Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Zorba Öğrencim Kabusum Oldu – 4

Ertesi gün öğretmenler odasına geldiğimde erkek hocalar yüzüme pis pis bakıyorlardı. Ama aklıma hiç Serkan hocanın anlatmış olabileceği gelmemişti. Gözümü kaçırıyordum onlardan. 1. Derse girip çıktım sağ salim. 2 ve 3. derslerim boştu. Öğretmenler odasına geçtim. Serkan hoca, yanıma geldi. “Boş sınıfta seni bekliyorlar git” dedi bana. Kim bekliyordu. Ne bekliyordu. Gitmek istemiyordum. Serkan hocaya dönüp gitmeyeceğimi söyledim. Saçlarımdan sertçe tutup beni ayağa kaldırdı ve kapıya doğru fırlattı. Sana gideceksin diyorsam gideceksin ikiletme diye bağırdı. Matematik hocası ve beden hocası kahkahalar atmıştı. Bu okul resmen bir kerhaneye dönmüştü. Hangi hocaya güvenebilirdim bilmiyordum. Serkan hocanın bu tavrından sonra istemeye istemeye boş sınıfa gittim yine. Gittiğimde içerde okulun din hocası Semiha hanım vardı. Semiha hanım 1.75 boylarında ortalama bir kiloya sahip güzel bakımlı 40 yaşında bir kadındı. Buyrun Semiha hanım noldu diye sordum. Herhalde okulla alakalı bir şey konuşacak sandım. Gel bakalım İrem’cim dedi. Gittim yanına.

Semiha : öğretmenliğe yeni başlamışsın. Hayırlı olsun.

Ben : Evet hocam yeni başladım. Sağ olun.

Semiha : Can seni elinden geçirmiş herhalde. Tecrübelisin.

Ben : n-ne? Ne demek istiyorsunuz.

Semiha : salağa yatma kızım biliyorum ne haltlar yediğini. Düşmüşsün bizim azmanların eline.

Ben : Siz benden ne istiyorsunuz o zaman sadede gelelim.

Semiha : (yanıma yaklaşıp yanağımı okşayarak) O güzel beyaz tenini istiyorum.

Ben : NE!? Siz… Siz din öğretmenisiniz bir de. Bu nasıl bir okul???

Semiha : alışacaksııınn.. ahahahaah

Semiha beni çekip kucağına oturttu. Bu okulda daha ne yaşayabilirim ki diye düşünürken boynumda öpmeye başladı. Lezbiyen ilişkiyi de yaşayacaktım bu okulda. Semiha beni yemek istercesine öpüyordu. Delirmiştim adeta. Tam amlarımız denk gelecek şekilde kucağına oturttu. Sevişmeye başladı benimle. İstemiyordum ben. Öpmeyince etimi sıkıp canımı acıtıyordu. Öpüşmeye başladık. Artık ben de kaptırmıştım kendimi sevişiyorduk. Arada kapı açıldı içeri okulun hademesi girdi.

Hademe : ooo Semiha hocam yeni karıyı düşürmüşsünüz hemen oh ohh

Semiha : hahahaha öyle oldu Ahmet’ciğim. Bi ara sen de bakarsın tadına.

Hademe : hahaha merak etmeyin hocam ben de halledicem bi ara bu orospuyuu.

Aralarında gülüşüyorlardı. Söz konusu benim kadınlığımdı. Hademe işini bitirip çıktı. Semiha hoca biraz soyundu sütyeni külodu ve türbanı kaldı kafasında. Beni de aynı şekilde soydu. Amımı yaladıktan sonra sürtüşmeye başladık. Beni boynumdan kendine çekiyordu yaparken. Bir süre geçtikten sonra Can içeri girdi. Semiha hocadan bir öpücük aldı. “Aşkım kusura bakma geç kaldım.” dedi ona. Aralarında konuştular. Anlaşılan Can Semiha hocayı da sikmişti daha önce. Başıma gelen bu olay da yine Can denen orospu çocuğu yüzünden olmuştu. Yüzüme bakıp kahkahalar atıyordu. “Ulan salak irem, bir kere güvendin. Bak ne hallere soktum seni. Amk orospusu” dedi. Çıldırdım sinirden. Ama bir şeyler yapmam için artık çok geçti. Semiha hoca ve Can’ın arasında 1 saat tost olup yine günlük sikiş dozumu almıştım. Yine beni çöp gibi bırakıp çıktılar. Çıkarken de öpüşüyorlardı. Semiha denen orospu karı, okulda beğendiği kızlarla da ilişkiye girdiğini söyledi. Resmen seks ağı kurmuşlar.

Yine o lanet seks sınıfından çıktım. Aşağı kata doğru inecektim. Yürürken biri beni kolumdan çekip bir odaya soktu. Ne olduğunu anlamamıştım. Temizlik odasına girmiştim. Dönüp baktığımda hademe Ahmet’ti bunu yapan kişi. Noluyor Ahmet Bey diye sordum. “Hocaaa sıra bende amına koyacam senin şimdi” dedi şiveli şekilde. Ahmet bey çıkabilir miyim lütfen dedim. Kapıyı kitledi. “Nereye gidiyon amına kodumun orospusu tüm okul üstünden geçmiş ben mahrum kalır mıyım bundan ığığığı” diye güldü. Kapıya yönelip imdat diye bağıracaktım ki kafamı sertçe kapıya vurdu. Fena acımıştı kafam. Ağzımı kapattı belimden kavradı. Kurtulmaua çalışsam da nafile. Çok kuvvetliydi. Çirkin de bi adamdı. 45 yaşında falandı. Belimden sarılıp üstümdekileri yırtar gibi soymaya başladı. Soyulan her yerimi öpüyordu. Tecavüz ediyordu bana resmen. Dur yapma nolur dlye ağlıyordum. Sus diyip bir de tokat çaktı suratıma ve kıçıma. Sonra beni çevirip yere fırlattı. Yüzüstü yerdeydim. Eteğimi sıyırıp sikini direkt amıma soktu. Hayvan gibi gidip geliyordu. Yarrağı da hem kıllı hem çok büyüktü. “Herkese siktir bana gelince yapma etme dersin he amına kodumun orospusu seni. Ben orospuları böyle sikiyorum.” dedi ve üstümde tepinmeue devam etti. İçime boşaldı. İçime böğüre böğüre boşaldıktan sonra üstüme yığıldı tüm ağırlığıyla. İçimden de çıkmıyordu asla hayvan oğlu hayvan. İçimden çıkıp yarrağını ağzıma verdi. Tamamen taşşak kokuyordu ortalık. İstemeye istemeye yaladım. Geçti köşedeki sandalyeye. Sigara yaktı. Ben hala yerde sessiz sessiz ağlıyorum dudağım kanıyor. Sigarasını bitirdikten sonra beni yüzüstü çevirdi. Bi tur da öyle bindi üstüme. Beni defalarca hayvanlar gibi sikti. Döve döve boşaldı içime. O gün 3 dersim vardı. Sadece 1’ine girebildim. Okulun çıkış saatinin üstünden 1 saat geçene kadar sikti beni. En son çantamı aldı. Cüzdanımda nakit 400 lira vardı. “Öğretmen maaşı yetmiyor mu lan sana amk orospusu nakit para yok mu yanında” diye küfür etti. O 400 lirayı da aldı. Hem sikip hem paramı aldı orospu çocuğu. Sonra temizlik odasından çıktık. “Siktir git şimdi evine” dedi. Ağlaya zırlaya eve gittim. İntihar etmeyi falan düşünüyordum. Yine bi duş aldım. Yiyebildiğim kadar yemek yedim. O gün bir karar verdim. Madem bunlardan kurtulamıyordum. Can’la anlaşıp, düzeni kendi lehime çevirmem gerekliydi. En azından bu işten kazanç sağlamalıydım…

To be Continued…

Kafama Göre

-Oğlum hadi kalk sabah oldu

Perde açılır

-Anne 5 dakka daha ama

-Bunları söylemek için yaşın geçti

-Tamam be kalkıyorum

Bu sesler eşliğinde eşofmanımı, okul formamı ve çoraplarımı giydim. Kahvaltımı yaptım ve okula gitmek için yola çıktım. Yolda tatil boyunca yaptıklarımı ve geçmiş yılları düşündüm. Yüzüme vuran hafif meltem ve güneş ışığıyla okul yolunu neredeyse bitirmiştim. Tarihi okulumun binası nedendir bilmem çok hoşuma gitmişti belkide artık onu son görüşlerim olduğu içindir. Kendimi tanıtmam gerekirse ben Umut 18 yaşında lise son sınıf öğrencisi klasik yaramaz aklı fikri eğlencede zeki ama çalışmayan öğrenci. Biliyorsunuz işte çoğumuz böyleyiz zaten, fiziğim de öyle aman aman değil boyum uzun kaşım gözüm düzgün yalnız sohbetim koyu çayı bile açar. Okulun kapısından adımımı atmamla müdürün car car konuşup kafa ütülediği klasik sene başı konuşmasını yaptığını duydum. Adımları attıkça en son gelenin ben olduğumu anlamak çok zor olmadı.

-Yeni eğitim öğretim yılımız hayırlı ol- ooooooo okulumuzun medari iftiharı umut beylerde teşrif etmiş

-Sağolun hocam kaza bela olmazsa olmazsa bir sene daha buralardayım

Bütün okul gülerken müdür Necati’nin dudaklarından küfürlerin çıktığını anlamak için sesin olmasına gerek yoktu.
Velhasıl tören yapıldı sınıflara geçtik herkes yazın ne yaptığını anlatıyor birisi izmire gitmiş biri yazlıkta takılmış biri yurtdışıma gitmiş, içimden “Millet ne hayatlar yaşıyor amk” demeden duramadım. Sıra bana geldiğinde:

-Sen yazın neler yaptın umut

-Esenyurt sanayi ekmek parası peşindeydim hocam

Bütün sınıf gülmeye başladı. Herkes tatilini anlatmayı bitirdiğinde zil de çalmıştı zaten. Bahçeye çıktım ekmek çıkar mı diye doğru düşünmüşüm okul da benim gibi öğrenciler normalin dışında olarak azınlıktaydı bu da okulu öğrenciler için uğrak nokta haline getiriyordu. İlk bakışta beni izleyen bir göz fark ettim göz kırpıp boş bulduğum bir banka oturdum zaten yanımın dolması uzun sürmedi göz kırptığım kız beni keserken yan sınıftan Duru yanımda bitmişti. Havadan sudan konu açtı okuldan sonra boş musun diye bitirdi. Bu fırsatı kaçırır mıyım hemen atladım:

-Müsaitim ne yapmak istersin

-Eğer istersen cafede bu konuşmayı devam ettirebiliriz

-İstemez olur muyum hiç

-O zaman okuldan sonra kaptım seni ayrıca dikkat et ilk günden yiyecekmiş gibi bakıyorlar sana

Güldüm ve zilin sesini duydum ve Duruya sınıfına kadar eşlik ettim. Kendi sınıfıma vardığımda bizimkilerin arkada piştiye sardığını gördüm

-Ya bari ilk gün oynamayın beyler

-Beyler bir sinek sesi var sanki duyuyor musunuz

-Evet hem de çapkın bir sinek

-Arkadaşlarımdan önce kızlarla konuşan bir sinekse evet

-Bu sinek size kız ayarlayacak ama

-Gel lan buraya yavşak

Toplu bir sarılmadan ve hasret gidermesen sonra hoca gelene kadar bende girdim piştiye çık özlemiştim yavşakları hepimiz çalışıyorduk o yüzden çok görüşememiştik. Bu şekilde okulun sonlandıracaktık 3 yıldır böyle böyle günleri bitirmiştik birbirimize arkadaştan öte kardeş olmuştuk bazen anamdan babamdan önce onlara anlattım derdimi onlarda aynı şekilde yeri geldi üzüldük yeri geldi çenemiz kopacak hibi güldük yeri geldi kafayı dağıttık ama hiç kahpelik etmedik birbirimize belkide o yüzden bu kadar yakınızdır. Onları da tanıtırsam Mert ve Mustafa ikiside benim gibi eli ayağı düzgün yazın ailesine çalışarak destek olan dersleri ortalama kişiler.

-Eee hacı ne komuştun o kadar o kızla

-Valla mert bunun bende gözü var bence

-Orası zaten belli olum ağzının içine düşecek kız

-Valla kirve okuldan sonra buluşucaz kafam uyarsa devam ederim uymazsa siker geçerim

-Olum bari arkadaşlarından ayarla

-Rahatla Mustafa’m bende o iş

-Ula Mustafa sen de umut gibisin istesen sikersin

-Mert biliyorsun ben ciddi arıyorum bunlar hep kısa süreli

-Takma kafana illa biri gelir be Mustafa’m canını sıkma

-Allah büyüktür kardeşim

Zil sesi ile bu gün sonlanmış oldu tabi benim için Duru ile bir buluşmadan sonra sona erecekti bugün. Durunun yanına gitmeden önce tuvalette saçıma başıma düzen verip o şekilde binadan çıktım. İnsanlar dağılmaya başladığı sırada durunun parlayan sarı kumral saçlarını görmek zor olmadı beni gördüğünde yüzünde hafif bir tebessüm ile bana doğru gelip sıkı bir sarılma ile randevuyu başlatmış oldu. Günün nasıl geçti faslından sonra güzel bir cafeye gittik şansımıza oturacak yer kalmamıştı vardır bunda da bir hayır deyip sahile yürüdük. Sahile vardık ben direkt yere oturdum ve ayaklarımı denize uzattım birazda yüksek olduğu için ayaklarımı aşağı uzattım ve kahvemi yudumladım baktım gelen yok kafamı kaldırdım duru öyle bekliyor

-Gelsene ne bekliyorsun orda

-Ben yani yere mi oturucaz

-Evet ne var bunda

-Yani şey

-Otur dediysem otur merak etme bir şey olmaz

Kolundan tutup yanıma oturttum ve yan yana kahveler eşliğinde ayaklarımız denizin bir kaç santim yukarısında sallanırken sohbete başladık. Günün başında önyargılarıyla yanıma gelmiş iken şu anda onları bir nebze kırmış gibi hissediyordum.

-Eee artık saha can alıcı konular konuşalım

-Mesela?

-Sevgilin var mı mesela?

-Çok ta can alıcı değilmiş

-Cevabımı alamadım

-Daha bu kadar güzeli gelmediği için şans vermedim

O an tamamen abazalığın vermiş olduğu cesaretle bunu söylemiştim sonucunu düşünmeden. Duru bir an dondu kaldı ve yüzüne bir tebessüm oturdu dahada ayrılana kadar yüzünden düşmedi o tebessüm

-Teşekkür ederim ne desem bilemedim bende bilseydim hiç diğerlerine şans vermezdim

-Önemli olan hatalardan ders alıp doğru olanları bulmaktır zaten

Biz böyle konuşurken mesafe azalmış vücutlar iyice birbirine dayanmış durumdaydı yeşil gözlerini gülerken bu kadar yakından görmek çok can alıcıydı. Bu yakınlık çok cesaret vericiydi ama ilk buluşmadan bir abazalık yapmak ne bana göreydi ne de akıllıca bir hareketti. Bu şekilde az mesafeli romantik konuşmanın ardından artık ayrılma zamanı gelmiş ve yola koyulmuştuk her ne kadar yolu bana ters olsa da evine kadar bıraktım zaten akşam olmuştu evinin kapısının önüne geldiğimizde şaşırmamıştım açıkçası çünkü sahilde ilk yaptığı şeyden sonra maddi durumunun iyi olduğunu anlamak çok ta zor değildi evinin açık söyleyeyim maşallahı vardı. Evine bırakıp tam arkamı döndüm gidecekken kolumdan çekip yanağıma ıslak bir öpücük kondurdu.

-Bugün için teşekkür ederim beni çok mutlu ettin

Kafamı biraz daha yaklaştırıp kulağına

-Sen istediğin sürece hep mutlu ederim seni… her manada

Diyerek göz kırptım ve evimin yolunu tuttum.
Kafama göre yaşıyordum bu hayatı…

Cinsel Sorunumu Teyzem Çözdü – 1

Herkese merhaba arkadaşlar ben Cenk, şu an 20 yaşındayım, size 4 sene öncesini anlatıcam, ben 1.84 boyun da, 83 kilo, beyaz tenli bir çocuktum, yeni yeni sporla ilgileniyordum, ve hafiften kaslıydım, annem ve babamın tek çocuğuydum, akraba olarak ise neredeyse kimsem yoktu, anneannem ve teyzem vardı, teyzem nazlı 1.70 boylarında,
esmer, 60 kilolarda, bir kadındı, o zamanlar teyzeme karşı bir hissim yoktu,yani onu
sadece teyze olarak görüyordum, teyzem o zamanlar 21 yaşındaydı, annem ve babam 35,
anneannem ise 55 yaşındaydı, kendisi ve teyzem memlekette beraber yaşıyordu.
bir gün bir telefon geldi, anneannem kalp krizi geçirmişti, memlekette anneannemin
yatırıldığı hastaneye gittik, ve geldiğimizde doktor teyzemle konuşuyor teyzem ise
hüngür hüngür ağlıyordu, annem teyzemi görünce her şeyi anladı ve yere yığılıp oda ağlamaya başladı, evet anneannemi kaybetmiştik, o 1 hafta gerçekten zor geçti
anneannemi gömdük, ve annem zorla teyzemi bize götürmeye ikna etti, orda tek başına kalmasını istemiyordu, teyzemi alıp eve geri döndük, teyzem eve yerleşti, ama teyzem
kendinde değildi hiç dışarı çıkmıyordu ve sürekli kendini alkole vuruyordu,
annem ve ben her gün teyzemin odasına girip dertleşiyorduk, bu arada teyzem baya sosyal birisi normalde, hatta bir çok sevgilisi vardı sürekli dışarıda gezerdi
ama şimdi çok farklıydı, teyzemle senelerdir iyi anlaşırız, mesela bizimkilerin yaptığı esprilere hiç gülmezdi ama bana çok gülerdi, arkadaşlarıyla bizimkileri tanıştırmazdı, ama beni tanıştırırdı bana, sürekli hediyeler de alırdı ve sürekli telefonla arayıp halimi hatrımı sorardı.
bir gün annem ve babamın bir işi çıkmıştı, bizim bir dükkanımız vardı ve bir firmanın
bayiliğini üstleniyorduk, annem ve babam seminere gidecekti, tabi bizimkiler birazda
kendimiz tatil yapalım diyip 2 hafta yokuz dediler, yani evde 2 hafta teyzemle beraberdim, neyse bizimkiler gitti okullarda zaten tatildi, ama beni şaşırtan bir şey yaşandı, teyzem gel senle bir parka gidip oturalım dedi, çünkü teyzem geldiğinden
belli hiç dışarı çıkmıyordu.
ben tamam çıkalım dedim, teyzem’de kola çekirdek aldı parkta öyle takılıp geri geldik.
ikimiz’de odalarımıza geçtik ben porno açıp 31 çekmeye, başladım ama benim bir sorunum vardı, ben geç boşalıyordum, genellikle 50 dk 1 saatte ancak boşalıyordum,
işte aradan’da 1 saat geçmişti ben boşalmaya başladım tam boşalırken teyzem
kapıyı açtı, tabi ben toparlanamadım teyzem kapıdan şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

Ben: şey teyze açıklayabilirim.

Nazlı: bir şey açıklamana gerek yok, yemek içmek gibi doğal bir şey yapıyorsun asıl
yapmaman hata.

toparlandım

Ben: sen ne diyecektin teyze

Nazlı: şey ya, ben ıııııııı şey, ne yersin ne söyliyim.

Ben: teyze ben fazla aç değilim.

Nazlı: oğlum tamam utanma gördüysem gördüm yani yemeden içmeden’mi kesilceksin hadi söyle ne yiyeceksin.

Ben: pizza.

Nazlı: tamam söylüyorum.

tabi bu sırada ben yatağa uzandım o kadar utanmıştım ki anlatamam.
sonra yemek geldi ve teyzem beni yemeğe çağırdı, ikimizin ağzını bıçak açmıyordu,

Nazlı: ufffff ne bu ya böyle az konuşalım, seni 31 çekerken gördüm diye sus pus
oturucazmı yani.

Ben: yani teyze ne de olsa yaşananlar normal değildi.

Nazlı: hiç te bile sen normal olan bir şey yapıyordun, hem benim yanım da utanmana
gerek yok, ben seni en iyi anlayan kişi değilmiyim ya hep bana öyle söylerdin hani.

Ben: tabi öyle ama şimdi mevzu biraz farklı.

Nazlı: hayır hiç farklı bir şey yok, benim yanımda utanma böyle şeylerden tamam’mı .

Ben: tamam.

aklıma bu geç boşalma konusu geldi, acaba teyzeme bu konuyu anlatmalı mıydım.

Ben: teyze.

Nazlı: efendim?

Ben: ya madem utanma yok sana bir soru sorabilir miyim?

Nazlı: tabi.

Ben: yani teyze sana göre uygun boşalma süresi ne kadar?

Nazlı: yani 10-30 dakika arası uygun.

Ben: peki teyze bu süre 50 dakika ile 1 saat arası olsa.

Nazlı: o normal değil ya, yani çok uzun bir süre mesela ben tek bir postada 1 saat dayanamam herhalde.

Ben: teyze şimdi benim bir arkadaş var, kendisi bu süre içinde boşalıyo, bunu bana
anlattı nasıl çözerim falan diye, bende bilmiyorum dedim, ama bir yandan merak ediyorum nasıl çözülür diye.

Nazlı: yani erken boşalma sorunu psikolojik, oda yüksek ihtimal öyledir.

Ben: peki çözümü nedir sence.

Nazlı: yani sakin rahat bir şekilde 31 çekmesi bana göre.

Ben: hmmm tamam ben bunu ona söylerim.

Nazlı: bu arada bu sorun ilk çekmeye başladığından belli midir var yoksa sonramı başladı

Ben: yok teyze ben değil arkadaşım ve bilmiyorum sormadım hiç

Nazlı: oğlum beni yeme, hiç kimse kimseye cinsel sıkıntısını anlatmaz, ve sen duşa girdiğin zaman bir buçuk saate ancak çıkıyorsun, 1 saat boşalman sürüyor yarım saat
yıkanman, farkındayım yani ben.
ha bu arada şu koltuğa otur ben geliyorum

teyzemin dediği gibi yaptım oturdum koltuğa onu bekledim, oda geldi yanıma oturdu

Nazlı: soyun şimdi.

Ben: nasıl yani.

Nazlı: soyun oğlum işte soyun.

ben de soyundum, teyzem televizyondan porno açtı.

Nazlı: hadi şimdi başla bakalım.

Ben: olmaz teyze sen yanımdayken çekemem.

Nazlı: oğlum ben senin sorununu anlamaya çalışıyorum hadi çek.

ben de el mahkum çekmeye başladım ama odaklanamıyordum, bi yandan çekiyorum ama
bi yandan teyzeme bakıyorum teyzem anlamış olacak’ki.

Nazlı: bu böyle olmayacak, dokunabilir miyim.

Ben: yani teyze.

Nazlı: evet dedin olarak varsayıyorum.

teyzem elimi sikime attı şu an teyzem bana 31 çekiyordu garip bir histi.

Nazlı: şurdan saat tut bakalım ne kadar da geliceksin.

tabi şimdi teyzem çekiyordu ama nasıl olduysa içimdeki utanç gitmişti ve pornoya odaklanabilmiştim.
artık teyzem yorulmuş bir o eline, bir o eline geçiyordu, birden inlemeler ve titremeyle teyzemin eline boşaldım

Nazlı: bak bakalım ne kadar sürdü.

Ben: 53 dakika, birde teyze kusura bakma, yani eline şey yaptım.

Nazlı: yok sıkıntı değil.

diyip elini yalamaya başladı, pornolarda görüyordum ama ilk defa biri benim dölümü yalıyordu

Ben: teyze ben gidip yatayım, çok uykum geldi.

Nazlı: tamam sen git hadi.

ben gidip yatağa yattım bu gün olanlar gerçekten hoştu, böyle bir teyzem olduğu için şanslıydım.

Kız Arkadaşımın Çalışanı

Uzmanlık öğrenimi iki yıldır İzmir’deydim. İki yıl içinde bazı kısa süreli ilişkilerim olmuş, en son Alsancak’ ta bir kafenin ortağı ve sorumlusu olan boşanmış bir kadınla çıkmaya başlamıştım. Sevişmekten ve işten arta kalan, onun da kafede olduğu bazı zamanlarda iş yerine de giderdim ve yalnız kaldığımız anların dışındaki vakti orada geçirirdik.

Bir gün iş yerine gittiğimde beni karşılayan yeni bir elemanla karşılaştım, kendimi tanıttım, kız arkadaşımın bankaya gittiğini, kendisinin de yeni işe başladığını söylemişti. Ben de oturdum bir şeyler yiyip içmeye koyuldum. Bana servis yapan yeni elemanla da konuşuyoruz bu arada. Bana kız arkadaşımın mahallesinden ve uzaktan akrabası olduğunu, adının Mustafa olduğunu söyledi. Ben yalnız kalınca gazete okumaya başladım. Mustafa da tam karşımda servis bankosunun önünde dikiliyordu. 21-23 yaşlarında, yaklaşık 1,70 boyunda, 60 kg ağırlığında, hafif sarışın ve yakışıklı sayılabilecek bir çocuktu. Bir iki kez gazetenin üzerinden baktığımda Mustafa’nın bana bakmakta olduğunu gördüm ancak aldırmadım. Ancak bir süre sonra sürekli bana baktığını ve ben de baktığımda gözlerini kaçırmadığını ve hafif gülümsediğini fark ettim. Rahatsız olmuştum. Mustafa yeni gelen müşterilerle ilgilendi bir süre. Bir ara tuvalete kalkmak için kalktım ve onun dikildiği yerden geçmem gerekiyordu. Dikildiği yer bankoyla duvar başlangıcı arasındaydı ve bir kişi daha rahatlıkla geçebilirdi. Ben geçerken Mustafa birden bankodan bir şey almak için eğilir gibi yaparak kalçalarını bana dokundurdu, ben umursamadan devam ettim, bir kat alttaki tuvalete inerken de arkamdan geldiğini duydum ayak seslerinden, döndüğümde tuvaletin yerini göstereyim dedi, ben de biliyorum deyince, durakladı ve geri döndü. Baktığımda daracık kotunun içindeki kalçalarını oynata oynata çıktığını gördüm. Mustafa’da acayip bir şeyler vardı. Ben içerdeyken de ayak sesleri ve gürültü duydum, sanıyorum oydu.

Yukarı çıktığımda kız arkadaşım gelmişti. Otururken ben Mustafa’yı sordum ve halinde bir gariplik sezdiğimi belirttim. Mahalleden ve uzaktan akrabası olduğunu ve çok iyi bir insan olduğunu, eşcinsel olabileceğini, annesinin ricasıyla işe aldığını söyleyince durum anlaşılmıştı. Mustafa bana asılmıştı anlaşılan, ayırt edici bir çekiciliğim olmamasına rağmen. Heteroseksüel olmama rağmen hoşuma da gitmedi değil. Bir süre oturup havadan sudan konuştuk. Sevişmek için vakti olup olmadığını sorduğum kız arkadaşım bankada işini halledemediğini, maliyeye gitmesi ve sonra tekrar bankaya dönmesi gerektiğini ve eşlik edip etmeyeceğimi sordu. Ben de fazla zamanımın olmadığını, aracımı servisten almam gerektiğini söyledim ve o gitti. Niyetim aracın teslimine kadar biraz daha oturup kalkmaktı. Bir ara unuttuğum Mustafa’ya baktığımda yine beni kesiyordu iş yaparken. Bu kez ben de özellikle kendisine baktım ve gözlerimi kaçırmadım. Mustafa yine gülümsüyordu. Ben de gülümseyerek karşılık verdim. Servisten sonra yanıma geldi ne iş yaptığımı, Seyhan’la ne zamandır çıktığımı, nerede oturduğumu sordu ve biraz sohbet ettik. Fiziki olarak bana yakın olmak için çaba gösteriyordu, nefesini hissediyordum ara ara ve çok yumuşak ve sakin bir şekilde konuşuyordu. Yanımda değilken sürekli bakışıyorduk. Kendime anlam verememiştim aslında. Niye baktığımı da bilmiyordum.

Bir süre sonra ben yine tuvalete indim. Pisuara işeyip fermuarım kapatırken dönünce Mustafa’yı kapıda bana bakarken gördüm ve durakladım. Yine aynı gülümsemesiyle bana bakıyordu. Ben donup kalmıştım ellerim pantolon düğmelerinde. İki adımda bana ulaştı ve elini sikime atarak aynı şekilde bakmaya başladı. Ben de bilinçsiz bir şekilde gözlerimi kapatınca eğilerek pantolonumun kapattığım iki düğmesini açtı ve sikimi dışarı çıkardı. Gözlerimi açtığında sikime bakıyordu. Burada olmaz diyebildim fısıldayarak. Ayağa kalkarak gel diye işaret etti ve dışarı çıktı. Peşinden ben de pantolonumu toplayarak dışarı çıktım ve koridorda beklememi söyledi. Yukarı çıktı ve iki dakika sonra geldi. Elindeki anahtarla malzeme ve eşyaların konduğu depo kapısını açtı içeri girdik, zayıf bir ışık yayan lambayı açtı ve kapıyı kilitledi. Pantolonumu tuttuğum ellerimi tutunca pantolonum düştü. Eğildi eliyle yarı sert sikimi kavradı. Ben ne diyeceğimi bilemez haldeydim. O da konuşmayınca akışına bıraktım. Eliyle ayakta biraz okşadıktan sonra eğildi ve ağzına aldı sikimi. Gözlerimi kapattım ve kendimden geçmiştim. Yavaş yavaş yalamaya, emmeye başladı. Çok sertleşmiştim. Müthiş bir heyecan kaplamıştı içimi. Bu arada Seyhan kadar güzel emip emmediğimi sordu ve ardından kendisinin daha güzel emdiğini ve daha iyi kadınlık yapacağını söylüyordu. Ben de çok güzel emdiğini ve devam etmesini söyledim. Sikimi sonuna kadar ağzına sokup, yavaş yavaş çıkarıp sonra birden hızlanıyordu. Dilini ucunda yavaş yavaş dolaştırıp birden sert bir şekilde emiyordu. Taşaklarımı sırasıyla ağzına alıp emmiş ve şişirmiş, sertleştirmişti. Gerçekten bu işi Seyhan’dan iyi yapıyordu. Bu arada iki elim de başında saçlarını okşuyordu. Mustafa’ya her an gelebileceğimi söyledim. Bunun üzerine yavaşladı ve bir süre sonra durdu. Beni içinde istediğinde söyledi ve hemen pantolonunu indirdi. İçinde kırmızı bir tanga vardı. Tangayı da dizlerine indirerek orada bulunan masaya ellerini koydu ve hadi dedi. Kararsız kalmıştım.

Baktığımda çok güzel kalçalarını, kılsız bacaklarını gördüm ve kararımı verdim. Mustafa’yı sikecektim. Kalçalarını okşadım bir süre. Ben okşarken Mustafa, hadi gir içime, sik beni diye inliyordu. Mustafa’nın bembeyaz kalçaları arasındaki kırmızı bir nokta halindeki deliğini fark ettim sonunda. Bir süre parmağımla zorlayıp yokladım. Bu arada Mustafa hadi hadi diye inliyordu. Prezervatif olmaması tedirgin etmişti aslında ancak bir süre daha okşayıp parmakladıktan sonra sikimi sıkarak ön sıvılarımla deliğini iyice kaygan hale getirdim. En sert halimle biraz zorlanarak da olsa daracık deliğine yavaş yavaş girebildim. Tamamen girdiğimde bir süre bekledim ve çok yavaş hareketlerle gidip gelmeye başladım. Müthiş bir heyecandı. Bu arada Mustafa da inliyordu. Düz beni, sik beni, Seyhan’ı siktiğin gibi sik beni, benim deliğim daha dar, kalçalarıma vur diyordu sürekli. Ben bu sözlerle gittikçe hızlanıyordum ve kalçalarına hafif hafif vuruyordum. Normalde boşalma anımı kontrol edebilmeme rağmen o anda kontrolü yitirmiştim. Boşalacağımı anlayınca geliyorum diyebildim kalçalarını ellerimle sıkarak. Mustafa kurtulmak için hamle yapıp dönmesine rağmen spermlerimin bir kısmı kalçalarına gelmiş, kalanları da yüzüne düşmüştü. Gözlerimi kapatmıştım. Sikimi ağzına alarak emdi, iyice somurdu ve bir süre sonra serbest bıraktı. Gözlerimi açtığımda yüzündeki az miktardaki spermleri parmağıyla alıp yalıyordu ve aynı gülümsemesini takınmıştı. Ayağa kalktı ve çok mutlu olduğunu söyledi ve benim nasıl olduğumu sordu. Ben de bilmediğimi, her şeyin ani olduğunu söyledim. Bunun üzerine şuh bir kahkaha attı ve önce benim yukarı çıkmamı söyledi. Lavaboya giderek terimi sildim ve temizlenerek yukarı çıktım. Yaptığıma inanamıyordum. Aklımdan dahi geçmeyen şeyi yapmıştım. Masama oturduğumda Mustafa’nın da elinde bir şeylerle çıktığını gördüm. Yüzü gülüyordu. Kalkarken telefonumu istedi ve arkasının gelip gelmeyeceğini sordu. Ben de böyle bir şeyin benim için yanlış olduğunu ve muhtemelen olmayacağını söyledim. Bir hafta sonra işin ortasında mesaj geldi Mustafa’dan, “İstemiyor musun?” Bu kez eve çağırdım ve Mustafa’yla birlikte olduk ve arkası geldi. Bir kadın kadar becerikli ve istekliydi. Bazen Seyhan önümde domalmışken Mustafa’ya girdiğimi bile hayal ediyordum. Çoğu kez zaman kısıtlılığından dolayı bazen kendisi bazen ben deliğini okşarken bana oral seks yapıyordu ve sürekli ağzına boşalmamı istiyor ve tüm spermlerimi yutuyordu. Beş ay boyunca evde ve işyerinde birlikte olduk, iltica amaçlı olarak Danimarka’ya ablasının yanına gidene kadar.

Arkadaşımın Karısını Kölem Yaptım

Merhabalar. Adım Nahit, 32 yaşındayım. Yıllarca bir fabrikanın müdürlüğünü yaptıktan sonra, 7 yıldır tecil ettirdiğim askerliğimi yapmak için müracatta bulundum. Fabrikada tüm personel tarafından sevilen, sayılan, aynı zamanda çok otoriter biriydim. Fabrikanın yemekhaneden sorumlu aşçısı, Erkan isminde genç biriydi ve iki ay önce 17 yaşında bir kızla evlenmişti. Düğününe beni de davet etmiş, ben şehir dışında olduğum için düğünlerine gidememiş ve evlendiği kızı görememiştim, fakat çokta merak ediyordum. Bu arada erkan benden çok korkar, aynı zamanda çokta saygı gösterir, her zaman günlük menü dışında bana özel yemekler yapar, bazen de, “Müdürüm bir gün seninle kafaları çekelim, mezeler benden!” derdi. Ama bir türlü işlerimizin yoğunluğu nedeniyle fırsat bulamamıştık. Neyse günüm geldi işimden ayrıldım ve askere gittim.

Askerden geldikten sonra oturduğum apartmanın altında boş olan bir dükkanı kiraladım ve inşaat malzemeleri üzerine bir işyeri açtım. Aradan 6 ay kadar geçmişti, bir gün fabrikaya eski patronumu ziyaret için gittim. Fabrikada benim dönemimden çalışan hiç kimse kalmamış, bütün personel yenilenmiş, patron işleri baya bir küçültmüştü. Çalışanlara yemekhane sorumlusu Erkanı sordum, onun da işten ayrıldığını ve yemeklerin tabildottan geldiğini söylediler. 15 gün kadar sonra bir gün sabah dükkanın önüne bir sandalye atıp güneşlenirken, motorlu birisi önümden geçti ve Erkana çok benziyordu. Ama güneş gözlüğü taktığı için tam emin olamadım. Aynı kişi akşam üzeri tam ters istikamete doğru geçince, ben sabahları ve akşamları yola bakmaya başladım ve her gün geçiyordu. Birkaç gün sonra akşam geçerken ben bunu durdurdum, evet Erkandı. Beni görünce baya bir şaşırdı, “Oooo müdürüm!” deyip elime sarıldı. Dükkana davet ettim. Hoş beşten sonra, “Birkaç gündür görüyorum ama emin olamadım, her gün bu caddeden nereye gidiyorsun?” diye sordum. Yeni taşınmışlar, evi caddenin sonundaki varoş mahallesinde imiş ve başka bir fabrikada aşçı olarak çalışıyormuş…

Baya bir hasret giderdikten sonra, motoruna bindi, giderken de, “Müdürüm, ailecek te görüşelim, buralarda hiç çevremiz yok, herkes kendi halinde, bari sizinle gidip gelelim, hanımın ve çocuğun çok canı sıkılıyor!” dedi. Okeyleştik ve “İstediğiniz zaman buyurun gelin!” dedim. Akşam durumdan eşime de bahsettim. Bu arada ben 8 yıllık evliyim ve 4 yaşında bir çocuğum var. Erkanın da hemen bir çocuğu olmuş ve bir buçuk yaşına girmiş. Eşim, “Olabilir, eğer hanımı kafadengi birisi ise, benim de canım sıkılıyor aslında, benim içinde iyi olur.” dedi. Erkan birkaç gün sonra dükkanın önünden motorla geçtiğinde bu sefer arkasında başörtülü, pardesülü kapalı bir bir bayan ve kucağında bir çocuk vardı. Ofisimde olduğum için onlar beni görmedi, ama ben çok şaşırmıştım, karısının kapalı biri olabileceğini hiç düşünmemiştim ve ilk defa görüyordum, fakat çok hızlı geçtikleri için doğru dürüst görememiştim.

Cumartesi akşam üzeri Erkan dükkana uğradı ve “Müdürüm, müsaitseniz Pazar günü size gelmek istiyoruz?” dedi. Karıma telefon açıp müsait olup olmadığımızı sorduğumda, karım da, “Müsaitiz müsaitiz, buyursunlar gelsinler, hatta biraz erken gelsinler kahvaltıyı da birlikte yapalım!” dedi. Pazar günleri işyerini açmıyordum, Pazar sabah erkenden kalkıp unlu mamül fırınına giderek Simit, Poaça ve Börek aldım ve beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi geldiler, kapıda karşıladık. İçeri geçtiler, “Hoşgeldin!” diyerek eşine elimi uzattım ve tokalaştık. Ama ne tokalaşma! Elleri ateş gibi yanıyordu! Samimi bir şekilde, “Ben Hayriye!” dedi. “Ben de Nahit!” dedim ve ekledim, “Bu arada siz hasta olacaksınız galiba, ateşiniz var!” dedim. Hayriye hafif gülümseyerek, “Yok, benim doğal halim bu!” dedi. Erkan da, “Müdürüm ben kışın soba kullanmıyorum, Hayriyenin teni çok sıcaktır!” dedi, gülüştük. Hayriye minyon tipli, hafif çukur gözlü, beyaz tenli, yüzü ve vücut yapısı süper güzel bir kadındı. Ona bakmaktan kendimi alamıyor, fakat göz göze gelmeye de korkuyordum.

Kahvaltı masasına geçtik. Hayriye çocuğu uyutmak için yan odaya geçti. Bu arada biz masaya oturunca, ona benim karşımdaki sandalye kaldı. 5-10 dakika sonra geldi ve karşıma oturdu. Derin bir kahvaltı sohbeti, yaz olduğu için balkon kapısı açık, güzel bir ortam, kakara kikiri 2 saat kadar masada kaldık. Hayriye kapalı olmasına rağmen çok hoş sohbet, biraz utangaç ama konuşkan birisiydi. Kahvaltıdan sonra biz balkonda koyu sohbete dalmışken, hanımlar bulaşık falan derken öğlen oldu ve hanımlar yanımıza gelerek pikniğe gitme teklifinde bulundular. Hazırlıklar yapıldı pikniğe gittik. Vaktimiz çok güzel ve eğlenceli geçiyor, bu arada samimiyetimiz artıyordu. Piknikte çay içerken Hayriye bana, “Nahit abi, Erkan 3 yıldır seni öyle anlatıyordu ki, merakımdan çatlamıştım!” dedi. Erkan da lafa girdi, “Ee o benim biricik müdürüm, bana çok babalık yaptı, ondan gördüğüm iyiliği babamdan görmedim ben, gerçi fabrikada yardım etmediği tek işçi yoktu, o fabrikadaki bütün işçilerin babasıydı!” dedi. Hayriye de, “Abi ne zaman bir durum olsa Erkan, şimdi Nahit müdürüm olacaktı ben bu hale düşmezdim diyor, seni anlata anlata bitiremiyor!” dedi. Bu arada eşim bir bana, bir Hayriyeye bakıyor, bir şeyler çözmeye çalışıyordu. Ben ise kötü duygulara girmemek için kendimi zorluyor, fakat Hayriyeden de gözümü alamıyordum. 19 – 20 yaşında, süper güzel bir hatun karşımda ve göz göze gelmemek için resmen kendimle savaşıyorum.

Akşam üzeri piknikten döndük, akşam yemeği falan derken saat 22:30 oldu. Herkes pikniğin de etkisiyle baya yorulmuştu. Bunlar, “Artık kalkalım…” dediler. Sabah gelirken minibüsle geldikleri için yine minibüsle gitmeleri gerekiyordu ben, “Olmaz, minibüsle göndermem, sizi ben bırakırım!” dedim. “Ya zahmet etme.” falan dediler. Ben de, “Hem evi de öğrenmiş olurum.” deyince itiraz etmediler. Eşime, “İstersen sen de gel.” dedim. Eşim, “Ben yorgunum, sen bırak gel.” dedi. Neyse ben bunları evlerine bıraktım. Arabadan inerlerken çocuk Erkanın kucağında idi. Vedalaşırken yine tokalaştık, ama Hayriyenin elleri yine ateş topu gibi yanıyor ve içimi fena yapıyordu. Elimi bırakmadan, “Nahit abi her şey için çok teşekkürler, çok güzel bir gündü, en kısa zamanda biz de sizi bekliyoruz!” dedi. Bu arada gözlerimin içine bakıyordu, durduğum yerde yarağım kazık gibi olmuş, yüzüm kızarmıştı. “Abi sen bana diyorsun ama sen hasta olacaksın, yüzün kıpkırmızı ve terliyorsun!” dedi. Ben de güneş çarpmış olabileceğini söyledim. Vedalaştık ve ben eve döndüm.

Eşim geceliğini giymiş yatmış, yatakta beni bekliyordu. Soyundum ve yatağa girdim. Biraz sohbet ettik, onları nasıl bulduğunu sordum. Çok beğendiğini, iyi insanlar olduğunu ve görüşebileceğimizi söyledikten sonra bana manalı manalı bakarak, “Umarım bu düşüncelerim yüzünden beni pişman etmezsin!” dedi. (Eşim çok kıskanç bir yapıya sahiptir). “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Kız çok güzel ve sana da çok hayran kaldı!” dedi. “Ne alaka? Kocası anlatmış, o da merak etmiş, ne var bunda?” dedim. “Daha çok toy, sen yine de dikkat et!” dedi. “Abartıyorsun! Duymadın mı, bana Abi diyor, ayrıca kapalı birisi!” dedim. “Orası öyle, ama ne bileyim, o kadar güzel ki kıskanmamak elde değil!” dedi. Ben de, “Sen ondan güzelsin karıcığım!” diyerek dudaklarından öptüm ve amını avuçladım ve okşamaya başladım. Sonra karımın külodunu çıkardım, amını yalayıp, az önceki elin sıcaklığının ve konuşmalarında etkisinde kalarak kazık gibi olmuş yarağımı karımın amına geçirdim. Karım, “Offfffff, işte bu huyuna bayılıyorum senin, ne zaman aklımdan geçse yarağını amımda buluyorum!” diyor ve dudaklarını ısırıyordu…

Ben ise Hayriyeyi siktiğimi hayal ediyor, karıma köklüyordum. Karım zevke gelmiş çılgınlar gibi inliyor, “Ben bu yarağı kimseyle paylaşamam! Bu yarak bana ait! Sakın o karıyı sikeyim deme!” diyor, kendi kuşkularını dillendiriyordu. “Karıcığım merak etme, Hayriye karşımda soyunup bacaklarını ayırsa bile dönüp bakmam!” diyerek karımın amına pompalıyordum. Karım, “Ben seni bilmezmiyim? On senedir yediğim bu yarağı tanımazmıyım? Öyle bir fırsatı kaçırırmısın sen, bulduğun ilk fırsatta koyarsın kızın amına!” diyor, beni daha da azdırıyordu. 20 dakikadır karımı sikiyordum ve artık son noktaya yaklaşmıştım, hızla pompalıyor, “Merak etme aşkım, siksem bile bana senin kadar zevk veremez!” diyerek karımı rahatlatmaya çalışıyordum. Karım ise ikinci defa boşalıyor olmanın zevkiyle, “Sik kocacığım sik, bu yarağa helal olsun, bu yarak ne Hayriyeler hak ediyor! Offfff çıldırıyorum, pompala kocacığım, kökle amıma!” derken, korunmadığı için, yarağımı son bir hamleyle karımın amından çektim ve göbeğine boşaldım. Nefes nefese kalmış bir vaziyette üzerinde 2-3 dakika hareketsiz kaldım, sonra yanına uzandım. Karım dudağıma bir öpücük kondurarak, “Az önce söylediklerimi sakın ciddiye alıp ta kıza birşey yapayım deme haa! Sana belli olmaz, izin verdiğimi falan düşünürsün!” diyerek gülümsedi.

Aradan 3-4 gün geçmişti ama Hayriye bir türlü aklımdan çıkmıyor, resmen bütün gün düşüncemi işgal ediyordu. Ellerinin sıcaklığı aklıma geldikçe yarağım kalkıyor, elleri böyleyse acaba amı nasıldır bunun diye düşünmeden edemiyor, bir yandanda arkadaşımın karısı hakkında böyle düşünceler taşıdığım için kendime kızıyor, müthiş bir suçluluk duygusu yaşıyordum. Tam bir ikilem içindeydim. Bir akşam vakti tam dükkanı kapatmayı düşünüyordum ki, Hayriye caddenin karşı kaldırımından kucağında çocuk ile yavaş yavaş yürüyerek evlerinin ters istikametine doğru gidiyor ve sık sık arkasına dönüp bakıyordu. Hemen koşarak yanına gittim ve arkasından, “Hayriye?” dedim. Galiba sesimi tanıyamadığı için birden irkildi, beni görünce de biraz rahatladı. “Bu saatte böyle yaya nereye gidiyorsun? Hayır mı?” dedim. “Abi sorma ya, Erkan gece vardiyasında çalışıyor, işe gitti, ben de annemlere gidiyorum. Minibüsü beklemeyeyim, yavaş yavaş yürüyeyim dedim, ama hep dolu geçiyorlar, almadılar, buraya kadar geldim.” dedi. Ben de, “Yorulmuşsun, gel biraz dinlen, böyle olur mu, o kadar yol kucağında çocukla yürünür mü, gel hadi!” diyerek çocuğu kucağından alarak, biraz da emrivaki bir tavırla işyerime götürdüm…

Hayriye yorulmuş, kan ter içinde kalmıştı. Soğuk bir kola ikram ettim. “Abi ben almasaydım, geç oluyor, şimdi minibüsler nöbete düşerse çok geç kalırım!” dedi. Ben de, “Merak etme, seni bu saate minibüsle gödermem, ben bırakırım, rahat ol, al şunu iç, serinle biraz!” dedim. “Nahit abi zahmet etme, ben minibüsle giderim!” dedi. Ben kaşlarımı çatarak, “Seni bu saatte böyle göndermem, sonra Erkan duyarsa bana kırılmaz mı?” dedim. Hayriye de çaresiz, “Peki abi!” dedi ve kolayı aldı. Çocuk uyuyordu, koltuğa yatırmıştım. Sohbete başladık, tam karşımda oturuyor ve havadan sudan konuşuyorduk. Ben ise yine gözümü dikmiş öyle derinlere dalmıştım. Birkaç defa göz göze geldik. Ben hep gözümü kaçırıyordum ve sonuncuda kaçıramadım, bir an sessizlik oldu, 10-15 saniye gözgöze bakıştık. Bu defa o gözünü kaçırdı, ben hemen toparlanmaya çalıştım, ama bu arada masa altında benim yarak yine kazık gibi olmuştu. “Abi ne zaman kapatıyorsun?” dedi. Ben de, “5-10 dakikaya kadar kapatırım, gideriz!” dedim. Bu arada yukarıyı evi aradım ve bir işim olduğunu, bir yere kadar gidip geleceğimi ve merak etmemelerini söyledim.

Masanın altından yarağımı düzelttim, eğer anlarsa rezil olacağımı düşündüm ve sakinleşmek için birkaç dakika dikkatimi dağıttım, masadaki evrakları dosyaları falan toparladım. Sakinleşince de, “Hadi kalkalım!” deyip çocuğu kucakladım ve arabaya kadar ben götürdüm. Arabaya varınca çocuğu almasını, kapıları açacağımı söyledim. Çocuğu alırken ben biraz çekingen davrandım, ama o çok rahattı ve yanaştı, çocuğu sıkı tutabilmek için sarılarak alırken, benim kolumun birisi çocukla onun arasında kaldı ve pardüsünün üzerinden taş gibi göğüslerini ilk defa hissederken neredeyse kalp krizi geçirecektim. Kapıları açtım, arkaya binmek istedi. “Aşk olsun, bu da ne demek oluyor? Hakaret sayarım bunu!” deyince, “Ay abi özür dilerim, böyle düşüneceğini bilemedim!” dedi ve ön tarafa geçti. Neyse yola çıktık, bu arada hava iyice kararmıştı. Ben acele etmiyor, yolu uzattıkça uzatmaya çalışıyorum. Gideceğimiz yer normal trafikte yarım saatlik yoldu, ama akşam trafiği de işin içine girince baya bir uzadı. Trafik durunca, ben kucağındaki çocuğun yanağını okşamak bahanesiyle ona yanaşıyor, zaman zaman kazara olmuş gibi göğüslerine elimi sürtüyordum…

Çaktırmadan kalkmış yarağımı düzelttim ve konu açılsın diye, “Demek Erkan benden çok behsetti ha, öyle mi?” diye sordum. “Sorma Nahit abi, seni yere göğe sığdıramıyor, ben de merakımdan çatlıyordum.” dedi. “Eee merakın geçti mi? Nasıl, merak ettiğin kadar varmıymışım bari?” dediğimde, bir iki saniye sustu ve “Evet, çok iyi bir insansınız!” dedi. “Teşekkür ederim, sizde iyisiniz, Erkanı severim, çok saygılı çok efendi bir çocuk. Onla evli olğun için çok şanslısın! Eminim iyi bir kocadır!” diye zarf attım. Hayriye yine bir iki saniye sustuktan sonra, “Eh işte, öyledir…” dedi. “Ne demek şimdi bu? Nasıl eh işte? Evliliğinizde sorun mu yaşıyorsunuz?” diye sordum. “Abi evlilik olur da sorun olmaz mı?” dedi. “Hayırdır, büyük bir sorun mu? Bak üzüldüm şimdi, oysa ben sizi çok mutlu görmüştüm.” dedim. “Yok, tabi ki mutluyuz, ama bizim de kendimize göre sorunlarımız var tabi, biraz özel sorunlar Nahit abi.” dedi.

“Bana güvenebilirsin, eğer paylaşmak istersen seni dinlerim ve elimden geldiğince de çözümü konusunda yardımcı olurum, ayrıca bende sır olarak kalır, bu konuda bana güvenebilirsin!” dedim. “Nahit abi sana güvenmesem bu kadarını da söylemezdim zaten, ama güvensem de daha fazlasını anlatmam doğru olmaz.” dedi. “Peki sen bilirsin!” deyip, torpidodan bir kartvizitimi çıkardım ve uzattım, “Eğer çok daralır da konuşmaya ihtiyaç duyarsan çağrı bırak, ben seni ararım!” dedim. Kartı aldı, “Tamam abi, ararım!” dedi. Bu arada yüzü değişmiş, hüzün, utanma, çekinme ve korku karışımı tuhaf bir ifade almış, gözlerini karşıya dikmiş anlamsızca yola bakıyordu. Bir kart daha çıkardım ve bir kalemle birlikte uzattım, “Buna da sizin numarayı yaz, bende de sizin numaranız bulunsun.” dedim. Numarasını yazdı ve uzattı. Baktım ev numarasını yazmış sadece, “Cep numaranı da yazsaydın.” dedim. “Ben cep telefonu kullanmıyorum, hep evde olduğum için ihtiyacım olmuyor.” dedi. “Peki tamam!” dedim.

Bu arada gideceğimiz yere varmıştık. Hayriyeye arabadan inmeden ona, “Sen kötü görünüyorsun, büyük bir sorununuz var galiba?” diye sordum. “Yok bir şey abi, sonra anlatırım!” dedi. “Tamam o zaman, yarın mutlaka telefonunu bekliyorum, anlatacaksın bana!” dedim. “Tamam! Erkan öğleden sonra saat 2:30 gibi evden çıkıyor, ozaman ararım.” dedi. “Tamam o zaman saat 2:30 dan sonra telefonunu bekliyorum, mutlaka ara bak! Bu arada sen geri nasıl döneceksin, saatte epeyce oldu?” diye sordum. “Ben bu gece burada kalacağım abi, kardeşimin düğün hazırlıkları var, yarın alışverişe çıkacağız, alışverişten sonra oradan direkt minibüsle dönerim eve. Abi çok teşekkür ederim, sana zahmet oldu bu geç saatte.” dedi. “Ne zahmeti canım, ne olacak ki, ne zaman arabalık bir durum olursa, gece gündüz farketmez, aramazsan gücenirim!” dedim ve tokalaşmak için elimi uzattım. Çocuğun başını dizine koydu ve tokalaştık. Eli elimde, “Yok bu sıcaklık normal bir şey değil!” diyerek gülümsedim. “Abi benim elim hep böyledir, pek tokalaşmam ama kimle tokalaşsam çocukluğumdan beri hep bunu söylüyorlar, demek ki sıcak kanlı birisiyim!” diyerek o da gülümsedi ve arabadan indi.

Hemen geri döndüm, ama içim içime sığmıyordu, eve nasıl vardım bilmiyorum. Gözümün önünden gitmiyordu, ertesi gün öğlene kadar bana bir yıl kadar uzun geldi. Saat 14:30 gibi çıktım dışarıya ve Erkanın geçmesini bekliyorum, ama geçmedi. Saat 15:30 oldu, ne Erkan geçti ne Hayriyeden telefon geldi, kafayı yiyordum. Masama geçip koltuğuma oturup gözlerimi saate diktim, kulağım telefonda. Saat 16:15 oldu halen telefon yok. Ne olursa olsun ben arayacaktım, eğer Erkan açarsa (Haftasonu müsaitseniz, ya siz gelin, yada biz gelelim) deyip bir şekilde olayı kapatacaktım. Kaldırdım telefonu, çevirdim numarayı, daha ilk çalışının ilk saniyesinde telefon açıldı…

“Alo.” dedim. Hayriyeden titrek ve kısık bir sesle cevap geldi, “Alo?” dedi. “Ben Nahit, Erkan evde mi?” diye sordum. “Yok Nahit abi, 14:30’da gitti o.” dedi. “Buradan geçmedi, kapıda bekledim ama göremedim?” dedim. “Abi motorla gitmedi, servisle gitti, normalde servis alıyor onu, ara sıra motorla gidiyor.” dedi. “Anladım. Hani arayacaktın, neden aramadın?” diye sordum. “Aramadım işte…” dedi. “Neden? Hani konuşacaktık?” diye sordum. Kısa bir sessizlik oldu, “Boşver Nahit abi, konuşmayalım!” dedi. “Hmmm. Pardon, sanırım aramakla ben yanlış yaptım. Ben konuşacağımızı, bana sıkıntılarını anlatacağını düşünmüştüm.” dedim. Yine kısa bir sessizlikten sonra, “Abi hangi sıfatla dinleyeceksin benim sorunlarımı, yani sana neden anlatayım, seninle neden konuşayım bunları?” dedi. “Dost olduğumuzu düşünüyordum ben.” dedim. “Tamam abi dostuz, ama aile dostuyuz, sorunlarımızla seni meşgul etmek istemem.” dedi.

“Sen bilirsin, ama akşam da dediğim gibi, eğer anlatmak, boşalmak istersen dinlerim ve anlattıklarını da bir sır olarak saklarım (burada boşalmak kelimesini özellikle kullanmıştım), her şeyi içine atmak sağlığına zarar verebilir, insanda bazen dışa vurma ihtiyacı doğar.” dedim. “Ya elbette konuşmaya ihtiyacım var, elbette birilerine anlatsam rahatlarım, ama bu neden siz olasınız? İşte benim kafamı karıştıran bu, yoksa birileriyle sıkıntımı paylaşmayı ben de isterim.” dedi. “Sen bilirsin, kime güveniyorsan onunla paylaşırsın, güvendiğin birisi varsa ona anlat, ama içinde tutma. Akşam bir ara çok kötü oldun, o halin aklımda kaldı, üzüldüğüm için aradım, onun için anlatmanı istedim, bana güvenebileceğini düşündüm.” dedim. “Güveniyorum…” dedi. “Güveniyorsan anlatırsın.” dedim. “Şimdi değil, ama belki daha sonra anlatırım.” dedi. “Peki ne zaman istersen anlatabilirsin, bilesin ki ben dinlemeye hazırım!” dedim. “Tamam abi bunu bilmek içimi rahatlattı.” dedi.

“Seni tutmayayım, eğer işin varsa kapatabiliriz.” dedim. “Yoo işim yok, çocuk uyuyor zaten.” dedi. “İyi, benim de canım sıkılıyordu, sakıncası yoksa öylesine sohbet edelim.” dedim. “Sakıncası yok…” dedi. “Alışverişi yaptınız mı?” diye sordum. “Evet yaptık, çok güzel şeyler aldık.” dedi. “Senin güzel şeylere ihtiyacın yok ki.” dedim. “Bana değil, kardeşime aldık… (Biraz sessizlik oldu) Hem benim neden güzel şeylere ihtiyacım olmasın ki?” diye sordu. Sustum, terledim ve titremeye başladım. Titrek bir sesle, “Sen zaten çok güzelsin, extra güzel bir şeye ihtiyacın yok!” dedim. Yine kısa bir sessizlik ten sonra, “Ciddi ben güzelmiyim?” diye sordu. “Hemde çok!” dedim. “İltifatın için teşekkür ederim, bunu duymak çok güzel!” dedi. Hayriyenin bu sözleri bana cesaret vermişti, artık balık oltaya geliyordu, “İltifat değil, gerçekten çok güzelsin, hatta hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın!” dedim. “Yok artık, o kadar da abartmayın lütfen!” dedi. “Abartmıyorum!” dedim. “Nerem güzel ki?” diye sordu. “Yüzünden başka nereni gördüm ki?” deyince gülüştük…

“Beni güzel bulmana sevindim Nahit abi!” dedi. “Sorununuz bu mu yoksa, Erkan seni güzel bulmuyor mu?” diye sordum. “Yok, o da güzel olduğumu söyler ara sıra.” dedi. “Hmmm, tutturamadım!” dedim. “Abi sonunda konuşturacaksın beni, bizim sorunumuz sağlık sorunu!” dedi. “Nasıl yani, sağlık derken? Yoksa hastamısın? Demiştim sana bu sıcaklık normal değil diye.” dedim. “Yok abi, sorun Erkanda, bende değil!” dedi. “Öylemiiii? Peki nesi var? Hemen tedavi ettirelim, ağır bir hastalığı falan mı var? Doktora gittiniz mi?” diye sordum. “Hayır gitmedik! Zaten sorun da bu! Doktora gitmemesi!” dedi. “Nasıl yani? Niye gitmiyor ki?” dedim. “Gitmiyor işte!” dedi. “Ben götürürüm onu, sen hastalığını söyle bana!” dedim. “Gitmez abi! Utanıyor!” dedi. “Yahu sağlığın utanması mı olur, bu nasıl bir zihniyet, doktora gidilmez mi, nesi var bunun? Verem mi? Kanser mi?” diye sordum. “Yok abi, öyle bir şey değil, erkekliği ile ilgili…” dedi.

İşte tuzağıma düşmüştü. Biraz sessizlik oldu. “Hmmm, sanırım anlıyorum, ama sağlık sağlıktır, ben öyle düşünürüm, eğer tedavisi olan bir rahatsızlıksa gitmeli doktora!” dedim. “Abi özür dilerim, ama bir şey soracağım, tamam ben sana güveniyorum, ama aynı zamanda da senden utanıyorum, biraz açık konuşsam ayıp olur mu?” dedi. “Ne ayıbı yaa! Sen ne saçmalıyorsun, ayıp falan olmaz, istediğin gibi konuş! Anlat şimdi, nedir sorun?” dedim. “Abi Erkanın erken boşalma sorunu var!” dedi. “Öylemi? Hmmm, anladıımm, peki ne kadar erken?” diye sordum. “Çok erken! Dakika bile sürmeden! Bir defasında içine bile giremeden 3 kere boşaldı, dördüncüde de içine girer girmez boşaldı ve o günde çocuk kaldı. Aslında gerdeği de o gün yapmış olduk, yani düğünden 2 ay sonra! Ara sıra söylüyorum doktora gidelim diye, doktora gideceğimize beni öldür diyor.” dedi.

“Hmmm, durum baya vahimmiş, senin adına nekadar üzüldüğümü bilemezsin!” dedim. “Nahit abi bana bunları anlattırıyorsun da, peki yengemle sizin sevişmeniz nekadar sürüyor? Ne sıklıkta yapıyorsunuz?” diye sorduğunda bir üst Level’e geçtiğimizin göstergesiydi bu soru. Zafer kazanma yolunda ilerliyordum. Konuşmanın bundan sonrasını iyi yönlendirebilirsem, Hayriyeyi kesin sikebilecektim. “Yengenle hemen hemen hergün sevişiriz ve 20-25 dakikadan tut da 1 saati geçer bazen!” dedim. Hayriyenin şaşkınlığını telefondan bile hissedebiliyordum, “Yok yaa? Okadar sürüyor mu abi? Okadar süre yengemle ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Vaktimiz kısıtlıysa hemen yengene girerim ve 20-25 dakika yaparım yengeni, fakat vaktimiz bol olduğunda, yarım saate yakın birbirimize Oral yaparız, 69 yaparız, Rus işi, Fransız işi yaparız, Amerikan işi yaparız, değişik Fantaziler yaparız, Dirty Talking yaparız, birbirimizi birer ikişer kez Orgazm ettikten sonra Finali Doggy veya Jokeyle yaparız!” dedim. (Bilerek bu kelimeleri seçmiştim!).

Hayriye, “Oral? 69? Dörti Tolkink? Jokey? Dogi? Rus işi…? Abi anlatacaksan Türkçe anlat da anlayayım!” dedi. “Oooo, pardon canım! Haklısın! Örneklelerle anlatsam daha iyi olur aslında, fakat biraz açık saçık olur, sakıncası var mı?” dedim. “Yoo, sakıncası yok, istediğin gibi anlat abi!” dedi. “Bak şimdi, sevişmeden önce, yani sikişmeden önce, ön sevişme denilen birşey var, 69 bunlara en güzel örnek. 69’u sana şöyle açıklayım: Mesela ben yatakta sırtüstü yatıyorum, sen de benim üzerime ters yatıyorsun, ben seninkini yalarken, sen de benimkini yalıyorsun. Bunları yaparken de Dirty Talking yapıyoruz, mesela, Yarrağımı iyi yala Orosopu! Taşaklarımı em amına koduğumun Kaltağı! Birazdan senin bu daracık amcığını sikip parçalayacam! Domaltıp, osurta osurta sikecem seni Fahişe! Yarak hastası azgın Orospu seni! diyorum. Sen de, Sik parçala amcığımı koca yaraklı sikicim, erkeğim, kökle amıma, geçir yarrağını! falan diyorsun!” dedim…

Hayriye belliki bu kadar da açık beklemiyordu, sesi kesilmiş, telefonda hızlı hızlı nefes alışını duyabiliyordum. Muhtemelen eli amına gitmişti. Gerçi benim de elim sikimdeydi. Birkaç saniye suskunluktan sonra Hayriye heycanla ve titrek bir sesle, “Eee, sonra…?” diye sorunca, bir üst Level’e daha geçmiş olduk ve anlatmaya devam ettim. Artık resmen telefonda sekse dökmüştüm işi, “Bak mesela, amın kıllı mı?” diye sordum. Hayriye burnundan soluyarak, heyecanla, “Yok değil, devam et lütfen!” dedi. “Ohhh, yani amın kaymak gibi, kaymak gibi amlara bayılırım! Amının dudaklarını ağzıma alıp sündürüyorum, emiyorum, amcığına dilini sokuyorum, götünün deliğini parmaklıyorum! Sen de yarağımı hızlı hızlı emiyor, aynı zamanda amını yüzüme bastıra bastıra sürtüyorsun. İkimiz de birbirimizin ağzına boşalıyoruz, ben senin amının sularını yalarken, sen de benim döllerimi yalayıp yutuyorsun!” deyince, Hayriye köpek gibi soluyarak, telefonda inlemeye başladı. Çok geçmeden, Hayriyeden “Ağıhhhh Ihhhhh…” diye bir inleme çıktı ve hiç birşey söylemeden telefonu kapatıverdi. Kesin Orgazm olmuştu ve utancından kapatmıştı telefonu. Bu arada ben de küloduma boşalmıştım!

Ertesi gün yine aynı vakitte aradım. Hemen açtı yine telefonu, “Alo?” dedi. “Alo benim, Nahit! Dün hata ettim galiba, özür dilemek ve vedalaşmak için arıyorum, söz birdaha aramayacam! Kendine iyi bak, bye!” dedim. Hayriye hemen, “Dur kapatma!” dedi. “Efendim canım?” dedim. “Eğer dünkü bir hataysa, bu sadece senin hatan değil, bunu ben de istedim! Bana kızma, dün çok tuhaf oldum, ondan kapattım telefonu! İlk defa kendimi gerçek bir kadın gibi hissettim, ne olur konuş benimle. Beni birdaha aramazsan, ot gibi yaşamaya mahkum olurum, hayatımda hiç heyecan kalmaz!” dedi. Hayriye tam istediğim kıvama gelmişti, biraz daha üstüne gitmeye karar verdim ve “Bak canım, bu yaptığımızın yanlış olduğunu ve de sonunun nereye varacağını sen de biliyorsun, en iyisi burda bitirelim bu işi!” dedim. Hayriye ağlamaklı bir ses tonuyla, “Bunu bana yapma! Eğer yalvarmamı istiyorsan yalvarırım! Ne yapmamı istersen yaparım, nasıl olmamı istiyorsan öyle olurum! Altına yatmaya bile hazırım! Orospun olurum! Kaltağın olurum! Yarağını yalarım, döllerini yutarım! Erkeğim benim, sikicim benim! Domalt sik beni! Geçir yarağını amıma! Götümü sik, parçala!” deyince, dünkü kaldığımız yerden telefon seksine devam ettik…

Yaklaşık bir hafta boyunca hergün telefonda seks yaptıktan sonra, arkadaşımın o kapalı ve utangaç karısı Hayriye, artık tam bir Orospu gibi olmuştu ve artık gerçekten sikilmek istiyordu. Ben de dayanamıyordum artık ve nezamandır yüzünü görmemiştim, “Yarın sabah işyerime uğrasana aşkım, seni çok özledim!” dedim. “Kocam evde, çıkamam!” dedi. “Karımdan yemek tarifi almaya gideceğini söylersin, 5 dakika görsem yeter!” dedim. “Tamam bakarız!” dedi. Ertesi sabah saat 08:45 gibi işyerime geldiğinde içim içime sığmıyor, çıldırıyorum. Hemen kapıyı kilitledim, pancurları indirdim ve yanına geçtim. Aman tanrım o ne güzellik! Hafif bir makyaj yapmış, başında desenli saten bir başörtüsü vardı. Pardesüsünü çıkardığında, üzerinde beyaz sıfır yaka bir badi, altında topuklarına kadar inen, tüm hatlarını belli eden, kırmızı dar bir etek. Direk yanına vardım, ellerimi uzattım, ellerimden tuttu. Koltukta oturuyordu, kendime doğru çekerek kaldırdım ve direk dudaklarına yapıştım…

Çılgınlar gibi öpüşüyoruz. “Aşkım gel arka odaya geçelim!” dedim, elinden tuttum, arkadaki küçük odada Çekyat vardı, hemen oraya girdik. “Dur yapma, yakalanırsak rezil oluruz!” dedi. “Aşkım ben o riski alacak kadar istiyorum seni! Ya sen?” dediğimde, eteğini kaldırdı külodunu sıyırdı, Çekyata yattı ve “Ben de kocamı ve çocuğumu evde bırakıp sabahın köründe karından yemek tarifi almak gibi sudan bahaneyle buraya gelecek kadar istiyorum! Hadi sik beni!” dedi. Hemen amına yumuldum, bir iki dil darbesi atmak için, fakat sanki hiç am yok, orada incecik bir çizgi varmış gibi duruyordu amcığı. Hayatımda siktiğim karının haddi hesabı yoktur, ama böylesini hiç görmemiştim, 3-4 cm uzunluğunda ince bir çizgi! Aşkım bu ne böyle?” dedim. “Ne var, ne oldu?” dedi. “Aşkım bence Erkanda sorun yok, bu amcığa giremeden boşalmak hastalık değil, kimse dayanamaz buna!” dedim…

Hayriye saçlarımdan tutup beni kendine doğru çekti, “Çok konuşma şimdi karın falan gelir, hadi aç şu amcığımı!” dedi. Benim yarak zaten akşamdan beri kazık vaziyette, o amcığı da görünce damarlar patlayacak hale geldi. Hemen kafasını bolca tükürükledim ve Hayriyenin amına aşağı yukarı sürtmeye başladım. Yarağımın kafasını amının dudaklarında hissedince, Hayriyenin gözleri kaydı, “Aşkım, ilk erkeğim sen olacaksın, çok özledim bu anı, hadi sevgilim, geçir artık bana!” dedi. “Aşkım sen doğum yapmadın mı? Bu amcık sanki hiç açılmamış gibi!” dedim. “Sezeryanla doğurdum! Zaten Erkan içine girdi bir defa bile git gel yapmadan patladı, amımın gördüğü yarak bu kadar! Şimdi sen patlat, hadi göster marifetini, Zifaf yaptır bana, acıt canımı!” diyerek habire üstüne çekiyordu. “Hazırmısın aşkım?” dedim. “Hazırım erkeğim! Hemde nasıl hazırım! Anladın mı şimdi elimdeki ateşin sebebini?” dedi.

Yüklendim! Sanki yarağımla çarşaf yırtıyorum, o kadar dar amcık! Zar zor yarısına kadar soktum, Hayriye kolunu ısırıyor, gözleri sım sıkı kapalı, sanki nefes almıyordu. Biraz bekledim, kollarını açtım, parmaklarımı parmaklarına geçirdim, “Gözlerini aç sevgilim!” dedim, açtı. Göz gözeyiz, nefeslerimiz birbirine karışıyor, “Hadi kökle erkeğim!” diye inliyor. Bir daha yüklendim ve artık dibindeydim. Gözü gözümde, dişlerini sıkıyor ve öyle bir bakışı vardı ki, gözlerinden birer damla yaş başörtüsüne doğru süzüldü. Sikimi yavaşça geri çektim, tekrar yüklendim. Birdaha, bir daha derken titremeye başladı. O tapılası güzellik altımdaydı ve ben onu sikiyordum, hemde göz göze, inanamıyordum. Saatlerce öyle kalabilirdim, fakat acele etmeliydim, vaktimiz çok dardı, başladım pompalamaya ve gözlerinin içine bakarak, “Aşkımsın! Sevgilimsin! Kadınımsın! Orospumsun! Fahişemsin!” diyordum…

Hayriye de, “Erkeğimsin! Sikicimsin! Vurucumsun! Hadi sik beni! Hadi kökle! Vur dibime! Ohhhh yedir yarrağını bana, hadi sik Erkanın karısını, hadi vur koçum, vur erkeğim, çatır çatır sik, doyur amımı! Ohhhh, ilk erkeğimsin! Kökle Orospuna! Kökle Fahişene! Hadi hadi sik beni! Sik arkadaşının karısını! Senin Orospunum hadi!” diyordu. Bir süre pompaladım ve Hayriye sara hastası gibi titreyerek Orgazm oldu ve “Ben bittim, hadi sen de boşal erkeğim!” dedi. “Korunuyormusun?” dedim. “Hayır, fakat patla amıma, fışkırt, dibimi dölle erkeğim!” deyince ben de öyle bir patladım ki, 15 yıldır böyle boşalmamıştım. 3-4 dk. içinden çıkmadan üzerinde yattım dudak dudağa. Sonra hemen kalktık toparlandık. Pancurları ve kapıyı açtım hem caddeye bakıyoruz hem konuşuyoruz. “Harikaydın aşkım, bana kadınlığımı tattırdın!” dedi. “Sen de öyle aşkım, o nasıl amcık öyle, neredeyse hiç olmayacakmış, resmen yarağımı acıttın!” dedim. “Bendeki amcık amcık da, siken yarak olmayınca amcık ne yapsın? Aşkım ben gideyim artık, kimseyi şüphelendirmeyelim!” dedi. “Tamam aşkım, yalnız bu sikişi ben saymıyorum! Bu akşam geleceğim, seni evinde doya doya sikeceğim, olur mu canım?” diye sordum. “Aşkım çok korkuyorum gören olur diye!” dedi. “Yok ben kimseye görünmeden gelirim aşkım. Saat tam 20:30 da sendeyim, tamam mı Hayriye?” dedim, “Tamam Nahit!” dedi, gitti.

Heyecanla akşamı beklemeye başladım. Akşam saat 20:30 da evinin önünden geçerken sokak kapısının açık olduğunu gördüm ve hemen içeri daldım. Kapıdan içeri girer girmez kapı arkamdan kapandı. Baktım kapıya sırtını dayamıs öyle bekliyordu. Evin ışıkları tamamen sönüktü, ancak sokak lambasının ışıkları pencereden sızıyor ve evin içini loş bir aydınlık kaplamıştı. Hemen kucağıma aldım ve odaya götürdüm hiç konuşmuyorduk. Öpmeye başladım. Yavaşça çömeldi ve gözlerimin içine bakarak fermuarımı açtı, yarağımı ağzına alarak öyle bir emmeye başladı ki, daha bir dakika olmamıştı, benim yarak beton gibi olmuştu bile. Ben de onu yalamak istiyordum, yarağımı iki eliyle kavradı, “Hayır ben bunu istiyorum hemen, sen sonra yalarsın, vaktimiz çok nasıl olsa!” dedi.

Hemen birbirimizi soyduk, yere uzandı, “Hadi koçum! Hadi benim hovardam! Göster şu erkekliğini! Yarağa doyur şu amcığımı!” dedi. Hiç beklemedim, hemen bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı amının dudaklarında aşağı yukarı gezindirmeye başladım. Hayriye çıldırmıştı, kıvaranıyor, “Geçir kökle artık, ne olur dayanamıyorum, sok koca yaraklım, sok orospun olayım, sok artık!” diye yalvarıyordu. Öyle bir kökledim ki yarağımı, sanki kızgın bir taşın deliğine sokmuşum gibi acı duydum. Onun ise çığlıkları evin içini doldurdu. Gözleri hafif kaydı, bayılacak sandım. Derin derin nefes alıyordu. Ben yarağımı amından yavaşça geri çekip, çok sert bir şekilde tekrar yüklendim. Kısık bir sesle inliyor, boynumu ve kulaklarımı yalıyor, küçük ısırıklar konduruyordu. Ben hızlanmıştım, kısık kısık nefes alıyordu, “Vur erkeğim, dibime vur! Vur koçum! Sik, becer beni! Sen benim ilk erkeğimsin, yırt şu amımın yarak görmeyen yerlerini, yırt aşkım, kocacığım, koca yaraklı hovardam, sik parçala amımı koca yaraklım, sikemeyenin amını böyle sikerler, off dayanamıyorum, içimi yakıyorsun, pompala canım, hadiiiiii geçirrrrr aslanım!” dedikçe hayvanlaşmıştım…

Hayriye amının kaslarını sıkarak adeta yarağımı bırakmamacasına eziyordu. Amcığı gevşeyeceğine sanki dahada sıkılıyor, daralıyordu. Susmak bilmiyor, haykırıyordu, “Açım koca yaraklım, açım yarağa, açım sikilmeye! Of ne güzel sikiyorsun! Seni ilk gördüğümde amımdan akan suyu görseydin oracıkta Erkanın yanında tecavüz ederdin bana, Erkana da başımı tuttururdun!” dedi. “Tutarmıydı?” diye sordum. “Böyle siktiğini görse eminim beni kendisi siktirir sana, zaten tapıyor sana!” dedi. Bunları duyunca anladım ki, o hanım hanımcık, çıtı pıtı, kapalı kadının fantazi dünyası sınırsızmış, sikişirken konuşmak ve özellikle kocasını aşağılamaktan müthiş zevk alıyordu. Hemen ben de buna yardım etmeye başladım, “Senin o boynuzlu kocanın amına koyayım ben! Karısını siktiğimin pezevengi!” dedim.

“Oooohhh, eveeet, sik Erkanın karısını! Pezevenk kocamın sikemediği amına koyyy errkeğimmm. Sik, boynuzlat arkadaşını, Erkana boynuz taktır bana, sikicim sen ol, boynuzlu pezevengim o olsun, yırt amımı, yırt götümü, sana kendimi o pezevengin kucağında siktirmezsem bu yarrak bana haram olsun sikicim!” diye haykırıyordu. “Sen tam bir Orospuymuşsun, amına koyduğumun Kahpesi, amının ateşi vücuduna, eline vurmuş, anlasaydım ilk fırsatta zorla sikerdim seni, adi Fahişe!” dedim. “Evet tecavüz etmeliydin bana, zorla, bağırta bağırta, ağlata ağlata sikmeliydin, o gün arabanla dağa kaldırmalıydın beni!” dedi. “Sende bu Orospuluk varken seni daha öyle sikerim ki, o pezevenk kocanın boynuzları caddelere sığmaz, merak etme!” dedim. “Ooohhh sik erkeğim Erkanın karısının tazecik amcığını! Daha bu orospu kocasının taptığı bu arkadaşına neler verecek!” dedi. “Neler vereceksin?” dedim. “Amcığımı verecem!” dedi. “Onu zaten verdin amcık karı, dalga mı geçiyorsun, amına koyduğumun Orospusu seni!” dedim.

“Götümü de verecem, bakire el değmemiş götümün de sahibi sen olacaksın erkeğim!” dedi. “İşte bu güzel!” dedim. “Götümü de siktirecem sana, fakat önce şu doymamış amcığımı doyurmalısın, sik Nahitim! Sik erkeğim, hovardam benim! Oohhh! Kocam olacak o pezevengin boynuzları uzasın, arkadaşının altında amımı siktiriyorum, ohhhh! Hadi vur! Sakın durma! Oooof, aaaah dayanamıyorum, bana birşeyler oluyor, içim gidiyor, sakın durma, kökle birtanem, kökle! Ahhhh…” dedi ve titremeye başladı. Boşalmak üzereydi, zevk alması için yarağımı geri çektim, başının yarısına kadar çıkardım ve tekrar kökledim ve öyle bir bastırdım ki, dibinde bekledim ve boşaldığını hissettim. Ben ise hızımı daha alamamıştım, kendimi sıkıyor boşalmamak için direniyordum…

Yaklaşık 45 dakika sonra Hayriye dördüncü kez boşalırken, ben de patlamak üzereydim ve makina gibi hızlandım, “Geliyorum Orospu, nerene boşalayım?” dedim. Hemen bacaklarını sımsıkı belime, kollarını da boynuma doladı, gözlerimin içine bakıyor, sıktığı dişlerinin arasından, “İçime boşal koçum, içime boşal aslanım! Her yerim senin, istediğin yerime boşalabilirsin, ama önce şu Orospunun döle susamış taze amını döllerinle bir sula, arkadaşının sikemediği karısını dölle, bu am senin döllerine kurban olsun, hadi sikicim, hadi fışkırt amıma, fışkırt döllerini!” dedi. “Ya hamile kalırsan?” deyince, “Offff, hadiii, fışkıırrrrt aşkımm, bırak kendini, hadiii ak içimeee, ak amımaa, ohhh hadi sikicim, yolla döllerini hadiii, kalırsam sana hamile kalayım, senin çocuğunu doğurayım, hadiiii!” diye bağırdı. Öyle tahrik olmuştum ki, artık bu sözler üzerine o anda patladım! Ama ne patlayış, amının içi, en ücra köşesine kadar dolmuştu. Adeta kısa bir baygınlık geçirdi…

O gece Hayriyeyi defalarca siktim (Götten de siktim!) ve ilişkimiz 3 yıldır sürüyor. Her fırsatta amdan, götten, ağzından, neresi denk gelirse orasından çılgınca siktim. Şimdi benden hamile kalınca kocasına her şeyi anlatmış, kocası önce kızmış, ama sonra çaresiz olduğu için kabullenmiş…

Otobüste Götümü Okşayan Yakışıklıya Evinde

Selam, ben Zeynep, 30 yaşında, 1.65 boyunda, 50 kilo civarında, esmer tenli, evli bir bayanım. Kocam bir fabrikada çalışıyor. Kocamı seviyorum, ama fabrikada yorulup eve geliyor ve hemen yatıp uyuyor. Haftada en fazla iki sefer ancak sikiyor, ona da sikmek denirse. En fazla 2-3 dakikada boşalıp, hemen arkasını dönüp yatıyor, ben de kendimle oynayıp boşalıyorum. Bir gün arkadaşım Jale bana oturmaya geldi. Jale de evliydi, ona derdimi anlattım. O da bana, “Kızım bul kendine sağlam bir sikici, siktir kendini!” dedi. “Ne yani, kocamı mı aldatayım?” dedim. Jale, “Kızım bu aldatmak sayılmaz ki, seninki kendini tatmin etmek sayılır! Kocan olacak herif adam gibi sikseydi seni! Ben bile kendimi siktiriyorum! Napayım, kocam doyurmuyor beni!” dedi. Şok olmuştum, “Ciddi ciddi kocandan başkasıyla mı yatıyorsun?” dedim. “Evet, hemde ne yatma, resmen parçalıyor amımı götümü, yarım saat sikmeden boşalmıyor!” dedi. “Yuh yani, Jale sen ne diyorsun? Beni yarım saat sikseler delirirdim herhalde!” dedim. Bu arada bu konuşmalar bile amımın sulanmasına yetmişti. Biraz daha konuştuktan sonra Jale gitti, ben de hemen yatak odasına gidip, amımı parmaklayarak boşaldım. Akşam kocam işten çıkıp geldi, yemeğini yeyip hemen yattı. Ben yine yarraksız öylece kalmıştım. Aradan bir hafta kadar geçmiş, Jale’nin söyledikleri kulağımda çınlıyordu. O gün anneme ziyarete gitmiştim, kocam da gece mesaisine gidecekti. Annemlerden geri dönerken otobüse bindim. Otobüs duraklarda durup yolcu aldıkça kalabalıklaşmaya başladı. Ben otobüsün en arkasında kalmıştım, ayakta öyle camdan dışarı boş boş bakıyordum. Birden kalçama bir el dokundu. Önce umursamadım, yanlışlıkla değmiştir diye düşündüm. Ama dokunmalar gitgide okşamaya dönüştü. Aslında dönüp müdahale etmem gerekiyordu, ama yapmadım, hoşuma gitmişti taciz edilmek. Götümü okşadıkça amım sulanmaya başladı. Kafamı çevirip baktığımda, arkamdaki 30 yaşlarında yakışıklı biriydi. Ona gülümsedim. Birden elimi tutup arkaya çekti. Ben ne yapacak diye düşünürken, elimi önüne götürdü. Hemen elimi çektim. Ama tekrar elimi tutup, pantolonun üzerinden yarrağını tutturdu. Biraz okşadım. Sonra yönümü ona döndüm, bir an göz göze geldik. Kararımı vermiştim, kendimi ona siktirecektim. Kulağıma doğru eğilip, “İnelim mi?” dedi. “Evet!” diye cevap verdim. İlk durakta indik, ama beni bir heyecan kaplamıştı, elim ayağım titriyordu. Elini uzattı, isminin Fevzi olduğunu söyledi. “Ben de Zeynep!” dedim. Ordan bir taksi çevirdi, taksiye binip yola çıktık, ama hiç konuşmuyorduk. Bir bayinin önünde taksiyi durdurdu, “Sen heyecanlısın, içecek birşeyler alayım!” diyerek indi, birşeyler alıp geldi. Fazla gitmeden bir apartmanın önünde durduk, taksiden inip apartmana girdik. Kendime hayret ediyordum, hiç tanımadığım bir adamın evine kendimi siktirmeye giriyordum. Eve girdiğimizde bekar evi olduğu belliydi, ortalık karma karışıktı. Odaya geçip oturdum. Fevzi de iki tane bardak alıp geldi. Poşetin içinden Votka ve enerji içeceği çıkarıp bardaklara doldurdu. Bana uzatıp, birkaç soru sordu, ben de cevapladım. Bu aradada Votkayı yudumluyordum. Bir bardak daha doldurup verdi, onu da içtikten sonra heyecanım gitmiş, heryerimi ateş basmaya başlamıştı. Fevzi elimdeki bardağı alıp kenarı koydu ve yanıma yaklaşıp, dudaklarımı öpmeye başladı. Ben de karşılık veriyordum. Badymin üzerinden göğüslerimi okşuyordu. Boynumu falan öperken, Badymi yukarı sıyırıp çıkarttı. Sonrada südyenimi çıkarıp, “Off şu göğüslere bak!” diyerek göğüslerimi öpmeye, yalamaya başladı. Ben de kafasını tutup, saçlarını okşuyordum. Bir yandan da kotumun düğmelerini açmıştı, sonra ayağa kalkıp kotumla külodumu sıyırıp çıkardı. Kendisi diz çöküp, beni koltuğa oturttu. Bacaklarımı ayırıp, başını bacakarama gömdü, iştahlı bir şekilde amımı yalıyordu. Ben artık zevkten inliyor ve kocamın ne zamandır amımı yalamadığını düşünüyordum. Fevzi sonra ayağa kalkıp, bir çırpıda kendi de soyundu. Yarrağına baktığımda oldukça kalın bir yarraktı. Önüme gelip dikildi, ben de hemen doğrulup yarrağını yalamaya başladım. Fevzi de saçlarımı okşuyordu. Sonra tutup beni kaldırdı, çekyatı açıp yatırdı, kendi de bacaklarımın arasına yerleşip üzerime uzandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Yarrağını amımda hissettiğimde öpmeyi bıraktı ve içime ittirmeye başladı. Nefesimi tutmuş halde Fevzi’nin gözlerine bakıyordum. Yarısını falan soktu ve “Off harika! Daracık amın varmış!” dedi ve birden yüklendi. O anda ben bir, “Ahhhhh!” çektim. Fevzi ise hemen sokup çıkarmaya başladı. İnlemeye başlamıştım, bir yandanda kocam gibi hemen boşalacak mı diye merak ediyordum. Fevzi bir yandan sikiyor, bir yandan da dudaklarımı, boynumu falan öpüyordu. Müthiş zevk alıyordum. Sonra içimden çıktı, pozisyon değiştirdik, kendi sırtüstü yattı, ben de yarrağının üzerine oturup zıplamaya başladım. Bir müddet sonra ben orgazm olup boşaldım. Ama hayatım boyunca böyle şiddetli boşalmamıştım. Yarrağın üzerinde oturup kalmıştım. Fevzi beni üzerinden indirip, hemen domalttı, arkadan amıma girip hızla sikmeye başladı. Daha yeni olduğum orgazmın etkisi geçmeden yeniden orgazm olmak üzereydim. “Hadi devam et, sik beni, harikasın Fevzi, becer beni!” gibi sözler söylüyordum. Ben boşalıp çekyatın üzerine yüzüstü uzandım, Fevzi de üzerime uzanıp halen pompalıyordu. Sonra beni yan yatırdı, tek bacağımı havaya kaldırıp, öbür bacağımın üstüne oturdu ve o pozisyonda amıma yarrağını gömüp sikmeye başladı. Ben resmen orgazm üstüne orgazm olup, zevk denizinde yüzüyordum. Bir müddet sonra bacağımı indirdi ve beni tekrar sırtüstü yatırıp bacak arama girdi, amıma girip o kadar süratli gidip gelmeye başladı ki, herhalde o da boşalmak üzereydi. Bacaklarımı beline doladım. “Sik beni aşkım, sik beni erkeğim!” diye inliyordum. Fevzi kasılarak içime döllerini fışkırtmaya başlamıştı. Aslında içime boşalmasını istemiyordum, ama aldığım zevkten söyleyemedim bunu ona. Fevzi’nin boşalması bitmiş, üzerime uzanmıştı, yarrağı halen içimdeydi ve sertliğinden birşey kaybetmemişti. Fevzi sonra doğrulup tekrar sokup çıkarmaya başladı. Ben şaşkın şaşkın bakarak, “Napıyorsun, boşalmadın mı sen?” dedim. Fevzi de, “Dur bakalım yavrum, daha yeni başladık!” diyerek dudaklarıma yapıştı, aynı zamanda da amıma pompalamaya devam etti. Hayran kalmıştım Fevzi’ye, kendi kendime (Keşke kocam da böyle sikseydi!) dedim. O gün aralıklarla Fevzi beni üç posta daha sikti. Gece eve taksiyle döndüğümde hemen geceliğimi giyip yatağa girdim. Yaşadığım müthiş geceyi düşünürken uyuyup kalmışım. Sabah kocam eve geldiğinde, ben yorgunluktan yerimden kalkamadım. Kocam pijamalarını giyip yatağa gelerek, “Ne oldu aşkım, neyin var?” diye sordu. Ben de rahatsız olduğumu söyledim. “Aman kendine dikkat et, şu aralar Grip salgını var ortalıkta!” diyerek yanıma yattı ve uykuya daldı. İçimden (Sen zaten başka birşey bilmezsin ki!) diyerek, ben de ona arkamı dönüp uyudum. Ama neyseki sikicimi bulmuştum, iki günde bir gidip her pozisyonda kendimi siktiriyorum.

Sevgilim beni Nasıl Cuck Yaptı – 2

Sevgilim benden ayrıldıktan sonraki sekslerini o geceden sonra da ara ara anlatmaya devam etti. Ama özellikle bir geceyi hiç unutmuyorum.

Eve sarhoş gelmiş, dışarıda birbirimizi durmadan azdırmıştık. Dışarıda kulağıma “Sikilmek istiyorum” gibi şeyler söylüyor, arada da dekoltesinden memelerini olabildiğince açıyor, yalamayı çok sevdiğim memelerini başkalarına da sergilemiş oluyordu. Takside bile rahat durmuyor, bana mesaj atıp yanımda adeta sexting yapıyordu.

Eve girer girmez sevişmeye başladık ama sanırım alkolün de etkisi ile ben bir türlü sertleşemedim. Çisem çok istekliydi, bir yandan amını yalıyor, bir yandan da sikimi kaldırmaya çalışıyordum.

“Ben bunun nasıl kalkacağını biliyorum” dedi. Sikime dokundu: “Bu ne istiyor biliyor musun, bu ama giren başka bir siki dinlemek istiyor”… Bundan zevk aldığımı biliyordu, hayır diyemezdim. “Ama onun siki zaten hep hazır oluyordu, ben istediğimde çok sert olurdu hep, hemen girerdi” diye devam etti. Bu söz vücudumda bir ateş gibi yayıldı. Gülerek anlatmaya devam etti:

“Sikinin kalkmadığı hiç olmadı biliyor musun, hep sikmek istiyordu beni. Çok geç boşaldığı için de sevgilini çok uzun süre sikiyordu, yoruluyordum. Bir gece çok azıp evine gitmiştim. Ev arkadaşı da vardı ama hemen odasına girdik, çünkü sadece kendimi siktirmek için gitmiştim. Sesimizi duymuştur arkadaşı da, sevgilinin bir orospu olduğunu başkaları da biliyor.”

Sikim sertleşmişti. Sıkıca kavradı.

– Hoşuna gidiyor di mi sevgilinin orospu olduğunu duymak
– Evet senin böyle biri olmanı çok seviyorum. Bunu başkalarının bilmesi, onları azdırman ama benim olman çok güzel.
– Çok şanslıyım seninle bunları konuşabildiğim için. Çok güzel. Çok eğleniyoruz. Kendimi çok özgür hissediyorum. Başka bir sike nasıl dokunduğumu, altında nasıl orospu gibi yattığımı, bana nasıl hayran hayran baktığını hatırlıyorum, bunu şimdi sana anlatıyorum. Çok iyi hissediyorum.
– Çok iyisin aşkım

Artık içindeydim. Bacaklarını belime sarmıştı, üstünde gidip geliyordum. O hala eski sevgilisinden bahsediyordu.

– Birkaç kez içime boşaldı biliyor musun. Döllerinin sıcak sıcak içimden akışını hissettim.
– Offf
– Keşke içimdeyken çektiğim fotoğrafları silmeseydim. Amımda başka bir sik görürdün.
– Kudururdum
– Kudurdun zaten ahh yavaş sik aşkım sakin ol, anlattıkça hızlanıyorsun
– Sen yaptın böyle
– Bu gece sen de onun gibi içime boşal. Onun dölleri gibi taşsın dışarı

Bunları duyunca daha fazla dayanamadım ve sikim zonklayarak dölleri içine bıraktı. Yine boşaldıktan sonra “Neler konuşuyoruz biz” diye düşündüm ama çok zevk almıştık. Sarılıp öyle durduk bir süre.

Bir Küçük Polisiye Meselesi-2

pavyonda sarki soyluyordu sibel. Onunla kafamin bozuk oldugu bi aksam orda tanismistik. Tefecinin birinden borc almis, sonrasinda tefeci elindeki senetleri pavyon sahibine satmis, tabi borç 10 ise bunlar 100 yapmis kizi tepe tepe kullanmaya baslamislar, sahneye cikmak istemeyince bi guzel dayak atmislar kızcağıza, defalarca polise gitmis ama bi sonuc alamamis, sonrasinda es dost vasitasiyla bana ulasti. Onu gordugumde sasirmistim hep sahnede gordugum guzel bi kadindi simdi ise yuzu gozu şiş icindeydi. Onu o halde gorunce dayanamadim. Bizim yarma sadiyi de aldim yanima bastik bunlarin mekanını sadiyi goren zaten bikac adim geri atiyordu. Sahi size bahsetmedim, sadi 25 yasinda 2.11 boyunda 130 kilo civarinda kel kafali iri yari kuvvetli bi cocuktu. Kel karizmasida yok degildi, yakisikli bi cocuktu. Beni cok severdi hala da sever. Hem onunla hem zeyneple karsilikli sonsuz guvenimiz vardir, neyse cok uzatmayayim. Mekani bastik, mekanin sahibi kara murat lakapli bi serseri. Kara murat filmlerinden cok etkilenmis ismi de murat olunca basina kara lakabini eklemiş. Halbuki adam esmer falan degil. Soranlara da rengim degil gözüm kara dermis. Once tatli dille niyetimizi belirttik sibelin senetlerini vermesini zaten borcunun kat kat fazlasini odedigini, isi yokusa sürmemesini soyledik. Tabi murat orali olmadi.

M: Bana borcu var borcunu odesin istedigi zaman gidebilir

B: sadi not al oglum, bundan sonra her aksam burasi kalabalik oldugu zaman baskin yapin. Her müşterinin ve calisanlarin gbt sine bakin. Bu mekanin uzerinden gozunuzu ayirmayin. En ufak bi kusurunu yakaladiginizda, kilit vurun, ha bide yarin unutmadan bizim hakani arayalim maliyedeki adamlarını buraya gondersin herseyi didik didik etsinler.

M: aman amirim isteyen istedigi zaman gelsin evtaklarimiza baksinlar, biz vatanını milletini seven insanlariz, lakin hergun gbt mi olur. Müşteriler kacar burdan gelmezler bi daha

S: kes lan, sorsan herkes vatan millet asigi. Sizin gibi vatan sever olmaz olsun.

B: hadi sadi gidelim biz.

M: durun amirim bi orta yol bulabiliriz. Siz senetmi demistiniz, hemen amirim. Bizim polislere saygimiz sonsuz.

Cekmecenin icinden bi dosya cikardi icinden sibele ait senetleri cikarip eksiksiz teslim etti. Senetleri alip ayrildik oradan. Sadiye ertesi gun genis bi ekiple buraya baskin yapmasini tum calisan kadinlarla konusmalarini Sibel in durumunda olanlar varsa yardimci olmalarını soyledim. Bi cok calisan kadin olmasına ragmen sadece 2 kisi vardı. Onlarda oradan ayrilmak istediklerini sikayetci olmadiklerini soylediler. Murattan korkuyorlardi. Sonrasinda sibeli duzgun bi pavyonda ise soktum. Yine sarkj soyluyor fakat konsa cikmiyordu. Velhasil sibelle tanisikligimiz o gunlere dayanir.

B: sana da merhaba.

S: neden aramiyosun beni?

B: neden arayayim seni?

Sibel konusmadan iceri gecip koltuğun birine oturup sigarasini yakmisti bile.

S: bilmem ararsin sanmistim.

B: sibel bizim senle aramizda bişey yok bunu anla artik. Bi sefer sevistik diye sevgili olamayiz. Koskocaman insanlariz.

S: oylemi, kac sefer sevisirsek sevgili oluruz peki.

B: hic bizaman olmayiz. Hem baskasini sevdigimi biliyosun.

S: ya sacmalama kadin evli, ayrica senin alt komsun.

B: ne evlisi be kocasi aylar once kacmis gitmis. Ne bi haber var ne bisey. Hem sanane bundan

S: senin iyiligini dusunuyorum daha sonra uzulme diye

B: sanane. Sana giren cikan varmı. Sal beni kizim rahat bırak

S: off tamam be seni dusunende kabahat.

B: hem sen neden geldin?

Sibel sinirlenmisti çantasını alarak kapiya dogru yoneldi. Kolundan tuttum.

B: dur ,ozur dilerim yanlis anladin. “Neden geldin” derken bi sorun yoktur ins. Demek istedim.

Sibel yumusamisti, tekrar kalktigi yere oturdu. Kultablasindan sigarasini aldi derin bi nefes cekti.

S: bisey yok sadece seni gormek istedim, biraz laflariz diye dusundun eve gitmek zor geldi. Dolapta bira var mi?

B: var az once aldim, bi tanede bana acarmisin.

Sibel mutfaga gitti dolaptan bi biraları aldi, soylene soylene geldi.

B: noldu ne soyleniyon yine

S: bisi soylenmiyorum yine bud almissin

B: seviyorum ki aliyorum. Sen begenmedin galiba.

S: bilmem karar veremedim sadece, bazen cok hosuma gidiyo bazen cok asitli geliyo agiz tadima gore farklilik gosteriyo.

B: bud guzeldir. İc iste.

S: yine acmissin bu sacma sapan tartisma programlari.

B: sen beni darlamayami geldin buraya.

S: bilmem, oyle mi yapiyorum

B: evet oyle yapiyosun.

S: baska bisey yapiyim istersen.

Sibel son cumlesinde ses tonunu degistirmisti. Yanima sokulup, boynumdan opmeye basladi. Her nekadar dilimde “yapma” sozcugu ciksada tum bedenimle devam etmesini istiyordum. Onumde diz cokup fermuarimi acti. Pantolonumu indirmeden sikimi cikarip sakso cekmeye basladi. Sibelin platin sarisi saclari, dolgu yaptirilmis dudaklari ve silikonlu gogusleri vardi. Begenmedigi yerlerini yaptirmaya cekinmiyordu. cok guzel sakso cekerdi. Her defasinda bu konuda cok iddiali oldugunu soylerdi. Gercektende oyleydi. Hayatim boyunca bana en cok zevk veren saksoyu sibel cekmistir. Nasil yapiyor bilmiyorum ama adeta ruhumu bedenimden cekip cikariyor elim ayagim boşalıyordu. O da buna karsi koyamadigimi bildiginden, sevismek istemedigimi soyledigimde direk sikime yonelir sakso cekerdi. Yine ayni seyi yapiyordu. Diliyle sikimin uzerinde yalayarak karnima, gogsume, boynuma en son dudaklarima yapisip opmeye basladi. bunu yaparken kucagima oturmus, kalcalarini sikimi surtuyordu. Ben ise elbisesinin altindan ellerimle kalcalarini avuclayip ikiye ayirarak yoguruyordum. Sonrasinda bir elimle kulotunu kenara cekip diger elimin orta parmagini got deligine soktum. parmağımi hic cikarmadan yogurmaya devam ediyordum. Sibel bi cirpida elbisesini cikardi, sutyeninin kopcalarini acip silikonlu memelerini agzima yapistirdi. Bunu yaparken eliyle alttan sikimi sivazliyordu. Elini tukurukleyip amini islatti ardindan kulotunu tamamen kenara cekip sikimi icine aldi. Bunu yapar yapmaz hoyratça kucagimda ziplamaya basladi. Bi sure bu sekilde sikistik fakat ben pek rahat değildim pantolonumu hala cikarmamistim ve bu beni rahatsiz ediyordu. Sibeli uzerimden kaldirip ayakta domalttim. Hizlica pantolonumu cikardim sibelin uzerinde kalan son camasirida cikarip kenara attim. Arkasinda diz coktum, simsiki kalcalarini elimle yogurup alttan amcigini dilledim, klistorisini vakumladikca sibel kalcasina basima daha cok bastiriyor kendinden geciyordu. Biraz yukari cikip ellerimle gotunun iki yanagini ayirarak got deligini ortaya cikardim. Got deliğini de guzelce yalayip dilimi icine sokarak sikmeye basladim. Bu sirada kendini oksayan sibel sarsilarak bosalmisti. Ayagi kalkip Hizlica icine girip pompalamaya basladim. Bi sure bu sekilde siktikten sonra sibeli bana dogru cevirip sirtini duvara dayadim, sibel bana sarilip bir bacagini belime doladi o sekilde sikimi amcigina sokup git gellere basladim. Sibelle yuzyuze birbirimize bakiyorduk, ikimizde zevkten ucuyorduk.

S: bebegim sik orospunu mahvet beni immhh cok guzel!!!

Boşalmak uzereydim, sibelin platin saçlarini kavrayim ayaga kaldırdım ikimizde dikey pozisyondaydik o pozisyonda sikmeye devam ediyordum. İcinden cikip sibeli arkasini dondurup domalttim kalcasina ve beline dogru bosaldim. Kendimi koltuga biraktim. Sibel de yanima oturup başini gogsume koydu. Bi sure o sekilde oturduk…

Kayısı Kentli

Merhaba değerli arkadaşlar .ismim Yusuf üniversite mezunuyum fakat işsizlik sorunu olduğundan geçimimi hamallık yaparak sağlayan birisiyim . ve bir yıldır hayatımda çok büyük değişiklikler oldu bunlardan bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum arkanıza yaslanın ve hikayenin tadını çıkarın . bu anlatacağım olay bundan 2 gün önce yaşandı ….. Sabah erkenden çevreyolunda bulunan işçi pazarına geldim ve iş bekliyordum öyle sıraları bir araç yaklaşıp direk benim yanıma geldi iş olduğunu söyledi sözde evlerinde çevre düzenlemesi yapacaktık konuşup yola koyulduk beni götüren beyin adı ismail bey eve geldiğimizde kapıda bekleyen oldukça çekici bir bayan vardı kısacık minisi yarım transparan tişörtüyle hemen dikkatimi çekmişti önce terasta oturup bir çay içtik buarada daha iyi tanışma fırsatı yakaladım gözlerimi kadının bacaklarından alamıyordum üstümü değişmek için kalkıp içeri geçtim pantolonumu çıkardım o sırada hatice hanım içeri geldi zaten gördüğüm manzara karşısında sikim kazık gibi olmuştu o karşımda gülümseyerek duruyordu hemen iş elbisemi giyip evin arka tarafındaki sarmaşıkları kesmek için bahçeye gittim çalışacağım yer tam yatak odasının penceresinin olduğu yerdi yavaş yavaş çalışıyor bir yandan odanın içini kesiyordum bu sırada Hatice hanım odaya girdi ve soyunmaya başladı tüm vücudu ortadaydı yatağın üstüne uzandı dayanacak gücüm kalmamıştı o sırada ismail bey içeri girdi ve yatağın kenarına oturup bir şeyler konuşmaya başladılar . ismail yerinden kalkıp pencereye yaklaştı ve gülümseyerek yusufcan oradan içerisi nasıl görünüyor istersen gel bide yakından bak Hatice’ye dedi. hemen aşşağı inip doğru içeri gittim. yusuf istersen bir duş al rahatlarsın dedi. banyoya girdim hemen duş alıp çıktım. elbiselerim yoktu. öylece yatak odasına yöneldim yarrağım dimdikti kapıdan içeri girdiğimde ismail yanıma yaklaşıp hadi yusufcan seni izlemek bana büyük zevk verecek Hatice’yi parçala demeye başladı. yatağa yaklaşıp Hatice’nin dudaklarına yapıştım. öyle ateşliydi ki dudaklarımı adeta parçalıyordu yavaşça aşağılara iniyordum amını temizlememiş cmlik kıllı amına gelmiştim bu beni daha da azdırdı yarrağımı Hatice’nin ağzına verdim bende haticenin amını yalamaya başladım ikimizin de ağzı doluydu amının suyu aşağılara kadar iniyordu. ve sonuçta derinbir kasılmayla orgazma ulaştı kafamı bir mengene gibi bacaklarının arasında sıkıyor yarrağımı dibine kadar emiyordu dayanamayıp ağzına boşaldım damlasını bile bırakmadı hemen yarrağımı Hatice’nin amına soktum bu koca yarrağımı taşşaklarıma kadar sokuyordum İsmail beyde karşımıza geçmiş zevkle bizi izliyordu Hatice’yi kucaklayıp İsmail’in kucağına oturtup tekrar ağzına verdim .:İsmail karını kucağında sikiyorum nasıl bir duygu içindesin dedim daha fazlasını istiyorum yusuf daha fazlasını diye inliyordu ismailin ellerini haticenin amına götürüp ayırmasını istedim ve Hatice’nin amını iyce ayırdı tekraramını yalamaya başladım İsmail karısını kendi elleriyle bana sunuyordu bu sırada hatice tekrar tekrar orgazma ulaşıyor ve sonunda dayanamayıpsuratıma işemeye başladı bende o hırsla haticenin bacaklarını kaldırıp yarrağıgötüne verdim altımda kıvranıyor ama kurtulamıyordu.bende bu durumda götüneboşaldım hatice yorgunluktan bitmiş yatağa uzandı.bi an gözüm ismaile takıldıkürdan gibi siki vardı o sırada hatice azgın seni dağıttın beni yaaa hadi bideismailede dersini ver bakalım dedi şaşkın şaşkın bakarak olur dedim ismailyanıma gelip yarrağımı eline aldı ve oynadıktan sonra ağzına aldı bir kaç dakkaböyle devam etti ve haticenin üzerine çıktı ufacık sikiyle sikmeye çalışıyorduhadi yusuf bişeyler yapsana dedi ismailin arkasınada ben geçtim yarrağı basıncaya kadar canı acımaya başladı. bu şekilde trencilik oynamaya başladık ismail hemen boşaldı. bende hızlandım tam boşalıyordum ismail hemen altımdan çıkıp yarrağımı asılmaya başladı haticenin üstüne boşalttırdı. bir süre yattıkve sonra üstümü giyinip eve gittim akşam olmuş hava kararmıştı yatağa yattım ki eşim oldukça sexi bir kıyafetle karşıma geçti ama onunda gönlünü aldım kısaca bir günde 10 kere boşalmışım 2 gün yorgunluktan kendimi topluyamamıştım. mesleğim hamallık ama Malatya’da bir kaç kişi sayesinde popilerolan bir hamalım ve onlarca kişiyle beraberim içinizden çok şanslı biri diyenvardır muhakkak her insanın özel bir yeri vardır diyorum. herkese mutlu ve zevkdolu günler diliyorum

Her Şey CD Takası ile Başladı

İş yerinde masamda oturmuş bos bos bilgisayarı karıştırıyordum yanıma işarkadaşım İsmail gelerek ne o canınmı sıkılıyor murat dedi bende evet İsmail birtürlü vakit gecmiyor dediğim zaman.

İsmail istersen sana porno filim vereyimde seyret dedi. Bende versene dediğimzaman İsmail hemen masasına giderek çekmeceden porto sidiyi alarak geri geldi vebana verdi bende sidiyi bilgisayara koyarak açtım ve seyretmeye başladım filimgurup seksiydi İsmail istersen sende yanıma gelerek seyret dediğim zaman ben onuaksam evde seyrettim muratcıgım sagol diyerek kendi masasına dönerek benifilimle basbasa bıraktı bende filimi sonuna kadar seyrettim fakat berbat birşekilde tahrik olmuştum eve kadar dayanamazdım ne yapayım diyerek hemen tuvaletegiderek tuvalette otuz bir çekerek boşaldım ve yerime döndüm sonrada sidiyibilgisayardan çıkararak İsmail geri verdim ismailde sidiyi geri alırkengülümseyerek nasıldı begendinmi diyince bende çok beğendim harika bir filimmisteşekkür ederim diyerek masama döndüm aksam eve geldiğim zaman anahtarımlakapıyı açarak eve girdim karım hülya mutfakta yemek hazırlıyordu bende mutfağagirdim ve yemek hazırlayan karımın akasına gecerek eteğini yukarıya kaldırarak külotunu aşağı indirdim ve dimdik sikimi çıkararak karımımutfaktaki masaya yatırarak sikmeye başladım ben karımın amında gidip gelirkenkarımda ne oluyor sevgilim diyordu bense azmıs olmanın etkisiyle cevap vermedenkarımın amında gidip geliyordum artık en sonunda karımın amına volkan gibipatlamıstım az sonra karımla beraber yemek yerken bu gün olan biteni oldugu gibianlattım tuvalette otuzbir cektigimi dahi fakat inan sevgilim harika bir filimdidedigim zaman güzeldide neden getirmedin beraber seyrederdik diyince hülyaismaile kasedi aksam için ver diyemedim canım ama yarın senin için alırımdiyerek hülyaya söz verdim ve o gece hülyayla süper sikis yaptık ve yarınsı günişe gittigim zaman hasat haldeydim halimi gören ismail takılarak ne oldu oglumgece besikmi salladın bu halin ne gözlerin kapanıyor diyordu bende siktir itdiyerek ismaili siktir ettim ama az sonra ismail iki cay alarak yanıma geldicaylarımızı içerken ismail hala saka yapıyor ne oglum dün sana bir filim seyrettirdik anlasılan sen azarak bu gece yengeyi hiçuyutmamıssın ama sende bitmissin diye üstüme geliyordu bende ne yapayım bütünibnelik sende gercekten güzel bir filimmis dedigim zaman ismailde tabi güzelolacak evladım o filimi ben sectim sen biliyormusun o filimi evde yengenleseyrederken sabaha kadar hiç durmadan yengeni kac posta siktim ben bilebilmiyorum aksam yengene kasedi sana seyrettirdigimi söyledim oda ne dedibiliyormusun ne dedi diye sorunca bu gece allah karısı hülyaya sabır versinkarının canını almıstır dedi ismail öyle diyince ben gülmeye basladım ve bakismail hülya bu kasedi seyretmek istiyor verirmisin dedigim zaman ismail sidiyi bana verdi ve beline kuvvet evlat dedi

Bende aksam iş yerinden cıkar cıkmaz dogru eve gelerek evde sidiyi dividiyekoyarak hülyayla beraber seyretmeye basladık bir yandan sidiyi seyrediyor biryandanda hülyayla sevisiyorduk hülya filimdeki kadının yaptıgı gibi sikimiagzına alarak emiyorduki ilk postayi hülyanın agzına patlattım ve hülyada tümmenilerimi yutuyordu hülyayla gec vakitlere kadar sikistik durduk.sidiyi ismaile geri iade ederken tesekkür ettim ismailde bir sey degil dedisonrada nasıldı sex hayatında bir seyler degistimi muratcıgım diyince evet ikigecedir ilk günlerdeki gibi doyumsuz sikis ettik ismail dedim oda o zamanistersen elime güzel kaset gecince sana veririm dedi bende iyi olur dedim vemevzuyu kapattık artık hülyayla sex hayatımız yeniden ilk günlerdeki gibicanlanmıstı arada bir ismailin getirdigi sidileri seyrederek sex hayatımızıdahada renklendiriyorduk fakat nedense ismailin bana verdigi sidilerin hepsigurup sex üzerineydi ama önemsemiyordum ismaille ailece görüsüyorduk artıkhanımlarımız cok iyi anlasıyordu aksamları bir araya geliyor beraber aileceyemek yiyor içkiler içiyorduk o aksam gene hep beraber içkilerimizi içmismuhabbet ediyorduk karılarımız bir ara biz bulasıkları yıkıyalım diyerek mutfagagectiler bir ara ismaile güzel filim varmı ismail dedim oda bir tane varki süperoglum hülyayla onu seyrettigin zaman serefsizim bu gece sabaha kadar gılgınlar gibi sikisirsiniz dedi ve yerinden kalkarak bana sidiyi getirdi bendekafamın iyiliginden nasılsa karılar mutfakta sunu dividiye koyda az bakalımdedim ismailde sidiyi dividiye koyarak baslattı ve yerine oturdu birlikte sidiyiseyretmeye basladıgımız zaman bak göreceksin ne kadar harika bir filim bizcananla beraber dün gece bunu seyrettikten sonra sabaha kadar deliler gibisikistik diyordu gercektende filim harikaydı ismaille ben her seyi unutmusfilime dalmıstık ben azmıs bir haldeydim sikim dimdik olmus pantolonumdanfırlıyacak gibiydi bir ara birden aklım basıma gelerek ismail karılar her angelebilir sunu kapatalım derken ne güreyim meger hülyayla canan salonun kapısınadikilmiş arkamızdan onlarda filimi seyrediyorlar ismail dividiyi kapatmıstı amagec kalmıstı canan ismaile sevgilim neden kapattın siz seyrederken bir sey yoktabiz gelincemi oluyor sanki biz birbirimizi bilmiyormuyuz devamlı bir birimizekaset veriyoruz ve bu kasetleri seyrederek sevisiyoruz onun için simdi sunu acta hep beraber seyredelim artık aramızda bunu sorunyapacak kimsemi varki diyince ismail bana bakarak ne dersin diye sorunca ac baridedim bunun üzerine ismail filimi actı

Hülya benim yanıma oturdu cananda ismailin yanına oturdu hep beraber filimiizliyorduk artık filimde iki erkek ve iki kadın gurup sex yapıyorlardı ben zatendeminden beri azmıs bir haldeydim birde hep beraber filimi seyrederken dahadaazmıstım onun için hülya yanıma oturunca ben hülyaya sarılmıs bir halde filimiizlerken bir yandanda hülyanın bacaklarını oksuyordum artık hülyadaheyecanlanmıs bir halde filimi seyrediyordu ben işi ileri getirerek elimihülyanın eteginden yukarılara götürerek elimi kilotunun kenarından amına sokarakhülyanın amını oksuyordum hülya bana yapma falan desede benim devam etmem hosunagidiyordu bu arada ismaillere baktıgım zaman onlarında birbirine sarılmıs birsekilde kendi dünyalarında oldugunu görerek buraya kadar diyerek hülyanın amınıoksamayı bırakarak hülyanın kilotunu ayagından cıkarttım ve sonrada kemerimicözerek pantolonumla kilotumu asagı fora ederek hülyayı kucagıma alarak sikimiamına gömerek sikimin üstünde zıplatıyordum artık hiç bir şey umurumuzda degildi bir ara ismailinde cananı anadan dogma soyarak domaltmışve arkasına gecerek siktigini fark ettim nasıl oldu bilmiyorum ben hiç bir şeydemeden hülyayı sikimin üstünden kaldırarak ayağa kalktım ve pantolonumu tamamençıkararak ismailin domalttığı cananın yanına gittim ve sikimi cananın ağzınaverdim canan hiç itiraz etmeden benim sikimi ağzına alarak emiyordu artıkhülyada bizi seyrediyordu derken hülyada tamamen soyunarak ismailin arkasınagecerek ismaile sarılarak ismailin vucudunu oksuyordu karım ismailin vucudunuoksarken ismailde karısının amında gidip geliyordu cananda kocasının sikiniiçine almıs bir halde benim sikimi yalarken cok mutlu bir haldeydiki ben birdencananın agzına bosalmaya basladım cananda tüm menilerimi yutuyorduki ismaildecananın amına bosalıyordu canansa banamısın demiyor hala benim sikimi yalıyordubu arada ise ismail cananın amından cıkardıgı menili sikini hülyanın agzınavermiş hülyada o siki emzik gibi emiyorduki ismailin sikinin dimdik oldugunu farkettim ismailde bunun üzerine hülyayı üste alarakyere uzanmıs bir sekilde altmıs bir pozisyonunda birbirlerini yalıyorlardı bendesikim yeniden kalkmıs bir halde canandan ayrılarak ismailin üzerindeki hülyanıngötüne sikimi soktum ve hülyayı götünden sikiyordum artık bu sırada ise benhülyayı götünden sikerken ismailde hülyanın amın yalıyordu ben hülyanın götündegirip cıkarken benim tasaklarımda devamlı ismailin agzına vuruyordu ismaildehülyanın amını yalamayı bırakmıs benim tasaklarımı emmeye calısıyordu bu benimdehosuma gittigi için itiraz etmiyordum cananda basımın hizasına gelmis benhülyayı sikerken amını yalatıyordu bana bir yandan karımı götten sikiyordum biryandanda ben karımı sikerken ismail benim tasaklarımı emiyor banda cananın amınıyalıyordum hülyada ismailin sikini emiyordu karmakarısık olmus bir haldeydikartıkki hep beraber aynı anda ben hülyanın götüne bosalıyordum ismail hülyanınagzına bosalıyor cananda benim agzıma bosalıyordu hülyada ismailin agzına bosalıyordu ismailde hülyanın am sularını yutarkenbir yandan hülyanın götünden dısarıya akan menilerimi hülyanın am sularıylaberaber emiyordu artık hep beraber pestil gibi yere serilmiştik birazdinlendikten sonra ben cananı yere yatırarak cananın amının en ücra köselerinibile emerken ismailde hülyayı domaltmıs bir amdan bir götten sikiyordu hülyadakendinden gecmiş bir halde cıglıklar atarak oh oh iyi gecir sevgilim diyorduhülyanın bu lafları beni cıldırtmıstı bende cananın amını yalamayı bırakarakcananı domaltarak cananın amına ve götüne hırslı bir bicimde sikimi sokupcıkarıyordum artık cananda altımda inliyerek bana sevgilim hadi daha hızlıismail beni hiç bir zaman senin gibi sikemedi diyerek atesliyordu bende bukelimelerin üzerine cananı daha cok mutlu etmek için elimden geleni yapıyordumartık bir ara yere yatarak cananı üzerime cıkartarak sikimin üzerindezıplatıyordumki ismail yanımıza gelerek cananı üzerime yatırdı ve benim sikim cananın amındayken oda sikini cananın götüne sokarak cananın götünde gidipgelmeye baslamıstı simdi ismaille beraber cananı aramıza almıs pestil ediyordukcanan aramızda cıglıklar atarak bosalmıstı ve kendini pestil gibi üzerimebırakmıstı ismail hala cananın götünde gidip geliyordu cananın teslim olmasıüzerine ben ismaile kalmasını söyleyince ismail duralıyarak hayrola ben dahabosalmadım diyordu bende bosalmadım ama canan bitti oglum simdi bak canlı olarak bizim sikimizi bekleyen hülyavar hadi onu sikelim dedigim zaman ismail kabul etti ve ismail yere yattıhülyada ismailin sikinin üzerine oturarak ismailin sikini içine alınca bendehülyanın arkasına gecerek sikimi hülyanın götüne sokarak ismaille beraberhülyayı aynı anda sikmeye baslamıstık hülya iki siki içine almanın zevkiyleinliyordu bizde hülyayı deliler gibi sikiyorduk artık ismaille ben aynı andahülyanın amına ve götüne bosalırken hülyada bosalıyordu artık dördümüzdekendimizden gecmis bir halde yorgun yere yıgılmıs dinleniyorken ismail nasılmurat hosuna gittimi dedi bende cok güzel oldu neden daha önce yapmadıkkidiyordum ismailde dogru ama gecte olsa iyi oldu bundan sonra devam ederiz amacok akıllı olmamız lazım bir duyulursa mahvoluruz diyordu bende o zaman bu bizimaramızda kalmalı aramıza hiç kimseyi almamalıyız zaten biz bize yeterizdiyordumki ismail evet kimseyi almıyacagız söz diyerek yanıma gelerek sikimi agzına alarak emmeye baslamıstı ismail sikimi emiyordu ama sikim yorgunluktantam sertlesemiyordu o halde yarım kalkık sikimi emerek ismail beni bir dahabosaltmıs menilerimi yutuyordu anlasılan bu gidisle benim sikecegim bir göt dahaolacaktı bu gün sikimi yalayıp menilerimi yutan biri yarın bu karısıklıkta banagötünüde siktirirdi bende karımı siken bu ibneyide sikmezsem adiyim diye kendimesöz verdim ve zamanı gelince ismail hülyanın amını yalarken bende ismailigötünden deliler gibi siktim.