Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Ben ve sevgilim beyza bölüm 9

Sözleri beni deliye döndürmüştü bir an icin mustafayi evden kovup normal hayatimiza devam etmek istedim ama sonra 2 gündür ne kadar zevk aldigimizi hatirlayinca peki diyip üzerimi giyindim odadan çıktım mustafaya kanka ben markete çıkıyorum istedigin bir sey var mi diye sordum o da bana hayır dedi sanki bana istedigim her sey evde zaten der gibi bakıyordu anahtarimi aldim evden çıktım.

Kafamda bir sürü soru merak vardi acaba evde ne oluyor ne olacak tum bu sorularla markette reyonlari geziyordum ne yapacagimi bile unutmus sekilde yarım saat kadar oyalandim daha sonra beyzaya mesaj atip artik geliyorum yazdim bir kac dakika sonra gelebilirsin askim dedi aksam yemekler icin bir kac bir sey aldim ve evin tuttum.

İceri girdigimde mustafa ders çalışıyordu beyza ortalikta yoktu önce mutfağa girdim aldiklarimi masanin üzerine bıraktım mustafaya selam verim odaya girdim beyza yatakta uzaniyordu sanki bir suçlu edasiyla gözlerime bakti yanina gidip yataga oturdum ve ne oldugunu sordum yanima geldi beni hiç bölmeden dinle dedi önce pantolonumu çıkardı sadece boxerla duruyordum ve başladı;

-sen gittikten biraz sonra oturma odasına çıktım mustafaya berk markete gitti sabah ki yarim kalan işimizi halledebiliriz dedim söz verdigim gibi tangama bosalmana izin verecegimi söyledim heyecanlı bir sekilde yüzüme baktı ne yapacagini bilmiyor gibiydi yaninda gittim taytimi tamamen çıkartıp koltuga oturdum artık karşısında sadece tanga ve üzerimde cropla oturuyordum ayaga kalktı esofmanini indirdi siki tam kalkmamıştı birazcik boxerin uzerinden oksamaya basladi onu izlerken ıslandigimi farkettim elimi amıma götürüp tangami düzelttim sikini yavasca boxerdan çıkardı ve oksamaya basladi inanamiyordum banyoda gördüğümden daha büyük ve iri duruyordu o siki tutmak istiyordum yerimden doğrulup ben yapabilir miyim diye sordum.

Ne yanlış mı duydum yoksa az önce sevgilim en yakın arkadaşıma sikine dokunabilir miyim diye mi soruyordugunu anlatti boğazım düğümlendi sadece dinliyordum.

-o da bana bende durmaliyiz berke yanlis yapamam dedi ben de ona banyoda küloduma bosalirken tangama 3 posta atarken sorun yoktu simdi mi sorun var dedim biraz utandi elimi sikine uzattim tek elle kavramam neredeyse imkansizdi seninkinin neredeyse iki kati büyüklüğündeydi iki elimle sıvazlamaya başladım bir süre sonra bana ben de sana dokunabilir miyim dedi amım o kadar ıslaktı ki hayır diyemedim koltuga tekrar oturdum bacaklarimi actim dizlerinin uzerine çöküp yanima geldi amımla kafasi arasinda 10 cm vardi sadece elini tangamin üzerinden oksamaya başladı daha sonra tangami yana sıyırıp oksamaya başlayınca biraz irkildim ilk kez senden baska birinin eli degiyor amcigima bir sure hayran hayran bakti ve bana ne kadar cok ıslanmışsın hem sulu hem pembe ve pürüzsüz bir amın var berk çok şanslı dedi ben de ona şimdi senin elinde dedim.

Ayağa kalktı sikini amıma doğru getirdi ne yapıyorsun dur dedim sadece sürtecegim girmeyecegim dedi ben de tamam o zaman diyip bekliyordum kocaman sikini amima degdirdigi an zevkten ölecektim içime almayı o kadar istedim ki yapamadım sana ihanet edemedim. Sikimi amimin uzerinde git gel yapmaya basladi o devasa sik resmen amimin islak sulari arasinda kayip duruyordu bir sure sonra bana bosalacagini söyledi hemen tangami düzelttim ve üzerine boşalmasını söyledim bir iki saniye sonra o kadar bosaldi ki tangamin her yeri döl oldu. Kalbim hızlanmisti anlattiklari karsisinda en yakin arkadasim sevgilimin hem amini görmüştü hem de sikini sürtüp uzerine boşalmısti artık birbirimizin yüzüne nasıl bakacaktik her yerim kasılıyordu o sirada beyza;

-peki artik görmek istiyor musun?

Olan olmuş artık çok geçti her sey için artık kendimi daha fazla tutmanin bir anlami yoktu ben de beyzayla birlikte olanlardan zevk almamin zamani gelmişti ve o yüzden; -evet aşkım görmeyi çok istiyorum

-iste benim sevgilim diz çök yere

Dediklerini aynen yapiyordum kalktim bacaklarinin önüne diz çöktüm bana emirler veriyordu taytini sıyırmami istedi yavasca tayttini sıyırdim iste karsimda o mükemmel görüntü döl lekeleri hala kurumamisti beyzanin amcigi hala islak ve nemliydi bir süre sadece baktım sonra beyzanin sesiyle kendime geldim ;

-ee ne düşünüyorsun nasıl duruyor

-çok ıslanmış duruyor

-ee hem benim hem mustafanin sulari var hadi çıkar tangami da yala amcigimi

Böyle bir sey yapacagimi o bile beklemiyordu ama tangayi cikartmadan once tangayi öpmeye başladım daha sonra biraz yalamaya devam ettim beyza sasirmis sekilde bana bakiyordu çünkü az once sevgilimin tangasinin üzerinden en yakın arkadaşımın döllerini yaliyordum bana gurur duyar bir bakışla bakmaya devam etti. daha sonra tangasini yana sıyırıp ıslanmış amını yalamaya başladım mustafanin dölleri az da olsa amina gecmisti tadini alabiliyordum ben iştahla amcigini yalarken beyza kendinden geçmişti bana artık içime girer misin diye yalvariyordu ayaga kalktim çoktan sertleşmis sikim hazirdi ondan kucagima oturmasini söyledim yataga oturdum arkama yaslandım beyza yataga cikarak yanima geldi yavasca sikimin uzerine oturdu hepsi icine kolaylikla girmişti bir yandan zıplıyor bir yandan deli gibi öpüşüyorduk bana dudaklarinin tadi cok güzel dedi az önce hem mustafanin dölünu hem onun amini yalamistim tabi ki güzel olacakti bir sure sonra artik bosalacaktim beyza yataktan kalkti yerden tangayi aldi sen de bunun üzerine boşal diye önümde bekliyordu zaten bosalmak uzereydim onu o sekilde görmek beni iyice bitirmisti. bir kac saniye sonra tüm döllerimi tangaya akıtmıstim resmen ruhum sikimden çıktı yorgunlukla yataga uzandim beyza yanima uzandi sessizce tavani izliyorduk o sırada sessizigi bozdu ve;

-aşkım inanilmazdin böyle bir şey yapacagini asla tahmin etmiyordum beni çok azdirdi

-sen de beni çok azdırdın sevgilim

-peki ne düşünüyorsun mustafanin tangama bosalmasi hakkinda

-beni böyle küçük düşürmesine utanıyorum senin gözünde ezik gibi görünmekten çok korkuyorum

-seni ezik gibi görmüyorum sen benim sevgilimsin hep seninle kalacağım ama hayatımızın ne kadar renklendigini sen de gördün içinde bastirdigin duygulari yeni yeni keşfetmene çok seviniyorum

Beni manipüle mi ediyordu gercekten duygularini mi söylüyordu gercekten anlamakta güçlük çekiyordum hayatım boyunca başıma bunlarin geleceğini hiç tahmin etmezdim simdi sevgilim dediğim evlenecegim dediğim kişiyi başkasıyla olan yakinlasmalarina azar duruma geldim nerede hata yaptim bilmiyorum bunun sonu nereye varir beyza benden daha fazlasini ister mi ya da ben daha fazlasini kaldirabilir miyim sanırım bu sorularin cevaplariyla yüzleşmeden cevabi bulamayacagim.

Yine çığlık çığlığa dusuncelerimin oluşturduğu sessizligi güzel sesiyle bozarak;

-peki artik sen beni sevebilecek misin tenime farkli bir ten amıma farklı bir sik dokundu

Yine düşünmem gereken bir soru daha bu olaylardan çok zevk aldığım doğruydu ama onu artik sevebilecek miyim yoksa sadece zevkimi alip geçecek miyim sanırım gün geçtikçe öğreneceğiz.

-seni elbette seveceğim sadece ikimizde zevk aldigimiz sürece sorun olmaz herhalde

-peki mustafanin sikini içime sokmasini engellemekle iyi mi yapmisim o zaman

-tabi ki iyi yapmissin

-ama düşünsene o büyük sikini ıslak pembe amcigima sokuyor senin ulaşamadığın noktalara ulaşıp beni dakikalarca altında inletiyor bunu düşünmek bile ıslamama neden oldu

İçimden kipirdayan duygulari saklamak biraz zordu yine de ne kadar zevk aldığımı belli etmek istemiyordum ama düşünceleri sikimin kalkmasini sağlıyordu. Ben daha ağzımı açamadan az önce boşalmış sikimin tekrar sertlestigini görünce bir elini agzima götürüp konusmamam icin agzimi kapatti diger eliyle sikimi oksamaya başladı;

-gece kalkıyorum mustafanin odasina gidiyorum o tangam elinde 31 çekerken tanganin sürttugu amcigim varken neden tangaya 31 cekiyorsun sikini icimde cok istiyorum diyorum. Yerinden kalkiyor beni önce önünde diz çöktürüyor adeta bir orospuymusum gibi ağzıma girip çıkmaya başlıyor bir süre agzimi siktikten sonra sikinin iyice ıslandigini düşünerekten beni yatagina gecip uzanmami söylüyor önce taytimi sonra tangami cikartip pembe amimi ortaya cikartiyor. ne kadar ıslandigimi görüp yalamak icin egildiginde,lütfen daha fazla dayanamiyorum daha sonra yala simdi sikini içime sok diyorum beni kıramıyor ne de olsa en yakın arkadaşının sevgilisiyim bacaklarimi iki yana ayirip sikinin başına amima hizaliyor ben altinda zevkten kivranirken sok artık diye inlemelerim karşısında sikini yavaşca amima sokuyor.

Boşalıyordum neden durdu elini agzimdan çekti hızlı temposunu düşürdü yüzünde sadece hafif bir tebessüm vardi ne oldugunu mu soracaktim devam et diye yalvaracak mıydım dostlar biliyorum belki siz ne olduğunu sorardınız ama ben devam etmesi icin yalvarmayı seçtim.

-hayır durma devam et lütfen

-dün külodumu banyoya koydum diye bana kızıyordun simdi ne oldu devam et diyorsun

-hadi lütfen boşalmak üzereyim devam et

-hahahaha sanırım birileri gerçek yüzünü gösterdi şimdi özür dileme vakti bana kızdıgın için özür dileyeceksin

-özür dilerim lütfen devam et

-hayır bu kadar kolay değil daha yaratıcı ol

-arkadaşımın önüne külot koyduguna kızdığım için özür dilerim sen haklıydın ben sana ve senin azdigim her seye cok azıyorum

-peki artık kızacak mısın

-hayır kızmayacagim lütfen devam et

Istedigini almis bir gülümsemeyle gözlerimin icine bakmaya devam etti eli tekrar hızlanmaya başladı yalvaran gözlerle ona baktigimi anlayinca;

-bacaklarimi omzuna aldi ve artik sikinin tamamını içime sokup çıkartıyordu tüm agirligi üzerimdeyken altinda yalnızca daha sert diye duyulan çığlıklarım duyuluyordu beni bir süre sikti nereye bosalayim diye sordu ben de kalktim tekrar diz çöktüm ve tüm döllerini ağzıma boşalt dedim.

Artık dizim titriyor ayakta duramıyordum sevgilimin agzindan bu kadar iffetsiz şeyler duyup bu kadar azacagimi tahmin etsem mustafayi eve daha erken çağırıp ona külotlarini kendi ellerimle verirdim. son bir hamleyle eliyle sikime git gel yaptiktan sonra bir volkan gibi patlamistim artık rahatlamis sekilde tüm gece uyuyabilirdim beyzanin gözlerinde gururlu bir bakışla beni sadece sözleriyle bile bosaltmanin verdigi zevki yaşıyordu o bana bu zevki verdi ben ona ne verebilecektim?

Dershane Arkadaşım Buse – 4

Kaydı başlattıktan sonra heyecanla beklemeye başladım. Önce kapıyı kapattı. Ardından gülümseyerek sandalyeyi çevirmemi istedi. Ona döndüm ve tekrar beklemeye başladım. Önce önümde diz çöktü ve bacaklarımı okşamaya başladı. Nefesim kesilmişti. Daha önce sevgililerimle ilişkiye girmiştim ama benden bu kadar büyük ve güzel bir kadınla hiç olmamıştı. Pantolonumun üstünden sikimi öpüp ısırdı ve güldü. Alkolün etkisi kendini belli etmeye başlamıştı. Kemerimi ve düğmeyi açıp iç çamaşırımla birlikte indirdi. Tek elimle telefonu tutarken diğer elimle yanağını okşuyordum. Avucumu öpüp sikimi eline aldı ve kameraya bakarak:

  • Mert, görüyor musun? Seninkinin iki katı.

Gülümseyerek bana baktı tekrar ve öpmeye başladı. Yavaş yavaş öpüyordu. Delirmek üzereydim. Ufak ufak iniltileri iyice artmaya başlarken baştan aşağı yaladı. Ardından yavaşça ağzına aldı. Gözüm dönmüştü. Şimdiden boşalacak gibi hissediyordum. Hızını kademeli olarak arttırdı. Bir süre sonra tamamen ağzındaydım. Arada sırada kameraya ve bana bakıyordu. Neredeyse tüm dikkati sikimdeydi ve bu beni daha da azdırıyordu. İlişkilerinin aleti olmuş gibi hissetsemde önemi yoktu. Merve Hoca bana sakso çekiyordu..

Saçlarını tutup kafasını sikime bastırırken inliyordum. Kamerayı kapatıp bu kadar yeterli dedim. Kafasını salladı ve işine devam etti. Tüm kıyafetlerimi çıkarıp ayağa kalktım. Pozisyonunu aldıktan sonra sikimi tutup diline vurmaya başladı. Çenesinden tutup yanağını okşuyordum. Gözlerindeki heyecan ve istek iyice artmıştı. Saçlarını elime dolayıp toplarıma doğru bastırınca direkt ağzına aldı. Öpüyor, emiyor, yalıyordu. Her ağzından çıkarmasında nefes nefese kalıyor, salyaları göğsüne akıyordu. Elinden tutup kibarca ayağa kaldırdım. Ne yapacağımı bilmediği için bana bakıyordu merakla. Masaya ittirip domalttıktan sonra eteğini okşayıp tokatlar atmaya başladım. Heyecanla yüzüme bakıyor her vuruşumda inliyordu. Gülümseyerek beni oturttu ve yavaş yavaş üstündekileri çıkardı. İzlerken sikimi okşuyordum. Kucağıma gelip boynumu emmeye başladı. Ellerimle kalçasını sıkıp tokatlıyordum. Ağzımın içine inleye inleye öpmeye başladı. Dudaklarımı ısırıyor emiyordu. Ben de aynı şekilde karşılık veriyordum. Vücudumu baştan aşağı öpüp tekrar ağzına almak istediğinde ayağa kaldırıp masaya oturttum. Kasıklarını öpmeye başladığımda kahkaha atarak masaya uzandı. Gülerek vajinasını emip yalamaya başladım. Bağıra bağıra inliyor saçlarımı okşuyordu. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki iki kere boşalttım. Artık yalvarmaya başlamıştı. Bacaklarını açmış beni bekliyordu. Hayallerimi yaşıyordum…

Sikimi vajinasına sürtüp ileri geri hareket etmeye başladım. Gözlerime bakarak dudaklarını ısırıyor, eliyle sokmaya çalışıyordu ama izin vermiyordum. Acelem yoktu. Telefona arada bildirim geliyor ama bakmıyordum. Sonunda dayanamayıp hırsla beni üstüne çekti ve öperken içine girdim. Yavaş yavaş hareket ederken kafamı kaldırıp yüzünü, mimiklerini izliyordum. Gözlərini yummuş derin derin nefes alırken zamanı geldiğini düşündüm.

Tüm gücümle içine girip hızla sikmeye başladım. Çığlık atıp sert bir tokat attı. Gülerek memelerini avuçlayıp hareket etmeye devam ettim. Bacaklarımızın çarpmasıyla çıkan ses odada yankı yapıyordu. Bacaklarını omzuma koydum. Sürekli konuşuyor, beni övüyordu. O kadar ustaca yapıyordu ki dünyadaki tek erkek gibi hissediyordum. Bu beni daha gaza getiriyor ve belim koparcasına sikiyordum. Yorulunca yavaşladım ve içinden çıktım. Fakat Merve Hoca yorulmak bilmiyordu. Beni masaya yatırıp kucağıma çıktı ve zıplamaya başladı. Sadəcə onu izliyor keyfini çıkarıyordum. Elleri sürekli vücudumda geziniyordu. Dudağındaki kan göğsüme düştü. O da yorulmuş olacak ki durup bana bakmaya başladı.

Yavaşça doğruldum ve sarıldım. Ardından altında hareket etmeye başladım. Ben hızlandıkça sırtıma tırnaklarını batırıyor, kulağıma fısıldıyarak beni delirtiyordu. Asla baskın olmama izin vermiyor sürekli bana vurup ısırıyordu. Bu daha da hoşuma gitsede ayağa kalkıp duvara yasladım. İçine her girişimde bacakları masumca sallanıyor inlemesi artıyordu. Sesi kısılmaya başlayınca kahkaha atarak gülmeye başladı. Boynumu emip öpüyordu. Kucağımda bir kez daha boşalmıştı. Gülümseyerek onu sandalyeye bıraktım. Bacaklarının titreyişini izleyerek kendimi tatmin ediyordum. Bir süre sonra tekrar diz çöküp dakikalarca sakso çekti. Yanaklarına tokat attıkça kendinden geçiyor daha da hızlanıyordu. Vakti gelmişti. Ağzından çıkardım ve okşamaya başladım. Hemen rollarıma yönelip emmeye devam etti. Sonunda inleye inleye yüzüne boşaldım. Kendimi sandalyeye zar zor bıraktım. Çok yorulmuştum. Emekleyerek yanıma geldi. Sikimi güzelce ağzıyla temizledi. Ardından döllü yüzüyle fotoğraf çekip temizledi. Kafasını bacağıma koyup sessizce oturmaya başladı. Yanağını okşuyordum. Gece yarısını geçmişti.

  • Hadi. Kalk. Ben bırakırım seni.
  • Hocam ben giderdim.
  • Hoca mı kaldı?

Gülümsedim ve giyindim. Eve arabayla gitmek benim için çok iyi oldu. Bacaklarımı hissetmiyordum. Eve gelir gelmez yine duşa girdim. Ardından hayatımın en güzel uykusuna yattım…

Dershane arkadaşım Buse – 3

Birkaç gün aramız soğuk olsada ardından eskisi gibiydik. Hatta sürekli benimle uğraşıyor, küçük küçük hareketlerle beni resmen yükseltmeye çalışıyordu. Instagramda yakın arkadaşlar bölümündeki paylaştığı fotoğraflar o kadar uçuk olmaya başladı ki zihnim her paylaşımda beni mastürbasyona zorluyordu. Bilerek yaptığına emindim. Bana oyun oynuyordu.

Etütte yanıma soru için gelmişti. Uzun bir soru olduğu için odaklanmam gerekiyordu. Bacağımda hissettiğim hareketle aşağı baktığımda direkt yüzüne baktım. Pis pis gülümsüyordu. Bacağını yavaş yavaş sürterken elimi tutmuş okşuyordu. Elimi çekip soruya tekrar baktığımda içeri Merve Hoca daldı. Gömleğinin düğmeleri o kadar açıktı ki kırmızı sütyeni görünüyordu. Ruju dağılmıştı. Şaşkınlıkla bakarken Buse’nin tekmesiyle kendime geldim.

  • Ne olmuş buna amına koyim?!
  • Çok merak ettin ne olduğunu.
  • Yani evet ya dayak yemiş ya da..
  • Sus mal.

Sessizlik oluşunca Merve Hoca konuşmaya başladı.

  • Gençler Kayseri gezisine katılacaklar seçtiği oda arkadaşıyla gelip beraber ücreti ödesinler. Üç gün sonra gidip birkaç gün tatil yapacağız.

Buse bana birşey anlatıyordu ama dinlemiyordum. Zaten dağınık kıvırcık saçları ve daracık gömleği ile beni delirtirken şuan ki görüntü… Mükemmeldi. Hayallerimde fantezilerimi yaşarken Buse’nin tokadı beni yine uyandırdı.

  • Tuvalete git işini yap iğrenç herif.
  • Benim öyle tuvalet kenarlarında ihtiyaç gidereceğimi mi sanıyorsun?

Yediğim ikinci tokatla tüm etüt bize bakıyordu. Boğazımı temizleyip önüme bakmaya başladım. Tabi Buse eliyle, bacağıyla taciz etmeye devam ediyor ama hoşuma gittiği için ses çıkarmıyordum. Gece yarısı etütte kimse kalmamış soruları artık çözemez olmuştum.

Buse kafasını koymuş yatarken ona bakmaya başladım. Ardından omzunu dürttüm ve kaldırdım. Uyku sersemi bana bakıp ne olduğunu sordu. Çantamı toplarken yüzümde bir şey olduğunu söyledi. Cevap vermedim ve kitapları koydum. Doğruldu ve iyice yaklaşıp yanağımdaki kirpiği aldı. Sessizce onu izledim. Bir süre öyle durdu ardından o da çantasını topladı. Etüt kapısında Buse’yi bekliyordum. Merve Hoca her zamankinden daha kötü bir ses tonuyla telefonla konuşuyordu. Beni farketmediğine emindim.

  • Düşünebiliyor musun Ezgi? Üç yıllık ilişkisini saatlik bir orospuya değişti. Benim ne eksiğim var kafayı yiyeceğim. Kıza video çektirip bana atmış. Ne yaptım ben sana orospu çocuğu!?

Sesi iyice yükseliyordu. Buse’ye baktığımda kulaklığı takmış biriyle konuştuğunu gördüm. Merve Hocayı dinlemeye devam ettim.

  • Ezgi sebebini anlamıyorum anladın mı hani kız güzel değil her gün bak her gün sevişiyorduk sadece bir gün yorgun olduğumu söyledim ve bana bunu yaptı. Kızdan da dayak yedim anasını satayım.

Ardından kalkıp odasına geçti. Buse telefonu kapatıp bana bakarak:

  • Ben maalesef babamla döneceğim işimiz varmış sorun olmaz değil mi ? dedi.
  • Hayır tabi ki.

Gülümsedi ve sarıldı.

  • Teşekkür ederim bugün baya yardımcı oldun. Ben de sana yardımcı olmak isterim yakışı-
  • Siktir git Buse!

İttirmemle gülerek uzaklaştı. Aklım hala Merve Hocadaydı. Nasıl olduğunu sormak istiyordum. Buse yine aynı saatte çıkan bir kızla tartışa tartıda dershaneden çıktı. Ben de yavaş yavaş yürüyüp Merve Hocanın odasına yaklaştım. Kapıya vurmadan içeri girince elindeki birayı saklamaya çalıştı ve toparlandı.

  • Pardon hocam…
  • Ne oldu be?!
  • Bugün biraz.. Yorgun gibisiniz. İyi misiniz?
  • Duydun her şeyi. Bitti. Bacaklarını masaya uzatıp birayı kafasına dikti. Gömleğin düğmelerini tamamen açmış öylece oturuyordu.
  • Tek başınıza bırakmak istemiyorum hocam sizi gerçekten iyi değilsiniz.
  • O orospu çocuğundan intikam alacağım lan.
  • Ne?
  • Bana yaptığını yapacağım.
  • Nasıl yani?…

Birayi tekrar kafasına dikip ağzını gömleğinin yakasına sildi. Göğsüne dökülen bira karnina kadar usul usul gidiyordu.

  • Yanisi… Eğleneceğiz bebeğim.

Yutkundum. Sesim incelemişti.

  • N..nasıl bir eğlence?.. Merve Hoca doğruldu ve telefonunu verdi. Gömleğini çıkarırken bana baktı.
  • Kayda başla.

Annemin Gizli Hayatı-8

Akşam babam dönecekti ve ben babam dönmeden annemle yüzleşmek istiyordum. Evden hiç çıkmayıp annemin gelmesini bekledim. Akşam üstünde annem geldiğinde Seher abla mutfakta hazırlık yapıyordu. Ben odamda bir şeyler okuyup kahve içiyordum ki annem hışımla odama girdi. Ben gülmemek için kendimi zor tutuyordum annem gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Bana bir özür borçlusunuz Mert Bey dedi. Noldu anne ya diye salağa yattım. Oğlum ben sana demedim mi o kız gitsin misafir odasında yatsın diye?? E orada yattı zaten diyip kendimi tutamayıp güldüm. Dalga mı geçiyorsun benim kız sabaha kadar inim inim inledi kulağımın dibinde dedi. Amacıma ulaşmış olmanın gururuyla arkama yaslandım, anne ya ne var alkollüydük biraz eğlendik ne var bunda dedim. Oğlum kızı sabaha kadar… diyip sustu. Bir kahkaha patlattım , annem de gülmeye başladı bu sefer. Hiç utanmadınız mı oğlum yan odada yatıyorum en azından sessiz olmaya çalışsaydınız coştunuz resmen dedi. Bu konuşma devam ettiği sırada benim sikim sertleşmeye başlamıştı bile. Hiç saklamaya niyetim de yoktu, eşofmanımdan kabak gibi belli olan sikimle ayağa kalkıp tamam annem gel özür dilerim diye sarıldım ona. Sikim göbeğine yaslanmıştı… Annem çekilmedi, ben de çekilmedim öyle birbirimize sarılmıştık ve sikim göbeğine artık iyice baskı yapıyordu. Annem birden gülmeye başladı. Noldu dedim. Dün gece kesmemiş seni galiba dedi. Bunu söylerken vücudunu vücudumdan ayırmıyordu. Pardon deyip kendimi geri çektim. Annem gözlerimin içine şehvetle baktı ama bir şey yapamadan arkasını dönüp çıktı odamdan.

İlerleyen günlerde annemin Tolga ile görüşmeleri azalmıştı. Korayla instagram’dan nonstop yazışmaya devam ediyordu. Benim Tuğçe’yi siktiğim geceyi anlatıyor, kızı sabaha kadar parçaadı reşmeni o siktikçe ben de kendimi parmakladım diye anlatıyordu. Babam o günlerde biraz rahatsızlandığı için seyahatlerine ara vermişti. Annem Tolga ile neredeyse görüşemiyor, akşamları da Koray’a yazamıyordu. Çok azdığına emindim, bana bakışları değişmişti resmen. Hayranlıkla hatta aşkla bakıyordu gözlerimin içine. Bir gün babam işte biz annemle evde yalnızken bana o kız napıyor görüşüyor musunuz diye sordu. Ha yok anne ya o sıra biraz takıldık o kadar dedim. Maşallah Mert Bey size de kız dayanmıyor diye güldü. Evet uzun süreli birini bulma konusunda şanssızım dedim ve ekledim herkes babam gibi şanslı değil dedim. Hmm baban şanslı mıymış dedi. Tabii ki anne senin gibi güzel bir kadına sahip dedim. Anneme iltifat ettikçe bana yükseldiğini sezebiliyordum. O kızlar da çok şanslı senin gibi biriyle birlikte oldukları için dedi. Ne biliyorsun diye güldüm. Mert bilmek nedir sabaha kadar dinledim diyip gülmeye başladı. Hee evet diye mahcup bir tavır takındım, yanına oturup kızmadın bana o gün di mi diye sarıldım anneme. Adeta bana sokulmuştu. Hayır kız arkadaşlarınla daha özel alanlarda birlikte olmalısın dedi. Ama ben anneme bu noktada bir kontra yapacaktım. He yok anne onu demedim, ertesi gün seninle konuşurken ben biraz fazla yaklaştım sana dedim. Anladı… derin bir sessizlik yayıldı odaya. Annem kolumun altında kalp atışlarımın hızlandığını duyuyordu. Evet dedi sessizce biraz etkilenmiş duruyordun dedi. Bu sırada benim sikim yine eşofmanımdan fırlayacak gibi kalkmıştı. Şimdi de biraz etkilenmiş duruyorsun diye muzip bir ses tonuyla. Tutamıyorum onu sana yaklaşınca böyle oluyor dedim. Bu kötü bir şey değil canım dedi, sanki beni ikna etmeye çalışıyor gibiydi. Elim arkadan tam memesinin hizasında duruyor saçlarını kokluyordum. Annem elini bacağımın üstüne koydu, içerde Seher abla olmasa orada bir patlama yaşanması kaçınılmazdı. Annem birden toparlanıp hadi sen odana geç şunu da düzelt direk gibi duruyor diye güldü. Biraz hayal kırıklığı ile odama doğru gittim. Yatağıma yatıp derin bir düşünce içindeydim. O son adımı nasıl atacaktık, bu günah çukuruna girmeyi ikimizde deli gibi istiyorduk ama o son adım gelmiyordu. 10 dakika sonra annem odaya geldi. O da duramamıştı. Annemi görünce hiç kıpırdamadım, hala az önce olanların etkisinde olan sikim önümde taş gibi duruyordu. Annem sikime bakıp bu hiç inmiyor mu dedi. Sanırım biraz fazla dolu dedim ben de. İlgilensen iyi olur bence dedi. Artık kendimi tutamadım bu durumda ikimizde ne olduğunu çok iyi biliyorduk. Sen ilgilensen belki daha iyi olur dedim. Kaşlarını kaldırıp bunu istediğine emin misin Mert dedi. Sence emin gibi görünmüyor muyum diye sikimi tuttum elimle. Yaklaştı.. Doğruldum. Dudaklarımız birbirine değdi. Seher evde dedi. Gönder o zaman dedim. Bir hışımla odadan çıktı, Seher ablaya çıkıp alışveriş yapmasını ve birkaç farklı dükkana gitmesini istedi. Ben odada eşofmanımı ve üstümü çıkartıp boxer’la beklemeye başladım. Seher abla evde çıktığında benim de kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Annem yatak odasına girdi ve kapısını kapattı. Ne bu şimdi diye düşündüm, yanına mı gitmemi bekliyordu. Kalkıp odanın kapısını çaldım, odanda bekle beni diye seslendi içerden. Odaya geçip beklemeye başladım. Bir süre sonra annem odanın kapısında göründü. Kırmızı bir babydoll, altında jartiyer, kırmızı rujları ile muhteşem bir görüntüsü vardı.

Annemin Gizli Hayatı-7

Cevap biraz gecikti. Bundan hoşlanmadığını düşünerek üzülmeye başlamıştım ki annemden çok da fena olmayan bir cevap geldi: “sert bir fantezi… ama uç şeyleri severim :)” İstediğim yola girmiştik. Uç şeyler güzeldir dedim, hem gençler iyidir, meraklıdır, kolay yorulmazlar diye annemi gaza getirmeye çalışıyordum. Yakışıklı zaten oğlum, şimdi spora da başladı diye cilveli cilveli yazmaya başladı. Konu birden bana yönelmişti. Bizi sikişirken izlesin mi yoksa katılsın mı bize diye sordum. Annem kalbim yerinden çıkacak bunlar nasıl fanteziler koray deli oldum sana yazdı. Beklediğimden çok daha kolay ve istekli görünmüştü. Hadi dedim söyle bana, oğlun seni siksin istiyorsun di mi? Bunu dedi şimdiye kadar hiç düşünmeye cesaret edemedim ama bana ne yaptın sen yazıyordu. Annem artık kendini bu zevk dalgasına bırakmış düşünmeden yazıyordu. Siksin beni, biricik annesini doyurana kadar yorulmasın yazdı. Belki olur bir gün diyip gülücük attım. Sexting’e biraz daha devam ettikten sonra ikimiz de rahatlayınca konuşmayı bitirdik. Odamın ışığını kapatıp yattım, uykuya dalmak üzereydim ki annem odaya geldi. Hemen gözlerimi yumdum ve uyuyor gibi yaptım. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi, az önce küfürler ederek fanteziler kurduğum annem odamdaydı. Sanırım bir süre beni izledi, aklından kim bilir neler geçiyordu orospu annemin.

İlerleyen günlerde ben anneme biraz daha fiziksel teması arttırmaya başladım. Gördüğümde nedensizce sarılıyor hatta uzun öpücüklere boğuyordum onu. Annemin aklı iyice karışmıştı. Müsait olduğu akşamlarda sanal sevgilisi Koray ile yazışırken artık her fantezinin içinde ben de vardım. Bu sırada annemin Tolga ile görüşmelerinden de videolar fotoğraflar gelmeye devam ediyordu bana. Tolga annemi bir seks oyuncağı gibi kullanmaya devam ediyordu. Annem, sanalda Koray, reelde Tolga ve iç dünyasında benim aramda bir zevk sarmalına girmişti. Aslında öyle bir noktaya gelmiştik ki annemi bir gün sıkıştırıp öpmeye başlasam hayır diyemeyecekti ama ben de buna cesaret edemiyordum. Ara ara anneme her şeyi anlatmak isteği müthiş baskın geliyordu ama her şey sarpa sarar diye de korkuyordum. Annem her ne kadar babamı aldatarak affedilmez bir şey yapıyor olsa da, ben de onu inatla bu sarmalın içine çekerek daha büyük suç işliyordum. Babamın şehir dışında olduğu dönemlerden birinde okulda takıldığım kızlardan birini eve getirme fikri aklıma geldi. Annem evdeyken kızı sikecektim. Amacım annemi daha da azdırmaktı. İlk adımın bir şekilde ondan gelmesi gerekiyordu. Anneme akşam otururken, anne bir kız var görüştüğüm dedim. İlgili ve sakin görünerek ne kadar güzel oğlum adı ne vs gibi sorular soruyordu. Benim ise konuyu getirmek istediğim nokta başkaydı. Anne yarın akşam dışarı çıkacağız, evi de biraz ters bir yerde gelip bizde kalabilir mi diye sordum. Annem biraz şaşırmıştı doğrusu. Normalde yapmadığım bir şeydi. Genellikle böyle akşamlarda arkadaşlarımda kalırdım. Gelsin tabii dedi şaşıran bir ses tonuyla. Misafir odasında bir yatak yaparız ona. Verdiği mesaj çok netti, kızla bu evin içinde bir bok yemeği düşünme diyordu resmen. Ama bunun böyle olmayacağını çok net olarak biliyordum. Ertesi akşam Kadıköy’de arkadaşlarla takıldık. Hatunu da alıp çıkışta eve gittim. Annem çoktan uyumuştu. Biraz salonda oturup muhabbet edip gülüştük. Ben daha salonda Tuğçe’ye birkaç kez yumulma girişiminde bulundum. O da kıvama gelmişti. Ardından benim odama geçip direkt öpüşmeye başladık. Tuğçe annemden dolayı biraz tedirgin olmuştu, annen gelir mi diye sordu, içimden her ne kadar keşke gelse desem de, Tuğçe’ye bir şey olmaz merak etme dedim. Hiç acele etmiyordum çünkü hatunu iyice gaza getirip uçurmam gerekliydi, alkol zaten vardı, yeterince yükseltebilirsem mantıklı düşünemeyecek ve çıkacak seslere de aldırmayacaktı. Uzun bir ön sevişme yaşadık, Tuğçe’nin amını dakikalarca yaladım. Sırılsıklam olmuş kafam ellerinin arasında sik artık Mert diye yalvarır hale gelmişti. Kontrolü iyice ele alabilmek için Tuğçe’yi doggy pozisyonuna geçirip ufak ufak girmeye başladım. Kısık kısık inliyordu. Önce poposuna sağlam bir tokat attım. Hii diye ince bir çığlık atıp kızgın bir ses tonuyla mertttt dedi. Şşş sakin ol bebeğim çok güzel olacak diyip birden hızlandım. İlk hızlandığımda dur annen gibi bir şeyler söylemeye çalışsa da artık kendini kaybetmişti. Kendi sesi duyulmasın diye kafasını yastığa gömdü ama o kadar sert girip çıkıyordum ki gecenin sessizliğinde her çarpışmada oda yankılanıyordu adeta. Çıkan ses arttıkça umarım annem duyuyordur diyordum. Tuğçe’nin saçlarına yapışıp kafasını yukarı kaldırdım. Mert diye yalvarıyordu adeta, bense çok sıkısın yavrum çok azdırdın beni gibi cümlelerle işin büyüsünden çıkmasını engelliyordum. Artık girerken çıkan şap şap sesleri dışında Tuğçe’nin inlemeleri de odaya yayılıyordu. Tuğçe’yi o gece 3 posta siktim ama kafam tamamen annemde ve bana söyleyeceklerindeydi. Sabaha karşı Tuğçe’yi misafir odasına postaladım. Öğlene doğru uyandım ve odamdan çıktım. Annem evde değildi, misafir odasına geçip Tuğçe’yi uyandırdım ve bir posta daha siktim.

Evin Erkeği 10

B: sorun değil. Bunların normal olduğunu bilmen gerekiyor. Ben işlerimi halledecek birini arıyorum. Sevgilim diye kendi işimi kendim yapacaksam sen sevgilim olarak kal ben başka bir avukat bulayım.

S: haklısın beni uyandırdın. Lütfen kızma.

B: kızmıyorum. Yeterki durumun farkına var. Şimdi git işleri hallet ve hemen geri dön. Tamam mı?

S: peki gidecem gitmesine ama bilet en erken 4 saat sonra var. Yani en azından 2 saat burda zamanımız var.

Dudaklarımdan öptü. Sonra öpüşmeye başladık. Göbeğimi göğüsümü öperek yavaşça aşağı eğildi. Şortumun üstünden aletimi ağzıyla yokladı. Sonra yavaşça şortumu çıkarmaya başladı. Aletim kalmaya başlamıştı. Eliyle biraz okşayıp taşaklarımı avucunun içine aldı. Sonra saksoya başladı. Bu kız gerçekten iyi sakso çekiyordu. Biraz saksodan sonra taşaklarımı yalamaya başladı. Bunları yaparken hep gözlerimin içine bakıyordu. Saçından tutup kaldırdım. Dudaklarına yapıştım. Onu iterek yatağın kenarına getirdim. Arkasını döndürüp yatağa çıkardım. Yatağın üstünde domalmıştı. Bikinisinin altını tutup çektim. Cırt sesleri eşliğinde aşağı kadar indirdim. Seda kıkırdıyordu. Aletimi amına sürtmeye başladım. Önümde kalçalarını oynatarak içine almaya çalışıyordu. Kalçalarına bi tane tokat attım. “Acele etme” dedim. Kafasını salladı. Biraz aletimi sürttükten sonra iyice ıslanmış şekilde “artık dayanamıyorum sok şunu lütfen” dedi. Daha cümlesini bitirmeden bi anda kökledim. Öne doğru kaçtı. Sertçe çekip tekrar domalttım. “Uslu bir kız ol” dedim. “Özür dilerim” dedi. Aletimi tekrar kökledim. Bu sefer kaçmadı ama ohhhh diye derin ve yüksek bir ses çıkardı. Sert şekilde girmeye başladım. Arada kalçalarına tokatlar atarak sikiyordum. Sedanın sesi yükseliyordu ama umurumda değildi. Ağzını da kapatmıyordum. Hatta ses çıkarması için daha sert sikiyordum. Kasılarak boşalmaya başladı. Amından sular aktı. Aletimde çıkıverdi içinden. Kasılarak yataktan aşağı yere indi. Aletim burun hizasındaydı. Ağzına soktum. Hızla ağzını sikmeye başladım. Zevke gelmiştim. Tekrar kaldırıp arkasını döndürdüm. Bu sefer olabilecek en iyi şekilde domaldı. Hızla tekrar kökleyip sikmeye başladım. Ben aletimi sertçe sokarken kapıya gözüm ilişti. Kapı açıktı ve ablam bizi izliyordu. Bana bakarak elini ağzına sonra da amına götürdü. Bikini üstünden kendini okşamaya başladı. Ablama bakıyordum. Ama sedayı sert sikmeye devam ediyordum. Ablam benim gözlerimin içine ben onun gözlerinin içine bakıyorduk. Aslında ben sedayı değil onu sikiyordum. O da kendiyle oynamıyordu benim yarrağımı kendi içinde hayal ediyordu. Sedanın kafasını kaldırmasına fırsat vermeden kafasına bastırdım.

S: aşkım bitir artık ne olur.

Sert şekilde giriş çıkış devam ederken artık boşalacaktım.

B: geliyorum. Ağzına boşalıcam

dedim. Ağzına boşalıcam diyince ablam sedanın onu göremeyeceği bir tarafa geçti. Sedanın içinden çıkıp diz çöktürdüm. Ve aletimi ağzına sokup oluk oluk boşalmaya başladım. Sedanın gözleri yaşarmış ağzının kenarından döllerim çıkıyordu. Gözlerini benden alamıyordu. Aletim iyice küçülene kadar emmeye devam etti. Aletimi ağzından çıkardım. O seksi kendinden emin avukat kadın resmen köpeğim olmuştu.

B: yolluğunu da verdim. Artık gönül rahatlığı ile gidebilirsin.

Seda titrek sesiyle.

S: aşkım harikasın. Teşekkür ederim.

Dedi. Sesi titriyordu. Uhhh sesleri arada devam ediyordu.

B: ben aşağı gideyim sen hazırlan. Duşunu al valizini topla. Ordaki işlerini hallet. Kısa sürerse gelirsin. Uzarsa belki ben gelirim.

S: tamam aşkım sen nasıl istersen.

Şefkatle saçını okşayıp saçlarını öptüm sonra odadan çıktım.

Koridora girince ablamı gördüm. Benim odanın kapısının önünde benim çıkmamı bekliyordu.

Kapıdan çıktığımı görür görmez. Bana el kol işaretleri ile gel yaptı. Yanına gittim. Beni tutar tutmaz içeri iteledi.

B: napıyorsun?

Ü: şişşt sessiz ol.

B: ülkü dur.

Ü: duramam Uras yeter bu kadar oyun. Delirttin beni. Bunları istemiyor musun? Al işte

Diyip göğüslerini açtı.

Ü: senin için hazırlar. Koy kafanı arasına.

Ablam delirmiş gibiydi. Daha çok üstüne gidip burdan onu çevirsem işler boka sarar kesinlikle artık başka bir yola girip bana kendini teslim etmeyebilirdi. O yüzden itiraz etmeden. Göğüslerini avuçladım. Gözlerimle göğüslerini inceledim ve sonra ona baktım. Şehvetle dudaklarına yapıştım. Elini atıp odasının kapısını kilitledi. Odanın içinde yürüyerek yatağı bulmaya çalışır şekilde hareket ediyorduk. Yatağa birlikte düştük. Uzun uzun öpüştük sonra göğüslerini emmeye başladım. O muhteşem göğüslerini. Amını okşuyordum. Ülkü kıvranıyordu.

Ü: çok özlemişim. Yala aşkım. Yala ablanın her yerini

Cevap vermeden memelerini ısırarak amını daha sert okşayarak sevişmeye devam ettim. Zaten bi saattir kendini okşayan ablama ilk boşalmasını elimle yaşattım. O kasılırken bırakıp dizlerimin üstünde hareket ederek aletimi yüzünün hizasına getirdim. Eliyle kavrayıp ağzına soktu hemen. Ellerimi yatağa koyup ağzına gir çık yapmaya başladım. Zaten daha tam kalkmamıştı sikim. Biraz fazla bastırınca öğürdü. Ağzından çıkarıp

Ü: çok büyük zorlama

Dedi.

B: senin hödüğünki bu kadar yok muydu?

Ü: en fazla yarısı kadardı.

B: iyi o zaman büyüğünün tadına bakarsın. bundan sonra ben ne dersem o tamam mı?

Ü: söz. Yeterki beni boşlama.

B: merak etme. Hiç boşlamayacağım.

Ü: az önce delirttin beni sedayı sikerken. Hayallerimdeki gibi siktin. Beni de öyle sikermisin?

B: daha iyi sikerim. Çünkü seni seviyorum ablacım.

Ülkü tekrar ağzına aldı. Yalaya yalaya aletimi kaldırdı. Ağzından çıkarıp yüzüne vurdum aletimle. Sonra göğüslerine sürttüm. Göğüslerine bayılıyordum. Göğüslerini emerek amına kadar indim. Amını yalamaya başladım. amı sular içinde kalmıştı. Biraz yaladıktan sonra kafamı bastırmaya başladı. Ülkü ikinci kez geliyordu. Kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı. Kasılmaları bitince

B: bu ne hız?

Ü: 1 yılın patlaması canım.

Üstüne çıkıp aletimi amının üstüne sürttüm. Başını hafif değdirip çekiyordum. Ihhh ıhhh diye sesler çıkartıyordu.

Ü: hadi soahahhhha

Cümlesini tamamlamasına izin vermeden bi anda kökledim. Canı yanmıştı ama durumdan memnun gibiydi. Çok ses çıkarmıştı. Ağzını kapattım. Fısıldayarak

B: acıdı mı?

Ü: acısın. Kökle hepsini.

Tekrar kökledim. Ihhhh ıhhh diye sesler çıkartıyordu ama ağzı kapalıydı. Sert girişlere başladım. Sürterek giriyor ses çıkmamasına özen gösteriyordum. Aletimi çıkarıp memelerine kafamı gömdüm. Tutup kaldırdım. Diz çöktürdüm ve aletimi ağzına soktum. Aletimin altı bembeyaz zevk suları ile kaplıydı. Hem ülkünün hem sedanın suları vardı. Ağzını sikmeye başladım. Ülkü arada öğürür gibi oluyordu ama itiraz etmiyordu. Yerden kaldırıp yatağa domalttım. Yatağın üstüne çıkıp ayakta aletimi amına sapladım tekrar. Sert şekilde giriyordum. Sesler çıkıyordu. Ülkü yastığı ısırıyordu.

O sırada müzik sesi duyuldu. İkimizde durup pür dikkat kesildik. Koridordan geliyordu. Sonra annemin sesi duyuldu. Seda ile konuşuyordu. Müzik sesinin arasında “yardım istermisin kızım” diye bi ses duydum. Annem resmen sesimiz duyulmasın diye sedaya müzik açmıştı.

Ülkü altımda domalmış haldeyken kafasını çevirip bana baktı. Aletim içinde duruyorduk kımıldamadan. Ülkü

Ü: annem

B: evet.

Ü: devam et

B: hazırmısın?

Ü: devam et lütfennnn

Sert şekilde tekrar girmeye başladım. Arada kalçalarını tokatlıyor komple çıkarıp tekrar saplıyordum aletimi. Uzunca bir süre siktim Ülküyü.

Ü: artık dayanamıyorum bittim ben boşal ne olur diyordu dizleri titrerken.

B: az kaldı diyip sert şekilde sikmeye devam ediyordum.

Ü: boşalll ne olur

Sesi titriyordu.

B: boşalıyorum.

Aletimi çıkardım ve Ülküyü saçından tutup kaldırdım. Yatağa attım kendimi.

B: göğüslerinin arasına al çabuk.

Ülkü itaat etti. Göğüslerinin arasını sikerken boşalmaya başladım. Diliyle tadına bakıyor ama emmiyordu. Göğüsleri döl olmuştu. Aletim küçülmeye başlayınca Ülkü kendini geriye bıraktı.

Ü: öldürdün beni. Kaç kez boşaldım bilmiyorum. Çok özlemişim.

B: rica ederim.

Ü: ukala.

B: şimdi çıkıyorum odandan. Git temizlen. Ben de duş alıp sedayı havalimanına götüreyim.

Ü: bi daha ne zaman yaparız.

B: bakarız. Bugün yeterince yoruldum. Benim yorulmayacağım bişeyler yaparız belki.

Ü: peki paşam.

B: aferin. Demek ki yola geliyorsun.

Ü: sen getirdin. Delirttin beni. Annemi falan görmüyor gözlerim.

B: merak etme. Annem de bize katılacak yakında.

Ü: nee?

B: hadi konuşuruz sonra. Ben gidiyorum.

Odadan sessizce çıktım.

Evin Erkeği 9

Seda küçülünceye kadar aletimi emmeye devam etti.

B: mükemmelsin.

S: beğendiğine sevindim. Şu an hazırlıksızım. Bi dahakine içime istiyorum döllerini.

B: sen nasıl istersen.

S: Uras bu kadar isteyeceğimi bilmiyordum

B: ben de bu kadar olacağını tahmin etmemiştim.

S: dayanamadım. Beni bütün gece baştan çıkardın. Kontrolümü kaybettim.

B: kontrolünü kaybetmen işime geldi açıkçası.

S: beni sen bu hale soktun. Nedenini bilmediğim şekilde beni yönetiyorsun ve karşı koyamıyorum.

B: bu durumdan hoşlanmadın mı?

S: bi yandan hoşlanıyorum bi yandan da sinir oluyorum. Sinir oldukça seni daha çok istiyorum. Sanki çok susamışım da bana koca bardak yerine bi kaç damla su veriyor gibisin.

B: hahahahhaa. Beğendim bu benzetmeyi.

S: kızıyorum ama istiyorum da.

B: bunlar daha başlangıç. Seninle çok güzel zamanlarımız olacak.

S: biliyorum.

Seda öyle duygusal bağımlı kadınlardan değildi. Sanki bu zamana kadar hep istediğini almış egosu yüksek bir kadındı. Kendinden baskın biri olunca itaat etmeye başlamıştı.

S: bu zamana kadar hep istenen kişi ben oldum. Ama şimdi ilginç bir şekilde seni deli gibi istiyorum

Sedaya sınır koymak, ona herşeye sahip olamayacağını hatırlatmak onun resmen köpeğim haline getirmişti. Ne zaman aramızdaki sınırların kalkacağını zannetse ona hatırlatıyordum. İş olarak bunu defalarca yaptım. Şimdi de aramızdaki ilişki de bunu yapıyordum. Bunu bilerek değil öyle olduğum için yapıyordum. Ama ablama yaptığım bu değildi. Onu resmen köpekleştirmeye çalışıyordum. Etkili de olmuştu. Ablam kuzu gibi gelmiş ve benimle sevişmek istemişti.

B: ben artık odama gideyim.

S: benimle uyumak istemezmisin?

B: hayır kendi yatağımda uyumak istiyorum.

S: ben geleyim mi?

B: yalnız uyumak istiyorum.

S: peki sen nasıl istersen.

Dudaklarına şehvetli bir öpücük kondurdum.

B: iyi geceler güzelim.

S: iyi geceler.

Odadan çıkıp kendi odama gittim. Yatağıma uzandım. Sabah sedanın öpücüğü ile uyandım.

S: günaydın aşkım. Kalk artık. Neredeyse öğlen oldu.

B: kahvaltı hazır mı?

S: evet annenle hazırladık bişeyler.

B: annem napıyor.

S: aşağıda.

B: keyfi nasıl?

S: bilmem ben bi gariplik görmedim.

B: tamam. Hadi sen git ben duş alıp geliyorum.

S: bende geleyim mi seninle duşa.

B: abartma istersen. Dün gece herkes uyudu diye bu kadar rahat hareket ettik. Annemle ablamın yanında sevişelim istersen.

S: peki peki. Bekletme beni

B: tamam. Hadi git artık.

Kalkıp bi duş aldım. Ardından şortumu giyip aşağı indim. Üstümde tişört yoktu.

A: kızım şu bardakları da koy masaya.

Ü: anne tamam yeter. Masada yer kalmadı.

A: Ülkü çay bardağı bunlar. Yiyecek değil. Amma mızmızlandın.

Ü: tamam tamam. Sana da bişey denmiyor.

A: deme bana bişey. Ne diyorsam onu yap.

Gülümseyerek içeri girdim.

B: siz bu aralar anlaşamıyorsunuz sanki. Noluyor?

Annem dünü atlatmış gibiydi.

A: evet oğlum. Kardeşin söz dinlemiyor. Boşanmak yaradı galiba.

B: daha boşanmadı ama o da olacak.

Ü: yakışıklı kardeşimin sayesinde.

B: Allahım bunlar sevgi pıtırcığı olmuşlar. Rüyadamıyım ben.

A: sayende oğlum.

B: her ne yaptıysam yapmaya devam edeyim o zaman.

Ü: devam et bakalım. Daha ne kadar çileden çıkartacaksın bizi

Ülkü dün gece reddedilmenin acısını çıkartır şekilde laf sokuyordu. Ama sadece kendi adına değil annem adına da konuşuyordu. Dikkatimi çekmişti.

B: sizi mi? Anne sana ne oldu? Ablam herşeyden nem kapar da seni çileden çıkarttığımı bilmiyordum.

A: yok oğlum bişey. Ablanın boş boğazlığı.

Ülküye dik dik baktı. Ülkü bıyık altı gülümsüyordu.

Seda içeri geldi.

S: hadi geçelim artık kahvaltıya ben çok acıktım.

Ü: tabi dün gece yorulmuşsundur.

Seda utanarak ablama baktı. Annem de Ülküye gözleri ile ateş ediyordu.

Sofraya oturduk.

Hep birlikte güzel bir kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra şezlonga uzandım. Laptopu elime alıp biraz çalıştım. Ablam gelip ekrana baktı. Anlamsız kodlar ve yazılar görünce hiç bişey anlamayıp gitti.

S: hadi gel havuza girelim.

B: çalışmam lazım. Sen eğlenmene bak.

S: öffff

B: sedacım işi aksatamam.

S: biliyorum. Ben giriyorum o zaman.

Seda yanımda üstündeki pareoyu çıkardı. Beyaz bir bikini giymişti. Memeleri ve amı gayet belirgindi. Çok güzel görünüyordu.

S: gözünü alamıyorsun.

B: hoşuma gitti

S: eee gel işte.

B: çalışmam lazım.

S: peki sen bilirsin diyip burnunu kapatıp havuza atladı.

Annem sofrayı toplamış mutfakta bulaşık yıkıyordu. Ülkü ise ortalıkta yoktu. Annemin üzerinde de bir deniz kıyafeti vardı. İçinde bikinisi vardı ancak daha havuza hiç girmemişti. Bi süre sonra ülkü göründü. Siyah bir bikini giymişti. Bikininin altı resmen tanga gibiydi. Gözlerimi alamadım. Baktığımı farkedip yanıma geldi. Sessizce

Ü: gözlerine hakim ol. Seni bekleyen! Kadın orda

Dedi. Aklınca dün geceki reddedilmenin lafını sokuyordu bana.

B: sadece o beklemiyor beni. Sende bekliyorsun. Ve ben istediğimde beklemene son vereceğim

Dedim.

Ü: ukala.

B: hahahahah.

Ü: şımardın. Sana bir kez fırsat sundum o da seni gördüğümü göre göre sedayla sevişirkendi. Hakkını kaybettin. Bi daha o şansı bulamayacaksın.

(İçimden) bugün bitmeden beni boşaltacaksın

B: peki

Dedim sadece.

Ü: peki mi? Başka bişey söylemeyecekmisin?

B: ne söyliyeyim. Sana daha önce yanaştım ve sen ablana mı sarkıyosun falan gibi laflar ederek ağzımın payını verdin. Unutamayacağın bir seksten oldun. Artık sana yaklaşmam.

Ü: sen bu kadar ukala değildin. Ne oldu sana.

B: büyüyorum ablacım. Ayrıca artık kontrolü elime aldım.

Ü: bu Uras beni kızdırıyor.

B: bu Urasın dün gece üstüne atlayacaktın izin verseydi.

Ü: salak

Diyip uzaklaştı. Benden uzaktaki bir şezlonga uzandı. Annem havuz yanına geldi.

B: anne dolapta bira var mı?

A: var. Getirmemi istermisin?

B: yok ben alırım. Sen keyfine bak.

A: tamam. Buzlu bardakta var onu da al.

B: sağol. Bira içmek isteyen var mı?

Ü: ben içerim.

S: yok istemem. Ben yüzücem.

A: ben birazdan alırım.

Gidip bira ve buzlu bardağı aldım. Ülküye bi tane verdim. Kendim de alıp şezlonga uzandım. Annem yanıma gelip oturdu.

A: seda iyi kız.

B: iyidir.

A: ciddi bakmıyorsan kızı üzme.

B: o nerden çıktı?

A: üzme işte.

B: üzmem merak etme. Sadece takılıyoruz.

A: bu takılmadan fazlası. Hem hayatına aldın hem iş verdin. Kıza zarar verme.

B: zarar vereceğimi nereden çıkardın?

A: dün gece yeterince şey gördüm. Yürütemezseniz kız üzülür.

B: belkide ben üzülürüm.

A: sen değiştin. Son 1 haftada çok değiştin. Bu iş egonu büyüttü.

B: olabilir. Ama ondan ziyade artık çocuk olmaktan sıkıldım.

A: oğlum çok zeki bir çocuksun. Küçüklükten beri öylesin. Zor zamanlarımızda öyle kararlar alıyordun ki hepimizi yönetebiliyordun ama sonra tekrar çocuk haline döndün hep. O zaman kararlar alırken bile çocukluk masumiyetin vardı. Bu gördüğüm kişide o yok.

B: sizin zor dediğiniz zamanlarda sizlere yardımcı oldum hep. Ben her zaman büyüktüm. Hep izledim, dinledim ve inceledim. Asla küçük olmadım. Siz küçük çocuk olmamı istediğiniz için oldum. Ama bundan kurtulamadığımı anladım. Beni ergen gibi görmekten bıkmadınız ikinizde. Ben artık çocuk olmaktan sıkıldım. Kontrolü elime aldım sadece.

A: seni ergen gibi görmedik oğlum o nerden çıktı?

B: ablam ile konuşmalarınızı duydum o gün. Ülkü sana ergen oğlun aletini kaldırmış bize saldıracak diyordu ve sen de Uras öyle biri değil demedin.

A: tatlım ablan bunları şaka yaparak söyledi. Benim seni savunmama ihtiyacın olmadığını zaten biliyoruz.

B: nerden biliyorsun? Bu zamana kadar hiç bir konuda bana ihtiyaç duymadın ki.

A: aslında sana çok ihtiyacım var. Keşke söyleyebilsem ama olmaz. Ayrıca dün gece kanıtladın nasıl bir erkek olduğunu.

B: bizi mi izliyordun.

A: sen beni izliyordun ben de seni izledim. Hatta sen fazlasını da yaptın ama o konuyu açmayacağım. Sadece şunu söylemek istiyorum. Artık evin erkeği sensin. Sen ne dersen o olacak. Ablan bunu zor kabul etsede aslında bi süredir böyle. Sadece dile getirmek de zorlanıyor. Ben ise çoktan kabul ettim.

B: ablamla ne zaman konuştunuz bunları. Ne ara?

A: konuştuk işte. Ne zaman olduğunun ne önemi var.

B: ablam da dün gece bizi gördü. Hatta …..

A: hatta?

B: boşver. Dün geceden sonra mı oldu bu konuşma.

A: evet. Ama bunun onunla alakası yok. Bi süredir zaten her konuda senin dediklerin oluyor. Dile getirmiyoruz ama evimizin erkeği ne derse o oluyor.

Evimizin erkeği demesi hoşuma gitmişti. Ama yine de ağzındaki baklayı alamamıştım.

B: demek evimizin erkeği benim. Ama istediklerime ters tepkiler veriliyor.

A: ne istedin de ters tepki aldın.

B: senden değil ablamdan istedim.

A: ne istedin?

B: onu istedim?

A: uras bu çok yanlış oğlum. Bunu nasıl söylersin.

B: anne ben nasıl biriyim. Yani dünya görüşüm nasıl?

A: bilmem. Realist birisin.

B: yanlış annecim. Pragmatik biriyim. Ben evrensel şeylere takılmam. Benim için fayda herşeyden önemlidir. Mesela sence kendi şirketimi kuramazmıydım? Kurabilirdim. Ama büyümem içim çok sancılı dönemler yaşardım. Maddi durumumuz da buna el vermezdi. Ben de hazır olan bir şirkete sadece bir uygulama ile ortak oldum. Hem zengin oldum hem de 7 yıl gibi kısa bir sürede bir şirket üzerinden kendimi yükselteceğim.

A: anlıyorum seni. Zaten çok zekisin.

B: anlamıyorsun. Benim için herşey yarardan ibaret. Benim sevgiliye ayıracak zamanım yok. Ama cinsel isteklerim de var. Ablam konusuna dönersek. Azmış durumda. O da yeni biriyle ilişki yaşamaya hazır değil. Ksrşılıklı tatmin ile birbirimize fayda sağlayabilirdik mesela ama o istemedi. Sana gelelim. Uzun zamandır erkek görmemişsin. Sen de benim için potansiyel adaysın aslında ama saçma evrensel değerlere takıldığınız için bunu sana açmam bile.

A: oğlum sen insanlara verdiğin önemi kaybedip robotlaşmaya başlamışsın.

B: hayır tam tersine insanlara verdiğim önem çok fazla. Ama yakınımdakilere. Seninle sevişsem bundan sen de mutlu olacaksın ben de. Hem aramıza yabancı birileri girmeyecek hem de birbirimizi tatmin etmiş olacağız. Sonra dönüp hayatımızı yaşamaya devam edeceğiz. Güvenilir ortamımızı bozmadan fiziksel ihtiyaçlarımızı halletmiş olacağız.

A: bir bilgisayar ile konuşuyorum sanki.

B: hahahaah. Annecim ben böyleydim. Daha önce sadece beni görmek istediğiniz şekilde size gösteriyordum kendimi. Artık kendim olmak istediğim şekilde oluyorum. Hepsi bu. Kabul etmek de zorlanıyorsunuz.

O sırada Sedanın telefonu çaldı. Arayan Aynur diye biriydi.

B: seda telefonun çalıyor.

S: geliyorum.

Annem araya sedayı çağırmam girince şezlonga uzandı. Düşüncelere dalmıştı. Ülkü yerinden kalkıp

Ü: bi bira daha isteyen var mı?

B: isterim.

Ü: anne?

A: daha sert bişeylere ihtiyacım var.

Annem kalkıp içeri gitti. Cin tonik ile geri döndü.

S: uras sıkıntı var. Aynur aradı.

B: aynur kim?

S: asistanın

B: hımmm eeee?

S: araç teslimlerinde eksik belgeler varmış imzaların gerekiyor. Banka parayı aktarmış ama blokelemiş.

B: yani?

S: yani imza atman gerekiyor.

B: seda tüm yetki sende vekalet verdim ya hayatım. Git at imzaları.

S: ben mi?

B: evett

S: gideyim mi yani?

B: git hallet gel.

S: şeyyyy

B: seda önceliklerini unutma.

S: tamam.

Seda kızmıştı. Yukarı çıktı. Arkasından gittim. Uçak bileti soruyordu. Telefondaki kişiye patladı. Benden alamadığı sinirini başkalarından çıkartıyordu. Kollarından tuttum.

B: niye sinirlisin?

S: sana sinirliyim. Aptal herifin tekisin. Bi erkek sevgilisini böyle yollar mı?

B: seda sen benim sevgilimsin ama aynı zamanda avukatımsın. Sevgilim olman işini yapmayacağın anlamına gelmez. Sana boşuna kendine asistanlar al demedim. Sen şu anı düşünürken ben her anı düşünüyorum. Bu yüzden bana sinirlenmen umurumda bile değil.

Dönüp arkamı çıkacakken kolumdan tutup bana sarıldı.

S: özür dilerim. Kendimi kaptırdım.

Evin Erkeği 8

Önce yemekleri sipariş ettim. Sonra da marketten kalacağımız süre boyunca yiyecek içecekleri. Yemekler geldikten sonra havuz kenarındaki masada yemeğimizi yedik. Market malzemeleri de gelmişti. Kırmızı şarap da sipariş etmiştim. Yemek için açtım. Annemin durgunluğu dışında herhangi bir şey yoktu. Eğlenerek yemeğimizi yedik. Ben sedayla ilgileniyor ablam ve anneme hiç aldırış etmiyordum. Yemekten sonra havuz başında oturmuş sohbet ederken telefonum aklıma geldi sabahtan beri bakmamıştım.

B: telefonum odamda şarjdaydı. Uzun zamandır bakmadım. Ben alıp geliyorum.

Diyerek yerimden kalktım.

Yukarı çıkıp telefona baktım. Herhangi bir arama yoktu. Tam aşağı dönmek üzereydim ki ablam geldi. Hala bikiniyle duruyordu.

B: akşam serinliği başladı üstüne bişey giy üşüteceksin.

Ü: sanki bunları görmek istemiyorsun da

B: ben görmek istiyorum da sizin göstermeye pek niyetiniz yok. Laf kalabalığı yapıp beni geçiştirdin. Yok ablana mı yürüyorsun,yok ayıp, yok şu yok bu. Bıraktım artık uğraşmıyorum.

Ü: ayıp tabi. Çocukça şakalaşmaları abarttın sen.

B: iyi işte bi daha şaka yapmayacağım.

Ü: iyi olur.

Dedi sert bi ses tonuyla. Aslında cevap alıp tartışmayı uzatmak istiyordu, hatta sikişmek istiyordu ama ben tepkisiz kaldıkça, istediklerine tamam dedikçe daha da çıldırıyordu.

Ü: anneme ne oldu?

B: kendisine sor.

Ü: bana yaptığını mı yaptın?

B: ben sana bişey yapmadım ülkü

Ü: sen de ben de ne yaptığını biliyoruz.

Ülküye sokuldum. İyice dibine girip.

B: ben sana bişey yapmadım.

Ü: daha dün kabinde mememi açtın.

B: daha dün bikini gösterme ayağına beni kabine çağırdın.

Ü: gayet normal olarak çağırdın.

B: gayet de kendini bana göstermek için çağırdın. Aklınca benimle erotizm oynuyorsun. Ama sıkıldım. Uğraşamam.

Ü: defol git uras

B: gidiyorum.

Yanından geçip merdivenden indim.

Ülkü arkamda delirmiş şekilde kalakalmıştı. Bunun farkındaydım. Aşağı döndüğümde Annem yerinden kalkıp bahçenin köşesindeki çardağa gitti. Orda uzandı biraz. Biz seda ile baş başa kalmıştık. Birbirimize gayet yakın duruyorduk. Seda içkinin de etkisiyle daha cesur hareket ediyor bana dokunmaktan çekinmiyordu. Ben de ona dokunuyor arada boynuna ve yanaklarına öpücükler konduruyordum. Seda içtenlikle gülüyor ve şu andan çok keyif alıyordu. Uzun süre muhabbet ettik. Annem kalkıp yanımızdan geçip iyi geceler dileyerek odasına yöneldi. Ablam saatlerdir ortada yoktu. Ben kalkıp şezlonga uzanmıştım. Seda da yanıma uzanmıştı. Muhabbet ediyorduk. Arada dudaklarımız birleşiyordu. Etrafta kimse olmayınca seda daha cüretkar olmaya başlamıştı. Öpüşmelerimiz daha ateşli oluyor vücudumuza daha çok dokunuyorduk. Yine sohbet arası bir öpüşme anında dudaklarımız bu sefer daha uzun süre kitlenmişti. Ve artık benim de dayanacak gücüm kalmamıştı. Bugün yeterince oynaşma yaşamıştım. Sedayı tutup kendime çektim. Kucağımdaydı. Üstündekini çıkarıp attım. Göğüsleri açığa çıktı.

S: dur bir gören olacak.

B: etrafımızda bina yok güzelim.

S: ben ondan bahsetmiyorum. Annen ve ablandan bahsediyorum.

Kafamı kaldırıp odalarına baktım. İkisinin de ışıkları kapalıydı.

B: Bak uyumuşlar.

S: emin misin?

B: yani ses yok ayrıca ışıkları kapalı.

S: peki

Dedi seda. Dudaklarıma yapıştı. Uzun uzun birbirimizin dilini emerek öpüştük. Seda kulağıma

S: ceo yu restoranda beklettiğin gün üstüne atlayıp seninle sevişebilirdim biliyo musun?

B: ilk gün yemekte de aynı şeyleri ben düşünmüştüm. Çok güzel ve seksiydin.

S: beni seksi mi buluyorsun.

B: hayallerimdeki gibisin.

Seda bunu duyduktan sonra ateşli şekilde tekrar dudaklarıma yapıştı. Dillerimizin dans ettiği bir öpüşme yaşıyorduk. Yavaşça boynunu ve göğüslerini emerek aşağılara indim. Göğüslerini emmeye başladığım anda seda bütün vücudunu geriye atmıştı. Kafasını geriye yaslamış zevk almaya çalışıyordu. Tam bu anda ablamın odasının perdesinde bir hareket gördüm. Muhtemelen rüzgardır ama bizi izliyor da olabilir diye düşündüm. Annemin odasının penceresine baktığımda hareket değil resmen gölge gördüm. Annem kesinlikle bizi izliyordu. Seda tekrar doğruldu. Annemin odasından gözlerimi alamıyordum. Dudaklarımız birleşti. Biz bahçe ışığı altındaydık. Net şekilde görünüyorduk. Seda iyice kendinden geçmişti. Ben ise seksin yanında annemle ablamın da bizi izleyip izlemediğinin merak içindeydim. İzlediklerini umut ederek sedayı kaldırdım. Hafif aşağı kayarak sedayı tekrar kucağıma aldım. Şimdi tam istediğim pozisyondaydım. Hem pencereleri net görüyordum hem sedayı burdan daha iyi pozisyona alabilirdim. Sedayla öpüşmelerimiz devam ederken eteğini kaldırıp kalçalarını iyice ortaya çıkarmıştım. Sedayı kalçalarından tutup havaya kaldırıp tam yüzüme oturmasını sağladım. Amını yalamaya başlamamla birlikte elini arkaya atıp aletimi okşamaya başladı. Şortumun üstünden okşadığı aletim iyice kalkmıştı. amını emiyor ve dilimle her yerini keşfediyordum. şortumun içine elini soktu. Yavaşça aletimi eline aldı.

S: çok büyük.

B: ne güzel işte.

S: güzelmi göreceğiz.

Diyip yavaşça kalçalarını ağzımdan ayırıp geriye getirmeye başladı. Aletimi eliyle kavrayıp üstüne oturdu. İlk başta içine alamadı. Bi kaç kez ufak otur kalklardan sonra yarısı girmişti. Uffluya ufluya, aşkım çok kalın diye diye içine tamamını aldı. Yavaş yavaş ileri geri hareket ediyor yer yer ufak inleme çığlıkları ağzından dökülüyordu.

Hızlanıyordu. Kendimi tamamen sedaya bırakmıştım. Uzun süre üstümde hareket etti. En sonunda kasılarak boşaldı. O boşalmıştı ama benim hem kendimi hem de annem ile ablamı boşaltmam gerekiyordu. Doğrulup sedayı kucağıma aldım. Ayağa kalktım. İçinden çıkmadan sedayı şezlonga geri yatırdım. Amına giriş çıkışlarım net şekilde belli oluyordu artık. Bakıyorlarsa kesin göreceklerdi. Durmadan sert şekilde sedaya girmeye başladım. Seda çığlıklar eşliğinde bi kez daha boşaldı. Ben de gelmek üzereydim artık. Sedanın içinden çıktım. Domaltıp içine girmeye başladım. Gelmeye yakın

B: boşalıyorum.

S: aşkım sakın içime boşalma korunmuyorum.

B: ağzına ne dersin.

S: olabilir.

B: dur geliyorum

Diyip aletimi sedanın amından çıkardım ve onun o emekler pozisyonunu bozmadan şezlongun arkasına sedanın yüzünün önüne geldim. Sıvazlayarak ağzına boşalmaya başladım. Kasılmalarım sürerken eve dikkatlice baktım. Annem de ablam da bizi izliyordu. Hatta annem kesinlikle mastürbasyon yapıyordu. Çünkü gece lambasının ışığı annemin gölgesini perdeye vuruyordu. Sedayı saçlarından tuttum ve aletimi ağzına sokmaya başladım. Düşündüğümün aksine seda seks konusunda gayet deneyimlydi. Üniversiteyi boş geçmemişti belli ki.

Boşalıp kasılmalarım bitince dönüp şezlonga uzandım. Seda kalkmış ve ağzını yüzünü peçete ile siliyordu. Altında eteği ve külotu duruyordu. Benimse şortum yerdeydi. Bana uzattı. Giydim. Sonra sütyenini alıp giydi ve yanıma uzandı. Göğsüme yattı.

S: çok iyiydi aşkım. Hatta beklemediğim kadar iyiydi.

B: hala karşında çocuk var zannediyorsun bence. bende aynı şeyi senin için söyleyebilirim.

S: haklısın. Kapatalım mı bu konuyu

B: bence de kapatıp ikimize odaklanalım.

S: olur. Ben şimdi içeri gidip yüzümü gözümü yıkayayım. Sonra da duşa girerim belki gelmek istersen bekleyeyim mi?

B: sen gir ben gelmek istersem gelir yanına girerim. Olmaz mı?

S: tabiki olur. Tamam ben çıkıyorum. Grsrz

B: Grsrz.

Sedaya mesafe koyuyordum. Bunu anlamalıydı. O bana değil ben ona hükmetmeliydim. “Ben gelmek istersem gelirim” demek ile istediğim zaman geleceğimi, “yanına girmek istersemde girerim” diyerek de onun buna itiraz edemeyeceğini net belli ettim. Camları dikkatle izledim. İkisinde de hareket de ses de yoktu. Masadaki sigarayı aldım. Bi tane yakıp sandalyeye oturdum. Üstüm çıplak altımda şort vardı. Arkamdan biri geldi. Ellerini omuzlarıma sonra da göğüslerime kaydırarak penisime indirirken ellerini tuttum.

B: istemiyorum yoruldum.

Ü: beni arzuladığını biliyorum

B: yukarda banyoda sevişmek için beni bekleyen bir kadın var.

Diyip kalktım. Ablam sinirle önüme geçti.

Ü: uras saçmalama. Seda ile beni bir tutmuyorsun değil mi?

B: tabiki tutmuyorum. Ama şu an o benim için daha öncelikli. Ayrıca beni nasıl tatmin edeceğini çok iyi biliyor.

S: peki sen bilirsin. Git bakalım. Geri gelirsen kabul etmem haberin olsun.

B: istersen gelip izleyebilirsin. Çaktırmadan.

Pis pis sırıttım. Ülkü ağzı açık şekilde kalakalmıştı. Başka hiç bir şey söylemeden eve girdim. Sedanın odasına girdim ve banyoya yöneldim. Arkası dönük duş alıyordu. Omuzlarını kavrayıp okşamaya başladım. Boynunu öptüm. Elimi vücudunda gezdirip amını okşamaya başladım. Kulaklarını yalıyor memelerini sıkıyor bi yandan da amını okşuyordum.

B: çok güzelsin.

S: teşekkür ederim.

Seda bana döndü. Dudaklarından öpmeye başladım. Uzunca bir öpücükten sonra göğüslerini emmeye başladım. Yumuşacık göğüsleri vardı. Ardından dizlerimin üstüne çöktüm. Sedanın bir bacağını kaldırıp omzuma koydum. Amını emmeye, yalamaya başladım. Seda saçlarımı tutuyor kafamı amına bastırıyordu. Uzun süre amını yalayıp emdim. En sonunda kasılarak boşaldı. Amından gelen sıvıların tadına baktım. Sedanın kasılmaları biter bitmez boynuma sarılıp dudaklarıma yapıştı. Seda dudaklarımdan aldığı tattan sonra yavaşça eğilmeye aletime yanaşmaya başladı. Önce gövdesini kavradı sonra da başına ufak bir dil darbesi attı. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Ona baktığımdan emin olunca gözlerini benden ayırmadan aletimi emmeye başladı. Arada aletimi çıkarıp taşaklarımı emiyordu. Ben de o sırada aletimle yanağını dövüyordum. Sonra tekrar ağzına alıyordu. İyi sakso çekiyordu. Beni çabucak zevke getirdi. Sedayı kucağıma kaldırdım. Aletimi yavaşça içine yerleştirdim. O bacaklarını belime sarmışken onu duvara yaslayıp aletimi köküne kadar içine itmeye başladım. Her kökleyişimde ohhh diye derin bir soluk alıyordu. En sonunda seda titreyerek kasılarak boynumu sıktı. Dudaklarını boynuma geçirip emmeye başladı. Canım acımıştı. Kasılmaları bitince sıra bana gelmişti. Zaten zevkin doruğundaydım. Bacağının tekini kaldırdım. Hızlı hızlı girmeye başladım. En sonunda

B: boşalıyorum.

S: göğüslerime yüzüme boşal aşkım

Diyerek hemen önüme diz çöktü. Yüzüne ve göğüslerine fışkırarak boşaldım. Seda boşalmam bittikten sonra aletimi emmeye devam etti.

Zamanın İzinde – 5. Bölüm: “Yabancı”

Bankta yanıma oturan adam tüm dikkatimi dağıtmıştı ama ayıp olmasın diye hemen kalkmak istemedim. Ancak çok geçmeden kendisi lafa girdi.

“Sigaran var mı?”

Anlaşılan otlakçılardan biri olmalıydı. Sinir olmuştum, yine de umursamazca cebimden paketi çıkardım. Ama çakmağımı bulamamış gibi yaptım, gıcıklık olsun diye.

“Ateşin var mı?” çakmağımı kaybettiğimi hareketlerimle belli etmiştim. Cebinden sakince bir kibrit kutusu çıkardı, büyük bir kutuydu ve Arapça bir markaydı. Önce o, sonra ben sessizce sigara yaktık.

Adam nedense dikkatimi çekmişti. Değişik bir tipti. Büyük ihtimalle 35-40 yaşlarındaydı. Üzerinde sapsarı bir sonbahar paltosu vardı. Sırtındaki çantasını yere koymuş, içinden su çıkarıp içmişti. Sakalları biraz uzamıştı ancak çok da kaba gözükmüyordu. Tinerci tayfasından olmadığı kesindi, görmüş geçirmiş ancak yıpranmış bir imajı vardı.

Her neyse diye düşünerek ve önümdeki manzaraya bakarak sigarayı tüttürüyordum. O esnada hayatımın sonsuza dek değişmek üzere olduğundan bihaberdim. Kurşun gibi sarsıcı olan ilk cümlesiyle irkildim:

“Annenin doğurmasına kaç ay kaldı sence, Enes?”

Gayet sakince ve önündeki manzaraya dalgın dalgın bakarken lafa girmişti. Bir an beynim durdu, kalp atışlarım hızlandı. Birincisi ismimi nereden biliyordu? İkincisi ve daha önemlisi annemi ve hamile olmasını nereden biliyordu? Kimdi bu adam? Sesim titrese de cevap vermeye çalıştım:

“N..ne?? Siz kimsiniz ve nereden biliyorsunuz?”

Yorgunca gülümseyerek bana döndü.

“Sakin ol, benden zarar gelmez. Tahmin ettiğinden de çok şey biliyorum”

“Nasıl yani? Neyi biliyorsunuz ve kimsiniz?”

“Kim olduğumun şu an önemi yok, nasılsa öğreneceksin. Bana güven.”

Sesinde ve üslubunda tarifi zor bir ikna edicilik ve sakinlik vardı. Anlaşılan manipülatif biri olmalıydı, niyetini gerçekten merak etmiştim.

“Hastaneden mi tanışıyoruz? Hasta bakıcı filan mısınız yoksa?”

“Hayır, senle daha önce hiç karşılaşmadık ama aslında beni çok iyi tanıyorsun. Bunu zamanla anlayacaksın henüz erken. Ve bu arada… annenle olan tutkulu romantik ilişkin çok özel ve güzel.”

Cümlesini bitirmeden oturduğum banktan ayağa fırladım, şok geçiriyordum resmen. Birkaç metre uzaklaşarak adama irkilmiş şekilde baktım, adam ise yine sakince gülümsüyor ve endişelenecek bir şey olmadığını, bir dost olduğunu yineleniyordu.

Kimdi bu adam ve nasıl, nasıl öğrenmişti annemle olan ilişkimizi? Bu hayatta annemle olan ilişkimizi bilen tek kişi Emre’ydi ancak onun beni satacağına en ufak ihtimal vermiyordum, üstelik annemin hamileliğinden de bahsetmemiştim henüz. Zaten akademik araştırması nedeniyle yurt dışındaydı.

“Emre mi söyledi size?”

Söyler söylemez pişman oldum, kendime kızdım. Aptal kafam… İnkar etmek, ne saçmalıyorsun demek ve küfürler basmak yerine doğrudan kabul etmiştim resmen.

“Geç otur yanıma ve sakin ol. Söz veriyorum zamanla her şeyi anlayacaksın. Ancak birden hepsini söylersem bu gerçeklerin ağırlığını kaldıramazsın. Ve soruna gelecek olursak, hayır Emre ile de alakam yok. Beni ne Emre ne bir başkası göndermedi….”

Anlaşılan Emre’yi bile biliyordu. Kimdi bu adam? Çaresizce banka tekrar oturdum ama daha da köşeye geçip mesafeyi korudum. Bir sigara daha içmek istediğini söyledi, titreyen ellerimle paketi uzattım ve sonra ben de aldım. Garip kibritiyle sigaralarımızı yaktı ve “Suriye kibriti. Karton toplayan sakallı bir adam vermişti.” diye ekledi.

Ânın stresiyle sigarayı içerken ikinci şok ağzından çıktı:

“Babanın kim olduğunu öğrenmek istiyor musun?”

Bir kez daha irkilmiştim ve heyecandan ağzımdaki sigarayı düşürdüm ancak bir anlık refleksiyle havada yakaladı ve bana geri uzattı.

Yoksa bu adam babam mıydı? Fakat babam daha yaşlı olmalıydı. Bu adam ise benden 10-15 yaş büyük gözüküyordu ama görünüş her şey değil tabii ki diye düşündüm, belki de gerçekten babamdı. Annem ile olan durumumu nasıl biliyordu? Belki de bizi uzun zamandır bir sapık gibi takip ediyordu…

“Babam mı? Anlayamıyorum…”

“Anlayacaksın. Annenin o tek gecelik kaçamağını….”

“Neyi anlayacağım ulan? İki saattir gizem kasıp duruyorsun ve hayatıma dair en uç noktaları…” sinir ve stresten ve yaşadığımdan şoktan dolayı cümle kuramıyordum, kelimeler dilimde takılıyordu.

“Öncelikle aklındaki sorunun cevabına gelelim. Hayır ben senin baban değilim ama aynı zamanda baban sayılırım.”

“Ne?”

“Biliyorum, biliyorum. Ben de senin yaşadığın durumları yaşadım, bunu da anlayacaksın. Ama şu an daha fazla bilgi veremem. Anlatamam. Anlatırsam inanmayacaksın çünkü ve inanmadığın için harekete geçmeyeceksin. Oysa sende şu an çok güçlü bir şey var seni tetikleyecek olan.”

“Nedir? Ne varmış bende??”

“Merak. Merak çoğu şeyden üstündür ve insanı dinç tutar.”

Aklımla alay ediyordu resmen. Kimdi bu adam? Ne kadar sorsam da söylemiyordu bunun cevabını. Ağzından cımbızla laf alınan kıl tiplerdendi anlaşılan. Ancak başka şeyler de olmalı işin içinde. Ya Emre’nin bir kazığı olmalıydı bu ya da babam gerçekten ortaya çıkmıştı ve bu herif babamın bir arkadaşı olmalıydı, belki de babamın kendisi.

“Hayır baban değilim. Evet belki de…”

“Siktir git amınakoyim. Çattık manyağa!” hışımla çantamı aldım ve ayağa kalkarak ortamdan uzaklaşmaya karar verdim. Her kimse kimdi ve umurumda değildi, uzaklaşmam en iyisiydi.

“Enes, aklından sadece bir sayı tut. İstediğin sayı olabilir bu isterse 7-8 haneli olsun hiç önemli değil. Sadece tut ve tahmin etmeme izin ver. Eğer doğru bilemezsem yoluna devam et. Ama bilirsem… sana babanın adresini vereceğim ve ona gideceksin.”

Anlaşılan şizofreni biriyle karşı karşıyaydım. Belki de bizi gerçekten hastanede görmüştü, hastanenin farklı bir bölümünde psikiyatri koğuşundan kaçmış olan paranoid şizofreni bir vakaydı ve kuvvetle muhtemel bizim anne oğul olduğumuzu ancak fazla yakın olduğumuzu gözlemlemiş ve kafasında senaryolar kurarak beni de tüm gün takip etmiş olmalıydı.

Biraz sakinleştim. Adamın bu isteğini geri çevirmeyecektim. Nasılsa bilmesi imkansızdı.

“Tamam. Tuttum bakalım sayıyı…”

Tuttuğum sayı o an rastgele aklıma gelen ve tahmin etmesi imkansız olan 481516 üzeri 66332342’tü. Sırf gıcıklık olsun diye saçma sapan bir sayı işte…

“Hadi bakalım söyle neymiş aklımdaki sayı?” alaycı bir tonda sorarak cevabını bekledim ve hiç bekletmeden cevabı yapıştırdı:

“Kırk sekiz – on beş – on altı üzerine altmış altı – otuz üç – yirmi üç – kırk iki”

Bu cevap üçüncü kurşun etkisi yaratmıştı o gün. Sadece bu korkunç sayıyı değil aynı zamanda içimden nasıl hecelediğimi bile… Durduğum yerde kalakaldım, elim ayağım boşaldı ve gözlerim kararmaya başladı. Başım dönüyordu. O esnada beni banka tekrar oturttu. Çantamdaki suya uzanmak istedim, kendisi çıkarıp verdi. Birkaç yudum su iyi gelmişti.

Artık bu adam her kimse, o esnada resmen teslim olmuştum. Diyeceği her şeye inanacak durumdaydım, imkansızı başarmış olması beni çok ama çok ürkütmüş ve bir o kadar da heyecanlandırmıştı.

Arka cebinden minik not defteri çıkardı ve diğer cebinden de kalemini çıkarıp bir şeyler yazdı. Sonra kağıdı koparıp bana uzattı.

“Babanı tüm hayatın boyunca merak ettiğini biliyorum dostum. Bu kağıda yazdığım adres, seni babana götürecek. Ve birçok sorunun cevabını kendin keşfedeceksin. Kendini iyice toparla, acele etme ama geç de kalma. Annene belli etme, en önemlisi bana güven. Başınıza hiçbir şey gelmeyecek. Yeter ki…”

Cümlesini tamamlamadı. Kağıdı elime sıkıştırdı ve çantasını alarak hızlı adımlarla uzaklaştı. Ayağa kalkacak ve onu takip edecek halim yoktu, resmen kitlenmiştim kaldığım yerde. Elimdeki kağıdı okuyamadım bile, zar zor cebime soktum ve biraz bankta biraz uzanmak istedim. Gözlerim karardı…

Martıların çığlık sesleriyle uyandım. Güneş yeni batmış, hava kararıyordu ve üşümüştüm. Toparlandım ve birkaç yudum su içtim. Yaşadığım şokun etkisi üzerimdeydi.

Belki de hepsi rüyadan ibaretti? Çok gerçekçi bir rüya görmüş olmalıydım…

Ne var ki elimi cebime attığımda denk geldiğim kağıt, hakikatin ta kendisiydi….

Kaçış 3

Sırtımı biraz kaldırarak üzerimdeki ağırlığını geriye atmaya çalıştım, ve kendi zevkinde o kadar kaybolmuştu ki, biraz da olsa kalktı..

Anında bıçağı tutan elini kavradım..

Baş parmağının altına var gücümle basarak, bırakmak zorunda kaldığı bıçağı elinden aldım…

Kendini toplamasına izin veremeyecek kadar kısa bir an içerisinde, vücudumu sola doğru döndürerek bıçağı kalçasının yan tarafına, ölümcül olmayan yerine sapladım.

Amacım onu ‘etkisiz hale getirmek’ değil, üzerinde üstünlük kurmaktı, ve öyle de oldu.

Bıçağı soktuğum yerden hızlıca çıkardım. Shadow üstümde acı ve şaşkınlıkla inleyerek iki büklüm olmuştu. İçimden zorla çıkmıştı ve pislik herif öyle bir doldurmuştu ki beni, istemsizce boş kaldığımı hissetmiştim..

“Seni ss-” sözünü bitirmesine izin vermeden, onu bahçe kapısına doğru var gücümle ittim. En az 100 kilo, kas kütlesinden oluşan bu herif normalde benim itmemle yerinden oynayacak biri değildi ama durumun verdiği şaşkınlığın ve acının etkisiyle dengesiz bir şekilde cama tüm ağırlığıyla çarpmıştı. Cam çatırdayıp yarıldı, ama ne yazık ki kırılmadı.

İnmiş penisi hala dışarıda, kendini toparlamaya çalışırken, bıçağı cebime yerleştirip, tezgahın ucuna fırlattığı M4’u kaptım ve ona doğrulttum.

Küfürlerin arasında, başını kaldırdı ve ne durumda olduğunu kavrayarak donakaldı.

“Hareket etme” dedim.

Karanlığın içinde hala parladığına şaşırdığım gözlerini benimkilere kilitledi ve, “Sen de istiyordun bunu,” dedi. Gözlerini hala açık yerime kaydırarak, “Skimin ucunda kıvranıyordun, her şeyi hissettim, tüm inlemelerini, o sıcacık..”

“Kes sesini” diyerek namluyu daha yukarı kaldırdım, ellerim titremeye başlamıştı. Maskesinin altından bana sırıttığını göremiyordum ama resmen hissedebiliyordum.

İçimden bir ses onu kapıya köpek gibi bağlayıp başladığımız işi bitirmem için beni deli ediyordu; neredeyse iki yıldır bir ilişkimin olmamasının verdiği bir istek vardı içimde.. Ama ateşle oynuyordum; onun gibi bir deve üstün gelecek gücüm yoktu ve Shadow’un beni alt etmesi an meselesiydi, daha da beteri beni canlı şekilde yakalayıp, Graves’e teslim etmesi olurdu..

İçten bir şekilde inledi. Tüm planını alt üst edip, okları ona döndürmüştüm, kaybetmiş hissediyor olmalıydı.

“Bari şunu içeri koymama izin ver” dedi ve iki eliyle odadaki fili işaret etti.

Başımı bir kere salladım. Benim de aynı şeyi yapmam gerekiyordu ama şuan gözlerimi ondan alamıyordum.

Beni baştan aşağı süzdükten sonra, derince bir nefes verip başını teslim olmuş şekilde geriye attı. Sadece bir kaç dakika önce o nefesi maskesinin ardından verirken ensemdei toplu saçlarımın arasında hissediyordum, sıcak ve ürpertici.. Başımı sallayıp düşüncelerimin ilerlemesini durdurdum.

Kendine acıması bittikten sonra, önce sol tarafındaki yarasına baktı. Kan akıyordu, ama acil olmadığının farkındaydı. Gene de durdurması gerekiyordu. Bana döndü, ne diyeceğini bildiğim için,

“Hayır, pantolonunu çek. İşimiz birazdan bitecek.” namluyu oynatarak ona hatırlattım.

Gözlerini kısarak bana baktı, ne yapacağımı tam tutturamamış gibi görünüyordu, ama gene de emrime uydu. Bir eliyle penisini tutarak önce gözlerimin içine derin derin baktı, beni sınıyormuşçasına yavaşça bir, ve iki kere penisini sıvazladı. Gözlerim istemeden hareketine kaydı, boğazımdaki ani susuzluğa yutkundum.

“Kendini izle,” dedim ve namluyu aşağı doğrulttum…

Hemen nefes verdi ve penisini sonunda boxerının içine koyarak, pantolonunu çekti. İçimden bir oh çekmek geliyordu, ama durdum. Ben de tek elimle aynısını yaptım, pantolonumu kalçamdan yukarı zar zor çektim, fermuarı çekip bıraktım. Göz temasımızı bir kere bile kesmedik.

“Ellerini yukarı kaldır” dedim. İsteksizce uydu.

Başını yana eğerek ellerini arkada kavuşturup, “Şimdi ne olacak?” diye sordu.

“Şimdi, sen gidip medikal bulacaksın, ben de uzayacağım.”

“Senin de medikale ihtiyacın var” dedi, başıyla omzumu işaret ederek.

Hah. Cidden mi? Cevap bile vermedim.

“Bunu ödünç alıyorum,” dedim, silahını işaret ederek, ve geri geri yürümeye başladım.

Arkamdan güldü, “Belki tekrar karşılaşırız”

Bir daha karşılaşırsak onu tanıyacağımı sanmıyordum, ve bir daha karşılaşırsak bu kadar şanslı olmayacaktı.

Görüş alanımdan çıktığı anda girdiğim pencereden çıkmak için koşmaya başladım. Hemen telsizinden Company’e ihbara başlamıştı.

Bir çok detayı çıkararak…

Pencerenin yanında anlık durup dışarıdan ses gelmesini bekledim, gelmeyince atladım ve oradan hızlıca uzaklaştım. Kulaklığım boynuma düşmüştü, Ghost eğer beni çağırdıysa hiç duymamıştım. Hemen geri taktım, ama konuşmak için sakin bir yeri bekleyecektim.

Bu durumdan canlı bir şekilde çıkabildiğime inanamıyordum. Çok aptalca bir hata yapmıştım ve Shadow bu kadar aç bir sapık olmasaydı kurtulmam imkansızdı. Gene de, bir 141’i becerdikten sonra canlı kalıp hikayesini anlatabileceği için o da şanslı sayılırdı..

Ben de bir 141’i becerip—

Düşüncelerimi durdurup bir binaya daldım. Dışarıda Shadow’lar koşturuyor, beni arıyorlardı. Hemen doğru bir anda çıkarak Ghost’a doğru gitmem lazımdı.

Etrafıma baktığımda, loş neon ışıklı tabelalar, bir bar ve bir sürü masa gördüm. Burası bir cafe’ydi.

Bara yaklaşıp içeri atladım, burada ilk yardım kiti bulabilirdim.

Ararken telsizden Ghost’a seslendim. “Bravo 7-1”

Anında bir cevap, “Rant?”

“Bir cafe’deyim. Yaklaştım.”

Biraz sessizlikten sonra, “Ses vermedin, yakalandın sandım.”

Ah Simon..

İçimde bir şey cız etti, ilginç bir şekilde sanki onu aldatmışım gibi hissetmiştim. Ne kadar saçma! Adam normalde benim yüzüme dahi bakmıyordu, merkezdeyken ya da başka alandayken bana bir kere bile kendi isteğiyle yaklaştığını hatırlamıyordum. Her zaman uzak, her zaman mesafeliydi. Bir soru sorduğumda asla geri soru sormaz, arkadaşça yaklaştığımda hemen kısa kesip beni uzaylıymışım gibi hissettirirdi. Ghost duvarları olan ve her zaman onları koruyan bir adamdı. Bu duvarları aşıp ona ulaşmayı o kadar çok istiyordum ki.. Her gece, her gece, deli gibi.

Onun kirli bir sarışın olduğunu biliyordum, yani, bir kaç kez görmüştüm. Ayrıca gözlerine sürekli bakakaldığım için, kirpiklernin koyu kahverengi olduğunu da biliyordum. Benim kızıla boyadığım dalgalı saçlarımla çok uyumlu olacağımızı düşünüyordum hep. Ama belki de kızıllardan hoşlanmıyordu, ya da kahverengi göz sevmiyordu, ya da hafif kaslı kadın vücudu sevmiyordu, ya da küçük memeler… Nereden bilebilirdim ki, hiç konuşmuyorduk!

İşin gıcık tarafı, merkezdeki diğer kadın askerlerle konuşuyordu. Hatta bir kaç tanesiyle kendisinin gidip konuşma başlattığını hatırlıyordum, acı bir şekilde hatırlıyordum… Ama bana bunu bir kere bile yapmamıştı. Bir kere bile.

Ona karşı hissettiğim bu obsesyon öyle boyutlara gelmişti ki, bazen aynı göreve çıktığımızda emir olmadığı halde onun olduğu yerlere gitmeye çalışıyor, peşinde kalmak istiyordum. Ağzından çıkan her kelimeyi duymak istiyor, yaptığı hareketleri aklıma kazıyor, konuştuğu insanları şanslarından dolayı kıskanıyordum… Kadın erkek fark etmeden.

Çok az beraber zaman geçiriyorduk. Partner olduğumuz görevler çok azdı, daha önce bir kere olmuştuk. Bu da ikinci sayılabilirdi sanırım..

İlk defa bu kadar ‘yakın’dık. Dokunamayacak kadar uzak, yalnız hissetmeyecek kadar yakın.

Düşüncelerimden çıkarak, “Neler olduğunu tahmin bile edemezsin” dedim.

“Edebilirim” dedi. Sesindeki imaya güldüm, edemezdi, imkansızdı.

“Bir acil yardım kiti buldum, omzuma bakacağım. Devam et…” dedim, dışarıdaki sesleri biraz daha dinleyip yakınlarda Shadow olmadığına emin olduktan sonra, omzuma müdahale etmeye başladım.

“Bir Shadow seni yakaladı,” dedi.

?

Tentürdiyotu açarken ellerim durdu.

“Önce seni öldüreceğini sandın,”

İçimi bir korku kapladı.

“Sonra amacının başka olduğunu anladın.”

Duvarların üzerime doğru geldiğini hissediyordum.

“Seni bir yere kıstırdı..”

“Ve,”

“Dur!” diye bağırdım. “Dur, lütfen dur,”

Nefes nefese kalmıştım. Son saatlerde yaşadıklarım şuan yaşadığım şokun yanından geçemezdi. Nasıl, nasıl biliyordu?

Durmuştu, ses gelmiyordu. Ne diyeceğimi bilemiyordum, bir şey demeli miydim? Bu sessizlik bıçakla kesilebilirdi.

“Ne yapıyorsan devam et.” dedi. Sanki bir kaç saniye önce kalp krizi geçirmeme sebep olmamışçasına, “Meydandaki heykelin solundan aşağı, tünellere in. Oradan direkt benim olduğum meydana ulaşacaksın. 0-7 out.”