Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Resmen Yarak Hastası Oldum – Bölüm 7

Osman beni iki posta sikmiş, ama ben defalarca orgazm olmuştum. Halim kalmamıştı, beraber yatakta yatıyorduk. Ben Eyüp’ün kız arkadaşı olarak onun evinde, onun ev arkadaşıyla nerdeyse evin her yerinde sikişmiştim. Şimdi de koynunda yatıyordum. Osman Eyüp’e bakarken onun kız arkadaşını siktiğini düşünecek, Eyüp ise her şeyden habersiz onunla muhabbet edecek, yakınlık gösterecekti. Bir erkek için zor bir durum olmalıydı.

Ben bunları düşünürken aklıma Osman’ın beni Eyüp’ün odasında sikerken söyledikleri geldi, sanki Eyüp’ten intikam alıyormuş gibi konuşmuştu. Osman’a bunu sordum. Osman da, “Özel bir durum yok aramızda, o anki atmosferin etkisiyle söyledim!” dedi. Bu cevaptan tatmin olmamıştım, ama üstelemedim. Osman’a, “Peki, benim hakkımda ne düşünüyorsun?” diye sordum. Osman, “Harika bir kızsın, enerjin harika, seninle sikişmek çok zevkli, böyle olacağını tahmin etmemiştim!” dedi.

Demek ki önceden benimle sikişme hayalleri kurmuştu. “Ne zamandır beni böyle arzuluyorsun?” dedim. Osman, “Eyüp seni ilk siktiğinde gelip anlatmıştı, o zamana kadar seni masum biri olarak gördüğümden aklımdan öyle şeyler geçmiyordu. Ama Eyüp’le sikiştiğine göre, bakireliğe ve evliliğe bakışının farklı olduğunu, biriyle sikişmek için illa evli olmak gerekmediğini düşündüğünü anladım. O zaman benimle neden sikişmeyesin diye düşündüm!” dedi.

Mantıksal çözümlemesi yerindeydi, yani en azından ikna ediciydi. “Peki, duygusal bir şeyler var mı benimle ilgili? Ne bileyim, benden hoşlanıyor musun? Veya bundan sonra Eyüp beni sikerken kıskanır mısın?” diye sordum. Osman, “Şu an bazı duygularım var, ama buna hoşlanmak denebilir mi bilmiyorum. Umurumda olmaz diyemem, ama kıskanır mıyım emin değilim!” dedi. Açık sözlüydü Osman. Hoşuma gitmişti. “Peki, bunları başka birine anlatarak beni zor durumda bırakmazsın değil mi?” diye çekinceli sordum. Osman, “Yok, o konuda bana fazlasıyla güvenebilirsin! Sen istemediğin sürece zorlamam da!” dedi.

Bu beni rahatlatmıştı. “O zaman şu ev meselesinde bana yardımcı olsan? Aranızda tekrar konuşursanız eğer, kalmamdan yana görüş bildirsen? Eyüp de yiyeceği haltı gündüz yesin, benim nasılsa işte olduğum saatler sabit, o ara siksin kimi sikecekse, akşam kudurursa zaten ben elinin altında olacağım. Ben ev ayarlayana kadar sürecek geçici bir durum bu!” dedim. Osman, “Mevzu açılırsa senin için bu kadarını yapabilirim!” dedi.

Osman’a, “Bir şey daha soracağım, bugün seninle sevişeceğimiz aklının ucundan geçmiş miydi?” dedim. O da, “Beni yanlış anlamanı istemem, şimdi sana samimi olacağım, normalde benim de dersim vardı, sınıfın kapısından döndüm, seni burada bulacağımı tahmin ediyordum. Ama benimle birlikte olman konusunda biraz tereddütlerim vardı. Akşamki seslerinizden sekse karşı duyarlı ve istekli olduğunu fark ettim. Ama Eyüp’le olan yakınlığımızdan dolayı istesen bile kabul etmeyebilirdin, onun için ekstra birşeyler düşünmeliydim. İçeceğine uyku hapı koymak geldi aklıma, ama seni uyutsam bu hem etik hem de zevkli olmazdı. Onun yerine gelirken azdırıcı ilaç aldım, bu sadece seni istekli yapacaktı, zorlama yok. Ama eve geldiğimde seni benim odamdan çırılçıplak kaçarken gördüm. İçeri girince de Boxeri fark ettim. Benimle sevişmeye ikna olacağına aklım yattı, ama garanti olsun diye yine de kolana azdırıcı ilaç koydum!” dedi.

Demek ki ilk sefer kendime engel olamayışım bu yüzdendi. “İlaca gerek yoktu, zaten seninle sevişirdim! Ama ben de senin bu kadar dayanıklı olduğunu düşünmemiştim, ayrıca beni pencereden dışarı sarkıtman hoşuma gitti, açık yerlerde, birilerinin görmesi endişesinden mi bilmem beni acayip tahrik ediyor! Bir de seks esnasında aşağılanmak, hor kullanılmak hoşuma gidiyor!” dedim.

Mevzu sekse gelince benim içim kıpırdamaya başlamıştı. Baktım Osman’ın siki de hareketleniyordu. Daha götümü sikecekti. Temizlenmem gerekiyordu. Banyoya geçtim ve sıcak suyun altına girdim, ağzımda kalanları temizledim, amımı temizledim. Sıcak suyun altında bir müddet bekledim Osman da gelecek diye. Ama Osman gelmedi bir türlü, ben de ıslak ıslak çıktım duştan, odanın kapısına vardım. Elinde telefonla oynuyordu. Ona, “Sen mi gelirsin, ben mi geleyim?” diye sordum. “Ben geliyorum aşkım!” deyince, ben banyoya geri döndüm. Az sonra peşimden banyoya geldi…

Birlikte suyun altına girdik. O an vücudunun baya yapılı olduğunu fark ettim, sabahtan beri sikişmekten fırsat bulamamıştım, adamı yeni inceliyordum. “Vücudun ne kadar kaslı!” dedim, güldü. Göğsünü, pazularını okşuyor, yer yer öpüyordum. Yavaşça aşağı doğru indim ve sikine ulaştım, sikini vücudundan aşağı akan suyla güzelce yıkadım, okşadım, sonra da ağzıma aldım. Suyun altında seks çok keyifliydi, ağzımda onun zevk suları duşun suyuyla karışıyordu. Taşaklarımı emdim, daha arkasını yaladım, sikiyle uğraşmak acayip zevkliydi. Biraz yukarı yükselip memelerimin arasına aldım sikini, memelerimi siktiriyordum, ucu yukarı çıktıkça da ağzıma alıyordum. Bir süre sonra beni yukarı doğru çekti, dudaklarımız birleşti ve öpüşmeye başladık. Ağzımıza sular doluyordu, benim çok hoşuma gidiyordu bu…

Derken o an geldi, götümün bekareti bozulacaktı. Bana sakin olmamı, kendimi kasmamamı, başta illaki biraz acı olacağını, ama sabırlı olmamı tembihledi. Ben zaten psikolojik olarak kendimi Osman’a teslim etmiştim. Osman önce amıma girdi, amımı biraz siktikten sonra, sikini çıkardı ve götüme dayadı. Ama zorlamasına rağmen girmedi. Suyu kapadı, “Su kaygan değil!” dedi ve eline şampuan alıp götüme sürdü, bir taraftan da parmağıyla zorluyordu. Parmağını götüme sokup, içinde gezdirmeye başladı, genişletmeye, yada şampuanı götümün duvarlarına yedirmeye çalışıyordu. Tekrar sikiyle dayandı, ama ilk sefer olduğundan herhalde yine girmedi. Biraz daha şampuan alıp iyice sürdü ve parmağını soktu yine götüme, parmağı bu sefer sanki biraz daha rahat giriyordu. Tekrar sikini dayadı, ben olabildiğince rahat olmaya çalışıyordum, götümü sikemezse kendimi suçlu hissedecektim nerdeyse, götümü ona sunmak benim görevimdi ve ben sunumu yapamıyormuş gibi rahatsız hissediyordum kendimi.

Bu arada Osman halen zorluyordu, iki eliyle götümün yanaklarını ayırıyordu. Birden baş kısmı girdi, bir çığlık attım, ama götüm yırtılmıştı, çok fena acıyordu. Bir an durdu, “Aşkım sabret, zor kısmı bitti, şimdi zevkli kısmı var, dayan!” diye beni teselli ediyordu. Ama ben onu dinlemiyordum, “Yırtıldı, noolur çıkar, başka ne yaparsan yap, ama çıkar şunu, yırtıldı!” diye bağırıyordum. Banyoda olunca sesim yankılanıyordu. Osman hareketsiz bekliyordu içimde, bana dayanmamı söylüyordu durmadan…

Bir müddet sonra acı azaldı ve ben sakinleştim. Osman suyu tekrar açtı. “Aşkım hazırsan ilerlemeye başlıyorum!” diyerek cevap beklemeden sikini ileri doğru itti ve birden taşaklarına kadar geçirdi. Ben tekrar bastım çığlığı, fena bir acıydı, kendi sesimden kendi kulaklarım çınlıyordu. Bir müddet de o şekilde bekledi sakinleşmem için. Daha sonra yavaş yavaş gdip gelmeye başladı. Çok acayip bir duyguydu, çişim geliyor gibi oluyor, ama bir şey gelmiyordu. Bana zevk almak için elimle amımı okşamamı söyledi, ben de başladım amımı okşamaya…

Az sonra zevkten inlemeye başladım. Benim zevklendiğimi anlayınca Osman hızlandı ve daha sert sikmeye başladı götümü. Suyun da etkisiyle ‘Şak, şak, şak!’ sesleri banyoda yankılanıyordu, Osman götüme girdikçe, taşakları amıma çarpıyordu. Osman, “Off yavrum ne daracık götün var, sardı sarmaladı sikimi, ama merak etme ben bu götü dağıtacağım, yol geçen hanına çevireceğim!” diyerek götüme şaplak da atmaya başladı. Bu benim çok hoşuma gitmişti, “Sik beni aşkım, amımı götümü dağıt, helal olsun sana, orospun yap beni!” diye inlemeye başladım. Suyun etkisiyle hem tokatların sesi, hem kasıklarının götüme çarptığında çıkan sesler ve benim inlemelerim birbirine karışıyordu…

Ve nihayet bana sıkıca sarılıp götümün içine döllerini akıtmaya başladı. Bir yandan da, “Yavrum harikaydın, beni benden aldın, muhteşemsin!” diye iltifatlar ediyordu. Ben de görevimi layıkıyla yapmış olmanın haklı gururunu yaşıyordum…

Biraz kendimize gelince Osman sikini çıkardı götümden ve birlikte duş aldık. Amımı götümü güzelce temizledim. Banyodan çıktığımızda saat 14:00’e gelmek üzereydi. Benim saat 15:00’te işte olmam gerektiği için hazırlanıp çıkmam gerekiyordu, ama hareket ettikçe götüm çok acıyordu. İşyerinden izin almayı düşündüm, ama gidip orda ayakta duramadığımı görmeleri daha inandırıcı ve ikna edici olurdu.

Üstümü giydim, Osman’la vedalaşıp, işe gitmek üzere evden ayrıldım…

Resmen Yarak Hastası Oldum – Bölüm 6

Eyüp’ün söylediğine göre akşama kadar evde kimse olmayacaktı. Ben de saat 10:00’a kadar falan yattıktan sonra duşa girmek için çıktım yataktan. Evi bir dolaştım. Başka birisinin evinde çırılçıplak dolaşmak insanın içini gıcıklıyordu. Burak’ın odasının kapısı kilitliydi, ama Osman açık bırakmıştı kapısını. Odaya girdim. Odası sıradan bir bekar odasıydı. Bir yatak, bir dolap, bir masa ve üzerinde laptop vardı. Yatağına uzandım. Osman dün akşam bu yatağa girip, benim inlemelerimi dinlemiş, beni siktiğini hayal etmişti mutlaka. Bunu düşünmek ıslanmama sebep olmuştu. Şimdi aynı yatakta ben çırılçıplaktım ve Osman’ı ben hayal ediyordum. Şimdi burada olsa beni nasıl sikerdi acaba? Bugüne kadar hiç aklımdan Osman’la ilgili cinsel birşey geçmemişti, ama şimdi onun yatağında çırılçıplak yatmış onunla sikiştiğimi hayal ediyordum. Amımla oynamaya başladım…

O duyguyu biraz daha yoğun hissetmek için dolabını karıştırıp Boxerlerinden birini aldım. Önce koklayıp yüzüme bastırdım, kasıklarına yumulup ona sakso çektiğimi hayal ederek. Bir taraftan amımı okşuyordum. Sonra Boxerini de amıma sürtmeye başladım, kasıklarımız birleşmişti böylece. Bu şekilde kendimi tatmin ediyordum. Ben tam orgazm olmak üzereydim ki dış kapı açıldı, biri gelmişti. Hemen yataktan fırladım, oda kapısının arkasına geçtim. İnşallah gelen Osman değildi. Yoksa direk odaya girecek ve beni o halde yakalayacaktı. Gelen Eyüp olsa zaten seslenirdi diye tahmin ediyordum.

Gelen her kimse mutfağa geçmişti, mutfaktan tıkırtılar geliyordu. Ben de o fırsattan istifade çıktım, hızla koridoru aşıp Eyüp’ün odasına kaçtım. Mutfaktaki her kimse beni görmüşmüydü bilmiyordum. Hemen üstüme Eyüp’ün tişörtünü geçirdim, altıma da eteğimi giydim çıplaklıktan kurtulmak için. Gelenin kim olduğunu kestiremiyordum. Burak olsa, kapısı kilitli idi açma sesini duyardım. Osman’sa Boxerini ortada görecekti ve Boxerin ıslak olduğunu fark edip benim orda bir haltlar karıştırdığımı anlayacaktı.

Ve sonunda Osman’ın, “Elif gel birşeyler atıştıralım, dışardan birşeyler aldım!” diye seslenişini duydum. Uyuyor numarası yapamazdım, mutlaka beni kaçarken görmüştü ki seslenmişti. “Sen devam et, ben aç değilim…” dedim. Osman, “O zaman gel birşeyler iç bari!” dedi. Baktım olacak gibi değil, zaten bir şekilde yüzleşecektim, “Tamam, geliyorum…” deyip odadan çıktım. Osman mutfakta değildi, salona gitmiş olmalıydı. Salona geçerken odasına bir göz attım, Boxer falan görünmüyordu. Gerçi ben de aceleyle nereye koydum bilmiyorum, ama ortalıkta yoktu. Ya görmüş almış, ya da daha hiç fark etmemiş olabilirdi.

Neyse, salona vardım. Salonda televizyona karşı konmuş bir kanepe ve önünde büyük bir sehpa var, çoğu zaman yemekleri bile mutfak yerine bu sehpada yiyorlardı. Osman da aldıklarını sehpaya koymuş yiyordu. Ben de başka yer olmadığı için kanepede onun yanına oturdum, “Afiyet olsun!” dedim. “Buyur beraber olsun!” diyerek dolu olan kola bardağını benim önüme doğru koydu. Ben kolayı alıp arkama yaslandım.

Birşey yemedim. Birşey de konuşmuyorduk. Olayların ne kadarından haberi olduğunu bilmediğimden temkinli davranıyordum, bilmeden ağzımdan birşey kaçırmayayım diye. Osman, “Ee nasıl gidiyor, anlat!” diye lafa girdi. Ben de, “İyi işte, nasıl olsun?” dedim. “Sen hem okuyor hem çalışıyorsun, çok yoruluyorsundur?” dedi. Ben de, “İş o kadar yorucu değil, sonuçta müşteri geldikçe iş oluyor, haftasonu daha yoğun, ama o zaman da okul yok, dengeliyor birbirini…” dedim. “Eyüp’le nasıl gidiyor?” diye sordu. “İyi valla, Allah bozmasın…” diye cevap verdim. Osman, “Belli, belli!” dedi gülerek. Ben de gülerek karşılık verdim. Osman, “Eyüp’ün işi de zor!” dedi. “Nasıl zor?” diye sordum. Osman, “Sana yetişemiyor sanki!” dedi. Mevzuyu akşamki sekse getirecekti. Ben de, “Yoo, iyiyiz!” diye cevap verdim.

Bir müddet sessizlikten sonra, Osman, “Etekle rahat değilsin, sana bir kapri falan vereyim, eteği dışarda giyersin, hem kırışmasın!” diyerek, benim birşey dememe fırsat vermeden kalktı ve odasına yürüdü. Az sonra, “Yatağın üstüne bırakıyorum, burada giyersin!” diye seslendi. Sonra salona geldi. Ben emrivaki yaptığı için birşey demedim ve kalktım odasına geçtim üstümü değiştirmek için. Bir kapri vardı yatağın üstünde. Kapriyi elime aldım ki ne göreyim, içine benim sabah amıma sürttüğüm Boxeri koymuş. Osman bu davranışıyla resmen her şeyden haberim var mesajı veriyordu bana.

İşler biraz sarpa sarıyor gibi hissediyordum. Ama bir taraftan da, acaba hazır kimse yokken Osman’la sevişsem ve sabahki fantazim gerçeğe dönüşse mi diye orospuluk damarım tık tık atmaya başlamıştı. Eteğimi çıkardım. Madem giymem için bırakmıştı, Boxeri de içime giyeyim diye düşündüm. Boxeri giydim, böyle de baya sexy olmuştum. Acaba kapriyi giymesem mi diye düşündüm ve Osman’a seslendim, “Millet ne zaman gelecek?” diye. Osman da, “Burak bugün yok, arkadaşlarında kalacak. Eyüp’ün de normalde 5’e kadar dersi var, ama ne zaman gelir bilmiyorum…” dedi. Yani rahattık. Madem Osman Boxerle bana bir mesaj vermişti, ben de mesajına cevap vermeliydim. Kapriyi bırakıp, tişörtü Boxerin üzerine saldım. Tişört Boxeri anca kapatıyordu. Öylece salona geçtim Osman’ın yanına.

Osman bana bir bakış attı, belli ki içi gitmişti. Ben de, “Madem rahat edeyim diye çıkardım eteği, böyle daha rahat, hem kimse de gelmeyecek dedin!” diyerek açıklama yaptım. Osman, “Yoo güzel olmuş!” diye karşılık verdi. Benim bu hareketim onu cesaretlendirmişti. “Elif, az önce Eyüp’ün sana yetmemesinden bahsediyorduk ya?” diye giriş yaptı. Hissediyordum, ok yaydan çıkıyordu. Gerçi ben de kendimi psikolojik olarak Osman’la sevişmeye hazırlamıştım, ama ya birilerine söylerse, özellikle Eyüp’ün kulağına giderse diye de korkuyordum. Sonuçta aralarının nasıl olduğunu bilmiyordum, bir sıkıntı olduğunda kendini kurtarmak için, yada sadece arkadaşını düşündüğü için bile anlatabilirdi her şeyi.

Benim çekindiğimi görünce, “Elif, sana bir şey anlatacağım, ama bunu bildiğini, hele hele benden duyduğunu hiç kimseye söylemeyeceksin!” deyip, ısrarla benden söz aldıktan sonra anlatmaya başladı. Dediğine göre, Eyüp çok çapkın biriymiş, hayatında benden başka kızlar da varmış, arkadaşlarına benim bu eve gelmek istediğimi anlatmış, ama başta kendisi sıcak bakmıyormuş bu olaya, ben evde olursam rahat hareket edemezmiş… Bunları duydukça şok oluyordum. Demek ki Eyüp’ün son zamanlardaki soğukluğu bu yüzdenmiş.

Osman sonra, “Bak Elif açık konuşacağım, ben seni kendi halinde, mazbut, efendi, Anadolu’dan okumak için gelmiş, hatta ailesine yük olmamak için bir taraftan da çalışan hanım hanımcık bir kız diye tanıdım, bu arada da gönlünü bir delikanlıya kaptırmışsın, o kadar da olur diye düşünüp hep takdir ettim…” diye devam etti. Osman doğru gözlemlemişti beni, birkaç hafta öncesine kadar tam olarak bu anlattığı kızdım. Osman o kadar tatlı ve ikna ediciydi ki, adeta içimden geçen bütün sorulara sanki içimi okurcasına cevaplar veriyordu.

Osman, “Eyüp’e de içten içe kızıyordum, hadi diğerleri neyse de, bu kızla oynamasa bari diye…” devam etti. Baya gönlüm Osman’a doğru kayıyordu. Ama kalbimin atması gibi, bir taraftan da amım kavruluyordu. Garip bir azgınlık vardı içimde, Osman’ın üstüne atlamamak için zor tutuyorum kendimi. Osman, “Yalan söylemeyeceğim Elif, keşke Eyüp yerine benim kız arkadaşım olsaydın diye çok düşündüm, ama aklımdan cinsellikle ilgili hiçbir şey geçmedi, ama dün akşamdan beri aklımda hep sen varsın, seninle olmak istiyorum!” diye döktü içinde ne var ne yoksa.

Ben zaten artık konuşmayı bitirse de icraata geçse diye kendimi zor tutuyordum. Ta başta istekli görünmeyeyim, onun zorlamasıyla oluyormuş gibi yapayım diye aklımdan geçiriyordum, ama beynim çoktan kontrolü kaybetmişti. Osman bana bakıyordu ne diyeceğim diye. Anlattıklarından acayip etkilenmiştim. Ama dahası, fena halde azmıştım, kontrol edemiyordum kendimi. Hiçbir şey demeden dudaklarına yumuldum. Kıtlıktan çıkmış gibi somuruyordum dudaklarını. Amım yanıyordu, o yarağı biran önce içime almalıydım…

Öpüşmeyi çok uzatmadan hemen kasıklarına eğildim, kemerini fermuarını çözüp sikini elime aldım. Elimle bir iki sıvazlayıp ağzıma aldım hemen. Bir müddet sakso çekince yarağı sertleşti. Dayanamıyordum, amım zonkluyordu resmen, “Önce beni bir posta sik, sonra uzun uzun sevişir, keyfine vara vara akşama kadar sikersin!” deyip, hemen Boxerden kurtuldum ve kanepenin kenarına ellerimi koyarak ayakta domaldım. Ben pozisyonumu almış Osman’ı bekliyordum, kanepeden kalkıp gelene kadar asırlar geçti sanki.

Arkama geçti, eline tükürüp amıma sürdü, ama zaten amım ıslaktı. Sonra sikini amımım dudaklarında gezdirmeye başladı, bense bir an önce sikilmek istiyordum. “Hadi sok artık şunu!” dedim. Osman’ın acelesi yoktu sanki, “Ufff, şu göte bak, daracık, ben bu götü sikerim!” dedi. Ben çıkıştım, “Soksana be herif şu sikini amıma!” diye. Osman, “Amı sikeriz o kolay, ama bu götü bana siktireceksin, bu göt bugün bu siki alacak, sarıp sarmalayacak!” diyerek halen götümü istiyordu. Ben artık yalvardım, “Ne olur önce şu amımı bir doyur, götümü sonra sikersin!” diye. Osman, “Bak sözü aldım haa!” diyerek yarağını yavaşça amımın içine saldı. Bir müddet yavaş yavaş gidip geldikten sonra temposunu artırdı, ben de kalçamla daireler çizerek içimde sikinin amımın duvarlarına sürtüp her yerime değmesini sağlıyordum…

Bu seferki anlaşılmaz azgınlığımdan olacak ki, çok çabuk orgazm olmuştum. Ama Osman oralı değildi, sikmeye devam ediyordu. Pozisyon değiştirdik, beni kanepeye sırtüstü yatırıp bir müddet misyoner pozisyonunda sikti. Biraz yorulur gibi olunca tekrar pozisyon değiştirdik. Bu sefer o kanepeye yattı, ben üstüne çıktım ve ata biner gibi sikini içime aldım ve zıplamaya başladım. Bu pozisyonu da sevmiştim, çünkü ben bastırdıkça sikini daha fazla içime, daha derinlere kadar alabiliyordum. Bir müddet sonra Osman beni belimden tuttu ve kasıklarına yapıştırdı, siki bir damar gibi atmaya başlamıştı, içimde hissediyordum. Derken boşalmaya başladı ve tüm döllerini amıma doldurdu. Ben de pelte gibi üstüne yığıldım…

Bir süre öylece kaldık. Biraz dinlendikten sonra Osman’a baktım, ne yapıyoruz der gibi. Osman da, “Daha dur bakalım, yeni başlıyoruz, evin her yerinde sikeceğim seni, finali de o daracık göt deliğinle yapacağız!” dedi. Hiç götten sikilmemiştim. Erkeklerin bu göt sevdasını anlamıyordum, kendim zevk alacak mıydım onu da bilmiyordum.

Banyoya gidip amımı güzelce yıkadım, içimdeki dölleri temizledim. Osman’ın yanına geri geldiğimde pencerenin kenarındaydı. “Gel aşkım!” diyerek yanına çağırdı ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Ben de dudaklarından öperek karşılık verdim. Biraz öpüştükten sonra, “Şimdi seni evin her yerinde sikeceğim, ama bu adamı senin hazırlaman lazım!” diyerek, beni omuzlarımdan aşağı bastırdı. Mesajı almıştım, eğilip sikini elime aldım, biraz elimle sıvazlayıp sonra da ağzıma aldım. Az önce bana yaşattığı zevkin bedeli olarak ona güzel bir muamele ile teşekkür edecektim. Güzelce emmeye başladım. Daha tam ereksiyon olmadığı için taşaklarını da beraber ağzıma almaya çalışıyor, sikinin ucunu taa boğazıma kadar sokuyordum, sikini ağzımdan çıkarıp, taşaklarını emiyor, taşaklarının arkasında kalan yerlerin okşuyordum. Ve Osman’ımın bundan çok zevk aldığını görebiliyordum…

Siki kazık gibi olmuştu, ben yüzüne doğru bakınca beni tekrar yukarı kaldırdı, pencereden dışarı bakmamı istedi. Ben dışarıyı seyrederken arkamda yerini aldı ve sikini amıma yerleştirdi. Bu benim de hoşuma gitmişti. Biraz öyle siktikten sonra mutfağa geçtik, orada beni tezgaha dayayıp, yine arkamdan amımı sikmeye devam etti… Sonra Eyüp’ün odasına geçtik, onun yatağında beni domaltıp, “Ya Eyüp efendi, işte böyle, sevgilini orospum yapıp sana boynuzu taktırdım, gavatlık tacını giydirdim sana!” diyerek amıma hırsla pompalamaya başladı. Korkmalı mıydım bilmiyorum, ama zevkten uçuyordum, onu düşünemezdim şimdi…

Biraz sonra oradan da çıkıp kendi odasına geçtik. Daha sabah fantazi kurduğum yatakta, şimdi gerçekten Osman’ın altında inliyordum ve orgazm üstüne orgazm oluyordum. Hiç halim kalmamıştı, “Osman’ım ben bittim, hadi sen de boşal artık!” diye inledim. Osman hızlanmıştı. Boşalmaya yakın sikini amımdan çıkardı ve ağzıma verdi. Kısa bir süre ağzımdan siktikten sonra ağzıma boşaldı. Ben de son damlasına kadar yuttum döllerini…

Osman’la sevişmek çok hoşuma gitmişti. Farklı pozisyonlar denemeyi, benim gibi teşhirciliği seviyordu. Ayrıca iyi de dayanmıştı, uzun süre kendini kontrol edebiliyordu. Kararımı vermiştim, götümden siktirmek konusunda endişelerim vardı, ama bu götüm sikilecekse Osman’a siktirecektim…

Resmen Yarak Hastası Oldum – Bölüm 5

Aradan bir haftaya yakın zaman geçmesine rağmen Eyüp’ten evle ilgili bir haber alamamıştım. Ben Hamit abinin yaratabileceği zor durumdan kurtulmak için acele ediyordum, ama Eyüp’e durumumu da tam olarak anlatamadığımdan da ısrarcı olmak istemiyordum.

Bu arada yine amım karıncalanmaya başlamıştı. Sevişmem, amımı güzelce siktirmem lazımdı. Bu sefer önceliği Eyüp’e verecektim. Akşam onunla buluşup sevişecektim, hem ev işini de konuşurum diye düşündüm. Aradım, telefonunu açmadı, mesaj attım akşama buluşalım diye. Sonra da evi toparladım, kendi bakımımı yaptım. Akşama her şey hazır olmalıydı. İşlerimi halledip giyinmeye koyuldum. İnce bir sutyen taktım, çünkü Eyüp öyle seviyor, elini attığında göğüslerimi hissetmek istiyormuş. Ona uygun bir tanga külot giydim. Dizim hizasında bir etek ve gömlekle tamam olmuştum, üzerime parkamı alıp evden çıktım, işe gittim. Bir ara Eyüp aradı, derste oluğu için telefonuna bakamamış, “İş çıkışına gelirim.” dedi.

İşyerinde akşamı zor ettim. Arkadaşlarım takılıyordu, “Kız ne yangın çıktın sen! Eskiden sessiz sakin bir şeydin, birden yaşama sevinci geldi, meğer senin ilacın belliymiş!” diye. Tabi onlar benim sadece Eyüp’le seks yaptığımı düşünerek böyle diyorlardı. Birkaç hafta önce bana böyle birşey söyleseler bir daha yüzümü kaldırıp onlara bakamazdım, ama şu an onlarla beraber gülüp, esprilerine katılıyordum. Benim seksle böylesine içli dışlı olmam genel olarak yaşantımı da etkilemiş, okulda ve işyerinde de daha neşeli ve canlı birisi olmuştum, kıpır kıpırdım. Sadece kızlara karşı değil tabi erkeklere karşı da tavırlarım daha rahat ve samimiydi.

Akşam Eyüp göründü. Kızlara her ne kadar susun desem de, esprileri Eyüp’e kadar duyurdular. Hatta kızlardan biri, “Enişte, şu kızı ihmal etme, bak senle birlikte olduğu zaman yüzü gülüyor!” dedi, o daha lafını bitirmeden diğer kızarkadaşım, “Birlikte olmak derken?” deyince, kahkahayı basarak kaçtılar. Neyse, biz çıktık. Eyüp, “Ne oluyor?” diye sordu. Ben de anlattım, “Son zamanlarda daha neşeli ve canlıymışım, onlardan bunun altında yatan nedenin sevişmek olduğunu söylüyorlar!” dedim. Eyüp, “Öyle mi peki?” diye sordu. “Bilmem, akşam bir deneyelim, sabaha daha neşeli olursam ondandır!” diye cevap verdim, gülüştük.

Yemeği dışarda yiyelim, evde yemekle uğraşmayalım diye kararlaştırdık ve bir Fast Food restoranında birşeyler yedik. Eyüp sanki biraz durgun gibiydi. Ben onu güldürmeye çalışıyordum. Acaba evle ilgili konuda arkadaşları olumsuz cevap verdiler de bana birşey diyemiyormuydu? O yüzden olabileceğini düşünüp ev konusu hiç açmadım. Benim eve gitmek için yola çıktığımızda aklıma kötü kötü şeyler gelmeye başladı. Ya Hamit abi beni kolluyorsa, orda sarkmaya, laf atmaya kalkarsa, ya da eve gelecek olursa ne yaparım diye. “Aşkım, bizde rahat ederiz ama, sana anlattığım gibi millet bizi görürse sıkıntı çıkarırlar, Hamit abi de sanki bana o serserilere ben yüz veriyormuşum gibi tavırlı davranıyor bu aralar. Bize gitmesek mi?” dedim.

“Ne yapacağız ya peki?” dedi. “Size geçelim!” dedim. Eyüp, “Evde çocuklar var, bilseydim gündüzden bir ayarlama yapardım…” dedi. Ben de, “Olsunlar, biz senin odanda olmayacak mıyız? Sanki bizde olsak da ne yaptığımızı bilmiyorlar mı?” diye cevap verdim. “Aynı şey değil!” dedi. Haklıydı, ama ben evime gidip Hamit abi riskini alamazdım. Biraz daha kritik yaptıktan sonra onlara gitmeye ikna oldu Eyüp.

Ev arkadaşları Osman ve Burak iyi çocuklardı, arada evlerine gittiğimde güzel ve keyifli muhabbetler ediyor, kağıt oyunları falan oynarlarken onlara katılıyordum. Hatta beceremesem de PS oynamışlığım bile var. Cinsellikle ilgili haklarında birşey bilmiyorum, benim olduğum ortamda bu tarz muhabbetler hiç olmadı. Ama şimdi beni heyecan bastı. Otobüste ve sinemada sikilmemden çok da zevk aldım, ama onlar beni tanımıyordu, bir daha da karşılaşma olasılığımız yok denecek kadar azdı. Ama bu gece Osman ve Burak yan odada iken ben Eyüp’le sikişecektim ve sabah kalktığımızda bana bakarlarken belki de (hatta belki değil, mutlaka) benim gece sikiştiğim akıllarında olacak, belki de o halde hayal edeceklerdi yüzüme bakarken.

Bu inanılmaz derecede utanç verici bir durum olurdu benim için. Bir an yanlış mı yaptım oraya gitmekte ısrar ederek diye düşündüm. Ama bir o kadar da tahrik edici bir durumdu ki bu, orospuluğum yine baskın gelmişti. Şimdiden ıslanmaya başlamıştım. Bu arada Eyüp, “Evdekilere haber vereyim, bari ortalığı toparlasınlar!” dedi. Ben de, “Boş ver milleti uğraştırma, biz aşk yuvamıza geçeriz direkt, milleti rahatsız etme!” dedim. O yine de mesaj yazdı geliyoruz diye.

Neyse eve vardık, çocuklar salonda TV başındaydılar. Selamlaştık, biraz oturduk, ama ben birazdan sikileceğim ve sırf bunun için burada olduğum fikriyle heyecanlıydım. Biraz tedirgindim, sanırım herkes o anki oturmanın nezaket icabı olduğunun farkındaydı. Onlarda da bir an önce millet işine baksın havası vardı. Herkes herşeyin farkında, ama kimse birşeyden haberi yokmuş gibi rol yapıyordu. Eyüp de birşey demiyordu. Ben de ilk kalkmak istemiyordum kudurmuşluğumu resmen belli etmemek için…

Neyse ki Osman durumu kurtardı, “Ben odama geçiyorum, biraz yorgunum, kusuruma bakma Elif, başka zaman telafi ederiz…” diyerek ayaklandı. Ben de, “Önemli değil, keyfine bak sen!” diye karşılık verdim. Biz de o hareketlenmede kalktık ve Eyüp’ün odasına geçtik. Ben parkamı çıkarıp yatağa uzandım, Eyüp üstünü çıkarıyordu. Pantolonu ve tişörtünü çıkarınca Boxerla kalmıştı. Biraz tedirgin gibiydi. “Aşkım gel!” deyip yanıma çağırdım. Yanıma uzandı, bu sefer ben ayağa kalktım. Ne oluyor der gibi baktı. Ben de, “Aşkım, biliyorum rahat değilsin, ama benden yana sıkıntın olmasın, sen bizde olsak nasıl olmasını istersen ben sana aynısını yaşatacağım!” diyerek rahatlatmaya çalıştım. Telefonundan bir müzik açmasını istedim, striptiz yapacaktım.

Müzik eşliğinde ben de soyunmaya başladım, yavaşça gömleğimin düğmelerini çözdüm, sonra eteğimin düğmesini çözüp fermuarını indirdim. Eyüp bir taraftan beni izliyor, bir taraftan Boxerinin üstünden sikini sıvazlıyordu. Eteğimi kalçalarımı kıvırarak aşağı düşürdüm, gömleğimi de havada sallayıp, çığlık atarak Eyüp’ün üstüne attım. Eyüp, “Ne yapıyorsun?” dedi, millet duyacak diye korkuyordu. Ama farkında olmadan şeytanı içime kaçırmıştı. Ben de yatağa Eyüp’ün üstüne uzanıp yanaklarını sıktım ve “Duysunlar aşkıııım!” diyerek dudaklarına yumuldum. Eyüp de karşılık verdi ve deli gibi öpüşmeye başladık. Dudaklarımı emiyordu. Vücutlarımız sarılıp birleştiği gibi dillerimiz de içerde yek vücut olmuştu.

Ne kadar zaman öpüştük bilmiyorum, bir müddet sonra ben Eyüp’ün boynundan aşağı öperek, göğüs uçlarını ısırarak Boxerine ulaştım. Önce Boxerin üstünden sikini biraz okşadım, sonra Boxeri aşağı doğru çektim ve sikini emmeye başladım. Az sonra Eyüp inlemeye başladı, zevkini almıştı, yatakta doğruldu ve “Harikasın aşkım!” diyerek saçlarımı okşamaya başladı. Ben öyle sanmışım, çünkü peşinden saçımdan tutup kasıklarına doğru bastırmaya başladı, sokabildiği kadarını sokmaya çalışıyordu ağzıma. Ben arada bir kafamı geri itiyordum, nefeslenmek için. Ama Eyüp, “Hadi aşkım, alırsın hepsini!” deyip tekrar bastırıyordu.

Yaklaşık 10 dakikalık saksonun sonuna doğru taşaklarını okşamaya ve onları da emmeye başladım ve Eyüp, “Ohhhh!” çekerek ağzıma boşaldı. Yutabildiğimi yuttum, kağıt mendille yüzüme taşanları temizledim. Eyüp, “Su getireyim…” diye odadan çıktı, ben de yatağa uzandım. Dışardan sesler geliyordu, sanırım Eyüp biryle konuşuyordu. Acaba millet bizi mi dinliyordu? Yoksa Eyüp yaptıklarımızı mı anlatıyordu?

Eyüp az sonra tekrar içeri geldi, elinde suyla. Ben hiç sormadım kimle konuştuğunu vs. Suyla ağzımda kalan dölleri de yuttum. Sıra Eyüp’teydi, o da durumun farkında olarak üzerime uzandı ve boynumdan ve öpmeye başladı. Buna oldum olası dayanamam zaten. Zaman zaman kulak memelerimi emip küçük ısırıklar atıyordu, ben inlemeye başlamıştım. O da yavaşça memelerime doğru indi, benim de yardımımla sutyenden kurtulduk ve memelerimi yoğurmaya emmeye öpmeye başladı. Harika gidiyordu. Sonra elini külotumun içine sokarak amımla oynamaya başladı. Ben öyle zevklenmiştim ki, çıldırmak üzereydim…

Sikini tutup, “Sok artık şunu, doldur içimi, sik beni aşkım noolur!” diye yalvarmaya başladım. “Tamam aşkım, sabırlı ol!” diyerek külotumu çıkarıp attı ve sikini amıma hizaladı. Sikini amımın dudaklarına sürtüyor, ama içime sokmuyor, beni iyice çıldırtıyordu. Bacaklarımı beline dolayarak kendime doğru çektim ve sikini içime aldım. “Oohhh!” diye inlemeyle böğürme arası bir ses çıktı ağzımdan. Siki içime tamamen girince Eyüp de gidip gelmeye başladı…

Bir müddet böyle siktikten sonra, beni domaltıp arkamdan amıma yerleştirdi ve pompalamaya başladı. En sevdiğim pozisyondu bu. Ben inlemelerimi artırarak, “Hadi sik beni erkeğim, daha derine, hepsini kökle!” diye seslenmeye başladım, zevkten kendimden geçmiştim. Eyüp sürekli, “Sus kız, millet duyacak!” diyordu. Ben de, “Duyarlarsa duysunlar, kökle içime, sik orospunu!” diye karşılık veriyordum. Baktı ki ben kendimde değilim, Eyüp de bana uydu ve götümü tokatlamaya başladı. “Al sana orospu, bunu mu istiyorsun?” diyerek sikini amımdan çıkarıp, kalçama şaplak atıyor, peşinden sikini sertçe amıma geçiriyordu.

Bu şekilde sikilmek zaten harikayken, bir de yan taraftan diğerlerinin bizi dinleyip seslerimizden ne halde olduğumuzu kafalarında canlandırdıklarını ve mastürbasyon yaptıklarını düşünmek seksten aldığım zevki katlıyordu. Kaç kez orgazm oldum bilmiyorum, ama dermanım kalmamıştı, “Yeteeer, bayıldım!” dedim. Ama Eyüp, “Ne oldu kız, ne biçim orospusun sen, bu kadar çabuk yorulur mu hiç orospu?” diye pompalamaya devam etti. “Bari pozisyon değiştirelim!” dedim. Ayaklarımdan aşağı çekerek yatağa yatırdı, aynı domalır pozisyon, sadece ayaklarım yerdeydi, yatağın kenarına domalmıştım. Ama belden yukarım yatakta olduğu içim ayaklarıma yük binmiyordu. Beni yormayan bir pozisyondu.

Eyüp arkama geçip pompalamaya devam etti. Tekrar gelmek üzereydim, yüzümü yastığa gömüp inlemeye başladım. Nihayet Eyüp de içime boşalarak üstüme yığıldı. Biraz sonra yatağa güzelce yerleşip sarılıp uzandık. Ona, “Aşkım bitirdin beni, harikaydın!” deyip yanağına bir öpücük kondurdum. Eyüp ise, “Doydun mu, devam edelim mi?” diye sordu. “Aşkım ben bittim, ama sen istersen senin için herşeyi yaparım!” dedim. Eyüp, “Ben de yoruldum, şimdilik yetsin!” dedi. Normalde duş almak isterdim, ama şimdi evdekiler ayaktadır diye vazgeçtim. Öyle sarılarak uyuduk.

Sabaha doğru çişim geldiği için uyandım. Üstümüzde birşey yok, ben yüzükoyun yatmışım, bir kolum Eyüp’ün göğsünde, bir bacağımda Eyüp’ün bacaklarının arasında, bacaklarım aralık, şekilde. Tuvalete gitmeliydim. Eyüp’ün tişörtünü üstüme geçirdim, altıma giyecek birşey bulamadım, bu saatte zaten kim olacak diye kapıya yöneldim. Kapı aralıktı, yani kapalıydı ama dili tutmuyordu. Kendiliğinden mi oldu, yoksa biz uyurken diğerleri açıp baktı mı, yoksa ta sevişmemizin başlından beri aralıktı da izlediler mi bizi, bilmiyordum. Bunları düşünürken, çişim acele etmem gerektiğini hatırlattı.

Sessizce salona baktım, hiç ses yoktu, hızlıca tuvalete gittim. Klozete oturdum, işerken düşünmeye başladım. Sabah ne olacaktı, gece yarağın zevkiyle bağırıp çağırmıştım, sabah yüzleşme gerçekleşecekti. Hem benim evde kalma işi ne olacaktı, evde kalırsam arkadaşlarıyla hep yüz yüze bakacaktım, sürekli kaçamazdım herhalde.

08:00’de dersleri başlıyordu, bunlar evden 07:00 gibi çıkacak olsalar bir saate falan kalkarlar diye bir hesap yaptım. Akşamın yerine puan toplamak için kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Onlar kahvaltı yapıp giderler, ben de onlar çıkana kadar odadan çıkmazsam en azından bugünü kurtarırdım. Eyüp’e de evden geç çıkmak için bahane bulmam lazımdı.

Saat 06:00’ya geliyordu. İçeri gidip eteğimi giydim, kahvaltı hazırlarken kalkan olabilirdi. Mutfağa geçtim, evde olanlardan birşeyler hazırladım. Çayı koyup, ekmek aldım geldim. Sonra da Eyüp’ü uyandırdım, “Aşkım kalk, kahvaltı hazırladım, arkadaşlarını da kaldır, yapın kahvaltınızı!” diyerek. Biraz nazlanarak uyandı, kahvaltıyı görüp tekrar odaya geldi, “Aşkım harikasın, seni çok seviyorum!” dedi ve öptü. Ben üstümü çıkarıp yatmıştım tekrar. Bana, “Sen kahvaltı yapmıyor musun?” dedi. Ben de, “Siz çıkın, ben duş alıp sonra çıkarım, o ara biraz daha uyuyayım!” dedim.

Eyüp arkadaşlarını kaldırdı. Kahvaltıyı gören, “Ooooo!” çekiyordu. Aslında kahvaltıda gece ile ilgili ne diyorlardı merak ediyordum, ama yakalanırım diye de odadan çıkamıyordum. Boş verip yatağa uzandım.

Kahvaltılarını yapıp evden ayrıldılar…

Ben ve Sevgilim Beyza Bölüm 19

Tekrar digerlerine baktık beyza mervenin yanina yaklasti kulagina bir şeyler söyledi merve hemen külodunu çıkardı beyzanın ki kadar pembe olmasa da kısmen dolgun amcıgı ortaya çıkmıştı;

Merve-ben hazırımmm

Mervenin bu azgın hali beni de çok azdirmisti buraya resmen mustafanın yarragını yemek için gelmişti ve bunu gerçekleştirmek üzereydi.

Beyza mustafanın onun oldugunu göstermek için yerinden kalktı mustafayı elinden tutup koltuga oturttu ben olanları yerden izliyordum beyzanın kıskanç ama bir o kadarda azgın tavrı beni normalden daha çok azdırmisti.

Mustafanın bacaklarının arasına çöktü zaten kalkık olan siki önce eliyle oynamaya başladı daha sonra ağzı sulanırcasına yalamaya başladı merve bu olanları hayretle izliyordu sevgilisi burada dururken o başka bir erkege aşkla sakso çekiyordu.
Beyza bir süre daha yalamaya başladı daha sonra yerinden kalktı mustafanın kucağına yerleşti ateşli şekilde öpüşmeye başladılar beyza eliyle mustafanın sikini kavradı amının dudaklarının arasına yerlestirdi ve sert bir şekilde oturdu onu bu kadar azgın göreceğimi hiç düşünmemiştim gercekten cok mu azgindi yoksa merveye hava mi atmak istiyordu anlaması zordu. Beyza mustafanın kucağında şehvetle zıplarken biz de onları izliyorduk beyzanın inlemeleri çoktan sikimi kaldırmıştı ama merve var diye okşayamiyordum bir süre sonra merve yanlarına oturdu bacaklarinı ayırıp amını okşamaya başladı amcıgı o kadar güzel duruyordu ki yalamamak için kendimi zor tutuyordum tam o sırada beyza mustafanın sikinden kalktı merveye doğru eğildi artık senindir dedi.

Merve heyecanlı bir şekilde yerinden kalktı mustafanın kucağına oturmak için hareketlenmisti ki mustafa önce sikini yalamasini söyledi o sik az önce beyzanın içindeydi onun am sularıyla kaplıydı merve söyleneni yaptı diz çöktü beyzanın sularıyla ıslanmis siki tek hamlede ağzına aldı normalde bu kadar dominat bir kızı böyle uysal görmeyi beklemiyordum beni bile şaşırttı.
Merve adeta bir porno yıldızı gibi mustafanın sikinin her yerini yaladı artık sikilmeye hazır oldugunu belli ederek mustafanın kucağına çıktı mustafa önce eliyle mervenin amciginj okşadı sonra sikini am dudaklarının arasında sürtmeye başladı merve şimdiden kıvranıyordu acaba birazdan o sik içine girdiginde nasıl hissedecekti.

Mustafa artık merveyi deli etmeyı bırakıp sikini yavaşca amina soktu daha başının girmesiyle merve çığlık attı olanları izlemek bana keyif veriyordu merve yavaş yavaş kasılarak mustafanın sikine oturmuya başladı neredeyse tamamını alamasada artık yavaş hareketlerle mustafa icine gidip gelmeye devam ediyordu. O ana kadar farketmemistim ama mustafa mervenin amina soktukca mervenin götü dalgalanıyordu bu görüntüyü hayatimin sonuna kadar izleyebilirdim. Mustafa merveyi sikmeye devam ederken benim azgın sevgilim yanima geldi;

-görüyorum ki sikin bayağı sert

-evet aşkım çok azdım

-neye bu kadar azdın mustafanın beni sikmesine mi yoksa merveyi sikmesine mi

-aslında ikinizi de sikmesine

-işte benim sevgilim etrafinda ki kızlar büyük bir sikin üzerinde zıplarken o sikini okşuyor

-böyle söyleyince utandım ama

-utanma biz sikilirken çok zevk alıyoruz sen de izlerken almalısın sen zevk al diye o kadar şov yapıyorum

-çok zevk alıyorum aşkım merak etme

-şimdi sikilmeye ihtiyacim var beni sikmek mi istersin yoksa merveyi sikilirken izlemeye devam mi edeceksin

-seni sikmek istiyorum aşkım

Her ne kadar merveyi ve büyük götünün sallana sallana sikildigini izlemek istesem de beyzanın sikime ihtiyacı vardı.

Yere uzandı benim için bacaklarını açtı ıslak sekilde beni bekleyen amciga sikimi tek hamlede soktum. Hızlı bir şekilde sikmeye devam ederken biraz yavasladim o sırada beyza;

-bir sorun mu var aşkım

-çok genişlemişsin

-senden önce mustafa sikti ya aşkım ondandır

-deliğin bu şekilde daha azdırıcı duruyor

-artık mervenin de geniş

-sanırım öyle aşkım

Sikiş arasında beyzayla olan konusmam sikimi daha çok azdirmisti her firsatta amının nasil sikildiginden bahsetmeyi seviyordu ben de onu dinlemeyi çok seviyordum. Ben beyzayı altımda sikerken bir an kafamı kaldırdım ve mustafanın merveyi doggy pozisyonunda siktigini gördüm mervenin yüz ifadesi ne kadar zevk aldığını anlatıyordu onu böyle sikilirken izlemek içimde boşalma hissi uyandırdı beyzaya dönüp;

-aşkım boşalacagim

-içime boşal

Beyzanın kelimeleri daha bitmeden kasıla kasıla beyzanın amını doldurmuştum içimde oluşan rahatlamayız size anlatamam. Çok geçmeden mustafa boşalacagim dedi merve korunmuyorum içime olmaz dedi mustafa mervenin içinden cıktı ona diz çökmesi gerektigini söyledi merve mustafanin sikinin altinda bekliyordu kısa bir süre sonra mustafa tüm döllerini mervenin yüzüne boşaldı.

Merve yüzü döllü bir şekilde bize baktı beyzaya temizlememe yardım eder misin diye sordu beyza düşünmeden mervenin yanina diz çöküp dudaklarindan öpmeye başladı mustafayla ikimiz birbirimize bakıp şaşırmış şekilde duruyorduk çünkü mervenin kastettiği şey bu değildi ama beyza böyle temizlemeyi seçti.

Dördümüz de yorulmustuk ben beyzayla bir koltuğa mustafayla merve bir koltuga oturdu hepimiz hala çıplaktık dinlenmek için güzel bir andı.

Beyza-ee eglendiniz mi bakalım

Mustafa-ben çok eğlendim

Beyza-eglenirsin tabi ikimizi de siktin

Merve-hala bacaklarım titriyor

Beyza-en iyi arkadaşlar bunun icin var ikimiz de ayni sik tarafından sikildik

Merve-berkle mustafa da en iyi arkadaş

Beyza-evet berkte en iyi arkadasının bizi sikmesine izin verdi

Ben-hadi ama beni utandırmayın

Beyza-utanma aşkım arkadaşının amımızı doyurması bizi mutlu ediyor

Merve-kesinlikle katılıyorum

Mustafa-artık beni de utandırdınız

Beyza-amımızı genişletirken hiç utanmışa benzemiyordun

Merve-ben hala azgınım

Beyza-merak etme mustafa seni sabaha kadar siker

Merve-ama yurda döneceğim

Beyza-burada kal bir şey olmaz mustafayla yatarsınız mustafa isterse tabi

Mustafa-olur tabi ki benim icin sıkıntı yok

Kızlar kalktı temizlenmek için banyoya girdiler ben de boxerimi ve tişörtümü giydim ayni şekilde mustafa da giyindi.

-merveyi beğendin mi kanka

-beğendim beğenmez olur muyum

-iyi bari bu gece bol bol sikersin

-nasıl iyi sikişiryor mu

-sikişiryor tabi ki ama

-ne ama

-beyzanın amı daha güzel sikimi kavraması daha çok hoşuma gidiyor

-sen siktikten sonra içine girdim genişlemişti

-kanka ben sikerken daracıktı amı

Mustafayla konuşurken sikim sertlesmisti beyza hakkında konuşmak beni azdırıyordu sikimin kalktığını mustafa da farketmis olacak ki;

-Söylediğim şeyler hoşuna mi gidiyor

-biraz öyle oldu

-utanmana gerek yok artık rahat şekilde konuşabiliriz

-denerim kanka

Biz sohbet ederken beyzayla merve banyodan çıktı havluya sarılmış şekilde odaya geldiler beyza merveye dönerek size iyi eğlenceler biz odamiza gidiyoruz dedi mustafa yerinden kalkarak merveyi odasina götürdü biz de beyzayla odamıza geldik.

İyi okumalar

Okulumuz 6. Bölüm

Telefonun sesine uyandım, Yuşa okula geç kalmayayım diye arıyordu. Telefonu açınca “lan kalk geç kalacaksın yine amk” dedi, tamam kalktım görüşürüz diyip kapattım. Berki arayıp üst geçidin orda bekleyin beni hamzayla dedim. Üstümü giyinip çıktım.

Derse 2dk kala yetişmiştim, Aleyna öğretmen masasında oturmuş Arzu da ogretmen sandalyesinde sohbet ediyorlardı. Sınıfa girince Aleyna “günaydın beyfendi” dedi, “günaydın güzel bayan” diyip yerime geçtim. Arzu aleynaya bakıp kaş göz yaptı, sanırım ciddi misin gibi bir şey kast ediyordu. Yerime Salih’in yanına geçtim. “Günaydın” dedim. kumar oynuyordu, kafasını telefondan kaldırıp “günaydın” dedi.

  • Ben: bugün Aleyna’yla kütüphaneye ordan da Pierre lotie’ye gideceğim. Belki sizi de (arzu ve Salih) davet eder, sen buna engel olmak için Arzuyu ayrı bir randevuya cikartsan olur mu? Biz Aleyna’yla baş başa kalsak
  • Salih: ya Arzu’nun muhabbeti pek sarmiyro ama götüne yükseliyorum, yani belli sikme ihtimalim olur. Boşver sevmesem bile bulusurdum zaten siz baş başa kalın, olanları anlatirsin.

Diyip tekrar slot’a döndü. Hoca sınıfa girdiğinde, Arzu’ya “ben senin yerinde otursam olur mu” diye sordum, tamam diyip kalktı. Salih Arzu’nun ben ise Aleyna’nın yanındaydım. Ders edebiyatı normalde kitap okurdum ama şuan kitaptan daha güzel vakit geçirebileceğim bir şey vardı. Yalandan yaptığım belli olacak seklde esnedim ellerimi havaya kaldırıp geri indirirken sağ kolumu Aleyna’nın beline attım. Gerçekten esnemedeğim bile belli olacak şekilde esnemiştim. Elimle belini hafif kavradım, Aleyna “ne yapıyorsun” dedi, hoşuna gittiği yüzünden anlaşılıyordu. Zaten en başında neden arzuyla yer değiştirmek istediğimi biliyordu.

  • Ben: hiiç böyle daha rahat, istersen geri çekeyim elimi.
  • Aleyna: yok gerek yok, böyle iyi

Dedikten sonra Aleyna’yı belinden kavrayıp sandalyesiyle birlikte kendime doğru çektim.

  • Ben: heh böyle daha iyi
  • Aleyna: (elini bacağıma koyup) evet evet böyle daha iyi

Dersi hiç dinlemedim, sadece elimle belini hissetmeye çalışıyor; bacaklarına elimi atıyor, elimi kalçasına doğru indirip yukari hareket ettiriyordum. O daha çok bana sokulmaya çalışıyordu. Eliyle bacağına attığım elimi tutmuş der bitene kadar öyle devam etmiştik. Oldu bu iş diye geçirdim içimden. Tenefus zili çalınca sigara içmeye çıkmak için müsade istedim. Çantamdan bir dal sigara alıp Yuşa’nın sınıfına gittim, yanıma geldi koridorda tuvalete doğru yürürken

  • Ben: eee olm siktin mi şu kızı?
  • Yuşa: yarın annem desemlere gider, sikersem haber veririm. Senin şu iş ne oldu.
  • Ben: hangi iş

Tuvalete girdik, her zamanki gibi 2 tane bize göz yapacak çocuk diktik koridora.

  • Yuşa: hani varya, şu koca götlü balık etli kız, sinizin sınıftaki.
  • az önce derste baya okşadım belini, bacağını falan, bir sonraki ders boş müdür yardımcısı okula gelmemiş, bir şey olursa tenefüste gelir anlatirim. Onun dışında bir de kütüphaneye gideceğiz, ordan da Pierre lotie’ye; pek güzel biryer değil ama Beşiktaş’a restoranta götürecek param da yok yani.
  • Yuşa: iyi iyi, sikersin sana inanıyorum. Durum raporunu da bekliyorum.

Islık sesi geldi, göze koyduğumuz çocuklar hoca geliyor diye haber veriyordu. Sigaraları fırlatıp çıktık. Sınıflara dağıldık. Aleyna kendi masasaina oturmuş Salih ve Arzu’yla konuşuyordu. Oturduğu masanın sandalyesine geçtim bacak arasında onun altındayım. İki bacağına da elimi atıp balkk etli geniş baldirlarini okşamaya başladım. Biraz okşayıp arkamı döndüm

  • Ben: ders boş ne yapacağız.
  • Salih: bilmem ben sweet bonanzada L
    Para katlayacağım.
  • Arzu: bende Salih’in yanında durcam, siz istediginizi yapın.
  • Ben: tamam ben kantine iniyorum geliyor musun Aleyna?
  • Aleyna: geliyorum.

Çantamdan iki dal alıp kalktım. Aleyna benimle beraber kantine doğru yürümeye başladı, yemeği aldik bitirdik pek konuşmadık. Sınıfa doğru çıkarken “gel bir sigara içelim, yemekten sonra güzel olur” diyip erkekler tuvaletine girdim. “Ya olmaz” falan demeye başladı. “Kızım ne olcak zaten herkes ders işliyor, istiyorsan kapıyı da kitleyeyim biri girmez peşimizden” Aleyna “tamam o zaman olur” dedi ve tuvalete girdi.

Kapıyı kitledim, Aleyna’yı belinden tutup el yıkamak için olan yere, mermerin uzerine oturttum. “Prensesim rahat ediyor mu böyle” dedim ve sigaramı yaktım, “evet seninle çok rahat ediyor prenses” dedi. Diğer dalı ağzına verdim ve yaktım. Sigaralar bitince bacaklarının arasına geçip tezgahtan kendime doğru yanaştırdım, vücutlarimiz birbirine değiyordu. “Prensesim böyle yapsam rahatsız ölur mu?” Diyip dudaklarından öptüm, “prensesin seni istiyor” dedi. Elimi tezgaha yayılmış götüne attım sıkmaya başladım, birbirimize yaklaşıp öpüşmeye başladık. Bir elimi boynuna attım diğeriyle hala götünü okşuyor, sıkıyordum. Beni ittirip tezgahtan indi, duvara sırtımı dayattı ve tekrar öpüşmeye başladı, dillerimiz dans ediyordu. Kalcalarindaki ellimi amina doğru hareket ettirdim “Bu küçük bey çok azmış galiba” dedi, “seni istiyor, seni hayal ediyor” dedim. “Ağzımda rahat edecek mi acaba” diyip diz çöktü. Pantolonu indirip, “pekte küçük değilmiş” dedi. Sikimi tutup kendi yüzüne vurmaya başladı. Önce basının etrafinda dilini gezdirip sonra sadece başını ağzına aldı. Ağzından çıkarıp sikimin en altından ucuna kadar diliyle yaladı bu sefer yavaşça sikimi yarısına kadar ağzına aldı. Hızlıca sakso çekmeye başladı. “Emir salihlerden beri bu siki hayal ettim” dedi “içimde, amımı genişletirken, ağzıma girip beni boğarken hayal ettim. İçime boşaldığını, ağzımı dölle doldurduğunu hayal düşünüp salatalık soktum kendime, sik ağzımı sık emir”. “Sen ne kadar da orospuymuşsun böyle” diyip saçını elime dolayıp kökledim. Ağzindan çıkartınca “evet orospuyum, bu yarrağın müptelasyım”, “boşalıyorum” dedim. Aleyna “ağzıma boşal, doldur ağzımı döllerinle” dedi. Tekrar kokleyip boşalmaya başladım 30 saniye öylece bekledim. Çıkarttığımda, “benj ne hale getirdin orospum”, “peki sen beni ne hale getirdin ağzım uyuştu sanki” pantolonunu indirecekken “yok okulda da kendimi sana siktirmem” dedi. “Az önce ağzının sahibi oldum okulda nasıl siktirmem ya”, “yok olmaz, hadi çıkalım”. Temizlenip çıktık, sınıfa girince bir sigara alıp bir daha içtim. Tenefüste Yuşa’ya olanları anlattım “aslan dostum okul tuvaletinde sakso demek hee, seversin” dedi. Ve son derse kadar sadece Aleyna’nın bacaklarını oksamakla, kalcalarinda elimi gezdirmekle yetindim. Zil çaldı Berklere eve doğru geçtik.

Hikayede istediğiniz şeyler varsa yorumlarda belirtin. Herkese BOL SEXLİ GÜNLER.

Resmen Yarak Hastası Oldum – Bölüm 4

Hamit abiyle iki kere sikişmiştim ve buna ben önayak olmuştum. Muhtemelen hakkımda hiç de iyi şeyler düşünmüyor, beni işini görecek bir orospu gibi kullanıyordu. En azından iki seferde de siktikten sonraki tavırları bunu gösteriyordu. Aslında bu hoşuma gidiyordu, ama sade seks esnasında. Sevişirken istediği gibi aşağılamalı, bana acı vermeliydi, bu beni azdırıyordu, ama normal zamanlarda bana değer vermeli, sevecen olmalıydı. Ben bunu hayal etmiştim, ama o hiç öyle değildi. Uygun bir zamanda onunla konuşacaktım, bu işin aramızda kalmasını ve benimle ilgilenmesini isteyecektim…

Sabah kahvaltılık almak için bakkala gittiğimde, o da bakkaldaydı. İşte fırsat diye düşündüm, hem ona kahvaltı hazırlar, biraz yumuşatır, hem de istediklerimi konuşurdum. Bakkaldan çıkarken, “Hamit abi, dolabın kapağı monte edilecek, işin yoksa ben çıkmadan bir bakabilir misin?” diyerek eve davet ettim. “Tamam, gelmeye çalışırım.” dedi. Ben kahvaltıyı hazırladım beklemeye başladım. Çok geçmeden kapıya vurdu. Gittim açtım. İçeri girince ise, “Her zaman çağırıp durma, benim başımı belaya sokacaksın!” diye çıkıştı. Ona, “Seninle konuşmam lazım…” dedim. Ben bunu der demez, “Lan orospu, önüne gelenle sikişip sikişip, benim başıma mı kalacaksın? Saf mı buldun beni? Demek ki o yüzden yalvarıyordun bana kendini siktirmek için. Belanı sikerim senin!” deyip kapıyı çarparak çıktı gitti.

Donup kalmıştım. Beni hamile zannedip telaşa kapılmış ve sayıp sövüp gitmişti. Onun bu hareketi, ne mal olduğunu ve ona güvenemeyeceğimi göstermişti bana. Kahvaltı masasında uzun uzun düşündüm. Bu adam kendini kurtarmak için bir sürü şey yapabilirdi. Millete benimle ilgili dedikodu yayabilir, karısına olası bir duruma karşı (Ben söylemiştim böyle olduğunu!) demek için olayları kendi istediği gibi anlatayım derken her şeyi berbat edebilirdi. Hem onu susturmak için, hem de eğer birisi öğrenirse diye, daha kimse birşey bilmiyorken bu muhitten uzaklaşmaya karar verdim.

Ev sahibimi arayıp, işyerimden başka şubeye görevlendirildiğimi mazeret göstererek evi boşaltacağımı söyledim. Şimdi sıra ev bulmaktaydı. Ama geçenlerde yaptığım araştırmalara göre ev bulmak öyle kolay olmayacaktı. Yine de biran önce çıkmak istiyordum bu evden. Otel olmazdı, geçici olarak bir pansiyonda mı kalsam diye düşünüp, internetten bulduğum pansiyonları aramaya başladım. Aradıklarım ise ya doluydu, yada fiyatları çok yüksekti. Ama illaki uygun bir pansiyon bulacaktım.

Bu arada erkek arkadaşım Eyüp aradı, “Napıyorsun?” diye. Onu da uzun zamandır ihmal etmiştim, ayrıca aldatmıştım da. Gönlünü almam lazımdı. Biraz muhabbet ettik, ertesi günü buluşmak üzere anlaştık. Eyüp üç arkadaşıyla beraber bir evde kalıyor, hepsiyle tanışıyorum ve muhabbetimiz var. Ogün işe gittim ve o gün öyle geçti. Eve gelince ertesi gün için hazırlanmaya başladım. Amım temizdi, ama yine tıraş ettim, banyoya girip güzelce yıkandım. Yarın Eyüp’ü memnun etmem ve kendimce vicdanımı rahatlatmam lazımdı. Tek parça bir elbise giyecektim, dizimin üstünde bitiyordu. İçime tanga külot ve ince bir sutyen hazırladım. Üstüme parkamı alacaktım zaten. O gece çıplak yattım, iç çamaşırım kokmasın diye.

Sabah kalkınca da güzelce saçlarımı yapıp, parfümümü sıkarak giyindim ve evden çıktım. Bir AVM’de buluşacaktık, ben vardığımda Eyüp gelmişti bile. Vardım sarıldım ve öpücük kondurdum. Bir yerde kahvaltı yaptık, biraz muhabbet ettik. Ben çok neşeli idim, onu mutlu etmek istiyordum. Sinemaya gitmeyi teklif etti, belli ki içerde öpüşür koklaşırız diye düşünüyordu. Kırmadım kabul ettim. Arkalardan bir yer alıp girdik sinemaya…

Biraz sonra elimi tuttu, ben de ona dönüp bir öpücük kondurdum ve öpüşmeye başladık. Eyüp tedirgindi, biri bizi izliyor mu diye etrafı kolaçan ediyordu arada bir. Bense birilerinin bunu bilmesinin tahrik ediciliği ile umursamaz bir şekilde davranıyordum. Eyüp sadece öpüşüyor, daha ileri gitmiyordu, onu cesaretlendirmek için elimi sikine attım. Bir an duraksadı, ama ben devam ettim. O da bana uydu ve elini göğüslerime attı, elbisemin üstünden memelerimi mıncıklıyordu…

Ben tam fermuarını açacaktım ki, film araya girdi. Işıklar açılınca, ne oluyor sana der gibi baktı bana, ben de muzipçe göz kırptım. Amacım onu azdırıp, akşam güzelce sevişip, kendimi siktirmek ve onu mutlu etmekti. Bu sayede, her ne kadar o bilmese de, onu aldatmış olmamdan dolayı vicdanımı rahatlatacaktım…

Ara biter bitmez hemen kaldığım yerden devam ettim ve fermuarını açıp elimi içeri soktum. Bir taraftan Eyüp de bacaklarımı okşuyordu. Ben boxerini de aralayıp sikini elime aldım. Siki kazık gibi olmuştu, sikini sıvazlamaya başladım. O da bana karşılık vermek için elini iyice yukarıya bacak arama getirmeye çalışıyor, ama elbisemin etek kısmı zorluk çıkarıyordu. Ben otobüste yaşadıklarımın etkisiyle daha cüretkardım. Hafif ayağa kalktım ve Eyüp’ün işini kolaylaştırmak için eteğimi belime kadar sıyırdım (otobüste bana yaptıkları gibi) ve tekrar oturdum. Eyüp şaşırdı, benden beklemiyordu bunu. Bense hiç oralı değilmiş gibi dudaklarına yapıştım. O da elini bacak arama attı. Az önce elbisemin eteği yüzünden bacaklarımı zor ellerken, şimdi istediği gibi hareket edebiliyor, tangamın üzerinden amımı okşayabiliyordu…

Bir ara Eyüp birden toparlanır gibi oldu. “Ne oldu?” diye sorduğumda, “Görevlinin biri arada gelip bizi gözlüyor!” dedi. Ben de, “Boş ver, karanlıkta ne görecek ki!” deyip geçiştirdim, tam zevklenmişken yarıda bırakamazdım. Elleşmeye devam ettik. Ama izlendiğimizi duyduğumdan beri bende daha ileri gitme isteği oluşmuştu. Bizi izleyen görevliyi olabildiğince tahrik etmek istiyordum…

Eyüp’ün önüne eğildim ve dışarı çıkardığım sikini emmeye başladım. Eyüp’ün tanıdığı Elif kesinlikle bunları yapmazdı, ama ben kısa sürede çok mesafe kat etmiştim. Eyüp şaşkın şaşkın beni takip ediyor ve bana ayak uydurmaya çalışıyordu. Önceden ben kendimi geri çekerken, şimdi erkek olarak o bana yetişemiyordu. Afallamıştı çocuk. Ben Eyüp’e sakso çekerken, o da elbisemin boynundan elini sokmuş sırtımı okşuyordu…

Ben eğilir durumda olduğumdan, görevli ne kadarını görebiliyordu bilmiyordum, ama görmese bile, mutlaka ne yaptığımın farkındaydı. Daha da ileri gitmeyi kafama koymuştum. Elbisemin eteği belimdeyken doğruldum ve ayağa kalktım. Görevli artık götümü görmüş olmalıydı. Kendi koltuğuma değil de Eyüp’ün kucağına oturdum. Tangamı kenara çekerek sikini içime aldım. Ve ön koltuğa eğilerek kucağında zıplamaya başladım. Eyüp de kendini kaptırmış, arkamdan memelerimi avuçlayıp beni kendine çekiyordu….

İkimiz aynı anda boşaldık. Ben yerime geçtim ve üstümü düzelttim, en son yine Eyüp’ün yanağına bir öpücük kondurdum. Film bitince lavaboya koşup üstümü başımı kontrol ettim, tangam sırılsıklam olmuştu, çıkarıp çantama koydum. Amımı, bacaklarımı güzelce silip çıktım.

Sinemadan sonra AVM’de biraz dolaştık ve Eyüp’e evden çıkma fikrimi anlattım. “Mahallede birkaç sapık var, akşam vakti başıma birşey gelir diye korkuyorum…” diye birkaç sebep saydım. Ama Eyüp, “Ev bulana kadar idare et, istersen seni eve ben getirip götüreyim?” dedi. O an aklıma bir fikir geldi, “Ev bulana kadar sizde idare edebilir miyim?” dedim. Eyüp bu isteğime şaşırmıştı. Ben de, “İstemiyor musun beni?” dedim. “Yok da, arkadaşlar ne der bilmiyorum…” dedi. Ben de, “Merak etme, kiraya ve mutfak masraflarına ortak olurum, yemek falan da yaparım. Hem birbirimize yakın oluruz!” deyip bir öpücük kondurdum ve göz kırptım. Sanırım sonuncu sebep etkili oldu, “Konuşayım arkadaşlarla…” dedi. Orda ayrıldık.

Eyüp gittikten sonra su almak için AVM’nin market bölümüne gittim. Suyu öderken telefonumum olmadığını fark ettim. Kesin sinemada kaybettim. Yeni seans başlamadan bakayım diye koşarak sinemaya gittim. Gişedeki adama durumu anlattım. Adam, “Filme beleşe girmeye çalışmadığını nerden bileyim?” diye ters ters konuştu. Biraz uğraştırdı, ama onunda saldı beni içeri. Salonun kapısına yaklaştığımda, içerden konuşmalar duydum. Bizden bahsediyorlardı. “Aha şurada oturuyorlardı, kız ne azgınmış, hiçbir şeyi umursamadan siktirdi kendini orospu!” dedi birisi. Ötekisi de, “Bir bize denk gelmez böylesi amına koyum!” dedi.

İçeri girip girmemekte kararsız kaldım. Ama onların bana orospu bakışlarını görmek istiyordum. Yine amımla düşünmeye başlamıştım. Girdim içeri. Beni görünce birbirleriyle bakıştılar. Ben, “Affedersiniz, telefonumu kaybettim, ona bakacaktım…” dedim. Biri, “Düşürmüş olabilirsiniz, kendinizi filme çok kaptırmıştınız! Buyrun, bakın!” dedi. Ne diyeceğimi bilemedim, sesimi çıkarmadan oturduğumuz yere doğru yürüdüm. Aramama yardım etmek amacıyla biri arkamdan gelirken, diğeri de öbür taraftan yürüdü. Nerdeyse aynı anda oturduğumuz yere vardık.

Koltuğun üstünde yoktu. Altına bakmak için eğildiğimde, arkamdaki götümü avuçladı, ben birden irkildim. Tam doğruluyordum ki, önümdeki başımdan bastırdı. Arkamdaki de, “O oğlan seni doyuramaz yavrum, bak biz şimdi seni nasıl doyuracağız!” deyip elini elbisemin altına soktu. Altımda birşey olmadığını fark edince, “Ooo, orospu zaten hazırlanmış gelmiş!” diyerek elbisemi belime kadar sıyırdı. Kabak gibi ortaya çıkmış olan götümü birkaç kez tokatlayıp, sikini pantolonundan çıkardı. Arkadaşı ise, “Önce ben gireyim, senden sonra birşeye benzemez!” diye çıkıştı. Arkamdaki de, “Tamam lan!” deyip önüme geldi ve sikini ağzıma verdi, o zaman diğerinin ne demek istediğini anladım. Siki çok kalındı, ağzımı zorluyordu, ama bu onun umurunda bile değildi, ağzımdan sikmeye başlamıştı bile. Diğeri de vakit kaybetmeden arkama geçip, sikini amıma sokmuş ve gidip gelmeye başlamıştı. Onun siki de ufak değildi, ama ben diğerini nasıl alacağımı düşünüyordum…

Ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum, arkamdaki hızlandı, boşalacaktı galiba. Önümdeki uyardı, “İçine boşalıp batırma, daha ben sikeceğim!” diye. O da elbisemi iyice yukarı sıyırıp belime akıttı döllerini. Hemen diğeri arkama geçti, arkadaşını da kapıya yolladı etrafı kolaçan etsin diye. Sikini amıma dayadı, birden yüklendi. Sırılsıklam olan amımın sularıyla kol gibi yarak taşaklarına kadar amımı yara yara girdi. Ben tabii bastım çığlığı, o ne acıydı öyle, kızlığım bozulduğunda duymadım ben öyle acı. Hemen eliyle ağzımı kapadı. Kapıdaki arkadaşı da gülerek, “Bilmiyon mu bağıracağını, niye kapatmıyorsun ağzını!” dedi. Arkamdaki ise bağırmamam için uyarıp, elini ağzımdan çekti. Ben kısık kısık yalvarıyordum, “Çıkar, çıkar, öleceğim şimdi, nolur çıkar!” diye. Ama belimden öyle kavramış ki, hareket edemiyordum. O da hareket etmeden içimde bekliyordu acım dinsin diye…

Bir müddet sonra, ileri geri yapmadan içimde sikiyle daireler çizmeye başladı, sanki iyice yerleşmek için genişletmeye çalışır gibi. Sonra da ileri geri gidip gelmeye başladı, ama çok yavaş hareket ediyordu. Beni alıştırmaya çalışıyordu, bu bile beni ona karşı minnet duymama sebep olmuştu, beni düşünüyor diye. Çok karmaşık bir ruh halim vardı. Hiç tanımadığım bir adam beni arkadaşıyla beraber bir sinemanın ortasında sikiyordu ve ben adama karşı minnet duyguları besliyordum…

Duyduğum acıya zevk de karışmaya başlayınca, ben de kalçamı oynatmaya ve inlemeye başlamıştım. Arkamdaki, “Kıvama geldin orospu, bu yarrağı tattın ya artık başka sikler seni kesmeyecek, kendi ayaklarınla bana kendini siktirmeye geleceksin, benim orospum oldun artık!” diyerek gidip gelmeye başladı. Ben de, “Sik beni, orospun yap, geçir orospuna köküne kadar, kökle erkeğim!” diye cevap verdim. Sonradan düşünüyorum da, normalde ben bunları imkanı yok söyleyemem, artık nasıl bir zevke gelmişsem. Ama inanın, içimi tamamen dolduruyordu siki…

Zevkten kendimden geçiyordum, boşalmaya başladım, ayaklarım zangır zangır titriyordu. “Ayakta duracak halim kalmadı!” dedim ve ön taraftaki koltukların üstüne doğru eğildim. Götüm yukarıda kabak gibi ortadaydı, sırtıma doğru sıyrılmış elbisem de ta boynuma kadar sıyrıldı indi. Adam sikini tekrar geçirdi amıma ve “Sen de ne orospuymuşsun be yavrum, seni sikmeye doyulur mu!” diyerek pompalamaya başladı. Adam boşalmak bilmiyordu, ben ise yorgunluktan bitmiştim. En sonunda kapıdaki arkadaşı, “Elini çabuk tut!” diye uyarınca, beni siken, “Geliyorum yavrum!” dedi ve içime boşalmaya başladı. Ama ne boşalma, amımın kenarlarından dölleri taşıyordu…

Adam sikini amımdan çıkarıp, toparlandı. Hiç yerimden kıpırdayacak halim yoktu, burada böylece kalıp uyuyabilirdim. “Hadisene orospu!” deyip götüme bir şaplak attı. Ben de doğruldum. Elbisemi aşağı indirdim, saçımı başımı düzelttim. Ama yürüyecek halim yoktu. Kolumdan tutarak beni kapıya kadar yürüttü. Kapıda götümü avuçlayıp, “Canın yarak isterse yine bekleriz!” dedi. Tam çıkıyordum ki aklıma geldi, “Telefonum!” dedim. Kahkahayı bastılar, bir tanesi gidip telefonumu buldu ve getirdi…

Oradan çıktım, taksiye atladığım gibi doğruca eve vardım. Duş almaya bile halim yoktu, direkt yatağıma pelte gibi uzandım…

Sorumluluk Sınavı – 19

Hamburgerlerimizi bitirdikten sonra arabaya doğru yürüyorduk , elimi cebime atmıştım o da benim koluma girmişti. Diğer elindeki telefonuyla saate baktı , “Aysel’i almaya gitmemiz lazım , oradan sahile geçeriz.” dedi. Kafamı onaylar biçimde salladım , güneş tam tepemizdeydi ve onun yüzüne vuruyordu. Sapsarı saçları hafif esintiyle dalgalanırken dudaklarımız birleşti , etrafta bizi tanıyacak biri çıkar mıydı bilmiyorum ama umrumuzda da değildi açıkçası. Sadece öpüştük ve yolumuza devam ettik , sanırım düşüncelerimde haklıydım. “Onlar bir seks arkadaşından daha fazlasıydı”

Yüzüne vuran gün ışığı eşliğinde kapıyı açan Ece Hocaya dalmıştım. 3-4 adım uzakta sadece durup onu izlerken “Ne bakıyorsun oğlum aşık gibi , bin arabaya” diyererek sitem etti. Yan koltuğun kapısını açarken “Aşığım zaten” dedim sessizce , tatlı bir gülüş çaktıktan sonra omzumu ovdu.

Aysel’i almaya gittiğimizde bizi okulun çıkış kapısında , elinde siyah çantasıyla bekliyordu. Gülümseyerek arabaya doğru yürüdü , arka koltuğa geçtikten sonra yan taraftan kafasını uzatıp yanağımı öptü.

A: Bilin bakalım nereye gidiyoruz?

-Ney?

A: Nereye gidiyoruz tahmin et bakalım?

-Senin eve.

A: Ya hayır seninde kafan hemen oraya çalışıyor.

E: Ne oldu bir yere mi götüreceksin bizi.

A: Sabah konuştuk ya hani , sizin oradaki kent parkında konser olacaktı. Yabancı bir grup falan gelecekti ismini hatırlamıyorum şimdi sen bilirsin.

E: Heee evet kocaman sahne kurmuşlardı Caferle gördük.

A: Bilet aldım üçümüze de.

E: Nasıl ya , tükendi diye gösteriyordu.

A: Buldum ben , pahalıdan satıyorlar son gün olduğu için.

E: Eee saat kaçta olacak ki.

A: 2 saati falan var.

-Yav senin evde takılırdık boşuna masraf yapmışın.

E: Kötü mü oldu şimdi Cafer , canlı canlı görelim işte , hem zaten bir daha denk gelmez.

-Bilmiyorum boş iş bence.

E: Öküzsün öküz.

A: Deme öyle çocuğa.

E: Ay baksana şuna çok alındı sanki. (Gülerek)

E: Sırıtma sende , çakıcam bir tane. (Omzuma yumuşak şekilde vurdu)

Arabayla önce Aysel’in evine uğradık , Aysel üstüne daha rahat bir şeyler giyecekti çünkü. Okul olduğu için resmi giyiniyorlardı biraz , daha gündelik ve rahat kıyafetler giyindi. Bir de karnı acıktığı için bir kaç şey atıştırıyordu. Sağlıklı falan cart curt diye yok bilmemne tohumu , bilmemne özü garip garip “sağlıklı” ürünler tüketiyordu.

Telefonlarında takılarak zaman geçiriyorlardı , ben ise Ece hocanın telefonuna izlediklerine bakıyordum malum benim ekran kırık. Konserin başlamasına yarım saat kala parka vardık. Bilet kontrolünden geçtikten sonra ön sıranın biraz daha gerisinde yerimizi almıştık. Ece biraz sonradan elinde McDonaldslardaki içecek şişesine benzeyen plastik bir şişeyle beraber geldi. Ne içecek aldığını bilmiyordum sorgulamadım da. Heyecanla grubu bekledik , bende hiç bilmiyordum nasıl şarkıları olduğunu. Solisti bir tane sarı kafalı Ece gibi kadındı , çevredekilerle beraber bende müziğe ayak uydurmaya çalıştım. Ece ile Aysel kalabalıkla beraber eşlikte ediyordu şarkılara ama ben hiçbirini bilmiyordum. Ece büyük ihtimal alkollü içecek almıştı çünkü dengesi hafiften bozulmuştu , müziğin sesinden bana seslendiğini de duyamıyordum.

Kulağıma doğru “Beni sırtına alsana” diye bağırdı , ilk başta anlamadım ne istediğini ama çevredekileri görünce “Heee” diyerek eğilip bacak arasından kafamı soktum. Üzerime çıktı ve konserin bitimine kadar inmedi. Aysel’de koluma girmişti , Ece’nin ateş gibi sıcak amını kafamda hissediyordum. Daha önce hiç böyle bir deneyim yaşamamıştım , bana ilkleri yaşatıyorlardı.

Konser bittikten sonra da onu sırtımdan indirmedim , arabaya kadar taşıdım ama kafası gidik değildi bir şişeyle kafayı bulamazdı heralde. Şoför koltuğuna Aysel geçti , ben arka koltukta yerimi aldım.

E: Geçen günkü tepeye çıkalım mı yine?

A: Ne yapıcaz ki orada.

E: Gün batımını izleriz , muhabbet ederiz ne bileyim içeriz.

A: Tamam , Cafer sen kalıyorsun değil mi bizimle? Eve gideceksen bırakırım seni.

-Yok hocam nereye gidicem ya , sizleyim.

Aysel yol üzerinde bir tekelin yanında durdurdu arabayı , kartını verdi ve arabadan inip 1 büyük şişe viski aldım dediğinden. Bizim geçenki tepeye sürdü , şehri tam olarak gören yol kenarı bir yerdeydik. Yeni tünel yaptıkları için bu yolu fazla kişi kullanmıyordu , köylere gidenler falan hariç. O yüzden araba trafiği neredeyse hiç yoktu nadiren geçiyorlardı.

Bu sefer arabanın kaputunda üçümüz beraber oturuyorduk , ikisi de kafasını bana yaslamıştı ve şehri izliyorduk. Viskiyi sırayla birbirine verip içiyorlardı , bir kaç yudum bende içtim ama daha fazlasına müsade etmediler. “Alışma çok fazla içmeye” diye uyardı beni Aysel. Ece biraz bokunu çıkarmıştı işin , artık doğru düzgün duramıyordu. Gün batımına doğru bakarken , “Ece kafayı buldu , eve gidelim de yatıralım şunu” diyerek atladık arabaya. Aysel yine kendi evine doğru sürdü.

Aysel indi arabadan bende Ece’yi arka koltuktan alıp taşıyordum içeri. Arkamdan kapıları kapattı ve kilitledi , sonrasında ise anahtarla evin kapısını açtı. Ece’yi yatırdık yatağa , sızmış kalmıştı. Ama o halde bile bırakın kötü kokmayı , gökten düşmüş yaralı bir melek gibiydi gözümde. Aysel başından öptü ve odadan çıktı , bende bir süre uyuyan Ece’yi izleyip Aysel’in yanına gittim.

Salonda yoktu , mutfağa falan bakınırken en sonunda verandada kanepede otururken buldum onu. Yanına oturdum ve kollarımla onu sarmaladım , biraz öpüşüp koklaştıktan sonra bana “Üniversiteye geçince unutur musun bizi?” dedi.

-Nereden çıktı şimdi o.

A: Hayır ne bileyim , her güzel şeyin bir sonu olurmuş ya.

-Düşünme öyle şeyler , anın tadını çıkar.

A: Ya illa ki bir gün aramız açılacak bunu sende biliyorsun , senin de hayatına biri girecek elbette.

-Hocam başlatma şimdi. Hem bana kimsenin bakacağını düşünmüyorum da.

A: Yaa kendinin farkında değilsin bence , benim gözde öğrencimdin hep.

-Siz istisnasınız , bana nasıl baktınız hala anlamadım.

A: Edanur’un bakışlarını görmüyorsun sen bence.

-Nasıl ya.

A: Öyle tabi , güzel kızdır Eda. Tam senlik bence. (Kolumu dürterek)

-Sende başkasına itelemeye çalışıyorsun beni hemen.

A: Yaaa değiştirme hemen konuyu.

… (Derin bir nefes aldım)

-Eee sizin hayatınıza girmeyecek mi birileri?

A: Bahsetmedik mi sana , Ece’yleyiz hep biz.

-Ya dedin de , o zaman neden ben buradayım siz birbirinizden memnunsanız.

A: Ya sen , bilmiyorum aniden gelişti. Uzun süredir hareketlerinle ne bileyim çok ilgimi çektin ya. Daha önce hiçbir erkeğe karşı böyle hissetmedim ben.

-Başkasına böyle hissetmezsin değil mi?

A: Yaaa hayır tabiki de. Hem bazı şeyler , tesadüf gibi gözüken şeyler ; ben tesadüf olduğuna inanmıyorum.

-Nasıl yani ne demek istiyorsun?

A: Bilmiyorum çok olağan dışı şekilde gelişti her şey , idrak etmesi çok zor. Ama şunu söyleyeyim gerçekten ilgi duyduğum tek erkek sensin bugüne kadar , belkide Ece içinde aynısını söyleyebilirim.

Uzun uzun muhabbet ettik , muhabbetten sonra “Ben yatıyorum” diyerek yanağımdanda öptü. Açıkçası sevişmemiş olmamıza biraz üzüldüm ama sevişecek enerjimiz de kalmamıştı. Bir süre daha dışarıyı izleyerek düşüncelere daldım , odaya gidip onları kontrol ettiğimde ikisi de çoktan uykuya dalmıştı. Verandaya açılan kapıyı kilitledim (Aysel söylemişti) ve sessizce evden çıktım. Eve vardığımda hava kapkaraydı ve babam telefonumun ekranını düzelttirmiş , masamın üzerine bırakmıştı. Muharrem’in kağıda yazdığı numarayı kaydettim , arada rahatsız ederim diye. Hayaller kurarken uykuya nasıl daldığımın farkına bile varmadım.

NOT: Boş vaktim boldu diye hikaye yazma işine girdim ama yazmaya başlayınca sikko sikko işler beni bulmaya başladı , özür dilerim hepinizden normalde iki bölüm atacaktım ama uykum var bugün daha fazla yazamıyorum. Sonraki bölüm için istekleriniz varsa bana iletin , hayırlı günler.

Sorumluluk Sınavı – 19

Hamburgerlerimizi bitirdikten sonra arabaya doğru yürüyorduk , elimi cebime atmıştım o da benim koluma girmişti. Diğer elindeki telefonuyla saate baktı , “Aysel’i almaya gitmemiz lazım , oradan sahile geçeriz.” dedi. Kafamı onaylar biçimde salladım , güneş tam tepemizdeydi ve onun yüzüne vuruyordu. Sapsarı saçları hafif esintiyle dalgalanırken dudaklarımız birleşti , etrafta bizi tanıyacak biri çıkar mıydı bilmiyorum ama umrumuzda da değildi açıkçası. Sadece öpüştük ve yolumuza devam ettik , sanırım düşüncelerimde haklıydım. “Onlar bir seks arkadaşından daha fazlasıydı”

Yüzüne vuran gün ışığı eşliğinde kapıyı açan Ece Hocaya dalmıştım. 3-4 adım uzakta sadece durup onu izlerken “Ne bakıyorsun oğlum aşık gibi , bin arabaya” diyererek sitem etti. Yan koltuğun kapısını açarken “Aşığım zaten” dedim sessizce , tatlı bir gülüş çaktıktan sonra omzumu ovdu.

Aysel’i almaya gittiğimizde bizi okulun çıkış kapısında , elinde siyah çantasıyla bekliyordu. Gülümseyerek arabaya doğru yürüdü , arka koltuğa geçtikten sonra yan taraftan kafasını uzatıp yanağımı öptü.

A: Bilin bakalım nereye gidiyoruz?

-Ney?

A: Nereye gidiyoruz tahmin et bakalım?

-Senin eve.

A: Ya hayır seninde kafan hemen oraya çalışıyor.

E: Ne oldu bir yere mi götüreceksin bizi.

A: Sabah konuştuk ya hani , sizin oradaki kent parkında konser olacaktı. Yabancı bir grup falan gelecekti ismini hatırlamıyorum şimdi sen bilirsin.

E: Heee evet kocaman sahne kurmuşlardı Caferle gördük.

A: Bilet aldım üçümüze de.

E: Nasıl ya , tükendi diye gösteriyordu.

A: Buldum ben , pahalıdan satıyorlar son gün olduğu için.

E: Eee saat kaçta olacak ki.

A: 2 saati falan var.

-Yav senin evde takılırdık boşuna masraf yapmışın.

E: Kötü mü oldu şimdi Cafer , canlı canlı görelim işte , hem zaten bir daha denk gelmez.

-Bilmiyorum boş iş bence.

E: Öküzsün öküz.

A: Deme öyle çocuğa.

E: Ay baksana şuna çok alındı sanki. (Gülerek)

E: Sırıtma sende , çakıcam bir tane. (Omzuma yumuşak şekilde vurdu)

Arabayla önce Aysel’in evine uğradık , Aysel üstüne daha rahat bir şeyler giyecekti çünkü. Okul olduğu için resmi giyiniyorlardı biraz , daha gündelik ve rahat kıyafetler giyindi. Bir de karnı acıktığı için bir kaç şey atıştırıyordu. Sağlıklı falan cart curt diye yok bilmemne tohumu , bilmemne özü garip garip “sağlıklı” ürünler tüketiyordu.

Telefonlarında takılarak zaman geçiriyorlardı , ben ise Ece hocanın telefonuna izlediklerine bakıyordum malum benim ekran kırık. Konserin başlamasına yarım saat kala parka vardık. Bilet kontrolünden geçtikten sonra ön sıranın biraz daha gerisinde yerimizi almıştık. Ece biraz sonradan elinde McDonaldslardaki içecek şişesine benzeyen plastik bir şişeyle beraber geldi. Ne içecek aldığını bilmiyordum sorgulamadım da. Heyecanla grubu bekledik , bende hiç bilmiyordum nasıl şarkıları olduğunu. Solisti bir tane sarı kafalı Ece gibi kadındı , çevredekilerle beraber bende müziğe ayak uydurmaya çalıştım. Ece ile Aysel kalabalıkla beraber eşlikte ediyordu şarkılara ama ben hiçbirini bilmiyordum. Ece büyük ihtimal alkollü içecek almıştı çünkü dengesi hafiften bozulmuştu , müziğin sesinden bana seslendiğini de duyamıyordum.

Kulağıma doğru “Beni sırtına alsana” diye bağırdı , ilk başta anlamadım ne istediğini ama çevredekileri görünce “Heee” diyerek eğilip bacak arasından kafamı soktum. Üzerime çıktı ve konserin bitimine kadar inmedi. Aysel’de koluma girmişti , Ece’nin ateş gibi sıcak amını kafamda hissediyordum. Daha önce hiç böyle bir deneyim yaşamamıştım , bana ilkleri yaşatıyorlardı.

Konser bittikten sonra da onu sırtımdan indirmedim , arabaya kadar taşıdım ama kafası gidik değildi bir şişeyle kafayı bulamazdı heralde. Şoför koltuğuna Aysel geçti , ben arka koltukta yerimi aldım.

E: Geçen günkü tepeye çıkalım mı yine?

A: Ne yapıcaz ki orada.

E: Gün batımını izleriz , muhabbet ederiz ne bileyim içeriz.

A: Tamam , Cafer sen kalıyorsun değil mi bizimle? Eve gideceksen bırakırım seni.

-Yok hocam nereye gidicem ya , sizleyim.

Aysel yol üzerinde bir tekelin yanında durdurdu arabayı , kartını verdi ve arabadan inip 1 büyük şişe viski aldım dediğinden. Bizim geçenki tepeye sürdü , şehri tam olarak gören yol kenarı bir yerdeydik. Yeni tünel yaptıkları için bu yolu fazla kişi kullanmıyordu , köylere gidenler falan hariç. O yüzden araba trafiği neredeyse hiç yoktu nadiren geçiyorlardı.

Bu sefer arabanın kaputunda üçümüz beraber oturuyorduk , ikisi de kafasını bana yaslamıştı ve şehri izliyorduk. Viskiyi sırayla birbirine verip içiyorlardı , bir kaç yudum bende içtim ama daha fazlasına müsade etmediler. “Alışma çok fazla içmeye” diye uyardı beni Aysel. Ece biraz bokunu çıkarmıştı işin , artık doğru düzgün duramıyordu. Gün batımına doğru bakarken , “Ece kafayı buldu , eve gidelim de yatıralım şunu” diyerek atladık arabaya. Aysel yine kendi evine doğru sürdü.

Aysel indi arabadan bende Ece’yi arka koltuktan alıp taşıyordum içeri. Arkamdan kapıları kapattı ve kilitledi , sonrasında ise anahtarla evin kapısını açtı. Ece’yi yatırdık yatağa , sızmış kalmıştı. Ama o halde bile bırakın kötü kokmayı , gökten düşmüş yaralı bir melek gibiydi gözümde. Aysel başından öptü ve odadan çıktı , bende bir süre uyuyan Ece’yi izleyip Aysel’in yanına gittim.

Salonda yoktu , mutfağa falan bakınırken en sonunda verandada kanepede otururken buldum onu. Yanına oturdum ve kollarımla onu sarmaladım , biraz öpüşüp koklaştıktan sonra bana “Üniversiteye geçince unutur musun bizi?” dedi.

-Nereden çıktı şimdi o.

A: Hayır ne bileyim , her güzel şeyin bir sonu olurmuş ya.

-Düşünme öyle şeyler , anın tadını çıkar.

A: Ya illa ki bir gün aramız açılacak bunu sende biliyorsun , senin de hayatına biri girecek elbette.

-Hocam başlatma şimdi. Hem bana kimsenin bakacağını düşünmüyorum da.

A: Yaa kendinin farkında değilsin bence , benim gözde öğrencimdin hep.

-Siz istisnasınız , bana nasıl baktınız hala anlamadım.

A: Edanur’un bakışlarını görmüyorsun sen bence.

-Nasıl ya.

A: Öyle tabi , güzel kızdır Eda. Tam senlik bence. (Kolumu dürterek)

-Sende başkasına itelemeye çalışıyorsun beni hemen.

A: Yaaa değiştirme hemen konuyu.

… (Derin bir nefes aldım)

-Eee sizin hayatınıza girmeyecek mi birileri?

A: Bahsetmedik mi sana , Ece’yleyiz hep biz.

-Ya dedin de , o zaman neden ben buradayım siz birbirinizden memnunsanız.

A: Ya sen , bilmiyorum aniden gelişti. Uzun süredir hareketlerinle ne bileyim çok ilgimi çektin ya. Daha önce hiçbir erkeğe karşı böyle hissetmedim ben.

-Başkasına böyle hissetmezsin değil mi?

A: Yaaa hayır tabiki de. Hem bazı şeyler , tesadüf gibi gözüken şeyler ; ben tesadüf olduğuna inanmıyorum.

-Nasıl yani ne demek istiyorsun?

A: Bilmiyorum çok olağan dışı şekilde gelişti her şey , idrak etmesi çok zor. Ama şunu söyleyeyim gerçekten ilgi duyduğum tek erkek sensin bugüne kadar , belkide Ece içinde aynısını söyleyebilirim.

Uzun uzun muhabbet ettik , muhabbetten sonra “Ben yatıyorum” diyerek yanağımdanda öptü. Açıkçası sevişmemiş olmamıza biraz üzüldüm ama sevişecek enerjimiz de kalmamıştı. Bir süre daha dışarıyı izleyerek düşüncelere daldım , odaya gidip onları kontrol ettiğimde ikisi de çoktan uykuya dalmıştı. Verandaya açılan kapıyı kilitledim (Aysel söylemişti) ve sessizce evden çıktım. Eve vardığımda hava kapkaraydı ve babam telefonumun ekranını düzelttirmiş , masamın üzerine bırakmıştı. Muharrem’in kağıda yazdığı numarayı kaydettim , arada rahatsız ederim diye. Hayaller kurarken uykuya nasıl daldığımın farkına bile varmadım.

NOT: Boş vaktim boldu diye hikaye yazma işine girdim ama yazmaya başlayınca sikko sikko işler beni bulmaya başladı , özür dilerim hepinizden normalde iki bölüm atacaktım ama uykum var bugün daha fazla yazamıyorum. Sonraki bölüm için istekleriniz varsa bana iletin , hayırlı günler.

Sarışın Zeynep Öğretmen

İsmim Mert, 27 yaşında İstanbullu yakışıklı bir erkeğim..Benim bir yeğenim var ilkokul 4. sınıfa gidiyor ama sürekli okuldan kaçıyor bu yüzden okuldan eve telefon ettiler, gelin çocuğun durumunu görüşelim dediler. Annesi babası çalıştığı için okula gitme işi bana düştü. Ertesi gün saat 14 gibi yeğenimin okuluna gittim,herkes derste olduğu için okulun koridorlarında bir güvenlik görevlisiyle yerleri paspaslayan hademeden başka kimse yoktu. Güvenlik görevlisine yeğenimin öğretmeniyle görüşmek istediğimi söyleyince bana derste olduklarını, okul teneffüse çıkana kadar beklememi söyledi. Düşününce görevliye hak verdim ve beklemeye başladım. Beş-on dakika sonra canım müthiş bir şekilde sigara içmek istedi. Merdivenlerden inip okulun bahçesine çıktım. Sırtımı demir parmaklıklı duvara verip sigaramı yaktım. Bir kaç duman çektikten sonra yukarıda pencereden birinin bana baktığını fark ettim. Dikkat edince bana bakanın sarışın, gözlüklü ve iriliğinden önünü yasladığı pencerenin kenarından memeleri taşmış bir afet-i devran olduğunu gördüm. Hiç böyle olmazdım buna bende şaşırdım ama sikim o anda taş gibi olmuştu. Beni kendime okulun teneffüs zili getirdi. Çocuklar dışarıya hücum ederken bende zar zor içeriye girdim. Amacım yeğenimin öğretmenini sınıftan çıkmadan yakalayıp çocuğun durumunu onunla konuşmaktı. Okulun ikinci katına çıkıp yeğenimin sınıfı olan 4-C yi aramaya başladım. Sınıfı bulunca, herkes teneffüste olduğu için kapıyı vurmaya gerek duymadan içeri girdim. Karşımda az önce gördüğüm sarışın afet duruyordu ve pencereden bakmaya devam ediyordu. Memelerinin iriliğini ikinci kattan teşhis ettiğim yavruyu şimdide arkadan incelemeye başlamıştım. Aman Allahım o ne mükemmel kıvrımlara sahip bir popoydu? Genellikle zenci kadınlarda dikkat çeken dışarıya doğru çıkık poponun aynısından onda da vardı. Daha saatlerce hayranlıkla izleyebileceğim o mükemmel götün sahibi pencereden bakmayı bırakıp yüzünü bana döndü,nezaketten midir nedir bilmem elimi sıkarken gözlüklerini de çıkarmış iri yeşil gözleri bütün ihtişamıyla ortaya çıkmıştı. Bana, ‘’ben öğretmen Zeynep size nasıl yardımcı olabilirim’’ diye sorunca içimden o anda‘’kendini bana siktirirsen en büyük yardımı yapmış olursun’’ demek geldi.Tabi kendimi frenledim ve yeğenimin durumunu, okuldan öğrencinin velisini istediklerini, velisi olarak benim geldiğimi izah ederken bir yandanda birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Benim gözlerim yeşil, onun gözleri yeşil müthiş bir ahenk yakalamıştık. Etrafta çocuklar gürültü yaptığı için seslerimizi duyamadığımızı bahane ederek daha sakin bir yer olup olmadığını sorunca yan tarafta müdür yardımcısının odası bulunduğunu, onun bu gün raporlu olup okula gelmediğinden odasında konuşabileceğimizi söyledi. Müdür yardımcısının odasına doğru o önde ben arkada yürürken o şaheser kalçaları biraz daha seyretme fırsatı bulmuştum.

Odaya girince bana yer gösterip kendide karşımdaki koltuğa oturarak bacak bacak üstüne attı. Zaten dizlerinin hafif altında olan yandan yırtmaçlı gri eteğinin arasından dolgun,süt gibi bacakları gel bizi yala dercesine ortaya çıkmıştı. Bir yandan konuşuyor bir yandanda sütun gibi bacakları göz ucuyla kesiyordum. Bu durumda bende mecburen bacak bacak üstüne atmak zorunda kalmıştım, çünkü benim babayiğit şaha kalkmış pantolonun dışından iyice kendini belli etmeye başlamıştı. Söz döndü dolaştı çocuklara ve ailelerine geldi, ona evli olup olmadığını sorunca eşinden yeni ayrıldığını, 3 yıl evli kaldıklarını ve çocuklarının olmadığını söyledi. Ben de eşimden ayrıldığım için birbirimize iyice yakınlaşmış, özel konuları konuşmaya başlamıştık. Sarışın öğretmenin bana olan ilgisini ölçmek için ona ders zilinin çaldığını anımsatınca, zaten üniteyi bitirmiştik bu dersleride boş geçsin deyip sohbete devam etmeyi tercih etti. Muhabbetin ilerleyen vakitlerinde sürekli ayakta durmaktan bacaklarında siyatik belirtileri olduğunu çocukları ve mesleğini çok sevdiği için bu zorluklara katlandığını aslında çok varlıklı bir ailesi olduğundan bahsedince fırsat bu fırsat deyip bacaklarının hiçbir kusuru olmadığını mükemmel derecede güzel olduklarını söyleyiverdim. Bunun üzerine Zeynep öğretmen sağ ayağındaki ayakkabısını çıkartıp minicik inci gibi ayaklarını bana uzatarak bak ne kadar yıpranmış ve şişmiş deyince daha fazla dayanamayıp ayağından tuttum ve ayak parmaklarına, topuğuna masaj yapmaya başladım. Ben ayağını okşadıkça Zeynep öğretmen oturduğu yerde daha rahat yayılıp bacaklarının arasını açtı. Artık amının kıllarını kenarından taşıran bembeyaz külodu gözümün önündeydi. Ben ayağını usulca yere bırakıp kapıyı kilitlemeye giderken o göz ucuyla baygın baygın bana bakıyor hiç tepki vermiyordu. Kapıyı kilitledikten sonra yerime geçmeyip onun oturduğu koltuğun arkasına geçtim ve omuzlarına masaj yapmaya başladım. Ben ona dokundukça Zeynep öğretmen hafif hafif inliyor, oturduğu koltukta sanki yarağın üzerinde kıvranan arap dansözleri gibi kalçasını sağa sola oynatıyordu.

Zeynep öğretmenin sarı saçlarını tepeden kavrayıp sertçe başını arkaya doğru yatırdım ve gözlüklerini çıkarıp etli dudaklarına hasretle yumulurken bir yandanda aklımı başımdan alam iri göğüslere yukarıdan elimi daldırmış misket büyüklüğündeki uçlarını parmaklarımla üfeliyordum. Benim babayiğit de iyice pantolonu zorlamaya başlamıştı. Artık dışarı çıkmak istiyor, yerinin darlığından kafası zonkluyordu, ben de onu daha fazla üzmemek için bir çırpıda pantolonumun düğmelerini çözüp kobrayı dışarı saldım ve hemen Zeynep öğretmenin ön tarafına dolaşıp iki bacağının arasında diz çökerek bacaklarından tutup onu biraz aşağıya çektikten sonra bembeyaz dolgun baldırlarını iki yana ayırdım ve tangasının kenarından fışkıran amının kıllı dudaklarını büyük bir iştahla emmeye başladım. Zeynep öğretmenin bal kutusu o kadar tatlıydıki tangasını bir hamlede şiddetle çekip en ince yerinden koparmamla dilimi amının derinliklerine daldırmam bir oldu. Güzel öğretmen amına attığım her dil darbesinde değişik zevk iniltileri çıkarıyor bir yandanda saçlarını sıkıca kavrayıp amında beni boğmak istermiş gibi kafamı bal kutusuna bastırdıkça bastırıyordu. Öğretmen artık iyice kıvama gelmişti tatlı amcığının kalın ve doyurucu bir yarağa uzun zamandır hasret kaldığı belliydi. Dilimi istemeyerek amından çekip Zeynep öğretmeni kucakladığım gibi halı kaplı zemine yatırdım. O muhteşem amın tadına daha doyamamıştım güzel öğretmenin amcığının salgıladığı bütün zevk sıvılarını kana kana içmek bir yandanda ona azametli yarağımı yalatmak istiyordum. Ben altta o üstte 69 pozisyonu aldık. İlk görüşte deliler gibi arzuladığım muhteşem göt işte karşımdaydı. Dayanamayıp o harika popoya derin bir ısırık attım karşılık olarak o da benim sikimi ısırınca bundan vazgeçip tekrar amının derinliklerine yüzümü gömdüm ve amından sızan zevk sıvılarını seve seve yalayıp yutmaya başladım. Yüzüm gözüm Zeynep öğretmenin am sıvılarına bulanıp kayganlaşmış mis gibi am kokuyordu. Uzun zamandır sik yalamadığı belli olan genç ilkokul öğretmeni yarağımı öyle bir somuruyorduki arasıra ister istemez irkiliyor içimden bir sanki bir şeylerin koptuğunu hissediyordum. Daha fazla beklemeye tahammülüm kalmamıştı. Bir hamlede sırt üstü yattığım yerden kendimi geriye çekip domalmış haldeki öğretmenin arkasına geçtim ve yarağımı tatlı ve dar amcığına öyle bir kökledimki tırnaklarıyla yerdeki halıflexi sökecek sandım. 10-15 dakika onun tatlı balkutusunu arkadan delik deşik ettikten sonra yarağımı amından çekip kara incisine dayadım ve göt sikmenin adabını bildiğim için Zeynep öğretmenin götüne sikimi yavaş yavaş soktum ama yinede benim kalın sikim daracık göt deliğine girerken acıtmış olacakki zevk ve acıyla karışık küçük bir çığlık attı. Daha sonra götü sikime iyice alışınca götünü sikerken bir yandanda amını parmaklamamı istedi. Genç öğretmenin bir yandan götünü sikiyor bir yandanda amını parmaklıyordum. Parmaklarım iyice yorulup uyuşunca sikimi götünden çıkarıp tekrar amına daldırdım. Bu arada bir yandan da etrafta onun götüne sokabileceğim uygun bir şey arıyordum. Aradığım şeyi nihayet müdür yardımcısının masasının üzerinde bulmuştum.Uzanıp ince boyunlu fakat dibe doğru kalınlaşan lavanta şişesini aldım. İçinde zaten az olan lavantayı yere döküp şişeyi öğretmenin kaymak gibi götüne dayayıp yavaş yavaş sokarken bir yandanda haşmetli yarağımı amının derinliklerine sokup çıkarıyordum. Şişenin kalın yeri götüne girdikçe zevk ve acıdan kuduruyor başını sağa sola sallayıp sarı saçlarını savururken tırnaklarıylada halıyı tırmalıyordu. Tıpkı azgın yırtıcı bir dişi kaplan gibi yarağımın altında ahenkle raksediyordu. Zeynep öğretmenin arkadan görünüşü o kadar şahaneydiki bütün bir gece aralıksız sikişip orgazm olmayan çelik iradeli ben bile boşalmamak için kendimi zor tutuyordum.

Zeyneple sikişmemiz yaklaşık bir saat sürdü. Bu zaman zarfında azgın öğretmen benim saydığım sekiz kez sayamadığım daha bir çok kez zangır zangır titreyerek orgazm oldu. Artık orgazm sırasının bana geldiğini düşünerek Zeynep öğretmeni sırt üstü yatırdım muhteşem bacaklarını omzuma atınca, iyice olgunlaşıp şerbetlenmiş bursa şeftalisi gibi amcığı ortaya çıkmıştı. Hemen benim sadrazamı o harika balkutusuna sokmamla köklemem bir oldu. Zeynep derin bir oh çekip yeşil gözleriyle gözlerimin ta derinliklerine bakıp ‘erkeğim benim..sikicim…artık her şeyim sensin..sonsuza kadar sikbeni..parçala amımı…kocacığım..biriciğim ‘’ diye nidalar ediyordu. Zeynep öğretmenin bu nidaları beni öyle etkilediki artık dayanamıyordum boşalmak üzereydim. Skimi amından çıkarıp iri memelerinin arasına soktum o da ne yapacağımı anlamış olacakki sikimi memelerinin arasında ileri geri yaparken boynunu kaldırıp öne doğru eğerek ağzını sikimle aynı hizaya getirdi.. “Canım erkeğim benim döllerinin bir damlasını bile ziyan etmek istemiyorum’’ deyip dolgun dudaklı ağzını sonuna kadar açtı. O iki yandan memelerini sıkıp sikimin gidip geldiği yeri daraltırken öyle şiddetli ve tazyikli boşaldım ki spermlerimin çoğu Zeynep öğretmenin ağzına fışkırırken birkaç damlasıda ağzını ıskalayıp arkada duran masanın ayaklarına isabet etti. Zeynep öğretmen ağzına fışkıran bütün döllerimi büyük bir iştahla yaladı yuttu, dudağının kenarından sızan birkaç damla spermimide ihmal etmeyip işret parmağıyla alıp ağzına götürüp emdi.

Başa sar 3

22 Mayıs

Sabah yataktan fırlayarak uyandım, kendi kendime siktir siktir kızın evinde nasıl uyuya kalırsın diye söyleniyordum fakat bu çok kısa sürdü, çünkü kendi odamda ve kendi yatağımda uyandığımı anladım, hemen koşup ışığı açtım, son 2 gündür ne oluyordu böyle anlam veremiyordum, yatağın kenarında duran telefonuma baktım yine aynı sabaha uyanmıştım, telefonumda bir mesaj vardı;

                BABAM

Oğlum halan rahatsızlanmış, sabah erkenden şehir dışına çıktık yarın sabah geri gelmiş oluruz, okula gitmeyip evde oturabilirsin sana para bıraktık.

Babamın mesajını görünce okula gitmenin iyi bir karar olduğunu anladım. Son 2 gündür olanları düşündüm yaşadıklarım harikaydı, üst üste iki gün sevişmiştim ama her sabah uyandığımda ben seviştiğimi hatırlamama rağmen bir önceki gün olanlar siliniyordu nasıl bir karışıklık içindeydim anlamadım.

Düşünürken uyuya kalmışım zil sesine uyandım, uykulu bir şekilde kapıyı açtım üst kat komşumuz Aysel abla gelmişti annemi soruyordu, olanları anlattım bana yalnız kalma gel yukarı çıkalım hem kahvaltı yaparsın demişti kabul edip onu yolladım.

Size Aysel abladan bahsedeceğim biraz, kendisi benim ergenliğimin aşkı, 35 yaşında tam bir milfti olgun kadın hayranlığım kendisinden geliyordu, ilkokula giden bir kızı vardı eşi onu aldatmış ve boşanmışlardı. Aysel abla ben ergen iken akşamları hep bizde olurdu annemle çok sıkıydılar, samimiyet olduğu için bir alt kata inerken hep rahat giyinirdi bende onu keserken verdiği frikikleri 31 malzemesi yapardım. Kendisinin çok güzel göğüsleri vardı diriydiler, bacakları kalın ayakları ufak ve sürekli ojeliydi, çok hoş bir kokuya sahip kocaman kalçaları ile büyüleyici bir aurası vardı.

Demiştim ya hani Aysel ablaya kapıyı açtım diye kapıyı kapattıktan bir saniye sonra pusula gibi tam önümü gösteren sikim ayaktaydı ve eşofman üstünden belli oluyordu. Kendime söverek hazırlanmaya başladım umarım Aysel abla farketmemiştir diyerek üst kata çıktım.

Kapıyı açan Aysel abla beni çok şaşırtan bir görüntüye sahipti üstünde bornozu vardı kapıyı açıp direkt içeri soktu beni

M: abla dur yapıyorsun Allah aşkına dur

A: bu kadar hızlı geleceğini bilmiyordum mert ne yapayım tam çıktım sen geldin insanlar bizi bu şekilde kapıda görse neler der haberin var mı o yüzden hızlıca soktum içeri seni

M: abla korktum Allah aşkına bir an saçma sapan şeyler geldi aklıma neyse ben mutfakta oturayım sen git işini hallet

Ben mutfağa Aysel abla yatak odasına doğru yol aldı kendi kendime kafanı sikeyim mert niye göz ucuyla bakmıyorsun karıya ne güzel çıplaktı şeklinde söylendim.

Bir kaç dakika sonra Aysel abla geri geldi üstünde sıkı bir tişört altında büyülü şorttan vardı hatta şortun kenarlarından göt yanakları çıkıyor kalbimi tekletiyordu.

A: evet Mert bey anlatım bakalım hayat nasıl var mı bir aksiyon

Aklımdan son 2 günde olanları anlatmak geçti ama emin olamadım biraz düşünüp bekledim

M: yok abla nerde aksiyon her şey stabil aynı

A: yalana bak kesin sen sıraya koymuşsundur kızları bana söylemiyorsundur

M: abla kızları boşverde ben sana bir şey soracağım, yukarı çıkarken elinde ilerdeki mağazanın poşetleri vardı sen o mağazadan almazsın normalde pahalı diye

A: aslındaa şey yani

M: ne abla ne

A: ya mert durumları biliyorsun benim hayvan evden gideli 5 sene oldu hayatımda kimse yok oradaki mağazada da geçenlerde bir çalışan gördüm çok beğendim bugün giderim belki bir sohbet muhabbet ederim dedim ama orada yoktu bende aldıklarımla kaldım

M: demek öyle sahi senin hayvandan hiç haber alıyor musun.

Sorum üzerine Aysel ablam uzaklara dalıp bekledi 1 2 dakika sonra derin bir nefes aldı gözleri hafif dolmuş bir şekilde

A: yeniden evlenmiş üstelik çocukta yapmış hayvan herif birde evlendiği kadını gör o kadar güzel ki ona gitmesine hak veriyorum bazen

Bu sözlerin sonunda ağlamaya başlamıştı Aysel abla, hemen sandalyemi ona yaklaştırıp

M: abla saçmalama lütfen bu dünyada senden güzel başka kimi bulmuş olabilir

A: bunu teselli için söylüyorsun yalancısın

M: abla o kadar ciddiyim ki ne kadar ciddi olduğumu bilemezsin hatta

A: hatta ne mert

M: şey boşver hiç açmayalım

A: aç aç söyle benden sır çıkmaz

M: sır değilde abla şey yani

A: ney ney geveleme hadi

M: abla ben seni o kadar beğeniyorum ki bütün ergenliğim boyunca senin gibi bir sevgili hayal ettim ben

Ağlamaktan ıslanmış yüzüne bir gülümseme ile

A: vay be demek beni hayal ettin he hemde sevgilin olarak

M: sadece sevgilim olarak değil seni düşünerek yaptığım şeyleri bir bilsen

Dedikten hemen sonra söylemem gereken bir şey söylediğimi fark ettim ve direkt sustum

A: sen beni düşünerek tahmin ettiğim şeyi mi yaptın yani

M: abla boşver özür dilerim ergence şeyler işte ağzımdan kaçtı kusura bakma

Kafamı eğip kendime sövmeye başladım

A: görmek ister misin

Anlamaz bakışlarımı yüzüne çevirdim

A: öyle bakma hayal ettim dedin bende sana soruyorum hayalini görmek ister misin

M: a a abla

A: içeri gel

Dedi ve kalkıp yanımdan geçtikten sonra yatak odasına doğru gitmeye başladı. Aşırı derecede tereddüt ediyordum kendimden ne yapacağım diye aslında yapacak çok bir şey yoktu yavaşça kalkıp peşinden ilerledim. Yatak odasının kapısı açıktı kapının tam karşısında 2 kişilik bir yatak ve bana doğru bakan aysel ablam. Kapının tam ortasına geçtim Aysel ablaya dikkat kesildim geldiğimi görünce elbisesini alttan tutup direkt çıkarttı, yıllarımı verdiğim kadın karşımda çırılçıplaktı büyülenmiş gibiydim her şey tam hayalimdeki gibiydi göğüsleri beli teni resmen aynısını kurmuştum kafamda. Aysel abla ben sal gibi dururken bana yaklaştı

A: ben en son kaç yıl önce bir adamın önünde bu hale geldim artık sayamıyorum şimdi beni bu hale sokan adama sorum var, daha önce kimseyle beraber oldun mu

M: b bir iki kere oldu

A: sana onları unutturacak bir deneyim sunacağım mert benim en büyük fantezim bu hiçbir şey bilmeyen tecrübesiz bir çocuğa bu deneyimli bedeni sunmak onu yönetmek anlıyorsun değil mi beni eğer anladıysan soyun ve yatağa geç hemen

Bu fırsatı kaçıracak değildim hemen yatağa geçip soyundum

A: sabah ereksiyonun beni çok etkilemişti açıkçası eve gelip direkt kendimi duşa attım kendimi okşamaya başladım ama sen çok erken geldin beni böldün ve bütün bunların bir sonucu olarak kaç yıldır yaşayamadığım kadınlığımı bana yaşatacaksın

Bunlar son sözleri oldu ve üstüme eğilip dudaklarımızı birleştirdi onun kocaman dudakları beni resmen vakumluyor dilini kullanış şekli adeta büyülüyordu işini o kadar iyi yapıyordu ki makine gibiydi öpücüklerini yavaşça vücuduma indirdi göğüslerimi öpüp karnıma oradan ise sikime ulaştı

A:bu saksoyu asla unutamayacaksın

Ve ağzına almaya başladı hareketleri azgınlığına bağlı oranda hızlı değildi işini dikkatli yapıyordu önce başından sonuna ıslatmak için dilini kullandı sonra yavaşca başını ağzına aldı ağzını doldurduğunu görünce iç çektiğini fark ettim kadın hasretti yarrağa resmen. Beni boşaltana kadar saksoya devam etti yavaş ve bol tükürüklü yapıyordu ağzından çıkartıp biraz kafasını kaldırıp tekrar tükürüyor sonra ağzına almaya devam ediyordu kasıldığımı farkedince boşalacağım dedim ve işte bunu der demez o yavaş kadın gitti yerine azgınlığına bağlı oranda hareket eden bir canavar geldi o kadar hızlı yapıyor o kadar derine sokuyordu ki sikimi ben daha ne olduğunu anlayamadan boğazının derinliklerine boşaldım.

Sikimi ağzından çıkartıp biraz bekledi nefeslendi yıllardır hayalini kurduğum kadını siktipim için sikim bu heyecanla tekrar dimdik olmuştu Aysel abla sonra ellerimden tutup beni kaldırdı kendisi yattı yatağa ve bacaklarını araladı, artık zamanın geldiğini anlayıp bacak arasına kafamı yaklaştırdım

A: hayır şuan yeterince ıslağım ve seni bekleyemem direkt içime gir yoksa azgınlıktan bayılacağım

Dediğini yapacaktım işi bilen oydu sikimi deliğinin girişine dayadım ve her zaman yaptığım gibi oynamaya başladım

A: mert bir anda ne olduğunu anlamadan tamamını

Daha sok diyemeden sikimin tamamını içeri ittim Aysel abla öyle bir çığlık attı ki eminim bu çığlığı sokaktan bile duymuşlardır

A: evet işte bunu istiyordum evet şimdi çok seri ve sert bir tempo istiyorum senden parçalaman lazım beni buna ihtiyacım var

Ben artık konuşmakla vakit kaybetmeyip uygulamayı tercih ediyordum dediği gibi hızlı hızlı gidip gelmeye başladım kendimi o kadar sert bir şekilde vuruyordum ki şaplama sesleri bütün odayı dolduruyordu.

Ellerimi göğüslerine attım onları tutarak tempomu arttırıp azaltıyordum ve bu sırada o göğüsleri sıkarak daha daha zevk vermeye çalışıyordum Aysel abla beliyle bana uyum sağlıyor daha da zevk almaya çalışıyordu her ne kadar güzel bir tempo yakalasak bile artık boşalma zamanım yaklaşıyordu Aysel ablaya haber verdim ellerini kaldırıp kafamı tuttu gözlerimin içine bakarak

A: içime boşal ne olacağı umrumda değil doldur beni lütfen doldur beni bende boşalacağım şimdi dedi

Dediğini yapmak benim için bir zevkti biraz daha hızlanıp en hızlı halimde amının derinliklerine boşaldım ben boşalırken Aysel abla altımda kıvranarak boşaldı ben yanına yığıldım ve kollarımı vücuduna sardım.

M: demek başka beğendiğin çocuklar var he

A: bundan sonra beğendiğim tek sen varsın birde seninki var tabi

M: artık benim kadınımsın

A: öyleyim erkeğim

Yatakta biraz dinlendikten sonra tekrar kaldırmaya başlamıştım benimkinin hareketlenmesi ile Aysel ablanın elini tuttum uzatıp sikimi dokunmasını sağladım Aysel abla gözümün içine bakıp

A: duşa girelim mi

Bu benim için büyük nimetti hevesimi belli etmek adına direkt elinden tutup kaldırdım duşa doğru sürükledim.

Kabinin içine girdiğimizde önce suyu ayarladık hafiften buharlar çıkarten birbirimizi köpüklemeye başladık Aysel ablanın vücudundaki köpükleri ellerimle dağıtmaya başladım önce göğüslerini avuçladım sıkarak yeterince onlarla ilgilendim, ellerimi aşağı indirerek sırtına götürdüm oradan kalçalarına indim sağ elimi götünün arasına sokup deliğine dokundum ve kafamı kaldırıp Aysel ablaya baktım bakışlarında onay vardı bir anda ayağa kalkıp Aysel ablayı ters çevirdim başını duşa kabinin duvarına yasladım böylece hafifçe eğilmiş oldu diz çöküp göt deliğine köpükle beraber elimi sokmaya başladım ama zaten Aysel ablanın götü genişti ama benimkini alabilecek kadar değildi bu yüzden köpükle beraber parmaklarımı sokmaya başladım sert olmamı istediği için parmak sayısında ve içeri itmekte hiç tereddüt etmedim Aysel abla acıyla karışık inliyor artık sokmamı istiyordu.

Ayağa kalktım artık hayalini kurduğum bu götü sikme vaktiydi daha önce yaptığım gibi başını deliğe dayadım ve hiç beklemediği bir anda içeri ittim kendimi içeri girerken gerçekten götünü yardığımı hissetmiştim biraz bekleyip çıktım içinden çok hafif bir kan vardı

M: abla kanamaya başladın yapmasam mı acaba

A: sok mert ben acısına katlanırım o acı bana zevk veriyor yıllarca ben parmaklayıp kanattım şimdi sen sikerek kanat haydi mert haydi

Madem Aysel abla mazoşist bir manyağa dönüşmüştü hakkını vermem gerekiyordu amını sikerden yakaladığım hızı yakaladım banyoda olduğumuz için su sesiyle karışık şaplama sesi yayılıyordu tabi bunların yanında inleyen Aysel ablayı saymıyorum bütün binayı kapıya toplayacaktı ama şuan bunu umursamak için çok geçti Aysel ablanın saçlarından tutup daha da hızlandım artık sona gelme vakti yaklaşmıştı içine boşalmamı sorun etmeyen Aysel ablanın götüne şaplat atmaya başladım bu ona haber verir gibi bir şaplaktı 1 vurdum 2 vurdum 3 vurdum en son elimi kaldırıp saçlarına asıldım ve kendimi en derine ittim öyle bir boşalmıştım ki ayağımın ucundan saç diplerime kadar elektrik yayılmıştı vücudumda Aysel ablayla beraber aynı anda yere çöktük nefes nefese kalmıştık yaklaşıp dudaklarını öpmeye başladım üstümüze su vurmaya devam ediyordu ıslak ıslak öpüşüyorduk ama mecalimiz kalmadığı için Aysel abla beni tutup kaldırdı kendi üstüne son bir suyla temizledi ve bana temizlen gel dedi duşa kabinden çıkıp havluya sarıldı ve dışarı çıktı.

Başımı yaslayıp yaşadıklarımı düşünüp mutlu oldum yüzümde bir gülümseme ile suyla temizledim kendimi suyu kapatıp duşa kabinin kapısını açtım fakat yerdeki sabunu görmeyerek üstüne bastım geriye doğru düştüm ve kafamı çarptım son hatırladığım banyonun tavanı ve ıslaklıktı.

-Evvet 3. Bölümün sonuna geldik bugün biraz daha okul dışına çıkmayı hedeflemiştim ve başardım uzunluğu nasıl oldu bilmiyorum bu yüzden geri dönüşlerinizi bekliyorum-