Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

[#6] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım: Boşluğu Dolduracak Birisi

Dün gece neler olmuştu öyle? Berk ile sevişmiş, kızlığımı ona vermiş ve kendimi bozmuştum. Bundan 2 hafta önce hiçbir arkadaşım hakkında seks düşünmeyen ben artık hepsiyle bir şeyler düşünür olmuştum. Kızlığımın bozulmasıyla birlikte içimdeki büyük açlık katlanarak artıyordu. Ya bir vampir oluyordum ve kan yerine seks için susuyordum ya da seksin nasıl bir şey olmuş olduğunu öğrenen kız olmuştum. Hangisi olursa olsun, ikiside benim için farketmezdi.

Son sınav için hazırdık, bundan sonra sınavlar bitecekti ve bizde rahatlayıp tatile doğru yola çıkacaktık. Bu son senemiz olduğu için mezuniyet ara tatilde yapılacaktı böylelikle öğrencileri rahat bırakacaklardı çalışmamız için üniversiteye. Son sınavımız ise matematik, işte şimdi her şey kopuyordu. Matematiğim iyi sayılırdı ama hocamız yüzünden sınavlarımız ekstra zor oluyordu. Berk’te Mehmet’te matematikte çok kötüydüler, Cansu’yu zaten arayamazdım çünkü kesin ona bir şeyleri belli ederdim. Bu sebeple en doğru tercih Şahin olacaktı. Şahin’i tanıyoruz, saf, pasif, geride duran, pek konuşmayan birisi. Her sınıfta bir tane var böyle biri, Şahin aslında yakışıklıdırda saçlarını yaptırsa güzel şeyler giyse on numara çocuk olur ama saf işte… Bu kadar suskun bir çocuk neden benim boşluğumu dolduramasın ki? Hem bu sayede kimseye ihtiyacım olmadan Şahin’le istediğim gibi takılabilir, onu kölem bile yapabilirdim. Evet bu gayet iyi plandı. Sadece bunun nasıl olacağını planlamam lazımdı o kadar.

Cuma günü matematik sınavı için Şahin’le oturup konuştuk, beni sınav için hazırladı bu sıralarda hiçbir şey olmadı çünkü matematikten gerçekten geçmek istiyordum. Onun sayesinde de sınavda hemen hemen her soruya bir cevap bulabildim. Sınav sonunda Şahin’e gidip ona yakın bir temasla sarıldım.
E: “Yaa Şahin! Sen olmasan bunu başaramazdım. Gerçekten çok iyi geçti her şey.”
Ş: “Ben değil sen yaptın. Zaten çalışsan yapardın.” Şahin yine böbürlenmiyor, öylece yerinde duruyordu. Pek kızlarla arası yoktu zaten, bu yüzden kısa konuşurdu hep.
E: “Sana bunu nasıl öderim? Hafta sonu boşsan bir AVM’e gidelim? Hem sana kitap alırım hem de kendime elbiseler almam gerek, yardımcı olursun?
Ş: “Ben mi? Yardımcı olmamı mı istiyorsun?”
E: “Evet neden olmasın ki? Hem güzel olmak için her zaman bir erkeğin görüşüne ihtiyacım olur.”
Ş: “Tabii, evet yanii olur.” Şahin bu sırada kırmızı renklerden seçiyordu suratına, kızarmıştı bile çoktan.
Şahin’in yanından ayrıldıktan sonra derslere devam ettik, Berk şu sıralar bana pek yaklaşmıyordu çünkü son zamanlarda o kadar çok yakınlaştık ki Cansu bir şeylerde şüphelenmişti bile. Şimdi birazcık geri kalması lazımdı ki şüpheleri dursun. Dersler bittikten sonra eve geçtim, yarın ki buluşmam için hazırlanmam lazımdı. Güzel giyinmek hatta biraz açık giyinmek zorundaydım ki Şahin’in pantolonundaki şişkinlik hiç inmesin.

Dolaba doğru geçip yarın giyeceklerimi planladım. Yatağa geçip uyandıktan sonra dün hazırladıklarımı giydim; İnce ve sık delikli file çoraplarımı, onun altına kot ve aşağıdan yukarıya tamamen düğme aksesuarlı kısa bir etek, üzerine ise beyaz crop kazak ile kot siyah ceket. Hem çok güzel hem çok seksi hem de çok havalı görünüyordum şimdi. Saçlarımı omuzlarımdan aşağı verdim, güzel bir fön ve artık hazırdım. AVM’de 100 kişiye sorsam 99’u benimle ilişkiye girerdi. [Kombinin nasıl göründüğünü isteyenler mesaj atıp fotoğraf isteyebilir]

Şahin’i aradım, benim herhangi bir toplu taşıya binmememi ve konum atarsam gelip alacağını söyledi. Lise sondakiler ilk iş ehliyet alırdı, belli ki Şahin’de öyle yapmıştı. Konum atıp evin dışına doğru adımladım, Şahin Volvo S90 ile mahallemizin başında belirdi. Bu Şahin’ler bu kadar zengin miydi yoksa arabayı ödünç falan mı almıştı? Okulda parası hep olurdu ama hiç zengin görünümü vermemişti. Geldiğinde arabaya bindim ve ona bakarak güldüm.
E: “Hiç böyle şeylerin olduğunu söylemedin Şahin. Üzüldüm şimdi.”
Ş: “Sevmiyorum öyle şeyleri, babamın arabası var.”
E:” Pekii, sür bakalım o halde. Nasılsın?…”

AVM’e vardıktan sonra doğrudan üst kata çıktım, planım çoktan hazırdı. Türkiye’de boş olan zengin mağazaları bilirsiniz, birisine girdim ve üstüme bir şeyler bakmaya başladım. Bir elbiseyi beğendim, elbisenin bacak kısmında derin yırtmacı ve göğüs tarafında ipleri ile tam bir afete dönüştürüyordu insanı. Denemek için kabine doğru ilerledim tabii ki bu sırada Şahin’de beni takip ediyordu. Kabine girip kapıyı kapattım. Zaten mağazada kimseler yoktu 2 görevli dışında onlarda zaten kasada duruyordu öylece. İçeriye girip üstümdekileri çıkarttım, sadece altımda fileli çorabım ve botlarım kalmıştı. Elbiseyi giydim, elbisenin arkasındaki düğmeleri bağlayamadığım için Şahin’e seslendim.
E: “Şahin bir yardımına ihtiyacım var. Elbise düğmeliymiş, bağlayamıyorum. İçeri girer misin?”
Bu sırada kapının kilidini açıp hafifçe aralık bıraktım, Şahin bir şey söyleyemeden korkak şekilde içeriye girdi girdikten sonra direkt kapıyı kapatıp kilitledim. Sırtımı Şahin’e doğru verdim. Elbise düğmeleri açık olduğu için kalçama kadar açıktı, elbiseyi biraz pot yapsam kıçımın loblarını bile görebilecekti. Şahin düğmeleri bağlamaya başlamadan önce beni süzdüğünü hissediyordum. Düğmenin birini bağladıktan sonra ona doğru döndüm, gözlerinin içine baktıktan sonra omuzlarından duvara doğru iktirdim. Ne olduğunu anlamıyordu, neye uğradığına şaşırmıştı bile. Hiç beklemeden pantolon düğmesini çözüp boxerıyla birlikte pantolonunu indirdim, önüne doğru diz çöküp sikini dudaklarımın arasına aldım. Sikinin boyu çok uzun değildi, Berk’ten 2-3 santim uzundu sadece. Dilimle onun sikini uyarırken alt taraftan onun yüzüne bakıyordum, kendinden geçiyordu Şahin. İlk defa eli yerine bir kadın ona masturbasyon yapıyordu. Daha bir dakika olmuşken Şahin hırıltılarla ağzımın içine boşalmaya başladı. Döllerini kaçırmadan yuttum, sırıtarak ayağa kalktım ve onun kulağına yaklaşıp fısıldadım.
E: “Bu çok erken Şahin… Beni sikmeden yarrağın inemez.”
Yeniden sikini kaldırmak için elimi attım, sikini avuçlarımın arasına alıp yavaş yavaş sıvazlamaya başladım. Şahin ilk boşalmasından sonra hızlı bir şekilde toparlandı ve yeniden siki eski haline geldi. Şimdi boşalma sırası bendeydi. Hızlıca kendimi diğer duvara doğru dayadım, kalçalarımı arkaya doğru verip götümü yükselttim. Şahin o kadar azmış olmalı ayı gibi üzerime geldi, beni duvara sertçe yasladı hatta neredeyse vurdu. “Aaahv. Şahin yavaş duyacaklar.” Şahin hiçbir şey demiyordu sadece belirsiz hırıltılar çıkarıyordu. Elbisenin en alt düğme kısmından tutarak cart diye yırttı, göt kısmım tamamen açıktaydı ardından hızlı şekilde diğer düğmeleri bağladı. Belli ki fanteziye varmıştı. Sikini tutup amımı bulmaya çalıştı ama ilk defa yaptığı için başaramıyordu, elimi arkaya atıp sikini tuttum ve amıma doğru yasladım. Şahin yavaşlıktan anlamadı, birden içime doğru kökledi sikini. “Ahhvm! Aah!” bir çığlık patlatmıştım. Şahin bir an olsun beklemedi, hızlı şekilde içime girip çıkmaya başlamıştı. Öyle bir sikiyordu ki sanki kırk yıl bir mağarada yaşamıştı. “Uhfmmv! Ofvh. Şahin yavaşla acıyor!” Gerçekten canım yanmaya başlamıştı, bir aygır arkamdaydı. O ise yine beni dinlemedi, elini hızlıca göğüslerime, memelerime doğru attı ve ön taraftaki ipleride sertçe yırtıp memelerimi dışarı çekti. Memelerimi ellerine alıp sertçe sıkmaya başladı. Bir yanan beni sikerken bir yandan memelerimle oynuyordu. Her içime gidip geldiğinde ses odada yankılanıyordu. “Aah! Imhmv! Şahin! Ahh!” artık mağazayı inletiyorduk bundan emindim. Kabinlerin orada olan birisinin bizi duymaması imkansızdı.

Şahin içime gidip gelmeye devam ederken pozisyon değiştirdi, amımdan çıkmıştı bu sefer beni sertçe yan çevirdi ve bir bacağımı tutarak havaya kaldırdı ardından omzuna doğru bacağımı aldı. Şahin şimdide beni ‘ballet dance’ pozisyonuna yakın bir pozisyonda sikmeye başlamıştı. İçime yine girdiğinde daha kolay aldım çünkü amımdan o kadar çok zevk suları akıyordu ki yerleri ıslatıyordu. Vıcık vıcık olmuştum. Zevk sularım artık bacaklarımdan akıyor, bildiğiniz şelaleye dönüştürüyordu. Şahin beni kabinde sikmekten geri durmuyordu, dinlenmiyordu.
E: “Ahh! Ymhfv! Şahin! Yeter, gelen olacak! Ahh! Mvhsm! Şahin…” Bir ara aynadan çift topuklu ayakkabının önden geçtiğini, durduğunu gördüm gibi olmuştum hatta karaltıda buna eşlik etmişti. Bir misafirimiz vardı ve bizi dinliyordu belli ki. Şimdi bir kadının bacaklarımı yalayıp zevk sularımı yudumlaması çok hoşuma giderdi…
En sonunda Şahin yüksek seslerle hırıltılar çıkartmaya başladı, böğürüyor gibiydi. Boşalacağını belli etmişti çoktan. “Şahin, ahhvm! Sakın içime boşalma! İçimden çık.” fakat o dinlemedi, beni sikmeye devam ederken birden ve sertçe içime doğru taşşaklarını vurup boşalmaya başladı. “Ahhhvm! Ohhfvm!” Şahin oluk oluk içime boşalıyordu, sıcak döllerini amımın içinde hissediyordum. Şahin boşaldıktan sonra içimden çıktı ve duvara doğru kendini yapıştırdı, nefes almaya çalışıyordu. Siki amımdan çıktıktan sonra dölleri direkt olarak amımdan bacaklarıma doğru akmaya başlamıştı. O kadar çok boşaldı ki bir yanardağ gibiydi. Daha fazla dursaydım orada üçüncü postayı bile atabilirdi. Doğrudan çantamı alıp mendil çıkarttım, birini ona diğerlerini kendime aldım ve temizlenmeye başladım. Sakinleşince üstümü giyindim ve Şahin’e bakmadan kapıyı açtım. Şahin’de hızlıca toparlanıp arkamdan geldi, o çıkışa doğru ben kasaya ilerledim çünkü elbiseyi parçalamıştık ve paranın ödenmesi gerekiyordu. Kasada sadece bir kadın, 25-30 yaşlarında, kumral, tatlı yüzlü bir kadındı. İmalı bakışlarını üzerimde hissediyordu, ne yaptığımızı anlamıştı zaten hatta izlemişti. Kartı verdikten sonra parayı çekerken bir ara dudaklarını bile ısırdı. Torbayı alıp oradan ayrıldım, AVM’den sonra Şahin’le hiç konuşmadık ve beni evime bırakıp ayrıldı.

[Güzel ve heyecanlı bir romantik sahne daha, yorum önerilerinizi ve oylamayı değerli buluyorum bu yüzden yorum belirtmeyi unutmayın. Ezgi her şeyi deneyimlemeye meraklı ve güzelliği iyice başına dert açıyor. UPVOTE’lar unutmayın ki bana motive oluyor.]

[#5] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım: Berk Evimize Geliyor

Sınavlar bitmeye yakındı, bu hafta Fizik sınavımız vardı ve Fizik aralarından en zoru olacaktı çünkü Fizik konusunda çok kötüydüm. Hiçbir şey anlamazdım, kutulara uygulanan dirençmiş, oymuş buymuş benlik değildi fizik konuları. Berk bunu çok iyi biliyor olacaktıki gece vakti mesaj attı. “Fizik konusunda çok iyi değilsin, arkadaşça çalışmaya ne dersin? Birlikte hazırlanmış oluruz.” Bu mesaja sadece bakarız demekle yetindim ve uyudum. Ertesi gün okula gittiğimde Berk yine boş bir yerde bu sorusunu yeniledi.
B: “Bu akşam boş musun? Eve gelip çalışalım. Hem ailenide yeniden görmüş olurum.”
E: “Peki peki. Rahat bırakmayacaksın belli ki beni. Akşam birlikte eve geçeriz, birkaç saat çalışırız.”
Berk bunu duyduktan sonra gülümseyip yanımdan ayrıldı. Derslerin sonunda Berk, Cansu’ya yalan söyleyip yanıma geldi ve eve doğru yürümeye başladık. Eve yürüyene kadar garip bir şekilde pek konuşmadık aslında, bir ara pastaneye girip tatlı falan aldı ve eve doğru devam ettik. Eve vardıktan sonra annem bizi karşıladı. Esasında annem Berk’i severdi, onlara göre efendi, saygılı, düzgün bir çocuktu. Berk ile odama geçtik, esasında bugün ne olacağını ikimizde biliyorduk ama bilmemezlikten geliyorduk. Ben üstümü değiştirmek için dolabımdan kıyafetleri alıp tuvalete geçtim, orada üzerimi değiştirdim. Üstüme kalpli ve karnıma kadar gelen crop altıma ise kısa siyah spor şortlarımdan giydim. Genelde evde iç çamaşırı giymem bu yüzden sütyenimi çıkartmıştım. Berk’te bu sırada ceketini falan çıkartmış masamın üstüne kitapları dizmişti çoktan. Derse başladık, ders devam ederken bir ara annem geldi ve bize içecek bir şeyler bıraktı bu demek oluyordu ki birkaç saat annemler bizi serbest bırakacaktı. En sonunda mola vermeye karar verdik.
E: “Hemen hemen konuları anladım yine de korkuyorum, çok zor geliyor gözüme hala.”
B: “Endişelenecek pek bir şey yok, sana anlattığım gibi ezber yaparsan sınavı kolayca geçersin. Akıllı kızsın Ezgi.”
E: “Puf, peki Newton’un yasalarını anlatır mısın tekrar?”
Berk yeniden kitaplara dönüp çalıştırmaya devam etti, konu sonuna doğru boştaki elini çıplak bacaklarıma doğru attı ve orada tuttu. Ses etmiyordum, bir nevi ona izin veriyordum çünkü günlerdir hem mastürbasyon yapmamış hem de Berk’le bir şeyler yaşamayı özlemiştim. Berk bundan cesaret almış olacak ki elini bacaklarımda hareket ettirmeye başlamıştı. Elini bazen baldırlarıma götürüyor baldırımı okşuyor bazende kasıklarıma doğru elini çıkartıyordu, fazla ileri gidemiyordu çünkü annemin gelmesinden korkuyordu. Ara ara gözlerimi kapatıp dudaklarımı ısırıyordum aldığım okşanma zevkinden, Berk bir süre sonra elini şortumun üzerinden amıma doğru götürdü ve şortumun üzerinden am dudaklarıma doğru hafifçe baskı yaptı. Kalemin ucunu dudaklarıma götürüp sertçe kalemi ısırdım, inlememi duyurmak istemiyordum. Berk elini şortumun içine götürdü, çıplak ellerini kızlığıma doğru götürdü ve bu sefer doğrudan am dudaklarıma baskı yapmaya başladı. Dayanamayıp geriye doğru yaslandım ve bacaklarımı ayırdım. “Mhfvm.” derinden inliyordum.

Berk amımla masa altından oynarken kapı açıldı, Berk o an elini çekseydi annem kesinlikle anlardı neler döndüğünü. Bu yüzden Berk elini amımda tutmayı sürdürdü ve o şekilde konuşmaya başladı.
N: “Çok azimlisiniz Berk, şaşırdım doğrusu. Ezgi pek sevmez fiziği.”
B: “Ben varken çalışmaması imkansız Nergiz abla. Bitti sayılır zaten konular.” Berk elini çekmemişti ama durmamıştı da, bir parmağını amımdan derinliklere doğru yavaşça ilerletti. Kızlığım hala duruyordu fakat eminim Berk bunu biliyordu ve fazla ileri gitmeyecekti. Annemle konuşurken bunu yapması çok büyük cesaretti, anneme çaktırmamak için dudaklarımı iyice birbirine bastırdım. Annem bana baktı ve terlediğimi gördü.
N: “Ne oldu kızım? Sıcaksa çok camı açayım?”
E: “Aa- yok anne ya. Oda biraz havasız o kadar.” Berk bunu dedikten sonra parmağını birazcık daha ilerletti, durdurması için bacaklarımı kapatmaya çalıştım. Annem başını sallayıp odadan ayrıldı. Annem odadan çıktığı anda Berk benim dudaklarıma doğru eğilip dudaklarımdan hızlıca öpmeye başladı. Azmıştım, onun dudaklarına karşılık vermeye başladım. Berk bir parmağını amımda tutarken diğer boşta eliyle beni soymaya çalışıyordu. İlk olarak üstümdeki cropu çıkarttı ve memelerimi ortaya serdi. Ortamdan dolayı meme uçlarım dikleşmişti. Sadece arkama yaslanıp anı yaşıyordum. Berk dudaklarını benden ayırdı, memelerime doğru eğildi ve bir meme ucunu dudaklarının arasına alıp boynuma yaptığı gibi emmeye başladı. O kadar sulu emiyordu ki kendimden geçiyordum, evde olduğumu unutup inlemiştim bile. “Ahhmv. Berk yavaşla…” Ama onun yavaşlamaya pek niyeti yoktu. Telefonuna uzanıp bir şarkı açtı, böylelikle sesimizi bastıracaktı bu şarkı. Berk beni sandalyemden kaldırıp yatağıma götürdü, öpüşerek yatağıma geldiğimde beni yatağa doğru bıraktı ve üzerime çıktı. Tamamen hakimiyeti ve vücudumu ele geçirmişti. İlk olarak boynumdan emmeye başladı, ardından diliyle yalayarak memelerime kadar indi. Sıra sıra iki meme ucumuda dudağının arasına alıp şevkle emiyordu. “Ahh Berk. Devam et.” Berk sadece memelerimle oynayacak gibi durmuyordu, dediğim gibide oldu. Berk memelerimden ayrılıp karnıma oradanda kasıklarıma doğru indi, dişleriyle şortumu tutup aşağıya doğru çekiştirdi ve bacaklarımdan ayırdı. Şu an tamamen çıplaktım karşısında. Berk gördüğü hazine karşısında beklemeden dilini am dudaklarıma değdirdi. Karşısında yeni tüylerden arınmış, bütün pembeliği ile bir am duruyordu. Berk dilini çok iyi kullanıyordu veya ben öyle sanıyordum. “B-berk… Çok iyi yalıyorsun. Aahh.” Söylediklerimden sonra Berk iyice hızlanmaya başladı, bir süre sonra bacaklarım kasılmaya başladı gözlerim seyiriyordu belli ki orgazma geliyordum. “Aaah! Ah! Berk. Mhmvmh!” Kasılarak Berk’in tam ağzına doğru zevk sularımı boşalttım.

Boşaldıktan sonra Berk delirmişçesine kendi pantolonunu ve boxerını çıkarttı. Ben bunları göremedim çünkü o sırada rahatlamak ve sakinleşmekle meşguldüm. Ne olduğunu anlayamadan Berk sikini amıma doğru hizalatmıştı, bunu fark ettiğimde gözlerimi açıp ona doğru baktım. “Dur dur ne yapı..!” Berk hızlıca içime girmişti bile. “Aaaahhhh! Uhsfmmvfff!” Çığlık atmıştım ve bunu annemlerin duymaması için dua ediyordum. Berk üzerimde azgın bir aygır gibi gidip gelmeye başladı. Sikini çok hızlı bir şekilde amıma sokup çıkartıyordu. “Ahh! Ah! Beerk! Berk yavaşla canım acıyor! Ah!” Görebildiğim kadarıyla ilk gidip geldiğinde Berk’in sikinin ucunda kanlar var, eminim yatağıma da süzülmüştü bu kanlar. Berk içimde gidip gelirken bir elini memelerime attı ve mememin tekini avcuna alıp sıkmaya başladı, yavaş yavaş içimdeki penise alışıyordum ve zevk almaya başlıyordum. Berk’in kendini sıktığını görüyordum, boşalmamak için çabalıyor bunun suyunu çıkartıyordu. Birkaç dakika sonra Berk iyice hızlandı, taşşaklarının am dudaklarıma her çarpmasıyla oda içerisinde ses yankılanıyordu. “Umsfmv. Ezgi. Ezgi çok darsın bebeğim! Seni her gün sikeceğim artık bebeğim.” bir süre daha amıma girip çıktı ardından hırıltılarla birlikte içimden çıkarak boşalmaya başladı. Onun boşalmasıyla eşzamanlı bende boşalıyordum. “Ahhh! Umshvhm!”

Berk’in dölleri amımın çevresine, karnıma doğru gelmişti. O kadar yorulmuştu ki yanıma düşüp nefeslenmeye başladı. “Ezgi… Beni delirtiyorsun kızım…”

[Hikayeyi hızlandırıyoruz. Erken bitecek diye düşünmeyin, daha aklımda birçok romantik anlamalar var. Bir sonraki bölümde ne olsun diye bir anket açmak istedim. Belirleyin ve ona göre yazalım sonraki bölümü.]

[#4] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım…

Eve geldiğimde yorgunlukla kendimi yatağıma attım, daha birkaç saat önce Berk’in sikini emmiş ve onu boşaltmıştım. Nefeslenirken telefonum çaldı arayan Cansuydu.
+”Alo?”
-“Pişt, naber güzellik? Naptınız bugün okulda?”
+”Hiç, bildiğin gibi işte. Sınava girdik, Mehmet’in salaklıklarına güldük. Aynı şeyler işte. Sen nasıl oldun?”
-“Of hiç sorma ya, biraz şişti ama neyseki kırılmamış. Eğer bugün biraz inerse şişlik geleceğim yarın okula. Bu arada Berk nerede ya biliyor musun? Telefonu açmıyor saatlerdir.”
+”Okuldan sonra hiç görmedim canım, okulda da arkadaşlarıyla takılıyordu işte.”
-“Neyse o zaman onu arayım canım ben tekrar, yazarım sana tekrar.”
+”Peki canım görüşürüz sonra.”
Telefonu kapattıktan sonra aslında ne yaptığımızı anlamış oldum. En yakın arkadaşımın sevgilisini boşaltmıştım ve bundan pişmanlık duymamıştım. Şimdi bile duymuyordum lakin Berk’in aldatıyor olması ve bunu benimle yapması gururumu okşuyordu nedense. Demek ki Cansu’dan çok daha güzel bir kızdım. Bir süre daha konu hakkında düşündükten sonra düşüncelerden arınıp yarın ki Kimya sınavına hazırlanmak için masa başına geçtim ve yatana kadar çalıştım.

Sabah olduğunda hazırlanmak için dolabın önüne geçtim. Bugün biraz rüzgarlı olacaktı hava, siyah dar pantolonumu ve beyaz kazağımı aldım. Cansu’da bugün okula gelecekti ayağına rağmen. Okula genelde babam bırakırdı işe gitmeden önce. Babamı okula vardığımızda öpüp arabadan indim, direkt okulun kapısına Berk ve Cansu vardı. Berk Cansu’yu yanağından öptü nedense bu beni kızdırmıştı. Yanlarına gittim.
E: “Hey, günaydın.”
C: “Bebeğimm çok güzel olmuşsun yine, hoş geldin naber?”
E: “İyiyim ama yorgunum ya. Bugün yine sınav var.”
B: “Sınav var ama az kaldı, birkaç tane daha.
Berk’le göz göze geldim, Berk gözlerime bakıp gülümsemesini sürdürüyordu.
E: “Evet evet. Hadi içeri geçelim, hava soğuk biraz.”

Okula girip sırada yerimi aldım. Bugün Şahinle oturuyordum çünkü kimyada en iyisi oydu, hatta okulun en iyisiydi diyebilirim. Hal böyle olunca Şahin’in yanına 6-7 kişi daha toplanmıştı, bir yandan ben dinliyordum bir yandan diğerleri. Şahin konuları anlatıp soruları çözerken belimde bir el hissettim. 6-7 kişi bir sıra çevresinde olduğumuz için herhalde birisi görmek için yaslanıyordur diye düşündüm ve arkama bile bakmadım fakat belimdeki el rahat durmuyordu, ilk olarak belimden yavaşça sırtıma doğru çıktı ve en sonunda yine sağ mememin yanına doğru geldi. Başımı çevirip bakmaya çalıştığımda bunun Berk olduğunu gördüm, Berkte aynı anda bana bakıp gülümsedi ve göz kırptı. Başımı öne çevirip hafifçe omuzlarımı sarstım elini çekmesi için ama pek çekecek gibi durmuyordu. Parmağının tersiyle mememin dışta kalan tarafını okşuyor sütyenimi zorluyordu, birisi görüyor mu diye çevreme baktığımda Mehmet’in bizi kestiğini gördüm, onunla göz göze gelmemek için direkt kafamı indirdim. Cansu’nun sesini duymamla rahatladım çünkü Berk korkmuş olacak ki elini çekti vücudumdan.

Tenefüste yine 5 arkadaş toplanmış konuşuyorduk, sonraki dersten sonra sınava girecektik. Hem Mehmet hem de Berk bana bakıp duruyordu ara ara, Mehmet bizi görmüştü ama belli ki tam olarak anlamamıştı olanları. Berk ise dün söylediği gibi belli ki devamını getirmek istiyordu.
E: “Ben kantine gideceğim, acıktım. Bir şey isteyen var mı?”
Bütün gruptakiler yok dese de Berk gelmek için öne çıktı. “Ben de bir şeyler alacaktım ya, geleyim hem de bir tuvalete giderim.” diyip Cansu’yu öptü ardından aşağı doğru inmeye başladık. Aşağı indikten sonra koluma girdi ve kantin yerine okulun arkasındaki duvara götürdü.
E: “Berk ne yapıyorsun yine? Neydi o sıradaki hareketin?”
B: “Ne olmuş? Dayanamıyorum dedim ya kızım sana. Hem kimse görmedi.”
E: “Kes şunu artık. Bir kerelikti bitti. Devam etme.”
B: “Ben öyle düşünmüyorum.” dedikten sonra elini belime oradanda götüme doğru attı. Kalçamı sert bir şekilde sıktı. Tam devam edecekken zilin çalmasıyla durdu, bende bunu fırsat bilerek hızlıca oradan uzaklaştım.

[Kısa ve geçiş bölümü. Upvote’lar çoğaldıktan sonra akşama 1-2 bölüm daha atıp biraz daha romantik anlar yaratabilirim. Okuyucu istatiğine göre akşama bölümler gelir. İyi okumalar.]

[#3] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım…

Şimdi Berk’le aramızda sadece santimler vardı, elleri hala bacaklarımdaydı benim ise ellerim onun omzunda. Daha fazla dayanamayıp dudaklarına doğru eğildim ve öpmeye başladım, bulunduğum zamanda ve ortamda hiçbir şey umrumda değildi. Berk’te bunu bekliyor olacaktıki anında dudaklarıma cevap vermeye başladı, nefes nefese öpüşmeye devam ederken beni banktan kaldırdı ve kendisi oturdu ardından beni kucağına doğru çekti, bacaklarımı açıp onun kucağına oturdum ve dudaklarımız yeniden birleşti. Aklıma ne bir Cansu ne de bir arkadaşlık geliyordu, tek istediğim Berk’in dudaklarıydı o an. Berk’in elleri belimden sürtünerek kalçalarıma doğru geldi, bir elini çorabımın yırtığından içeriye doğru soktu ve çorabımı sert bir şekilde yırtarak genişletti. Çıplak ellerini çorabımın içinde kalçama koyduğunda belkide durmak için çok geçti, elini yavaş yavaş amıma, amımın üzerindeki kiloduma doğru götürüyordu. Bir süre sonra dudaklarımdan ayrıldı ve boynuma doğru geçti, boynuma dudaklarını yapıştırıp emmeye başladı. “Ahh-Imfh.. Berk. Gören olabilir…” Bu sırada onun omzuna doğru başımı yaslamıştım ve gözlerim zevkten gidip geliyordu, nazlanıyordum kendimce. Berk dinlemeden boynumu emmeyi sürdürüyordu, kalçamdaki elini iyice kadınlığıma doğru götürdü ve kilodumun üzerinden yavaşça amımı avuçladı, bunu yaptığı anda inledim ve hafifçe onun omzunu ısırdım. “Aahh, ev-evet.” Boynum eminim ki moraracaktı bu yüzden, boş durmayıp elimi onun sikine doğru attım ve pantolonu üzerinden yavaşça avuçladım hatta ileriye gitmek isteyerek onun fermuarını ve düğmesini çözdüm elimi pantolonun içerisine sokarak sikini elimin arasına aldım. Yavaş yavaş sikini çekmeye başladım onun, o benim amımı avuçlarken ben onun sikini sıvazlıyordum.

Berk daha fazla dayanamamış olacak ki beni hızlıca kucağından kaldırdı, kolumdan sertçe tuttu ve daha sote olan parktaki ağacın kenarına götürdü. Sırtını ağaca dayayıp pantolonunu dizine kadar indirdi, yapmam gerektiğini anlayıp bende pantolonla birlikte dizlerimin üzerine çöktüm. Berk’in siki hemen hemen 13-14 santimdi, dilimi çıkartıp onun sikini dudaklarımın arasına aldım ve yalamaya başladım. Berk’in gözünden baktığınızda boşalmamak için hiçbir sebep yok, bir ağacın altında sarışın, siyah etekli bir hatun sikinizi emiyordu. Daha önce 1 sevgilime sakso çekmiştim, hemde izlediğim pornolardan nasıl yapılması gerektiğini biliyordum. Onun sikini emmeye devam ederken iyice eteğimi götüme kadar sıyırdım, bir elimi onun sikine atmış sıvazlıyordum hemde dilimle yalamayı sürdürüyordum.
-“Ahh Ezgi… Devam et bebeğim çok iyisin. Daha hızlı yala.”
Berk gözlerini kapatmış başını yukarı vermişti, kendinden geçiyordu zavallım. Birkaç dakika daha yaladıktan sonra Berk yüksek sesle konuştu.
-“Offf geliyorum bebeğim geliyorum! Devam et.”
Daha hızlı şekilde onun sikini ağzımda dolaştırmaya başladım, bir süre sonra Berk sikini ağzımdan çıkarttı ve sert şekilde boşalmaya başladı. Dölleri siyah kazağıma, yüzüme geliyordu. Boşalması bittikten sonra hızlıca nefeslenmeye başladı. Kendine geldiğinde bana baktı ve sırıttı. Hala yerdeydim, bana doğru yaklaşıp beni yerden kaldırdı.
-“Temizlenmen lazım, kötü gözüküyorsun.”
+”Yüzüme boşaldığın için olabilir mi Berk?
Yine piç gülüşü atıp beklememi söyledi, banka doğru gidip çantalarımızı aldı ve yanıma getirdi. Çantamdan peçete çıkartıp üzerimi temizlemeye başladım, temizlenirken Berk’te sikini temizleyip pantolonunu yeniden giydi.
-“Bu aramızda kalmalı Ezgi. Seni öyle görünce dayanamadım, çok güzel bir kızsın.”
+”Öyle olacak zaten. Cansu bunu öğrenmemeli.”
Berk sadece kafasını salladı. Yırtılan çorabımı çıkartmak zorundaydım, böyle yola devam edemezdim.
+”Çorabımı çıkartacağım, iki dakika daha bekle lütfen.”
Bulunduğumuz ağacın altı gerçekten soteydi zaten okulun çevreside öyleydi. Hem tam ders saati hem de okul inşası 2-3 yıl önce tamamlandığı için yerleşim yerinden uzaktı. O yüzden pek kimseler geçmezdi, oturmazdı burada. Eteğimin düğmesini ve fermuarını açıp çimenliğe bıraktım, çorabımı çekiştirerek çıkarttım bu sırada Berk yine beni pürdikkat takip ediyordu. Siyah kilodumla karşısında yarı çıplak şekilde duruyordum. Daha fazla dayanamayacak olacak ki arkadan gelip belime yapıştı, iyice beni sarmalayıp elini amıma doğru atıp avuçladı.
+”Imhmm. Berk yeter.”
Berk beni dinlemedi, elini kilodumun içine sokup yavaşça amımın dudakları ile oynamaya başladı.
+”Aahhh. Dur artık.”
-“Çok güzelsin Ezgi, aylardır seni düşünerek Cansu’yla öpüşüyorum. Bana ne yaptığına bir bak..” diyerek sikini götümün arasına doğru yerleştirmişti. Ondan ayrılmak istemiyordum, hatta devam etse boşalırdım ama ileri gidemezdim. Ondan kurtulmak için öne doğru atıldım.
+”Yeter dedim Berk. Cansu’ya bunu yapamayız, git buradan artık.”
Berk’in siki yine kalkmıştı, pantolondan bunu görüyordum. İstemeyerekte olsa yanımdan ayrıldı. Bende eteğimi yeniden giyip çorabımı çantama attım ve durağa doğru yola çıktım…

[Bu bölümde Berk’in azgınlığının Ezgi’nin güzelliğine dayanamadığını okuduk. Ateşli bir bölüm oldu. Gelecek bölüm Cansu’nun yüzüne nasıl bakacaklar ve Berk’le neler yapacaklar? Motive için UPVOTE ve YORUM bekliyorum. Siz bu hikayede ne görmek istersiniz?]

[#2] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım…

Berk’in kalkmış penisi benim parmaklarıma değiyordu, onun sıcaklığını tabii ki hissedemezdim ama bana öyle geliyordu. Elimi hafifçe sola doğru milimetrik olarak ilerlettim, onu iyice hissediyordum ve içten içe sulanıyordum artık, elimi çekmek hiç istemiyordum. Uzun sürüyordu, Berk’te bende artık işi garipsiyorduk ve ilk adımı atıp elimi birazcık daha penisine kaydırıp başımı ve elimi kaldırdım. Derince ofladıktan sonra kitaba doğru döndüm, dönmeden önce Berk’e baktığımda boncuk boncuk terlediğini farkettim. Ne yapıyorduk ki biz? Onun sevgilisi benim en yakın arkadaşımdı. Birkaç saniye süren sessizlikten sonra ders çalışmaya devam ettik. Sınav dersi geldiğinde toparlandık ve sınıftan çıktık, kelebek sistemini bilirsiniz herkes farklı sınıflarda aynı anda sınava giriyor, Berk’le sınıfımız yanyanaydı bu yüzden yan yana ilerlemeye başladık. Okul yine çarşıya dönmüştü, sıkış tepiş olarak ilerliyorduk üst kata doğru.
+”Off, bu sistem gerçekten salaklık ya. Şu çektiğimiz çileye bak ilerleyemiyorum bile katta.”
-“Okul yönetimi işte ne beklersin? Şu yeni müdür gelmese ne güzel yerimizde giriyorduk.”
Sohbete devam ederken merdivenlere gelmiştik, sınav yerimiz bir üst kattaydı ama o merdivenleri tırmanacak yer yoktu. Çok yavaş ilerliyordu kalabalık. Berk beni koruma içgüdüsüyle beni önüne almış ve arkama geçmişti, ben önde o arkada katı çıkmaya çalışıyorduk. Millete çarpa çarpa hem eteğim büzüşüyordu hem de kendim savruluyordum. Rüzgarın eteğime çarpmasıyla farkettim ki arkamdan ilerleyen baldırlarıma kadar görebilecekti ve bu da Berk’ti. 5-6 merdiven sayısını tırmandıktan sonra üzerimize doğru ayı diyebileceğim birkaç çocuk gelmeye başladı. O tiplemeler ise önündekini iktirerek geçiyordu, onlar yanımdan geçerken benide iktirdi ve tek sığınabileceğim liman olan Berk’in kollarına doğru sarıldım, Berk ise boş durmayarak belime doğru sarıldı ve sarsmamak için tutmaya çalıştı. Bunlar santimlik yerlerde ve anlık gelişiyordu. Zaten sıkışık olduğumuz için Berk’in kavraması göğüslerimin yanına doğru geliyordu, parmaklarını mememin sağ tarafında hissetmiştim bile. Berk kolunu benden çekmeden yukarı çıkmaya devam ettik, yukarı çıkarken o birazcık daha işi abartmış ve artık parmaklarını hissettirtmeye başlamıştı. Katı çıkabildiğimizde ona bakarak gülümsedim ve teşekkür ettim. Sınıfa kadar bana eşlik etti ve ardından beni bırakıp o da sınıfa girdi.

Sınav güzel geçmişti, birinci dünya savaşı konuları, birkaç yakın padişah falan filan derken cevaplayıp soruları çıkmıştım. Bahçede diğer kızlarla otururken yanıma Berk ve Şahin geldi.
B: “Hava çok güzel ya, sınavda bitti. Kaçıp bir yerlere mi gitsek? Ya da bizim manzaraya falan? Bir şeyler alıp yeriz.
Ş: “Nasıl kaçacağız? Telleri kapatmadılar mı?”
B: “Kapattılar ama şu kalan sınıf bir yeri açmış banada gösterdiler, biraz zor yer ama bomboş yani yakalanmayız.”
Kaçma fikri ilgimi çekti çünkü bilirsiniz bahar havasını, hafif rüzgar eser hafif güneş açar tam bir dışarıda oturmalık havaydı dört duvar arasında değil. Sınavda bitmişti, neden kaçmayalım ki.
E: “Olur ya, burada mı duracağız? Hadi Şahin sen bizim çantaları alda gel, Mehmet’e de haber ver.”
Şahin’i genelde böyle işlerde de kullanırdık, saf olduğundan yapardı. İyi çocuktur aslında ama bizde biraz şeytandık neticesinde.
Ş: “Çantalarınızı getiririm ama ben kaçmam, yakalanırız falan çekemem o şeyleri. Mehmet gelmez, en son bir kızla arka bahçedeydi.”
Mehmet belli ki yine bir kız düşürmüştü kendine, okulun arka bahçesi sevgililerin takıldığı hafif ağaçlık yerdi. Hocalar pek gitmezdi oraya, ara sıra bu yüzden boş olurdu. Şahin çantalarımızı getirdikten sonra Berk’le birlikte kaçacağımız yere gittik. Bize bakan taraf çok uzun değildi tırmanmak için ama diğer tarafı biraz uzundu atlamak için ve bende etek vardı, bunu unutmuştum…
+”Berk bende etek var, ben bunu unuttum. Nasıl tırmanacağım ve atlayacağım?”
-“Kızım burada sadece ben varım, kimse görmüyor zaten burayı. İki dakikada tırmanıp atlayacaksın sanki hiç kaçmadık?”
Dedikleri doğruydu, burada sadece Berk vardı ve okuldakiler burayı göremiyordu yaklaşmadıktan sonra. İlk benim gitmem için işaret yaptı Berk, taş duvar olduğu için çıkıntıları çoktu duvarların. Ayakkabılarımla çıkıntılara basa basa tırmandım, bu sırada Berk gözlerini bacaklarımdan ayırmadan beni izliyordu, duvardan uzak olduğu için kilodumu göremezdi ama bacaklarım eminim ki harika gözüküyordu oradan. Demirlere geldiğimde dikkatlice bacağımı attım ama yandaki telleri farketmemiştim. Bacağımı attığım sırada tellerden birisi bacağımın diz kenarından başlayarak baldır tarafına kadar yırtmıştı ve çizmişti. Ah sesi çıkarttığımda Berk endişelenerek tırmanmaya çalıştı ama ben olduğum için çıkamadı.
-“Ne oldu, iyi misin?”
+”İyiyim iyiyim. Bacağımı çizdi ya sızlıyor.”
-“Hadi atla çabuk, dışarıda bakarız bir.”

Duvardan atladım, o kadarda yüksek değildi ama bacağımda sızladığı için yine inlemiştim. Berk hemen arkamdan atladı ve yanıma geldi. Okulun önündeki parka doğru geçtim ve banka oturdum, Berk’te yanıma gelip yanıma çöktü.
-“Dur bir bakayım, bekle.”
Eteğimin ucundan tutup hafifçe kalçama doğru çektim bakması için, çorabımın kesik kısmı yırtıldığı için tam bir fantezik çorap gibi duruyordu. Berk bir elini dizimin üst kısmına koydu diğer elini ise kesilen bölgeye götürdü ve hafifçe dokundu. Hem acıyordu hem de bana dokunduğu için değişik hissediyordum. Berk sınıftaki sahneyi şimdi daha açık gördüğü için yine penisini kaldırmıştı, oturduğum yerden pantolonundaki kabarıklığı görebiliyordum. Dizimdeki elini parmaklarıyla hafifçe okşamaya başlamıştı, teselli için miydi bilmiyorum ama hem gıdıklayıcı hem de yükseltici şekilde yapıyordu bunu.
-“Kolonya var mı yanında? En azından biraz dökelim ne olur ne olmaz.”
+”Hıhı var, çantamda bekle.”
Çantama doğru uzanıp kolonyayı çıkarttım, Berk akıllıydı doğrudan bacağıma sıkmadı onun yerine eline döktü ve avucunun içiyle yara bölgemi temizlemeye başladı. Hem yara bölgemi temizliyor hem de kalçama yakın bir şekilde bacağımı okşuyordu, diğer eli çokta boş durmuyordu bu sırada. Dizimden iyice ayrılmış artık bacağımın içine gelmişti, oradan tutma bahanesiyle bacağımın içini kavramıştı ve ara ara bacağımın içinide okşuyordu. Eğer Cansu olmasa o anda onun dudaklarına yapışırdım. Fakat beklemediğim bir şey yaptı, Berk sanki dengesini kaybedermiş gibi yaparak üzerime doğru yalpalattı kendini bu sayede iç bacağımda olan elini iyice kasıklarıma doğru yaklaştırdı ve neredeyse amıma doğru değdirecekti. Onu yakalayabilmek için refleksle onun omuzlarından tuttum ve iyice ona yaklaştım.

[Bugüne 2-3 bölüm daha yazacağım. Giriş kısmını alışmanız için olabildiğince uzun tutuyorum ve olaylara daldırmıyorum. “Siktim soktum yaptım” olmaması içinde doğallığı bozmuyorum. UPVOTE bu konuda önemli, ek olarak yorumlarınızıda bekliyorum.]

[#2] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım…

Berk’in kalkmış penisi benim parmaklarıma değiyordu, onun sıcaklığını tabii ki hissedemezdim ama bana öyle geliyordu. Elimi hafifçe sola doğru milimetrik olarak ilerlettim, onu iyice hissediyordum ve içten içe sulanıyordum artık, elimi çekmek hiç istemiyordum. Uzun sürüyordu, Berk’te bende artık işi garipsiyorduk ve ilk adımı atıp elimi birazcık daha penisine kaydırıp başımı ve elimi kaldırdım. Derince ofladıktan sonra kitaba doğru döndüm, dönmeden önce Berk’e baktığımda boncuk boncuk terlediğini farkettim. Ne yapıyorduk ki biz? Onun sevgilisi benim en yakın arkadaşımdı. Birkaç saniye süren sessizlikten sonra ders çalışmaya devam ettik. Sınav dersi geldiğinde toparlandık ve sınıftan çıktık, kelebek sistemini bilirsiniz herkes farklı sınıflarda aynı anda sınava giriyor, Berk’le sınıfımız yanyanaydı bu yüzden yan yana ilerlemeye başladık. Okul yine çarşıya dönmüştü, sıkış tepiş olarak ilerliyorduk üst kata doğru.
+”Off, bu sistem gerçekten salaklık ya. Şu çektiğimiz çileye bak ilerleyemiyorum bile katta.”
-“Okul yönetimi işte ne beklersin? Şu yeni müdür gelmese ne güzel yerimizde giriyorduk.”
Sohbete devam ederken merdivenlere gelmiştik, sınav yerimiz bir üst kattaydı ama o merdivenleri tırmanacak yer yoktu. Çok yavaş ilerliyordu kalabalık. Berk beni koruma içgüdüsüyle beni önüne almış ve arkama geçmişti, ben önde o arkada katı çıkmaya çalışıyorduk. Millete çarpa çarpa hem eteğim büzüşüyordu hem de kendim savruluyordum. Rüzgarın eteğime çarpmasıyla farkettim ki arkamdan ilerleyen baldırlarıma kadar görebilecekti ve bu da Berk’ti. 5-6 merdiven sayısını tırmandıktan sonra üzerimize doğru ayı diyebileceğim birkaç çocuk gelmeye başladı. O tiplemeler ise önündekini iktirerek geçiyordu, onlar yanımdan geçerken benide iktirdi ve tek sığınabileceğim liman olan Berk’in kollarına doğru sarıldım, Berk ise boş durmayarak belime doğru sarıldı ve sarsmamak için tutmaya çalıştı. Bunlar santimlik yerlerde ve anlık gelişiyordu. Zaten sıkışık olduğumuz için Berk’in kavraması göğüslerimin yanına doğru geliyordu, parmaklarını mememin sağ tarafında hissetmiştim bile. Berk kolunu benden çekmeden yukarı çıkmaya devam ettik, yukarı çıkarken o birazcık daha işi abartmış ve artık parmaklarını hissettirtmeye başlamıştı. Katı çıkabildiğimizde ona bakarak gülümsedim ve teşekkür ettim. Sınıfa kadar bana eşlik etti ve ardından beni bırakıp o da sınıfa girdi.

Sınav güzel geçmişti, birinci dünya savaşı konuları, birkaç yakın padişah falan filan derken cevaplayıp soruları çıkmıştım. Bahçede diğer kızlarla otururken yanıma Berk ve Şahin geldi.
B: “Hava çok güzel ya, sınavda bitti. Kaçıp bir yerlere mi gitsek? Ya da bizim manzaraya falan? Bir şeyler alıp yeriz.
Ş: “Nasıl kaçacağız? Telleri kapatmadılar mı?”
B: “Kapattılar ama şu kalan sınıf bir yeri açmış banada gösterdiler, biraz zor yer ama bomboş yani yakalanmayız.”
Kaçma fikri ilgimi çekti çünkü bilirsiniz bahar havasını, hafif rüzgar eser hafif güneş açar tam bir dışarıda oturmalık havaydı dört duvar arasında değil. Sınavda bitmişti, neden kaçmayalım ki.
E: “Olur ya, burada mı duracağız? Hadi Şahin sen bizim çantaları alda gel, Mehmet’e de haber ver.”
Şahin’i genelde böyle işlerde de kullanırdık, saf olduğundan yapardı. İyi çocuktur aslında ama bizde biraz şeytandık neticesinde.
Ş: “Çantalarınızı getiririm ama ben kaçmam, yakalanırız falan çekemem o şeyleri. Mehmet gelmez, en son bir kızla arka bahçedeydi.”
Mehmet belli ki yine bir kız düşürmüştü kendine, okulun arka bahçesi sevgililerin takıldığı hafif ağaçlık yerdi. Hocalar pek gitmezdi oraya, ara sıra bu yüzden boş olurdu. Şahin çantalarımızı getirdikten sonra Berk’le birlikte kaçacağımız yere gittik. Bize bakan taraf çok uzun değildi tırmanmak için ama diğer tarafı biraz uzundu atlamak için ve bende etek vardı, bunu unutmuştum…
+”Berk bende etek var, ben bunu unuttum. Nasıl tırmanacağım ve atlayacağım?”
-“Kızım burada sadece ben varım, kimse görmüyor zaten burayı. İki dakikada tırmanıp atlayacaksın sanki hiç kaçmadık?”
Dedikleri doğruydu, burada sadece Berk vardı ve okuldakiler burayı göremiyordu yaklaşmadıktan sonra. İlk benim gitmem için işaret yaptı Berk, taş duvar olduğu için çıkıntıları çoktu duvarların. Ayakkabılarımla çıkıntılara basa basa tırmandım, bu sırada Berk gözlerini bacaklarımdan ayırmadan beni izliyordu, duvardan uzak olduğu için kilodumu göremezdi ama bacaklarım eminim ki harika gözüküyordu oradan. Demirlere geldiğimde dikkatlice bacağımı attım ama yandaki telleri farketmemiştim. Bacağımı attığım sırada tellerden birisi bacağımın diz kenarından başlayarak baldır tarafına kadar yırtmıştı ve çizmişti. Ah sesi çıkarttığımda Berk endişelenerek tırmanmaya çalıştı ama ben olduğum için çıkamadı.
-“Ne oldu, iyi misin?”
+”İyiyim iyiyim. Bacağımı çizdi ya sızlıyor.”
-“Hadi atla çabuk, dışarıda bakarız bir.”

Duvardan atladım, o kadarda yüksek değildi ama bacağımda sızladığı için yine inlemiştim. Berk hemen arkamdan atladı ve yanıma geldi. Okulun önündeki parka doğru geçtim ve banka oturdum, Berk’te yanıma gelip yanıma çöktü.
-“Dur bir bakayım, bekle.”
Eteğimin ucundan tutup hafifçe kalçama doğru çektim bakması için, çorabımın kesik kısmı yırtıldığı için tam bir fantezik çorap gibi duruyordu. Berk bir elini dizimin üst kısmına koydu diğer elini ise kesilen bölgeye götürdü ve hafifçe dokundu. Hem acıyordu hem de bana dokunduğu için değişik hissediyordum. Berk sınıftaki sahneyi şimdi daha açık gördüğü için yine penisini kaldırmıştı, oturduğum yerden pantolonundaki kabarıklığı görebiliyordum. Dizimdeki elini parmaklarıyla hafifçe okşamaya başlamıştı, teselli için miydi bilmiyorum ama hem gıdıklayıcı hem de yükseltici şekilde yapıyordu bunu.
-“Kolonya var mı yanında? En azından biraz dökelim ne olur ne olmaz.”
+”Hıhı var, çantamda bekle.”
Çantama doğru uzanıp kolonyayı çıkarttım, Berk akıllıydı doğrudan bacağıma sıkmadı onun yerine eline döktü ve avucunun içiyle yara bölgemi temizlemeye başladı. Hem yara bölgemi temizliyor hem de kalçama yakın bir şekilde bacağımı okşuyordu, diğer eli çokta boş durmuyordu bu sırada. Dizimden iyice ayrılmış artık bacağımın içine gelmişti, oradan tutma bahanesiyle bacağımın içini kavramıştı ve ara ara bacağımın içinide okşuyordu. Eğer Cansu olmasa o anda onun dudaklarına yapışırdım. Fakat beklemediğim bir şey yaptı, Berk sanki dengesini kaybedermiş gibi yaparak üzerime doğru yalpalattı kendini bu sayede iç bacağımda olan elini iyice kasıklarıma doğru yaklaştırdı ve neredeyse amıma doğru değdirecekti. Onu yakalayabilmek için refleksle onun omuzlarından tuttum ve iyice ona yaklaştım.

[Bugüne 2-3 bölüm daha yazacağım. Giriş kısmını alışmanız için olabildiğince uzun tutuyorum ve olaylara daldırmıyorum. “Siktim soktum yaptım” olmaması içinde doğallığı bozmuyorum. UPVOTE bu konuda önemli, ek olarak yorumlarınızıda bekliyorum.]

[#1] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım…

Size kendimi tanıtarak başlamak istiyorum, ismim Ezgi ve şu anda 18 yaşında bir kızım. Tahmin ettiğiniz gibi lise sondayım ve üniversite sınavları için harıl harıl çalıştığımız dönemdeyiz. Kendimi güzel gören, birçok erkeğin lisede çıkmak istediği bir fiziğe sahibim. Sarışın, sarı saçlar, neredeyse büyük göğüsler, güzel bir kalça ve neredeyse zayıflığım ile tatminkarım. Genel olarak şu bildiğiniz siyah dar pantolonlardan giyiyorum ve üzerinede vücuduma yapışan bir body giydikten sonra tam bir afete dönüşebiliyorum. Şimdi arkadaş grubuma geleyim; Beş kişilik bir gruba sahibim, iki kız ve üç erkek. Birbirimizi lise 1’de bulduk ve direkt arkadaş olduk hemen hemen kanımız uyuyor ve çok iyi anlaşıyoruz. Tabii ki her grupta olduğu gibi kavgalarımız oluyor ama bunlar 1-2 güne çözülebiliyor. Grup arkadaşlarımı tanıtayım; Berk, Mehmet ve Şahin erkek takımı, Cansu ve ben ise kız takımı. Berk, kendine göre yakışıklı ve şu anda Cansu ile çıkıyor. Mehmet grubumuzun komik ve çapkın çocuğu, çok çok yakışıklı değildir ama çok iyi laf yapar. Şahin ise birazcık daha geride kalmış bir çocuk, genelde susar ve derslerine çalışır. Sınavlarda genelde Şahin bizi çalıştırır ve Şahin’den kopya çekeriz. Bu kadar grubu tanıtmak yeter, zaten ileride bol bol anlatmış olacağım.

İlk sınav haftamız gelmişti artık, yoğun bir stres altındaydık. Şu üniversite sınavı için hem geçmiş konulara hem de sınav konularına çalışmamız gerekiyordu ama her ikisi bizi çok strese sokuyordu. Bu yüzden hem Berk’ten hem de Şahin’den yardım alıyordum. Hafta başlangıcı, pazartesi günü geldiğinde o güne tarih sınavımız vardı ve Berk tarih konusunda gerçekten çok iyiydi. Bugüne Cansu bileğini burktuğu için gelmemişti, canım arkadaşımı arayıp geçmiş olsun diledim ve okula vardım. Tabii ki çalışmaya ihtiyacım olduğu için direkt Berk’in yanına geçtim nasıl olsa boştu. O gün ise okula, okul eteği ve üzerine siyah bir uzun kollu tişört giymiştim. Siyah sütyenim giydiğim tişört yüzünden çizgilerini belli ediyordu. Eteğimi ise genelde çok uzun olduğundan ve rahat hareket edemediğimden katlardım ya da mideme kadar çekerdim. Eteğimin altına o gün siyah ve geniş dikişli bir çorap giymiştim. Berk’in yanına oturup bacak bacak üstüne attım, ilk dersimiz Fizik’ti ama Fizik hocamız genelde çalışmamıza izin verirdi. Hoca gelene kadar Berk’le konuşmaya başladım.

+”Bu Cansu nasıl büktü bileğini ya? Bu kız iyice sakar olmaya başladı.”
-“Sınav stresi onu da çok yoruyor, biliyorsun onun endişelerini işte ailesi baskı kurup duruyor. Merdivenden inerken düşmek üzereymiş, en azından bana öyle anlattı.”
+”Puf, çok abartıyor bazı şeyleri. Hem sınav tarih, en iyi tarihçimiz sensin. Sen varken yanında neden endişeleniyor?”
-“Kızım sınava ben girmiyorum, ne kadar çalıştırsamda siz gireceksiniz sonuçta.”
Kolumu onun koluna doğru atıp kolunu sarmaladım, hafifçe kolumu ona yasladım ve sırıttım.
+”Eveeet, bu yüzdeen bugün beni sen çalıştıracaksın ve sayende tarihten geçeceğimm!”
Berk yakın temaslarımı biliyordu ama bu sefer ki biraz yalnız olduğumuz için farklıydı, kendini geri çekmeye çalışmış olsa da bir süre sonra serbest bırakmıştı. Birkaç dakika daha konuştuktan sonra hoca geldi ve yine bizi serbest bıraktı çalışmamız için. Berk defteri ve kitabı çıkardı, yavaş yavaş beni çalıştırmaya başladı. Bu sırada Mehmet ve Şahinde 2 sıra önümüzde çalışıyordu. Biz ise arka sırada diğerlerinin gözünden mahrum şekilde çalışıyorduk çünkü herkes sınava çalışıyordu. Zaman geçerken fark etmemiş olacağım ki bacağımdaki etek iyice açılmış, neredeyse baldırlarıma kadar gelmiş ve siyah çoraplı bacaklarım tamamen Berk’in görebileceği şekilde ziyafet çektiriyordu. Berk bir süre sonra konuyu anlatırken duraksayarak anlatmaya başladı çünkü kitaptan bakıyor gibi yaparken bacaklarımı kesiyordu, bundan eminim. Aslında Cansu ile ilişkileri iyiydi ama kavgada ediyorlardı. Demek ki bugün gerçekten güzel olmuştum ya da Berk uzun zamandır beni kesiyordu ara ara. Normal şartlarda bunu devam ettirtmezdim, Cansu neredeyse ortaokuldan arkadaşımdı bunu ona yapmazdım ama o gün içimde bir kelebeklenme oluştu ve devam ettirtmek istedim. Zararsız bir oyun?
+”Puf, gerçekten hepsini soracak mı Berk ya?”
-“En azından bize verdiği konular bunlar Ezgi, kafanda yer etmesi lazım bunların.”
+”Sen nasıl ezberliyorsun ki? Çook fazla bilgi var.”
-“Bana tarih oyun gibi geliyor, artık ezberlemiyorum bile yani çabalamıyorum o yer ediniyor.”
Bu sırada oflayarak kafamı onun kolunun üzerine doğru çarptırarak bıraktım, elimide onun kasık bölgesinin yanına doğru düşmüş gibi yaparak bıraktım. Bu sayede sanki şımarmış, oflamış bir kız moduna girmiş gibi gözüküyordum. Fakat parmağının soluna değen bir şey vardı. Berk’in penisi şişmişti, belli ki erekte olmuştu arkadaşım hem de bacaklarıma bakarak…

[Merhaba millet, yeni bir hikayeye başlıyorum. Genelde uzun yazıp uzun bölümler yayınlamayı severim. Sıklığını siz belirleyeceksiniz, başlangıcını hızlı hızlı atmaya çalışırım ama upvote verirseniz sevinirim. Hikaye uzun soluklu bir hikaye, arkadaş grubunda bakalım neler olacak? 2. bölümü bekleyelim!]

Üniversitede Birtakım Olaylar – 5

Üniversitedeki ilk yılın son haftalarıydı. Özlem hocayla sonuçsuz kalan ufak flört girişimlerim olurken, diğer yandan Zülal ile çoşkulu giden ilişkim devam ediyordu. Fakat hep daha fazlasını isteyen doyumsuz arzularım beni hala kamçılıyordu.

Artık son derslere giriyorduk. Yine bir ingilizce dersinin sonunda sınıftan çıkmıştık, bölümde yürürken hocaya yanından yaklaştım.

-Özlem hocam, arkadaşım Serdar’ın vizesi çok düşük, finalde yüksek bir not alması lazım biraz tüyo verir misiniz.

“Kendi gelseydi ya, sen neden soruyorsun bunu.” dedi.” Kendisi biraz çekindi de sormaya. Aranız iyi sen konuşur musun” dedi.

“Aramızın iyi olduğunu düşünmesi ilginç. Hatta kendi gelse daha çok şansı olurdu diyebilirim.” dedi, kinayeli bir bakış atarak güldü.

“Neden öyle diyorsunuz Özlem hocam. Hayran olduğum bir hocam varsa onunla aramı hep iyi tutmaya çalışırım.” duraksadım “Ders anlatımına bilgisine tabiki.” dedim gülümseyerek.

Biraz kızarmıştı, etrafa ufak birkaç bakış attı. “Kullandığımız kaynak kitaba iyi çalışsın yeter, tamam Deniz’cim hadi final sınavlarında görüşürüz.” diyerek biraz daha yüksek sesle, “Finallerle alakalı bana gelmeyin gerekli duyuruları ilan panosundan takip edin.” dedi ve odasına doğru gitti.

Üniversite hayatına iyice alışarak, rahat geçen ilk yılda çok güzel bir ortam oluşturmuş ve sonunda dersleri iyisiyle kötüsüyle bitirmiştik. Bu arada her sene geleneksel yapılan üniversite bahar şenliği zamanı gelmişti, ünlü sanatçıların geldiği festival havasında bir etkinlik olacaktı. Bol eğlenceli iki gün bizi bekliyordu. İlk gününde kankam Serdar, ona sağlık bilimleri fakültesinden ayarladığım sevgilisi Ece ve Zülal ile gelmiştik. Kampüsün etkinlik alanında yapılan festivalde meydanda yerimizi aldık.

Arkamı bir an döndüğümde tek başına takılan birini gördüm o an şok olmuştum. Özlem hoca elinde bir birayla demleniyor, o da konserin başlamasını bekliyordu. Meydana insanlar gelmeye başlarken alan tıklım tıklım olmadan onu şans eseri fark etmiştim. Neden gelmişti ki. 40 yaşına gelmiş doçent kadındı. Fakat belli ki gençliğindeki enerjisini yaşamak istiyordu.

Kadınlar estetik yaptırırken güzelleşmek değil, amaçları hep daha genç görünmekti. Özlem hoca da zarif yüzü ve harika vücudu ile sosyal medyasında, gezdiği yerlerde, katıldığı etkinliklerde çekindiği fotoğrafları paylaşırken, ruhundaki genç kızı doyururcasına kendini sergiliyordu. Derinlerde bir yerde ilgiye açtı. Sanırım buraya da kendini canlı ve diri hissetmek için gelmişti. Onu burada kim tanıyacak veya yadırgayacaktı ki.

İlk sanatçı sahneye gelmişti ve oldukça gürültülü bir ortamdı. Kurulan platformun önünde insanlar coşku ve bağırışlarla alanı tıklım tıklım doldurmuştu. Müziğin ritmine göre dans ediyor, eğleniyorduk.

Özlem bize çok uzak değildi. Ya şimdi yada hiç diyerek Zülal’e işaret yaptım ve yanından ayrılarak, o tarafa doğru yöneldim. Dans eden insan yığınının içinde adım adım yaklaşıyor, neredeyse bir yıldır hayallerimi süsleyen kadına sahip olmak için, belki de son şansımı deniyordum. Dönem bitiyordu artık fakültede değildik kaybedeceğim birşey yoktu.

O an göz göze geldik elimle selam vererek gülümsedim. Hafif tebessümle karşılık verdi, duruşundan çakır keyif olduğunu anlamıştım. Müziğe eşlik ederken yanımda Özlem’e arada bir omzumu bazen elimi değdiriyordum. Muziğin coşkulu yerlerinde zıplarken bazen insanların dengesi bozuluyordu birbirine tutunarak düşmekten kurtuluyordu. Zaten o kadar uzun süre sabit duramazsınız aksi taktirde bacaklarınız kasılmaya başlıyordu. Zıplarken Özlem’le birkaç defa temasımız daha oldu. Oldukça rahattı , burada okuldaki gibi resmiyet olmadığından faklı bir dünyada gibiydik. Yaşına rağmen enerjisi oldukça yüksekti.

Hareketli bir parça girdi, şarkı devam ederken nakarat geldi ve bir cesaretle elimi omzundan boynuna doğru uzattım. Müziğin ve insanların gürültüsü içinde deli gibi çarpan kalbimin atışını duymasam bile hissedebiliyordum. Özlem’den herhangi bir ters tepki gelmedi, aksine o da şarkının akışıyka benimle birlikte sallanmaya ve dans etmeye devam ediyordu. Elimi boynundan çekerek danslara devam ettik. Hareketli bir şarkıda zıplarken bir an dengesi bozuldu ve elini omzuma attı oradan belime indirdi soğukkanlılığımı koruyarak elimle elini kavradım. Aman Allahım eli sıcacıktı ve ondan aldığım enerji içimi titretiyordu. Elini yavaşça geri çekerek dans etmeye devam etti. O gün ileri gidebildiğim kadar gidebileceğimi anlamıştım.

Dokunmalarımız artmış müziğe eşlik ederken, sanki iki yakın arkadaş gibi şarkılara eşlik edip birlikte dans ediyorduk. Son sanatçı çıktığında artık yorulmaya başlamıştık, biraz yavaşlayarak yerimizde daha sakince müziğe ayak uydurmaya devam ettik. Sakin bir duygusal müzik başladığında artık gereken o hamleyi yapmalıydım. Temkinli hareketlerle Özlem’e dönüp gözlerine bakarak yüzüne yaklaştım, geri çekilmemişti. Kararsız bakışlarıyla çok kısa beni izledi ve sonunda dudaklarına yapışmıştım. Tutkuyla birbirimizi öpüyorduk. Birkaç dakika öpüşmenin ardından kulağıma “hadi buradan gidelim” diye fısıldadı.

Park yerine doğru yürüdük, yolda Zülal’e mesaj atmayı ihmal etmedim. Arabanın yanına geldiğimizde hafif sarhoştu, anahtarı bana uzattı sessizce dururken bana yaramaz bir ifadeyle bakıyordu.

Kampüsten çıktık ve şehre doğru sürmeye başladım, bu arada Özlem rahat durmuyor eliyke pantolonumun üzerinden sikimle oynuyordu. Daha önce hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. “Benim eve gidelim şuradan dön” dedi.

Festivale 1 hafta vardı. Zülal ile doyumsuz seksimizin ardından uzandığımız yatakta nefesimiz yerine gelirken birbirimizi izliyorduk.

-En büyük fantezin nedir Zülal?

Biraz düşündü “Bilmem, fanteziler genelde senin işin. Seninki nedir?” diye sordu.

Bir düşüneyim bakalım. Galiba en büyük fantezim aynı anda 2 kadınla birlikte seks olabilir.

-Ciddi olamazsın. Sevgiline bunu kabul edeceğini düşündüren nedir Deniz. Bence birbirimize yetiyoruz. Sence de öyle değil mi?

-Zülal sana dürüstçe söylediğim gibi daha önce çok defa farklı şekilde seks yaptım. Farklı şeyler denemeyi seviyorum. Ve birlikteyken seni hiç aldatmadığımı biliyorsun ne yapacaksam seninle birlikte yapmak istiyorum. Ayrıca senin de bir kadınla yakınlaşman farklı bir deneyim olmaz mıydı. Her kadında biraz lezbiyen dürtüler vardır, emin ol çok hoşuna gidecek. Sadece bir defa yapalım ve bize nasıl bir tecrübe olacağını görelim.

Kuşku dolu gözlerle bakan Zülal bana sarılarak, “peki tamam aşkım ama lütfen beni üzecek birşey yapma.” dedi. Dudağına bir öpücük kondurdum.

-Seni asla üzmeyeceğimi biliyorsun.

Bu işin ilişkimizde derin çatlaklar oluşturacağını biliyordum. Fakat bu deneyimi yaşamak için ona bunu kabul ettirmekten başka yolu yoktu. Sarıp sarmaladığım Zülal’in yorgun bedenini öpüp koklayarak birlikte yatakta uzanmaya devam ettik.

Zevk Dolu Bir Hayat #42

Arkadaşlar selamlar uzun bir aradan sonra tekrar döndüm ama hala sıkıntım devam etmekte bu yüzden biraz aralıklı gelebilir bölümler iyi okumalar.

Ece ile sarılırken Buse`de çaktırmadan bize bakıyordu.Ama tabi ki Sena olmadığı için böyle yapıyordum Sena benim böyle şeyler yaptığım öğrenirse veya görürse beni kesinlikle boğardı.Sena dışarıdan öyle gözükmese bile içten içe kıskanç biridir.Bir yandan bu yaptıklarım Senaya ulaşır mı diye düşünüyor diğer taraftan ece ile sarılıyor o güzel kokusunu içime çekiyordum.Zaten yapı olarak benden küçük olduğu için kolayca sarılabiliyordum.Bir süre daha sarıldıktan sonra okulda olduğumuz aklımıza geldi ve bi anda öksürüp ayrıldık.

Ece:Öhöm şey o zaman akşam görüşürüz ben seni bekleyeceğim dedi.

Ben:Tamam ben gelirim seni alırım.

Ece:Tamamdırrrr.(Cilveli gülüş)

Zil çalıp sıralarımıza oturup son derside işledikten sonra son dersin zili çalmıştı.Hepimiz ayağa kalkıp çıkmak için hazırlanıyorduk Ece ise telefonda Babası ile konuşuyordu.

Ece:Baba nasıl geç geleceksin ya.Offf neyse ben beklerim.

Normalde Eceyi çıkışlarda babası almaya gelirdi çünkü Annesi eve Ece`den önce giderdi.Bu yüzden beklemesi gerekiyordu.

Ben:Noldu Ece birşey mi var?

Ece:Yaa Babamın bir kaç işi çıkmış o yüzden biraz beklemem gerekiyor ya fazla önemli değil.

Ben:Yani şey eğer istersen ben bırakabilirim.

Ece:Cidden mi?

Ben:Evet yani hava zaten iyi değil bırakabilirim boşa beklemezsin sende.Hem daha akşama evinizi aramama gerek kalmaz öğrenirim nerede olduğunu.

Ece:Yani Emre çok teşekkür ederim ya bu yaptıklarını nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.

Ben:(ben biliyorumda)Öhöm şey istersen çıkalım.

Ece:Tamam senin araban mı var bu arada.

Ben:Yani evet var arabam.

Ece:Hmm ne güzel ya bende işte böyle gidip geliyorum.(Gülerek)

Ben:Hmm ne diyeyim inşallah sende alırsın.

Ece:Ben kullanmasını bile bilmiyorum ki.(Gülerek)

Ben:Öğrenirsin ya almadan önce.

Biz o sırada arabanın yanına gelmiştik tek tük araba olduğu için okuladaki herkes bize bakıyordu 2gün önce gelen kızı sevgilim sanıyorlardı.Ama asıl sevgilim Senaydı.

Ece:Oha araban çok iyimişşş.

Arabam:BMW M3 Competition Sedan Siyah

Ben:Teşekkür ederim.

Aabaya binip biraz sohbet edip bir yandan Ecelerin evine gidiyorduk.Bu sırada bizim evden buraya hangi yoldan geleceğimi düşünüyordum taaki o soru gelene kadar.

Ece:Emre sevgilin yoktu değil mi?

Ben:Sevgilim yok ya.

Aslında var ama kimseye söylemedeğimiz için böyle söylemem gerkiyordu.

Ece:Yani nasıl yok ya yakışıklısın iyi bir durumunuz var.Hem kafa çocuksun.(Bunları söylerken kızarmaya başlamıştı.Belli ki utanmıştı.)

Ben:Yani bilmiyorum daha beni düzgün sevecek birini bulamadım.

Ece:Yani bulursun bence neyse boşver bu konuları.İşte evim şurası artık akşam nasıl geleceğini sen planla ben seni bekliyor olacağım.

Ben:Tamam ben bulurum zaten öğrendim.

Arabayı evlerinin önünde durdurup Ece`nin eve kadar girmesini bekliyordum.

Ece:Görüşürüzzz akşam.

Ben:Görüşürüzz.

Ece bir yandan yürüyordu bende o güzel saçlarının rüzgarda uçuşunu izliyordum.Evin önüne gelip kapıyı çalmıştı.Kapıyı annesi açtı ve Eceye baktıktan sonra bana doğru baktı.Araba olduğum için ne konuştuklarını duyamıyordum ama Ece`nin dudaklarının oynadığını görüyordum bir kaç söz söyledikten sonra Annesi bana doğru gülümseyip el salladı bende el sallayıp arabayı çalıştırıp evin yolunu gpsden açtım öğreneyim diye ve kaydettim daha kolay gelebilecektim.Eve geldiğimde arabayı garaja koyup anahtar ile kapıyı açtım.

Geniş Aile Yaşamları s2b2

“Benim sıram” dedi meral ve ayağa kalktı. Kendini bana göstermek ister gibiydi ve aramızda çok az mesafe kalmıştı

Artık utancım gitmişti. Kızım soyunmaya başladığında sadece heyecan ve zevk hissettim. Onu izlerken meral kazağını, beyaz tişörtünü ve pantolonunu çabucak çıkardığı için çıplak bir şekilde ayaktaydı. Sarı sütyeni ve beyaz büyükanne külotuyla kızıma bakarken ve onları çıkarmasını beklerken kendimin sertleştiğini hissedebiliyordum. Birkaç saniye orada durdu, sutyenini açıp yere düşmesine izin vermeden önce babasının ona heyecanı gözlerle bakma hissinin tadını çıkardı. Daha sonra külotunu indirdi ve tüm çıplak görkemiyle babasıyla yüzleşmeden önce yere bıraktı.

bakışlarım benim için orada dururken çıplak meleğime hayran olmaktan edemedim. Soluk pürüzsüz bir cildi, kirli sarı omuz boyu saçları ve uzun bir atletik vücudu vardı. Meralin ayrıca bir avuç dolusu, küçük parlak pembe yuvarlakları, küçük sert meme uçları ve üstüne üstlük çok cazip, sıkı görünümlü bir ama ve vahşi açık renkli kılları vardı. penisime dikkatle baktığını fark edene kadar çıplak kızıma baktım. Ancak o zaman tamamen sert olduğumu fark ettim.

kızım soyunmayı bitirdi ve orada durup, gizlenmemiş vücuduna bakarken babasına baktı. Babasının penisine bakarken kızım ateşlenmiş gibiydi, Babasının zaten kalın görünen siki tamamen dik olunca daha da sert, daha uzun ve kalındı kızım sikim büyürken hayranlıkla izliyordu. Seks yapmadan önce bir penisin büyüdüğünü daha önce internetten görmüştü ama babasının siki kocaman görünüyordu. sikim O kadar kalın ve uzundu ki kızım içine sığacağını düşünemiyordum.

Bir dakika kadar sessizce birbirimize bakmaya devam ettik, ben ilk hamleyi yapmadan önce ikimizde bir birimizi inceledik. Kızımla yüz yüze gelene kadar aramızdaki boşluğu iki hızlı adımla kapattım. Güzel yüzüne baktım, sonra dudaklarımız onunkiyle karşılaşana kadar eğildim ve onu gözümüzü kapatmadan öpmeye başladım.

Kızım, benim sıcak dudaklarımı üzerinde hissedince gözlerini kapattı. Bu onun ilk öpücüğüydü ve babasının onunkiyle özlemle dudaklarını okşama şeklinin tadını çıkararak buna baya sevinmişti. Öpücüklerime en iyi bildiği şekilde karşılık vermeye çalıştı, dudaklarını zevkle kabul ettim ve ben onu şaşırtana kadar karşılıklı öpüştük.

“Mmmm” meral, beklenmedik bir şekilde dilim ağzına girmişti. kızım, babasının dili onun ağzına girdiğinde bir zevk duygusu hissetmişti ve dilimle ağzını keşfetmeye başlarken şaşkınlıkla gözlerini açtı. Birkaç dakika süren yoğun öpüşmeden sonra biraz hava almak için dudaklarımızı ayırdık.

“Vay canına” dedi meral hala nefes nefese ve aynısını yaparken bana baktı. Bu şimdiye kadar hissettiğim en iyi hislerden biriydi ve derince nefes alır almaz iki elini boynuma doladı ve başka bir öpücük için beni aşağı çekti, tıpkı ona yaptığım gibi dilini ağzıma soktu.

sonunda onu yormamak ve tekrar nefes alıp yatağa oturmadan önce biraz daha öpmeye devam ettim. Sikim kaya gibi sertti ve gözlerimi kızımın sevimli göğüslerinden uzak tutamıyordum.

“Sanırım öpüşmeye alıştın,” dedim kızıma ve yatağa uzandım “ona gel ve devam edeceğiz” dedim. yanındaki yatağa vurarak. Meral babasına itaat etti ve hızla yatağa uzandı, yanıma oturdu. “Sana dokunmamın bir sakıncası var mı?” Dedim kızıma, gözlerim kızımın göğüslerine yapışmış olarak dikkatli bir şekilde sordum.

“Hiçbir sakınca yok babacığım” dedi meral çocukça bir sesle ve babasının memesini tutmasını izledi. Ben memesini sıkarken ve meme ucuyla oynamaya başladığımda meral utangaç bir şekilde inledi. Başparmağımıla ovaladım, işaret parmağımı etrafında gezdirdim ve ağzıma getirmeden ve açgözlü bir şekilde meme ucunu emmeden önce nazikçe sıkıştırdım. pembe kenarlarını emerken meral sessizce inledi. Diğer memesine geçmeden önce meralin inlemesiyle birkaç saniye daha emdim. İkinci meme ucuna dilimle küçük bir öpücük kondurdum.

“kızım, ne güzel göğüslere sahipsin,” dedim kızımın göğüslerini bıraktıktan sonra “şimdi uzan ve o sevimli küçük vajinana bakmama izin ver.”

“Tamam babacığım, ama lütfen yavaş ol” dedi meral usulca.

“Merak etme bebeğim, girmeden önce sana haber vereceğim. Şimdilik, sadece seni tatmak istiyorum” dedim kızıma ve o uzandıktan sonra yataktan kalktım ve onun ayaklarına doğru yürüdüm. “Allahım sen çok güzelsin” dedim, orada çıplak yatarken ona bakıyordum. ayaklarının dibinde durdum ve pembe bakire amını ortaya çıkarmak için yavaşça onları ayırdım. O kadar sıkı görünüyordu ki, bacaklarının arasındaki yerini almadan önce kısa bir süre kendime dokunmak zorunda kaldım.

Meral babasına büyülenmiş bir şekilde bakıyordu ve ellerimi pürüzsüz bacaklarına koyup biraz daha ayırırken beni izliyordu. Bacaklarını tutarken ve ellerimi üstünde gezdiriyordum. Başımı bacaklarının arasına getirmeden önce birkaç kez kalçalarını böyle okşadım. Meral, amında babasının sıcak nefesini hissedebiliyordu ve narin amının kokusunu solurken başka bir heyecan dalgası hissediyordum.

“Oooh babacım” kızım, dilimin ucunu amına yerleştirirken ve bakire yarığı boyunca yalarken bana fısıldadı. O kadar iyi hissettirdi ki, klitorisine ulaşana ve dilimle nazikçe emene kadar meral içgüdüsel olarak gözlerini kapattı. “Evet” dedi inleyetek ve dilimi yarığı boyunca ileri geri yaparak yalarken babasını izliyordu, her ulaştığımda klitorisine daha ateşli bir yalama yaptım.

kızımın genç amcığında kendimi tamamen kaybetmiştim. Tepkilerini görmek için nazikçe okşayarak başladım ve inlemelerinin büyüdüğünü duyduktan sonra dilini amcığının derinliklerine ittim. Kızımın amının ne kadar ıslak ve sıkı olduğunu sevmiştim ve hızlı bir şekilde tadını aldıktan sonra iki elimi de kıvrımlarına getirdim ve yavaşça dudaklarını açtım, dilimi daha derine sokmaya ve zevk sularını tatmaya başladım.

“Aman tanrım babacığım evet!” Babası dilini vajinasının derinliklerine iterken meral inledi. Amcığını babasının diline doğru itti ve dilimi onun içinde hareket ettirirken uzun bir inilti daha çıkardı. dilim hala içindeyken baş parmaklarımı vajinal dudakları boyunca gezdirdim ve sonra başparmağımı klitorisine doğru hareket ettirdim ve daire içine almaya başladım. hassas küçük ucunu ovuştururken meral içinde biriken garip bir his hissetmiş olucak ki, dilimi getirip yalamaya başlamadan önce klitorisini birkaç saniye ovuşturdu. Meralin zevkinin büyüdüğünü ve inlemelerinin onunla birlikte daha da yüksek sesle büyüdüğünü hissettim. Babasını klitorisini zevkle emerken beni izliyordu, ağzımı dayayıp sertçe emmeye devam ettim.

“Aaahhh” meral, güçlü bir dalga vücudunu ele geçirdiği ve daha önce hiç hissetmediği bir zevkle patlamasına neden olduğu için şaşkınlıkla çığlık attı. “Aman tanrım babacığım!” onu yaladıkça bağırdı ve klitorisini emmeye devam ederken yatakta kıvranmaya başladı. Meral bağırdı, yeni his vücudundan akarken bacakları titredi, onu gerdi ve her boşalmada serbest bıraktı. Bir dakika sonra, his tamamen boşaldıkça zayıfladı.