Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Zevk Dolu Bir Hayat #37

Ablamın yatağına baktığımda böyle bir manzara yoktu annemden sonra bir de ablam.Ablamın yatağına baktığımda ilk gördüğüm o güzel ayaklarının tabanı.Daha sonra o güzel bacaklarından yukarıya doğru ilerlediğimde yorganın hafif bacak arasını gösterecek şekilde açık olduğunu gördüm ve üzerinde kırmızı bir tanga vardı.Diğer tarafları ise yorganlar ile kapalıydı unuttuğum bir şey daha o güzel yüzü ve dudakları ben bu manzarayı görünce sikim direk kalkmaya başlamıştı.Ama daha yeni yaptığım için zamanım gitmişti zaten ve okula yetişmem lazımda ve okula tahrik olmuş sikim kalkık halde gitmek zorundaydım.O manzarayı biraz daha izleyip sessizce kapatıp üzerime pantolon ve gömlek giyip aşağıya indim.Annem ile babam o sırada kahvaltı yapıyordu.

Ben:Anne,Baba ben gidiyorum istediğiniz birşey veya diyeceğiniz bir şey var mı.

Babam masadan kalkıp yanıma doğru geldi ama annem hala benden utanıyordu.

Babam:Oğlum kedine dikkat et şirket sana emanet 1hafta yokuz biliyorsun ablanda sana emanet.

Ben:Tamam baba ben hallederim herşeyi.

Annem utandığı için görüşürüz bile dememişti annem hamle yapmayınca ben yapacaktım.Annemin yanına gidip o güzel yüzüne bir bakış attım annemde utangaç utangaç yanakları kızarık bir şekilde yüzüme bakıyordu.Ben yüzüne doğru yaklaşıp kızarık yanaklarına bir öpücük kondurup.

Ben:Görüşürüz annem dedim.

Annem:Görüşürüz.

Annnem hala benden utanıyordu ama gelene kadar düzelirdi sanırım.

Beni yolcu ettikten sonra ben okulun yolunu tuttum.Okula geldiğimde dışarıda kimsecikler yoktu.İçeriye girdiğimde herkes gruplar halinde oturuyordu.İnekler ayrı tarafta bir kaç inek ayrı tarafta.Ama dikkatimi çeken o bembeyaz sarışın güzel Ece`nin tek oturmasıydı.Ben sınıfa girer girmez göz göze gelmiştik ve beni görünce gülümsemeye başlamıştı.Ama bir aksilik vardı bugün sena hasta olduğu için gelmeyecekti.Ece yine her zaman ki gibi aynı güzelliğinde bu sefer üzerinde Sarı bir sweat altında siyah bir pantolon ne dar ne bol olacak şekilde. Ve klasik yine ayaklarında airjorden.Ben ona bakarken.Buse kaşarıda telefondan kafasını kaldırarak bana bakıp.

Buse:Sena nerede?

Ben:Sanırım hasta oldu kendine sorsana ben nereden bileyim.(Buseye böyle söylemesinin sebebi sevgili olduğumuzu buse bilirse tüm okula yayın olurduk o yüzden çok az kişi biliyordu.)

Ben buseye böyle söyleyince biraz bozulmuş gibiydi.Ben sırama geldiğimde arkamdan birisi geldi.

Ece:Selam.

Biz Ece ile konuşurken buse bizi izliyor ne konuşuyoruz diye çaktırmadan dinliyordu.

Ben:Selam dün öyle oldu ama kusura bakma işim vardı.

Ece:Ne kusura bakması ya işin vardı sorun yok.

Ben neden bir anda kusura bakma demiştim ki.

Ben:EE nasılsın dün fazla konuşamadık.

Ece:Napıyım ya tek başımaydım sen gelene kadar sen gelince daah iyi oldum dedi.(Gülümseyerek)

Ben:Sevindim artık konuşabileceğin birisi var:

Ece:Evet ya ilk arkadaşım sensin ya kimse öyle bana samimi yaklaşmadı.Herkes yiyecek gibi bakıyor bana.

Ben:İlk defa böyle beyazını görmüşlerdir.(Gülerek)

Ece:Evet yaa ben neden böyleyim ki.(Gülerek)

Ben:Birşey olmaz beyazlar daima 2-0 önde başlar.

Ece:O zaman ne güzel.

Biz sohbet ederken zil çaldı.

Ece:Sanırım bugün önümdeki arkadaş gelmeyecek.Onun yerine geçsem bugünlük sorun olur mu ki?

Ben:Birşey olmaz gelmez zaten bu saatten sonra sen geç.

Ben böyle diyince Ece`nin yüzünde bir gülümseme olmuştu.

Dersimiz Ayla Hocayaydı Ece arkamda Buse yan tarafımda zaten diğer taraflar inekler ile doluydu.Hoca bir anda derse girdi.Onun dersi zaten 1saatti.

Hoca kapıyı açtı ve masaya doğru yürümeye başladı.Yine üzerinde dünkü kıyafetler bulunuyordu.Siyah etek,Siyah külotlu çorap,Beyaz gömlek ve Topuklu ayakkabı içeriye girer girmez çantasını masaya koydu ve bana seslendi.

Ayla:Emre benimle gelir misin?

Ben:geliyim öğretmenim ama neden ki?

Ayla:Sen gel benimle.

Biz sınıftan çıkıp rehber öğretmenin odasına doğru gidiyorduk.Ama neden oraya gidiyorduk ki.Ben sınıftan çıkarken Ece ile göz göze gelmiştik.Odaya girdiğimizde rehber öğretmenimiz yoktu.Onun yerine isim yerinde Ayla ***** yazıyordu.

Ben:Öğretmenim yeni rehber öğretmeni siz misiniz?

Ayla:Evet dedi.

Beni yerime oturtup kapıyı kapatıp kilitledi.

Yanıma gelip.

Ayla:Emre sen okulda neler yapıyorsun ha hiç korkmuyor musun birşey olur diye.

Ben:Hocam ne yapmışım ki.

Ellindekini kaldırıp bana gösterdi!

Zevk Dolu Bir Hayat #36

Bilgi:Arkadaşlar normalde Sena ile Emre sürekli telefondan konuşuyorlar sevgili oldukları için ama sıkılmamanız için o konuları fazla göstermiyorum.Çünkü klasik sevgili olayları.(Napion,Nerdesin vs)

Ben hemen kıyafetlerimi alıp sessizce kapıyı açtım arkamdan geri sessizce kapattım.Kendi odama girip hemen duşun yolunu tuttum ben ne yaşayıp ne yaptığımı hala düşünüyordum. Ve Her zaman olduğu gibi pişmanlık sarmıştı beni.Düşünüyordum bu olay nasıl böyle olmuştu cidden ablamı mı sikmiştim.En kötüsüde kızlığını ben bozmuştum.Neden böyle birşey yapmıştım ki ama artık hiç birşey eskisi gibi olmayacaktı olamazdı.Bunları düşünüp duşumu aldım veçıkıp yatağa uzandım. Ve yarın okula gideceğim içi uyumam lazımdı. Ve bunları düşünürken bir kaç dakika sonra uykuya daldım.Sabah uynadığımda evde biraz ses vardı.Alarmı kapatıp lavaboma gittim.Yüzümü yıkayıp ayıldıktan sonra seslerin kaynağını merak ettim.Kapıyı açıp yavaşça mutfağa doğru yürümeye başladım.Mutfağa giderken kapının önünde 2adet valiz fark ettim.Valizleri gördükten sonra mutfağa kafamı çevirdiğimde karşımdaki manzara beni sabah sabah tahrik etmeye yetmişti. Ve bu manzara karşısında sikim kalkmaya başlamıştı.

Karşılaştığım Manzara

Bu karşımda bu hali ile duran annemdi.Sanırım babam ile gideceklerdi ve kahvaltı hazırlıyordu.Ama babam evde yoktu.O manzara karşısında annem arkası dönük bende annemi dikizliyordum ama tek görebildiğim bacakları ve o güzel ojeli ayaklarıydı.Bu sefer siyah oje sürmüştü.Ben annemi kapının kenarından dikizlerken annem aşağı dolaptan birşey alması gerektiği için bir anda eğilmişti ve o manzara beni iyice alevlendirmiş sikim taş gibi olmuştu.Annem eğildiğine o güzel orantılı pürüzsüz poposu karşımdaydı.Üstelik bir de beyaz bir iç çamaşırı vardı.O manzara karşısında terlemeye başlamıştım.Annem orada dururken ben elimi aşağıya götürüp kıyafetim üzerinden sikimi sıvazlıyordum ve o durum beni tahrik ettiiği için okula böyle gitmek istemiyordum okula gitmeden önce kendimi rahatlatmam lazımdı.Koridordan anneme seslendim.

Ben:Günaydın Anne.

AnnemGünaydım Oğlum.

Ben bu sözün üzerine mutfağın yanındaki lavaboya girmiştim.Şortumu ve boxerımı dizlerime kadar indirdim.Sikimi elime alıp düzgün ve ritimli bir şekilde ileri geri yapmaya başladım.Bir yandan kafamı arkamda bulunan duvara yaslayıp gözlerimi kapatıp az önceki manzarayı tekrar aklıma getirmeye çalışıyordum ve ilk defa kendimi 31`e bu kadar kaptırıp kapıyı kilitlemeyi unutmuştum ve bir anda kapıdan açılma sesi geldi.Ben tepkimi veremeden kapı açılmıştı bile.Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara aynıydı gelen kişi annemdi.Normalde annem kapıyı çalmadan hayatta bir yere girmezdi ama büyük ihtimalle yeni uyandığı için dalgınlığna gelmişti.Annemin benim 31 çektiğimi görüp bir saniyeliğinede olsa sikime bakmıştı.Benim bu manzaramı görüp baktıktan sonra ellerini gözüne götürmüştü ve elleri ile gözlerini kapatmıştı.Ama annem ellerini yukarıya kaldırdığında daha farklı bir manzara bu sefer karşımdaydı.Annem kollarını kaldırdığı için tişörtü gerilmişti ve altına sütyen giymemiş o güzel meme uçları belli oluyordu.O manzara karşısında ben daha da tahrik olurken tişörtü hafifi yukarıya doğru yükseldiği için iç çamaşırıda gözüküyordu.İç çamaşırı hafiften de olsa araya kaçmış o güzel küçücük amının bir kısmı belli oluyordu ve bir anda konuşmalar başladı.

Annem:O o o oğlum özürdilerim burada olduğunu bilmiyordum.

Ben:Anne keşke kapıyı çalsaydın.

Anne:Oğlum özürdilerim dalgınlığıma denk geldi.

Ben:Anne tamam çık artık.

Annem:Tamam oğlum ö ö özürdilerim.

Annem kapıyı kapattığında ben olanları düşünüyordum.Annem her seferinde sikimi görüyordu ama çok garip davranıyordu.Ben neyse diyip o aklıma gelenleri ve karşıma çıkanları düşünüp işime devam ettim yaklaşık 10-15 dakika sonra işimi halledip çıktım ben tam çıktığımda babam eve gelmişti ve karşılaşmıştık.

Babam:Günaydın oğlum.

Ben:Günaydın baba.

Babam:Oğlum şirkete idareten senin bakacağını herkese söyledim o yüzden endişen olmasın zaten en yapacağını biliyorsun.

Ben:Evet baba biliyorum tamam ben herşeyi hallederim siz zevkinize bakın.

Ben babamla konuşurken kafamı mutfağa doğru çevirdim.Annem ile göz göze gelmiştik.Annem gözlerini benden kaçırmıştı ve sanırım karşılaştığı manzara yüzünden yanakları kızarmaya başlamıştı.Ben babamla konuşmayı bitirdikten sonra üstümü değişmeye gitmek için odamın yolunu tuttum ve bir anda dün gece olanlar aklıma geldi.İçimde bir anda bir merak uyandı. Ve ablamın kapısının önüne gelip kapıyı sessizce açtım ve kafamı içeriye doğru uzattım.Ben nasıl bir şey yaşıyordum bu nasıl bir manzaraydı ya inanamıyordum.Daha yeni 31 çekmeme rağmen sikim yine dimdik olmuştu bu manzara karşısında.

Bakış Açım 5

Olaydan sonra hiç annemle konuşmadan uyumustum. Sabah kafamda binbir tane soruyla uyandım. Annem neden beni reddetmiş olabilir diye düşünüyordum. Bence 2 tane sebebi olabilirdi. 1- Babamı aldatmak istemiyor oluşu. Babam her nekadar 2 yıldır bizden ayrı yurtdışında yaşasa bile sonuçta bizim içindi. Yurtdışında yukses maaşa çalışıyor ve maaşının yarısından çoğunu bize yolluyordu. Babam sayesinde annem ve ben çalışmadan gül gibi geciniyorduk. 2- Beni arzuluyordu fakat öz oğlu olduğum için bunu yanlış bulup utanıyordu. Yada belkide ağırdan almak, bu hazzı doya doya yaşamak istiyordu.
Bunu anlamanın tek yolu vardı; anneme daha fazla yanasmam lazımdı. Altımdaki boxeri çıkardım ve sadece şortla kaldım. Kalkık sikim şorttan oldukça belli oluyordu. Yatağımdan kalkip mutfağın yolunu tuttum. Annemin altında incecik kısa bir şort üstündeyse bralet tarzı köyü yeşil renk dantelli birşey vardı. Sikim çelik gibi oldu bu görüntü karşısında. Anneciğimin ince şortu üstünden yarrağımı amına doğru yasladım. Verceği tepki benim için çok önemliydi. Annem arkasını döndü elimden tuttu ve yatak odasına doğru götürdü beni. Bir an vercek zannettim ama konuşacağız dedi.

A: Ferhat sorularıma dürüstçe cevap vermelisin.

B: Söz, Seni dinliyorum anne

A: Ne olduda 18 yıldır arzulamadığın annemi son zamanlarda deli gibi arzular oldun?

B: Kıskandım Anne! Babam gittikten sonra sen degistin. Arkadaşlarınla oldugunu soyleyip eve geç geliyordun. Tangalarında döl lekesi olduğunu düşündüğüm beyaz lekeler oluyordu. Ama benim sana olan bakış açımı en çok değiştiren benim çocukluktan arkadaşım olan Onurla gözümün önünde yaptıklarındı. Eğer biri seni sikicekse, sana sahip olucaksa bu ben olmalıyım

Konuşmam bittiği an annem dudağıma atıldı. 5-6 kızla öpüşmüşlüğüm vardır ama hiçbiri annem kadar zevk vermemişti. Dudaklarında kırmızı ruj vardı ve kullandığı kaliteli nemlendirici den olacak, dudağı yumuşacıktı. Annemin 2 yıldır doğru düzgün ilişkisi yoktu ama bu boşluğu ben dolduracaktım. Bunda kararlıydım. Kontrolü annemden aldım. Belinden kavrayıp yatakta altıma yatirdim annemi. Deliler gibi yiyişiyorken annemin şortunu yavaş yavaş indirdim. Üzerinde kırmızı tangası ve braleti kalmıştı. Kırmızı tangasının üzerinden annecigimin hiç yarrak yememiş gibi gözüken taze pembe amını okşuyordum. Amı sırılsıklamdı, tanganın üzerinden okşasam bile elim annemin am sularıyla kaplanmıştı. Tangadan önce braleti çıkarmaya karar verdim. Braleti çıkardığım gibi annemin üstüne yattım ve öpüşmeye başladık. Öpüşürken bana baskı yapan süt gibi memeleri çok güzel hissettiriyordu. Memelerini yalamaya, emmeye başladım. Sikimi anneciğimin beyaz memeleri arasına yerlestirip memelerini de sikecektim ama şuan değil. Memelerini bırakıp göbeğini öpmeye başladım. Yavaşça annemin her yerini öperek, hissederek amcığına doğru iniyordum. Kasıklarına kadar hissettim annemin beyaz tenini. Şimdi sıra asıl yere, annemin amına geldi. Annemin kırmızı tangasını ağzımla çıkarttım. Sikimi bir an önce karşımdaki kusursuz amcığa sokmak istiyordum ama acele etmeyeceğim. Annemi yalvartmak istiyorum çünkü. Dilimle klitorisini yalamaya başladım. Annemi bu şekilde 2 defa boşalttım, ama bu daha baslangıctı, annemin hayatındaki erkeksizlik sorununu cözecektim. Sıra sikime geldi, sikimi annemin amına sürtüyordum. Annemin amı vıcık vıcık olmuştu zevkten. Annem sok sikini artık Ferhat dedi inleyerek. Benimde dayanacak bekleyecek gücüm kalmamıştı zaten. Annemi sikip milli olacaktım. Sikimi anneciğimin dar amına yavasca soktum. Annem çığlık attı sikimi sokarken. Annemin amcığı daracıktı. Sanki hiç sikilmemis gibiydi. Annemin amında hızlı hızlı gitgel yapıyordum. Annemin yüzüne baktığımda göz bebekleri bile kaymisti zevkten. Yaklaşık annemin amında geçirdiğim 6-7dk dan sonra dayanacak gücüm kalmamıştı, annemde ben içindeyken 2 defa boşalmıştı zaten. Sikimi annemin amindan çıkartıp ağzına verdim.

B: Geldim Anne!

A: Doldur annecigini Ferhat!

Annemin ağzının içi komple döl oldu. Dollerimi yuttuktan sonra öpüşmeye başladık. Bunlar teşekkür öpücüğüydü. Ben anneme beni milli yaptığı için teşekkür ediyordum, annem bana her zerresine kadar orgazm ettiğim için teşekkür ediyordu.

                         Devam Edecek

Gönül Rıza’sıyla. Sezon 2 Bölüm 2

Hemşirenin bana bakmasıyla baygın, kendinde değil rolü yapmaya başladım, hemşirenin bakmasıyla annem ve babamda beni farketmişti Rıza diyerek yanıma geldiler. Hemşire kendinde değil yorgun, biz kan vermeye gidelim diyerek başımda Tuğbayı bıraktılar. Annemgil gidince gözlerimi açtım:

Tuğba- Sen baygın değil miydin? Anne uyand…

Elimle ağzını kapatıp kalçasına sert bir tokat attım.

Ben- Sus Tuğba sus. Bekle burda geliyorum.

Tuğbayı ardımda bırakıp annemgilin arkasından yol aldım. Kan verme odasına girip 2li sedyeye uzandılar kapıda konuşmaları dinliyordum.

Annem- Anlamış mıdır?

Babam- Bilmiyorum. Kendinde değildi sanki.

Annem- Er geç öğrenecek Hikmet nereye kadar saklayacağız bu durumu? Bunun daha Tuğbası var.

Babam- Bilmiyorum Yaren bilmiyorum. Şu Osman sağ salim bir kalksın konuşuruz sonra.

Annem- Bilmeleri gerekiyor Hikmet.

Babam- Biliyorum sus artık!

Annem sedyeden kalkıp dışarıya yöneldi ben şaşkınlıkla kapı ağzında kaldım. Dışarı çıkınca yerde beni çöker vaziyette gördü dinlediğimin farkına vardı, babam hâlâ kan veriyordu. Ayağa kalktım annemin önünden birşey demeden Tuğba’nın yanına gittim. Annem arkamdan seslenerek geliyordu:

Annem- Rıza! Rıza diyorum..! Rıza bana bak hastanede bağırtma beni.

Ben- Efendim Yaren.

Annem- Gel benimle.

Annem kolumdan çektirip hastanenin dışına çıkardı, bir banka oturduk. Tuğba hastane giriş kapısından bize bakıyor olanları anlamaya çalışıyordu. Sarı saçları rüzgarda dalgalanıyor, yeşil gözleri ağlamaklı sulanmış açıklama bekliyordu.

Annem bankta ağlayarak tüm olanları bana anlatmıştı, öncesinde babamın onu aldattığını düşünmüştüm ama durum farklıymış. Babamın çok sevdiği Kemal diye bir çocukluk arkadaşı varmış, çifte düğün yapıp yan yana ev tutmuşlar yedikleri içtikleri ayrı gitmemiş. Annem üniversiteye gitmeden önce babamla evlenmiş, ablam Seheri ve Osman abimi o zaman doğurmuş. Üniversiteye de gidince Seher ve Osman babamla kalmış onlara o süreçte Kemal’in karısı Ayfer bakmış. Osman abim bir gün evden fırlayıp sokağa atlamış, Ayfer de arkasından koşturmaya başlamış, yoldan geçen bir yük kamyonu abim Osmanı ezecekken Ayfer araya girip Osman abimi kaldırıma fırlatıp kendisi kamyonun altında kalmış ve vefat etmiş. Kemal Ayfere aşkından öldüğü için durum karşısında daha fazla dayanamamış olaydan 1 hafta sonra evden silah sesi duyulmuş ve evde Kemal’i ölü bulmuşlar. Babam yıkılmış, Osman abimi hiç affetmemiş, annem üniversiteden döndüğünde olayları öğrenmiş.

Annem- Yani sonuç olarak evden giderken 2 çocuğum vardı döndüğümde 4 çocuğum olmuştu…

Ben- Ne?

Olaylar karşısında ağzım açık kalmış ne yapacağımı bilemiyordum. Hiçbir şey söyleyemiyor sadece bankta oturuyordum. Annem bir süre sonra yalnız kalman iyi olur diyerek Osman’ın yanına gitmişti.

Her şey arap saçına dönmüştü…Babamdan beni eve götürmesini istemiştim, eve geldiğimizde ablam Seher uyuyordu, babam beni bırakıp tekrar hastaneye dönmüştü. Duş almak için banyoya girdim olaylar bana çok ağır gelmişti, annem, babam, Osman abim, Seher ablam… Aslında hiçbiri ile kan bağım yoktu, hayatta kan bağım olan tek kişi Tuğba’ydı bu durum ilerleyen günlerde ilişkimizi nasıl etkilerdi hiçbir fikrim yoktu.

Gerçek annemle babamı tanımıyor oluşum bir yandan sevindiriyor bir yandan üzüyordu, böyle olmasa acaba nasıl bir hayatım olurdu diye düşünüyordum. Akşam olmuş babamla Tuğba gelmişti, annem Osman’ın yanında kalmıştı. Babam yüzüme bakamıyor Tuğba da ağzımdan laf almaya çalışıyor adım adım beni izliyordu, babam çok durmadan tekrar hastaneye döndü. Seher ablam odasındaydı sanırım uyuyordu bende odaya geçip uzandım, Tuğba da arkamdan girip kapıyı kilitlemişti.

Tuğba- Noldu? Annemle bankta ne konuştunuz?

Bir şey söyleyemiyor salak salak halıya bakıyordum.

Tuğba- Anlatsana Rıza annem ağlıyordu ne anlatıyordu ağlayarak.

Ben- Anlatırım ama buna hazır mıyım sen hazır mısın bilmiyorum.

Tuğba- Anlat sorun yok hazırım ben çabuk anlat.

Ben- Babamın yıllar evvel Kemal diye bir çocukluk arkadaşı varmış ben onun oğluymuşum.

Tuğba- Ne? Şakayı bırak doğru düzgün anlat şunu.

Ben- Ciddiyim şaka değil.

Tuğba- İnanmıyorum sana salak.

Ben- Dün kardeşiz unuttun galiba diyordun bak arada engel bırakmadım senin için.

Tuğba- Hıhı tabi tabi, böyle bir şey öğreneceksin ve bu durumda bile onu düşüneceksin tabi.

Ben-Neden olmasın? Bu durum Seninde hoşuna gidiyor zaten rol yapıyorsun.

Tuğba- Yoo nerden çıkardın.

Ben- Dün benimki temas edince niagara şelalesine dönmüştün.

Tuğba- O o zaman olmadı, salonda oldu. Seninkinin bir etkisi yok yani havalanma.

Ben- Ya bırak Tuğba görür görmez sulanıyorsun bide etkisi falan yok diyorsun.

Tuğba- Yok çünkü.

Ben- İyi tekrar deneyelim o zaman bakalım etkisi var mı yok mu.

Altımda ne varsa çıkarmıştım zaten gergindim ve rahatlamaya ihtiyacım vardı, Tuğba ise yine beklemediği bu hareketimle her zamanki şaşkın ifadesiyle bakıyordu. Sikim tam kalkmış vaziyette değildi ama yine de ihtişamlı bir görüntüsü vardı.

Tuğba- Şimdi mi cidden burada bu saatte?

Ben- Ne o sulandın da gösteremiyor musun?

Tuğba- Ben senin gibi ezik değilim öyle bir iki görüntüye azıp kuduracak. Hele senin cücük kadar penisine asla.

Ben- Cücük kadar mı? Bunu alırken ki bağırışlarını tahmin edebiliyorum, hatta alamazken ki diyim daha iyi olur.

Tuğba- Ya kendine nasıl bu kadar güvenebiliyorsun sen?

Ben- Tuğba kocaman sikimi her görmeye sırılsıklam oluyorsun hatta eminim şuan da öylesin ve o yüzden gösteremiyorsun hâlâ konuşuyorsun.

Lafım üzerine Tuğba altındakileri hızla çıkarmaya başlamıştı rekabete bayılıyordu bende bunu lehime çeviriyodum, altındakileri çıkarmasıyla sikim dimdik olmuştu. Tuğba’nın taze daracık pembe amcığı gözümün önündeydi sulanmış mı diye yakından bakmaya eğilmiştim. İki elimle dudak yanaklarından tutup amını incelemeye başlamıştım Tuğba hızlı nefes alıp veriyor kızarmaya başlıyordu. Deliğini görebiliyordum neredeyse yok gibiydi küçücük ve el değmemişti bal misalı parlıyordu. ıslak mı diye bakıyor gibi yapıp klitorisine parmak ucumla ufak ufak dokunuyordum.

Tuğba- Görd imhh ün mü bak senin gibi değilim demiştim kupkuru hâlâ.

Ben- Bu mu kupkuru?

Elimi deliğin hemen ucuna atıp işaret parmağımla ıslaklığı alıp baş parmağıma bulayarak Tuğbaya göstermiştim.

Tuğba- O normalde de oluyor senin cücük kadar penisinle bir ilgisi yok.

Ben- Cücük kadar penisim büyük diye övündüğün memelerine sığmaz Tuğba.

Tuğba- Büyük diye övündüğüm yok büyük zaten.

Ben- Sikimi kavrayamaz onlar daha ne konuşuyorsun.

Tuğba- Görürüz bakalım kavrıyor mu kavrayamıyor mu.

Tuğba ne kadar güzelse o kadar da saftı yada bilerek isteyerek yapıyordu. Elleriyle göğsümden ittirerek yatağa yatırdı ve üzerindekileri çıkardı. Göğüsleri gerçekten büyüktü ve beyazdı, göğüs ucu göğsünün üst bölümünde yukarda kalıyordu ve amının pembeliği ile rengi aynıydı. Sikime doğru eğilip sikimi memelerinin arasına aldı. İnanılmaz yumuşak ve güzel hissettiriyordu, sıcacık dokusu vardı ama hareket etmiyordu sadece sığıyor mu diye bana gösteriyordu.

Tuğba- Al bak gör nasıl sığıyor, öyle kalırsın işte.

Ben zevkten kuduruyor hiç dinleyemiyordum bile.

Tuğba- Haline bir bak ağzının suyu akıyor, sen boşalırsında şimdi uzak dur git.

Tuğba sikimden kalkmıştı, çırılçıplak karşımda duruyordu. Memelerinin arasına kafamı sokup koklayıp yalamak istiyordum, sikim demir gibiydi. Elimden geleni yapıp bugün bu kızı çatır çatır sikmeliydim.

Ben- Memen sikimi doldurdu diye kendini ne sandın Adriana Lima falan mı?

Tuğba- Rıza şu sikinin hâline bak kalp gibi atıyor 2 saniye dayanamazsın bana boşalırsın dün gördük zaten.

Ben- Dün birisi gelir diye acele etmeye çalıştım aksi hâlde beni boşaltman mümkün değil, elinden geleni yapabilirsin.

Tuğba- Ya sen?

Tuğba sözünü yarıda bırakmış harekete geçmişti, söylediklerimle iyice sinirleniyor hırslanıyordu, söylediklerimi güzelliğine hakaret sayıyordu. Yattığım yerde üzerime çıktı bir an içine alacak sanmıştım ama sikimi göbeğime yatırıp üzerine oturdu. Sikim iki dudağı arasında klitorisine sürtüyor, yumuşak ve ıslak dokusuyla içimi gıdıklıyordu. Annem ve Tuğba ile yaşadığım şeylerden sonra dayanıklığım artmıştı.

Tuğba çırılçıplak kucağımda bir iler bir geri yapıyordu ellerim vücudunda geziniyor memelerini sıkıyordum, kocaman memeleri elime sığmıyordu. Sikimin kafası Tuğba’nın ileri geri yapmasıyla deliğe kadar geliyor deliği zorluyordu, Tuğba’nın çok dar olması girişi engelliyordu. Ellerim kalçasında yön veriyor delik ucuna bilerek fazlaca bastırıyordum, girmesi için herşeyi yapıyordum. Tuğba inim inim inliyordu iyi ki evde annem babam yoktu, ablam Seherin uyuduğunu düşünüyordum ama öyle değildi önce ayak sesi duyuldu sonrada kapı kolu sertçe aşağı doğru indi.

Tuğba kapıyı kilitlemese işler boka sarardı, kapı kolunun aşağı inmesiyle Tuğba şaşkın ve panikli bir şekilde kapıya baktı, sikimin kafası tam amının girişine geldiği noktada durdu.

Bense kapıyı dikkate almamış Tuğba’nın kalçasından bastırıp sikimi öne doğru attırmıştım, Tuğba’dan müthiş bir inleme sesi gelmişti nihayet sikimin kafasını Tuğba’nın daracık amcığına sokmuştum. Tuğba kendini zorda olsa hafif yukarı kaldırmıştı ve sikimde Tuğba’nın kanı vardı. Hayatta tek kan bağım olan hem ilkim olmuş hemde ilki olmuş kanını akıtmıştım. Tuğba bana bakmış bir tokat atmıştı ben ise sikimi köklüyor Tuğba’nın derinliklerine yol alıyordum. Girdikçe aldığım zevk artıyor kendimden geçiyordum, Tuğba, Seher ablam duymasın diye ses çıkaramıyor kucağımdanda inmiyordu. Sonuna kadar soktuğumda yüksek sesle tekrar inlemişti.

Tuğba’nın yüksek sesle tekrar inlemesiyle kapıdaki Seher ablam çıldırıyor kapıya sert sert vurup Rıza diye bağırıyordu. Ben Tuğba’yı başından tutmuş kendime doğru yatırmış amına köklemeye devam ediyordum. Göğüs ucu göğüs ucuma değiyor sikim daracık amının içinde yağ gibi kayıyordu. Seher ablam Rıza aç şu kapıyı diyerek kapıyı dövmeye devam ediyordu, olayın heyecanı ve yaşadığım zevkle daha fazla dayanamamış Tuğba’nın amcığına bütün yüklerimi boşaltmıştım. İkimizde ölü gibi yatıyor kıpırdayamıyorduk, sikim Tuğba’nın amcığında yavaş yavaş sönmüştü. Tuğba’nın sesi çok gergin geliyordu:

Tuğba- Napıcaz şimdi Seher kapıda.

Ben- Sen saklan bana bırak.

Tuğba- Nereye saklanıcam.

Ben- Dolaba saklan nostaljik olur.

Tuğba- Gerizekalısın.

Hafif tebessümle demişti sanırım o da boşalmış, rahatlamıştı ve dolaba girdi. Amı yemiştim şimdi sıra naneyi yemeye gelmişti. Çırılçıplak kapıyı Seher ablama kendimi korunmadan açtım…

DÖNÜM NOKTASI-10

Helin banyoya gittiğinde ben de salona geçip oturdum. Hayallerimi yaşıyor gibiydim. Az önce kız kardeşimin bacakları arasında gidip gelmiştim. Onun cinsel organının ıslaklığıyla penisim ıslanmıştı. Onun poposuna ve sırtına boşalmıştım. Rüya görüyor olmalıydım. Yaşadıklarımızın rüya olmadığını Helin salona geldiğinde anladım. Üstünde ne varsa çıkarmış ve içeri öyle gelmişti. Bembeyaz vücudu, en seksi haliyle karşımdaydı. Kardeşimi dikkatlice süzüyordum. Daha önce gittiği lazer epilasyon ile vücuduna tek tüy bile yoktu, tertemizdi. Memelerinin uçları pembe ve halen dikti. Helin çırılçıplak bir şekilde, evimizin salonunda abisinin kucağına gelip oturdu. Kucağıma yan oturmuştu. İlkte kafasını göğsüme yaslayıp bir süre o pozisyonda kaldı. Ben de bir elimle onu belinden kavramış, diğer elimle de bacaklarını okşuyordum. Göğsüme yasladığı kafasını kaldırıp yüzüme bakınca bir kez daha öpüşeceğimizi anladım. Gerçekten de Helin dudaklarını dudaklarıma getirdi. Dudaklarımı ısırmaya, emmeye başladı. Öpüşürken dilini de dilime değdiriyor, dilimi ağzına alıp emiyordu. Ellerini tişörtüme atıp bir hamleyle tişörtümü çıkarttı. Sonra da eşofmanımı çekiştirerek aşağı doğru sıyırdı. Şimdi kardeşim penisimin üstünde oturuyordu. İkimiz de çıplak şekilde, yıllardır yan yana oturduğumuz koltukta sevişiyorduk.

Helin’in başını koltuğun koluna yaslayıp onun kucağımda uzanmasını sağladım. Bu pozisyonda poposu tam olarak bacaklarımın üstünde kalıyor, bacakları da yanımda uzanıyordu. Bacaklarını hafif yukarı topladım ve bacak arasına elimi uzattım. Kardeşim gözlerini kapatmış, kucağımda kendini bana teslim etmiş, abisinin bacak arasıyla oynamasından zevk alır vaziyetteydi. Helin’in özellikle klitorisine dokunarak onu sırılsıklam yapmıştım. Resmen kucağımda kıvranıyordu. O anda aklıma yazlıkta konuştuklarımız geldi.

– Bakiresin demi hala?

H: Evet abi ama şu an sen bozsan hayır demeyecek durumdayım.

Bu lafıyla beni yine hayal alemine daldırmıştı. Kardeşimle öpüştük, seviştik her şeyi deneyimledik ama onun içine girmek. Hele hele kızlığını bozmak aklımın hayalimin almayacağı bir şeydi. Yine de aldığı zevkin etkisiyle öyle bir söylemişti ki hemen o anda penisimi o daracık deliğine sokmak istemiştim. Bunun imkânsız olduğunu biliyordum ama belki diğer deliğini kullanabilirdik. Elimi hafifçe aşağı doğru indirerek poposundaki deliğe doğru baskı yapmaya başladım. Kardeşimin zevk suları ile arka deliğine masaj yapıyordum.

– Burası ne alemde?

H: Orasıı, bilmiyorum.

– Nasıl bilmiyorsun?

Helin biraz doğruldu ve dudaklarımdan öptü. Biraz karşılık verdikten sonra kafasını tutup biraz geri çektim.

H: Serkan’la arkamdan yapmışlığımız var.

Helin’in, sevgilisiyle anal ilişkiye girdiğini öğrendiğim an karmaşık duygular hissettim. Masum bildiğim küçük kız kardeşimin poposu, başka birinin penisini içine almıştı. Kucağımda çırılçıplak uzanıyor olmasa belki kızabilirdim ama şu anki pozisyonumuzda bunun bir avantaj olabileceğini düşünmüştüm. O an kafaya koydum, kardeşimin poposundan içine girecektim. Helin ile öpüşmeye devam ederken cinsel organını okşamayı da sürdürdüm. O sırada Helin’in yavaş yavaş kucağımdan aşağı doğru kaydığını hissettim. Daha sonra bacaklarını da topladı ve yere doğru oturdu. Şimdi kendisi yerde oturuyor ve kafası bacak aramda kalıyordu. Acaba düşündüğüm şeyi mi yapacaktı?

Kardeşimin bu soruya cevabı hiç gecikmedi. Penisimi bir eliyle ağzına doğru yaklaştırdı. Baş kısmını birkaç kez öptükten sonra diliyle de darbeler vurmaya başladı. Sonrasında baştan aşağıya toplarıma kadar yaladı ve baş kısmını nihayet ağzına aldı. Şu an penisimde hissettiğim, kardeşimin ağzı mıydı? Bu inanılmaz bir histi. Helin penisimin baş kısmını ağzına alıp çıkarıyor ve sanki çok lezzetli bir yemek yiyormuş gibi sesler çıkarıyordu. Penisimin başını ağzına alıp emiyor, emerken de eliyle hızlı hızlı okşayarak beni zevkin doruğuna çıkarıyordu. Bunu yaparken beni boşalıp boşalmamam konusunda uyarmamıştı. Acaba bu şekilde erkeğini boşaltmayı seviyor muydu? İkinci postamda olmama rağmen kendimi daha fazla tutamayacağımı anlamıştım. Zihnimde geldiğimi kardeşime söyleyip söylememek konusunda ikilimde kaldım. Tüm akşamı mahvetmemek için söylemeye karar verdim.

– Helin, boşalacağım.

Helin söylediğimi duymamış gibiydi. Hiç hız kesmeden ve hatta hızını biraz daha artırarak penisimin başını emmeye devam etti. Bir kez daha uyarmak istedim.

– Abicim, geliyorum.

Helin, penisim hala ağzındayken başını biraz kaldırdı ve gözlerime baktı. Sonra gözlerini kırparak onayladığını belirtti. Bir anlık penisimi ağzından çıkardı.

H: Boşal.

Çok şaşırmıştım ama çok da hoşuma gitmişti. Kardeşim tekrardan ağzına alıp emerken bir yandan da eliyle hızlı hızlı okşuyordu. Artık daha fazla dayanamadım ve kardeşimin ağzının içinde patlamaya başladım. Bu yaşıma kadar hissettiğim en zevkli boşalmaydı. Helin penisimin ucunu ağzının içinde tutuyor, ben boşalırken ucunu emmeye devam ediyordu. Bütün döllerim kardeşimin ağzındaydı. Helin oldukça rahat biçimde hepsini yutmuştu. Bir kez daha banyoya gidip temizlenip geri geldi. Hiç giyinmeye niyeti yok gibiydi. Çırılçıplak şekilde koltukta yanıma oturdu. Eşofmanımı yukarı çektiğimi görünce de bir kez daha asılarak bu defa tamamen çıkarttı. Şimdi ikimiz de çıplak şekilde yan yana evimizin salonunda oturuyorduk.

– Bunları yaşayacağımızı hiç düşünmezdim. Ben senin bebekliğini biliyorum. Küçükken oyun oynardık falan. Şimdi az önce sen abine sakso çektin. Ben kardeşimin ağzına boşaldım. Çok garip.

H: (Gülerek) Abi öyle düşününce garip ama birbirimizin cinsel isteklerine yardım ediyoruz diyelim işte.

– Sen Serkan döndüğünde beni satarsın o zaman.

Helin penisime elini atıp biraz okşadı. Ben onunla sevişmeye ne kadar istekliysem o da en az benim kadar istekli görünüyordu. Bu beni çok mutlu etmişti.

H: Satmam ben bunu merak etme hep ilgilenirim. (Gülerek)

O anda konuyu sevgilisiyle anal ilişki yapmalarına getirmek istedim. Tepkisini ne olacaktı merak ediyordum. Konuyu böyle başlatıp, kardeşimin arkasından içine girmek istiyordum.

– Serkan’ı arkandan içine de alıyormuşsun zaten.

H: Her seferinde değil. İki kez yaptık şimdiye kadar. Çok dorukta olduğum zamanlarda engel olmadım öyle yaptık.

– Ben de seni masum bilirdim.

H: Az önce ağzına boşaldığın kız kardeşine mi söylüyorsun bunu? (Gülerek) Hem belki ne biliyim, sen de yaparsın istersen.

Tam da istediğim olmuştu. Helin, konuyu istediğim noktaya getirmişti. Hem de ben teklif etmeden kendisi arka deliğini bana sunmuştu. Bu teklifi tabi ki reddetmeyecektim. Birazdan annemlerin de geleceğini düşünerek o akşamın finalini kardeşimin poposunda yapacaktım. Helin’in yüzüne baktım. Ona doğru yaklaşıp dudağından öptüm ve kulağına fısıldadım;

– Şu anda kardeşimi sikmeyi her şeyden çok istiyorum…

Yengem Merve 12

Ağzına mı istiyorsun dedim, nereme istiyorsan boşal artık diye bağırdı resmen. Gel buraya dedim içinden çıkıp yatakta ayağa kalktım. Hızlıca dönüp sikimi ağzına aldı. Hızlı hızlı saksosuna başladı. Arada gözlerini yukarı kaldırıp memnun muyum diye bakıyordu. Saçlarına yapıştığımda artık boşalacağımı anladığından daha da hızlandı. Artık o ne kadar ağzına alıyorsa ben de o kadar sikimi gırtlağına doğru itiyordum. Ve boşalmaya başladım, ilk anda kafasını çekmek istedi ama müsaade etmedim. Ağzının içine boşalmaya başladım, biraz öğürür gibi oldu ama güzel tuttu kendini, çok yüksek bir yutkunma sesi duydum, hemen bana baktı. Çok iyisin yavrum dedim. Ağzından çıkarttım ama o tekrar gelip sikimi güzelce temizledi. Sonra kendini yatağa bıraktı. Çok mutlu görünüyordu. İyi miydi diye sormama bile gerek yoktu. Ben hemen giyinmeye başladım annem gelmeden gitmem gerekliydi. Ben giyinirken Merve yataktan garip garip bakıyordu. Noldu dedim bacaklarım dedi, noldu bacaklarına dedim, tutmayacak gibi hissediyorum can naptın sen dedi, yüzü gülüyordu. Uzun bir vakte ihtiyacımız var Merve dedim, ben seni sikmeye doyamam böyle tek postayla diye ekledim. Masum masum peki dedi.

Ertesi gün okuldan geç döndüğüm için yakınlaşma fırsatı bulamadık. Sonra da hafta sonuydu. Tadı damağımda kalmıştı resmen kuduruyordum. Akşam yemeklerinde arada kaçamak bakışlarımız birbirine takılıyordu. Yasak, gizli ama çok heyecanlı bir aşk hikayesinin içinde bulmuştuk birbirimizi. Pazartesi günü dersim vardı ama gitmedim. Merve’yi istiyordum artık dayanacak halim kalmamıştı. Kahvaltıdan sonra annem gitsin diye heyecanla bekliyordum. Onun da benzer bir heyecan içerisinde olduğu çok belli oluyordu. Öğleden sonra nihayet annem ben markete gideyim diye hazırlandı. Ama sadece markete gideceği için o uzun vakti yakalayamayacağımız da belliydi. Annemin kapıyı kapatmasıyla beraber kalbim güm güm atmaya başlamıştı bile. Merve mutfaktaydı. Bir süre salonda bekledim ama gelmedi, sanırım ilk adımı benden bekliyordu. Mutfağa gittiğimda tezgahı sildiğini gördüm. Geldiğimi anladı ama hiç dönüp bakmadı. Arkasından yaklaştım, zaten kalkmış olan sikimi tam götünün arasına yerleştirdim. Yumuşacık götü vücuduma baskı yaptığında kulaklarımdan alev çıkıyordu resmen. Merve öylece duruyordu. Can çok yanlış bir şey yapıyoruz dedi. Umurumda bile değil dedim. O hala yapmamız gerekiyor diyordu ama beni de itmiyordu. Ben memelerini avuçluyor bir taraftan boynunu öpüyordum. Sesi değişmiş hala iniltiyle karışık ben senin yengenim can falan diyordu. İstemiyor musun dedim. Hiç cevap vermedi, söyle istemiyor musun diye sert bir tonda tekrar sordum. Çok istiyorum dedi. Sus o zaman dedim. Artık vücudu tezgahla benim aramda iyice eziliyordu. Altındaki taytı indirmeye çalıştığımda dur Can annen gelecek şimdi bak yakalanırız dedi. Ya tamam hızlı olurum dedim. Kurban olayım dur bu böyle olmaz dedi. Merve seni şimdi burada sikmek istiyorum ben annem falan da umurumda değil dedim. Ellerini tutan taytından çekti ve tezgaha doğru uzandı. Taytı indirdiğimde ise tamamen naz yaptığını anlamıştım. Kırmızı çok tatlı bir tanga giymişti. Beğenir bir nida ile hmm dedim. Güldü, noldu dedi. Ne güzelmiş bu dedim. Senin için giydim dedi. Hadi Can çabuk ol bak annen gelirse gebertirler bizi dedi.

Elimi amına attım. Yine çabucak ıslanmış bir am vardı parmaklarımın ucunda. Odana geçelim bari dedi. Hayır seni bu tezgaha domaltmak istiyorum dedim. Of napyorsun sen bana aklımı yitirdim resmen gibi bir şeyler söyledi. Ben bu sırada tangasını sıyırmış sikimi amına sürtüyordum. Merve ellerini tezgaha dayamış hafif eğilmiş bekliyordu. İşte yine o sahne diye geçirdim içimden. Bana amını sunup öylece sikmemi bekliyordu. Bir seferde geçirdim içine. Sıcacıktı.. sikimi resmen içine vantuzlamıştı. Ah diye bir ses çıkarttı. Birkaç kez girip çıktıktan sonra pozisyonun tam istediğim gibi olmadığını anladım. İçinden çıkıp beline sarılıp onu kendime çevirdim, öpüşmeye başladık. Merve iyice kıvama gelmişti artık annemi falan düşünecek hali yoktu. Birden kucağıma atladı ve bacaklarını belime doladı. Döndüm onu mutfak masasına oturttum. Çok tatlı görünüyordu, utangaç ama azgın. Sikimi tekrar yerleştirip üstüne doğru abandım. Yavaş masa kırılacak diyordu ama benim bırakmaya niyetim yoktu. Hızlı hızlı pompalamaya başladım. Yine o oh sesleri gelmeye başlamıştı. Ben artık çok gaza gelmiştim noldu istemiyordun diyordum ama ondan sadece oh sesi geliyordu. Orospu seni dedim. Evet diye bir çığlık attı. Ona orospu demem hoşuna gitmişti.

Canım Ablam 4. Bölüm

Kafasını tamam anlamında sallamıştı. Hızlı adımlarla motora yürüdük ve hızlıca bindik. Kafamda bir sürü soru işareti ve kararsızlık ile arkamda ablamla karanlığa doğru hızla sürmeye başladım.

Yol kısa olmasına rağmen bitmeyecekmiş gibi hissettiriyordu. Ben gittikçe yol uzuyor gözlerim yola dalıyordu. Yıllar kadar uzun gelen bir süreden sonra eve yaklaşmıştık. Madem bu gece dertleşecektik sınır yoktu. Tekelde durdum ve en kaliteli içkilerden iki üç şişe aldım, yanına bolca bira almayı da ihmal etmedim. Ablam poşettekileri görünce, “Bunları kim içecek hayvan herif?” diyip ufak bir kahkaha atmıştı. Artık eve gitmek istiyordum, gerçi akşam yemeği de yapmak zorundaydık çünkü ikimiz de kurt gibi açtık. Daha fazla zaman kaybetmeden motora yeniden bindik ve eve doğru yollandık. Yaklaşık 4-5 dakika sonra eve varmıştık. Motoru otoparka park ettim ve ablamla beraber yavaş adımlarla merdivenleri çıkmaya başladık. Artık biz mi çok geç kaldık yoksa Alara mı çok erken gelmişti bilmiyorum ama kapının önündeki merdivene oturmuş yere bakıyordu. Geldiğimizi görünce kalktı ve ablama ani bir hareketle sarıldı.

(A = Alara, Y = Ben, E = Ablam)

A: Nerede kaldınız merak ettim kaç kere aradım açmadınız?!

E: Kusura bakma canım hiç saate bakmadık bugün farkında değilim kaç olduğundan.

Alara birden bana döndü.

A: Eee Yiğit Bey nasılsınız? Canımın içi ile gezmişsiniz bütün gün.

Kulağıma yaklaştı ve garip bir tonda, “Elif’i seviyor musun? Eğer seviyorsan doğru yoldasın.” dedi ve ufak bir gülücük atıp ablamın arkasından eve girdi. Evet ablamı seviyorum, sonuçta o ablam. Her ne kadar beraber büyümemiş olsak da o benim ablam. İyi de burada sevmek hangi manada. Yoksa ablam benden… Yok artık o kadar da değil yahu neler düşünüyorum böyle, o benim ablam; ama üvey… Düşünceler kafamda dönerken ablamın dürtmesi ile kendime geldim.

E: E hadi geçmeyecek misin içeri kapıda mı duracaksın?

Y: Ha? Evet pardon dalmışım.

E: Şu dalmaların arttı senin de bir şey varsa içinde söyle.,

Y: Yok yok normal böyle şeyler.

İçeri girdim ve direkt mutfağa gittim. Saat iyice ilerlemiş midem iyice guruldamaya başlamıştı. Elime ne geçtiyse pişirmeye başladım. Ablamlar ise salonda sohbet ediyor, arada fısıldaşıyorlar sonra da kıkırdıyorlardı. Toplum içinde kulaktan kulağa konuşulmaz diye konuşmaya dahil olacakken Alara benden önce davrandı.

A: Yiğit efendi ne yaptınız bugün Elif’le?

Y: Sabahtan kahvaltı yapmak için dışarı çıktık, sonra bowlinge kaptırmışız kendimizi sen bizi arayana kadar bowling oynuyorduk.

A: Hımm anladım. Yani hiç kek falan yemediniz yani.

Ne? Bunu ablam mı söyledi ona? İyi de ne alaka? Bakışlarımı ablama çevirdim. Hafifçe Alara’nın koluna vuruyor utancından kafasını kaldıramıyordu. Bir şey demeden Alara ikinci bombayı patlattı.

A: Ne oldu Elif ya kötü bir şey mi bu? Siz ikiniz birbirinize bu kadar yakışırsanız insanlar tabi öyle zanneder.

Alara’nın gözlerine baktım. Gözleri gülümsemekten kısılmıştı. Fakat bu bakışlar mutluluk değildi, aksine bir yırtıcılık barındırıyordu. Ablamla benim unutmak istediğim şeyleri bilerek hatırlatıyor, yaramıza tuz basıyordu. Bu şeyleri kendisi bilemezdi hayır, ablam mı söylemişti. Aptal biri değilim, eğer bu yaşananlar başka biri ile olsaydı kesinlikle benden hoşlanıyor derdim; ama o biri ablamdı. Ortamdaki sessizliği bozup bozmamak arasında kalmıştım. Bozmamak en iyisiydi, yemeği yapmaya devam ettim. Arkamdan ablamın Alara’ya kızdığını duyabiliyordum. Fısıldıyor olsa bile sesi tam olarak gelmese de biraz geliyordu. Yemek olmak üzereydi tabakları çıkardım ve sofraya servis açtım. Tekelden aldığım şarabı açtım ve 3 bardağa doldurdum. Yemekte içmeye başlamak en iyisiydi, hepimizin gevşemeye ihtiyacı vardı. Yemekler hazırdı Alara, ben ve ablam oturup yemeye başladık. Kimseden çıt çıkmıyordu. Hepimiz hızlıca yemeğimizi bitirmiştik, daha sofradan kalkmadan şarabın büyük bölümünü bitirmiştik. Masayı topladık ortamı hazırladık derken 1.5 saat geçmişti. Cam kapama balkonda kurulmuştuk, hava bu ortam için çok idealdi. İçmeye şaraptan başlamıştık ama baymıştı bu yüzden viskiye geçtik. İlk saat muhabbetimiz normaldi, havadan sudan konuşulmuş hasret giderilmişti. Gerçi anlamadığım sebepten dolayı Alara sürekli benle uğraşıyordu. Zaten Alara’yı çok tanıdığım da söylenemezdi. Her içki ortamında olduğu gibi kısa bir sessizlik çöktü. Herkes düşüncelerine daldı. Ben ablam hakkında düşünüyordum, önce geçmişimiz tanışmamış gelmişti aklıma. Ne kadar da yabancıydık o zamanlar, şimdi ise burada bulunuyoruz. Gözüm yaşarmıştı biraz. Kafam iyice dumanlanmıştı düzgün düşünemiyordum. Aklıma yavaşça ablamın yeni halleri belirmeye başladı. Önce aklıma göğüsleri gelmişti. O güzel vücuduna çok yakışan memeleri ablamın çekiciliğini ikiye, üçe hayır hatta ona katlıyordu. Bugün sırtımdaki hissi çok güzeldi, keşke yeniden yaşayabilsem. Ne biçim insanım ben diye düşündüm ve kendi kendime çok kısa şekilde güldüm. Ablam fark etmiş olacak ki sordu:

E: Noldu neden güldün?

Kafamı kaldırınca gözyaşlarımı görmüştü. Biraz telaşlanmış gibiydi. o da duygularını daha çiğ ve içten gösteriyordu. İkimizin de kafası dumanlıydı. Alara kafasını kaldırdı ve kısığa yakın bir ses tonuyla ayrıldığı sevgilisini anlatmaya başladı. Başta duygusal başlamıştı ama sonlara doğru biraz daha şakayla karışık bir hal almıştı. Bu hali sevmiştim, laubalilik tam ölçüsündeydi. Uzun konuşmasını bitirdi, içeceğini tekledi ve birden gözlerinin içinde yeniden o bakış belirdi.

A: Benim eski iyiydi hoştu ama iyi sikemiyordu.

Birden ablamla kafamızı döndürdük. Acaba kafamız o kadar dumanlıydı ki yanlış mı duymuştuk? Yo hayır gayet de öyle söyledi.

Y: Duymadım da yeniden söyler misin?

A: Gayet de duydunuz iyi sikemiyordu erkeğim diye geçiniyordu. Sen öyle değilsin demi Yiğit öyle bir problemin yoktur umarım. Erkeğim diye geziniyorsun sonuçta.

Y: Bilmiyorum ki şu ana kadar öyle bir şikayet almadım.

Kafam aşırı dumanlanmıştı. Her şeye otomatik cevap veriyor korkmuyordum. Ablam ise kafasını gömmüş, utanmıştı. Alara birden kalktı ve uyumaya gittiğini söyledi. 3-4 dakika boyunca ablamla tek kelime etmeden oturduk. İyice uyku bastırmıştı gözlerimi açık bile tutamıyordum. Yavaşça kalktım ve ablamı dürttüm. Oturduğu yerde sızmış kalmıştı. Zor da olsa uyandırmayı başardım.

Y: Abla hadi kalk uyumaya gidelim sende uyumuşsun burada bak hasta olacaksın.

E: Yürüyebilecek gibi değilim bırak uyuyayım.

Y: Sen yürümezsen bende seni taşırım.

E: Ne?

Ablamı birden sırtladım ve odasına doğru götürmeye başladım. Her adımda sarsılıyordum ama bir şekilde ablamın odasına geldim. Işığı açtığım anda yatakta yatan kişiyi fark ettim. Alara bulduğu en yakın yatağa yatmıştı, pek kalkacak gibi de değildi. Yapacak bir şey yok ablamı benim yatağa götürmem lazımdı. Yürürken sırtıma değen göğüsleri bu sefer sertti. Sütyenlerden nefret ediyorum diye homurdanırken odamın ışığını açtım ve ablamı yavaşça yatağa yatırdım. Bana da yatacak yer kalmamıştı, en azından koltuklar rahattı derken ablam uyanmıştı. Gözlerini dahi açamıyordu.

E: Nereye gidiyorsun?

Y: Koltukta yatacağım yer kalmadı.

Ablam yana kaydı ve elini yatağa koydu.

E: Bu yatak büyük gel boşuna sırtın ağrımasın.

Y: Yok abla sen rahatça yat.

Kolumdan sertçe tuttu ve beni kendine doğru çekti.

E: Ablaya karşı gelinmez hadi gel yat.

Ablamın yanına uzandım ve uykuya dalmak üzereydim ki sürekli hareket eden ablam yüzünden uyuyamadım.

Y: N’oldu ya niye kıpraşıp duruyorsun?

E: Şey… Rahatsız oldum da o yüzden.

Y: Ne rahatsız etti söyle, rahatça uyumak istiyorum.

E: Sütyenim… Çıkarmam lazım yardım eder misin?

Artık iyice hayat bana bir şaka gibi gelmeye başladı. Kocaman bir şaka.

Y: Edeyim.

Çok başarısız bir şekilde ablama yardım ettim ve dönüp uyumaya çalıştım. Kafam hem dumanlı hem de patlayacak gibiydi. Seneler gibi geçen dakikaların ardından zorla uyuyakaldım.

YAZAR NOTU: Sonraki bölümde güzel olaylar olacak bugün geç geldi kusura bakmayın.

DÖNÜM NOKTASI-9

Ertesi güne uzun zamandır hissetmediğim bir heyecanla uyandım. Helin sabah erkenden okul için evden çıkmıştı. Uyandığımda annem ve babamın da hazırlandığını gördüm. Akşam yemeğinden önce birlikte gezecekler diye beklediğimden daha erken evden çıkacaklardı. Onlar çıktıktan sonra ben kardeşimi beklemeye koyuldum. Tıpkı 2 sene önce ailem evde olmadığı zaman sevgilimin gelişini beklediğim gibi. Sevgilim Cemre’yi bazen sürprizle karşılardım. O an acaba kardeşimi de öyle karşılasam mı diye düşündüm. Evet, Helin’i kapıda bir sürprizle karşılamalıydım. Tam anlamıyla çıplak olamazdım, çünkü beni hiç öyle görmemişti. Onun yerine sadece penisimi açmaya karar verdim. Helin kapıdan girdiği anda penisimi görecek ve harekete geçecekti. Güzelce duş alıp tertemiz bir şekilde Helin’i beklemeye başladım. Üstüme bir tişört, altıma da eşofmanımı giydim. İçime yine külot giymemiştim. Hazır bir şekilde beklerken kapıda anahtar sesini duydum. Helin kapıya anahtarını takmış, yavaşça açıyordu. Kalp atışlarımın hızını o an hissetmeye başladım. Penisim yalnızca heyecanla bile dimdik olmuştu. Kapının karşısına geçtim ve Helin’in içeri girmesini bekledim. Helin içeri geldiğinde beni penisim dışarda olacak şekilde gördü.

H: Yuh abi hazır mı bekliyorsun? (Sırıtarak)

Hiçbir şey söylemeden sırıtmaya devam ettim. Helin ayakkabılarını çıkardı ve kapıyı yavaşça kapattı. Kapı kapanır kapanmaz yanına gittim. Daha çantasını ve montunu bile çıkarmamıştı. Arkasından Helin’e sarıldım. Yine penisim açık bir şekilde pantolonundan poposuna dokunuyordum. Arkasına yapışmış bir halde montunu çıkarmasına yardım ettim. Onun montunu çıkarması bile benim için karşımda soyunuyor havası yaratmıştı. Helin ise bu hissime destek olurcasına üstündeki kazağı da kendiliğinden çıkardı. İçinde yazın giydiği askılı bir tişörtü vardı. O tişörtle, yazın onu ilk kez arzuladığım haline bürünmüştü. Hala kapının oradaydık, sabahtan beri beklediğim için ona karşı sabır gösteremiyordum. Askılı tişörtünü hafifçe yukarı sıyırıp belinden Helin’i kavradım. Helin, evde annemler olduğu zaman bana nazlanırdı ama ilk kez o da yalnız olmanın verdiği rahatlıkta tamamen bana teslim olmuştu. Anın büyüsüne kendimi kandırıp kardeşimin boynuna doğru bir öpücük kondurdum. Helin, bu hareketime çok şaşırdı ve dönüp yüzüme baktı. Yüzünde hem abisiyle bunları yapmanın verdiği suçluluğu ve çekingenliği, hem de bana karşı olan arzusunu gördüm. Zaten hemen kafasını tekrar çevirerek yana doğru yatırdı ve öpmem için boynunu bana sundu. Kardeşimin parfüm kokan boynunu tekrar tekrar öpmeye başladım. Bir yandan belini ve göbeğini okşuyor, bir yandan öpüyor, bir yandan da penisimi poposuna temas ettiriyordum. Daha önce de pek çok şey yapsak da kardeşimle ilk kez şimdi sevişiyordum.

H: Sen arada hiç engel olmadan şeyini dokundurmayı sevdin bana sanki.

Hem de nasıl sevmiştim. Şu an yaptığımız her şeyi çok sevip, çok istiyordum. Yine de artık bundan fazlasına ilerlemek için engel olduğunu düşünmüyordum. Kulağına yaklaşıp fısıldayarak;

– Bence arada hala engel var, dedim.

H: Hımm..

O kadar cilveli bir şekilde çıkarmıştı ki o sesi, iştahım biraz daha artmıştı. Ne demek istediğimi anlamış olacak ki hemen harekete geçti. Başarmıştım, Helin de sonunda pantolonundan kurtulacaktı ve ben ona çıplakken dokunacaktım. Helin beni baştan çıkarırcasına pantolonunun kemerini çözdü ve düğmelerini açtı. Yavaş yavaş pantolonunu aşağıya doğru indirdi. Dizlerine kadar pantolonunu sıyırmıştı. Pantolonuyla beraber az da olsa sıyrılan külotu, poposunun üst kısmını kapatmayacak haldeydi. Hemen bir hamle de ben yaparak külotunu tutup pantolonuyla aynı hizaya kadar sıyırdım. İşte kardeşimin poposu şimdi önümde çıplaktı. Ben büyülenmiş şekilde kardeşimi izlerken o bir hamle yaptı.

H: Hadii dokunmayacak mısın?

Helin’in bu çağrısıyla elimi poposuna atıp yanaklarını yoğurmaya başladım ama onun istediğinin bu olmadığını hemen anladım.

H: Ellerinle değil, diyerek penisimi sıkıca kavradı. Biraz ileri geri okşadıktan sonra tutup poposunun yanaklarına değdirmeye başladı. Evet, olmuştu. Çıplak poposuna penisimle dokunuyordum. Bu benim için tam anlamıyla bir kıvılcım çakması durumuydu. Artık tamamen istediğim her şeyi yapabileceğimden emindim. Helin’in elini tutup penisimden çektim. Penisimi kendim tutup, Helin’in poposunun arasında yukarı aşağı sürtmeye başladım. Bununla da kalmayıp penisimi dik duruma getirip, poposunun yanakları arasına soktum. İlk kez kardeşimin ıslanmış cinsel organını penisimde hissetmiştim. Helin bu hareketimle bana tamamen teslim oldu. Kafasını omzuma doğru bırakıp, yavaş yavaş inlemeye başladı. Onun teslimiyetiyle artık ben de hızlandım. Bacaklarının arasında ve cinsel organına temas eder şekilde hızlı hızlı git gel yapmaya başladım. Resmen kardeşimle sürtünüyorduk. Bu anın zevkiyle ilk postamın çok da uzun sürmeyeceğini anladım. Ellerimi kardeşimin memelerine atıp sıkmaya başladım ve bacakları arasında daha da hızlandım. O sırada Helin’in yine titremeye başladığını hissettim. Nefes alışverişi hızlanmış, inlemeleri sıklaşmıştı. Kardeşim, benim penisim sayesinde boşalıyordu. Ben de daha fazla dayanamayıp bacak arasından çıkarak kardeşimin poposuna doğru boşalmaya başladım. Döllerim Helin’in sırtına ve poposuna yayılmıştı.

İkimiz de zevkin doruklarına ulaşmıştık. Boşaldıktan sonra Helin bana yüzünü döndü. O an bile döllerimin kardeşimin vücudunda olduğunu bilmek çok güzel hissettiriyordu. Helin çıplak şekilde gözüme bambaşka gözüküyordu. Harika bir vücudu, çok seksi bir teni olduğunu görüyordum.

H: İyi ki yaptık abi.

– Çok güzelsin Helin.

Helin sırtında döllerimle hala karşımda duruyordu. Ona iltifat ettikten sonra gülümsedi ve bana biraz daha yaklaştı. Hiç beklemediğim anda dudaklarımdan öpmeye başladı. Helin’e sıkıca sarılarak dudaklarından öpmeye karşılık verdim. O sırada yine onu okşuyor, memelerini sıkıyordum.

H: Şunları bir temizleyeyim, yanına geleceğim, bitmedi daha tamam mı?

– Tamam…

DÖNÜM NOKTASI-8

O gün Helin’le yaptıklarımız bizim için tam manasıyla yeni bir sürecin başlangıcı olmuştu. Evde annem ve babam salondayken Helin’in mutfağa geçtiğini duyduğumda odamdan kalkıp yanına gidiyordum, poposunu bazen elliyor bazen de arkasından ona dayanarak sürtünüyordum. Helin’in de okulu başlamıştı, çarşamba günleri akşam okulun halk oyunu grubuna kaldığından okuldan geç çıkıyordu. Babam da o günler kardeşimi arabayla almamı söylemişti. Normalde bana külfet gibi gelecek olan şey, şimdi can atarak yaptığım bir aktivite haline gelmişti. Öyle ki, halk oyunu yaparken üstünde uzun bir sweat, altında da bir tayt oluyordu. Gidip onu aldığımda altında taytıyla arabaya biniyordu. Arabada çok bir şey yapmasak da apartmana geldiğimizde yine onu elliyor, okşuyordum. Asansörün içinde arkasına dayanıyor, kıyafetler üzerinden ileri-geri hareket ederek kendimi tatmin ediyordum. Tüm bu yaptıklarımız dışında hala abi-kardeş ilişkimizi sürdürüyorduk. Fırsat buldukça birbirimize dokunsak ve birbirimizi rahatlatsak da asla sevgili gibi değildik. Çocukluktan beri gelen abi-kardeş oyunlarının içerisine, bu yaşımızda cinselliği katmış gibiydik. Bu durum ikimizi de rahatsız etmiyordu ve gerçekten hem zevk alıyor hem de cinsel isteğimizi bastırmış oluyorduk.

Her ne kadar bunları yapsak da henüz kardeşimi kendi isteğiyle çıplak görmemiştim. Pantolonunun, taytının içinden çok kez ellesem de o pantolonunu veya taytını halen sıyırmış, kardeşimin güzel poposunu gün yüzüne çıkarmamıştım. O benimle doğrudan ilgilendiği için penisimi görüyordu ama ben onun herhangi bir özel yerini görmüyordum. Yaptığımız her şeyi olumlu karşılayan ve hatta kendi de istekli olan kardeşimin, onu çıplak görmeme de karşı koymayacağını düşünüyordum. Bu düşünceler zihnimde ilk oluştuğunda akşam saatleriydi ve evdeydik. Helin odasında, annem ve babam salonda, ben de odamdaydım. Kalkıp yanına gittim. Helin yatağının üstüne uzanmış, pantolonunu çıkarmış ve yatağının yanında yere atmış şekildeydi. Havalar artık soğuduğu için pantolonun içine termal külotlu çorap giymişti ve o halde yatağında yatıyordu. Bizimkiler içerde durduk yere kardeşimin yanına gittiğimi düşünmesin diye elimde bir kitapla Helin’in yanına gitmiştim.

– Bu kitabın ikinci cildi senin kütüphanende miydi?

Evdeki en büyük kitaplık, kardeşimin kitaplığıydı. Odanın bir duvarı neredeyse kitaplıkla kaplıydı. Yine de Helin, odaya kitap için gelmediğimi biliyordu. O da benim oynadığım oyuna ayak uydurarak;

H: Bakayım bir kitaplığıma buradadır muhtemelen.

Külotlu çorabıyla ayağa kalkmıştı. Bacakları yine mükemmel gözüküyordu. Çorap, poposunu iyice sarmış müthiş bir görüntü ortaya çıkarmıştı. Kalkıp kitaplığına bakmaya başladığında benim de gözüm Helin’in vücudunda, kulağım içerideydi. Annem ve babamda herhangi bir hareketlenme yoktu. Bu da demek oluyor ki, kardeşime istediğim gibi dokunabilirdim. Anın rahatlığıyla Helin’in arkasındaki yerimi aldım. Eşofmanımı sıyırarak penisimi dışarı çıkardım. Helin alışık olduğu şekilde penisimi hemen eline aldı ama annemlerin gelebileceğini düşünerek pek de rahat değildi.

H: Abii, gelirler görürler bak kapat.

– Tamam tamam kapatacağım şimdi.

Helin elini penisimden çekmişti. Halen oyunu devam ettiriyor kitaplıktan kitaplara bakmaya devam ediyordu. Ben ise ilk defa penisim açık bir şekilde Helin’in arkasına yaslandım. Önceki temaslarımız hep kıyafetler üstündendi. Şimdi ben çıplaktım, Helin ise incecik bir çoraptan abisinin penisini vücudunda hissediyordu. Bir süredir birbirimizi tatmin ediyor olsak da bu yaptığım yeni bir hamleydi. Yaptığıma şaşırmasına rağmen, hoşuna gitmiş olacak ki kalçasını hareket ettirmeye başladı. Yine de temkinli olmayı bırakmıyor, annemlerin gelebileceği konusunda beni uyarıyordu. Az daha o şekilde birbirimize dokunup eşofmanımı yukarı çektim. Bu yapacaklarım sona erdi demek değildi. Elimi çorabından içeri atıp bir kez daha yumuşak poposuna dokunmaya, yanaklarını sıkmaya başladım. Diğer elimi de ön tarafından sokup, cinsel organına dokunmaya başladım. Kardeşim yine her zamanki gibi nefes nefese kalmıştı. Fısıldar şekilde;

H: Yapma abi şu an boşalmak istemiyorum, sonra yaparız.

– Tamam devam etmeyeceğim.

Gerçekten de ön tarafından elimi çekmiştim. O ana kadar hiç yapmadığım bir şeyi yaptım. Külotlu çorabını aşağıya doğru çekerek poposunu açığa çıkardım. Kardeşimin güzel mi güzel, bembeyaz poposu şimdi çıplak bir şekilde karşımdaydı. Helin, içeride annemlerin olduğunu yine hatırlatarak hızlıca çorabını yukarı çekip poposunu kapattı.

H: Abi yakalanacağız ya yapma.

– Tamam gidiyorum tamam.

Helin, gerçekten de yakalanma korkusuyla mı kapatmıştı yoksa rahatsız olmuştu emin değildim. Bunu anlamanın tek yolu, bu eylemi daha rahat bir zamanda tekrarlamaktı. Bunun için de önümüzde yarın akşam gibi bir fırsat vardı. Annem ve babam evlilik yıl dönümleri sebebiyle dışarda yemek yiyecekler, biz okuldan akşam gelecek olan kardeşimle evde birkaç saatliğine yalnız olacaktık. Bu fırsat, ilk kez doğmuştu. Tatilden döndükten sonra ilk kez kardeşimle yalnız kalacaktık. Bu yalnız kalma, tatil öncesi yalnız kalmalar gibi olmayacaktı, bunu ikimiz de biliyorduk.

H: Yarın rahat oluruz zaten…

Bakış Açım 4

Artık anneme olan duygularımı ona hissettirmem lazımdı, beraber duş alırken bunu ona hissettirmeyeceksem birdaha hiç hissettiremezdim. Annem duş için altındaki mini eteği çıkardı. Önümde tanga ve sutyenle duruyordu sadece. Annemi ilk defa bu şekilde gördüm, kalbim yerinden çıkacak gibidiydi. Bende üstümdeki tshirti çıkarttım, sadece altımdaki shortla kaldım. Annem önümde siyah tangasıyla banyonun yolunu tutmuştu. Beyaz götü önümdeydi. Annem kendine bakan spor yapan biri olduğu için götü büyük ve sıkıdır. Duşakabinin içine girdik ve annem suyu açtı, bana doğru döndüğünde gördüğü manzara feciydi. Sikimin şortu yırtmasına ramak kalmıştı.Şaşkın bir şekilde sikime bakıyordu. İlk başta ben annemi keseleyecektim, ama bende ipler kopmuştu artık. Azgınlıkla ne olursa olsun moduna girmiştim. Bir yandan annemin sırtını keseliyor, öbür yandan annemin götünü yarrağımla öyle bir zorluyordumki neredeyse şortumla beraber girecektim anneme.

Annem bana dönerek: Oğlum ben senin Annenim, bu yaptığın doğru mu dedi.

Ben: Anne onu benim gözümün önünde Onurla flortlesirken, Onur’a memelerini avuçlatırken düşünecektin

Artık ne olacaksa olacaktı. Şortumu indirdim ardından annemi dudağından öpmeye başladım. Karşı koyuyordu ancak oda azgınlığına yenik düşüp öpüşmeye başladı benimle. Anne oğul çılgınlar gibi öpüşüyorduk. Annemin dudaklarını yercesine öpüyordum.Annem elini sikime attı. Bir yandan bana 31 çekiyordu. Ağzına almasını söyledim ve aldı ağzına. Ağzının içi sımsıcak ve kaygandı. Sevdiğim kadın bana sakso çekiyordu resmen. Bir yandan da taşşaklarımla oynuyordu. Artık anneciğime her zerremle aşık olmuştum

B: Boşalıyorum Anne!

A: Boşal oğlum, doldur anneciğinin ağzını

Annemin ağzı full döllerimle doldu. Hayatımda ilk defa bu kadar şiddetli boşaldım. Vücudumun heryerinde zevki hissediyordum.

B: Çok iyiydin orospum

Ama daha bitmedi. Şimdi ben annemi boşaltıcaktım. Annemin üstündekileri çıkartıp duşakabinin dışına attım. Aman tanrım o nasıl bir amcıktı öyle, pespembe ve tek bir tüy bile yoktu. Dilimle başladım yalamaya. Klitorisiyle oynuyordum. Annem resmen her dakka başı titreyerek boşalıyordu. Artık dayanamayıp Annemi sikecektim, sikimi çıktığım deliğe sokmaya karar verdim. Çıktığım deliği sikip milli olacaktım

A: Bittim ben oğlum bu kadar yeter.

B: Ama anne..

            Devam Edecek