiyorum, sik beni.

Eline tükürüp sikimi sıvazladı, ve sikimi amına soktum, hem amı ve hemde sikim ıslak olmasına rağmen çok zor girmişti, çok dardı amı. İlk git gelimle inlemeye başlamıştı, yavaş başladım tamamını sokmuyordum. İyice alıştıktan sonra hızlıca sikmeye başladım bı yandan sikerken bir yandan sarkan memelerini avuçluyordum.

Elleriyle yorganı sıkarken beni övüyordu.

G: Harikasın bebeğim daha sert sik, tamamını iyice hissetmek istiyorum.

Beni çok tahrik ediyordu. İkimizde zevkten bitiyorduk.

Bir süre daha Doggy yaptıktan sonra pozisyon değiştirdik. Sırtüstü yattı bacaklarını omuzlarıma alıp öyle sikmeye başladım, bir yandan ayaklarını ve bacaklarını yalıyor bir yandan amını sikiyordum. Gözde’nin gözleri artık yukarıya kayıyordu, bacakları zangır zangır titriyordu. Orgazm oluyordu. Bende geliyordum.

B: Boşalıcam bebeğim, memelerine boşalmak istiyorum.

İnlemekten cevap veremedi. Tam döller gelirken sikimi amindan çıkarıp memelerine attırdım. O kadar çok boşalmıştım ki kendime inanamadım. O devasa memeleri beyaza bürünmüştü, ikimizinde bacakları titriyordu, Gözde daha yeni kendine geliyordu, eliyle memelerinde ki dölleri alıp ağzına götürüyordu.

G: İnanılmazdın, bakir birisinden böyle bir performans beklemiyordum.

B: Ne yalan söyliyeyim bende kendimden beklemiyordum.

Gülerek cevap verdi.

G: Senle daha çok eğlenicez.

B:(gülerek)Hem de ne eğlence.

B: Ben duşu hazırlayayım, duş alıp yatalım olur mu?

G: Olur bebeğim.

Beraber duş aldık tabi çıplak olduğumuz için sikim yine kalkmıştı. Gözde de saksoyla tekrar boşalttı beni, bir nevi döllerin dibini sıyırdı. Duştan çıkıp çırılçıplak uyuduk.

Hayatımın ilk seks deneyimini yaşamıştım tatilin ilk gününden, Gözde mükemmel bir kadındı daha bir çok şey yaşayacağımız aşikar. Kim bilir Damla ne yapmıştı, kafamı yastığa koyduktan sonra aklıma gelmişti Damla, muhtemelen o da benim gibi sikişmişti. Yarın garip bir gün olacak.

Otel Ödülü-1(Part 3)

antalarımızı alıp Şezlong aramaya gittik, 2 tane şezlong bulduk.

D: Şemsiyeyi kendine doğru çeker misin

B: Neden? ne güzel gölge oluyordu.

D: Güneşlenicem o yüzden.

Kendimi salak gibi hissettim bı an.

B: He tamam tamam.

Damla üstündeki elbiseyi çıkardı çantasına koydu. Heykel gibi vücudu yarı çıplak şekilde önümdeydi. Sikim yine kalkmıştı, resmen mayoyu delecekti. Ama bu sefer gizlemeye hiç çalışmadım. Etrafimizda kimseler yoktu zaten, Damladan da utanmıyordum.

D: Ya çok zahmet verdim ama lütfen güneş kremi sürer misin bana.

Beklediğim istek gelmişti.

B: Estağfurullah ne zahmeti, yaparım tabiki.

Ayağa kalktığımda sikim Damlanın gözünün önündeydi.

D:(sikime bakarken gülümseyerek)Hoşuna gitti galiba.

B:(hafif sırıtarak) Galiba.

Kremi elime sıkıp şezlonga çıktım. yüzünden başlayarak sürmeye başladım. Memelerine geldiğimde hafiften sıkmaya çalıştım, yumuşacıklardı, normalde direk yumulurdum. Ama kendimi kolayca vermek istemiyordum. Sikim Havaya doğru kalkık olduğundan hissetmiyordu. Bacaklarını bir güzel ovaladım, ve geldik ayaklara. O küçüçük ayaklarıyla baş başaydım. Parmaklarının sırası, şekli herşeyi harikaydı, sürdüğü siyah oje de pastanın çileğiydi. Neredeyse bütün vücuduna ayırdığım zaman kadar ayaklarına zaman ayırdım.

D: Ayak fetişin mi var?

B: Birazcık ilgi duyuyorum sanırım, birde ayaklar böyle olunca, ilgi duymamak imkansız.

D: Sadece birazcık olduğuna emin misin?

B: Yani eminim, rahatsız mı oldun?

D: Yok olmadım, aksine hoşuma gitti.

B: Ne güzel o zaman. Hadi arkanı dönebilirsin.

Arkasını döndüğünde dolgun kalçası önümdeydi ama tabi en güzel kısmı sona saklayacaktım. Omuzlarından başlayarak sürmeye başladım, sırtına geldiğimde bikinin ipini çözmemi istedi bende hemen çözdüm. Sadece altı kalmıştı. Bu hareketiyle bende sikimi arada sırada kasıtlı şekilde kalçasına değdirmeye başladım. İkimiz durumunuzda çok memnundum. Kalçasına geldiğimde orayı atlayıp bacaklarını ovmaya geçtim.

D: Kalçamı neden atladın?

B: En önem vereceğim yeri sona bırakıyım dedim.

D:(Gülerek) Ne düşüncelisin be.

Bacakları bitince sonunda sıra götüne gelmişti. Önce kibarca sürmeye başladım. İyice azmasi için yavaş yavas yapıyordum. Yaparkenden sikimi artık iyice hissettiriyordum. En son biraz avuçlayıp bıraktım.

D: Ellerine sağlık, çok teşekkür ederim

B: Rica ederim ne zaman istersen,

D: Belki içim geçer 1 saat sonra uyandırırsın tamam mı?

B: Tamam uyandırırım sen rahat ol.

Damla uyurken bende sezlongum yakınında havuzda takıldım. Ayak tabanlarına uzun uzun baktım pespembelerdi.

Şuan için herşey gayet gidiyor. Bel altı şakalar, birbirimize temas etmemiz, düşündüğüm gibi ilerliyordu herşey.

Otel Ödülü-1(Part 2)

Hemen hazırlandım, altıma düz mavi bir mayo üstüme de beyaz oversize bir tişört giydim, diğer eşyalarıda çantaya atıp çıktım. Restorana geldiğimde gözüm damlayı aradı, bir süre bakındım ama göremedim. Tam arayacakken sırtıma birinin dokunduğunu hissettim, arkamı döndüğüm anda sarıldı bana, gören de önceden çok samimiyiz sanardı.

D: Nasılsın Ardacım?

Canımlı cicimli konuşmaya erkenden başlamıştı

B: İyiyim sağol sen nasılsın?

D: İyiyim bende şöyle geçelim mi?

B: Olur olur geçelim.

Saçlarını arkadan bağlamıştı, siyah kalçalarını ve memelerinin belli eden seksi bir bikini giymişti, üstünede dizlerine kadar gelen uzun, transparan bir üst giymişti. Ayaklarına da bikinisi gibi siyah oje sürmüştü. Daha önceden bikinili fotoğraflarına çok 31 çekmiştim ama gerçekte görmek çok farklıydı, sikim dimdik olmuştu bile, elimle belli etmeden kapamaya çalışarak oturdum.

B: Sen istediğin şeyleri al ben oturuyorum yerimizi kapmasınlar.

Neden böyle dediğimi anlamıştı muhtemelen

D: (Gülerek) Peki tamam.

Normalde çok utanırdım ama karşımdaki Damla olduğu için çokta utanmama gerek yoktu.

Damla geldiğinde nihayet sikimi biraz indirmeyi başarmıştım, ama yinede belli oluyordu. Penisin 17-18 boylarında ortalamaya göre daha kalın. Uzun boylu olmamın avantajı ama böyle durumlarda dezavantaja dönüşebiliyor. Yemeğimi alırken farkettim, otelde neredeyse hiç Türk yoktu, çoğunluk Rustu. Fazla türk olmaması gayet iyiydi, daha rahat dolaşabilecektim. Kendime Döner almaya çalışırken Sikimin hala biraz da olsa kalkık olduğunu unutmuşum. Yanımdaki Rus kızla göz göze gelince farkettim, bana gülümsüyordu. Klasik bir Rus kızıydı, uzun boy sarı saç filan. Çokta umursamadım. Nihayet masaya geldim.

D: Nerede kaldın be kaçtın gittin sandım valla.

B: Sorma ya sıra vardı baya.

Yemeklerimizi yerken sohbet ettik işte geçen seneden, otelden vb. Yemeklerimiz bittikten sonra kokteyl içmeyi teklif ettim.

B: İki kokteyl alayım mı içip havuza geçeriz?

D: Olur olur.

Kokteyleri alıp masaya geldim. Yemek yerken göğüslerine kısa kısa bakışlar atmıştım. Bu sefer biraz daha uzun süre bakicaktim, tepkisini merak ediyordum.

B: Buyrun Hanımefendi Kokteyliniz geldi.

Biraz kur yapayım dedim.

D: Ay çok teşekkür ederim Arda bey çok naziksiniz.

Tabi o da geri çevirmedi.

Bı süre konuşmaya devam ettik. Göğüslerine gözlerimi dikmiştim. En sonunda sessizliğini bozdu.

D:(gülümseyerek) Hoşuna gitti herhalde.

Hemen gözlerimi yüzüne çevirip mal’a yattım

B: Ney hoşuma gitti?

Damla, cevap olarak gözlerini göğüslerine çevirdi.

B: Elimde değil, üzgünüm.

Resmen birbirimizle oyun oynuyorduk.

D: Önemli değil, bol bol göreceksin zaten.

Sadece gülerek cevap verdim.

Otel Ödülü-1(Part 1)

Üniversite sınavını nihayet atlatmıştım, 2 senedir verdiğim emeklerin karşılığını almıştım, istediğim okulu ve bölümü kazanmıştım, artık hem bu yorgunluğu üzerimden atmam hemde kendimi ödüllendirmem gerekiyordu. Ben Arda sarı saçlıyım, mavi gözlüyüm 1.90 civarıyım, ama çok yakışıklı sayılmam, en azından ben kendimi öyle görmüyorum, dediğim gibi üniversite sınavını atlattım, ve 18 yaşına girdim, daha önceden hiç ciddi ilişkim olmadı. Olanlarda da cinsel ilişkiye girmedim, yani bakirim. Eskiden Basketbolla ilgileniyordum, ama sonra yine sınav yüzünden bıraktım, sporu bıraktığım içinde pek fit bir vücudum yok, zayıfım. Ailemin maddi durumu gayet iyi, sınav zamanında desteklerini hiç esirgemediler, emeklerimin karşılığında, en yakın arkadaşım Emre ile bize 3 haftalık lüks bir otel tatili ayarladılar, ancak Emre’nin son dakika oluşan aile problemleri yüzünden gelemeyeceğini söyledi, bu haber modumu oldukça düşürdü tabi, ama pozitif yanından bakmaya çalıştım, daha rahat hareket edebilecektim,

Uçuş günü nihayet gelmişti, bavullarımı toplayıp arabaya attım, babam bırakacaktı beni, havaalanına sonunda geldik, çok trafik olduğundan zar zor yetiştim.

Yaklaşık 1.30 saatlik uçak yolculuğu sonunda Antalya havalimanina indim. Bir taksi çevirip otele doğru yola koyuldum, yarım saat sonunda otelin önüne geldim, otelin girişinden ne kadar pahalı olduğu belli oluyordu, resepsiyon işlerini hallettikten sonra, bir bellboyla birlikle odama gittim, eşyalarımı çıkarıp odayla uğraştım biraz, Sonra rahatlamak için bir duş alıp kendimi yatağa attım, Instagramda gezinmeye başladım, Storylere bakarken sınıf arkadaşım Damlanın storyisini gördüm, aynı oteli etiketliyerek deniz fotoğrafı atmıştı, Damla 1.70 boylarında beyaz tenli, saçları kumral, oldukça güzel bir kız; iri göğüsleri ve vücuduna tam uyan orta-büyük kalçaya sahip, vücudu fit denebilir, bu güzelliğinin yanında boyuna rağmen küçücük ayakları var, ayaklara ilgi duymamı sağlayan kişi bizzat o, ama karakteri fiziksel özellikleri gibi değil, çok fazla kısa süreli ilişki yapan kaşar tiplerden, ama benim adıma bu 3 haftalık tatil için biçilmiş kaftan bişey bu. Kendisiyle aram ne kötü ne iyi, arada sırada muhabbetimiz olmuştu. Hemen storyisine cevap attım,

Ben(B), Damla(D)

B: Aaa Damla pişti olmuşuz:)

D: Nasıl yani?

B: Bende aynı oteldeyim yarım saat önce giriş yaptım.

D: Aaa ne güzel, ne kadar kalacaksın.

B: 3 Hafta, Sen?

D: Bende bir aylık rezervasyon yaptırdım, 1 haftadır Ekinle burdaydım, ama o sadece 1 hafta kalabildi. 3 hafta tekim ne yapsam diye düşünüyordum çok iyi denk geldi. Sen tek mi geldin?

Tek olması harika bir haberdi, her şey çok iyi gidiyordu,

B: Vallahi çok iyi denk gelmiş, bende Emreyle gelecektim ama son dakika işi çıktı gelemedi.

D: Denizden çıktım ben şimdi odaya geçicem 5 dakika işim var 20-30 dakika sonra öğlen yemeği başlıyor istersen beraber yiyelim ne dersin?

B: Memnuniyetle 🙂

D: Tamamdır araşırız:)

Her şey 4 4lüktü, ikimizinde aklında benzer şeyler vardı muhtemelen, 3 hafta boyunca her gün sevgili gibi beraber takılıp seks yapmak.

Kuzenlerim Tek Tek Sevgililerim Oldular (Bölüm 3 – Nehir )

Nehir’in duşa girdiğinde ilk düşüncesi temizlenip çıkmaktı belli ki, ama onu bedeninden sular akarken ve kendini köpüklerken görünce sikim tekrar hareketlendi. Ilık sular bedeninden kayıyor, ışığın etkisi ile kıvrımları daha da keskin görünüyordu. Şimdiye kadar kuzenime bu gözle hiç bakmamıştım, az önce de dar odada pek fazla dikkat edememiştim ancak şimdi Nehir karşımda tüm ihtişamı ile duruyordu. Önce geri çıkıp bir süre onu izledim sonra da tam saçlarını yıkadığı sırada arkasından yaklaşıp ellerimi beline attım ve aşağı yukarı oynamaya başladım. Saçları ve yüzü köpük kaplı olduğu için gözlerini açamıyordu. ama hareketlerimden sonra ufak bir inilti duydum ondan. Elini arkaya atıp sikimi kavradı ve sıvazlamaya başladı. “Duştan çıkana kadar beklesen olmaz mıydı Poyraz?” Eğilip omuzundan ve boynundan öpmeye başladım. “Sence?” Nehir gülümseyip elini duş başlığına doğru götürdü. Ondan önce davranıp duş başlığını kenara çektim. Yüzü hala köpüklü olduğu için hiçbir şey göremiyordu. Onu çevirip göğüslerini duşun cam kısmına dayadım. “Bana güvenmiyor musun?” Nehir derin bir nefes alıp kalçasını sıkılaştırdı, biraz gergin olduğu belli oluyordu. “Bu akşamdan sonra pek güvenilecek biri değilmişsin galiba değil mi? Kuzenini siktin Poyraz…” Götüne bir şaplak attım, ses tüm banyoda yankılandı ve Nehirden yüksek bir çığlık geldi. “Sen istemedin sanki.”

Duşun tam karşısında ayna vardı ve Nehir’in yüzünü oradan görebiliyordum. dudağını ısırmış, ellerini cama dayamıştı. Göğüsleri cama dayalı olduğu için düz ve sıkışık görünüyordu. Sikimi sıvazladım ve amına doğru yaklaştırıp oynamaya başladım onun istemesini istiyordum. Bir süre ileri geri oynadıktan sonra kafasını da cama dayadı. “Poyraz…” “Ne o bir şey mi isteyecektin kuzen?” “Tam bir amcıksın biliyorsun değil mi… Beni sikmeni istiyorum. Oldu mu söyledim işte. Benimle beraber olmanı istiyorum, amıma girmeni istiyor-” Tam o anda içine girdim. Sözü yarım kaldı ve ayak parmaklarının üzerinde yükseldi. İlk kez köküne kadar giriyordum ve bu Nehir’in ciğerlerindeki bütün nefesi boşaltmıştı. Elini geriye doğru savurup bana vurmaya başladı. Ağzı açık kalmıştı ve nefes almaya çalışıyordu. Sikimi yarıya kadar geri çekince derin derin nefes alarak öne eğildi. “Hayvan mısın lan geri zekalı… ölüyordum ya…” Uzanıp saçını tuttum ve onu tekrar dikleştirip göğüslerini cama dayadım, kafasını da ileri itip yanağını cama dayadım. Dudaklarına yaklaştım. “O küçük depoda benimle sevişmek istedin ve seni o pozisyonda sikmemi arzuladın. Al gülüm ver gülüm demişler öyle değil mi? Şimdi de sen benim istediğim gibi sevişeceksin ve bundan zevk alacaksın. Değil mi, Kuzen?” Nehir derin derin nefes alıyor omuzları her nefeste yukarı inip kalkıyordu. Sikim hala içindeydi ve bu süreçte hafif hafif sağa sola oynatıyordum. Nehir bir süre sessiz kaldıktan sonra dudaklarına akan suyu yuttu. Cılız ve kısık bir sesle “Evet.” dedi. Elimi önüne atıp amı ile oynamaya başladım. “Ne dedin? Duyamadım tam olarak” onu iyice kıvama getirmeyi istiyordum. Cama dayalı olan elini sıkıp yumruk yaptı. “Evet dedim, Poyraz. Evet!” Amını tutan elimi hafifçe sıktığımda Nehir dişlerini sıkıp camı yumrukladı. “Evet ne Nehir?!” Sesim yüksek çıkmıştı ama umurumda değildi. Nehir’in de umurunda olmayacak ki o da hemen ardından yüksek sesle haykırdı. “Beni istediğin gibi sikmeni istiyorum Poyraz! Amımı parçalasan bile bunu istersen yapmanı istiyorum!” Sözünü bitirdiği anda tekrar içine kökledim. Yine nefesi kesildi ve hafifçe inledi ancak bu sefer tekrar nefes almaya başlamıştı. Kendimi ile geri çekmeye ve onu silkmeye başladım tekrar, bu sefer ufak depo gibi sıkışık bir yerde değildik bu yüzden hareket kabiliyetim daha fazlaydı, her seferinde içine tamamen giriyor ve neredeyse tamamen dışına çıkıyordum. Her sokuşumda Nehir inliyor ve zevkten bağırtıyordu.

Bir süre sonra artık ayaklarını yerden kaldırmış, sadece sikimin üzerinde dik durabiliyordu. Duşun içinde olduğumuz için sıcak su odanın içini buharla kaplamış, aynı bir sauna etkisi yaratmıştı. Nehir deli gibi terliyor ve teri yüzünden akıyordu, bir süre sonra dilini dışarı çıkarmış ağzından nefes almaya başlamıştı. Şimdiye kadar zaten iki kez boşalmıştı, her ne kadar su üzerime aksa da bunu hissedebiliyordum. Geri çekildim ve sikimi dışarı çıkardım. Nehir dengesini sağlamaya çalışsa da amına o kadar çok kez köklemiştim ki ayakta durmakta zorlanıp önce diz çöktü sonra da yüz üstü kabinin zeminine yattı. Duş başlığını alıp ayaktayken onun bedenine su tutmaya başladım, teri su ile birlikte akıp giderken dili hala dışarıda nefes nefese az az titriyordu hala. Tam o sırada ufak götünü fark ettim. İlk baştaki planım bu değildi ama şimdi gözümün önündeydi ve tek yapmak istediğim buydu. Tek dizimin üzerine çöktüm ve kalçasını tutup onu dizlerini üzerine kaldırdım. Kafası hala yerdeydi. Sikimi ufak deliğine değdirdiğimde bunu hemen fark etti. “Poyraz, Poyraz dur! Daha önce hiç oradan yapmadım.” “Daha önce benimle de sevişmedin Nehir.” Nehir bir süre sessiz kaldı sonra elimi sıktı. “Biraz sabunla o zaman bari, lütfen…”

Sabunu alıp önce elimi sonra da sikimi sıvazladım ve tekrar göt deliğine dayadım. İki elimle kalçasını tutup yavaşça sokmaya başladım. Her ne kadar sabunlu da olsa hiç anal yapmadığı için girmesi çok zor oluyordu. Sonunda başını soktuğumda ise Nehir büyük bir çığlık attı ve ileri gitmeye çalıştı ancak onun kalçasını bırakmadım. Bileğimi o kadar sert sıkıyordu ki canım acıyordu resmen. Bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum kuzenimin. Ama itiraz etmemişti bu nedenle daha da zorladım ve neredeyse yarısına kadar girdim. Nehir ayaklarını hızlı hızlı tepiştiriyor, boştaki eli ile yeri yumrukluyordu. Bu sefer yavaş yavaş gel git yapmaya başladım, her seferinde yarısına kadar sokup çekiyordum, sürekli Nehir’e bakıyor, itiraz ederse diye bekliyordum ama sadece çığlık atmakla ve bileğimi sıkmakla yetiniyordu. Bileğim resmen morarmaya başlamıştı. Canının acıdığını düşünüp yavaşladım. “İstersen durabiliriz, Nehir. Diğer türlü de eğlenceli-” “Sakın şimdi durayım deme Poyraz!” Yüzün bana döndüğünde gözlerini yaşardığını ve dişlerini sıktığını gördüm. Öyle ki boyun damarları dahi belli olmaya başlamıştı. Ama yüz ifadesi canının acıdığını gösterse de bundan fazlası vardı… Nehir bundan inanılmaz derecede zevk alıyordu!

Kuzenim ben onu götten sikerken resmen vahşi bir boğa gibi hırlıyor, daha fazlasını istiyordu. O anda kuzenimin ufaktan mazoşist olabileceğini fark ettim. Ayrıca eğer bunu istiyorsa ben kimdim ki kuzenimi mutlu etmeyecektim ve onu bu zevkten mahrum bırakacaktım? Tekrar gel git yapmaya ve hızlanmaya başladım, her seferinde daha da içeri, daha da derine giriyordum. Nehir her seferinde haykırıyor, çığlık çığlığa bağırıyordu. Sus sesi inlemelerini bir yere kadar kesebilirdi, böyle devam ederse komşular ne olduğunu anlamak için kapıya gelebilir daha da kötüsü eniştemi arayabilirdi. O yüzden boşta kalan elimi uzatıp Nehir’in ağzını kapattım. Bu onun inlemelerini durdurmuyordu ama en azından artık duş sesi bunu bastırıyordu.

Artık her seferinde kuzenimin içine kadar saplıyordum, sikim götünün içinde kayboluyordu resmen. Yerimden kalkıp kuzenimi duştan çıkarım ve onu aynanın olduğu lavaboya dayadım. Ayna buğulanmıştı bu yüzden havluyla aynayı silip kuzenimin kendini görmesini sağladım. Tekrar götünün içine girdiğimde tekrar inlemeye ve bağırmaya başladı. Elimle yine ağzını kapattım. “Gözlerinin içine bak Nehir, ne olduğunu gör, sen bir orospumsun!” Elimi açtım, Nehir dediğimi tekrar etti. “Ben bir orospuyum!” “Sen bana aitsin!” Ben sana aitim.” “Ne zaman istersem güzel bir orospu gibi dizlerinin üzerine çökeceksin!” “Ne zaman istersen Poyraz! Nerede istersen Poyraz! Neremi istersen poyraz! Poyraz!” yüzün aynaya çarptım ve onu sikmeye deva mettim. Dili ile aynayı yalıyor, gözleri yuvalarından çıkacak gibi yukarı kayıyordu. Ayakları titremeye ve lavabo dolaplarına vurmaya başladı. Kuzenim götten sikilirken amından boşalıyordu. bunu hissetmenin verdiği zevkle sikimi son bir kez köküne kadar Nehir’in götüne sapladım ve götünün içine boşaldım. Nehir bunu hissedince dişlerini sıkıp nefesini tuttu ve tekrar titremeye başladı, elini aynaya dayayıp sertçe bastırarak aşağıya kadar kaydırdı ve tekrar boşaldı. Geri çekilip tuvaletin üzerine oturdum. Odanın buharı yüzünden nefes nefeseydim, terden sırılsıklam olmuştum. Nehir lavabonun üzerinde asılı kalmıştı resmen, götünden döllerim akıyor ve bacaklarına bulaşıp yere düşüyordu. Gözlerimi kapatıp kafamı geriye yasladım ve nefes alış verişimi kontrol etmeye çalıştım. Ufak bir kıpırtı duysam da hiç bakmaya uğraşmadım bile. O kadar yorgun hissediyordum ki bir koca gün uyuyabilirdim. Ancak sikimin üzerindeki ıslaklığı hissettiğimde kafamı kaldırıp gözlerimi açtım. Nehir önümde dizlerinin üzerine çökmüş, dili ile sikimin üzerinde dölleri yalıyor ve yutuyordu. Sikimi tamamen temizleyince elimi uzatıp terden ıslanmış saçlarını okşadım. Çenesini bacak arama dayayıp sikimi burnuna yasladı ve hafifçe gülümsedi.

İkimiz de tekrar normal insanlar gibi duş aldık ve çıktık, ortalığı temizledik, yarım saat sonra da Nehir’in ailesi yani teyzem, eniştem ve Nehir’in kardeşi Ada geldi. Eniştem ile biraz lafladık, bana sıkılıp sıkılmadığımı sordu. Böyle bir geceden sonra sıkılmam imkansızdı elbette ama ona çaktırmadım. Çok geç olduğunu söyleyip müsaade istedim ve evime doğru yola koyuldum. O geden sonra emin olduğum iki şey vardı. Nehir ile daha binlerce kez sevişecek olmam ve istediğim her şeyi üzerinde deneme hakkım olduğu. Ancak bilmediğim ve tahmin edemediğim şey o ufak depoda seviştiğimiz zaman kullanılmış ve içi döl dolu kondomlarımızdan birinin kapının arkasında kalmış olması ve onu bulanın Nehir’in kardeşi Ada olduğuydu…

Kuzenlerim Tek Tek Sevgililerim Oldular (Bölüm 2 – Nehir )

Nehir ile ilk yakınlaşmamızın üzerinden üç gün geçmişti. Bu süre boyunca onu aklımdan çıkaramıyor, gece uyurken onu düşünüyor sabah kalktığımda sikim taş gibi oluyordu. İçtiği biraların etkisi ile mi öyle konuşmuştu yoksa gerçekten o da istiyor muydu. Bu düşünceler beynimi kemiriyordu resmen. İzlediğim pornolardaki kadınları artık Nehir’e benzerliklerine göre seçer olmuştum. Tüm fantezi zevkim bir gecede değişmişti resmen. O gün ailemiz komple bir düğüne gideceklerdi ve ben evde kalacaktım. İlk düşüncem tekrar mastürbasyon yapmaktı ancak Nehir’in de evde tek kalacağını öğrendim. Teyzem bana onlara gitmemi, kızı tek başına evde bırakmamı tembihlemişti.

Aynı bir partiye gider gibi güzelce hazırlandım, temizliğimi yaptım ve yolda giderken de bir paket kondom aldım. Bu gece nasıl geçecek bilmiyordum ancak hazırlıklı olmam gerekiyordu. Bilerek geç gittim evim boş olması için. Kapıyı Nehir açtı, benim aksime ev kıyafetleri vardı üzerinde sadece. Her zaman giydiği kıyafetlerdi ancak artık ona bakışım değiştiği için daha da azdırıcı geliyordu bana üzerindekiler. Siyah kısa bir şort giymişti, üzerinde gri ve eski bir tişört vardı, tişörtün üzerinde kurumuş yemek lekeleri belli oluyordu, ayağında da uzun beyaz çoraplar vardı. Saçları bara gittiğimizde olduğu gibi süslü değil, aksine yeni uyanmış gibi dağınık ve kabarıktı. Onun bu halini gördüğümde kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kapıyı açtığı gibi bana gülümsedi ve kapıyı sonuna kadar açıp içeriye gitti. Peşinden içeri girdim ve koridora doğru uzattım kafamı. “Evde kimse yok mu? Ada nerede?” Ada, Nehir’in kardeşiydi ve ondan bir yaş küçüktü. Nehir salondan seslendi. “Annemlerle gitti, kimse yok evde. Canım sıkılıyordu zaten iyi oldu geldiğin.” dedi. Bunların hepsini biliyordum elbette ama emin olmak istedim. İçeriye geçtiğimde Nehir’i üçlü koltukta yatarken gördüm. Televizyon açık olmasına rağmen telefonu ile oynuyordu, bir ayağını kalçasının altına kıvırmıştı, bu baldırını büyük gösteriyordu, kalçası da koltuktan dışarı taşıyordu hafifçe. Dişlerimi birbirine bastırıp onun yanındaki tekli koltuğa geçtim, koltuk kanepeden biraz geride olduğu için benim ancak bacaklarımı görebilirdi kafasını çevirse. Bu bana onu iyice izleme fırsatı veriyordu. Bir süre hiçbir şey demeden oturduk, o telefonunda dolaşırken benim tek yaptığım onu nasıl sikebileceğimin hayalini kurmaktı. Tişörtünden belli olduğu üzere sütyen takmamıştı, yattığı yerde memeleri iki tarafa doğru açılmıştı. Ama sarkık yada çok büyük memelere sahip değildi, tam hayal ettiğim gibiydi yani. Artık konuya girip geçen geceyi sormalıydım, eğer hatırlıyorsa direk dudaklarına yapışacaktım çünkü artık dayanamıyordum. “Geçen gittiğimiz mekan çok iyiydi. Çok eğlendim, iyi ki dinlemişim seni.” Beni duyunca kafasını yukarı kaldırıp bana baktı ve gülümseyerek telefonunu kenara koydu. “Evet öyleydi, hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Geldiğin için sağ ol.” dedi. Hafifçe öksürdüm, “Akşam senin de başın ağrıdı mı, müzikten galiba eve geldiğimde neler yaptığımı hatırlamıyorum neredeyse.” Kanepede doğrulup bağdaş kurdu. “Harbiden ya mekanda çok eğlendim ben de ama dediğin gibi müzik fena yüksekti…” Nehir konuşmaya devam etse de her konuştuğunda ellerini oynatıyor, bu da serbest memelerinin tişörtünün altında resmen dans etmesini sağlıyordu. Bir elimle ağzımı kapatıp diğer elimi pantolonumun üzerine koydum çünkü sikim tekrar şahlanmaya başlamıştı. “… Bu arada bende görüntüleri var bekle getireyim hemen!” dedi ve hızla yerinden kalkıp odasına doğru koşturdu. Bu beni kendime getirse de hangi görüntülerden bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Kafamı iki yana sallayıp onu düşünmeyi bırakmaya çalıştım, kız belli ki söylediği şeyleri hatırlamıyordu, beni de tanımadığı bir adam sandığı için ön sevişme yapmıştı.

“Poyraz! Yardım eder misin, yetişemiyorum!” diye bağırdı Nehir içeriden. Yerimden kalkıp sese doğru gittiğimde onu depoda buldum. Evlerindeki ufak tuvaletin olduğu odayı değiştirip kılık eşyalarını koydukları bir depo yapmışlardı. Nehir bu sıkışık odanın içine girmiş, üst rafa doğru uzanmaya çalışıyordu. Sağ elini üst rafa kadar uzatmıştı, parmak uçlarına yükselmiş, hafifçe zıplıyordu. Bu kalçalarını hafifçe dalgalandırsa da asıl göze çarpan güçlü bacaklarıydı. Bacak kasları ortaya çıkmıştı ve onları kavramamak için kendimle savaş veriyordum resmen. “Ne bulmaya çalışıyorsun acaba orada?” dedim. Nehir arkasını dönmedi ama hala yukarı uzanıyordu. “Sana dediğim cd’ler burada ama yetişemiyorum, yardım etsene boş boş duracağına!” Dar odanın içine girdim ve Nehir’e yaklaşıp yukarı uzandım. Daha ilk seferinde cd’leri bulmuştum ama bu fırsatı kaçırmak istemedim. “Ben de yetişemiyorum, bir dakika…” Nehir’e daha da yaklaştım ve uzanmaya çalışıyormuş numarası yaptım. Bedenimle onu ileriye baskılıyordum, kalçaları arttık tamamen sikime sürtüyordu. Elim raftaki eline değiyor, diğer elimle de belini tutup dengemi sağlarmış gibi yapıyordum. Nehir sessizce cd’leri bulmaya çalışıyordu ama benim yüzümden zaten dar olan odada hareketleri tamamen kısıtlanmıştı. “Hala bulamadın mı? Biraz sağ tarafa bak…” Kalçalarını sola doğru sürtüp bana yer açmaya çalıştı ancak sertleşmiş sikim yüzünden bunu bile doğru yapamadı. “Belki de soldadır…” dedi ve bu sefer sağa doğru kaydı. Ne yaptığını anladığımda rafı tutup kafamı eğdim, Nehir yüzüme bakmıyordu ancak götünü bir sağa bir sola yavaşça oynatıyordu. “Sen benimle dalga mı geçiyorsun?” dedim hafifçe gülerek. Nehir bu sefer kıkırdadı. “Sence?” bunu söylediği anda raftaki elimi indirip boğazını tuttum ve kafasını yukarı kaldırıp dudaklarına yapıştım. Dar odada hiç hareket edemiyor olsa da onu daha da raflara doğru bastırdım, ellerini yukarı kaldırıp saçlarımı kavradı ve öpücüğüme karşılık vermeye başladı.

Dudakları dolgun yada şişik değildi ancak çok tatlıydı, dilini fazla kullanmıyor ve çok iyi öpüşemiyordu, bunu daha önce yapmadığını anladım bundan. Kendimi birazcık geri çektim ve onu kendime çevirip bu sefer sırtını raflara dayadım. elimi şortuna götürürken hafifçe inledi. “Poyraz…” sessizce ve iniltiyle adımı söyledi ancak elimi iç çamaşırına sokup onu parmaklamaya başladığımda sesini kesip gözlerini kapattı ve dudaklarını aralayıp inlemeye başladı. Yüz ifade paha biçilmezdi. Yıllarca yan yanaydık ve onu asla böyle hayal etmemiştim ama şimdi karşımda, parmaklarımın ucunda duruyordu. Bu düşünceler zevkime zevk kattı. Elimi geri çektiğimde gözlerini açtı, “Ne- Ne oldu…” Ellerimi beline atıp eski tişörtünü yukarı kaldırdım. Başta tereddüt edip ellerimi tutsa da sonra kollarını yukarı kaldırıp çıkarmama izin verdi. İşte karşıdaydılar. İçi dolu dolu memeler kendilerini tamamen bıraktılar, Nehir bir eli ile onları kapatsa da tamamen önümdeydiler işte. Nehir kafasını eğmişti ve yüzü kıpkırmızı olmuştu. Elimi çenesine götürüp kafasını kaldırdım, gözlerime bakmaktan çekiniyordu. “Nehir…” Adını söylediğimde gözlerini kaldırdı ve baba baktı. Bu yemyeşil gözlerin içinde boğuluyordum resmen. “Daha önce kimseye göstermedim… Tamamen yani. Bakire değilim de… İşte anladın ya.” Hafifçe gülümsedim, bu andan keyif alıyordum ve peşini bırakmayacaktım. “Nasıl yani, dediğinden hiçbir şey anlamadım.” Bana bakıp omzuma vurdu eliyle hafifçe, kaşlarını çattı, “Kapa çeneni Poyraz!” Kıpkırmızı yanakları daha da kızarmıştı. “Kulüpteki gece, onun ben olduğumu biliyordun değil mi?” diye sordum direk. Bunu dediğimde kafasını eğip hafifçe onaylar gibi salladı. “İlk başta anlamdım… Ama sonra ellerini… Tanıdım yani.” Konuşurken kekeliyor ve utanıyordu. Yanaklarını tutup yüzünü yüzüme yaklaştırdım tekrar. “Nerede o cesur ve korkusuz kadın o zaman Nehir?” dedim. Birkaç saniye hiçbir şey demeden gözlerimin içine baktı, ardından elini göğsünden çekip boynuma doladı ve dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüyor, hiç geri durmuyordu artık. Bir elini indirip pantolonumun içine attı ve sikimi kavrayıp çekmeye başladı. Bir elimle içi dolu memesini okşamaya ve sıkmaya başladım. Hayal ettiğimden bile güzeldi. Yumuşacıktı ve pürüzsüzdü, Diğer elimi cebime atıp bir kondom çıkardım ve paketini hızla açtım. Nehir geri çekilip kondoma baktı. “Bunun olacağını bilerek gelmişsin…” Dedi ancak şortunu indirdi ayak bileklerine kadar. “Sen de işimi hiç kolaylaştırmadın açıkçası.” dedim. Yine omzuma bir yumruk attı ancak ardından pantolonumu hızla indirdi, kondomu takıp sikimi amının girişine dayadım. Bir anda irkilip ellerini omuzlarıma koydu. “Poyraz-” Sözünü uzun ve sert bir öpücükle kestim. “Seninleyim Nehir… Her zaman da burada olacağım.” bunu duyunca boynuma sarıldı, ben de kendimi ileri itip içine girdim. Amının sıcaklığı ve darlığı anlatılamayacak kadar güzeldi. İniltisi kulağımda yankılanmıştı, içine girdiğim gibi boynumu daha da sıkmış, tırnaklarını sırtıma batırmıştı. Bir elimle sol kalçasını tutup bacağını havaya kaldırdım ve önce yavaşça sonra da hızlı hızlı git gel yapmaya başladım. Nehir her girişimde inliyor ve zıplıyordu. Onu geri itip boynumdan kurtardım ve diğer elimi göğüslerine attım. Ellerini boynuma koydu ve gözlerini kapattı. İçinde git gel yaparken memesini sıvazlıyor, boynunu tutup kafasını indirmesini engelliyordum. Yüz ifadesi bir tanrıça gibiydi, ağzını hafifçe aralamış, gözlerini kapatmıştı. “Nehir, bana bak. Gözlerime bak Nehir…” Gözlerini açtığında bundan zevk aldığı açıkça belli oluyordu. “Poyraz… Poyraz ben…” deli gibi titremeye başladı ve ben onu hala sikerken sikimin üzerinden boşalmaya başladı. Odanın zemini orgazmı yüzünden sırılsıklam olmuştu ama ben hala devam ediyordum. Boynundaki elimi bırakıp yanağını tuttum ve baş parmağımı ağzının içine soktum. Yanağını gererek daha da hızlanmaya başladım. Haykırışlarını gizlemeye çalışsa da bu imkansız gibiydi. İkince kez boşlasa da ben hala devam ediyordum. Artık ayakta duramıyordu, bedenini bıraktı ve kafasını raflara dayadı. Onu dik tutan tek şey bir kilit gibi onu raflara dayayan bedenimdi. Elini saçlarıma atıp sertçe geri itti. “Evet! Evet, Poyraz! Evet!” Artık haykırmaya başlamıştı ve tüm odayı inletiyordu. Üçüncü kez boşaldığında ise elini yana bıraktı, tüm gücünü bitirmişti artık, öyle ki inlemeleri bile sessizleşmiş, tamamen reflekse dönmüştü. Artık boşalmaya yakındım, o da bunu hissetmiş olacak ki gözlerini sıkıca kapattı. Boşalırken kendimi ileri atıp tüm ağırlığımı üzerine verdim ve içine boşaldım. Son bir çığlık atıp titremeye başladı ve benimle birlikte boşaldı. Bacakları titremeye başladı, spremlerim dışarı taşıyor, bacaklarından aşağıya akıyordu. bir süre hiç hareketsiz öylece durdum, rüyalarıma giren kuzenimi dört kez boşaltmıştım az önce.

Geri çekildim ve sikimi içinden çıkardım. Kondomu çıkarıp yere attığımda Nehir dizlerini üzerine çöktü. Terden saçları sırılsıklam olmuştu, tüm gücünü kaybetmişti, yüzünde çok masum bir ifade vardı. Eğilip kafasını kaldırdım. Bana baktığında gözlerinde hiç pişmanlık görmedim, yüzü gülüyordu. Sikime bakınca hala taş gibi olduğunu gördü. “Poyraz insaf et… Dört kez boşaldım. Hala nasıl sert olabiliyorsun, öldürmeye mi niyetin var beni?” Gülümseyip ileri uzandım ve dudaklarını öptüm. Bitkin olsa bile öpücüğüme karşılık verdi. “Bunu suçlusu sensin, günlerdir seni düşünüyorum, gözüme uyku bile girmiyor, ne bekliyordun?” Nehir dudaklarını yaladı ve ellerini öne uzattı. “Madem bu yola girdik… Beklediğim şey şey seninle duş almak, sonra da odama gidip bunu tekrar yapmak ve tekrar… ve tekrar.” Kollarının altından tutup onu kaldırdım ve kucağıma alıp odadan çıktım, banyoya doğru yürürken göğsüme bir yumruk daha attı. “Hey, bu ne içindi?!” Nehir kafasını kaldırdı. “Beni o dar odada siktiğin için! Hayalimdeki böyle değildi.” Kaşlarımı çattım. “Hayalinde mi? Beni mi hayal ediyordun sen?” dediğimde bir süre durup kafasını göğsüme bastırdı. “Kapa çeneni Poyraz..” bu sefer yüksek selse kahkaha attım ve banyoya girdim.

İngilizler – 2 (son)

Duşkabinden çıkıp külodumu ve taytımı giydim. Gülnihal kafasını lavabodan kaldırdı, saçları hep ıslanmış, yüzüne yapışmış. Aynadan bana baktı. “Delisin sen.” Az önce içeride olanları kastediyor. “Sen istedin bunu Gülnihal, bana öyle bakma şimdi,” dedim. Islak saçlarından bir tutamı yanağına yapıştırmış, nohut kadar bir sperm damlasını işaret ettim. “Şuranda biraz kalmış.” Damlayı iğrenerek eline aldı, musluğa tuttu. Sonra yine bana döndü, bu kez musluğu kapatarak. “Anlatırdın da ben hiç böyle görmemiştim tabii seni.” Gücenmiş bir ifade takındım. “Adamlara nasıl yumuldun, Gözde ya. Oha yani. Matt yetmedi, bir de John…” O zaman gözlerinin içine baktım: “Suratı yapış yapış olan sensin, bana söz ediyorsun, Gülnihal!” Bir yandan aynaya doğru uzatıyorum kafamı: Hakikaten de yüzüm gözüm, başörtüm tertemiz. Gurur duymak hakkım, bence. Gülnihal ise ağzını abartılı bir şaşkınlık ifadesiyle kocaman açıp: “Hepsini yuttun da ondan, deli!” Gülmemek için zor tuttum kendimi. Birden Matt’in ağzımda nasıl kasıldığını hatırlıyorum, yüzüm kasıklarına gömülü, ter, parfüm, bira ve erkekliğinin ekşi sıvısı… İçim gıcıklanıyor. “Şşt! Duyurma sesimizi şimdi İngilizlere,” dedim ve içeriyi dinledim: Odada televizyonu açmışlar. Yabancı dilde bir şeyler, tezahürat sanki… Futbol kanalı buldular herhalde. Gülnihal’e dönüp, poposuna gözlerimle işaret ettim: “Güzelce temizle kendini, içeri gidelim, neyse hayalin gerçekleştirelim.” Durdu. “Ne hayali?” “Dedin ya arkadan yapmak istiyorum.” Yüzüme baktı. “Demedin mi? Onun için gelmedik mi buraya?” Elini yüreğine koydu. “Ay, yok…” Gözlerini kaçırdı. Kekeledi. Alt dudağını ısırarak bir kez daha: “Ay, vallahi yok.” Uzanıp iki elimle iki elini tuttum, gözlerinin içine bakarak: “Bu kadar riski aldık, iki tane tanımadığımız, dilini konuşmadığımız adama otel odası ayarlattık, bu gece denemek istediğin şeyi yapmazsan bir daha asla bu cesareti bulamazsın.

“Beş dakika sonra tuvaletten çıktık. Üstümüz başımız derli toplu. John ekranın karşısında yatağa oturmuş, elinde kumanda, maç izliyor. Matt ayakta, biz içeri girince bize döndü: “Are you going now already?” Henüz değil… Nasıl denir ki ingilizcede? Süzüyorum onları. İkisi de pantolonunu giymemiş, boxer donlarıyla beklemişler bizi. Nasıl yakışıklılar, kaslı vücutları, dövmeli kolları, omuzlarıyla Hollywood filminden karakterler… Matt’in önünde belli belirsiz bir kabarıklık var. 20 dakika önce boğazımdan aşağı boşalan erkekliğinin şekli gözümün önüne geliyor, dilimin üzerindeki yuvarlak, mantar gibi kafasının hissini hatırlıyorum. Yutkundum. “No. She wants…” John da dönüp bakıyor. Gülnihal kıpkırmızı kesildi, gözlerini yerden kaldıramıyor. Kendimi kontrol etmeli, Gülnihal’e destek olmaya odaklanmalıyım. Muhteşem bir soğukkanlılıkla, “she wants try anal sex,” deyiverdim, ağzımdan çıkan sözlere en çok kendim şaşırarak. John ile Matt birbirlerine baktılar. Anlamadılar. Bu kez tane tane: “Tı-ray ey-nal seks” dedim. İkisinin de kaşları kalktı, sonra birbirlerine bakıp sırıttılar. John’a bir şey dedi Matt. Anlamadım. Benim sıram gibi bir şey demiş olsa gerek ki Gülnihal’e doğru bir adım attı. Gülnihal, yazık, dönüp benim yüzüme baktı. Araya girdim: “No, too big,” dedim Matt’e. John kahkahayı bastı. Matt’in güzel sarışın yüzünde karmakarışık duygular: Şaşkınlık, hayal kırıklığı… Ve gurur?

Çantamdan ufak bir el kremi çıkarıp -hiç yoktan iyidir- John’a verdim. Sonra Gülnihal’i yatağa çıkarttım. Başını benim göğsüme koyup köpekleme bekliyor. Göz göze geliyoruz. Gözünde utanma, endişe ve şehvet… Gülümsedim ona. John’u ağzına alıp emmesi nasıl baştan çıkardıysa beni yarım saat önce, şimdi de öyle azdırıyor bu hali beni. John arkasına geçti, kafasını arkaya çevirip kendisine bakan Gülnihal’in saçlarını boynundan çekerken: “You’re a fucking beauty.” Eğilip boynunu öptü kadının, kulağının arkasını, sonra elbisesinin yakasını esneterek omuzlarını… Gülnihal’in şimdiden gevşediğini görebiliyorum. Elbisesinin eteğini, kalçaları açıkta kalana kadar, acele etmeden beline doğru topladı Gülnihal. John’un elleri geniş, yuvarlak ve süt gibi bembeyaz kalçalarını buldu, okşayıp sıkıştırmaya başladı. Gülnihal inlemeye başlamıştı bile. John’un zarif, sivri kafalı erkekliği tekrar taş kesilmişti, sürdüğü kremle parıldıyordu.

Matt’in, ağırlığıyla yatağı çökerterek arkama oturduğunu hissettim. Gülnihal’in külodunu, ürkek bir sokak hayvanıyla ilgilenir gibi nazikçe indiren John’u izliyordum. Sırtımı Matt’in geniş göğsüne yasladım. Kokusunu güven verici buluyordum. Öne uzanıp çenemi kaldırdı ve dudaklarıma yumuldu. Aşkla öpüştük. Dilini ağzıma alıp emerken boxer’ından çıkardığı erkekliğini buldum, elime aldım. Nasıl da sertti! Şehvetle başım dönüyordu.

Gözlerimi tekrar açtığımda Gülnihal’ı iyice domalmış buluyorum. Havaya diktiği çıplak kalçalarının arasına John kendisini yerleştirmiş, anüsüne ileri geri sürtünüyordu. “You ready now?” diye sordu, fakat cevabını beklemedi. Matt ve ben onları izliyorduk: John Gülnihal’in daracık deliğine yaslandı. Gülnihal endişeyle yüzüme bakıyordu. Kuvvetle yüklendi. Kadının yüzü acıyla buruştu. O sırada Matt’in eli taytımdan içeri girdi ve kadınlığımı avuçladı. Sırılsıklamdım. Parmakları klitimi sıkıştırıyordu. İnlediğimi farkettim. “Relax,” diyordu John. Gülnihal, “Acıyor, yavaş,” diyordu, ağlamaklı. Kafası girmişti. Anal bekaretini kaybedişini izliyordum. “Lütfen,” diyordu, ağlamaklı. John ise ingilizce bir şeyler geveleyerek ileri geri yaylanıyor, daha fazlasını sokmaya çalışıyordu. Krem Gülnihal’in anüsünün çevresinde birikirken John’un her seferinde biraz daha derine girdiğini görebiliyordum. Gülnihal’e kendisini sıkmamasını hatırlatmam gerekiyordu…

Tam ağzımı açacağım anda kendimi Gülnihal’in üzerinde buldum! Matt daha fazla dayanamamıştı, beni öne doğru itip Gülnihal’in sırtının üzerinden devirmiş, domaltmıştı. Sanki delirmişti! Tüniğimi kaldırıp taytımı alelacele indirdi ve küloduma saldırdı. Acayip bir pozisyondaydım. Kafamı azıcık sağa çevirsem John’un, Gülnihal’in arkasına sapladığı erkekliği yüzümün önündeydi; sol kolumu Gülnihal’in üzerinden atabilmiştim fakat sağ kolum geride kalmıştı, John’un çıplak beli dışında elimi koyabildiğim bir yer yoktu; altımdaki kadının ağırlığımla yatağa yapışan başı ve omuzlarıysa solumdaydı. Matt sanki öbür çifte yetişmek ister gibi, aceleyle kremlenip anüsüme yaslandı. Krem kötü seçimdi, yakıyordu, lakin o koca kafasını başka türlü alamazdım. Nitekim, belimi sıkıca tutup tek hamlede, kafasını deliğime bir tıpa gibi oturttuğunda acıyla nefessiz kalmıştım. “Too big, ha?” diye fısıldadı kulağıma ve ikinci hamlede köküne kadar girdi. Fazla büyük bulduğum yarağını şimdi içime böyle sertçe, adeta zorla sokuyor olmak hoşuna gidiyordu. Öyle sert yüklendi ki tek kolumla kendimi dik tutamadım ve Gülnihal’in üzerine düştüm. Diğer çift aynı anda tepki verdi bize: İki ayrı dilde azar işittik. Matt o zaman bir eliyle türbanımı kavradı ve kafamı geriye doğru çekerek vücudumu Gülnihal’in üzerinden kaldırdı. Bir yandan pompalamaya başlamıştı bile. Gittikçe hızlanarak ama her seferinde kökleyerek sikiyordu beni. Başta acı ve zevkle inliyordum. Darbeleri hızlandıkça kendimi kaybettim, ağzımdan bölük pörçük sesler çıkıyordu. Türbanımdan çekerek artık iyice dikeltmişti beni, dizlerimin üzerinde dikelmiştim. Gözlerimi açtım: John Gülnihal’i yatağın kenarına çekmiş, bacaklarını yataktan sarkıtacak kadar. Kendisi ayağa kalkmış, bir ayağı yerde, bir ayağı yatakta, Gülnihal’in kıçında gidip geliyordu. İyice gevşetmişti, zorlanmıyor gibiydi. Gülnihal’in eliyse kendi bacak arasındaydı, kadınlığını okşuyor, yüzündeki ifadeye bakılırsa hayatında ilk kez kıçında bir yarak olduğu halde orgazm olmak üzereydi. İnlemeleri kuvvetlendi; ağlar gibi, kıvranarak, sarsılarak boşaldı. Çıkardığı sesler öyle seksiydi ki, Matt son bir kez kökledi, dondu, ve hırlayarak boşaldı. İçime spermini akıtırken anüsümdeki kasılmalarını hissediyordum, John da o sırada ağzı açık, kaskatı kesilmişti, Gülnihal’in içine boşalıyordu. Titriyordum…