Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Köyde Annemi Siktim 4

Sabah annem yanımdan kalkınca uyandım. Saate baktığımda daha altı buçuk falandı ?erken kalktın ya anne? ?oğlum az sona halan geliverir bi yakınanemde hazırlanem ben? ?haaa siz tarlaya gitcektiniz değil mi ya? ?he ya unuttun mu bi gece de hemen? ?uyku sersemliği işte anne? ?tamam sen yat bakam. Ben hemen bi yıkanemde çay felan koyem halan gelmeden? ?tamam anne? dedikten sonra annem kalkıp banyoya doğru gitti bende yatakta uyuyakalmışım. Annemin ?oğlum biz gidiyoz? sesi ile uyandım, uykulu bir sesle ?tamam anne, kolay gelsin size? ?saol oğlum hadi Allaha ısmarladık? dedikten sonra seslerden anladığım kadarı ile annemle halam tarlaya bostan çapasına gitti. Tam dalmıştım ki Neriman?ın sesi ile uyandım. ?Abii, abiiiiiii? ?burdayım kız odamdayım uyuyorum? Neriman odamın kapısında gri ağırlıklı çiçekli basma etek dediğimiz bir etek ve açık yeşil bluzu ile göründü. Başındaki kırmızı yazması ile yüzünün beyazlığı çok yakışıyordu. İçeriye doğru girip ?hala uyuyon mu abi? ?ne yapayım saat kaç daha? ?dokuz oldu be? ?hadi oldu mu o kadar? ?he ya? ?ne bileyim kız annemler çıkarken uyanıktım dalmışım tekrar? ?hııııı uykucu seni? ?ne yapayım köy yerinde aylakçı adamım ben? ?orası da öle de uyunmaz ki bu gadar? ?uyunmaz mı hiç öyle bir uyunur ki? ?tamam tamam kalk gari gahvaltı edem? dedi ve odadan çıkıyordu ki tekrardan sesledim ?dur kız nere? ?nere olcek gahvaltı hazırlıcem? ?boş ver kahvaltıyı gel hele yanıma? ?neye ki? ?gel kız nazlanma? ?(kafasını yukarı sallayarak) olmaz? ?neden olmazmış? dediğimde verecek cevap bulamadı ama elimi ona doğru uzatınca dayanamadı ve elimden tutup bana doğru yaklaşmaya başladı.Neriman?ı yavaşça kendime doğru çektim ve yorganı açarak yanıma sokulmasını işaret ettim. Hiç ses etmeden yanıma doğru uzandı. Ona doğru dönüp dudaklarına yumuldum. Pembe ince dudaklarını hafiften emmeye başladım. O ise gözlerini yummuş bana karşılık vermeye çalışıyordu. Elimi eteğinin altına doğru soktuğumda altında külotlu çorap falan giymediğini bacaklarının çıplak olduğundan anladım. Elimi yavaşça bacaklarında gezdirip yukarıya doğru ilerledim. Bir elimle belinden iyice kendime çekmiş bir elim de külotu üzerinden amcığına gelmişti. Amcığını külotunun üzerinden okşarken ?abi yapma bişey olur? dedi ?kız ne olacak dün oldu mu bugün olsun. Senin zevk almanı istiyorum kendini bana bırak sen? dedim. Dakikalarca o şekilde seviştik. Artık ikimizde sevişmenin etkisine girmiş oda da hafif inleme seslerimiz duyulmaya başlamıştı.Bir süre sonra doğruldum ve onu iyice yatağa yatırdım. Bacakları arasına girdim ve eteğini yukarı doğru çekerek külotuna kadar eteğini topladım. Kırmızı ön tarafı dantelli bir külot giymişti. Hafifçe belini kaldırttırıp külotunu çıkarıp aldım altından. Önce elimle amını birkaç defa okşayıp sonra da amına yumuldum. Amcığının bızırını emmeye başlayınca önce kendini kastı fakat zevkin etkisine dayanamayıp kendini zevk dalgalarına bıraktı Neriman. Amcığını yaladıkça inlemeleri de artıyordu. Dilimle amının dudaklarını öpüp hafif ısırıklar atıyordum Neriman ?ımhhhh abi kötü bi şey olcek ne olur dur ımhhhhhh? ?sence kötü mü bu kız? dedim kafamı kaldırıp, ?ne bilen abi hoş oluyo da ya bişey olursa? ?ne olacak kızım. Olacağı az sonra deli gibi boşalacaksın. Merak etme sen? diyerek tekrar amına yumuldum. Ben yaladıkça onun ?ımhhhh, ohhhh? sesleri beni benden alıyordu. Zira tiz bir sesi vardı zaten Neriman?ın ve o inleyip hafif çığlıklar attıkça bende onu daha çok yalama isteği duyuyordum. Hem böyle tertemiz hiç ellenmemiş am bulunur da yalanmaz mı. Zaten Neriman da daha fazla dayanamadı yalamama ve amını yukarı doğru kaldırıp ellerini başıma bastırarak boşalmaya başladı. O boşladıkça bende amının zevk sularını içmeye devam ettim. Neriman kendini yavaş yavaş saldı ama ben abartısız yarım saat kadar kaymak gibi amcığını yaladım.Daha sonra yanına doğru sokulup dudaklarına yapıştım ve göğüslerini okşamaya başladım. Taze el sürülmemiş göğüsler. Elimi bluz altından soktuğumda sutyeninin çok dar olduğunu fark ettim. Elim altına girmiyordu. ?kız bunlar ne böyle. Bu kadar dar sutyen mi giyilir sıkmıyor mu seni? ?sıkıyo sıkmasına abi de anam böyle giydiriyo. Belli olmecemiş böyle giyesem şeylerim? ?Allah Allah halam da bi alem ha? şimdi anlamıştım Neriman?ın bakınca neden göğüslerinin küçük hatta yokmuş gibi göründüğünü. Çünkü dün bluzu üzerinden ellediğimde oldukça dolgun gelmişti elime. Demek ki nedeni halamın zoraki koştuğu dar sutyendi. Elimi arka tarafına doğru uzatıp biraz da zorlanarak kopçaları açmayı başardım. Elimi göğüslerine attığımda muhteşem güzellikte olduklarını anladım. Çok fazla büyük olmayan ama diri göğüsleri vardı. ?kız çok hoş memelerin var senin yuvarlacıcık? abi öle deme ne olur? ?denmez mi hiç kız. Hem artık bırak şu abi işini. Böyle sevişirken sen abi deyince değişik oluyorum? ?ne diyem ya? ?ne bileyim erkeğim de aşkım de canım de? ?nıckk? olmaz deyemem utanırım ben? ben göğüslerini emmek için hamle yaparken ?tamam kız ne dersen de? dedim. Göğüs uçlarını emdikçe ellerimle de vücudunu keşfetmeye çalışıyordum. Elimi kalçalarında gezindirirken diri kalçalarının okşadıkça elime gelen ipeksiliği çok hoşuma gitti. Bir süre de Neriman?ın göğüs uçlarını emdim. Gittikçe azgınlığım üst düzeye ulaşmıştı. Ne yapıp edip Neriman?ı ikna edip götünü sikmeliydim. ?kız bana verdiğin sözü tutacakmısın? ?ne sözü abi? ?ne sözü olacak kız hani bana götünü siktirecektin? ?ama acır diyorlar abi? ?kim diyor onu amına koyayım. Amını da siksem acıyacak ilkte? ?abi istemiyom ben yapmayam? ?sen bilirsin ama sözünü tutmadın ya üzüldüm şimdi? diyerek toparlandım yatakta. Neriman öyle ne diyeceğini bilmez halde bana bakıyordu yataktan. Ben ayağa kalkmış vaziyette ?amma nazlısın kız. Şöyle yapalım olmaz böyle yapalım olmaz. Peki o zaman olmazsa olmaz. Hiç bir şey yapmayalım? ?abi öyle deme yaaa? ?ne dedim ki ben. Sevdiğimizi de hissettiremediysek sana kalsın. Hiç bir şey istemiyorum senden? dedikten sonra Neriman?dan cevap bile beklemeden tuvalete gittim. Gitmesine gittim ama sikim kazık gibi olmuş duruyordu karşımda. Tuvaletten çıktığımda Neriman yenice toplanmış odamdan çıkıyordu. ?abi? diye seslendi. Cevap vermeden geçtim odama tam altımdaki şortu çıkarmış pantolonuma hamle yapmıştım ki içeri gelip başımı kaldırdığı gibi dudaklarıma yumuldu. Bir taraftan öpüyor bir taraftan da ?abi özür dilerim ne olur bak gızma bana. Ne olur abi hadi gül? diyordu. Öpücüklerine karşılık bile vermiyordum çünkü Neriman istediğim ayara gelmişti. Neriman ?ben sana aşığım ne olur küsme, abi ne olur. Tamam sen ne istersen yapacam söz? dedi ?söz diyorsun sonra hep cayıyorsun kızım yine sözünde durmazsın sen? ?yok valla bak durcam. Tamam madem yapam dedim yapcaz? ?peki o zaman? diyerek Neriman?ı belinden sarmalayıp dudaklarına yumuldum. Uzunca öpüştük Neriman?la. Daha sonra onu yatakta domalttım ve eteğini kaldırdım. Çevik ve hızlı bir hareketle külotunu da çıkardım. Offff o muhteşem götü karşımdaydı. Kocaman yumuşacık göt. Götünün yanaklarını aralayıp dilimle göt deliğini dillemeye başladım. Nasıl almış bilmiyorum ama göt deliği aynı amcığı gibi tertemizdi. Hiç kıl yoktu göt deliğinin etrafında. ?hımmmm kız ne güzel tertemiz yapmışsın göt deliğini. Nasıl temizledin bunu böyle? ?şey abi türkan ile ayşe birlikte ağda yapıyoz dediydim ya? ?haaa pardon kız unutmuşum. Immmm harika bir şey bu? diyerek götünün deliğini dillemeye devam ettim. Dilimle iyice ısladktan sonra orta parmağımı ıslatıp göt deliğine doğru yavaşça bastırmaya başladım. Hafif hafif alıştıra alıştıra parmağımı soktum götüne. Sonra yavaşça hareketlendirmeye başladım. Parmağımı göt deliğine sokup çıkardıkça bir yandan da diğer elimle kalçalarına şaplak atıyordum. Bir süre sonra artık Neriman?ın göt deliği parmağıma iyice alışmıştı. İki parmağımı tükrükleyip yine deliğine sokmaya çalıştım bu sefer daha da dikkatli olmaya çalışıyordum. Biraz ilerlediğimde ?abi acıyor? dedi. ?tamam canım bak bundan biraz daha fazla acı çekeceksin ama sonra müthiş zevk alacaksın? ?tamam abi sen ne dersen o? dedi. Yavaş yavaş git gel hareketleri ile ile iki parmağımı da sokarak iyice alıştırdım göt deliğini.Daha sonra yerimden kalktım ve mutfağa giderek sıvı yağı elime geçirdim. Bir çay bardağına birazcık koyarak geri geldim. Neriman öyle domalmış halde beni bekliyordu. Parmağımı yağa bulandırıp göt deliğine yedirdim biraz, daha sonra şortumu sıyırıp sikime de yağdan bolca sürdüm. Neriman?ın arkasında yerimi alıp sikimi göt deliğine nişanladım ve kalçalarından tutarak yavaşça bastırdım. İlk denemem de deliğini zorlamama rağmen bir sonuca ulaşamadım. Sikimi tutup denkleyerek göt deliğini zorladım ve başını sokmayı başardım. ?ayhh çok acıdı? diye bağırdı Neriman. ?dur kız zor kısmı bitti. Bundan sonra çok kolay olacak? ?abi öyle diyon da çok acıyo? ?tamam tamam daha acı yok? ?tamam abi? bir süre öylece bekledim daracık göt deliğinde. Sonra elimi çay bardağındaki yağa bandırıp sikimin üzerine ve göt deliğinin kenarlarına sürdüm. Sikimi yine yavaşça ittirmeye başladım. Sikim milim milim ilerlerken Neriman?ın ?offff? sesinden çok acı çektiğini de anlayabiliyordum. En sonunda sikim sonuna kadar girmişti Neriman?ın içine. O kara delik artık benimdi. Kalçalarından iyice ona sarılacak ?aşkım bitti bak. Artık benim oldun. Bundan sonra çok kolay olacak tamam mı? dedim. Sadece başını salladı. Anladığım kadarı ile acısını bana belli etmek istemiyor gibi bir hali vardı. 2-3 dakika öyle bekledim ve yavaşça hareketlenmeye başladım. Çok az hareket ediyordum. Bir süre sonra hareketlerimde sikimi biraz daha geri çekip geri girer olmuştum. Hafifçe devam ediyor onu korkutmamaya çalışıyordum. ?Neriman nasıl aşkım alıştın mı? ?ohhh biraz daha iyi ama acıyor yine de? ?tamam tamam canım bundan sonra yavaş yavaş geçecek acısı. Bugün ve yarın biraz acı çekersin ama daha sonra hiçbir şeyin kalmaz? ?tamam abi madem öle artık yapcek bişey yok? ?canımsın kız? diyerek içinde gel gitlerime devam ettim. Artık götüne sikimi yarıya kadar sokup çıkarabiliyordum. Daracık göte girip çıkmak kısa sürede beni boşalma noktasına getirmişti. Bir iki hamle daha yapıp kasılarak Neriman?ın göt deliğine döllerimi attırmaya başladım. Aslında boşalmam sırasında korkmuş kendini çekmek istedi ama sıkı sıkı tutarak döllerimi o daracık deliğe doldurmaktan geri kalmadım.Boşalmam bitince bir süre daha götünün içinde bekledim ve sikimi yavaşça çekerek içinden çıktım. Göt deliği iyice açılmış şekilde öylece duruyordu. Kalçasın bir şaplak atıp ?işte benim aşkım bi tanem? dedim. ?hoşuna gitti mi? dedi Neriman, ?gitmez mi hiç. Bu daracık deliği sikmek acayip zevkliydi? ?peki şimdi nolcak. İçime boşaldın ya gebe galırsam? bir gülmek tuttu beni. Bir süre ne diyeceğimi bilemedim sonra kendimi toplayıp ?ilahi Neriman. Göt deliğine boşaldım diye endişe mi ediyorsun sen. Oraya boşalmakla hamile kalınmaz ki kız? ?yalancı? ?yok kız gerçekten. Kızlar amdan gebe kalırlar çünkü rahim içerinde olur yumurtaları. Onlar döllenince gebe kalır kadınlar? ?hakket mi abi? ?evet gerçek diyorum kız. Neden yalan söyleyeyim yoksa göte boşalmakla hiç bir şey olmaz? ?ohhh iyi madem? gülerek ?rahatladın mı şimdi? ?he ya korktuydum? ?korkma korkma dediğim gibi gebe falan kalmazsın götten sikilmeyle. Peki nasıl hoşuna gitti mi? ?ne bilen acıdı emme sonra hoşuma gitti. En çokta?? ?eee en çokta? ?sen boşaldın ya o zaman hoşuma gitti? ?hımmm? ?he ya böyle değişik bişey oldum? ?zevk alırsın demiştim sana ilerki sikişlerde daha da zevk alacaksın ama birkaç gün götten yapmamak lazım? anladım gibisinden başını salladı Neriman. Sonra toparlandık. Yatağı toplarken annemin gecelikleri yorgan altından çıkınca Neriman öylece baktı bana. Önce vurdum duymazlığa vurdum işi ?o ne öyle? ?ne bilem abi gecelik gibi bişey? ?hımmm yorganı sererken annemin geceliği de gelmiş galiba? ?bilmeyon onun mu gari? ?başka kimin olacak kız? ?ne bilen belki?? ?kız saçmalama. Bana aşkım diyemiyorsun ama bakıyorum da hemencecik kıskanıyorsun? ?yaaaaa? ?yaaa tabi. Söyle kıskandın mı kıskanmadın mı? ?kıskandım ne olcak? gülümsedim ve onu tekrar sarıp sarmalayarak ?bende senin yatağında öyle bir şey görsem seni kıskanır hatta deli olurdum? ?hakket mi? ?evet hakikatten. Seni seviyorum kız. Gün gelince eğer senin de gönlün olur bir engel çıkmazsa evleneceğim seninle. Sen de istermisin? ?hı hı. Ama inanmıyom ben sana? ?neden bu zamana kadar yalan söyledim mi sana? ?yok ama erkekler hep öyle dermiş? ?öyle mi. Peki ya akşama anneme der de seni istetirsem ben okulu bitiresiye kadar beklermisin? ?beklerim ya? ?tamam o zaman. Bende seni bu yaz isteteceğim kız? ?peki görcez bakam? ?gör bakalım? dedim ve dudaklarından öptüm uzun uzun.Yer yatağını topladıktan sonra ben duşa girdim Neriman?da kahvaltı hazırlamaya gitti mutfağa. Duştan çıkıp üzerimi giyindim salona geldiğimde Neriman beni bekliyordu. Sanırım götünün acısından da düzgün oturamıyordu. Aklıma basur kremi geldi. Bir zaman o illetten çok çekmiş ve o krem ağrımı dindirmişti. Kahvaltı yaptıktan sonra odamda eşyalarım arasında buldum kremi. Neriman?a seslendim, odaya geldiğinde ?gel kız şu kremden sürelim acın geçsin? ?iyi gelir mi? ?gelir gelir? diyerek onu hafifçe domaltıp külotunu indirdim ve göt deliğine bol bol kremden sürdüm. Elim deliğinin etrafında dolanırken Neriman?ın kıpırdanışlarından bu hareketten hoşlandığını anladım ?kız ne o hoşuna mı gitti? ?ne bilem bi hoş oldum? dedi. Elimi göt deliğinden amına doğru götürdüm ve avuçlayıp okşamaya başladım. Okşadıkça Neriman ?ıhhhhh? diye inlemeye başladı. Dayanamayıp onu döndürdüm ve ayaktayken amını yalamaya başladım. Ben emerken ?hımmmm? diye ses çıkardıkça Neriman?ın da inlemeleri daha da artıyordu ve birkaç dakika içerisinde de dizlerinin titreyip başımı iyice amına gömmesinden boşaldığını anladım. Amcığını yalamam bitince ellerimle külotunu giydirdim ve eteğini düzeltip dudağına bir öpücük kondurdum.O gün akşama kadar Neriman?la öpüşüp koklaştık aslında bir kere daha siksem çok iyi olacaktı ama hem ondan hoşlanmıştım hem de kafesin önüne gelen kekliği korkutmama felsefesiyle güzel götüne dokunmamıştım. Akşamüzeri annem ve halam bostan çapasından döndüler. Hoş geldiniz hoş bulduk faslının ardından halam ?gızım hadi gidem gari çok yoruldum ben? dedi annem ?aba nere gidiyonuz çay may içeydikte öle gideydiniz? dedi ama halam çok yorulmuş olacak ki ?gelin yok çay içmeycen ben belim gırıldı ölüyon yorgunluktan giden de yaten gari azıcık? deyince Neriman?la birlikte evlerine doğru gittiler.Tabi Neriman gidince annem direk meraklı meraklı ?eeee annat bakam ne ettiniz? dedi, ?ne yapalım anne öyle vakit geçirdik işte? ?heeee inanen mi? ?ister inan ister inanma. Bak vakit geçti ki siz geldiniz? ?şaybıl oğlan seni. Hani bişeyle diyodun ya onu diyon ne ettiniz deye? ?haaaa sen Neriman?la bir iş görüp görmediğimizi merak ediyorsun? ?yaaa bak nasıl da annadın? ?o iş tamam? ?nası yani? ?nasılı var mı yaptık yani? ?tamam da nasıl diyon ben sana? ?anne söylettirme işte Neriman?ın götünü siktim bir güzel ve meraklanma amına da ellemek dışında bir şey yapmadım? ?tamam bakam? ?ne o kısa kestin kıskandın mı kız? ?yok beeee? ?hadi hadi kıskandın sen? ?eee kıskanmasına kıskandım emme oğlan yakışıklı gız gözel ikisi yan yana durursa ateşle barut. Olup olcağı bu? dedi. ?anne Neriman?ı bana yakıştırırmısın? ?bilmem oğul senin gönlün va gibi sanki de bakam gız ne dicek? ?ben kızdan çekinmem de halam ne der? ?halan ne deycek baban gelince gonuşur ederler. Varıpta ses mi çıkaracak el mecbur vercek. Az mı yardım etti baban onlara? ?iyi o zaman? ?yoksam senin gıza gönlün mü gaydı len? ?valla anne beğeniyorum ben Neriman?ı? ?tamam o zaman baban gelince deriz gide gonuşur halanlarla? ?annem benim? diyerek sarıldım. Sarılmam bitince annem ?ben bi yıkanem fena terledim? dedi. Ben tamam gibisinden başımı sallayınca annem banyoya doğru gitti.Gerçekten Neriman ile evlenmeye gönlüm vardı. Sonuçta güzel efendi bir kızdı ve söz de vermiştim. Böyle düşünürken aklıma Neriman?ın götünü siktiğim anlar geldi, sikim kazık gibi dikildi. Hiç düşünmeden eve girdim ve kapıyı kilitleyerek banyoya yöneldim. İçerden sus sesleri geliyordu annem hala yıkanıyordu. Üzerimdekileri bir çırpıda çıkardım ve banyoya girdim. Annem güzelce duşun altında yıkanıyordu ve içeri girdiğimi de sırtı dönük olduğu için fark etmemişti. Yavaşça yaklaşıp belinden sarıldım ve ellerimi karnında gezindirip amına doğru götürdüm. Annemin sabunlu amcığını okşarken annem başını geriye doğru atıp ?ne o deli oğlan azdın mı? ?evet hemde çok? dedim ve bir elimi amından çekip göğüslerine götürdüm. ?canım acayip şekilde sikişmek istiyor? ?burda yapmayam emme? dedi annem ?peki o zaman çabuk yıkan? dedim ?dur durulanayım hemen? diyerek ellerimden kurtulup duşun altında sabunlarından kurtulmaya çalıştı. Annem işini bitirince duşun altından onu öperek aldım. Alelacele havlu ile kurulanıp içeriye doğru girdik.Daha salondaydık ki annemi kilimin üzerine yatırdım ve zaten çıplak olan vücutlarımız birleşti. ?duroğlum bu ne acele? ?anne acayip oldum kudurdum resmen? ?tamam da içeri bari gireydik? ?yok be ne içerisi burası iyi? ?oğlum gelen olur? ?kapıyı kilitledik kimse gelmez? dedim ve dudaklarına yumuldum. Deli gibi somurmaya başladım dudaklarını ve annemde kendini bırakıp bana uymaya başladı. İkimiz ateşli şekilde öpüşüyorduk. Ne kadar öpüştük bilmiyorum. Annemin bacak arasında doğrulup sikimi amına denklediğim gibi yüklendim. İçine sertçe girip en dibini buldum o sırada annem ?ohhhh oğlummmm? dedi. ?annemmmmm? diyerek amına girip çıkmaya başladım. Girip çıktıkça seks isteğim daha da artıyordu. Annemin lömbür lömbür sallanan göğüsleri bana bakıp dudaklarını ısırması ve her yarağım amının dibini bulduğunda çıkardığı ?ımhhhhhh? sesi beni daha azdırıyordu.Öyle bir hal almıştım ki otomatik bir makine gibi annemin amına sikimi gömüp duruyordum. Annem de kendini ritme kaptırmış inleye inleye işin zevkini çıkarıyordu. ?ohhhh oğlum çok iyi sik daha sert ımhhhhh. Sik oğlummmmmm dağıt amımı ohhhhhh. Anan gurban olsun ohhhhh sik ooohh sikkkkkk? gibi sözlerle söylüyordu altımdayken. On dakika sonra annem ?ooooooğğğllluuummmm geliyommmmm? diyerek kendini kasıp boşalmaya başladı. Bende o anda göğüslerine yumulup emmeye, ısırmaya başladım. Resmen koparacak gibi ısırıyordum göğüs uçlarını ve annem de böğürüyor gibi ?ımhhhhh ımhhhhhhh ohhhhhhh? sesleri çıkara çıkara boşalıyordu. Annemin boşalması bitince ben yine seri şekilde onu sikmeye devam ettim. Annemi altıma almış sikişin sesini çıkarırken dışardan ****l bir şeyin devrilme sesi geldi. Kafamı kaldırdığımda pencerenin açık olduğunu gördüm. Çevik bir hareketle pencereye koştum ama dışarıda hiç bir şey yoktu. Annem ?ne oldu? dedi ?bilmem bir şey görünmüyor kedi veya tavuklar bir şey devirmiştir? dedim ve bacak arasındaki yerimi aldım yeniden. Bu sefer bacak omuza yapıp annemi de hafif bacaklarını karnına doğru katlayarak sikmeye başladım. Bu halde amı kaba gibi meydanda oluyordu. Daracık ve tombul bir am. Ohhhh annemin amına keyifle sikimi gömmeye devam ettim bir süre daha. Artık bende gelmeye yaklaşmıştım. ?anne gelicem? dediğimde ?gel goçum doldur ananın amına döllerini gelll? dedi ve bacaklarını omuzumdan indirip normal bacak arası haline geçtik. Sertçe hamlelerimi yapıp son bir hamle ile en dibine kadar sikimi kökledim ve döllerimi boşaltmaya başladım. Sanki sabahtan sikiş yapan ben değilmişim gibi oluk oluk akıyordu döllerim annemin amına. Attırdıkça da annem ?ohhhhh yakıyo ohhhh. Dölle amımı ohhhh, ananın amı gurban olsun sana dölle. Attır tohumlarını ohhh sıcacık? diyordu. Boşalmam bitince bir süre annemin üzerinde dinlendim ve ayaklandım sonra. Annem de kalkıp önce içindekileri temizlemek için lavaboya sonra da giyinmeye odasına gitti. Giyinip geldikten sonra ?oğlum yağla şeker kalmamış bi koşu alıp gelsen? dedi ?tamam anne? dedim altıma şortumu üstüme de tişörtümü giyip bakkala gitmek için kapıya yöneldim.Kapıyı açıp dışarı çıktığımda tam pencere önünde vazonun devrildiğini gördüm. Vazodan dökülen topraklarda ayak izi vardı. Kafama çok takmadan bakkalın yolunu tuttum. Çünkü akşam akşam kim gelebilirdi ki evin önüne, hem gelse önce kapıyı çalardı. Bakkaldan alacaklarımı aldım ve dönüşte halamgilin evin önünde Neriman?ı içeri girmeye hazırlanırken gördüm. Neriman bana çok ters bakıyordu. Yanına geldim. ?ne oldu kız ne bu surat? ?heç bişey yok? ?nasıl bir şey yok. Öcü gibi bakıyon bana? ?yok dedim ya? ?kızım bu trip ne anlat işte? ?heç ne olcek yarım saat önce size geldiydim sana bişey demeye. O sıra da camdan bi baktıydım evdemisiniz deye. Görcemi gördüm ben? ?kızım ne gördün? ?ne ettiğini bilmiyon mu da bana soruyon? ?bak bildiğin gibi değil? ?daha ne bilcen sölesene ananla şey ediyodun işte? ?kız valla bildiğin gibi değil. Bak bi dinle? ?ne bilcemişin söle bakam? sesimi biraz kısarak ?kızım babamın yıllardır şeyi kalkmıyor. Ne yapalım annem orospu mu olsun köyde. Sen ister misin onun adının çıkmasını. Bizde böyle bir yol bulduk. Ne yani çok mu kötü? ?abooooooo? ?abooo ya. Sen söyle ne yapsaydım. Öbür türlü daha kötü değil mi? ?kötü de ne bilen insan anasını şey edemi heç? ?ne yani ben erkeğim o kadın. Sen de benim hala kızımsın insan hala kızını şey eder mi. Yada sen söyle insan dayı oğlunla şey eder mi? böyle deyince sustu kaldı Neriman. Sanırım ikna etmiştim. Ama fazla vaktim yoktu, eve dönmeliydim ?bunları yarın konuşalım ama trip atma bana hem önemli şeyler söyleyeceğim sana? ?ne sölecen? ?kızım acelem var diyom sana ama kısaca söyleyeyim babam gelince bizimkiler seni istemeye gelecekler. Bu kadarı yeter sana gerisi yarın? ?tamam bakam? ?sadece o kadar mı. Amına koyayım ben o kadar uğraştım senin verdiğin tepkiye bak. Söyleyeyim gelmesinler madem niyetin bu kadarsa? deyip hiçbir şey beklemeden yürüdüm gittim. Arkama bile bakmadım. Neden derseniz hem onun tribine karşılık vermiş oldum. Hem de annemle sikiştiğimizi gören Neriman karşısında yağ gibi su üstüne çıkmaya çalıştım. Artık yarın ne olacaksa olacaktı. Onun benimle evlenmek istediğinden adım gibi emindim.Eve geldim ama anneme hiç bir şey anlatmadım. Yarın Neriman?ı iyice ikna edip defteri kapatmam lazımdı. Eşyaları mutfağa bıraktım ve salona döndüm. Bir süre annemle sağdan soldan sohbet edip saati iyice ilerlettik. Annem ?yatam mı oğlum gari? ?yatalım anne? dedikten sonra odaya doğru yürüdük. Annem önümde kıvırta kıvırta gidiyordu. Elimi kalçalarına atıp ?maşallah anne ne göt var sende? dedim annem geriye doğru bakıp gülerek ?çok mu güzeller? ?hem de çoook tam sikilmelik? dedim. Annemle o sırada odadan içeriye gelmiştik bile. Annem birden bana dönüp ?çok mu sikmek istiyon götümü? dedi bende ?hayatta hiçbir şeyi istemediğim kadar? dedim ve kalçalarından sarıldım ona. ?peki o zaman bu gece yapalım o işi? ?Allaaahhhh harikasın annem? dedim. Annemde bende hızla soyunarak yatağa uzandık. Annemin götünün bekaretini alacağım için çok ama çok heyecanlıydım. Bir günde iki taze götü ilk defa ben sikecektim. Şanslı çocuktum vesselam?

Köyde Annemi Siktim 3

Annem götüreceklerimizi hazırlayınca annemle Zeliha halamı bırakıp Nermin?le yola koyulduk. Nermin?le dağ yoluna doğru giderken önce hiç konuşmadık sonra yol ilerledikçe muhabbet etmeye başladık. Önce laf olsun diye ben muhabbeti başlattım ?Nermin sen kaç yaşındaydın? ?Bu sene yirmi olcen abi? ?Eeee köyde nasıl geçiyor hayat anlat bakalım? ?Nası olsun abi, iş güç derken akşam oluveriyo işte? ?Hııııı anladım? ?Peki abi sen anlatıve azıcık Ankara nası bi yer? ?Nasıl olsun işte şehir? ?Öle de ben hiç şehre gitmedim ki? ?Gerçekten mi kız? ?he valla. Bi kere bubam ilçeye götürdü o gadar? ?Allah Allah sen hiç Denizli?ye de mi gitmedin? ?gitmedim ya? ?ooooo kötü ya? sustu ses etmedi bir süre Nermin.Biraz sonra bu sefer sessizliği o bozdu ?Abi buralada çok canım sıkılıyo biliyon mu? ?neden ki? ?annem beni bi yerlere göndemez pek. Bi yengeme gidiyon, bi de gomşu gızla işe gitmezse onlarla oturuveriyoz? ?halam çok sıkıyo o zaman seni? ?pekte sıkmıyor aslında emme gidemeyon bi yere? ?ben buralarda oldukça sen gel bize benimde canım sıkılıyor laflarız beraberce? ?olur valla? sarp bir yere gelmiştik önden Nermin tırmanmaya başladı. Şalvarından taşan kocaman kalçaları burnumun dibine geliyordu. Elimi uzatsam avuçlasam mı diye çok düşündüm ama o tökezleyince elleme fırsatı da elime geçti. Nermin ayağı tökezleyince ?ayyhhh? demeden ben elimi götüne atıp destek oldum. Aslında utandı ama pembe pembe yanakları ile bana doğru dönüp ?sağol abi az daha düşüveriyodum? dedi. ?ne demek kız seni halama sakat mı götüreyim geri? gülüştük bir süre. Yolda bir süre üniversiteden bahsettim ona. Dinledikçe dinliyor iyice meraklanıyordu. Bir ara ?abi bi şey dicen emme kimse bilmicek? ?söyle bakalım? ?abi üniversitede gözel kız çok mu. Biz gızlanan gonuşurken öyle deyolar da? ?elbette güzeli de var çirkini de? ?hıııı? ?hıııı ya? ?gusuruma galma abi bilmediğimden soruyon cahiliz işte? ?ne diye kendini küçük görüyosun. Sen ordaki kızlara on basarsın? ?öyle mi deyon? ?he ya? ?mesela? ?mesela akıllı kızsın, zekisin bir de çoğundan güzelsin? böyle deyince gülümsedi Nermin ama bir şey diyemedi. ?bi şey daha sorcen? ?sor bakalım? ?çok mu süslenip püsleniyola? ?evet. Hepsi boya küpüne düşmüş gibi oluyor? gülüştük yine. ?ama sen gibi doğal güzelliği olan yok? ?öyle deme abi utanıyon valla? ?utanacak ne var bunda güzelsin işte. Dedim ya on basarsın onlara diye? ?essah güzelmiyim? ?güzelsin dedim ya kız? ?sen de yakışıklısın abi çok kızlar sana göz goyuyodur? ?hımmm pek yüz vermem ben okumaya gittim oraya? ?hııııı öyle diyon ama yine de sana asılıveriyoladır? ?oluyor ama yine de pek yüz vermem? ?peki gız arkadaşında mı yok? ?varrr? ?bak yine de birisi peşine düşmüş? ?düşse ne olacak ona da pek pas vermem ben? ?abi az dinlenem mi yoruldum valla? ?peki duralım biraz şurda?Çimenlere oturduk dinlenmeye başladık. Daha önce de bahsettiğim gibi Nermin vücut yapısı olarak bedeninin üstü cılız bir yapıdaydı ama alt taraf tam bir şaheserdi. Kalçaları yere yayıldığında geniş bir alan kaplıyordu. Her ne kadar gizli gizli bakıyorsam da bacaklarına ve kalçalarına baktığımı anlamıştır Nermin. ?Abi çok soruyon emme bi şey daha dicen? ?söyle bakayım? ?abi şimdik bu gızlar oynak mı oluyo okulda? ?yok kız onu nerden çıkardın? ?ne bile diyon ya öyle gonuşuyolar bizim gızlar? ?kim onlar? ?işte yan gomşumuzun gızı türkan ile ayşe. Onlar liseye gitti ya üniversite de gızlar çok oynak oluyo deyo? ?yok beeee inanma sen onlara. Ama bazıları değişik oluyo? ?değişik derken? ?yollu oluyorlar işte? ?aboooooo essah mı? ?he ya. Hem de ne oynak? ?ne ederler mesela? ?boşver? ?yok abi söyle valla hiç kimseye bi şey demem? ?işte onlar erkeklerle şey yaparlar? ?şey ne abi? ?kız söylettirme işte. O işi yaparlar? ?aboooooo? ?abooooo ya? ?bizim köyde yok mu yani öyle kız? ?va da?.? ?eeeeee? ?boşve abi benden duyulmasın? ?peki öyle olsun. Kız senin öyle oynaşın felan yok değil mi? böyle deyince kafasını eğdi yere bir şey demedi. ?şiiiiişşşt sana diyorum sen rahat duruyosun değil mi? ?abi ne biçim söz o onu nerden çıkardın? ?bir yerden çıkarmadım da sanki seninle arkadaşların rahat durmuyorsunuz gibi geldi bana bir de?? ?o ne demek abi. Neden yarım galdı sözün? ?boş ver? ?yok yok bişey ima ediyon bana? ?boşver kız? ?boşvemicen? ?peki bir de böyle kızların kalçaları kocaman oldu mu genelde ellettiklerinden büyüdükleri söylenir? utancından iyice başını yere eğdi. Dayanamadım yanına gittim. Çenesinden tutup yukarı kaldırdım başını ?özür dilerim sana karşı ayıp ettim söylememem lazım dı? ?yok ben istedim bu lafı? ?yok yok gerçekten kusuruma bakma? ?bakmıyon zati. Çok mu büyük benim galçalarım? ?ehh işte büyük? ?doru söle? ?büyük kızım işte? ?tamam gızma sormecen bişey gari? böyle deyince sarıldım ona ?tamam abisi kızmadım özür dilerim? öyle oturmaya başladık yine, ama ona iyice yakınlaşmıştım. O yan gözle bana bakıyor ama bir şey diyecek oluyor vazgeçiyordu. En sonunda hamleyi ben yaptım elini tutup ?üzdüysem affet? ?yok abi üzmedin ama?? ?aması ne? ?şey işte gocaman galçalı deyince ona gocundum? ?hımmmm gocunma hiç? omuz silkti Nermin ?kız gerçekten diyorum sana çok yakışıyor onlar? deyince bana doğru baktı bir şey söyleyecek oldu vazgeçti. Ama dur dur dayanamadı ?hakketten gözelmiyim ben? ?bence güzelsin? ?hakket mi abi? ?gerçekten kız? ?nerem gözel mesela? ?mesela kalçaların? ?hadi ordan hani gocamandı? ?kocaman ama enfes? ?o ne demek? ?büyükler ama çok güzeller? bunu söylerken elimi bacağına koydum. Yavaş yavaş bacağında elimi gezindirmeye başladım. Nermin hiç ses çıkarmıyordu. Biraz daha cesaret alıp elimi kalçalarına kadar gezindirmeye başladım. ?gerçek diyorum Nermin çok güzel bir kızsın sen. Seni alan erkek yaşadı? ?hııı yalan deyon? ?gerçekten bak şu kalçaların çok güzel yumuşacık kocaman. Koca götlü kızlar zevkli olurlar. Erkeklerine çok zevk verirler? artık ok yaydan çıkmıştı. Halamın kızına iş atmıştım resmen. Ellerimi kalçalarına götürüp avuçlamaya başladım. tepki görürüm diye korkarken o yan dönüp okşamama daha da fırsat verdi. Ben ona doğru öpmek için hamle yaparken ?abi biri görüveri? dedi. ?kimse görmez kız ne olacak? ?abi az ilerde goru başlıyor oraya gidem? bu söz açık bir davetti. Peki anlamında kafamı salladım ve ayağa kalkıp ilerlemeye başladık. Korunun içerisine doğru girdiğimizde bir anda elimdekileri bırakıp arkadan Nermine sarıldım. ?kız çok güzelsin delirttin beni? ?abi dur? ?yok durmak falan yok? ?abi gören olur? ?olmaz kimseler görmez. Hem görürlerse de istetirim seni çok güzelsin dayanamıyorum? bu sözü duyunca Nermin yelkenleri indirdi. Ellerindekileri o da bıraktı. Arkadan ona sarılmış vaziyette bacak arasını okşuyor götüne sikimi dayıyordum. Yazmasının kenarından boynuna öpücükler kondurmaya başladım. Hiç tepki vermiyordu. Elimi ön tarafına atıp amını okşamaya başladım. Nermin elini elime götürüp çektirmeye kalktı. Elimle amını iyice sıktım ve am dudaklarını sertçe okşamaya başladım. Elimi göğüslerine doğru atıp okşamaya başladım. Gömlek üzerinden fazla büyük gözükmeyen memeleri elimi gayet güzel dolduruyordu. Nermin bacaklarını kısıp okşamama engel olmak istiyordu hala. Kulağına eğilip ?sal kendini rahat ol çok zevk alacağız? dedim ve boynuna öpücük kondurmaya başladım hafif hafif. Nermin de kendini bırakmış onu okşamama izin vermişti. Bir süre ayakta onu o şekilde okşadıktan sonra kendime doğru çevirip dudaklarına yumuldum. İnce dudakları dudaklarımın içinde erirken artık o da ?ımhhhh? diye inlemeye başlamıştı. Bir ağaca doğru çekip onu sırtını ağaca yasladım ve iyice yumuldum. Ateşli bir şekilde öpüşüyorduk. Ellerim kalçalarını yoğururken Nermin elleriyle başımı tutmuş dudaklarını dudaklarıma iyice yapıştırıyordu. Dakikalarca öyle öpüştük Nermin artı kendini iyice bana bırakmıştı. Kalçasının birisini yoğurmayı bırakıp bacağından tutarak kendi belime doğru bacağını çektim. Kalkmış sikim kasıklarına baskı uygularken o dudaklarımı ısırmaya emmeye başlamıştı. Bir süre sonra birbirimizden ayrıldık. Gözleri ile beni yiyecek gibi bakıyordu. İkimizde ağaca sırtımızı verip oturduk ağacın dibine. Bir sigara yaktım elimle bacağını okşuyordum şalvarı üzerinden. Derin bir nefes çektim ?Çok ateşlisin kız? dedim, Nermin utanıp başını eğdi aşağıya doğru ?Utanma kız ne var bunda bir erkek sana böyle iltifat ediyorsa daha ne istiyorsun. Kim bilir yatakta nasıl sevişirsin sen? ?ya öyle deme abi? ?neden kız? ?utanıyom işte ondan? ?utanma kız utanma. Harika birşeysin sen? ?hadi ordan kimlere diyondur sen böle? ?yok be kız. Var çıktığım gezdiğim kızlar ama öyle her önüne gelene de iltifat etmem? ?essah mı diyon abi? ?gerçek diyorum ama abi deme artık bana yalnızken? ?ne diyem peki? ?aşkım de? başını yine önüne eğip utangaç bir tavırla ?yok diyemem ben öle? dedi ?neden kız? ?ne bilen diyemem işte? ?peki sen bilirsin ama insan abisine ellettirir mi? ?abii yaaaa? ?bak gördün mü? ?neyi? ?ya deyim olarak dedim ürkme hemen? ?hıııı tamam? ?peki Nermin sen benden başka birisi ile elleştin mi hiç? ?erkek olarak mı? ?yoksa kızlarla birşeyler mi yapıyorsunuz? ?yok yok öle demek istemedim? ?hadi hadi anlat bakalım? ?ya işte gızlanan yannız galınca ağda felan yapıyoz ya o zaman elleşiyoz da ondan dediydim? ?haaaa anladım. Peki erkeklerle elleştin mi hiç? ?yok valla abi? ?tamam kız yemin etme. Sen hiç yarak görmedin o zaman. Ellemedin de? ?şey videoda gördüm ama gerçek görmedim? ?hımmm görmek istermisin? omuz sıktı kafasını öne eğerken. ?görmek istermisin kız? ?yok yok istemiyon? ?neden kız? ?ne bilen istemiyon? ?emin misin bak daha sormam? ?aslında isdeyon da istemiyon? ?o nasıl oluyo kız utanıyorum de sen şuna? ?he öle işe? fermuarımı yavaşça açarken Nermin de bana doğru bakıyordu. Elimi içeri sokup sikimi kavrayarak dışarı çıkardım. Elimle kavradığım sikimi ona doğru çevirdim. Nermin öyle baka kaldı sikime. Elimle sikimi okşamaya başladım, sikimi sıvazlarken ?bak işte gördün şimdi dokunmak istermisin? ?hı hı? ?gel o zaman al eline? Nermin utangaç bir şekilde elini sikime doğru uzattı. Eliyle sikimi tuttu ve hafif hareketlerle okşamaya başladı. Elimi elinin üzerine koyup hareketlerine yardım ediyordum. Belirli bir ritimden sonra işi tamamen ona bıraktım. Yavaş yavaşta zevke geliyordum. Başından tutup ?şimdi de ağzına al onu yala? dedim hiç itiraz etmeden hafifçe önüme eğilip başını yalamaya başladı. Ağzına hafif hafif sokup çıkarıyordu sikimi. Başından tutarak daha da çok bastırdım. Bir ara öğürmeye başladı. ?çok fazla sokma boğazına birazda ağzına sokup çıkarırken parmağını emer gibi yap? dedim. Başını salladıktan sonra kendisi sikimi kökünden kavrayarak ağzına sokup çıkarmaya ve vakumlamaya başladı. Anneme göre daha güzel yapıyordu bu işi. Yanaklarından tükrükleri taşa taşa dakikalarca sikimi emdikten sonra başını geri çektim tutarak. ?Şimdi elinle okşamaya devam et? dedim. Hiç ses etmeden dediğimi yapmaya başladı. Boşalmak üzereydim artık ve okşamalarına dayanamayarak döllerimi toprağa fışkırtmaya başladım. Ben boşalmaya başlayınca Nermin elleriyle okşamayı bırakmış öyle sikimi izliyordu. Sikimin kasılmaları bittiğinde kendimi fena halde rahatlamış hissettim. Nermin?e doğru dönüp dudaklarına yumuldum. 2-3 dakika öpüştük yan yana geç kalmamak için toparlanıp yolumuza devam ettik. Yolda ikimizde babamın yanına ulaşıncaya kadar konuşmadık. Babamın yanına gelince azıkları bırakıp fazla zaman kaybetmeden geri dönmeye başladık. Nermin?le yan yana yürürken yanaklarının al al kırmızılığı hala geçmemişti. ?Nermin hiç konuşmuyosun? ?Ne diyem abi? ?Ne bileyim söyle işte birşeyler? ?Dicek bişey yok ki abi ne diyen? ?tamam tamam konuşma bakalım? bir süre daha yürüdük, tam Nermin ile seviştiğimiz yere gelince ?Abi dinlenem mi biraz? dedi, olur gibisinden başımı salladım. Bir ağacın dibine yan yana oturduk. İkimizde öylece çevremize bakıyorduk. Bir sigara yaktım içmeye başladım, elimi de Nermin?in bacağına atıp okşamaya başladım şalvarı üzerinden. Elimi şalvarın belinden içeri sokup dolgun kalçalarına el attım. Kalçalarını yoğururken Nermin önüme doğru sokuldu. Bacaklarımı ayırdım ve iyice önüme kalçalarını sikime yapıştıracak şekilde oturdu. Kendini hafif bana yasladı. Başı göğsümdeyken elimi önüne atıp okşamaya başladım. Okşadıkça Nermin daha da gevşiyordu. En sonunda elimi şalvarının içine soktum ve külotunu da aşarak amını okşamaya başladım. Amı terden ve zevk sularından vıcık vıcık olmuştu. Elimle küçücük amcığını okşarken boynunu öpüyor hafiften morartmadan emmeye çalışıyordum. ?Kız keşke kız oğlan kız olmasaydın şimdi ne sikerdim seni şuracıkta? ?ımhhhh keşke abi ımhhhhhh? ?götten sikeyim diyecem ama ilk yapınca acır bağırtına çağırtına milleti toplarız buraya? ?ımhhhh yok abi ordan yaptırmam? ?nedenmiş o? ?boşver ımhhhhhh? ?söyle bakayım nedenmiş? ?çok acıyomuş abi? ?nerden biliyon? ?sölerin ama ımhhhh kimseye söyleme abi? ?tamam tamam? ?türkan dediydi arkadan yapınca çok acıtıyo diye? ?bak sen demek vermiş öyle mi arkadan? ?ımhhhh bilmeyon onu abi? ?Nermin evet götten ilk yarak yiyince acır ama sonra çok zevk alırsın amdan bile daha çok verir götten yarak yemek. Kızlar bir kere yedi mi bayılır götten sikişmeye? ?ımmmhh ne bilen abi? ?dur kız seni ben şimdi zevkten delirtecem? ?abi kötü bi şey yapma emi? ?yok kızlığına hiç bir şey olmayacak? diyerek Nermin?in arkasından çekildim ve onu hafifçe yatar pozisyona getirdim. Şalvarını tutup aşağıya doğru indirirken ?abi ne olur yapma gözün sevem? dedi ?kız dur sana söz diyorum kötü bir şey yapmayacağım sana? dedim ve külotunu da aşağıya indirdim. Amı çizgi gibi daracık önümde duruyordu. Hafifçe bacak arasına doğru eğilip amını öpmeye başladım. Bacaklarının titremesinden korktuğunu anlayabiliyordum. Ter kokulu tertemiz traş edilmiş amcığının dudaklarının arasına dilim temas ettikçe gerginliği gitti. Artık derin derin inliyordu. Sık sık nefes alışından zevk almaya başladığını tahmin edebiliyordum. Bızırını emdikçe o kasılmaya başladı. 5 dakikalık yalamadan sonra kendini kasarak boşladı Nermin. Bir süre daha yalayıp am sularını içtim. Daha sonra önünden çekildim ve yüzüne baktığımda kıpkırmızı kızardığını gördüm. O kendini toplayıp düzeltirken ben de yanına oturup bir sigara daha yaktım. Nermin rahatlamanın verdiği halle yanımda sessizce ağaca yaslanmış oturuyordu. Konuşmaya başladım ?hiç boşalmışmıydın daha önce? ?boşalmak ne abi? ?az önceki haline boşalmak denir? ?yok abi ilk defa oldu? ?güzelmiydi peki? ?hı hı? ?o kadar mı? ?güzeldi be abi söylettirme işte? gülüştük bir süre onun o sözüyle. ?kadın çok zevk alınca işte senin gibi kasılıp boşalmaya başlar. Ahh bir de kız olmasan da yarağın tadına baksan ne çok zevk alırsın sen ama kızsın işte? ?gerçek mi diyon abi? ?gerçek ya. Kız bir gün götten sikeyim seni müsait olunca? ?yok olmaz acıyomuş? ?ilkinde amında acıyacak? ?sahi mi? ?evet? ?ha am ha göt ama birisinde kızlığın gitmemiş oluyor işte? ?hımmmmm? ?hadi kız söz ver ilk fırsatta götünü siktir bana? ?tamam ama acıtmamaya çalışcan? ?tamam tamam en az acı çekeceğin şekilde olacak. Hem bak göreceksin acayip zevk alacaksın sonra? ?tamam o zaman ilk fırsatta olcek? ?ne olacak? ?şey işte dedin ya abi? ?ne dedim? ?götten şey etcen beni işte? ?kız şunun adını tam söyle? ?aman abi ilk fırsatta götten siktircen sana? ?tamam bakalım? diyerek dudaklarından uzun uzun öptüm ve ayaklandık köye dönüş için. Sallana sallana köye geldik. Eve geldiğimizde avluda halam ile annem oturuyormuş. Zaten ikimizde yol ve boşalmanın da etkisiyle iyice yorulmuştuk. Yaslanıp öylece dinlendik biraz. Halam anneme ?gelin yarın bizim bostana iki çapa vurup gelem gız? ?olur aba? ?sabahınan gidem o zaman? ?tamam tamam? ?benim herife diyen göyüp gelivesin bizi motorunan tarlaya? ?tamam aba. Gahvaltıyı ede gideriz? ?olur bakam? ?ooooo sabah erkenden kahvaltı mı yapacağız yani? dedim. Annem ?yok yok gurban olduğum biz halanla iki bardak içe çıkarız. Nermin de uyanıp geliverir siz birlikte yapasınız? ?hah öyle olsun ya? ?olmamı hiç yeğenim. Nermin gelip hazırla gahvaltıyı sana sonra uyandırıverir seni? ?he ya olur hem evde yannız galınca sıkılırın ben abimin yanında beklerin sizi? bende söze girdim hemen yarın bizimkiler bostan çapasındayken rahatça Nermin?in güzel götünü sikebilme şansım olurdu ?elbette nasılsa bende boş boş sıkılıyorum köyde sen çay yaparsın avluda oturur içeriz bol bol? ?ne demek abi yaparım elbet? halam ?hamarattır benim gızım? dedi ve gülüştük. Akşam üzerine kadar oturduk avluda halam ve Nermin vedalaşıp evlerine gittiler. Annem ?ben yicek bişeyler yapayım akşama? diyerek içeri geçti. Bende avluda oturduğum yerden Nermin?i yarın evire çevire sikme hayalleri kurmaya başladım. O kadar dalmışım ki annemin ?yemek hazır hadi gel yiyem? sesiyle kendime geldim. ?tamam anne geliyorum? diyerek yerimden kalkıp içeri doğru yöneldim. Annemle karşılıklı yemeğimizi yedikten sonra annem önce mutfağı topladı. Bende tv yi açıp saçma sapan programları izlemeye başladım. Annem işi bitirince yanıma gelip oturdu. ?eeee ne yaptınız bakam Neriman?la, buban ne ediyo? ?hiççç ne yapalım anne gittik geldik işte, babam da ne olsun uğraşıp duruyor koyunlarla? ?eyi gızdır Neriman? ?hı hı? ?emme sankim sende de gönlü va gibi? ?o nerden çıktı anne hala kızı o? ?nerden çıkcek adını duydumu yanakları al al oluyo, hele bi de seni gödümü sorma gari deve guşu gibi başını nere sokceni bilmiyor? gülmeye başladım. ?öyle diyosun yani. Ne yapalım isteyelim mi yakışır mı bana? ?ne bilen gönlün olursa isteriz olum? ?daha okul var anne erken öyle şeylere? ?hıııı okul olmasa gönlün var öle mi? ?ne bileyim olabilir aslında? ?hıh kendine yakıştırıyon öle mi? ?anne az önce sen dedin ya, sen yakıştırıyorsan neden olmasın? ?olmaz öle herkesi sana garı diye almam? ?anne bi alemsin hem böyle böyle diyosun sonra da olmaz diyosun. Kıskandın mı yoksa sen? ?yok be ne gısgancem? ?eeee o zaman. Fıstık gibi edepli kız daha ne olsun. Nasipse olur valla? annem ses etmedi. Anladığım kadarı ile kıskanmıştı. Elimi yavaşça belinin arkasından geçirip kendime doğru çektim. ?Sen benim ebedi aşkımsın, karım kim olursa olsun gönlümün önceliği hep senindir. Canım aşkım, karıcığım benim? bu sözlerimle annem gevşeyip bana doğru sokuldu ve omzuma doğru devrildi. ?eninde sonunda everecem seni emme ne bilem herkesi beyenemiyon öle? ?hımmm. Beğendiğin biri olursa onu alırız sultanım. Ama Neriman konusuna gelince bana sorarsan olmaz demem? ?bak hele neden olmaz demenmiş? ?neden olacak güzel kız da ondan? ?sankim bugün bişeyle ettiniz siz bana öle geliyor? ?aman annem ne edeceğiz? ?hadi hadi de bakem. Sabah gittiniz akşam üstü geldiniz. Nele oldu annat baken? ?çok mu merak ediyosun. Anladım senin bu agresif halin ondan. Tamam anlatayım o zaman? diyerek anneme yolda yaşadıklarımızı anlattım annem anlatmam bitince ?abooooo bak sen bizim oğlan önüne geleni dizcek yakında? dedi ?yok be anne ne alakası var. Beğendim kızı aslında, zarar vermek istesem elimde fırsat vardı ama yapmadım? ?o da doğru? ?ama bi söz aldım Neriman?dan? ?ne ola ki o? ?en kısa zamanda götten verecek bana? ?abooooo bak sen şunlara? ?ne dersin iyi mi kötü mü olur? ?sen bilin oğlum? dedi ve elini önüme atıp sikimi avuçlayarak ?bundan beni mahrum etme de gerisi ilgilendirmez beni? dedi. ?bende elimle şalvar üzerinden amını avuçlayıp ?sende böyle am olduktan sonra sikimi eksik etmem içinden. Aşkım benim bu sik sana ait. İstediğin zaman emrine amade? ?amımda sana ait yavrum istediğin zaman ganırta ganırta sik? ?sikmem mi hiç kız? başladık gülüşmeye. Bir süre gülüştükten sonra ?saat gece yarısına yaklaşmış yatalım mı siz sabah bostana gideceksiniz? dedim ?hadi yatam madem? dedi annem.Benim yatağa doğru ilerlerken aklıma yüklükteki yer yatağı eldi. Anneme ?yer yatağını serelim mi benim yataktan daha geniş olur? dedim. ?olur olum olmamı hiç? hemen yatağı yere serdim annem de üzerine bir çarşaf serdi ve yorgan da indirdik hazırladık yatağı. Annem odasına soyunmaya giderken ?aşkım çırılçıplak gel olur mu? diye seslendim, ?deli olan seni? dedi kikirdeyerek. Annem odasına gidince ben bir güzel soyunup yorgan altına girdim ve beklemeye başladım. Annem odaya geldi tabi benim istediğim gibi çırılçıplak şekilde. Yere doğru hamle yapınca kolundan tuttuğum gibi çektim kendime doğru ve yatağa düştü. Elimle vücudunu deli gibi okşarken dudaklarına yumuldum güzel güzel öpüşüyor emişiyorduk. Annem öpüşmemiz sırasında yavaş yavaş yorgan altında yanımda yerini alıp iyice kollarıma bıraktı kendini. Bir taraftan öpüşürken bir taraftan da onun amına sikimle badana çekiyordum. Ben amına sikimi sürttükçe annemin amı iyice sulanmış kıvama gelmişti. Yavaşça annemin üzerine çıkıp bacak arasına girdim ve sikimle amına yüklenmeye başladım. İçine tamamen girince annem kollarıyla sardı beni ?goçummm ohhhhh sikkkkkk beni sikkkkk? hiç ses etmeden yavaşça hareketlenmeye başladım. Anneme abanmış amına sikimi köklerken memelerine doğru eğilip meme uçlarını emmeye başladım. Annem kendinden geçmişçesine ?ımhhhh ohhh? sesleri ile odayı inletirken ben tempolu şekilde sikmeye devam ediyordum. Beş dakika oldu olmadı annem bacaklarını belime dolayıp kasılarak boşalmaya başladı. Bende o boşalırken üzerine iyice uzanıp dudaklarını öpüp dişlemeye başladım, annem kasılmaları bitince bana karşılık vermeye başladı. Bir süre öyle öpüştük sonra yine git gellerime başladım. ?erkeğim benim sikici erkeğim oğluuummmmmm? ?ohhh annem karım benim? ?sikk ananın amını ımhhhh? ?sikiyorum annem sikiyorum? ?sik erkeğim kanırta kanırta sik beni? ?ohhh annem sen sikmemi iste istediğin kadar sikerim ben seni? ?her zaman sik, sikin amımdan eksik olmasın? ?olmasın annem ohhhh? ?ımhhhhh güçlü erkeğim benim sik ananı ımhhhh? ohhhh sikiyorum annemin daracık amcığını sikiyorum ohhhh? ?sik oğlum sikkkkkkk? ?annneeeemmmmm? annemin sözleri ve inlemeleri ile iyice coşmuş vaziyette git gellere devam ettim en sonunda boşalmaya yaklaşıştım ?annne geliyorum? diye bağırdım o sırada annem yine kendine kenetledi beni ?gellll goçummmm gellll dölle ananın amını gelllll? ve dayanamayarak son bir hamle daha yapıp döllerimin annemin amına attırmaya başladım. Üzerine uzanıp kalmıştım sikim ritmik kasılma hareketleri ile annemin amına döllerimi attırırken. Boşalmam bitince yanına devrildim. Annem göğsümü okşarken ?bir gün beni unutcan teze bir gız bulcan? dedi ?abartma anne sana söyledim sen hayır artık olmaz diyene kadar seni bol bol sikecem? ?öle diyonda elin tezesi goynuna girince unutursun beni sen? ?saçmalama. Sen hayatımda hep olacaksın? ?öle mi diyon? ?evet ya öyle diyorum. Daha senin açılmamış şu göt deliğini sikecem? diyerek elimi kalçalarının arasına doğru soktum ?ordan olmaz? ?neden? ?dedim ya olmaz? ?olacak anne babam amının bekaretini almış bende götünü sikerek seni karım yapacam? ?hııı öle mi deyon? ?evet? ?günah emme? ?olsun şimdi sevaba mı giriyoruz? ?o da öyle? ?o zaman sorun yok sen hazır olduğunda o götünü sikecem? ?tamam bakam nassı olsa gurtuluş yok? ?hah şunu bileydin? ?eee şey dicen? ?ne diyeceksin? ?Nermin işini ne etcen? ?onu da yarın halletcem siz yokken? ?bak sen benim oğlana? ?eeee o fırsat kaçar mı. Nermin eve kadar gelecek siz tarla da olacaksınız. Bende işimi göreyim? ?gör bakalım. Emme gızlığına dokanma başına iş açma emi? ?tamam tamam sadece götten yapacağım onu zaten? ?öyle deyosan? ?annneee dedim ya daha ileriye gitmem. Kızın hayatını mı yakayım? ?tamam tamam? ?annem benim? ?oğlummmmmm? yine dudaklarımız birbiri ile buluştu ve vücutlarımız birleşti. Akşam annemle sarılıp birbirimize kenetlenerek uyuduk. Koynumda onun olması bana büyük mutluluk veriyordu. Aslında keşke her an koynumda uyusaydı, hep benim olsaydı. Hayatında bu zamana kadar seksi yatak yorgan arasına girerek 2-3 git gelle geçiren bir kadın için harika sevişiyordu annem. Bir de seksin zevk noktalarını tam olarak öğrense sanırım tam bir seks abidesi olurdu. Ahh bir de yarın olsa da halakızının götünün tadına baksam diye düşünerek dalıp gitmişim güzel rüyalara?

Sel Dağı’nın Mağarası

Üniversitede kulüplerde faaliyet yapanlarınız olmuştur. Ben çok sosyal biri olmamama rağmen ilgimi çeken Dağcılık ve Mağaracılık Kulübü’ne takılmıştım bir ara. Bilmiyorum bizim üniversiteden dolayı mıdır, kulübe gelenler hep değişiyordu. Galiba çoğunluğu heves olarak geliyor ama en sonunda kimsenin ne zamanı, ne de gidilecek yerlere harcayacak parası olmadığı için sadece konuşmak ve planlamakla geçen toplantılar kalıyordu. Genelde hevesi olanların parası olmazdı, parası olanların da hevesi.

İşte böyle bir kulüp ortamında, herkesin bildiği ama pek kimselerin gitmediği bir mağara gezisi planlamıştık. Aslında sene başından beri konuşulsa da, en sonunda ikinci sömestrdeki vizelerden sonra gidilir diye düşünüyorduk. Toplantılara bazen yirmiyi aşkın arkadaş gelir, özellikle sınav zamanı kimse gelmezdi. Geçen seneden son anda iptal edilen gezinin travmasıyla bu sene de gidilmez diye düşünüyordu herkes. Ben ise en azından yol parasını denkleştiririm, sonra gerisini de borç filan bulurum diye planlıyordum. Tabii işin ekipman tarafı da vardı. Onu da kulüpteki elemanların bağlantılarıyla veya katkılarıyla çözeriz diye aklımdan geçiriyordum.

Sene başından beri planladığımız mağara gezisi yaklaşmıştı. Önce vize haftası yaklaşıyor diye azaldı kulübe gelenler, sonra vize haftasında ben de gidemedim pek. O yüzden kimlerin gideceği son güne kadar pek net değildi. Bu arada kulüpte benden başka gelmesini beklediğim arkadaşların isimleri Vedat, Zafer, Ergün, Selda ve Nehir idi. Yani bir aksilik olmazsa 2 kız, 4 erkek gidecektik. Geçen seneki planda daha fazla kişi katılacak diye konuşuluyordu. Bu sene anlattığım gibi katılımın az olacağı belliydi.

Plana göre vize haftasının ertesi Çarşamba günü yola çıkılacak, iki gece kamp yapılacak ve sonra hafta sonu da dönüş yapılacaktı. Ekipman konusunda herkes Zafer’e güveniyordu. Zafer bir zengin çocuğuydu ve aslında kendisi de zaman zaman okul dışında kamplara giderdi. Sanırım babasının da merakı olduğu için, çocukluğundan beri babasının teşviği ile böyle etkinliklere gidiyordu. Yalnız her zengin çocuğu gibi Zafer eşya paylaşımı konusunda biraz cimriydi. Ona ne kadar güvenebileceğimizi bilmiyorduk. Bu konuda bir süre Zafer’le çıkmış olan Selda’nın Zafer’i ikna edebileceğini içimden geçirdim. Yalnız Selda ile Zafer aralarında ne geçtiyse kötü ayrılmışlardı. Hatta kulübe ikisi de gelmesine rağmen birbirleriyle pek konuşmazlar, hatta biri geldiyse diğeri bir bahaneyle erkenden ayrılırdı.

Vize haftası geziyi düşünecek durumda değildim, okulu ciddiye alan her öğrenci gibi. Vizeler bittikten sonra, biraz sersemlemiş olsam da gezi tekrar aklıma gelince kafamı rahatlatacağı düşüncesi, geziye katılma isteğimi arttırdı. Kulübe pek gelen giden yoktu. Ergün’le konuştum, “Gelirim tabii” dedi. Vedat, Zafer gelirse gelmem diyordu. Nehir ise ailesinden izin alma durumuna göre belli olacaktı, tabii Selda’nın gelmesi şartına bağlıydı gibi görünüyordu. Selda ise üniversitede tanıdığım, en rahat ve bir o kadar da gizemli bir arkadaştı. Derslere pek girmezdi, pek ortalıkta görünmezdi ama demek ki zeki bir kızdı, hep iyi notlar alırdı. Selda’nın gelip gelmemesine baştan beri tahmin yürütmek oldukça zordu.

Salı günü de kimlerin geleceği belli değildi. Dolayısıyla otobüs biletlerini bile almamıştık. Sonradan herkes kendi biletini alsın diye konuşuldu. Ben artık gezinin yapılacağı kanaati oluştuğu için biletimi aldım. Aslında ortada ekipman bile yoktu. Yola çıkılacağı gün olan Çarşamba günü Selda’nın da biletini aldığını öğrendim ama onu göremedim ne okulda, ne kulüpte. Zafer’in geleceğini düşünüyordum, çünkü Pazartesi günü kamp ve tırmanış ekipmanlarını kulüp odasına bırakmıştı. Vedat isteksizdi o yüzden. Aslında Vedat da ekipman sağlayabilirdi, tanıdıkları vardı tırmanış ekipmanları olan. Nehir’in sınavları kötü geçtiği için ailesi izin vermemiş dediler. Bence zaten izin vermeyeceklerdi ya, neyse. Kesin gelirim diyen Ergün “Yok abi boşa masraf, hem ne göreceğiz orada” filan demeye başladı. Bu durumda ben, Selda ve Zafer veya Vedat’tan biri gelecek gibi görünüyordu. Zafer, Vedat’ın “O gelirse ben yokum” dediğini duymuş, “O zaman ben gelmiyorum” diye haber salmıştı. Vedat da Zafer gelecek diye bildiği için, kendine ona göre plan yapmış. Bu durumda Selda’ya ikimiz kalmıştık. Selda’nın numarasını aldım kulüpteki bir arkadaştan ve aradım, durumu anlattım. Selda beklediğimin üzerinde sıcakkanlı cevapladı, kulüpteki ekipmanları sordu yerinde duruyor mu diye. Ben “Duruyor tabii. Hatta Vedat da ekipman sağlayabileceğini söylüyordu” dedim. Selda, “O zaman Vedat’tan da alalım kamp malzemesi ve ekipman çıkalım bu akşam yola” dedi. Ben gidip gitmeyeceğimiz, hatta otobüs biletini iptal edelim mi diye sormak için aramışken Selda yol hazırlıkları ve daha önce konuştuğumuz detayları anlatmaya başlamıştı.

Selda’ya sordum, “Zafer’e söyleyelim mi ekipmanlarını alacağımızı kulüp odasından” diye. “Gerek yok sormaya, bana bir şey diyemez. Yalnız sen de Vedat’tan eksikler varsa tamamlamayı unutma” diye karşılık verdi. Çarşamba günü, hem kulüpten ekipmanları çıkartmak, sonra Vedat’ın aracılığıyla ikinci takım malzeme ve eksikleri tamamlamak için gün boyu koşuşturdum. Selda ile gün boyunca telefon trafiğimiz durmuyordu. Selda sanki telefonla herşey çözüyordu. Oradan oraya koşturan bendim halbuki. Gerçi Zafer’e gitti mi haber bilmiyorum, o tarafı çözmüş görünüyordu.

Sonunda otogara iki koca kamp çantasıyla gittim. Selda ben yoldayken bile, şunlar şunlar eksik mi diye beni darlıyordu. Bir de otobüse yetişememe ihtimalim belirince, bende soğuk terler de boşalmaya başlamıştı. Selda ise telefonda gergindi, konuşmalarımıza baksanız bütün gerginliği o yaşıyordu. Buna rağmen son dakikada geldiğim halde Selda sanki hiç bir şey olmamış gibi sıcakkanlı güler yüzle karşıladı. Ben daha fazla gerginlik çekmek istemediğim için hemen yumuşadım. Kamp çantalarını bagaja verince yaşadığım rahatlama hissini anlatamam. İşte o zaman gideceğimiz yeri düşünmeye başladım.

Otobüste Selda ile yerlerimiz ayrıydı. Muavine söyledik bizi birleştir diye. “Herkes otursun sonra” dedi muavin. Selda zaten tek kişilik koltuk seçmiş kendine. O yüzden kolay oldu koltuklarımızı birleştirmemiz. Selda ile ilk kez böyle uzun uzun baş başa konuşacaktık. Sohbetin başları tabii nasıl gün içinde stresle oradan oraya koşturmam üzerineydi. Selda da şununla konuştum, şunu aradım, şunu hallettim diye nasıl her şeyi çözdüğünü anlatıyordu. “Bütün gün koşturan bendim” diyemedim, daha ilk saatlerden aramız bozulmasın diye.

Gideceğimiz mağara küçük bir ilçenin yakınlarındaki bir dağdaydı. Mağaraya ya vadinin aşağısındaki ovanın yamacına kurulmuş ilçenin içinden geçerek gidebilirdik, ya da dağın arka tarafındaki boğazı geçtikten sonra ikiz tepeleri aşarak yaylada biraz oyalandıktan sonra mağaraya yukarıdan dalacaktık. Biz ilçe merkezinden gitmeyi tercih etmiştik. Prosedür gereği dağa çıkmadan jandarmaya haber vermemiz söylenmişti, olur da kaybolursak sonra bizi aramaya gelsinler diye. Jandarmaya gittiğimizde erler bizi komutanın odasına yönlendirdi. Selda rahattı ama, ben askerliğimi de yapmadığım için nedense gergin girdim komutanın odasına. Komutan bir astsubaydı, bizi görünce önce biraz süzdü ikimizi. İlk sözleri “Nişanlı mısınız” diye bir soruydu. Selda ve ben “Ne alaka” der gibisinden birbirimize baktık güldük sessizce. Komutan “Aileleriniz biliyor mu” diye sordu. Aslında dağa çıkacağımızı değil de, beraber baş başa çıkacağımızı biliyorlar mı demek istiyordu. Ben, “Evet mağara gezisine çıkacağımızı biliyorlar” dedim. Komutan Selda’ya dönüp, “Sadece ikiniz olduğunu da biliyorlar mı?” dedi. Selda, “Ne olacak ki, tek başıma gitmiyorum ki” dedi. Selda’nın cevaplayış tarzından, ona nasihat edemeyeceğini anladı. Sonra bir takım teknik sorulara geçti, ne kadar kalacaksınız nereden çıkacaksınız gibi. Biz de bir an önce işlerimiz bitsin de çıkalım havasındaydık.

İlçe merkezinde önce bir çorbayla bir şeyler yedik. Hatta kamp öncesi son normal yemeğimiz diye düşünüp, yiyeceğimiz yemeklerin fiyatına göre seçmedik. Yemekten sonra bir marketten yiyecek azık tarzı bir şeyler alıp, dağa ve mağaraya doğru yola çıktık.

İlçe bir vadinin altına uzanan bir ovanın dağa bakan yamacında kurulduğu için ilçede yerleşimin bittiği yerde dağ başlıyordu zaten. Hatta bu ilçenin yeni yapılan evleri vadinin altındaki ovaya kurulduğu için geçenlerde sel felaketiyle gündeme gelmişti. Hatta o yüzden gideceğimiz mağaraya arkadaşlar arasında Sel Dağı’nın mağarası ismini takmıştık. Selda önceki günkü telefon trafiğindeki konuşmalarımızdaki mesafeli tavrının çok uzağında sıcak bir sohbetle yürüyorduk. Tabii onu çok az tanımamın da etkisiyle onun konuşmasına daha çok izin veriyordum, onun da hoşuna gidiyordu konuşmak. Konuştuğundan mıdır, benden daha çabuk yoruluyordu ve mola veriyorduk sık sık.

Mağara ağzına geldiğimizde hava kararmak üzereydi. Mağaranın girişinde kamp kurmak yerine içinde daha güvenli olacağımızı düşündük. Önce ben, arkamdan o takip etti. Mağara ağzından girdikten sonra, biraz açıklık vardı ve gün ışığı artık oralara kadar gelmiyordu. Mağaranın girişinde daha önce piknik yapmış veya mola vermiş birilerinin atıkları vardı ama mağara içine pek girilmemiş gibiydi. Bir insanoğlu bir yere girecek de, çöpünü bırakmayacak mı. İnanılacak bir şey değil. Selda’nın da benim de kanaati çöp görmediğimiz için, mağaranın yaklaşık on metre kadar içlerine daha önce kimsenin gelmemiş olmasıydı. Bu on metrelik alanda sarkıt ve dikitler vardı ve düzlüklerinde ıslaklık olan yerler oldukça kaygandı. On metrelik bölümü geçtikten sonra mağara bitmiş gibi görünüyordu ama, ben yaklaşık üç metrelik duvarın üstünde bir boşluk fark ettim. Oraya tırmanmak nispeten zor değildi, etraftaki sarkıt ve dikitlerden dolayı. Yine de ıslak yerlerin kayganlaşması ilk denememde düşmeme sebep oldu. Selda kayganlaşmasından hoşlanıyordu, eğlenceli buluyordu. Birkaç manevra ve farklı dikitleri deneyerek şifre çözer gibi ilerlemem o yukarıdaki boşluğa çıkmayı başardım. Oradan sonra dar bir koridor var görünüyordu. Fenerle ışığı tutunca geçebilecek gibi gördüm. Selda’ya burasının nereye çıkacağını görmek istediğimi söyledim. Selda onu orada bırakacağımı sandığı için çekindi. “Merak etme çok uzaklaşırsam, dönerim. Tehlikeli görürsem zaten sen yakınımda değilsen denemem bile” dedim. Selda’yı endişeli gözlerle aşağıda bırakıp, sürünerek dar koridordan ilerledim. Sanırım yirmi metre kadar kah genişleyen, kah daralan koridordan geçtiğimde bir geniş mağazaya ulaştım. Işık olmadığı için ferah görünmüyordu ama, ikinci fenerimi de açınca oldukça geniş sayılabilecek bir alan olduğunu gördüm. Altı ise göl gibiydi. Dönüp Selda’ya haber verdim. Selda çok meraklandı, “Ben de görmek istiyorum” dedi. Selda’yı benim olduğum yere çıkmasını sağlamak epey zor oldu. Yanımıza sırt çantalarımızı da alacaktık ve tabii ki aldığımız azıkları da. Mağaranın giriş mağazasında olmaktansa benim keşfettiğim mağazada olmak daha güvenli görünüyordu. Selda’yı çıkaramayınca, ben çantalarımızı bana uzatmasını söyleyip önce bir iki turla eşyalarımızı iç mağazaya taşıdım. Sonra döndüm ve bu sefer aşağıya indikten sonra yine şifre çözer gibi bir dikitten diğerine atlayarak en sonunda biraz hamle yaptırarak Selda’nın koridora çıkmasını sağladım. Arkasından ben çıktım. Selda yavaş gittiği için onun domalmış kıçını izleyerek arkasından takip ettim. Altındaki kanvas pantolonuna rağmen kalçasının yuvarlaklığı belirgindi. İlk defa Selda hakkında seksi bir düşünce gelmişti. Selda koridor sonuna geldiğinde nasıl ineceğini bilmediği için durakladı. Ben çantaları yaklaşık iki metreden atmıştım. Şimdi ona nasıl inileceğini göstermeliydim. Yanından geçerken birbirimize sürtündük ve kalçasından sonra yumuşak ve narin vücudunun da temas ederek farkına vardım. Aşağıya iniş tahmin ettiğimden daha zordu, tutunacak yerler vardı ve kayganlaşabiliyorlardı. Hatta aşağıya inerken ayağım kaydığı için düşme tehlikesi yaşadım. Neyse ki refleksle hemen altındaki basamağa ayağımı atabildim. Selda’yı talimatlarla aynı rotadan geçirerek indirdim. Aşağıya indiğimizde ikimiz de çok rahatlamıştık. Aslında galiba mağarada daha keşfedilecek yolun başındaydık ama yine de çok şey başarmış gibi sevinçliydik de. Aşağısının göl gibi suyla dolu olduğu için, bir düzlük aradık mağaza içinde. Karşı tarafta bu taraftakinden daha büyük bir düzlük olduğunu gördük. Kenarlardan tutunarak, altımızdaki su birikintisine düşmemeye çalışarak karşı tarafa geçebildik. Artık acıkmıştık. İlçe merkezinden aldığımız azıkları çıkardık ve içeceklerimizle birlikte tükettik. Biraz efor sarfedince epey acıkıyormuş insan. Hatta ertesi günkü azığımızdan da yemeyi düşündük ama kendimizi tuttuk. Selda zaten yediğine dikkat eden biriymiş. Düzgün fiziğinden anlaşılıyordu. Zamanında lisedeyken voleybol da oynamış. O yüzden böyle aktivitelere karşı pek çıtkırıldım değildi. Daha önce Selda’yı hiç alıcı gözle bakmadığım için, ne kadar güzel bir vücudu olduğunu da farketmemiştim. Sadece bakımlı olması, yüzünün belli belirsiz benekli çilleri olmasıyla dikkatimi çekmişti. Şimdi kamp ortamına uygun kalın giysiler içinde olmasına rağmen, fiziği dikkatimi çekiyordu. Yol boyunca kendisini anlattığı için onu daha yakından tanımıştım artık.

Gece otobüs yolculuğu, sonra bütün gün yine mağaraya kadar tırmanış ve sonra biraz maceralı bir şekilde iç mağazaya girişimiz bizi yormuştu. Kamp çantamızı açıp, uyku tulumumuzu çıkarıp kurmak istedik ikimiz de. Zaten LED lamba altında konuşmak o kadar da keyifli değildi. Keşke burada ateş yakabilseydik diye düşündük. Uyku tulumlarımızı açtıktan sonra, her ihtimale karşı iki saatte bir uyanıp, suyun yükselmesini kontrol edecektik. Gerçi o iki saat içinde de su yükselebilirdi ama, en azından riski azaltacaktık. Nöbetleşe alarmlarımızı kurduk. Uyku tulumlarımızın içine girdikten sonra da yatak sohbetine başladık. Bu sefer ben anlattım kendimi. Selda benim yatak sohbetimi sevdi. Hatta o kadar dikkatli dinliyordu ki, arada ses çıkarmadığı zamanlarda uykuya daldığını düşünüyordum, o yüzden bir şey anlatırken uzun süre ses gelmediyse “Selda????” diyordum, o da “Ben dinliyorum, devam et” diyordu. Arada Selda meraklı sorularıyla pek anlatmak istemediğim detayları bile anlattırdı. Sonra ikimiz de artık uyuyalım dedik. Herhalde ikimiz de yorulmuşuz, toplamda dokuz saati aşan bir süre uyumuşuz. Keşke termosumuzda kahve olsaydı diye iç geçirdik. Yanımıza taşıyamayız diye sadece su getirmiştik. Sabah kalkınca alışkanlıktan herhalde, insan çay veya kahve arıyor. Yine planladığımız azıkları çıkarıp kahvaltı niyetine bir şeyler yedik.

Kahvaltıdan sonra Selda yerinde duramadı, bu mağazanın bir ucu olması lazım ve mutlaka bir yere çıkıyordur dedi. Ben de destekleyerek, “Çıkıyordur ama, nereden. Baksana altımız su” dedim. Selda, “Ben dalıp bulacağım çıkışı” dedi. Normalde bu tür durumlarda benim cesur ve girişimci olmam gerekirken Selda sabahın verdiği enerjiyle oldukça cesurdu. Yalnız suya girmek baştan planladığımız bir şey değildi. O yüzden ne mayo, ne havlumuz vardı. Yanımızda mayo olmadığını hatırlattım Selda’ya. “Önemli değil, çıplak gireceğiz” dedi. O anda kalbim küt küt atmaya başladı. Suyun soğuk olması bir yana, mağaranın derinliklerinde başbaşayken karşılıklı çıplak olmamız beni heyecanlandırdı. Selda ise rahat görünüyordu. Selda soyunurken beni, “Öbür tarafa doğru bak” diye uyardı. Ben kendimi tutamayıp arada bir başımı çeviriyordum, tabii her başımı çevirmemde elimdeki fenerin hareket etmesinden Selda anlıyordu ona doğru baktığımı. Hemen Selda bağırdı, “Kafanı çevir!” diye. Gülüp tekrar döndüm yüzümü. Dediğini yapıp, başımı diğer tarafa çevirerek soyundum. “Sanki birazdan görmeyecek miyim seni çıplak” dedim gülerek. “Hayır, ben suya girene kadar kafanı çevirmeyeceksin” dedi. Biraz sessizlik oldu, sonra “Ben sesleninceye kadar başını çevirme” dedi. Ben soyunmuştum ama sırtım hala ona dönük idi. Hatta nedense sırtım dönük olduğu halde son çıkardığım baksırımı önümde sikimin üstünde tutuyordum. O şekilde yavaşça döndüm. Aslında Selda dönmemi söylememişti henüz. Onun elinde LED lambası ile biraz titreyerek çırılçıplak suya girişini gördüm. Bastığı yerlere dikkat ederken dizine kadar suya girmişken başını çevirdi elimle önümü kapattığımı görünce, “Ne o birşey mi saklıyorsun” diye güldü. Ben yavaşça baksırımı da çektim, üşümekten iyice küçülmüş sikim apaçık görünüyordu. “Korkmuş benden” diye dalga geçti. Ben açıklamak zorunda kaldım, “Hayır, üşümekten” diye. Selda da, “Tabi, tabii” diye dalgasına devam etti. Selda’nın bacak arasına gözümü dikmeye çalışıyordum ama söylediği gibi sürekli hareket halindeydi. Heyecan ve soğuğun bileşimiyle titremekten kendimi alamıyordum. Selda “Öyle dikileceğine eşyalarını çöp poşetine tık. Karşıya geçerken ıslanmasını istemezsin di mi” dedi. Ben giysilerimi büyük çöp poşetine tıkarken, o işini bitirmişti ve suya atlayıverdi. Ben arkasından girmeyi düşündüm ama, belki girmeme gerek kalmaz diye bekledim. Tabii üşümem daha da arttı. Ben elimdeki LED fenerle suya tutup aydınlatmaya çalışıyordum. Sanırım iki dakika kadar sonra Selda suyun yüzüne çıktı. Islak yüzüyle daha güzel ve daha önemlisi daha seksi görünmüştü gözüme. Ama hala üşüyordum. Selda hala suyun içindeyken bana seslendi, “İleride su daralıyor ama orayı geçince yirmi metre daha sonra buradan daha büyük bir mağaza var” dedi. “Ben de mi geleyim” dedim, salak gibi. “Tabii geleceksin şapşal. Ne için geldik buraya” dedi Selda. “Su soğuk mu” diye sordum. “Korkma alışıyorsun hemen” dedi gülerek. Dediği gibi atlayıverdim, çöp poşetimle birlikte. Onun arkasından takip ettim. Fenerle önümü aydınlatsın diye tutarken onun muazzam bacaklarını bir deniz kızı gibi çırpmasını izledim. Hatta alttan memesinin ucunu gördüğümde de ayrı bir heyecanlandım. Selda iç mağazada nereye çıkacağımızı da bulmuştu ve kendi eşyalarını oraya bırakmıştı. Onu takip ederek oraya kadar yüzdüm. Sudan çıktığımzda bu sefer Selda benden daha çok üşümeye başlamıştı. Onu üşürken görünce sanki ben sıcakmışım gibi ona sarıldım. Ben daha mı sıcaktım bilmiyorum, o da bana sarıldı. Sanki sarılarak ısıtıyorduk birbirimizi. Ellerimi üzerinde gezdiriyordum, ısıtmak için. O da bana sarılarak ellerini üzerimde gezdiriyordu. Biraz ısındıktan sonra ellerini hala büzüşmüş olan sikime getirdi, “Ölmüş bu” dedi dalga geçerek. “Bu havada yanımda sen olsan bile seks düşünecek hali yok” diye cevapladım. “Soğukta sertleşir diye düşünmüştüm” dedi ve eliyle sikimi yoklamaya devam etti. “Biraz daha devam edersen uyanacak, o zaman onu durduramazsın. Şimdiden söyleyeyim” dedim. “Yok korkmam ondan ama, çok üşüdüm” deyip hemen çöp poşetini açıp giyinmeye başladı. Bu sefer giyinirken gözüm hep ona kayıyordu. Eğilip çömelmiş hali bile çok seksi gelmişti. Giyindikten sonra olduğumuz yerde zıplayıp ısınmaya çalıştık. En iyisi biraz hareket etmek dedik ve bu mağazanın ilerisinde açıklık farkettik. Bu sefer ben gittim önden. Biraz ileride bir üç dört metrelik uçurum gibi bir yer vardı. Sonrasının nereye gittiğini bilmiyorduk. Tırmanma ve inme konularında daha iyi olduğum için Selda’ya önderlik ettim. İndiğim yerlerden o da arkamdan geliyordu. İndikten sonra mağaranın meyil vererek aşağılara kadar gittiğini gördük. Yine ben önde Selda arkada takip ettik. Zaman zaman çok dar yerlerden geçiyorduk. Mağaraya ilk girdiğimiz yerden herhalde 400-500 metre ilerlemiştik. Derinlik olarak ise ne kadar indiğimizi kestiremiyordum. Artık bir noktadan sonra git git bitmiyor ruh haline girmek üzereydik ki, yine bir havuz gibi su birikintisine geldik. Bu seferki fazla derin görünmüyordu, yine de girmeyi düşünmüyorduk. Oraya geldiğimizde saate bakmayı unuttuğumuzu farkettik. Yanımıza LED fenerler dışında, birkaç küçük eşya almıştık. Acıktığımızı bile unutmuşuz. İlk kamp yerine dönüp yemek yiyelim dedik. Zaten sonra da gece olacaktı. Mağaranın içinde gece gündüz farketmiyordu, ama yoruluyorduk ve acıkıyorduk. Zaten mağaranın tahmin edilenden çok daha büyük olduğunu keşfetmiştik bile. Biz sadece amatör mağaracıydık.

Gerisin geri tırmanmak, inmekten daha zordu. Bu sefer Selda önde, ben arkada tırmandık. Yüzerek geçtiğimiz bölüme çıkmak için ise benim Selda’yı alttan tutmam gerekti. Kalçasını tutup desteklerken, “Sevişir gibi tutma kalçamı” diye takıldı. Su birikintisine geldiğimizde tekrar yüzerek ilk mağazaya dönmemiz gerektiğini biliyorduk. Bu sefer ikimiz de birbirimize bakarak soyunduk. Galiba buraya çıkarken birbirimizi çıplak görmüş olmamızın etkisi vardı. Birbirimize, daha doğrusu benim ona zararım olmayacağını düşünmüş olmalıydı. Selda’nın meme uçlarının nasıl füze gibi dikeldiğini gördüm. Zaten memeleri de, tabiri caizse taş gibiydi. Elimi atıp mıncıklamamak için kendimi zor tutuyordum. Selda, yine benden hızlı soyundu. Soyunurken LED fenerlerimizi yere bırakmıştık, o yüzden tam üzerimize gelmiyordu ışık. “Çok romantik bir ortam” dedim şakayla karışık. “Çoook” diye gülerek cevapladı. Bu sefer de yine Selda önümde gitti, arkasından yüzmek manzara açısından çok keyifliydi. Elimde tuttuğum feneri arada bir ona doğru tutarak onun çıplak vücudunu izlemeye çalışıyordum. İlk mağazaya tekrar çıktığımızda yine üşüdük ve silkelendik, ve yine birbirimize sarıldık. Islak bir şekilde elbiselerimizi giydik, daha önceki ıslaklık kurumamıştı. Bu sefer elbiseler hem ağır geliyor, hem de üşüme hissimizi gidermiyordu. Mağaradan çıkalım belki dışarıda güneş vardır, diye düşündük. Tabii çıkmak bir saatimizi aldı. Mağaradan dışarının ışığını ilk gördüğümüzde karayı gören denizciler kadar sevindik. Ama maalesef dışarıya çıktığımızda güneş batmak üzereydi ve o mevsimde zaten öyle sıcak bir güneş yoktu. Mağara ilçeye bakan cephede olmadığı için, sanki bir ıssızlıkta gibi görünüyordu. Selda’ya “Elbiselerimizi havalandırsak, hatta değiştirsek daha iyi” dedim. İkimizin de yedek kıyafeti yoktu, daha doğrusu kalın yedek kıyafetimiz yoktu. Doğal nudistler gibi soyunduk tekrar, uzaktan gören olur diye mağara içinde soyunduk. Benim yedek kıyafet olarak bir içlik vardı, o da hava sıcak olur zannıyla bir tişört ve kapri şort getirmiş. Kıyafetlerimizi iç çamaşırlarımıza kadar çıkarıp, havalandırmak üzere akşam güneşinde mağara ağzındaki kayalıklara serdik. Sonra mağara önünde birer koca kayanın üstüne oturup güneşin batmasını izledik.

Sohbet esnasında ona şaka ile karışık, mağaraların kadın vajinasına benzediğini söyledim. Güldü, “Nedenmiş o?” dedi. “Görmedin mi, içeriye girerken ıslandıkça kayganlaştı” dedim. “Çok mu vajina gördün?” diyerek ağzımdan laf almaya çalıştı. “Benimle olan, benimle kalır. Başka bir kadına bile anlatmam yaşadıklarımı” dedim. “Ay çok gizemlisin ayol. Seni okulda kimseyle de görmedim” dedi. “İlla okuldan mı olması gerek” diye gülümsedim. “Haklısın. Okuldan olunca sonradan sorun oluyor” dedi. Ben “Aman boşver. Benim gibi yap. Anı yaşa, geleceği düşün” deyince, “Ooo, epey derin mevzular bunlar” diye güldü. Arada bir elbiseleri havalandırdığımız için elbiseleri çevirmek için ayağa kalkıyorduk. Dışarının havasından mıdır, biraz ısınmış hissediyorduk. Onda sadece tişört ve kapri şort, bende sadece içlik, biraz komik kaçıyorduk. Elbiselerimizi yan yana serdiğimiz için, yakınlaştığımızda bir an bakışmamızla ikimiz de şehvet hissi duyduk. Biraz gerginlikle de olsa ona yaklaştım. Ona sarılırken, o da bana sarıldı. Bu sarılma mağaranın içinde birbirimizi ısıtmak için yaptığımız sarılma değildi. Ben onu, o beni tartar gibiydi. Öpüşmeye başlamamız için bile nefesimizin birbirine değmesi ve birbirine karışması gerekti. Önce dudaklarımızı birbirine değdirip bıraktık. Sonra biraz daha uzun değdirdik. Ve en sonunda tutkulu bir öpüş başladı. Ellerimiz birbirimizin sırtında geziniyordu. Ben dağın yamacına, o ise gözden kaybolmak üzere olan gün batımına bakıyordu. Ben onun tişörtünü, o da benim içliğimin üstünü çıkardı. Ben artık onun boynunu öpmeye başlamıştım. O da elini sırtımda gezdiriyor, arada bir hala çıkarmadığım içliğimden kalçamı sıkıyordu. Eğilip memelerini öpmeye başladım. Dipdiri, kocaman ve yumuşacıktı. Bir o memesinden, bir diğerine geçiyordum. Memelerini öperken kapri şortunun düğmelerini açtım ve elimi içine soktum. O da içliğimin altını biraz sıyırıp, eliyle artık sertleşmiş sikimi okşamaya başlamıştı. Uzaktan gördüğüm amına yakından bakıp yalamak için önünde çömelerek, kapri şortunu aşağıya kadar sıyırdım ve bir ayağını kaldırıp çıkarttım. Kokusunu hissetmeye çalışarak dudaklarımı amının çevresinde gezdirdim. Ve sonra da alt dudağımı klitorisinin altına gelecek şekilde öpmeye başladım. Öpücüklerimi biraz daha aşağıya am dudaklarına doğru götürdüm. Sonra dilimi çıkarıp, am dudaklarının izi üzerinden yukarıya klitorisine doğru sürdüm. Daha sonra sadece klitorisi üzerinde gezinmeye başladı dilim. Ben dil vurdukça bacağını aralamaya başladı. Ben de başımı daha fazla bacak arasına gömebildim. Hatta artık am dudaklarını aralayıp dilimi oradan klitorisine doğru sürebiliyordum. Mağaranın içi gibi ıslanmıştı ve ıslandıkça kayganlaştığından emindim. İçine girmeme hazırdı.

Ben doğrulduğumda bu sefer o önümde çömeldi ve içliğimi çıkarttırıp, sikimi öpmeye başladı. Eliyle kamışımı tutup, sikimin ucunu dudaklarının arasına alıyordu. Sanki bir kerede ham yapıp, yutmaktansa yavaş yavaş sindirmek ister gibiydi. Kamışımı yavaşça sıvazlarken sikimin başını ağzına almaya başladı. Çilli güzel yüzünde sikim kayboluyordu. Yavaşça daha derine almaya başladı. Artık elini kamışımdan çekmişti. Ben elimde saçını tutup, o güzel yüzünü görmeye çalışıyordum. Neredeyse sikimin tamamını ağzına alacakken bıraktı ve sikimi çıkardı. Tükürükleri saçılıp sikimin dibine kadar ıslatmıştı. Sanki ıslak bir amdan çıkmış kadar ıslaktı sikim. Yavaşça doğruldu ve döndü. Büyük bir kayaya doğru eğildi. Sikimi tutarak arkadan amına doğrulttum. Yavaşça ıslak ve kaygan amına girdim. Ben içine girerken başını çevirdi ve ahlamasını keyifle seyrettim. Sonra kalçasını tutarak gidip gelmeye başladım. Gün batımı manzaramız, en az onun domalmış seksi vücudu kadar güzeldi. Önce yavaş, sonra hızlı tempolarla gidip geldim. Hatta bir ara kalçalarımızın çarpışma sesi uzaklardan duyulur mu diye endişelendim. Biraz fazla eğilmekten yorulmuş gibiydi. Hafifçe doğrulduğunda ellerimle güzel yumuşak memelerini avuçladım. O pozisyonda artık kendini kaybettirmiş ama kızıllığı ufukta kaybolmamış güneşin ışıkları altında, güzel manzaraya bakarak sesli bir şekilde boşaldım. Selda da şaşırdı benim sesli boşalmama. İlk kez boşalırken böyle ses çıkaran erkek gördüm dedi, daha sonradan.

Boşaldıktan sonra giyinmek için acele etmedik, ama yine de yavaşça elbiselerimize doğru hareket ettik. Onun hareketlerinden onun da memnun kaldığını anlamıştım. Hiç konuşmadık sikişimiz hakkında, sadece onun benim sesli boşalmam yorumu dışında. Bir ara tuhaf sessizlik oldu, acıktığımıza yorduk ve hemen bir şeyler çıkardık azıklarımızdan. Pek fazla bir şey kalmamıştı zaten.

Gece uyku tulumlarımızı mağaranın girişine kurduk. Yine sohbet ederek uyuduk. Orasının güvenli olduğunu düşündüğümüz için, bu sefer nöbet tutmadık. Sabah kalktıktan sonra biraz mağara etrafında dolandık keşif için. Azığımız iyi bir kahvaltıya yetmez diye düşünüp, ilçe merkezine gitmeye karar verdik. İlçe merkezinde güzel bir kahvaltı yaptık. Açıkçası belki kötü bir kahvaltıydı ama bize mağaradan geldikten sonra süper gelmişti. Uzun kahvaltıdan sonra Jandarma’ya gidip haber verdik. Bize yaramazlık yaptınız mı der gibi bakışlarını unutamam. Akşam otobüs saatine kadar ilçeyi gezdik ama pek bir dikkate değer yerini bulamadık. Gece yolculuğuna alışkın olmadığım halde güzel uyumuşum.

Mağara gezisinden sonra Selda ile kulüp dışında pek buluşmadık. Mağarada yaşananlar mağarada kalmıştı. Hatta aramızdaki samimiyetin değişmemiş olmasıyla kimse bizden şüphelenmiyordu.

Ertesi sene kulüple pek fazla ilgilenemedim, haliyle Selda’yı da pek görmüyordum. Önce internette bir haber dikkatimi çekti. O gittiğimiz Sel Dağı mağarası çevresindeki bir maden işletmesi nedeniyle özelleştirilmişti. Daha sonra da Selda’nın Zafer’e geri döndüğünü öğrenmiştim, hatta okul bitince evlenecekleri konuşuluyordu. Selda’nın amıyla Sel Dağı’nın mağarası aynı zamanlarda özelleşmişti. Benim için ikisi de birer anı olarak kalacaktı.

Torbacı arkadaşım ve annem (Part2)

-Salı günü-
Sabah erkenden uyanmıştım babam işe gidiyordu kaan ile mesajlaşıyordum.

B:Kaan bu verdiğin şey herneyse 3 tane daha istiyorum parasını sonra veririm ben sana.

K:Tamam ya sorun değil ben getiririm sana ama vermezsen bozuşuruz.

Çok geçmeden annem uyandı üzerinde beyaz bi yelek vardı o koca memeleri tek bir düğme tutuyordu.

A:Günaydın canım.

B:Günaydın anne.

Nedendir bilmem şu kadın son günlerde hoşuma gidiyordu.Bir saat sonra üstümü giydim annemin cüzdanında biraz para arakladım ve çıktım.

Okulda kaanla karşılaştık

B:Getirdinmi?

K:Getirdim.

Tuvalete gittik ben parayı o malı verdi ve bugün hepsini bitirmem dışında birşey olmadı

-Çarşamba-
Yine sabah erkenden uyandım sikim taş gibi olmuştu hemen telefonu çıkartıp galeride çekicek birşeyler aramaya başladım,hızlıca fotoğrafları geçerken bir fotoğraf ilgimi çekti,Annemin fotoğrafı.Fotoğrafda annem memelerinin daha belli olması için oraya bile makyaj yapmıştı,sanki normalde gözükmüyor.Kendini siyah atlet giymiş hafiften yağlı bir kadın olduğu için göbeği belli olmuş, içindeki siyah dantelli sütyeni belli oluyordu ve o kadarsoyah giyinmesine rağmen meme uçlarıda belli oluyordu;Altında gri, eşofman kumaşından bir tayt vardı.İstemeden elim sikime gitti ve çok geçmeden boşaldım.

Okula gittiğimde Kaan’la karşılaştım.

B:Aynısından.

K:Önce borcunu ver oğlum sanamı çalışıyoz sanki

B:Hadi lütfen.

K:Tamam bu seferlik son.

Malı aldım ve sınıfa çıktım sınıfta arka tarafa geçmiş galerime bakıyordum orda yine aynı fotoğrafı gördüm ve sikim sertleşti.Tam o sırada Kaan arkadan gelmiş oda bakıyordu kaanı fark ettim ve hemen telefonu kapattım.

K:Kim lan o oruspu çok iyiymiş ha.

Annemi beğenmiş olması hoşuma gitsede oruspu demesi rahatsız etmişti.

B:Sanane oğlum.
Diyip konuyu geçiştirdim.

Okul çıkışı birlikte eve dönüyorduk tam o sıradada annem dışarı çıkmıştı üzerinde klasik evde giydiği pijaması ve atleti vardı.

Annem beni görüp:Oğlum!

Diye bana seslendi ve bize doğru yürümeye başladı.Kaan bana bakıp gülümsedi,yüzünde utanmada vardı.

Annem bize doğru yürürken memeleri sallanıyordu.

A:Arkadaşın kim oğlum?
B:Kaan anne tanıştırayim.

O sırada birşey olmadı biz geçip gittik.

K:Kanka özür dilerim bilmiyordum dedi.

B:Sorun değil bilmiyordun demekten başka birşey çıkmadı ağzımdan.

Erkek Kardeşim Bekaretimi Bozdu

Herkese merhaba, Ben Dilara. Henüz 23 yaşında, yaşıtlarına göre zayıf ama güzel bir yüze sahip kızım. Şimdiye kadar birçok erkek arkadaşım oldu ama bir erkekle en fazla ilerlediğim nokta öpüşmek oldu. Öpüşmenin ötesine geçmek gibi bir niyetim olmadı. Hem toplumsal nedenlerden, hem korkularımdan dolayı öpüşmekten ileri gitmeyi hiç istemedim. Benden 5 yaş küçük bir erkek kardeşim var. Tam bir ergen olduğu için uğraşılması zor, atarlı, ama bana karşı bir o kadar da hassas bir çocuktur. Ne kadar aksi ya da isyankar olursa olsun bana şimdiye kadar hiçbir saygısızlık yapmadı. Geçen sene yaşadığımız olayı saymazsak tabi. Şimdiye kadar en sıkı seks hikayesi olmasa da gerçekten şaşıracağınız, obsesif bir hikaye. Konu ensest seks hikayesi olması değil, şimdiye kadar pek çok hikaye okumuş hatta yaşamış olabilirsiniz. Konu cinselliği yeni keşfeden, daha yeni ergenliğe girmiş birinin seks konusunda yapabildikleri. Olay geçen sene gerçekleşti. Ben her genç kız gibi, evde rahat takılmayı ve genellikle kısa şort ya da etek, askılı bluz gibi şeylerle oturan ve dolaşan biriyim. Kardeşim ise, son zamanlarda ellerini koymaması yerlere koyan, kendi önündeki kabarıklığı saklamaya çalışan, saçma bahanelerle dizime dokunan ya da bana sürttüren bir gençti. Bunları o zaman fark edemedim ama şimdi düşününce bu belirtileri nasıl görmediğimi, ne kadar aptal olduğumu düşünüyorum. Ben normalde porno falan izlemem. En fazla seks hikayesi okurum, onda da ensest seks hikayelerini es geçerim. Ama kardeşimdeki bu değişimi bir abla olarak nasıl fark edemediğimi hala aklım almıyor. Bu durumu fark ettiğimde ise oldukça yanlış bir pozisyondaydık. Kardeşim Burak, bir gün lisedeki sevgilimin bana hediye ettiği oyuncağı bulmuş. Aramızda tatlı bir ver onu bana, vermem minvalinde bir atışma oldu. Ben elinden oyuncağı almaya çalışırken o da gülerek sürekli kaçırıyordu. Bu oyuncağı alma şakalaşması boğuşmaya dönmeye başladı. Bu boğuşmada ikimiz de yere düştük. O altta kaldı, bense onun kasıklarının üzerine oturmuş hala oyuncağı almaya çalışıyordum. Sonra tam kasıklarımda bir şişkinlik hissettim. Küçük kardeşim malafatı kaldırmış benim kızlığıma dayamıştı. Ama hala gülmeye ve vermemeye devam ediyordu. Bunun bir tesadüf mü, benim kuruntum mu, yoksa kardeşimin beni sikme arzusu mu olduğunu anlamadım. Belki bir 10 saniye kadar onun kalkmış siki amımı zorladı. Sonra bir şekilde aldım ve yerden kalktım. O ise hala yerde gülmeye devam ediyordu. O olayın üzerinden bir iki hafta geçtikten sonra bizimkiler bir cenaze nedeni ile birkaç günlüğüne köye gitti. Ben ve kardeşim ise evde kaldık. Burak çocukluğundan beri karanlıktan korkar. O yüzden benimle yatmak istedi ve doğal olarak ben de kabul ettim. O gece, arkam Burak’a dönük şekilde yatarken birden uyandım. Uyandığımda kalçamda bir el hissettim. Gözlerimi açmadan uyuma numarası yapmaya devam ettim. Burak biraz tedirgin bir yandan beni kontrol ediyor, bir yandan da hafif hafif kalçamı okşuyordu. Ben sanki uyku arasında dönüyormuş gibi yapıp ondan uzaklaştım ve yüzüstü yatma numarası yapmaya devam ettim. Burak birkaç dakika durup, uyuduğumdan emin olup tekrar elini kalçamın üzerine koydu. Üstelik bu defa, bir parmağı amıma denk gelecek şekilde koydu. Külotumun üzerinden parmağını hafifçe bastırmaya başladı. Ben bu durumdan her ne kadar memnun olmasam da amımın sulandığını söylemem lazım. Parmağını biraz daha bastırmaya başlayınca kızlığımı bozmasından korktum ve tekrar döndüm. O yine elini çekip beklemeye başlayınca, uyanmış gibi yaptım. Lavaboya gittim ve uyuma numarası yapma sırası ondaydı. O gece tuvaletten dönünce kardeşim ara ara amımı okşamaya devam etti. Bir ara uyuyup uyandım. Sabah erkekn saatte uyandığımda sadece iç çamaşırı ile yatan kardeşimin sikinin hala kalkmış olduğunu gördüm ve hiçbir tepki vermedim. Yataktan kalkmak istedim ama çok az uyuduğum için yorgundum, tekrar ona arkamı dönüp biraz uyumak istedim. Burak da uyuduğu yerde döndü ve sırtıma dayandı. O an yataktan kalkmam gerektiğini anladım ve uyanıp, esneyip kalktım. Burak’a o gece ile ilgili hiçbir şey söylemedim. Burak, gün içinde gayet normaldi, bilgisayar başından hiç kalkmadı. Kalktığı kısa vakitte de bilgisayarın tarayıcı geçmişinden ne yaptığına baktım. Geçmişi seks hikayeleri ile, porno siteleri ile, kız kardeş pornoları ile, ensest seks hikayeleri ile doluydu. Kardeşimin ergenliğinin sapkın bir noktada olduğunu işte o an anladım. Bu gece yine yanımda yatmak isteyecekti ve benim ona hayır yatma diyebilecek bir opsiyonum da yoktu. Fakat bununla ilgili bir önlem almam gerekliydi. Küçük kardeşimin benim amımı kurcalamasını istemiyordum. Öncelikle benim yatağım tek kişilik olduğu için küçüktü. Bu yüzden bu gece annemlerin yatağında yatalım dedim. Normalde sadece iç çamaşırı ile yatarım fakat o gece pijama giymeye karar verdim. Yatağa girdiğimizde de onun herhangi bir hareketini algılayayım ve bana fazla yaklaşmasın diye sanki uyku arasındaymış gibi elimi karnına koydum. Artık bu gece rahat uyuyabilirim diye düşündüm. Gece Burak önce biraz yerinde kıpırdandı. Sonra çok yavaş hareketlerle elimi tutup yavaş yavaş aşağı indirdi. Elimi tam sikinin üstünde bıraktı. Sonra da yine yavaş yavaş kendi iç çamaşırını indirip sikini avucuma koydu. Siki ateş gibi yanıyordu ve ben bir kere uyuma numarasına başladığım için tepki veremiyordum. Fakat o elimi kullanarak kendisine 31 çektirmeye başladı. Bunları gerçekten seks hikayelerinden ya da pornolardan mı öğreniyor yoksa içgüdüsel olarak mı hareket ediyor bilmiyorum ama her pozisyona karşı bir hamlesi var gibiydi. Üstelik artık uyanmam konusunda daha pervasızca davranıyor ya da önemsemiyordu. Elimle kendisine 31 çektirirken bir elini de benim bacaklarımın arasına koyup yine beni okşamaya başladı. O kadar hafif bir şekilde yapıyordu ki, elini koyduğunu hissetmiyordunuz bile. Parmaklamaya başlayınca anlıyordunuz. Bu sefer amım daha da sulanmaya başladı. Dişlerimi sıkmasam inleyecektim neredeyse. Ertesi ve son gecede artık iyice işleri saldım ve bir şey yapmamaya karar verdim. Burak ilk başta arkadan yine yaslandı. Siki dışarıdaydı ve kalçalarıma değiyordu. Ne kadar ileri gideceğini merak edip, ses çıkarmamaya karar verdim. Sikini önce kalçalarımın arasında gezdirip amıma değdirdi. Sonra hafif hareketlerle külotumu yana kaydırdı. Bu defa beni parmağıyla değil, o ateş gibi yanan sikiyle parmaklıyordu. Sikini bir süre amıma sürttü e her sürttüğünde sanki biraz içine girip çıktı. Bunun dozunu gittikçe arttırdı. Arkam dönüktü ve inlememek için yastığı ısırdım. Küçük kardeşim sikini amıma sürttükçe ben de yavaş yavaş kendimi ona bastırmaya ve hafif hafif kalçalarımı aralamaya çalıştım. Fakat Burak sürtünürken sikinin kafasını içeri bastırıp sonuna kadar itti. İşte o an mecburen “ahhhh” diye bir ses çıkardım. Uyanık olduğumu anlamıştı. Bu ona cesaret verdi ve içime girip çıkarken artık uyandırmak için korkmuyor, hatta bir yandan da belimi tutarak güç alıyordu. Ben iyice yastığa sarılmış, kendimi sıkarak kontrolü ona bırakmıştım. Fazla sürmedi 1-2 dakika içinde Burak’ın sikinin içimde kalp gibi attığını hissettim. Küçük kardeşim ikimizin bekaretini bozmakla kalmayıp, bir de içime boşaldı.

Aile Saadeti 13

Eve geldiğimde Doğrudan odama geçtim. Annem peşim sıra geldi. Sabahki olayı açacaktı heralde ama sallamadım. Yüzümü görünce endişelendi heraldeki durdu ve

A: neyin var?

B: bişeyim yok.

A: oğlum ne oldu?

Yaşadıklarımızı düşünüyordum aslında. Çok keyif almıştım. İki posta boşalmıştım. Ama bi yandan da götüme girip girmediği belli olmayan yaraktan dolayı canım acıyordu. Ciddi bişey varsa ben bunu nasıl anlatırdım abime.

B: anne bişey yok. Çekil önümden ben tuvalete gidiyorum.

A: iyi git bakalım.

Tuvalete girdim ve aynadan götüme bakmaya çalıştım. Baksırda kan vardı. Suyu açıp yıkadım. Sonra baksırı giyip geri odama döndüm. Annem hala oturmuş odamda beni bekliyordu. Yine ip askılı ve şort altındaydı. Bu sefer içinde sütyen de yoktu. Onu böyle görmek azdırıcıydı.

A: anlatacakmısın?

B: anlatmıcam. Ne diye duruyon başımda.

A: oğlum bi derdin var işte anlat.

B: anne bi derdim yok. Çıkarmısın?

Kolundan tutmuştum. Biraz fazla sıkmış olmalıyımki annem kolunu kurtarmak için hareket etmişti. Onun hareketleri ile göğüsleri sallanıyordu. Ben de o görüntüyü gördükçe aleti dikiyordum. En sonunda anneme

B: yav anne çık odamdan.

Annem şaşırmış yüzüme bakıyordu. Üzülmüştü.

Bana ne olduğunu bilmiyordum. Şu an tek derdim kıçımdaki acı ve biri farkederse endişesiydi. Bu endişeyi gidermem lazımdı. Ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Askerlik falan aklıma geliyor doktor bakarda pembe teskere verirse rezil olurum endişesi yaşıyordum. Askerlik gibi bir sürecin nasıl olduğunu bilmiyordum. Yalnızca kulaktan dolma bilgiler vardı. Eğip göt deliğine bakıyolar falan gibi. Bu konuda yakınımda olan tek kişi abimdi. O askerliğini geçen sene yapmıştı. Ama ona sorarsam rezillik diz boyuydu. Yaşadığım şeyi anlatmadan bunu nasıl çözebilirim diye düşünüyordum. Tüm bu düşünceler içinde anneme kötü davranmıştım. Gidip gönlünü alayım diye düşündüm.

İçeri geçtim. Sessizce oturdum. Annem bana baktı. Anne yüreği dayanamadı yine ve

A: şimdi anlatacakmısın?

B: anlatacak bişey yok.

A: oğlum sen artık çocuk değilsin. Bana rahatlıkla anlatabilirsin. Kızla falan mı kavga ettin.

Kahkahayı bastım. Ne kızı anne oğlun götünden sikildi bugün diyemedim. Aslında volkanın evinden çıkarken kendimi çok iyi hissediyordum. Seks yapmıştım ağza boşalmıştım ama eve gelinceye kadar düşünceler beni sarmıştı. Güldüğümü gören annem.

A: keyfin yerine geldi galiba.

B: yok gelmedi. Sadece söylediğin komikti.

A: nesi komik? Oğlum siz şu an evlenseniz boy boy çocuğunuz olur. Artık büyüdünüz bunda utanılacak ne var. Kızla bozuşmuş olabilirsin.

B: yok anne kızla bozuşmadık. Çünkü kavga edecek bir kız yok.

Annem gerçekten endişelenmişti. Kalkıp yanıma oturdu. Elini omzuma attı. Saçımı okşadı. Annemin göğüsleri üstten gayet açık şekilde görünüyordu. Kafamı okşadıkça göğsü koluma değiyordu. Sikimde yine bir hareketlenme başladı. Annem konuşurken herşey flulaştı. “Ben erkeğim” diyordum içimden. Bu düşüncelere dalıp gitmişken annemin kokusu benim gözümü kararttı ve zaten dip dibe olan dudaklarımızı bir anda birleştirdim. Gözlerimi kapatıp annemi öptüm. Annemin bana bakıp bakmadığını bile bilmiyordum. 5 saniye kadar süren o öpücükten sonra annem yanımdan kalktı ve ben gözlerimi açtım. Annem eli yüzünde içeri doğru gidiyordu. Ne yapacağımı bilemedim. Ağlıyormuydu acaba. Ne yapmıştım ben böyle? Hemen özür dilemeliydim. Annemin arkasından kalkıp hemen mutfağa geçtim. Annemin arkası dönük bişeyler doğruyordu.

B: Anne özür dilerim. Sen öyle sevgili falan diyince canımda çok sıkkındı. Bi anda oldu. Zaten mükemmel bir kadınsın. Benim kadınlardan yana şansım yok bi de bunun üstüne değişik şeyler oluyor hayatımda. Ne yaptım bilmiyorum bi anda oldu. Özür dilerim ne olur affet.

A: tamam.

Sadece tamam demekle yetindi. Bakmıyordu bana.

Sorumluluk Sınavı – 10

Tam sıradaki müziğe geçmek üzereyken evin önüne geldiğimizi gördüm , müzik yavaşladı ve Aysel radyoyu kapattı. Arabada sessizlik olduktan sonra ortamda değişik bir atmosfer olur ya tam o hissi yaşıyordum , acayip bir sessizlik vardı. Aysel kapıyı açıp indi önce , Ece’de onu takip etti ve en sonda ben indim. Ben onları takip ederken , Aysel ve Ece’de ellerinde çantalarıyla melek gibi yürüyordu. Aysel anahtara 2-3 saniye bakıp arkasını dönerek uzaktan kilitledi arabayı. Çok heyecanlanmıştım bu sefer bu ikiliyle tüm gece beraber kalacaktım.

Eve girdikten sonra kendimi apar topar yatak odasına attım , hemen soyunmuş ve yatağa kendimi salmıştım. Kapı açılıp kapanma sesi duydum büyük ihtimalle Aysel tuvalete girmişti. Çünkü kapı sesinden sonra Ece bana “Cafer aşkım aç mısın , bir şeyler hazır edeyim istersen” diye seslendi içerden. “Yok hocam değilim” dedim. Yine “Hocam” demiştim , bir türlü alışamıyordum şu duruma. İçerde bir süre oyalandıktan sonra çıplak şekilde yanıma geldiler. Ece’nin elinde bir şarap şişesi de vardı.

E: Başlıyor bizim gecemiz.

A: Evet , çok acıkmıştım zaten.

(Aysel elini üzerime atarken , Ece onun kolundan tuttu)

E: Dur bi aşkım ya , bende sıra. Senle yapmış dün akşam.

A: Aman be.

Aysel kenara çekilmiş bizi izliyordu , Ece’de yüzünü bana çevirip biraz şeytani ama çok tatlı şekilde gülümsemişti. Sarı saçlarını geriye attı ve alt dudağını ısırdı. Boynumdan yarrağıma kadar şerit şeklinde kırmızı şarap döktü. Çok fazla dökmediği için örtüye falan bulaşmamıştı , özenle dökmüş ve dikkatli olmuştu. Diliyle boynumdan başlayarak göbeğime kadar yaladı , ruhum gıdıklanıyordu.

Sanki dini bir ritüeldeymişim gibi hissettim kendimi , ben bu hissi deneyimlerken onun dili kasıklarıma kadar gelmiş oradan yavaş yavaş sikime doğru çıkıyordu. Baş kısmına diliyle geldikten sonra hüp sesi çıkara çıkara yalamaya başladı , en az Aysel kadar vardı bu da. Çok fenaydılar çok , iyi ki benim olmuşlardı. Bu güzelliklere benden başkasının dokunmasını hiç ama hiç istemiyordum. Aysel bu süreçte odadan çıkmış , hatta 2 kadeh getirmiş ve komodinin üstüne koymuştu. Ece bana sakso çekerken bende zevkten dilim döndüğünce zar zor konuşarak “Ne için onlar” dedim titreyerek , “Görürsün birazdan”.

Dudaklarını öyle bir hissettiriyor ve dilini öyle bir kullanıyordu ki sikimi emerken , resmen zevkten deliriyordum. Ağzından sikimi çıkardı ve ıslak amını suratıma suratıma sürttü , arkadan kalçalarını kavrıyor ama çok müdahale etmeden onun hareketlerini engellememeye çalışıyordum. “Hadi al içine artık , kuduracağım yoksa” dedim , “Sakin ol bebeğim , her şey sırayla”.

Hafiften “ıhh” şeklinde nefes ala ala sikimi amıyla karşılaştırdı. Yavaşça eğiliyor sonrasında kendini geri çekiyordu , beni deli etmek için yapıyordu bunu. Her temasta heyecanlanıyordum ve bu onu da deli ediyordu. En sonunda dayanamadım ve kalkıp üzerine atladım , ayaklarımız yastıkları eziyordu.

E: Ne o , asi çocuk mu oldun şimdi?

-Çok konuşma , kudurttun beni.

Boğazını yumuşak şekilde acıtmadan kavradım ve sikimi içine soktum , Aysel’e kafamı hafiften çevirdiğimde bize bakarak ve gülümseyerek şarabını yudumluyordu. Ece’nin o daracık deliğinde ileriye doğru zorlaya zorlaya bastırdım sikimi. “Ohohoooooo” diye çığlık atıyordu , neredeyse ağlayacaktı. Yüzünden gözyaşları süzülüyordu , “Yavaş ol hayvan” diye sitem etti.

Boğa gibi tepinerek bir ileri bir geri , bir ileri bir geri döngü halinde sikiyordum. O da ellerini kafama uzatmış , saçlarımla oynuyordu. Bazen kafasını ileri atıp kulaklarımı kedilerin yaptığı gibi acıtmadan dişlerinin arasına alıyor , dudaklarımı ve yüzümü öpüyordu. Beton vibratörü gibi titriyordu bacakları. Bende çok uzun dayanamayacaktım zaten. “Boşalıcam” dedim , Aysel “Dayan biraz daha , sakın hemen boşalma” dedi ve beni geri çekti sırtımdan tutup. İki tane şarap dolu kadehi önümde tuttu , “Bunların içine boşal” diye bağırdı. Ece’de zar zor da olsa yatakta sürünerek yanıma yanaştı ve sikimi kavrayıp bana 31 çektirmeye başladı. Onun am sularıyla kaplıydı sikim , yağlı yüzey gibi kayıyordu elleri. İki kadehe de attırdım dolu dolu.

Garip sesler çıkararak yatağa attım kendimi , tavanla bakışıyorduk. 10 saniye kadar sonra gözlerimi onlara çevirince benim döllerimle karışık şarabı , kadehleri tokuşturarak ve gülerek içtiklerini gördüm. Çok tahrik edici bir manzaraydı , boşalmanın vermiş olduğu yorgunluk bitiriyordu beni ama sikim yeniden dirilmeye meyilliydi. Aysel “Hadi benim sıram , kaldır pipini çabuk ol” diyerek sikimi okşuyordu. Sikimin keyfini beklerken oyalanmak için yüzüme oturdu ve amcığını bana dakikalarca yalattı. Ben yalarken o da zevkten deliriyor iyice kendini yüzüme doğru bastırıyordu , yüzüme binen yük çok ağırdı ama yinede değerdi. Sikim redbull misali kanatlanınca onu yüzümden aldım , “Kalktı , otur” dedim.

Aysel’de cowgirl pozisyonunda sikimde zıplarken , boşta kalan ellerimle o pofuduk devasa memeleri ile oynuyordum. Kafamı hafiften ileri atıp emmeye de çalıştım ama boynumu çok ağrıtıyordu , bir yere yaslanmam gerekliydi. Ara veresim hiç yoktu bu yüzden devam ettim , Aysel uzun bir süre sonra yorulunca yavaşlamaya başladı. Bu sefer kontrolü ben devralmaya karar verdim , “Kalk altıma yat , ben devralayım işi” dedim. Nefes nefese başını evet anlamında sallayıp sikimden kalktı , hala taş gibiydi. Ece Hoca’ya baktığımda oturup şarap içerek beni izleyen kişi bu sefer oydu.

Aysel’in kafasına sertçe bastırıp (intikam alırmışçasına) bazaya dayadım. Hiddetli bir biçimde adeta fırtına gibi onun amına doğru sikimle esip gürlüyordum. Çıkan muazzam sesler odayı inletiyordu ancak o amcığın hissiyatı da ruhumdaki gitarın tellerini titretiyordu. Ne kadar dayanabildim hesap edemedim ancak en net hatırladığım an memelerinden tutup arkasından amcığına doğru yaslı şekilde içine doğru yorgun şekilde titreyerek boşaldığımdı.

Unutulmaz bir geceydi , yatmadan önce etrafı toparladık ve halıya parkeye damlayan dölleri silip kadehleri temizledik. Yatmadan önce bir hatıra fotoğrafı çekindik , Aysel ve Ece iki yanıma geçmiş beni yanaklarımdan öpüyorlardı.

A: Gidiyor musun eve?

-Yok hocam gitmiyorum , izin aldım arkadaşımda kalıyorum diye

A: Gelin yatalım o zaman , ayakta kalacak halim yok.

E: Evet uyuyalım artık , yarın okula gideceğiz hem.

Yatakta ortalarındaydım ve bana sarılıyorlardı.

E: Senin gibi bir erkeğe cidden çok ihtiyacımız varmış.

Tavana bakarak huzur ve ikisinin verdiği güvenle birlikte yatıyordum. Beni milli etmişlerdi , matematik ve edebiyat hocam. İnanılmaz ama gerçekti , tüm enerjisini harcamış vücudumu daha fazla zapt edemedim ve bu iki güzellikle beraber mükemmel bir uykuya daldım.

Torbacı arkadaşım ve annem (başlangıç)

Ben 19 yaşında 170 bayunda basit ortalama bir tiptim.Annem 45 yaşında esmer 90dd memeleri götünün çevresi 100cm belinin çevresi 75 olan bir milf.Babam falza kıskanç ve muhafazakar bir adam olduğundan annem evden neredeyse hiç çıkmaz.

Arkadaşım Kaan 180 boyunda beyaz tenli siyah saçlı hafiften yapılı denebilecek atletik bir vücuda sahip birisi.

-Pazartesi [HAFTA1]-
Her zamanki gibi Kaanla okul çıkışından sonra geziyorduk.İşte telefonundan bazı kadınları gösteriyor yorumluyoruz birlikte falan artık konuşacak konu kalmayıncada kaan cebinden sigara çıkarttı.gayet normaldi her gün içerdi kendisi,dumanın kokusu bi garip gelince sordum:

B:Sen ne içiyorsun bu sigara değil

K:bende bilmiyorum ama acayip güzel hissettiriyor deniyecek misin?

Biraz tereddüt ettikten sonra bir kereden ne olucak diye bir fırt aldım ve çok hoşuma gitmişti,normalde nefret ettiğim şeyin bir dalını bitirmiştim bile.

B:Kaan kanka bunlardan nerde bulabilirim?

K:Kanka ben satarım sana ucuzdan istiyorsan.

Yine tereddüt ederek cebimde son kalan parayıda verdim ve kaandan aldım.
Eve otobüsle değilde yürüyerek gidicektim anlaşılan.

Yarım saat sonra binanın önüne geldim ve yukarı çıkıp kapıyı çaldım.

Annem kapıyı açtı üzerinde çok dar ama sıkmayan,beyaz,memelerinin çatalnını 10 cm kadar gösteren ve sertleşmiş meme uçlarını belli eden bir ceket tarzı bir kıyafet giyiyordu.Çok takmadım ve içeri girdim.

A:Ne oldu geç kaldın canım?

B:Kaan la geziyorduk anne ya birşey yok.

Odama geçtim ve o kalanıda yaktım yavaş ve tadını çıkartarak içiyordum,ne de olsa son paramla almıştım.


Devam etsinmi bu senaryo?
Nasıl devam etmesini istersiniz aklımda birşeyler var ama sizin ne istediğinizi merak ediyorum.

Köyde Annemi Siktim 1

Merhabalar sizlere yaşamakta olduğum bir anımdan bahsedeceğim. Yaklaşık olarak 2 yıldır annemle ensest ilişki yaşıyorum ve bu zamana kadar bol bol ensest hikaye okumama rağmen böyle bir şey yaşayacağımı tahmin bile edemezdim. Nedenine gelince çoğumuzunda bildiği gibi türk aile yapısında annenin kutsal bir değer taşımasından kaynaklanıyor. Ama yaşadığım ve halen yaşamakta olduğum olayı göz önüne getirirsek, ilişkinin tapuları yıkmış olması, heyecanı insanı zevk kasırgalarının içine sürüklüyor.Öncelikle kendimden ve ailemden söz edeyim kısaca. Anlatacağım olaylarda kesinlikle hiç kimsenin ismini kullanmayacağımı belirtmek isterim. Ben 27 yaşında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim. Çokta yakışıklı olmasam da eli ayağı düzgün denilebilecek bir tipim var. Ailem Denizli’nin bir ilçesinde, küçük bir köyde geçimini hayvancılıkla yani çiftçilikle sağlıyor. Babam kış aylarında koyunları ağılda besler ilkbahar gelip otlar yeşermeye başlayınca da meraya otlatmaya götürür. Babam 51 yaşında kendi halinde bir adam. Annem ise babamdan 6 yaş kadar küçük. Evlendiklerinde annem 18 yaşına yeni girmiş daha anlattıklarına göre. Hatta babam annemi kaçırmış daha sonra evlenmişler. Ailenin tek çocuğuyum. Neyse aileyi bu kadar tanıtmak yeter sanırım. Hiç vakit kaybetmeden sizlere annemle yaşadığım ilişkinin nasıl başladığını anlatmak istiyorum. İnanın yazarken bile heyecandan ellerim titriyor. Çünkü nerden nasıl başlayacağımı bilemiyorum bir türlü. İki yıl önce okulun birinci sınıfını kayıpsız bitirince soluğu köyde aldım. Daha önce bahsettiğim gibi yaz ayları olmasından dolayı babam hayvan otlatmaya gider pek evde durmaz hatta yaz aylarında haftada bir gün ya gelir ya gelmez eve. Merada bir alanı çevirip kendine derme çatma bir kulübe yapar ve sadece azık almaya uğrar eve. Köyde ilk günler zevkli neşeli geçmesine rağmen iki hafta sonra sıkılmaya başladım. Ankara’nın ve okulun hızlı temposundan çıkıp köye gelmek insanı bir noktadan sonra sıkıyor elbette. Sıkıntının üzerine birde abazalık eklenince iyice artık kendimce kudurmaya başlamıştım. Okuldayken ve hele hele iletişim fakültesi gibi bir yerde okuyorsanız kız düşüremeyene ancak ve ancak mal derler tabiri caizse. Elbette bende düşürecek bir sürü hatun denk getirmiş ve okul boyunca seks hayatı olarak günümü gün etmiştim. Ama köyde durum böyle olmuyor tabi. Mevsim olarakta herkes işinde gücünde olduğundan etrafta bakmaya bile kız bulamıyorsunuz. Tam bu sıkıntı ve abazalık günlerimde bir olaya şahit olmamla birlikte anneme bakış açım değişti. Hoş olayda annemin hiçbir suçu günahı yoktu aslında ama ben şeytana uyup bu durumu fırsata çevirdim. Bir gün babama meraya yiyecek birşeyler götürmeye gittim ve avare avare eve doğru yol aldım. Eve geldiğimde avluyu geçip tam içeriye girecektim ki komşu Hatice nine ile annemin konuşmalarına kulak misafiri oldum. Annem Hatice nineye muhtar Osman’ın kendisine sarkıntılık ettiğini ve sıkıştırmaya çalıştığını, her seferinde muhtarın elinden kurtulduğunu ama bir gün başına kötü birşeyler gelmesinden korktuğunu anlatıyordu. Önce kendi kendime dön git muhtarı döve döve öldür dedim ama sonra adımız çıkacak oğlum bak annen hep kaçmış sadece korkuyor kadın değmez diye düşündüm. Hatice nine annemi teselli edici sözler söylüyordu. Ama o anda annemin söylediği söz bende değişik duygular yaratmaya başladı. “Hatce nenem benim essah korktuğum muhtar felan deel. Ben evellallah haklarım onu emme biliyon benim herif yıllar oldu bana el sürmedi bir gün kendime yenik düşerin deye korkuyon ben” “Kızım Allah korusun o ne biçim söz öle” “Ne yalan mı deyen sana Hatce nenem. Hem vallah hem billah kendimden korkuyon. Bir gün he deyiveririn de namusumu iki paralık ederin deye korkuyon” “Sen kendine mukayyet ol gızım” “Olmasına oluyon da nenem ne bilen korkuyon da işte” Hatice nine töbe töbe söylemleri içerisinde ayağa kalkarken “gızım düşünme öle şeyler, sen kendine mukayyet ol düzelir gide elbet her bişeyler” “sen öyle deyosan bana da sabır düşe nenem. Ne deyen ama korkmuyon desem yalan valla” daha sonra Hatice nene ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi, bende az geri çekilip yeni gelmişim gibi seslendim “Anaaaa Annaaaaa evdemin” Annem ile Hatice nene kapıda göründüler “He burdayın oğlum nere gitcen bu saatte. Hatce nenenle laflıyoduk şimdi de onu uğurleyon” Hatice neneye nazikçe selam verip hal hatır sordum ve maşallahlar içinde bana söylene söylene gitti kadın. İçeri girip oturdum annem “çay va olum içcen mi” dedi. “İçerim ana hem hararetimi alır iyi gelir” dedim. Annem çay getirmeye giderken arkasından anneme ilk defa alıcı gözle baktım. Altında bol basmadan yapılmış donundan bile kocaman yusyuvarlak kalçaları belli oluyordu. Göt yarığına donun bir kısmı toplanmış girmiş dibek taşı gibi sallanıyordu kalçaları. Beli nispeten inceydi annemin. Öyle ince belli bardak gibi bir vücut yapısı vardı. Üzerine giydiği gir bluzunun v yakasından hafifçe taşıyordu kocaman memeleri. Başındaki siyah kımızı çiçek yeşil yapraklı yazması da yakışıyordu aslında giyimine. Annem kıvırta kıvırta salondan çıkarken işte ilk defa annemi sikme hevesi oluştu içimde. Sikmesine sikilirdi de bu abazalıkta peki ya nasıl olacaktı. Mesele babam değildi nasılsa hafta da bir kere ya geliyor ya gelmiyordu, mesele annemde değildi babamın iktidarsızlığı veya vurdum duymazlığı yüzünden yanıp tutuştuğunu öğrenmiştim. Mesele nasıl annemi böyle bir şeye ikna edecektim. Annem çayı getirdiğinde bile bana uzattığını bunları düşünmekten görmemiştim. Annem “olum dalıp gitmişin sen ya, ne düşünüp durun” dedi. “şey şey anne. Hiç

ölesine düşünüyom yav” “ne bilen baya bi dalmışsın olum sen” “boş ve annem benim. Daldıysam yüzer çıkarım deyip güldüm” çayımızı yudumlamaya ve sağdan soldan konuşmaya başladık. Aslında konuşurken de annemi nasıl bu işe ikna ederim diye kendimce düşünüyordum. Birden kafamdaki ampuller sıra sıra yanmaya başladı. Tabi ya nasıl olacak muhtar olayından düşürecektim annemi tongama. Olay köylünün dilindeymiş adı çıkmış gibi yapıp sonra da annemi bir şekilde bu işe ikna edecektim. Avluda boş boş gezinip dururken güzelce planı yaptım. Akşamüstü yemekten önce kahveye gitme bahanesi ile evden çıktım ve yarım saat dolaşıp eve geldim. Annem yer sofrasını kurmuş beni bekliyordu. Düşünceli bir halim varmış gibi sofraya oturdum. Yemeğimi yerken hiç ses etmiyordum. Annem sofrayı kaldırdı ben yine düşünceli düşünceli oturuyormuş gibi yaptım. “olum sende bugün birşeyler var neye sölemiyon bana” “boş ver anne” “boş vemesine boş vecende şu haline bak anlat hele olum” “boş ver dedim ya anne, boş ver dediysem boşver işte” dedim biraz sinirli gibi sesimi yükselterek. Elimi cebime attım ve bir sigara yaktım. Annem “olum neye bağırıyon ne va anlat bakem anana” “anlatem anlatem anne de sen neden böyle bir şey yaptın bize” “ne yapmışım ben olum” “ne olduğunu bana mı soruyon” “ne bilen olum bir şey bilmeyon ki kime soren” “sor tabi ya sor. Onca haltı ye sen sonra bana sor” “ne diyon olum sen” “ne mi diyorum anne kahveye gideyim dedim herkes seni konuşuyor, muhtarla düşüp kalkıyor kocasını boynuzluyor diyorlardı. Akılları sıra beni de görünce sırıtmaya başladılar. Bozuntuya vermedim hiç bir şey duymamış gibi yaptım ama sen neden böyle bir şey yaptın anne. Neden babamı aldattın. Neden kara leke sürdün üzerimize” “olum ne diyon sen” “işte bunları diyorum anne anlat bakalım milletin dedikleri doğru mu” “yok olum olur mu heç öle bişey” “eeee nerden çıkarıyorlar bunları” “diyorlar ki muhtarla gizli kapaklı buluşup iş pişiriyomuşsunuz” “olum kurbanın olem yok öyle bir şey” “yok ha yok babam gelsin ona da söyle o zaman” “oğlum dellendin mi sen ne dediğini duyuyon mu baban bi şey demeden öldürür keser beni” “keser ya keser hiç olmazsa namusumuz temize çıkar” “olum yok öle bir şey. Bir iki kere muhtarla gonuştum doru emme” demeye kalmadan “bak işte kendin söyledin demek ki millet doğru diyor” diyerek kalktım yerimden ve odama gittim. Annem ardımdan ne kadar yalvardı yakardıysa ses vermedim. Annem odamın kapısında yalvarıyordu ama açmıyordum kapıyı. En sonunda ağlamaya başlayınca açtım ve içeri aldım onu. “başından sonuna kadar anlat herşeyi yoksa babama duyduklarımı söyleyeceğim” “tamam tamam anlatcan olum hele bir dur” “tamam anlat dinliyorum seni” “olum bak valla muhtarla oynaşmam felan yok. Emme muhtar bir iki kere beni sıkıştırmaya kalktı elinden kurtuldum bi şekil valla başka da bir şey yok” “neden inanayım sana işte bak kendin diyosun buluşmuşsun” “olum valla buluşma felan değil bir şekilde sıkıştırmaya kalktı beni emme bir şey yapamadan gaçtım elinden” “sus yalan söylüyorsun belli bir şeyler yaptınız siz dinlemek istemiyorum” dedim ve avluya çıktım. Annem bıraktığımda ağlıyordu. Bir sigara içip geri döndüğümde hala ağlıyordu. “olum neden inanmıyon anana, bu halimde bile ben babanın namusuna kara sürmedim” “ne varmış halinde daha ne yapacaksın” “boş ve işte sen bil ki ben kimseye namusumu kirlettirmedim” “inanmıyorum sana herkes ballandıra ballandıra muhtarla seni konuşuyor” Annem ağlamaklı şekilde söylenmeye başladı “yılllar oldu baban benden elini çekeli. Ama ben hiçbir allahın kuluna yan gözle dahi bakmadım neden yalan diyen sana olum” “o demek anne. Babam senden ne eli çekecek. Kılıf arayıp kendine babama da iftira atma” “ne iftirası olum babanda 4-5 yıldır o işe niyet yok yalan mı diyen sana. Ama her ne olursa olsun gocam sonuçta namusuna da leke sürdürmem” birden şok olmuş gibi yaptım ve yatağımın üzerine oturdum. “ne diyon anne sen babam iktidarsız mı” “ne bilen olum yıllardır yanaşmıyo bana. İlişmeye kakıyon ama hep sırtını dönüp galıyo. Korkuyon bi gün namusuma leke düşürcen diye emme dutuyon zapdediyon kendimi. He muhtara gelince çok yanaştı bana emme hep tersledim hep govaladım etrafımdan. Ama korkuyon işte bi gün birisine he deyiveririnde kötü gadın olurun diye” “ne biçim sözler annem öyle deme” “ya ne diyen olum bak sen bile bir şeyler duyup bana çattın. Bir gün bunlar gerçek oluvecek diye korkuyon” “olmayacak ben hep yanında olacağım” “sağol olum da işte halimiz ortada” “halledeceğim o işi ben” “ne işini halledeceksin” “senin bu haline bi çare bulacağım diyorum” “nasıl bulacaksın olum allasen” “bilmem bulacağım ama” devamını getirmek istedim ama yapamadım. O an neden yapamadığımı da bilmiyorum aslında. Hiç konuşmadık o konuşmadan sonra annemle. Annemi en son gördüğümde üzerine açık yeşil uzunca gecelik giymiş ve kınalı siyah renkli beline kadar uzanan saçları ile dolanıyordu salonda. Ben hiç ses etmeden altıma iç çamaşırı giymeden giydiğim şortum ve atletimle yatağımda uzanırken içeri geldi. Bana “ben yatıyon olum” dedi. Hiç ses etmediğimi görünce yatağın kenarına kadar gelip oturdu. Kocaman kalçaları önüme kadar gelmişti. Elini yüzüme uzattı okşamak için suratımı çevirdim. “bana inanmıyon o kahvede gonuşulanlara inanıyon demi” dedi. Yine ses etmedim. Öylece bana bakıyordu. Tam kalkmak istedi. “yok kahvedekilere inanmıyorum artık ama” dedim. “aması ne peki” “aması işte senin durumun ya bir gün kendini kaybedip elin adamıyla yatıp kalkarsan o zaman halimiz ne olacak

diye düşünüyorum” annem hiç ses etmedi. O da biliyordu olabilirdi. Hata kaza değil bu bir anlık azgınlıkla elin birisi ile yatabilirdi. “Aslında aklımda bir şey var ama bilmiyorum nasıl olur” dedim. “ney o olum” “onu da söylemek istemiyorum” “söle baken bi dinleyen” “senin bu halini düzeltmek lazım” “ne hali” “işte bu şey hali” “ne olum alla alla” “azgınlık diyon anne. Yangın diyon anla işte” “heee tamam da nasıl olcak o baken baban benle ilgilenmiyo bile” “nasıl olcak nasıl olcak bir şekilde kendi aramızda halletcez işte anne” annem saf saf yüzüme bakıyordu. “yav aslında nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama biz halledelim bu işi” “biz halledelim derken nasıl olcak olum” “yani şey işte ikimiz” “dellendin mi olum sen ananım ben senin” “öyle işte ben de onu düşünüyom” “çok günah olum böyle şey mi olur” “anne elin herifi ile düşüp kalksan bir gün daha mı az günah olacak. Babamdan da tık yok. Nereye kadar olacak ha. Bir gün birisi ile yatıp kalkacaksın sonra namusumuz iki para. En güzeli kendi aramızda bu işe çözüm bulmak. Saatlerdir düşünüyorum aklıma bu geldi işte” annem sustu kaldı. Söylediklerimde haklı olduğumu çok iyi biliyordu. Bir şey söylemeden kalktı gitti odamdan. Ben de ses etmedim.
Ertesi gün sabah kalktığımda hiç konuşmadık. Kahvaltıdan sonra ben avludaki sedire oturdum ve bir sigara yaktım. Annem tavuklarla sağla solla ilgilenirken avluda çaktırmadan onu süzüyor aklımdan onu sikmekle ilgili hayaller kuruyordum. Ama o bana doğru baktığında ona bakmıyormuş ilgilenmiyormuş gibi yapıyordum. Böyle akşamı ettik. Akşam yemeğinden sonra öylece sessiz sessiz oturduk. Gece 10 gibi odama gittim. Yine iç çamaşırı olmadan altıma şortumu geçirdim ve atletcek uzandım yatağa. Dışardaki seslerden anladığım kadarı ile annem banyoya girmişti. İçimden gözletlemek geçti ama vazgeçtim. Yarım saat sonra banyodan çıktığını anladım kapı seslerinden. Kül tablasını göğsüme koyup bir sigara yaktım. Aslında annemi siktiğimi hayal ediyordum sigara içerken. Sigaramın ortasına gelmiştim ki kapım açıldı. Annem içeriye girdi. Üzerinde açık pembe bir gecelik vardı hemen hemen diz altına gelen, ıslak saçlarının dağınıklığı ile çok güzel görünüyordu. Yavaşça yatağımın kenarına oturdu. Ben umursamaz şekilde sigara içiyordum. Baş ucumdaki pakete uzandı ve bir sigara aldı. Hayatımda onu hiç sigara içerken görmemiştim ama yakması ve içine çekmesine bakınca ara sıra içtiği belli oluyordu. Sigaralarımız bitinceye kadar hiç konuşmadık. Aslında sessizlik her şeyin habercisiydi.
En sonunda annem sessizliği bozdu “düşündüm daşındım sen haklısın olum” dedi. “ne konuda anne” “ne konusu olcek. Bir gün kendimi gaybederin diye korkuyon” “eeee” “ee si işte senle de günah elle de günah” bu sözleri duyunca annemin her şeyi kabullendiğini anladım. Ama sessizdim. “millet duycağına gol gırılır yen içinde galır derler biz halledem” sonra bir sessizlik çöktü. Annem göğsümdeki kül tablasını baş ucuma koydu. Işığı kapattı ve tekrar yanıma oturdu.
Artık hareketi benim yapmam lazımdı. Yavaşça doğruldum yeni gelin edası ile süzülen annemin elinden tutup kendime doğru çevirdim. Sonra onu iyice kendime yanaştırıp dudağına doğru yanaştım. Hiç ses etmiyordu. Etli dudaklarından emmeye başladığımda annemi iyice kendime çevirmiştim. Ellerim sırtında dolaşıyor ve dudaklarını emip öpüyordum. O ise tepkisizdi. Yatağa doğru iyice çekip altıma aldım onu ve öpmeye devam ettim. Dudaklarını yanaklarını öpüyor ordan boynuna geçip emiyordum. Geceliğinin ön tarafından kocaman memelerinin üst kısımlarını dişliyordum. Annem o anlarda ilk defa ellerini sırtıma koydu ama hiç oynatmıyordu.
Elimi bacaklarında dolaştırıp geceliğinin ucunu buldum ve yukarı doğru kaldırdım. Ellerim kalçalarına doğru geldiğinde annemin iç çamaşırı giymediğini farkettim. Elim kocaman kalçalarını sıkıyor okşuyordu hoyratça. Ne kadar öyle öpüp okşadım bilmiyorum. Sonra onun üzerinden kalkıp doğrulttum ve yavaşça geceliğini toplayıp üzerinden çıkarttım. Annemin üzerinde ne iç çamaşırı ve sütyen hiç bir şey yoktu. Dudaklarım meme uçlarına gittiğinde sırtını okşamaya başladım yatakta doğrulmuş halde. Sonra yataktan indim ve şort ile atletimi çıkardım. Annem utanıyor bakmıyordu bana. Tekrar onu yatağa yatırdım ve bacak arasına girip üzerine uzandım. Annem gözlerini yummuş hareketsizce duruyordu. Elimi amına doğru attığımda elim amının dudakları üzerinde kayıyordu. Anladığım kadarıyla bu gece banyo yapmasının sebebi kendini bana teslim etmesiymiş. Kendini hazırladığı belli oluyordu. Yavaşça boynundan göğüslerine oradan da göbeğine doğru öpe öpe amına kadar geldim. Bu tertemiz tıraş edilmiş ve yıllardır yarak görmemiş amı yalamadan sikmek olmazdı. Amının dudaklarının arasına burnumu sokup yalamaya başladım. önce elini başıma koyup kaldırmak istemesinden daha önce böyle bir şey yapmamış olmasının tedirginliği vardı. Ama ben amını dilledikçe ve bızırını emdikçe annem saçlarımı okşamaya başladı ve bacaklarını da topladı. 15 dakika kadar annemin amını emdim ve sonunda annem kasılarak boşalmaya başladı. Annem boşaldıkça akan zevk sularını zevkle içtim. Biraz daha durduktan sonra kalktım ve bacak arasındaki yerimi aldım. Sikimi tutup birkaç defa amının dudakları arasına sürdüm ve yavaşça itmeye başladım. annemin gözleri kapalıydı ve hiçbir şey yapmıyordu. Sikim yavaş yavaş dinine kadar annemin amına girdiğinde yüzünde hafif acı çekermiş gibi bir hal vardı. Yıllardır amının sikilmediği belliydi çünkü daracıktı. Yavaşça git gel yapmaya başladım. üzerinde şinav vaziyeti almış seri şekilde annemi sikmeye başladığımda

gözleri hala kapalıydı ve dudaklarını ısırıyordu. Seri şekilde birkaç dakika öyle siktim sonra üzerine abanıp sikmeye başladım. kalçalarım sikime ritim verip amına seri halde git gel yaparken annem ellerini sırtıma koydu ve tırnaklarını sırtıma geçirip yine boşaldı. Ben iyice hızlanmaya başladım. annem artık hafif hafif inlemeye de başlamıştı.
5 dakika kadar annemi seri şekilde siktikten sonra son bir hareketle en derinine girip döllerimi amına akıtmaya başladım. döllerim tayzikli bir şekilde amına boşalırken annem “ohhhhh” dedi derin bir şekilde. Anlaşılan ne kadar ses etmese de bu sikişten zevk almıştı. Boşalmaya başlamamla üzerine öylece yıkılıp kaldım. Ta ki sikim küçülüp amından çıkasıya kadar yattım annemin üzerinde. Sonra yanına devrildim. Hiç konuşmuyorduk. Bir süre soluklandıktan sonra ona doğru döndüm ve parmaklarımla göğüs uçlarında daireler çizmeye başladım. annem tavana bakarken bana doğru döndü. Gözleri doluydu, ağlamaklıydı aslında. “Pişmanmısın anne” dedim “pişman olmasına pişmanım ama hayatımda yaptığım en güzel şeyi senle yaptım olum” “nasıl yani” “babanı aldattım hemde olumla ama elden de bişey gelmiyor. Bir gün delilik edip başkası ile düşüp kalksaydım daha kötü olurdu” “yaptığımız işten mutlu oldun mu peki” “hı hı” “zevk aldın mı anne” annem yüzüme baktı. İstemsizce gözyaşları gözlerinden yanaklarına süzülüyordu “aldım hemde hayatım boyunca babanla yaptıklarımızdan çok zevk aldım. Ama günaha bulandık olum” “günahsa günah artık oldu anne. Artık senle biz karı kocayız ve seni çok mutlu edeceğim” annem kollarını başıma dolayıp istemsizce beni öpmeye başladı. “olum erim erkeğim” diye söyleniyordu yüzümü öperken bende karşılık vermeye başladım ve dudaklarımız deliler gibi birleşti “annem bir tanecik annem. Aşkım karıcığım benim” “gocam erim erkeğimmmm”
Artık annemle karı koca gibi olmuştuk. O gece hiçbir şey yapmadan çırılçıplak birbirimize sarılıp uyuduk. Annemi zaafından yararlanıp sikmiştim. Pişman mıydım hayır. Annemi sikmek çok keyifliydi.

Merhabalar sizlere yaşamakta olduğum bir anımdan bahsedeceğim. Yaklaşık olarak 2 yıldır annemle ensest ilişki yaşıyorum ve bu zamana kadar bol bol ensest hikaye okumama rağmen böyle bir şey yaşayacağımı tahmin bile edemezdim. Nedenine gelince çoğumuzunda bildiği gibi türk aile yapısında annenin kutsal bir değer taşımasından kaynaklanıyor. Ama yaşadığım ve halen yaşamakta olduğum olayı göz önüne getirirsek, ilişkinin tapuları yıkmış olması, heyecanı insanı zevk kasırgalarının içine sürüklüyor.Öncelikle kendimden ve ailemden söz edeyim kısaca. Anlatacağım olaylarda kesinlikle hiç kimsenin ismini kullanmayacağımı belirtmek isterim. Ben 27 yaşında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim. Çokta yakışıklı olmasam da eli ayağı düzgün denilebilecek bir tipim var. Ailem Denizli’nin bir ilçesinde, küçük bir köyde geçimini hayvancılıkla yani çiftçilikle sağlıyor. Babam kış aylarında koyunları ağılda besler ilkbahar gelip otlar yeşermeye başlayınca da meraya otlatmaya götürür. Babam 51 yaşında kendi halinde bir adam. Annem ise babamdan 6 yaş kadar küçük. Evlendiklerinde annem 18 yaşına yeni girmiş daha anlattıklarına göre. Hatta babam annemi kaçırmış daha sonra evlenmişler. Ailenin tek çocuğuyum. Neyse aileyi bu kadar tanıtmak yeter sanırım. Hiç vakit kaybetmeden sizlere annemle yaşadığım ilişkinin nasıl başladığını anlatmak istiyorum. İnanın yazarken bile heyecandan ellerim titriyor. Çünkü nerden nasıl başlayacağımı bilemiyorum bir türlü. İki yıl önce okulun birinci sınıfını kayıpsız bitirince soluğu köyde aldım. Daha önce bahsettiğim gibi yaz ayları olmasından dolayı babam hayvan otlatmaya gider pek evde durmaz hatta yaz aylarında haftada bir gün ya gelir ya gelmez eve. Merada bir alanı çevirip kendine derme çatma bir kulübe yapar ve sadece azık almaya uğrar eve. Köyde ilk günler zevkli neşeli geçmesine rağmen iki hafta sonra sıkılmaya başladım. Ankara’nın ve okulun hızlı temposundan çıkıp köye gelmek insanı bir noktadan sonra sıkıyor elbette. Sıkıntının üzerine birde abazalık eklenince iyice artık kendimce kudurmaya başlamıştım. Okuldayken ve hele hele iletişim fakültesi gibi bir yerde okuyorsanız kız düşüremeyene ancak ve ancak mal derler tabiri caizse. Elbette bende düşürecek bir sürü hatun denk getirmiş ve okul boyunca seks hayatı olarak günümü gün etmiştim. Ama köyde durum böyle olmuyor tabi. Mevsim olarakta herkes işinde gücünde olduğundan etrafta bakmaya bile kız bulamıyorsunuz. Tam bu sıkıntı ve abazalık günlerimde bir olaya şahit olmamla birlikte anneme bakış açım değişti. Hoş olayda annemin hiçbir suçu günahı yoktu aslında ama ben şeytana uyup bu durumu fırsata çevirdim. Bir gün babama meraya yiyecek birşeyler götürmeye gittim ve avare avare eve doğru yol aldım. Eve geldiğimde avluyu geçip tam içeriye girecektim ki komşu Hatice nine ile annemin konuşmalarına kulak misafiri oldum. Annem Hatice nineye muhtar Osman’ın kendisine sarkıntılık ettiğini ve sıkıştırmaya çalıştığını, her seferinde muhtarın elinden kurtulduğunu ama bir gün başına kötü birşeyler gelmesinden korktuğunu anlatıyordu. Önce kendi kendime dön git muhtarı döve döve öldür dedim ama sonra adımız çıkacak oğlum bak annen hep kaçmış sadece korkuyor kadın değmez diye düşündüm. Hatice nine annemi teselli edici sözler söylüyordu. Ama o anda annemin söylediği söz bende değişik duygular yaratmaya başladı. “Hatce nenem benim essah korktuğum muhtar felan deel. Ben evellallah haklarım onu emme biliyon benim herif yıllar oldu bana el sürmedi bir gün kendime yenik düşerin deye korkuyon ben” “Kızım Allah korusun o ne biçim söz öle” “Ne yalan mı deyen sana Hatce nenem. Hem vallah hem billah kendimden korkuyon. Bir gün he deyiveririn de namusumu iki paralık ederin deye korkuyon” “Sen kendine mukayyet ol gızım” “Olmasına oluyon da nenem ne bilen korkuyon da işte” Hatice nine töbe töbe söylemleri içerisinde ayağa kalkarken “gızım düşünme öle şeyler, sen kendine mukayyet ol düzelir gide elbet her bişeyler” “sen öyle deyosan bana da sabır düşe nenem. Ne deyen ama korkmuyon desem yalan valla” daha sonra Hatice nene ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi, bende az geri çekilip yeni gelmişim gibi seslendim “Anaaaa Annaaaaa evdemin” Annem ile Hatice nene kapıda göründüler “He burdayın oğlum nere gitcen bu saatte. Hatce nenenle laflıyoduk şimdi de onu uğurleyon” Hatice neneye nazikçe selam verip hal hatır sordum ve maşallahlar içinde bana söylene söylene gitti kadın. İçeri girip oturdum annem “çay va olum içcen mi” dedi. “İçerim ana hem hararetimi alır iyi gelir” dedim. Annem çay getirmeye giderken arkasından anneme ilk defa alıcı gözle baktım. Altında bol basmadan yapılmış donundan bile kocaman yusyuvarlak kalçaları belli oluyordu. Göt yarığına donun bir kısmı toplanmış girmiş dibek taşı gibi sallanıyordu kalçaları. Beli nispeten inceydi annemin. Öyle ince belli bardak gibi bir vücut yapısı vardı. Üzerine giydiği gir bluzunun v yakasından hafifçe taşıyordu kocaman memeleri. Başındaki siyah kımızı çiçek yeşil yapraklı yazması da yakışıyordu aslında giyimine. Annem kıvırta kıvırta salondan çıkarken işte ilk defa annemi sikme hevesi oluştu içimde. Sikmesine sikilirdi de bu abazalıkta peki ya nasıl olacaktı. Mesele babam değildi nasılsa hafta da bir kere ya geliyor ya gelmiyordu, mesele annemde değildi babamın iktidarsızlığı veya vurdum duymazlığı yüzünden yanıp tutuştuğunu öğrenmiştim. Mesele nasıl annemi böyle bir şeye ikna edecektim. Annem çayı getirdiğinde bile bana uzattığını bunları düşünmekten görmemiştim. Annem “olum dalıp gitmişin sen ya, ne düşünüp durun” dedi. “şey şey anne. Hiç

ölesine düşünüyom yav” “ne bilen baya bi dalmışsın olum sen” “boş ve annem benim. Daldıysam yüzer çıkarım deyip güldüm” çayımızı yudumlamaya ve sağdan soldan konuşmaya başladık. Aslında konuşurken de annemi nasıl bu işe ikna ederim diye kendimce düşünüyordum. Birden kafamdaki ampuller sıra sıra yanmaya başladı. Tabi ya nasıl olacak muhtar olayından düşürecektim annemi tongama. Olay köylünün dilindeymiş adı çıkmış gibi yapıp sonra da annemi bir şekilde bu işe ikna edecektim. Avluda boş boş gezinip dururken güzelce planı yaptım. Akşamüstü yemekten önce kahveye gitme bahanesi ile evden çıktım ve yarım saat dolaşıp eve geldim. Annem yer sofrasını kurmuş beni bekliyordu. Düşünceli bir halim varmış gibi sofraya oturdum. Yemeğimi yerken hiç ses etmiyordum. Annem sofrayı kaldırdı ben yine düşünceli düşünceli oturuyormuş gibi yaptım. “olum sende bugün birşeyler var neye sölemiyon bana” “boş ver anne” “boş vemesine boş vecende şu haline bak anlat hele olum” “boş ver dedim ya anne, boş ver dediysem boşver işte” dedim biraz sinirli gibi sesimi yükselterek. Elimi cebime attım ve bir sigara yaktım. Annem “olum neye bağırıyon ne va anlat bakem anana” “anlatem anlatem anne de sen neden böyle bir şey yaptın bize” “ne yapmışım ben olum” “ne olduğunu bana mı soruyon” “ne bilen olum bir şey bilmeyon ki kime soren” “sor tabi ya sor. Onca haltı ye sen sonra bana sor” “ne diyon olum sen” “ne mi diyorum anne kahveye gideyim dedim herkes seni konuşuyor, muhtarla düşüp kalkıyor kocasını boynuzluyor diyorlardı. Akılları sıra beni de görünce sırıtmaya başladılar. Bozuntuya vermedim hiç bir şey duymamış gibi yaptım ama sen neden böyle bir şey yaptın anne. Neden babamı aldattın. Neden kara leke sürdün üzerimize” “olum ne diyon sen” “işte bunları diyorum anne anlat bakalım milletin dedikleri doğru mu” “yok olum olur mu heç öle bişey” “eeee nerden çıkarıyorlar bunları” “diyorlar ki muhtarla gizli kapaklı buluşup iş pişiriyomuşsunuz” “olum kurbanın olem yok öyle bir şey” “yok ha yok babam gelsin ona da söyle o zaman” “oğlum dellendin mi sen ne dediğini duyuyon mu baban bi şey demeden öldürür keser beni” “keser ya keser hiç olmazsa namusumuz temize çıkar” “olum yok öle bir şey. Bir iki kere muhtarla gonuştum doru emme” demeye kalmadan “bak işte kendin söyledin demek ki millet doğru diyor” diyerek kalktım yerimden ve odama gittim. Annem ardımdan ne kadar yalvardı yakardıysa ses vermedim. Annem odamın kapısında yalvarıyordu ama açmıyordum kapıyı. En sonunda ağlamaya başlayınca açtım ve içeri aldım onu. “başından sonuna kadar anlat herşeyi yoksa babama duyduklarımı söyleyeceğim” “tamam tamam anlatcan olum hele bir dur” “tamam anlat dinliyorum seni” “olum bak valla muhtarla oynaşmam felan yok. Emme muhtar bir iki kere beni sıkıştırmaya kalktı elinden kurtuldum bi şekil valla başka da bir şey yok” “neden inanayım sana işte bak kendin diyosun buluşmuşsun” “olum valla buluşma felan değil bir şekilde sıkıştırmaya kalktı beni emme bir şey yapamadan gaçtım elinden” “sus yalan söylüyorsun belli bir şeyler yaptınız siz dinlemek istemiyorum” dedim ve avluya çıktım. Annem bıraktığımda ağlıyordu. Bir sigara içip geri döndüğümde hala ağlıyordu. “olum neden inanmıyon anana, bu halimde bile ben babanın namusuna kara sürmedim” “ne varmış halinde daha ne yapacaksın” “boş ve işte sen bil ki ben kimseye namusumu kirlettirmedim” “inanmıyorum sana herkes ballandıra ballandıra muhtarla seni konuşuyor” Annem ağlamaklı şekilde söylenmeye başladı “yılllar oldu baban benden elini çekeli. Ama ben hiçbir allahın kuluna yan gözle dahi bakmadım neden yalan diyen sana olum” “o demek anne. Babam senden ne eli çekecek. Kılıf arayıp kendine babama da iftira atma” “ne iftirası olum babanda 4-5 yıldır o işe niyet yok yalan mı diyen sana. Ama her ne olursa olsun gocam sonuçta namusuna da leke sürdürmem” birden şok olmuş gibi yaptım ve yatağımın üzerine oturdum. “ne diyon anne sen babam iktidarsız mı” “ne bilen olum yıllardır yanaşmıyo bana. İlişmeye kakıyon ama hep sırtını dönüp galıyo. Korkuyon bi gün namusuma leke düşürcen diye emme dutuyon zapdediyon kendimi. He muhtara gelince çok yanaştı bana emme hep tersledim hep govaladım etrafımdan. Ama korkuyon işte bi gün birisine he deyiveririnde kötü gadın olurun diye” “ne biçim sözler annem öyle deme” “ya ne diyen olum bak sen bile bir şeyler duyup bana çattın. Bir gün bunlar gerçek oluvecek diye korkuyon” “olmayacak ben hep yanında olacağım” “sağol olum da işte halimiz ortada” “halledeceğim o işi ben” “ne işini halledeceksin” “senin bu haline bi çare bulacağım diyorum” “nasıl bulacaksın olum allasen” “bilmem bulacağım ama” devamını getirmek istedim ama yapamadım. O an neden yapamadığımı da bilmiyorum aslında. Hiç konuşmadık o konuşmadan sonra annemle. Annemi en son gördüğümde üzerine açık yeşil uzunca gecelik giymiş ve kınalı siyah renkli beline kadar uzanan saçları ile dolanıyordu salonda. Ben hiç ses etmeden altıma iç çamaşırı giymeden giydiğim şortum ve atletimle yatağımda uzanırken içeri geldi. Bana “ben yatıyon olum” dedi. Hiç ses etmediğimi görünce yatağın kenarına kadar gelip oturdu. Kocaman kalçaları önüme kadar gelmişti. Elini yüzüme uzattı okşamak için suratımı çevirdim. “bana inanmıyon o kahvede gonuşulanlara inanıyon demi” dedi. Yine ses etmedim. Öylece bana bakıyordu. Tam kalkmak istedi. “yok kahvedekilere inanmıyorum artık ama” dedim. “aması ne peki” “aması işte senin durumun ya bir gün kendini kaybedip elin adamıyla yatıp kalkarsan o zaman halimiz ne olacak

diye düşünüyorum” annem hiç ses etmedi. O da biliyordu olabilirdi. Hata kaza değil bu bir anlık azgınlıkla elin birisi ile yatabilirdi. “Aslında aklımda bir şey var ama bilmiyorum nasıl olur” dedim. “ney o olum” “onu da söylemek istemiyorum” “söle baken bi dinleyen” “senin bu halini düzeltmek lazım” “ne hali” “işte bu şey hali” “ne olum alla alla” “azgınlık diyon anne. Yangın diyon anla işte” “heee tamam da nasıl olcak o baken baban benle ilgilenmiyo bile” “nasıl olcak nasıl olcak bir şekilde kendi aramızda halletcez işte anne” annem saf saf yüzüme bakıyordu. “yav aslında nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama biz halledelim bu işi” “biz halledelim derken nasıl olcak olum” “yani şey işte ikimiz” “dellendin mi olum sen ananım ben senin” “öyle işte ben de onu düşünüyom” “çok günah olum böyle şey mi olur” “anne elin herifi ile düşüp kalksan bir gün daha mı az günah olacak. Babamdan da tık yok. Nereye kadar olacak ha. Bir gün birisi ile yatıp kalkacaksın sonra namusumuz iki para. En güzeli kendi aramızda bu işe çözüm bulmak. Saatlerdir düşünüyorum aklıma bu geldi işte” annem sustu kaldı. Söylediklerimde haklı olduğumu çok iyi biliyordu. Bir şey söylemeden kalktı gitti odamdan. Ben de ses etmedim.
Ertesi gün sabah kalktığımda hiç konuşmadık. Kahvaltıdan sonra ben avludaki sedire oturdum ve bir sigara yaktım. Annem tavuklarla sağla solla ilgilenirken avluda çaktırmadan onu süzüyor aklımdan onu sikmekle ilgili hayaller kuruyordum. Ama o bana doğru baktığında ona bakmıyormuş ilgilenmiyormuş gibi yapıyordum. Böyle akşamı ettik. Akşam yemeğinden sonra öylece sessiz sessiz oturduk. Gece 10 gibi odama gittim. Yine iç çamaşırı olmadan altıma şortumu geçirdim ve atletcek uzandım yatağa. Dışardaki seslerden anladığım kadarı ile annem banyoya girmişti. İçimden gözletlemek geçti ama vazgeçtim. Yarım saat sonra banyodan çıktığını anladım kapı seslerinden. Kül tablasını göğsüme koyup bir sigara yaktım. Aslında annemi siktiğimi hayal ediyordum sigara içerken. Sigaramın ortasına gelmiştim ki kapım açıldı. Annem içeriye girdi. Üzerinde açık pembe bir gecelik vardı hemen hemen diz altına gelen, ıslak saçlarının dağınıklığı ile çok güzel görünüyordu. Yavaşça yatağımın kenarına oturdu. Ben umursamaz şekilde sigara içiyordum. Baş ucumdaki pakete uzandı ve bir sigara aldı. Hayatımda onu hiç sigara içerken görmemiştim ama yakması ve içine çekmesine bakınca ara sıra içtiği belli oluyordu. Sigaralarımız bitinceye kadar hiç konuşmadık. Aslında sessizlik her şeyin habercisiydi.
En sonunda annem sessizliği bozdu “düşündüm daşındım sen haklısın olum” dedi. “ne konuda anne” “ne konusu olcek. Bir gün kendimi gaybederin diye korkuyon” “eeee” “ee si işte senle de günah elle de günah” bu sözleri duyunca annemin her şeyi kabullendiğini anladım. Ama sessizdim. “millet duycağına gol gırılır yen içinde galır derler biz halledem” sonra bir sessizlik çöktü. Annem göğsümdeki kül tablasını baş ucuma koydu. Işığı kapattı ve tekrar yanıma oturdu.
Artık hareketi benim yapmam lazımdı. Yavaşça doğruldum yeni gelin edası ile süzülen annemin elinden tutup kendime doğru çevirdim. Sonra onu iyice kendime yanaştırıp dudağına doğru yanaştım. Hiç ses etmiyordu. Etli dudaklarından emmeye başladığımda annemi iyice kendime çevirmiştim. Ellerim sırtında dolaşıyor ve dudaklarını emip öpüyordum. O ise tepkisizdi. Yatağa doğru iyice çekip altıma aldım onu ve öpmeye devam ettim. Dudaklarını yanaklarını öpüyor ordan boynuna geçip emiyordum. Geceliğinin ön tarafından kocaman memelerinin üst kısımlarını dişliyordum. Annem o anlarda ilk defa ellerini sırtıma koydu ama hiç oynatmıyordu.
Elimi bacaklarında dolaştırıp geceliğinin ucunu buldum ve yukarı doğru kaldırdım. Ellerim kalçalarına doğru geldiğinde annemin iç çamaşırı giymediğini farkettim. Elim kocaman kalçalarını sıkıyor okşuyordu hoyratça. Ne kadar öyle öpüp okşadım bilmiyorum. Sonra onun üzerinden kalkıp doğrulttum ve yavaşça geceliğini toplayıp üzerinden çıkarttım. Annemin üzerinde ne iç çamaşırı ve sütyen hiç bir şey yoktu. Dudaklarım meme uçlarına gittiğinde sırtını okşamaya başladım yatakta doğrulmuş halde. Sonra yataktan indim ve şort ile atletimi çıkardım. Annem utanıyor bakmıyordu bana. Tekrar onu yatağa yatırdım ve bacak arasına girip üzerine uzandım. Annem gözlerini yummuş hareketsizce duruyordu. Elimi amına doğru attığımda elim amının dudakları üzerinde kayıyordu. Anladığım kadarıyla bu gece banyo yapmasının sebebi kendini bana teslim etmesiymiş. Kendini hazırladığı belli oluyordu. Yavaşça boynundan göğüslerine oradan da göbeğine doğru öpe öpe amına kadar geldim. Bu tertemiz tıraş edilmiş ve yıllardır yarak görmemiş amı yalamadan sikmek olmazdı. Amının dudaklarının arasına burnumu sokup yalamaya başladım. önce elini başıma koyup kaldırmak istemesinden daha önce böyle bir şey yapmamış olmasının tedirginliği vardı. Ama ben amını dilledikçe ve bızırını emdikçe annem saçlarımı okşamaya başladı ve bacaklarını da topladı. 15 dakika kadar annemin amını emdim ve sonunda annem kasılarak boşalmaya başladı. Annem boşaldıkça akan zevk sularını zevkle içtim. Biraz daha durduktan sonra kalktım ve bacak arasındaki yerimi aldım. Sikimi tutup birkaç defa amının dudakları arasına sürdüm ve yavaşça itmeye başladım. annemin gözleri kapalıydı ve hiçbir şey yapmıyordu. Sikim yavaş yavaş dinine kadar annemin amına girdiğinde yüzünde hafif acı çekermiş gibi bir hal vardı. Yıllardır amının sikilmediği belliydi çünkü daracıktı. Yavaşça git gel yapmaya başladım. üzerinde şinav vaziyeti almış seri şekilde annemi sikmeye başladığımda

gözleri hala kapalıydı ve dudaklarını ısırıyordu. Seri şekilde birkaç dakika öyle siktim sonra üzerine abanıp sikmeye başladım. kalçalarım sikime ritim verip amına seri halde git gel yaparken annem ellerini sırtıma koydu ve tırnaklarını sırtıma geçirip yine boşaldı. Ben iyice hızlanmaya başladım. annem artık hafif hafif inlemeye de başlamıştı.
5 dakika kadar annemi seri şekilde siktikten sonra son bir hareketle en derinine girip döllerimi amına akıtmaya başladım. döllerim tayzikli bir şekilde amına boşalırken annem “ohhhhh” dedi derin bir şekilde. Anlaşılan ne kadar ses etmese de bu sikişten zevk almıştı. Boşalmaya başlamamla üzerine öylece yıkılıp kaldım. Ta ki sikim küçülüp amından çıkasıya kadar yattım annemin üzerinde. Sonra yanına devrildim. Hiç konuşmuyorduk. Bir süre soluklandıktan sonra ona doğru döndüm ve parmaklarımla göğüs uçlarında daireler çizmeye başladım. annem tavana bakarken bana doğru döndü. Gözleri doluydu, ağlamaklıydı aslında. “Pişmanmısın anne” dedim “pişman olmasına pişmanım ama hayatımda yaptığım en güzel şeyi senle yaptım olum” “nasıl yani” “babanı aldattım hemde olumla ama elden de bişey gelmiyor. Bir gün delilik edip başkası ile düşüp kalksaydım daha kötü olurdu” “yaptığımız işten mutlu oldun mu peki” “hı hı” “zevk aldın mı anne” annem yüzüme baktı. İstemsizce gözyaşları gözlerinden yanaklarına süzülüyordu “aldım hemde hayatım boyunca babanla yaptıklarımızdan çok zevk aldım. Ama günaha bulandık olum” “günahsa günah artık oldu anne. Artık senle biz karı kocayız ve seni çok mutlu edeceğim” annem kollarını başıma dolayıp istemsizce beni öpmeye başladı. “olum erim erkeğim” diye söyleniyordu yüzümü öperken bende karşılık vermeye başladım ve dudaklarımız deliler gibi birleşti “annem bir tanecik annem. Aşkım karıcığım benim” “gocam erim erkeğimmmm”
Artık annemle karı koca gibi olmuştuk. O gece hiçbir şey yapmadan çırılçıplak birbirimize sarılıp uyuduk. Annemi zaafından yararlanıp sikmiştim. Pişman mıydım hayır. Annemi sikmek çok keyifliydi.

Köylünün Efendisi 20

Suzan’ı Ahmet Abinin yanında siktikten sonra, merkezden birkaç şey alıp lojmana geçmiştim, son zamanlarda her şey çok hızlı oluyordu, duraklamak azıcık soluklanmak en iyisi olacaktı. İpini koparmış azgın boğa gibi her bulduğumu sikmeye devam edersem köyde adım çıkar daha kötüsü bizimkilerin kulağına gidebillirdi. Bu riski alamazdım ama cidden sikilecekler listesi sürekli artıyordu.

Lojmana geçtikten sonra neler oldu, neler oluyor bir kez daha düşünmeye başladım. Hasan Abinin karısı Fatma ile başlayan hareketlilik, suzan ile katlanmış, suzan’ın Ayşe isimli arkadaşını sırf kocasından intikam almak için altıma yatmıştı. Bu arada okuldan arkadaşım Yasemin’de kaşınıyor am tedbirsiz cehaletin doğuracağı sıkıntıların altına girmek istemiyordum.

Köydeki azgınlar topluluğunu bırakıp kendi lojmanına 17’’lik ekranla bağlandığım ekranıma bakacaktım bir müddet. Canlı yayın yaptığım siteye girdiğimde Ünyeli Çiftimden gelen mesajda bu hafta içi benim müsait olduğum bir öğleden sonra Ünye’de bir kafede buluşmak istiyorlardı. Ön tanışmadan sonra eve geçecek, kocası sadece izleyici olarak katılacaktı bu olgun sarışın balıketli hatunun teni beni cezbetmişti açıkçası, yaşlarına 43-45 deselerde daha fazla olduğunu düşünmekle birlikte diri göğüsleri ve sevimli yüzü ilgimi çekiyordu, ertesi gün için sözleştikten sonra facebook’ta gezinmeye başladım. Karşı köyden bir grup dikkatimi çekti. Hep olur ya işte şu şöyün sevdalıları…. Güzel köyüm şuu…. Falan filan… Fırsatını bulsalar kaçıp gidecekleri, muhtelemen yarısında kadınların yılın belli ayında yalnız bırakıldığı bildiğimiz tipik karadeniz köylerinden biriydi.

Fotoğraflara, yorumlara beğenenlere baktığımda her fotoğrafı beğenmiş Aynur diye bir kadın cidden çok başkaydı. Bir kadının gözleri aşkla mı bakar, saf mıdır, temiz midir azgın mıdır anlayabilirsiniz bazen. Bu kadının gözleri doymuyorum ulannnn, ben iyi sikilmiyorum, kafam kapalı ama gözüm dışarda nidaları ile doluydu. Arkadaşlık isteği gönderip sen filancanın kuzeni değil misin geçen panayır çarşısında rastlaşmıştık deyip yalandan bir mesaj gönderdim. Kısa sürede önce arkadaşlık isteiğim kabul edildi sonra mesaj…

  • Kimsiniz tanıyamadım, dediğiniz gibi bir şey de hatırlamıyorum
  • Emin misiniz, çünkü size çok benziyordu
  • Eminim çünkü panayıra falan gitmedim
  • Kusura bakmayın, benzettim o halde, ben karşı köy xxxx’de görev yapıyorum. Köyünüzün sayfasını görünce şöyle bir baktım ardından sizin profili görünce yazmadan edemedim.
  • Hımmm pek etkilemiş sizi gördüğünüz kişi kimse
  • Evet etkiledi, özellikle gözleri çok etkilemişti ama aynı gözler sizde de var, ben sizi görünce tamam buldum demiştim ama dediğiniz gibi yanılmışım
  • Önemli değil, iyi akşamlar deyip kestirip attı Aynur

Uzak duralım dedikçe bir şeylerin etkisi beni deli ediyordu, mart ayının gelmesi midir nedir uçan kuşa sikim kalkıyordu. Arsızca telefonu alıp yasemin’e mesaj attım, görüldüyü yedim ama gururuma dokunmadı. Sike sike yazacaktı, attığı onca foto, davetten sonra geri yazmamasına imkan yoktu.

Aq kaşarları deyip playstation’a yumuldum, aradan bir iki saat geçmemişti ki hangi dağda kurt öldü korkak hoca diye mesaj geldi yasemin’den.

Korkaklık değil tatlım, yarın adın çıkarsa tüh vah anlamsız olur sen gece gel diyorsun. Bu köyü iyi bilmiyorsun hala diye cevap verdim.
İyi o zaman yarın hastaneye gidecek bizimkiler öğleden sonra gel de bi su iç benden diye cevap verdi.
Nereden su içeceğime bağlı, belki başka şeyler isterim diye karşılık verdim
İçeceğin yeri temizliyorum şu an, yarım saat sonra gösteririm dediğinde yarın için hazırlık yaptığını anlamıştım. Peki deyip sabırsızlıkla beklediğimi ifade ettim.
Yarım saat sonra kenarları ağdadan kızarmış pembe bir amcık bekliyordu beni , beyaz ten Pembe çok tatlı bir renkte amcığı vardı Yasemin’in. Aralanmış dudaklarının ıslaklığı telefona parlaklık olarak yansıyordu. Off çekip yarın ağzımı dayayıp kana kana içerim burdan dediğimde iyi içmezsen bir daha damlasını bulamazsın deyip güldü.

Konuşma zaten yeterince azdırıcıydı ama sikimin güzel bir fotosunu çekip ben içemezsem bu içer, bu doyarsa ben içerim sen rahat ol küçük hanım, ikinizi de öpüyorum deyip güldüm. Biz de diye karşılık verdiğinde sohbetin bittiğini anladım.

Benim bitişim ise böyle oldu açıkçası, bilgisayarı açıp suzan’ın, Yasemin’in bana attığı ya da çektiğimiz fotoları kullanmadığım bir flashıma yedeklemek ileride başıma çok büyük sıkıntılar açacaktı.

( devam edecek)