Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Borçları Sildirdi

Adim Halil istanbulun yoksul bir mahallesinde bakkalım 38 yaşındayım,mahallede bir aile vardı adam ölünce karisi ve 3 çocuğu yalnız yaşıyorlardı büyük kız 18 yaşında Zeynep ismindeydi herkes begenirmi bilmem kız kısa boylu dolgun beyaz tenli siyah saçlı yaşından daha ufak gösteren güzel yüzlü bir kızdı kızda gözüm vardı 2 yıl önce taşınmışlardı her bakkala gelişinde onu izler şalvara benzer bir sey giyer giderken büyük gotunu seyreder hemen buzdolabının arkasında 31 çekerdim evli olmasam hemen alırdım bana acayip seksi geliyordu, Babaları ölünce zaten zorda olan aile iyice zora düşmüş ilk zamanlar borçlarına ses çıkarmamıştım fakat bayağı birikmişti annesi temizliğe gidiyor kız kardeşlerine bakıyordu kız bakkala gelişinde borcu hatırlatıyordum fakat ödeme yoktu benim bakkal pek is yapmaz bazen kapatıp eve dinlenmeye giderdim .Canim çok sıkkın olduğu bir gün kız geldi merhaba Halil amca utanarak yine birseyler istedi. Bak kızım bu böyle olmaz ne yapacağız amca biraz daha zaman istedi annem kızım 1 yıl oldu ne zamanı ne olur Halil amca o an harekete gecmenin zamanıydı yeter artık canıma tak etti elinden tuttum bak güzelim sen güzel bir kızsın hoşuma gidiyorsun biraz öpeyim okşayayım seni ne istersen al utandı yüzü kıpkırmızı oldu elini çekti hızla kaçtı

Yaklaşık 1 saat sonra geldi Halil amca ne olur kardeşlerim yemek yapacağım evde hiç birsey yok. Tamam al ama dediğim gibi korkma sana zarar vermem kimse duymaz hadi ses çıkarmadı o an sikim kalktı kabul eder gibiydi yavaşça dükkanı arkadan kitledim elinden tutup buzdolabının arkasına oturdum orası görünmüyordu sandalyenin üzerine oturdum elinden tutup dizime oturttum yüzüme bakmıyor hiç birsey söylemiyordu off ne zamandır hayal ettiğim yavru kucağımdaydı. Yavaşça yanaklarını öpmeye bir elimle de iri göğüslerini okşamaya başladım çıldıracaktım nefes alış verişim hırıltıya dönüşmüştü bir yandan da güzel sözler söylüyordum dükkanın kapısı calindi kız korkuyla irkildi bir müşteriydi bakindi gitti bir daha oturtmak istedim gideyim demeye başladı. Tamam tamam ne istediyse verdim gönderdim hemen 31 çektim. Ertesi gün gelmedi biraz korktum annesine birsey söylermiydi aman canim söylesin ne yapabilirlerdi ki. 2.gün geldi suratıma hiç bakmıyor bir müşteri vardı apar topar gönderdim sonra. Nerdesin kız avucundan biraz para uzattı. Annem gönderdi bir şey söyledin mi dedim. Hayır dedi. Bak söylersen sizi bu mahalleden kovar kardeslerinide çok kotu döverim biraz serttim mahallede benden çekinirlerdi, kafasını salladı siparişler verdi. Borcunuz ne olacak. Vereceğiz dedi. Ağzımın suyu akıyordu. Al bu parayı istediklerini de vereyim biraz daha otur kucağıma dedim. Ses çıkarmadı kapıyı kapattım ayni yerimi aldım heyecandan kalbim yerinden çıkacaktı yine öpmeye memelerini sıkmaya başladım çok kotu olmuştum elini tutup sikimin üzerine goturmek istedim istemedi herseyi yapabilirdim ben sikimle oynamaya basladim kafasını cevirdi bakmıyordu kalkmak istedi biraz sertleştim otur.ses tonumdan korkmuştu ayağa kalk dediklerimi yapıyordu ben sandalyede oturuyordum ayakta karşımda duruyordu iki elini birleştirmiş kafası öne eğikti alt eşofmanımı sıyırdım sikim dimdik karşısındaydı gitmek için hareket yaptı sıkıca elini tuttum acımıştı bileği dur karşımda benim kafamı bozma eve haciz getirir sizi sokağa attiririm geç şuraya dondu yerine Ağlamaklı surat ifadesi vardı ohh elimle sikimle oynamaya 31 çekmeye başladım.. Bak buraya bak sikime dedim. O sırada kapı çaldı bütün mahalle gelse umurumda değildi gelen gitti herhalde memelerini göster bana yapma Halil amca dedi gözlerinden bir iki damla yas gelmişti sinirlendirme beni sıyır kazağını,yavaşça sıyırmaya başladı ağlaması fazlalaşmıştı aman allahim iri tas gibi güneş yüzü görmemiş memeleri karşımdaydı inlemeye başladım o kafasını yana cevirmiş sessizce ağlıyordu. Korkma kız sana dokunmayacağım sadece seyretmek istiyorum farkında değildim herseyimi çıkarmış ciril çıplak sandalyede oturmuş karşısındaydım çıkart kazağını dedim Halil amca bırak gideyim dedi ve kendini daha fazla tutamadı hıçkırarak ağlamaya başladı sesleri duyan olabilirdi. Ayağı kalktım bileğinden tutup iki tokat attım çok kotu yaparım seni ağlama ve ne diyorsam yap çok korkmuştu tamammi değip elimi bir kez daha kaldırdığımda tamam vurma Halil amca güzel ayağa kalk ve dediğimi yap bu esnada benim alet yılan gibi dolaşıyordu ortalıkta bakmamaya dikkat etmiş hengamede ister istemez görmüştü.

Ayağa kalktı üstünü çıkardı ben yerimi almıştım sıvazlamaya devam ettim ohh ne güzeldi altını indir dedim artık ok yaydan çıkmıştı iki eliyle şalvarını aşağı indirdi paçalı külotu vardı elleriyle memelerini kapattı belinden tutup yanıma çektim dayanamıyordum göbeğini memelerini oturduğum yerden öpüyor yalıyor ovalıyordum bir elimle de sikime çalışmaya devam ediyordum arkasını cevirdim külotunu sıyırmak istedim elleriyle ellerimi tuttu yalvarmaya başladı ağlıyordu ekmek bıçağı gözüme kestirdim korkutmak için elime aldım keserim kız seni ne istersem yapacaksın bir şey yapacağım yokta amaç korkutmak bıçağı görünce ağlaması kesildi çok korkmuştu şoktaydı tamam tamam diyordu kaldığım yerden devam ettim donu indirdim kabak gibi bembeyaz gotu karşımdaydı Götünü öpmeye tombul got yanaklarını ısırmaya yalamaya başlamıştım hiç sesi çıkmıyordu biraz titreme vardı biraz eğdim iki elimle yanakları ayirdim delik karşımdaydı sikimi hiç ellemiyordum rüzgar gelse boşalabilirdim dilimi deliğe deydirdim iki yılın biriken özlemiyle yalamaya başladım biraz bok kokuyordu ama benim için parfümdü daha beter beni tahrik etmişti biraz dilimi ayağı kaydırdım amini dilledigimde orası da çok güzel sidik kokuyordu irkilmişti rahat dur Halil amca bakireyim acı bana dedi bozmuyacagim seni yavrum hakikatten de bozmazdım o kadar deli değildim yüzünü bana donderdim yine göbeğini memelerini yalamaya başladım amina baktım herhalde 10 gün önce falan traslamisti elimi aminin üzerine getirdim okşamaya başladım diğer elimle de memelerini iyi ki oturuyordum yoksa yıkılır kalırdım.

Ayağa kalktım sarıldım ohh canim ne güzelsin sikim göbeğine değmişti ellerimle kalçalarını sikiyordum. Ne kadar sıcaktı teni sut gibi kokuyordu saçını tuttum kafasını geri bastırdım yüzüme bakıyordu. Ağlamaktan gözleri şişmişti dudaklarını yalamaya öpmeye ısırmaya başladım bir elini belime doladım obur elini sikime oturdum tutmak istemedi siktim ahh dedi ve tuttu olamaz böyle bir duygu geleceğimi hissetim. Elini tutup çektim yerdeki seker çuvalına donderdim 4 ayak ustu duruyor kafasını cevirmiş bana bakıyordu ölecektim yaa başka bir izahı yok raftan bir el kremi aldım aceleyle kutuyu açıp bolca sikime sürtmeye başladım. Halil amca yapmayacaksın degilmi dedi korkma dedim. Eğildim parmağımı kremli kremli gotune ani hareketle soktum. Kaçmak istedi altımdaydı bir yere kıpırdayamazdı parmağım gotunde çırpınıyordu fakat vücudumla ezmiştim sikimi tuttum deliğine dayıyordum ama izin vermiyor kendini sikiyor kaçmaya çalışıyordu. Kurtuluşu yok sikecektim on dakika uğraştım birden hareketsiz kaldı korktum bayılmıştı. Ulan ne olacak gözüm hiç birsey görmüyordu bastırdım girdi korkuyla karışık gittim geldim ve boşaldım bitmiyordu bu nasıl beldi sanki çeşme gotune akıyordu nefes nefesiydim bitmiştim kendine gelmeye başladı son bir gayretle toparlandım temizledim onu giydirdim ağlıyordu para verdim borçlarını sildim teselli ettim gönderdim.

Üniversite Yıllarında Parayı Buluşum

Merhabalar, Ben Mert.26 yaşında biriyim. İstanbul’da oturuyorum ve şuan sahip olduklarımın hikayesini size anlatacağım. Bundan kimsenin haberi yok, en yakın arkadaşıma bile bunlardan bahsetmedim ki bunları bilecek tek kişi siz olacaksınız yüzden isim değiştirerek yazmak zorundayım ki tanınmayayım. Sizlerin boşuna vaktini almayacağım ve okuduğunuz her satırın benim tarafımdan yazıldığını ve tamamıyla gerçek olduğunu bilmenizi isterim. Çok uzatmadan konuya girmek istiyorum. Ben Sivas doğumlu, orta halli bir ailenin tek çocuğuyum. Babam öğretmendi ve öğretmenlikten emekli olunca memleketimiz Sivas’a taşındık. Annem ise ev hanımıydı babam onun çalışmasına hep karşı çıktı.

Lise zamanım geldiğinde beni yatılı olarak Ankara’ya gönderdiler ve 4 sene burada Lise okudum. Yatılı gidince düzenimi bozmadım ve çok fazla kötü arkadaş grubuna takılmayıp liseyi çok yüksek ortalamalarla bitirip Üniversite sınavına girdim. Bu sefer de sınavdan yüksek bir puan alarak İstanbul’da bir Üniversite’ye yerleştim.4 yıldır ailemi göremiyordum doğru düzgün ve bu hasret bir 4 yıl daha uzayacak gibiydi. Ağustos ayında yurt için falan İstanbul’a gittim ve araştırmaya başladım. Kayıtlarımı yaptıracaktım bu arada da. En sonunda tüm işleri hallettim ve artık Sivas’a dönmek yerinde İstanbul’da kalıyordum.

Üniversite başlayana kadar yurdun giriş çıkış saatleri biraz daha esnekti. Gece 1’lere kadar bile girebiliyorduk yurda fakat çok ta geç kalamıyorduk. Zaten şehri bilmeyen bir gencin gece 1’den sonra sokaklarda işi yoktu. İstanbul gerçekten yaşamın bitmediği bir yerdi, bizim Sivas’ta ki köyde saat 9’dan sonra hayat kesilirken İstanbul’da gece 4-5’e kadar tüm mekanlar açıktı ve ağzına kadar insan doluydu. Tabii yanımızda para olmadığından çok fazla öyle yerlere kaptıramazdık parayı. Babam aradı Ağustos’un sonuna doğru ve sesinde bir tedirginlik seziyordum. Önce klasik muhabbetleri yaptık nasıl gidiyor ? vesaire bir sürü soru sordu. En sonunda “Baba sende bir tedirginlik var. “ dedim. Babam en sonunda ağzında ki baklayı çıkardı.

Babam “Oğlum sana nasıl söyleyeceğim bilmiyorum fakat bu aralar maddi durumumuz iyice kötüleşti. Sana daha az para göndereceğiz. “ diyebildi. Aslında babamın o an neler hissettiğini anlayabiliyordum yani bir babanın, evladına “Param yok” demesi gerçekten onu küçük düşürecek bir hareket gibi gösterebilirdi fakat ben şımartılmadan büyüyen bir çocuktum ve bunu da olgunlukla karşıladım. Babama “Üzülme baba, bende bir işe girer çalışırım burada. “ dedim. Bir gecelik bir iş bulmuştum ve gecelik 600 lira veriyordu sağlam bir paraydı. İşin detaylarını okudum biraz, bir kokteyl vardı ve bu kokteylde garsonluk yapacaktım.

Gittim ve iş ilanını yapan kişiyle konuştum her şeyde anlaştık ve kokteyl gecesi bana adresi verilen villaya gittim. Orada sorumlu biri vardı, hemen beni arka tarafa götürdü ve giymem gereken kıyafetleri verdi. Hızlıca giyinip çıktım, gerçekten karizmatik olmuştum. Siyah bir pantolon ve üzerine beyaz bir gömlek giymiş birde siyah kravat takmıştım. Hafiften karizmatik bir gençtim zaten bunu sürekli çevremden duyardım. Çıkınca sorumlu olan adam bana kısaca işi anlattı ve başladım. Çok zor bir iş değildi içki götürüyordum sadece boş masalara. Tam hayalimde ki gibi bir evdi. Büyükçe bir villa ve kocaman bir havuz. Para içinde yüzen insanlar, her günleri keyifli geçen aileler bundan daha güzeli var mıydı ?

Bir ara hafif bir boşluk buldum dinlenmek için ve bir sandalyeye oturdum. Hafif uzaktan villayı izliyordum ve “Senin gibi bir evim olsa ne güzel olurdu. “ dedim içimden. Sigaramı yaktım ve içerken arkamdan “Pardon. “ diye bir ses duydum. Kafamı çevirdiğimde kokteylde ki davetlilerden olduğu belli olan kızlardan biri bana doğru yaklaşıyordu. Hemen ayağa kalktım ve “Buyurun, içkiniz mi bitti ?” dedim. Kızda “Hayır rahatsız olmayın lütfen, ben sadece sigaranız var mı diye soracaktım. “ dedi. Bende “Var. “ dedim. Kız “Güzel, fakat biraz daha arkalara gidelim ailem içtiğimi bilmiyor da. “ dedi ve gülümsedikten sonra “Tabii. “ dedim ve villanın arkasına doğru yürümeye başladık. Neler oluyordu birden ? Gerçekten zengin kızları böyle miydi ? Ben onları havalı ve kendilerinden düşük seviyede ki insanlarla konuşmayan kişiler sanıyordum.

Villanın arkasına geçtik ve sigarasını yaktı. Gülümseyerek “Ben Ecem. “ dedi. Bende “Mert. “ dedim. Elini uzattı, elini tuttum ve hafifçe öptüm. Gülümsedi ve “Çok kibarsın. “ dedi. Daha sonra başladık konuşmaya kız 17 yaşındaymış. Fakat gerçekten daha olgun gösteriyordu. Göğüsleri 17 yaşında ki bir kıza göre gayet olgundu. Kalçaları da öyle, kız 1,70 boylarındaydı fakat ayaklarında ki topuklularla 1,80’e yaklaşmıştı. Siyah saçlı ve buğday tenli güzelce bir kızdı. Muhabbet muhabbeti açtı, o da seneye Üniversite sınavlarına girecekti bende Üniversite’ye geçtiğimi ve biraz hayat hikayemi anlattım.

Ecem “Yazık ya,4 yıldır ailenin yanından ayrılamıyorsun ha ?” dedi. Bende “Maalesef öyle. “ dedim. Bu arada burada ki çalışanlardan sorumlu olan adam geldi ve “Oğlum seni arıyorum kaç saattir, sen burada gelmiş lak lak yapıyorsun. “ dedi. Sigaram bitmişti söndürdüm ve “Pardon abi, hanımefendiyle muhabbete daldık. “ dedim ve tam gidecekken Ecem kolumdan tutarak “O bugün benimle. “ dedi. Adam birden “Tamam Ecem hanım siz öyle istiyorsanız öyle olsun. “ dedi ve gitti. Ecem “Arabamın anahtarlarını alayım, seni kaçırayım biraz buradan. “ dedi ve bir şey demeden hemen gitti. Bu arada villanın diğer ucundan bir kadın çıktı ve yanıma geldi.

Yüzü biraz asıktı ve soğuk bir ses tonuyla “Merhaba ben Nalan, Ecem’in annesiyim. Çok bir şey söylemeyeceğim kızıma sakın buraya geldiğimi söyleme. Sana tek diyeceğim şey onunla gitme. Gerçekten kullanılmak istemiyorsan gitme. “ dedi ve daha sonra bir şey demeden aynı yerden gitti. Nalan hanımda Ecem’le aynı boydaydı fakat o sarışındı. Büyük ve dik göğüsleri dolgun kalçalarıyla tam hayalimde ki olgun kadınlar arasındaydı. Onun dediklerini düşünürken Ecem geldi tekrardan ve hemen elimden tutarak beni adeta sürüklemeye başladı. Evin arka kapısından çıktık ve hemen onun arabasına atlayarak hızlıca uzaklaştık.

Ben “Bu yaptığın çılgınlık, kıyafetlerim bile orada kaldı. “ dedim. Ecem “Kıyafetlere gerek olmayacak. “ dedi ve güldü. Şimdi ne demekti bu ? 10 dakika bir mesafeden sonra durduk, yine önce ki yer gibi dubleks bir evin önündeydik ve indik hemen aşağıya. Daha sonra eve geçtik, ben eve bakarken elimden tutarak üst kata doğru çıkarttı ve odalardan birine girdik. Kendi odasıydı her halde, rahat bir tarzda döşenmişti ve duvarlar pembe boyalıydı. Sadece bir duvarın üzerinde büyükçe bir duvar kağıdı vardı. Yatağına doğru gittik ve beni hızlıca yatağa itti.

Bu kadar hızlı beklemiyordum, üzerime çıktı ve birden öpüşmeye başladık. Kucağımda oturuyordu ve öpüşüyorduk. İkim kalkmıştı ve amına sürtüyordu resmen. Ecem azmış gibi dudaklarımı kemiriyordu, uzunca bir süre öpüştükten sonra üzerimden kaldırdım ve yatağa sırt üstü bıraktıktan sonra tekrardan dudaklarına yapıştım. Bu sefer ben emiyordum dudaklarını. Öpüşmeyi bıraktım ve üzerimde ki kravat ve gömleği hızlıca çıkarttım. Vücudum ortadaydı, eliyle göğsümü ve karnımı okşarken pantolonumu çıkarttım. Altımda sadece boxer kaldı ve onu da kendisi çıkarttı.

Kalkmış sikim karşısındaydı, gülümseyerek sikimi tuttu ve aniden ağzına aldı. Resmen boğazının derinliklerine kadar alıyordu sikimi. Çok büyük değildi sikim fakat baya kalındı. Yalarken biraz zorluyordu sikimin kalınlığı onu. Yaklaşık 5-6 dakika sikimi yaladı, bende saçlarını elimde toplamış kendime doğru bastırıyordum. Sikimi en sonunda ağzından çektim ve yanağına ufak bir tokat atarak tekrardan yatağa yatırdım. Üzerinde eflatun renginde tek parça bir elbise vardı. Onu çıkarttım ve karşımda külotuyla kaldı. Sutyeni yoktu o büyük göğüslere yapıştım ve emmeye başladım.

Arada güler gibi bir ses çıkartıyordu inlerken, göğüslerinin ikisini de emdim fakat ikimizde artık esas birleşmeyi istiyorduk ve bende çok dayanamayıp külotunu çıkarttım. Amını yalayacak fırsatım yoktu, ikimizde yanıyorduk. Zaten Ecem bana “Hadi gir içime. “ dediğinde bende film koptu ve sikimi amının derinliklerine bastırdığım anda “Ahhhh !” diye uzun bir nida çıktı kendisinden. Ben ise içine hızlıca pompalarken göğüslerini kopartacak gibi emiyordum. Ecem ise bağırmaktan ve inlemekten bir şey diyemiyordu.

Göğüslerinden boynuna geçtim hafifçe ve boynunu emerken sikimi, en derinlerine sokuyordum amının. Bu arada iyice kasılmaya başladı ve ilk orgazmını oldu Ecem. Eğer amını yalayabilsem daha önceden orgazm edebilirdim onu fakat ikimizin de o kadar bekleyecek hali yoktu. Resmen birbirimizi parçalıyorduk, ben onun amını dağıtmıştım hızlıca sikerken o ise vücuduma resmen yapışmıştı.20 dakika kadar sikişmiştik ve birden boşalacağımı anlayınca içinden çıkacaktım fakat bana iyice sarıldı hatta içinden çıkmamam için bacaklarını belime doladı ve “İçime boşal. “ diye fısıldadı. O fısıltısını unutamıyorum bu kadar sene geçmesine rağmen ve o an heyecanla içine titreyerek tüm spermlerimi boşalttım. Resmen boşalmam bir dakikaya yakın sürmüştü ve içinde uzunca bir süre kaldıktan sonra çıktım.

Fakat hiç beklemediğim bir şey oldu ve Ecem birden ters dönüp ağlamaya başladı. Yatakta yüz üstü yatıyor ve hıçkırarak ağlıyordu. Ecem’e “Ne oldu ?” dedim. Ecem ise “Git başımdan. “ dedi ve ağlamaya devam etti. Bende hemen toparlandım ve aşağıya indim tam çıkacaktım ki “Sana demiştim. “ diye bir ses duydum. Arkamı döndüğümde o kadını gördüm, Ecem’in annesi Nalan hanım. Beni yanına çağırdı ve koltuklara geçtik. Birer tane viski doldurdu ve birini bana verdikten sonra koltuğun diğer tarafına oturdu ve “Bak, bu böyledir. Sence Ecem neden 1 gün içinde hatta birkaç saat içinde seninle tanışıp seni yatağa atsın ?” dedi. Biraz konuştuk, bu arada Ecem korkuluklardan bize bakarken “Mert yukarıya gelsene. “ dedi ve tekrardan odasına girdi. Nalan hanım bana “hadi git” dercesine kafasıyla hareket yaptı ve kadehimi bırakarak odasına çıktım. Esas macera buradan sonra başlıyordu.

Ecem bilgisayar koltuğunda oturuyordu, beni yatağa oturttu ve tekrardan yerine oturdu. Bana “Özür dilerim senden. “ dedi. Üzerine kısa bir şort ve askılı bluz geçirmişti. Yatakta hala bizim biraz önce yaşadıklarımızın izleri vardı. Ecem tekrardan “Özür diliyorum senden fakat bunu bir anlık aptallık olarak yaptım lütfen beni bağışla. “ dedi. Bende “Niye böyle bir şey yaptın ?” dedim. Ecem “Bak, sevgilimi 10 gün önce yakın bir arkadaşımla sevişirken bastım. Bende ondan intikam almak istercesine seninle yattım fakat bir anlık bir olaydı ve çok pişman oldum daha sonra. “ dedi ve yine ağlamaya başladı.

Kullanılmıştım gerçekten, Nalan hanım haklıydı fakat benim için ise bir tecrübe olmuştu. İnsan “Ne olacak ya ben keyfime bakmışım ya” diye düşünüyor ama gerçekten üzüyor birisi tarafından kullanılmak. Bir şey diyemedim ve yutkunup “Ben gideyim. “ dedim ve çıktım odasından. Nalan hanım aynı yerinde oturuyordu, gidecekken “Gel buraya. “ dedi ve yanına çağırdı beni. Karşısına oturdum ve bir şişe şarap getirdi. Nalan hanım “Bugün benim dert ortağım olacaksın. “ dedi ve şarabı açarak kadehlere doldurdu ve içmeye başladık. Bir o anlatıyordu, bir ben anlatıyordum. Gerçekten müthiş bir sohbet geçiyordu aramızda.

Derken saat 2’yi geçti,3’ü geçti ve 4’e gelirken şarabı bitirdik ve kalktık. Ben gitmek istiyordum fakat Nalan hanım beni kravatımdan tutarak köpek gibi sürüklüyordu adeta odasına doğru ve bu seferde Ecem’in annesiyle sevişecektim her halde. Belki de bu da benim intikamım olacaktı, odasına girdikten sonra beni yatağa yatırdı ve üzerinde ki kıyafeti çıkarttıktan sonra mavi bir külot vardı altında onu da çıkardı ve çıplak kalmıştı. Gülümseyerek “Kızımın yediği yarrağı birde ben yiyeyim. Bağırttırdın resmen kızımı bakalım nasılmış. “ dedi ve güldü.

Bende şarabın verdiği hafif çakırkeyif havayla iyice rahatlamıştım. Normalde bir kadına, hatta zengin bir kadına karşı o kadar rahat konuşamazdım ben. Sarı saçlarını okşarken “Orospum yapacağım bu gece seni. “ dedim. Güldü sadece ve üzerimi tamamen çıkarttıktan sonra yarrağımı adeta sömürerek yalamaya başladı. Çok hızlı olamıyordu, hafiften alkollüydü çünkü ve o yüzden yavaş yavaş yalıyordu. Sikim ağzında taş gibi olmuştu adeta ve o da artık sikimin iyice kalktığını görünce bıraktı yalamayı ve kucağıma oturdu. Yüzü bana dönük olarak kucağımdaydı ve bir elini göğsüme koyarak dengesini sağladı.

Daha sonra diğer eliyle sikimi tuttu ve amına yerleştirdikten sonra hoplamaya başladı. O hopladıkça mükemmel göğüsleri de hopluyordu. İki elimi de göğüslerine attım ve o göğüsleri okşamaya başladım. Yumuşacıktı ve okşadıkça iyice azıyordum, Alkolün etkisiyle birbirimizi çok tutamadık ve önce o orgazm oldu ve çok geçmeden ben boşalmaya başladım. Amına patlayan döllerim o üzerimden kalkınca bacağına doğru akmaya başladı. Fakat doymamıştık, sertçe onu duvara yapıştırdım ve öpüşmeye başladık bu arada bacağını kaldırdım ve amına bir daha girdim. O duvarla benim aramda kalmıştı ve bacağından birini belime doğru dolattırdıktan sonra sikmeye başladım tekrardan. Bu arada ise resmen dudaklarımızı kopartıyorduk.

İkinci postamı da atacaktım, iyice hızlanmaya başladım. Boynuna geçtim hafiften fakat rahat hareket edemeyince makyaj masasına doğru domalttım. Kalçaları harika gözüküyordu fakat şimdi analdan girmeye uğraşacak halim yoktu ve tekrardan amına girip sikmeye devam ettim. Boşalana kadar o pozisyonda kaldık o benden yine 2 dakika önce kadar orgazm oldu ve bende boşalmadan önce içinden çıkarak sırtına bıraktım bütün döllerimi ve daha sonra duşa girip yıkandık ve yatağında uyuya kaldık.

Bayi Toplantısı

Merhaba ben 39 yaşında 1.72 boyunda boyumla kilom orantılı bir kişiyim. Anlatacağım hikayeyi yakın bir zamanda yaşadım. Şirketin bir eğitim toplantısı için Antalya’ya gitmiştim. Toplantıya değişik illerden katılımcılar da katılmıştı. İçlerinde biri vardı ki yanına yaklaşmak mümkün değildi. Son derece güzel bakımlı bilgi olarak birikimli ve duruşu ile bile insanı hizaya getiren bir kadındı Azra Hanım. Onu görünce aklım başımdan gitti zaten toplantıyı falan unuttum. Ara ara fırsat kollayıp konuşmaya çalışsam da nezaket gereği bir takım cevaplar veriyor ama yüz vermiyordu. Yaşı muhtemelen 32-34 aralığındaydı. Birinci gün akşama kadar devam eden toplantıdan sonra herkes dinlenmeye çekildi ondan sonra da akşam yemeğine geçilecekti. Ben yaklaşmaya çalıştıkça o kaçıyor ama beni de peşinden koşturmaya bayılıyordu. Bunu fark ettim. Yemekten sonra bara indik herkes bir şeyler içiyor sohbet ediyordu. Azra da oradaydı ama her zamanki tavrı üstünde idi. Odaya çıkınca onun da koridorda peşimden geldiğini gördüm. Bir kaç oda öteye yerleşmişti anlaşılan. Alkol etkisiyle iyice öz güven ve şehvet tavan yapmıştı. Adımlarımı biraz ağırlaştırıp yetişmesini bekledim. Sonra da yanımdan geçerken iyi geceler diledim. O da manalı bir şekilde gülümseyerek iyi geceler dedi. Ben de ne yapayım elimde  değil gibi bir yakım jest ve mimikler yaptım. Nasıl ulaşabilirdim ona düşünüp duruyordum. En son elimdeki telefonda yüklü olan programla çekin yapıp yer belirttim. yer belirtenler arasında onu aradım. Sonra da ekledim. Bir kaç dk. sonra kabul etti.ve sohbete başladık. Ben konuştukça açılıyordum Azra da imalı imalı esprilerle beni iyice baştan çıkarıyordu. Ne yapıyorsun şimdi dedi. Ben de sigara içmek için balkona çıkacağım dedim ben de içeyim o zaman gelsene buraya beraber içeriz deyince oda numarasını sordum.723 dedi.ve ben bir solukta yolu alıp odasına girdim ama öyle kolay bir insan değildi. Üzerinde sade bir yatak kıyafeti ve düzgün ve kendinden emin duruşu ile kahve de hazırlamaya başlamıştı. Anlaşılan bu gece bana sadece kahve ve sigara içirip gönderecek gibiydi. Sohbete başladık havadan sudan mezun olduğumuz okullardan ilişkilerden falan konuştuk uzun uzun. Âmâ ben gözlerimi badisinden taşacak gibi olan göğüslerinden ve bembeyaz teninden ve dudaklarından alamıyordum. Bir iki hamle yapsam da beni durdurdu. Kahvemizi içtikten sonra ben bir şey olmayacağını anlayınca kalkıp gitmek için izin istedim. İyi geceler diledim beni kapıya kadar uğurladı .Tam elini kapıya atıp açacakken ben açacakmış gibi hamle yaptım ve ellerimizi üst üste buldum. Sıcacıktı elleri.ve hemen elini kavradım. Bu gece bu kadar git artık dedi. Ben hala elini ovalamaya devam ediyordum. Duvara yaslayıp dudaklarını öpmeye çalıştım engel olmaya çalıştıysa da bir süre sonra karşılık vermeye çalıştı. Ateşli ateşli öpüştük Nefes nefese kalmıştık. Bana yeter artık lütfen diye fısıldadı. Ben öpüşmekte ısrarlıydım bana yeter lütfen ben evliyim dedi.ne far keder ben de evliyim dedim o sırada kendini bıraktı. Deli gibi öpüşmeye başladık. Dudaklarını boynunu göğüslerini emmeye başladım. Badisinden göğüslerini çıkarıp emiyor bir yandan da kalçalarını avuçluyordum. Derken şortunu da indirdim. Siyah tül gibi bir kilodu vardı .hemen kapının yanındaki konsola dayayıp arkasında geçtim Bir yandan bana kalçalarını sürüyor bir yandan da yapma diye fısıldıyordu ama ok yaydan çıkmıştı bir kere. İç çamaşırını indirdim ve arkadan amına girdim. Ohhh diye inlemeye başladı. Öyle bir kıvranışı vardı ki insanın aklını alır. Ben hızlıca girip çıkmaya başladım. Kalçalarına sertçe vura vura vura amına giriyordum. derken benden kurtuldu ve yatağa geçti. Gel aşkım dedi ve bacaklarını açıp beni üstüne aldı. Bir yandan göğüslerini emiyor sudaklarını öpüyor bir yandan da içine girip çıkıyordum. Amı sulanmış içine girip çıktıkça şap şap diye sesler çıkıyordu ben hızlandıkça hızlanıyordum. Aşkım ne ya yapıyorsun dedi. Ben de kulağına eğilip seni sikiyorum aşkım dedim da sik beni aşkım hepsini istiyorum diye inlemeye başladı sırada içine bir kez boşalmıştım bile ama durmak bilmiyordum. Üstünde olmak istiyorum dedi.ve ben uzandım. Dik ve sert sikimi elleriyle alıp amının deliğine yerleştirdi.ve üzerimde zıplamaya başladı zıpladıkça inliyor ellerimi alıp kalçalarına götürüp sıktırıyordu. Dudaklarıma eğilip harika sikiyorsun aşkım dedi. Yok böyle bir sikişme deyince dudaklarına yumuldum. Ellerim kalçalarında dudaklarım dudaklarında ve sikim amının derinliklerinde muhteşem bir sevişme yaşadık. Kıllı kenarları kabarmış ama ateş gibi yanan amının içine gidip geliyordum o zıpladıkça. Bana içimde büyüdüğünü hissediyorum onun sen ne harika bir şeysin dedi ve daha sert zıplamaya devam etti. Ben belinden hafif kaldırıp alttan vurmaya başladım ve hızlı hızlı gidip gelmeye başladım. Çığlık çığlığa kalmıştı Azra inledikçe ben daha çok zevk alıyor daha iştahlı girip çıkıyordum. En son uzun açlarını önüne dökmüş bir şekilde dudaklarıma eğilip öpmeye ve kasılmaya başladı. İçinde olduğum halde amındaki boşalma kasılmasını hissettim yüksek sesle inleyerek boşaldı ılık sıvısı kasıklarıma kadar geldi. Ben de bir volkan gibi patladım ve o sırada bir daha orgazm oldu. Sonra üst üste yığılıp kaldık.

Eşim Şeyma

Adım Çetin. Ünvrst bitirip kısa dönem askerlik yaptıktan sonra, ailem beni evlendirmek için arayışa girmişlerdi. Sonunda Mutaassıp bir ailenin kapalı kızıyla nişanlandık. Kısa süre sonrada evlendik. Eşim Şeyma 171 boyunda 62 kilo 85X65X95 ölçülerinde manken gibi bir kadın. Bense 181 78 kilo atletik yapılı biriyim.

Evlendiğimiz gece başarılı olamamıştım, aşırı heyecandan erken boşalmam nedeniyle o muhteşem amına girememiştim. Ertesi gece onu sikip kadın yapmayı başarmıştım. Eşim evde normal giyinir dışarı çıktığında ya uzun elbiseler yada mantosunu giyip başını kapatırdı.

Evliliğimizin üzerinden iki yıl geçmiş arkadaş çevremiz oluşmuş, ben çalışıyor o evde yada arkadaşlarında zamanını geçiriyordu. Arkadaşlarının bazısı çalıştığından onunda aklına girmişlerdi ve bir gün bana çalışmak istediğini söyledi. Pek razı olmadım ama var gönül yok gönül razı oldum. Sonunda bir şirkette bir iş buldu halkla ilişkilere bakacaktı. işe otobüsle gidip geliyordu. Aradan 5-6 ay geçmişti bazen sevişirken soruyordum otobüs de hiç dayayan oluyormu diye Aman kocacığım kim dayayacak deyip geçiştiriyor du. Zamanla karımın giyiminde bazı değişiklikler olmaya başladı etekler daraldı kısaldı. Şeyma hayatım fazla açılma bak sikerler seni ha diyordum hadi ordan deli diyordu.

Ve bir gün onun iş çıkış saatinde bir önceki duraktan otobüse bindim, Hava kararmış otobüs de tıklım tıklımdı. Ve bir sonraki durakta karım bindi o kalabalıkta ortalara kadar geldi kalabalık ve karanlıktan beni görmemişti biraz ilerimdeydi ilerleyip karımın arkasında kendime yer buldum yarım saat kırk beş dakikalık yolumuz vardı. İyice dayayıp sikimi de kaldırıp dayadım iyice bastırdım, hiç bir tepki göstermiyordu sürtmeye başladığımda heyecanlanmış titriyordu. İneceği durağa yaklaştığımızda az geriye çekilip kendimi kamufle ettim zaten arkasına bakmadan inip gitmişti. Bir sonraki durakta da ben inip yürüyerek eve geldim. Geldiğimde duşa girmeye hazırlanıyordu. Hayırdır aşkım duşa giriyorsun siktiler mi yoksa seni deyince Hayatım sürekli soruyorsun bu gidişle sanırım kendimi siktireceğim demesiyle sikimde kıpırdanmalar oldu. Düşüncesi bile beni tahrik ediyordu. İki çok samimi arkadaşım vardı kendisi de samimiydi onlarla ayda bir buluşup birbirinin karısıyla sevişiyorlarmış bana teklif ettiklerinde karımı hazırlamam gerek dedim. Ve karıma her fırsatta imalı olarak söylüyordum.

sonunda yaz aylarıydı karım ve ben yıllık izne ayrılmıştık Yavuz bizi yazlığa çağırmıştı. Orçunlarda orda olacakmış. Dolmuşa atlayıp gittik. Hoş geldin den sonra Orçun, Yavuz ve ben şortları giyip sahile inerken karım Şeyma Yavuzun karısı Burçin ve Orçun’un karısı Funda evde yemek hazırlıyorlardı.

Karım bilmiyordu ama o gece sikişecektik. Burçin’e eşim içki içmez kolasına votka katmasını söylemiştim. Funda ve Burçin kısa etek ve askılı badi giymişlerdi, Eşimse bluz jile elbise ve eşarbı vardı. Yemeğe başladık bizler içerken karımda votkalı kolayı bol bol içiyordu. Zaman epey ilerlemiş yemek faslı bitmiş biz erkekler kanepelere otururken kadınlar masayı topluyor Funda ile Burçin eğilip kalktıkça memeleri ve külotları görünüyordu. Bu arada Şeyma sıcaklanıp eşarbı atmıştı sonra dans etmeye başladık dans ederken öpüşüyor birbirimizi okşuyorduk sonra Funda ve Burçin Kocaları değişip onlarla da dudak dudağa öpüşmeye başladılar Yavuz Funda’nın etek fermuarını açtığında etek düşüp külotla kalmıştı Orçun’sa Yavuz’un karısı Burçin’i soymuş sade tangasıyla kalmış memelerini yalıyor emiyordu. Funda Yavuzu bırakıp bana geldi ve Şeyma cım kocanı alabilirmiyim dedi çekip alarak dudaklarıma yumuldu Yavuz’a dönüp yavuz Şeyma ile ilgilen dedi Yavuz eşime yaklaştı sarılmak istedi ama eşim onu itti ve jile elbisesini çıkardı altında miniminnacık bir etek bluzu da çıkarınca memelerini zor kapatan bir sütyen eteği de çıkarınca aman tanrım kırmızı tanga Yavuzu elinden tutup çekiştirerek Orçun un yanına gitti onu da Burçin den çekip aldı Evet beyler sikin beni dedi. İki erkek karıma iki kadında bana kalmıştı

Ayşen ile Ahirda

Selim Ayşen’in ahıra gittiğini görünce peşinden gitti. Ayşen, ahırın karanlık köşelerinde bir şeyler arıyordu. Selim, merakla Ayşen’in ne yaptığını gormek icin pesinden ahira girip izlemeye başladı.

Bir süre sonra, Ayşen elinde iple dondugunu gordu.

Ayşen ahırdan çıkmadan karşısında aniden Muhtarın oğlu Selim’i görünce korktu. “Ne yapıyorsun sen eşeğin oğlu, çekil önümden” dedi. Selim, Ayşen’in korku dolu yüz ifadesini görünce . “Ahırda ne arıyorsun Ayşen?” diye sordu. Ayşen, cevap vermek yerine hızlıca oradan uzaklaşmak istedi. Fakat Selim hemen yanında belirdi ve Ayşen’i belinden yakaladı. Selim, Ayşen’in dudaklarına yapıştı ve ellerini onun sert kalçasına götürüp sıkıca yoğurmaya başladı. Ayşen çığlık atmak istedi ama Selim’in dudakları ona izin vermiyordu.

Selim sikinin tas gibi oldugunu pantolonunda disari cikmak istedigini hissediyordu. Dudaklarini Aysenin koca dudaklarindan koparip” sakin bagirayim deme ” deyip yuzune tokati basti. Aysen sirt ustu yere devrildi. ” Seni kopegin oglu” dedi Aysen , sari saclari omuzlarina dokulmus aglamakli sekilde Selimin kocaman olmus sikini pantolonun disina cikartisina bakiyordu. ” Sana dedim kiz, yaniyorum diye ” selim kocaman sikini sivazlayip Ayseni izledi.

Aysen korkuyla Selim i izledi, siki cok buyuk ve korkutucu duruyordu. “ Simdi Beni iyi dinle, kizligini bozmami istemiyorsan dediklerimi harfiyen yerinde getir. “ Selim agzindan salyalar akitarak genc kizin korku dolu gozlerine bakti ve eli sikinde biraz daha yaklasip Aysenin dizleri uzerinde durmasini istedi. “ Ne yapacaksin bana, bakireyim Ben lutfen birsey yapma” dedi korkuyla ama gozlerini Selim in damarlari cikmis sopa gibi dik duran siki onu korkutuyorduda. Aysen hayatinda daha once Boyle birsey gormemisti.

Selim sikini, Ayşen’in gözlerinin önüne getirdi, tüm cüssesiyle onu gölgelemişti. Ayşen korkuyla yukarı bakıp Selim’in sikini inceledi ne yapacagini bilemiyordu. Selim ise, Ayşen’in korku dolu gözlerine bakarken, içinde bir üzüntü hissetti en azinda kizligina birsey yapiyorum diye kendini rahatlattikdan sonra.

“Şimdi,” dedi Selim, sesinde bir otorite vardı, “Dediklerimi harfiyen yerine getir Ayşen. Beni hayal kırıklığına uğratma.” Ayşen, Selim’in sözlerini duyduğunda, içinde bir korku dalgası daha yükseldi. “ seni kucuk orospu “ Selim mirildandi, Ayşen’in bu kadar kolay pes etmesi onu rahatsız etti. Ancak, bu düşüncelerini bir kenara atıp, alacagi zevke odaklandi. Uzun zamandir kimseyle birlikte olmamisti, karisida dogurdu doguracak oldugu icin onuda sikemiyordu, yani iyice abaza olmustu “ Sikime agzina alip seker gibi emeceksin, tamam mi “

Ayşen şaşırmış, ağlamaklı bir şekilde “Şeker gibi mi? Ben bilmiyorum” deyip kafasini iki Yana sallayip Selim’e baktı.

Selim, Ayşen’in bu durumundan memnun olmuş gibiydi. “Merak etme, öğreteceğim,” dedi. Ayşen, Selim’in sözlerini duyunca daha da korktu. Ancak Selim’in kararlı bakışları karşısında başka bir çaresi olmadığını anladı. Kendini Selim’e bırakmaktan başka çaresi yoktu. “Şimdi ağzını aç,” diye Selim fısıldadı.

Aysenin ıslak ağzı yavaşça açıldı ve Selim’in kocaman sikinin başı yavaşça bakire ağzına girmeye başladı.

Aysenin bedenini karsi koyamadigi bir sicaklik sarmışdi, Selimin tuzlu ve kotu kokan siki rahatsiz etmesine ragmen agzina olabildigince acip sikini agzina sokmasina izin veriyordu.

Selim ağzını hafifçe açtı ve inledi, siki Aysenin ağzıni yavaşça acarak daha fazlasinin girmesi icin aciyordu. Selim o anda tüm gücüyle sikini agzinin derinliklerine sokmayi istedi. Daha fazla bekleyemezdi.

Ayşenin başını tuttu ve iki eliyle penisini ağzına yitmeye başladı. Çok dar ve yumuşaktı, karısının amından daha dar, şehirde götünü sktiği orospudan bile daha dardı. Selim daha fazla dayanamayıp boşalmaya başladı. Kalın ve uzun aleti Ayşenin ağzına sigmasada islak dudaklari onu cildirtmaya yetiyordu. Aysenin hızlı ve derin nefeslerini duydukca daha da hızlanıp hareketlerini kontrolsüzce sürdürdü. Selim zevkten inleyerek kendinden geçiyordu, Aysenin dar ve ıslak ağzı onun için en mükemmel hissiyatı uyandırıyordu.

Ayşen’in gözleri yaşarıyordu, kusmak istiyordu ama…

…Selim’in güçlü elleri onun kafasını sabit tutuyordu. Ayşen, Selim’in spermlerinin boğazına dolmasına rağmen nefes almaya çalışıyordu. Selim’in zevkle titreyen vücudu ve iç çekmeleri sonunda hafifledi. Ayşen’i bıraktığında, genç kız öksürerek nefes almaya çalıştı ve yüzünü yere çevirdi.

“İyi iş çıkardın, Ayşen,” dedi Selim, nefes nefese. “Bir dahaki sefer daha iyi olacak.”

Ayşen, ağzında kalan spermleri güçlükle öksürerek tükürmeye başladı, bircogunuda yutmustu.

Selim, sikini pantolonunun içine sokarken Ayşen’i izlemeye devam etti ve onun bu hali onu daha da tahrik etti, ancak ikinci bir posta için vakit yoktu. “Bundan kimseye bahsetmeyeceksin,” dedi ve ahırdan çıktı gitti. Ayşen yalnız kalmıştı, kendini kirlenmiş hissediyordu. Ancak bir an sonra bacaklarının arasında biriken zevki ve ıslaklığı anlamlandıramıyordu. Elini şalvarının içine sokup kilotundan amına ulaştı. Çok ıslaktı ve dokundukça zevk alıyordu. Birkaç amatör dokunuşun ardından, Ayşen kendisini daha önce hiç hissetmediği bir duyguya bıraktı. Elinden ve vücudundan kontrolü kaybetmişti. Sıcaklık bacaklarının arasında yoğunlaştı ve tüm vücudu titremeye başladı. Ayşen, hayatının ilk orgazmını, ahırın samanlarının ortasında, yüzü kırmızılaşmış ve nefes nefeseyken yaşadı. Bu deneyim, onun için hem korkutucu hem de son derece tatmin ediciydi. Ayşen, şaşkınlıkla elini çekti ve nefes alışverişini düzeltmeye çalıştı ve zevk suyuyla islanan parmaklarina bakakaldi. Samanların üzerinde bir süre yattıktan sonra, kendini toparlayıp ayağa kalktı ve ahırdan ayrıldı.

Dershane arkadaşım Buse – 16

Sabah uyandığımda Buse yanımda yoktu. Duştan ses geldiğini farkedince tekrar gözlerimi yumdum. Uykuya dalmış olacağım ki öpücüklerle tekrar uyandım. Gözlerimi açtığımda Buse bornozuyla yanımda yatmış beni izliyordu. Gülümseyerek kendime çektim ve sarıldım.

  • Günaydın…
  • Günaydın minik..
  • Minik olan sensin bebek gibi uyuyorsun.
  • Şşşş..
  • Hadi bana kahvaltı hazırla köle.
  • Hayır ?
  • Nedenmiş ?
  • Ben duşa gireceğim sen kahvaltı hazırlayacaksın.
  • Bensiz mi ?
  • Evet ?

Kollarını bağlayıp arkasını döndü. Gülerek doğruldum ve omzunu öptüm. Duşa gittiğimde gelmeye yeltensede almadım. Yarım saat sonra çıktığımda mutfaktan mis gibi kokular geliyordu. Hızla mutfağa girdim. Buse hala ocağın başında uğraşıyordu. Sandalyeye oturdum.

  • Bugün ne yapacağız ?
  • Sahile gidebiliriz.
  • İlk günden yanalım yani ?
  • Daha iyi bir fikriniz varsa söyleyin beyefendi.
  • Manavgat şelalesi ?
  • Uyar bana.
  • Uymak zorunda zaten.
  • Kaşınıyorsun ama.
  • Eee ? Kaşınırsam nolurmuş ?
  • Üç gün sakso yo-
  • Tamam tamam !

Gülerek yaptığı omleti masaya koyup karşıma oturdu. Yanağımdan makas aldı. Konuşarak uzun bir kahvaltı yaptık. Yemek yeme işimiz bitince hazırlanıp Buse’yi beklemeye başladım.

  • Kaç saat sonra hazır olursun ?
  • Ya geleceğim bekle !
  • Bir saattir başka birşey yapmıyorum zaten.
  • Oraya gelirsem !

Ayağa kalkıp yatak odasına girdim. Direkt kollarının altından tutup havaya kaldırdım.

  • Ben geldim ? Dinliyorum seni .

Pis pis sırıtmaya başladı.

  • Geldiysen…

Diziyle penisime sert bir tekme attı. Acıyla yatağa doğru kendimi bıraktım. Üstüme çıkıp gülmeye başladı.

  • Üç gün boyunca dokunamayacaksın bana.
  • Trip mi ?
  • Hayır amınakoyim üç gün ölü artık o !

Kahkaha atıp üstündeki cropu çıkardı. Göğüslerini avuçlayıp gözlerime baktı.

  • İlacı bende onun.

Bende gülümseyince kucağımdan inip tekrar makyaj yapmaya başladı. Arkasında oturup onu izledim. Utandığı için beni odadan kovdu.
Yarım saatin ardından arabaya atlayıp hareket ettik. Manavgat’a doğru giderken birkaç yere daha uğradık. Bir saatlik yolun ardından ulaştık. Fotoğraflar çektik, eğlenip gezdik. Buse’nin mutluluğunu görmek, hissetmek bile mükemmeldi. Yine yorulmuş dönüş yolunda uyumuştu. Bungalova geldiğimizde uyandırmadan kucağıma alıp yatağa kadar götürdüm. Arabayı park edip bahçeye çıktım. Birayı yudumlarken masmavi gökyüzünü izliyordum. Buse’nin gözleri kadar mavi..

Sıkıldıktan sonra eve girip Fifa oynadım. Yine sıkılıp kitap okudum. Tekrar duşa girdim. Buse saatlerce uyudu. Pizza sipariş edip yedim. İçimde bir şüphe oluştuğu için yatak odasına gittim. Uyuyor gibiydi. Uyurken göğsü aşağı yukarı hareket ederdi ama şimdi bir hareket yoktu. Yatağa yaklaşıp nefesini dinlemek için eğildiğimde çığlık atarak yerinden sıçradı. Bende aynı şekilde bağırarak yere düştüm. Kafamı kaldırdığımda ellerini karnına koymuş kahkaha atan Buse’yi gördüm. Bende gülmeye başladım. Onun gülüşü bana huzur veriyordu. Yatağa çıkıp gıdıklamaya başladım. Ben gıdıkladıkça daha çok kahkaha atıyordu. Sonunda durdum. Nefes nefese kalmıştı. Beni kendine çekip sarıldı. Kulağıma beni çok sevdiğini fısıldadı.

Bir süre öyle kaldık. Sonra kalkıp onuda kaldırdım. Pijamalarını giyip kendini koltuğa gömdü. Hava kararmaya başlamıştı. O telefona bakarken ben iyice sıkılmıştım. Yaramazlık yapma sırası bendeydi. Farkettirmeden bacaklarının arasına geçtim. Yavaş yavaş bacaklarını okşamaya başladığımda önce baktı. Ardından birşey demedi. Pijamasını indirip iç çamaşırını çıkardım. Bacaklarını iyice açtı. Sakince emip yalamaya başladım. Önce hafif hafif inlesede bir süre sonra sesi yükselmeye başladı. Telefonu koltuğa attı, beni izliyordu. Dilimi hızlandırıp inleyerek yalamaya başladım. Buse’nin yine gözleri dönmüş bağıra bağıra inliyordu. Bir eli saçımda diğer eli göğsündeydi. O bağırdıkça ben hızlanıyordum. Yanağımı okşuyor arada tırnakları yüzümü çiziyordu. Dakikalarca yaladım. Buse’nin sesi yankı yapıyordu.
Devam ederken kapı çaldı. Aniden durdum. Buse ile birbirimize baktık. Onu yatak odasına gönderip kapıyı açmak için hareket ettim…

.
Öneri ve yorumlarınızı bekliyorum. Kısa bölümler için kusura bakmayın. Yazacak vaktim yok.

Doktoramı Yaptım

Onunla kafede tanışmıştım. Pek yalnız çıkmayı sevmem, genelde birileri ile buluşmak için çıkarım. O gün arkadaşımla buluşmamız iptal olmasına rağmen çıktım evden. Bütün hafta çalıştığım için, hafta sonu evden çıkmış olayım diye. Genelde arkadaşlarla buluşup kahve içtiğimiz, hatta bazen kahvemizi alıp çıktığımız kafeye gittim. Her zamanki gibi kalabalıktı. Bir Amerikano sipariş ettim. Gidecek bir yerim olmadığı için, boş bir yer bulursam oturayım dedim. Tabii cumartesinin hengamesi içinde boş masa bulmak imkansız gibi birşeydi. Dolanırken bir küçük yuvarlak sehpanın üstüne laptop’ını koymuş bir kızın, karşısındaki taburenin boş olduğunu gördüm. Zaten kahvemi içerken etrafı gözetlemekti amacım. Kadına taburenin boş olup olmadığını sordum. Bilgisayarı ile meşguldü ama, gülümseyerek bir anlığına başını kaldırıp izin verdi. Kahvem hala çok sıcaktı. Kadının bilgisayarının arkasındaki yuvarlak küçük sehpadaki küçük boşluğa kahvemi koydum. Taburemin üzerine, en azından kafeye girenleri keserim diye hafif yan oturdum. Nezaketen bilgisayarda çalışan kıza arada bir gülümsüyordum, “Engel olmuyorum di mi” diyerek. O da, “Yok, yok oturun. Bu kadar insan engel olmayacak da siz mi olacaksınız” diye cevap veriyordu. Yandan ne yapmaya çalıştığını, ya da ne üzerine çalıştığını bakarak anlamaya çalıştım. Sürekli bir şeyler yazıyordu, arada bir duraklıyordu tabii ki. Telefonuna baktı, oturduğu koltuğun yanına koyacakken telefon yere düştü. Eğilip alacakken de laptop, küçük yuvarlak sehpada biraz hareket edince de benim soğuması için bıraktığım kahve döküldü. Ben kaldırıncaya kadar da kahvenin yarısından çoğu dökülmüştü. Kız telaş yaptı, “Aman size bir şey olmadı di mi” diye. “Yok. Bana olmadı ama, kahvem döküldü” dedim. Çok mahcup oldu. “Kusura bakmayın, telefon telaşına hareketlerimi kontrol edemedim” dedi. “Olsun, içinde hala biraz kahve var” diye gülümsedim. “Yok olmaz öyle, size bir kahve alırım” dedi. “Aman ne önemi var, öylesine takılmak için gelmiştim” dedim. “Ben de öyle, hafta içi okulda sürekli kapalı yerde kalmaktan. Biraz içim açılsın diye geliyorum buralara. Gürültüde çalışmak zor oluyor ama olsun, insan cıvıltısı içimi açıyor” dedi. Okul kelimesini duyunca “Okul mu, öğretmen misiniz. Yoksa hala öğrenci mi?” diye sordum. “Okul dediğime bakma. Doktora yapıyorum, üniversitede asistanım yani” dedi. “Yaaa, ne güzel. Ben de “Okulu bitireli iki sene kadar oldu, bir şirkette çalışıyorum” dedim. Bu şekilde birbirimiz tanımaya çalışırken ayağa kalktı, “Rica etsem bilgisayarıma ve eşyalarıma bakar mısın, lavaboya gideceğim” dedi. Ben de “Aaa, ne demek” dedim. O yokken, kafeye gelen gidene bakıp azıcık kalan kahvemi bitirdim. Biten kahve bardağımı yere koyacakken, arkamdan bir kahve bardağı uzatıldı. Şaşırdım, kız bana bir kahve almış. “Latte içerdin di mi” diye uzattı. “Aslında Amerikano içiyordum ama. Yaaa, ne zahmet ettiniz” diye cevap verdim. Kız da gülümseyerek karşıma oturdu, “Ben latte seviyorum diye senin de latte sevdiğini düşündüm. Kusura bakma yanılmışım” dedi. “Olsun, bedava kahve sonuçta” diye güldüm. Birbirimize ısınmaya başlamıştık. Sedef’miş ismi. Çalışmasına engel oluyorlar diye, çalışacağı zamanlarda buraya geleceğini arkadaşlarına haber vermezmiş. Özellikle tez hazırlama aşamasında olduğu için zaten pek kimseyle de görüşmüyormuş.

İlk yanına oturduğumda açıkçası ona dikkatle bakmamıştım. Öyle dikkate değer bir kadın gibi gelmemişti. İlk kez kahvem döküldüğünde yere eğilince dikkatimi çekti. Siyah giyinmeyi tarz edinmiş gibiydi. Üzerindeki bluz, bol kesim ve neredeyse şalvar tarzı bir pantolonu gibi kısa botları da siyahtı. Kahvemi almak için eğildiğimde, bol kesim siyah pantolonunun ayak bileğinde bir düğme ile daraldığı ve bilek teninin canlılığı dikkatimi çekti. Normalde ayak delisi değilimdir. Ki dikkatimi çeken ayak bileğiydi. Oradan başımı kaldırıp yüzüne baktığımda, kahvemin dökülmesine sebep olmanın suçluluğuyla masum yüzü dikkatimi çekti. Benden birkaç yaş büyüktü belki. Galiba o an ilk olarak onu seksi algıladım.

Kahvelerimizi içerken çalışamadı haliyle. Çalıştığı konuyu sordum, o da bana yaptığım işi. Sonra ikimiz de iş hayatımızla ilgili yakınmalarımızı anlattık birbirimize. O, hocalarının verdiği angaryalar ve sürekli onlara yalakalık yapmak zorunda olmasından yakınıyordu. Ben de iş yerinde yeni olduğum için, en uyuz işlerin bana paslanmasından, kendimi geliştirmek için fırsat olmamasından ve tabii maaşımdan yakındım. İşle ilgili muhabbet hep sıkıcı olduğu için, hemen konuyu değiştirdik.

Ortak konu bulmak çok zor olmuyordu. Küçükken arada bir saçımı uzattığımı hatırlıyorum. Daha sonra babaannemin baskısıyla, annem genelde hep kısa tutmamı isterdi saçımı. Saçım kısa telli olduğu için uzatsam da pek görkemli olmuyordu açıkçası. Ben de tarz yaparak, saçımı arkaya topluyordum. Böyle olunca, annem iyice kız gibi oldun derdi. Bunu Sedef ile konuşunca. “Aman, hiç de öyle değil. Gayet güzel yüzlü bir erkeksin. Saçını arkaya atman, yüzünü ortaya çıkarmış” dedi. Sonra “Çoğu erkek sakal bırakıyor diye ben de bir ara bıraktım, yakışmadığına kanaat getirip kestim” deyince de “İyi yapmışsın. Hiç sevmiyorum erkekte. Ne sakal, ne bıyık” diye karşılık verdi. Sonra o da kendisi hakkında konuştu, “Ben de saçımı boyatıp fön yaptırıyordum. Hem kuaför masrafından, hem de bu aralar hem okul, hem tez yoğunluğundan böyle saçım kabarık ve bakımsız görünüyor” dedi. “Aaa, bu hali çok güzel. Nesi var ki. Bence siyah tarzına tam uyuyor. Hem saçların da tam dişi aslan gibi” dedim. Güldü. Böylece saç muhabbetiyle de bir bağ kurmuştuk.

Kahvelerimiz bitince, “Artık galiba çalışamayacağım” diyerek bilgisayarını topladı. Kafeden beraber çıktık, sanki beraber buluşmak için gelmişiz gibi. O metroya doğru gidecekti. Bari durağa kadar yürüyelim derken, muhabbet sarınca. “Sen de gelsene” dedi. Ben tereddüt ettim önce, nedense. İşim olmadığı için, muhabbet de sardığı için kabul ettim.

Evine gideceğim aklımda yoktu, duraktan geri dönerim diye düşünüyordum. Sedef ısrar edince, evine kadar gittim. “Bizimkiler yok bugün. İstersen bir kahve yaparım” dedi. “Daha yeni kahve içtik. O kadar da fazla sevmem kahve” dedim gülümseyerek. “Olsun, o zaman çay yaparım” dedi. Evleri nezih bir semtte site içerisindeydi. O önden yürüdükçe, sanki oraların hakimi gibi, ben de arkasından çekingen gidiyordum. Eve girdikten sonra ayakkabılarımızı içeriye aldı ve beni önce odasına götürdü. “Abim evlenip gittiği için, bir tek annem, babam ve ben kaldık. Cumartesi günleri ananeme gidiyorlar. O yüzden akşama kadar ev müsait dedi. Ne için müsait olduğu, inanın o an aklıma gelmedi.

Odası dağınıktı. Masasında o kadar kitap ve not kağıtları vardı ki, sadece bilgisayarı için boşluk vardı. Bilgisayarını açıp koyunca, sanki tam yerine oturmuş gibi oldu. Gece geç vakitlere kadar kitap okuyup, tezimi yazmaya çalışıyorum dedi. “Belli, odanın halinden” dedim gülümseyerek. Çayı koyayım deyip odadan çıkınca, bilmediğim evde mecburen onu takip ettim. Mutfakları küçüktü, ama Sedef’in odasını görünce oradaki düzen beni şaşırttı. Sedef mutfakta çayın yerini bulamayınca, pek mutfakla arasının olmadığını da anladım. Sonra salona geçtik. Salon da oldukça düzenliydi. Çay demleninceye kadar, ev hakkında konuştuk biraz. Bizimkini anlattım. Benim de kızkardeşim olduğunu ve onunla arada bir kedi köpek gibi olmamıza rağmen yine de birbirimiz olmadan yapamadığımızı anlattım. Onun ailesine bakınca, bizimkiler bana daha çok karışıyor gibi geldi. Çaylarımızı içtikten sonra ikinciyi de koymak istediğinde, anne ve babası gelir diye hemen kalkmak istedim. Bilmediğim bir eve gelmiştim ve uzun kalmak hoş olmaz diye düşündüm. Ben kalkarken de Sedef ısrar etti biraz daha kalmam için.

Sedef’le ertesi gün değil ama, Pazartesi mesajlaştık. İlk mesajı ben atmıştım. Daha çok hal hatır sorar gibiydi. Gün içinde ikimiz de yoğun olduğumuz için kısa ama sıcak mesajlardı. Akşam eve gidince biraz konuştuk, daha ziyade gün içinde konuşamadığımız üzerine ve havadan sudandı. Bütün hafta sanki su gibi akıp geçmişti ve ben Sedef’i ne aramış ne de mesaj yazmıştım. Cuma akşamı aradığımda, sanki aramızda bir şey varmış gibi konuşmaya çalıştım. O da garipsedi bu tavrımı. “Timur, ben öyle bir arayışta değilim” dedi. Ben de kıvırmaya çalıştım, “Yarın yine kahve içer miyiz. Yine aynı yerde” dedim. “Tabii olur” dedi hemen.

Cumartesi öğlen yine aynı yerde buluştuk. Bu sefer bilgisayarı yanında değildi, boş masa da yoktu. Kahvelerimizi alıp, dışarıda bir yere oturduk. Bu sefer yine siyah ama farklı bir kombinezon yapmıştı. Giyimine iltifat edince hoşuna gitti. Kahvelerimiz bitince beni yine evine davet etti. Geçen sefer reddetmeyince, bu sefer reddetmem anlamsız olurdu. Yine gittik onun evine. Bu sefer yine odasına gittik önce. Biraz ortalığı toplarken ayakta kalınca, yatağına oturup oturamayacağımı sordum. “Otur tabii, ben de dinlenicem biraz” dedi. Garipsedim. Yanıma otururken, “Nasılsın?” dedi, sanki yeni buluşmuşuz gibi. “İyiyim, ya sen” dedim. “Sen alık mısın? Hiç kız arkadaşın olmadı mı?” diye sertçe karşılık verdi. “Oldu tabii. Neden ki?” dedim. “Ya oğlum, sana o kadar pas veriyorum. Evime, hatta odama kadar getiriyorum. İlk hareketi yapmıyorsun hala” diye çıkıştı. Ben de”Eee, şeyyy. Biraz birbirimiz tanıdıktan sonra, şey yaparız diye düşünmüştüm.” deyince. “Benim hiç öyle şeylere vaktim yok, Timur. Sana telefonda da söylemiştim. Birbirimizin işini görür, sonra gidersin. Söylemiştim, Cumartesi öğleden sonraları ev müsait.” diye açıkça niyetini belli etti. Bu sözleri beni hemen tahrik etmişti. Zaten, seksi bulmaya başlamıştım Sedef’i. Hemen ona sarılıp, öpmeye çalıştım. Nazlandı, o yüzden boynunu öptüm. Yavaşça soyunmaya başladık. O tek kişilik yatakta bulunduğumuz alanı oldukça verimli kullanıp, birbirimize dokunarak tanımaya çalıştık birbirimizi. Memeleri büyük ve açık tenine yakışan açık renkli meme uçları vardı. Yatağın kenarında otururken memelerini okşayıp öptüm. Meme uçları sertleşmiş gibiydi. O da tahrik olmuştu anlaşılan. Aşağısını çıkarmadan önce kendi elbiselerimi çıkardım. Sikim zaten taş gibi olmuştu. Sikimi görünce hemen eline aldı. Sağına soluna baktı. Sikimin başındaki pütürlü kısımları dikkatle inceledi. “Ne kadar ilginç, erkeklerin penisleri de yüzlerine benziyor” dedi. “Hiç öyle düşünmemiştim. Acaba senin amında senin yüzüne mi benziyor?” dedim. “Hiç sanmam, benim yüzüm geniş ve kare. Amım ise ince uzun bir çizgi” dedi. “Ama etrafıyla birlikte bakmak lazım dedim.” Sikime bir öpücük kondurup uzandı. Külodunu kibarca çıkardım. Amının kılları muntazaman alınmıştı, amının üstündeki bir bölgede birazını bırakmıştı. Amına özendiği belliydi. “Hmmmm, hazırlıklısın anlaşılan” diye gülümsedim. “Geçen hafta da hazırlıklıydım ama sen hiç oralı olmadın” dedi. “Hmmm, çok güzel. Bu arada senin amın da yüzüne benziyor. Am dudakların ince ve içe kapanık ama bacağını açınca bak buraları yanağına benziyor. Klitorisin de bak, burnun gibi” dedim. Güldü, “Çok şakacısın, şapşal” diye. Hemen amını yalamaya başladım. Tükürüklerimde de epey ıslandı, am suyuyla karıştı. Am yalamayı sevdiğim için dakikalarca, kalçalarını indirip kaldırmasına aldırmadan yaladım. Sonra bacaklarını omzuma alıp, sikimi amına doğrulttum. Islak amına yavaşça girdim. Derin bir nefes aldı. Sanki ruhu bedeninden çıkıyor gibiydi. Önce yavaşça gidip gelmeye başladım. Sonra kalçamı çarptırarak gidip geldim. Her çarptırışımda inliyordu. Tabii hızlı ver sert gidip gelmem benim de boşalmamı hızlandırdı. Bu ilk seferimizde bu kadar çabuk boşalmak istemezdim. Haliyle içine de boşalmış oldum. Utandım erken boşaldığımı düşününce. “Kusura bakma herhalde heyecandan, ya da sen çok seksi olduğun için” dedim. “Yok canım. Harikaydın ayol. Sen amımı yalarken zaten boşalmıştım. Sonrası da çok güzeldi” dedi. “Bir dahaki daha iyi olacak inan” dedim, kendime güvenle. “Her cumartesi öğleden sonra gel” dedi o da.

Giyindikten sonra işimiz bitmiş gibi sohbet de kesilmiş gibi oldu. Ben de “Artık gideyim” dediğimde, ‘Biraz daha kal’ demeyişi biraz kırıcı hissettirdi. Olsun, ilk seksimizi yapmıştık.

Bütün hafta sosyal medyadan birbirimizin ilgisini çekecek bir şeyleri birbirimize göndermekten başka bir konuda yazışmadık ve hatta konuşmadık. Cuma akşamından “Yarın geliyorsun di mi?” diye yazması beni anında tahrik etmişti. “Ben bizimkiler çıkınca haber veririm, direkt eve gelirsin” diye yazdı.

Cumartesi sabahı evde heyecanla Sedef’ten gelecek mesajı beklerken, annem de bendeki tuhaflığı sezmişti. “Ne o Timur, yeni birisi mi var bize söylemediğin” dedi annem. “Yok anne” dedim ama, anlamıştı bir kere. Mesaj gelir gelmez koşar gibi çıktım evden. Evine girdikten sonra yine hemen odasına geçtik. Bu sefer sikimin etrafındaki kılları almıştım, güzelce temizlenip gelmiştim. Soyunduğumuzda dikkatini çekti, bu sefer sikimi emdi. Sonra yine ben ona uzun uzun oral yaptım. Bu sefer ritmimi bazen yavaşlatıp, bazen hızlanarak uzun uzun siktim. Hatta arada değişip, domalttım. Domalınca kalçasının aslında ne kadar güzel ve yuvarlak olduğunu farkettim. Beli o kadar ince değildi ama, kalçasının yuvarlaklığı ile muntazam görünüyordu. Domalırken sikerken, arada bir eğilip sallanan memelerini avuçladım. Amının kıllarını kendi aldığı için, göt deliğinin çevresindeki bazı kılları alamamıştı. Olsun, yuvarlak büzük göt deliği de oldukça seksi idi. Ama henüz onu teklif edemezdim. Domalırken sikişim düşüncelere daldığım için uzadı. Ben sıkıldığını düşünüp kendimi zorlayarak boşaldım. Yine içine boşalmıştım. Bu sefer daha uzun sürmesine rağmen, “Aaa, bitti mi?” dedi ben sikimi çıkarırken. Benim mahcup baktığımı görünce, “Şaka şaka. Harikaydın yine” dedi. Sikimi bir peçeteye silerken sordum, “İçine boşalıyorum iki seferdir. Korunuyorsun di mi” diye. “Hayır” dedi. Kafamdan kaynar sular dökülmüş gibi oldu. Benim şok olduğumu görünce, “Şaka şaka, ben aptal bir kadın mıyım sanıyorsun. Tabii ki korunuyorum” dedi. Bu sefer giyindikten sonra çay teklif etse de, yine hemen çıktım.

Ertesi hafta onun regl gününe denk geldi. Bunu bana söylemediği için, yine gittim evine. Aslında ben sormuştum, ‘Annenler gitti mi?’ diye. Ondan “Evet” cevabı gelince hemen gitmiştim. Odasına girdikten sonra ben her zamanki gibi sevişmeye çalışınca, beni durdurdu “Dükkan kapalı” diye. “O ne demek?” dedim. “Tampon var, regl’im” dedi. “Offf, boşuna geldim desene” dedim şakayla karışık sitemle. “Olsun biraz laflarız. Çay yapayım istersen” dedi. “Olur” dedim. Çayı odasında içtik. Sonra benim ellerim rahat durmadı, onu okşamaya başladım. Çay bardaklarını masasında bir boşluk bulup bıraktıktan sonra, sanki normal bir sevişme gibi başladık. Memelerini ovuşturup öpüyordum, o da benim sırtımı okşuyordu. Tamamen çırılçıplak kaldığımızda amından sarkan ipi gördüm. “Demiştim sana dükkan kapalı diye” dedi yine. Önce elimle ovuşturup okşadım amını. Sonra başımı bacaklarının arasına gömdüm. “Tiksinmeyecek misin?” dedi. “Merak etme dudaklarını açmadan yalayacağım” dedim. Özelikle klitorisini dilleyerek yaladım. Sonra kalçasını ters çevirip, göt deliğini yaladım. “Offf, bütün hafta ben hocamın kıçını yalıyorum. Şimdi de sen benim götümü yalıyorsun” dedi. “Hoşuna gidiyor mu?” diye sordum. “Eh işte. Senin hoşuna gidiyorsa yap” dedi. “Oradan yapalım mı?” diye sordum. “Sen manyak mısın? Asla!” diye kesin bir şekilde reddetti. Aslında o dar götünü sikmeyi çok istiyordum ama, onu kaybetmemek için ısrar etmedim. Ona biraz daha oral yaptıktan sonra giyindik. Ben boşalamamıştım ama onun çok hoşuna gitmişti. Giyindikten sonra birer daha çay içtik ve ben kalktım.

Ertesi hafta yine güzel bir sevişme oldu. Yine uzundu ve hatta bu sefer üstüme de çıkmıştı. Arada bir göt deliğini parmağımla okşayarak onu alıştırmaya çalışıyordum. Hoşuna gidiyordu. Bu şekilde birbirimizi daha iyi tanımaya başlamıştık. İyi bir partner olmuştuk artık. Sadece seks üzerine bir birliktelikti bu. Ben zaman zaman duygusal yaklaşmaya çalışsam da, beni tersliyordu. Tez senesinin gerginliğini benimle attığını söylüyordu.

Ertesi hafta, beklenmeyen bir şey oldu. Odasında sevişirken dış kapının açıldığını duyduk. Ben heyecandan hemen boşaldım. Telaş içinde giyindik. Kapıyı giyinirken kapatmıştık. Annesi, aralık olan kapıyı yavaşça açtığında ikimiz de giyinmiştik ama yüzümüzdeki telaş kaybolmamıştı. Annesi, “Sedef kızım, zil çaldık seslendik o kadar, neden cevap vermedin?” diye sordu ama, aslında sorunun cevabını biliyordu. Sonra hep beraber salona geçtik. Sedef “Çay yapmıştım” deyince, anne ve babasıyla da çay içmek durumunda kaldım. Benimle ilgili epey soru sordular. Ben de mahcup bir şekilde cevapladım. Çay bitince kalktım.

Ondan sonraki haftalarda, dış kapıyı da kilitleyip sikiştik. Sedef’in tez teslimi ve sonrasında tez savunmasının olduğu zamanlarda ne kadar gergin olduğunu hissediyordum. Ama seksten sonra iyice rahatlıyordu. Hatta bana teşekkür ediyordu hep. Dış kapıyı kilitlediğimiz için artık annesinin yatağında sikişmeye başladık. Daha rahat oluyordu ve daha fazla alan vardı. Sonra yatağı toplaması zulümdü. O yüzden biraz uzanıp keyif yapıyorduk.

Artık tez savunması yaklaşmıştı, o günlerde pek benimle görüşmek istemese de ona faydası olacağını düşündüğümü söyleyerek yine de buluşmalarımızı devam ettirdim. Ve sonunda tezi kabul edildi. Onu tebrik ettim. Sonraki buluşmamızda kafası artık rahatlamıştı. Kafasını toplayabildiği için daha fazla zevk alabiliyordu. Yine ateşli ve uzun sikişmemizden sonra uzandık annesinin ve babasının yatağında. Sohbet ederken hem boşalmanın, hem de tezinin sevinci vardı. “İnanamıyorum doktoramı yaptım sonunda” dedi. Ben de, “Ne yani artık doktor mu oldun? Eee, o zaman ben de doktor amı yaptım” dedim. Bu soğuk esprime güldü, “Şapşik, sen dayak istiyorsun galiba” dedi. Tekrar cilveleştik. Daha önceleri iki kez üstüste sikişmemiştik ama şakalaşmalarımız üzerine bir kere daha sikiştik.

Sedef ile maalesef tezini bitirdikten sonra aynı frekansı yakalayamadık. Ben her ne kadar olayı duygusallığa götürmek istesem de direndi. Kadrosu geldikten sonra da, artık benimle görüşmek istemedi. Onunla yaşadıklarımız güzel bir anı olarak kaldı.

Kirli Geçmiş 2

Ertesi gün ne yapacağımı bilemeden boş boş dolaşıyordum, iki kere daha birlikte olmuş ve sabaha karşı yolcu edilmiştim. Şişko Nuri’nin boşandığı, ev sahibim olan Ayşe’yi sikmiştim sikmesine de bundan sonra ne olacaktı. Her şey o kadar belirsizdi ki. Serhat mesaj atmış. ?Abi çok sağ ol, anahtarı bıraktım yerine? demişti oysa hâlâ anasının amında döllerim duruyordu. Sırıtıp ?Anasını siktiğimin çocuğu? demiştim. Ayşe hanımla yüzleşmek istemiyordum, korkuyordum da bu şişman tehlikeli adamdı üstelik. Birkaç gün sonra kapımın altında bir zarf bulmuştum. Hemen içini açmış ve Ayşe’nin yazdıklarını okumaya başladı: ?Ozan, ben Ayşe geçen gün olan şeyden sonra bunları bilmeye hakkın var, elbette dikkatli olmak şartıyla. Beni bir orospu gibi görmeni istemem ama her insanın ihtiyaçları vardır biliyorsun. Ben uzunca bir dönem buna sabrettim. Fakat sev güvenilir bir insansın. Bunu biliyorum. Nuri ile üniversitede tanıştık. Evlendik, evlenene kadar da bana dokunmadı. Evliliğim tam bir hayal kırıklığı idi ufacık siki ile üzerimde debelenir bir iki dakikaya boşalırdı. Bunu senelerce çektim, iki evlat verdim o minik sike ama asla tatmin olmadım. Bir erkeğin altında inim inim inlemek nedir bilmedim. Birazcık saftım da herkesi böyle sanıyordum. Boşanınca da hayatıma kimse girmedi senin dışında sen daha çok gençsin Aramızda bir şey olmasının imkanı yok. Yine de??Telefonumun mesaj bölümüne girdim ?Yazdıklarını okudum. Ne yapacağımı bilmiyorum, oldu bir kere? cevap gecikmedi ?Bir kere mi, üç defa siktin lan beni? ?öyle oldu? ?sana güvenebilirim değil mi Ozan?? ?Ne için? ?devamı için, devamını istiyorum. Bir kadın yarağın tadını aldı mı ne yapacak, başkası da olmaz burası küçük bir yer? ?Ya Nuri? Boş ver çevremde dolanıp duruyor? ?Bir daha fırsat..? Ben ayarlayacağım? Dediği gibi de yaptı. Kendime güvenim gelmişti üstelik birkaç gün yazışmıştık. Bana sürekli olarak tutuk olma, erkek ol, ez beni diyordu. Kafam allak bullaktı ama abazanlığım da durdurak bilmiyordu. Kirayı ödemek için gittiğim de elime küçük bir kağıt tutuşturdu. Cebime attığım bu küçük adreste saat 20:00 diyordu. Yukarı çıkıp bir dul alıp belirttiği adrese gittim. Kapıdan girer girmez bana sarıldı, olayımızın üzerinden neredeysen on gün geçmişti. Omuzlarımı sıkıca tutuyor, o ela gözleri yuvalarında fır dönüyordu. ?Burası?? ?Bir arkadaşımın bırak şimdi bunu? dudaklarımız kenetlenmişti yine, sabırsızca öpüyordum onu azgınlığın verdiği cesaret, kasıklarımdan yayılıp beni teslim almıştı. Ellerim her yerinde dolaşıyordu artık korkmamın bir sebebi yoktu, kah götüne tokatlar atıyor kah gömleğinin üstünden memelerini okşuyordum o da boş durmuyor bana iyice sokuluyor. Boynumu kulak mememi yalıyor minik dudakları ile ağzımı, dudaklarımı öpüyordu. Gömleğinin düğmelerini hızlıca soyup içine giydiği renkli, pembe ve taşlı sutyenin altında duran orta boy diri memelerini okşamaya başladım? ohhh, aslanım? ?sus lan orospu, aç memelerini amına çaktığım? diyerek cesarete gelmiştim ?işte böyle söyle???orospuuuuuu? eteğini çıkarınca g-string aklımı başımdan almıştı önünü kapatan küçük bir bölüm arkasında taşlı bir ip uzanıyordu. ?Biz de biliyoruz bir şeyler? diyerek kikirdedi Onca sene böyle mi? ?Yok be o Nuri ne anlar?? ?Onun namusunu sikeyim ben? bir çırpıda önüme eğildi. İri yarağımı tutsaklıktan kurtarıp mor kafasına öpücükler kondurmaya başladı, ağzını aralayıp hışımla içine çekmişti. Nihayetinde ince dudaklarını kapatmış ve enfes bir ağız saksosuna başlamıştı. Dün azgınlıktan kırılırken bugün kırk yaşlarında bir milfin ağzında oynayan bir yarağım vardı. Taşaklarımı okşuyor, bazen diliyle toplarının etrafında dolaşıp yutkunup tekrar sikime sarılıyordu. Ayşe uzun yılların vermiş olduğu ateşle baştan çıkıyor. Dibine dbine ağzına aldığı yarağın keyfini sürüyordu. Birkaç adım geri atıp koltuğa oturdum ve bir sigara yaktım. ?Üzerindekileri çıkar, sadece türbanın kalsın? dedim. Çıkarıp hemen diz çöktü önümde sikimi kökünden kavrayıp bu ince yüzlü diberin ağzına vermeye devam ettim. Kendimi tam bir erkek gibi hissediyordum artık ve elimin altında sikilecek bir milf vardı?.Eğilip götünü okşarken o gırtlağına kadar almakla meşguldü, ağzıdan salyalar akıyor ben iki götünü okşayıp tokatlıyordum ?Em ulan orospu, namusunu siktiğimin kaltağı? arada bu sözlerime inliyor, sonra kasıklarımı koklaya koklaya saksosuna devam ediyordu. G- stringini kenara çekip bu beyaz kalçaların arkasından amının deliğine parmağımı geçirip içerden çengel gibi yapmış ve o çengeli sağa sola çeviriyordum. Kaltak nasıl yanıyorsa hemencecik ıslanmıştı. Omuzlarından tutup onu üzerime çekip öpüşmeye başladık. Dudaklarını kemiriyor ya da amını avuçlayıp memelerini okşuyordum. Fındık kadar olan meme uçlarını ağzımda ısırıyor, beyaz tenini kızartmakla meşgul oluyordum. Amı ip gibi açılıyordu önümde düz bir çizgi ile hafif kıllanmış kırk yaşlarında olmasına karşın gayet güzel bir bedeni vardı. Götünü avuçlayıp yavaşça kaldırdım ve amını ağzımın hizasına getirdim o minik deliği dilimle şımartmaya başladım. Ellerini duvara koymuş amını dilime sürtmekle meşguldü. Dilimi bir ok gibi amının diplerine doğru ittirip, o ıslak tadı almaya çalışıyordum bir eliyle memesini okşuyor, diğer eliyle de saçlarıma dokunuyordu- Yala beni erkeğim, sonra da bas bana o ibne sadece yalardı. Çüksüz sikemedi beni. Evire çevire sik onun namusunu.Onu kucaklayıp karşıdaki koltuğa yatırıp bembeyaz bacaklarını omuzlarıma aldım öpüşe öpüşe kafasını amına sürte sürte soktum içine. ?ohhhhh? diye inledi. Memesini ağzıma alıp kökleyince ?ayyy?? diye bağırdı ve bir makine gibi işlemeye başladım içine. Kalın sikimi dışarı çıkarıp tekrar sokuyordum ?oooh sikiyorsun beni, işte bu sikilmek bu yaa? diye inliyordu. Avuçladığım götünü iyice kendime çekiyor kasıklarım karnına çarpıyor ve iri sikim içine gömülüyordu. Parmağımla göt deliğini okşuyor hafifçe etrafında dolaşıyordum ?sik şiko nuri?nin karısını? diye inliyordu. ?Ohhhh bebeğim amın kız amı gibi? ?sikilmedi de ondan aşkım, erkek mi sikti beni senin gibi? diye inliyordu. Koltuğa domaltıp türbanlı orospuma bütün gücümle çakmaya başladım. Kalçalarının arasından bir gül goncası gibi ortaya çıkan amına yarağımı dayayıp sertçe ittirdim, bastıkça inliyor, çığlıklar atıyordu. Sıkıca kenetleyip sadece belimi oynatarak amının üst duvarlarına vurmaya başladım bu onu çıldırtmaya yetmişti. Güzel götünü avuçluyor, omuzundan tutup iyice dibine kadar çakıyordum. ?amına koduğum? ?koy aşkım? Yere halının üzerine uzanıp üstüme çekmiştim onu bileklerime basıp hızlıca oturdu, top gibi memelerini sallaya sallaya oturup kalkmaya başladı ?sen nasıl iki çocuk doğurdun lan daracıksın amcık? dediğim de ?sezaryan aşkım amıma giren yarak olmadı desem yeri var, ilk defa yiyorum? zıplaya zıplaya terlemişti onu altıma alıp yumuldum tekrar sertçe sokup çekmeye başladım yarağımı daracık amına tırnaklarını sırtıma geçirip elektiriğe tutulmuş gibi titremeye başlayınca ben de dayanamadım ve boşaldım?Uzandık yan yana sohbet etmeye başladık

Kirli Geçmiş

İç Anadolu’nun küçük bir şehrine öğretmen olarak atandığım da mutluluktan havalara uçmuştum, nihayetinde verdiğim onca emek, geceler boyu ders çalışmanın mükâfatını almıştım. Hemen gerekli belgeleri düzenlemiş ve sadece bir bavul ile yola çıkmıştım. Bu küçük şehirden çok bir beklentim yoktu. Okuluma yakın bir yerde bir ev bile bulmuştum, üstelik eşyaları olan bir evdi, alt katında işletilen pastanede ev sahibim Ayşe hanım vardı. Kocasından boşanmış, iki oğlu olan ve son derece disiplinli, muhafazakâr bir kadındı. Türbanlı, incecik bir selvi gibi uzun, orta boy memeleri ve bembeyaz teni, yanakları sanki allık sürmüş gibi kırmızı, ela gözleri ile yaşına göre hoş bir kadındı- Hoca burası sakin bir muhit, hareketlerine dikkat et. Kirayı aksatma diye tembihlemişti – Zaten bir şey yapacak halim de yoktu, oldum olası sakin, sessiz bir adam olmuştum. Kendi içine kapanık, elinden her iş gelen gencecik bir oğlandım işte. Kısa zamanda alışmıştım bile bu şehre, kiramı aksatmıyor, kendi halinde yaşamaya devam ediyordum. Bir ruh gibiydim işte, tam olarak cansız, nefessiz bir ruh. – Hoca seninle bir şey konuşacağım- Buyurun Ayşe Hanım- Benim küçük oğlana özel ders verir misin? Kiradan düşeriz.- Tabi, neden olmasın Böylece Ayşe hanımın küçük oğluna ders vermeye başlamıştım. İnanılmaz ters bir çocuktu, boş ve avareydi. Kafası çalışmasına çalışıyordu ama insanı sinir eden de bir boş vermişliği vardı. Benim umurumda bile değildi bu derslerini verir, paramı alırım diye düşündüm. Tabi çocuk küçük yaşlardan itibaren babasız kalınca kendine bir rol model arayışı içindeydi. Serhat’tan öğrendiğim kadarıyla babası da bu şehirde yaşıyordu, annesi ile yedi yıl önce ayrılmışlar. Tehlikeli bir adam aslında pek bir işi gücü yok, annemden harçlık alıyor. Bana neyse bunlardan. Beşinci ayın sonunda cep telefonuma bir mesaj gelmişti.- Hoca, allah senden razı olsun bizim oğlanın dersleri düzeldi biraz.- Siz sağ olun Ayşe Hanım.- Yaramazlık yapmıyor değil mi, sözünüzü dinliyor- Hayır, çok uslu bir çocuk Ayşe hanım.- Tamam, siz de pek uslusunuz ?- Teşekkür ederim. Bu konuşma her şeyin fitilini ateşlemişti işte. Ayşe hanım, arada sırada yazıyor, bilgi alıyor, ne yapmamız gerektiği üzerine konuşuyorduk. Saygılı, hanımefendi birisiydi tek derdinin oğlu olduğunu düşünüyordum. Bir akşam kapım çaldı.- Hoca, Serhat yok ortalıkta saat kaç oldu. Burada mı acaba- Hayır değil- Nerede bu çocuk!- Buyurun içeri gelin.- Ayşe hanım genç bir çocuk sizce bu kadar sıkmak doğru mu bilmiyorum, yani arkadaşları ile buluşmuştur. Malum ergenlik.- Evet, öyleymiş mesaj atmış, derdim babası gibi olmasın- Babası! Koltuğa çökük kalmıştı, sonra bir sigara yaktı. – Babası evet, biz babası ile üniversitede tanıştık. Bakmayın siz ben de okudum üniversite sonra adama bir haller oldu, battı, borç taktı, dövdü ben de boşadım en sonunda hâlâ peşimde dolaşıyor. Hani geçen gördünüz ya şişman olan hah o eski kocam. Alkol yok mu?- Şey bir iki biram var ama- Uzun zaman oldu içmeyeli, Birasından bir fırt alıp devam etti.- Sana bir şey söyleyim mi hoca basiretsiz erkekler hep böyledir kendinden zayıf gördükleri kadınlara zülüm ederler. Hele bir de özel sorunları varsa. – Özel sorun- Boş ver Hoca Bira için sağ ol. Kalkıp gitti sonra, sonrasında kadına bakışım değişmişti. Bu kendi halinde duran kadının gizemi beni cezbetmiş, sanki kendisine bir mıknatıs gibi çekmeye başlamıştı. Onu daha dikkatli incelemeye başlamıştım. Abazanlığın getirdiği o müthiş hisle, Ayşe hanımın küçük götü beni cezbediyordu. Küçük bir futbol topunu andıran çıkık kalçaları, sülün gibi boyu, beyaz teni yatağıma uzanmış onu hayal ederek posta üstüne posta atmıştım. Evet, içine kapanık bir adamdım ve hiçbir bilgim de yoktu bir kadın yatağa nasıl atılır? Onun minik amına hangi yollardan gidilir hiç bilmiyordum. Sadece varsa yoksa otuz bir, bu siliklikle bir am sikmem, amın o dar, ıslak ve sıcak yerlerine tohumlarımı atmam mümkün bile değildi. Birkaç gündür bir sorunla cebelleşiyordum, Serhat bir kız arkadaş edinmiş ve onu benim evime atmak istiyor, anahtarları istiyordu. Titiz bir adamdım buna izin veremezdim ama bu liseli ergenin tehditleri de bunaltmıştı- Ayşe hanım müsait misiniz sizinle bir şey konuşacağım- Buyur hoca bir sorun mu var- Serhat..- Ne yaptı yine!- Valla bir sevgilisi varmış onu benim eve getirmek istiyor. – Sen de gammazlık yapıyorsun öyle mi- Ne münasebet.- Babasına çekmemiş demek, tamam hoca erkek adam sen ver anahtarı- İyi de ben gece nerede kalacağım- Ha sen de bana gelirsin, biliyorsun evi değil mi?- Evet de?Küçük şehrin dedikodusu meşhur olur ya hani, gizlene gizlene hava kararınca varmıştım Ayşe Hanım’ın evine, belirttiği saate kapıyı hafifçe tıklatmış ve içeri girmiştim. Güzel bir sofra hazırlamıştı bir şişe de şarap?- Şarap- Evet, ünide çok içerdim? Sen tabi türbanlıyım diye. Hoca din ayrı bu ayrı değil mi?- Yok efendim ben kimseyi yargılamam- Biliyorum, efendi bir adamsın Hiçbir şey demeden öylece oturduk, sofrayı topladı. Şarabın devamını koltuklara oturup tüketmeye başladık. Bir sigara yaktı.- Vallahi benim ex Nuri, burada seni görse ya kalpten gider ya seni öldürür?- Yok canım- Korkma hoca şehir dışında zaten, büyük oğlan ünide biliyorsun küçüğü de senin evde şimdi ?- Başıma iş açtı fırlama- Dedim ya babasına çekmemiş ya o bana yeter?- Babasının nesi var Ayşe hanım?- Hiçbir şeyi yok işte hahaha- Anladım Belli ki Nuri’nin sıkıntıları vardı bu konularda, Ayşe hanım da dışarıya pek muhafazakâr olsa da içinde patlamaya hazır bir bomba taşıyordu. Bu gece bu bomba patlar mıydı? kadehe uzanırken eli elime değmişti. Gözlerimiz birleşti birbirimize bakıp gülümsedik. Yedi yıldır dul olan bu kadın, abazanlığın cehenneminde yanan ben. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir an da öpüşmeye başladık ama ne öpüşme, dudaklarımız kenetlenmişti adete hırsla birbirimizi somuruyorduk. Bir ara nefes aldı..- Oğlum senin evindeyken sen de anasını mı sikeceksin?- Evet onun anasının amına koyacağım..Ellerim çok merak ettiğim kalçalarına yöneldi, bir taraftan da birbirimizi soyuyorduk. Elleri kıllı göğsümde dolanıyorken ben de onun gizli kalan yerlerini soymaya çabalıyor eteğinin altından bacaklarını okşamaya çalışıyordum. Kemerimi çıkarıp hızlıca elini sikime sokup kavradı, incecik parmakları yarağımın kafasında dolaşıp eli ile yoklama çekip ?lan bu ne? demişti? pantolonum bir anda dizimden sıyrılmış, baksırımla inmiş benim yarak nabız gibi atarak meydana çıkmıştı, şehvetli gözleri yarağımın üzerinde dolaşmış ?büyük? demişti sonra dudağını ısırıp ?erkenci değilsin değil mi? demişti hayır dedim ?hah benim Nuri’nin siki serçe parmağı kadardı bir de erkenciydi ibne demiş ve bir çırpıda soyunmuştu. Çıplaklığını ilk defa görüyordum. Uzun ince bir bedeni, top gibi memeleri vardı, beyaz tenin altında incecik karnı ve karnını altında ip gibi incecik iplik gibi bir amı vardı, yeni tıraşlanmış bembeyaz bir amcık duruyordu karşımda, ayağa kalkıp ona sıkıca sarıldım. Götünü avuçlarımın arasına alıp sıkıştırıp öpüşmeye başladık ?küfret, ben küfür severim? dedi. Heyecandan yapacak bir şeyim yoktu sadece öpüyor memelerini ısırmaya çalışıyordum. O da elini yarağıma atmış, deli gibi sıkıp sıkıp bırakıyordu, incecik parmakları yarağımın kalın gövdesinde dolaşıyor, başına ufak tokatlar atıyordu. Elimden tutup yatak odasına doğru sürükledi ?beni o ibnenin yatağında sik? diyerek uzandı ters altmış dokuza geçip üstten yarağımı ince dudaklarının, küçük ağzının içine sokup minik amını parmaklarımla ayırıp yalamaya başladım. O beyaz kanatları ayrılınca pembe kırmızı amı ortaya çıkmıştı ?daracık? dedim ?evet, sikemiyordu ibne senelerce sikemedi, yanıyorum hoca?? ?hoca koyacak amına? ?offf aslanım, yarağına kurban olurum senin, koca taşaklım? diyerek tekrar soktu sikimi ağzına. Taşaklarımı okşuyor ben de amının lezzetini dilimle almaya çabalıyordum. Beni yatağa itip sikimi avuçlayıp tekrar ağzına soktu o minik ağzı koca yarağımın gövdesini kavrıyor, ağzını am gibi kullanıyordu. ?oooohhh? diye arada çıkarıyordu. -Ben?- Konuşma küfret, beni böyle bilmezdin değil mi- Evet- Neyim ben..- Tatlı bir dul, orospunun önde gidenisin lan sen. Sikimi avuçlayıp üzerine oturmuştu, o koca kafası minik amının dudaklarını içine doğru baskılayarak girmişti. Derinden bir hırlama ile ?oohhhh? sesi yükselti o minik, kalkıp götü yarağmın üstüne bastırdıkça amının sıkılığı ile derinlere giriyor, ıslaklığının keyfini çıkarıyor ve memelerini sıktırıyordum. ?Sikilmek bu işte, erken gelme keserim çükünü? diyerek zıplamaya başlamıştı, ellerim beyaz teninin kıvrımlarında dolaşıyor, belinden tuttuğum gibi yarağımın üstüne oturup kaldırıyordum. Hayalini kurduğum kadın, abazanlığımın zirvesindeyken sikimin üstünde adeta dans ediyor bazen eğilip dudaklarımı kemirip götünü hızlıca çalkıyordu. Bazen dik bir şekilde oturup daireler çiziyor, yarağımın kafası amının en gizli, en mahrem yerlerine bir koç başı gibi çarpıyordu. Pozisyon değiştirip altıma almıştım. Şimdi o ela gözleri, ateşler içinde bana bakıyor sert vuruşlarla dibine kadar sokup çekiyordum, incecik narin elleri bileğimi sıktırıyor kendini ileri kaldırarak yarağımın daha da derinlere girmesini sağlamaya çalışıyordu kudurmuştu, vıcık vıcık öten amı, sallanan memeleri ile başını sağa sola çeviriyor. Ateşle yanan bedenini bir parça olsun soğutmak istiyordu. Gerçekten sıkı bir amcığı vardı. Dar bir koridor, anlatılmaz bir biçim vurdukça vuruyordum kıtlıktan çıkmış bir aç gibi amını delmeye dağıtmaya uğraşıyordum. O ise halinden memnun inleye inleye kollarımın altında çırpınıyor, kalçalarıma birleştirdiği ayakları ile beni kendine çekiyordu. Daha fazla dayanamadım, bir an da içine titrer gibi akıtmaya başladım. Resmen oluk oluk boşalıyor, onca zamanın acısını bu dul amcığa boşalarak çıkarıyordum

İtfaiyecinin Karısı

Kuzenim Erdal Maraş’a tayin olalı 3 yıl olmuştu, ben de Ankara’da görev yaparken Maraş’a tayin oldum. Erdal’la beraber kalıyorduk. Erdal ile aynı hastanede görev yapan Asiye hemşire 180 boyunda, iri yarı bir kadın. Üst dudağında bir ben var, esmer ve tatlı bir kadın. Onu ilk gördüğümde çok etkilenmiştim. Acil serviste doktor arkadaşlarımı nöbet tutuyor diye ziyaret etme bahanesiyle onu görmeye gidiyordum. Tansiyon ölçmesini, enjeksiyon yapmasını gözümün ucuyla takip ediyordum. Eğilip kalktığında o dolgun götü acayip dikkatimi çekiyordu. Benimle hiç konuşmaz ve bakışlarımdan rahatsız oluyordu, bunun farkına varmıştım. Hastaneye gitmemden rahatsız oluyormuş. Eğilip kalktığında kendisini seyrettiğimi Erdal’a da söylemiş. Erdal’la o yüzden tartışmıştık, bu da çok zoruma gitmişti. Ama ne pahasına olursa olsun, neye mal olursa olsun onu sikecektim, hiç kaçarı yoktu. Bir doktor arkadaşımın doğum günü vardı ve acilde o akşam nöbetçiydi, gidip tatlı aldım ve Asiye de nöbetçiydi. Zaten sürekli nöbetlerini takip ediyordum. Asiye tatlıyı yediğinde bana teşekkür etti. Sonra yavaş yavaş kaynaşmaya başladık. Kocası pis suratlı psikopat tipli sürekli içki ve esrar kullanan bir adamdı Asiye’yi hem aldatıyor hem de ihmal ediyormuş. Bunu bana diğer doktor arkadaşlarım söylemişti.. Ben de Astsubay olduğum için askerlere ilgi duyuyordu, üniformamla hastaneye girdiğimde beni süzüyordu. Araya bayram tatili girmişti, Erdal 7 günlüğüne memlekete gitmişti ve benim nöbetim olduğu için gidememiştim. Diğer doktor arkadaşım yine Asiye ile nöbet tutuyordu, ben de doktorun odasında Tv. izliyordum. Asiye boş kaldığı vakitlerde odaya gelip benimle televizyon izliyordu. Sonra odadan çıkıp 5.dk.sonra yaş pasta getirdi. Kendisine teşekkür ettim. Bana neden memlekete gitmediğimi sordu ben de nöbetim var o yüzden gidemedim dedim. Acilde hep beraber sabahladık. Eve gidip duş aldığımda duşta onun götünü, amını ve göğüslerini hayal edip fayanslara fışkırıyordum ama artık mastürbasyondan bıkmıştım. Haftalar, aylar geçti bir türlü ona yanaşmama izin vermiyordu hep mesafeli duruyordu. Kendi kendime parmağını koklar hava alırsın diyordum. Evimiz hastaneye çok yakındı. O yüzden hemşireler samimiyetimize ve iyi niyetimize güvenip eve gelirler ve arada bir gündüz pasta yaparlardı ortalığı toplarlardı. Asiye bir gün çarşıda karşılaştığımızda sana bir şey soracağım dedi, ben de tabi ki sorabilirsin dedim; yeğenim Astsubaylık sınavına girmek istiyor başvuru formunu aldık ama nasıl doldurulacağını bilmiyoruz dedi, ben de memnuniyetle ben doldururum dedim. Benim evde olmaz eşim yanlış anlar dedi, ben de nerede istersen orada doldururuz dedim. İstersen bizim eve gel orada dolduralım dedim. Bülent’te ertesi gün nöbetçiydi, Asiye’ye cep telefonundan mesaj gönderip yarın müsait olduğumu söyledim. O da mesai bitiminde akşama doğru geleceklerini söyledi. Ertesi gün zil çaldı ve kapıyı açtığımda Asiye ve yeğeni gelmişti. Asiye çay demlerken yeğeni ile formu doldurduk, işleri bitmişti. Ama benim sikim bir türlü inmek bilmiyordu, yine onu sikemeyecektim. Hafta sonu müsait misin dedim, evet dedi. Hafta sonu bize gel seninle bir şey konuşacağım dedim, birden suratı değişti ve demek istediğini anlamadım dedi çok kızdı ve çekip gittiler. Anlayacağını anlamıştı ama elde etmek istediğimi vermek istemiyordu. Aradan 3 gün geçti ve beni cepten aradı, sen o gün ne demek istedin şimdi telefonda söyle bakalım beni ne sanıyorsun bir orospu gibi kullanacağını mı sandın şerefsiz köpek dedi ve telefonu suratıma kapattı. Çok kötü olmuştum, ilk defa bir bayan tarafından aşağılanmıştım.2 ay kadar hiç konuşmadık. Bir ara hastanede göremiyordum kendisini, aradan bir hafta geçtikten sonra iki gözünün de mor olduğunu gördüm, Erdal da kocasından feci dayak yediğini söyleyince üzülmüştüm. Zaten şerefsiz piç kocasına gıcık oluyordum. Hastanede göz göze geldik ve seni kırdığım için kusura bakma dedi. Ben de gülümseyip önemi yok dedim.Tel.de konuşma sürelerimiz uzuyor ve benimle aile problemlerini paylaşmaya başlamıştı. Kocası izine ayrılıp şehir dışına çıkmıştı ve hafta sonu Cumartesi günü bana geleceğini söyledi ben de kabul ettim. Sabah erken kalkıp ortalığı temizleyip duş aldım ve kişisel temizliğimi de yaptım. Asiye zile bastığında acayip heyecanlandım ve kapıyı açtım, gülümseyerek merhaba dedi. İçeri aldım. Kuaförden yeni çıkmış makyajı da tazeydi, üzerine sürdüğü parfüm de baştan çıkarıcıydı. Heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum, bir yandan ellerim titriyor bir yandan da yarrağım kocaman oluyordu. Asiye ile rahat rahat sigarasını içiyordu. Konuşacak kelime bulamıyorduk. Benden ne istiyorsun dedi, ben de ne isteyebilirim ki dedim, gülümsedi. Sigarasını kül tablasında söndürdü ve beni ayağa kaldırdı, boyum ondan çok kısaydı, eğilip dudağımı öptü bacaklarım titremeye başlamıştı. Ben de kıyafetinin üzerinden göğüslerini tuttum. Sonra kot pantolonundan aşağı inerek kalçalarını okşamaya başladım. Yerinde duramıyordu. Belli ki çok ateşlenmişti. Üzerindeki bluzu çıkardım ve sutyeninden taşan o güzelim göğüslerini seyretmeye başladım, bir yandan da sutyeninden göğüslerini çıkarıp dikleşen göğüs uçlarını dudaklarımla eziyordum. Sonra elimi pantolonunun önüne götürdü, pantolonunun düğmelerini yavaş yavaş açtım ve ayaklarına kadar indirdim. Pantolonumu çıkar dedi ve çıkardım. Saçlarımdan tutarak kafamı önüne getirdi ve beyaz külotunun önünde diz çöktürdü. Külotunun önünde kalp resmi vardı. Uzun zaman sex yapmamıştım. O anda ağzımı ve burnumu külotuna dayadım ve amını koklamaya içime çekmeye başladım. Bir yandan da ellerimi götüne atıp sımsıkı öylece sarıldım. Çökmüş vaziyette arkanı dön dedim ve o güzelim götünü yavaş yavaş avuçlayıp öpmeye başladım. Götünün kenarında da bir ben vardı. Külotunu arkadan iyice sıyırıp götünün arasına yerleştirdim. Fazla dayanamıyordum beni ayağa kaldırıp üzerimi soydu ve yarrağımı eline aldı, aman allahım bu küçücük adamın yarrağı dev gibiymiş yerim ben onu dedi. Tekrar önünde diz çöküp külotunu çıkardım ama çıkarırken de kokluyordum. Amının ve götünün altına geçip yeni ağda yapmış amını yalamaya başladım, o adar iştahla yaladım ki adeta kendinden geçiyordu. Ardından yatağa geçtik ve amını yalamaya doyamadım lütfen biraz daha yalat dedim. Hemen 69 pozisyonuna geçtik ve dilimi amının içine sokmaya başladım, o anda amı ve götü kasılıyordu hemen dilimi götüne de sokmaya başladım. Her iki tarafına da nefesimi verince daha da deli oluyordu. Orta parmağımı götüne sokunca parmağımı sonuna kadar almıştı çünkü götü de nemlenmişti. Yatakta domalarak hadi amıma gir lütfen dedi ben de kütük gibi olmuş yarrağımı ani bir hareketle amına soktum dudaklarını ısırıyordu. İçinde gidip geldikçe inliyordu ve kalçalarını sert bir şekilde tokatlıyordum. Daha sert sik ve daha sert kalçalarımı tokatla diyordu. Boşalmak üzereyim deyince ben de vuruş ritimlerimi hızlandırıp amının derinliklerinde boşaldım ve öylece yatakta kaldık. Duş alıp çıktıktan sonra 8 aydır kocamla sex yapmıyorum ondan midem bulanıyor beni çok güzel siktin ve yaladın dedi.Ben de her zaman istersen yaparız dedim. Yatakta tekrar domal dedim ve sikim yine kazma sapı gibi olmuştu, seni götten sikmek istiyorum dedim olmaz dedi. Kocama bile götten vermedim dedi. Domalmış vaziyette götünün deliğini dakikalarca yaladıktan sonra götten siktirmeye razı oldu. Götünün deliğine hafiften yarrağımın kafasını soktum çok acıdı lütfen çıkar dedi ben de çıkarır çıkarmaz birden osurdu, osurmasına deli olmuş ve var gücümle sikimi götüne soktum, çığlıklar atıp bacaklarımdan tutarak hepsini sok dedi. Götünün darlığı ve sıcaklığı beni fena azdırmıştı. Sonra alttan amını avuçlarken götünün içine de var gücümle boşaldım. Sonra evden ayrılıp gitti ve fırsat bulduğumuz zamanlarda bana hem amından hem de götünden siktiriyor ve o kokusuna doyamadığım külotlarından da hediye ediyor.