Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Zevk Dolu Bir Hayat #29

Cidden ablam hiç birşey bilmiyordu ama ona herşeyi öğretecek lişi bendim tabi ki :D.

Ben:Abla işte nasıl anlatılır bilmiyorum bi kalkık hali bir de inik hali var.

Ablam:Bu çok büyük inik hali nasıldır acaba.

Ben:Abla boşver ben banyoya giriyorum.

Ablam:Tamam ben internetten bakarım.

Ben:Ablaa hayır öyle şeyler yapmanı istemiyorum.

Ablam:Ama merak ediyorum.

Ben:Abla tamam offf ben sana gösteririm.

Ablam:(Sinsi bir gülüş atarak sikim ile bakışıyordu.)

Ben banyoya girip kapıyı bilerek kilitlemedim.

Bu olaylardan sonra kalkan sikimi dindirmeliydim.O yüzden.Küvete geçip oturdum ve duş jelini elime döktüm suyuda hafifçe açtım sesten bir şeyler belli olmasın diye.Jeli yavaşça sikimde ileri geri yapıyordum biraz uzun sürecekti sanki.Ben ovalarken bir kaç dakika sonra kapı açıldı ben hemen refleks ile sikimi kapatmaya çalıştım ama köpüklü sikim sert ve çok büyük olduğu için kapatamıyordum.İçeriye giren ablamdı girdikten sonra hiç bir reflekste bulunmadı.

Ablam:Bir dakika ellerimi yıkayacaktım.Sonra gözlerini sikime doğru kaydırdı ve köpüklü olduğunu fark etti.Sadece sikini mi yıkıyorsun yoksa dedi.

Ben:Abla hayır şuan sadece işim vardı.

Gittikçe bana yaklaşıyordu.Üzerindeki crop o güzel kısa şortu ve o güzel beyaz ojeli ayakları beni fena azdırmıştı.

Ablam:Ne yapıyordun peki.

Ben:Abla işte 31 çekiyordum.

Ablam:O ne be.

Ben:Abla kendini el yolu ile tatmin etme.

Ablam:Hmmmm anladımmm ama biraz zorlanıyor gibisin.

Ben:Evet biraz zorlanıyorum.

Ablam:(Kafasını hafifçe eğerek utangaç bir şekilde)İstersen eğer biraz yardım edebilirim.

Ben:Abla ciddi misin?

Ablam:Evet ya neden ki karşımda zaten çıplaksın saklamaya çalışsan bile kolum kadar zaten belli oluyor.

Ben:Peki abla o kadar istiyorsun hem sende görmüş olursun.

Ablam bir sevinç ile bana yaklaştı.Ben küvete doğru uzandım.

Ablam:Şimdi ne yapacağım.

Ben:Göstereceğim elini bana uzat.

Ablam elini bana doğru uzattı.Bileğiğnden yavaşça kavradım ve o güzel ojeli ellerini sikime opru yaklaştırdım ve sikimi eline almasını sağladım.

Ablam:Ooohaaa bu ne ya taş gibi ama ucu yumuşacık ve rengi farklı.Hiç bizimkine benzemiyor.

Zevk Dolu Bir Hayat #28

Tenefüs çaldı yine birşeyler yaşanmadı şansıma bugün hiç bir erkek arkadaşım gelmemişti tek takılıyordum.

Zil çaldı ve o güzel bacakları ve ayakları ile içeriye doğru yürümeye başladı.Her attığı adımda o göğüslerinin sallanışı saçlarının dalgalanışı afet gibiydi ya.Öğretmen girip yerine oturdu tabi direk karşısında ben vardım.

Öpretmen:Emrecim seni görmeyeli özlemişim ya.(Gülerek)

Ben:(İmalı bir ses tonu ile)Öğretmenim ben özlenmeyecek birisimiyim ya.

Öğretmen:Haklısın vallahi ya den yokken çok sessiz sınıf.

Arkadan ineklerden biri bir söz söyledi.

İnek:Geldi artist konuşmaya başlar.

Ben sesi duyup arkama doğru döndüm.Sanırım arkamdaki kızlarda duymuş olacak ki bana bakmaya başladılar.

Ben:Kim söyledi lan o sözü.

Sınıftan hiç bir ses çıkmadı.Sena,Ece ve Buse bana hayranlık ile bakıyorlardı bu tavrım yüzünden.

Öğretmen:Noldu emrecim bir sorun mu var?

Ben:Öğretmenim biri birşey söyledide sanırım korkudan söyleyemedi kim olduğunu.

Ece bu sözü söyledikten sonra bana cilveli cilveli bakıp gülümsüyordu.O kadar güzeldi ki istemeden bende gülümsüyordum.Sena bunu fark etmiş olacak ki arkadan bir tekme yapıştırdı direk ben bu tekmeyi yedikten sonra önüme doğru döndüm.

Bu arada öğretmen sanırım odada birşey bulamamıştı onu benim bulmam lazımdı.Ama bugün değil yarın kimya dersi vardı o yüzden yarın kaçırmamam lazımdı.

Hoca klasik dersini işliyor ben arada espriler komik şeyler söyleyerek tüm sınıfı güldürüyordum.Her seferinde gülerken eceye doğru bakış atıyordum.

Dersleri işledikten sonra çıkış saati gelmişti.Çıkıp eve doğru gitmeye başladım.Evin önüne geldim ve kapıyı tıklattım.Kapıyı annem açtı bugün biraz bol giyinmişti hiç zevk almıyordum.

İçeriye girip odama doğru gitmeye başladım.Tam ablamın odasının önünden geçerken birşey fark ettim ablam odasında yoktu.

Odama girdiğimde ablam aynamın karşısında birşeyler yapıyordu.

Ben:Abla hayırdur benim odamda napıyorsun?

Ablam:Canım benim odamda aynı olmadığı için saçlarımı burada yapıyorum sorun olmaz değil mi?

Ben:Abla yani üstümü değişeceğim ve banyoya gireceğim sen çık ben banyoya girince sana haber edeyim.

Ablam:Canım ben bakmıyorum dışarıya çıkacağım zamanım yok sen hallet işini.

Ben:Peki abla diyebildim çaresizce.

Ama bir yandan bu iyi birşey olabilirdi.

Ben çantamı kenara attım ablama baktığımda ablam arada beni kesiyordu.Bu bir fırsat olabilirdi.Bunu fırsat bilip üzerimi çıkarmaya başladım.Üzerimi çıkardım ablam vücudumu süzüyordu.Bunu fark edip biraz daha tahrik olmaya başladım sikim tam kalkık olmasa bile dik duruyordu ve bu hali çok büyiktü yine de.Yavaşça altımıda çıkardım.Sikim boxerı zorluyordu.Ablam bunu fark etmiş olacak ki biraz şaşırmıştı.Ama ben ablamı uyarmıştım yavşça boxerımıda indirmeye başladım duşa gireceğim için duşun kapısı ablamın yanında duruyordu.Boxerımı artık tamamen çıkarmıştım bugün sex yapmama rağmen sikim hala taş gibiydi ablam ne zaman istese kaldırabilirdim.Sikimin büyüklüğünü ve kalınlığını görünce hafifçe bir ses çıkardı.

Ablam:Hığhhh.

Ben:Abla bir şey mi oldu.

Ablam bu sesi çıkardıktan sonra yere yatıp öksürmeye başladı.

Ben ablamın yanına doğru gittim şehvet dolu sikşm ablamın göğüsüne baskı yapıyordu.Biraz sırtına vurduktan sonra normale dönmüştü.Normalde döndükten sonra ilk baktığı şey o kocaman sikimin göğüsüne yaptığı baskı.Ben bunu fark edip hemen geriye çekildim.

Ben:Abla kusura bakma yanlışlıkla oldu.

Ablam:Canım sorun değil bilerek yapmamışsındırda.Bu sanki fotoğraftan biraz daha büyük ve kalın bu ne böyle beyzbol sopası gibi.(Gülerek)[Beyzbol sopası mecazi anlamda.]

Ben:Abla ne yapayım yani benim sitediğim birşey değilde sanki hoşuna gitmiş gibi.

Ablam:Ne alaka be ilk defa gördüğüm için biraz şaşırdım yani bide biraz büyüklüğü ve kalınlığı şaşırtıcı tabi ki.

Nasıl ya ablam hayatı boyunca hiç yarrak görmemiş miydi?

Ben:Nasıl ya daha önce hiç görmedin veya hiç ilişkiye girmedin mi?

Ablam:(Kafasını hafif öne eğerek)Hayır daha önce görmedim veya hiö birşey yapmadım.

Bunu söylediği an sikim havalanmaya başlamıştı.Hele ki o bakire amcığı aklıma geliyordu.Sikim kalkmaya başladığı için hafif aşağı yukarı oynuyordu.

Ablam:Emree bu nasıl oynuyor.

Ben:Abla şey kalkınca böyle şeyler oluyor.

Ablam:Nasıl ya kalkık ne demek.

Zevk Dolu Bir Hayat #27

Evet tam o an sıçacağımız aklıma geliyordu ama o çorabı bulabilecek miydi?

Biz tam merdivenlerden çıkarken ben senayı kolundan tuttum.Merdivenden yukarıya doğru bakıp kimse var mı diye kontrol ettim kimse yoktu senaya doğru döndüm.

Ben:Sena eğer o çorabı bulup ikimizden birine sorarsa sakın döl falan deme hocam birşeyler bulaşmış yani kimya odası fln saçmala birşeyler.

Sena:Offff bulursa biteriz ya anlaşılır ki ya.

Ben:Sen beni dinle şimdi gidelim lunları verelim sonra derse gidelim hemen.

Biz apar topar merdivenden çıkarken (Zemin Kat).Yukarıdan birisinin inme sesi geliyordu zaten yukarı kata çıkmamız gerekiyordu.Merdivenden yukarı doğru baktığımda karşımda ece vardı.

Ece acaba bizi duymuşmuydu?

Ben eceye baktığımda ece sanırım lavabodan geliyordu yanımdan geçerken bana bir gülümseme attı ve sınıfın kapısını çalıp sınıfa girdi.

Sena arkamdan hemen bi tırnak batırdı.

Sena:Yavaş bak lan o gözlerini oyucam senin o zaman daha çok bakarsın dedi.

Ben:Canım ona değil koridora bakıyordum.

Bunu söylerken yürümeye başlamıştım.

Sena:Hıı bende yedim az hızlı yürü.

Yukarıda doğru çıktık öğretmenler odasına girdik ve eşyaları masaya koyup sınıfa doğru indik.Okula her yer kameraydı o yüzden bir kaç oda hariç sena ile hareketlerimiz tehlikeliydi.

Sınıfın kapısını tıklattım.

Öğretmen:Geelll.

İçeriye doğru girdik ve yerimize oturduk.

Öğretmen:Çocuklar nerede kaldınız ya.

Ben:Hocam eşyaları biraz aradık

Öretmen:Hmm tamam geldiğinize göre derse devam edebiliriz.

Öğretmen yine klasik dersini işledikten sonra ders fizik dersiydi acaba öğretmen birşey bulabilmiş miydi?

Bakış Açım 1

18 yaşında , gideri olan bir erkeğim.Yeşil gözlü , orta boylu biriyim anlayacağınız. Adım Ferhat. Ev hanımı 1.68 boyunda , siyah saçları olan, teni ay gibi parlayan 42 yaşında bir annem var. Annemin adı Ecem. Bu yaşıma kadar sıradan monoton bir hayat yaşadım. Tabi tek çocuk olmanın verdiği rahatlık ve yakışıklı olmanın verdiği özgüvende üstümdeydi. Annemde aynı şekilde 42 yaşına kadar çoğu insanın yaşadığı bir hayat yaşadı.

Annem rahat ama giyinmeninde ölçüsünü bilen bir kadındır. Ne kapalı ne açık giyinir, ortasını bilir. Birde çocukluktan beri tanıdığım, kardeşim diyebileceğim Onur var ; Onur 1.80 boyunda 18 yaşında, yakışıklı bir çocuktur. Kızları etkilemekte iyidir.

1 hafta önce onuru eve PlayStation oynamak için çağırdım, normalde birbirlerimizin evine çok sık gitmeyiz, hatta yılda bir falan gideriz diyeyim. Onuru çağırcağımı anneme haber verdim. Evi , odamı falan temizledi.(Çok dağınığımdır odamda boxerler yerlerde gezer) ama annem bunlara alışık zaten annemle rahat bir iliskimiz var. Annem üstünü giyindi , V yaka göğüs dekoltesi vermeye müsait bir Beyaz t-shirt (hafiften iç gösteriyor) beyaz bir dantelli sütyen olduğunu görebiliyordum altında. Alt tarafında ise diz üstü bir tayt bulunuyor. Annem gerçekten kalın bacaklarıyla , ay gibi parlayan beyaz teniyle , portakaldan biraz daha büyük göğüsleriyle sexy bir kadındı. Ancak ben ona hiçbir zaman kötü gözle bakmamıştım. Ta ki Onur evimize gelene kadar.

Kapı çaldı, gelen Onurdu . Annemle beraber kapıyı açtık ve sarılma faslı falan işte. Ancak dikkatimi birşey çekti. Onur Annemi görünce içi kıpırdar gibi oldu, kalp atışlarının hızlandığını farkettim. Onur ve Ben odama geçtik, muhabbet ediyoruz annemde o sırada çerez içecek vb getiriyor. Bunları masaya koyarken, giydiği bol beyaz V yaka t-shirt den dekolte veriyordu. Onur bakmamaya çalışıyordu ama kendine engel olamıyordu , resmen ağzının suyu aktı çocuğun. Giydiği kot pantolonun önünde resmen çadır kurulmuş gibi bir kabarıklık vardı. Ben baya bozulmuştum, Kardeşim dediğim çocukluktan tanıdığım çocuk resmen gözümün önünde anneme kaldırmıştı.
(Ben B , Onur O , Annem A)

O : Özlemişim kanka sizin evi malum 1 yıldır ayak bastığımız yok.

B : Bundan sonra daha sık uğra kanka. (İçimden çok sinirlendim , annem için kendini eve daha sık atmanın yolunu yapıyordu şerefsiz.)

Sonra PlayStation oynamaya geçtik. Saat geç olduğundan Onur kalkmak için hazırlanıyordu ama Annem çay demlemiş , içeri çayla geldi ama Onurun da kalkmak için hazırlandığını görünce bir bardak çay içip öyle kalkmasını istedi . Onur bu teklifi reddetmedi . Annem çayları servis ederken onurun elinde su vardı , suyu bilerek annemin üstüne döktü şerefsiz. Tabi anneminde t-shirti beyaz olunca süt gibi olan göğüslerinin sütyene kadar olan kısmı açığa çıktı , Onur ve Ben bu görüntü karşısında sadece yutkunabildik . Sikim anında sertleşti , gerçekten her ne kadar annem olsada görüntü büyüleyiciydi ama Onurun bu şekilde anneme yavşaması içimde farklı hisler uyandırmıştı. Onur annemden çok özür diledi sanki bilerek yapmamış gibi (annemin bilerek yaptığını anladığını düşünmüyorum.)
Çok şaşırdığım bir şey oldu , Onur eline kağit havlu almış benim güzel Annemin t-shirtini kurulama ayağına göğüslerini elliyordu ve işin garibi Annem geri adım atmayip buna müsaade ediyordu . Sanki beynimden vurulmuşa döndüm vücudumdaki bütün kan sikime toplanmıştı…. Devam Edecek

Canım Ablam 3. Bölüm

O gece de öyle kapanıp bitmişti yarın bizimkiler 1 haftalığına Uludağ’a gideceklerdi. Ablamla yaptığım anlaşma dışında pek bir şey olmamıştı erkenden yatıp uyumaya gittim. Odam sıcak olduğundan altımda don üstüm çıplak yattım. Derin bir uykuya dalmam uzun sürmedi. Rüyamda ablamı gördüm, önümde duruyor sürekli sarılıyor orama burama değiyordu sürekli. Uyandım birden rüyamın en güzel yerinde dürtülme ile uyandım. Gözlerimi hafifçe araladım, ablamdı beni dürten kişi.

E: Günaydın uykucu hadi uyan kahvaltı hazırlayalım acıktım ben uyanmanı bekleyemedim daha. Y: Tamam abla geç ben geliyorum.

Kafamı kaldırıp ablama bakınca bana bakmadığını fark ettim. Nereye baktığını kısa sürede fark ettim. Kalkmış sikime bakıyordu hemde belli etmeden değil göz göre göre. Rüyamda ablamı görmenin verdiği ruh halinden midir bilmiyorum ama bu durum daha da erekte etti beni artık sikim kalp gibi atıyordu birisi, özellikle ablam dokunsa oluk oluk boşalacak gibiydim. Fark etmemiş gibi, ‘Abla’ dedim. Bir anda kendine geldi yüzü kıpkırmızıydı.

E: Efendim ablacım?

Konuyu değiştirmek ikimizin de yararınaydı.

Y: Kahvaltıyı dışarıda mı yapsak bayadır baş başa çıkmadık. E: Olur ablacım hadi hazırlan bende hazırlanayım.

Hızlıca hazırlandım ve ablamla beraber otoparka indik. Ufak ilçede yaşamanın zararlarından biri imkan yetersizliğiydi. Kahvaltı etmeyi bırak akşam yemeği yemek için yer bile yoktu. Ablama ufak da bi sürpriz yapmak istiyordum. Önce ben yavaşça motora bindim sonra da ablam destek alarak bindi. Yola çıktım ve yavaşça şehir dışına doğru sürdüm. Ne zaman soracak diye beklerken ablam sorular sormaya başladı:

E: Yiğit nereye gidiyoruz şurada bir şeyler yeseydik ya. Y: Sen merak etme abla seninle eğlenmek istiyorum, bayadır vakit geçirmedik beraber.

Ablam mırıldandı ve üşümüş olacak ki bana iyice arkadan yapıştı. Sırtımda mükemmel göğüslerini hissediyordum ki bu durum yeniden sikimi kaldırmaya yetmişti. Eskiden kızlara yaptığım bir taktiği denedim, giderken aniden frene asılıyordum ki arkamdaki bana iyice dayansın. Şükürler olsun ki ablamda da işe yaradı. Memeleri, bacakları tüm vücudunu hissediyordum. Bu şekilde 1 saate yakın sürdüm ve güzel sakin bir kahvaltı yerinde durdum. Yemeklerin kötü veya iyi olması umrumda değildi pek. Motoru park ettim ve ablamla yürümeye başladık. Sikim öyle kalkmıştı ki pantolondan bile belli oluyordu artık, acaba ablam bakıyor muydu diye düşünürken kafamı hafifçe ablama çevirdim. Tam da düşündüğüm gibiydi, arada kaçamak bakışlar atıyordu. Yürüdük ve rahat bir yere ablamla kurulduk.

Y: Ne yiyeceksiniz prenses karar verdiniz mi yolda?

Ablama şu ana kadar hiç prenses dememiştim, amacım yem atmaktı. Ablam da şaşırtıcı şekilde hoşuna gitmiş gibi hafif cilveli bir tonda karar veremediğini söylemişti. Karar verme aşamasından sonra garsonu çağırdım ve ablamın istediği her şeyden bolca sipariş ettim. Abartı tavırlarım ablamın çok hoşuna gidiyordu. Böyle ablamı tavlayabilir miydim acaba? Bu sorular aklımdayken kendime geldim, ne düşünüyorum ben o benim ablam; ama ablam da aramızdaki ilişkiyi tuhaflaştırmıştı. Bu düşünceler beynimin içinde dönerken kahvaltılarımız geldi. İkimiz de birbirimize bakmış, hafifçe gülümseyip kahvaltımızı etmeye başlamıştık. Ablamın huyudur kahvaltıda ekmeğe yağ ve bal sürer ve güle güle yer. Bu sefer yapmadı, bende neden olduğunu bilmediğim bir sebepten dolayı kendim sürdüm ve ablama uzattım. Elimden almasını beklerken birden ekmekten ısırık aldı. Şaşkınlık hissi artık yerini bilinmezliğe bırakmıştı. Sahte bir gülümseme ile ablama bakıyordum. Ablam mı beceriksizdi yoksa ben mi yaptım bilmiyorum ama ablamın ağzının çevresi bal ile kaplanmıştı. Elime peçete alıp yavaşça ve özenle ağzının kenarını silmeye başladım. O ana kadar ablamın dudaklarının bu kadar güzel olduğunu fark etmemiştim. O kadar öpülesi dudakları vardı ki ablamın resmen dokunduğumda bile aklıma o dudakları öptüğümün hayalleri geliyordu. Sikim yeniden kalkmaya başlamıştı ama kimse göremeyeceği için rahatça hayal etmeye devam edebiliyordum. O dudaklar, ah o dudaklar yok mu. Keşke sikimde hissedebilsem o dudakları. Böyle düşündüğüm için kendime kızdım ama bu kızgınlık yerini yine ablam hakkında fantezilere yerini bırakmıştı bile. Ablamın konuşması aklımı başıma geri getiren şey olmuştu.

E: Yetmedi mi biraz daha silersen güzel dudaklarımı da götüreceksin. Y: Ha şey pardon dalmışım ya. Bence de o güzel dudaklara bir şey olmasın.

Benle çok fena cilveleşiyordu. Bilerek yapıyordu sanki, tek amacı aklımdaki düşünceleri arttırmaktı. Ne yapsam ne etsem düşünceleri aklımı esir almışken kahvaltı salonunun sahibi boşlarımızı almaya gelmişti. Bu kadar olayın arasında sofrayı tertemiz etmiştik kırıntı bile kalmamıştı. Birer Türk kahvesi istedik ve kahvaltı salonunun boş olmasından dolayı çok kısa sürede gelmişti kahvelerimiz. İlk yudumlarımızı almıştık ki önümüze üzerinde kalp olan bir dilim pasta konmuştu. Kafamızı kaldırdığımızda mekan sahibinin suratında munzur bir sırıtış vardı. Bugünün ilk aşk kuşlarına ev sahibinden ufak bir ikram demiş ve hızlı adımlarla uzaklaşmıştı. Ne aşk kuşu ya? Ablam o benim düşünceleri beynime hücum etmişti. Kafamı kaldırdım ablama baktım, saçları kahverengi siyah arası, burnu ufak ve şekilliydi. Kendime baktığımda ise saçlarım siyahtı, gece kadar siyah, gözlerim ise biraz çekikti ablamın aksine; burnum ise ablama nispeten büyüktü. Dışarıdan tanımayan herkes bizi sevgili zannedebilirdi hatta zannetmişlerdi bile. Ablam bu durum hakkında ne düşünüyordu acaba? Kafamı kaldırdığımda yine göz göze gelmiş ve ablamın hemen kafasını indirmesi ile sona ermişti. Yanakları yine kıpkırmızıydı. Utandığında çok tatlı oluyordu, gerçi her zaman öyle ama utandığında ayrı tatlı oluyordu. Sessiz sessiz kahvelerimizi içtik ve pastayı bitirdik. Hesabı ödedim ve kapıdan güneşin ışıklarıyla iyice aydınlanmış bahçeye çıktık. Ortamdaki sessizliği bozmam lazımdı ama aklıma bir sohbet konusu gelmiyordu.

Y: Ee sıradaki durak neresi? E: Bowlinge gidelim mi lütfennn. Y: İyi bakalım gidelim ama baştan söyleyeyim yenilince ağlamak yok. E: Ben mi yenilecekmişim? Güldürme beni asıl sen ağlama.

Motora bindik ve çevredeki en lüks bowling salonuna sürdüm. 15 dakika sonra sonunda gelmiştik. Parayı ödedim ve oyuna başladık. Mekan pahalı olduğundan kimsecikler yoktu. Çok uzun süre boyunca oynadık artık ikimiz de yorulmuştuk fakat ortamda dönen muhabbet ve çekişme yorgunluğumuzu geri plana atmamıza sebep oluyordu. Son oyunumuza başlamıştık hatta bitirmek üzereydik. Skorlarımız çok yakındı ikimiz de içimizden dualar ediyorduk kazanmak için ve şans benim değil ablamın yüzüne güldü. 1 skor ile kazanmıştı, biraz dalga geçmek için sandalyeye oturdum; kaybettiğim için perişanmış gibi gözükmeye çalışıyordum. Yanıma gelerek,

E: Üzülme kaybettiğin için ya, başka şeylerde kazanırsın. Y: Neyde kazanacağım ki abla?

Hafiften kızarmıştı.

E: Sende çok soru soruyorsun hadi kalk kazanmaktan sıkıldım. Y: Pisliksin.

İkimiz de gülücüklerle ayrılmıştık bowling salonundan.

Y: Oo saate bak kaç olmuş hiç farkında değilim. E: Zaman su gibi akıp geçmiş ama olsun değer seninle vakit geçirmek.

Konuşmamızı ablamın çalan telefonu yarıda kesti, arayan Alara’ydı. Sesi ağlamaklı geliyordu, belki de ağlıyordu bilmiyorum ama ablamın ciddi konuşması işin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu. Kısa sürede konuşmaları bitti, ablam çaresiz gibiydi.

Y: Noldu abla hayrola? E: Sevgilisi terk etmiş Alara’yı akşama bize gelebilir mi onu sordu. Birazcık içeceğiz sonra da konuşacağız kızlar gecesi yani. Y: İstersen evden gideyim bu gece rahatsızlık vermeyeyim. E: Yok canım kal, sende destek olursun Alara’ya hem işimize yarayabilirsin bu gece karşı cinsiyetin fikri de lazım olacak. Y: Nasıl istersen abla. Şimdi geç olmadan eve gidelim 1.5 saatlik yolumuz var Alara anca gelir.

Kafasını tamam anlamında sallamıştı. Hızlı adımlarla motora yürüdük ve hızlıca bindik. Kafamda bir sürü soru işareti ve kararsızlık ile arkamda ablamla karanlığa doğru hızla sürmeye başladım.

Yazar Notu: Arkadaşlar bugün bölüm geç geldi kusura bakmayın hiç müsait olamadım parça parça yazıp bitirdim. Kopukluk veya mantıksızlıklar olabilir mazur görün lütfen. İyi akşamlar/günler, iyi okumalar.

DÖNÜM NOKTASI-6

H: İçeri geçelim mi o zaman?

Helin, kız kardeşim, beraber büyüdüğüm kız beni büyülemişti. O güne kadar aramızda hiç böyle bir şey yaşanmamışken, bu tatilde her şey yüz seksen derece değişti. Ben canımdan, kanımdan olan kızı arzuluyordum. İşin ilginç yanı, canım kanım olan kız da bana yardım etmek istemişti. Adeta o anın büyüsünü bozmak istemiyorduk. Hiçbir şekilde detay konuşmadan, belki de hiç sınır koymadan, o “yardım” kelimesinin içini doldurmadan harekete geçmek istiyorduk. Helin bana nasıl yardım edecek, diye düşünüyordum. Fark ediyordum ki Helin de abime nasıl yardım edeceğim, diye düşünüyordu. Cemre ile olan ilişkimde de ilk adımı Cemre atmıştı. Cemre’den sonraki ilk deneyimimde de kız kardeşim Helin adım atıyordu. O an tüm abilik hislerim kayboldu, sadece anlık zevkimi düşünmeye başladım. Helin teras kapısını kapattığında, onun yatağının önünde bekliyordum. Fark ettim ki penisim dimdikti ve neredeyse zonklayacak durumdaydı.

H: Sonuçta sen erkeksin ya canın ister diye bir kerelik sadece tamam mı?

– Bir şey yapmak zorunda değilsin Helin.

Bunu dediğim an pişman olmuştum. Bir anda ya bu dediğimden dolayı vazgeçerse diye düşündüm. Ortamın büyüsü bozulabilirdi. O anki sonsuz isteğim sonuçsuz kalabilirdi.

H: Bu kararı çok zor verdim zaten bence beni vazgeçirme.

– Ne yapacaksın?

Bu sorum aslında, “İstediğin her şeyi yapabilirsin” anlamındaydı. Ona özgürlük vermek, kendimi ona teslim etmek istiyordum. Adımı o attığına göre hamleyi de o yapsın istiyordum. Hayal gücüm kendini göstermeye başlamıştı. O kısa anda dahi aklımda binlerce senaryoyu canlandırıyordum. Helin’in kucağımda sürtündüğü, önümde eğildiği anları halüsinasyon olarak görüyordum. Beynimin bir köşesi, o senin kardeşin, diğer köşesi karşımda minicik şortu kısacık crop tişörtü ile seksi bir şekilde duran kıza odaklan diyordu. Kalkan penisim, aklımın ikinci kısmını dinlemeye itiyordu beni. Bu sırada Helin hala kapının oradaydı.

H: Sen kendine ne yapıyorsan, ben de sana onu yapayım?

– Olur, diyebildim sadece. Biraz hayal kırıklığına uğramadım diyemezdim. Daha farklı şeyler bekliyordum ama sanırım Helin sadece penisimi eline almaktan bahsediyordu. Yine de bu bile benim için çok uç bir şeydi. Artık patlayacak durumdaydım. Daha fazla oyalanmak istemedim.

– Banyoya geçelim mi?

H: Geçelim.

Banyodan içeri girdim. Duşakabinin kapısını açıp duşun içerisine geçtim. Helin ne yapacağını tam olarak bilmiyordu. Dışarıda mı duracaktı, yoksa benimle beraber duşun içine mi girecekti. Ayrıca hala giyiniktik. Benim şortumu çıkaracağım kesindi ama o soyunacak mıydı bilmiyordum.

H: Yanına mı geleyim?

– Gel istersen daha rahat olur.

Adımını duşakabinden içeri attı. Zaten çok geniş olmayan duşun içinde artık neredeyse bitişik vaziyetteydik. Yüzümüz kapıya doğru bakıyordu. Helin, duvara doğru dönmemi söyledi ve ben de döndüm. İşte o anda ben şortumu indirdim. Zaten kalkmış halde olan penisim dışarı fırladı. İçimde külot olmaması Helin’in dikkatini çekmedi. Belli ki o da yapacağımız şeye odaklanmış durumdaydı. Yine de henüz üstünden çekingenliğini atmış değildi. Açıkta duran penisime bakmaktan imtina ediyordu. Yüzüme bakıyor, benden bir onay hareketi bekliyordu.

– Yapabilirsin.

H: Tamam başlıyorum.

Helin ilk kez başını aşağı indirdi. Onun için kalkmış penisimi ilk defa görmüş oldu. Yavaş yavaş elini uzattı ve penisimi kavradı. Kendimi tutamamış olsam o anda boşalabilirdim. Elleri sıcacıktı. Penisimde iki sene sonra ilk kez bir kız eli hissediyordum, o da kız kardeşimin eliydi. Helin, sevgilisiyle de bu işi yapıyor olacak ki hiç acemi gibi değildi. Güzelce kavradıktan sonra ileri geri oynamaya başladı. Helin’e yaptığından zevk aldığımı göstermek için inlemeye başladım. Helin biraz daha hızlandı. Ben anın büyüsüyle çok fazla dayanamayacağımın farkındaydım. Üstüne Helin, benim bunu çok sevdiğimden habersiz olarak yanımda “boşal” demeye başlamıştı. Özellikle kelimenin sonuna “abi” ifadesini koyması da beni deli etmişti.

H: Boşal abi, hadi.

– Ohh

H: Boşal abi.

Helin’in elinde kendimi tutamayacak durumdaydım artık. İnlemelerim hızlandı, penisim zonklamaya başladı.

– Abicim, boşalıyorum

H: Boşal

Önümüzdeki duvara doğru fışkırmaya başladım. Kardeşim ben boşalırken de penisimle oynamayı bırakmadı. Hissediyordum ki Helin’in eline de boşalıyordum. Kardeşimin elinde şu an döllerim vardı. Ben oldukça rahatlamış bir şekilde Helin’in yüzüne döndüm ve “teşekkür ederim” dedim. Helin gülümsedi ve yanımdan çıkıp lavaboda ellerini yıkadı. Ben de duşta suyu açıp duvara gelen döllerimi temizledim. Kendimi de temizledikten sonra banyodan çıktım. Helin, tekrardan terasa gitmişti. Ben de yanına gittim. Aynı şekilde yan yana oturduk ama Helin hiç konuşmuyordu. Abisi olarak ilk adımı ben attım.

– Teşekkür ederim tekrardan, bayadır böyle bir şey yaşamamıştım.

H: Rica ederim. Çok boşaldın zaten.

– Çok keyif aldım da o yüzden.

H: Geçen gün de öyle olur muydu? Yani burada otururken bacağım değdiğinde.

– Bilerek mi yaptın onu?

H: Aslında hayır. Sonra fark edince belki o zaman yardım edebilirim diye düşündüm ama ilerisine cesaret edemedim sonra da annemler geldi zaten.

– Kafaya koymuşsun sen yani. Niye böyle bir düşünceye kapıldın?

H: Abi evde de seni birkaç kez üst üste mastürbasyon yaparken gördüm. Direkt böyle abim olarak sana yardım etmek istedim. Vallahi başka bir sebebi yok.

– Tamam bu bir kere oldu ama devamlı olmaz zaten. Yine de çok güzel hissettirdi, gerçekten teşekkür ederim.

H: Rica ederim, tamam bu konu kapandı.

Aslında hiç konuyu kapatmak istemiyordum. Bu kadarı bana yetmemişti. Gerçekten o an kardeşimle birlikte olmak istiyordum. Kardeşimin beni eliyle boşaltması bana yetmemişti. Helin’i kucağıma almak, ona sürtünmek, onun tenine boşalmak istiyordum. Bir yandan da abi kimliğiyle hareket etmem gerektiğini düşünerek konuyu böyle noktalamıştım. Gerçek hislerimi söylesem benden nefret edebilir diye düşünüyordum. Aynı cesaretsizliği onun da gözlerinde görüyordum ama onun sevgilisi olduğu için konuyu ileri taşımaya benim kadar ihtiyacı olmadığını da biliyordum. Ne olursa olsun, bu yaptığımız ikimizin hayatı için de bir ilkti ve bundan sonrası, önceki hayatımız gibi olmayacaktı…

DÖNÜM NOKTASI-5

Bizimkiler akşamüstüne doğru geri döndüler. Annem ve babam akşama, tanıştıkları aileyle dışarı çıkacaklarını söylediler. Helin ile ben yalnız kalacaktık. Tatil bitmeden Helin ile bir şeyler yaşayabilir miyim diye düşünüyordum. Annem ve babam hazırlanıp çıktılar. Helin ve ben de terastaki koltukta yerimizi aldık. Helin’in geçtiğimiz gün bacağıyla penisimi okşadığı koltuktaydık. Aynı şekilde oturmuştuk, acaba tekrar yapar mı diye bekliyordum. O an tuvalet ihtiyacım için içeri girdim. Orada aklıma külotumu çıkarmak ve sadece şortla kalmak geldi. Bacaklarıyla dokunacak olursa bu defa daha rahat hissedebilirdim. Aklıma geleni uygulayıp Helin’in yanına geldim.

– Yarın dönüyoruz he

H: Evet yaa ne ara başladı tatil ne ara bitti anlamadım.

– Dönelim artık ya ben sıkılmaya başlamıştım.

H: Ben çok sıkılmadım da Serkan’la görüşemedik ya bu süreçte bana yetti.

– Dönünce hemen görüşecek misiniz?

Konuyu bir şekilde Serkan’la yaptıkları şeylere getirmek istiyordum. Bu şekilde cinsellik konusu açılırsa biraz daha rahat konuşabilirdim. Hatta belki de geçtiğimiz gün yaptığı şeyi de sorabilirdim.

H: Görüşürüz tabi özledik birbirimizi.

– Nerede görüşeceksiniz bakayım, diye muzipçe bir soru sordum. Helin biraz kızarmıştı, utandığını fark edebiliyordum. Bu utancının üzerine gitmem gerek diye düşündüm.

– Evine mi gideceksin Serkan’ın?

H: Niye öyle sordun abi?

– Kızım ben saf mıyım sence? Benim hiç sevgilim olmadı mı? Neler yaptığınızı bilmiyor muyum ben?

H: Ya tabi ama biz de herkesin yaptığını yapıyoruz öyle çok abartı bir şeyler yok.

– Yapacaksınız tabi gençsiniz. Ama işte bazı şeylerde dikkatli olun. Mesela hayatınıza kalıcı izler bırakmayın.

Helin, benim tepkimi gördüğü için biraz daha rahatlamıştı. Serkan ile ilk sevgili oldukları dönemde de benimle konuştuğundan, sevgililik meselelerinde benle konuşmaya alışkındı. Bu konu aramızda bir ilk olsa da yine abi-kardeş muhabbet ettiğimizi düşünüyor olabilirdi. Bu sırada ayaklarını yine koltuğun üstüne toplamıştı. Şortu tıpkı geçtiğimiz gün olduğu gibi bacaklarının arasına sıkışmış haldeydi. Bense içimde külot da olmadığından kalkık halde olan penisimi gizlemek için bacak bacak üstüne atmış şekildeydim. Helin’in bacak arasını gördükçe penisim, bacaklarımın arasına daha çok sıkışıyordu. Bu şekilde Helin’in cinsel hayatı ile ilgili konuşmaya devam ediyorduk.

H: Kalıcı bir iz derken?

– Bakiresindir bence hala.

H: Tabi ki abi.

– Heh işte ne kadar birbirinizi severseniz sevin, bekaretine dokunmak kalıcı iz olur. Olur da bir gün ayrılırsanız bunun geri dönüşü yok. Bak biz Cemre ablanla evleniriz falan diyorduk ama noldu? Bir anda bitiveriyor. Ben onun hayatında hiç kalıcı iz bırakmadım, güzelce ayrıldık.

Bu verdiğim örnekle benim de iki sene önce ayrıldığım sevgilim Cemre ile bir şeyler yaptığımı anlasın ve bunu bilsin istiyordum. Onun da merakını cezbetmek, ne yaptığımızı sorgulamasını sağlamak istemiştim. Bu sayede birkaç örnek verebilir, belki de onun dikkatini çekebilirdim.

H: Bizim evde de mi yapıyordunuz?

– Evet sizin olmadığınız zamanlar geliyorduk.

H: Biz varken bir şey yaptınız mı hiç? (Gülerek)

– Hayır canım o kadar ileri gitmedik. Yani ben biraz dokunuyordum gizli gizli. Bazen o dokunuyordu. Odamda bazen yalnız kalıyorduk orada birkaç bir şey oldu tabi.

H: Kızı rahat bırakmıyormuşsun hiç. (Gülerek)

– Asıl ben eve girmeden yapıyordum ne yaparsam. Aşağıda karşılıyordum ya bize oturmaya geldiğinde falan asansöre biniyorduk yukarı çıkana kadar devam (Gülerek). Yedinci katta oturmamızın en büyük avantajı oydu.

Bunları söyledikten sonra biraz daha detay vermek istedim. Hem aklıma Cemre ile o dönemler yaptıklarımız geldi hem de Helin’i etkilemek istiyordum. Belki benim yaptıklarım fikir olursa, bunu Serkan’la da yaparlar diye düşünmüştüm.

– Kot pantolonunu çok seviyordum. Gelirken onu giyiyordu buraya işte siz varken. Asansöre binince tişörtünü yukarı sıyırıyordum göbeği ve beli açılıyordu. Poposu da ortaya çıkıyordu. O manzarayı çok severdim (Gülerek)

H: Ya yakalansanız napacaktın? (Gülerek)

– Ona göre yapıyorduk herhalde kata gelirken duruyordum. Yani işte bu tarz şeyler olabilir bunlar normal. Sadece kendine dikkat et dediğimi unutma. Onun dışında sevdiğin biriyle olduğun zaman bence hiçbir problem yok.

H: Zaten beni biliyorsun abi öyle bir kız olmadığımı.

– O yüzden güveniyorum zaten sana.

Son cümlemi kurarken elimi bacağına atmıştım. Bu cümleden sonra ben telefonuma yöneldim. Artık ondan bir karşılık bekliyordum. Belki de beklentim boşaydı. Abi-kardeş konuşmuştuk ve bitmişti. Göz ucuyla Helin’i izliyordum. Elinde telefonu sosyal medyada dolanıyor gibiydi. Bacakları yine çok güzel görünüyordu ve ben izlemekten kendimi alamıyordum. Biraz daha konuşmadan geçince ümidi kesmiştim. Derken Helin, yarı çekinir bir sesle soru sordu.

H: Abi iki sene oldu demi siz ayrılalı?

– Evet. İşte ayrıldığımızda Haziran’dı biliyorsun. Tam iki yıl falan olmuş.

H: Abi sen napıyorsun peki o günden bu yana?

– Nasıl yani?

H: O işleri işte.

– Hee, yani kendi kendime ilgileniyorum diyelim.

H: Bir şeyler izleyerek mi?

– Evet, dedim ama daha rahat olacağımı sanıyordum. Ben de çok heyecanlanmış bir haldeydim. Resmen benim cinsel hayatımı konuşuyorduk. Konuştuğum kişi de kardeşimdi. Abisinin ne yaptığını merak ediyordu.

H: Abi bak kızmayacaksın ama bir şey demek istiyorum, dedikten sonra yalnızca kafamı sallayabildim.

H: Sana yardım edeyim mi? Bir kerelik sadece…

Büyülenmiş gibiydim, zaman durmuştu sanki. Ne demeye çalıştığını düşünüyordum ama yardımdan kastının ne olduğunu anlayabilecek kadar da bilinçliydim. Ne tepki vermem gerektiğini hızla düşünmeye koyuldum. Ona kızmalı mıydım? Ben senin abinim bu ne demek mi demeliydim? Yoksa tatil başından beri arzuladığım şeyi elde mi etmeliydim? Gerçekten de iki senedir hiçbir kız bana dokunmamıştı. Bu süreden sonra bana ilk dokunan el kardeşimin eli mi olacaktı? Tüm bu düşünceler etrafında kaybolmuşken ağzımdan iki kelime döküldü;

-Et bakalım…

DÖNÜM NOKTASI-4

Sabah uyandığımda düne göre çok daha iyiydim, toparlamıştım. Sabah kahvaltıdan sonra Helin ile bir saatliğine denize gittik. Onu yine kollarımda yüzdürmüştüm. Erken geri döndük çünkü, kaldığımız yere yakın bir ören yerini görmeye gidecektik. Ben ikilemdeydim, evde yalnız kalıp Helin’in bilgisayarına bakabilme fırsatı elime gelmişti. Bir yandan ailemle gezmek de istiyordum. Yine de Helin’in fotoğraflarına bakmak daha ağır bastı. Onlar hazırlanırken birkaç kez tuvalete girdim. Dün yediğim balıktan dolayı midemin bozulduğunu söyledim. Onlarla gidebileceğime güvenmediğimi aileme anlattım. İstediğim fırsat gerçek olmuştu, ailem hazırlanıp çıkacaktı. Helin o sırada beni yanına çağırdı. Aynanın karşısına oturmuş kolyesini boynuna takmaya çalışıyordu.

H: Abi şu salak şeyi takar mısın? Elli kere denedim beceremiyorum.

– Beceriksiz, ver takayım.

Helin’den boy olarak daha uzun olmama rağmen aramızda aman aman bir fark yok. Bu yüzden daha rahat takabilmek için biraz eğilmesini söyledim. Helin de bacaklarını kırarak eğildi. Bu hareketiyle poposu dışarı doğru çıktı. Arkasında yerimi almıştım. O an garip bir cesaret geldi. Kolyeyi takabilmek için Helin’e biraz daha yaklaştım. Ön tarafımı, Helin’in poposuna değdirmeye başladım. O şekilde kolyesini boynundan geçirdim ve arka taraftan kancasını takmayı denemeye başladım. Tabi ki bu temasla penisim hareketlendi ve büyüdü. Fark etmesin diye kendimi geri çektim. Kolyenin kancasını taktıktan sonra bana tekrar cesaret geldi. Son kez düzeltmek için bir hamle daha yaptım ve bu defa büyümüş olan penisimi Helin’in poposuna yasladım.

– Oldu mu? Ulan ne zor şeymiş anasını satayım.

H: Tamamdır teşekkür ettiim.

Helin ters bir tepki vermedi. Penisimi hissetmiş olduğunu düşünüyordum. Belki de abisinin böyle bir şey yapacağına ihtimal vermiyordu. Bir yanım da geçen gün bacağıyla penisime dokunduğu aklıma geldi. Onu da bilerek yapmış olma ihtimali tabi ki vardı. Helin doğrulup içeri gitti. Annem ve babam zaten onu bekliyorlardı. Hemen hazırlanarak çıktılar. İşte bana gün doğmuştu. Hemen Helin’in bilgisayarını açtım. Şifresini girerek bilgisayarına eriştim. O anda içimi büyük bir heyecan kapladı. Neler ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Hemen dün gece bana gösterdiği klasöre tıkladım. İçerisinde geçtiğimiz yılların WhatsApp fotoğrafları, kamera yedekleri duruyordu. Kamera yedeklerine girdiğimde içerisinde 1500’e yakın fotoğraf vardı. Helin’in telefonuyla çektiği tüm fotoğraflar buradaydı. Okulda çekildiği fotoğraflar, gittiği gezdiği yerlerde çekildiği fotoğraflar hepsini görebiliyordum. Ancak yine de istediklerim bunlar değildi. Bazı şortlu, etekli fotoğrafları hoşuma gitse de hayal kırıklığına uğramıştım. Klasörden geri çıktım ve “Serkanım” klasörüne girdim. Serkan, sevgilisinin ismiydi. Burada istediğimi bulabileceğimi düşündüm. Klasöre girdiğimde Helin’in fotoğraflarından çok, Serkan ile birlikte olduğu anların fotoğrafları vardı. Klasörde en çok dikkatimi çeken şey, Serkan’ın evinde ve bizim evde ayna karşısında çekilmiş fotoğraflarıydı. Serkan, Helin’e arkadan sarılmış çok yakın şekilde fotoğraf çekilmişlerdi. Ayrıca birbirlerini öptükleri, öpüştükleri fotolar ve videolar da bulunuyordu. Bu klasörden sonra “Meee” adında bir klasör dikkatimi çekti. İçine girdiğimde aradığım hazineyi bulmanın mutluluğunu yaşadım. Burada yalnızca Helin’in fotoğrafları vardı. Hem de en özel fotoğrafları…

Fotoğraflar birkaç senelikti. 2-3 sene önceki hallerini de burada görebiliyordum. Helin’in yoga yaparken çekildiği fotoğrafları buradaydı. Daracık bir tayt ile vücudunun her zerresi çok güzel gözüküyordu. Geçtiğimiz senelerdeki tatillerde çekildiği bikinili fotoğrafları vardı. Hatta tatile çıkmadan önce bikini almaya gittiğinde denediği şortlarla çekildiği fotoğraflar da. Ama en güzelleri daha çıplak olduğu fotoğraflardı. Evimizin banyosunda memelerini çektiği, kendi yatağında poposunu çektiği, aynanın karşısında sadece altında külot ile çekildiği fotoğrafları duruyordu. Hepsini tek tek incelemeye başladım. Penisim yerinden fırlayacak gibiydi. Evde kimsenin olmaması rahatlığıyla şortumu indirip penisimi de dışarı çıkardım. Benim minik kardeşim, evde odasındaki aynanın karşısında seksi pozlar vermişti. Bunları sevgilisine attığından emindim. Böylelikle sevgilisiyle seviştiklerinden de emin oluyordum. O sırada sağ altta bir bildirim çıktı.

S: Tamam aşkımm

Bilgisayarındaki WhatsApp’tan gelmişti bildirim. “Sevgilim <3” isimli kişiden. Evet bu Serkan’dan gelen mesajdı. Hiçbir şey düşünmeden bildirime tıkladım ve konuşmayı açtım. Açtığım gibi pişmanlık yaşadım. Çünkü kardeşimden önce mesajı ben okumuştum. Ama neyse ki kardeşim de o sırada telefonundan sevgilisiyle konuşuyor olacak ki öpücük emojisi yolladı. O şekilde konuşmayı sonlandırdılar. Ben de rahatça konuşmada yukarıya doğru çıkmaya başladım. Dün geceye kadar konuştukları her şey normaldi. Ta ki o mesaja kadar;

S: Özledim seni be dön artık.

Bu mesajdan yukarıya çıktıkça konuştukları şeyin cinsellik olduğunu fark ettim. Konu bu noktaya, tam da tahmin ettiğim gibi Helin’in dün yolladığı fotoğraftan gelmişti.

H: -Fotoğraf- Açıldı

S: O götünü yerim senin.

H: Ye ben de ufaklığını yerim senin.

S: Need bu arada ya tavan yaptı istek galiba biraz oynayacağım.

H: Oyna erkeğimm

S: -Fotoğraf- Açıldı

H: Ohhh nasıl da büyümüş ufaklıkk

S: Şimdi sen olacaktın üstünde…

H: Sürtünecektim ıslak ıslak…

S: Popişinden tutup oynatacaktım seni…

H: Bitireceğin zaman söyleyecektin bana…

S: O güzel popişini bana doğru döndürecektin…

H: Popişimin her yerine akıtacaktın…

Benim küçük kız kardeşimin sevgilisiyle konuştuğu konular bunlardı… Sevgilisiyle sevişiyorlardı. Aslında beklediğim bir şeydi ama net bir şekilde öğrenince garip olmuştum. Helin’in Serkan ile seviştiğini bilmek ne kızdırmıştı ne de hoşuma gitmişti. Bu bilgiyi edinmem, Helin’in benim penisimi hem bacağında hem de poposunda kesinlikle hissettiğini düşünmemi de sağladı. Çünkü bu tür olayları biliyordu ve o sertliğin ne olduğunu da anlayabilirdi. Bu durum beni oldukça heyecanlandırdı. Helin’in en sevdiğim fotoğraflarından birini seçip, onun karşısında mastürbasyon yaptım. Öyle bir boşaldım ki her tarafa sıçradı. Bu açık ara en zevk aldığım mastürbasyondu. Beraber büyüdüğümüz kız kardeşim Helin, başkasıyla da olsa cinselliği tatmış ve tecrübelenmişti. Şimdi hayallerim, bu cinselliği benimle de deneyimlemesiydi. Ama bunun nasıl olacağını hiç bilmiyordum…

DÖNÜM NOKTASI-3

Denizde geçen vaktin ardından plajda şezlonglara uzanıp dinlendik. O sırada babam ve oradan tanıştığı bir arkadaşı akşam için güzel bir balık restoranında rezervasyon yapmaya gitmişlerdi. Adamın eşi de annemin yanındaydı. Helin’e dönüp eve döneceğimi söyledim.

H: Ben de geleyim abi yandım iyice burada.

– Hadi toparlan o zaman gidelim.

Helin üstüne elbisesini geçirdi. Havlusunu da yanına alıp hazırlandı ve beraber eve vardık.

– İlk kim giriyor duşa?

H: Ben, diyerek elbisesini çıkardı ve hızlıca banyoya girdi.

O an içimden banyoya girmek, onu duş alırken izlemek geçti. Tabi ki buna cesaret edemezdim. Hem de kendimi çok iyi hissetmiyordum. O duşa girdiğinde ben de yatağıma uzanmış, hem geçen gün yaşananları hem de denizde yaşadıklarımızı düşünüyordum. Bir süre sonra banyodan gelen su sesi kesildi. Hemen akabinde Helin, üzerinde bornozu ile banyodan çıktı.

– Sıhhatler olsun.

H: Sağ ol.

Onu bornozlu görünce yine hoşuma gitmişti. Ön tarafımda çıkıntı belli oluyordu. Bu defa annemlerin de evde olmamasını fırsat bilerek kardeşime ön tarafımı göstermek istedim. Duşa girmek için ayağa kalkıp onun önünde tişörtümü çıkardım. Helin bana doğru bakıyordu ve onun için kalkmış penisimi görmeme şansı yoktu. Ben tişörtümü çıkardığımda önce bana bakıp sonra kafasını çevirdi. Dolaptan giyecek kıyafet almaya başladı. Ben de banyoya girdim. Banyonun kapısı Helin’le kaldığımız odaya açılıyordu. İçeri girdiğimde Helin’in şimdi üzerini giyineceğini düşündüm. Ben banyoya girdiğim için bornozunu çıkaracak ve kıyafetlerini giyecekti. Bir anda banyodan çıkarsam bornozunu çıkarmış halini görebilirim diye düşündüm. Bir bahane bulmalıydım. O an aklıma yanıma kıyafet almadığım geldi. Aslında ben de bornozla çıkıp giyinebilirdim ama dışarı çıkmak ve onu çıplak yakalamak istediğimden bu bahaneyle kapıyı açtım. Gerçekten zamanlamam iyiydi. Helin bornozunun önünde ipi çözmüş külotunu giyiyordu. Arkası kapıya dönük bir şekildeydi, külotunu yukarı çekerken bornozunu da biraz yukarı kaldırmıştı. Aniden çıkınca poposunu biraz gördüm ama o da ani bir hareketle bornozunu tekrardan kapattı. O an şanssız olduğumu düşündüm. Eğer Helin’in yüzü banyo kapısına dönük olsaydı çıplak vücudunu çok net şekilde görebilecektim.

H: Abii giyiniyordum.

– Hih, pardon ya kıyafet almadığım için çıktım valla düşünmedim. Dur hemen alıp gireceğim tekrar bakmıyorum sana.

H: Tamam.

Kıyafetlerimi alıp tekrardan banyoya girdim. Anlık da olsa poposunun birazını görmek güzel hissettirmişti. Duştan önce son yaşadıklarımızı düşünerek mastürbasyon yapmaya başladım. Geçen gün sadece Helin’in vücudunu düşünerek boşalıyordum. Bu sefer hayallerimde Helin’le seviştiğimi düşünmek istemiştim. İstemsizce git-gel hareketi yapıyordum. O an hayalimde Helin’in içindeydim. Doruk noktasına ulaşıp boşaldım ve duşa girip temizlendim. Duştan çıktığımda Helin terastaydı. Geçtiğimiz gün bacaklarıyla beni okşadığı koltukta yine aynı şekilde uzanmıştı. Aslında ilkte onun yanına gitmek, yine aynı yere oturmak istedim ama üstümde eve geldiğimizden beri bir ağırlık vardı. Güneş çarpmış olabilir diye düşünerek yatağıma uzandım. Çok geçmeden de uykuya dalmıştım. Bir süre sonra annem uyandırdı ve akşam yemeği için restorana gideceklerini kalkıp hazırlanmamı söyledi. Anneme iyi hissetmediğimi dinlenmemin daha iyi olacağını söyledim. Biraz telaş yapsa da önemli bir şey olmadığını güneş çarptığını belirttim. Bana dönüşte bir porsiyonu paket yapacaklarını söyleyerek çıktılar. Ben de tekrardan uykuya daldım. Tam olarak ne zaman bilmiyorum ama üzerinden bir süre geçtikten sonra bizimkiler geri geldiler. Ben uykudan uyanmak istemesem de gözlerim bir kez açılmıştı. Daha sonra Helin odadan içeri girdi. O anda bir anlık kararla uyuyor gibi yapmaya devam ettim.

H: Uyuyor daha abim.

Annem uyuduğumu görünce yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu. Daha iyi olduğumu ama biraz daha uyusam hiç fena olmayacağını söyledim. Annem ve Helin daha sonra yanımdan çıktılar. Ben uyanıktım ama yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönüyordum. Helin tekrar odadan içeri girdi. Beni rahatsız etmemek için odanın lambasını yakmak yerine karşı tarafta komodin üzerinde duran gece lambasını yaktı. Gözlerim kapalıydı ama Helin’in bana baktığını anlayabiliyordum. Herhalde uyuduğumdan emin olmuş olacak ki üzerini çıkarmaya başladı. Hafifçe gözlerimi araladım ve gerçekten Helin’in üstünü değiştirdiğini gördüm. Önce tişörtünü çıkardı, sırtı bana dönük olduğu için memelerini göremedim. Yine de sırtının bile ne kadar güzel olduğunu o an fark ettim. Üstüne evde giydiği askılı tişörtünü giydikten sonra kafasını bana doğru çevirdi. Hemen gözlerimi kapattım, yakalanmamıştım. Helin daha sonra altındaki şortu da çıkardı. Duştan sonra giydiği beyaz külotu şimdi karşımdaydı. Külot poposunu sıkıca sarmıştı ve Helin’in poposu gerçekten çok güzel gözüküyordu. Ben Helin’in altına da evde giydiği şortunu giymesini beklerken o yatağın üstünde duran telefonunu aldı. Aynanın karşısında hızlıca kendinin fotoğrafını çekti. Sonra aynaya arkasını dönüp, poposunu ön plana çıkaran bir fotoğraf daha çekti. Bu fotoğrafları muhtemelen sevgilisi için çekiyordu.

Helin daha sonra yatağının üstüne çıktı. Aynanın önünden aldığı bir kremi önce ellerine sonra da bacaklarına sürmeye başladı. Kremi bacaklarının her yerine yediriyor, bacaklarının her zerresini okşuyordu. Ben artık büyülenmiş şekilde kardeşimi izliyordum ve bacaklarından gelen sesi dinliyordum. O sırada Helin, telefonuyla bir kez daha bacaklarını çekti. Bununla da kalmayarak bacaklarını hafif araladı ve bacak arasını da çekti. O anda bu hallerini sevgilisine attığı için kızmıyor, aksine o fotoğraflara erişmek için can atıyordum. Bu sırada ben de uyanmaya karar verdim. Kafamı doğrulttuğumda Helin biraz telaş oldu.

H: Abi krem sürüyordum ben de sese mi uyandın?

– Yok ya uyanayım artık akşamüstünden beri uyuyorum.

H: Tamam bir arkanı dön üstümü giyineyim ben de.

– Kızım ha bikini ha külot ne fark ediyor? Görmedim mi seni hiç böyle yani?

H: Olsun abi o başka bu başka.

– İyi iyi, diyerek yan tarafa döndüm. Giyindiğini söylediğinde de yataktan kalktım. Aklımda hala çektiği fotoğraflar vardı. O telefonla gittiği gördüğü yerlerin fotoğrafını çekmeyi sevdiği için, tatilin en başından beri fotoğrafları o çekiyordu. Bunu fırsat olarak kullanabilirim diye düşündüm.

– Çektiğin fotoğrafları atsana bana benim olduklarımı Instagram’a atayım bir tanesini.

H: Tamam göndereyim, dedi ve bilgisayarına yöneldi.

– Bilgisayar ne alaka?

H: Yedekliyorum fotoğrafları ben hepsi bilgisayarımda duruyor oradan atacağım.

Yanına gittim bilgisayarın ekranına baktım, kendi fotoğraflarının da olduğu bir klasörde tatil fotoğraflarımız vardı. Helin tüm fotoğraflarını buraya yedekliyordu. Helin’in bilgisayarının şifresini bildiğimden, ilk yalnız kaldığım anda fotoğraflarına bakabilirim diye düşündüm. Böylece kardeşimin özel fotoğraflarını görebilecektim…

DÖNÜM NOKTASI-2

Helin’in bacaklarıyla penisime dokunması aklımdan hiç çıkmadı. Resmen büyülenmiş gibiydim. O günden sonra tatilin geri kalanı da benim için oldukça farklı geçti. Bu dakikadan sonra yanımda, yanı başımda arzuladığım bir kız vardı. Belki bilerek belki de tamamen masumane şekilde istemeden yapmıştı. Ama her ne olursa olsun beni etkilemeyi başarmıştı. Bu hissettiğim kardeşime karşı bir aşk duygusu değildi. Sadece onun kardeşim olduğunu unutup, onun vücudunu arzulamaya başlamıştım. O yüzden, birçok kez aynı odada uyumuş olmamıza ve hatta aynı yatakta bile yatmış olmamıza rağmen ilk defa şimdi gece yandaki yatakta uyuyan kız kardeşimi izler ve onunla ilgili hayal kurar hale gelmiştim. Helin, yan yatakta üzerinde askılı bir tişört ve altında kısa bir şortla dikkatimi çekiyordu. Uyurken bacağını karnına doğru çekiyor ve güzel poposunu ortaya çıkarıyordu. Bir sağa bir sola dönüyor, dönerken tişörtü yukarı doğru toplanıyor beli, göbeği gözümün önünde kalıyordu. Manzaranın büyüsü ve içimdeki anlamlandıramadığım suçluluk hissiyle, gidip kendimi rahatlatmadım bile. Kardeşimi izlerken uyuyup sabah yeni bir maceraya uyandım.

Ertesi gün hep beraber denize gidecektik. Kahvaltının ardından deniz çantası ayarlandı ve Helin ile ben önceden çıktık. Annem ve babam da arkadan geleceklerdi. Gitmek için hazırlanırken Helin, ben odada giyindiğim için banyoda giyinmeye karar verdi. Dün gece izlediğim kombiniyle banyoya girdi ve çıktığında üzerinde güzel mi güzel kahverengi bikinisi vardı. Kardeşimi daha önce de çok kez bu halde görmüştüm ama şimdi bambaşka bakıyordum. Çok büyük olmasa da ele avuca gelecek şekilde duran memeleri, ince bacaklarının üstünde kalın basenleri ve dolgun poposu. İlk kez gözüme bu kadar seksi geliyordu. Yine de ailemin yanında olduğumuzu bilerek kaçamak bakışlar atıyordum kardeşime. Ön tarafımda penisimin hareketlendiğini hissediyordum ve onu saklamak için uğraşıyordum. Helin, bu güzel görüntüsünün üstüne hemen kalçalarının hizasında biten yazlık elbisesini giyerek hazır olduğunu söyledi. Güneş gözlüğünü de takarak aynada kendisine son kez baktı.

H: Hadi abi çıkabiliriz.

– Tamamdır geliyorum.

Sanki hiç kardeşimi dikizlemiyormuş gibi telefonumun ekranını kapattım mayo şortumun cebine attım. Helin kapıdan çıkarken, kapının yanında alt çekmecede duran sandaletlerini almak için eğildi. Zaten kalçasının hizasında olan elbisesi yukarı doğru çıkınca poposunun yanakları ve bikinisi gözüktü. Az önce direkt bikinili olarak görmeme rağmen, bu şekilde frikik vermesi daha çok hoşuma gitmişti. Üstelik benim de kapıya doğru hareketlendiğim anda bu şekilde eğilmesiyle aramızda az bir mesafe kalmıştı. Benim önümde, benim için o pozisyonu aldığını hayal etmeyi engelleyemedim. Ancak biraz daha bunları düşünürsem şortumun önündeki çıkıntıyı saklayamayacaktım. O yüzden kardeşimin yanından geçtim ve dışarıya adımımı attım.

Annemlerle beraber akşama kadar rahat oturabileceğimiz bir yer bulmak için Helin’le erkenden plaja gelmiştik. Helin tam olarak yüzme bilmiyordu. Yanında güvendiği biri olduğunda kendini suya bırakıyor ancak yanındakinin de onu tutmasını istiyordu. Bu yüzden denize girdiğimizde genelde beraber yüzerdik. Yanımızda eşyalar olduğundan annemler gelmeden ikimizin denize girmesi mümkün değildi.

– Git istersen kıyıda yüzersin sadece bir şey olmaz zaten ben buradayım.

H: Yok ya beraber gireriz yine.

Helin bunu söyledikten sonra üstündeki elbisesini çıkardı. Yine hayallere dalmıştım. Elbisesini benim için çıkardığını, kardeşimin önümde benim için soyunduğunu hayal ettim. Hayal aleminden kardeşimin sesiyle çıktım.

H: Ben şöyle kıyıya doğru gidiyorum ayaklarımı ıslatacağım.

– Tamam git sen ben buradayım.

Helin gözümün önünde bembeyaz vücuduyla yürümeye başladı. Ben sadece poposunu ve bacaklarını izliyordum. Ayakları suyun içine girdi. Elleriyle de suya dokunmak için öne doğru eğilince poposu yine dikkat çeker bir şekilde ortaya çıktı. Manzaram harika olmasına rağmen, etrafta başkalarının da olduğu aklıma gelince Helin’e seslendim.

– Heliin, otursana suyun içine doğru.

Kardeşim neden uyardığımı anlamış olacak ki hemen dediğimi yaptı. Yere oturup ayaklarını suyun içinde bıraktı. Ne kadar engel olmaya çalışırsam çalışayım, kumun üzerinde bembeyaz poposu yine çok güzel görünüyordu. Daha önce de plajlarda dikkatimi çeken kızlar olurdu. İçlerine düşercesine sapıkça dikizlemesem de göz ucuyla baktıklarım, etkilendiklerim oluyordu. Bu defa ise sadece Helin’e bakıyordum. Ayrıca bu defa neredeyse içine düşecekmişim gibi kilitlenip sadece onu izliyordum. O sırada telefonum çaldı. Babam arıyordu, plajın girişindelerdi. Ben de ayağa kalkıp el sallayarak onları çağırdım. Annem ve babam da geldiğine göre artık denize girme vaktiydi. Onlar şezlonga yerleşirken ben de tişörtümü çıkardım ve kardeşimin yanına yürüdüm. Helin kuma uzanmış güneşleniyordu. Bu kez memeleri de dikkatimi çekmişti. Memelerini izleye izleye yanına geldim.

– Hadi yanıp kıpkırmızı olacaksın böyle bizimkiler geldi gel girelim suya.

H: Okey hadi.

Helin hemen kalktı ben de denize yürüdüm ve girdim. Biraz alışma evresinden sonra suya atladım. Birkaç kulaç attıktan sonra Helin’e döndüm. Helin, bel hizasına kadar suya girmişti.

– Atlasana suya.

H: Yanıma gel tut beni.

Helin’in yanına gittim. Helin kendini suya bıraktı. Ben de koltuk altından tutarak ona destek oldum. Ellerim yan taraftan memelerine de değiyordu. Yine aklıma daha önce de bunu çok kez yaptığımız geldi. Ancak bu defa ben bambaşka hissediyordum. Parmaklarım Helin’in memesindeydi ve ben sıkıca onu tutuyordum, çünkü o öyle istiyordu. O da benim kolumdan tutuyor, vücuduma değiyordu. Belimden aşağısı suda olduğu için kalkan penisimi de saklama ihtiyacı hissetmiyordum. 15-20 dakikalık süreçte Helin’in hem memelerine hem göbeğine hem bacaklarına doyasıya dokunmuştum. Daha sonra o sudan çıkmak istediğinde benim biraz zamana ihtiyacım vardı. Zira hemen çıksaydım, bütün plaja şortumun önündeki kabarıklığı sergileyebilirdim…