Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Annem ile Başlayan Oruspuluğum Part-1

Hikayeme hoşgeldiniz. Burada yazılanlar tabiki doğal olmak üzere birer kurgudur. Hikayeden kısaca bahsetmek gerekirse, bir anne ve oğlunun seks dünyasının karanlık etkinliklerine maruz kalmalarına tanıklık edeceğiz. Hikaye oldukça fazla gay, homosexual, ensest, cuckold’luk barındıracaktık. Aranızda bir çoğunuz doğal olarak gay hikayelerini sevmiyorsunuz ama bir şans vermenizi isterim. Çünkü hikayenin ana temasını sadece “gaylik” oluşturmuyor, daha önceden görmediğiniz bir çok şeyi görebilirsiniz. Feedbacklerinizi bekliyorum. İyi okumalar dilerim

Her şey odamda basılmam ile başlamıştı. Diz çökmüş halde sınıftan arkadaşım olan Ahmet’in sikini emiyordum. Tüm boyutunu ağzıma almış halde ileri ve geri yapıyordum. Bu ona ikinci saksomdu ama işi hemen kapmıştım. Boşalması yakındı, ağzıma her an döllerini boşaltacaktı ama tüm dikkatim odamın kapısın hızlıca açılmasıyla bozuldu. Kapıyı açan yüzünde şaşkın ifade ile annemdi. Ev boş olmasına rağmen evdeydi ve beni ve Ahmet’i çıplak bir şekilde yakalamıştı. Üçümüz birden donakalmıştık. O an ne yapacağımı bilememiştim. Ahmet’in siki ağzımda küçülmeye başlamıştı, bende kasıklarından ayrılıp geri çekilmiştim.

Annem o manzara karşısında yüz ifadesindeki şaşkınlığı koruyarak bir şey demeden kapıyı geri kapatmıştı. Odada ikimiz kalmıştık sadece. Ahmet korkudan arkasında yatağa oturmuştu. “Ulan hani evde tek olacaktık. Ananısikim napıcaz şimdi.”

Ne diyeceğimi bilememiştim. Annem her zaman açık bir fikirli birisi olmuştu. Boşandıktan sonra özellikle giyiminden tut özgüvene kadar her şeyi değişmişti. İlişkileride daha yakın olmuştu ama bunun için ne diyeceğini bilememiştim. “Bilmiyorum. Of ya. Giyinip git sen, ben konuşurum artık.”

“Amına koyim tamda boşalıcaktım.” Ahmet söylenmeleri arasında kıyafetlerini giymeye başlamıştı. İkimizin ilişkisi garip bir şekilde başlamıştı. Kendime hiç bir zaman gay dememiştim çünkü kızlardan hoşlanıyordum ve erkeklere karşı öyle bir ilgi duymuyordum ama tuhaf bir şekilde hep sikilmek istemiştim. Birisinin beni domaltıp sikmesini ve ağzımı istediği gibi kullanmasını. Bu beni hep azdırmıştı. İlk fırsatım geçen hafta Ahmet’in evimize gelmesi ile başlamıştı. Her zaman ki gibi bilgisayar karşısında porno seyrediyorduk ama bu sefer farklı olan pornonun bir travesti pornosu olmasıydı. Gözlerimi travesitiden ayıramamıştım, aynı onun gibi olmak istemiştim. Belkide gelen o cesaret ve hafif itişme sonucu o gün Ahmet’in önüne diz çökmüş ve ağzımı sikmesine izin vermiştim.

İlk saksom tecrübesizlik doluydu, bir çok kez dişimi değdirmiştim ama sonunda döllerini boğazıma boşaltmıştı. Tadına aşık olmuştum. Çok geçmeden soyunup önünde pürüzsüz beyaz götümü gösterip domalmıştım bile. Biraz sürtüşme olmuştu ama sex için cesaret edemediğim için başka sefere bırakmıştık. Yinede son kez, bu sefer daha iyi bir sakso çekip vedalaşıp bugün için anlaşmıştık. Güya bugün annem evde olmayacak ve işimizi rahatça yapacaktık. Ama her şey mahvolmuştu, ya da ben o gün öyle düşünmüştüm.

Çok geçmeden bende giyinip Ahmet ile odadan çıktım. Annem koridorda veya kapının orada değildi. Oyalanmadan Ahmeti kapıdan yolculadım ve kaderimi öğrenmek için salona doğru yürümüştüm. Annem salonda koltuğun üzerinde oturuyordu. Kaşları kalkık bir şekilde yeri izliyordu. Ne diyeceğimi bilememiştim. Bir şeyler gevelemek için ağzımı açmıştım. “Özür dilerim.”

“İbne misin yani?” Ses tonu hiç bir şeyi ele vermemişti ama ibne kelimesi beni şaşırtmıştı. Kibar gözüken kadından bir eser yoktu o an.

“Ya hayır değilim. Sadece bir şeyler deniyorduk.”

“Oğlum manyak mısın, öyle herkese evinde sakso mu çekilir. Arkadaşlarına anlatınca ne yapıcaksın. Okul orospusu mu olacaksın.” Sözlerine baya şaşırmıştım. Yine ne diyeceğimi bilememiştim. Haklıydı ama beni şaşırtan şey onu kızdıran şeyin sakso çekerken yakalanmam değil arkadaşıma sakso çekmemdi.

“Oldu işte ya napalım.” Sözlerime başka şey ekleyememiştim.

Bir an odayı sessizlik kaplamıştı. Annem beni gözleri ile süzmüştü ama belli bir anlığına konuşmayı reddetmişti. “Bir daha asla o çocukla yan yana gelmeyeceksin. Söz ver.”

“Tamam anne.”

“Babanada söylemicem aramızda kalacak. Tercihin buysa yapacak bir şey yok.”

“Ya gay değilim.” Araya girmeye çalışmıştım o an ama sözüme ben bile ne kadar inandığımı bilmiyordum.

“Oğlum, çocuğun karşısında diz çökmüştün benden daha iyi sakso çekiyordun. Gay değilsen nesin.” İleride başlayacak olan ilişkimizdeki ilk fitil burada yanmıştı belkide. Annemin kendi çektiği saksodan bahsetmesi içimde bir şey uyandırmıştı, ona hiç bir bakmadığım gözle bakmıştım o gün. Annem tam anlamıyla bir milf idi. Yeni boyanmış kızıl saçlarının yanı sıra dolgun göğüsleri, belli olan kalçası ve 1.70’e yakın olan boyu ile sokakta dikkat çeken bir kadın olmuştu. Boşanmasından sonra sevgilileri olmuştu. O zaman daha yeni başlayan ve hayatımızı tamamen değiştiren Burak’da onlardan biriydi. Yakalanmamdan önce onunla tanışmıştım, evimize gel ve geceyi annemle geçirmişti. Buda annemin boşanmadan sonra ne kadar değiştiğini gösteriyordu artık.

O lafından sonraki azgınlığımı iyice hissetmitşim, sikimin bile kalktığını bile hissediyordum. “Dediğim gibi deniyorduk işte.”

“Hmm. Başka ne deniyordunuz. Götünü de sikti mi bari?” Bu soru beni daha da azdırmıştı.

“Hayır onu yapmadık.”

“Öyle olsun bakalım. Dediğim gibi aramızda kalacak bu ve o çocuktan kesinlikle uzak duracaksın.” Ama annem o gün yalan söylemişti. Bu konu aramızda kalmamıştı. Çünkü akşam sevgilisi Burak ile telefon konuşmasına şahit olmuştum. Mutfakta sigara içerken konuşmuştu, benimde odamda olduğumu zannediyordu ama konuşulan her şeyi duymuştum.

“Haklıymışsın ya. Benim oğlan ibne çıktı.” Beni şaşırtan ilk şey bu cümle olmuştu. Demekki daha önceden benim hakkımda konuşmuşlardı. Annesi o günden önce hiç söylememişti ama Burak ile tuhaf bir olayı olmuştu. Evlerine ilk geldiği gün ben balkondayken yanıma gelmişti. Küçük bir muhabbet etmiştik ama o sonlarına doğru elini sırtımdan götüme doğru götürüp orada olması gerekenden fazla tutmuştu. Sonra klasikleşmiş yavşak sırıtışını verip uzaklaşmıştı yanımdan. Demekki Burak bunu anneme söylemiş olmalıydı.

“Yani bir şey demedim. Kendi tercihi nasıl olsa. Hmm aynen, bencede.” Bir an sessizlik oldu ama sonra kahkaha odayı basmıştı. “Ya salak salak konuşma Burak. Azmışsın sen yine git 31 çek. Yok gelemem şirketin işlerini yapmam lazım. Sende gelme uğraşamam şimdi. Ya Burak! Manyaklaşma. He aynen hatta beraber sakso çekeriz oldu mu?” İşte her şey böyle başlamıştı. Burak’ın annemin kafasının içine girmesi ve bizi bir malı haline getirmesiyle.

“Abartıyorsun Burak nasıl yapıyım bunu.” Bu sefer kikirdemeler geldi, ardından ise seksi bir inleme gelmişti. Sikimin taşa döndüğünü hissetmiştim. “Ya tamam farklı bir fantezi ama olmaz. Of azdırdın ya. Tamam tamam ben gelirim. Şöfor yolla.” Telefonun kapanma sesi gelince hemen odama doğru koşmuştum. Çok geçmeden annem kapımı açıp içeri girmişti. “Ben dışarı çıkıyorum. Belki gelmem, uslu dur bak.”

Başımı sallamakla yetinmiştim sadece. Annem böylece odadan çıkmıştı. Böylece hayatımızı değiştiren serüven başlamıştı. Çok geçmedende ikimizde hayatımızda düşünmediğimiz hareketleri yapacak ve yaşamadığımız zevkleri tadıcaktık.

Yaz Tatili-3

Partinin olduğu kulübe girdiğimizde bütün gözler Damla’nın üstündeydi. Herkes kırmızı pek elbisesinin altındaki kalçalarına ve sırt dekoltesine bakıyordu. İçerisi oldukça kalabalıktı ama açık alan olduğu için ortam ferahtı. Emre ve ben bara doğru ilerleyip kızlara ve kendimize birer içki aldık. Emre ve Nehir dans edip alkollerini içmekle meşgullerdi. Ben de Damla’yı birisine kaptırmamak için yanına iyice sokulup onunla hafiften dans etmeye başladım. Müziğin hızlanmasıyla birbirimize temaslarımız giderek artıyordu. Zaman nasıl geçiyor fark etmiyorduk bile elimizdeki kaçıncı alkoldü artık saymayı bırakmıştım. İçtiğim alkolden de cesaret alarak elimi Damla’nın beline dolayıp onu yavaşça kendime doğru çektim. Sanırım o da alkolden dolayı rahatlamış olmalı ki ellerini boynuma dolamıştı. Artık birbirimize oldukça yakın bir şekilde dans ederken Damla kulağıma doğru yaklaşarak “Barış, tuvalete gitmem lazım çok çişim geldi benimle birlikte gelir misin?” dedi.

Bu isteğinden sonra Damla’yı kırmam imkansızdı. Zaten benim de iyice tuvaletim geldiği için teklifini hemen kabul ettim. Birlikte kol kola girerek mekanın tuvaletine doğru ilerledik. Tuvalete ulaştığımızda kapıdaki sıra oldukça fazlaydı. Damla “Offf ben bu kadar bekleyemem çok geldi. diye sızlanırken aklıma bir fikir gelmişti. Daha doğrusu şeytan aklıma girmişti. “Gel benimle.” diyerek Damla’nın koluna girdim ve onu kulüpten çıkarıp sahilin daha sakin ve sessiz, gözlerden uzak kısmına doğru götürdüm. Damla “Ne işimiz var burada sahile mi işeyeceğiz?” diye sorduğunda “Evet, seni sıra bekleme derdinden kurtardım. Ne oldu utandın mı yoksa?” diyerek şakayla karışık onu rahatlatmaya çalıştım. Ardından şortumu sıyırıp saatlerdir Damla ile olan temasımdan dolayı sertleşmiş sikimi çıkarıp işemeye başladım. Sahili sadece ay ışığı aydınlattığı için ortam ne çok karanlık ne de çok aydınlıktı. Damla dikkatle bakarsa eğer sikimi rahatlıkla görebilirdi. Benim işemeye başladığımı görünce o da çömeldi ve çişini yapmaya başladı.

Damla’nın kilodunu çıkarmadan işemeye başlaması kafamda acaba altına da mı iç çamaşırı giymeden çıktı bu kız sorusunu getirdi. Bu sorumu dillendirince bana bakıp sırıttı ve “Bir de tanga giymekle mi uğraşacaktım, böylesi çok daha rahat hem kimse de görmüyor ne gerek var.” dediğinde sikime giden kan sayısı artmış olacak ki içimdeki alev giderek büyümeye başladı. Sanırım Damla da bunu fark etmiş olsa gerek gözlerini elimle tuttuğum sikime yöneltmişti. Açıkçası amacım da kendimi teşhir etmekti. Çişimi bitirdikten sonra, sikimi elimle sallayarak “Ohh be dünya varmış, rahatladım resmen.” dememle Damla’nın “Oha ne ara kaldırdın onu?” demesi bir oldu. Sonunda sikimi fark etmişti. Alkolden dolayı artık ne çekiniyor ne de utanıyordum. “Seninle dans ederken oldu sanırım vücutlarımız fazla yakındı.” diye cevap verdim. “Bana mı kaldırdın yani?” dediğinde Damla’nın da bu durumdan hoşlandığını yüz ifadesinden anlamıştım. Ona azmam, onu istemem hoşuna gitmişti. “Evet ne var bunda ayıp bir şey mi? Gayet seksi bir kızsın ayrıca altına iç çamaşırı giymediğini söylediğinde daha sertleştirdin sikimi.” dedim.

Normalde bu tür cümleler asla kuramazdım ama içimdeki ateş beni cesaretlendiriyordu. Damla “Altıma bir şey giymemem seni niye bu kadar azdırdı canım yoksa beni mi sikmek istiyorsun?” dedi alaycı bir tavırla. “Aslına bakarsın Damla, evet seni gördüğümden beri içine girmek istiyorum, sikimi ağzına verip bize sevgilinle olan sevişmelerini anlattığın gibi sikimi yalatmak istiyorum sana.” dedim. Ağzımdan çıkan cümlelere itiraz etmemesi beni daha da cesaretlendirmişti. Elimle avuçladığım sikimi Damla’ya yaklaştım ve eline uzattım. Damla dizlerinin üstünde ellerini nereye koyması gerektiğine karar verememiş bir şekilde önümde duruyordu. Elini tutup yavaşça sikime doğru götürdüm. Minik, ojeli parmaklarıyla sikimi yavaşça kavradı ve acele etmeden oynamaya başladı. Biraz ovaladıktan sonra “Bu bizim küçük sırrımız olacak.” dedi ve dudaklarını aralayıp dışarı çıkardığı diliyle sikime ufak darbeler atmaya başladı. Bir eliyle sikime git gel yaparken dudaklarını aralayıp ağzına aldı. Önce başını emdi ardından diliyle içerde oynamaya başladı.

Ağzında gittikçe sertleşen sikimi, Damla’nın saçlarını topladıktan sonra kafasını iki elimle bastırarak tamamen ağzına sokmaya çalıştım. Doğrusu yarrağım çok büyük sayılmazdı ortalama bir boydaydı. Sanırım bu yüzden Damla hiç zorlanmadan sikimin tamamını ağzına alınca şaşırmadım. Olabildiğince derine, gırtlağına doğru bastırdım sikimi. Biraz öğürdükten sonra ağzına çıkardım ve salyalarıyla kaplı sikimi suratına sürtüp yanaklarını tokatladım. Sikimle suratını döverken bana sırıtıyordu. Birden ayağa kalktı ve önce tişörtümü ardında bir çırpıda altımdaki şortu çıkarıp beni çırılçıplak bıraktı. Ardından ben de elbisesinin omuzlarındaki askılarını sıyırıp onu tamamen soydum. Bir senedir hayalini kurduğum vücuduyla Damla çıplak bir şekilde karşımdaydı. Avucuma tam sığan memelerine birkaç dil darbesi kondurduktan sonra onu yavaşça kuma doğru yatırdım ve eğilerek yeni tıraşladığı amcığına sokulup yalamaya başladım. Ben yaladıkça o inliyor, o inledikçe ben daha da hızlı bir şekilde yalıyordum. Dilimi amcığının içine sokup emdikten sonra parmaklarımı da amına sokmaya başladım.

Ben parmaklarımla onu sikerken “Yeter artık parmaklarını değil sikini sok.” demesiyle sikimi elime aldım ve bacaklarını aralayarak sikimin başını karşımda duran sırılsıklam amına dayadım. Birkaç kez sürtündükten sonra yavaşça içine girdim. İçine girmemle birlikte “Immmhh evet. diye sessizce inledi. Onu misyoner pozisyonda sikerken boynuna doğru eğilip boynunu emmeye başladım. Ardından dudaklarına yumuldum. Seri bir şekilde Damla’nın amını sikerken sikimi başına kadar çıkartıp sonra aniden içine köklemeye başladım. Bu hareketi birkaç defa yaptıktan sonra “Ahhhh aşkım, durma hızlan hızlı sik beni lütfen.” diye yalvarmaya başladı. Bunu duyduktan sonra giderek seri bir şekilde içine git gel yapmaya başladım. Amcığı o kadar sıcak ve ıslaktı ki aldığım zevki tarif edemiyordum. Sıcaklığına ve inlemelerine daha fazla dayanamayıp sikimi içinden çıkardım ve memelerine doğru inleyerek döllerimi fışkırttım. Çok fazla boşalmış sayılmazdım. Bir süre o şekilde bekledikten sonra deniz suyuyla Damla’nın vücudundaki dölleri temizledik ve üstümü giydik.

Lisenin Yıldızı Annem – Bölüm 10 – FİNAL

Final hatrına bol upvote yorum/mesaj bekliyorum-

H: N..nasıl yani anne

-Gerçekten çok olmuştum, ne demek istiyordu-

A: Bak oğluşum unutma ki verdiğin sözleri her zaman tutmak zorundasın, madem onunla benimle yaşadıklarını paylaşma üzerine bir anlaşma yaptın bunu tutmana yardım edeceğim, ama merak etme sadece bugünlük cezan bu olacak

-Gerçekten sinirlenmiştim, annem ne ima ediyordu-

H: Tam olarak ne demek istiyorsun anne?

A: Bir Arda’ya mesaj at bakalım ne yapıyormuş

-Bunu istemiyordum ama annem dediklerinde haklıydı. Ben haksızdım, istemeyerek de olsa telefonumu çıkarıp Arda’ya yazdım, annem ne isteyecekti acaba, Arda zaten benden haber beklediği için haber verdi-

H: Ailesi şehir dışında olduğu için tek başına oturuyormuş

A: Hmmm müsaitmiş yani

-Bunu çok şehvetli şekilde söylemişti, hatta söylerken bir elini göğsüne götürmüştü. Çok gerilmiştim-

H: Anne ben bunu istemiyorum

-Sesim titriyordu, neredeyse ağlayacaktım. Annem gerçekten Arda’yla da mı yapacaktı benle yaptığını.-

A: Aaaaa, hahahaha. Merak etme şekerim düşündüğün şey değil bu hahahaha.

-Kucağımda attığı kahkaha yüzünden iyice sertleşmiştim-

H: N..nasıl yani? Sen onla birlikte…?

A: Saçmalama Hakannn, zaten sana vermeye çalıştığım ders bu. Hayatındaki kadınları başkalarıyla paylaşmamalısın.

H: O zaman neden ona mesaj attırdın ki?

A: Hatanı anlaman için bugünlük annecik iki kişilik bir şov yapacak size

-Hala hiçbir şey anlamıyordum, şaşkın şaşkın bakıyordum. Annem bunu anlamış olacak ki-

A: Hakannnn şapşal çocuk. Sadece görüntülü arayacağız onu. Normalde bu gece senin olacaktım ama ceza olarak bu özel anları Arda’da görecek. Ayrıca bana temas etmek yok ona göre, sadece kameranın arkasında izleyeceksin, sen de o da. Sevgili arkadaşın ne zaman boşalırsa o zaman cezan da o zaman sona erer.

-Çok şaşırmıştım, bu fikir nereden aklına gelmişti böyle. Kucağımdan tek hamlede kalktı ve yataktaki ince çarşafı kaldırdı. Çarşafın altından 2 tane dildo çıktı. Şok olmuştum-

A: Hadi ama tatlım annecik senelerdir nasıl yalnız nasıl idare ediyordu sanıyorsun. Ama bunlara sıra sonra gelecek.

-Kalbim yerinden çıkacak gibi geliyordu, annem beni elimden tutup yatağa oturttu, kendisi koltuğa geçti. Elime telefonumu uzattı.-

A: Şimdi ara bakalım Arda’yı ve durumu anlat, o sırada da annecik hazırlansın.

H: P…peki anne

-Telefon çalar çalmaz açtı Arda. “Ne oldu kanka” diye girdi lafa. Sesi çok endişeliydi, annemin bana kıyamadığını biliyordu ama kendi başına bir iş geleceğini sanıyordu. Durumu teker teker anlatmaya başladım, ben Arda’yla konuşurken Annemin geceliğini çıkardığını görüyordum, dikkatim sürekli dağılıyor zar zor anlatıyordum. Ne zaman annemle gözgöze gelsek sessizce gülüyor bir yandan çamaşırının üstünden bacak arasını okşuyordu. O seksi siyah takımıyla inanılmaz görünüyordu. Bana hadi anlat çocuğa diye işaret yapıyordu.

Ben anlatmaya devam ettikçe annem açılmaya devam ediyordu, Arda şu an kameranın arkasında neler olduğunu bilse aklını kaybederdi. Bir süre sonra bu anın bir an önce bitmesi için Arda’ya odaklanıp her şeyi anlattım, resmen ağzı açık kalmıştı. Garip bir sessizlik oluştu.

Bu sessizlik annemin “Hazır mısınız yakışıklılarrr” demesiyle bölündü, “Hadi bakalım Hakan çevir kamerayı” dedi annem.

Başımı kaldırdığımda annemi koltukta kilodunu çıkarmış, dantelli sütyenini sıyırmış halde gördüm, hem amı hem memeleri görünüyordu, fileli çorabı ve jartiyerli seksiliğine seksilik katıyordu.

“Kanka çevir hadi” dedi Arda utangaç şekilde, kamerayı çevirdiğimde gördüğü görüntü bu oldu

LİNK: https://imgchest.com/p/agyvd5zdjy8

Annem: Hmmmm demek bana orospu diyen o çocuk sendin

Arda: B.bbenn öyle demek i..

-Konuşamıyordu bile.. Annem bir anda bacaklarını açtı-

LİNK: https://imgchest.com/p/na7kzjxzb78

Annem: Hadi şimdi yüzüme söylesene bunu hmhhhh

-Annem bir yandan meme ucunu sıkıyor bir yandan kameraya bakarak Arda’yı azdıracak şekilde konuşuyordu, Arda buna fazla dayanamayıp pantolonunu indirdi, 31 çekmeye başladı. Gözümün önündeki manzara inanılmazdı. Güzeller güzeli seksi annem arkadaşımın gözü önünde kendini okşuyordu. Arkadaşım da annemi izleyerek 31 çekiyordu. Annemle bir anlığına gözgöze geldik.

Annem: Umarım çektiğin cezadan ders alıyorsundur

-Dedi şehvetli bir şekilde, başımla onayladım. Bir yandan Arda’nın kamerasına baktım ve neredeyse boşalmak üzereydi.-

Annem: Umarım sende ders alıyorsundur Arda, bir daha başkalarının işine burnunu sokma ve kimsenin annesi hakkında ileri geri konuşma.

-Arda sadece inliyordu neredeyse, kendinden geçmiş gibiydi-

Annem: Ne oldu Hakan 2 dakikada boşaldı mı bu yoksa hahahah

Hakan: Y..yok a..anne hala çekiy…

Arda: Ohhh hayır Leyla teyze OHHH, AMA UCUNDA OHHH. LÜTFEN BENİM İÇİNDE DOMALIN, TIPKI MUTFAKTA HAKANA DOMALDIĞINIZ GİBİ

-Bu sözler beni azdırmıştı, sikimi okşamaya başlayalı çok oluyordu, Arda’nın cümlelerini duyan annem şehvetli bir gülüş attı ve koltuktan kalktı, önünü koltuğa doğru dönüp yavaşça yere dizlerinin üstüne oturdu.-

Anne: İkinizde bana söz verin bugün aldığınız dersleri unutmayacaksınız!

Aynı anda SÖZ diye adeta bağırdık. Heyecanımızı duyan annem gülümseyerek dizlerinin üstünde koltuğa doğru eğildi, başını çevirip önce gözlerime baktı, sonra kameraya bakıp

Annem: Al bakalım Arda, mutfakta oğluma domaldığım gibi domalıyorum sana da.

Link: https://imgchest.com/p/n87w6azrgyx

Dedikten sonra Arda inlemeye başladı, anneme bakarak oluk oluk boşalıyordu. Benim sikim de taş gibi olmuştu. Annem ise ikimizin haline adeta gülüyordu. Arda’nın inlemeleri kesilmiş ses gelmiyordu, sanırım yorgun düşmüştü. Annem gülerek doğruldu ve koltuğa oturdu.

Annem: Hahahha oğluşum şu aramayı bitir de yanıma gel bakalım dedi

Dediklerini yaptım, kamerayı kapatıp yanına doğru gittim. Kucağını işaret ederek “Otur bakalım” dedi. Yavaşça annemin sol tarafına doğru kucağına oturdum, memeleri hala ortadaydı ve sağ koluma değiyordu, hem utanıyordum ama aynı zamanda artık sikim adeta pantolonumu yırtacaktı.

Annem: Dersini aldın mı bakalım? Bundan sonra ne olursa olsun gelip ilk bana anlatıyorsun

Hakan: E..evet anne çok özür dilerim

-Annemin yüzünde yeniden o sıcak gülümsemesi belirdi, hala annemin sol tarafında kucağında oturuyordum, sol eliyle sağ elimi tutup-

Annem: Gel bakalım hadi anneciğe bir öpücük ver

Dedi yanağını uzatarak. Onu yanağından öpmek için yaklaştığım sırada bir anda yüzünü dönüp gözlerimin içine baktı, dipdibeydik artık. Heyecandan nefes nefese kalmıştım, nefesim onun yüzüne çarpıyordu. Hala sol eliyle sağ elimi tutuyordu. Göz ucuyla pantolonumun altında kalkmış olan sikime baktı, ardından bana dönüp.

Annem “Sana dayanamadığımı biliyorsun değil mi” dedi. Benim cevabımı bile beklemeden dudaklarıma yapıştı. Dilini agresif şekilde kullanıyor, uzaklaşmama izin vermiyordu bile, ben ne olduğunu anlamadan tuttuğu elimi memesine götürdü. Bu esnada hala öpüşüyorduk. Sağ elimi bırakmıştı ve ben istemsizce annemin memesiyle oynamaya devam ediyordum, artık ben de dilimi kullanıyor şehvetli şekilde öpüşüyorduk. Tüm bunların üstüne annem elini bir anda pantolonumun içine atıp bana 31 çekmeye başladı, artık boşalmak üzereydim. Az önce arkadaşımı boşalttığı yetmezmiş gibi kucağında oğluna masturbasyon yapıyordu. Boşalmaya iyice yaklaştığımda sertçe annemin meme ucunu sıktım, uzun süren öpüşmemiz böyle bitiyordu, dudaklarını benden ayırdı ve sikimi sıkıca tutarak hayatımda duyduğum en ateşli inlemeyle “Ahh oğluşummm” dedi, artık boşalıyordum. Adeta titriyordum annemin kucağında, annem ise buna aldırmıyor pantolonumun içinde döllerim eline bulaşmasına rağmen sikimle oynamaya devam ediyordu. Gerçekten okul oluk boşalıyordum.

Annem yavaşladı. Artık boşalmış ve dersimi almıştım.

Annem: Hadi şimdi odana git bakalım, umarım sana bir daha ceza vermek zorunda kalmam tatlım.

Hakan: Kalmayacaksın annecim, sen bundan sonra sadece benimsin.

Kalkıp telefonumu aldım, yavaş adamlarla odama gittim.

Üniversitede Birtakım Olaylar – 4

Zülal’i ders dışındaki vakitlerde takılmak için sık sık bizim bölümdeki kantine çağırıyordum. Bölümde çok fazla erkek olmasından dolayı gözler üzerindeydi, fakat bundan rahatsız değildim. Öte yandan onun başka bir davetkar hamleye karşı yanıt verdiğinde anında derhal ayrılıp başka bir sevgili bulacağımı biliyordu. Kendi içimizde doğal bazı sınırlarımız vardı. Ayrıca bana bağlanmıştı da onun için güvenli bir limandım.

Her ilişkide sürdürülmesinin ön koşulu karışıklı fayda olması gerektiğine inanan beni, sadece o masum güzelliği değil, baklentilerime cevap veren kişiliği beni kendine çekiyordu. Bu da şuan benim için erkekliğimi ve sadakatimi korumam gereken bir ilişki yapıyordu. Son noktaya kadar doğama karşı çıkacaktım, başka amcıklar iştahımı kabartsa da tek eşli takılacaktım, en azından belirsiz bir süre.

Yine günlük dersimiz bitmiş Serdar ile kantine geçmiştik. Serdar ” kanka Zülal geliyor mu, direk yurda mi geçeceksin.” diye sordu. “Yok kanka Zülal ile bir işimiz var bugün. Göz kırpmıştım anlamıştı.” dostum benim ev senin evin istediğin zaman biliyorsun.” teşekkür ederek konuyu kapattım. Ona daha fazla zahmet veremezdim sikimin zevki için.

“Ne konuşuyorsunuz bakalım mühendisler” Zülal yanımıza yüzüme bir öpücük kondurup oturdu. Serdar “Şimdiden bize mühendis diyerek gazlıyorsun da, bu bölümden ne polisler, öğretmenler hatta belki de kasiyerler çıkacak sen bilmiyorsun yengecim. Mühendislik bu, mezun olması ayrı dert, işini yapmak ayrı dert.” hemen araya girdim “Tamam lan daha ilk seneden ağlamaya başladın yahu, git fen edebiyatta oku o zaman, mezun olunca saydığın işleri yaparsın zoruna gitmez.” dediğimde espirime bozulan Zülal’den ufak da bir trip yedim.

Zülal ile yeni birşey denemek istiyordum. Kiraladığım bir otele gidecektik, aslında bizim için bu sıralar kullanışlı bir şeydi. Cinsel birleşmelerimizi mahremiyetimiz ile yapıp kapıyı çekip çıktığımız yerler tam bize göreydi. Zülal de düzenli bir ilişkimiz olduğu için yadırgamıyordu. Sonuça kendi evlerinden uzak bir şehirde öğrenciydik ve yeterli mahremiyetimiz yurtlarda yoktu.

Otele gelmiştik. İkimiz de yavaş yavaş soyunmaya başladık. Ufak öpücükler konduruyor, vücudumuzun hassas yerlerinde elimizi gezdiriyor, birbirimizi tahrik ediyorduk. Üç dört favori pozisyonumuzda sikişten önce soyunmaya devam ederken, yeni oyunumuza başladık.

-Benim yaramaz orospum hazır mı bakalım.

+Evet hazır aşkım, bu amcık senin erkeğim benim. şu yarrak yoksunluğumu bitir artık. Beni azdırıp öyle bekletemezsin.

-Senin amını dağıtacak şimdi yırtıcı hayvanın bebeğim hazır mısın. Bağırtayım mı seni.

+Evet hayvan gibi sik kukumu. Beni inlete inlete sikmeye devam et aşkım.

-İçine girdikçe deliğini genişleteceğim. Sikiş manyağım benim. Deliklerini penisimle dolduracağım.

+Bekaretimi bozar gibi sik beni. Seni içimde hissetmek istiyorum aşkım. Deliğimi yarraksız bırakma. İçimden çıkma hiç.

-Daha sert sikeyim mi amını parçalayayım mı.

+Daha derine sok, daha sert sik, amcığıma kökle aşkım.

-Altımda kıvranarak beni daha azdırdın oh içine patlamak üzereyim bebeğim.

+Döllerini heryerime akıt aşkım vıcık vıcık sokmaya devam et bana sakın durayım deme.

-Uslu durursan içine sokmaya devam ederim yoksa yarrak yok sana.

+Yarağını dudaklarıma bastırmak döllerini yutmak istiyorum. Bütün sikini gırtlağıma almak istiyorum.

Sarsıla sarsıla yüzüne boşalmıştım. Elini yüzüne götürmüş sıcak spermlerimle oynuyordu, zıpır bir gülümseme ile yüzünü göğsüme bastırarak beni kışkırtmıştı.

Yanlız bazen çok iyi havaya girerken bazen replik ezberler gibi cümle kurmak konsantrasyonumu kaybettiriyordu. Zülal’e baktığımda onda da aynı şeyi farkettim İkimizde de oyuncu kumaşı yoktu, bazı yerde enerjimiz iyi olsa da en azından doğal gelmiyordu. Zaten spontane gelişen şeyleri seven beni çok sarmadı bu iş. Bu sikiş farklı bir deneyim olarak kaldı bende.

6 aydır birçok şey yaşamıştık evet resmen sevgiliydik ve bunu açıkça sergiliyordum. Özellikle bölümümüzde ingilizce hocamız Özlem’e. Bazen koridorda kantinde kesiştiğimizde ona manalı bakışlar atıyordum. Aptal değildi üstü kapalı teklifimi anlamış beni başından savmıştı.

Fakat derinlerde bir yerde, kaç yıldır yarrak tatmamış Özlem’in genç ve taze bir enerjiyle yüklenmiş bir ilişkiye ihtiyacı vardı. Benim onun olgun ve dişil enerjisinin oluştuğu çekimine yanıt vermem gerektiği gibi, onun da dünyasında artık kolay kolay bulamayacağı, genç cinsel gücün hakimiyetine ihtiyacı vardı. Aslında onun genç bir çocuğu amının içine alarak tatmin olması ve onu, tatmini yolunda hizmet ettirerek erkek oluşundan dolayı, çeşitli şekillerde onu cezalandırması değildi olay. Tam tersi genç erkeğin yaşını almış kariyer sahibi bu kadını becermesi ve ona hükmetme arzusuydu. Onunla Böyle bir hükmetme düzeyine geçmem için önümdeki bariyeri yok etmem gerekiyordu. Onu bağırtarak sikmek benim andım olmuştu. Rüyalarımdan çıkmayan bu kadınla bazı fantezilerimi gerçekleştirdiğimde daha sonrasında nasıl bir yola girecektik, girecektim, hiçbir fikrim yoktu.

Bu saatten sonra Özlem’e yapacağım plan için şartların oluşmasını bekliyordum.

Yaz Tatili-2

Önce elime aldığım güneş yağına baktım sonra da Damla’nın bembeyaz tenine. Damla havlusuna yüzüstü uzanmış onu yağlamamı bekliyordu. Süt gibi tenine, elime döktüğüm yağı sürmeye başladım. Önce omuzlarından başladım iyice yoğurarak sürüyordum güneş yağını. Olabildiğince yavaş dairesel hareketler uygulayarak bu anın tadını çıkarmak istiyordum. Sırtından aşağıya doğru inmeye başlayınca Damla birden “Dur bikinimin ipini çözeyim hem güneş izi kalmaz hem sen de rahat edersin sürerken.” diyerek bikinisinin ipini bir çırpıda çözdü. Gözüm hemen kenardan taşan memelerine kaymıştı. Nerdeyse beş dakikadır aynı bölgeyi ovaladığımı fark edince kendime geldim ve beline doğru inmeye başladım. Damla’nın beli incecikti, kalçaları ise tam tersi durumdaydı. Spor salonunda squat yapmaktan büyüyen kalçalarına yaklaştıkça içimde bir alevlenme oluşuyordu. Belini de uzun bir süre elimle yağladıktan sonra sıra poposuna gelmişti. Elime biraz daha güneş yağı döktüm.

Ardından ellerimi Damla’nın yumuşacık götüne götürüp yağlamaya başladım. Avuçlarımla götünü adeta sıkıp yoğuruyordum. Kalçalarıyla oynadıkça sikim daha da sertleşmeye başlamıştı. Bu durumu fark ettirmek istemesem de öte yandan şortumun içindeki sikimi bacaklarına sürtmek için can atıyordum. Baş parmaklarımla kalçalarını ayırıp yağı iyice derinliklerine yedirirken Damla’nın “Immh Barışçım biraz da bacaklarıma sürer misin?” cümlesiyle ellerimi kalçalarından ayırıp yavaşça bacaklarını ovmaya başladım. Bembeyaz teni benim yoğurmamla bile hemen kızarmaya başlamıştı. İçimden o kalçalarını tokatlayarak götünü kıpkırmızı yapmak geçiyordu. Bunu düşündükçe sikim kazık gibi oluyordu. Güneş yağını bacaklarına da iyice sürdükten sonra şişenin kapağını kapattım ve sikimi düzeltip Damla’ya belli etmemek için hemen önüme bir havlu alıp plaj sandalyesine yerleştim. Güneş ve yağın etkisiyle Damla’nın vücudu parlayarak adeta onu sikmem için beni çağırıyordu.

Kafamı kaldırıp denize bakınca Emre’nin Nehir’i kucağına aldığını fark ettim. Suyun içinde tam olarak belli olmasa da Emre tam şuan Nehir’i suyun içinde sikiyordu bundan emindim. Emre’nin elleri Nehir’in bellerine kenetlenmiş, Nehir ise ellerini sevgilisinin boynuna dolamış vaziyette bir aşağı bir yukarı hareket ediyordu. Etrafta birileri var mı diye baktıktan sonra bizden başka kimsenin olmadığına kanaat getirdim. Dikkatimi tekrar önümde güneşlenen Damla’ya verince sikimin hala inmediğini fark ettim ve şortumu belime sardığım havlunun altından sıyırarak elimi sikime attım. Yarrağım kazık gibi olmuştu zaten. Damla’nın vücuduna bakarak sikimi kalçalarının arasında hayal edip otuz bir çekmeye başladım. Bir yıldır fotoğraflarına bakarak asıldığım kıza bu sefer bir metre yanında parlayan vücuduna bakarak asılıyordum. Aradan birkaç dakika geçmeden şiddetli bir şekilde elime boşaldım. Şortumu yukarı çektikten sonra diğerlerine çaktırmadan denize girip temizlendim.

O sırada Nehir ve Emre’nin de işi bitmiş olacak ki sahile doğru gelmeye başladılar. Üçümüz plaj şemsiyesinin altında sandalyelerimizde denizi seyredip muhabbet ederken Emre’nin gözlerinin Damla’nın vücuduna kaydığını fark ettim. Başta buna sinir olsam da Damla’nın vücudu tam anlamıyla görsel şölen olduğu için çok takılmadım. Biraz daha zaman geçirdikten sonra Damla’yı uyandırıp sahilden ayrıldık. Eve dönüş yolunda markete uğrayıp yiyecek bir şeyler aldıktan sonra eve ulaştık. Ev’de ikinci ve üçüncü katta olmak üzere iki tane duş vardı. Nehir ve Emre birlikte ikinci kattaki duşa girdiler. Anlaşılan denizde seviştikleri yetmemişti. Damla’ya sıramı verip önce onun duşa girmesini sağladıktan sonra odama geçip temiz kıyafetlerimi hazırladım. O sırada aklıma Damla’nın güneşte parlayan kalçaları gelince sikim yeniden alev almaya başladı. Odamdan çıkıp yavaş adımlarla duşa doğru ilerledim. İçerden hala su sesi geliyordu. Damla’nın duş alması uzun sürer diye düşünüp sinsice odasına ilerledim.

Kapıyı kapattıktan sonra hemen eşyalarını aramaya başladım. Valizini boşalttığını görünce dolaptaki çekmecelere yöneldim. Üstteki çekmeceyi açar açmaz karşıma Damla’nın iç çamaşırları çıktı. Siyah, pembe, kırmızı tangaları yanında dantelli sütyenleri duruyordu. Tangalarından birini alıp burnuma götürüp kokusunu iyice içime çektim. Onun pespembe amcığının oraya değdiğini hayal ederek tangasını sikime sürüp git gel yapmaya başladım. Birkaç dakika sonra kırmızı tangası döllerimle kaplıydı. O’nu çekmeye koyarsam benim yaptığım belli olur diye cebime atıp Damla duştan çıkmadan odama geçtim. Kısa süre sonra Damla duştan çıkınca ben de havlumu alıp duşa girdim. Herkes duşunu aldıktan sonra yemek hazırlayıp yedik. Gece için ne yapsak diye düşünürken Emre’nin arkadaşının sahildeki bir kulüpte düzenlediği partiye gitmeye karar verdik. Bir saatlik bir hazırlanma sürecinin ardından herkes aşağıda hazır bekliyordu. Emre altına keten şort üstüne kollarını kıvırdığı bir gömlek giymişti. Nehir, yeşil mini etekli ve göğüs dekolteli bir elbise giymişti. En son Damla aşağı indiğinde üstündeki kırmızı ipek elbise hepimizin dikkatini çekti. Kalçalarının biraz altında biten elbisenin göğüs dekoltesi olmasa da sırtı tamamen açıktı ve Damlanın içine sütyen giymediğini birazdan partideki herkes fark edecekti.

Annem ile Başlayan Orospuluğum Part-1

Hikayeme hoşgeldiniz. Burada yazılanlar tabiki doğal olmak üzere birer kurgudur. Hikayeden kısaca bahsetmek gerekirse, bir anne ve oğlunun seks dünyasının karanlık etkinliklerine maruz kalmalarına tanıklık edeceğiz. Hikaye oldukça fazla gay, homosexual, ensest, cuckold’luk barındıracaktık. Aranızda bir çoğunuz doğal olarak gay hikayelerini sevmiyorsunuz ama bir şans vermenizi isterim. Çünkü hikayenin ana temasını sadece “gaylik” oluşturmuyor, daha önceden görmediğiniz bir çok şeyi görebilirsiniz. Feedbacklerinizi bekliyorum. İyi okumalar dilerim

Her şey odamda basılmam ile başlamıştı. Diz çökmüş halde sınıftan arkadaşım olan Ahmet’in sikini emiyordum. Tüm boyutunu ağzıma almış halde ileri ve geri yapıyordum. Bu ona ikinci saksomdu ama işi hemen kapmıştım. Boşalması yakındı, ağzıma her an döllerini boşaltacaktı ama tüm dikkatim odamın kapısın hızlıca açılmasıyla bozuldu. Kapıyı açan yüzünde şaşkın ifade ile annemdi. Ev boş olmasına rağmen evdeydi ve beni ve Ahmet’i çıplak bir şekilde yakalamıştı. Üçümüz birden donakalmıştık. O an ne yapacağımı bilememiştim. Ahmet’in siki ağzımda küçülmeye başlamıştı, bende kasıklarından ayrılıp geri çekilmiştim.

Annem o manzara karşısında yüz ifadesindeki şaşkınlığı koruyarak bir şey demeden kapıyı geri kapatmıştı. Odada ikimiz kalmıştık sadece. Ahmet korkudan arkasında yatağa oturmuştu. “Ulan hani evde tek olacaktık. Ananısikim napıcaz şimdi.”

Ne diyeceğimi bilememiştim. Annem her zaman açık bir fikirli birisi olmuştu. Boşandıktan sonra özellikle giyiminden tut özgüvene kadar her şeyi değişmişti. İlişkileride daha yakın olmuştu ama bunun için ne diyeceğini bilememiştim. “Bilmiyorum. Of ya. Giyinip git sen, ben konuşurum artık.”

“Amına koyim tamda boşalıcaktım.” Ahmet söylenmeleri arasında kıyafetlerini giymeye başlamıştı. İkimizin ilişkisi garip bir şekilde başlamıştı. Kendime hiç bir zaman gay dememiştim çünkü kızlardan hoşlanıyordum ve erkeklere karşı öyle bir ilgi duymuyordum ama tuhaf bir şekilde hep sikilmek istemiştim. Birisinin beni domaltıp sikmesini ve ağzımı istediği gibi kullanmasını. Bu beni hep azdırmıştı. İlk fırsatım geçen hafta Ahmet’in evimize gelmesi ile başlamıştı. Her zaman ki gibi bilgisayar karşısında porno seyrediyorduk ama bu sefer farklı olan pornonun bir travesti pornosu olmasıydı. Gözlerimi travesitiden ayıramamıştım, aynı onun gibi olmak istemiştim. Belkide gelen o cesaret ve hafif itişme sonucu o gün Ahmet’in önüne diz çökmüş ve ağzımı sikmesine izin vermiştim.

İlk saksom tecrübesizlik doluydu, bir çok kez dişimi değdirmiştim ama sonunda döllerini boğazıma boşaltmıştı. Tadına aşık olmuştum. Çok geçmeden soyunup önünde pürüzsüz beyaz götümü gösterip domalmıştım bile. Biraz sürtüşme olmuştu ama sex için cesaret edemediğim için başka sefere bırakmıştık. Yinede son kez, bu sefer daha iyi bir sakso çekip vedalaşıp bugün için anlaşmıştık. Güya bugün annem evde olmayacak ve işimizi rahatça yapacaktık. Ama her şey mahvolmuştu, ya da ben o gün öyle düşünmüştüm.

Çok geçmeden bende giyinip Ahmet ile odadan çıktım. Annem koridorda veya kapının orada değildi. Oyalanmadan Ahmeti kapıdan yolculadım ve kaderimi öğrenmek için salona doğru yürümüştüm. Annem salonda koltuğun üzerinde oturuyordu. Kaşları kalkık bir şekilde yeri izliyordu. Ne diyeceğimi bilememiştim. Bir şeyler gevelemek için ağzımı açmıştım. “Özür dilerim.”

“İbne misin yani?” Ses tonu hiç bir şeyi ele vermemişti ama ibne kelimesi beni şaşırtmıştı. Kibar gözüken kadından bir eser yoktu o an.

“Ya hayır değilim. Sadece bir şeyler deniyorduk.”

“Oğlum manyak mısın, öyle herkese evinde sakso mu çekilir. Arkadaşlarına anlatınca ne yapıcaksın. Okul orospusu mu olacaksın.” Sözlerine baya şaşırmıştım. Yine ne diyeceğimi bilememiştim. Haklıydı ama beni şaşırtan şey onu kızdıran şeyin sakso çekerken yakalanmam değil arkadaşıma sakso çekmemdi.

“Oldu işte ya napalım.” Sözlerime başka şey ekleyememiştim.

Bir an odayı sessizlik kaplamıştı. Annem beni gözleri ile süzmüştü ama belli bir anlığına konuşmayı reddetmişti. “Bir daha asla o çocukla yan yana gelmeyeceksin. Söz ver.”

“Tamam anne.”

“Babanada söylemicem aramızda kalacak. Tercihin buysa yapacak bir şey yok.”

“Ya gay değilim.” Araya girmeye çalışmıştım o an ama sözüme ben bile ne kadar inandığımı bilmiyordum.

“Oğlum, çocuğun karşısında diz çökmüştün benden daha iyi sakso çekiyordun. Gay değilsen nesin.” İleride başlayacak olan ilişkimizdeki ilk fitil burada yanmıştı belkide. Annemin kendi çektiği saksodan bahsetmesi içimde bir şey uyandırmıştı, ona hiç bir bakmadığım gözle bakmıştım o gün. Annem tam anlamıyla bir milf idi. Yeni boyanmış kızıl saçlarının yanı sıra dolgun göğüsleri, belli olan kalçası ve 1.70’e yakın olan boyu ile sokakta dikkat çeken bir kadın olmuştu. Boşanmasından sonra sevgilileri olmuştu. O zaman daha yeni başlayan ve hayatımızı tamamen değiştiren Burak’da onlardan biriydi. Yakalanmamdan önce onunla tanışmıştım, evimize gel ve geceyi annemle geçirmişti. Buda annemin boşanmadan sonra ne kadar değiştiğini gösteriyordu artık.

O lafından sonraki azgınlığımı iyice hissetmitşim, sikimin bile kalktığını bile hissediyordum. “Dediğim gibi deniyorduk işte.”

“Hmm. Başka ne deniyordunuz. Götünü de sikti mi bari?” Bu soru beni daha da azdırmıştı.

“Hayır onu yapmadık.”

“Öyle olsun bakalım. Dediğim gibi aramızda kalacak bu ve o çocuktan kesinlikle uzak duracaksın.” Ama annem o gün yalan söylemişti. Bu konu aramızda kalmamıştı. Çünkü akşam sevgilisi Burak ile telefon konuşmasına şahit olmuştum. Mutfakta sigara içerken konuşmuştu, benimde odamda olduğumu zannediyordu ama konuşulan her şeyi duymuştum.

“Haklıymışsın ya. Benim oğlan ibne çıktı.” Beni şaşırtan ilk şey bu cümle olmuştu. Demekki daha önceden benim hakkımda konuşmuşlardı. Annesi o günden önce hiç söylememişti ama Burak ile tuhaf bir olayı olmuştu. Evlerine ilk geldiği gün ben balkondayken yanıma gelmişti. Küçük bir muhabbet etmiştik ama o sonlarına doğru elini sırtımdan götüme doğru götürüp orada olması gerekenden fazla tutmuştu. Sonra klasikleşmiş yavşak sırıtışını verip uzaklaşmıştı yanımdan. Demekki Burak bunu anneme söylemiş olmalıydı.

“Yani bir şey demedim. Kendi tercihi nasıl olsa. Hmm aynen, bencede.” Bir an sessizlik oldu ama sonra kahkaha odayı basmıştı. “Ya salak salak konuşma Burak. Azmışsın sen yine git 31 çek. Yok gelemem şirketin işlerini yapmam lazım. Sende gelme uğraşamam şimdi. Ya Burak! Manyaklaşma. He aynen hatta beraber sakso çekeriz oldu mu?” İşte her şey böyle başlamıştı. Burak’ın annemin kafasının içine girmesi ve bizi bir malı haline getirmesiyle.

“Abartıyorsun Burak nasıl yapıyım bunu.” Bu sefer kikirdemeler geldi, ardından ise seksi bir inleme gelmişti. Sikimin taşa döndüğünü hissetmiştim. “Ya tamam farklı bir fantezi ama olmaz. Of azdırdın ya. Tamam tamam ben gelirim. Şöfor yolla.” Telefonun kapanma sesi gelince hemen odama doğru koşmuştum. Çok geçmeden annem kapımı açıp içeri girmişti. “Ben dışarı çıkıyorum. Belki gelmem, uslu dur bak.”

Başımı sallamakla yetinmiştim sadece. Annem böylece odadan çıkmıştı. Böylece hayatımızı değiştiren serüven başlamıştı. Çok geçmedende ikimizde hayatımızda düşünmediğimiz hareketleri yapacak ve yaşamadığımız zevkleri tadıcaktık.

Üniversitede Birtakım Olaylar – 3

Oturduğum masada onu süzüyordum. O arkadaşlarıyla konuşurken dikkatini çekebilmiştim sonunda. Gözlerine, kendime has takındığım gülümsememle, kitlenmiş bakıyordum. Göz göze geldik ve o anda kafasını eğip yere doğru baktı, o da hafif gülümsemişti. İlk olumlu sinyali almıştım, artık geriye bir hamle yapmak kalıyordu. Kalkıp içecek almak için büfeye yöneldim, bir kahve sipariş verip olabildiğince yavaş bir şekilde atıştırmalıklara göz atmaya başladım. Kafamı çevirdiğimde yine göz göze gelmiştik bu kez aramızda sadece 30 santim vardı.

-Senin gibi bir güzelliğe bir kahve ısmarlamazsam bu gece kesinlikle gözüme uyku girmez.

Biraz klişeydi, fakat o an söylediğim şeyin pek önemi yoktu. Özgüvenim ve karizmamla ilgisini çekmiştim zaten, kısa bir tanışma faslından sonra boş bir masaya oturduk. Onunla bizim bölüme oldukça yakın olan Fen Edebiyat Fakültesindeki kantinde tanışmıştım. Tarih bölümü okuyordu ve Zülal’in de benim gibi ilk senesiydi. O fakültede birkaç lab dersimiz olduğu için gidip geldiğimden orada olmam dışarıdan bakıldığında gayet mantıklıydı.

Zülal ile bir ay içerisinde üç dört defa buluştuk. Son buluşmamızda uzun uzun öpüştük hatta daha ileri gidip okşamaya başladım. Zülal bana aşık olmuştu bunu biliyordum fakat ona bir sevgi beslesem de duygularımdan tam emin değildim. Bu asıl hedefim için bir basamak mıydı yoksa kalbimi ele geçirecek bir tutkunun yeşermesi miydi tam bilemiyordum.

Bir süre kampüste çeşitli yerlerde yiyiştik Zülal ile. Yine de ona tam olarak sahip olmamıştım. Peşinden koşmuyordum, genelde o arıyor haftada birkaç gün dışarıda birşeyler yapıyorduk. Benimle sürekli güzel vakit geçiriyordu, ben de birlikte olmaktan keyif alıyorum galiba.

Geçici olarak kaldığım yurt gibi bir yerdi, kuralları olsa da giriş çıkış saatini esnetebiliyordum. Yine bir akşam Serdar ile seyir tepesine çıktık. Burası şehrin her yerini gören park alanı ve bir kafenin olduğu bir noktaydı. Şehri tüm ışıklarıyla izlerken içeceklerimizi yudumluyorduk. Serdar’a bugüne kadar kaç kişiyle yattığını sordum. O garip bir bakışını atmıştı, o anda anlamıştım hiç seks deneyimi olmadığını. Şaşırarak “senin gibi imkanlara ve sosyal beceriye sahip bir adam nasıl bir kızı sikemez lan” diye ahkam kestim. O an ikimizde patladık bir anda güldük. “Dindar mısın ondan mı, öyleysen amı olanın, siki kalkanın imanı olmaz kanka hahaha hayat zevkleri kaçırmak için çok kısa” dedim. Bir an sessizlik oldu Serdar’ın sorunlarını anlıyordum. ” Sana öğreteceğim kanka istediğin her kadını elde edeceksin. Yalnız senin de bana bazı konularda yardım etmen lazım.” dedim.

-Tabi kanka elimden ne gelirse.

Ertesi gün Zülal’le buluşmuştuk. Kankamın tek yaşadığı fakat bugünlük bana bıraktığı eve geçtik, kapıdan girdiğimiz gibi ikimizde aynı anda yönelerek çılgınca öpüşmeye başladık, yumuşacık dudaklarını etmiyor açlığımızı giderircesine birbirimizi adeta sömürüyorduk. Boynuna yöneldim, artık nefes alışverişi derinlerişmeye başlamıştı. İkimiz de yaptığımız ufak kaçamaklardan sonra bu anın hayalini kurmuştuk ve artık birbirimize sahip olmak tek vücut olmak istiyorduk.

Altındaki taytın üzerinden amını okşamaya başladım bir yandan da öpüşmeye devam ediyorduk. Dudaklarını öperken spontane şekilde dilini yakalayıp emiyordum, birden beklemediği anda elimi taytından içeri soktum. İç çamaşırını da aralayıp ıslanmış olan amını okşamaya başladım. Klitorisini yoklayarak parmaklarımı ritmik şekilde kullanıyor, amını her yönüyle kurcalıyordum.

Diğer elimle elini tutarak benim oğlanla ilgilenmesi için adrese yönlendirdim. Benim de üstümde bir spor bir eşofman olduğu için sikime ulaşması zor olmamıştı. Birbirimizi okşamaya devam ederken boynuna doğru indim tekrar. Artık daha ileri gitme istiyordum. Ellerimle koltuk altından tek hamlede kaldırıp kucağıma aldığım gibi yatağa doğru yöneldim, dudağına öpücükler kondurarak şehvetini taze tutuyordum. Onu yatağa atıp daracık amcığına girmem için sabrım kalmamıştı artık. Uzunca bir ön sevişmenin ardından sadece gereken üstündekileri soymaktı. Kucağımdan tuttuğum gibi yatağa indirdiğimde vakit kaybetmeden üstümdekini çıkarıp ona doğru yönelmiştim bile. Bluzunu çıkarıp siyah dantelli sütyeninden taşmış sertleşen göğüslerini izlerken taytını çekiyordum. Onu soyarken bir yandan eğilip dudağına yöneliyor tutkuyla öpüyor dudaklarını emiyorum. Göğüslerini yalayarak uçlarına ısırıklar attım. Oldukça tahrik olmuştu bundan. Onun da kendi bedenini keşfetmesinin miladıydı bugün.

Bugün sabaha kadar ikimize de uyku yoktu, onu yoğunluktan halimiz kalmayana kadar türlü pozisyonlarda becerecektim.

Artan şehvetinden titreyen vücudu biraz olsun gevşemiş, tüm çıplaklığı ve estetiğiyle karşımda uzanmış beni bekliyordu. Dümdüz ve pürüzsüz bacaklarına, dizinden başlayarak öpücükle kondurarak amına doğru yaklaşmaya başladım nefesi tekrar derinleşmeye başlamıştı. Bir çırpıda çevirip üstüme alarak kalçasını iki yandan yakaladığım gibi tutarak kendime çektim ve ağzımla amını uyarmaya başladım. Dilimi yarığından içeri sokuyor, dudaklarımla vulvasını çekiştiriyordum. Fakat o buna hazırlıksız yakalanmıştı, erkeklik organım onun yüzüne değiyor ne yapacağı konusunda kararsızdı. Ağzına al hadi benim küçük orospum diyerek gazladım. Çekingen bir şekilde eliyle kavrayıp önce bir öpücük kondurdu. Penisimin başını ağzına aldığında zevkten uçuyordum. Çok tecrübesizdi fakat ona, yarrağımla ağzında nasıl harikalar yaratabileceğini öğretecektim. Birazcık ağzında somuruyor yavaşça ileri geri gidip geliyordu. Onu sikimi ağzına alırken izlemek istiyordum aynı zamanda dahi iyi yönlendirebilecektim.

Arkamı yatağın başlığına dayayıp uzanarak ayaklarıma oturmasını sağladım, ardından demir gibi sertleşmiş penisime doğru eğilerek muameleye devam etmesine izin verdim. Saçlarıyla başından tutuyor, yukarı aşağı ağzına alışını yönlendiriyordum. Türlü teknikler deneyerek bir süre ağzını sikmeye devam ettim. Bence bir kadının sunabileceği hizmette en üst noktaydı bu. Birazdan bana sunacağı bekareti bile benim için bu kadar önemli değildi. Evet Zülal bakireydi, bunu daha önce onu okşarken anlamıştım.

Onu kendime çekerek dudaklarıma yapıştım kucağıma oturttum. Hazır olup olmadığını sorarak sikimin başını amının duvarına sürtüyordum. Sikimi yukarı aşağı sürtmeye devam ediyor, önümde apaçık şekilde bana bakan mükemmel göğüslerini seyrediyordum. Hazırım der gibi bana baktı, yavaş yavaş sokuyordum canı yandıkça duruyor biraz alışmayı bekliyordu. Alıştıkça daha giriyor, girdikçe sikim vajinasını daha çok dolduruyordu. Sonunda hepsi girmişti. Bir süre durduk ve ardından ufak ufak hareketlerle kalçasını kaldırıp indirmeye başladı. Alıştıkça daha çok hareket etmeye başladı, ritmik şekilde kucağımda zıplıyor karşılıklı ellerimizi sımsıkı tutuyor bırakmıyorduk. Artık zevk alıyordu bunu hızını arttırmasından anlamıştım. Artık onu kadınım yapmıştım. O gün onu onlarca pozisyonda sikmeye devam ettim.

Yorgunluktan yığılıp kalmıştık, birbirimize sarılıp uzandık. Zülal “Bu kadar pozisyon denemek şart mı. Neden sabit bir şeyde devam edip tadını çıkarmıyorsun?” diye sordu. Doğru bir gözlem yapmıştı ben aynı şeyleri sürdürmeyen sürekli farklı bir şeyler bulma takıntısı olan psikopatın biriydim. Bu takıntım belki de çok uç noktalara gidebilirdi. Hiçbirşey söylemedim, birbirimize sarılıp yattık ve tüm gün uyuduk.

Artık şimdi daha büyük hedefimi gerçekleştirmek için daha kolay yol alabilecektim.

Üniversitede Birtakım Olaylar – 2

Bir araba şehrin manzarası karşısında bir tepede park edilmiş duruyordu. İleri geri hafifçe sallanan aracın arka camı hafif aralıktı. Etrafta kimse olmadığı için arabadan gelen inleme seslerini kimse duyamazdı.

Arka koltukta kadın zıplıyor, arada başı tavana değdikçe zıplamayı azaltıp kalçasını kıvrak bir şekilde oynatıyor, kucağındaki adamın organını içine almaya devam ediyordu. Kılsız tertemiz vulvası iki yana açılmış, yarrağı içine hücum ederkenki görüntü erkeği daha da tahrik ediyordu. Sütyenini bir çırpıda çıkarıp attığında dolgun göğüsleri serbest kalmış, artık yukarı aşağı sallanmaya başlamıştı. Issız tepedeki bu derin inlemeler günün ilerleyen saatlerinde bir süre daha devam edecekti.

Serdarla birlikte yine bir gün üniversitemizin kampüsünde geziyorduk. Bizim fakülte dışındaki eğitim fakültesi gibi kızların yoğun olduğu bölümlere gidip takılıyorduk arada. Henüz yeterli çevremiz oluşmadığından sap gibi takılıyorduk şimdilik. Okulun başlamasının üzerinden henüz 3 ay geçmişti. Başka bir fakültenin kantininde gelip oturmuştuk yine. Havadan sudan sohbetimiz sırasında Serdar’a içimdeki kurdu döktüm.

-Kanka özlem varya ben bunu bir şekilde sikeceğim.

Serdar bu ani söylediğim şey karşısında ciddileşti “Şu ingilizce hocası Özlem hocadan mı bahsediyorsun. Kanka sen onu sik bir de gel beni sik tamam mı.” Birden durakladı. Ardından utanarak.. “lafın gelişi tabi heteroyum lan ben, gerçi bu azgınlıkla onu da yaparsın kanka.” olayı sulandırmaya çalışan Serdar beni izlerken ufak sessizliğin ardından “Kanka sen ciddisin..” dedi.

-Evet kanka öyle böyle değil rüyalarıma gidiyor. Biliyorsun ben olgun seviyorum. Muhteşem bir kadın. Kıvama getirirsem belki üçlü bile yaparız ne dersin. Ahahah.

Serdar kızarmıştı. “Sen fazla film izlemişsin kanka, sen unut o işi, olmaz.” dedi. O gün serdar ile iddiaya girdik kazanırsam arabasını 1 haftalığına bana verecekti.

Kafamda bir plan kurdum oldukça rahattım, sonuçta çok kadının canını yakmıştım benim için o kadar zor olmamalıydı.

Bir gün ders bitiminde Özlem’in odasının önüne geldim kapıyı bir çırpıda tıklattım. Durup düşünmeye fırsat bile vermemiştim kendime. Olgun ve feminen sesiyle “gel” diye bir ses geldi. İçeriye daldım, tabi girerken bilgi ve taktikler bende hazırdı. Özlem duldu ve yalnız yaşıyordu biliyordum.

-Özlem hocam sizinle biraz konuşmak istiyorum.

“Tabi Deniz’cim buyur. Biraz işlerim var çabuk söyle fazla sürmesin” dedi. Huyumu biliyordu, derslerde konuşkan yapımla az çok tanımıştı beni.

-Hocam derste gramer ve anlatım konusunda iyisiniz fakat konuşma pratiğiniz pek fazla yok onu farkettim. Biliyorsunuz benim pratiğim oldukça iyi. Sizinle konuşmak isterim arada. Telefonum da müsait, bildiğiniz gibi yazışmak da etkili bir yol ayrıca.

Özlem bir anda ciddi bir yüz ifadesine büründü. “Ne münasebet utanmıyor musun doçent olmuş kadına bunu söylemeye. Bana bu cürretle geldiğine göre altında başka birşey ararım. Duymamış olayım Deniz lütfen.”

Yanlış anladınız hocam. İngilizce konuşmak ve öğretmek başka şeyler. Türkiye’de kaç tane hoca konuşuyor ki zaten dürüst olalım. Hem ben gerçekten sizden konuşmaktan çok keyif alıyorum. Bu vesileyle birbirimize katkıda bulunuruz diye düşündüm. Siz bir bakın yine benden bu samimi bir teklif.

Bu kendinden emin ve rahat tavrımı bozmamaya çalışmasam da içime doğru sıçıştaydım bir yandan. Karşımda hükmetmeye alışkın otoriter bir kadın vardı. Ve büyük risk almıştım biliyordum.

Çatılmış kaşları biraz düzeldi ve hala kızgınlığını koruyan pürüzsüz hafif makyajlı bebek gibi yüzündeki kırmızı dudaklarından sadece “seni disiplin kuruluna sevketmeden git karşımdan şimdi.” cümlesi döküldü sadece.

Üniversitede Birtakım Olaylar

Üniversitede hayalimdeki bölümü sonunda tutturmuş, memleketimden ilk defa dışarı çıkıyordum. Bu küçük üniversite şehrine geldiğimde kendime kalacak geçici bir yer bulabilmiştim.

Oldukça büyük olan kampüste, bölümümüzün amfi sınıfında toplandık, okulun ilk gününün vermiş olduğu heyecanla, bütün yeni öğrenciler, tanışıp kaynaşıyorduk. Etrafıma baktığımda oldukça yüksek erkek populasyonu olduğunu görüyordum. Ne de olsa mühendislik bölümüydü, doğal olarak dişi sineğin bile geçmekten imtina ettiği fakültede kız görmek nadir bir durumdu. O yüzden beklentilerimi düşürmem gerektiğini anlamıştım. Bölümde kaynaşırken benim kadar sosyal becerileri güçlü olan Serdar ile tanıştım. O bu şehrin yerlisiydi ve hoş sohbet bir çocuktu. Çabuk kaynaşıp hemen kanka olmuştuk bile. Masaya koyduğu ünlü logosuyla arabasın anahtarı dikkat çekiyordu. Tipi ve karizmasının yanında ona özgüven veren maddi gücünü de sergiliyordu.

Öğleden sonra son derste ingilizce dersi vardı. Sınıfın sürüsüne bereket nüfusuyla yine amfiye doluşmuş dersin hocasını bekliyorduk.

Kumral renkli küt kesim saçı, ufak yırtmaçlı dizine kadar eteği ve hafif dekolteli beyaz bluzu ile, emdamlı yürüşü adamın aklını başından alan o kadın sınıfa girdi.

-Evet arkadaşlar bu dönem ingilizce dersimizi birlikte işleyeceğiz. Hadi sizinle bir tanışalım bakalım.

Adı Özlem’di. 40’lı yaşlarında olmasına rağmen dolgun göğüsleri, pürüzsüz bacakları, süt gibi beyaz teni ve yuvarlak yüz hatlarıyla kusursuz bir kadındı. Beni ona kitleten, sadece 20’lik kızlara taş çıkartacak fiziğiyi değildi, ergenliğimden beri en çok olgun kadın seven beni, libidomu tavan yaptıran aurasıyla kendine çekmişti.

Bir yandan tahtanın önündeki masada oturan Özlem hocayla sınıfça sohbet ediyorduk. Diğer yandan ben Özlem’e dalmış, onda adeta kaybolmuştum.

Normalde dürtülerini kontrol edebilen, cinsel açıdan tecrübeli bir erkektim.

Lise zamanıydı. İlk aşık olduğum kıza o gün bir cesaretle aşkımı ilan etmiştim. Fakat o, başka hoşlandığı biri olduğunu söylemiş, beni bir bakışta reddetmişti. Açıkçası biraz nerd bir tiptim ve kadınları yeni tanımaya başlıyordum. O reddedilişten sonra hırs yaptım, kadın doğası ve ilişkilerle alakalı birkaç kitap okuyup forumlarda takıldım. Birçok deneme ve reddedilişten sonra artık oyuna alışmıştım. Birkaç yılda birçok şeyi öğrenmiş, bakirliğimi kaybetmiş, skor tutar gibi becerdiğim kadınların sayısını arttırır olmuştum. Genelde yaşı benden büyükleri atıyordum yatağa. Fakat üniversite zamanı sınava hazırlanırken perhize girdim. Aylarca porno izlemediğim gibi, doğru düzgün masturbasyon bile yapmamıştım. Sadece sınava odaklanmış ve tabi sonunda meyvesini almıştım.

-senin adın neydi delikanlı?

Bir anda afalladım, sandalyesinde oturan Özlem hoca ve geniş sıralarda oturan tüm öğrenciler dönmüş bana bakıyordu.

-Deniz ben hocam.

Kekeleyerek konuşmuştum, hazırlıksız yakalanmıştım. Bu son dersteki olayla ilk günün böyle bitmesi benim için utanç verici olmuştu. Özlem peki ne dedi derseniz, “açıkta bir yerimi mi gördün evladım, daldın gittin..” gibi birşey demişti. Böyle de dobra ve rahat bir kadındı. Beni aslında, yaşadığım ufak çaplı utançtan daha çok rahatsız eden şey, bana evladım demesi olmuştu.

Dersler bitmiş dağılıyorduk. Serdar, “seni bırakayım kanka, hem biraz da gezdiririm seni” dedi. Sohbet muhabbet biraz vakit geçirdik, kanım ısınmıştı Serdar’a. Sonunda gece oldu ve yeni dostumla içtiğimiz biraların etkisiyle yatağıma kendimi bırakıverdim.

Yatakta zarif vücuduyla uzanan kadının bedeni belirli bir ritimde sarsılıyor, göğüsleri titreşerek ileri geri hareket ediyor, yukarı dikilmiş bacakları terden ıslanmıştı ve loş ışıkta parlıyordu. Bacaklarının göğsüne yaslandığı erkeğinin taşakları, kadının kalçasına çarparken tenlerinden çıkan ses ve zevkten haykırırcasına yayılan iniltileri birbirine karışıyor, kendini azgın boğasına bırakan şehvet dolu kadın, gözlerini dikmiş onu hoyratça siken erkeğine bakıyordu.

Kadının belinin altında yastık sırılsıklam, yükselen bacaklarından kadının götünün yanaklarına doğru süzülen damlalarla yatak ıslanmış, onca uyarımla erkekliğine meydan okuyan sıcacık vajinasında dalıp çıkan olan penisi bu mahrem yuvasında sırılsıklam olmuş, uzanan kollarıyla kavradığı erkeğinin kollarında parmakları terden kayıyordu.

Erkek durmuyordu, vuruşların hızı artmış daha sert becermeye başlamıştı. Sikicisinin omzundan taşan ayakları, daha da hızlı sallanıyor, göğüslerini elleriyle yoğuran, azgınlıktan inleyen kadın daha hızlı nefes alıp veriyordu. Artık zevkten kendilerinden geçmişlerdi artan hararetle inlemeleri odada yankılandı. “Çıkarma boşal içime erkeğiim” diğerek kısık bir ses çıktı en sonunda sadece.

Sırılsıklam olan yatakta uyandım. Özlem biraz önce altımda inim inim inliyordu. Ve onu doyumsuzca sikmiştim. Çok gerçekçiydi. Uzun zamandır yaptığım perhizden sonra yine olan olmuştu. Nefesim kendine geldiğinde rüyanlandığımı farkedip temizlenmeye koyuldum.

Aklıma girmişti artık, Özlem benim kadınım olmalıydı.

Yaz Tatili-1

Öncelikle size kendimden ve arkadaş grubumdan bahsetmek istiyorum. Adım, Barış. 20 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. İstanbul’da özel bir okulda okuyorum. Aslen Antalyalıyım yani ailem orda yaşıyor. En yakın arkadaşım Nehir, benimle aynı yaşta aynı şehirde farklı bir okulda okuyor. Kendisi de Antalyalı. Sarı saçlara sahip, mavi gözlü fit bir kız. Nehir’in sevgilisi Emre, 23 yaşında benimle aynı okulda okuyor o da Antalyalı. Kendisi yaşça bizden büyük olduğu için fizik olarak da iri duruyor. Ben ve Emre aynı evde kirada kalıyoruz. Nehir farklı bir mahallede kendi evinde kalıyor. Bir de aramıza geçen sene katılan Nehir’in sınıf arkadaşı Damla var. Kendisi 20 yaşında incecik bir bele sağlam bir kalçaya ve kıvırcık saçlara sahip ve ailesiyle birlikte yaşıyor. Damla’yı ilk gördüğümden beri ona karşı içimde bir şeylerin alevlendiğini hissettim. Kendisiyle çok yakın arkadaş olmamıza ve sevgilisi olmasına rağmen çoğu mastürbasyonumun konusu olmuştur. Giydiği elbiseler sosyal medyaya attığı fotoğraflar içimi hep kıpır kıpır yapıyor.

Yavaş yavaş bahar döneminin sonuna gelmemizle birlikte grubumuzda tatil planları konuşulmaya başlandı doğal olarak. Öncelikli fikrimiz bir otel veya pansiyonda kalmak olsa da ailemin iş için yurtdışına 2 haftalık seyahate çıkacak olmasıyla birlikte planımızı bizim yazlığımızda gerçekleştirmeye karar verdik. Hepimizin finallerinin bitiminin ardından uçakla Antalya’ya seyahatimizi gerçekleştirdik. Yorucu bir yolculuğun ardından evimize ulaştık. Yazlığımız 3 katlı ve havuzlu bir ev. Emre babasından rica ederek arabayı aldığı için şehir içi ulaşımımız sorun olmayacaktı. Gece vardığımız yazlığa girer girmez, Nehir ve Emre eşyalarını alarak ikinci kattaki ailemin kullandığı çift kişilik yatak olan odaya yerleştiler. Damla’yı 3. kattaki odaya yerleştirdikten sonra kendim de yanındaki odaya yerleştim. Hepimiz yol yorgunu olduğumuz için odamıza çekildik. Aradan biraz süre geçtikten sonra aşağı kattan gelen sevişme sesleri dikkatimi çekti.

Bu seslere zaten öğrenci evinden alışıktım. Nehir ve Emre nerdeyse 4 senedir beraberdi. Ama Damla bu sesleri ilk defa duyuyordu. Nehir’in inlemeleri azdırmış olsa gerek çünkü sikimin kalkmaya başladığını görünce Damla’yı düşünüp yavaş yavaş mastürbasyon yapmaya başladım. Bir senedir onun ağzına vermeyi, yüzüne döllerimi attırmayı düşünüyordum. Ne yazık ki bunu sevgilisi benim yerime yapıyor. Biraz daha devam ettikten sonra boşaldım ve o şekilde uyuyakaldım. Sabah, Damla’nın sesiyle gözlerimi açtığımda kendisi odamın kapısından bana bakıyordu. “Uyan artık uykucu öğlen oldu herkes aşağıda seni bekliyor.” dedikten sonra gözlerimi aşağıya doğru kaydırdı ve sırıtarak arkasını dönüp merdivenlerden aşağı indi. Başımı eğip karnıma doğru bakınca gece boşaldığım baksırımı ve üstünde kurumuş döl lekelerini gördüm. İçimden bir “Hasssiktir ya!!” çektikten sonra “Neyse aramızda bu kadar samimiyet zaten var bir şey olmaz.” diye düşündüm. Zaten kendi aramızda da cinsel sohbetler ediyorduk.

Damla’nın sevgilisiyle arabada sevişmesinden tutun, Nehir ve Emre’nin evin neresinde hangi pozisyonları denediğine kadar konuşulmuştu. Altıma bir şort geçirip üstüme de tişört aldıktan sonra sakin adımlarla aşağıya doğru indim. Hepsi bir köşeye oturmuş beni bekliyordu. Hepsine selam verdikten sonra bugünün planını konuşmaya başladık. Ev’e marketten bir şey almadığımız için buzdolabımız boştu. Bu yüzden ilk işimiz dışarda kahvaltı yapmak ardından sahile gidip biraz deniz biraz da güneşlenmekti. Son olarak da dönerken markete uğrayıp yiyecek bir şeyler alacaktık. Herkes üstünü değiştirip hazırlandıktan sonra arabada buluştuk. Damla ve ben arka koltuğa geçtik. Göz ucuyla Damla’yı süzüp ne giydiğine baktım. Üstünde sadece kırmızı bikinisi vardı. O kadar küçük bir kumaş parçasıydı ki nerdeyse sadece meme uçlarını kapattığı için memesinin her yerini görebiliyordum. Altına mini şort giydiği için kalçalarını tam göremesem de bikinisinin altının brazilian kesim olması için dua ediyordum.

Nehir ise yeşil bikinisinin üstüne ince bir tül parçası alıp çıkmıştı. Alıcı gözüyle bakınca onun vücudunun da oldukça seksi olduğunu fark ettim. Kısa bir yolculuğun ardından sahile yakında bir kafede kahvaltımızı yaptık. Ardından üçümüzün sürekli gittiği ama Damla’nın ilk defa gideceği oldukça sakin bir koya doğru yola çıktık. Koya vardığımızda bizden başka kimse yoktu. Arabadan eşyalarımızı alıp sahile yerleştik. Plaj sandalyesinde otururken Nehir’in ayaklanmasıyla birlikte Damla da şortunu çıkarıp Nehir’in peşinden denize doğru koşmaya başladı. O koşarken ben giydiği bikini altının kalçalarını kapatmadığını görünce, içimdeki ateş tekrar alevlenmeye başladı. Gözlerimi Damla’nın kalçalarına fazla odaklamış olmalıyım ki Emre’nin “Oğlum yavaş bak hayvan herif!!” demesiyle kendime geldim. Ona sırıttıktan sonra ikimiz de ayaklanıp denize doğru koşmaya başladık. Ufak tefek su şakalarının ardından Nazlı ve Emre yakınlaşmaya başlayınca, Damla “Ben güneşlenmeye gidiyorum.” diyerek denizden çıktı. Ben de arkasından onu takip ederek sahile ulaştığımda Damla havlusunu yere sermiş elinde güneş yağıyla bana bakıp “Barış güneş yağını vücuduma sürer misin biraz bronzlaşmak istiyorum da.” dedi.