Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Değişimin Böylesi 19

“Yok yanlış anlamam da hiç denemedim” dedim.“ abi masajı da güzel muamelesi de istemezsen söylersin kadın yollarlar ama masajı gerçekten iyi” dedi. “Tamam” dedim. “ bide olm basılmayayız dimi lan” dedim.” Yok abi kimler geliyor salona bi bilsen” dedi gülerek. Güldüm. “Demek translarla erkeklerle falan da takılıyon ha” dedim. Utandı ama cesurca “abi her tada bakmak lazım sonuçta herkesin kendi tercihi” dedi. İzmirli yönüme vurmaya çalıştı çakal.

Salona girdik. Çalışanların kulağına bişeyler fısıldadı. Sonra yanıma gelip sessizce “abi ben kadın alıyorum sen transı okey değil mi? İstemezsen transı bana yollarsın kadını da sana yollarım” dedi. “Yav aslında yan yana yapabiliyorlarsa o da olur benim için sıkıntı olmaz” dedim. “Abi yaparlar ama çok para isterler” dedi. “Ne kadar?”” “Nerden baksan bi 5 bin liramız gider totalde ikimize” dedi. “Lan olm ben de bişey dicen zannettim. Sıkıntı yok bana uyar” dedim. Baktım kıvranıyor “sende bendensin” dedim. “Olmaz abi öyle şey” falan derken zorla ikna ettim bi dahaki sefere sen verirsin falan diyerek. Artık neyle karşılaşacağımı bildiğim için yavaş yavaş heyecan basmış terlemeya başlamıştım. Bize bi salon gösterdiler. “Buyrun. Soyunup hazırlanabilirsiniz” dediler.

Değişimin Böylesi 18

Saat 20.30 gibi Hasan çoktan ikna olmuş tatlısını yiyordu. Yemek masasında biz de bilgisayarına algoritmayı yükledik. Memnun bir şekilde ayrıldık. “Saat geç oldu gerisine yarın bakarız” dedi Arda. “Dur bakalım bi arayalım” dedim. “Bu saatte insanlar rahatsız edilmez” dedi bilmiş bir tavırla. “Bak Ardacım bu insanlar paradan para kazanıyor. Bunun için gerekirse sabaha kadar uyumazlar” dedim. “Kimi arıyoruz deniz bey mi” dedim. “Evet” dedi Arda. Ve telefonu çevirdim. Telefonu bir bayan açtı. “Merhaba Deniz Hanım” dedim bozuntuya vermeyerek. Kendimi tanıttım ve müsaitseniz size Ankaranın en güzel yerinde bir kahve ısmarlamak ayrıca da algoritmayı göstermek isteriz”dedim. Kadının sesinden dominant olduğu belliydi. “Kaldığım otelin lobisinde yarım saat sonra görüşelim” dedi. Otele geçtik. Lobide beklemeye başladık. Ben yine aynı taktikle kimle görüşeceğimi araştırmıştım. Kadın geldiğinde gayet sert mizaçlı birini gördüm. Yalnız dikkatimi çekti kadın Ardadan gözlerini alamıyordu. Bi süre konuştuk. Ardaya da sorular soruyordu. Algoritmayı beğenmek ile beğenmemek arasındaydı. Kadın daha çok malınızı alırım ama bu gece birinizi de alırım der gibiydi. Bu kişi ise kesinlikle ben değildim. Ardaya gözünü dikmişti. Bi süre sonra izin isteyip kalktı. Lavaboya gitmişti. Ardaya döndüm. “Bak dostum bu gecenin müşterisini de kapmak istiyosak kesinlikle bu kadını götürmelisin. Kadın seni yiyecek gibi bakıyor. Bu kadını sikersen en ballı müşterimiz bu olur” dedim. “Saçmalama ben yapamam” dedi. “Ben sana ortamı hazırlıyacağım gerisi sende” diyerek kestirip attım. Daha Arda bişey söylemeden kadın gelmişti bile. “Deniz Hanım bakın şöyle yapalım. Sizin bilgisayarınıza algoritmayı kuralım. Siz inceleyin ve deneyin beğenirseniz şirkete de kurarız” dedim. “Ortağım Arda Bey bilgisayarınızı kurma işini halleder” dedim.

Kadın “ama bilgisayarım şu an odamda. Ben siz kendi bilgisayarınızdan gösterirsiniz diye düşünerek getirmedim”dedi. “Hiç sorun değil. Sizin için de sıkıntı yok ise odanıza çıkıp bilgisayarınıza kuralım” dedim. “Tabi sıkıntı yok gidelim o zaman” dedi. Kalkıp asansöre doğru yürürken telefon gelmiş gibi numara yaptım. Deniz hanımdan uzaklaşıp konuşuyor numarası yaptım. Döndüm ve “sizden af diliyorum acil bir aksama olmuş şirkette. Arda Bey sizinle ilgilense olur mu?” Dedim. Kadın Ardayı keserek “memnun olurum” dedi. Ardaya kafamla selam verip çıktım. Taksi çağırdım ve güle güle eve kadar gittim. Saat 10 olmuştu. Site kapısına gelince güvenlikçi çocuk aklıma geldi. Aradım. “Merhaba Taner abi”diyerek açtı. “Dostum kusura bakma anca işler bitti. Mesain yoksa hadi gidelim” dedim. “Abi daha konuşamadık bile. Hemen mi gitmek istiyorsun?”Dedi. “Yav konuşulacak neyi var ki gidecez masaj yaptırcaz. Sen konum at alayım seni “ dedim. “Abi çok yakınım sen ana caddeden gel ben yol kenarında olucam. 1 km” dedi. Yola çıkıp güvenlikçi çocuğu aldım.

“Abi dur hele kenarda nasıl bir şey istiyorsun anlat bakayım” dedi. “Olm nasıl bişeyimi var işte masaj” dedim. “Abi sen bilmiyorsun burda her türlü ortam var” dedi. “Nasıl yani” dedim. “Abi uzakdoğulusu var rusu gürcüsü var, masaj yapanı, boşaltanı, full penatrasyonu hatta isteğe göre trans ve erkeği bile var” dedi. “Oha” diyebildim sadece. “Gerçekten mi lan? Yuh” dedim. “Abi meşrebine göre” dedi. “Sen hangisini tercih ediyorsun”dedim. “Abi bana bakma sen” dedi. “Neden lan?””Abi bende her numara var. Benim libidom yüksek ben her ortama girerim” dedi. “En son hangisinden memnun kaldın ona gideyim”dedim. “Şey” dedi çekinerek. “Abi yanlış anlama ama takıntıların yoksa transı öneririm”dedi.

Değişimin Böylesi 17

Sabah erkenden uyandım. Güzel bir duş aldım. Saat 8 olmadan evden çıktım. Kapıdaki güvenlik çocuk ile tekrar karşılaştık. Daha mesai bitmemişti anlaşılan. “Günaydın efendim” dedi. “Dostum bırak bu efendim işlerini illa bişey diyeceksen Taner de Taner Bey de ne bileyim abi de” dedim. “Peki efendim” dedi. Güldüm. O da güldü. “Sen şimdi bana tel numaranı ver bakayım şu masaj salonu işini konuşalım seninle” dedim. Tabiki diyerek söyledi numarasını. Kaydettim. “Sen şimdi uyursun eve gidince akşam üstü ararım ben seni” dedim. “Tamam abi” dedi bu sefer. “Ha şöyle. Görüşürüz” diyerek ayrıldım.

İşyerine vardığımda Arda oturmuş harıl harıl bilgisayarda işlem yapıyordu. “Naber Arda?” Diyerek selam çaktım. “Hoşgeldin günaydın. Planlama yapıyorum” dedi. “Planlama mı?” “Evet planlama” derken yüzüme garip garip baktı. Elinden kağıdı aldım. “Demek bugün 6 yere uğramamız gerekiyor” dedim. “Totalde 8 yere gideceğiz ve 2 gün zamanımız var yarın gideceklerimizde işlemler uzun o yüzden bugün kısaları bitirelim istedim” dedi. Arda benim çok hızlı çalıştığımı eğer gerçekten işe eğilirsem bunların tamamını yarım günde halledebileceğimi bilmiyordu. Benim olayım esasında müşteriyi bağlamaktı. Algoritma mükemmel çalışıyordu ve bununla ilgili bir sıkıntı yoktu. Finans şirketlerini bağlamaktı esas olay. “Peki Arda niye bekliyoruz çıkalım yola” dedim. İlk gittiğimiz yerde asık suratlarla karşılaştık. Adamlar bi an önce işi bitirmemizi bekliyordu ben ise yıkama yağlama yapıyordum. Bi süre sonra dilimle tavladım adamları ve algoritmayı kurduktan sonra bizi yemeğe çıkarmak istediler. “Nazik davetiniz için teşekkür ederim ama ortağımla bugün bitirmemiz gereken bi sürü iş var” diyerek geri çevirdim. Ama alacağımız olsun demeyi de ihmal etmedim. Arda ağzını açmış resmen beni izliyordu. O kızgın suratlar gitmiş yerine neşeli patronlarla oturmak onu şaşırtmıştı. Arabaya bindiğimizde nasıl yaptığımı sordu. “Ardacım al sana hayat dersi ürününe güveniyorsan onu nasıl pazarladığın önemlidir ürün değil. Bizim ürünümüz mükemmel. Yapmamız gereken şirketleri etkilemek” dedim. “Haklısın” diyebildi sadece. Günü böyle 3 şirketi gezerek tamamladık. Zamanında yetiştiremeyeceğiz diye söylenip durdu. Merak etme gece de çalışırız hallederiz diyerek ikna ettim. Hemen telefonu elime alıp yeni gideceğimiz şirketi ayarladım. “Sizlerle akşam yemeğinde hem ürünümüzü göstermeyi hem de tanışma şerefine nail olmayı isterim. Adınızı çok duydum Hasan Bey” dedim. “Hıhı hıhı. ben bilmiyorum ancak ortağım kesin biliyordur. 1 saat sonra sizlerle orada görüşürüz” diyerek telefonu kapattım. Arda etkilenmiş bir şekilde bana bakıyordu. Ben ise hemen internete girmiş Hasan Beyin kim olduğunu kime benzediğini inceledim. “Adam restorana geldiğinde direkt tanıyor gibi davranmak hep iyi imaj bırakır “ dedim Ardaya. Ve ekledim “Hasan Beyi sen etkileyeceksin.” “Ben Ben yapamayabilirim” diye geveledi. “Oğlum kendine gel. Bir şirkette üst düzey çalışıyorsun. Bu işler böyledir. Sadece en iyi olduğun şeyi anlatacaksın rahat ol. Adamı etkilemeyi bana bırak” dedim. Reetorana geçtik. Beklerken Ardayı açmak için sorular soruyordum. En mahrem konular utangaçlığı üstünden çabuk atması için en iyi konulardı. Sevgilin varmı? Kadınlarla birlikte oldun mu? Sorularına hep hayır cevabını verdi. “Erkeklerle birlikte oldun mu” diye sorunca bi an duraksadı ve tam cevap verecekken Hasanın restorandan içeri girdiğini gören ben lafı ağzına tıkıp “Hasan Bey geldi” dedim.

Değişimin Böylesi 16

“Duşa girebilirmiyim” dedim. “Birlikte girmeye ne dersin” dedi. “Bayılırım” dedim. Hala kucağımdayken kalktım kalçalarından tutmuştum. O da boynuma sarılmıştı. Banyoya ilerledik. Gülüşmeler eşliğinde yere indirdim onu. Duşa girdi. Hemen suyu ayarlamaya başladı. Ben ise aynadan kendime baktım. Su hazır olmuşken aynaya bakarak dalmış olan bana “yakışıklısın yakışıklı merak etme” dedi. Ona döndüm ve suya girdim hemen boynuma sarıldı ve dudaklarıma yapıştı. Onu duvara yasladım. Çok istekli bir şekilde dudaklarımı resmen yiyiyordu. Eliyle de aletimle oynuyordu. Anlaşılan banyoda da bi boşalma yaşayacaktık. Aletim yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı. Yere diz çöküp ağzına almaya başladı. Ben hareketsiz bekliyordum o ise emiyordu. Birden aklıma geldi bacaklarımından birini havaya kaldırıp duvara yasladım. Ve gırtlağına sokmak için ağzını zorlamaya başladım. Kafasını oynatıyor taşaklarıma çekiyor ve her yerimi yalatıyordum. Şimdi kafasını daha aşağı itmeye başladım. Amacım deliğimi de yalamasıydı. Dilini gezdiriyor ama deliğime yaklaşmıyordu. Kafasını yüzüme çevirip yala dedim. Garipsemiş şekilde baktı ama itiraz etmedi. Tekrar kafasını deliğime ittim. O da dilini deliğime geçirmeye başladı. Bi süre yalattıktan sonra iyice tavan yapmış azgınlığım ile bunu kaldırdım. Bir bacağımı omuzuma kadar çektim diğer bacağı ise havada kolumun üstündeydi. Ve duvara yaslamıştım onu. Deliğine yarağımı kökledim. Ağzından derin bir inleme çıktı. Çok azmıştım. Kökleyerek sert şekilde içine girip çıkıyordum. Artık banyoda resmen çığlık atıyordu. “Geliyorum” dedim. “Ben de” dedi ve demesiyle birlikte kasıldı. Penisimi sıkan vajinasından çıkardım ve klitorisine boşaldım. Suyun etkisiyle bacaklarından akıp gidiyordu. Sesi kesik bir şekilde müthişsin dedi. Nefes nefese kalmıştık. Öpücükler eşliğinde banyo yaptık. Sonra da çıktık. “Giyinip artık gitmem gerek” dedim. “Kal işte burda” dedi. “Kalamam” dedim. “Evli falan değilsin değil mi?” Diye sordu. Yüksek sesli bir kahkaha attım. Anlamıştı saçmaladığının. Hadi görüşürüz diyerek çıktım.

Siteye geldim. Kapıdaki güvenlik çocukla karşılaştık. “Nasıl alışabildiniz mi” diye sordu. “Alışıyorum. Şu yorgunluğu bir atayım da gerisi kolay” dedim. Masaja gitmem lazım diye kendi kendime konuşuyordum. “Efendim yanlış anlamazsanız bazı masaj salonları biliyorum.” dedi. “Neden yanlış anlayayım ki?” “Bilirsiniz bazı yerler vardır masaj salonu adı altında değişik işler yaparlar.Bazı insanlar bunu kötü algılayabilir” dedi. Gülerek. “Aslında bana ikisinden de lazım” dedim. Gülümsedi. “İstediğiniz zaman size bir yer önerebilirim” dedi. Teşekkür ederim diyerek yanından gaza bastım. Eve girip uzandım. Telefon ile oynarken Arda aklıma geldi. Bu çocuk tam bir kapalı kutu. Bunla nasıl çalışacağım ben diye düşünüyordum ki aklıma bi akşam uzun bir iş olduğunda bunu bana çağırıp iyice bir açmak geldi. 1 yıl bu soğuk nevale çekilmezdi ya. Bu düşüncelerle uyuyakalmışım.

Değişimin böylesi 15

Kahveleri içerken bile birbirimizi gözlerimizle yiyiyorduk. Bitince hemen kalktık. Yakınlarda bir restorana geçtik. Yemekler yendi o sırada birbirimizi bayağı tanıdık. Selen öğretmenmiş. Okulların kapanmasına çok az blr zaman kalmış. Ailesi antalyadaymış. Tatil girince onların yanına gideceğini söyledi. Yazın da tayin isteyecekmiş. Ankara da çok anı biriktirmiş. Bu da güzel bir anı olarak kalsın istemiş. Bu yüzden beni terslememiş falan filan. Yemekler yendi ve kalktık. Taksi çağıracakken onu durdurdum. Aracımın ilerde otoparkta olduğunu söyledim. Birlikte araca yürüdük. “Sana mı gidelim bana mı” dedim. “Sen daha dün yeni gelmişsin. Yerleşmemişsindir bile”dedi. Haklıydı. Ona geçtik. Evine girince oturma odasına buyur etti. “Üstümü değiştirip geliyorum” dedi. “Değiştirmene gerek yok zaten çıkarıcam” dedim. Gülümsedi ve dudaklarıma yapıştı. Orda soymaya başladım onu. Küçük göğüsleri avcumun içindeydi artık. Askısını indirip sütyenini bi hamlede çıkardım. O da benim gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. Açtıktan sonra beni koltuğa itti. Dizlerinin üstüne çöküp kemerimi açmaya başladı. Pantolonumu indirdi yavaşça. Aletimi baksırın üstünden eline aldı. “Wow çok kalın” dedi. “Biraz öyle” diyip tekrar dudaklarını yapıştım. Öpücüklerden sonra yine arkama yaslandım ve aletimi çıkarmasını bekledim. Elinde kocaman duruyordu. Kız minyondu biraz. Yavaşça ağzına almaya başladı. Kazık gibi olmuş aletimi gırtlağına değecek kadar ağzına alıyor öğürüp çıkarıyordu. Bi süre yaladıktan sonra onu kaldırdım. Ve şortunu çıkardım. Altında tanga vardı. Tangayı görmek beni daha da azdırdı. Kalçalarından tutup kendime çektim. Koltukta iyice aşağı doğru kayıp üstüme gelmesini sağladım. Şimdi vajinası tam önümdeydi. Gayet temiz ve bakımlıydı. Hemen vajinasını emmeye başladım. Zevkten saçlarımı sıkıyor kafamı okşuyordu. Derken bir hışımla dönüp vajinasını önüme tekrar getirdi. Ama bu sefer kendi de penisimi yalayabiliyordu. Şimdi daha iyi sakso çekiyordu. Bi süre sonra yorulmuş olacakki arkası bana dönük bir şekilde yavaşça penisimin üstüne oturdu. Senkronize bir şekilde zıplamaya başladı. Kendinden geçmişti resmen ben sırtını okşarken kendini bana iyice yaslamış bir şekilde giriş çıkışa devam ediyordu.

Şimdi inlemeleri artmıştı ve kasılarak boşaldı. Hemen içinden çıkardım ve doggy pozisyonuna geçtim. Saçlarını sanki bir ata biniyormuş gibi tutmuştum. Her sert girişimde taşaklarım kalçalarına vuruyor ve şlap şlap sesleri çıkıyordu. O pozisyonda biraz siktikten sonra bacak omuz yaptık. Gözlerini gözlerimden ayırmıyor sikilirken bile beni etkilemeye çalışıyordu. Artık yavaş yavaş ben de orgazmın doruklarına ilerliyordum. Gitgide hızlandım artık sona gelmiştim. “Geliyorum” dedim. “Sakın içime boşalma göğüslerime boşal” dedi.

Bir hışımla içinden çıktım. Hemen önümde diz çöküp memelerini birleştirdi. Ben ise yüzüne doğru nişan almıştım. Derken sıktığım penisimi bıraktım tazyikli bir şekilde yüzüne attırdım. Ağzını açtı ikinci fışkırma ağzına girdi daha sonrası ise fışkırmadığı için penisimin ucundan memelerine damladı. Dudaklarında hala spermlerim varken dudaklarına yapıştım. Bi kaç saniyelik emme ve öpüşmeden sonra dudaklarını bıraktım. Kafasını penisime bastırdım. Şimdi tekrar sakso çekiyordu. Bi eliyle de taşaklarımla oynuyordu. Çok keyifliydi. Derken penisim indi ve ben de koltuğa çöktüm. Aletimin içine almadan yüzünde ve göğüslerindeki döllerle kucağıma oturdu sürtünüyordu ve deli gibi öpüşüyorduk.

Değişimin Böylesi 14

Günü etrafta gezinerek ve çevreyi tanıyarak geçirdim. Havuza gittim. Gerçekten havuz mükemmeldi. Eve yerleş falan derken günü tamamladım. Yorulmuştum. Erkenden uyudum çünkü sabah erkenden işe gitmem gerekiyordu ve ben daha büronun yerini bilmiyordum. İlk günden geç kalamazdım. İyi izlenim bırakmak her zaman fayda sağlar. Sabah erkenden kalktım. Duşumu aldım. Hazırlanıp çıktım. Büroyu naviye girdim. Mesafe çok uzakta değildi. Yaklaşık 20 dakika sonra büronun önündeydim. Saat daha erkendi. O yüzden yakınlarda bi yerde kahvaltı yapmaya karar verdim. Çaprazda bi kahvaltı salonu vardı. Hemen oraya geçtim. Bi kaç poğaça börek alıp boş bir masaya oturdum. Çaprazımdaki bir çocuk dikkatimi çekti. Kafasını bilgisayardan kaldırmıyor. Çevresindeki masalardaki kızlar da gözlerini çocuktan alamıyordu. Bunun umurunda falan değildi. Eleman pür dikkat pcye bakıyordu. Gerçekten yakışıklı bir tipti. Boşverip önüme döndüm. Çaprazımdaki bir fıstık da beni kesiyordu. Dikkatimi çekti. Dikkatimi çektiğini anlasın diye de gözlüğümü hafif indirip camların üstünden ona baktım. Ona baktığımı gördüğünden emin olduktan sonra güneş gözlüğümü geri taktım. Artık saat geliyordu. Bi çay daha içip kalktım. Çaprazdaki kıza bi bakış daha attım ve yanından geçerken kartımı uzatıp “sıkılırsan ara” dedim. Bişey demesini beklemeden yürüdüm. Arkamdan gülüşmeleri duyabiliyordum. Binaya girdim. Bölüm şefini buldum. O da beni bölge müdürü ile tanıştırdı. Yapacağımız işler konuşuldu. Yeni iş anlaşmalarında sistemimin tanıtımlarının yapılmasını istedi. Daha sonra da partnerimin birazdan burada olacağını öğrendim. Yaklaşık 5 dakika sonra az önce kahvaltı salonunda gördüğüm pcye bakan yakışıklı çocuk karşımdaydı. Tanıştık. Ve bize tahsis edilen ofise geçtik.

Adının Arda olduğunu Ankaralı olduğunu öğrendim. Üniden yeni mezunmuş. 2 sene olmuş. 23 yaşındaydı. Sohbet arasında ailemle yaşıyorum dedi. Şaşırarak “anne ve babanla mı?” dedim. Evet diyebildi ürkek şekilde. Çocuk çok zekiydi ama özgüveni yoktu. Belliydi. Gün boyu yeni işler üzerinde çalıştık. Mesai bitimine yakın işler bitince muhabbete daldık. “dostum Ankarayı hiç bilmiyorum. Nerelere gidilir neler yapılır bahsetsene biraz” dedim. “Neyi soruyorsun” diye cevap verdi. Yani mekanları işte. “Güzel kızlar nerde takılır?” Dedim. “Ben çok dışarı çıkan bi insan değilim daha çok inek diyebileceğin tarzda biriyim” dedi. Güldüm. “Kendine öyle yakıştırmalar yapma. Yoksa üstüne yapışıp kalır. Hadi gel birlikte gidelim” dedim. “Kusura bakma bugün olmaz” dedi. Sen bilirsin diyip zorlamadım. Görüşürüz diyerek ayrıldık. Dışarı çıkıp biraz yürüdüm. Starbucks gördüm. Ve bir kahve alıp bi masaya geçtim. Çok güzel hatunlar vardı. Beni kesen var mı diye baktım. Evet vardı. Tek oturan bir kızıl gördüm. Biraz bekledim geleni gideni yoktu. O da beni kesiyordu. Üstünde bir ip askılı altında kısacık şort vardı. Gidip bir kahve daha aldım. Ve masam kapılsın diye biraz oyalandım. Masama birileri çökmüştü bile. Kahveyi alıp kızın masasına yanaştım. “Oturabilirmiyim. Boş yer yok da” dedim. Etrafına bi bakındı. Aslında bi sürü boş yer vardı. Hınzır bir gülümseme atıp “otur bakalım” dedi. Adını sordum. Selen dedi. Ya seninki diyerek cevap verdi. Taner dedim. “Peki Taner bi sürü boş yer varken illa yanıma oturdun. Oturmak için kasada bayağı oyalandın” dedi. Gülümsedim. “Ben seni kesiyorum zannediyordum” dedim. “Meğerse sen beni kesiyormuşsun.” Sesli güldü. “ ama yine de gelen sen oldun”dedi. “Gelinmeyecek gibi değilsinki” dedim.

Selen: eee anlat bakalım? Ben: güzelliğini mi? S: vayy iyi laf. Özgüven tavan B: niye? Karşında titrememi mi istiyordun S: yok. Böyle iyi B: o zaman istediğimi rahat bir şekilde söylememin bir sakıncası yoktur diye düşünüyorum S: söyle bakalım. Çıkar ağzındaki baklayı. B: Ankaraya yeni geldim. İzmirden. Şirket geçici süre ile buraya yolladı. Buradaki bazı problemleri ve işleri çözmeliyim. Ama yalnızım ve kimsem yok. Bana Ankaraki hayatı öğretecek biri lazım. Bu sen niye olmayasın diye düşündüm S: sadece gezi rehberin mi olmamı istiyorsun B: sen sadece gezi rehberim mi olmak istersin. S: sen söyledin ben sordum. B: o zaman şöyle söyleyeyim bu geceki rehberim sen ol her konuda. Bakalım neler olacak gece karar versin. S: gezi rehberin olamam. Ama istersen gece takılabiliriz. B: nerde? S: evimde B: ne zaman gidiyoruz. S: önce yemek yiyelim ben acıktım B: starbucksta yemek satılıyor mu? S: hahahaha

Değişimin Böylesi 13

Güzel bir uyku çekmiştim. Uyandığımda nerdeyse öğlen olmuştu. Kaç gündür işle hiç alakam yoktu. Uyku düzeni de berbat durumdaydı. Zorlanacaktım. Neyse diyerek yataktan kalktım. Mutfağa gittim. Mutfakta tabak çanak herşey vardı ama buzdolabı tam takır kurubakırdı. Bi bardak su içtim. Tuvalete girdim. Dişlerimi fırçaladım ve giyinip evden çıktım. Siteyi gündüz görünce gerçekten dibim düştü. Bloklara dıştan bakınca farkettim her katın oturma ve yatak odasında balkon vardı. Zemin kattaki evlerde bu veranda şeklindeydi. Her yere levhalarla neyin nerede olduğunu belirtmişlerdi. Levhaları takip ederek marketi aradım. Bi köşeyi döndüğümde küçük bir migros beni karşıladı. Migros her yerde diyerek gülümsedim. Kabaca eve lazım olan herşeyi aldım. Şampuandan çamaşır deterjanına kadar herşeyi düşündüm. Taki kasaya geldiğimde aklıma bunları nasıl taşıyacağım geldi. Kara kara düşünürken kasadaki kız sancımı farketmiş olmalı ki “bir sorun mu var efendim” dedi. Sitede yeniyim ve aracımla buraya gelmedim. Ben bunları nasıl taşıyacağım diye düşünüyorum dedim. “Merak etmeyin blok ve daire numaranızı danışmaya bırakırsanız biz blok görevlisine anons geçiyoruz gelip dairenize teslim ediyor” dedi. “İyiymiş” dedim. “Peki o nasıl taşıyacak bunları diye“ sordum. Kız gülerek “buggyle efendim” dedi. “Her bloğun kendine ait buggysi var.” Diye ekledi. Gülümsedim. “Her ayrıntıyı düşünmüşler” dedim. “Daha çok şaşıracağınız şeyler çıkar” diyerek gülümsedi. Kıza teşekkür ettim. Danışmaya blok ve daire numaramı verdim. Yürüyerek eve döndüm. Eve girdikten 5-10 dakika sonra blok görevlisi geldi. Kapıcı diyince gözünüzde bizimkiler dizisindeki kapıcı canlanmasın sakın. Genç bir çocuk. Çok da yakışıklıydı. “Merhaba” dedim. “Teşekkür ederim getirdiğiniz için”. “Merhaba efendim siteye hoşgeldiniz benim adım Alper bloğunuzun görevlilerinden biriyim. Diğer görevli arkadaşlarla da tanışırsınız yakında. Bi istediğiniz olduğunda akıllı ev sisteminizden ya da telefon numaramızdan bize ulaşabilirsiniz” diyerek telefon numarasını verdi. Kaç kişi çalıştıklarını sordum. 6 kişi olduklarını ve vardiyalı şekilde çalıştıklarını söyledi. “Yani siz site dışındansınız öyle mi?”dedim. “Hayır efendim. Sadece apartman görevlilerine ait bir blok var. Alfa Blok. Burda 2 şerli şekilde kalıyoruz. Evlerimiz sizinkilere biraz benzemekte. Daha az donanıma sahip ama bize yetiyor. Bloğumuzu görürsünüz. Sitenin en dış bloğudur ve önündeki buggylerden anlarsınız zaten bizlere ait olduğunu. Bi ihtiyacınız olduğunda çekinmeden arayabilirsiniz. İyi günler efendim. “ diyerek gitti. Daha sitenin adını bile bilmiyordum. Hemen broşürü aldım ve sitenin adını öğrendim. Daha sonra bilgisayarımı çıkardım. Şu siteyi bi araştırayım bakalım dedim. Eeb sitesini inceledim Türkiyenin en büyük inşaat firmalarından birinin eseriydi tabiki. Ortalama kiraları araştırdığımda ağzım açık kaldı. Her dairenin yıllık kirası 1.2 milyondu. Yani aylık 100 bin kira. Ayrıca 10 bin liralık aidat veriliyordu. Aidatlar ise tamamen siteye harcanıyordu. Sitede satılık ev yoktu ve kiralar çok özel daireler hariç hep aynıydı. Dairenin kökü 1.2 milyona yapılmıştır diye düşündüm. Bütün site bir yılda kendini amorti ediyor ve inşaat şirketi geri kalan süreçte tamamen karda. Vay be dedim. Ayrıca migros gibi spor salonu gibi yerler bu sitede yer kapabilmek için dünyanın kirasını ödüyordur şirkete diye düşündüm. Adamlar işi biliyormuş. Bu düşüncelere dalmışken İzmirdeki patronum aradı.

Hüseyin Bey: Taner naber nasılsın? Yerleştin mi evine. Ben: Yerleştim Hüseyin Bey. Burası müthiş. Şirket kendimi gerçekten değerli hissetmemi sağladı. Hüseyin Bey: Değerlisin tabi. Senin yaptığın şu makine kodlama işini Türkiye de 5 kişi yapıyor. Onlardan farkın senin kendi yazılımın. Şirkete burdan çok para kazandırdın. Sende gelecek var. Bu konuda duyumlarım da var haberin olsun. Ankaraya gelirsem detaylı konuşuruz. Neyse şimdi seni başka bişey için aradım. B: Dinliyorum Hüseyin Bey. H: Yarından itibaren işe hemen başlaman lazım. Ankaradaki büro sana mail attı. Yani tatili biraz kısa keseceksin. Öncelikle yetişmesi gereken 3 iş var. Onları hallet sonra ben Ankara bürosu ile konuştum iznini bu acil işlerden sonra kullanabileceksin. B: Bu sorun değil. Yarın hemen başlayabilirim. Başka ne var? H: Ha bir de Ankara ofisinde bir partnerin olacak. Birlikte çalışacaksınız. Anladığım kadarıyla Ankara ofisinde bu konuda buradaki gibi rahat olamayacaksın. Partnerinin de senin gibi seçkin elemanlardan olduğunu söylediler. Ona göre hareket et. Fikirlerine önem ver. Bildiğini okuma. Dediklerimi unutma. Üst düzey yönetici. Seni severim bilirsin Taner. Benden sonra buraya senin geçmeni isterim. O yüzden insanlarla iyi geçin.

B: Merak etmeyin efendim. O iş bende. H: E hadi bakalım. Kolay gelsin

Değişimin Böylesi 12

Artık herşey hazırdı. Güvenlikçiye bahşiş uzattım. Ama almadı. Almalarının yasak olduğunu söyledi. Israr etmeme rağmen almadı ve ekledi “efendim burası bir otel değil. Bu bizim görevimiz ve kesinlikle alamayız. “ “madem öyle yardımların için teşekkür ederim” dedim. Karşılıklı İyi geceler diyerek kapıyı kapattım.

Dairenin ışıklarını açtığımda karşımda mükemmel bir ev vardı. Evi gezdim önce. Bir yatak odası bir misafir yatak odası bir oturma odası mutfak ve 3 banyo vardı evde. Biri koridor banyosu diğerleri ebeveyn banyolarıydı. Oturma odasında sehpanın üzerine yerleştirilmiş özel bir broşür vardı. Broşürde evinize hoşgeldiniz yazıyordu. Evin akıllı ev teknolojisine sahip olduğu mutfakta ayrıca gizlenmiş bir oda olduğunu broşürde gördüm. Gizli oda gerçekten büyüktü. Bu gizli odada çamaşır ve kurutma makineleri, kiler ve eşyalarımı koyabileceğim büyükte bir alan vardı. Mutfakta ortada bir ada vardı. Ayrıca bir duvarı site manzaralı tamamen camdan oluşuyordu. Oraya da yemek masası koymuşlardı. Işıklar yandığında bile dışardan görünmediğini belirttikleri küçük bir not eklemişlerdi broşüre. Oturma odası da boydan boya cam sayılırdı. Eve dibim düşmüştü. Tv duvara gizlenmiş ve akıllı ev kumandası ile duvardan çıkıyordu. Altında şık bir şömine vardı. Tabi görüntüydü sadece. Gerçekten yanmıyordu. Yerden ısıtmalı bir evdi. Broşürü de alıp yatak odasına geçtim. Çok yorulmuştum. Daha iş başı yapmama 3 gün vardı. O yüzden evi incelemeyi sonraya bırakırım diyerek çırılçıplak soyunup yatağa uzandım. Broşürü elime alıp incelemeye başladım. Yatak odasında bir giyinme odası olduğunu farkettim. O da gayet genişti. Ayrıca banyosunda duş ve jakuzi vardı. Yerler tamamen halıfleks kaplıydı. Sitenin kendi temizlikçileri vardı ve aidata dahil olarak siz istediğinizde gelip temizlik yapıyorlardı. Evin içine akıllı temizlik robotu ve bir de şarjlı büyük süpürgelerden koymuşlardı. Şirketim gerçekten paraya kıymıştı. Açıkçası ben bu kadar değerlimiyim diye düşünmeden edememiştim. Broşürün sayfalarını çevirdikçe site ile ilgili daha fazla bilgiler edindim. Mesela misafir araçların ayrı bir otoparkı vardı ve misafirler bloklara buggy ile getiriliyordu. Sitenin kendi elektrikçisi doğalgazcısı klimacısı vardı. Sitenin marketi de vardı ve Market alışverişlerini kapıcılar yapıyordu. Sitenin büyük bir restoranı spor salonu ve havuzu vardı. En sevdiğim yanı da bu oldu. Havuz 24 saat açıktı. Ve kapalı havuzdu. Sıcak ve soğuk olmak üzere 2 havuz vardı. Ayrıca kamelyalar çocuk parkları gibi bi sürü alanı vardı. Daireler ses geçirmez şekilde tasarlanmıştı. Yani tek kelime ile mükemmel ötesiydi. Acaba şirket buraya ne kadar ödüyor diye düşünmeden edemedim. Çoktan izmiri unutmuştum bile.

Broşürü incelerken iyice uykum geldi. Komodinin üstündeki kumandayı aldım ve ne işe yarıyor diye inceledim. Heralde akıllı evindir diye düşünerek açma kapatma tuşuna bastım. Yatağın karşısındaki duvar yavaşça hareket etti ve ordan da bir tv çıktı. Şöyle bir kanalları gezdim. Her türlü kanal vardı. Ayrıca dizi film platformları da vardı. Üyeliğini almanız yeterliydi. Ayrıca porno kanalları da vardı. Bu harikaydı. Gamze aklıma geldi. Şimdi burda olsaydı birlikte jakuziye girer orda sevişirdik diye düşündüm. Azmıştım. Penisim de sertleşmişti. Bi 31 patlatayım dedim. Yeni evin ilk cenabetliği hayırlı olsun diyerek bi 31 yapıştırdım. Üstüme boşaldım. Kalkıp bi duş alıp yorgunluğu atacak ve uyuyacaktım. Banyoya gittim. Göbeğim ve göğüslerime kadar gelen spermleri tam yıkayacakken tadına bakmak istedim. Elimi değdirip birazını dudaklarıma getirdim. Dilimi değdirdim. Tadı tuzlu ile tuzsuz arasında bi noktadaydı. Ancak tadını bir kere alınca sanki boğazında her yutkunmada o değişik tadı hissediyordun. Suyun altına girdim. Vücudumu güzel bir şekilde yıkadım. Banyoya konmuş tek seferlik şampuanları kullandım. Zaten alışveriş yapmamıştım daha. Bunları sabah hallederim diyerek banyo havluma sarılıp duştan çıktım. İyi gelmişti gerçekten. Kurulanıp yatağa uzandım. Ve güzel bir uykuya daldım.

Değişimin Böylesi 11

Gece geç saatlerde Ankaraya vardım. Benim için tutulan eve doğru yaklaşmıştım. Konumu buldum. Güvenlikli güzel bir siteye benziyordu. Farkettim ki gelinceye kadar nasıl bir yerde kalacağım hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Hoş zaten zaman da olmadı düşünmeye. Gamzeyle geçirdiğim dakikalar beni başka bir şey düşünmeyecek kadar çok etkilemişti. Bir çok kadın ile birlikte olmuştum. Ama bu kez hayatta olmaz dediğim herşeyi yaşamıştım. Ya da ben öyle zannediyordum.

Site kapısına geldiğimde güvenlik arabama yanaştı.

Güvenlik: Buyrun Ben: iyi geceler. Şirketim bu adreste bana bir daire tahsis etti. D Blok daire 27 G: Bi saniye notları kontrol edelim. Merkez d blok daire 27 kim adına ayrılmış. Merkez: Demak Holding adına Taner Yıkılmaz a tahsis edilmiş. G: Anlaşıldı. Kimliğinizi görebilir miyim? B: Tabi buyrun G: Taner Bey hoşgeldiniz. Kapı açıldıktan sonra bekleme alınana aracınızı parkedin ve güvenlik birimine geliniz lütfen. B: Bir sorun mu var? G: Hayır efendim. Kapı şifreniz adınıza tanımlanacak. Parmak iziniz alınacak ve otomatik dış kapı için size aracınıza koymanız için bir dış otopark kumandası verilecek. B: Peki. Geliyorum.

Nereye geldim böyle diye düşünmeye başlamıştım. Şirket gerçekten elit bir yerde ev tutmuş. Kendimi lord gibi hissetmeye başladım. Ama yine de sanki bir otele gelmiş gibi bir hava vardı.

Aracımı park ettim. Güvenlik birimine geldim. Söylediği gibi kapı şifremi belirledim. Bunu sisteme kendim tanıtıyordum. Park izi ise olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere tanıtılıyordu. Benle birlikte güvenliklerin hepsi benim daireme park izlerini girdiler. Benden habersiz kapı parmak izi kullanıldığında anında telefonuma mesaj gelecek şekilde telefonum sisteme tanıtıldı. Ayrıca site ile ilgili bilgiler mesaj olarak gelecekti.

Gerçekten herşey düşünülmüştü. Site tamamen dış dünyadan soyuttu. Ve çok büyüktü. Ben D Bloktaydım. Sadece D blok ta 40 daire olduğunu öğrendim. Bloklar M harfine kadar gidiyordu. Bunu güvenliklere sorarak öğrenmiştim. Herşey bitti diye düşünürken isminin murat olduğunu öğrendiğim güvenlikçi “efendim şimdi beni aracınızla takip edin sizi dairenize götüreceğizm ve dairenizle ilgili ilk işlemleri size göstermek için yanınızda olacağım dedi. Ve güvenlik binasının arkasına gitti. Ben aracıma geçip bekledim. Yaklaşık 30 saniye sonra bir buggy ile önüme geçti. Site içinde en yüksek hız 25 ti. O önde ben arkada gecenin köründe labirent gibi yollardan geçerek binanın önüne geldik. Binalar tahmin ettiğimin aksine 4 katlı ve her katta 10 daire olacak şekilde tasarlanmıştı. D Bloğu görmüştüm ancak güvenlik biraz daha gidip hafif eğimli bir rampadan beni yer altına soktu. Her daireye 2 araç otoparkı ayrılmıştı. Araçları park ettik. Valizleri taşımama yardım etti. Otoparkın asansörüne bindik. Asansör boyunca sadece genel bilgileri verdi. Bir kapıcımız olduğu, çöpleri mutfaktaki duvara gizlenmiş boşluktan atmamız gerektiği. Cam şişeler gibi geri dönüşüm malzemelerini ayrı bir poşete koymak zorunda olduğumuzu söyledi. Herkes çöpünü ordan atıyorsa gürültü olmaz mı diye sorduğumda alanın bir kaydırak gibi olduğunu ve ses yalıtımı olduğunu çok ciddi problem olmadığını söyledi. Zaten mutfak olduğu için sadece mutfaktan duyulabildiğini onun da çok dikkatli dinlediğinizde duyulduğunu söyledi. Kendi kendime “hay derdini sikeyim Taner” dedim. Daire önüne geldiğimizde valizimi yere bıraktı. Kapıya bir kart okuttu ve şifrenizi girin lütfen diyerek geri çekilip arkasını döndü. Cihazdan ses çıkmıyordu. Şifremi girdim. “Kapı açılmadı” dedim. “Efendim son bir kez daha kartımı okutacağım. Daha sonra şifrenizi tekrar girip kapınızı açabilirsiniz” dedi. Aynı işlemi tekrar yaptık.

Değişimin Böylesi 9

Yemeğimizi yedik. Yerken de bayağı sohbet ettik. Bana hayatım ve çevrem ile ilgili sorular sordu. Ben de ona. Sanki birbirimizi tanımayan çalışan ama tanımamamız gereken iki kişiydik. Yemek faslı bittiğinde hesabı ödeyip kalktık. Eve gitmek için yola çıktık. Aklımda içeri girer girmez üstüne atlamak ve dün geceki gibi bir seks yaşamak vardı. Ama gitmeden kızı kullanıyor gibi olmamak için bu düşünceleri kafamdan uzaklaştırmaya çalıştım. Apartmana girdiğimizde asansör önünde beklerken dün gece asansörde yaptıklarımız geldi aklıma. Kapı kapanır kapanmaz keşke yine dudaklarına yapışabilsem diye düşünüyordum. Asansöre bindik. Ben gergin o ise umursamaz bir tavır içindeydi sanki. Sanki gerçekten bavullara yardım için geliyordu evime. Niye gelsin ki? Yani seks için değilse neden gelip bavuluma yardım etsin. Yaa aptal herif kız sadece iyi niyetinden geliyor altında bişey arama. Azgın sapık diye kendi kendime düşündüm. Böyle düşüncelere dalmışken kata geldiğimizi farkettim. Kapı açıldı ve koridora girdik. Kapı önünde anahtarı çıkarırken elim ayağım birbirine dolandı. Zor da olsa kapıyı açabildim. “Buyrun hanfendi” diyerek şirinlik yapmaya çalıştım. Önden girdi. Çantasını vestiyere bıraktı. Oturma odasındaki koltuğa bıraktı kendini. Ben ayakta “Ee şey ben bi kahve yapayım sonra bavulları toplarız” dedim.