Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Oedipus Savaşı 3

Güne gözlerimi actigimda bekledigimden daha aydinlikti, bazen olur da anlarsiniz ya havanin aydinligindan okula gec kaldiginizi. Oyle gunlerden biriydi. Uyaninca sedaya biraz bitkinim diye mesaj attim ve uyumaya devam ettim. Ozel okulda burslu olmama ragmen, devamsizlik bizim icin pek dert degildi. Seda gibi aileden zenginlere zaten dokunamiyorlardi, ama benim gibi burslular da onlarin en buyuk reklam malzemesiydi…

Annemle babamin kipirdanmalarini duydum hayal meyal, annem okula gitmedigimi fark edince sasirdi ama bir sey demedi. Babam ise yine basladi soylenmeye

-it oglu it bi sik yapsa sasarim zaten vs diye

Uzerimde dunun mutlulugu ve agirligi vardi bu yuzden o ne derse desin kalkmayacaktim. Zaten ayi herif, yemegini tikinip siktir olup gitti isine. Sonrasinda annemin etrafi toplama sesleri geldi. Uzerinde dunku gecelik vardi goz ucuyla baktigimda, hatta babam ortaliga boyle cikma kari diye azarlamisti onu laf arasinda ama annem bir bahane uydurmus olmaliydi. Memelerini kaplayan dollerimle babama kahvalti hazirlamak, evde oyle gezmek cok hosuna gitmis olmaliydi. Korkacak pek bir sey yoktu zaten cocuklugumdan beri babamin annemi optugune elledigine falan sahit olmamistim hic. Anca yatakta ne olursa iste.

Biraz sonra iceriden dusun sesi geldi ama ben de tekrar uykunun derinliklerine dalmistim. Gozumu tekrar hafifce araladigimda annem yatagin kenarina oturmus basimi oksuyordu. Uzerinde genis bir tisort altinda incecik penye sortu vardi.

-oglusummm hadi askim uyann annen kahvalti yaptirsin sanaa. Neden okula gitmedin bakiyim sen?

-dunden sonra evden gidesim hic gelmediii diye muzipce guldum uykumun arasinda.

-sapikk cocukk diye saka yollu azarladi beni yine. Kalk hadi askim diye cekistirdi biraz beni.

-yok anne kalkmicam valla cok rahatimmm

-olmaz oyle askimm kahvaltini yapp, sonra uzanirsin genee

-yokk

-hadi annem hadi aslan oglumm kalk diye opucukler kondurup, yavasca gidikliyordu beni.

-anne hic kalkasim yokk, kahvaltiyi yatakta yapsam olmuyor mu? Diye sordum

-nasi olcakmis o?

-soyle diyip, bir cirpida yanima cektim annemi, pikenin altina aldim ve belinden kacamayacagi sekilde simsiki kavradim. Sonra arsizca tisortunu yukari kaldirip, tahmin ettigim gibi sudyensiz olan memelerine saldirdim

-oglum durr mhhh yavas diye inliyordu annem ama kacmak icin pek mucadele etmiyordu. Saldirganligimi yavasca azaltip sakinledimm iki memesini de esit bir bicimde sakince emmeye basladim, bir birine bir otekine kayiyordu dudaklarimm, mis gibi sabun kokuyordu annemin memeleri ama bu sabunun bile bastiramadigi kendine has dogal bir koku vardi. Teni sut gibi bembeyaz oldugundan ben bu guze kokuuya sut kokusu diyordum

-ohh bundan daha iyi hicbir kahvalti olamaz iste keske her sabah su memeleri emerek uyusam onlarin arasinda uyansamm

-cok mu seviyorsun memelerimii? Diye sordu annem, kafami kaldirdigimda mutlu ama utangac bir ifadeyle beni izledigini gordum. O bakislar benim icin askin gercek anlamiydi iste, memeleri birakip annemin kirmizi dudaklarini usulca opmeye basladim. Usulca basladigimiz opusme yiyismeye dondu. Annem dudaklarimdan oyle zevk aliyordu ki, isira isira yalaya yalaya opuyordu beni.

-ohh canim askim benimm annesin tum hayallerini gerceklestirirmis aslan oglumm

-opusmek miydi hayalin?

-senin gibi bir erkek tarafindan duzgunce sevmek sevilmekti askim ama ben bile senin gibisini hayal edemezdimm

-ohh diyip dumduz dudaklarina daldim tekrar, orada belki bir saat dudaklarimiz kuruyana kadar opustuk

-anne ozur dilerim dedim opusmemiz bitince

-ne icin askimm?

-babamla ben hayatini mahvettik senin, soyle bir guzelligine bakiyorum da bizden cok daha iyi bir hayat hakediyormussun hep. Sevmekeyi sevilmeyi ozgurce dolasmayi… babam gardiyanin oldu ben de ayagina bag oldum. Uzuluyorum bazen buna

-sacmalama keremmm! Diye sertce cikisti bana. Sen kendini nasil babanla kiyaslarsin? O serefsiz benim icin bir nok parcasi kadar degerli degil ama sen? Sen benim hayatimin anlamisin… asil karnimda seni hissetmeden once gercek mutsuzlugu tatmistim ben. Beni o mutsuzluktan cikaran ve yasatan tek sey sensin.

-yine de suclu hissediyorum kendimii, o adamin ogluyum sonucta.

-sen ondan cok benim oglum benim parcamsinn! Diye itiraz etti annem.

-yine de sucluluk duygusu var ama affetiricem sana kendimi, seni oyle bir mutlu edicem ki aklin sasacakk.

Annem bu soylediklerime masumca guldu

Ama benim planlarim baskaydi. Opusmekten bile bu kadar zevk alan kadin nelerden mahkum kalmisti kim bilir. Ona tanrica muamelesi cekmemin vakti gelmisti. Memelerini ope ope assagi indim tekrar, yatagin kenarina oturtup, onunda diz coktum. Dumduz karnini ve gobegini koklayip operek, yalayarak assagi ya inmeye basladim… kasiklarina yaklasiyor onu titrettikten sonra bacaklarina kayiyordumm.

-keremmm keremmimmm napiyorsun askimm? Diye hipnotize olmus bir sekilde soruyordu annemm

-tanricama tapiyorum sadecee

Bacaklarini boydan boya yaladimm purussuz, sutun gibi ve seksi bacaklarinda opmedik yer birakmadim. Daha sonra da cennete, yani annemin ayaklarina geldi sira. Kirmizi ojeleri hala duruyordu. Resmen secde eder pozisyonda ayaklarinin ustunu ve kirmizi tirnaklarinin her birini tek tek optum.

Sonra ayaklarini kaldirip uzun uzun purussuz pembe tabanlari kokladim ve yaladim. Annem her dil darbemde irkiliyor ve zevkten dort kose oluyordu. Gecen gece bana sordugu sorunun cevabini biliyordu artik. Bir insanin ayaklardan ne zevk alabilecegini ogretiyordum ona. Belki de yarim saat kendimi alamadan yaladim tanricamin ayaklarini, ama sira altin sona gelmisti.

Bacaklarindan tekrar yukari cikip kilodunu buldum dilimle, kilodun uzerinden sakin sakin opuyordum once ama kulotunu kaydirip amina attigim ilk dil darbesiyle annem beni hafiften ittirerek irkildi.

-bir sey yok kralicem saclarimi kavra ve kendini bana birak diyerek tekrar yanastim amina. Bu sefer dedigimi yapti ve irkilmedi

Hayati boyunca kimsenin ona oral seks yapmadigina o kadar emindim ki simdi ilkini unutulmaz kilma zamaniydi. Sedanin aminda uzun saatler calistigim tum taktikleri annemde uygulamaya basladim. Tum duvarlari ve klitorusi dilimle kesfediyor. Dokunulmadik yer birakmiyordu.

Annem bilincini kaybetmis gibi inlemeye baslamisti artik, saclarimi cekistiyor, evde tek olmamizin etkisiyle sesini kismadan icinden geceni soyluyordu.

-aslanimm napiyorsun anneneee askimm, oglummm annen sana iyice asik olsun kulun kolen olsun diye mi yapiyorsun bunuuu, annemmm prensimmm icini parcaladin annenin oldureceksin beniii.

Bir 5 dakika daha yaladiktan sonra klitorisine yapisim deli gibi emmeye basladim. Annem bir eli sacimda bir eli kendi memesinde sarsiliyor ama altimdan kacamiyordu.

-annemmm cekill bosalicamm oglummm cekill diye inlese de dinlemedim onu sertce emmeye devam ettim.

Saniyeler sonrasinda annem tiz cigliklar atarak ve kasilarak bosalmaya basladi, resmen iser gibi sivilarini dolduruyordu agzima. Igrenecegimi sanmisti muhtemelen ama o sular benim icin resmen sifa iksiri gibi bir etki yaratmisti.

Annemin nefesi duzene girene kadar yaninda uzandim ama bir elim bos durmadan memesiyle oynuyordu.

Annem nefesi yerine gelir gelmez, -pisti annecim o niye yuttunn? Diye sordu

-pis degildi ayrica seni seviyorum senin hicbir seyin beni igrendiremez dedim.

Annem gozleri dolu dolu yuzumu inceliyordu.

-ilk kez bosaldimm nasil bir sey oldugunu sayende ogrendim. Cok tesekkur ederim askim.

-benim icin serefti dedim gulerek. Daha cook bosalticam seni en buyuk hedefim o.

Annem dudaklarima yapisti tekrar bir sure daha beni oksadi ve opustuk. Eli sikime geldiginde celik gibi oldugunu anlayip basini kaldirdi.

-prensimm ozur dilerim 2 saattir seni unuttukk canin cok yaniyordur, napsin annen sana diye samimiyetle sordu. Bir eliyle hafif hafif sikimi sivazliyordu. O bunu yaparken ben de zevkten delirmenin esiginde oldugumu fark ettim.

Ergenlige girdigimden beri hayal ettigim seyleri dusundum. Annemin saksolarinin, daracik aminin ve minik gotunun haayaliyle bosaldigim yuzlerce 31 i dusundum ve bunlarin hepsini isteyebilirdim ondan gunu geldiginde isteyecektim de ama suan baska bir hayali gerceklestirmek istiyordum. Yataga uzandim.

-anne bacaklarimin arasina gec dedim. Dedigimi yapip uslu bir kiz gibi karsima oturdu. -ayaklarini uzat dedim.

Bir cirpi da altimdakileri atip sikimi ortaya cikardim. Annemin ciplak ve purussuz ayak tabanlarini birlestirdim ellerimle sonra da sikimi arasina soktum. Sonra da ellerimle anneme footjob cektirmeye basladim.

Annem once sasirdi ama sonra hemencecik uyum sagladi ritmime, zevk aldigimi gordukce dudaklarini isiriyordu. Bir noktadan sonra ellerimi biraktirip kendi yapmaya basladi. Karsilikli oturmus goz goze bakiyorduk.

-ohh aslan oglumm hosuna gidiyor mu?

-COOOK

-Belli… annen sen ne kadar istersen o kadar yapar bunu sana. Istedigin zaman sik annenin ayaklarini

-ohh annee

-sik oglusummm sik guzelce annenin ayaklarinii bi guzel bosal her yerineee

O boyle konustukca delirmeye basladim. Annem de bunun farkina varip arttirdi ritmini.

-dolle annenin ayaklarini prensimmm sik ve bosalll annenin ojelerini beyaza boyaaa

O hizlandikca ritme kaptirip son bir gucle bosalmaya basladim. Birikmisligin de etkisiyle deli gibi bosaliyordummm. Annemin once ayaklari sonra bacaklari havaya firlayan bembryaz dollerimle kaplandi. Ayak parmaklari resmen dol icinde yuzuyor gibiydi.

-oyhhj olucemmm diye bogure bogure bitirdim bosalmami

Annem de -ohhh afferin aslan ogluma diyip elini kicina atti. Bir an ne yaptigini pek anlamasam da etrafimizda bir pecete olmadigini ne cok bosaldigimi o an fark ettim. Annem kilodunu tek hamlede cikardi ve once bacaklarini sonra ayaklarini sildi. Vicik vicik olan kilodu daha sonra sikime sarip sikimdeki dolu toplamaya basladi.

-ohh minik bebegim benimmm annenin kilodunu dolle kapladinn bunu temizlesek bile kurtarmaz artik baban anlamasin diyr cope aticaz diyip yanagima bir opucuk kondurdu. Sonra ayaga kalkip toparlandi. Egilip dudaklarimdan uzunca optu.

-iyi ki dogurmusum seni gercek kocammm diyip kivirta kivirta banyoya gecti. O soz aklima kazindi resmen. Hayallerimin gercek oldugunun en buyuk kaniti gibiydi.

O gun aksam olana kadar duzgun durduk annemle daha fazla yaramazlik yapmadik. Ama aksamustu yatakta uzanirken dis kapinin caldigini duyunca sasirdim babamin grlmesi icin erken bi saatti. Once kapinin onunden biraz konusma sesi geldi sonra odamin kapisinda seda belirdi.

Onu gorunce cok sasirdim. Annem de ev kiyafetleriyle yaninda duruyor gulumsuyordu. Ikisini ilk kez yan yana goruyordum ve benzerlikleri boyle cok bariz ve etkileyici geldi bana. Cidden ayni kadinin 18 ve 36 yasindaki versiyonu gibiydi. Annem daha dolgun seda daha citi piti idi sadece. Annemi kiskanc gormeyi bekliyordum ama gulumsuyordu. Sedanin hasta oldugumu dusundugu icin elinde eczane posediyle okuldan aonra hemen kapimizda belirmesi hosuna gitmisti sanirim. Bir de seda istedigi zaman cok kibar olabiliryordu. Onu oyle hanim hanimcik goren saksonun kralini cektigini hayal bile edemezdi.

Annem -kiz arkadasin gelmis bak seni dusunuyo hasta beyimiz diye kucuk yalanima uyum saglayarak goz kirpti bana, sonra da bizi yanliz birakmak istercesine mutfaga dogru yol aldi.

Seda uslu uslu gelip yanima oturdu. Dudaklarima okkali bir opucuk kondurdu kacak gocek. Evin adrssini biliyordu ama daha once hic gelmemisti. – habersiz geldim insallah kizmazsin dedi.

-niye kizayim prensesimm diyip optum onu. Neler getirdin bana bakalim.

Boyle diyince tek tek getirdigi ilaclari icirdi bana. Ben de biraz bitkin taklidi yaparak tek tek yuttum hepsini.

Asil ilacinsa burada diyip, etegini kaldirip kilotlu corabini gosterdi. Lise uniformasi onda hep tas gibi dururdu. Bugun cok sey kacirmisim derdim ama annemle yasadiklarimiz onu cook iyi telafi etmisti resmen.

Kapiyi kapatip geldi yanima, tirnagiyla kulotlu corabinin ayak tabanina bir yirtik acip sikimi o delikten iceri soktu. O ayagini kipirdattikca sikim pamuk gibi corabi ve mis ayagi arasinda git gel yapip sertlesiyordu. Sikimin iyice sertlestigine kanaat getirince bunu birakip beni yatagin kenarina cekerek onume diz coktu. Her zaman yaptigi gibi direkt olarak sikimi bogazlayarak hardcore basladi saksosuna. Bogazina degdikce kendimden geciyor tekrar guc kazaniyordum resmen. Bu kiz benimle oynamayi cok iyi biliyordu.

-ben seni azdirir, moralini yerine getiririm diye gelmistim ama sen de boyle anne varken hic gerek yokmus askim diye pic gulusu atti

-o ne demek

-neden anana duskunsun anladim demek askim

-guzel kadin di mi?

-ne guzeli kerem ya kadin sanat eseri resmen, senin fetisler fanteziler nereden olustu belli boyle anne mi olur ya.

Guldum ben de bu dedigine bu sirada sikimi somurmayi da birakmiyordu. Bazen kenarlarini bazen iri pembe basini bazen de sarkik tassaklarimi emiyor, arada bir dilini boylu boyunca gezdiriyordu.

-cok 31 cektin mi anneni dusunurken ergen pislik

Gulerek soyluyordu ama bunun tuzak soru olma ihtimali de cok yuksekti. Annemi cok seviyordum ama mumkunse sedayi da kaybetmek istemezdim. Birsure duzgun bir cevap dusundum ama seda sikimi oyle bir saksoluyordu ki beynim degil sadece sikim calisiyordu.

-cook diye kacirdim agzimdan

Yuzune pic gulusu oturdu tekrar

-kizamam ya boyle bir kadina kimse karsi koyamaz herhalde

-anneme benziyorsunn biliyor musun?

-hmm oyle mi? Bunu iltifat sayarimm.

Bir sure daha saksosuna devam etti.

-peki beni sikerken anneni siktigini hayal ediyor musun arada?

Bu sefer gozlerinde daha ciddi bir bakis sezdim

– hayir askim dedim. -ikinizi birlikte siktigimi cok hayal ediyorum ama…

Sedanin pic gulusu yerine geldi. -Afferin serefsiz sevgilim benimmm. Eger senin yerine annemi hayal ediyorum deseydin sikmistim belani ama beni ayri onu ayri seviyorsan kiskancliga cok gerek yok… diye eglendi kendi kendine.

Sedanin cilgin bir kiz oldugunu biliyordum ama hic konu buralara kadar gelmemisti. Ama suan ciddi duruyordu. Cok ince bir buz uzerinde yuruyor gibi hissettigimden bir sure bu konuyu acmamaya karar verdim. Seda da sessizlesmis saksosuna odaklanmisti ki kapinin sertce calisiyla acele toparlanmak zorunda kalmistik.

Seda ustunu basini topladi. Iceriye girdigimizde babamin is kiyafetlerini cikarmadan kanepeye yigilmis oldugunu gorduk. Seda basiyla selam verdi ama babam siklemedi bile. Orospu evladi diye gecirdim icimden. Sevgilim oldugu belli amk. Insan bir hassasiyrt gosterir tanisir. Ama tabiki bizim ayi oylr biri degildi. Annem sedayi kapiya kadar gecirdi. O ara coktan kapali kiyafetlerine geri donmustu. Ikisi de garip bir begenmislikle suzdu birbirini sonra normal bir anne ve gelin gibi yanak yanaga opusup, vedalastilar. -cok memnun oldum seher teyzecimm diye cilvesini yapti guzel sevgilim

-ben de kizim, hep bekleriz…

Babam icerde bir yarim saat kadar televizyon izledi ama o ayiligi, kizi gormezden grlmesi cok sinirlendirmisti beni. Ustelik saksom da yarim kalmisti. Bosalamamanin da ofkrsiyle birlesince iyice kudurmuslukla annemi bir cirpida koridora cektim. Banyoya soktum. Annem saskinlikla bana bakiyordu.

-oglusum yemek yapmam lazim baban evdeyken cok risk almayalimm

-diz cok anne

-oglumm birazdan yemrgi sorar baban aksam gelirim ben

-anne senin gercek kocan kim?

Bu soru onu duraklatmisti. -sensin askim dedi fisildayarak.

-o zaman diz cok karicim, kocanin sozunu ikiletme.

Annem bu sefer dizlerinin uzerine cokup beni izlemeye basladi. Kapali kiyafetleriyle bunu yapmak nedense bana daha cok zevk verecekti. Kilodumu siyirip, zaten semsert olan sikimi ortaya cikardim. Annem sikime bakarak yutkundu.

Yanina yaklasip, sikimi annemin suratina hafifce vurdum birkac kez. Gulumsedi sadece, ses cikarmaya korkuyordu. Sikimin annemin yuzunu kaplayisi, o guc hissi beni iyice tepeye cikarmisti. Sert davranmak istiyordum ama annemi korkutmaya da niyetim yoktu. -agzini ac anne

Usulca araladi dudaklarini, ben de sikimi sakince o kiraz dudaklara hizalayip yavascs girmeye basladim.

Annemin saksosunun gelismesi gerekiyordu. Disleri ara sira batiyordu ve acemiydi ama bu bile cok hosuma gidiyordu. O benim guzel annemdi ve hayallerimi gerceklestiriyordu. Annemin kafasi sikiminin uzerinde gidip geldikce zevkim artti ve yarim kalan zrvkimle birlesip beni iyice ucurdu. Annemin siyah saclarini kavrayip- sikimi yanaklarina dogru zorlamaya basladim. Sikim agzindaykrn o kadar tatli duruyordu ki tekrar asik oluyordum ona.

Ama simdi bosalma zamaniydi. Sikimi cok zorlamadan hizli hizli annemin agzinda git gelle costurduktan sonra agzindan ciktim. Annem agzini acip, yuzunu sikime yaklastirdi ve dollerimi beklemeye basladi ama bu yeterli degildi. -Anne elini kaldir dedim

Annem bir an sasirdi ve ne yapmasi gerektigini anlayamadi ama sonra hangi eli oldugunu anlayinca muzirca gulumsedi. Alyansli elini yuzune yaklastirip beklemeye basladi. Birkac saniye sonra, neredeyse sabahki kadar yuklu bir dol bombasini annemin suratina ve ince parmaklarindaki eski ve ucuz alyansa bosaltmaya basladim.

Dollerim mermi gibi annemin suratina ve elline carpiyor hatta biraz da fayanslara fiskiriyordu. Isim biter bitmez annem kalkip lavoboya kostu. Bosalmanin etkisiyle benim de kafam yerine gelmis ne kadar tehlikeli bisi yaptigimi anlar hale gelmistm.

Yine de yavas yavas yaklasip, lavobada trmizlenen anneme arkadan sarilip nefeslendim.

-canavarim benim, sen de az bosalma diye bir sey yok di mi oglusumm diye guldu sessizce.

-sen varsan az bosalma yok annecim dedim ben de…

Arkasindan o yumusacik memelerine ve genis kalcalarina yapismisken, doymadigimi fark ettim ama bugunluk yeterli olmak zorundaydi.

-Anne bu hafta sonu babami evden kovmanin bir yolunu bul tamam mi?

-niye oglusum noldu?

-artik seni catir catir, bagirta bagirta sikip karim yapma vaktim geldi. Yoksa sabredemeyip, bu gavatin yaninda sikicem seni…
-annem sozlerim karsisinda biraz sasirsa da hayran bakislari geldi tekrar suratina. Ayni boyda oldugumuz icin dudaklarimiz direkt kenetleniyordu.

-merak etme oglusum bir yol dusunurum… diyip gulumsedi. -fayanslari sil, bir dus al yemege gel diyip son bir opucuk kondurdu dudagima. Sonra da banyoyu terk etti.

Dusun altina saldim kendimi, sicak su vucudumu gevsetirken, gelecek gunlerin zevkiyle kafamda planlar donmeye baslamisti bile…

Kurulan Yeni Düzen – 6

Annem babamın çalışma odasında beni bekliyordu. İçeri girince “kapat kapıyı Mert” dedi ve oturdu. 1.80 boyum ve kalıplı yapıma rağmen bu 1.69 boyunda, ip ince ve yumuşak görünümlü kadın karşısında hep tedirgin olurdum.

Böyle anlarda kontrol sağlamak için hep koyu ve resmi giyinirdi. İnsanlar üstünde kontrol sağlamak Annem için çok önemliydi. Üstünde ceket, uzun kalem etek takımı ve beyaz bir gömlek vardı. İnce çerçeveli yuvarlak gözlükleriyle de okul müdüresine azarlanmaya gelmişim gibi bir his oluşturmuştu bende.

“Anlat bakalım ne halt yediğini” dedi sakince.

Bu gün Zeynep ile konuşmalarını duyana kadar genç bir erkek olduğumu, bastırılmak istemediğimi, bu tür şeylerin beni kötü etkilediğini söyleyerek işe yaramayacağını bilsemde duygu sömürüsü yapmayı planlıyordum. Evet sert bir kadındı ama neticede oğluydum, kimsenin ulaşamadığı duygusal yanına erişebilen tek kişiydim.

Fakat sabah duyduklarımın ardından fikrimi değiştirmiştim. Suna ile ilgili bilmediğim bir şeyler dönüyordu ve bu sıradan küçük bir olay değildi. Öğrenmek için planım her şey için özür dilemek ve ardından evin normale dönmesini sağlayarak Suna ile ilgili olayı çözmekti. Bu gerginlik bitmediği sürece kimse normal hayatına dönmeyecekti.

M: Annecim ne desem boş, çok üzgünüm, çok salakça bir şey yaptım. Kendi kendime ve Zeynep ablama ettiğim bir kötülük bu. Özür dilerim, düzeltmek için ne gerekiyorsa hazırım.

M: Bundan öncede bir kaç kez bu tür salaklıklarım oldu ve şimdi ne kadar yanlış yaptığımın farkındayım. Tekrarlamayacağım.

Nasıl olsa annem her şeyi öğrenmişti, itiraf ediyor gibi gözükmek işime yarayabilirdi.

Annem bir an afallamıştı, armut dibine düşer demişler. Normalde ben de kolay kolay hak veren biri değildim. Beni bu kadar teslim olmuş görmek dengesini bozdu. Bir süre sessiz kaldı, ardından kafasını toparlayıp.

A: Konuyu uzatmaman bir artı, dürüstlük de yaptın, aferim. Gene de bu evde çükünü sallaya sallaya dolaşmanı açıklamıyor. Bu tür bir salaklık bir daha görmek istemiyorum, yarın da Pınar ablana gidiyorsun terapi için ve her şeyi anlatıp bu işi çözüyorsun, terapiye emin değildim ama ilk vukuatın değilmiş madem kesin gideceksin.

Annem de yeni öğrenmiş gibi yapıyordu. Demek ki olayı kapatmak niyetindeydi ve Zeynep bilmiyor gibi davranacaktık.

A: Temizlikçileri röntgenle diye seni bu günlere getirmedik. Kendini böyle başkalarının arkasında küçültme bir daha. Başkaları senin için küçülsün.

Lafları yuttum. Terapi nerden çıkmıştı şimdi, Pınar abla annemin psikolog arkadaşı ve çekilmez bir tipti. Ancak annem beni oraya terapiden ziyade utanmam için gönderiyordu, güvenilir bir tanıdığa bu konuyu anlattırarak hem beni utandıracak hem de olayı gizli tutacaktı. Dediğim gibi, bedelini ödetirdi daima.

M: Annecim gerç…

A: Özrünü diledin, yapacaklarını öğrendin. Arabanı da elinden alacaktım ama evde daha fazla vakit geçirmen işime gelmez bu durumda. Konuşmamız bu kadar. Ben gelişmeleri Pınardan öğrenirim.

O an çok sinirlendim ama kendimi tuttum. Gene annem istediğini almış, her şeyi kontrol ediyordu. Artık Suna olayını öğrenmeye mecburdum, çünkü hem alttan alıp hem de aşağılanacak olmak beni provoke etmişti, ben de Suna olayını öğrenip hırsımı çıkartmak istiyordum.

Suna olayını çok hızlı öğreneceğimi ise henüz bilmiyordum.

Kurulan Yeni Düzen – 5

Sesleri kolay tanıdım, annem ve Zeynep abla konuşuyorlardı. Annem Zeynep ablayı azarlıyordu.

A: Neden önceden söylemiyorsun be kadın, madem böyle bir şey var söylesene. Nerelere gelmiş olay, daha ne bekledin?

Z: Hanımım vallahi bu kadar olacağını bilemedim. Bir kez hep peşimde, arkamda çok dolanıyor dedim geçen yıl. Bana kızdınız ne uyduruyon sen diye.

A: Doğru anlatamamışsın demek ki, düzgünce anlatsan anlardık. Herşey olunca gelmiş “ben perde asarken deşeyiyle oynuyor gibiydi” demenin ne anlamı var? Zıvanadan çıkmış bu çoktan, kudurmuş.

Anneme karşı haklı çıkmak imkansızdır, haklı da olsanız üste çıkar, siz alttan alana kadar da her kozu kullanırdı.

Z: Hanımım vallahi çocuk dedim, geçici dedim, yanlış gördüm dedim. Sizden de korktum. O günde bir şey anlamadım şimdi siz anlatana kadar.

Annem belli ki herşeyi anlatmıştı, artık Zeynep ablanın yüzüne bakamazdım. Koca kadın resmen götüne bakarak sikimi sıvazladığımı öğrenmişti. Bu arada bu işin sonunda belki de benim yüzümden kovulacaktı.

A: Hiç elledi mi sana, sıkıştırdı mı? Başka bir şey oldu mu aranızda? bak kapının önüne koyarım seni doğru söyle, o borçları zor ödersiniz. Gözünüzün yaşına bakmam. Şimdi söyle kurtul.

Zeynep ablanın 1 kardeşinin hastane, diğer kardeşinin üniversite masraflarını biz karşılıyorduk. Annemin birini tehdit etmesi beni şaşırtmamıştı, etrafında insanları bu şekilde seçer, kendine muhtaç bırakırdı. Zeynep ablanın sesi titremeye başladı.

Z: Yok hanımım kurban oluyum olur mu, hiç öyle en ufak bir şey yok. Vallahi yok, oğlum gibi o benim.

A: Ne oğlum gibisi Zeynep kendine gel ne oğlumu. Çocuk sana kaldırmış sokmaya fırsat arıyor ne daha oğlum gibisi saçma sapan iğrenç konuşma

O an vicdanım sızlamaya başlamıştı, yıllarca bana bakan kadını bu duruma düşürmek istemezdim ama olan olmuştu. Benim hesap verme sıram da gelecekti neticede.

Z: Melda hanım bu çocuk cesareti başka birşeyden mi aldı acaba

A: Ne başka yeri? Ne diyorsun, açık konuş. Ne anlamadım?

Z: Hani acaba Suna’yı mı gördü biyerlerde bi cesaretlendi görünce bir şeyleri beni de öyle…

Ne dediğini anlamamıştım. Suna en başta anlattığım evimize haftada 3-4 gün işlere yardıma gelen kızdı. Bir kaç aydır geliyordu ve pek muhattap olmazdık. Annem Zeynep ablanın sözünü kesip deli gibi bağırmaya başladı. Ben anlamasam da beli ki o anlamıştı.

A: NE SUNASI NE OLAYI, O KONU AÇILMAYACAK SENİN AĞZINI YIRTARIM BU KONUYU BİR DAHA KONUŞMA APTAL. SEN NE ANLARSIN KAPAT ÇENENİ SAKIN SALAK KADIN SANA NE OLUYOR BE.

Adeta çıldırmıştı, anlam veremiyordum. Saydırmaya devam ediyordu ve normalde asla küfürlü konuşmamasına rağmen hakaretler yağdırıyordu.

Z: Hanımım kurban olayım. Öyle demedim, ben onu demedim.

Zeynep abla annemi sakinleştirmeye çalışıyordu. Annem Zeynep ablaya kızıyordu ama anladığım kadarıyla bu onun suçu olan bir konu değildi. Ama Annemi çıldırtan, gizli kalması gereken bir şey olduğu belliydi. “KES SESİNİ” diyerek Zeynep’i susturdu.

A: Görmüş olabilir mi, ya da anladı mı. Yok olamaz.

Annemin sesi sakinleşti, tekrar anlamaya çalışıyordu.

A: Olamaz, imkansız. Sana bile biz söylemek durumunda kaldık. Nasıl olur?

Annem kendi kendine konuşuyordu, birden Suna’yı aramaya karar verdi. Suna 20’lerinin sonunda, çok sessiz, bir deri bir kemik, ruh gibi bir kadındı. Hiç dikkatimi çekmezdi. Neden bahsediyorlar anlayamıyordum.

A: Suna kızım nasılsın, iyiyiz iyiyiz. Sana bir şey soracağıcam. Yok onu değil, hayır, hayır bugün gelmene gerek yok. Sus bir beni dinle. Sen hiç Mert’le son zamanlarda bir şey konuştun mu? Herhangi bir şey?

Karşıdan gelen cevapları duyamıyordum.

A: Hiç mi? Peki hiç etrafında falan dolanıyor mu senin? Şüpheli bir şeyinide mi görmedin? Emin misin bak sakın bir şey saklama önemli bu öğrenirim, şimdi söyle kızmayım. Diğer şeylerle ilgili bir şey falan görmüş müdür? Emin misin, bak sakın saklama bir şey.

Bu soru neydi? Benim Zeynep ablaya olan ilgim ve onu izleyerek yaptığım şeyler ile Suna’nın yaptığı “diğer şeyler” nasıl ilgili olabilirdi?

Kafam çok karışmıştı. Annem Suna ile ilgisi olmadığına ikna olup telefonu kapatı. Zeynep ablaya bu konuları sır gibi saklamasını, ne yapacağına henüz karar vermediğini söyleyip şu an onu suçlamadığını belirtti. Her şüpheli olayı da derhal kendisine gelip anlatmasını da tehditle tembihledi.

Yakalanmamak için son cümleleri beklemeden uzaklaştım ve evden çıktım. Saati gelene kadar evde durmamak şu an en iyisiydi.

Kurulan Yeni Düzen- 4

Olanlar hala canımı sıkıyordu. Sabahın köründe araba ile konuşmadan dolanıyorduk. Bir süre sonra İrem “saat üçe kadar dışarıda böyle vakit geçmez” dedi, “hadi bize gidip kahvaltı yapalım dedi”.

Teklifini kabul ettim ve onlara gittik. İrem’in annesi bizi kapıda yarı uykulu olarak karşıladı, belli ki henüz afyonu patlamamıştı. Kapıyı azıcık aralayıp kafasını uzatarak önce kimin geldiğine baktı. Normalde bu kadar pimpirikli biri değildi. Kapıyı tamamen açınca sebebini anladım, üstünde sabahlığı ile gelmişti ve uyku sersemi doğru düzgün önünü bağlayamamıştı bile. Önü boynundan göbeğine kadar açık bir şekilde üst vücudunu görebiliyordum, sabahlığını tamamen açılmasını sadece göğüs uçları ve belinden yarım yamalak bağladığı kuşak engelliyordu, ufak sayılabilecek hafif sarkık göğüslerinin çoğu ortadaydı.

Hande abla çok rahat bir kadın ve İrem’in nasıl bu kadar rahat ve kafasına buyruk yaşadığının kesin bir ispatı. Hal ve tavırlarına hayranım, olgun kadınlara olan düşkünlüğümü zaten anlamışsınızdır.

Arkadaşlarımın ve sevgililerimim anneleri, akrabaları benim için her zaman arzu nesneleri olmuştur. Arkadaşlarıma Anneleri ile ilgili şakalar yapar, eğer bu konuya açık olduklarını hissedersem hep üstlerine gider ve Annelerini onlara anlattırmaya, teşhir ettirmeye çalışırım. Bir kaç arkadaşım şimdiye kadar bana annelerinin fotoğraflarını göndermişliği var, bazılarının da cinsel detaylar ile annelerini anlattığı oldu. Ama bundan öteye henüz gidemedik.

Hayri isimli bir arkadaşımın annesinin altında mini etek üstü tamamem çıplak fotosunu hala rehberimde saklıyorum Fotoyu babasının telefonunda bulmuş, şanslı adam. Silikonlu ve yusyuvarlak göğüsleri, atletik vücudu, tamamen yapılı bir yüzü, sarı uzun saçları olan ender annelerden. Annesi bazen annem ile görüşmeye gelir, merhaba demeye indiğimde telefonumdan fotoyu mutlaka açmış olurum, bu sarışın milfin altında çoğunlukla dar mini etek olması ve fotoğrafa bu kadar benzer giyinmesi çok hoşuma gider.

Annelerini bana teşhir eden arkadaşlarım bazen konuyu benim Anneme getirmeye çalıştıkları oluyor, bu durumda konuyu kapatıyorum ve bundan hoşlamadığımı kesin bir biçimde belirtiyorum, herkesin hoşlandığı şeyler farklı. Yapı olarak daha çok kendi tatminime düşkünüm ve insanları bu şekilde yönlendirebilmek de beni ayrıca tatmin ediyor.

Hande ablaya dönecek olursak, tanıdığım en hafifmeşrep kadın kendisi, oturmasına kalkmasına hiç dikkat etmez, olağan üstü rahat konuşur ve giyinir. Açık seçik espri ve fıkralara bayılıyor. İrem ile anne kızdan çok arkadaş gibiler, iki kadın bir şekilde başlarının çaresine bakıyorlar. Şu an benden de destek alarak. İrem sevişmelerimize annesi ile ilgili fantezileri getirmeye biraz direniyor, şimdiye kadar geri çevirdiği tek şey bu oldu. Çok üstüne gitmedim henüz ama biraz ısrar edersem ikna olacağını biliyorum.

Her neyse, Hande abla bize kahvaltı hazırlamış hep beraber oturmuş karnımızı doyuruyorduk. Hande abla hareket ettikçe memesinin pembe daire kısmı bir açılıyor bir kapanıyordu, meme boyutuna göre uçları kıyafetten belli olacak kadar büyüklerdi. Göremiyordum ama şekli gecelikten belli oluyordu. Keyfim kaçık olduğundan normalde etkileneceğim kadar etkilenmiyordum. Ben bir türlü neşelenmeyince İrem bunu kendine sorumluluk edinmişti. Beni keyiflendirmek için uğraşırken çıtayı iyice yükseltti ve annesine “Annecim memelerini nerdeyse masaya koyacaksın” diye espri yapacak kadar ileri gitti. Normalde bunu yapmazdı, sanırım beni memnun etmek zorunda hissetmişti. Hande abla bir sağ bir sol memesine bakıp “ayol benim sözümü ne zaman dinledi bunlar ki” dedi ve “İrem ablanız kızıyor hanımlar” diyerek önünü biraz kapattı, ardından “şimdide Mert abiniz kızmaz inşallah” diyerek şuh kahkahasını patlattı. Beni de güldürmüş birazda harekerlendirmişlerdi. Anasının gözü bu iki kadınla vakit geçirmek harikaydı ama çok da kendinimi kaptırmamam gereken insanlar olduklarını biliyordum. İrem güldüğümü görünce ufak bir kıskançlıkla keyiflendi.

Kahvaltının sonuna doğru Hande abla bizi yalnız bırakmak için kendine bir iş uydurmuş evden çıkmaya hazırlanıyordu ki onu durdurdum. Bu gün İremle takılacak havamda değildim, eve erken gidip saatin gelmesini beklemeye karar verdim ve İrem’in ısrarına rağmen apar topar çıktım.

Eve saat 12 gibi vardım. Erken gelmiştim, babamın çalışma odasından iki kadının konuşma seslerini duyunca sessizce oraya doğru kulak kabarttım.

Hata Yaptım 2.Bölüm

Bu olaydan sonra, kendime daha çok çeki düzen vermiş. Dışarıya daha da sertleşmiştim Bu adamı daha önce de görmüştüm ama hiç dikkatimi çekmemişti. Yaşadıklarımdan sonra evden her çıktığımda sokağın karşı tarafından yürüyor ve dükkana göz ucuyla bile bakmamaya çalışıyordum. Dükkanı her gördüğümde rengim sararıyordu.

Ama kaçtığın şey seni bulur misali, ben kaderimden kaçamamıştım. Eşimle yürüyüş yapmaya karar verdiğimiz bir akşam beraber hazırlandık. Şöyle sahile inip geri dönecektik, biraz da bankta otururduk bilemiyorum. Sonuçta birlikte dolaşacaktık. O pazar günü de çok güzel vakit geçirmiştik, eşim gerçekten çok iyi bir insan. Bana nasıl yaklaşılması gerektiğini, ölçüsünde ve kararında çok iyi biliyor.

Siteden çıktığımızda yine sokağa girmiştik. Ben tabi eşimi adeta çekiştirerek tekelin karşısındaki kaldırıma çekmiştim. Tam tekeli geride bırakırken hafif bir ses duyduk.

\- Fatih abi! Hayrolsun akşam gezmesi mi?

Dünyam başıma yıkılsa yeridir. Eşim bu iğrenç adamla tanışmış ve birbirlerine laf atacak kadar samimiyetleri vardı. Eşim birden tekel tarafına doğru yolun karşısına yönelince belki hayatımda ilk kez yaptığım şeyi yaptım ve delicesine korkarak eşimin eline yapıştım. Ben onu çekiştiriyor ama o da beni çekiştiriyor. Beynim ayaklarımın hareket etmesine izin vermese de, eşimin çekiştirdiği elimle kendimi birden oraya yürürken buldum. Bu kabus bitmeliydi hemen;

\+ Seko , napıyorsun? Oturmuşsun dükkanın önüne. Keyif işi mi?

\- Napalım be Fatih Abi. Saat 10’a kadar mesai. Hayırdır ya akşam akşam yengeyi de almışsın.

\+ Şöyle bir yürüyelim dedik. Uğrarım ben sana yine..

\- Tamamdır abi! Yenge selamlar….

Demek ismi Serkan falandı bu iğrenç adamın. Ben adamı unutmaya çalışırken ismini öğrenmiştim. Üstelik eşimin de arkadaşı gibi bir şey çıkmıştı. Gerçi eşimin alkolle falan da pek işi olmazdı. Nadir içtiğini biliyorum ama evde içmezdi. E çoğunlukla da evde olduğu için ne ara ilerlemişti bu samimiyet anlamadım. Herhalde yoldan geçerken selamlaşa selamlaşa böyle ufak bir muhabbetleri olmuştu. “Yenge selamlar” derken bile o sarı dişleriyle yiyecekmiş gibi bakması beni rahatsız etmişti. Eşimin elini öyle bir sıkmıştım ki, o da çok şaşırdı. Aşka mı geldiğimi soruyordu. Sadece o an gayri ihtiyarı elini tuttuğunu söyledim. Garibim sevinmişti bile. Dışarıda ilk kez temas etmiştim belki de ona. Bunca sene sesini çıkarmamıştı belki de ama içten içte çok istediği bir şeydi.

Yol boyunca ağzımı pek bıçak açmadı. Eşim konuştu ben dinledim. Beni konuşturmak için her şeyi denedi ama modum düşmüştü artık. Yine de ne olduğunu anlamasa da, bana kızmadı üstüne neşelendirmeye çalıştı. Çok çok iyi bir adamdı eşim.

Acaba biraz uğraşsam eşimi buradan taşınmaya ikna eder miydim? Henüz kredisini ödüyorduk buranın ama sanki bir şekilde başka bir yerde yaşama fikri daha cazip gelmişti. Evet adam bana açıkça kötü bir şey yapmamıştı, belki biraz benim abartmamdı. Ama içten içte çok rahatsız olmuştum. Bu olayı kendi içimde hafifletemiyordum. Hele eşimin yanındayken bana bakış şekli, ya da benim gördüğüm şey rahatsız ediciydi.

Bu adamdan aldığım elektrik hiç hoş değildi.

Yaklaşık üç gün sonra tekrar dışarıya çıktığımda bu sefer alenen laf atmıştı bana.

\- Yenge sen olduğunu bilseydik suyun parasını almazdık!

Bu ne cüret! Şimdi de istediği gibi seslenebileceği biri yapmıştı beni. Cevap vermedim. Sadece nezaketen gülümsedim. Ama ona bakıp gülümsediğim o an çok çok kısa sürmüştü. Ondaysa yine o yiyecekmiş gibi bakış. Biraz ilerledikten sonra hafif arkama baktığımda arkamdan net bir şekilde bana baktığını gördüm. Acaba eşimle paylaşmalı mıydım? Adam bu olayı kabul edecek değildi tabi ki, yüzeysel olarak bir şey de yapmamıştı. Eşime söylesem acaba kuruntu yapan kişi mi olurdum? Onun gözünde yanlış anlaşılır mıydım? Yol boyunca aklımı bunlar kurcaladı.

Çok güzel bir kadın mıydım tam emin değilim. Evet kendimi çirkin bulmuyorum. Yüzümde bence bir kusur yok. Çok makyajla işim olmasa da gerektiğinde hafif dokunuşlarda bulunurum. Esasında cildim tertemizdir zaten. Hangi ürünü nasıl kullanacağımı iyi bilirim. Ama bu adamın bana bu şekilde bakmasına yetecek miydi yüzüm bilmiyorum. Neyden etkilenmiş olabileceğini düşündüm. Teşhirin t’si bile yoktu bende. Kafamı kurcalayan çok fazla soru. Ne özelliğim vardı gerçekten. Adamın hoşuna giden şey bulup yok etmeliydim bir an önce.

Acaba bundan etkilendim mi diye de sorguladım kendimi. Hoşuma mı gitmişti? Kesinlikle hayır. Adamı görmeyi geçtim, simasını aklıma getirince bile midem bulanıyordu. Erkeklerde hoşuma giden şeyler diye kıstaslarım yoktu gerçi ama bir erkeği beğenecek olsam kesinlikle o kişi bu adam değildi. Giydiği dar tişörtler, fırlayan hafif göbeği, ne anlama geldiğini bilmediğim o dövmeler, anlamsız sakal kesimi….

Bir de eşime bak; uzun boyu, giydiği takım elbiseler, tertemiz suratı, dikkat ettiği fiziği, bakımlı hali…

Kesinlikle aralarında uçurum vardı. İçten içe böyle bir düşüncem varsa da kafayı yemiş olmalıydım. O yüzden bu şüphenin üzerinde fazla durmadım.

Sonraki birkaç gün yeni bir gelişme yaşanmadı. Mümkün olmadıkça dışarı çıkmıyordum.

Taa ki, ablam bana telefon edene kadar. Benden onu bir yere götürmemi rica etti. Eh tabi altımda araba olunca da bir merak. Onun eşinin bırakın arabası doğru düzgün işi bile olmadığından kıt kanaat geçinirlerdi. İster istemez, bir yere giderken bir arabayla gitme fikri onu çok cazip ediyordu. Daha önce de birkaç kez bu şekilde ricada bulunmuştu. Ben kendime güvenmediğimden hep eşime yıkmıştım bu götürmeleri ama o gün eşim müsait olamayınca mecbur bana kalmıştı bu sefer. Ayrıca işime de geliyordu, bu sokaktan yürüyerek çıkmaktansa, arabayla hemencecik uzaklaşmak daha iyiydi. Sırf sokaktan geçecem diye dışarı çıkamıyordum doğru düzgün.

Elbette kendime hala güvenmediğimden, acemi olduğumu iliklerime kadar hissettiğimden önce bir kendimi hazırladım iyice. Dualar ede ede sitenin otoparkına gittim. Yepyeni kırmızı arabamın içine attım kendimi. Yeni plastik kokuyordu valla. İkinci el sayılmazdı bile. Kendi içimde tekrar ede ede öğrendiklerimi hatırladım ve kontağı çevirdim. Aşırı yavaş bir şekilde de olsa, sitenin kapısına kadar gelmiştim.

Ama nerden bilebilirdim ki, o ufacık yokuşu çıkamayacağımı…

Devam edecek

Karaya Dönüş 3

Lale’nin oğlu Onur 21 yaşında 1.70’e 90 kilo, annesi gibi beyaz tenli, kısa saçlı, sakalsız, asosyal yetişmiş biriydi. İkimizde orgazmın doruklarına çıkmış, vücutlarımız terden parlayarak kasılmalarımız hala devam ederken Onur’u fark etmiştik. Lale panik ve korkuyla üzerini örtmeye çalışıyor, bir yandan da oğluna ne demesi gerektiğini düşünüyordu. Bense neler olacağını merak ederek ayakta dikilmiş Lale ve Onur’u izliyordum. Onur daha önce hiçbir kadını çıplak görmemiş, porno izlediği vakitler dışında. Sessiz, öfkeli ve şaşkın bir şekilde annesine bakmaya devam ediyordu.

Onur’a yaklaşmaya başladım ama gözleri hala üzerini yarım yamalak örten annesinin vücudundaydı benimle hiç ilgilenmiyor gibiydi. Arkasına geçip omuzlarından ittirerek annesine yaklaştırdım. Lale daha da gerilmiş ve kapanmaya çalışıyordu. Onur’u yere bastırarak koltuğun önünde diz çöktürdüm. Lale’ye yaklaşıp üzerindeki örtüyü almaya çalıştım. Ama Lale direniyordu. Kulağına eğilip bir sorun olmadığını bana güvenmesi gerektiğini fısıldayıp boynundan öpmeye başladım. Lale gevşeyince örtüyü alıp döllerimin sızdığı amcığını Onur’un önüne serdim. İkisi de sessiz bir şekilde hareketsiz duruyordu. Onur annesinin amcığını izliyordu. Gözlerindeki öfke şehvete dönüşmeye başlamıştı çoktan. Lale ise oğlundan bir tepki alamadığı için korkmaya devam ediyor ve merakla bekliyordu.

B: Onur tatmak ister misin?

O ve L: …………….

B: Eğer annende isterse bunu yapabilirsin, sadece birkaç santim önünde seni doğuran amcık.

Lale bana öfkeyle bakmaya başladı. Ama oğlunun korkusundan hala hareket edemiyordu. Onur gözlerini çıktığı amdan kaldırıp annesinin yüzüne onay istercesine baktı. Lale hiçbir şey söylemiyor veya işaret etmiyordu. Ortamdaki hava buram buram seks kokarken tüm duyularımız açık olayların nereye varacağını merakla bekliyorduk. Onur daha fazla dayanamayıp annesinin amına ağzını dayadı. Lale panikle oğlunun başını kaldırmaya çalıştı ama Onur kararlıydı. Lale de bu kararlılık karşısında çok fazla direnmeyip oluruna bıraktı.

Ben ikisini ayakta izlerken Onur’un şortu eğildi için hafif açılmış, çatalı görünüyordu. Sırtından ve kollarından anladığım kadarıyla Onur tamamen kılsızdı. Yere eğilip Onur’un şortunu dizlerine indirip, götünü biraz geriye çıkardım ve izlemeye başladım. Büyük beyaz bir götü, ufak taşakları ve siki vardı. Görüntü çok fazla davetkardı bende eğilip Onur’un götünü yalamaya başladım.

Onur hiç umursamadan annesinin amını ve içindeki döllerimi yemeye devam ediyordu. Lale alık alık suratıma bakıyordu. Oğlunun ses çıkarmadığını görünce bakmayı bırakmış kafasını amına bastırıyordu. Gözlerimi Lale’den ayırmadan Onur’un götünü yalamaya devam ediyordum. Onur’un götü seğirmeye başlamıştı, bir parmağımı içine sokmaya başladım. Acıyla ahlayıp deliğini kastı, deliğini gevşettiğinde parmağım tamamen içine kaydı. 10 dakika kadar bu şekilde devam ettik artık herkes zevk alıyor. Bakışlardaki öfke,şaşkınlık ve korku yerini şehvete bırakmıştı. Onur’un götündeki parmak sayım iki olmuş üçü zorluyordum artık. Sonunda sikimi iyice tükürükleyip Onur’un götüne dayadım. Lale yanakları al al nefes nefese bana bakıyor gözleriyle yapmamam için yalvarıyordu. Aldırış etmeden Onur’a yüklendim. Onur parmaklarımı sokmaya çalıştığımı sanıp götünü yine gevşetmişti ama parmaklarımın değilde sikimin olduğunu acı bir şekilde anlamış oldu. Onur aldığı acıyla annesinin amına kapanıp ağlamaya başladı. Lale sakince oğlunun başını okşayıp;

L: Tamam en zor kısmı atlattın. Bundan sonrası için acın yavaşça azalacak ve tamamen zevke dönecek. Sakin ol oğlum geçti artık geçti.

O: Annneeee çok can-canım yanıyor. A-ama vazgeçmek is-is-istemiyorum. L-lü-tfen devam et.

Onur’un sözleriyle birlikte hızlanmaya başladım. İlk defa sikilen bir göt kadar güzel ne olabilir. Elbette bunu annesiyle birlikte yapmak. Ve bende bu zevki yaşıyordum. Taşaklarım Onur’un küçük taşaklarına çarpıyor. Onur her defasında inliyor ve Lale oğlunun başını okşamaya devam ediyordu. Onur zevkle inleyerek çıktığı amı sömürmeye tekrardan başlamıştı. Lale’de oğluyla birlikte inliyor. Gözlerimin önünde anne oğul kendinden geçiyordu.

B: İkinizde bu gece benimsin. Sizi doldurmak ve doyurmak çok keyifli olacak.

L: Evet ikimizede erkekliğini göster, doyur bizi

O: Bu kadar zevk alacığımı bilseydim çoktan siktirirdim kendimi üniversitede, daha sert sik ve içime boşal, annemin amcığı gibi döllerinin götümden taşmasını istiyorum.

L: O zaman bende senin beni temizlediğin gibi götünle ilgilenirim ama şimdi çok konuşma ve çıktığın amcığı yalamaya devam et.

B: İkinizde harikasınızzz

Birkaç dakika sonra pozisyonumuzu değiştirdim. Onur’u sırtı üstü yatırıp yüzüne annesini oturttum.  Lale’nin göğüslerini emerken oğlunun içinde tekrardan yerimi alıp kaldığım yerden devam ediyordum. Onur’un erkekliğini tamamen söndürmek istemedim. Gerçi sikini bu zamana kadar asılmak ve işemek dışında kullanmamış biri ne kadar erkekse. Lale’nin ensesinden tutup kafasını oğlunun ufak sikine eğdim. Lale yapmasını gerekeni anlamış, oğluna oral sekse başlamıştı.

O: Anne bu çok güzel, ağzının ve amının sıcaklığı mükemmel.

L: Hoşuna gittiğine sevindim. Bundan sonrasında her fırsatta birlikte oluruz oğlum.

O: Gerçekten mi anne, bunu yapabilir miyiz?

L: Zaten yapıyoruz daha fazla neden yapmayalım ki.

O: Anne sen tanıdığım en ateşli kadınsın. Her zaman beni destekledin ve hala devam ediyorsun.

L: Elbette sen benim ilk göz ağrımsın, herşeyi senin ve kardeşinin iyiliği için yaptım. Bundan sonrada bu şekilde devam edecek.

O: Anne ben sanırım boşalıyorummm, evettt, geliyorum, daha sert sik lütfen, geliyorummmm

Anne-oğulun duygu yüklü bu konuşması ve götünün sikilmesi Onur’u boşaltmaya yetmişti. Lale ağzından çıkarmadan tüm döllerini yuttu oğlunun. Onur’un dölleri tükenmiş ama kasılmaları bitmemişti. Hala orgazm olmaya devam ediyordu. Lale şimdi doğrulmuş oğluna götünü yalatıyor kendiside amını parmaklıyordu. Çok geçmeden Lale’nin nefes alışları sıklaştı ve amını oğluna hizalayıp lezzetli am suyunu fışkırtmaya başladı.

Manzara karşısında iyice şişmiş sikimi Onur’un götüne kökleyip tüm döllerimi akıtmaya başladım. Onur’da annesi ve benim sayemde kalkmamış sikiyle döllerini kasıklarına doğru sızdırmaya başladı. Kasılmalarımız bittiğinde Onur’un götünden çıkıp manzarayı seyretmeye başladım. Açılmış bir göt deliği içi benim döllerimle dolmuş taşmıştı.

B: Hadi oğlunu temizle de, biraz nefes alalım.

L: Tamam, oğlum içinden sakın taşırma ben ağzımı dayayana kadar.

O: Anne acele etsen iyi olur çok fazla doldurdu içimi.

Lale ağzını oğlunun götüne dayadığı gibi Onur döllerimi annesinin ağzına ıkınmaya başladı. Arada ağzını çekip bana yediğin dölleri gösteriyordu. İzlemesi gerçekten keyif vericiydi. Bir kadeh şarap alıp elime muzaffer bir komutan gibi karşı koltuğa oturdum. Bu gece hayatımın en ilginç ve şehvet dolu gecesiydi. Anne-oğulu izlerken sikimi okşamaya başladım. Ama ikisine de (özellikle Onur’a) o kadar çok boşalmıştım ki hiç hareket yoktu. Durum biraz canımı sıksa da yaşanılanların hazzı yeterli diye düşündüm.

Lale oğlunu temizlemiş, dudaklarında kalan dölleri de bir güzel oğluna yedirmişti. İkisi koltukta birbirlerine sarılmış uzanıyordu. Şarap bitince ayağa kalkıp yanlarına gittim ve ellerinden tutup ikisinide kaldırdım. Yatak odasına gidip ikisinin arasına yattım. İkisi de göğsüme başlarını dayamış, ellerinide sikimin üzerine koymuş bir şekilde huzurla uykuya daldık

Karaya Dönüş 2

Cafeden kalktığımızda hava kararmaya yakındı. Akşam yemeği için alışveriş yapıp birlikte Lale’nin evine gittik. 2 +1 sade, sıcak bir evdi. Elimizdekilerle mutfağa geçip yemek için hazırlığa başladık. Mutfağı geniş olmasına rağmen bir yerden bir yere geçerken birbirimize sürtünüp öyle geçiyorduk. Anlayacağınız elimiz işte gözümüz oynaştaydı :D. Bu şekilde yemekleri yapıp masayı donattıktan sonra karşılıklı geçip şarabımızı açarak yemeğe başladık. Yemek esnasında Lale ayağıyla bacaklarıma temas ediyor ara ara yukarı kasıklarıma çıkıyordu. İkimizde artık alkolün rahatlıyla ve azgınlığımızın verdiği hazla yemeği bırakmış birbirimize aç kurtlar gibi bakıyorduk. Sessizliği Lale bozdu.

L: Tatlını bitirmedin, hoşuna gitmedi mi?

B: Hayır hoşuma gitti ama şu an istediğim bu tatlıyı yemek değil.

L: Neyi yemek istersin?

B: Senin sıcak ve sulu tatlın.

Bacaklarını ayırıp eteklerini toplayarak, külotunu kenara çekti ve

L: O halde gel başla hemen.

Bu davetkar tatlı o kadar harika görünüyordu ki, bembeyaz teninde, dudakları kararmaya başlamış iç kısımları pespembe. Çizgi filmlerdeki gibi ayaklarım yerden kesilerek yanına vardığımı söyleyebilirim. Dizlerimin üzerine çökerek kafamı Lale’nin amcığına gömdüm. Amının dudaklarını ağzımın içine alıp iç kısımlarını dilimle yalıyor, tüm kıvrımlarını keşfetmeye çalışıyordum. Tadı o kadar harikaydı ki iyice yüklenip dilimi içine sokmaya ve ağzımla vantuzlamaya başladım. Bir süre sonra Lale yüksek sesle inlemeye ve kafamı daha da sert bir şekilde bastırmaya başladı.

L: Bu şekilde devam et lütfen, çok az kaldı boşalmak üzereyim.

Cevap vermek için vakit harcamadan oral sekse devam ettim. Lale ses tonunu iyice yükseltmiş ve anlamsız, kesik kelimelerle geldiğini söylemeye çalışıyordu. Lale tazyikli bir şekilde ağzıma tüm am suyunu fışkırtmaya başladı. İçebildiğim kadarını içmiş gerisi dudaklarımdan yere akıyordu. Lale kasılmaları bittiğinde elini gevşetip beni kendine çekerek dudaklarıma yapıştı. Ve kendi am suyuyla beraber dudaklarımı emmeye başladı.

L: Bu hayatımda başıma gelen en güzel oral seksti. İlk defa bu kadar çok boşaldım.

B: Bunu yaşattığıma sevindim, bir kadını hiç olmadığı şekilde tatmin etmeyi seviyorum.

L: Şimdi sıra bende, az önceki hizmetinin karşılığını fazlasıyla ödeyeceğim.

Ayağa kalkıp salondaki koltuğa geçtik. Uzun uzun öpüşerek Laleyi kucağıma aldım. Kucağımda ileri geri sürtünürken üstlerimizi çıkardık Lale’nin sağ göğsünü ağzıma alıp uçlarını hafif hafif ısırmaya başladım. Ellerimle kalçalarını sıkıyor, arada şaplak atıyordum. Lale yavaşça aşağıya kayıp fermuarımı açtı ve sikimi dışarı çıkarak nefes almasını sağladı. Başını hafif dil darbeleriyle emerken saçlarını okşuyordum.

B: Ağzının içi de amın kadar sıcak ve sulu, harika bir kadınsın.

Gözlerini gözlerime dikerek gırtlağına kadar almaya başladı sikimi. Bu şekilde devam ederse çok geçmeden boşalırdım. Hemen gelmek istemediğim için ne kadar zevk alsamda sikimi ağından çıkartıp Lale’yi koltuğa çektim.

L: Ne oldu hoşuna mı gitmedi?

B: Çok hoşuma gitti ama bu kadar kısa sürede hem de ağzına boşalmak istemiyorum.

L: Nereme boşalacaksın peki?

Seks sırasında en sevdiğim şey döllerimin am veya götten taştığını izlemektir.

B: Ağzın dışında iki deliğin daha var bunun için.

Üzerimizde kalanları çıkartıp, misyoner pozisyonunda amına girmeye başladım. Gözlerimi gözlerinden bir an olsun ayırmadan verdiği tepkileri izliyordum. Yavaş ve şehvetli bir biçimde amın dibini bulmuştum.

B: Amcığının içi mükemmel, sikimi çok güzel sardı.

L: Evet, yıllardır kavuşmak için bekliyorlarmış gibi

B: Daha fazla bekletmeyelim diyerek içinde git gel yapmaya başladım. Ellerimle göğüslerini yoğuruyor ara ara uçlarını sıkıştırıyordum. Boynundan kavrayıp doğrulttum ve dudaklarına yapıştım. Tekrar geri yatırarak ellerimi belinin iki yanına koydum ve hızımı arttırdım. İkimizde nefes nefese gürültülü bir şekilde inliyorduk. Pozisyonumuzu hiç bozmadan sikişmeye devam ediyorduk.

B: Artık gelmek üzereyim.

L: Bende yaklaştım. Tüm döllerini içimde istiyorum.

B: Amcığın çok fazla sıkmaya başladı geliyorummmmm

L: Bendeee

İçine taşaklarımdaki her bir zerreyi boşaltmaya başlamıştım. Lale de kasılarak belini havaya kaldırmış çığlık atarcasına inliyordu. Olayların içerisinde fark edememiştik Lale’nin oğlu annesine sürpriz yapmak için bugünü seçmiş ve eve gelmişti yaklaşık 5 dakika önce. Salonun girişinde şoka uğramış ağzı açık bizi izliyordu.

Karaya Dönüş Başlangıç

İsmim Gökhan, 27 yaşında 1.85’e 87 kilo, esmer tenli, kel, kirli sakallı, gür bıyıklı, normal vücut tipinde olan biriyim. Liseyi bitirir bitirmez yerli bir denizcilik firmasında ilk seferime çıktım. 9 yıldır aynı firmada farklı gemilerde çalıştım ve şu anda ikinci kaptan olarak devam ediyorum.  Son seferim de Rusya’dan buğday alıp Samsun limanına geldik. Burada yıllık izin için gemiden ayrıldım. Daha önce Samsun’a hiç gelmediğim için 1-2 gün kalmaya karar verip şehri gezmek istedim. Güzel bir otelde oda tutup, valizlerimi bıraktıktan sonra öğlen yemeğini odamda yedim ve biraz kestirdim.  Akşam yemeği için Atakum sahilde bir restorana gittim ve her şeyin başlangıcı olan tanışmamız burada oldu.

Restoranda garson olarak çalışan Lale. Siparişimi almak için masama geldiğinde, gözlerimi ondan alamamıştım. Uzun süredir denizdeydim ama gittiğim her limanda kaçamaklarım olmuştu. Görünüş ve fizik olarak ondan daha iyileriyle olmuştum ama Lale çok farklıydı. Lale; 41 yaşında 1,65’e 60 kilo, siyah saçlı, beyaz tenli, göğüsleri ortalama, basenleri geniş bir kadındı.  Parmağında yüzükte görünmüyordu.  Sıcak bir gülümse ile hoş geldiniz diyerek menüyü önüme bıraktı ve masadan uzaklaştı. Giderken arkasından baktığımda içim tuhaf bir hisle dolmuştu. Menüye dönüp ne yiyeceğime karar verdim ve Lale’ye işaret edip yanıma gelmesini bekledim. Lale tekrar masama gelip yine gülümseyerek siparişimi aldı. Ama bu seferki gülümsemesi sıcak olmaktan öte şehvet içerir gibiydi. Yemeğimi bir başkası getirdi. Biraz bozulmuştum bu duruma. Yemek yerken gözlerim restoranda hep Lale’yi arıyordu. Her defasında göz göze gelip, tebessümle gözlerimizi ayırıyorduk. Yemek bitiminde Lale kahve içmek isteyip istemediğimi sordu. Bende kahvemi kendisiyle sohbet ederek içmek istediğimi söyledim. Gülümseyerek şu an mümkün olmadığını, iki gün sonra izinli olduğunu, eğer hala istersem o zaman birlikte kahve içebileceğimizi söyledi. 2 gün sonra saat 15:00 için sözleştik.

Lale’yi tanımadan şehirden ayrılmam mümkün değildi. Otele dönünce odamın süresini süresiz olarak değiştirttim. Odama çıkıp Lale’yi düşünerek uykuya bıraktım kendimi. Ertesi gün kahvaltıdan sonra şehri gezmeye başladım. Ama nereye gitsem Lale aklımdan çıkmıyordu. Bu şekilde akşamı edip yine Lale’nin çalıştığı restorana gittim. Akşam yemeğimi yerken ufak ufak flörtleşiyorduk Lale ile. Bugünü de bitirip otele döndüm.

Sabah kahvaltıdan sonra otelden çıkmayıp kişisel bakımlarımı yaptım. Saat 14:20’de Lale’nin bahsettiği cafeye gidip oturdum. Sözleştiğimiz gibi tam vaktinde gelmişti Lale. Ayağa kalkıp merhabalaştıktan sonra karşılık oturduk. Siparişlerimizi verip havadan sudan sohbet etmeye başladık. Lale’nin 19 yaşında lise aşkıyla evlenip, 20’sinde oğlunu 22’sinde de kızını dünyaya getirdiğini ve 26 yaşında da kocası tarafından aldatılıp terk edilmiş dul bir anne olduğunu, çalıştığı restoranında teyzesinin kızına ait olduğunu öğrendim.

Lale’ye hem üzülmüş hem de hayran olmuştum. Hayata karşı duruşu beni derinden etkilemişti. İki çocuğu da üniversite için farklı şehirleri tercih etmişti. Yine de Lale bu durumdan memnundu. Çünkü bir anne olarak çocuklarının iyi bir eğitim almasını ve iyi birer hayata sahip olmalarını çok istiyordu bu yalnız kalmak anlamına gelse de. Kocasından sonra erkekler ile ilişkisini sorduğumda ise;

L: Uzun süre boyunca kimseyle birlikte olmadım. Sadece ben ve çocuklarım vardı. Ayrıca erkeklere karşı ön yargılıydım eşek kocam sağolsun.

B: Anlıyorum, zor zamanlardan geçmişsin bir kadın olarak, peki ya sonrasında bir başkasını hiç mi istemedin, sevmedin?

L: 10 seneyi birkaç ay geçmişti. Teyze kızım Aynur, bir arkadaşıyla tanıştırdı beni. 1-2 sene görüştük o her ne kadar evlenmek istese de ben istemedim ve ayrıldık, sonrasında gelip geçen birkaç kişi daha oldu ama hepsi bir hoşlantıydı sadece. Sen neden evlenmedin bu zamana kadar ya da hiç kimseyi sevmedin mi?

B: İşten dolayı karada uzun süre sabit kalmadım hiç, her defasında en fazla 1 ay kalıp sonra tekrar denize açıldım. Süre kısa olunca bağ kurmak kolay olmuyor.

L: O halde benimle kahve içmek istemenin niyeti farklı 😀

B: Birçok kadınla tanıştım ama senden farklı şekilde etkilendim. Sanki daha güçlü bir çekimin var. Seni tanımadan bu şehirden ayrılamazdım.

L: Demek öyle, temelde tanıyabileceğin kadar tanıdın beni. Şimdi neyi istiyorsun?

B: Madem bu kadar açık sözlüsün, hazır şu anda yalnız yaşıyorken harika bir gece geçirmeye ne dersin?

L: Neden olmasın genç ve hoşsun, misafirsin bir de. O yüzden vaktimizi boşa heba etmeyelim.

Hata Yaptım 1.Bölüm

İsmim Nisa, 26 yaşındayım. Eşimle yaklaşık 5 senedir evliyiz. Eşimle tanışana kadar hiçbir erkekle konuşmadım desem yeridir. Gerek aile yapım, gerekse kendi hayat görüşüm dolasıyla erkeklerden hep kaçındım. Saçlarımı babamdan sonra ilk kez eşim gerdek gecesinde görmüştü. Eşimle de görücü usülü tanıştık. Ama kendisine karşı bir sevgim hep oldu. Çok güzel çok dürüst bir adamdır kendisi. Elinden geldiği kadar benimle ilgilenir, sorunlarımızı konuşarak çözer ve her zaman bir ortak nokta bulurduk. Bu evliliğimizi de bir çocukla süslemek istiyorduk ama bunca sene bir çözüme ulaşamadık. Sorunun kimde olduğunun bir önemi de yoktu aslında. İkimiz de bu durum sebebiyle birbirimize herhangi bir kırgınlık veya kendimize bir suçlama yapmadık. Kaderimizde yokmuş diyerek geçiştirdik. Onun dışında yatak odası hayatımız da gayet renkliydi. Tabi ben biraz tutuk bir karakterdim. Nasıl göründüğümden çok, nasıl görünmediğim ile ilgilenirdim. Eşimin yanında bile gayet usturuplu giyiniyordum. Tenimin gözükmesi beni hep suçlu hissettirirdi.

Kendimden bahsedecek olursam. 170 boylarındayım biraz uzun sayılabilecek bir kadınım. Asla kilom çok olmadı ama kalem gibi de değilim. Bazen bölgesel olarak kilo alıp veriyorum. Kilolarımı aldığım yer de genelde basen bölgem olurdu. Onun dışında hiçbir bölgem abartılı değildi. Çarşaf giymesem de, genelde siyah tonlarda bol kıyafetler tercih ederdim. Bu kıyafetler ile boynum vücudumda elim hariç hiç bir bölgem dışarıya gözükmezdi. Başörtüsü olarak da bazen farklı renkler tercih etsem de yine genelde koyu tonlardaydım. Başörtümün altına da sıkıca geçirdiğim bonemle tek bir telimin gözükmesine izin vermezdim.

Kocam öyle kıskanç, sıkan bir insan değildi. Nereye gittiğime, ne yaptığıma hiç karışmaz. Hatta sosyalleşmem için beni teşvik ederdi. Ben ise kendi kendimin bekçisi olarak, kendime nefes bile aldırmazdım. Katı kurallarım vardı ve bunlara uymak zorundaydım. En ufak zaafiyet, canımı fena halde sıkardı. Başka insanların yanında çok az konuşur, her söylediğimi süzgeçten geçirirdim. Eşim dışında yabancı bir erkekle minimum seviyede iletişm kurardım. Hatta zorunda kalmasam hiçbir erkekle de konuşmazdım.

Eşim bir firmada proje müdürü olarak çalışıyor. Maddi durumumuz gayet iyi. Bana da bir araba almıştı yakınlarda. Ama gerek ehliyet alma sürecinde, gerek arabaya alışma sürecinde hiç kendime güvenemedim. Pek fazla kullanmamaya özen gösteriyorum. Bir yere gideceksem yürümeyi tercih ediyordum.

O gün, yani tüm bu olayların başladığı gün. Arkadaşımın evinden, kendi evimin olduğu siteye doğru yürüyordum. Tam o sırada kendimi biraz halsiz hissettim. Sitemizin olduğu sokakta sadece bir Tekel Bayii var. Normalde asla içeri girmeyeceğim bir dükkan. Yani evin içindeyken bir ihtiyacım olduğunda online market sistemini kullanırdım. Ama o an su içmeye ihtiyacım olduğundan ve eve kadar sabredemeyeceğimden dolayı o dükkana giriş yaptım.

Kasada esmer, orta boylu, kirli sakallı ve kollarında garip dövmeler olan bir adam vardı. Saçları kısa kesilmişti. Üstünde siyah dar bir tişört, altında da açık mavi bir kot pantolon vardı. Tüm bu çıkarımlarımı da ona sadece 3 saniye bakarak yapmıştım. Daha sonra göz teması bile kurmayarak su istedim;

– Dışarıda dolapta!

Dükkanın önüne çıkıp dolabı açtım ve suyumu aldım. İçeriye tekrar yönelip. Yine adamın gözlerine bakmadan suyun fiyatını sordum.

imam hatip porno sex hikayeleri türbanlı kızlar porno hikayeler

– 5 Lira!

O anda aklıma hiç bozuğum olmadığı geldi. Cüzdanımı açtığımda 200 liralardan başka bir şey göremedim. Kusura bakmamasını söyleyerek 200 lirayı uzattım. Parayı uzatırken, sanki bilerek isteyerek parmağını elime değdirdi. O anda aniden suratına baktım. İğrenç bir sırıtış ile beni süzdüğünü fark ettim. Ellerim hariç tek bir noktamın gözükmediği, hatta giyim tarzımdan vücut hatlarımın belli bile olmadığı beni bu korkunç bakışlarıyla süzen adam beni rahatsız etmişti. Hemen oradan ayrılmak istiyordum. Üstelik bana dokunma cüretinde bulunmuştu. Para üstümü vermesini beklerken ağzından şu cümleler döküldü adamın;

– Bir su için verilir mi bu para ya. Neyse hallederiz!

Konuşurken sanki bir yandan gülüyordu. Keşke hiç gelmeseydim diye düşünüyordum buraya. Kasanın arkasından çıktı, dar dükkanın içinde yanımdan geçip dışarı çıktı. Yanımdan geçerken dirseği hafifçe vücuduma temas etmişti. Büyük bir ihtimalle yine bilerek yapmıştı bunu. Kendimi tacize uğramış kadar rahatsız hissediyordum. 1 veya 2 dakikalık bekleme sonucu geldi ve yüzünde korkunç bir sırıtmayla para üstünü bana uzattı. Büyük ihtimalle sigaradan sararmış dişleriyle bana şu cümleyle veda etti;

– Yine bekleriz!

Korkunç duygularla, iğrenerek o dükkandan ayrıldım. Aldığım suyu içememiştim bile. Eve zor attım kendimi. Bir daha asla o dükkana uğrayıp o adamı görmek istemiyordum. Yaşadıklarımı belki abartıyordum ama çok rahatsız hissetmiştim. Aslında biraz da hata bendeydi, öyle bir dükkana girmemeliydim. Bu adamla ilk ve son karşılaşmamın bu olmasını umuyordum.

Derken akşamı bulduk ve eşim geldi. O kadar kötü hissetmiştim ki bugün. Gelir gelmez ona sarılıp ağlamaya başladım. Ne olduğunu anlamadı, çok fazla sordu ve benden hiç cevap alamadı ama geldiği saate rağmen beni sakinleştirene kadar da teselli etti.

Bugün yaşadığım o iki temas bende derin suçluluk uyandırmıştı. Tekelci adamdan iliklerime kadar nefret ediyordum.

Özgür Ruhlar IV/IV

Ertesi gün hiç vakit kaybetmeden Cenk Hakan’ı aradı. Aklından geçenleri anlatıp, Hakan’ın da fikirlerini aldı. Düğün organizasyonunu Hakan yapacak , yüzükleri ve balayı biletlerini Cenk ayarlayacaktı. Birlikte bir kuyumcudan iki alyans aldılar. Cenk karısının ölçüsünü biliyordu, Demir’in ölçüsünü de Selinle Demir duşa girdiğinde Demirin çıkardığı bir yüzükten almıştı. Kostüm olarak Selinin jartiyer, çorap, eldiven, Demir’inde bir papyon takmasını düşündüler Hakan Selin için bir duvak, beyaz file çoraplar, jartiyer, eldiven ve de takı olarak memeleri için meme ucuna takılan piercinglerden aldı. Demir’e siyah ipek papyon ayarladı. Ayrıca üzerinde iki damat ve bir gelin olan iki katlı bir düğün pastası yaptırmayı da ihmal etmedi. Bu arada Cenk’de Yunan adalarında ikisi için bir haftalık bir balayı paketi satın almıştı. İş bu organizasyonu son ana kadar saklayıp sürpriz yapabilmekti. Cenk ve Hakan bu konuda da kafa yorup, Demir’le Selin’i, size bir sürprizimiz olacak deyip bir araya getirmeye karar verdiler.

Nikah günü geldiğinde, Cenk, Demir’le Selin’in dışarıda baş başa olmalarını sağlayıp, Hakan’la eve gittiler. Yaptırdıkları pastayı sakladılar. Hakan’ın getirdiği aksesuarları açıp Selin’in giyeceklerini yatak odasına, Demir’inkini de diğer odaya yerleştirdiler. Yüzüklere kurdele takıp hazırladılar, her şey hazır olunca Cenk Selin’e telefon açıp, Demir’le eve gelmesini, Hakan’la onlara bir sürprizlerinin olduğunu söyledi. Merak eden Selin ne kadar ısrar etse de sürprizin ne olduğunu öğrenemedi. İki sevgili eve geldiklerine Hakan’la Demir’i sohbet ederken buldular ve evde hiçbir olağanüstülük de yoktu. Selin içinden Cenk şaka yapmak istedi herhalde diye düşünürken kocası yatak odasına gidip onu yanına çağırdı, içeri giden Selin ne oldu sevgilim diye sorunca bekle lütfen dedi ve içeri gidip Hakan’ı yatak odasına yolladı. Selin Hakan’ı karşısında görünce şaşırdı.

Hakan ondaki şaşkınlığı görünce sürpriz başlıyor Selin’ciğim deyip getirdiği giysileri çıkardı,

-Şimdi sana bunları giydireceğim .

Ne ki bunlar diye sorarken Selin, duvağı görünce heyecandan titreyerek,

-Tahmin ettiğim şey deme sakın mutluluktan ölebilirim.

-Evet bebeğim, seni sevgilinle evlendireceğiz ve nikahınızı da ben kıyacağım.

Selin çocuk gibi mutlu olmuştu. Hemen çırılçıplak soyunup beyaz file çorapları ve jartiyerlerini giydi. Ayna da çekici bir makyaj yaptı. Parfümünü sıktı, son olarak Hakan sevgilii arkadaşının duvağını indirip memelerine getirdiği piercingleri taktı. Kırmızı topuklu stilettolarını da giydiğinde Selin muhteşem bir gelin olmuştu. Bu sırada Cenk Hakan’a siyah ipek papyonu verdi. Hakan olanlara şaşkınlıkla bakıyordu. Cenk gidip pastayı da getirdiği halde hala ne olduğunu tam olarak anlamamıştı.

“Damat bey ne bakıyorsun aval aval evleniyorsun birazdan” dediğinde Cenk, kimle diye sordu farkında olmadan. Cenk Demir’in bu şaşkın sorusuna kahkahalarla gülmeye başladı.

“Selinle oğlum kimle olacak” dedi. Bu sırada Hakan Selini koluna takmış odaya doğru geliyordu. Yüzünü örten duvağın altında dipdiri memeleri ve memelerinden sarkan piercingleri, uzun sütun gibi bacaklarını saran file çoraplar ve yüksek topuklularla Selinin güzelliği ve bir gelin olarak çekiciliği karşısında hem kocası hem de Sevgilisi hayranlıkla baka kalmıştı. Hakan Selini getirip Demir’in karşısına geçirdi Selin’in ellerini Demir’in ellerine verip konuşmaya başladı:

-Bugün burada değerli arkadaşım Cenk’in sevgili karısı, arkadaşlığıyla onur duyduğum güzel arkadaşım Selinle partneri, sevgilisi, Demir’in, aşklarını ve beraberliklerini evlilikle taçlandırmak için bir aradayız. Bizler çoklu aşka ve seks özgürlüğüne inanan, aşkta ve sekste sınırların olmadığını düşünen insanlarız. Bu düşüncelerle sizler Selin ve Demir, Cenk’in destekleri ve size tanıdığı özgürlükle birbirinizi sevdiniz, seviştiniz. Aşk ve seksle dolu geçen vakitlerin ardından da karı koca olma zamanınız geldi. Bu özel törende temsili nikahınızı kıymak ve de evliliğinize şahitlik yapmak için bir aradayız.

Hakan’ın bu sözleri Selin’in gözlerini doldurmuş Cenk’e minnettarlık dolu gözlerle bakıyordu. Cenk’de karısına büyük bir sevgi ve şefkatle gülümsedi. Hakan Seline dönüp sordu:

– Sevgili Selin, kalbini verdiğin diğer erkeğin olan Demir’i sevmeye devam edeceğine, ona eşlik yapıp, yatağını ve kalbini açacağına söz veriyor ve onu kocan olarak kabul ediyor musun?

Selin, adeta gerçek bir nikah törenindeymiş gibi, mutluluk ve heyecanla dolu olarak “evet” dedi, Hakan Demir’e dönüp sordu:

-Sevgili Demir Selin’i sevmeye devam edip, onu koruyup kollayacağına, onun ve Cenk’in evliliğine saygı duyacağına söz veriyor ve Selin’i karın olarak kabul ediyor musun?

Demir heyecandan titreyen sesiyle “evet” dedi. Hakan bu sefer Cenk’e dönüp

-Sevgili Cenk sen kocası olarak Selin’in Demir’le evlenmesine izin veriyor ve şahitlik ediyor musun?

“Evet” diyerek gülümsedi Cenk.

Hakan da;

-Ben de sizi aşkın ve seksin adına karı koca ilan ediyorum ve hep birlikte bir yastıkta kocayın diyorum” dedi ve Cenk’in getirdiği yüzükleri sırasıyla Selin’e ve Demir’e verdi. Selin’nin yüzüğünü Demir, Demir’in yüzüğünü Selin taktı. Hakan “damat gelini öpebilir” dediğinde, Demir Selin’in duvağını kaldırdı ve karısının dudaklarına dudaklarını yakıştırdı. Hakan ve Cenk bu anı alkışlarla kutlarken Hakan bir yandan yeni evlilerin fotoğrafını çekerek bu anı ölümsüzleştirdi. Cenk pastayı ortaya getirdiğinde Selin de Demir’de hem şaşırdılar hem çok mutlu oldular. Her şeyi düşünmüşsünüz diye teşekkür ettiler. Selin ve Demir pastalarını kesip birbirlerine yedirirken Hakan onları fotoğraflamaya devam ediyordu. Selin pastadan kestiği bir dilimi de Cenk’e yedirip

Hakan’a “kocamla da çeker misin” diye rica etti.

Bu jest karşısında Cenk çok mutlu oldu. Daha sonra Hakan Selini iki kocasını yanına almış bir şekilde, kocaları memelerini emerken ve daha bir çok şekilde fotoğrafladı. Son olarak Cenk Balayı biletlerin de takdim ettiğinde, Cenk’in bu sürprizi her ikisini de ama özellikle Selin’i inanılmaz mutlu etmişti.

“Seni çok seviyorum aşkım” diye kocasına sarılıp öptü. Selin çırılçıplak kostümü içerisinde inanılmaz çekici görünüyordu. Cenk Demir’le Selinin ellerinden tutup yatak odasına doğru götürdü “şimdi gerdeğe girme zamanı, Hakan’ın ve benim şahitliğimde Selin’in kızlığın bozacaksın” diyerek güldü. Dört arkadaş yatak odasına geçti. Selin ve Demir sevişirlerken Cenk Hakan’a dönüp fısıldadı,

-Ne iyi etmişim onları evlendirmekle, karımın gözlerindeki mutluluğu görmek her şeye değerdi, sana da bu kusursuz organizasyon için çok teşekkür ederim dostum.

-Benim için büyük keyif ve onur diye cevapladı Hakan.

Yeni evli çift şehvetle sikişirken kocası ve arkadaşları onlara bakarak mutluluk içinde 31 çekiyorlardı.

SON