Hakan sikini burnumun uzerinden gecirip Ceren’in amına dayadı ve kolaylıkla içine girdi. Gözlerimin hemen önünde kalın siki Ceren’in amına girip cıkmaya basladı. İlk birkaç seferden sonra Ceren’in ıslaklıgı Hakan’ın sikine gecmişti bile. Ceren amını dudaklarımın üzerine bıraktı. Klitorisi tam dudaklarımın ucundaydi Hakan’ın siki neredeyse çeneme değecekti. Ceren yarım bıraktığı sikimi yalama işine devam etmeye basladı. Hakan sikerken daha bir istekli yalıyordu sikimi. Bende dilimle klitorisini yalıyordum. Kendinden geçercesine inliyordu. Hakan biraz geri cekilince siki amından çıkıp çeneme değdi. “Mert’cim kusura bakma yardımcı olur musun” dedi. Elimle tutup tekrar Ceren’in amına hizaladım tekrar içine girip sikmeye başladı. Daha sonra bu bir kaç kez daha oldu. Sonra “Mert galiba Ceren’in amı kurudu biraz ıslatır mısın?” dedi. Sikini cekince Ceren’in amına yumuldum. Dilimi içine sokup heryerini yalayıp ıslattım. “Biraz da beni ıslatır mısın?” deyip sikini agzıma getirdi. Ne yapsam diye şaşkınlık yaşarken biraz daha yaklaştırıp dudaklarıma sürttü. Ben de dayanamayıp agzımı açtım ve sikini ağzıma aldım.

İlk defa bir sik yalıyordum. Kalınlığından agzımı baya açmak zorunda kalmıştım. Hafif tuzlu bir tadı vardı. Ceren’in amının tadı da geliyordu. Ya da Ceren’in amındaki Hakan’ın sikinin tadıydı. Beceriksizce yalamaya çalıştım. “Tesekkur ederim deyip agzımda cıkardı ve tekrar Ceren’in amına soktu. Sikmeye devam etti. Biraz sonra tekrar cıkardı amından bu sefer birsey soylemeden ben agzımı acıp agzıma aldım. Simdi cok daha ıslaktı. Cerenin bütün sıvılarını dilimle temizledim Hakan’ın sikinden. Tekrar Ceren’in amına girdi. Bir yandan da Ceren deli gibi yalıyordu beni. Boşalmaya baya yaklaşmıştım. Derken Hakan inleyerek “Geliyorum” dedi. Alttan sikinin nasıl kasıldıgını ve Cerenin amını nasıl doldurdugunu görebiliyordum. Kasıla kasıla icini bosalıyor icini dolduruyordu. bir süre sonra sikini Ceren’in amından cekti. İci bembeyaz dol dolu bir am vardı gozumun onunde. O anda Ceren hafif dogruldu ve amını agzıma dayadı. O doğrulduğu için içindeki tüm döller agzıma doldu bir anda. Ne yapacağımı bilemedim hatta biraz miğdem bulandı. O anda Ceren elindeki sikimi daha hızlı oksamaya basladı. Bir sure sonra ben de dayamanamayarak boşalmaya başladım. Ceren o anda agzımın üzerinde ileri geri hareket etmeye basladı. Agzımı vibrator gibi kullanıyordu. Nefes alamıyordum nerdeyse. O halde o da bacaklarının kasıp bagırarak bosaldı ve yanıma uzandı. Ucumuz yorgun bır sekılde yanyana yatıyorduk. Ceren yaklaşık diliyle dudaklarımın etrafında kalan spermleri temizledi. Sonra donup o halde Hakan’ı optu. Gece yeni baslıyordu cok belli..

Ceyda benim için inanılmaz bir şey getirmişti. Arkadaşı Derin 26 27 yaşlarındaydı. Benim boylarımda beyaz tenli röfleli sarı saçları ve düzgün fiziği ile akıl dışı bir kadındı. Hoş geldin faslından sonra Ceyda ve Derin içeri geçip üzerlerine rahat bir şeyler giymek istediklerini söylediler.
Derin, canlı ve neşeli bir öğretmendi. Mangal ve onlara hazırladığım güzel mezelerden sonra yavaş yavaş gevşemeye başladık. Ceydanın sesi güzeldi. Ona biraz takılıp bize birkaç şarkı söylemesini istedik. Bizi kırmadı. Yanında gitarını da getirmişti. O rahat oturup çalabilsin diye ben Derin’in yanına geçtim.
Ceyda şarkı söylemeye başlayınca ikimiz ona vokalistlik yapmaya devam ediyorduk. Derin bana sokulmaya başlamış, şarkı söylerken sallandıkça bana değmeye devam ediyordu. Biraz sonra hareketler daha samimi olmuştu. Bir ara ellerini bacağıma koydu. Ben o ara hareketlenmeye başladım. Erekte olmaya başlamıştım. Kadının muhteşem parfümü delirtmişti beni. Oldum olası zaten belli kadın parfümleri beni coştururdu. Buda öyle bir kokuydu. Biraz şakalaştıktan sonra yeniden elini bacağıma attı ama bu defa gayri ihtiyari eli aletime değdi. Farkedip elini çektikten sonra bir daha yapmayacak sanırken bu defa elini bacağıma koyup sonrada aletimin üzerinde gezdirmeye başladı. Bu kadın fena dedim kendi kendime .Ceyda bunu buraya hazırlayıp gelmiş demek. Biraz sonra eli şortumun içinde aletimi okşamaya başladı. Ceyda birden durgunlaştığımı görünce kahkahayı patlattı.
-Ne o kız kontağı çevirmeye başlamışsın. Şimdiden çalıştırmaya mı başladın?
-Napalım ısınması lazım. Ahahaha
Anladığım bu gece sabah olmayacaktı. Müsaadelerini istedim ve içeri geçtim. Aletim şahlanmış bir halde yürürken pek bir komik görünmüştü gözlerine ki ben yürürken birbirlerine şakalar yapıp gülmeye devam ediyorlardı.
Bipolar bir arkdaşım var. Kullandığı ağır ilaçlar dolayısıyla zaman zaman sertleşme problemi yaşıyordu. Ayrıca diyabeti de olunca işin içinden çıkamaz hale gelmişti. Doktora gitmiş ve doktordan yeşil reçeteli ilaç almıştı. Bende merakımdan bir iki tane almıştım ondan . Gelirken de kendimle bu birkaç tane 36 saat etkili hapı getirmiştim. Eşime çaktırmadan almıştım. Normalde bunları kullanmaktan korkuyordum. Kalp problemine sebep olabileceği endişesi vardı bende. Fakat cesaretimi toplayı alma zamanının geldiğini düşünüyordum. Bu gece ikisine yetmek için ekstra olarak ihtiyacım olabilirdi. İlk iki seferi kurtardıktan sonra mı alsam diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. Battı balık yan gider dedim. Attım hapı . Sonra gelip yanlarına oturdum. Hap yarım saat sonra kana karışacak ve uyarıldığımda da etkisini gösterecek bir haptı.
.Ceyda hala komik bir şeyler anlatıp Derin’i güldürüyordu.Uzaktan baktığım da Ceyda iki elini açmış büyüklük boyutunu gösteriyordu. Neye dair böyle bir hareket yaptığını anlamasam da kendime yordum. Benimle ilgili konuşmuş olabileceğini varsaydım. Gelip yanlarına oturdum.
-Hadi kızlar isterseniz içeri geçip eğlenmeye orda devam edelim.
-Tamam nasıl istersen Fıratcığım. Dedi Ceyda.
Derin’in kendisini yabancı hissetmeyeceği ortam oluştuğundan Ceydayla biz ne yapmak istesek oda isteyerek eşlik ediyordu.
İçeri salona geçtiğimizde lambaları ayarlayıp loş bir ortam olmasını sağladım. Dans edebileceğimiz bir müzik koyduktan sonra geçip yerime oturdum.
Kızlar ne yapacaklarını şaşırmış beni bekliyorlardı.
-E hadi. Dedim.
-Sen gelmeyecek misin? Dedi Ceyda
-Birinizin beni dansa kaldırmasını bekliyorum.
-ahahah . Tersi olması gerekmiyor mu?
-Azınlıktayım. Bu iş size düşer.
-Hmmm tamam o zaman . Fırat bey bana bir dans lutfeder misiniz? Dedi Ceyda
-Memnuniyetle.
Yerimden kalktım ve dans etmeye başladık. Bir süre sonra Derin yerinden kalkıp dans etmek isteyince Ceyda yerini ona bıraktı. Bu kadının kokusu beni delirtiyordu resmen.
Boyu boyuma uygun olduğundan yüzü mü boynuna gömdüm ve içli bir nefesle kokusunu içime çektim. Bu arada aletim şaha kalkmıştı. Derin bunu fark edince kulağıma eğildi ve fısıldadı.
-Şu uçmaya çalışan yaramazı piste indirmeyi düşünür müydünüz?
-Yardımcı pilota bağlı.
-El atalım o zaman. Dedi ve elini şortumdan içeri soktu.
O anda kendimi kaybediyordum nerdeyse. Bu kadar yıllık düzenli evlilik hayatımdan sonra intikam diye başladığım macera çılgın bir yere gidiyordu. Burda yaşananları birisi duysa ve eşime haber verse yuvam yıkılabilirdi. Onlarca yıllık emeğimin yerle bir olması bir yana, diğer taraftandan da boşanma için ödeyeceğim tazminatlarla evsiz biri olup çıkabilirdim.
Bu düşündüklerimi fark etmeme sebep olan şey, Ceyda’nın elinde gördüğüm telefon olmuştu. Bizi çekiyordu. Canlı yayın mı yapıyordu yoksa video mu çekiyordu bilmiyorum. Canlı yayın yapacak kadar cesaretli olduğunu sanmıyordum ancak yine de temkinli olmalıydım.
-Ceydacım. Telefonu bırakıp yukarıyı hazırlar mısın? Dedim
Amacım onu durdurup yukarıya göndermek ve Derin ile kısa da olsa yalnız konuşmaktı.
Ceyda yukarı gidince Derin’e kısaca olanları anlattım ve Ceyda ile olanların kendisini bağlamadığını bu gece burada olacaklardan sadece zevk alarak bir şey den korkmamasını söyledim. Anlayışla karşıladı ve tekrar elini aletime attı.
-Ben sadece bununla ilgileniyorum. Gerisi senin meselen. Beni memnun etmeye bak gerisini düşünme. Ben memnun olursam daha iyi bir intikam almana da yardımcı olabilirim.
-Ne gibi?
-Asıl fail bunun ablası. Ondan intikam almazsan bir anlamı olmaz.
-Tamam Ortak.
Derin gülümsedi ve birlikte yukarı çıkmak üzereyken Ceydanın telefonunu da aldım ve hızlıca göz attım. Fotoğraf veya video çektiğine dair bir şey yoktu. Sosyal medyada takılıyor diye düşünüp üstelemedim. Ona getirdiğim yeni İphone telefonu hediye edince nasılsa eskisini ben alacaktım. Sadece sim kartını takmasına izin verip diğer verileri bir şekilde benim elime geçirmem gerekiyordu. Bunun için ise ayrı bir planım vardı. Klasik yöntem düşürüp ekranını kırmak ve tamir ettirmeden önce yedeklemek.
Yukarı çıktığımızda Ceyda kışkırtıcı çamaşırlarını giymiş ve benden Derin’i de hazırlamak için müsaade istemişti. O arada bende lavaboya gidip dişlerimi fırçaladım . Birz oyalandıktan sonra beni çağırdıklarını işittim. Yatak odasından İçeri girdiğimde Derin’in vücudunun güzelliği içimi titretmeye yetti. İyi ki hap atmışım dedim. Yoksa bunun hakkını veremezdim bu gece. Hayatta bir kere böyle bir şey ile karşılaşıp hazırlıksız yakalanmak olmazdı.

Enerji içeceği ve çikolata alıp arabaya geri döndüm.

Oğlum ve kocam arabaya yaslanmış sohbet ediyorlardı. Bir an sex hakkında sohbet etseler ne kadar tuhaf olabileceğini düşündüm.

Yanlarına gidip sordum, “Gitmeye hazır mısınız?”

“Tabii ki” dedi Cory ve devam etti “kucağımda birkaç saat daha oturmaya hazır mısın?”

“Birkaç saat daha annenin altında ezilmeye hazır mısın?” diye cevap verdim.

“Evet sıkışık bir durum gerçekten” diye cevapladı ve şok edici andan beri ilk defa yüzüme gülümsedi.

Güldüm, normal davranmaya çalıştım, kocamın karısı ve oğlu arasındaki cinsel gerilimi hissetmesinden endişelendim, “Evet, arkası sauna kadar sıcak.”

Cory güldü, “Evet, kesinlikle kilo verme antrenmanı gibi.”

Alex ikimizden özür diledi, “Üzgünüm daha iyi plan yapmamız gerekiyordu.”

Cory güldü, önceden söylediğim cümleyi tekrarladı, “Bu durum anne oğul bağlarını güçlendiriyor.”

“O zaman bağları güçlendirmeye devam edin”, dedi Alex, “Akşam yemeği için 2 3 saatlik yolumuz daha var.”

Tekrar arabaya bindik, tekrar Cory’nin kucağındaydım, bu sefer sağ bacağının üzerinde, kutulara yaslandım.

Önceki sefer gibi, sadece kitabını okudu ve beni başlarda görmezden geldi. Alex radyonun sesini tekrardan açtığı için birbirimizle herhangi bir konu hakkında konuşabilirdik ama konuşmadık.

Tekrardan kıpırdanmaya başladığımda, rahatsız hissettiğimde, “Rahat değil misin?” diye sordu.

Başımı salladım.

O da başını salladı, “Ben de,” ve şortundan sikini çıkardı. “İşte, böyle çok daha iyi.”

Yarı erekte sikine gözlerimi diktim.

Küçüklüğünden beri ilk defa sikini görüyordum.

Gözlerimi ayıramıyordum.

Amımı işaret etti.

Kafam karışık bir şekilde ona baktım.

Elini bacağımın üstüne getirip elbisemin altına gidip ıslak, çıplak amıma dokundu.

Hafifçe inledim ama neyse ki müzik duyulmasını engelledi.

Dizine oturdum ve oğlumun amımı parmaklamasına izin verdim… ki 5 dakika içinde terlemiş ve azmıştım. Tekrar aynı noktaya gelmiştim ve babasına görünmeden ne yapmak istese izin vereceğimi biliyordum.

Parmağını çıkarıp direkt ağzına soktu.

Kocamın duyabileceği şekilde “Leziz,” dedi.

“Leziz olan ne?” diye sordu Alex.

Cory küstahça, “Annemin verdiği atıştırmalık.” dedi.

“Daha var mı?” diye sordu Alex.

“Hayır, üzgünüm, hepsini yedim.” diye cevapladı Cory, sessizce ve hareketsiz duruyordum, utanmam gerektiğini hissediyordum, ama utanmıyordum.

“Atıştırmalık fena olmazdı,” dedi inanılmaz sohbetimizi devam ettiren her şeyden habersiz kocam.

Dudaklarımı yalayıp kötü niyetle oğlumun sikine bakarken, “Bence de.” dedim.

“Belki bir sonraki durağımızda.” diye önerdi Cory.

“Kesinlikle birazdan duracağım,” dedi Alex. “Tuvalet molası hiç fena olmaz.”

“Tanrım, burası çok sıcak,” diye şikayet etti Cory, kazağını çıkarıp kocamın yıllar önce çekiciliğini kaybettiği taş gibi karın kaslarını gösterdi.

Sonra elimi tutup sikine doğru götürdü.

Direnmeliydim ama manyetik çekim çok fazlaydı ve hiç tereddüt etmedim.

Aletini elime aldım ve okşamaya başladım, etraf kararmış olmasına rağmen kocamın dikiz aynasından bakıp beni görebileceğini bilerek… gerçi bu karanlıkta yalnızca aç yüzümü görebilirdi.

Oğlumun harika, hafif kıvrımlı sikini ağzıma almak istiyordum ama bu kadar dar alanda bu imkansızdı.

Oğlumun muhteşem sikini okşarken o an anladım ki onun beni sikmesine bir kez daha izin verecektim.

O siki içimde istiyordum. İhtiyacım vardı.

Üstüne çıkıp binmeye hazırdım ki Alex, “Mola vakti.” diye araya girdi.

Sözleri ve yavaşlayan araba sanki soğuk bir duşa girmişim gibi beni gerçeğe geri getirdi. Öyle bir gerçeklik ki oğlumun sikini okşadığım ve binmek için can attığım.

Cory’nin sikini bıraktım ve küçük bir benzin istasyonuna yanaştığımızda sikini kapatmaması beni şaşırtmıştı.

-Devam edecek-

Alex arabadan çıkarken, “5 dakika buradayız,” dedi.

“İki dakikası atıştırmalık için,” dedi Cory, kapıyı açtı ve dışarı çıkıp, “Yala beni, Anne.” diye emretti.

Nefesim kesildi. Onu yalamak istiyordum ama burda yapmamı istemesine inanamıyordum, gerçi Alex

tenha ve karanlık bir yere park etmişti.

“Acele et, Anne,” diye emretti, “Sadece aperatif için vaktimiz var.” (Saksoyu ima ediyordu)

Hemen arabadan çıktım, doyumsuz bir açlık ve şehvetle boğulmuştum, döndüm ve

eğilip sikini ağzıma götürürken, “Babana dikkat et.” dedim.

Sikinin çoğunu ağzıma aldığımda “Evet, Anne” diye inledi.

Gençken lisedeki oğlanların hızlı nişancı (?) olduklarını hatırlayıp hızla yalamaya başladım.

Onun sikini yalamanın tadını çıkarmayı tercih ederdim, sike tapmayı severdim ama

zaman kısıtlıydı. Hızlıca ileri geri devam ettim, oğlumun ağzından çıkan inlemelerden zevk alırken.

“Çok yakınım, Anne” diye uyardı, daha da hızlı yalamaya başladım, Annesinin ağzına boşalmasında

bir sıkıntı olmadığını anlaması için.

Sonra birden fısıldadı, “Babam! Babam! Babam!”

Hemen ayağa kalktım ve Alex’in küçük bir poşetle yaklaştığını gördüm. Tanrıya şükür park alanı karanlıktı!

Bana doğru, “İşemen gerekiyor, değil mi?” diye sordu.

“Beni tanırsın,” omuz silktim ve benzin istasyonunun tuvaletine gittim.

İşedim ve sonrasında aynaya baktım. ‘Bana neler oluyor?’

Bu soruya cevabım yoktu. Birkaç dakika önce oğlumun sikini yalıyordum ve nerdeyse spermlerini yutacaktım.

Risk almayan biri için, karakterimin bozulduğuna emindim. Kocam arabayı sürerken arka koltukta oğlumla karşılıklı
boşalmıştık, yol kenarında kocamın sikini yalayıp spermlerini yuttum, az önce oğlumun sikini yaladım ve
nerdeyse ağzıma boşalacaktı.

Tekrar yola çıktığımızda Cory büyük ihtimalle başladığımı bitirmemi isteyecekti ve muhtemelen hemen üstüne atlardım.

Arabaya döndüm ve iki erkek yerlerine geçmişti bile. Oğlumun kucağında bir kez daha yerimi aldım,

siki çoktan dışardaydı ve şefkatli bir sevgi bekliyordu.

Durmadan önce üstünde olduğum sağ bacağa geri döndüm. Kocama ve oğluma aynı anda bakabilmeyi istiyordum.

Otoyola çıktığımız anda, Cory sikini işaret etti ve kocam benle sohbet başlatırken sessizce uzanıp okşamaya başladım.

“Yaklaşık 70 mil (~112 km) sonra bir otele varacağız ve akşam yemeğini de orda yiyebiliriz.” dedi.

“Kulağa iyi geliyor,” dedim ve tekrar iki anlamlı bir cümleyle devam ettim,

“O zamana kadar açlıktan ölürüm, hatta güzel, sulu bir kemiği bile kemirmem gerekebilir.”

“Ben de,” dedi Alex; gülmemek için dudağımı ısırmam gerekti.

“Ya sen Cory, ne istersin?” anlamlı bir bakışla bakıp sordum.

Elini tekrar elbisemin altında hareket ettirdi ve gözümün içine bakarak,
“Oh, bu akşam balık istiyorum.” dedi.

Alex hiçbir zaman beni yalamadı, hep iğrenç olduğunu söyledi. Yıllar önce üniversitenin son sınıfındaki

oda arkadaşımdan beri yalanmamıştım tekrar yalanma fikri oldukça çekiciydi.

“Balık sevmezsin sanıyordum?” diye şaşırdı Alex.

Oğlum gözlerimin içine bakmaya devam ederek, “Bir çeşidini seviyorum” dedi.

Alex edepsiz imanın farkında olmadan, “Hangi tür?” diye sordu.

Konuyu değiştirip, “Otel rezervasyonunu yaptın mı?” diye sordum.

Alex plan yapan biri değildi, omuz silkti, “Hayır” dedi.

Kocamla sohbet ederken oğlumun sikini okşamak beni oldukça heyecanlandırmıştı,

“Önceden aramamız gerekmez mi?” diye sordum.

“Yer vardır,” dedi Alex.

“Tamam,” dedim omuz silktim, bütün odağım oğlumun sikindeydi.

“Tek yaşayacağın için heyecanlı mısın Cory?” diye sordu Alex.

“Oda arkadaşım olacak,” diye cevapladı Cory.

“Oh,tabii,” diye başını salladı Alex, “onunla tanışacağın için heyecanlı mısın?”

“Galiba” diye cevapladı Cory, parmaklarımın sikinin başında gezmesinden dolayı dikkati dağılmıştı.

“Umarım iyi anlaşırsınız” dedi Alex, bitmekte olan sohbeti devam ettirerek.

Mırıldanarak, “Şirin Cory’mizi kim sevmezki?” dedim.

“Evet, karşı konulamaz biriyimdir,” diye cevapladı.

“Bu iyi bir şey mi?” diye sordu Alex.

“Bazen” diye cevapladı Cory.

Alex müziğin sesini arttırana kadar önemsiz şeyler hakkında sohbet etmeye devam ettik.

“Pozisyon değiştirmeye ihtiyacın var mı?” diye sordu Cory.

“Galiba” diyerek başımı salladım, sikini okşamayı veya sikine bakmayı hiç bırakmadan.

Kucağını vurarak işaret etti, bu sefer kararı tamamen benim elime veriyormuş gibi.

Durdum, hareket edip sırtımı ona döndüm, kucağına otururken sikini bir elimden diğerine geçirdim.

Tekrar durdum, ve aşağı doğru inerek oğlumun büyük, sert, am genişleten sikini içime aldım. Tanrım harika hissettiriyor!

Amım yanıyordu ve oğlumun siki rahatça içime girmişti.

Tamamen içime aldığımda öylece oturdum, tekrar dolu olma hissine bayılıyordum. İlk seferde çok endişeliydim
ve acele etmiştik, uğraştığım çarpık duygulardan bahsetmiyorum bile. Bu sefer bundan zevk alacaktım.

Başta, sadece sikine oturdum, ileri geri yaptım.

Bunu yaparken Cory ilk defa memelerimi kavradı. Yine de dikiz aynasından Alexin beni görme ihtimaline
karşı ellerini uzaklaştırdım.

Neyse ki, tekrar denemedi.

Bu yavaş ve az hareketli pozisyonun Cory’nin boşalması için yetmesi şaşırtmıştı, hiçbir uyarıda bulunmadan yavaşça içime boşaldı,
amımın spermlerle kaplandığını hissettim.

Hayal kırıklığına uğraşmıştım, yolcuğumuzun son saatinde gerçekten zevk almak istemiştim. Bir dakika sonra bütün spermlerini sağdıktan
sonra yavaşça kalkmaya başlamıştım ki beni tutup tekrar oturttu.

Ona doğru soru soran gözlerle baktım, “Çak bir beşlik” dedi.

Sanki bu onun ‘Seni seviyorum’ deme şekli gibiydi. Alex boşaldıktan sonra tekrar kendine gelebilmesi için
saatlere ihtiyacı olurdu. Ve eğer boşalmadıysam , ki nerdeyse her zaman durum buydu, bu onun pek umrunda olmuyordu.

Fakat Cory, genç ve enerjikti, sadece hemen kendine gelebilmesi değil bunu yaperken sertliğini de koruyabiliyordu.
Oh, herkesin genç olduğu üniversite yıllarımı özledim.

-Devam edecek-

Bir müddet öyle kaldıktan sonra eğilip tekrar tekrar dudaklarımdan yanaklarımdan öptü Ceyda.
-Sen neler biliyor muşsun ya. Ben hayatımda böyle bir şey ne gördüm ne duydum . O kadar porno film izledim ama böyle bişeye rastlamadım.
-Abartma istersen
-Yemin ederim doğru söylüyorum.
– Senin izlediğin o filmleri gerizekalı insanlar için yapıyorlar. Tek istedikleri bir alet ve bir vajina. Gerçek hayatta bir karşılığı yok. Bir kadın ancak sevilerek, okşanarak ve belli bölgeleri uyarılarak önce hazırlanır. Sonra ise acele etmeden tadını çıkara çıkara sürdürürsün. Hem sen bir öğretmensin bunu nasıl bilmezsin.
-Sen koskoca porno endüstrisine de el attın ya helal sana.
-Alakası yok canım. Ticari kaygıyla yapılmış şeyler. Hızlı hızlı pancar motoru gibi yapıp nefes nefese kaldıktan sonra yapılan seksin ne anlamı var? Asıl mesele tadını almada. Sen şimdi bir baklava yediğinde haldır haldır yerken mi zevk alıyorsun yoksa birer parçalık küçük ısırıklarla ilerleyip damağına tadı iyice ulaştırarak mı?
-Haklısın herhalde. Ben hep yatan olduğum için. Çok önemsemezdim. Bugün bu tadı aldıysam demek ki sen haklısın.
-Hele şükür anladın. Neyse sözünü unutma .
-ahahah .Arkadaşlarımdan istemiştin değil mi?
Onaylamak için başımı salladım
-Tamam tamam. Çok fena bir arkadaşım var. İnan bundan ona da yapsan kölen olur.
-Sen getir bakarız.
-Bu arada beni ihmal etmeyeceksin burada kaldığın sürece.
-Sorun değil. Sen bundan sonra başkasına değil bana aitsin bunu unutma.
-Bundan sonra bunu bırakabileceğimi pek sanmıyorum. Diyerek elini aletime attı ve sevmeye başladı.
Giyindikten sonra arabayı yine ben kullanmaya başladım . Sahile gitmeye karar vermiştik. Tekrar oraya gitmek üzere yola çıktık. Bir süre yol aldıktan sonra sahilde durup kayalıklardan denizi izlemeye başladık. Denizden gelen havanın serinleticiliği vücudumuzdaki harareti alıyordu. Az biraz bekledikten sonra arabaya doğru yürüyüp şehre gitmek üzere ayaklandık. Şehre girerken beni bir kafede bırakmasını söyledim Ceydaya. Daha sonra görüşmek üzere sözleştik. Benden ayrılmak istemiyordu ama onunda benimde bazı ufak tefek işlerimiz vardı. Onları halletmek üzere kısa bir süreliğine vedalaştık. Akşama doğru işlerimi bitirip babadan kalma tepelik bir yerdeki bağ evimize geçtim. Yıllar önce buralara meyva fidanları ekmiştik. Hepsi şimdi koca koca ağaçlar olmuştu. Burda çok huzurlu bir atmosfer vardı beni içine çeken. Evde kimseler yoktu. Benim geleceğimi ve burayı heryerden çok sevdiğimi bildikleri için bizimkiler burayı bir güzel temizlemiş ve her şeyi hazırlayıp öyle gitmişlerdi. Takım takım çarşaflar, dolaptaki erzaklar tastamamdı.
Biraz sonra Ceydaya mesaj attım.
-Hey ne yaptın . Konuştunmu arkadaşınla?
Çok geçmeden cevap geldi.
-Ayol delimisin daha yeni ayrıldık. Eve gelip anca duş aldım. Az sabret.
-Anlamam söz verdin. 
-Tamam tamam. Arayıp sana dönerim.
-Bu akşam bana gelin müsaitse.
-Bakarız.
-Bana ayak yapma. Bekliyorum.
-tmm tmm canım. Birazdan ararım seni.
Biraz televizyon ve sosyal medyayla oyalandıktan sonra Ceydanın mesajını gördüm.
-Aşkım ya o şehir dışındaymış. Yarın gelecekmiş. Gelince söz verdi. Sendeyiz yarın
-Tmm .Öğlen mangala bekliyorum sizi.
-tmm Cnm öptüm.
-Bende.
Telefonu bıraktıktan sonra duşa girip yıkandım. Kişisel temizlik ve bakımımı yaptıktan sonra yatağa uzandım ve film izlemeye başladım. Çok geçmeden uykuya dalmışım. Sabah uyandığımda çok erken saat olduğunu fark ettim. Oksijen bol olunca uyku yetmişti .
Kahvaltımı yapıp bahçeye çıktım. Bir süre bahçede oyalandıktan sonra. Uzaklardan bir arabanın bize doğru geldiğini gördüm. Öyle hızlı geliyordu ki tozu dumana katmıştı.
Kim bu sabah sabah, deli sikmiş gibi uçarak gelen? Dedim kendi kendime.
Ceyda hiç aklımda yoktu. Öğlene geleceklerdi onlar.
Araba yaklaştıkça Ceyda’nın abisinin olduğunu fark ettim. Haydaaa. Dedim. Ulan bu niye buraya gelmiş. Yoksa bu gerizekalı bişeymi dedi abisine. Gerçi umurumda değildi ama yinede bir düşünmedim değil. Araba gittikçe yaklaştı ve gelip yanımda durdu. Arabadan Ceydanın kardeşi Kekeç indi. Biz ona kekeç derdik eskiden . Kekeç iner inmez gelip bana sarıldı. Abi ya gelmişsin hiç haber vermiyorsun felan. Bu gerizekalı ile o kadar samimiyetimiz yok ne diye geldi acaba dedim.
Ablam söyledi geldiğini. Bir hoş geldin diyeyim dedim. Onlarda geleceklerdi ama biraz işleri var ablamın. Öğleden sonra arkadaşları ile gelip sana bir hoş geldin diyecekler.
-Sağolasın kekeç.
Hoş geldin faslından sonra kekeç arabadan mangallık malzemeleri de indirdi. Ceyda kimse bizi rahatsız etmesin diye evvelden kekeçe malzeme aldırıp kendi yerini de belirtmiş. Soran olursa öğretmen arkadaşları ile bizim bağ evindelermiş , gece geleceklermiş yada Yıldızları izleyeceklermiş felan teraneleri ile uyutmuş ailesini.
-Kekeç sen geç kalma işin gücün vardır. Ben misafirlere gerekli hazırlığı yaparım . Bu akşam ablanlar kalırlarsa yer var burada 10 odalı ev. Yarın sabah birlikte geliriz . Ben o arada sana uğrarım.
Kekeç gittikten sonra şaşkınlık geldi bana. Ulan bu karı ne tehlikeliydi. İnsan yaparda bu kadar mı yapar diye düşünmeden edemedim. Ben gerekli hazırlığı yapıp nevaleleri hazırladıktan sonra Ceyda ile arkdaşı geldiler.

Acayip morali bozulmuştu Ceyda’nın . Aramızdaki resmiyet artık kalkmış ve direk her şeyi konuşuyorduk.
-Neden böyle yaptın ki şimdi? Ne yaptım ben sana ? Elinle koymuş gibi aldın getirdin beni bir ormana ve istediğin kadar becerebilecekken tuttun attın beni bir yana. Yakıştıramadım doğrusu. Hem intikam ne demek? Neyin intikamı?
-Hatırlarmısın bundan yıllar evvel ben evlenmek üzereyken bana attığınız iftirayı? Bir yerde sizinle karşılaşmıştık ve siz ben evlenmek üzereyken kaynanama ve sevgili eşime giderek “Bizim oramıza buramıza baktı . Tekin adam değil onunla evlilik yapılmaz vs.“ demiştiniz.
-Aaa sen ona mı takıldın? Biz onu senin için dedik ama kusura bakma da bir insanın götüne bakılınca bir zahmet o insanda anlar yani. Resmen götümüzü yedin o gün sen bırak şimdi.
-Götünle alakalı bir arzum olsaydı eğer, bugün ağzına sokmazdım. O götünü yerden kalkamaz hale getirirdim.
-Sen haklısın diyelim tamam da, onca yıl bu çocuk saçması şeyi mi aklında tuttun cidden? Hayret bişeysin gerçekten kuzum.Söyleseydin senden özür dilerdim. Çocuk muyuz ayol?
-Suçunu hafiletmeye çalışma. İnsn evlenmek üzere olan birisine yapmaz bunu. Psikolojik üstünlüğü ele almaya çalışıyorsun ama maalesef öyle olmuyor.
Ne yapmaya çalıştığını anladığım için kızmaya başlamıştı. Ben ise onu daha da hiddetlendirmek istiyordum. Onu köpeğim yapacaktım kararlıydım. Damat koca götlü ablanı köpek etmiş anladığım kadarıyla. Sizin gibi götü kalkıklara bence tam da yapılması gereken bu.
-Götümüz güzel ki kaldırıyoruz. Sen o göte bile dokunmuyorsun. Sorunlusun sen.
-Sorunun dediğin şey ağzındaydı az evvel. İstersen izleteyim yeniden, sorun nerdeymiş görelim.
-Ya tamam pes ediyorum. Ne istersen söyle, ne istersen yap razıyım.
-Ha şöyle yola gel. Şimdi sana soracaklarıma doğru dürüst cevap ver. Erkek arkadaşın var mı?
-Yok. Korkudan kimse yanaşamıyor artık. Küçük yer burası duyulur da üzerlerine kalırım diye herkes dört atıyor.
-Aaa kaldı mı öyle şeyler. Bir yaşıma daha girdim. Doğrusu sevinmedim desem yalan olur. Neyse. O eski zamanlara gideceğim yine. Bana ilgi duyuyor muydunuz sen veya ablan?
-Ablam duyuyordu. Bende duyuyordum ablama açılmak istemediğim için kimseye söylemedim. İlk kez sana söylüyorum. Bu arada fark ettiysen hala çıplağız. Birisi bizi bu halde görürse üzerine kalırım ahahahhah. Hem bişey yapmayacaksan giyineceğim.
-Üzerinde zaten sikilmeye hazır tek parça elbise vardı. Giyersen giy. Zate onu çıkarmaktan kolay ne var.
-Doğru. Senin ta o zaman ki bakışlarından böyle biri olduğunu anladığım için bugün o elbiseyi giydim ve içine külot giymedim. Yanılmamışım ahahaha.
-O gün götünüzü sıkıştırdığınız beyaz çizgili siyah kumaş pantolona herkes bakıyordu. Ben mi bakmayacaktım?
-Bak sen . Ne giydiğimi bile unutmamış. Canım valla sen fena bişeysin. Sana sözüm yok artık. Belli ki sende benim için yanıyor muşsun.
-Ulan ergendim ben ergen.
-Bizde öyleydik napalım ahaha.
Ha bire şuh kahkahalar atması beni tahrik etmişti ama bugün ona istediğini vermeyecektim. Onu bir kez daha azdırdıktan sonra yine öylece bırakacaktım. Yine dediğimi yaptım.
*-Gel buraya zilli . Sen hiç uslanmamışsın demek. Yakaladığım gibi yere yatırdım. Yeniden yalamaya başladım. Bu defa daha sakin daha çıldırtıcı bir şekilde gidiyordum. Az evvel nerelerin onu delirttiğini anlamıştım ve bu defa oralara odaklandım. Haykırmamak için kendisini zor tutuyordu. Parmağımı usulca içine kaydırdım. Ufak hareketlerle içini okşuyordum. O ise bu defa emeline ulaşacağını sanıyordu. Aletimi çıkarıp yeniden ağzına verdim. İyice sertleştikten sonra sesi çıkmaya başladı.
-Yalvarırım artık yeter . Nolursun gir artık. Senden bin kere özür diliyorum. Köpeğin olayım. Nolursun yeter.
-Çekildim üzerinden .
-Bir şartm var. Bana arkadaşlarından da getireceksin. Senin gözünün önünde sikeceğim.
-tamam nolursun ver onu bana artık.
İçimdeki intikam duygusu yerini azgınlığa bırakmıştı.
-Gel bakalım dedim. Üzerine doğru eğilip misyoner pozisyonda yavaş yavaş içeri doğru girmeye başladım. En sevdiğim kısım ilk girerkenki kısımdı. Çünkü o darlık birazdan yerini ıslaklığa bırakınca aynı tadı alamıyordum. Yavaşça dibine doğru ilerdim. Duyduğum “ahhh aşkıııım”sesinden sonra yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Hiç acelem yoktu. Her şekilde yapacaktım. Ayrıca az evvel boşaldığım için şimdi çok daha uzun dayanabilirdim. Bir müddet öyle gidip geldikten sonra üzerime çıkmak istedi. İzin vermedim. Kontrol tamamen bende olacaktı bugün. Ben sikecektim onu. Hafif hafif tempoyla devam ettim. Kamasutra tekniklerinin tamamını ona uygulayamasamda hatırı sayılır teknikleri deneyecektim üzerinde. Biraz sonra arkasını çevirdim ve hemen domaldı . belini kırıp onu kendime doğru çektim. Hafif hafif ilerlemeye devam ediyordum. Aletim klitorisine baskı yaptıkça daha da azıyor kendisini geri atmaya çalışıyordu. Bense onu aynı tempoda tutmaya devam ediyordum. Bir müddet böyle devam ettikten sonra uzandım ve cowgirl pozisyonuna getirdim. Alttan pompaladıkça kendisinden geçiyordu. Birden kalkıp aletimi içinden çıkardı ve fışkırmaya başladı. Deli gibi boşalıyordu.
-Öldürdün beni yeter öldürdün beni” deiyp duruyordu.
-Sakin ol şampiyon daha yolun başındayız. Dedim
Uzandığım halde onu üzerime çektim. Belinde kavrayara alttan pompalamaya başladım. Yavaş yavaş haifif hafif ve hiç acele etmeden. Onun vücudununda benim vücudumunda bunu hissetmesini sağlıyordum. Tıpkı Issız adamda ki Ada isimli kız ın kontolü sağladığı gibi bir kontrol sağlıyordum. Tek farkla bu defa ben alttaydım ve kontrol bendeydi. O hızlı hızlı oturup kalkmak istiyordu algı üzerine ama ben onu çin teknikleri ile kendime köpek etmeye kararlıydım. Yavaş yavaş gidip geldikçe kasılmaya başladı ve gerçek orgazma ulaştı. O an yüz ifadesini görmek muhteşemdi. Bir daha bensiz olamayacağının garantisiydi bu ifade.
-Aşkııııımmmm .deyişi vardıki bundan sonra bensiz olamayacağının garantisiydi.
Devam edecek.

​

Hakan’la yer değiştirdik. Ceren’in amını eliyle oksayıp amından sızan döllerimi iyice yaydı dudaklarına. Elindekileri de sikine sürüp sikini amına yerleştirdi. Siki hızlıca girdi Ceren’in amına. Bu halde sikmeye başladı. Elinde kalan son döl parçalarını da elini Ceren’in ağzına sokup temizletti. Bu halde sikmeye başladı Ceren’i. Ben yeni boşalmanın etkisiyle inik sikimle onları izliyordum. Hakan çok sert sikiyordu Ceren’i, baya inletiyordu. Ceren daha sonra elini sikime atıp oksamaya başladı. Sanırım beni tekrar kaldırmak istiyordu. Çok yeni boşaldığım için hemen sertleşemedim. Kendisine cekti ve agzına aldı sikimi. Onun agzında yavas yavas tekrar sertlesmeye basladım. Hakan “Askım pozisyon değiştirelim sen daha rahat Mert’i” dedi. Ceren elleri ve dizlerinin üzerinde domaldı. Yuzu bana arkadası Hakan’a bakıyordu. Hakan bu şekilde sikmeye basladı, haklıydı bu şekilde Ceren çok daha güzel yalıyordu. Hakan arkadan içine girdikçe Ceren’in de kafası benim sikime doğru geliyordu. Hakan hem onu sikiyor hem de onun beni yalamasını sağlıyordu. Ben artık tamamen sertleşmiştim. Ceren kafasını kaldırdı ve “69 yapmak istermisin?” dedi. Bunun nedemek olduğunu biliyordum. Hakan onu sikerken aynı anda benim de onun amını yalamamı istiyordu. Biraz tereddüt ettim “Bilmemki zor olmaz mı” dedim. Ceren içi hala benim döllerimle doluydu çünkü. “Çok zevkli olacak hadi yapalım” dedi.

Hakan içinden çıktı ve ben alta geçtim. 69 olmuştuk. Ami tam göz hizamdaydı. Sikilmekten dudakları şişmiş ve ayrılmıştı. İçinden döllerim sızıyordu. Yalamak konusunda tereddüt ettim ama o amını agzıma bastırarak bana çok da seçme hakkı bırakmadı. Kendi döllerimin tadı ile beraber amını yalamak çok farklı geldi ilk başta. Ama amı o kadar sıcak ve ıslaktı ki kendimi kaptırıp yalamaya basladım. Ben yaladıkca o kıvranıyordu. Bir yandan da o da sikimi ağzına aldı ve emmeye basladı. Ben onu istekli bir şekilde yaladıkca o da benim sikimi aynı şekilde emiyordu. Beklemediğim birsey yaptı ve tamamını dibine kadar agzına aldı. İlk defa bir kadın sikimin tamamını agzına sokuyordu. Biraz boyle bekledi. Sonra agzında cıkarıp sikimin üzerine tükürdü ve eliyle oksamaya basladı.

Bunu yaparken daha oturur pozisyona gecti. Şu an tam olarak yüzüme oturuyordu. Amıyla agzımı tamamen kapatıyordu. Nefes almam zorlastı ama bu şekilde dilim amının çok derinlerine giriyordu. Dilim tamamen amının içerisindeydi. Bu şekilde üzerinde oturduğu için içindeki döllerim de amından agzıma akmaya baslamıstı. Az önce oluk oluk içine boşaldığım döller şimdi onun amından benim agzıma akıyordu. Bir an agzımı doldurdu ne yapacağımı bilemedim. Miğdem bulandı tükürmek istedim ama üzerimde Ceren olduğu için tüküremedim ve yutmak zorunda kaldım. Ondan sonra Ceren tekrar tam 69 olacak şekilde öne eğildi. Yukarı baktıgımda Hakan’ın sikini yavas yavas Ceren’in amına yaklaştırdıgını gördüm…

Ve gerçekten de kontrolü ele aldım. Gerçi bir ebeveyn olarak değil, azgın bir sürtük olarak.

Daha önce oğlumun kontrol ettiği ağır tempoda sekse devam ettim.

Şu an oğlum beni ona binmeye zorlamıyordu, kendi isteğimle ona biniyordum… çünkü istiyordum… çünkü onu istiyordum… Her ne kadar bunu yavaş yapsakta, bu şekilde asla boşalamayacağımı bildiğim için hayal kırıklığına uğrasam da içimndeki istek azalmıyordu.

Onun sikinin üzerinde zıplamam ve bunu sertçe yapmam gerekiyordu.

Ona hızlıca binmem gerekiyordu.

İçime çarpmasına ihtiyacım vardı. Sevişmeye değil, sikilmeye ihtiyacım vardı

Yine de kocam yaptığımız şeyin şok edici gerçeği ile yüzleşmesin diye ve bizi ele vermemek için bunların hiçbirini yapamıyordum.

Birdenbire titreşime aldığım telefonuma bildirim geldi

Bir yeni mesaj;

-Kahretsin, seni seviyorum anne.

Bu cümleyi okurken… anne olmanın en tatlı, en sevimli… hatta en güzel anlamı olan bu cümleyi okurken… kadınlığım sırılsıklam ve istemsizce titriyordu. Bir karmaşa içindeydim.

Aleti içimde yavaşça hareket ederken, o şefkatli cümleye bakarken bile güçlü bir şey hissettiğimi inkar edemezdim. Karışık sinyallerle uyarılıyordum resmen. Ben de onu seviyordum. Buna şüphe yok…

Ve bu… bu… bu her neyse… ona olan sevgimi daha da artırıyordu.

Hemen sonra kendimi bunun yanlış olmadığına ikna ettim!

Yanlış bir şey olsa nasıl bu kadar doğru hissettirebilirdi ki?

Oğlumu mutlu ediyordum, ki bu her annenin amacıdır… her annenin…

Bu düşüncelerin arasında ona mesaj atmak için telefonumu elime aldım. Mesajı yanlış yazmamak için titreyen kollarımı dizginleyerek cevap verdim;

-Ben de seni seviyorum oğlum.

Bu mesajımdan sonra ardı ardına şu mesajlar geldi;

-İçine boşalmak istiyorum anne.

-Sadece biraz daha hızlı sür beni anne.

-Lütfen, anne!

Bu mesajları okuyunca içimden bir şeyler aktığını hissettim. Oğlumu mutlu etmek istedim.

Onu boşaltmak istedim.

Dölünün amımın içine nasıl aktığını hissetmek istedim

Böylece ona daha hızlı binmeye başladım ve destek için kocamın koltuğunun arkasını dikkatlice tuttum.

Umutsuzca yapmak istediğim gibi sikinin üzerinde zıplamadım, ama daha hızlı hareket ettim ve Kegel kaslarımı (kadınların vajinasının etrafını saran kas tipi) sert sikinin etrafında sıkarken kocamı her zaman boşaltan uzman hareketimi yaptım.

Ve tıpkı kocamda her zaman işe yaradığı gibi, oğlum için de işe yaradı… Ee babasının oğlu :)…
Bunları düşünürken oğlumun spermlerininin amımı nasıl doldurduğunu hissettim. Resmen hortumla açılmış gibi akıyordu. Ve bu fazla ve yoğun yük içimde her yerime çarpmaya başlamıştı.

Kontrol edemediğim bir inilti çıkardım, başımı, kocamın sol kulağından birkaç santim ötede koltuk arkalığının kenarına yaslamış olmam olayı daha da kötüleştirdi.

Alex tekrar sordu. “İyi misin?”
“Sadece gerçekten işemem gerekiyor,” diye cevap verdim. Oğlum içime boşalmaya devam ederken aklıma bu eski bahaneden başka bir şey gelmemişti. Zaten şu an umursadığım tek şey o sikteki her damla dölü sağmaktı.

Kocam “Birkaç dakika daha dayan hayatım” diyerek beni telkin etti.

“Tamam,” dedim ve sonra ikisinin de kendine göre anlam çıkaracağı bir imada bulunarak “daha uzun sürerse patlayabilirim.” dedim.

Kocam “Elimden gelenin en iyisini yapıyorum,” dedi. “Seninle yıllarca seyahat ettiğim için biliyorum ki işemen gerektiğini söylediğinde… İşemek zorundasın. Hatırlatmana gerek yok” diye ekledi.

O esnada oğlum kıçını yukarı kaldırmaya başladı, şimdi beni gerçekten beceriyordu. Boaşlmış olmasına rağmen sertliğini hemen kaybetmemişti ve annesine yardım ediyordu. Resmen içim titremeye başladı ve ağzımdan “Oh, Tanrım” diye bir inleme çıktı.

“İki mil (3 km) sonra bir dinlenme tesisi var,” dedi Alex, bir tabelayı göstererek.

“Çok yakın,” diye cevap verdim, yine çift anlamlı olacak şekilde. Artık boşalmak için olan isteğimi gizleyemiyordum. Çığlık atmadan ve kamyon durağına ulaşmadan önce hızlıca boşalmaya çalışırken engel olamadığım şekilde ağzımdan bir takım sesler çıkıyordu. Neyse ki iyi kalpli kocam bu sesleri yanlış yorumluyordu.

Cory sikini pompalamaya devam etti, süper hızlı ya da tokat sesleri çıkaracak kadar sert değil, ama beni orgazm edecek kadar tempolu bir şekilde…

Bir mil (1.6 km) tabelasını gördüğümde içimde yükselen çoşkuyu hissedebiliyordum, kaçınılmaz patlamanın yakın olduğunu biliyordum.

Bu zamana karşı olma durumu beni bunaltıyordu. Ama bu orgazmı yaşamalıydım, hayatım bu orgazma bağlı gibi hissediyordum. Kocamdan uzaklaştım, kafamı oğlumun göğsüne yasladım ve elimi klitorisime götürüp okşamaya başlarken çılgın bir sürtük gibi oğlumun sikine binmeye devam ettim.

Müziğin sesi kocamın hemen arkasındaki ıslak seks seslerini duyamayacağı kadar yüksek olduğu için şükrediyordum, Çünkü ben orgazm olmak için çaresizce oğlumuzun sikinin üzerinde zıplıyordum.

Dinlenme tesisini ve yakınlardaki restoranı görebiliyordum. Ben hareketlerime devam ederken orgazmım hızla yaklaşıyordu, gözlerimi kapattım. O sike bindim ve bindim. Amımı okşadım… ve okşadım. Ve sonunda patladım.

“Tanrımmmm” diye yüksek sesle inledim, Orgazmın şiddetiyle artık kendimi sıkmayı bırakıp rahatça inlemiştim. Kocamın hala işemek için çaresiz olduğumu düşüneceğinden emindim. Ama hemen arkasında oturan karısının çişi geldiği için değil, çok yoğun bir orgazm yaşadığı için bu sesleri çıkardığını bilmiyordu. Zevk sularım spermlerle karışmış içimden fışkırıyor ve oğlumun sikinin üzerine ve kucağına akıyordu. Tekrar sürücü koltuğunu tuttum ve kendimi öne çektim. Oğlumun siki sonunda küçülerek aşırı ısınmış amımdan çıktı.

Neyse ki önde kocam için her şey normaldi ve ensest düşüncesi hiç aklına gelmemişti. Zaten neden gelsin ki? Kim oğluyla karısının böyle bir şey yapacağını tahmin edebilir? Oğlu beni henüz 2 dakika önce arka koltukta perişan etmişken kocam hala benim tuvalet ihtiyacım için endişeleniyordu, “Otuz saniye kaldı, dayan tatlım.”

“Tamam, teşekkürler hayatım,” diye hafif utançla ve çokça yorgun şekilde zayıf bir cevap verdim. Durdurulamaz orgazmım bir kasırga gibi içimde akmaya devam ederken…

Oğlumun altımda beceriksizce hareket ettiğini hissedebiliyordum, Muhtemelen hala görmediğim sikini şortunun içine sokuyordu.

Gözlerimi kapattım ve zevk kasırgasının içimde dönmesine izin verdim, şimdiye kadar yaşadığım en yoğun orgazmlardan bir tanesi olduğuna emindim. Bu kadar yoğun olmasın bir sürü sebebi vardı; Kısmen oğlumun siki kocamınkinden daha büyük olduğu için; kısmen az önce oğlumun beni sikmiş olmasının tabu olduğu gerçeği yüzünden; ve kısmen de az önce oğlum tarafından, kocamın sadece birkaç santim uzağımda olduğu bir arabada sikilmiş olmamın çılgın gerçekliği yüzünden.

Araba durduğunda orgazmım hâlâ tamamlanmamıştı. Yine de panik, hatta çaresiz görünmeliydim, sanki her an altıma işeyebilirmişim gibi… Bu yüzden kapıyı hızlıca açtım ve arabadan resmen fırladım. Esen rüzgarla birlikte bacaklarımdan akan dölü iyice hissettim. Oğlumla benim zevk sularım içimde karışmış dışarı akmak istiyordu. Akmadan tuvaleye yetişmek için koşmaya başladım. Ve koşmaya başladığımda oğlumun ne yaptığını görmek için istemsizce arkama baktım,. Aleti şortunun içinde güvende ve sağlamdı… ancak CSI (Amerikan adli tıp-olay yeri inceleme ekibi) araştırmaya gelirse yanlış yaptığımıza dair görünür bir kanıt bulmak hiç de zor olmazdı. Oğlumun şortunun önü sularımla sırılsıklam olmuştu ama buna rağmen yüzünde mağrur bir gülüş vardı.

Rustik (ahşap ve taş temalı amerikan mimarisi) bir restorana ve tuvalete doğru koştum. Az önceki yaşadığım anın ve ensestin suçluluk ve utancı aniden beni yaz sıcağı gibi vurdu. Kıpkırmızı oldum.

Ben… az önce… oğlumla… seks… yapmıştım!

Arabamızda!

Üstelik her şeyden habersiz kocam birkaç santim ötemizdeyken!

Oh… Aman… Tanrım!

Ben… gelmiş geçmiş en kötü… anneyim!

Ama daha da kötüsü…

İnanılmazdı!

Kötü bir anne olabilirdim ama çok iyi bir anneciktim! (mother-mommy olarak yazılmış öyle okuyun)

Tuvalete gittim ve bugün ikinci kez bacaklarımdaki dölleri sildim. Bu sefer döl sadece benim değildi.

Bana ne olmuştu?

Oğlumun bana bunu yapmasına neden izin vermiştim?

Kapalı alanı suçlayabilirdim ama doğrusu hiçbir şey onu içimden atmamı engelleyememişti. Ona siktirme isteğimden başka hiçbir şey

“Siktir!” oğlum bana mesaj attı:

Bu harikaydı, anne.

“Siktir! Ne cevap verecektim”…

Kendimi toparlayıp ona mesaj attım. Orgazmım nihayet yatışmıştı, sonunda ona bir anne olarak cevap verebilmiştim:

Bu bir daha olamaz!!!

Cevap vermedi.

Temizliği bitirdiğimde tekrar mesaj attım:

Ben ciddiyim!

O yine mesajı görmezden geldi.

En azından fiziksel olarak sakinleştim ve tüm bu yaşananlardan sonra kendimi tamamen susuz hissettiğimi fark ettim.

Tuvaletten çıktım ve kocamla oğlumun bir kabinde beni beklerken sohbet ettiklerini gördüm.

Öğle yemeğimizi yedik ve ben tüm bu süre boyunca endişe içinde olmama rağmen oğlum poker suratıyla olan bitene dair hiçbir işaret vermedi. Öte yandan benim yüzümün her yerinde suçluluk duygusu vardı.

Alex iki kez iyi olup olmadığımı sordu.

Ben sadece açlık ve çişimi uzun süre tutma ihtiyacından kaynaklanan yorgunluk numarası yaptım.

Öğle yemeğinden ve bolca su içtikten sonra yola devam etmeye hazırlandık.

Ben tuvaletteyken Alex benzin almıştı, bu yüzden gitmeye hazırdık.

Yine korkularım beni ele geçirmişti.

Şimdi ne olacaktı? Tekrar Cory’nin kucağına nasıl oturabilirdim?

Yine de hiçbir şey söyleyemedim; başka bir alternatif yoktu. Başka çarem yoktu ben de oturdum. Ancak bu sefer kapı kapandıktan sonra kendimi kapıya yaslayıp bacaklarımı iki ön koltuğun arasına uzattım. Amım bu pozisyonda menzil dışındaydı. Amımı korumanın Fort Knox’unu bulmuştum. (Fort Knox, Amerikan Külçe Altın Deposu. Dünyanın en korunaklı yerlerinden birisidir)

Ve bu taktik bir saat boyunca işe yaradı. Cory bu sırada kutulardan birini açıp yeni James Patterson kitabını okudu ve ben de diğer yeni James Patterson kitabını okudum. O esnada farkettim, ilginç bir şekilde, Cory ve benim birçok ortak ilgi alanımız vardı; hevesli okuyucular olmak ve ikimizin de James Patterson gibi aynı favori yazara sahip olmak gibi.

Yine de herhangi bir pozisyonda bir saat boyunca hareket etmeden oturduğunuzda beliniz ve kalçanız birer isyancıya dönüşüyor. Çok rahatsız olmama rağmen, biraz kıpırdanmaya başlasam da direndim ve daha önceki pozisyona oturmayı reddettim.

Birden oğlum elini dizimde koydu. Elbisem oturuşumdan ve arabanın hareketlerinden dolayı ona bacağımı gösterecek kadar yukarı kalkmıştı.

Eli bacağımdan yukarı doğru hareket etmedi, sadece sürekli bir alay… sürekli bir hatırlatma olarak orada durdu.

Birkaç dakikada bir sayfa çevirmek için elini çekti, ancak geri getirdiğinde de daha yükseğe koymadı.

Üzerimde yarattığı etkiden habersiz görünüyordu, birkaç saat önce beni hiç rahatsız etmemiş olsa da artık sürekli dikkatimi dağıtıyordu.

“Siz orada nasılsınız?” Alex birkaç dakika sonra sordu.

“Kıçım uyuştu,” diye şaka yaptım, gerçek olmasına rağmen.

“Üç mil (4-5 km) sonra manzaralı bir mola yeri var,” dedi, “kenara çekelim ve biraz yürüyüş yapalım.” diyerek devam etti.

“Kulağa hoş geliyor,” dedim.

“Evet, biraz esneyebilirim,” diye onayladı Cory, neredeyse tüm yolculuk boyunca ilk kez yüzüme bakarak.

Yedinci sınıftaymışım ve bir çocuğun ona uzattığım aşk notuna evet ya da hayır demesini bekliyormuşum gibi hızla gözlerimi kaçırdım ve kızardım.

Bana ne olmuştu? Ona bunun bir daha olamayacağını söylemiş olmama rağmen… Ve üstelik kararıma saygı duyuyor gibi görünse de…

Şimdi kendimi güvensiz hissediyor ve beni görmezden gelmesine sinirleniyordum. Kendimi yeniden on beş yaşındaki liseli ergen bir kız gibi hissettim.

Yavaşlayana kadar birkaç dakika boyunca kocamın yanından ve ön camdan baktım.

Durduğumuzda, sırtım kapıya dönük olduğu için yer değiştirdim. Bunu yaparken, çıplak amım yine kısa bir süreliğine Cory’nin tekrardan sertleşmiş olan sikine değdi.

İlk düşüncem, “Ne zamandır sert?” oldu.

İkinci düşüncem, “Neden sert?” oldu.

Üçüncü düşüncem, “Daha kaç kez kaldırabilir?” oldu.

Dördüncü düşüncem, “Benim neyim var böyle?” oldu.

Bu düşüncelerimi kafamdan atmaya çalışıp kapıyı açtım ve dışarı çıktım.

Temiz havada olduğum için şükrederek gerindim… hava hâlâ sıcak ve bunaltıcı olsa bile…

Alex, “Yürüyüşe çıkmak ister misiniz?” diye sordu.

“Ne kadar sürer?” diyer sordum.

Tabelanın üzerindeki bir haritaya doğru yürüdü ve “Buradan iki patika var. Biri bir mil(1.6km) uzunluğunda; diğeri üç(4-5km).”

“Elbette ki bir millik yolu seçiyorum. Bu sıcakta üç mil yürümem mümkün değil,” diye cevap verdim.

Cory, “Uzun bir tuvalet molası verip terimi atmam lazım, neden ikiniz yalnız gitmiyorsunuz?” diye teklif etti.

Alex elimi tutarak, “Elbette,” dedi.

Yürümeye başladık ve dayanamayarak bizi izleyip izlemediğini görmek için oğluma baktım… Ve izlemiyordu. Garip bir şekilde, bu bana sevilmediğimi hissettirdi, çünkü bakmasını istiyordum. Ki bu elbette gülünçtü.

Yol boyunca yürürken aniden kocama onu sevdiğimi gösterme isteği duydum. Onun haberi olmasa bile, onu aldatmıştım ve onun için bir şeyler yaparak hatamı telafi etmem gerekiyordu.

Yürüyüşe başlayalı on dakika olmuştu ve küçük bir yan patika gördüm. Oraya doğru yürüyerek kocama gel işareti yaptım. “Beni takip et”

“Hayatım bunun patikanın bir parçası olduğunu sanmıyorum.” dedi.

Oldukça seksi gözükmeye çalışarak “Umarım değildir,” diye fısıldadım ve yürümeye başladım. Kocamda niyetimi anlayıp peşimden gelmeye başladı.

Birkaç dakika sonra, ormanın içinde görünmeyecek kadar derine indiğimizde dizlerimin üzerine çöktüm ve onun sikini avuçladım. Aslında beni becermesine izin vermeyi düşünmüştüm ama külot giymediğimi görmesini istemiyordum.

Nefes nefese kaldı ve şaşkın şekilde, “Sarah, gerçekten mi? Burada mı?” dedi.

Gülerek “Her zaman daha spontane olmamı istemez miydin,” diye takıldım. Karısının bugün ne kadar spontane olduğunu bilseydi muhtemelen devrilirdi. Ayrıca, birlikte makul miktarda seks yapmamıza ve yatak odasında onun için neredeyse her şeyi denemeye istekli olmama rağmen, başka hiçbir yerde pek risk alan biri değildim. Tabii normalde…

Ama bugün tipik güvensizliğim ya da seksin sadece yatak odası için olduğu düşüncesi, arabamızın arka koltuğunda yaşadığım heyecan verici, tabu seksin ardından paramparça olmuş gibiydi. Artık risk almak istiyordum.

O tek bir kelime bile edemeden sarkık sikini ağzıma aldım. Sakso çekmeyi severim… hep sevmişimdir. Lisedeyken bekaretimi evliliğe saklamak için iyi bir yol olduğunu düşünerek birçok horozu emmiş bir sürtüktüm. Ayrıca, bu işte iyiydim ve hatta dölün eşsiz tadı ve dokusundan zevk alıyordum. Tabii sonuçta bekaretimi koruyamadım ve gittiğim ilk üniversite partisinde üst sınıflardan biri tarafından becerildim.

O sırada kocam “Kahretsin,” diye inledi, ve nefes nefeseyken şunları söyledi; “sana ne oldu Sarah?”

Bu sorunun cevabı ‘oğlun’ olabilirdi ama bu pek de mantıklı bir cevap gibi görünmüyordu.

Sikini ağzımdan çıkardım ve sordum: “Bir kadın kocasına onu sevdiğini küçük bir sürpriz yaparak gösteremez mi? Mesela birdenbire sikini emerek ve döllerini yutarak?”

“Evet, yapabilir,” diye güldü.

“Ayrıca açım ve senin dölün bir kızın vücudu için birçok sağlıklı besin sağlayabilir,” diyerek organik tam tahılla beslenmiş sikini tekrar ağzıma aldım. O her zaman sağlıklı beslenme manyaklarından biri olmuştur 🙂

Alex olaya adapte olmuştu. “Ayrıca cildine de iyi gelir,” diye ekledi. Bir yerlerde dölün bir kadının cildine iyi geldiğini okumuş ve bu argümanı bana yıllar önce birçok yüz bakım kreminden kurtulacağıma ikna etmek ve daha çok yüzüme boşalmak yapmak için kullanmıştı.

Yüzüme boşalmaktansa yutmayı tercih etsem de, oldukça itaatkâr olduğum için Alex’in istediği yere boşalmasına her zaman izin verdim.

Fakat bu defa ilk kez itiraz ettim: “Sakın ha. Burada olmaz.”

“Ne? Cory’nin şok olacağını mı sanıyorsun?” diye alay ederek sikini tekrar ağzıma soktu.

Kendi kendime, “Bir bilsen” diye düşündüm. Yine de emmeye devam ettim, böyle halka açık bir yerde bunu yapıyor olmaktan heyecan duyuyordum.

“Uzun süre dayanamayacağım,” diye inledi, ben onun sikini açlıkla emerken.

Emmeye devam ettim ve dölünün tamamıyla ödüllendirildim… Tanrı’ya şükür ki ağzımdaydı… ancak birazını ağzıma bıraktıktan sonra çekildi ve yüzüme küçük bir miktar da olsa fışkırttı.

Nefesim kesildi,ve sitemle “Alexx gerçekten mi?” diye serzenişte bulundum.

“Dayanamadım,” diye omuz silkti, sikini tekrar ağzıma sokarken.

Ayağa kalkıp onu sertçe öpmeden önce, tabiri caizse ona kendi ilacının tadına baktırarak sikindeki son döl kalıntılarını eme eme sağdım ve hepsini yutum. Aldırmıyor gibi görünüyordu ki bu beni biraz şaşırttı çünkü çok nadir yutarım. Dizlerimin üzerinden kalkıp kocamı tutkuyla öptüm.

Öpücük sona erdiğinde, “Bu beklenmedik bir şeydi” dedi.

“Acıkmıştım,” diye omuz silktim.

“Seni her zaman beslemeye hazırım,” diyerek gülümsedi.

İşaretli patikaya geri döndük ve el ele yürüyüşe devam ettik.

Ne kadar sürdü bilmiyorum ama sonunda başlangıç noktasına döndük ve Alex bana fısıldadı, “Yola çıkmadan önce tuvalete gitsen iyi olur.”

“İyi fikir,” diye başımı salladım, “Gerçekten işemem lazım.”

“Ve belki yüzündeki dölleri de temizlersin” diye ekledi.

“Kahretsin, bütün o yürüyüş boyunca böyle yürümeme izin verdin,” diye suçladım onu, çünkü orada olduğunu unutmuştum.

“Çok endişeli görünmüyordun ve burada kimseyi tanımıyoruz,” diye omuz silkti.

“Oğlumuz dışında,” diye belirttim.

“Ben de bu yüzden bahsettim zaten,” dedi.

“Göt herif,”(asshole diyor burada) dedim şakayla, omzuna vurarak.

“Kulağa hoş geliyor. Belki bu gece,(burada da asshole iması geldi)” diye karşı çıktı, çünkü ara sıra kıçımı beceriyordu.

“Sen öyle san,” diye karşılık verdim, her ne kadar bu gece gerçekten sikişeceğimizi varsaysam ve ne kadar itaatkâr olduğumu düşünürsek… Kimi kandırıyorum, istediği buysa onu kıçımdan uzak tutamayacağımı biliyordum. Ve bunu kocamda biliyordu ki;

“Hayır, sanmıyorum, biliyorum,” dedi gülerek kıçımı tokatlarken.

Bende imali şekilde gülerek ve hafif kırıtarak tuvalete doğru gittim

​

(Devam Edecek)