Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Kirli Geçmiş 2

Ertesi gün ne yapacağımı bilemeden boş boş dolaşıyordum, iki kere daha birlikte olmuş ve sabaha karşı yolcu edilmiştim. Şişko Nuri’nin boşandığı, ev sahibim olan Ayşe’yi sikmiştim sikmesine de bundan sonra ne olacaktı. Her şey o kadar belirsizdi ki. Serhat mesaj atmış. ?Abi çok sağ ol, anahtarı bıraktım yerine? demişti oysa hâlâ anasının amında döllerim duruyordu. Sırıtıp ?Anasını siktiğimin çocuğu? demiştim. Ayşe hanımla yüzleşmek istemiyordum, korkuyordum da bu şişman tehlikeli adamdı üstelik. Birkaç gün sonra kapımın altında bir zarf bulmuştum. Hemen içini açmış ve Ayşe’nin yazdıklarını okumaya başladı: ?Ozan, ben Ayşe geçen gün olan şeyden sonra bunları bilmeye hakkın var, elbette dikkatli olmak şartıyla. Beni bir orospu gibi görmeni istemem ama her insanın ihtiyaçları vardır biliyorsun. Ben uzunca bir dönem buna sabrettim. Fakat sev güvenilir bir insansın. Bunu biliyorum. Nuri ile üniversitede tanıştık. Evlendik, evlenene kadar da bana dokunmadı. Evliliğim tam bir hayal kırıklığı idi ufacık siki ile üzerimde debelenir bir iki dakikaya boşalırdı. Bunu senelerce çektim, iki evlat verdim o minik sike ama asla tatmin olmadım. Bir erkeğin altında inim inim inlemek nedir bilmedim. Birazcık saftım da herkesi böyle sanıyordum. Boşanınca da hayatıma kimse girmedi senin dışında sen daha çok gençsin Aramızda bir şey olmasının imkanı yok. Yine de??Telefonumun mesaj bölümüne girdim ?Yazdıklarını okudum. Ne yapacağımı bilmiyorum, oldu bir kere? cevap gecikmedi ?Bir kere mi, üç defa siktin lan beni? ?öyle oldu? ?sana güvenebilirim değil mi Ozan?? ?Ne için? ?devamı için, devamını istiyorum. Bir kadın yarağın tadını aldı mı ne yapacak, başkası da olmaz burası küçük bir yer? ?Ya Nuri? Boş ver çevremde dolanıp duruyor? ?Bir daha fırsat..? Ben ayarlayacağım? Dediği gibi de yaptı. Kendime güvenim gelmişti üstelik birkaç gün yazışmıştık. Bana sürekli olarak tutuk olma, erkek ol, ez beni diyordu. Kafam allak bullaktı ama abazanlığım da durdurak bilmiyordu. Kirayı ödemek için gittiğim de elime küçük bir kağıt tutuşturdu. Cebime attığım bu küçük adreste saat 20:00 diyordu. Yukarı çıkıp bir dul alıp belirttiği adrese gittim. Kapıdan girer girmez bana sarıldı, olayımızın üzerinden neredeysen on gün geçmişti. Omuzlarımı sıkıca tutuyor, o ela gözleri yuvalarında fır dönüyordu. ?Burası?? ?Bir arkadaşımın bırak şimdi bunu? dudaklarımız kenetlenmişti yine, sabırsızca öpüyordum onu azgınlığın verdiği cesaret, kasıklarımdan yayılıp beni teslim almıştı. Ellerim her yerinde dolaşıyordu artık korkmamın bir sebebi yoktu, kah götüne tokatlar atıyor kah gömleğinin üstünden memelerini okşuyordum o da boş durmuyor bana iyice sokuluyor. Boynumu kulak mememi yalıyor minik dudakları ile ağzımı, dudaklarımı öpüyordu. Gömleğinin düğmelerini hızlıca soyup içine giydiği renkli, pembe ve taşlı sutyenin altında duran orta boy diri memelerini okşamaya başladım? ohhh, aslanım? ?sus lan orospu, aç memelerini amına çaktığım? diyerek cesarete gelmiştim ?işte böyle söyle???orospuuuuuu? eteğini çıkarınca g-string aklımı başımdan almıştı önünü kapatan küçük bir bölüm arkasında taşlı bir ip uzanıyordu. ?Biz de biliyoruz bir şeyler? diyerek kikirdedi Onca sene böyle mi? ?Yok be o Nuri ne anlar?? ?Onun namusunu sikeyim ben? bir çırpıda önüme eğildi. İri yarağımı tutsaklıktan kurtarıp mor kafasına öpücükler kondurmaya başladı, ağzını aralayıp hışımla içine çekmişti. Nihayetinde ince dudaklarını kapatmış ve enfes bir ağız saksosuna başlamıştı. Dün azgınlıktan kırılırken bugün kırk yaşlarında bir milfin ağzında oynayan bir yarağım vardı. Taşaklarımı okşuyor, bazen diliyle toplarının etrafında dolaşıp yutkunup tekrar sikime sarılıyordu. Ayşe uzun yılların vermiş olduğu ateşle baştan çıkıyor. Dibine dbine ağzına aldığı yarağın keyfini sürüyordu. Birkaç adım geri atıp koltuğa oturdum ve bir sigara yaktım. ?Üzerindekileri çıkar, sadece türbanın kalsın? dedim. Çıkarıp hemen diz çöktü önümde sikimi kökünden kavrayıp bu ince yüzlü diberin ağzına vermeye devam ettim. Kendimi tam bir erkek gibi hissediyordum artık ve elimin altında sikilecek bir milf vardı?.Eğilip götünü okşarken o gırtlağına kadar almakla meşguldü, ağzıdan salyalar akıyor ben iki götünü okşayıp tokatlıyordum ?Em ulan orospu, namusunu siktiğimin kaltağı? arada bu sözlerime inliyor, sonra kasıklarımı koklaya koklaya saksosuna devam ediyordu. G- stringini kenara çekip bu beyaz kalçaların arkasından amının deliğine parmağımı geçirip içerden çengel gibi yapmış ve o çengeli sağa sola çeviriyordum. Kaltak nasıl yanıyorsa hemencecik ıslanmıştı. Omuzlarından tutup onu üzerime çekip öpüşmeye başladık. Dudaklarını kemiriyor ya da amını avuçlayıp memelerini okşuyordum. Fındık kadar olan meme uçlarını ağzımda ısırıyor, beyaz tenini kızartmakla meşgul oluyordum. Amı ip gibi açılıyordu önümde düz bir çizgi ile hafif kıllanmış kırk yaşlarında olmasına karşın gayet güzel bir bedeni vardı. Götünü avuçlayıp yavaşça kaldırdım ve amını ağzımın hizasına getirdim o minik deliği dilimle şımartmaya başladım. Ellerini duvara koymuş amını dilime sürtmekle meşguldü. Dilimi bir ok gibi amının diplerine doğru ittirip, o ıslak tadı almaya çalışıyordum bir eliyle memesini okşuyor, diğer eliyle de saçlarıma dokunuyordu- Yala beni erkeğim, sonra da bas bana o ibne sadece yalardı. Çüksüz sikemedi beni. Evire çevire sik onun namusunu.Onu kucaklayıp karşıdaki koltuğa yatırıp bembeyaz bacaklarını omuzlarıma aldım öpüşe öpüşe kafasını amına sürte sürte soktum içine. ?ohhhhh? diye inledi. Memesini ağzıma alıp kökleyince ?ayyy?? diye bağırdı ve bir makine gibi işlemeye başladım içine. Kalın sikimi dışarı çıkarıp tekrar sokuyordum ?oooh sikiyorsun beni, işte bu sikilmek bu yaa? diye inliyordu. Avuçladığım götünü iyice kendime çekiyor kasıklarım karnına çarpıyor ve iri sikim içine gömülüyordu. Parmağımla göt deliğini okşuyor hafifçe etrafında dolaşıyordum ?sik şiko nuri?nin karısını? diye inliyordu. ?Ohhhh bebeğim amın kız amı gibi? ?sikilmedi de ondan aşkım, erkek mi sikti beni senin gibi? diye inliyordu. Koltuğa domaltıp türbanlı orospuma bütün gücümle çakmaya başladım. Kalçalarının arasından bir gül goncası gibi ortaya çıkan amına yarağımı dayayıp sertçe ittirdim, bastıkça inliyor, çığlıklar atıyordu. Sıkıca kenetleyip sadece belimi oynatarak amının üst duvarlarına vurmaya başladım bu onu çıldırtmaya yetmişti. Güzel götünü avuçluyor, omuzundan tutup iyice dibine kadar çakıyordum. ?amına koduğum? ?koy aşkım? Yere halının üzerine uzanıp üstüme çekmiştim onu bileklerime basıp hızlıca oturdu, top gibi memelerini sallaya sallaya oturup kalkmaya başladı ?sen nasıl iki çocuk doğurdun lan daracıksın amcık? dediğim de ?sezaryan aşkım amıma giren yarak olmadı desem yeri var, ilk defa yiyorum? zıplaya zıplaya terlemişti onu altıma alıp yumuldum tekrar sertçe sokup çekmeye başladım yarağımı daracık amına tırnaklarını sırtıma geçirip elektiriğe tutulmuş gibi titremeye başlayınca ben de dayanamadım ve boşaldım?Uzandık yan yana sohbet etmeye başladık

Kirli Geçmiş

İç Anadolu’nun küçük bir şehrine öğretmen olarak atandığım da mutluluktan havalara uçmuştum, nihayetinde verdiğim onca emek, geceler boyu ders çalışmanın mükâfatını almıştım. Hemen gerekli belgeleri düzenlemiş ve sadece bir bavul ile yola çıkmıştım. Bu küçük şehirden çok bir beklentim yoktu. Okuluma yakın bir yerde bir ev bile bulmuştum, üstelik eşyaları olan bir evdi, alt katında işletilen pastanede ev sahibim Ayşe hanım vardı. Kocasından boşanmış, iki oğlu olan ve son derece disiplinli, muhafazakâr bir kadındı. Türbanlı, incecik bir selvi gibi uzun, orta boy memeleri ve bembeyaz teni, yanakları sanki allık sürmüş gibi kırmızı, ela gözleri ile yaşına göre hoş bir kadındı- Hoca burası sakin bir muhit, hareketlerine dikkat et. Kirayı aksatma diye tembihlemişti – Zaten bir şey yapacak halim de yoktu, oldum olası sakin, sessiz bir adam olmuştum. Kendi içine kapanık, elinden her iş gelen gencecik bir oğlandım işte. Kısa zamanda alışmıştım bile bu şehre, kiramı aksatmıyor, kendi halinde yaşamaya devam ediyordum. Bir ruh gibiydim işte, tam olarak cansız, nefessiz bir ruh. – Hoca seninle bir şey konuşacağım- Buyurun Ayşe Hanım- Benim küçük oğlana özel ders verir misin? Kiradan düşeriz.- Tabi, neden olmasın Böylece Ayşe hanımın küçük oğluna ders vermeye başlamıştım. İnanılmaz ters bir çocuktu, boş ve avareydi. Kafası çalışmasına çalışıyordu ama insanı sinir eden de bir boş vermişliği vardı. Benim umurumda bile değildi bu derslerini verir, paramı alırım diye düşündüm. Tabi çocuk küçük yaşlardan itibaren babasız kalınca kendine bir rol model arayışı içindeydi. Serhat’tan öğrendiğim kadarıyla babası da bu şehirde yaşıyordu, annesi ile yedi yıl önce ayrılmışlar. Tehlikeli bir adam aslında pek bir işi gücü yok, annemden harçlık alıyor. Bana neyse bunlardan. Beşinci ayın sonunda cep telefonuma bir mesaj gelmişti.- Hoca, allah senden razı olsun bizim oğlanın dersleri düzeldi biraz.- Siz sağ olun Ayşe Hanım.- Yaramazlık yapmıyor değil mi, sözünüzü dinliyor- Hayır, çok uslu bir çocuk Ayşe hanım.- Tamam, siz de pek uslusunuz ?- Teşekkür ederim. Bu konuşma her şeyin fitilini ateşlemişti işte. Ayşe hanım, arada sırada yazıyor, bilgi alıyor, ne yapmamız gerektiği üzerine konuşuyorduk. Saygılı, hanımefendi birisiydi tek derdinin oğlu olduğunu düşünüyordum. Bir akşam kapım çaldı.- Hoca, Serhat yok ortalıkta saat kaç oldu. Burada mı acaba- Hayır değil- Nerede bu çocuk!- Buyurun içeri gelin.- Ayşe hanım genç bir çocuk sizce bu kadar sıkmak doğru mu bilmiyorum, yani arkadaşları ile buluşmuştur. Malum ergenlik.- Evet, öyleymiş mesaj atmış, derdim babası gibi olmasın- Babası! Koltuğa çökük kalmıştı, sonra bir sigara yaktı. – Babası evet, biz babası ile üniversitede tanıştık. Bakmayın siz ben de okudum üniversite sonra adama bir haller oldu, battı, borç taktı, dövdü ben de boşadım en sonunda hâlâ peşimde dolaşıyor. Hani geçen gördünüz ya şişman olan hah o eski kocam. Alkol yok mu?- Şey bir iki biram var ama- Uzun zaman oldu içmeyeli, Birasından bir fırt alıp devam etti.- Sana bir şey söyleyim mi hoca basiretsiz erkekler hep böyledir kendinden zayıf gördükleri kadınlara zülüm ederler. Hele bir de özel sorunları varsa. – Özel sorun- Boş ver Hoca Bira için sağ ol. Kalkıp gitti sonra, sonrasında kadına bakışım değişmişti. Bu kendi halinde duran kadının gizemi beni cezbetmiş, sanki kendisine bir mıknatıs gibi çekmeye başlamıştı. Onu daha dikkatli incelemeye başlamıştım. Abazanlığın getirdiği o müthiş hisle, Ayşe hanımın küçük götü beni cezbediyordu. Küçük bir futbol topunu andıran çıkık kalçaları, sülün gibi boyu, beyaz teni yatağıma uzanmış onu hayal ederek posta üstüne posta atmıştım. Evet, içine kapanık bir adamdım ve hiçbir bilgim de yoktu bir kadın yatağa nasıl atılır? Onun minik amına hangi yollardan gidilir hiç bilmiyordum. Sadece varsa yoksa otuz bir, bu siliklikle bir am sikmem, amın o dar, ıslak ve sıcak yerlerine tohumlarımı atmam mümkün bile değildi. Birkaç gündür bir sorunla cebelleşiyordum, Serhat bir kız arkadaş edinmiş ve onu benim evime atmak istiyor, anahtarları istiyordu. Titiz bir adamdım buna izin veremezdim ama bu liseli ergenin tehditleri de bunaltmıştı- Ayşe hanım müsait misiniz sizinle bir şey konuşacağım- Buyur hoca bir sorun mu var- Serhat..- Ne yaptı yine!- Valla bir sevgilisi varmış onu benim eve getirmek istiyor. – Sen de gammazlık yapıyorsun öyle mi- Ne münasebet.- Babasına çekmemiş demek, tamam hoca erkek adam sen ver anahtarı- İyi de ben gece nerede kalacağım- Ha sen de bana gelirsin, biliyorsun evi değil mi?- Evet de?Küçük şehrin dedikodusu meşhur olur ya hani, gizlene gizlene hava kararınca varmıştım Ayşe Hanım’ın evine, belirttiği saate kapıyı hafifçe tıklatmış ve içeri girmiştim. Güzel bir sofra hazırlamıştı bir şişe de şarap?- Şarap- Evet, ünide çok içerdim? Sen tabi türbanlıyım diye. Hoca din ayrı bu ayrı değil mi?- Yok efendim ben kimseyi yargılamam- Biliyorum, efendi bir adamsın Hiçbir şey demeden öylece oturduk, sofrayı topladı. Şarabın devamını koltuklara oturup tüketmeye başladık. Bir sigara yaktı.- Vallahi benim ex Nuri, burada seni görse ya kalpten gider ya seni öldürür?- Yok canım- Korkma hoca şehir dışında zaten, büyük oğlan ünide biliyorsun küçüğü de senin evde şimdi ?- Başıma iş açtı fırlama- Dedim ya babasına çekmemiş ya o bana yeter?- Babasının nesi var Ayşe hanım?- Hiçbir şeyi yok işte hahaha- Anladım Belli ki Nuri’nin sıkıntıları vardı bu konularda, Ayşe hanım da dışarıya pek muhafazakâr olsa da içinde patlamaya hazır bir bomba taşıyordu. Bu gece bu bomba patlar mıydı? kadehe uzanırken eli elime değmişti. Gözlerimiz birleşti birbirimize bakıp gülümsedik. Yedi yıldır dul olan bu kadın, abazanlığın cehenneminde yanan ben. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir an da öpüşmeye başladık ama ne öpüşme, dudaklarımız kenetlenmişti adete hırsla birbirimizi somuruyorduk. Bir ara nefes aldı..- Oğlum senin evindeyken sen de anasını mı sikeceksin?- Evet onun anasının amına koyacağım..Ellerim çok merak ettiğim kalçalarına yöneldi, bir taraftan da birbirimizi soyuyorduk. Elleri kıllı göğsümde dolanıyorken ben de onun gizli kalan yerlerini soymaya çabalıyor eteğinin altından bacaklarını okşamaya çalışıyordum. Kemerimi çıkarıp hızlıca elini sikime sokup kavradı, incecik parmakları yarağımın kafasında dolaşıp eli ile yoklama çekip ?lan bu ne? demişti? pantolonum bir anda dizimden sıyrılmış, baksırımla inmiş benim yarak nabız gibi atarak meydana çıkmıştı, şehvetli gözleri yarağımın üzerinde dolaşmış ?büyük? demişti sonra dudağını ısırıp ?erkenci değilsin değil mi? demişti hayır dedim ?hah benim Nuri’nin siki serçe parmağı kadardı bir de erkenciydi ibne demiş ve bir çırpıda soyunmuştu. Çıplaklığını ilk defa görüyordum. Uzun ince bir bedeni, top gibi memeleri vardı, beyaz tenin altında incecik karnı ve karnını altında ip gibi incecik iplik gibi bir amı vardı, yeni tıraşlanmış bembeyaz bir amcık duruyordu karşımda, ayağa kalkıp ona sıkıca sarıldım. Götünü avuçlarımın arasına alıp sıkıştırıp öpüşmeye başladık ?küfret, ben küfür severim? dedi. Heyecandan yapacak bir şeyim yoktu sadece öpüyor memelerini ısırmaya çalışıyordum. O da elini yarağıma atmış, deli gibi sıkıp sıkıp bırakıyordu, incecik parmakları yarağımın kalın gövdesinde dolaşıyor, başına ufak tokatlar atıyordu. Elimden tutup yatak odasına doğru sürükledi ?beni o ibnenin yatağında sik? diyerek uzandı ters altmış dokuza geçip üstten yarağımı ince dudaklarının, küçük ağzının içine sokup minik amını parmaklarımla ayırıp yalamaya başladım. O beyaz kanatları ayrılınca pembe kırmızı amı ortaya çıkmıştı ?daracık? dedim ?evet, sikemiyordu ibne senelerce sikemedi, yanıyorum hoca?? ?hoca koyacak amına? ?offf aslanım, yarağına kurban olurum senin, koca taşaklım? diyerek tekrar soktu sikimi ağzına. Taşaklarımı okşuyor ben de amının lezzetini dilimle almaya çabalıyordum. Beni yatağa itip sikimi avuçlayıp tekrar ağzına soktu o minik ağzı koca yarağımın gövdesini kavrıyor, ağzını am gibi kullanıyordu. ?oooohhh? diye arada çıkarıyordu. -Ben?- Konuşma küfret, beni böyle bilmezdin değil mi- Evet- Neyim ben..- Tatlı bir dul, orospunun önde gidenisin lan sen. Sikimi avuçlayıp üzerine oturmuştu, o koca kafası minik amının dudaklarını içine doğru baskılayarak girmişti. Derinden bir hırlama ile ?oohhhh? sesi yükselti o minik, kalkıp götü yarağmın üstüne bastırdıkça amının sıkılığı ile derinlere giriyor, ıslaklığının keyfini çıkarıyor ve memelerini sıktırıyordum. ?Sikilmek bu işte, erken gelme keserim çükünü? diyerek zıplamaya başlamıştı, ellerim beyaz teninin kıvrımlarında dolaşıyor, belinden tuttuğum gibi yarağımın üstüne oturup kaldırıyordum. Hayalini kurduğum kadın, abazanlığımın zirvesindeyken sikimin üstünde adeta dans ediyor bazen eğilip dudaklarımı kemirip götünü hızlıca çalkıyordu. Bazen dik bir şekilde oturup daireler çiziyor, yarağımın kafası amının en gizli, en mahrem yerlerine bir koç başı gibi çarpıyordu. Pozisyon değiştirip altıma almıştım. Şimdi o ela gözleri, ateşler içinde bana bakıyor sert vuruşlarla dibine kadar sokup çekiyordum, incecik narin elleri bileğimi sıktırıyor kendini ileri kaldırarak yarağımın daha da derinlere girmesini sağlamaya çalışıyordu kudurmuştu, vıcık vıcık öten amı, sallanan memeleri ile başını sağa sola çeviriyor. Ateşle yanan bedenini bir parça olsun soğutmak istiyordu. Gerçekten sıkı bir amcığı vardı. Dar bir koridor, anlatılmaz bir biçim vurdukça vuruyordum kıtlıktan çıkmış bir aç gibi amını delmeye dağıtmaya uğraşıyordum. O ise halinden memnun inleye inleye kollarımın altında çırpınıyor, kalçalarıma birleştirdiği ayakları ile beni kendine çekiyordu. Daha fazla dayanamadım, bir an da içine titrer gibi akıtmaya başladım. Resmen oluk oluk boşalıyor, onca zamanın acısını bu dul amcığa boşalarak çıkarıyordum

İtfaiyecinin Karısı

Kuzenim Erdal Maraş’a tayin olalı 3 yıl olmuştu, ben de Ankara’da görev yaparken Maraş’a tayin oldum. Erdal’la beraber kalıyorduk. Erdal ile aynı hastanede görev yapan Asiye hemşire 180 boyunda, iri yarı bir kadın. Üst dudağında bir ben var, esmer ve tatlı bir kadın. Onu ilk gördüğümde çok etkilenmiştim. Acil serviste doktor arkadaşlarımı nöbet tutuyor diye ziyaret etme bahanesiyle onu görmeye gidiyordum. Tansiyon ölçmesini, enjeksiyon yapmasını gözümün ucuyla takip ediyordum. Eğilip kalktığında o dolgun götü acayip dikkatimi çekiyordu. Benimle hiç konuşmaz ve bakışlarımdan rahatsız oluyordu, bunun farkına varmıştım. Hastaneye gitmemden rahatsız oluyormuş. Eğilip kalktığında kendisini seyrettiğimi Erdal’a da söylemiş. Erdal’la o yüzden tartışmıştık, bu da çok zoruma gitmişti. Ama ne pahasına olursa olsun, neye mal olursa olsun onu sikecektim, hiç kaçarı yoktu. Bir doktor arkadaşımın doğum günü vardı ve acilde o akşam nöbetçiydi, gidip tatlı aldım ve Asiye de nöbetçiydi. Zaten sürekli nöbetlerini takip ediyordum. Asiye tatlıyı yediğinde bana teşekkür etti. Sonra yavaş yavaş kaynaşmaya başladık. Kocası pis suratlı psikopat tipli sürekli içki ve esrar kullanan bir adamdı Asiye’yi hem aldatıyor hem de ihmal ediyormuş. Bunu bana diğer doktor arkadaşlarım söylemişti.. Ben de Astsubay olduğum için askerlere ilgi duyuyordu, üniformamla hastaneye girdiğimde beni süzüyordu. Araya bayram tatili girmişti, Erdal 7 günlüğüne memlekete gitmişti ve benim nöbetim olduğu için gidememiştim. Diğer doktor arkadaşım yine Asiye ile nöbet tutuyordu, ben de doktorun odasında Tv. izliyordum. Asiye boş kaldığı vakitlerde odaya gelip benimle televizyon izliyordu. Sonra odadan çıkıp 5.dk.sonra yaş pasta getirdi. Kendisine teşekkür ettim. Bana neden memlekete gitmediğimi sordu ben de nöbetim var o yüzden gidemedim dedim. Acilde hep beraber sabahladık. Eve gidip duş aldığımda duşta onun götünü, amını ve göğüslerini hayal edip fayanslara fışkırıyordum ama artık mastürbasyondan bıkmıştım. Haftalar, aylar geçti bir türlü ona yanaşmama izin vermiyordu hep mesafeli duruyordu. Kendi kendime parmağını koklar hava alırsın diyordum. Evimiz hastaneye çok yakındı. O yüzden hemşireler samimiyetimize ve iyi niyetimize güvenip eve gelirler ve arada bir gündüz pasta yaparlardı ortalığı toplarlardı. Asiye bir gün çarşıda karşılaştığımızda sana bir şey soracağım dedi, ben de tabi ki sorabilirsin dedim; yeğenim Astsubaylık sınavına girmek istiyor başvuru formunu aldık ama nasıl doldurulacağını bilmiyoruz dedi, ben de memnuniyetle ben doldururum dedim. Benim evde olmaz eşim yanlış anlar dedi, ben de nerede istersen orada doldururuz dedim. İstersen bizim eve gel orada dolduralım dedim. Bülent’te ertesi gün nöbetçiydi, Asiye’ye cep telefonundan mesaj gönderip yarın müsait olduğumu söyledim. O da mesai bitiminde akşama doğru geleceklerini söyledi. Ertesi gün zil çaldı ve kapıyı açtığımda Asiye ve yeğeni gelmişti. Asiye çay demlerken yeğeni ile formu doldurduk, işleri bitmişti. Ama benim sikim bir türlü inmek bilmiyordu, yine onu sikemeyecektim. Hafta sonu müsait misin dedim, evet dedi. Hafta sonu bize gel seninle bir şey konuşacağım dedim, birden suratı değişti ve demek istediğini anlamadım dedi çok kızdı ve çekip gittiler. Anlayacağını anlamıştı ama elde etmek istediğimi vermek istemiyordu. Aradan 3 gün geçti ve beni cepten aradı, sen o gün ne demek istedin şimdi telefonda söyle bakalım beni ne sanıyorsun bir orospu gibi kullanacağını mı sandın şerefsiz köpek dedi ve telefonu suratıma kapattı. Çok kötü olmuştum, ilk defa bir bayan tarafından aşağılanmıştım.2 ay kadar hiç konuşmadık. Bir ara hastanede göremiyordum kendisini, aradan bir hafta geçtikten sonra iki gözünün de mor olduğunu gördüm, Erdal da kocasından feci dayak yediğini söyleyince üzülmüştüm. Zaten şerefsiz piç kocasına gıcık oluyordum. Hastanede göz göze geldik ve seni kırdığım için kusura bakma dedi. Ben de gülümseyip önemi yok dedim.Tel.de konuşma sürelerimiz uzuyor ve benimle aile problemlerini paylaşmaya başlamıştı. Kocası izine ayrılıp şehir dışına çıkmıştı ve hafta sonu Cumartesi günü bana geleceğini söyledi ben de kabul ettim. Sabah erken kalkıp ortalığı temizleyip duş aldım ve kişisel temizliğimi de yaptım. Asiye zile bastığında acayip heyecanlandım ve kapıyı açtım, gülümseyerek merhaba dedi. İçeri aldım. Kuaförden yeni çıkmış makyajı da tazeydi, üzerine sürdüğü parfüm de baştan çıkarıcıydı. Heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum, bir yandan ellerim titriyor bir yandan da yarrağım kocaman oluyordu. Asiye ile rahat rahat sigarasını içiyordu. Konuşacak kelime bulamıyorduk. Benden ne istiyorsun dedi, ben de ne isteyebilirim ki dedim, gülümsedi. Sigarasını kül tablasında söndürdü ve beni ayağa kaldırdı, boyum ondan çok kısaydı, eğilip dudağımı öptü bacaklarım titremeye başlamıştı. Ben de kıyafetinin üzerinden göğüslerini tuttum. Sonra kot pantolonundan aşağı inerek kalçalarını okşamaya başladım. Yerinde duramıyordu. Belli ki çok ateşlenmişti. Üzerindeki bluzu çıkardım ve sutyeninden taşan o güzelim göğüslerini seyretmeye başladım, bir yandan da sutyeninden göğüslerini çıkarıp dikleşen göğüs uçlarını dudaklarımla eziyordum. Sonra elimi pantolonunun önüne götürdü, pantolonunun düğmelerini yavaş yavaş açtım ve ayaklarına kadar indirdim. Pantolonumu çıkar dedi ve çıkardım. Saçlarımdan tutarak kafamı önüne getirdi ve beyaz külotunun önünde diz çöktürdü. Külotunun önünde kalp resmi vardı. Uzun zaman sex yapmamıştım. O anda ağzımı ve burnumu külotuna dayadım ve amını koklamaya içime çekmeye başladım. Bir yandan da ellerimi götüne atıp sımsıkı öylece sarıldım. Çökmüş vaziyette arkanı dön dedim ve o güzelim götünü yavaş yavaş avuçlayıp öpmeye başladım. Götünün kenarında da bir ben vardı. Külotunu arkadan iyice sıyırıp götünün arasına yerleştirdim. Fazla dayanamıyordum beni ayağa kaldırıp üzerimi soydu ve yarrağımı eline aldı, aman allahım bu küçücük adamın yarrağı dev gibiymiş yerim ben onu dedi. Tekrar önünde diz çöküp külotunu çıkardım ama çıkarırken de kokluyordum. Amının ve götünün altına geçip yeni ağda yapmış amını yalamaya başladım, o adar iştahla yaladım ki adeta kendinden geçiyordu. Ardından yatağa geçtik ve amını yalamaya doyamadım lütfen biraz daha yalat dedim. Hemen 69 pozisyonuna geçtik ve dilimi amının içine sokmaya başladım, o anda amı ve götü kasılıyordu hemen dilimi götüne de sokmaya başladım. Her iki tarafına da nefesimi verince daha da deli oluyordu. Orta parmağımı götüne sokunca parmağımı sonuna kadar almıştı çünkü götü de nemlenmişti. Yatakta domalarak hadi amıma gir lütfen dedi ben de kütük gibi olmuş yarrağımı ani bir hareketle amına soktum dudaklarını ısırıyordu. İçinde gidip geldikçe inliyordu ve kalçalarını sert bir şekilde tokatlıyordum. Daha sert sik ve daha sert kalçalarımı tokatla diyordu. Boşalmak üzereyim deyince ben de vuruş ritimlerimi hızlandırıp amının derinliklerinde boşaldım ve öylece yatakta kaldık. Duş alıp çıktıktan sonra 8 aydır kocamla sex yapmıyorum ondan midem bulanıyor beni çok güzel siktin ve yaladın dedi.Ben de her zaman istersen yaparız dedim. Yatakta tekrar domal dedim ve sikim yine kazma sapı gibi olmuştu, seni götten sikmek istiyorum dedim olmaz dedi. Kocama bile götten vermedim dedi. Domalmış vaziyette götünün deliğini dakikalarca yaladıktan sonra götten siktirmeye razı oldu. Götünün deliğine hafiften yarrağımın kafasını soktum çok acıdı lütfen çıkar dedi ben de çıkarır çıkarmaz birden osurdu, osurmasına deli olmuş ve var gücümle sikimi götüne soktum, çığlıklar atıp bacaklarımdan tutarak hepsini sok dedi. Götünün darlığı ve sıcaklığı beni fena azdırmıştı. Sonra alttan amını avuçlarken götünün içine de var gücümle boşaldım. Sonra evden ayrılıp gitti ve fırsat bulduğumuz zamanlarda bana hem amından hem de götünden siktiriyor ve o kokusuna doyamadığım külotlarından da hediye ediyor.

Kürt Karımı Dağıttı

Ege’de kıyıda bir yazlık kiraladık karımla tatile gitmiştik güzel bir site de yazlığımız ilk gün yerleşip yemek yiyip duş alıp yatmıştık karım çırılçıplak yatağa gelmişti anlamıştım derdini  ha bu arada karım balık etlice sarışın beyaz tenli yeşil gözlü kilolarının dışı da tam bir Avrupalı kadın tipidir … Amcığını avuçladım taşıyordu amcık kabak gibi tertemiz tıraşlı kabarmış haldeydi bir parmağım amcıkta bir parmağım göt deliğinde seks oyunları yapıyordum zira karıma yetmiyordum karım bunu açık açık söylerdi zaman zaman hatta onu sikerken çoğu kez büyük yaraklı olmamı isterdi. Karım üstüme çıktı yarağım neredeyse değmeden girmişti karım zıplamak istiyordu ama maalesef olmuyordu hafif kalksa yarağım amcıktan çıkıyordu küçük olduğu için karım bunu bildiğinden zıplamıyor kavisler çiziyordu böylece yarağımı hissetmeye çalışıyordu ve bu arada off off ya canım bu kadar kibar efendi olacağına keşke şu an koca yaraklı bir hayvan olsaydın da beni yarağa doyursaydın diyordu ve birden yarağımın üzerinden kalktı yarağımı eliyle tutarak başını göt deliğine yerleştirdi hemen girivermişti yarağım karım yine kavisler çiziyordu üzerimde ben hemen boşaldım ve yarağım küçüldü karım bi şey demeden kalkıp duşa gitti ….. Bir kaç gün geçmişti bir sabah ben hala yataktaydım aşağıdan karımın sesini duyar gibi oldum camdan baktığımda site görevlisi olan 25 -27 yaşlarındaki Diyarbakırlı çocukla konuştuğunu gördüm en son duyduğum çocuğa öğleden sonra gel dediğini duydum, çocuk çöpten bir şeyler alır gibi yapıp tamam deyip gitti 15 dakika sonra aşağı indim karıma müşterim aradı İzmir’e gideceğim istersen sende gel dedim yo yo çekemem bu sıcakta dedi ben arabaya atlayıp uzaklaştım site dışına arabamı park edip eve döndüm karım banyodaydı bu iyi oldu hemen boş bir oda vardı oraya girdim aradan3-4 saat geçmişti karımın birine sen duş al gel bekliyorum dediğini duydum su sesi kesilince duştan çıktığını düşündüm usulca odadan çıkıp odamızın kapısını hafifçe açıp baktığımda karımın sırt üstü uzanmış yattığını oğlanında belinde benim havlumu dolamış halde başını karımın bacak arasına gömmüş yalıyor dilliyor emiyor , karım iki eliyle oğlanın başını amına bastırıyor zevkten kuduruyordu oğlan karımın yanına uzandı eliyle amcığı avuçluyor parmaklıyor karımda havlunun üstünden oğlanın yarağını sıvazlıyor avuçluyordu, karım hafifçe havluyu sıyırdı yarağı iki eliyle kavradı yarak çok büyüktü kalın damarlı uzun fakat uca doğru incelen bir yaraktı başı daha küçük bir yaraktı ilk defa böyle yarak görmüştüm, karımın da dikkatini çekmiş olmalı ki oğlana bu yarak nasıl başı daha küçük deyip yarağın başını dilliyor yarağın deliğine dilinin ucunu sokuyor kara oğlanı delirtiyordu, oğlan hırlar gibi bu yarak göt yarağı dedi seni götten. Sikerken göreceksin dedi karım yarağı emerken vayy götten vereceğimi nereden biliyorsun dedi yarağı ağzına almaya çalışıyor ama sadece baş kısmını alabiliyordu oğlan karıma hadi otur dedi karım ata biner gibi oğlanın üzerine çıktı yarağı amcığına yerleştirdi ve yavaş yavaş oturdu koca yarak dibine kadar girmişti karıma karım zıplıyordu rahat rahat kendi iyice kaldırıyordu oğlana teni değmeyecek kadar kalkıyor ama yarağın bir kısmı hala içinde oluyordu oğlan alta karımın memelerini emiyor koca elleriyle karımın her yerini mıncıklıyor eziyordu hırıltılar çıkarıyordu karım birden yarağın üzerinden kalktı yarağa yumuldu anladım ki oğlan boşalıyordu karım döllerin tamamını yutmak istiyordu ama o kadar çok boşaldı ki oğlan karımın yüzü gözü döl oldu karım ıslak bezle hem kendini hem oğlanı temizledi oğlanın yüzünde gururla karışık bir kibir vardı iki saat önce çöpünü aldığı kadın şu anda yarağını temizliyordu nede olsa!!! Oğlan karımın bacaklarını iki yana iyice açtı belinin altına yastık yerleştirdi karımın götü ve amı kabak gibi çıkmıştı ortaya oğlan bir parmağını amcığa bir parmağını da göt deliğine sokmuş git gel yapıyor karım kıvranıyor göğüs uçları fındık gibi olmuştu oğlan bir eliyle yarağını sıvazlıyor kaldırıyordu amcıktaki elini çekti am suyuyla yarağını sıvazladı yarağın başını karımın göt deliğine yerleştirdi ufak bir hamlede başı girmişti karım korkuyordu sanırım oğlanı geri itermiş gibi hali vardı oğlan o pozisyonda duruyor, memeleri emiyor dişliyor kalçaları sıkıyor hafif şaplaklar atıyor ama bir türlü köklemiyor karım zevke gelmiş hadi geçir dölle beni doldur içimi diyor ama oğlan hala köklemiyor ,, karım oğlanın beline bacaklarını doladı belinden de tutup kendine çekmeye çalışıyordu. Oğlan birden abandı yarak dibine kadar girmişti karım çığlık atmıştı oğlan dudaklarına yapıştı karımın emiyor bağırmasını engelliyordu biraz öylece durdular sonra oğlan yavaşça çekmeye başladı yarak çıkarken karımın göt deliği uzuyordu yarağı bileklik gibi kavrıyordu, oğlan hızlanmaya başladı bu halde baya bi sikti sonra karımın üstüne abandı kaldı odayı ter ve döl kokusu doldurmuştu!! Bir süre sonra kendini Çekti karımın deliğinden döller sızıyordu oğlan kalkar kalkmaz hemen oradan uzaklaştım umarım beğenmişsinizdir

Ankara’da Aşk

Hikayem 1998 yılından başlayıp bugüne kadar uzanan anılar silsilesini kapsıyor aslında. Halen sürdürmekte olduğum mesleğimin Stajyerlik evresini tamamlamış ve meslek sınavlarına girmek için, kırk günlük sınava hazırlık kurslarına kayıt yaptırmıştım. Kışın bütün soğukluğunu iyiden iyiye hissettirdiği Kasım ayıydı. Cuma günü 7,5 saatlik bir yolculuktan sonra Mersin`den Ankara`ya gittim. Ankara daha da bir soğuktu. Kalın giysilerimle bir penguen` den farksızdım. Çok kasvetli ve fazla gri bulmuştum Ankara`yı. Planıma göre cuma akşamı Ankara`da olacaktım ve Kızılay`da bir otele yerleştikten sonra biraz gezip dolaşacaktım. Eşyalarımı yüklendiğim gibi yola koyulup kalacağım bir otel aramaya başladım. Kızılay bembeyaz kar altındaydı, kaldırımlar yer yer buzlanmıştı. Düşmemek için zor duruyordum ayakta. Nihayet güzel bir otel bulmuştum. Kayıt yaptırdıktan sonra odama çıkıp güzel bir duş aldım, üstümü değiştirdiğim gibi kendimi dışarıya attım. Soğuğa rağmen her yer çok kalabalık ve ışıl ışıldı!. Yollarda birbirlerine kartopu atanlar, birbirlerini Güven Parkta karların içine yatırıp şakalaşanlarla Ankara sanki kasvetini üstünden atmaya çalışıyor, gülümsüyordu. Tatlı bir huzur kaplamıştı içimi, kente ısınmaya başlamıştım. Bu sıcaklık karnımı acıktırmıştı. Büfeden ekmek arası döner ve yanına da ayran almıştım ki değmeyin keyfime… Açlığımı yatıştırdıktan sonra oturup bir-iki kadeh içebileceğim bir yer aramaya başladım. Sakarya caddesinde bir bar`a oturup havanın soğuğuna inat rakımı yudumlamaya başladım. 2 saat kadar sonra otele tekrar döndüm. Ertesi ve ondan sonraki gün oldukça yoğun geçecekti. Kurs sabah saat 08:00`de başlayıp, akşam 18:00` de bitiyordu ve 40 gün boyunca her hafta sonu aynı şeyi yaşayacaktım. Döndükten sonra biraz Tv izleyip, biraz kitap okuyup uykuya daldım. Sabah kalkıp tıraş olup, duşumu aldıktan sonra güzel bir kahvaltı yaptım ve yola koyuldum. Hala kar yağıyordu, sokaklarda insanların bir yerlere yetişmek için gösterdiği tatlı bir telaş, arabalardan yükselen klakson sesleriyle Ankara güne hazırlanıyordu. On dakikalık yolculuktan sonra kurs yerindeydim. Kantine inip Nescafe`mi aldım ve saat`in dolmasını bekledim. Henüz yeni yeni geliyordu insanlar. Kantin masalarında kızlar ve erkekler ayrı ayrı gruplanmış sohbet ediyorlar, birbirlerini tanımaya çalıyorlardı. bir şeyler okuyor, oyalanıyordum ve sonradan çok iyi dost olduğum bir sesle kendime geldim:

– Merhaba, günaydın.

– Merhaba

– Adım Ali, oturabilir miyim?

– Memnun oldum, adım Ulaş, buyurun lütfen.

Tanışma merasiminden sonra kurs salonuna çıktık. Sevecen, sıcak biriydi. Yerimize geçtik. Ankara`dan tanıdığı arkadaşlarıyla tanıştırdı. Derken ders başladı. Hayatımızdaki en önemli şeyi gerçekleştirime ciddiyetiyle hocamızın anlattıklarını pür dikkat kesilmiş, hipnotize bir vaziyette dinliyorduk. 10 dk. Geçmişti ki kapı çalındı. Kısık, mahcup ve ürkek bir ses

– Özür dilerim, geç kaldım, girebilir miyim?

– Buyurun lütfen

Anfiyi topuklarından yükselen hızlı ve panik adımlama sesleriyle inleterek arka sıralardan birine ilişti ürkek ceylan yavrusu. Ders devam ediyordu. Nihayet 10 dk.lık mola. Ali`yle kantine inip çaylarımızı alıp masalardan birine iliştik. Ali`nin tanıştırdığı ve adının Özlem olduğunu öğrendiğim bir afet-i devran oturuyordu masada. Kahvaltısını henüz yapamamış, evden börek getirmişti. Sıcak ikramına dayanamayıp biz de ikramından bir parça aldık. Nişanlıydı Özlem; ama bakışları, edası, girişkenliği, rahat tavırları, ses tonuyla fazla çapkın biri olduğunu gösteriyordu. Yakınlaşmıştık. Espriler, sıcak diyaloglarla kahkahalar yükseliyordu masamızdan. Mizacım gereği, soğuk durmayı, çekimser kalmayı sevmem. Ortamdan olumlu elektrik aldıysam katılımcılığı severim. Isınmıştık birbirimize ama nişanlı olması bir yerlerde durmamı sağlıyordu. Fasılalarla devam eden ders aralarında birçok insanla tanışma şansım olmuştu. Masamız artık epey kalabalıklaşmıştı. Sıcak bir grup olmuştuk. Akşam için programlar bile yapılmaya başlanmıştı. Bir yerlere gidilecek ve eğlenilecekti. Özlem ve Ali yapıyordu programı. O gün için son dersti artık. Son arada, anfiye gelen bayanın kantinin en arka masalarından birinde ürkek, kendi halinde oturduğunu gördüm. Öyle güzel, öyle masum bir yüzü vardı ki saatlerce oturup izlenilesi bir tabloyu andırıyordu. Tepkisinin ne olacağına aldırmaksın yanına gittim, yüzünün yaydığı ışıktan kendimi alamıyordum. Ay`a inat yansıyan mavi bir ışık hüzmesi.

– Merhaba.dediğimde kafasını kaldırıp ürkek bir tavır ve ses tonuyla

– Merhaba dedi. Dokunsam kaçacaktı sanki.

– Adım Ulaş, sizin de bir adınız vardır umarım.

Yarı gülümser, yarı mahcup ses tonuyla,

– B. dedi.

– Rahatsız etmek istemem ama, katılmak ister misiniz bize?

– Yooo. teşekkür ederim, böyle daha iyi.

– Peki, siz bilirsiniz. Tekrar memnun oldum.

Masama döndüm ama Özlem bir yandan benimle sohbet ederken, diğer yandan göz ucuyla B.`ye bakıyordu. Rahatsız olmuş gibiydi. Akşam ders bittikten sonra toplandık. Beni Özlem götürecekti gideceğimiz yere. Ali eve uğrayıp eşini de alıp öyle gelecekti. Aklım hâlâ “B.”deydi. Yolda Özlem`le sohbet ediyorduk şuradan buradan. Derinliğime inen meraklı soruları vardı. Evli olup olmadığım veya bir sevgilim olup olmadığı türünden sorular. Çankaya`ya doğru ilerliyorduk. Özlem`in nişanlısı askerdeymiş, 4 ay`ı kalmış dönmeye, yaz`a doğru evleneceklermiş. Babası Ankara`da emekli olduktan sonra ailesi asıl memleketleri olan Kırklareli`ne taşınmış. Üniversiteyi bitirdikten sonra Özlem babasının da yardımıyla Ankara`da bir firmaya girmiş ve yıllar sonra müdür olmuş. Muhasebe müdürü Özlem. Özlem alımlı kız, Özlem güzel, Özlem fettan, Özlem yanardağlardan süzülen lav. Yakıp kavuruyor değdiği yerleri. Nihayet geldik programlanan yere. Oldukça şık ve güzel bir yer. Sohbet etmeye devam ettik, bir süre sonra Ali ve eşi geldi. Kendisi gibi Ali`nin eşi. Sıcak, sarıp sarmalayan, sevecen mi sevecen bir insan. Çabuk kaynaştık. Yeme-içme faslı ağırdan alınıyor, demleniyorduk, gece uzayacak gibiydi. Harika bir müzik çalıyordu. Ali ve eşi dansa kalktılar ve ardından ben ve Özlem. Öyle sarılmıştı ki Özlem, tanımayanlar bizi sevgili sanırdı. Ali`nin gözünden kaçmamış, liseden arkadaşı Özlem ve çok iyi tanıyor. Arada;

– Bu kıza dikkat et, baştan çıkarabilir seni demişti.

Ama kızın durdurak dinlediği yoktu, mesafeli yaklaşmama, henüz birkaç saatlik tanışmamıza rağmen fazla sokulgan davranıyordu. Göğüslerini göğsüme iyice yazlamış, sımsıkı sarılmıştı. Arada, bilinçli yaptığını kesinlikle biliyorum, göbeğiyle penisime baskı yapıyor, sallandıkça iyice sürtünüp tahrik olmamı sağlıyordu. İri gözlerini gözlerime dikmiş, tepkimi bekliyordu. Ateş basmıştı her yanımı. İstem dışı titriyordum. Yüzünde hınzır bir gülümseme vardı. Ama yine de dikkatli olmaya çabalıyordum. Gece bitti ve dönüyorduk artık, güzel bir gece yaşatmışlardı bana, sağolsunlar. Dönmek için arabalarımıza ilerlediğimizde Ali bu gece onlarda da kalabileceğimi bütün sıcaklığı ve dostluğuyla söylemişti. Özlem; bende de kalabilir dedi. Ama otele döndüm. Özlem beni buruk bir şekilde bıraktı otele. Ertesi gün görüşmek üzere vedalaştık. Sıcak bir duş ve güzel bir uykudan sonra Ankara`nın yine karlı yüzüne merhaba dedim. Yine aynı telaş ve ders faslı. Kurs yerine yine erken gelmiştim. Kantine indiğimde (bir gün öncesinin geç kalmışlığını telafi edercesine) bir masada sadece B.. otuyordu. Yanına gittim

– Merhaba, günaydın.

– Günaydın

– Hayırdır, dünün geç kalmışlığını telafi ediyorsun sanırım

– Evet, dün utandım biraz, ayıp oldu

– Çay içelim mi

– Ben alabilir miyim?

– İlk ben teklif ettim ama.

– Peki, şekersiz olursa sevinirim

– Baş üstüne Prenses hazretleri… gülümsedi, kısık bir tonla. Gün aydınlandı yüzünde ve gönlümde, çok güzel gülümsüyordu. Uçarak gidip aldım çayları

– Teşekkür ederim, zahmet oldu.

– Ne önemi var Prenses, emir kabul ederim.

– Estağfurullah ama bana Prenses demeseniz!!!!

– Bir Prenses`e başka türlü nasıl hitap edilir ki.

Gülümsedi yine, kısık kısık güldü. Gün yansıdı gönlüme, ışıklar içindeydim.Yavaş yavaş kursiyerler gelmeye başlamıştı. Özlem uçarak girdi içeri ama beni B.`yle görünce yüzünün haritası değişti. Yavaş ve emin adımlarla masamıza geldi. Elinde folyoya sarılmış bir şey vardı, söze girdi

– Günaydın, rahatsız etmiyorum ya!!!

B. yine o bildik mahcup ve tedirgin yüz haline büründü. Sessizdi, bir şey söylemedi.Sözü aldım:

– Günaydın, gel, otur lütfen. Tanıştırayım sizi; B. bu da Özlem

Özlem baştan aşağı süzüyordu B.`yi, B. rahatsız olmuştu, Özlem kendinden son derece emin, mağrur bir edayla kuruluverdi masaya. Derken hafifçe kalktı ve bana doğru eğildi ve iki yanımdan öptü;

– Dün geceden beri nasılsın?

B.`nin yüzü değişti, ışığı sönmüştü sanki, karanlığa gömüldü.

– İyiyim sağolun, Ali`yle beraber çok güzel bir konukseverlik gösterdiniz, çok teşekkür ediyorum, bunu unutmayacağım. Nişanlınla, ki kısmetse eşin olacak, Mersin`e geldiğinizde sizi ağırlamaktan müthiş keyif alacağım.Özlem belli etmemeye çalışıyor ama her halinden verdiğim cevaptan rahatsız olduğunu davranışlarıyla gösteriyordu.

– Kıymalı börek yapmıştım, belki kahvaltı yapmamışsındır diye düşündüm.

– Çok incesin, kahvaltı yapmıştım ama tabiki hayır demem.

Ali geldi bu arada, uykulu mahmuru gözlerle.

– Günaydın,

– Günaydın Ali, hadi buyur bak Özlem börek yapmış, soğutma.

– Valla kaçırmam, hanım erkenden gitti işe, kahvaltı yapmaya üşendim.

Yeniden kahvaltı faslı, ders derken öğle arasını bulduk. Özlem`i iş yerinden çağırdılar, gidip dönecekti. Ali`de eşiyle yemek yemek için çıktı, davet etti ama kabul etmedim. Yalnız kalmıştım. B. yoktu ortalıklarda. Yakınlarda yemek yiyebileceğimiz bir yer aradım. “Harran Kebap Salonu”, neyin nesidir anlamadım ama bir şeyler atıştırmak gerekiyordu. İçeri girdiğimde B..`de ordaydı, bir mükafattı sanki benim için. Yanına yaklaştım:

– Beklediğin kimse yoksa beraber yiyelim mi?

– Tabiki buyur lütfen, Özlem yok galiba!!

Dedi, ses tonu çok manidar ve iğneleyiciydi.

– Hayır, işe gitti.

Yemeklerimizi yedik ve bir saatlik arada sohbet edebileceğimiz kadar sohbet ettik. Yumuşamıştı. İlgilendiğimin farkına varmıştı. Hatta oradan ayrılırken muzipliğini takınıp şemsiyemi o almıştı ve tutmuştu bize. Buzlar erimişti. Özlem ve Ali gelmediler derse, beraber oturmuştuk aynı masaya. Yakınlaşmaya başlamıştık. Kursun o gün bitmesine yakın Ali ve Özlem beraber geldiler, B.`yle dışarı çıkıyorduk. Biletimi alıp gece 24`te Mersin`e dönecektim. Özlem atıldı hemen:

– Akşam bir yerlere gideceğiz, hadi gidelim.B. yine en mahsun halini almıştı. Masum gözlerle bana bakıyordu.

– B.`ye sözüm var, kusuruma bakmayın, onunla bir yerlere gideceğiz.dediğimde Özlem avını parçalamaya hazır bir panteri andırıyordu. B. gün aydınlığı yüzüne tekrar kavuşmuştu. Ama nezaketi de elden bırakmak istemiyordu.

– Sözleştiyseniz sizi alıkoymiyim, ben gidicem zaten dedi. Zaten sözleştiğimiz bir şey yoktu B.`yle ama Özlem`i atlatmak istiyordum. Bu durumdam Ali daha da keyiflenmişti.

– Hadi Özlem biz gidelim, onların programlarını bozmayalım.Özlem istemeyerek de olsa ayrılmıştı bizden, vedalaşarak ayrıldık onlardan ve B.`yle yürümeye başladık.

– Neden programımız olduğunu söyledin, program yapmamıştık ki.

– Ne yani, demek benimle program yapmak istemiyorsun, demek beni bir Prensesle program yapmaktan alıkoyucaksın!!!

– Ya hayır öyle değil ama sözleşmemiştik.

– Tamam işte, şimdi sözleştik, istemiyor musun yani?

– Olabilir ama ben de Konya`ya gidicem, fazla vaktim yok.

– Olsun, vaktin olduğu kadar. Hemen sıkıldın mı yani benden, istemiyor musun beni?

– Yo öyle değil!!!

– Tamam o zaman gidiyoruz

– Nereye?

– Çıldırmaya.

– Ama lütfen geç kalmayalım

– Emirdir Prenses. Demek ki eğlenilecek ve Prenses geç kalmayacak.

Gülüştük ve Çankaya`da keyfimize göre bir yer bulduk. Gözlerimi artık alamıyordum ondan, gözüm başka bir şey de görmek istemiyordu. Dünyam o olsun istiyordum, bütün hayatım onunla dolsun istiyordum. Israrlarımla iki kadeh şarap içmişti, yanakları al al olmuştu, şişede kalan şarap daha da kıskanmış B.`nin yanaklarını. Kadehimi yanağına doğru uzattım.

– Sence hangisi daha kırmızı?

– Ayyy. inanmıyorum, çok mu kızardı?

– Öyle yakışıyor ki. Lâl`in gerçek tonunun bu olması gerekiyor. Ama hangi ressam bu tonu tutturabilir ki. Tanrı bile övünmüştür şimdi kendisiyle. Gün yüze lâl yanak.

– Utandım.. Gece bitmesin istiyordum, prangayla bağlanmıştım adeta ona. Nasıl olabilirdi, bu kadar kısa sürede, nasıl, nasıl, nasıl.

– Kaçta kalkıyor otobüsün

– 22`de, saat kaç

– 21

– Gidelim mi?

– Gitmesek olmaz dimi?

Gülümsedi yine, gülümsedikçe ömrümden birkaç ömür yitiriyordum..

– Peki kalkalım..

– Her şey için çok teşekkür ederim, benim için çok farklı bir geceydi.

– Laf mı Prenses, ne yapabildim ki? Telefonunu almamda bir sakınca yoktur umarım, arayabilirim seni değil mi?

– Tabiki, ben de aliyım seninkini, telefonlaşırız ama telefonumu çaldırdığında rahat konuşamazsam anlayışla karşıla lütfen. Bizimkiler meraklıdır, fazla soru sorarlar.

– Demek ki Prenses esaret altında. Böyle bir güzellik korumam altında olsa ben de hassaslanır, kimlerin aradığını merak ederdim.

– Şımartma lütfen, abartıyorsun, ben Prenses değilim ama bizimkiler fazla meraklı.

– Ariycam seni Prenses

Telefon numaralarımızı verdik birbirimize. Otel`e uğrayıp eşyalarımı almam gerektiğini beni bekleyip bekleyemeyeceğini sordum. Geç kalıp kalmayacağımızı sordu. Geç kalmayacağımızı, en azından onu uğurlamak istediğimi söyledim. Kabul etti ve otel`e geldik, apar topar eşyalarımı alıp lobi`ye yanına geldim. Yola koyulduk, ama içim gitmesini istemiyordu, yol boyunca sohbet ettik. Terminalde onun biletini alıp peronlara geldik. İçim böyle göndermeye el vermiyordu. Çantalarımı yanına bırakıp 2 dk. beklemesini, sigaramın bittiğini söyledim. Peki, dedi. Konya arabasından bir bilet de kendime aldım. 2 saat daha görmek bile kârdı benim için. Ama o bunu bilmiyordu. Otobüsünün kalkış saati gelmişti, vedalaştık. Yerine kuruldu ve el salladı. El sallayıp yürümeye başladım, birkaç otobüsü geçtikten sonra arkalarından dolaşıp onun otobüsüne geldim ve muavine eşyalarımı verdim. Orta kapıdan içeri girip bir arkasındaki koltuğa oturdum. Beni görmüyordu. Derin derin dalmış uzakları seyrediyordu!. Mesaj yazmaya koyuldum.

– Prenses, şimdiden özledim seni Cep telefonunu aldı ve eli titriyordu, aradan görebiliyordum. Bir şeyler yazmaya başladı. Telefonumu titreşime almıştım. Mesaj geldi:

– Ben de, kendine iyi bak Prens inanamıyordum, galiba benden hoşlanıyordu. Otobüsün kalkmasına birkaç dakika kalmıştı, yeniden bir mesaj göndermiştim:

– Sana eşlik etmemi ister misin?

– Delisin sen, yapamazsın ki?

– Yaptım bile, arkana dön ve merhaba de. Arkasına döndü ve en gülümser ve en şok haliyle;

– inanamıyorum sana dedi ve oturup gülmeye başladı. Yanındaki kadın ikimize bakıyordu. Eğilip:

– Yapabiliyor muşum demek, galiba deliyim!

Yanındaki kadını yer değiştirmek için ikna edemedim ama olsun 2 saat daha görebilecektim. Şimdilik bu da yeterliydi. Yol kısa sürdü, bitmesin istiyordum ama bitti. Terminalde abisi ve babası karşıladı, alıp gittiler yüreğimden büyük bir parça kopararak. Bir sonraki hafta sonuna kadar nasıl bekleyecektim, zaman geçer miydi?

Onlar ayrıldıktan sonra indim ve Mersin`e dönmek için otobüs aramaya başladım. 02:00`de araba vardı. Epey bekleyecektim. Hafızamda olduğu kadarıyla şiirler göndermeye başladım telefonuna. Müsait değildi sanırım, 01:30 gibi aradı gülümser ve sıcak tavrıyla. Deli olduğuma kanaat getirmişti artık, hala inanamıyordu onunla Konya`ya kadar geldiğime. Sıcak ve sarmalayıcı bir sohbetti. Yarım saate yakın konuştuk telefonda ve sonrasında Mersin`e döndüm. Sabah uyanır uyanmaz artık ilk işimiz telefona sarılmaktı. Kırk yıldır hasret, kırk yıldır ayrı gibiydim onunla. Telefon yetmiyordu, sesini duymak yetmiyordu. Bir-iki gün içerisinde telefonda sevişmeye başlamıştık. Telefonla dokunabiliyor, mesajlarıyla tenini hissedebiliyordum. Bu şekilde onunla olmak acı veriyordu. Dayanamıyordum artık. Anlaştık ve Perşembe günü Ankara`da olacaktık. Sürecin bu kadar hızlı ilerlemesi beni de korkutuyordu ama bir girdaba düşmüş gibiydim ve akıntıya bırakmıştım kendimi. Ne olursa olsundu. Sırılsıklam tutulmuştum çünkü, vücudumun kimyasını değiştirmişti ve aynı etkileşimi o da ifade ediyordu bana. Başka türlü bir şey de umurumda değildi. Beğeniyor, beğeniliyor ve yüceltiliyordum. Kaç erkek veya kadın yaşadığı bir beraberlikten dolayı kendini ayrıcalıklı hissedebiliyor. Bal gibi de ayrıcalıklıydım ve ona da ayrıcalıklı olduğunu hissettiriyordum. Perşembe zor geldi, bir ömür beklermişcesine zaman geçmek bilmedi. Çarşamba günü gece yola çıktım, Perşembe sabahı orda olacaktım. O da sabahtan İzmir caddesinde beni bekliyor olacaktı. Yol boyunca şoförün bütün silsilesine küfür ettim. Bana göre yavaş gidiyordu ve zaman geçmek bilmiyordu. Yola çıkmadan önce oteli arayıp ikimizin adına yer ayırttırdım. Nihayet Ankara`daydım. Servis`e binip İzimir caddesine geldiğimde gözlerime inanamadım. Benden önce ordaydı. Uçarak indim servisten. Öyle sarılmıştık ki, iki koca dağın, çölün suya hasreti gibi kenetlenmiştik. Kokusu bambaşkaydı, gün ışığıma kavuşmuştum. Binlerce öpücük konduruyordum yüzüne, alnına boynuna. Hâlâ utangaç ve mahçuptu. Yüzünü aldım avuçlarımın arasına, güneşi avuçlarımın arasında hissediyordum. Gözlerinde binlerce yıldız, sarmaya, öpmeye doyamıyordum. Eşyalarımı aldım ve otele geldik. Yukarıya çıkmak istemedi benimle, utangaçtı, ne kadar ısrar ettiysem nafile. Sorun değildi, yukarıya çıkıp eşyalarımı bırakım, ve çantamda onun için hazırladığım iki hadiye paketini alıp aşağıya indim. Lobide verdim birinci hediyesini, paketi heyecanla açtı ve ardından yüzünde güller açan bir gülümseme. Küçük bir ayıcık vardı kucağında, çok mutlu görünüyordu, uzandı ve sıcacık bir öpücük kondurdu dudaklarıma. Eşyaları hâlâ lobide yanımızdaydı, hazırlanıp hazırlanmayacağını sordum. İtiraz etmedi ve eşyalarını alıp yukarıya çıktı. Heyecanla onu bekliyordum, bir yandan da inanasım gelmiyordu, o artık sevgilimdi. Yarım saat kadar sonra indi lobiye, harika görünüyordu, saçlarını arkadan topuz yapıp toplamış, hafif bir makyaj yapmıştı. Üzerinde siyah ve şık bir manto, altında ince, dar boğazlı bir kazak ve altına da diz kapaklarına kadar uzanan dar bir mini etek giymişti. Gözlerimi alamıyordum, güneş gibi parlıyordu karşımda, ışıklar içerisindeydi. Çıkıp akşama kadar dolaştık dışarıda, akşam için program hazırlamıştık. Gidip bir yerlerde baş başa eğlenecektik. Ayıcığın patisine dokunduğunda

– I Love You diyordu. Parmakları aynı ritme alışmışcasına sürekli dokunup duruyordu ayacığın patisine. Büyülenmiş gibiydi. Söze girdi:

– Biliyor musun? Sıkılmadan sonsuza kadar dinleyebilirim bu cümleyi.

Gülümsedi, gülümsedikçe gün devriliyordu gözlerinin akşamında.Kahvaltımızı yapıp uzun uzun hasret gideriyorduk. O da hâlâ inanamıyordu yaşadıklarına, ben alamıyordum gözümü yaydığı gün ışığına. Dışarı çıkıp saatlarce dolaştık, çocuklar gibi şendik. Akşam Kızılay`da bir bar`a oturup beraberliğimizin tadını çıkardık. Harika bir müzik eşliğinde, belki de bize öyle geliyordu, saatlerce dans ettik. Kollarımda bir bulut kümesinin yumuşaklığını taşıyor gibiydim. Bu kadar duru, bu kadar beyaz. İnanasım gelmiyordu. Dans ederken fısıl fısıl konuşuyorduk:

– Biliyor musun? Bir erkekle daha önce yaşadığım en ileri şey ele ele tutuşmaktı. Şu an bir erkekle, kollarımda, sarmalamanın yetmediği erkeğimle koyun koyunayım.

– Biliyor musun? Gün ışığı bu denli hiç yakmamıştı benliğimi, bedenimi. Işığımsın, sebebimsin.

Başı omzumdaydı. Sıkı sıkıya sarılmıştı, tek vücut gibiydik. Hiç bu kadar içmediğini söylemişti, arka arkaya şarap kadehlerini bir bir yuvarlamıştı. Yanakları şarabın kızılına inat al aldı. Epey yarılamıştık geceyi ve sevgilim epeyce çakırkeyif olmuştu. Toparlandık, dönme vaktiydi artık ama çakırkeyf olmasına rağmen gecenin nasıl biteceğini biliyor ve tedirginliğini yansıtıyordu. Otel yakındı, öpüşerek, sarılarak usul usul kathediyorduk mesafeyi. Lobiden anahtarımızı alıp asansöre bindik. Ellerimiz, vücutlarımızın her noktasına temas ediyordu. Odamızın bulunduğu kata gelmiştik. Eğilip kucağıma aldım ve koridoru uçarcasına geçtik adeta. Anahtar elimdeydi, kapıyı açıp ayağımla ittim ve içeri girdik. Topuğumla kapadım kapıyı. Oda sokak ışıklarıyla, ben onun yüzüne baktıkça aydınlanıyordum. Usulca yatağa bırakıverdim ve yanına uzandım. Soluksuz kalmış gibiydik, derin derin soluyorduk havayı. Yüzünde, vücudunda dolaşıyordu ellerim. Gözleriyle bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi. Adeta, daha fazla ileri gitmeyelim, bu kadarı bile benim için fazla, der gibiydi. Acemi, ama içten öpücükleri vardı. Uzun uzun öpüşüyorduk. En mükemmel mevsim meyvesinden bile alamayacağım tadları, dudaklarından alıyordum. Ama nafile, yavaş yavaş üzerindekileri çıkarmaya başlamıştım. Pardesösü, eteği, kazağı, ayakkabıları ve derken iç çamaşırlarıyla kalmıştı. Öylece bırakıp doğruldum yerimden. Mini dolaba ilerleyip şarap şişesini aldım. Merakla beni izliyordu yerinden yarı doğrulmuş şekilde. Mantarını açıp yanına geldim. Şişeyi dudaklarına uzattığımda suya hasret çöl gibi yudumlamaya başladı. Dudaklarının kenarlarından süzülenleri dilimle almaya başladım usul usul. Ardından şişeyi doğrultup birkaç yudum aldım ve başucumuzdaki komodinin üzerine bıraktım. Dadaklarımız kenetlendi önce, alev parçası dudakları dudaklarımın arasındaydı. Artık hiçbir şeyi umursamıyor gibiydi, rahatlamıştı. Kıvranıp duruyordu kollarımda. Ellerim, pürüzsüz bacaklarında, kadifeden yumuşak vücudunda dolaşıyordu. Kazağımı ve fanilamı çıkarmama yardımcı oldu, üstüm çıplaktı ve üzerine çekmişti beni. Vücuduna vücudumla dokunmak tamamen beni baştan çıkarmıştı. Sütyenini çıkardım, harika ve dimdik göğüsleri vardı. Uçları yüzüme dönüktü, bir yandan boynunda dilimi gezdiriyor, bir elimle göğslerini avuçluyordum. Avucumdan taşarcasına iriydiler. İşinde mükemmeliyetçi bir heykeltıraşın elinden çıkmışçasına kusursuz bir vücutla karşı karşıyaydım. Dokunmak yetmiyor, öpmek bir o denli eksik kalıyordu. Göğüslerine uzanırken elinin kemerimi çözmeye çalıştığını fark ettim. Pantolonumu çıkarıp attık bir kenera. Göğüsleri göğüs kafesimi zorlarcasına kenetlenmiştik. Vücudunun vücuduma değen her yeri, çıplaklığı yakıp kavuruyordu beni. Çılgınca öpüşüyorduk. Elimi külodunun yanından geçirerek aşağıya indirmeye çalıştım, çıkarmamak için itiraz etti. Tedirgin olmuştu. Çenesinin gamzesinden aşağıya, göğüslerine, göbek çukuruna inerek vücudunun her zerresinin tadını almaya çabalıyordum. Kasılıyordu. Göbeğinde dilimi gezdiriyordum, kadınlığının kokusu artık ciğerlerimin en derin noktasına kadar hissedilebiliyordu. Dilim külodunun üzeri ve kasıklarında dolaştığında yay gibi gerilmişti. İki elimle külodunu yanlarından çektiğimde artık itiraz etmiyordu. Bacaklarıyla yardımcı olarak çıkarmama izin verdi. Vajinasının o muhteşem kokusu daha da kesif bir hal alarak burnumdan ciğerlerime dolmuştu. Sağ ayak bileğini tutmuş ve usul öpücükler kondurmaya başlamıştım. Ayağının baş parmağı dudaklarımın arasındaydı, dilimi etrafında döndürüyordum. Yavaş yavaş ayağından yukarı dilimle hareket edip baldırlarına, diz kapağına ve bacağını kendime çekerek kasıklarına ulaşmıştım. Ensemden ve saçlarımdan sıkı sıkıya kasıklarına bastırıyordu beni. Kesik iniltileri yayılıyordu odaya. Kasıklarının etrafında dolaşıyordu dilim, sonra vajinasının çevresinde. Tüylerinin yeni temizlendiği belliydi, klitorisi şişmeye başlamıştı. Usulca dilimi etrafında gezdirmeye başlamıştım. Sonra bacaklarını geriye çektirip yavaş yavaş yanlara doğru açtırmıştım. Bir kolum kavis çizmiş şekilde göbeğinin üzerindeyken parmaklarımla vajinasının dudaklarını ayırmış, diğer elimle külodumu çıkarmış ve ardından göğüslerini okşamaya başlamıştım. Yavaş yavaş dilimi vajinasının dudaklarında gezdirmeye başladım. Bu tat dayanılmazdı. Her türlü bildik tadı bastırmaya namzet, dayanılması mümkün olmayan bir tadtı. Titremeye başlamıştı. Kısık kısık çığlıklar atıyor, kalçasını ileri geri hareket ettiriyordu. Demek sevişmek öğrenilmiyordu, acemi olmasına rağmen kendisini içgüdülerine teslim etmişti. Titremeleri şiddetlenmeye ve ardından kasılıp kalmasına neden olmuştu. Kalçaları bir süre hareketsiz kaldıktan sonra yatağa düşmüştü. Bacak arasından yavaş yavaş dilimle göbeğine, göğüslerine ve oradan da boynuna doğru uzanmıştım. Penisim vajinasının hizasındaydı. Yüzünü avuçlarımın arasına alıp dudaklarından öpmeye başladım, baygın gibiydi. Penisimi bir elimle tutup vajinasının dudaklarının, o muhteşem ince çizgisinin arasında gezdiriyordum. Kalçaları yeniden hareketlenmişti. Penisim vajinasının üzerinde gezinirken, ıslaklığıyla kremlenmiş gibiydi. Yavaş yavaş penisimin ucunu o ince çizginin arasına yerleştirmeye başlamıştım, korkuyordu. Öpüşüyorduk. Hafif hafif ilerlemeye başlamıştım, yüzü acı çeker bir hal almıştı, öylece bıraktım. Kesik ve ince sesi yükseldi:

– Yeter artık, ne olacaksa olsun.Biraz daha ilerlemiştim, kaskatı kesildi, penisim prese alınmış gibiydi.

– Dayanamayacağım, çok acıyor, devam etmeyelim lütfen.

– Sabret birtanem, az kaldı, bitiyor artık Omuzlarımdan geriye itiyordu beni. Biraz daha yüklendim, canının çok acıdığı belliydi.

– Yapamayacağım, canım çok yanıyor, keselim artık.

– Bitiyor meleğim, biraz daha sabredersen acın sona erecek, emin ol.Bunu söylerken bir dağı iki kulağından ayırıp ortadan bölmüş gibiydi penisim. Azar azar ilerliyordu. Nihayet son durağa gelmiştik. Ağlar bir vaziyetteydi.

– Nolur yeter, canım çok yanıyor

Dudaklarından öpüp yüzünü avuçlarıma aldım:

– Kadınsın artık, bitti, kadınımsın.

– Ulaş, lütfen, bayılmak üzereyim, bırak lütfen deyip kenara çekildi. Yan dönüp bacaklarını karnına çekti, canının çok acıdığı belliydi. Kasıklarını, karnını avuşturuyordu. Arkasından yanına sokulup sarıldım:

– Meleğim, bitti artık, başardın, canın artık hiç acımayacak.

– Olmaz olsun böyle bitiş, komaya gireceğimi sandım, canım çok acıyor

– Hadi gel, sıcak bir duş sancına iyi gelir, rahatlatır seni.

Demek ha deyince olmuyormuş, bunu ilk defa yaşamıyordum, kadınlar mutlaka çok fena bir acıya katlanmak zorunda kalıyorlar. O esnada zevk yaşamaları pek mümkün görünmüyor. Zar zor yerinden doğrultarak duşa doğru götürdüm onu. Su sıcaklığını ayarladıktan sonra sifonu omuzlarından başlayarak vücudunda gezdiriyordum. Suyun sıcaklığı yavaş yavaş kasılmasını ortadan kaldırmış, rahatlatmıştı. Sifonu kasıklarında dolaştırıyor, bir elimle de masaj yapıyordum. Su zerrecikleri bir mermerden aşağıya kayar gibi süzülüyor, göbeğinin üzerinden kasıklarına doğru akıyordu. Gevşemiş, rahatlamıştı.

– Devam et lütfen iyi geldi.Diyordu, eliyle kasıklarına masaj yapan elimi iyice bastırıyordu. Gözü hala kaskatı yerinde duran penisimdeydi.

– Seni tatmin edemedimDerken yüzü hüzünlü bir hâl almıştı. Neredeyse ağlayacaktı. Küvetin kenarına oturmuş, başı önündeydi. Bacaklarının arasından süzülüp pembeye dönüşen suya bakıyordu.

– Artık bir kadınım

– Evet … Sonra dönüp yukarıya yüzüme doğru baktı ceylan gözleriyle

– Senin kadının

– Tamamen benim kadınım. Ama bitmedi, şimdi kadınlığının tadını çıkarmaya başlıycaksın.

– Yine mi aynı acı, ama canım çok yanıyor, devam etmesek olmaz mı?

– Artık yanmıycak, geçti artık, göreceksin.

Havluyu alıp, usul usul kuruladım onu. Ardından o da beni. Elinden tuttum, odamıza yöneldik. Yatağın kenarında ayaktaydık. Belime sarılmıştı, penisim göbeğiyle göbeğim arasında kalmıştı. Uzanıp dudaklarını dudaklarımın arasına aldım. Göğüs uçları göğsüme saplanmak istercesine zorluyordu. Yavaş yavaş yatağa uzandık. Kulak memelerini emiyor, dilimi kulağının etrafında gezindiriyordum. Eli penisime uzanmış, avucunun arasında ileri geri hareket ettiriyordu. Nabız gibi atıyordu penisim. Omuzlarını öpüyor, aşağıya göğüslerine iniyordum. Ardından dilimle ve dudaklarımla vücudunda kavisler çizerek aşağıya inip kasıklarına ulaşmıştım. İki elimi kalçalarının altına koyduğumda bacaklarını iki yana aralayıp arzuyla kadınlığını bana uzatmıştı. Kalçaları yumuşacık ve eriyecek gibiydi avuçlarımın arasında. Dilim kasıklarının arasında, vajinasının üstünde, göbek çukurunda dolaşıyordu. Kalçaları yine dans etmeye başlamıştı. Klitorisini dudaklarımın arasına alıp sulu bir şeftaliyi emer gibi emiyordum. Ellerimi kalçalarından çekip bacaklarını omzuma aldım. İki yana iyice ayırarak dilimi vajinasının derinliklerine indiriyor, arada klitorisine küçük ısırıklar atıyordum. Çıldırmış gibiydi, başımı iyice bastırıyordu kasıklarına. Vajinası iyice sulanmış, tadı emsalsiz bir hâl almıştı. Birden doğruldu yerinden ve:

– Bana oral seksi öğret lütfen, ben de sana aynısını yapmak istiyorum, bütün sınırları zorlayalım lütfen. Sevgilime en güzel anları yaşatmak istiyorum.

– Peki, kendini bana bırak o zaman.

Altmışdokuz pozisyonuna geldik yatakta. Kalçaları yüzümün ortasındaydı, biraz daha eğilmesini sağlayıp iki elimle kalçalarını ayırdım. Penisimi kökünden yakalayıp usul usul ucunu öpüyordu. Yönlendiriyordum onu.

– Dilini ucunda, etrafında gezdir, em onu.

Dediklerimi birebir yapıyordu. Vajinasını şimdi daha iyi yalıyor, derinliklerine daha rahat ulaşabiliyordum. Etrafında geziniyor, kalçalarının arasını, küçük noktasını yalıyordum. Çıldırmış Gibiydi. Penisimi deli gibi emiyordu. Kalçalarımla ona yardımcı oluyor, boğazının derinliklerine doğru ileri geri hareket ettiriyordum. Sanırım aldığım alkol, erken boşalmamı engelliyordu. Bir süre sonra onu ters çevirip kucağıma oturttum. Penisim göbeğime yaslanmış, vajinası üzerindeydi. Yerimden doğrulup dudaklarını dudaklarımın arasına aldım. Çıldırasıya öpüşüyorduk, acemi öpüşleri geçmiş, daha arzulu ve yakıcı bir hâl almıştı. Biçimli ve dolgun dudakları dudaklarımın arasında eriyor gibiydi. Öpmeyle doyulacak gibi değildi. Kalçalarını iki elimle yakalayıp penisimin üzerinde ileri geri hareket ettiriyordum. Ritmi anlamıştı. Bir şey yapmama gerek kalmaksızın kalçalarını kucağımda ileri geri hareket ettiriyor, penisimi vajinasının ince çizgisinin üzerinde gezintiye çıkarıyordu. Dayanamıyordum artık. Penisimi ucundan tutup vajinasının o kadife dudaklarının arasından yavaş yavaş içeri doğru hareket ettirmeye başladım. Kalçalarıyla bana yardımcı oluyordu. Şimdi daha rahat ilerliyordu penisim. Canı acımıyordu önceki gibi. Yarıya kadar gelmiştim. Bacaklarını alttan tutup kucağımda oturtup kaldırmaya başladım. Her kaldırıp oturtuşumda alt dudağını ısırıyor, inliyordu kesik kesik.

– Evet, sonunda oldu.

Dedikten sonra ellerimi çekip yavaş yavaş sonuna kadar oturmaya başladı penisimin üzerine. Tamamını almıştı içine, yüzü kaskatı kesilmiş, kesik kesik nefes alıyordu. Elleriyle göğsüme yaslandı sonra fısıltılı bir ses tonuyla kesik kesik ve inleyerek konuşmaya başladı. Nefesi ilk baharı tomurcukları açtırıyordu yüreğimin her yerinde, bahar oluyor, bahar kokuyordum:

– Bunu başarabileceğime inanmıyordum, korkutmuştu beni ama şimdi tamamı içimde.

– Hepsi senindir meleğim, tamamen seninim.

Yavaş yavaş oturup kalkmaya başladı sonra. Penisim ucuna kadar vajinasından çıkıyor, sonra usul usul oturmasıyla derinliklerinde kayboluyordu. Baş parmağımla klitorisini okşuyor, ovalıyordum. Sonra ritmini biraz daha hızlandırıp ileri geri hareket etmeye başladı. Zincirinden koparılmış aç birer hayvan gibiydik. Göğüslerini avuçlarımın arasında eziyor, uçlarını küçük küçük ısırıyordum. Artık içgüdülerimiz yönlendiriyordu bizi. Hâlâ boşalamıyor, buna inanamıyordum. Hareketlerimiz iyice hızlanmıştı. Kucağımda deliler gibi hareket ediyor, penisim vajinasının kayganlığıyla hızla derinliklerine girip çıkıyor, çıkan ses iyice çıldırtıyordu beni. Sonra kucağımdan çekip, yatağın ortasında dizlerinin ve ellerinin üzerinde durmasını sağlayıp arkasına geçtim. Kalçalarının arasında penisimin ucunu vajinasının etrafında gezindirme başladım. İyice sabırsızlanmıştı. Usulca ucunu yerleştirdim, dudaklarının arasına, yavaş yavaş ilerledi penisim. Menzilini biliyor, kendinden emin ilerliyordu derinliklerinde. Sonunda tüm derinliğine kadar saplandı. Etrafımda binlerce yıldız dans ediyor gibiydi, bir cennet bahçesine dalmış gibiydim. Kalçalarımız artarak hızlanmaya başladı, ritmi öğrenmişti artık sevgilim. Harika sevişiyordu. Canı yanmıyordu, zevk alıyordu, tüm benliğiyle eşlik ediyordu. Göğüslerini okşuyordum bir elimle ve hızla sokup çıkarıyordum penisimi. Epeyce bir vakit geçmişti, zaman zaman yığılıp kalacak gibi oluyor, kasılıyor, vajinası penisimi kas katı kavrıyor, orgazmlar yaşıyor, artık yüksek sesle çığlıklar atıyordu. Doyamıyordum. Boşalmam çok fazla gecikmişti. Penisim içinde nabız gibi atıyordu. Yüzü koyun uzanmış, penisim içindeydi. Yatağın iki yanına ellerimi dayamış hızlı hızlı sokup çıkarıyordum penisimi.Testislerim kalçalarında şaklıyor, bu hem ona hem bana ayrı keyif veriyordu. Yüzü yastığa dayalı, bugüne kadar görmediğim farklı bir tebessüme bürünmüştü. Mutluydu sevgilim halinden, keyifliydi. Terlemiştik. Işıl ışıl parlıyordu vücudu, doyumsuz bir görünüm sergiliyordu bu haliyle. Alnında çiğ taneleri vardı adeta. Penisimi çekip vücudunu kendime doğru çevirip üzerine uzandım. Bacaklarını iki yana biraz daha ayırıp penisimi vajinasının derinliklerine ittim. Artık zorlanmıyordu. Yüklenmemle birlikte yine kasılmaya başladı, bir süre öylece kaldık. Vajinasından süzülen sıvıları kasıklarımda hissedebiliyordum. Onu deliler gibi öpüyor göğüs uçlarını emiyordum. Yavaş yavaş tekrar hareketlenmeye başladım. Penisim içine hızla girip çıkıyor, kalçalarıyla o bunu daha da hızlandırıyordu. Öyle hızlı hareket etmeye başlamıştım ki, bacaklarını belime iyice sarmalayıp elleriyle kendine iyice çekiyordu. Prangaya alınmış gibiydim. Gözümden şimşekler çakmaya başlamıştı, kasılmaya başladı tekrar öyle sıkı sıkıya kenetlemişti ki beni, penisim tümüyle içinde kaybolmuştu. Bu orgazmı diğerlerinden daha şiddetliydi. Vajinası penisimin etrafında kasılıp duruyordu. Kaskatı kesilmiş, gerilmişti. Göğsümü çok feci ısırıyordu, canım yanıyordu ama umurumda değildi. Bir süre sonra bacakları ve sırtıma doladığı elleri gevşemeye başladı. Usul usul hâlâ penisim vajinasında bir ileri bir geri hareket ediyordu. Dudakları dudaklarımın arasındaydı, dilini emiyordum. Bir süre sonra kasılmaya başladım. Hızla çıkardım penisimi içinden. Göbeğine doğru boşalmaya başladım. Bir yandan bana, bir yandan penisimden boşalan sıvılara bakıyordu. Şaşırmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Kaskatı kesilmiştim. Yanına, köküne yediği son balta darbesiyle yıkılmış kavak gibi düştüm. Terden sırılsıklamdım. Penisimi okşuyor, bir yandan da beni öpüyordu.

– Buna inanamıyorum, neler hissettiğimi anlatamam, kelimelerle ifade edilecek gibi değil. Sımsıkı sarıldı sonra yan dönüp. Her tarafıma öpücükler konduruyordu. Komodinin üzerindeki peçetelerden alıp üzerini temizledim. İtiraz etti önce temizlememe, dokunup algılamaya çalışıyordu

– Seni tatmin ettim, bu benim için tarifsiz bir duygu şu an. İmzanı taşıyorum üzerimde.Bu tanımı hoşuma gitmişti. Beraber imzalarımızı atmıştık bedenlerimizin ötesinde benliklerimizin üzerine. Sonra üzerine boylu boyunca uzandı. Başını göğsümün üzerine koyup sımsıkı sarıldı. Muzaffer bir komutan gibi gururluydum. Sonra o muhteşem, güne inat yüzünü avuçlarının arasına alıp, dirseklerini göğsüme dayadı. Gözlerimin içine bakıyordu ceylan gözleri. Tarifsiz bir mutluluk ve tebessüm vardı dudaklarında ve yüzünde. Tarifsiz kokusu yayılmıştı odanın her yerine, inanılmaz bir kokuydu.

– Biliyor musun, seni daha önce tanıyamamış olmaktan dolayı çok şey kaybetmişim. Seni anlayamayacağın derecede, her şeyden öte seviyorum. Çok şanslıyım. Tarifsiz duygular yaşıyorum. Yüzünü göğsüme iyece yaslayıp, yüzünü, saçlarını okşamaya başladım.

– Bulutlara, yıldızlara dokunuyor gibiyim. Hayatıma girdiğin günden beri bir peygamber edasıyla dolaşıyorum ortalıkta. Daha önceleri nerelerdeydin? Seni seviyorum demek nereye kadar yeterli, ne kadar anlamlıdır ki!!!… Şimdi yaslandığın yer zehir zıkkım bir cehennem, eşkıya iniydi. Dokundun, cennet bahçesine çevirdin. Dilediğince hüküm sür. Var olmasını, çarpmasını dilediğin, istediğin sürece senindir.Usul usul inci taneleri dökülüyordu gözlerinden. Yanıma uzanıp sıkı sıkı sarıldı.

– Beni hep böyle sev, bırakma olmaz mı?

Alnından öpüp göğsüme iyice yasladım. Göz yaşlarıma hâkim olamıyordum. Koyun koyuna deliksiz bir uykuya daldık. Hiçbir zaman bu denli huzurlu ve mutlu uyuduğumu hatırlamıyorum. Sabah uyandığımızda yeniden tarifsiz ve emsalsiz bir sevişme yaşadık. Devamı mı? Daha sonra. Hâlâ devam edip etmediğini soruyorsanız, ayrıldık. Şaşırmayın, gerçekten ayrıldık. O şimdi evli ve bir çocuk annesi. Neden diye sormayın lütfen, epeyce vaktinizi aldım zaten!!!! Başka zaman devam etsek olmaz mı? Mail yazmak isteyenleri bekliyorum. Onunla yaşadığım diğer anılara gelince. Yazmaya çalışacağım mutlaka. Sevgiyle kalın. Gönlünüzden ışık ve sevgi eksik olmasın.

Havuzda Bir Güzellik

Selam, benim size anlatacağım olayım Ankara’da geçiyor. Bundan yaklaşık 1 yıl önce arkadaşımın düğününe gitmiştim. Düğünde tabii ki diğer arkadaşlarım da vardı. Arkadaşlarımdan biri benim yüzmeyi sevdiğimi ve devamlı havuza gittiğimi bilir. O gün gene bana havuza sık olarak gidip, gitmediğimi sordu. Bende tabii ki sık gittiğimi söyledim. O da bana ağzındaki baklayı çıkardı. ‘Benim ablamın çalıştığı yere bende sıkça gidiyorum’ dedi. Ablamın 37 yaşlarında bayan bekar patronu ile konuşması sırasında benden ve yüzmeden bahsetmiş. Ablasının patronu yüzmeyi çok sevdiği için hep beraber havuza gitmemizi teklif etmiş. Ama arkadaşımın kız arkadaşının haberi olur diye kendisinin gelemeyeceğini ve eğer isterse arkadaşımla yani benimle gidebileceğini söyledi. Tabii ben de bir kadın manyağı olduğum için teklifi kabul ettim ama biraz nazlanarak.

Bana ablasının patronunun tlf numarasını verdi. Ben aradım ve çok hoş sesi olan bir bayan çıktı. Bende ki fantezileri ve hayalleri hiç tahmin edemezsiniz. Konuşmamızda randevulaştık ve buluşma anını iple çekmeye başladım. Buluşma zamanı gelince, kararlaştırdığımız yerde beklemeye başladım. Çok süper bir kadınla, kızı geldi. Önce onları zannettim ve direk kızı kesmeye başladım ama tahmin ettiğiniz gibi onlar değildi. Beklerken ilerden pembe pantere benzeyen ve tamamen pembe giyinmiş olan bayan bana ismimle hitap etti. Tabii ki beklediğim bayan buydu ama benim hayallerim yıkılmıştı. Bozuntuya vermeden tanıştım ve beraber havuza girdik. Ama birde ne göreyim o 1.60 cm boyundaki bayan tam bir afet. Göt, göbek ve göğüsler tamamen yerinde. Benim işlerim başlamış oldu. Havuza beraber girerken bana yüzmeyi sevdiğini ama yüzmeyi bilmediğini söyledi. Bende memnuniyetle öğretebileceğimi söyledim. Derslere başlamadan önce tamamen benim isteklerimi yapmasını ve bana güvenmesini söyledim. Bu tabii ki ipleri benim elime almamı sağladı. Önce yüz üstü yatırdım ve bir elimi göğsüne, diğer elimi göbeğine koydum. Hiç ses çıkarmadı ve uysallığını korudu. Anlaşılan bana vize vermişti. Bende işe koyuldum. Söylediğim gibi yaşının ileri ve bakir olması vücudunda ki bazı kasların kasılması ve titremesi gibi tepki gösterdi. Ama ben durur muyum. Elimi yavaşça amının üstüne getirdim. Beni tek durduran benim 21 cmlik oğlan oldu. Mayomu delecekti. Hemen toparlandım ve havuzdan çıktık. Bana sevinçle bakıyor ve öğretmenim diyordu. Bende pişkinliğe vurarak daha sana neler öğreteceğim diyordu. O gün hep yağlama ve yıkamayla geçti. Ayrıldığımızda ne zaman arayacağımı ve neler yapacağımı düşünüyordum. Ama o benden önce çıktı ve akşam arayarak günün çok güzel geçtiğini ve yakın zamanda tekrar etmek istediğini söyledi. Bende diğer hafta sonuna buluşuruz dedim ve işi bağlamış oldum. Hafta sonu geldiğinde benim sonradan öğreneceğim hazırlıkları o çoktan yapmış, dul ablası ve onun 12 yaşındaki oğlunu evden göndermiş. Havuza geldiğimizde bana yaşantısından ve ev durumundan bahsetti. Biraz yüzdükten sonra yorgun olduğumu söyledim. O da eve gidebileceğimizi ve bir şeyler yiyebileceğimizi söyledi. Bende biraz isteksiz gibi gözükerek bu teklifini kabul ettim. Eve geldiğimizde kimse yoktu ve geç saate kadar kimsenin gelmeyeceğini söyledi. Sanki bu dünyada ben onun için son fırsatmışım gibi beni kaçırmak istemiyordu. Beraber yemek yedik. Yemeği toplamasına yardım ederken mutfakta arkasına bilerek sürttürdüm ve bunun farkına vardı ve gülümsedi. Bundan sonra sanki yaydan çıkmış ok gibi birbirimize sarıldık ve öpüşmeye başladık. Daha sonra mutfağa girdiğimde kırık bardak ve tabakları gördüm. Ama şimdi sevişerek oturma odasına geçtik. Her tarafıma el atıyor, sanki beni parçalamaya çalışıyordu. Bende gayet sakin olayın zevkini çıkarmaya çalışıyordum. Tişörtünü çıkardığımda o kocaman memeleri aramızda sadece 95 lik sutyeni vardı. Hemen onu parçalarcasına çıkardım ve elinden benimkini kurtararak, o güzel göğüslerinin arasına vermeye başladım. Tabii ki bir süre sonra boşaldım. Sıra ona gelmişti. Hemen toparlanıp yatak odasına geçtik ve onunun üzerinde kalan şortu ve külotunu çıkardım. Amını yalarken sanki vücudu bir değirmen taşı gibi dönüyor ve çırpınıyordu. Bana bakire olduğunu söyledi. Bende ona krem getirmesini söyledim. Hemen getirdi ev ne yapacağımı anladı. Hemen domaldı ve bende krem sürmeye başladım. Biraz benimkine, çokça onunkine. Çünkü hiç giren olmamıştı. Biraz zorladıktan sonra, çığlıklar içinde götüne girdim ve hızlanmaya başladım. Artık o da zevk almaya başlamış ve kalçalarını hareket ettiriyordu. Ben biraz geç boşaldım ama o bundan memnundu. Hemen ağzına verdim. O kadar acemi ama hevesliydi. O gün akşama kadar götünden siktim. Bu ilişki 1 ay sürdü ve o da iş tayini sonucu Ankara’da ayrıldı. Bana gel diyor ama ben gidemiyorum. Ne zaman amını da verirse o zaman gideceğim.

Bitmeyen Macera

30 yaşında evli bir kadınım. Adım Gül. Üç yıllık evliyim ev hanımıyım. Eşim Mert 33 yaşında işinde gücünde sakin biridir. Seks hayatımız her evli çift gibi gidiyordu. Eşim benimle porno filmler izlemeye, hikayeler okumaya bayılıyordu. Ben de ona uyuyordum. Çünkü arkasından çok güzel bir gece geçiriyorduk. Beni zevkten delirtiyordu sonrasında? Zamanla internete takılmaya, beraber chat yapmaya başladık. Erkeklerle konuşmamı istiyordu. Ben ilk başta istemiyordum açıkçası. Onun ısrarları, benim de heyecan duymaya başlamam bizi yabancı erkeklerlerle chat yapmaya itti. Minik sohbetler oluşmaya başladı. Zamanla bu sohbetlerin dozu, erotizm seviyesi artmaya başladı. Fakat bu sohbetler anlık oluyor, orada kalıyordu. Devam ettirecek, düzgün birini bulamıyorduk.

Kimisi çok sapık, kimisi aceleci, kimisi ukala? Biz ise bana gerçekten değer verecek, her şeyi paylaşabileceğimiz birini istiyorduk. Zaman içerisinde aradığımız kişiyi bulduk, Msn de konuşmaya başladık. Adı Mustafa. 30 Yaşında işi gücü olan evli biriydi. Yıllardır evli bir çiftle tanışamadığından dert yanıyordu. Bizim gerçek olmamızı çok istiyordu. Cam açtık, üzerimde eşofmanlarım vardı. Çok yakışıklı çok kibardı. Hiç acelesi yoktu ve konuşmaları çok seviyeliydi. Sabaha kadar ortan buradan arada seksten sohbet ettik. Her gün konuşuyorduk artık. Eşim varken de yokken de Mustafa’yla sohbetlerimiz devam ediyordu. Benimle gerçekten ilgileniyordu. Benden hoşlanıyordu. Her şey çok iyi gidiyordu. Arada yaramazlıklar da yapıyorduk. Memelerimi anlık açıp göstermekten, kamera karşısında yüzümüz görünmeden amımı okşamaya kadar vardık. O da bize kendi muhteşem aletini gösterdi. Eşimle öpüşürken, ya da eşim beni okşarken bizi izliyor, iltifatlar ediyordu. Fanteziler anlatıp birbirimizi heyecanlandırıyorduk. Camı kapatıp bizi sadece duyabilirken eşimle seks yapıyorduk. Seslerimiz onu çok tahrik ediyordu. Biz de inanılmaz haz duyuyorduk bundan. Bir yıl kadar sürdü bu sohbetler. Mustafa ve eşim artık görüşmek istiyorlar, ben bir türlü olur diyemiyordum. Çok zor bir durum bilirsiniz. Resmen sevgilim vardı her fırsatta görüştüğüm, sanal seks yaptığım? Eşim de bunu biliyordu. İki erkek vardı hayatımda? İkisi de benim mutlu olmam için uğraşıyorlardı gerçekten? Benim sınırlarıma saygı gösteriyordu Mustafa. Her şeyimi biliyordu artık. Ama her şeyimi? Sekte nelerden hoşlandığımı bile? Ve sonunda, nihayet ben de eşimin isteğine uyup Mustafa’ya buluşalım dedim. Farklı şehirlerdeydik. Bayağı da uzaktık. Kararlaştırdığımız gün, ben her zamanki gibi giyindim. Üzerimde bir kazak altımda uzun etek başımda örtümle onu karşılamaya gittik eşimle. Hiç konuşmuyorduk. Mustafa otobüsle geldi. Otobüsün içerisindeyken tanımıştım onu. Eşim ayrı bir yerde ben ayrı bir yerdeydim. Tedbirdi bizim için. Hala son aşamada fikrimi değiştirebilirim diye düşünüyordum. Beni görmüş ama tanıyamamıştı. Beni hiç örtülü görmemişti çünkü. Vücudumda neremde ben var, onu bile bilen adam örtümden dolayı beni tanıyamamıştı. Eşimle tokalaştılar. Hava soğuktu. Benden uzaklaştılar biraz ben indirme peronunda kaldım. Onlar otogara girdiler. Eşim arıyordu. Sen arabaya git dedi. Sadece tamam dedim. Arabaya gitti beklemeye başladım. Bir an önce eşimin gelmesini ve evimize gitmek istiyordum. 15 dakika sonra ikisi birlikte karşıdan geliyorlardı. Hiç bir şey düşünemiyordum. Eşim direksiyona geçti. Mustafa arkaya oturdu bende öndeydim. Eşim bana gülümsüyordu ben çok tedirgin, ölesiye heyecanlıydım. Eşim gaza bastı. Mustafa, ?Hoşgeldin demeyecek misin Gül?? dedi. Başımı çeviremedim bile heyecandan, titreyen sesimle öylesine bir ?Hoşgeldiniz? dedim. Sizli bizli konuşmam onu susturmuştu. Neden öyle dedim bilmiyordum gerçekten. Eve geldik. Ben öndeydim eşimle mustafa arkamdan geliyorlardı. Apartmana girdik. Hızlı hızlı açıyordum kapıları? Sanki biri bizi görecek, yakalayacak, suçluymuşuz gibi? Zemin kattaydı dairemiz. İçeri girdik. Orda göz göze geldik ilk. Salona geçtik. Montunu çıkardı, aldım. Bir elimde montu vardı. Elimi uzatarak, ?Hoş geldin Mustafa? dedim. Sıcacık bakıyordu. Gülümseyerek ?Hoş bulduk Gül?? dedi. Öpsem mi, öpmesem mi, yanaktan mı, dudaktan mı derken, heyecandan titreyen elimle sadece tokalaştık. Gidip montunu astım içeri giremiyordum tekrar? Heyecanla kapının önünde bekliyordum. Nihayet kapıyı açıp ?Ben yemek hazırlayayım? dedim. Aslında yemek hazırdı. Sofra hazırlanacaktı sadece. Mutfakta bir sigara içtim. Salondaki masaya kurmaya başladım. ?Yardım edelim mi?? dedi eşim. ?İyi olur? dedim. Kısa sürede kurduk sofrayı hiç konuşmadan. Yemek yerken de pek konuşmadık. Mustafa?nın yolculuğu ve havaların soğuk olması dışında. Yemekten kalktık sofrayı birlikte topladık. Mustafa ?Bulaşığa yardım edeyim mi?? dedi. Eşime baktım kararsızlıkla, onunla yalnız kalmaktan ürküyordum hala? ?A, olur tabi, iyi olur? dedi eşim. Biz Mustafa?yla bulaşıkları yıkıyorduk. Benim suskun ve tedirgin halim onun duyarlı gözlerinden kaçmamıştı tabi? ?Gül, lütfen rahat ol. Güzel bir akşam geçiririz. Sadece arkadaş gibi. İsterseniz hemen de gidebilirim. İstersen hemen, bu gece giderim. İstersen iki gün burda kalabilirim. Sizi üzecek halim yok. Tüm karar Mert ve senin?? dedi. Onun bu sözleriyle rahatlamıştım. Çünkü istemezsek Mustafa zorlamayacaktı bizi. Bulaşıkları yıkadık. ?Baş örtünü çıkarmayacak mısın?? dedi. O söyleyince farkına vardım, hala başımda duruyordu örtü, ?Çıkartırım elbette, her zaman taktığım şey değil? dedim. Salona gittik. Saat sekiz olmuştu. Eşim beni çağırdı yatak odasına girdik. Sarıldı ?Benim güzel karıcım, nasılsın, kendini nasıl hissediyorsun?? dedi. ?Bilmem, sen nasılsın?? dedim. ?Ben iyiyim? dedi eşim ?Öyleyse ben de iyiyim? dedim. Gülüştük. Uzun bir öpücük kondurdu dudaklarıma. ?Anlıyorum, çok heyecanlısın, farkındayım. Ama rahat ol, ne gelirse içinden onu yap bir tanem? dedi ve salona döndü. Çay koydum hemen. Yatak odasına geçip tamamen soyundum. İçime hiç bir şey giymedim. Tek parça kırmızı bir abiye elbisem vardı. Üçgen göğüs dekolteli ip askılıydı. Sırtı da dekolteydi. Uzun saçlarımı tokayla en yukarda topladım. Ten rengi ince külotlu çorabımı giydim. Elbisemin etek boyu dizlerimin bir karış üzerindeydi. Kırmızı parlak bir ruj sürdüm dudaklarıma. Aynada baktım kendime. Çok hoş olmuştum. Eşim sesleniyordu ?Çay koydum, beş dakikaya geliyorum? dedim. Çay olmuştu. Tepsiye koydum çerezde koydum. Salona gittim, içeri girdiğimde ikisi de şok olmuşlardı. Ben umursamaz davrandım. Rahat olmaya çalışıyordum. Tepsiyi masaya koydum. Eşim ?Aşkım, çok güzel olmuşsun? diyordu. Mustafaya dönüp ?Mustafa, sen beğenmedin mi yoksa?? dedim. ?Çok beğendim Gül, ama dilim tutuldu, diyecek kelime bulamıyorum? dedi o da? İki erkek tarafından böyle beğenilmek hoşuma gitmişti. Çok heyecanlıydım. Ellerim titriyordu. Arkamı dönüp onlara çayları doldurdum. İkisi de popoma bakıyorlardı emindim. Çayları ikram ederken ikisinin de gözleri yuvalarından çıkacak gibiydi göğüslerime bakarken. Eşimin yanına oturdum. Mustafa karşımdaydı. Bacak bacak üstüne atttım. Mustafa bacaklarımdan gözlerini alamıyordu. Ne kadar güzel, arzu dolu ve seksi bir kadın olduğumdan bahsediyordu kocam. Eşimin bu konuşmaları beni çok rahatlatıyordu. Mustafa?ya eşiyle arasını sordum. Dışardan bakıldığında güzel bir evliliğinin olduğunu ama cinsel olarak eşinin çok tutucu olduğunu anlattı yana yakıla? Hiç böyle ateşli bir elbiseyle, makyajla karşısına çıkmamış karısı. Kendime inanamıyordum. Neler konuşuyordum elin adamıyla ve üzerimde seksi bir elbiseyle, bacak bacak üstüne atmış, onun karşısında kocamın yanında? Adamın cinsel hayatından bahsediyorduk çok normalmiş gibi? Bir türlü bu düşünceleri kafamdan atamıyordum. Ne kadar rahat davranmaya çalışsam da ellerim ve sesim titriyordu. Sohbet ediyorduk. Ara sıra konuşacak bir şey kalmayınca Mustafa ya da eşim devreye giriyor konuşmaya devam ediyorduk. Zaman geçiyordu bir şekilde. Cinsel sohbetler de ediyorduk. Çay bitmişti. Kalktım, mutfağa gidip tekrar çay koydum. Yatak odasına girdim. Mavi askılı kısa eteğimi giydim. O kadar kısaydı ki her yerim görünüyordu. Mavi bir külodum vardı onu da giydim. İçeri girdim. ?Oooo..? dediler ikisi de hayranlıkla? Ben utangaç bir şekilde, tekrar eşimin yanına oturdum. Mustafanın karşısına? Bacak bacak üstüne atmadım ama, zaten ne kadar uğraşsam da oturduğum yerde, külodumun görünmesine engel olamıyordum. Mustafa da farketmişti rahat edemediğimin sanırım, pek bana bakmamaya çalışıyordu. Sohbet ediyorduk artık daha çok konuşuyordum. Beni konuşturuyorlardı bilerek. Çay için mutfağa gittim. Eşim arkamdan gelmişti. Mutfakta sarıldı bana uzun uzun öptü dudaklarımı. ?Hayatım, hala tedirginsin. Eğer ben istediğim için yapıyorsan söyleyelim adama gitsin? dedi. Hiç bir şey söylemedim. Eşim gitti Mustafanın yanına. Ben mutfakta sigara içiyordum. İkinci sigarayı yakmıştım. Mustafa geldi bu kez? Elim ayağım her yerim titriyordu. ?Nasılsın Gül?? ?Bak, eğer rahatsız hissediyorsan bana söylemen yeterli..? ?Yok rahatsız olmadım aslında? Sadece, duruma alışamadım. Çok tuhaf hissediyorum. Fakat bir şekilde gitmeni asla istemiyorum dedim. Ama ne kadar çabalasam da eşimin yanında, açıkça bunu söylemek zor? dedim. ?Seni anlıyorum? dedi. Ayaktaydık yaklaştı elimi tuttu. ?Lütfen rahat ol sevgilim? Gitmemi istersen hemen giderim ama yalvarırım kalmama izin ver, inan pişman olmayacaksın? dedi. Öleceğim sandım. Cevap veremedim. Ellerimi bıraktı eşimin yanına gitti. Sevgilim demişti bana msn de telefonda yüzlerce kez demişti aslında ama çok hoşuma gitmişti bu sefer. Evet bir sevgilim vardı gerçekten bir sigara daha yaktım karar vermem gerekiyordu. Her şeyimle onu istiyordum ama bu noktadayken bile hala çok korkuyordum. Kararsız bir şekilde içeri gittim. Tüm seksiliğimle kocama ve sevgilime çay dolduruyordum. Kiloduma kadar görüyorlardı popomu farkındaydım. Umursamadım hiç. Çayları verdim. Oturduk bir demlik çay bitene kadar sohbet ettik daha rahat davranıyordum artık. Kendimi kaptırmıştım. Mustafa bana aşkım sevgilim diye hitap ediyordu. Ben de canım diyebiliyordum sadece. Çok tuhaf gelmiyordu artık. Çay yine bitmişti. Saat çok ilerlemişti. Tepsiyi götürdüm mutfağa eşim geldi arkamdan. ?Eee?? dedi ?Gül hanım, ne yapıyoruz? Saat gece yarısı? dedi. ?Sen gerçekten istiyor musun?? ?Şaka mı yapıyorsun hayatım? Bunu her şeyden çok istediğimi biliyorsun. Ama senin de istemen gerek. Mustafa iyi biri? İstemezsen gidecek. Ama buraya kadar geldi bu iş, lütfen yarıda kalmasın? Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Çok istiyordum. Sarıldı kocam ?Evet, Ne diyorsun? İstiyor musun?? dedi. ?Evet? diyebildim. ?Evet, istiyorum? Nasıl demiştim bilmiyordum ama sonunda evet diyebilmiştim. Yüzüne bakamıyordum kocamın. Halbuki her şeyi o ayarlamıştı. Beni bir şekilde buna hazırlayan kocamdı. Ama yine de çok tedirgin olmuştum. Eşim sarıldı ?Gözlerime bak? dedi baktım ?Seni çok seviyorum. İnan her şey çok güzel olacak? dedi. Cevap vermedim. Eşim gitti ben bulaşıkları yıkadım. Güzel bir parfüm süründüm. Salona giderken aynada kendime bakıp, çeki düzen verdim. Çok hoş görünüyordum gerçekten. Yanlarına gittim. İçerde sadece Mustafa vardı. Gözleri üzerimde dolaşıyordu. Eşim yoktu. ?Mert nerde, banyoya mı gitti?? dedim. ?Hayır? dedi. ?Çıktı. Senin rahat edemeyeceğini, yalnız kalmamızın daha iyi olacağını düşündü çıktı. Ne zaman çağırırsak o zaman gelecek? ?Deli misiniz siz?? dedim. Hemen kocamı aradım. Acele eve gelmesini istedim. Eşim iki dakika sonra evdeydi. Gerilmişti ikisi de. Ama ben rahattım. Koltuğa oturan kocamın yanına gittim, önünde durdum. ?Ben sen olmadan yapamam aşkım.? dedim. Bacaklarımı iki yana açarak kocamın kucağına oturdum, sımsıkı sarıldım. Ateşli bir şekilde dudaklarına yumulup uzun uzun öpüştüm kocamla? Dakikalarca öpüştükten sonra kocamın kucağından kalktım, Mustafanın karşısında dikildim. Elinden tutup ayağa kaldırdım onu? Sarıldık birbirimize? Gözlerimi kapattım, heyecandan ölmek üzereydim. Ayak parmaklarımın üzerinde yükselerek heyecanla aralanan dudaklarımı ona uzattım, dudaklarımız birleşti. İnanılmaz bir şeydi. Mustafa?yla öpüşüyorduk. Hem öyle böyle değil? Koparırcasına emiyordum dudaklarını. Dudaklarımızı yiyorduk resmen. Ellerimi boynuna doladım sıkıca adamın. O da sarıldı belime sıkıca. Dillerimizi yalıyor dillerimizi emiyorduk. Elleri kalçama kaydı. Sert başlamıştık sert devam ediyorduk. Popomu okşuyordu uzun zamandır aradığı bir şeyi yeni bulmuş gibi davranıyordu Mustafa. Kendimi geri çektim. Gülümsedim gözlerine bakıp. Gözleri bir acayip bakıyordu. Azmıştı adam. Koltuğa oturttum onu. Geri döndüm kocamın kucağına oturdum. Taş gibi olmuştu sertliğini hissediyordum. Deli gibi öpüşüyorduk. Bir eli göğsümde bir eli popomdaydı. Dilini uzattı emdim emdim. O da benim dilimi emdi. Kalktım tekrar? Mustafa?yı gidip tekrar kaldırdım. Öpmeye başladı dudaklarımı. Acıtıyordu ısırıyordu arada. Durdum. ?Biraz sakinleşelim? dedim soluk soluğa? Özür diledi. Üzerinde kazak vardı çıkardım. Atletini de çıkardım. Vücudu hoştu. Yavaşça dudaklarını öptüm uzun uzun. Dilini emdim. Yanaklarını boynunu emdim biraz. Omuzlarını emdim. Ellerim boş durmuyordu göbeğini karnını göğüslerini okşuyordum. Göğüslerini emiyordum. Çok zevk alıyordu. Hala ayaktaydık. Arkasını döndürdüm. Ensesini omuzlarını sırtını okşadım, yaladım. Kocam şaşkındı ama umurumda değildi. Hoşuma gidiyordu. Aslında seks yaparken sevilmeyi çok severim ben. Bunları kocama pek fazla yapmam. Ama çıldırtmak istiyordum ikisini de. Tekrar bana döndü Mustafa. Öpüştük biraz. Okşadık birbirimizi. Geceliğimi çıkarmak istedi. Bıraktırdım. Ben ayarlayacaktım. Pantolonunu çıkardım. Sadece dar bir boxer le kaldı karşımda. Aleti büyüktü biliyordum. Çok görmüştüm camda. Dokunmak istedim ama yapamadım bir an. Koltuğa oturttum onu. Eşimin yanına gittim. Eşimi de soydum, o da boxeriyle kalmıştı. Ama onun aletine dokundum. Okşadım biraz külodunun üzerinden. Okşarken de gözlerinin içine bakıyordum. Kocam gözlerini kaçırıyordu. Tedirgin oluyordu. Mustafa?yı kaldırdım, salonunun ortasında durdurdum. Eşime ?Mert, gelsene? dedim. İkisi yan yana duruyorlardı şimdi, bana bakıyorlardı. Kocamın boxerini çıkardım. Onun sikini yalamaya başladım. Diğer elimle Mustafanın aletini okşuyordum boxerinin üzerinden. Gözlerimi diktim kocama. Kocamın yumurtalarını okşuyordum. O da saçlarımı okşuyor. Başımı bazen bastırıyordu. Mustafaya döndüm. Boxerini indirdim. Kocaman alet yay gibi gerilmiş. Kurtulunca çamaşırdan yerinden çıkmış gibi oldu. İki elimle okşadım, sevdim. Gözlerimi kapattım. Dudaklarımın arasında adamın yarağı vardı. Damarlarını hissediyordum. Bir elimle testislerini okşuyordum. Mustafa da inlemeye başlamıştı. Yarak ağzımda giderek daha da büyümüştü. Ve sertleşmişti iyice. Yavaş yavaş emiyordum. Alabildiğim kadar ağzıma sokuyor tekrar geri çekiliyor tekrar sokuyordum. Arada başını öpüyordum. Çok hoşuma gitmişti. Mustafa?yı bıraktım kocamınkini ağzıma aldım yalamaya başladım. Kocamınkini daha çok ağzıma alabiliyordum. Bir güzel yaladım onu da. Onları koltuğa oturttum. Karşılarında kıvırarak dans etmeye başladım müziksiz. Az sonra üzerimdeki geceliği çıkardım. Kalçalarımı kıvıra kıvıra külodumu da çıkardım. Ayaktaydım. Seksi hareketlerle orta parmağımı ağzıma götürdüm. Bir yarak yalar gibi parmağımı yalıyordum. Sonra iki elimle göğüslerimi okşadım. Arkamı dönüp eğildim. Kalçalarımı iki yana ayırıp deliklerimi gösterdim onlara. İkisinin de yarakları ellerindeydi. Yaptığım şeylere kocam çok şaşırıyor olmalıydı. Ben de kendime çok şaşırıyordum. İnanılmaz şeyler yapıyordum. Onlara dönüp yanlarına gittim. Ortalarına oturdum. Mustafa?nın dudaklarına yapıştım. Kocam bacaklarımı okşuyordu. Sonra kocama döndüm. Onu öpmeye başladım. Ardından ikisinin de aynı şeyleri yapmalarını söyledim. İnanılmaz bir şeydi bu. İkisi de aynı anda kulak memelerimi emiyorlardı. Birer elleriyle bacaklarımı okşuyorlardı. Başımı koltuğa yasladım iyice. Boynumu, omzumu emiyorlardı. Omuzlarımı öpüp yaladılar. İşte muhteşem anlardan birini yaşıyordum şimdi. Kocam sol göğsümü sevgilim de sağ göğsümü yalıyordu. Delirmeye başlamıştım. İkisinin de ellerini tuttum. Amıma değdirdim ellerini. İkisi de parmaklarını amıma soktular. Memelerimi yalıyorlardı ve birer parmakları da içimdeydi. Öyle bir zevk alıyordum ki anlatılmaz. Biraz daha devam ettiler buna? Sonra çekildim aralarından. Koltuğun üzerinde ayağa kalktım. Bir ayağımı dizimden kırarak koltuğun üst kısmına dizimi koydum. Öbür bacağımı da Mustafa?nın omzuna koydum. Başı bacaklarımın arasındaydı şimdi, tam amımın hizasında? Saçlarından tutup başını amıma dayadım. Kilitorisimi dillemeye başladı. Kocam da arkamda, kalçalarımı iki yana ayırıp dilini arka deliğime değdiriyordu. Dayanamıyordum. Çığlık çığlığa bir orgazm yaşıyordum. Hayvanlar gibi bağıra bağıra boşaldım. Mustafa?nın yüzü ıslanmıştı sularımla. Dudaklarından öptüm. İkisini de ayağa kaldırdım. İkisine de 31 çektiriyordum bir kocamın gözlerine bir sevgilimin gözlerine bakıyordum. Onları da böyle boşaltacaktım önce. Önce kocam boşalmaya başladı. Ama ne boşalma? İlk defa bu kadar çok boşaldığını görüyordum. Onun şehvetli inlemeleri tahrik etmiş olacak ki, ardından Mustafa da boşaldı. Yüzüm gözüm göğüslerim ellerim her yerim spermlerle dolmuştu. Aslında esk**en bu bana çok sevimsiz gelirdi. Porno filmlerde izlerken bu görüntü beni rahatsız ederdi. Ama şimdi sınırlarım yoktu sanki. Banyoya gittik üçümüz birlikte? Önce beni yıkadılar ikisi de. Sonra ben onları sırayla yıkadım. Biraz üşümüştüm. Kurulandık ama giyinmedik. Salona çırılçıplak geçtik birer sigara yakıp verdim kendim de yaktım. Koltuğun bir ucunda sevgilim, bir ucunda kocam oturuyordu. Başımı kocamın bacaklarının üzerine koydum. Bacaklarım da Mustafa?nın üzerindeydi. Sigara içiyorduk. Arada kocamın dudaklarını öpüyordum. Eliyle göğüslerimi okşuyordu kocam? Mustafa da bacaklarımı, amımı okşuyordu. Üçümüzün yüzünde de tatlı bir gülümseme vardı. Kocam ?Nasıl gidiyor karıcım, hoşuna gidiyor mu?? dedi. Dudaklarına vantuz gibi yapıştım. Çekilip ?Belli olmuyor mu halimden aşkım?? dedim. Gülüşüyorduk. ?Yatakta devam edelim mi, ne dersiniz?? dedim. İkisi de onaylayınca kalkıp el ele tutuşarak yatak odasına gittik. Yatağın ortasına uzandım iki erkeğim de yanlarıma uzandılar. Kocam dudaklarımı öpüyordu. Az sonra yine o muhteşem şeyi yaptılar. İkisi de göğüslerimi yalıyorlardı. ?Hadi bu sefer daha sert olun?? dedim. İnanılmaz derecede zevkli bir şeydi. İki erkek iki yandan göğüslerimi çıldırmış gibi emiyorlar, dudaklarıyla uçlarını çekiştire çekiştire sündürüyorlardı. Bazen acıtıyorlardı ama ben umursamıyordum. Kocam aşağılara indi. Amımı yalıyordu. Bacaklarımı onun boynuna doladım. Mustafa memelerimi hoyratça okşuyor sırayla emiyordu. Az sonra biraz sakinleştiler. Hareketleri daha sakindi artık ikisinin de? Mustafayla öpüşüyorduk. Elleri boş durmuyor göğüslerimi sıkıştırmaya devam ediyordu. Kocam da amımı yalamaya devam ediyordu. Kocam kalktı. ?Önce hangimiz senin tadına baksın istersin hayatım?? dedi. ?Ben biraz daha sizin tadınıza baksam nasıl olur hayatım?? diyerek doğruldum, yatağın kenarına oturdum. Onlar da karşımda ayakta dikildiler. Kocamın yarağını yalamaya başladım. Bir elimle de Mustafa?nın yarağını okşuyordum. Kocamınkini iyice yaladıktan sonra dönüp Mustafa?nın o kocaman yarağını yalamaya başladım. Çok hoş bir aleti vardı. Kocamınkinden daha tatlıydı. Farklı değildir diyenler ağzının tadını bilmeyenler bence. Ben de o gece öğrendim. Her yarağın ayrı bir tadı var demek ki dedim kendi kendime ve bundan sonra her yarağın tadına bakmalıyım diye düşündüm. İkisi de taş gibi olmuşlardı. Yatağa yattım kocama ?Aşkım, gel?? dedim. Artık çok rahattık içimizden geldiği gibi davranıyorduk. Kocam geldi. Bacaklarımı ayırdım beline doladım. Yarağını dayadı amıma, kolayca kaydırdı içime? Tek hamlede sonuna kadar içimdeydi. Çok ıslaktım. Amım onu yakıyordu. Gidip geliyordu kocam. Mustafa da biraz bizi izledikten sonra dayanamayıp yanımıza geldi. Biraz dudaklarımı emdi. Diz çöküp yarağını ağzıma verdi. Ben de iştahla yalıyordum onu. Ama çok büyüktü. Zorladığımda boğazıma değiyordu. Ama olsun, ona zevk vermek istiyordum. Mustafa?nın elleri boş durmuyor göğüslerimi de okşuyordu. Çok zevk alıyordum. Kocam hızlı hızlı sikiyordu beni. Mustafa ?Hadi bir pozisyon deneyelim. Çok zevk alacaksın? dedi. Olur deyince kalktık, Mustafa kocamı yatırdı, beni de üzerine ters oturttu. Kocama arkamı dönerek sikinin üzerine oturdum. Mustafa?nın tarifiyle tabi. Kucağında zıplıyordum. Daha çok hissediyordum kocamı bu şekilde. Bunu yüzlerce kez yapmıştık zaten. İçimden güldüm Mustafa?ya. Mustafa da gelip dudaklarımdan öptü uzun uzun. ?Az sonra yaşayacağın şey için bana teşekkür edeceksin? dedi. Önüme geçti. Beni durdurdu. Kocama ?Hadi Mert, sen girip çık şimdi?? dedi. Ben sabit duruyordum. Kocam içimde gelip gidiyordu. Mustafanın ne yapmak istediğini eğildiğinde anladım. Diliyle kilitorisimi yalamaya başladı. Aman tanrım. Bu nasıl bir şeydi. Kendime hakim olamıyordum. Üst kattakilerin duymama ihtimali yoktu. Çığlık çığlığa kalmıştım. Kendimi bir türlü frenleyemiyor, kontrol edemiyordum. Bugüne kadar böylesi zevkli bir şey yaşamamıştım gerçekten. Çılgınlar gibi bir orgazm yaşadım. Sadece iki belki üç dakika sonra, içimde gidip gelen kocamın siki, klitorisimi yalayan Mustafa?nın dili, gecenin üçüncü orgazmını yaşatmaya başladı tekrar. Hiç bu kadar kısa sürmezdi iki orgazmımın arası. Bu çok zevkliydi. Kocam da dayanamadı, içimden çıktı, kalktım diz çöküp onu yaladım. Yine inanılmaz bir boşalma yaşıyordu kocam. Yine her yerim, ağzım gözüm, memelerim sperm olmuştu. Yorulmuştum. Ama Mustafayı da boşaltmalıydım. Banyoya gidip çarçabuk duş aldım. Kurulanıp geldim. Yatağın yanında duran koltukta oturuyordu Mustafa? Elinde taş gibi yarağını okşayarak bana bakıyordu beklentiyle? Dizlerimin üzerinde diz çöktüm önünde, olabildiği kadar, sınırlarına kadar sertleştirdim güzel aletini? Kocaman yarak ağzıma sığmıyor ben de zorluyordum. Kucağına çıktım ama bu sefer ters oturmadım. Dudaklarında dudaklarımı gezdirdim, dilimle yaladım etli dudaklarını? Biraz öpüştüm. Belime sarıldı. O da, ben de artık o yarağın içime girmesini istiyorduk. Biraz sürtündüm. Islanmıştım yine? Yarağını elimle düzelttim. ?Sen dur sevgilim, ben oturayım? dedim. ?Korktun mu?? dedi. ?Evet, çok büyük?? dedim dudaklarımı ısırarak? Gülümsedi. ?Merak etme, rahat alırsın, sen harika bir kadınsın? dedi. Azıcık oturdum. Durdum, nefes aldım. Başı içimdeydi. Biraz daha oturdum. ?Offf?? diye inledim. Şimdi biraz acımıştı. Aslında ıslaktım. Ama yarağı çok büyüktü Mustafa?mın. Kalkıp inmeye başladım. Birazını alabiliyordum hala. Korkuyordum acıyacak diye? İstemdışı bir şey. Yoksa köküne kadar girmesini istiyordum. Şimdi azıcık daha fazla oturdum. Her seferinde artırıyordum. Acıyordu ama çok değil. Devam ettim. Sanırım Mustafa dayanamamıştı. Belimden sıkıca sarıldı. Gözlerime baktı. Anladım. ?Tamam sevgilim? dedim. ?Nasıl istersen öyle sik beni.? Birden oturttu beni hızlıca. Keskin bir çığlık attım. Hızlı hızlı girip çıkıyordu amıma. Fena sikiyordu beni. Çok zevk alıyordum. ?Offf aslanım? Sik beni? Daha hızlı? Daha sert? Sik? Hadiii?? diye bağırıyordum. ?Ohhh.. Yarrağın harika aşkım? Çok güzel yarrağın var bebeğim? Beni çok mutlu ediyorsun. Aşkım? Sevgilim? Kocacımm? Sik beni Mustafam?? Alttan deliler gibi vuruyordu. Bir makine gibi hızlı hızlı sikiyordu beni. Tekrar orgazm olmaya başladım. Ama ne orgazm, ne kasılma? Gecenin dördüncü orgazmıydı. Hiç bu kadar boşalmamıştım bir gecede. Böğürüyordum orgazmımı yaşarken. Mustafa ?Ihhh? Boşalmak üzereyim aşkım, geliyorum? diye inledi. ?Boşal sevgilim. İçime boşal aşkım? Merak etme korunuyorum? dedim. Offf? Spermleri oluk oluk akıyordu içime. Sıcaklığını yoğunluğunu hissedebiliyordum. Sarıldım boynuna öpücüklere boğdum. Dudaklarını yüzünü gözünü öpüyordum. Teşekkürler ettim. Kalktım bir bezle sildim amımı. Kocam karşı koltukta zevkten çıldırmış bir haldeydi. Gittim kocama sarıldım. Onu ne kadar çok sevdiğimi. Bunu bana yaşattığı için minnettar olduğumu söyledim. Sıkıca sarıldık birbirimize. Duşa girdik hep birlikte. Yine beni yıkadılar ardından sırayla, ben de onları yıkadım. İçeri girdiler. İkisinin de dudaklarından öptüm. Acıkmıştık. Saatler hızlıca akıvermişti. Çay koydum yine, kahvaltılık bir şeyler hazırladım. Mutfakta çırılçıplak oturup yedik. Sohbet ettik. Herkes memnundu. Üçümüz de çok neşeliydik ve mutluyduk. Karnımız doyup kendimize gelince, kendimizi tekrar yatağa yattık. Kocama arkamı döndüm. O da bana arkamdan sarıldı. Mustafa önümdeydi, yüz yüze bakıştık, uzun uzun öpüştük. Sabah olmak üzereydi. Uykuya daldık. Öğlene doğru ben uyandım. Gidip elimi yüzümü yıkadım. Yorgunluğum gitmişti. Tazelenmiş hissettim kendimi? Bir rahatlama vardı üstümde, çok hafiftim. Baktım, benimkiler uyuyorlar. Kalkıp öylece mutfağa gittim çay koydum. Geceden kalan kahvaltı bulaşıkları vardı. Onları yıkadım. Mükellef bir kahvaltı sofrası hazırladım mutfak masasına. Çayı demledim. Ekmek almak gerekiyordu. Kalktım üzerime bir elbise geçirdim. Fırına gittim. Fırındaki tezgahtar kız gülümseyerek, ?Abla çok neşelisin bugün?? dedi. ?Gülümsüyorsun, bi tatlılık var yüzünde?? ?Ay ne bileyim her zamanki halim?? deyip çıktım dışarı. Mutluydum demek ki. Eve gittim üzerimdekileri çıkardım. Aynaya gittim baktım. Yüzüm ayrı bir güzeldi gerçekten. Güldüm kendi kendime. Bir parça margarini bir dilim ekmeğe sürdüm. Bir bardak da çay koydum kendime. Ekmeği yiyiverdim hemen bir sigara yaktım. Mutsuz değildim. Huzursuz değildim. Çok korkuyordum aslında pişman oluruz diye düşünüyordum ama değildim. Umarım kocam da değildir diye geçirdim aklımdan. Sigaram da çayım da bitmişti. Uyanalı bir saati geçmişti. Yatak odasına girdim. Güneş vuruyordu camdan. İçerisi sıcaktı. Perdeden dışarı baktım. Cumartesi sabahı kimsecikler görünmüyordu. Uyuyordu ikisi de. Seyrettim biraz onları. Mustafa eli yüzü güzel biriydi. Hoş bir adamdı. Vücudu da hoştu. Aynı yatakta yatıyorlar ya çok komik görünüyorlardı. Çırılçıplaktı ikisi de.aletleri de uyuyordu.. Kocamın yanına gittim dudaklarını öptüm uyanıverdi. Baktı şöyle bir uyku sersemi. Gülümsedi ben de ona gülümsedim. Tekrar öptüm. ?Kahvaltı hazır canım?? dedim. Kalktı lavaboya gitti. Kapıdan tekrar baktı gülümsedi. Beni rahatlatlatmıştı bu. Her şey çok hassas en ufak şey bizi kırabilirdi. Sanırım kocam da bunun farkındaydı. Mustafa?nın yanına uzandım yüzü bana dönüktü. Bir elimle sarıldım. Dudaklarını öptüm. Tepkisizdi. Uykusu ağırdı demek ki. Alt dudağını araladım dilimle azıcık emdim uyandı. O da sarıldı bana. Uzun uzun öpüştük. Ona da, ?Kahvaltı hazır sevgilim?? dedim. ?Tamam aşkım? dedi. Elimi tuttu, avucumun içini öptü. Mutfağa gidip ekmekleri kızartmaya başladım. Kocam geldi. Duşunu almış, giyinmişti. İki erkek gülümseyerek günaydın dediler birbirlerine, kocam masaya otururken, Mustafa banyoya gitti bu kez? Kocam oturduğu yerden, ?Çiçek gibisin bu sabah? dedi kocam sarıldı öptü. Teşekkür ettim. Kızaran ekmeklere margarin sürüyordum. Yumurtaları da soyarken Mustafa geldi. Hiçbir şeyi elletmedim erkeklerime, beni sikerek mutlu edenlerime hizmet ettim. Güzel bir kahvaltı yaptık, uzun sürdü. Sohbet ettik güzel güzel, neşeyle? Kimse çekingen değildi. Çok rahattık. Her şey çok iyi gidiyordu. Bulaşıkları yıkadım, onlar çaylarını içmeye devam ettiler. İşim bitince ?Dışarı çıkalım, biraz gezelim olur mu?? dedim kocama ve sevgilime? Kocam olur tabi dedi. Mustafa da istiyordu. Üzerime en dar pantolonumu giydim. Siyah ve likralıydı. Aynadan baktığımda arkamdan külodumun izi belli oluyordu. Daracık bir de tişört giydim. Altımdaki sütyenin dantelleri bile belli oluyordu ondan da? Çıkıp arabaya bindik. Kocam, ?Siz arkaya geçin, bugün şoförünüz ben olayım? dedi. Yeni bir Avm açılmıştı, oraya gittik. Gidene kadar yan yana, dip dibe oturduk Mustafa?mla, konuştuk, gülüştük, öpüştük, koklaştık. Kocam arada aynadan bize bakıyordu. O da mutluydu, biz de? Büyük bir yerdi. Epey dolaştık vitrinlere baktık. Bir ara Mustafa ?Mert, bu kız fıstık gibi yapmış kendini, elimizden almasınlar sonra?? dedi. Kocam güldü. Ben de ?Valla dikkat edin, sahip çıkın. Kaçırıverirler beni, kalırsınız ortada?? dedim. Gülüşüyor eğleniyorduk. Restoranda yemek yedik. Gülüşüyorduk. Çok hoştu her şey. Çenem düşmüştü sürekli konuşuyordum. Tatlılarımızı da yedik. Nargilecinin önünden geçiyorduk. İçeri girdik. Ağır bir nargile kokusu sarmış havası ağır bir yer. Tavanı alçak. İlk defa geliyorduk buraya. Her yer duman. Oda gibi ön yüzü açık üç yanı duvar gözler yapmışlar. En sondaki göz boştu. Oraya oturduk. Üç tane nargile getirdi garson. Kocam koridoru gören yere oturdu. Ben karşısına Mustafa çaprazımıza. Sohbet ediyor, çok güzel eğleniyorduk. Bir ara nargilenin ağızlığını iki elimle tutarak Mustafa?ya diktim gözlerimi ağızlığı yalıyordum. Mustafa dayanamadı, yanıma oturdu. Dudaklarıma yapıştı. Ortam çok rahattı. Gelen olsa kocam zaten görürdü. Biraz öpüştük bacaklarımı göğüslerimi de boş bırakmadı. Ben bir ara elimi Mustafa?nın aletine attım sertleşmişti. ?Yalamak ister misin?? dedi. ?Sorulur mu, tabi istiyorum? dedim. Fermuarını açıyordu ki ?Dur delirdin mi? Yapma? diye atıldım. ?Şaka yaptım Gül, merak etme? diyerek güldü. ?Hadi bakalım, siz azdınız anlaşılan, kalkalım, evimize gidelim? dedi kocam. Arabaya bindik. Yine aynı şekilde, kocam önde, biz arkadaydık. Mutluluktan başım dönüyordu. Mustafa?nın kucağına yattım. Biraz okşamama kalmadan aleti taş gibi olmuştu hemen? Fermuarını açtım külodunu çekip, aleti elime aldım. Ağzımdaydı. Çok hoşuma gidiyordu. On dakika boyunca yavaş yavaş, sevgiyle okşadım, öptüm, emdim. Öyle dalmıştım ki, kocam, ?Sokağa geldik çocuklar?? diyene kadar devam ettim işime? Kalktım toparlandık. Siteye girip arabayı park ettik. Hep birlikte eve girdik. Kapıyı kapatıp koridorda sarıldım Mustafa?ya. Salona geçtik. Ben çıktım, yatak odasında soyunup makyajımı tazeledim. Çırılçıplak vaziyette tekrar yanlarına geldim. ?Daha soyunmamışsınız siz?? dedim. ?Tembellik edecekseniz bileyim? Gülüştük. Onlar da soyundular. Sikleri kalkmıştı zaten? Mustafa?yla öpüşüyorduk ayakta. Kocam arkamdan sarıldı. Boynumu sırtımı öpüp okşuyordu. Mustafa göğüslerimi emerken kocam da arkamda diz çökmüş, kalçalarımı emiyordu. İnlemelerim artmıştı. Biraz böyle seviştik. Aralarında kalmış, her yanım okşanıyor, yalanıyordu iki erkek tarafından? Zevkten kendimden geçiyordum. Ardından erkeklerimin aletlerini yalamaya başladım. Biraz birini, biraz diğerini yalıyordum. Birini yalarken diğer elimle de ötekine 31 çekiyordum. Kocamı koltuğa oturttum. Domaldım önünde, kocamınkini yalıyordum. Mustafa arkama geçer beni siker diye düşünmüştüm ama o altıma yatıp amımı yalamaya başladı. Gayet güzel yalıyordu. Azmıştık iyice üçümüz de? Kocam geniş koltuğa uzandı, üzerine oturdum. Islanmıştım zaten iyice. Mustafa da ayakta ağzıma verdi. İkisini de mutlu ediyordum. Kocam belime sarıldı. Ben sabittim, kocam alttan hızlı hızlı girip çıkıyordu. Ben ritmi bozmadan Mustafa?yı yalamaya devam ettim. Kocam ?Boşalıcam? dedi. Kalktım. Kocam da ayağa kalktı, sikini yalamaya başladım. Ellerimle ıslak sikini sıvazlıyordum. Kocam birden patlayıverdi. Mustafa?ya dönüp onunkini aldım ağzıma, oda hazırmış zaten? O da boşaldı üzerime? Banyoya gittik yıkandık. Çıplak vaziyette salona döndük. Birer sigara yaktık. Sigaramdan son bir nefes alıp kül tablasına bastırdım. Oturduğum tekli koltukta iyice yayıldım, ayaklarımı koltuğun iki yanına koyup ayırdım bacaklarımı. Mustafa yan koltuktaydı, hevesle gelip amımı yalamaya başladı. Parmağını da sokuyordu içime yalarken? Çok hoştu. Yalamayı kesti, doğrulup belime sarıldı, yarağını içime kaydırdı. İlk seferde yarısı içimdeydi. Ve dünkü gibi acımamıştı. Gidip gelmeye başladı. Tamamen içimdeydi. Ben de artık dayanamıyordum. O dizlerinin üstünde, içimde gidip gelirken ben klitorisimle oynuyordum. Bu pozisyonda Mustafa?yı daha çok hissediyordum içimde. Çok sürmedi orgazm oldum. Sarıldı iyice bırakmadı hızlı hızlı gidip geliyordu içimde. Rahatlamıştım. Sakinleştik. Kocam parlayan gözlerle bizi izleyip durmuştu tüm sevişmemiz boyunca, sikini okşuyordu bir yandan da? ?Hadi yatağa gidelim?? dedim. Yatağa gittik. Yatağa yattı Mustafa. Hemen üzerine oturdum. Daha yangınım geçmemişti. Tekrar içimdeydi. Zıplamaya devam ettim. Kocam arkama geçti. Kalçalarımı ayırdı. Durup bekledim. Mustafa alttan yavaş yavaş girip çıkıyordu içime. Kocam arka deliğimi yalıyordu. Beni deli ediyorlardı yine. Mustafa da boş durmuyor göğüslerimi emiyordu. Kocam yarağını arka deliğime dayadı. En çok merak ettiğim şeyi yaşamak üzereydim. ?Kreme gerek var mı bebeğim?? dedi. Arka deliğim açılıp kapanıyordu istekle, ?Hayır, biraz ıslatman yeterli?? dedim. Tükürüğüyle ıslattı aletini? Yavaşça giriyordu. Mustafa hareketsizdi. Az sonra tamamen içimdeydi kocam. İkisi de hareketlendi. Sırayla sokuyorlardı. Çığlıklarıma hakim olamıyordum. Mustafa boynuma sarılmıştı. Kocam belimi iki eliyle tutuyordu. ?Sikin beni? Oofff? Çok güzelmiş bu? Beni hep böyle sikin?? diye bağırıyordum. Onlar da çok zevk alıyorlardı. Sanırım bu kadar heyecanlanmam onları da heyecanlandırmıştı. Çığlık çığlığa bir orgazm yaşıyordum. Kasılmalarımı fark edince onlar da hızlandılar. Kesik kesik kasılıyordum. Mustafa da boşalıyordu. Bizim boşalmamız bitince kocamınki başladı. İkisi de deliklerime boşalmıştı. Ellerimle içimden süzülen dölleri tutmaya çalışarak kalktım, banyoya girdim. Temizlendim güzelce, tekrar yatak odasına geldim. Üçümüz yan yana uzanıp tekrar sigara yaktık. Kocama sarıldım öptüm dudaklarından. ?Çok zevk aldın karıcım? dedi. ?Evet aşkım. Öyle zevk aldım ki? İnanılmaz güzeldi? dedim minnetle? Hala çırılçıplaktık. Acıkmıştık. Kocam ?Size tost yapayım mı çocuklar?? diye sordu. ?İyi alıştın sen tost yapmaya?? dedim. Kahkahalarla güldük. Kocam tost yapmaya gitti. Ben Mustafa?nın yanına oturdum. Birer sigara yakmış, sohbet ediyorduk. Başımı göğsüne koydum. ?Aşkım bizi üzecek, bu güzel ilişkiye zarar verecek bir şey yapmazsın değil mi?? dedim. ?Deli misin? Merak etme size zarar verecek bir şey yapmam. Seni kaybetmek istemem ben asla? Beni tanıman lazımdı şimdiye kadar aşkım?? dedi. ?Biliyorum sevgilim? Güveniyoruz sana, zaten güvenmesek iş buraya kadar gelmezdi. Öyle güzel ki her şey, bir terslik olacak diye nedensiz korkuyorum işte?? Sarıldık birbirimize, öpüştük. İltifatlar ediyordu. Yakışıklı bir adamdı. Cana yakın biriydi. Ve güzel sevişiyordu. Öpüştük okşadık birbirimizi kocam gelene kadar. Karnımızı doyurduk. Sevişme vakti gelmişti yine. Dura dinlene seviştik. Neler yaptık neler? Yatakta, banyoda, mutfakta, salonda? Bütün evin her yerinde beni aralarında tost yaptılar. Ayakta bile becerdiler aynı anda ikisi birden siktiler beni? İki yarak aynı anda deliklerime girip çıkıyordu. Aman tanrım bu zevklerin en güzeliydi. Yaşadığım en zevkli andı. Bir önümdekiyle öpüşüyordum, bir başımı çevirip arkamdan giren erkekle? ?Harikasınız, İkiniz de harikasınız? diyordum. Artık deliklerim acımaya başlamıştı. Duşumuzu alıp çırılçıplak yatağa yattık. Çok huzurluydum. Uzun uzun erkeklerimi öptüm. Mustafayı da, kocamı da? Bu güzel geceler bir yıla yakındır sürüyor. Çok farklı şeyler yaşadık. Kocamsız Mustafa ile bir gece geçirdim bir keresinde? Bir keresinde hep birlikte iki günlük tatil yaptık. Abarttık, kalkıp Mustafa?nın evine gezmeye gittik, bir gün kaldık aile ziyareti gibi. Yani Mustafa?nın karısıyla da tanıştık. Hayat o kadar güzel ki? Beni seven, bana hayran iki erkeğin arasında? İki anlayışlı, sevecen erkeğin birden karısı olmak? Sevişmek onlarla? Doyamıyorum bir türlü?

Fena Kaynanam

Bu anlatacağım olay tamamen gerçek olup, hayal ürünü değildir. Sadece isimler değiştirilmiştir. Olayı ayrıntıları ile anlattığımdan biraz uzun oldu ama, ayrıntılar benim için çok önemliydi. Paylaşmak istediğim bu olayı yayınlarsanız sevinirim; Eşimle anlaşarak evlendik. Ailenin tek çocuğuydu. Babası o küçükken öldüğünden, çok rahat yetişmiş, biz de nişanlılık döneminde rahat etmiştik. Annesi ile kalıyorlardı. Annesi 38 yaşında, fakat bakımlı, güzel bir kadındı. Bir süre ben anne diyememiştim. Eşimi çok seviyorum ve evliliğimiz rayında gidiyor. Kayınvalidem Perihan ile de aram çok iyi. Zaten yalnız yaşadığından sık sık görüşüyoruz. Ama ilk tanıştığımız andan beri Perihan’a ilgim var. Bakışları, hareketleri beni korkunç tahrik ediyor. Biz beraber konuşurken, açık saçık hiç çekinmiyoruz. İşten eve geldiğimde Perihan, eşim Suna ile oturuyorlardı. Perihan, ?hoş geldin damat? diyerek yanağıma işveli bir öpücük kondurdu. Sonra da kalçalarını kıvırarak içeri geçti. Akşam otururken Perihan;? Damat babandan kalan evin tapu işinde amcan problem çıkartıyor. Yarın işten izin al, tanıdığın bir avukata gidip bu işi çözelim? dedi. Bende kabul ettim. Sabah kahvaltımızı yapıp eşim işe, ben de annesine gittim. Kapıyı açtığında çoktan hazırlanmıştı. Üzerinde kısa etekli bir takım elbise, altında yakası açık bir gömlek vardı. Sarı saçlarını topuz bağladığından, yuvarlak yüzü çok güzel ortaya çıkmış, göğüsleri beyaz ipek gömleğinden fırlayacak gibi duruyor ve çizgisi görülüyor, mini eteğinin altından 38 yaşına rağmen siyah ten çorapla düzgün sütun gibi bacakları iç gıdıklıyordu. Beni görür görmez öptüğünde, parfüm kokusu içime işlemişti. Beraber yürürken bazen bilerek arkada kalıyor, siyah minisini taşımayan, geniş butlu kalçalarının sağa sola kıvrılışını seyre doyamıyordum. Avukat arkadaşla görüşmemiz kısa sürmüş geri dönerken, evde kahve içmeyi teklif etti. Evine girdiğimizde asansör bozuk olduğundan merdivenlere yöneldik. O önden yürümüş, ben biraz arkada kalmıştım. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm manzara, yarağımın esas duruşa geçmesini sağlamıştı. Eteğin altı tamamen görünüyor ve Perihan’ın altında kırmızı tanga bir külot vardı. Göt butları bembeyaz, yumurta gibi yuvarlak, tanganın ipi tüysüz ve etli amın içine girmişti. Kalçalarını sanki bilerek kıvırıyor, beni çıldırtıyordu. Ben kızından bile bu kadar tahrik olmamıştım. Elimi uzatıp, o kalça butlarını tutmamak için kendimi zor tutuyordum. O da arada bir dönüp bana bakıyor ve gülümsüyordu. Eve girdik. Üzerindeki ceketi çıkarttı. Altındaki gömlek ince, ipek ve beyaz kısa kolluydu. Dantelli sutyeni altından görünüyor, göğüslerini taşıyamıyordu. Çok sıcakladım diyerek gömleğinin bir düğmesini daha çözdü. ?Sen otur, ben kahve yapıp geliyorum? deyip, kıvırtarak mutfağa gitti. Salonda otururken bana seslendi. Mutfağa gittim. Dar bir mutfağı vardı evin. O mutfak girişindeki fırınlı ocakta kahve yapıyordu. Şu lavabonun altına bakar mısın, sanırım akıtıyor? dedi. Hiç geri çekilmediğinden, ona sürtünerek geçtim. Kazık gibi olan yarağım, yumuşacık kalçalarına temas etti. Bir daha dokunsam boşalacak kadar azmıştım. Ben eğilerek lavabonun altına girerken, o da eğilerek beni izliyordu. Eğilince bembeyaz göğüsleri tam olarak ortaya çıkmış, hatta bir göğsünün ucu sutyeninden dışarı fırlamış, mosmor ve dimdikti. Lavabonun altında hiçbir şey yoktu. Sırf bana göğüslerini göstermek için yapmıştı bunu. Tekrar salona gittik. Karşıma geçerek bacak bacak üzerine attı. Etek götüne kadar sıyrılmıştı. Fıstığının yarısı görünüyor, gözlerimi alamıyordum. Yarağım pantolonumdan belirgin bir şekilde kabarmış, Perihan’ın gözleri de önümdeydi. Lafı döndürüp dolaştırıp cinselliğe getirdi. Zaten bayılırdı böyle muhabbetlere. ?Nasıl kızımdan memnun musun? Bir probleminiz yok değil mi? Çocuk düşünmüyor musunuz?? ?Hayır, gayet iyiyiz. Çocuk için de erken bence? ?Nasıl korunuyorsunuz? Hap filan mı?? ?Ayıptır söylemesi dışarı boşalma? ?Senin için kötüdür o zaman. Hem tehlikeli. Bizim kız niye hap kullanmıyor? Ben hep hap kullanırdım, bizim adamı zevkten etmemek için. Hiçbir zararı yok. Hala da kullanıyorum.? ?Nasıl kullanıyorsun? Senin birlikteliğin var mı? Kızın duymasın bunu? ?Aman duyarsa duysun. Olacak tabi. Kaç yıldır dulum, kendi kendime olmuyor. Sen kaç yıl 31 ile idare edebilirsin?? ?Ya, haklısın da, kiminle beraber oluyorsun? İyi mi bari?? ?Yok be! Ayda yılda bir oluyor. Ben çok seçiciyim. Öyle önüme gelenle yapmam. Ama beni doyuran çıkmadı şimdiye kadar. Senin gibi bir erkek bulamadım.? Büyük bir şaşkınlıkla cevap verdim; ?İşin açığı, kızında beni tam tatmin etmiyor. Haftada bir zorla veriyor. Ben biraz azgınım. Çoğu zaman 31 çekiyorum.? ?İnanmıyorum ya! Senin gibi adama ben olsam her gün 5 posta veririm. Benim kız salak.? ?aslında sen gerçekten çok hoş bir kadınsın. Senden çok tahrik oluyorum. İnan kayınvalidem olmasan?? ?Kayınvaliden olmadığımı düşün. Ne yapardın?? ?Zevkten uçururdum.? Ayağa kalkan Perihan yanıma gelerek, başını bana uzatıp, ?Unut kayınvalidem olduğumu. Uçur beni? diyerek dudaklarıma yapıştı. Perihan?ı bir hamlede yanlamasına kucağıma alarak dudaklarını ısırırcasına öpmeye başladım. Ellerimle sütun bacaklarını okşuyor, dilimi boynunda gezdiriyordum. Gömlek düğmelerini kopartarak açıp, sütyenini sıyırdım. Bembeyaz göğüsleri, uçları dik vaziyette karşımdaydı. Isırarak somururken, elimle amını avuçluyordum. Yarağım ise alttan götüne baskı yapıyordu. Doğrularak önüme eğildi ve fermuarımı açtı. 18 cm.lik yarağımı gördüğünde, gözleri faltaşı gibi açılmıştı. ?Salak kızım benim. Böyle yarak her gün yenmez mi?? deyip, ?haammm? diyerek ağzına alıp somurmaya başladı. Öyle bi somuruyorduki, neredeyse iliklerim boşalacaktı. Zaten boşalmaya hazır olduğumdan dayanamayarak döllerimi ağzına boşalttım. Hiç geri çekilmeden tüm döllerimi yuttu. Daşaklarıma akan damlaları bile yaladı. Perihan?ı ayağa kaldırarak arkasını döndürdüm. Mini eteğini aşağı indirdim. Muhteşem beyaz göt karşımda duruyordu. Göt yanaklarını ısırdıktan sonra, tangasını sıyırıp, götünün arasını, göt deliğini, oradan da kılsız amını yalamaya başladım. Bacakları titriyor, inliyordu. Koltuğa oturtarak, bacaklarını omuzlarıma koydum. Amında bir tane bile kıl bırakmamış, temizlemişti. Kaymak gibi, şişmiş etli amını iştahla yalamaya başladım. Perihan ?aaaaahhh, , öldüümmm, ohhhh? diyerek inliyordu. Beni yere iterek ağzıma oturdu. Amının suları akıyor, am dudakları açılmış yana sarkıyordu. Göz gibi açılmış, mor göt deliğini de fırçalıyor, parmaklarımı sokuyordum. Oda eğilerek yarağımı vahşi hayvan gibi somurmaya başladı. Kalçalarını kıvırıyor, ağzında yarağımla ?mmmhhhh,ooohhhhh? sesleri çıkarıyordu. Perihan’ı kaldırarak tekrar koltuğa oturttum. Bacaklarını omuzlarıma alıp yarağımı am dudaklarına sürtmeye başladım. ?Yeteeeer, sok artık ?diye bağırıyordu. 18cm.lik yarağımı zorlayarak amına gömdüm. Yarak girerken zorlandığından, daha önce böyle bir yarak yemediği belli oluyordu. Yarak girince Perihan derinden bir oohh çekip, ?sik , sik beni, pompala, parçala amımı? diye bağırıyor, boynumu ısırıyor, . Hızla girip çıkarak döllerimi amına boşalttım. Sırt üstü yere uzanıp soluklanmaya başladım. Doymak bilmeyen Perihan yanıma uzanarak dudaklarımı öpmeye, eliyle de yarağımı sıvazlamaya başladı. Ben ise dinlenmeye çalışıyordum. Perihan eğilerek yarağımı, oradan da götümü bile yalamaya başladı. Tüylerim diken diken olmuş, yarağım tekrar eski halini almıştı. Perihan hemen üstüme çıkarak, belini kıvırta kıvırta üzerime oturdu. Gözlerini kapatmış, ?ayyy, ayyy, ayyyy? diyerek üzerimde zıplıyor, her oturuşunda ?cuk? diye ses geliyordu. Ben de elimle kalça butlarını sıkıyor, tokatlıyor, göğüslerini ısırıyordum. Ben de alttan pompalamaya başladığımda, vücutlarımız her çarpışmada ?şlap? diye ses veriyordu. Perihan ?öldürdün beni aşkım, canım benim, ayyyyy? diyerek 5.orgazmına ulaşmış, ben de döllerimi amına boşaltmıştım. Ben yerde uzanırken Perihan banyoya gitti. 5 dakika dinlenince aklıma Perihan?ı götünden sikmediğim geldi. Belki bu fırsatı bir daha bulamam diye banyoya koştum. Zaten hayali bile benim çocuğu hazır ola getirmişti. Banyoya girdiğimde Perihan yıkanıyordu. Duş kabininde yanına girerek arkasından sarıldım. Benim sopayı arkasında hisseden Perihan ?Daha doymadın mı azgın damat? dedi. Ben de doymadığımı söyleyerek domalmasını istedim. Yarağımı amına köklerken, şampuanı göt deliğine sürüp, parmaklarımla genişletmeye başladım. Perihan?ın tahmin etmediği bir anda, yarağımı amından çıkartıp, birden götüne kökledim. Perihan acı bir çığlık attı ve kaçmaya çalıştı. Dur orospuluk yapma, çok zevk alacaksın diyerek, yavaş yavaş git gele başladım. 5 dakika sonra götü alışmış, benimki girip çıkıyordu. Önce istemeyen Perihan, şimdi zevk çığlıkları atıyor, ?yıırrtt götümü, parçala? diye inliyordu. Daracık göt 10 dakikada boşalmamı sağladı. Yıkandıktan sonra Perihan?ı öperek eve gittim. Yorgunluktan kızının yüzüne bile bakamadan akşam 9?da uyumuşum. Şimdi haftada 2 gün karımla, geri kalan 5 gün ise sevgili kayınvalidem Perihan ile sikişiyoruz. Hem artık Perihan hep götten sikmemi istiyor. Alıştı kadın ne yapsın?

Kayınbabam İle

Zonguldaklıyım. 22 yaşımda evlendirildim ve Almanya’ya gönderildim. Benim isteğimi soran olmadı. Zonguldak’ta maddi durumu iyi olmayan bir ailemiz vardı. Babam da beni şu anki kocama verdi, 2 sene önce Zonguldak’ta düğün yaptık. Ben 1,69 boyunda, kumral ve fiziği düzgün bir bayanım. Aslında fena da sayılmam, çok çekici göğüslerim, kalça ve dudaklarım var. Gerdek gecesine kadar hiç arkadaşım olmadı, babam ve abim çok üzerime düşer ve öyle şeylere izin vermezlerdi. Gerdek gecesi baştan sona bir travma idi. Düğün bitti odamıza çekildik, ne bir nazik hareket, ne bir romantik davranış, kocam olacak odun resmen Tecavüz eder gibi sahip oldu bana. Herşey 10 dakika sürmedi. Gerdekten sonra da birşey değişmedi. Canı çekti mi, hiç bana istiyormuyum diye sormadan yatırır beni, yine 10 dakika sürmez işini bitirir, hiç benim zevkimi düşünmezdi. Bir sene hep böyle gitti. Kocam şu anda Taxi şöförü ve geceleri vardiyeye çıkar. Evde birde bizimle yaşayan Kaynanam ve Kayınbabam var. Kaynanam suratsız ve geçimsiz bir kadın, bana ve evde yaşayan herkese zulüm eder.Kaynanam, emeklilik işlerini halletmek için Türkiyeye gitmiş, kayınbabam burda kalmıştı. Geceleri sürekli oturup sohbet ederdik kayınbabamla. Kendisi çok yakışıkı, karizmatik ve kadın ruhundan anlayan bir insan. Yaşını hiç belli etmez, sürekli spor yapar ve kendisine çok iyi bakar.

Yani anlayacağınız oğlu ile tam ters. Bir gece yine kocam geldi ve acil odaya çağırdı beni. İsviçre’ye çok paralı bir yolcusu varmış, acil gitmesi gerekiyormuş ve 3 gece kalacakmış. Benden, hemen soyunup altına yatmamı istedi. Ben de canıma tak ettiği için yapmadım. Çok sinirlendi, bana tokat attı ve anama küfür ederek gitti. Ben ağlarken, kayınbabam, ?Vay hayvan herif vay!? diyerek odama geldi ve beni teselli etmeye çalıştı. Sonra, ?Kızım üzülme, kalk bu gece seninle gezmeye çıkalım, biraz ruhun açılsın, neşen yerine gelsin.? dedi. Kocam olacak odun beni daha bir gece bile eğlenceye götürmemişti, evde hapis gibiydim. Kendimi toparladım, giyindim, makyajımı yaptım ve kayınbabamla dışarı attık kendimizi. Beni Dortmund’ta Türklere ait müzikli güzel bir Gece kulübüne, yani Türkü Bar gibi bir yere götürdü. Gece kulübünün sahibi bizi kapıda karşıladı ve kayınbabamla sohbet ettiler. Bize oturmamız için yer gösterdikten 10 dakika sonra, inanın masamızda bir tek kuş sütü eksikti. Kayınbabamla sohbete başladık, o kaynanamı bense kocamı şikayet ettim. Kayınbabam Viski içiyordu, bir duble de bana verdi. Gece ilerledikçe açıldık ve birazda olsa içkinin verdiği rahatlıkla, konu döndü dolaştı Seks?e geldi. Meğerse kaynanam da aynı kocam gibi ruhsuzun teki imiş. Slow parçalar çalmaya başlayınca, kayınbabam beni dansa kaldırdı. Biraz başım dönüyordu ama gecenin bitmesini hiç istemiyordum. Dans ederken sağ eli kalçamın biraz üstünde, ama vücutlarımız birbirine temas eder halde idi. Kayınbabamın parfümü bile beni etkilemiş, içimde tanımadığım duygular ortaya çıkarmıştı. Bacak aramın biraz üstüne dokunan bir sertlik hissetmeye başladım. Gittikçe sertleşen ve büyüyen bu şey kayınbabamın yarağından başka bir şey olamazdı. Ve çok büyük bir yarak olması lazımdı bu. Heyecandan bacaklarım titremeye başladı. Ben de kendimi kayınbabama bastırmaya başladım, hem göğüslerimi, hem bacak aramı. Kayınbabam da anlamış olmalı ki, kalçamın üzerinde duran sağ elinin parmakları ile kalçamı okşamaya başladı. Müthiş tahrik oluyordum. Gece ilerlemişti iyice, son sanatçı da sahneyi terdekince, kayınbabam hesabı ödedi ve bir Taxi çağırttı. Takside ikimiz de arkaya oturduk. Kayınbabam elini omzuma koydu, ben de ona yaslandım, eve kadar böyle sanki rüyalar alemindeymişiz gibi gittik. Eve varınca, gerçekler sanki bizi geri uyandırdı. Nedense eve girince, evde yalnız olmamıza rağmen biraz çekindik birbirimizden. Birbirimize iyi geceler diledikten sonra, ben odama geçtim kayınbabam da kendi odasına. Aradan bir saat gibi geçmişti ki, kayınbabam bana seslendi ve beni odasına çağırdı.

“Kızım ben uyuyamıyorum, senin de uykun yoksa birer kahve yap getir de içelim” dedi. Kahveyi öyle acele yaptım ki anlatamam. Kayınbabam yatağında uzanarak, ben de yatağın ayakucuna oturarak kahvelerimizi içtik. Kayınbabam bir ara, ?Kızım gel sen de yanıma uzan, sabaha kadar sohbet edelim.? dedi. Üzerimde ince bir gecelik, kayınbabamın üstünde ise kısa bir şort ve atlet vardı. Biraz çekinerek de olsa, kayınbabamın yanına uzandım. Teni ve kokusu beni resmen kudurtuyordu. Sohbet ilerledikçe, kayınbabamın göğsüne yattım. Kayınbabam konuşurken biryandan da saçlarımı okşuyordu. Ben de konuşmasını dinlerken başka başka dünyalara gidiyordum. Kayınbabamın önüne baktığımda, yarağı öyle bir kalkmıştı ki, şortunu zorluyordu. Dayanamadım elime aşağı doğru, şortuna uzattım. Şortunun üzerinden kayınbabamın yarağını yavaş yavaş okşarken, kayınbabam aniden doğruldu ve beni bir çırpıda çırılçıplak soyuverdi. Beni yatağa sırtüstü yatırıp, iki bacağımın arasına yerleşti ve göğüslerimi yalayarak aşağı indi. Ve amımı yalamaya başladı. Kocam hiç yapmadığından çok şaşırdım, bir tuhaf oldum. İki dakika yalamadan titreye titreye kayınbabamın ağzına boşaldım. Kayınbabam damla bırakmadı yuttu sularımı. Zevkten nasıl inliyorum ama! Yarım saate yakın daha yaladı amımı. Tanrım, ne muhteşem bir şeymiş insanın amının yalanması! Sonra, ?Şimdi sıra sende?? dediğinde, kayınbabamın suratına saf saf baktım. Kayınbabam gülümsedi ve, ?Anladım bizim oğlan da salakmış. İn, sen de benimkini yala?? diyerek, nazik ama ne istediğini bilir hareketlerle kafamı aşağı, yarağına bastırdı. Kayınbabamın şortunu çıkarıp, yarağını görünce ben iyice şoke oldum. Büyük olduğunu tahmin ediyordum, ama bu kadar büyük beklemiyordum. Keser sapı gibi upuzun bir yarak, üstelik çok ta kalındı. Başını ağzıma almaya çalıştım, ama sığmadı. Dilimle sağını solunu yaladım elimden geldiği kadar. Yarağını 10 dakika kadar yaladıktan sonra, kayınbabam gülümseyerek, ?Nihal kızım gel bakalım, benim salak oğlanın kızlığını bozmasından bir şey anlamamışsın, şu kızlığını adam akıllı bir bozalım!? dedi. Ben yalvarmaya başladım, ?Ne olur birden sokma baba!? diye. Oğlunun yaptığı gibi yapsa resmen amımı yırtar diye korkuyordum. ?Korkma kızım, sen kendini bana bırak!? dedi. Yarağının kafasını amımın ağzına dayadığında korkudan nerdeyse kalbim duracaktı, ama amımın suları da resmen akıyordu. Kayınbabam bir yandan dudaklarımı ve dilimi öperken, öbür yandan o keser sapı gibi hayvansı yarağını yavaş yavaş amıma ittiriyordu. Başı zor bela girdi, ama ben de o esnada duyduğum acıyla kayınbabamın sırtına tırnaklarımı geçirmiş, yırtmış, kanatmıştım. En sonunda köküne kadar sokunca, yarağı sanki mideme kadar girdi sandım? Amım kayınbabamın yarağının çapına alışıp, duyduğum acı azaldıkça, ben de kendimden geçiyor, boşaldıkça boşalıyordum. Kayınbabam da bana kökledikçe köklüyordu. ?Şak Şak Şak? sesleri resmen odayı inletiyor, kayınbabam bana orgazm üzerine orgazm yaşatıyordu. İnanın bir saate yakın beni siktikten sonra, ?Gelinim, ben dayanamıyorum artık, geliyorum!? demesi ile patladı. Ama ne patlama! İçim dışım döl oldu. Kayınbabamın dölleri amıma öyle sıcak sıcak aktıkça, ben bir kez daha geldim. O gece kayınbabam beni sabaha kadar kaç kez sikti bilmiyorum, ama sabah uyandığımda yatak göle dönmüştü. Diğer iki gün de, kocam dönene kadar, evden çıkmadık ve kayınbabamla sikiştik! Kaynanam da Türkiye’den dönünce artık kayınbabamla sikişmek için çok fazla fırsatımız olmuyor, çok nadiren sikişiyoruz. Şimdilerde kayınbabam tutturdu, ?Gelinim, bir defa da götünden sikeyim!? diye yalvarıyor bana, ama ben çok korkuyorum. Kayınbabamı çok seviyorum, ve o koca yarağı olmadan yaşayamayacağıma göre, zannedersem eninde sonunda benim göte kayınbabamın keser sapı gibi yarağı girecek, bunun çıkar yolu yok gibi görünüyor?

Zenciler Çok Zorladı

Bizler 30 yaşlarında antalya da oturan evli çiftiz. Hafta sonu iş stresini atmak için güzel bir koyda hem serinlemek hem de biraz rahatlamak için kemer istikametinde büyük çatlıcak a yakın bir bölge de denize girmeye karar verdik, saat 19 a geliyordu ve denize girmek için ideal saat sayılırdı,

seçtiğimiz koy eşim ile birlikte devamlı geldiğimiz e kimsenin olmadığı bir koydu, burada yüzer ve çılgınca sevişirdik, saat 9 a kadar denize girdik ve sahilde uzanmaya başladık , Seda haydi sevişelim mi dedi bende olur ama biraz daha uzanmak istiyorum daha sonra istersen sevişebiliriz dedim, Seda da o zaman ben biraz koydan dışarı çıkmak istiyorum dedi bende olur ama fazla uzaklaşma hava karardı birazdan dönmeye hazırlanırız dedim, ok deyip ayrıldı,

Seda 1,65 boyunda 50 kilo gayet seksi minyon yapılı bir bayandır özellikle de kalçaları çok seksidir, mini veya tayt giydiği zaman tüm erkeklerin gözü karımın kalçalarında olur… neyse eşim yürüyüşe çıkalı 15 dk kadar olmuştu ve hala gelmemişti, ayağa kalkarak seslendim ama cevap gelmedi bende eşimin çıktığı kayalıklara doğru çıktım ileride iki büyük kaya arasında garip sesler geliyordu o yöne doğru ilerledim 1 beyaz 1 de zenci iki iki iri yarı erkek ve bir tane de bayan vardı uzaktan tam seçilmiyordu ama tartışıyorlardı, yavaşça ilerleyerek çalılıkların arkasına gizlenerek onları seyretmeye başladım,



Beyaz olan adam kadını belinden tutarak kayalığa doğru yatırdı kadın direniyordu, bu sahneleri kaçırmamalıydım biraz daha yavaş yavaş büyük kayaya doğru ilerledim, olamazdı bu benim karım Seda idi bir anda şok olmuştum ve bu iki iri yarı erkek tarafından tecavüze uğramak üzere idi, hemen harekete geçmek istedim ama bir anda da tahrik olduğumu hissettim eşimin birazdan bu erkeklere zorla sikilecek olması beni tahrik etmişti



özellikle de zencinin sikecek olması bir anda kalp atışlarımı hızlandırmıştı, onları seyretmeye karar verdim, beyaz adam gömleğini ve şortunu çıkarak eşimin üzerine uzanıp dudaklarından öpmeye başladı eşim karşı koyuyor direniyordu ama beyaz olan ellerini tutarak dudaklarından öpmeye başladı



karımı dudaklarından öpüyor


eşimde karşı koymaya çalışıyordu ama azman gibi zenciye gücü yermiyordu, zenci karımın üzerine abanarak onu kayaya doğru sırt üstü yatırıp kendisi de üzerine uzanmış karımı dudaklarından öpüyor bir yandan da eliyle hem göğüslerini hem de kalçalarını okşuyordu karım iri yarı zenciyi üzerinden atabilmek için omuzlarından yukarı doğru itmeye çalışıyor ama başarılı olamıyordu



zenci karımın bikinisini aşağı doğru sıyırmaya çalıştı am başarılı olamadığını görünce diğer beyaz adama bakarak yardımcı olmasını istedi beyaz adamda karıma “ orosbu bak bu akşam rahatlayacaksın, direnme seni burda kimse duyamaz biraz dışını sık bizde rahatlayalım sende…” diyerek bikinisini yırtarak çıkarttı karımın alt tarafı çıplak kalmıştı…



zenci hafiften aşağı doğru eğilerek eşimin göğüslerinden başlayıp bacak arasına doğru yalamaya başladı, karım bacaklarını kapatarak zencinin yalamasını engellemeye çalışıyordu zenci kızarak “ pekiyi güzelim sen bilirsin bu yarrağı kuru kuru yede aklın başına gelsin diyerek elini mayosuna götürdü…” aman tanrım olamazdı bir at yarrağı kadar büyük ve uzundu karım mayodan çıkan yarrağı görünce zenciye yalvarmaya başladı “ lütfen sana yalvarıyorum ben bunu alamam çok ama çok büyük ben darım lütfen yapma ben evliyim…”



zenci yaklaşık 25 cm lik yarrağını sıvazlayarak eşimin amına doğru yaklaştırdı ve beyaz adamdan da karımı tutmasını istedi… beyaz adam eşimin baş tarafına geçerek ellerini başının arkasından tuttu zenci eğilip balta sapı gib olmuş yarrağının kocaman kafasını karımın amına dayadı ve” orosbu bak bu yarrağı yeyince bekaretin tekrar bozulacak, ve seni sikmemiz için hep bizi arayacaksın “ diyerek karıma yarrağının başını sokmaya çalıştı ama girmedi karım hala yalvarıyordu ve haklı idi de benim ki 13 cm ve adamın kalınlığının yarısı kadar dı



Zenci karıma gülerek bak sana bir iyilik yapacağım ve bunun başını ıslatacağım diyerek yarrağının başını ıslattı ve karımın amına tekrar dayadı güzel karım ise zenci ye yalvararak “… lütfen onu elimle boşaltayım ne olur acı bana inan alamam ve ben evliyim…” diyordu zenci sırıtarak karımın amına dayadığı yarrağı belinden kendine çekerek hızla karıma doğru itti karım öyle bir bağırdı ki canının çok can yandığı belli oluyordu ama zenc sadece karıma o devasal yarrağının başını sokmuştu,



yarrak karıma girmişti ama karım ile zencinin arasında 20 cm lik bir mesafe daha vardı o da karıma hala giremeyen zencinin geriye kalan yarrağının uzunluğu idi zenci belinden tutarak karımın üstüne doğru abanarak bir hamle daha yaptı ve karımın AHHHHHHHHH çığlığı tekrar yankılandı “… ne olursun yeter daha fazla sokma alamıyorum, ne olursun çek ben evli bir kadınım ne olursun yeter artık çek diye yalvarıyor ve ağlıyordu…”



zenci yarrağının kalan yarısını ıslatarak güzelim sık dişini kalanını da sokarsam çok rahat lıyacaksın diyerek karıma son kez yüklendi ve o devasal yarrağı karımın son acı çığlığı ile kaybolarak eşim ile zencinin vücutları tek vücut olarak birleşti zenci yarrağıı hafiften çekip tekrar sokuyordu ama karımdan hiçbir tepki yoktu, ve beyaz adam da ellerini bırakmıştı anlayamadığım bir şeyler oluyordu…



zenci 2 dk ya yakın hareketsiz karıma yarrağını sokup sokup çıkardı ve hayvan gibi bağırarak karımın amının içine spermlerini boşaltmaya başlamıştı.. zenci de biraz hareketsiz kaldıktan sonra o devasal yarrağını karımdan çekmeye başladı hala kazık gibi idi boşalmasına rağmen kazık gibi karımın içinden çıktı lakin yarrağının başından karımın vücuduna doğru kan damlamıştı,



bu zenci ayı karımı sikerken parçalamıştı ve konuşmalarından anladığım kadarı ile karım bayılmıştı… “enci beyaz adam şuna biraz su dök te ayılsın harika çok dar bir amı var kocası bunu sikemiyor galiba, bunu mutlaka götünden de sikmeliyim dedi,”