Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Annemin Telefonu Bölüm 2 : Sosyal Medya

(Uzun sürdü biliyorum ama sürekli müsait olamıyorum umarım okurken zevk alırsınız…)

Olayın etkisiyle mi yoksa nasıl tepki vereceğimi bilmediğimden mi kalbim hızlı hızlı atıyordu. Annem sosyal medyada ne yapıyordu da tanımadığı erkeklerle böyle mesajlaşıyordu ki?

Normalde onun yaşındaki bir kadın bırakın DM’den erkeklerle konuşmayı, sosyal medyayı doğru düzgün bile kullanamazdı. Ancak annem sanki her ortamda elinden telefonu düşürmeyen ilgi meraklısı kızlar gibiydi. Telefonu elinden düşürmeyen, sürekli selfie çeken bir kadındı.

Acaba fotoğraflarını mı paylaşıyordu? Paylaşıyorsa ne tür fotoğraflardı bunlar? Erkekleri tahrik edecek kadar onları etkileyebiliyorsa, hele ki yaşı ve turbanlı olmasına rağmen, müstehcen şeyler mi paylaşıyordu? Vücudunu mu paylaşıyordu ya da daha kötüsü nude görsel mi paylaşıyordu hesaplarında?

Artık daha çok merak edemeyecek kıvama gelip görmem gerekenle yüzleşmek istedim. Instagram hesabını açıp ne döndürdüğüne baktığımda gördüklerim karşısında dona kalmıştım resmen. demetinizx2_ adlı, herkese açık bir hesabı vardı. Hesabında Reelslere göz attığıma şunları görüyordum;

Sıkı vücudunu sergileyen bir duruş, şık bir kombin ancak dizlerine kadar açık bir bacak bacak üstüne oturuş halinde, siyah ten çorap giyilmiş, makyajlar yapılmış ve tahrik edici bir ayak sallamasıyla “WORK WORK WORK” yazdığı bir reels videosu vardı.

Bir sonraki reels videosunda yine şık ten rengi bir kombin yapmış halde gayet normalken sanki yanlışlıkla arkasına dönmüş gibi yapıp kalçasını sergiliyor gibiydi.

Yine kaydırdığımda arkada popüler bir trap şarkı çalarken ufak dans mı desem kıvırtma hareketleri mi desem yine tahrik edici bir şekilde figürler yapıyordu ve şunu yazmıştı “Konuştuğum erko yaşımın yarısı çıkmıştır…”

Yorumlar daha da beterdi;
“Harikasın aşkım kaliteli çorabını giymişsin yine”
“Ölüyorum sana”
“ateşşş”
“Ortalık alev aldı”
“Ohhh harikasın bebeğim” gibi gibi bir sürü yorum vardı.

O zaman anladım ki annem sosyal medyada erkeklerin ilgisini çekmek için vücudu sergiliyor, tiktokta akım çeken genç kızlar gibi erkekleri azdırıyordu…

Çok geçmeden DM’lere yine göz atmak istemiştim. Tabii bu anda kan, ter içinde kızarmış bir halde gördüklerime inanamıyordum… “Harika görünüyorsun bebeğim” mesajını atan hesaba annem “Beğenmene sevindim aşkım hahahasha” yazmıştı. “Gönderildi” yazmasının verdiği rahatlıkla sohbete tıklayıp göz atmak istedim.

Annem yine tek gönderimlik bir fotoğraf göndermişti. Acaba ne yollamıştı? Azdırıcı bir fotoğraf mıydı, nude görsel miydi? Aklıma her şey geliyordu.

Karşıdaki kullanıcının (mertxky_0) profiline baktığımda benim yaşlarımda genç bir erkekti.

Sohbeti merak edip en üstte kadar kaydırdığımda mesajları teker teker okumaya başladım.

mertxky_0: Selamlar çok güzelsiniz, bir kahve içme şansımız var mıydı acaba hahahjasd

Annem: Selammm teşekkür ederim ama ben kaç yaşındayım haberin var mı acaba?

mertxky_0: Kadınlara yaşları sorulmaz diye biliyorum hahahasdaj hem sizin için yaş etkisiz gibi

Annem: Hahhahaa çok tatlısın sen ya

mertxky_0: Teşekkürler size layık olmak lazım hem hasdhahaa, Acaba kahve teklifi için ne dersiniz? Emin olun sizinle keyifli bir zaman geçireceğiz…

Annem: Demek öylee diyosun ama ayağına mı çağıracaksın beni bir de kahve için..

mertxky_0: Olur mu hiç öyle şey, ayağınızı yere değdirmem ben sizin.. Arabamla alabilirim sizi. Siz nereye isterseniz oraya 😉

(Profiline baktığımda mercedes c180 arabasıyla storyler, gönderiler vardı… )

Annem: Öyleyse olur hahahaha

mertxky_0: Süpersiniz, sizi nerden alayım?

Annem: XXX Mah, yy sokak saat öğlen 2 civarı çıkarım. Okey mi sana?

mertxky_0: Okey ne demek emriniz olur hahahaha. Orada görüşmek üzere..

——(Sohbetten 6 saat sonraki mesajlar)——

mertxky_0: Demet veya bebek mi demeliyim hahahasa bugün çok güzeldin harika bir gün olmuştur umarım senin için de..

Annem: Süperr bir gündü sen de süperdin teşekkür ederim, istediğini söyle ama “Bebeğim” tercih ederim hahahaha

mertxky_0: Bebeğimmm, arabada söylediklerini halen düşünüyorum

Annem: Sence fikrin ne?

mertxky_0: Benim için asla bir sıkıntı yok, dediklerinde haklısın tabii gizli kalabilmen önemliyse benim için de önemlidir. Ve yaş farkı vs benim için bir önemi yok. Senin gibi bir genç bir ruha sahip kadın her şeyin en iyisini hakediyor. Heyecan aramızda hep yüksekti anlamışsındır zaten..

Annem: Teşekkür ederim tatlım, benim için de ilk oldu bu. Heyecanlandım çünkü sen de aşırı yakışıklısın hahahaha

mertxky_0: Sen de aşırı güzelsin Demet, son anları hiç unutamıyorum… Sanki bir film sahnesi gibiydi..
Dışarda yağmur yağıyor, arabada bakışıyoruz, gerilim, heyecan her şey tavan hahahaha.. Romantik bir anıydı senle.. dakikalarca seni öpmek beni benden aldı…

Annem: Biliyorummm, aşırı güzeldi aşkım, dudaklarında kayboldum resmen.. Ve farketmedim sanma elinle kapatmana gerek yoktu hahahaha..

mertxky_0: Ne yapayım aşırı yükseldim o an, sana karşı koyamadım.. Olgun, seksi ve güzel bir kadınlaydım.. Off süperdi..

Annem: Hhahahhaha, bak buna ne diyeceksin o zaman… (Bir fotoğraf gönderdi.)

mertxky_0:Harika görünüyorsun bebeğim

Annem: Hhahahhaha, sen daha neler neler göreceksin bekle…

Sohbet böyle devam ediyordu… Gördüklerime göre artık yoldan çıkmış, genç bir erkekle en iyi ihtimal öpüşmüş diyebileceğim bir annem vardı. O da en iyi ihtimal, belki öpüşürken elleşmeler oldu… Annem nereye elledi buluştuğu çocuk annemin neresine elledi kim bilir…

Onu öyle arabada romantik bir ortamda ateşli ateşli bir öpüşme sahnesinde hayal ettikçe daha da kızarıyordum. Annem resmen genç kızlar flörtleşiyor, onun bunun arabasında kim bilir ne hallere giriyordu…

Artık ben de kendime neler neler göreceğim diyerek beklemede kalacaktım.

Annemin Telefonu Bölüm 1

Merhabalar uzun süre sonra aklımdaki hikayeyi derleyip size sunmak istiyorum. Umarım keyifli bir seri olur.

Hikaye telefon mesajları tabanlı olacak veya sosyal medya tabanlı içeriklerden oluşacak.

Ben 19 yaşında mezun senemde bir gencim.

Annem Demet 41 yaşında türbanlı, sıkı toplu bir vücuda sahip heyecanlı ve bir o kadar da seksi bakımlı ve sık sık giydiğine önem veren bir kadın.

Bir gün odama gelip telefonunda yer kalmadığını söyleyerek hafızasını laptopuma kaydetmesini istemişti. Aslında olaylar buradan sonra gelişmeye başladı. Çünkü telefonda gördüklerimden sonra kafamdan kurşun yemişe dönmüştüm…

Ama önce “Tamam bakarım, şimdi yedeklerim hem hiçbir şeyin kaybolmaz.” demiştim. O da telefonu ve şifresini vererek evdeki işleri yapmaya gitmişti.

40’larında bir kadının telefon uygulamarı genelde instagram, facebook, tiktok vs. olurdu. Zaten günün çoğunu tiktokta bir şeyler izleyerek geçiriyordu. Sosyal medya hesaplarına daha önce hiç bakmamıştım zaten.

Telefonu usb ile bağladığımda bildirimlerden izin vermem gerektiğini, cihazı tanımlamasını gereken bir işlem yapmam gerektiği uyarısı vermişti. Üstten biraz daha kaydırarak bildirimlerin tümünü görme şansım oldu. Bildirimlerden birinde instagramdan düşen bir mesaj belirdi. Mesaj içeriğinde “Harika görünüyorsun bebeğim” yazıyordu. Bir anda afalladım ama ne olduğunu tam anlayamadım. Bu mesaj anneme mi gelmişti yoksa?

Sohbeti merak edip açmak istedim ancak mesajı görüldü olarak bırakıp kısmen okumuş olacaktım ki annem de bunun farkına varacaktı telefonu geri verdiğimde. İnstagram DM’lerine girdiğimde ikinci bir şoku daha yaşadım. DM tamamen alev, kalp ve bir sürü erkeğin mesajıyla doluydu. “Harika görünüyorsun bebeğim” mesajının altında bir sürü böyle mesaj vardı. Dehşet içinde rastgele görüldü olmayacak bir sohbete girdim ve gördüklerim sırasıyla şöyleydi;

kullanıcı1: Demet mahrum bırakma bizi paylaşımlarından lütfen

Annem: Fırsat buldukça paylaşıyorum teşekkür ederim

kullanıcı1: yeni siyah ten çoraplarına bayıldım resmen. çok yakışmış sana ama halen ayaklarını göremedim 🙁 ne zaman atacaksın?

Annem: Henüz pediküre gitmedim, söz siz takipçilerime atacağım daha fazlasını…

Mesajları okuduktan sonra annem ne paylaşıyordu ve neden birçok erkekle konuşuyordu soruları deli gibi kafamda dönüyordu. Bir sonraki sohbete baktığımda profil fotoğrafında genç nerdeyse benim yaşlarımda bir çocukla konuşmalarını da gördüm;

kullanıcı2: Siz gerçekten çok şık duruyorsunuz kaç yaşındaydınız acaba?

Annem: Hahaha teşekkür ederim.. Ama kadınlara yaşı sorulmaz değil mi… Sen kaç yaşındasın?

kullanıcı2: Aaa pardon ama çok güzelsiniz ondan merak etmiştim. Ben 18 yaşındayım ama sorun olur mu size?

Annem: Teşekkür ederim canım, lütfen sizli-bizli konuşma ya çok tatlısın ayrıca gençsin bana Demet diyebilirsin.

kullanıcı2: Tamamdır, bundan sonra Demet olarak sesleneceğim ya da Demet’im mi desem ahahdhashd

Annem: Ahashdahs istediğini söyleyebilirsin tatlım…

(Sohbet ilerledikçe birkaç fotoğraf gönderilmiş olacak ki sohbet iyice derinleşmiş)

Annem: (Bir fotoğraf gönderdi.)

kullanıcı2: offf harikasın Demet daha da atsana
Annem: (Bir fotoğraf gönderdi.)

kullanıcı2: Yuh böyle fotoları kim çekiyor? kocan mı çekiyor yoksa?

Annem: Hhashdha hayır ben hepsini kendim çekiyorum tatlım…

Konuşmaları dehşet içinde okurken içeriden bir ses geldi; “Bitmedi mi daha çok uzun sürdü” diye. O an nasıl bir halde olduğumu tarif bile edemem. Hemen telefonun hafızasını yedeklerken içimden bir ses hesapları da yedeklemem gerektiğini yoksa bu duyguyla çatlayacağımı söylüyordu. Laptopuma her şeyi yedekledikten sonra anneme geri götürdüm.

“Sonunda hallettin mi her şeyi hep doluyor bu” dedi, ben de “Hallettim hafızası düşük ondan oluyor” dedim.

Kanepede pijamasıyla uzanırken de her yeri belli oluyordu ve umursamadan tiktokta bir şeyler izlemeye devam etti.

Ancak ben o telefonun içinde neler döndüğünü aşırı merak ediyordum. Artık laptoptan annemin tüm hesaplarını kontrol edecektim. Gizlediği ne varsa hepsini görecektim…

Tatilde Olan Tatilde Kalır-5

Ceren uzerindeki geceliğini de çıkartıp yataga uzandı. Biz de iki yanına uzandık. Bütün vucudunu opmeye basladık. Ben aşağıdan ayaklarından basladım Hakan yukarıdan boynundan başladı. Cerenin ayalarından yukarı doğru dilimle yalayarak amına kadar geldim. Bacaklarını aralayıp arasına uzandım ve amını yalamaya basladım. Tahrik olmustu cok ıslaktı amı. Once dudaklarını dudaklarımın arasına alıp emmeye başladım, kıvranmaya ve inlemeye basladı. Sonra dilimi dudaklarından iceri soktum sokabildiğim kadar derine soktum. Eliyle sacımı kavrayıp beni amına bastırdı. Dilimin tamamı amının icerisindeydi, dilimi icinde hareket ettirdikce kıvranıyordu.

Hakan’da yanıma geldi bacaklarını iyice ayırdık. Artık amını beraber yalıyorduk. Ben klitorisini yalarken Hakan dudaklarını yalıyor, ben dilimi icine soktugumda hakan amının üst kısmını yalıyordu. Ceren daha fazla dayanamadı bacaklarını kasa kasa bosaldı. “Hadi artık sikin beni” dedi. Hakan Önce Mert siksin ozaman” dedi. Ben etrafta prezervatif arandım ama Ceren “Ben korunuyorum sen de yabancı değilsin boşver” dedi. Sikimi amına dayayıp bastırmaya başladım. Çok ıslak olduğu için kolayca icine girdim. Yavaş yavaş girip çıkmaya basladım. Ben misyoner pozisyonunda onu sikerken Hakan da kafasının yanına diz çökmüş Ceren’in kafasını kendisine doğru cevirmişti. Ben Ceren’i sikerken o da Hakan’ın sikini yalıyordu. Ceren yüzünü bana döndü ve biz opusmeye basladık. Bir yandan sikerken bir yandan da deli gibi opusuyorduk. 5 saniye önce Hakan’ın sikinin olduğu dudaklarını ben emiyordum su anda. Cok degisik ama tahrik ediciydi.

O halde sevisirken Hakan beklemediğim birsey yaptı, sikini getirip ikimizin dudaklarına yaklastırdı. Ben tedirgin oldum ilk defa bir sike bu kadar yakından bakıyordum. Ceren elini uzatıp Hakan’ın sikini tuttu ikimizin arasına dogru cekti. Bir anda Hakan’ın siki ikimizin dudaklarının arasına geldi. Ben ilk başta cok birsey yapamadım ama sonrasında ikimizin dilleri Hakan’ın sikinin etrafında dans etmeye basladı. Heryerini yalayıp sırılsıklam yaptık. Hakan’ın sikini dudaklarımızın arasına aldık Hakan ileri geri hareket etmeye başladı arasında. İkimizin birden dudaklarını sikiyordu resmen. Ben daha fazla dayanamadım Ceren’in amına boşalmaya basladım. Ceren bacaklarını belime sarıp kendine cekip en derinlerine boşalmama yardım etti. Hakan ozaman sıra bende sanırım dedi gülerek…

Arka Koltuk Annesi Bölüm 1

Taşınma günü gelene kadar hayatınızda ne kadar çok eşya biriktirdiğinizi asla fark edemezsiniz.

Küçük oğlumuzun nihayet üniversiteye gitmesiyle birlikte iki taşınmayı bir arada gerçekleştirdik. Kocam Alex ve ben sadece birkaç mil (1 mil=1,6km) ötedeki bir apartman dairesine taşınıyorduk ama önce Cory’yi on altı saat uzaklıktaki üniversitesine götürüyorduk. Tüm eşyalarımızı depoya koymamız gerektiğinden (üç hafta daha tapu alamayacaktık), Cory’yi bırakmak için birkaç günlük sürüşümüzü bitirdikten sonra iki haftalık bir yolculuk planlıyorduk. Cory’nin tüm eşyaları ve neredeyse üç haftalık gidiş-dönüş yolculuğu için valizlerimizi arabaya yerleştirirken, büyük bir çıkmazla karşı karşıya olduğumuzu fark ettik. Araba yüklendiğinde sadece iki kişinin oturabileceği kadar yer vardı; sürücü ve sürücünün hemen arkasındaki arka koltuk. Geri kalan her yer Cory’nin eşyaları ve bizim valizlerimizle doluydu. Kocam her şeyin yerini değiştirmeye çalıştı ama çok fazla eşya vardı.

Sonunda, “Cory ve ben birlikte oraya sıkışabiliriz,” diye öneride bulundum

Alex “On altı saat boyunca mı?” sordu. “Birbirinizin sinirlerini tamamen bozarsınız.

“Bu şekilde muhtemelen daha fazla mola vermemiz gerekecek,” diye omuz silktim.

“Senin çay fincanı büyüklüğündeki mesanenle bunu her halükarda yapmamız gerekecek,” diye espri yaptı Alex. Ne kadar sık mola vermem gerektiğine her zaman sinirlenirdi. O, arabaya bin ve varana kadar inme türünden bir adamdı, benim mesanem ise her zaman gülleri koklamak için durmakta ısrar eden türden bir gezgindi. (Ya da duracak gerçek bir tuvalet yoksa, sadece güllerin kokmasını sağlamak için).

Benim gibi zayıf olan Cory’ye döndüm, “Yaşlı annenin yanında on altı saat sıkışık kalmayı kaldırabilir misin?”

Her zaman alaycı olan oğlum isteksizce, “Sadece mecbur kalırsam,” dedi. Kendini dirençli hissediyordu ama tek alternatifin bazı eşyalarını geride bırakmak olacağını fark etmişti ki bu hiç de kabul edilebilir bir şey değildi.

“Bu tavrına dikkat et genç adam,” diye şakacı bir şekilde karşılık verdim. “On altı saat boyunca yanımda sıkışıp kalacaksın, o yüzden keyfim yerindeyse muhtemelen senin için daha iyi olur.”

Çok sıcak bir Ağustos günü olduğunu ve yolculuk boyunca mümkün olduğunca serin kalmak için bir yazlık bir elbise giydiğimi belirtmeliyim.

Hepimiz bir kez daha çiş kontrolü yaptık, tabii ki bunu kullandım, sonra Cory ve ben yan yana, bir kişi için yeterince büyük olan rahat yere sıkıştık.

Alex, tıpkı oğlununki gibi alaycı bir tavırla, “Rahat mı?” diye sordu.

Cory’nin sağ dirseği göğsümü dürttüğünde, “Pullman vagonundaki bir inek gibi” diye takıldım (Pullman: Trelerdeki geniş lüks ve genellikle yataklı vagon tipi)

“Möö,” diye ekledi Cory, biraz daha kayarak sol göğsüme daha da fazla baskı yaptı, çünkü diğer tarafta tavana kadar yığılmış bir kutu yığınına sıkışmıştım.

Yarım saat sonra şehrin dışına çıkmıştık ki, “Bu işe yaramıyor,” diye itiraz ettim.

Cory, iPad’inde okuduğu kitabı bir kenara bırakırken sordu; “Sardalya gibi bir arada olmaktan hoşlanmıyor musun?” O da benim gibi e-kitap okumayı severdi.”Pek sayılmaz,” diye cevap verdim. “Belki bir süre kucağında oturabilirim,” diye önermeden önce etkisiz bir şekilde kıpırdanıyordum. “Tamam,” diye başını salladı oğlum, değişiklik olsun diye benimle aynı fikirdeydi.

Kucağına çıktım ve “Şimdi çok daha iyi oldu” diye iç geçirdim.

“Katılıyorum,” dedi Cory.

“Senin için çok ağır değilim, değil mi?” diye sordum.

Kırk altı yaşımda hâlâ çok formdaydım. Zayıf, iri göğüslü, sıkı kalçalı ve sıkı bacaklıydım. Emlak satarken, görünüşümün satışlarımda önemli bir rol oynadığını biliyordum. Seks satar, her zaman sattı, her zaman satacak. Bu yüzden normalde profesyonel ama seksi iş takımları ya da naylon çorap ve ondört santim topuklu şık elbiseler giyerdim. Sattığım gayrimenkulden daha fazla anlaşma yapmama yardımcı olmalarına güvendiğim için 38D (Avrupada 85D ölçüye karşılık geliyor)) doğal göğüslerimi her zaman sergiledim.

“Hayır, iyisin,” diye cevap verdi hafifçe kıpırdanarak.

Alex arabayı sürmeye devam ederken iki şeyi fark ettim:

İlki; Kısa, dar bir elbise giymek kötü bir fikirdi, çünkü şimdi oğlumun kucağında oturuyordum, eteğim popomu tam olarak örtmüyordu ve dar bir tanga vajinamla oğlum arasındaki tek engeldi.

İkincisi; Oğlumun penisi sertleşmişti ve vajinamın hemen altında zonkladığını hissedebiliyordum.

Babası gibi lisede oldukça inek olan ve bir düzineden fazla üniversiteden tam burs teklifi alan oğlum, tüm yaz inşaatta çalışarak fiziksel olarak gerçekten gelişmişti. Cılız kolları gitmiş, yerine etkileyici kaslar gelmişti. Yazın geçirdiği değişimden dolayı ona sık sık iltifat ediyordum. Oğlum bir erkek olmuştu.

Ancak şimdi, çalışma sebebiyle yolun engebeli bir bölümünden geçerken, oğlumun gerçekten de bir erkeğe dönüştüğünü anladım, çünkü ereksiyon halindeki erkekliğini tam altımda hissedebiliyordum.

Her tümsekte sertliği vajinama sürtünüyordu ve kendimi kontrol etmeye çalışsam da bu beni ıslatıyordu. Oturduğum yeri ayarlamayı düşündüm ama ereksiyonunu hissettiğimi belli edersem onu utandıracağımdan endişelendim. Bunun yerine ellerimi önümdeki koltuk arkalığına bastırarak zıplamamı kontrol etmeye çalıştım.

Yine de sonsuzluk gibi gelen yaklaşık on dakika boyunca, oğlumun ereksiyonu, neyse ki şortunun arkasına hapsolmuş, sırılsıklam olmuş kadınlığıma sürtünmeye devam etti ve beni çıldırttı.

Sonunda yol düzeldi ve şimdi şişkinliği sessizce dinleniyordu, ama hala sertti ve onu hala eteğimin hemen altında belirgin bir şekilde hissedebiliyordum. Hareket etmem gerektiğini biliyordum, bir iki santim yana kaymak bile muhtemelen yardımcı olurdu ama yine de yerimde donup kalmak zorunda hissediyordum kendimi. Kısmen, hareket edersem onu utandıracağımdan endişelendiğim için, ama kısmen de, inkar edilemez bir şekilde, şu anda oturduğum pozisyon çok iyi hissettirdiği için.

Yirmi dakika boyunca vajinam hiç küçülmeyen ereksiyonunun üzerinde durdu, bir yandan da içinde bulunduğum garip durumdan kendimi uzaklaştırmak için mümkün olduğunca kocamla sohbet ettim.

Sonunda yaklaşan bir mola yeri gördüm ve durmamızı önerdim.

Alex tam yavaşlarken, Cory’nin penisinin ısrarla titrediğini hissettim. Üç kez irkildi, her seferinde kendini çok hafifçe yukarı bastırdı ama yine de bunu labiamda (vajina dudakları) fark edilir bir şekilde hissettim. İstemeden de olsa inledim.

Alex, “İyi misin Sarah?” diye sordu.

“Sadece biraz esnemem gerekiyor,” diye cevap verdim, oğlumun üzerine oturmaktan tahrik olduğum için yüzüm kıpkırmızı olmuştu.

“Bir içki alabilirim,” diye başını salladı kocam, durağa yanaşırken.

“Ben de,” diye kabul ettim, kendimi biraz susuz hissediyordum.

Durduğumuzda Cory’ye şaka yaptım: “Sanırım sen de mola vermek için can atıyorsundur.”

Oğlum herhangi bir cinsel imada bulunmadan, “Hayır, yolculuğun tadını çıkarıyorum,” diye cevap verdi. Doğruyu söylemek gerekirse, hayal kırıklığım ve suçluluk duygum dışında, bir parçam da yolculuğun tadını çıkarıyordu, ama bundan bahsetmeye cesaret edersem, sözlerimde kesin bir cinsel ima olacaktı, bu yüzden sessiz kaldım.

Zaten oldukça kızarmış olan yüzüm, kapıyı açıp dışarı çıktığımda bir ton daha koyulaştı. Yüzümün bundan daha fazla kızarabileceğinden emin değilim ama oğlum dışarı çıkıp ayağa kalktığında iki şey açıkça ortaya çıktı:

-Oğlumun ereksiyonu Adidas şortunun içinde kabarmış dışarıdan bariz belli oluyordu.

-Şortta şüphesiz benden kaynaklanan belirgin bir ıslak nokta vardı.

Arkamı döndüm ve sıvılarımın oğlumun şortuna bulaşmış olmasından utanarak tuvalete yöneldim. İçeri girdiğimde külotumu indirdim ve ne kadar ıslak olduklarına inanamadım.

Her zaman kolayca ıslandığımı ve boşaldığım zaman oldukça taşkın olduğumu belirtmeliyim. Ayrıca kocamın nadiren tatmin edebildiği vahşi bir cinsel iştahım vardı… bu yüzden genellikle tamamlayamadığı işi bitirmek için elimde çeşitli seks oyuncakları vardı. Bir we-vibe, birkaç vibratör, anal boncuklar, yatak odasından uzaktayken takabileceğim bir kelebek vibratörüm vardı, ki şu anda çantamdaydı ve en yeni satın aldığım şey, bir masaj vibratörü… kelimenin tam anlamıyla orgazmikti.

Yanan amımı bastırmam gerektiğine karar vererek (nezaketin canı cehenneme, o kadar azmıştım ki ayakta zor duruyordum) bir kabinde duvara yaslandım ve kendimi tatmin etmeye başladım. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Cory’nin yarım saat süren kasıtsız sataşmaları (kasıtsız olduğunu umuyordum, ama kesinlikle ona bunu soramazdım) beni çok azdırmıştı ve hiç vakit kaybetmeden boşaldım. Boşaldığımda am suyum bacağımdan aşağı dökülmüştü, bu yüzden kendimi tuvalet kağıdıyla beceriksizce temizledim.

Kendimi az çok toparladıktan sonra, külotumu da tuvalet kağıdına sararak daha az nemli hale getirmeye çalıştım, ancak giydikten sonra hala aşağılayıcı ıslaklığını hissedebiliyordum. Genellikle seksi severdim. Boşalmayı severdim; ama bu ıslak külotun oğlumun sikinin beni azdırdığını sürekli hatırlatması dayanılmayacak kadar aşırıydı, ben de külotu geri çıkardım.

Bunun yerine, seksi ıslak tangayı çantama sakladım ve ellerimi ve bacaklarımı yıkamak için lavaboya gittim. Ne yazık ki, çocuğuyla birlikte bir anne içeri girdi, bu yüzden tek yapabildiğim ellerimi iyice yıkamaktı, bunun boşalmamın kokusunu gizlemek için yeterli olacağını umuyordum.

Tuvaletten çıkarken, oğlumun kucağına tekrar oturmamın mümkün olmadığına karar verdim. Bunun yerine, yan yana sıkışmış bir şekilde sabretmek zorunda kalacağımızı düşündüm. Otomattan bir kola ve bir paket cips aldım ve arabaya geri döndüm.

“Lanet olsun” diye düşündüm dinlenme tesisinin gölgelik alanından ayrılırken ve yaz güneşi üzerime vururken. Burası lanet olası bir saunaydı. Bavulumdan bir külot almak istedim ama vazgeçtim: Bunu nasıl açıklayabilirdim ki? “Canım bir şeyler değiştirmek istedi” demek kulağa çok aptalca gelecek ve kaçınılmaz olarak başka sorulara yol açacaktı. Hayır, teşekkürler.

Yanlarına gittiğimde kocam ve oğlum arabaya yaslanmış sohbet ediyorlardı.

Alex şakacı bir gülümsemeyle, “Demek on dört saatten az kaldı,” diye takıldı. “Çocuk oyuncağı.”

Cory, “Çocuğu bilmem ama sanırım çok sıkı bir yolculuk olacak,” diye cevap verdi.

Emin olamıyordum, belki de ben öyle algılamıştım ama, ‘sıkı’ kelimesini vurguluyor gibiydi.

Eğer ima ediyorsa ,imaya katkıda bulunduğumun farkında vararak bir şaka yaptım, “Evet, muhtemelen bazı kaçınılmaz anne ve oğul bağlarıyla sonuçlanacak.”

“Yol boyunca arkada ikiniz olacaksınız,” diye ekledi kocam. “Oraya biriyle sığmam mümkün değil.” diye devam etti.

Bu doğruydu. Kocam iri bir adamdı ve oğlumun ya da benim onunla yan yana, ya da onun kucağına sığmamız mümkün değildi.

Olamaz, oğlumla arka koltukta geçirmem gereken on dört saatten az bir süre vardı. Ve bu defa iç çamaşırı olmadan.

Hay si…

Arabaya önce oğlum bindi kucağını sıvazladı hadi der gibi.

Önce ben binmek istemiştim ve “Tekrar yan yana binmeyi denesek mi?” diye sormuştum.

“Sorun değil anne,oturabilirsin ” dedi bir kez daha kucağını sıvazlayarak.

“Emin misin?” Üzerimde külot yokken ve amım hala nemliyken bunun garip olabileceğini bilerek sordum… güçlü bir orgazmın ardından hala hafifçe damlıyordu.

“Yan yana çok dar ve sıkı olur, Bunu zaten zor yoldan öğrendik.” diye cevap verdi.

İşte yine o ‘sıkı’ kelimesi, diye düşündüm. Bunu bilerek mi söylüyor?

“Ama bacaklarını ezeceğim,” diye belirttim, ilk seferinde çok zevk aldığım için tekrar sikinin üzerine oturmaktan kaçınmak için çaresizce.

“Anne, hiç de ağır değilsin.” diyerek omuz silkti.

“Emin misin?” diye ekrar sordum. Hala kararsızdım, çünkü aşağıya baktım ve hala şortundaki zevk sularımın lekesini ve en azından artık tamamen dik görünmeyen horozunun net hatlarını görebiliyordum.

“Anne, hiç de zor değil,” diye cevap verdi, şimdi ‘zor’ kelimesini tekrarlıyordu.

Yaramaz tarafım “ama muhtemelen çok yakında zorlayacak (sertleşecek anlamında)” diye cevap vermek istedi ama içimdeki iyi anne “Seni boğmayacağımdan eminsen?” diye karşılık verdi.

Omuz silkti, “Bana ne verirsen başa çıkabilirim.”

Ben de tekrar kucağına oturdum, sözleri yine muhtemelen imalarla doluydu, bu sefer kasıklarından kaçınmak için bacağına daha fazla oturmak için kendimi yanlara doğru ayarladım.

Arabayı sürmeye devam ederken yarım saat boyunca o noktada tehlikeli ama makul ölçüde erdemli bir şekilde oturdum. Sonra ellerini kalçalarımda hissettim, fikrimi sormadan beni hafifçe yukarı kaldırırken, “Anne, pozisyon değiştirmemiz gerekiyor” dedi.

Beni tekrar aşağı indirdiğinde, amım yine sert ve belirgin olan sikinin üzerine doğrudan oturmuştu. Çıplak amım bir kez daha onun baskısına maruz kaldığında elimde olmadan hafif bir inilti çıkardım. (En son bu pozisyonda oturduğumda ona penis dediğimin farkındayım, ama beni bu kadar azdırabilecek herhangi bir şey penis değildi, o lanet bir sikti).

Sonraki yarım saat boyunca, yol pürüzsüz olmasına rağmen, sikinin periyodik olarak titrediğini hissetmeye başladım, bu da amımın titremesine ve aşırı derecede ıslanmasına neden oldu.

Alex, “Arkası rahat mı?” diye sordu.

Oğlum “Sıkı ama iyi” diye cevap verdi.

Nefesim kesildi çünkü o bunu söylerken sikinin üç farklı hareketini hissettim.

Alex “İyi misin, Sarah?” diye bana sorduğunda ,içimden bir miktar zevk suyunun sızdığını hissettim

“İyiyim,” diye cevap verdim. Uzaklaşmak istedim, ama oğlumun kasıklarına daha fazla ıslaklık bırakacağımı ve hareket edersem (hareket edecek bir yerim zaten yoktu) açıkça fark edileceğini şüphesiz biliyordum. Islak ve çoklu orgazmların tadını çıkarma benim için her zaman büyük bir keyif olmuştu, ama şu anda bu benim kriptonitimdi. (Süpermenin gücünü emen yeşil taş. Burada yaşadığı zorluğu anlatmak için bunu kullanmış)

Alex yolcularına yani bize kibarca “Bir sonraki durak neredeyse bir saat uzaklıkta,” diye bilgi verdi.

“Endişelenme,” diye karşılık verdim, sıradan gözükmeye çalışarak.

Cory ekledi, “Evet, gerçi burası da sıcak olmaya başladı.”

Alex ona “Havalandırma tam açık,” diye bilgi verdi ve gerçekten de aşağısı hariç hiç bir sıcaklık hissetmiyordum. Bu kez Cory’nin sözleri kesinlikle ima doluydu. Oğlum benimle flört ediyordu!

“Sanırım annemin vücudunun benimkinin üzerinde durması beni biraz ısıttı” dedi Cory, sikini tekrar doğrudan amıma doğru esnetirken… niyeti artık tamamen açıktı. Ayrıca sözlerinin iki farklı anlamı vardı; biri babası için, diğeri benim için oldukça farklı.

Bir dakika sonra Cory, “Baba, radyonun sesini açabilir misin?” diye sordu.

Alex, “Açarsam seninle konuşamam, şu anda seni zar zor duyabiliyorum,” diye itiraz etti.

“Sorun değil,” diye onu rahatlattı Cory, ” biz senin yolun keyfini çıkarmana ve seksenlerin melodileriyle coşmana izin vereceğiz.” diyerek devam etti

“It’s the eye of the tiger,” diye şarkı söylemeye başladı kocam radyoyu Survivor melodisine çevirirken.

Cory telefonuyla bir şeyler yapıyordu. Birden telefonum çaldı ve bir mesaj geldiğini duyurdu.

Yerde duran çantamdaydı, bu yüzden aşağı uzandım ve bunu yaparken amımı oğlumun çok sert horozuna dayadım. Bunu inkar edemezdim. İnanılmaz derecede tahrik olmuştum.

Telefonumu kaptım ve tekrar yukarı doğru eğildim, aşırı ıslanan amımı tekrar ona sürtmeden edemedim ve mesajın oğlumdan geldiğini gördüm.

Şaşkınlıkla mesaja tıkladım.

-Neden külot giymiyorsun?

Tekrar nefesim kesildi. Gerçi bu sefer müziğin sesi kocamın beni duyamayacağı kadar yüksekti.Ne diyeceğimi bilemedim.

Bunu ikinci bir mesaj izledi.

-Ve neden bu kadar ıslaksın?

Hâlâ ne diyeceğimi bilemiyordum. Kararsızlıktan felç olmuştum. Açıkçası bu uygunsuz mesajlaşmayı durdurmalıydım. Yine de inanılmaz derecede azmıştım, bu yüzden bir anne ya da eş gibi değil, ahlaksız bir kadın gibi düşünüyordum.

Telefonuma bakarken, oğlumun küstah sözleri karşısında şok olmuş ama bir o kadar da tahrik olmuşken, Cory’nin ellerinin kalçalarımı kavrayıp beni kaldırdığını hissettiğimde irkildim.

Sürücü koltuğuna doğru hafifçe eğildim ve kocama çarptım.

Alex arkasına baktı, ben de aklım başımdan gitmiş olmasına rağmen rahat davranmaya çalışarak, “Özür dilerim, sadece pozisyon değiştiriyordum,” dedim.

“Bu durum için özür dilerim hayatım,” diye özür diledi.

“Olan oldu canım önemli değil,” diye cevap verdim, onu suçlamadan. Bu sırada oğlumun ellerini kalçalarımda hissettiğimde beni tekrar kucağına indirdi ve… ve evet taş olmuş sikinin tam üzerine!

Şaşkınlıkla irkildim ve Alex radyoyu kapatıp sordu, “İyi misin?”

“Evet, sadece kutudaki bir şey tarafından dürtüldüm,” diye zayıfça cevap verdim. Yaramaz bir şey söylememek için kendimi zor tuttum. Artık kocamınkinden daha büyük olduğunu bildiğim oğlumun siki içime gömülürken, elleri sıkıca kalçalarımda, beni kucağında tutarken inanılmaz bir zevk içimden akıyordu.

Kocam “Tamam,” diye başını salladı, radyoyu tekrar açtığında seksenlerin bir başka melodisi, Bryan Adam’ın ‘Summer of 69’ şarkısı başladı.

(Burada melodiye uygun dizeler yazmış bende şuna çevirip yazıyorum)

O sırada bende içimden şöyle tempo tutuyordum;

Orada öylece oturdum; hala oğlumun sikinin içime gömülmesinin ve beni kucağına yerleştirmesinin şokunu yaşıyordum.

Orada öylece oturdum; içimde kaldığı her saniye oğlumun sikine binmekten daha fazla keyif alıyordum.

Orada öylece oturdum; hayret verici şekilde oğlumun bundan sonra ne yapacağını merak ediyordum.

Orada öylece oturdum; içten içe Cory’nin daha da fazla kontrolü ele almasını diliyordum.

Orada öylece oturdum; oğlum kontrolü ele alırsa, kocamdan birkaç santim ötede yaşadığımız ensest gerçeğini gizleyemeyeceğimden endişelendim.

Orada öylece oturdum ve… gerekiyorsa beni yargılayın… yolculuğun tadını çıkardım. Cory’nin aleti içimde yükselirken yoldaki her tümsek bana yeni bir zevk veriyordu. İnlememek , kocamı ensestten aldığım zevkten haberdar etmemek için tüm irademi kullanmak zorundaydım ve bunu isteyerek yaptığımı inkar edemezdim.

Yine de, sikini içime sokacak kadar yüzsüz olan oğlumun, sanki siki annesinin amının derinliklerine gömülmemiş gibi orada oturup Ipad’inden kitap okuması beni hayal kırıklığına uğrattı.

Yarım saatten fazla bir süre orada öylece oturdum, kendimle deli gibi dalga geçilmesine izin vermekten başka bir şey yapmadım.

Doyumsuz açlığıma teslim olmamak ve oğlumun sikinin üzerinde çılgınca aşağı yukarı zıplamaya başlamamak için tüm irademi kullanmak zorunda kaldım.

Otoyoldaki her tümsekte inlememek için tüm irademi kullanmak zorundaydım. Ama bazı anlarda çok zorlandım. Özellikle Alex ara sıra bazı kasislerden geçtiğinde, vücudumun titremesine ve amımın dahada ıslanmasına engel olamadım.

Kendimi boşaltmak için amımı onun sikine sürtmemek için tüm irademi kullanmak zorunda kaldım. İçimde yuvalanmış ama lanet olası şekilde bir şey yapmadan öylece bekleyen sakin bir horozun olması beni deli ediyordu!

Alex, “Bir sonraki durağa on iki mil (19-20 kilometre) var” diye anons ettiğinde, kafam o an bambaşka bir yerde olduğu için birden irkildim.

Bu anons oğlumun sonunda kontrolü ele almasını sağlamış gibi görünüyordu. Beni yavaşça sikinin üzerinde kaldırıp indirmeye başladı.

İçimde bir duygu karmaşası dönerken inlemediğimden emin olmak için dudaklarımı birbirine kenetledim;

Heyecan içindeydim. Çünkü oğlum sonunda kontrolü ele alıyordu.

Aşağılık hissettim. Çünkü onun kontrolü ele almasından heyecan duyuyordum.

Zevk aldım. Çünkü ensest artık varlığımın her zerresinde dolaşıyordu.

Hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü beni sevdiğim gibi sert bir şekilde sikmiyordu, ancak sert şekilde sikilmenin şu an iyi bir fikir olmadığının da farkındaydım.

Suçluluk duydum. Çünkü oğlumun beni becermesine izin veriyordum. Teorik olarak, siki içimde hareketsiz bir şekilde dururken beni becermesine izin vermiyordum. Sadece içime girmesine izin veriyordum. Bunun acınası bir savunma olduğunu biliyorum, ama tutunacak tek şeyim buydu…

Ama sonra birden oğlum kalçalarımdan elini çekti ve kararı bana bıraktı.

Artık buna bir son verme şansım vardı. Vücudumu kaldırıp onun sikini ıslak amımdan çıkarmak ve bu tuhaf duruma anne olarak el koymak için son şansım…

(Devam Edecek)

Komşumuzla Tatil (14) – FİNAL

Yatağımızın kenarına çöktüm. Derin bir ürperiş bir anda vücudumu sardı. İçimde dönüp duran duyguların kokteyli eziciydi. Erotizm, utanç, tahrik, heyecan, alçalma, küçülme… Ama hepsine hakim olan şey korkunç bir cinsel uyarılmaydı.
Sikimi açığa çıkardım, ancak fiziksel provokasyon olmadan bile patlamaya yakın olduğum için ona dokunmaya cesaret edemedim.
Karımı daha önce hiç böyle görmemiştim, daha önce hiç böyle şehvetle bağırdığını duymamıştım. Aramızdaki iki cam bölmeyi bile aşıp gelen zevk iniltileri inanılmazdı.
Karım adamın seks oyuncağı gibi parmaklarıyla çarşafı kavramış sürekli inliyordu. Adam kalın yarağıyla vajinasına her daldığında deli gibi çığlık atıyordu.
O anda, Burhan’ın karımın kadınlığının hiç ulaşamadığım alanlarına, benim hiç yapamadığım kadar daldığını biliyordum. Vajinal sinir uçlarını had safhada uyardığını, içindeki vahşi hayvanı serbest bırakma zevkine ulaştığını biliyordum.
Aniden onları izlerken ağzımın tamamen açık olduğunu fark ettim. Burhan uzandığında dehşet içinde onlara baktım. Karımın göğüslerini tutarak sikerken şişe geçirir gibi kendine çekiyordu bedenini…
“Oh bebeğim, sikimi seviyor musun?” dedi Burhan. Onları zar zor duyabiliyordum, ama dudaklarının hareketleri sesin zayıf geldiği anlarda konuşmalarını anlamamı sağladı.
“Ahh… Evet… Onu seviyorum. Senin koca sikini çok seviyorum. Sik beni aşkım… Koca yarağını istiyorum.” Karım inleyerek yanıtladı adamı…
Yavaşladı sonra, karımı belinden çekip onu yatağında döndürdü, sırtüstü yatırdı. Önü, kadınlığı şişmiş, kabarmış ve sırılsıklam görünüyordu. Erkeğin masif organı, karımın içinden fışkıran gerçek dışı miktardaki zevk kremiyle kaplanmıştı.
Sikinin gövdesi boyunca neredeyse dolu dolu bembeyaz bir köpük görüntüsü vardı. Ayla’nın bana bu kadar kadınlık özünü verdiğini daha önce hiç görmemiştim. Aldığı zevkin derecesini anlayabiliyordum.
Eğildi ve karımın göğüslerini ve sonra dudaklarını öptü. Kasıklarındaki devini bir kez daha karımın cinsel organına hizaladı, yavaşça kendini içine itti.
Kalın sikinin gövdesinin karımın amcığını ikiye yarmasıyla büyülenmiş vaziyetteydim. Adama karşı bir hayranlık uyandı içimde…
Karımın sırılsıklam kalçalarının etini esnetiyor ve kucaklıyor, asla bırakmıyordu. Ayla’nın zevk kaynağı am dudakları adamın kalın sikinin etrafını sımsıkı sarmış vaziyetteydi.
Bacaklarını kaldırdı karım, yüksek sesle inledi, güzel ayakları adam içine girerken havada kasıldı. Onu bir kez daha pompalamaya başladığında narin ayak parmaklarının kıvrılışını izledim.
Büyük topları, karım onu içine alırken dolgun kıçının minik deliğine tokat atmaya başladı. Kollarını erkeğin boynuna sardı, kendine çekip sarıldıkça göğüsleri birbirine yapıştı. Karımın iri memeleri adamın geniş göğsünde eziliyordu.
Odanın karanlığında yüksek sesle çalarak telefonumdan aniden şaşırdım. Her nasılsa, Ayla arıyordu. Cevap verirken titriyordum,
“Merhaba?”
Salak gibiydim. Karşımda sevişen çifte baktım. Telefon karımın elinde bile değildi. Yakında, yastıkların altında bir yerde olduğunu ve çağrının yanlışlıkla temas sonucu olduğunu fark ettim.
Çiftleşmelerinin şu anki net sesleri rahatsız ediciydi. Zevk çığlıklarını duymak beni derinden sarstı. Telefonu hoparlöre ayarladım, yenilgi içinde yan tarafıma fırlattım.
“Bana o kocaman yarağını ver Burhan! Ben onu seviyorum! Sik beni… O koca yarağınla sik beni…” İnliyordu durmadan, sarhoş edici, gerçeküstü inlemeler…
“Ben de bu sıkı amcığı çok seviyorum bebeğim… Kadınım, sen dünyadaki en seksi şeysin. Kocan sikemiyor seni yavrum… Benim gibi sikemiyor. Senin hak ettiğin gibi sikemiyor seni… Ohhh… Doyuramıyor seni…” Karımın içine yarağını iterken ayı gibi homurdandı.
Ayla’nın inlemeleri ateş topları haline geldi ve yatağın bitmek bilmeyen gıcırtısı, bellerinde güçlü bir şeye, çok yoğun bir orgazmın demlenmesine yol açıyordu.
“Oh! Oh! Oh… Sik beni! Burhan..! Yine geliyorum erkeğim… Ben, ben… Ben yine geliyorumm !!”
İniltileri vahşi bir hayvan gibi ilkeldi. Bacakları adamın belinin etrafına sarılmış, ayak parmakları kıvrılmış ve aşağı doğru kilitlenmiş gibiydi. Görebiliyordum. Vücudu, hayatının en güçlü orgazmı onun bedenini sardığında sarsıntılarla patladı.
Burhan kükredi, cinsel zirveye o da katıldı,
“Ohhh… Ayla… Senin bu evli amcığına döllerimi boşaltacağım! Aaahhh… Kocan sana hiç bu kadar boşalmayacak bebeğim benim… Oohhhh…”
Adamın büyük topları boşaldı, karımın istekli rahmine olması gerektiği kadar büyük bir tohum yükü indirdi.
Tutkuyla kucaklaştılar ve öpüştüler. Sonunda yuvarlandılar ve birbirlerinin yanına uzandılar. Burhan’ın masif organı şimdi gevşek ve boşalmasına rağmen hortum gibi kalın, bacak arası boyunca uzanıyordu.
Eşim ağır ağır nefes alıyordu ve ben onu kadınlığının hala titrediğini, bacaklarının kasıldığını gördüm. Elini karnına dayadı, kıkırdayarak mutluluğunu belli etti. Yorgun, doymuş bir vaziyette gülümsedi. Burhan karımın çıplaklığına hayran hayran bakarak,
“Sanırım evli kadını sikme fantezimi biraz uzattım. Nasıl buldun peki sikişimi? Beğendin mi?”
Karım, cinsel rahatlamanın verdiği rehavetle gevşek bir şekilde güldü, içinden akmaya başlayan erkeğin döllerini parmağıyla alıp baktı,
“Bunun gibi mi? Bir erkeği böyle boşaltabileceğimi bile bilmiyordum… Senin koca sikin bitiriyor beni… Doyamıyorum senin sikine ben…”
Elini adamın erkekliğine koydu, dinlenirlerken sikinin gövdesini parmaklarıyla, nazikçe okşadı.
Adam karıma gülümsedi, üzerine eğildi ve onu tekrar dudaklarından öpmeye başladı,
“Bu yüzden komşuyuz bebeğim. Seni durmadan sikeceğim Ayla. Ama şimdi…” Durakladı, karımı çevirerek kıçını tokatladı.
“Ama şimdi kocana geri dönmen lazım canım… ”
Benden bahsediyorlardı. Boynuzlu kocadan… Aşağıya, kasıklarıma baktığımda istemsizce boşaldığımı fark ettim. Her yeri batırmıştım, spermlerim komşumun yatak odasından gelen ışıkta parlıyordu.
Komşumun bol ışıklı yatak odasında, dev ekranda bir porno film izler gibi karımın sikilişini izlemek alabildiğine tahrik etmiş, bitirmişti beni… Hele o porno oyuncusunun benim karım olması harika bir histi doğrusu…
Zorlukla kalktım, dizlerime inmiş pantolonumu da çıkarıp soyundum. Kalkıp ışığı yaktım, yatak odam aydınlandı. Pencerenin önüne geldiğimde beni fark ettiler. Elimi salladım…
Gülerek bana baktılar. Karım ve komşum, ortağım… Onlar da gülerek el salladılar yattıkları yerden…

Komşumuzla Tatil (13)

Yavaşça birbirimizden ayrıldık, nefes nefese, kan hücumuyla kırmızılaşmış yüzlerimizle… Nefesi düzene girer girmez ona baktım,

“Bana ne olduğunu anlat. Bana her şeyi anlat.” Oturdu, toplandı. Gergin ve garipti, hala ağır nefes alıyordu.

“Ben… İçeri girdim ve çoğunlukla mutfaktaydık.” Konuşurken kekeliyordu, “O… O, mutfakta bana çok fazla yakınlaşıyordu ve onu hissedebiliyordum. Heyecanlıydı. Etrafımda dolaşması, benimle ilgilenmesi, geceliğimin açıklığı…” Utanarak yüzünü elleriyle kapadı. Ellerini tutup çektim,

“Sorun değil bebeğim, duymak istiyorum. Söyle.”

“Fırının önündeyken arkamdan geldi ve göğüslerimle oynamaya başladı… Bu… Bir ateş kapladı içimi… Utanarak durmasını söyledim.” Sikim sertleşmeye başlamıştı anlattıklarıyla…

“O ne dedi? Bir şey söyledi mi?”

“O… Aah, sadece göğüslerimi çok beğendiğini, sevdiğini ve onları ısıra ısıra bitirmek istediğini söyledi… Ne kadar yese doyamazmış.”

Durakladı, o anı tekrar yaşıyordu sanki… Heyecan kaplamıştı o anı anlatırken…

“Yemek yapmaya devam ettik ama… İşleri bitirdikten sonra kapağı kapattım ve birkaç dakika fırınla oyalandım. Çıkıp gelmek için döndüm ama ayrılmadan önce beni kucaklayıp oturma odasına çekti ve kanepeye oturttu.”

Derin bir şekilde kızardı, anlatırken koltuğunda titriyordu,

“O… Göğüslerimle oynamaya devam etti. Kocaman elleri vardı Timur, parmaklarıyla memelerimi mıncıklayıp durdu. Orada öylece oturdum, karşı çıkamadım, donup kaldım.”

“Sonra..? Devam et aşkım… Sonra ne yaptı? Sen zevk almadın mı o memelerini okşarken?”

“Yani… Uçlarını parmaklarıyla ezip duruyordu. Zevk almamak, heyecan duymamak mümkün değil ki aşkım… Sonra… Bir saniye durdu ve bir anda şortunu aşağıya indirdi. O koca yarak dışarı fırladı.”

Açıklanmayacak şekilde tekrar sertleşmeye başladım. Karımın her cümlesine, her kelimesine asılı kaldım. Beynimde yankılanıyordu anlattıkları… Karımla komşumuz arasında yaşanan porno sahneleri sanki ben oradaymışım gibi gözümün önünde canlanıyordu…

Kızarması arttı, gözlerini benimkinden kaçırdı,

“Bana hoşuma gidip gitmediğini sordu.” Boğazım aniden kurudu, heyecan içinde üsteledim,

“Devam et. Sen ne dedin?”

“ Ben… Daha önce havuzda sevişirken de söylemiştim ya… Sikinin bu kadar büyük olmasını sevdiğimi söyledim.” Durakladı ve derin bir nefes aldı.

“Elimi tuttu ve yavaşça sikine indirdi. Büyülenmiş gibiydim. Bana ne oldu bilmiyorum ama ben sadece… Bilmiyorum!”

“Tamam bebeğim… Peki, devam et hadi, başka ne oldu?” Dudağını ısırdı,

“Bana büyük yarağıyla oynamamı ve onu boşaltmamı söyledi…” Durakladı ve devam etti, “Ben de öyle yaptım. Onu boşalttım. Sonra… Sonra da o beni boşaltı. O koca yarağını içime aldım… İçimi yardı yarağı aşkım… Komşumuzun yarağı kocamandı… Kalın… Yardı beni… Amımı yardı…”

“Ohh…” Ben cevap veremedim, nefessiz, soluksuz kalmıştım.

“Ah bebeğim ne yapıyoruz biz…? Bu… Bu çılgınca!” Çığlık attı adeta, yüzünü şaşkınlıkla ellerine gömdü.

Bacaklarını çekerek, ıslak amcığını ortaya çıkardım, klitorisinin kabarıklığını okşayarak karıma cevap verdim. Onu yavaşça kanepeye ittim ve erkekliğimi onun amının kıvrımlarına hizaladım,

“Sen sonunda yaramaz bir kız oldun canım… Ve ben senin cezanı vereceğim şimdi…”

Aradan birkaç gün daha geçti. Bir akşam eve geç geldim. Eve girdim ama arabasının ön tarafta olmasına rağmen karımı evin hiçbir yerinde bulamadım. Merak etmiştim. Telefonu çıkarıp bir mesaj gönderdim,

“Neredesin?” Birkaç saniye geçti ve

“Yaramazlık yapıyorum ;)” diye bir cevap aldım, mesajı gülen yüz göz kırpmasıyla kapattı.

Kan basıncım hemen yükseldi, Burhan’ın evine bakmaya çalıştım ama fazla bir şey göremedim.

“Ne yapıyorsun aşkım?” diye yanıtladım.

Odanın içinde volta atarak dolaştım, bir dakika geçti ve sonra bir mesaj aldım.

Herhangi bir pornodan daha uyarıcı küçük bir telefon videosuydu. Eşim Burhan’ın büyük ve kalın aletini yukarıdan aşağıya öpüyor, dudaklarını yumruk gibi başının etrafına sarıyor ve mümkün olduğunca ağzına et dolduruyordu.

Küçük elleri adamı zevkten havaya uçururken ağır toplarına masaj yapıyordu. Emzirmesinin sesleri beni kendimden geçirdi ve içgüdüsel olarak kanepeye çöküp kaldım.

Telaşlı parmaklarımla fermuarımı açtım ve sikimi açığa çıkardım. Sevgili karım komşumuzun devasa erkeklik organında ağzını ve dilini kullanıyordu.

Burhan’ın zevkten bayılan sesini kayıttan duydum,

“Mmm… Harikasın… Dilin sıcacık ve çok zevk veriyor. Evet bebeğim… Şimdi de şu koca yarrağı em bakayım…”

Burhan telefonunu önlerinde tutuyordu, ama gördüğüm tek şey, erkeğin büyük yarağı ve azgın karımın güzel yüzüydü. Karımın dudakları ve dili adamın sikini zevkle öpüp yalıyordu.

Bir an durdu karım, ıslak ağzıyla kameraya baktı ve şeytanca gülümsedi. Daha sonra erkeğin devasa sikinde dolaşan etli dudakları, aşağıdan yukarıya ıslak öpücükler kondurmaya başladı.

“Hassiktir… Ohh… Harikasın bebeğim… Dostum… Timur… İzliyor musun? İyi bak… Bu senin karın Ayla. Hadi canım, kocana bu büyük yarağı ne kadar sevdiğini göster.”

Bir kıkırdama duydum. Karımın isterik gülüşünü… O koca yarağı amcığına alırken inlemeleri… Ve video o sahnede bitti. Sanırım video çekmeyi bırakmış, karıcığımı iki eliyle daha rahat sikmek istemişti adam…

Hemen tekrar oynattım videoyu ve patlamadan önce ikinci izlemeye sadece birkaç saniye dayanabildim. Kendimi tutamadım artık, oturduğum yerde fışkırmaya başladım. Boşalmam bitince tekrar telefona sarıldım,

“Seni görmem gerek.” Ona acilen, çılgınca mesajlar attım. Birkaç dakika sonra bir cevap,

“Birazdan evde olacağım hayatım… Bu aygırı iyice boşaltmadan bırakmaz beni…”

Kanepede arkama yaslandım. Tuhaf bir rahatlama dalgası kaplamıştı bedenimi, neredeyse bir anlık transa girmiş gibi hissediyordum. Boşalmanın verdiği rehavetle tam bir uykuya sürüklenmek üzereyken komşumuzun tarafındaki sürme kapı açıldı.

Ayla içeri girdi, darmadağınıktı yine… Aslında okulda çalışırken giydiği elbiseydi üzerindeki, ama düğmeleri kopmuş, yakasına ruj bulaşmıştı.

Bana baktı ve benim az önce boşalan sikimi gördü. Yumuşamıştı, bacaklarımın arasından sarkıyordu. Gülümsedi.

“Yani… Görünüşe göre çektiğimiz pornoyu beğendin aşkım, öyle mi?”

Ona baktım, ama cevap veremedim. Sadece başımı sallayabildim.

Tekrar gülümsedi, kıkırdayarak,

“Dişlerimi fırçalamam lazım bebeğim… Ağzıma o kadar çok boşaldı ki azgın köpek…”

Karım güzel kıçını sallaya sallaya merdivenlerden yukarı çıkarken arkasından baktım. Bunun olacağını hissediyor ve bekliyordum.

Ve ertesi Pazar günü kaçınılmaz olarak beklenen oldu. Karım ve komşumuz her zaman olduğu gibi bizim havuzun etrafında çıplak vaziyetteydi. Suya girip çıkıyorlar, öpüşüp koklaşıyorlardı.

Mayosu olmayan ve havuzun etrafında çıplak dolaşan Burhan’ın büyük yarağı tamamen gözümün önündeydi. Eşim bütün öğleden sonra koca yaraklı komşumuzla benim yanımda oynaştı. Bazen havuz sandalyelerinden birine oturduğumda o da oturup erotik gevşemenin keyfi içinde benimle flört ediyordu.

Hepimiz içiyorduk, Burhan’ın hazırladığı ünlü kokteyl kadehleri ağır bir şekilde tüketiliyordu. İnanılmaz derecede tuhaf bir öğleden sonraydı. Ama neredeyse tüm bu zaman boyunca taş gibi sertleşmiş durumdaydım.

Özellikle de ikisinin sessizce su yüzeyinin altında birbirleriyle oynadığını fark ettiğimde deli gibi tahrik oldum. Az bile söylemiştim, gerçek üstü bir Pazar öğleden sonraydı.

Aniden uyandım. Geceydi, şezlongta sızıp kalmışım. Verandaya bakıp ortalıkta kimseyi göremeyince içimi merak kapladı. Garip bir duyguyla ayağa kalktım.

Sersem gibiydim, gündüz içtiğim bolca alkol hala sistemimde dolaşıyordu. İlk başta büyük bir sessizlik vardı, ama bu sessizlik uzak bir inilti tarafından bölündü.

Duyduğum inilti uzak ve boğuktu, ama eşime ait olduğunu anladığımda korku sardı içimi… Panikledim, sesin nereden geldiğini bilmiyordum. Evin içine koştum, etrafıma baktım. Oturma odasında değildi.

Merdivenleri uçarcasına çıkarak yatak odamıza daldım. Orada da değildi, neden olsun ki? Bir an durdum, merak ve korku duygusu içimi kemiriyordu. Tam da ayrılmak için döndüğümde onları gördüm.

Bizim yatak odası karanlıktı, ama Burhan’ın karşıdaki yatak odası parlayan ışık altında ayna gibi görünüyordu. Oradaydı karım… İkisi de çırılçıplaktı.

Karım adamın yatağındaydı, dört ayak üzerine yayılmıştı. Zevkle inlediğini görebiliyordum, kafasını geri çevirmiş, koca yarağıyla amına girip çıkan sikicisine bakıyordu.

Burhan onu arkadan beceriyordu. Karımın büyük göğüsleri ileri geri sallanan iki top gibiydi. Arkadan karıma bindirmeleri oldukça güçlüydü ve o kalınlığını ezbere bildiğim yarağıyla karımın amına girip çıkarken, kürek gibi elleri ince belini sıkıca tutuyordu.

Her ikisinin bedeninde, neredeyse saatlerce çiftleşiyormuş gibi net bir ter parlaklığı vardı.

Komşumuzla Tatil (12)

Üzerindeki kıyafetini gösteriyordu bana… Şeffaf gecelik kumaşından minicik tanga külodunu görebiliyordum. Eteği o tanga külodun hemen altında bitiyordu zaten, kısacıktı… Sütyen yoktu içinde… Meme uçlarının pembemsi koyuluğu ve kabarıklığı belli oluyordu. Gülümseyerek,

“Uygun değil mi? Biz buraya taşındığımızdan beri Burhan’ın yanında giydiğin neredeyse en kapalı kıyafet bu aşkım…”

Şaka yollu söylemiştim ama söylediklerim neredeyse gerçekti. Havuz başında önce minicik bikiniyle görmüştü karımı… Sonra çırılçıplak suyun içinde sevişmemizi izlemişti. Ve yatak odasında çırılçıplak karıma bakarak mastürbasyon yapmıştı.

“Tamam bebeğim. Eğer öyle diyorsan…”

Gülümsüyordu karım… Yavaşça arkaya doğru yürüdü ve kapıyı yavaş hareketlerle açtı. Dışarı çıkarken bana son bir bakış attı. Yüzünde yaramaz, şeytanca bir sırıtma vardı.

“Bir yemek için komşumuza yardıma gideceğim. Tamam…” Aslında hiç de öyle olmadığını biliyormuş gibi üstüne basarak söyledi bunu…

“Sadece bir yemek…”

Çıktı sonra… Bu kadını seviyordum. Komşumuzun bahçesine doğru yüksek topuklu terlikleriyle yürürken, onu bekleyen yabancı erkeğin evine yaklaşırken ağır çekimde karımı izledim. İncecik şeffaf kısa geceliği bütün güzelliğini meydana çıkarmıştı karımın, uzun ve çıplak bacaklarının üstünde çalkalanan kalçalarını sarıyordu.

Burhan sanki hazır bekliyormuş gibi karım adımını attığında kapıyı açıverdi. Burhan’ı gördüğümde kalbim hopladı. İri yarı gövdesiyle, gömleksiz ve yarı çıplak arka kapıyı açtı karıma… Bir şorttan başka bir şey giymiyordu komşumuz, öyle görünüyordu.

Birbirlerine gülümsediler. Ayla kızardı. Hiç konuşmadılar ve adam kolunu nazikçe beline sarıp karımı içeriye soktu. Aniden, gözümün önünden kayboluverdi karım…

Mutfağını görmek için uğraştım, ama panjurlar kapandı. İçeriden gelen ışık, pencerenin kenarlarından zar zor sızıyordu. Kalbim aniden daha hızlı atmaya başladı, ama kendimi kanepede oturmaya ve beklemeye zorladım.

On dakika geçti, sonra yirmi… Elimde televizyonun kumandası görmeden zap yapıyordum. Tüm televizyon kanalları zihnimdeki bulutları dağıtamadı bir türlü… Bir korku kapladı içimi, soğuk soğuk terlemeye başladım.

Komşumun yatak odasına, karanlığa, perdelerine bakabilmek, karımı görebilmek için yukarı koştum. Işığı yanmayan yatak odası karanlıktı. Sanırım aslında mutfaktaydı bizimkiler… Birkaç dakika daha geçti ve oturma odasında masanın etrafında volta atmaya başladım.

Yaklaşık bir saate yakın zaman geçtikten sonra aklıma iyi bir fikir geldi. Arka kapıdan çıktım, yavaşça bahçede yürüdüm. Komşunun mutfağına bir göz atmaya çalıştım. Işık yanıyordu ve ocakta bir kaç tencere vardı, ama Burhan ya da eşimden hiçbir iz yoktu.

Sonunda yan tarafa geçip bahçede sürünmeye karar verdim. En sonunda oturma odası penceresine vardım. Perdenin köşesinde tesadüfi bir boşluk vardı. Ya da ben öyle düşündüm.

Gördüğüm şey beni iliklerime kadar sarstı, ama aynı zamanda korkunç bir uyarılma hissi yarattı.

Burhan ve Ayla komşunun geniş koltuğunda oturuyorlardı. Fark ettiğim ilk şey, eşimin geceliğinin beline kadar aşağıya indiği ve onu güzel büyük göğüslerini meydanda bıraktığıydı. Burhan’ın muazzam elleri karımın iri göğüslerini pençeliyor, onlara masaj yapıyor, meme uçlarını sıkıyordu.

Kafasını zevkle arkaya atmış ve kendini o koca ellere bırakmış olan karımın hafif inlemelerini camın arkasından duyabiliyordum. Sonra büyük bir dehşetle Burhan’ın şortunun ayak bileklerinin etrafında olduğunu fark ettim.

Kocaman, kalın ve büyük yarağı açıkta duruyor ve yukarı doğru yükseliyordu. Tarifi imkansız derecede büyüktü aleti… Ayla’nın narin elinin o koca yarağın etrafına sarıldığını görünce neredeyse çöküyordum.

Karım elindeki aleti büyük bir zevkle, huşu içinde sıvazladı. Parmakları komşumuzun etkileyici direğine yavaşça yukarı ve aşağı masaj yaptı. Adamın ağır görünen taşakları karımın narin elinin hareketleriyle yukarı ve aşağı hareket ediyordu. Küçük, ince parmaklarının yarağın kalın çevresini tamamen kuşatmasının hiçbir yolu yoktu.

Manzara karşısında ağzım dilim kurudu, gözlerim genişledi, dizlerim titredi. Daha ben ne yapacağımı düşünemeden, bir tepki vermeden önce Burhan bir anda patladı. Onun inanılmaz, koç yumurtası kadar büyük toplarının nabız gibi hareket ederek yukarıya çekildiğine tanık oldum.

Kalın tohum şelalesi o koca yarağın ucundaki delikten adeta fışkırarak boşalmaya başladı. Beyaz köpüklü spermler, olayı Burhan için tatmin edici bir orgazmla taçlandırmak için pompalamaya çalışan Ayla’nın elini kapladı.

Burhan, karımın dokunuşundan gelen inilti, zevkle kendinden geçmiş vaziyette, başını geriye yasladı. Duvarın arkasına eğildim, dinledim, sersemlemiştim. Karımın şaşkın sesini duydum,

“Vay canına Burhan, çok fazla boşaldın. Nerede biriktirdin bu kadar spermi?”

“Teşekkür ederim sevgilim. Bunlar benim büyük taşaklarımın imalatı…” Durdu, gülerek devam etti. “Tanrım, bu harikaydı. Böyle bir şey yapmamızı ne kadar çok istediğimi bilemezsin.”

Ayla’nın sesi gergindi, kafası karışıktı. Erkeğin boşalmasına rağmen kule gibi dimdik duran sikinden gözünü ayıramıyordu.

“Bunu yaptığımıza inanamıyorum! Timur beni öldürecek!”

“Kocanı tanıyorum bebeğim, hiç de öyle bir şey yapmaz Timur… Ama ben seni zevkten öldüreceğim şimdi…”

Burhan’ın sesi şehvete bürünmüş gibiydi. Ben yine de karımın olayı burada bitireceğini umuyordum. Kısacık şeffaf geceliğini tekrar yukarıya çekip çıplaklığını örttüğünü görmeyi bekleyerek içeriye baktım.

Ahh… Hayır, tam tersine… Komşum geceliğini çıkarıp atan Ayla’yı kucağına oturtmuştu, dudaklarını kemirircesine öpüyordu. Karım da büyük bir şehvetle ona karşılık veriyordu. Karımın o hayran olduğu yarağın tadına bakmadan bırakacağını zannetmek ne kadar büyük bir saflıkmış meğer…

Karım adamın kucağında yükselerek alttan o odun parçası gibi yükselen erkekliğin üstüne oturmaya çalıştı. Dudaklarını ısırarak hedefi bulduğunda oturmaya başladı. İnlemelerini duyabiliyordum.

“Ohhh… Burhan… Canım yanıyor. Çok büyüksün… İkiye ayrılıyorum sanki… Çokk… Aahhh…”

Burhan cevap bile vermedi karıma… Homurdanarak karımın koca memelerine yumulmuş, dudaklarıyla uçlarını ısıra ısıra emiyor, dilini dolaştırıyordu.

O koca kule az sonra becerikli karımın bacaklarının arasında kaybolmuş, amcığına gömülmüştü. Biraz o şekilde durup bekledikten sonra oturup kalkmaya başladı karım… Çok sürmeden de feryat figan boşalmaya başladı. Burhan’ın kalın sikine geçirilmiş bir işkence mağduru gibi dakikalar boyu titreyerek, sarsılarak orgazm oldu.

Sonunda duruldu, yavaşça erkeğin kucağından kalktı. Amcığı sırılsıklam, dudakları genişlemiş vaziyetteydi. Gözleri yarı kapalı, eliyle amını okşayarak yatıştırmaya çalıştı bir müddet…

Sonra eğilip yerden geceliğini aldı, üstüne geçirdi. Burhan oturduğu koltuktan kalkmadan seksi karımı izliyordu sikini sıvazlayarak…

“Timur’dan korkma canım… Kocan senin yaramaz bir kız olmandan çok hoşlanıyor, Ayla. Yaptığımız şeyi sevecek, inan bana… Öyle bir erkek olsaydı, geçen gün seni benim yanımda sikmezdi.” Karım sinirli bir şekilde görüş alanımdan çıktı ve kapıya doğru giderken,

“Umarım sen haklısındır…” dediğini duydum.

Evimize geri döndüm, oturma odamızdaki kanepeye neredeyse uçarak daldım. Umutsuzca kendime çeki düzen vermeye, olan bitenlerden pek sarsılmamış gibi görünmeye çalıştım.

Hemen ardından sürgülü kapının yavaşça açıldığını duydum ve darmadağınık eşimin odaya girdiğini gördüm.

Saçları dağınıktı ve nefes alışverişleri hızlıydı. Geceliği kırış kırış bir haldeydi ve yüzünde beni görünce dehşete kapılmış bir ifade belirdi.

Ayağa kalkıp yanına gittim. Karıma hiç bu kadar ilgi duymamıştım. Hiçbir şey söylemeden durdum. Onu kolundan tutup kanepeye attım,

“Timur… Aşkım… Dur, bekle bak…”

“Kapa çeneni.” dedim sert bir sesle…

Geceliğinin eteğini kaldırmamla sırılsıklam ıslak kadınlığı açığa çıktı. Karımı ters çevirdim ve arkadan inanılmaz bir telaşla sertleşmiş sikimi bir hamlede amcığına gömdüm.

Onu hiç bu kadar sırılsıklam hissetmemiştim. Gerçekten az önce kocaman komşu yarağını içine almış olan vajinası biraz genişlemiş ve acayip ıslaktı.

“Siktiğimin orospusu seni… Lanet bir orospusun sen bebeğim… Ama bir sürtük gibi, bir orospu gibi davrandığında seni çok seviyorum aşkım…” Kıçını daha önce hiç olmadığı kadar tokatladım. Yüksek sesle inledi,

“Ahh… Timur! Hayır…! Ben çok kötü bir kadınım, çok üzgünüm!”

“Komşumuzun büyük yarağıyla oynamak ister misin, seni kirli küçük orospu? Söyle bana… Burhan’ın yarağını yemek ister misin tekrar?”

Kalçalarını yakaladım ve öfkeyle sikimi amına vurdurarak gidip gelmeye başladım.

“Ohhh! Hayır! Nasıl?” Ayla onu alırken yüzünü yastıklara gömdü.

Az önce komşumuzun koynunda neler yaptığını biliyordum. Karımın da benim de duygularımız karmakarışıktı. Fakat, zevk ve utanç birbirine geçmiş vaziyette olayın üstesinden geldik.

Azgın orospu karım, az önce komşumuzun koca yarağını yemesine rağmen, bu kez benimle sevişiyor, benim tatminim için uğraşıyordu. Hatırlayabildiğim kadarıyla onu hiç bu kadar azgın görmemiştim.

Karım benim sert hareketlerimle tekrar yükselmeye başladı. Zevk aldığını, sikimi saran vajinasındaki isterik kasılmalarını hissedebiliyordum. Çok güçlü bir şekilde, neredeyse bağırarak başını kanepenin üstündeki yastıklara gömerek sarsıla sarsıla boşaldı.

Karımın orgazmını görmek benim kendi patlamama neden oldu ve ben de tohumumu onun içine olduğu gibi boşalttım, sırtına çöküp kaldım.

Komşumuzla Tatil (11)

Birkaç gün daha geçti ve o Pazar günü öğleden sonra yaşadığımız olaydan beri Burhan’ı görmediğimizi fark ettim. Sonunda, işe giderken ön bahçede karşılaştık.

İlk başta biraz garipti. Konuşurken başını kaşıyordu, tedirgin bir şekilde,

“Ya, kusura bakma Timur. Geçen gün sizin havuzun kenarında pek uygun davranmadım.” Kolunu tutarak adamı yatıştırmaya çalıştım.

“Bizimle aynı davrandın Burhan, endişelenecek bir şey yok. Üçümüz bir kaç içki içtik sadece…” Durakladım, bir sonraki birkaç içkiye zemin hazırlamaya karar verdim,

“Ayrıca, senin varlığın Ayla’nın yıllardır ilk kez bu kadar gevşemesini sağladı. Senin sayende… Karımla nihayet güzel, doyurucu bir seks yaptığımıza ben çok sevindim.”

Bu kez biraz daha rahatlamış görünüyordu,

“O eşin… Ya, sana söylememe gerek yok aslında, sen daha iyi biliyorsun ya… O başka bir şey… Her Pazar böyle heyecan verici ve eğlenceli şeyler yaşansaydı mutlu bir adam olarak ölürdüm.”

“Sen ve ben… Dostum, ikimizin de ölmemize gerek yok…” diyerek güldüm. Arabanın kapısını açtım,

“Bir dahaki sefere havuz gününü yine birlikte geçirelim komşum… Hepimize iyi geliyor bu…” Bunu söylerken kendimi alabildiğine rahatlamış ve özgür hissediyordum.

“Çok minnettar olurum komşum…” dedi Burhan sırıtarak… Ofise giderken, Burhan’ın pek beğendiği eğlenceli ve heyecan verici şeylerin neler olduğu konusunda derin derin düşünüyordum.

Ertesi sabah uyandıktan sonra biraz da Burhan’ı tekrar görebilmek için yatak odası perdelerini sonuna kadar açtım. Bingo… Oradaydı. Yatak odasında dolaşıyordu, gömleksiz ve sadece bir şortla…

Gövdesi kalın, kaslı ve biraz kıllıydı. Benim baktığımı fark etti ve verdiğim selama gülümseyerek, el sallayarak karşılık verdi. Aptalca bir heyecan dalgası kapladı içimi…

Ayla duştan çıkıyordu bizim banyoya yöneldiğimde… Islak, güzel ve seksi vücudu anında beni heyecanlandırmaya başladı,

“Hayranınız orada hanımefendi, sizi bekliyor.” dedim.

Çok erkendi ve ne demek istediğimi hemen anlamadı, “Ne? Kim?” diye cevapladı beni, esniyordu.

“Burhan seni bekliyor.“ dedim gülümseyerek. Kızardı,

“Ne demek istiyorsun?”

“Perdeleri açtım ve komşumuza el salladım, yarı çıplak odasındaydı.“

“Sapık…” Sırıtıyordu bunu söylerken, ama banyodan aynı şekilde, üzerine hiçbir şey almadan çırılçıplak çıktı.

Yüzü kızardı, cesaret vermesi için alkol almamıştı, ama içinde kaynadığını bildiğim şehvet duygusu aynı şekilde etki yapıyordu karımın üzerinde…

Pencereye doğru yürürken çıplak ve diri kalçalarının dalgalandığını gördüm, kocaman göğüsleri de kalçaları gibi bıngıl bıngıl oynuyordu. Geniş bir gülümsemeyle,

“Tamam, bu kadar yeterli canım… Senin düşündüğün gibi bir fantezi için çok erken…” dedi ve perdeyi kapatmak için harekete geçti. Tam çırılçıplak bedeniyle iki kolunu havaya kaldırıp perdeleri kaydırmak üzereyken, durdu,

“Ohhh…” Tek duyduğum buydu. Yumuşak bir şekilde, cinsel bir tonla söylemişti.

Dişlerimi fırçalarken, aralık duran banyo kapısından Ayla’yı izliyordum. Pencereyi göremiyordum durduğum yerden, ya da Burhan’ı…

Yavaşça yatağın kenarına oturdu karım… Yatak odasının duvarı boyunca uzanan geniş Fransız pencereden karşıya bakıyordu, komşumuzun evine…

“Şey, Timur…” dedi.

“Efendim canım…” Heyecanla söyleyeceği şeyi bekledim.

“Komşumuz bana bakarak mastürbasyon yapıyor.” Saçma bir şekilde kıkırdadı. İsterik gülüşünü duyduğumda fırçamı neredeyse düşürecektim elimden… Diş macunu dolu bir ağızla cevap verdim,

“Şaka yapıyorsun.”

“Hayır… Ben… Kesinlikle şaka yapmıyorum. Komşumuz çıplak ve bana bakarak, benim için o büyük yarağını sıvazlıyor.” Bunu söyledikten sonra durdu, dudağını ısırdı. Bir elini apış arasına götürmüş, okşamaya başlamıştı karım…

“Off… Timur… Bu şey… Çok büyük aşkım…” Son sözler bir heyecanla ağzından kaçmıştı. İlk kez amcığını bu denli istekle okşarken gördüğüm, içgüdüsel olarak bacakları yayılmış olarak oturan karıma baktım.

Mastürbasyon yapan koca yaraklı komşumuzla karşılıklı bakışarak amını okşuyordu karım… İnanılmaz derecede heyecanlandım. Yarı çıplak gördüğümden beri başını kaldıran sikim bir anda taş kesildi. Karıma o an sahip olmalıydım.

“Pekala, Ayla… O kahrolası perdeleri hemen, şimdi kapat canım!” diyerek aynı anda pantolonumu çıkarmaya başladım. Başını zorlukla karşı komşudan çevirip benden tarafa baktı,

“Aaa, benim için mi kalktı sikin?” Gülerek söylemişti, ama beni ölçünün ötesinde heyecanlandırdı. Emrimi tekrarladım karıma,

“Kapat onları! Perdeleri kapat…”

Gülümsedi, ayağa kalktı. Burhan’a el salladığını gördüm, sanki işe geç kaldığını göstermek için bileğini işaret ediyordu.

Perdeleri kapatır kapatmaz ona saldırdım.

Karımla o sabah defalarca seviştik, üç kez boşaldık ve ikimiz de işe gitmedik.

İnanılmaz derecede yaramaz ve inanılmaz derecede erotik bir değişimdi hayatımızda… Yine de üçüncü bir göz de olsa, karı koca arasında yaşanan bir cinsel fanteziydi yaşadıklarımız…

Evliliğimiz ve cinsel yaşantımız önemli ölçüde değişene kadar birkaç gün pek fazla bir gelişme olmadan geçti.

Ayla ve ben birkaç bardak kırmızı şarap eşliğinde güzel bir akşam yemeğini yeni bitirmiştik. Telefonum çaldığında koltuğumuzda uzanıyorduk, Burhan’dı arayan… Tuhaf buldum, çünkü numaralarımızı almamıza rağmen tanıştığımızdan beri beni hiç aramamıştı.

“Komşu…?” diyerek telefonu açarken bir yudum şarap aldım.

“Timur?” Şakacı bir sesle cevap verdi.

“Sana nasıl yardım edebilirim abi?” dedim. Yüzeyde sesi sakindi, ama sözlerinde gizli bir sinirlilik tonu vardı,

“Ya dostum, etli yemek yaptığım güveci fırında unuttum ve kömür gibi yandı da… Yarın bir arkadaşım için parti veriyorum. Bana yardım etmesi için Ayla’yı bir süre ödünç alabilir miyim senden? ”

Aniden dikkatimi çekmişti söyledikleri… Dizlerim heyecanla titreyince yanımdaki koltuğa çöktüm. Karımın bu isteğe nasıl tepki vereceğini bilemiyordum. İşler tamamen kontrolden çıkmaya başlamıştı.

“Ayağa kalk Timur ve karınla konuş.” diye telkin ettim kendime… Yavaşça kalkıp diğer odaya doğru yürüdüm,

“Ben… Evet komşum. Neden olmasın? Ama o ne diyecek bakalım, sormama izin ver.“ Durakladım, devam ettim, kelimelerimi dikkatle seçerek devam ettim,

“Sadece yemekle ilgili mi ihtiyacın var karıma?” Benimle açıkça konuşmalıydı bu herif, karımı ne için istediğini söylemeliydi.

“Elbette, yemek için… Ah, bir de… Bende duruyor da hala, bikinisini geri vermek isterim.“

Karımın minik seksi bikinisinin onda olduğunu bile unutmuştum.

“Ah… Doğru yaa… Elbette… Ama o pazar gününü hatırlayınca biraz utanacak karım… Sanırım o da unuttu bikinisinin sende olduğunu…” Garip bir şekilde güldüm.

“Güzel! Biraz utanmayı hak ediyor. Bikiniyi fırlatırken benim gibi yaşlı bir adamla alay etti çünkü…” dedi ve o da güldü. Cevap olarak,

“Evet komşum, bu genç karımın şımarıklığı… Bence ona bir ders vermelisin.” diyebildim.

Biraz şakacı bir tavırla söylemiştim bunu, ama kelimeler ölü gibi havada asılı kaldı. Gergin, iki cambazın bir ipte oynaması gibi bir garip konuşmaydı aramızdaki… Burhan cevaplarken sözlerinin altında gizli bir anlam yüklüydü,

“Timur, olayın ne olduğunu biliyorsun. Bence bu harika bir fikir… O güzel eşine ders vermeyi çok isterim.”

Yüzüm kızardı, yutkundum. Garip, şaşkın bir heyecanla doluydum, ama cevapladım,

“Tamam komşum… Nasıl istersen… Karımı sana tekrar göndereceğim.”

“Sen çok iyi bir adamsın. Karın da senin gibi anlayışlı bir kocası olduğu için çok şanslı…”

Görüşme bitmiş, ben elimdeki telefona bakıp duruyordum. Heyecan içindeydim. Yavaşça oturma odasına geri döndüm sonra, uyarılma ifadesini yüzümden atmaya çalıştım. Ayla beni bekliyordu.

“Kimdi o aşkım?”

“Burhan aradı canım… Yemek hazırlamak için mutfakta senin yardımına ihtiyacı varmış.”

Yüzü neredeyse anında kızardı. Eminim, o da bu çağrının nereden çıktığını düşünüyordu.

“Ne…? Şimdi, şu anda mı?” Başımı salladım,

“Evet. Yarın düzenlenecek bir parti için pişirdiği yemeği yakmış, şimdi de sana ihtiyacı varmış, yardım istiyor.” dedim. İstek tamamen normalmiş gibi davranmaya çalışıyordum.

Aniden göğüslerinin büyüklüğünü meydana çıkaran ve pek sevdiği minik geceliğini giydiğini, yatmak için hazırlanmış olduğunu fark ettim.

Gecelik tam olarak erotik iç çamaşırı sayılmazdı. Ama ancak kendi evinizde giyilebilirdi. Başka bir yerde giyecek bir giysi değildi. Yüzünde heyecan ve karmakarışık duygular belirdi bir anda… Doğrulup kalkarken,

“Ben… Tamam öyleyse… Komşumuza yemek yapmasına yardım edeyim. Yukarı çıkıp üstümü çabucak değiştireyim bari…”

“Hayır canım, gerek yok değişmene… Sadece birkaç dakikalığına gideceksin zaten…” dedim. Dik bakışlarla karıma baktım. Ayağa kalktı, yüzü kızarmıştı yine karımın…

“Aşkım… Bu gecelik komşumuzun yanına gitmek için pek uygun sayılmaz…”

Komşumuzla Tatil (10)

“Ahhh… Siktir… Evet Ayla… Dediğin gibi sikim kocaman… Doyuramıyorum onu… Hep girecek amcık arıyor. Aslında tam sana göre yarağım Ayla… Timuur… Karın benim koca yarrağı çok beğendi Timur…”

Sözleri kenetlenmiş çenesi yüzünden dişlerinin arasından tıslayarak çıkıyordu. İkimiz de onun patlamasını izliyorduk. Yarağının ucundan fışkıran bembeyaz spermler önce havaya, sonra havuzun kenarındaki fayanslara, havuzun suyuna boşalıyordu.

Balta gibi sikini kavrayarak boşalmasını izlemek bir harikaydı komşumuzun… Zevkle sikini sıvazlarken boğuk boğuk inliyordu.

Sonunda hepimiz durulduk. Devinim sona erdi. Zevk inlemeleri, feryatlar, suyun içinde karımı sikerken çıkan suyun şapırtıları…

Sessizlik birden havuz başını kapladı. Her şey koca bir saçmalıktan ibaretti. Sonunda önce Ayla ve sonra da Burhan tarafından taklit edilen buruk bir kahkaha attım.

“Tamam komşu… Sanırım vakit geç oldu. Biz eve gidiyoruz.” dedim, yorgun bir sesle…

Burhan kendine gelip kalın penisini zorlukla şortuna gizlemeye çalışırken konuştu.

“Vay anasını çocuklar… Kasırga gibiydi. Az önce ne oldu?” Ayla biraz utanarak güldü ve ben de…

“Hiçbir fikrim yok.” diye cevapladım komşumuzu… “Birden bire oluverdi her şey…”

Burhan ayağa kalktı, utanmış gibiydi, yüzümüze bakamıyordu sanki… Eliyle sehpanın üzerinde ve havuz kenarındaki eşyaları işaret ederek,

“Bu şeyleri sabah alayım ben…” Alkol karışımını getirdiği sürahi ve bardaklarını söylüyordu. Evine gitmek için döndü ve,

“Dünya standartlarındaydı misafirperverliğiniz gençler… Her şey için teşekkürler.” dedi.

Bir sırıtma vardı yüzünde bunu söylerken ve ilerledi, köşede kayboldu.

Eşim yaşadığı duygu kokteylini yansıtan karmakarışık gözlerle bana baktı. Bakıştık. Hiçbir şey konuşmadık.

Yapabileceğim tek şey onu öpmekti… Sevgiyle ve tutkuyla…

Neden bilmiyorum ama, Ayla ve ben birkaç gün boyunca olaydan bahsetmedik. Birbirimizle normalden daha sessiz kaldık. İkimizin de bu deneyimi içimize sindirmek için biraz zamana ihtiyacımız vardı.

Havuzda seks bizim için yeni bir olay değildi aslında şimdiye kadar… Ama soru beynimi tırmalayıp duruyordu. Neden yaptık bunu? Neden komşumuzun, yabancı bir erkeğin önünde, onun bizi izlemesiyle tahrik olarak seks yaptık biz?

Ayla nihayet bir akşam yemekte konuyu açtı.

“Geçen gün yaşadıklarımız hakkında konuşmak ister misin aşkım?” diye sordu yumuşakça.

“Konuşacak ne var? Bir kaç içki içtik ve inanılmaz derecede güzel, seksi bir kadın iki erkeğin aptalca davranmasına neden oldu.” Durakladım, “Bu dünyanın kendisi kadar eski bir hikaye aslında…”

““Timur, pek öyle değil… Biz ikimiz evliyiz ve evli insanlar bu şekilde davranmıyor.”

“Saçma Ayla. Tonlarca evli çift böyle şeyler yapıyor. Olanlarla ilgili yanlış bir şey yok.” Sesimin tonu istediğimden daha sertti ve bir sonraki sorumu sordum karıma,

“Neden böyle söylüyorsun? Yoksa pişman mısın?” Tabağındaki bezelye ile oynuyordu dalgın dalgın,

“Hayır, ben… Bilmiyorum.”

Onun güvenini sağlamak, yaptıklarımızın o kadar da kötü bir şey olmadığını anlamasını sağlamak zorundaydım,

“Biliyor musun karıcığım? Seni hiçbir zaman bu kadar cinsel açıdan özgür, bu kadar çok heyecanlı görmedim. Sanki tamamen farklı bir kadın gibiydin.” Bu söylediklerim karımın yanaklarının kızarmasına neden oldu,

“Şeyy… Sanırım eğlendim. Sen de öyle…” dedi kıkırdayarak. Ona gülümsedim,

“Burhan’ınki kadar eğlenceli değil.” Sözlerim yanaklarındaki kızarıklığın artmasına neden oldu ve

“Evet, ne büyük bir sapıklık yaptık, değil mi?” diye güldü.

“Belki, ama o da bizi izlemekten hoşlandı sevgilim.” O günü hatırladıkça sanki yine uyarılmış gibiydi. Dudakları titriyordu. Bu duygu alabileceğim en iyi cevabı verdirdi karıma,

“Şeyy… Sikinin o kadar büyük olmasına şaşırdım. Ne kadar kocaman bir yarağı var adamın…” diye cevap verdi. Cümle ağzından kaçtığında, yine kızardı. Çabucak bir özür oluşturmaya çalıştı, “Ben, özür dilerim… Ben…”

Eh, neticede ben bir aptal değildim, karımın komşumuzun olağanüstü sikine ilgi duyduğunu biliyordum.

“Bebeğim, lütfen… Biliyorum. Azgın yaşlı keçinin at gibi yarrağı olduğunu kim düşünebilirdi ki…”

Karım yine kızardı ve konuşmadan, kendi alemlerimize dalarak yavaş yavaş yemeğimizi bitirdik. Arada onun yüzüne bakıyor, aklından neler geçirdiğini tahmin etmeye çalışıyordum.

O akşam daha sonra karımla yatakta sevişirken, gerçeği kabul etmeden kaçmasına izin vermedim. Burhan’ın erkeklik organının boyutu konusunu tekrar öne sürüp büyüttüm. Karımın amında gidip gelirken aynı anda komşumuzun erkekliğini tartıştığını duymak beni büyüledi adeta, deli gibi tahrik oldum.

“Onun kocaman aletini gördün diye kendini üzme bebeğim… Onun da seni sevdiğini söyleyebilirim. O da seni sikmek istiyordu o anda…”

Karımı domaltmış, arkadan vurdurarak sikiyordum bunu söylerken… Dişlerini gıcırdattı,

“Ne…? Hayır… Ohhh… Ben…” Yaptığım yorumdan şaşırmış gibiydi karım… Kıçını tokatladım.

“Yalan söyleme… O koca yarağa nasıl baktığını gördüm senin, seni fahişe seni…”

“Hayır… Ben… Ben hiç… Ohh…! Aşkımm… Hiç o kadar büyük bir yarak görmedim aşkım…” Eğildim ve onu sırtını öptüm, hala pompalıyordum bunu yaparken,

“Görmediğini biliyorum aşkım… İnan ben de ilk kez o kadar büyük bir yarak gördüm. Ve sen de sevdin o koca yarağı…”

Bu kez yüksek sesle inledi. Deli gibi tahrik oluyorduk bunu konuştukça… Belini pençelerimle tutup makine gibi sikmeye, kasıklarımı vurdurmaya devam ederken,

“Söyle orospu… Söyle… Sadece itiraf et! O koca yarağa bayıldın sen…”

“Ohh!“ diye inledi. Dişlerini gıcırdattı, “Güzel! Evet… Sevdim… Çok güzeldi… Ahhh… Ne kadar büyüktü… Ve ne kadar kalın…”

“Ve o yarağı içinde hayal ettin değil mi? Komşumuzun koca yarağıyla seni siktiğini… Şimdi o sikse seni Ayla… O koca yarağını senin sulu amcığına gömse… Ohhh…”

“Ahhh… Gömsün… Siksin beni… O koca yarağını soksun amıma… İçimi yara yara siksin beni… Ohh… Bebeğim… Geliyorum…”

İkimiz de karşılıklı bir orgazm patlaması yaşadık.

Komşumuzla Tatil (9)

Karımı havuzun bir duvarına doğru götürdüm. Sırtını duvara dayarken bir elimle alttan kıçını tutup onu destekliyor, bir elimle havuzun kenarına tutunuyordum. Ve hiçbir şeye aldırmadan karımın amcığına daldırıverdim sikimi…

Karımı becerirken çıplak vücudunu neredeyse yarıya kadar sudan dışarıya çıkarmış vaziyetteydim. Büyük zevk girdabına kapılan karım da dikkatsizce inlemeye, zevk feryatları koparmaya başladı.

İkimiz de şehvetimizde kaybolduk. Kenarda bizi izleyen komşumuzla ilgilenmiyorduk bile… Bu bir riskti elbette, fakat kendimizi risklerden uzaklaştırmak için hiçbir şey yapmamıştık.

O anda sadece ikimiz vardık, tutkulu cinsel organlarımız vardı… Birbirlerine kavuşması gerekiyordu onların ve biz de bunu yapıyorduk.

Ayla beni şaşırtarak çığlık atıncaya kadar tutkulu seksin zirvelerinde kendimi kaybettim. Durmadan gidip geliyordum karımın amında…

“Ah! Aman Tanrım!“

Sola, havuz kenarına ve daha da özel olarak Burhan’a bakıyordu.

Baktım ben de… Onun baktığı yere bakınca, komşumuzun varlığını hatırladım. Ve onu gördüğümde ilk pişmanlık ve utanç duygularımı hissettim.

Burhan, ben eşimle sevişirken kenardaki şezlonga oturmuş bizi izliyordu. Yine de Ayla’yı şok eden şey, yabancı bir erkeğin bizi sikişirken izlemesi değildi.

Karımı şok eden olay, adamın hiç bizden utanıp çekinmeden kendini açığa vurması ve sanki özel banyosundaymış gibi bize bakarak mastürbasyon yapmasıydı. Ancak bunun ötesinde, Burhan’ın büyük bir zevkle asıldığı erkeklik organının endişe verici bir boyutta olmasıydı.

Komşumuzun elindeki penis muazzamdı. Belki otuz santim uzunluğunda ve inanılmaz derecede kalındı. Ayla’yı şehvetle sikmemi izlerken o da koca sikine pompalama yapıyordu. İkimiz de adamın dehşet verici sikinin büyüklüğünü hemen fark ettik ve bu görüntü bizi sersemletti.

Burhan bizim elindeki koca şeye aval aval baktığımızı gördü ve konuşma ihtiyacını hissetti.

“Yaa, pardon… Kusura bakma Timur… Karın beni de, benim ufaklığı da gerçekten delirtiyor ve adamakıllı düşünemiyorum. Bu ufaklığı dışarı çıkarmamalıydım. Ne olur kusura bakma… Toparlamaya çalışacağım.”

Büyülenmiş sikini şortuna geri koymaya çalışırken kızardı, ama tam bu sırada Ayla araya girdi,

“Yapma Burhan! Ben… İnan bana… Hiç umurumda değil… Yaptığın şeye devam et bence…”

Konuştuğu sırada yüzü biraz daha kızardı, fakat komşumuzun elindeki koca aletle göz temasını da hiç kesmemişti.

Komşumuzun canavarına bakarken çileden çıkmış durumdaydık. Karım etrafında döndü, başını çevirip gözleri ihtirastan kısılmış bir şekilde bana baktı.

“Sik beni bebeğim.” diye fısıldadı. İri ve çıplak göğüsleri havuzun kenarında duruyordu, şimdi kollarını uzatmış, pürüzsüz fayans yüzeyinde tutunuyordu.

Karıcığım benim sikmemi bekliyordu komşumuza aldırmadan… Ya da onun varlığıyla daha da azmış vaziyette… Tekrar, bu kez yüksek sesle tekrarladı, komşumuzun da duymasını ister gibi,

“Ohh… Hadi durma… Sik beni…”

Bu kadın kimdi? Ve neden ona her seferinde hayran kalıyordum? Benim tutucu, muhafazakar görünümlü, hanım hanımcık öğretmen karım, yabancı bir erkeğin yanında çırılçıplak, sikmem için yalvarıyordu bana…

Yine saldırmaya başladım. Onu arkadan kuvvetli ve hızlı bir şekilde aldım, o da itici gücüme kalçalarını geriye iterek cevap veriyordu. Hemen yanımızda duran Burhan’a bakıyordu ben onu sikerken… Ve karımın Burhan’a, onun elindeki otuz santimlik muhteşem sikine baktığını fark etmem sadece içimdeki tutkuyu daha fazla ateşlemeye yaradı.

Ayla yüksek sesle inliyordu. Tüm mahallenin onu duyacağından endişelenmeye başladım. Buna rağmen, suyun altında vajinasının diplerine kadar ulaştım ve kalçalarını sıkıca tutup karımı da patlatmaya çalıştım.

Burhan bizi izleyerek koca sikini sıvazlıyordu hala… Sarhoştu… Alabildiğine tahrik olmuştu… Biz şehvetli karımla havuzda sikişirken, bizi izleyerek mastürbasyon yapıyordu komşumuz… Bize bakarak… Ahh…

“Ohhh… Ayla…” diye homurdandı. “Senin kadar seksi kadın görmedim hayatımda… Beni bir kaya gibi sertleştirdin. İkiniz de harika görünüyorsunuz.”

Karımı pompalamaya devam ederken bir kez daha gözümü adama çevirdim ve kocaman sikini tekrar yakından gördüm. Zararsız yaşlı komşumuz dediğimiz adamın böyle bir canavarı şortunun içinde nasıl paketlediğine inanamadım.

Karımın orgazmın eşiğinde olduğunu titremelerinden hissettim. Bugüne kadar bundan daha fazla heyecanlanamayacağını düşünürdüm karımın… Oysa deliye dönmüş gibiydi. Şehvetli inlemelerinin arasında boğuk bir sesle adama

“Elindeki yarak çok büyükmüş Burhan!” dediğini duydum. Kulaklarıma inanamadım.

Karımın daha önce “Yarak” kelimesini kullandığını hiç duymamış olmam bir yana… Ayla bu kelimeyi başka bir adamın sikinin büyüklüğüne iltifat etmek için onun yüzüne karşı kullanmıştı.

Ben zaten kırılma noktasını aşmıştım. Ben boşalmaya başlarken karımın az kullanılmış vajinası sikimi sımsıkı sardı, o da kasılmaya başlamıştı. Büyük bir patlama yaşıyorduk, hiç yaşamadığımız bir patlama…

Sonlara doğru karımın yüksek sesle inlemeleri minik feryatlara dönüştü ve hemen ardından Burhan’ın sesini duyduk.