Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Yaz Tatili – Bölüm 2

Güzel geçen bir yolculuğun ardından otele sonunda varmıştık. Giriş işlemlerimizi yaptıktan sonra odalara 2’şerli bir şekilde dağılmıştık. Sevgilim Alara ve ben bir odada, ablam ve annem bir odada, yakın arkadaşım Emre ile annesi Bahar bir odada kalacaktı. Çok yorulduğumuz için hemen odalara çıktık ve biraz kestirdik. Ardından uyandım, yanımda Alara hala uyuyordu. Onu uyandırmak için a.ını yalamaya başladım, çok uzun sürmeden inleye inleye uyandı. Bana gülümsedi ve kısa bir süre daha yalamaya devam ettim. Ardından cropun dışından memelerini okşamaya başladım. Ondan sonra öpüşmeye başladık. Biz öpüşürken onun elleri benim vücudumda geziyordu. Kısa bir süre böyle yiyiştikten sonra Alara elini s.kime attı, pantolonunun üstünden okşamaya başladı. Biraz okşadıktan sonra hafif gülümseyerek kemerimi çözdü ve s.kimi dışarı çıkardı. 16 cm’lik s.kimi emmeye başladı. Gözlerimin içine bakarak yalarken elleriyle taşaklarımı okşuyordu. “Devam et aşkım!” diyerek kafasını bastırmaya başladım. Bastırdıkça daha sert yalamaya başladı. Yaklaşık 5 dakika sonra ağzına boşalmaya başladım. Hepsini yuttu.

S!kim hala kalkıktı. Gülümsedi ve yavaş hareketlerle s.kimi içine almaya başladı. Yavaşça üstüne oturuyor, belini oynatıyordu. Tamamını alınca durdu ve yavaş hareketlerle zıplamaya başladı. Çok yavaş zıplıyordu, ben altında kuduruyordum, direk dudaklarıma yapıştı ve üstüme yattı. O pozisyonda ileri geri yapıyordu. Ben omuzlarını okşuyordum. “Memelerini ver ağzıma!” deyince birini ve verdi ağzıma. Bebek gibi emiyordum. Alara zıplamalarını arttırmıştı. 15 dakika kadar bu pozisyonda s.kiştik. Sonra altıma aldım, o pozisyonda pompalamaya devam ettim. Ben pompaladıkça daha da ayırıyordu bacaklarını. Kafasını iyice eğiyor, giriş çıkışıma bakıyordu. Boynundan sertçe tutup öpmeye başladım. Arada memelerini yoğuruyor, onları emiyordum. Sesini çıkaramıyordu. Bir müddet öyle siktikten sonra içinden çıktım ve etrafı zevk suları ile dolu s.kimi ağzına verdim ve boşalmaya başladım. Yine hepsini yuttu. Ardından ikimiz duşa girdik, duş aldıktan sonra giyindik ve akşam yemeğine doğru indik.

Yemek sırasında annem ve ablamla karşılaştık, yakın arkadaşım Emre ve annesi de bir masada bizi bekliyormuş. Yemeğimizi aldık, masaya geçtik ve yemeğimizi yedik. Oteldeki akşam eğlencesini izlemek için masalara geçtik..

Kafama Göre 9

Eve girdikten sonra direkt uyumuşum sabaha kadar deliksiz bir şekilde uyudum. Sabah uyandığımda okula gitmek için hazırlandım. Kahvaltımı ve duşumu aldıktan sonra evden çıktım otobüs durağına gittiğimde Merve oradaydı (Mertin siktiği kız) çok sexi duruyordu inanılmaz derecede hemde sabah azgınlığından mı olsa gerek bilemedim çok güzel gelmişti gözüme zaten sabah 31 de çekmemiştim bunun etkisiyle daha da azgındım yani. Merve’de sabah sabah çok güzel bir makyaj yapmıştı saat bu kadar erken olmasına rağmen. Evim okula çok olmasada uzaktı bende erkenden otobüse binip gidiyordum ama hiç Merve’yi görmemiştim burada çok fazla sorgulamadım ve yanına gittim üzerine götünü tam sıkan ve ortaya çıkaran bir tayt giymişti inanılmaz sexiydi üzerinde bir crop vardı kısa kollu. Bu şekilde yanına gittim

-Günaydın

Yüzünde hınzır bir gülümsemeyle

-Sanada günaydın tabi sanada

O böyle deyince aklıma takımlara bakmak geldi. Sikimin kalktığını farketmeden kızın yanına gitmiştim. Dimdik yarrakla karşısındaydım. Neyse artık olan oldu dedim ve

-Güzel görünce uyanıyor

-Farkettim, bence onu indir ama

-Sen indirmeye ne dersin

-Ne o Tuğçe yetmiyor mu

-Pek değil

-Sesleriniz öyle gelmiyordu ama

-Çok mu geldi ses

-Sanki öldürüyormuşçasına

-Sende denemek ister misin

-Çok fazla

Aramızda ki mesafe çok azalmıştı saat daha sabahın körü olduğu için kimse de yoktu, acabalarla düşünürken ondan bir hamle geldi bir anda dudaklarıma yapıştı, sanki ruhumu çekiyormuş gibiydi ellerimi o sıkı kalçalarına attım ve biraz daha öptükten sonra zor da olsa kendimi dizginledim ve ayırdım dudaklarımı.

-Bugün spor salonuna gel

-Ama Tuğçe ne olacak

-Sana geleceksin dedim, eğer Tuğçe’yi o kadar merak ediyorsan gel beraber sikeyim sizi

-Bunun tadına yalnız bak bence

-Öyle diyorsan

Biz konuşmamızı bitirdiğimizde otobüste gelmişti. Birlikte Yanyana koltuklara oturmuştuk hava daha çok yeni ışıldamaya başlamıştı güneş daha gökyüzünde ki yerini almamıştı. Otobüste nispeten boştu, biz Merve ile en arka köşe koltukta en önde bir teyze ve amca bir de otobüs şöförü vardı. Ben köşeye geçtim Merve’de yanıma oturdu bu şekilde biraz yol gittikten sonra okulun yakınlarına doğru elimi taytından içeri attım. Hemen irkildi ve bana “otobüste insanlar var görmüyor musun” kulağına eğildim ve “Onlar bizi göremezler ana odaklan” dedim ardından elimi o müthiş kalçasına attım güzelce sıktım Merve dudaklarını ısırıyordu elimi biraz daha aşağı indirdiğimde amcığına varmıştım sırılsıklamdı hiç kıl yoktu yani benim hissettiğim. Orta ve yüzük parmağımı aynı anda içine hızlıca soktum o yüzündeki ifade paha biçilemezdi harikaydı. Artık okula çok yaklaşmıştık ve bir öğreni sürüsünün otobüse girmişti, bende elimi içerisinden çektim. Çıkardığımda ıslanmış parmağımı yüzüne bakarak ağzımın içine aldım, yaladım. Merve boşalamamış olmanın verdiği sinirle bakıyordu yüzüme. Neticede otobüste boşaltamazdım onu ama biliyordum ki öğle arasını iple çekiyordu çünkü inanılmaz derecede azdırmıştım onu. Otobüsten indik ve okula girdik, gayet sıradan bir şekilde sınıflarımıza gittik yolda da öyle abartı bir şey olmadı, gayet sıradan bir gündü ama bu günü şenlenmesini sağlayacak şey öğle arasıydı bizim öğle arasından önceki dersimiz 5.ders ve fizik hocamızın dersi kendisi 60 küsür yaşlarımda ve bizim bildiğimiz 40 yıldan fazla bir süredir öğretmen. Bizim bildiğimiz diyorum çünkü kendisi de tam bilmiyor. Baya kral adamdır ama kafandan gidik. Onun dersinde uçanı kaçanı herkes parlar. Bizde tabiki nasibimizi aldık onun derslerinde yoklamayı alır çıkardık hatta yoklamayı aldırmadan gönderip kendimiz almışlığımız da çoktur. Yine bu şekilde yapıp bütün ders hatta ondan sonraki dersi de bu şekilde geçirmeyi düşünüyordum ki öyle de yaptım. Derse bile girmedim 4.dersin tenefüsünde hemen Merve’yi bulup bu ders spor salonuna gelmesini söyledim. Bugün bedenciler komple seminere gidecek oldukları için salon kapalıydı ve salonun anahtarını görevliye bırakmışlardı Ali abiye. Ali abide bariz bir şekilde sıyırmış biri onun görmediği bir anda salonun anahtarını kaptığım gibi fırladım ve binaya girdim. Zaten ne aldığımı farkederdi ne beni bulabilirdi. Zilin çalmasını bekliyordum derken zil çaldı ve Merve görünmüştü. Sikim dimdik olmuştu azgınlığım etkisinden olsa gerek normalden de güzel gelmişti gözüme. Salonun kapısını açtım ve içeri girdik. Merve ile içeri girdim ve kapıyı kapattım. Merve’nin arkası hala dönüktü arkadan götüne yaşlandım

-Artık hazineyi keşfedebilir miyim

-Senindir hazine azgın boğam benim

Dedi ve arkasını döndü. Hemen dudaklarıma yapıştı kollarını da boynuma atmıştı, bende kucakladığım gibi erkekler tuvaletinin yolunu tuttum. Kapıyı açtım ve banyoya girdim banyolar her gün temizlendiği için rahattım. Üzerimizde ki her şeyi bir çırpıda çıkardıktan sonra birbirimizin üzerine atladık adeta ben tekrar onu kucağıma almıştım ikimizde çıplaktık onun yumuşacık memeleri bana değiyor ve yanıyordu adeta. Bacaklarını öyle bir dolamıştı ki belimi kıracakmışçasına. Sikim kazık gibi olmuştu. İkimizde çok azmıştık daha fazla beklemeden sikimi yerleştirdim ve içine girdim

-Ohhh çok güzel

-Daracık amcığın var Merve ohhh

Gerçekten de muhteşem ötesi bir amcığı vardı harikuladeydi. Ben alttan döşemeye başlamışken bir yandan da suyu açmıştım ama su akmaya başladığımda buz gibiydi. O anın büyüsünden kaynaklı hiç değiştirmedim zaten Merve’de değiştir demedi bana uydu. Su soğuk olduğu için daha fazla sarılıyorduk birbirimize, tabi siktikçe ısınıyordum o suyun altında sıcacık ve saracak amcığın içinde olmak işte bu harikaydı. Ben soktukça Merve’de bende inliyorduk ikimizde kendimizden geçmiştik alttan gelen şap şap sesleri ve ikimizin öpüşmesi beni sona daha fazla yaklaştırıyordu. Merve alttan sırtımı çizmeye başlamıştı canım yandıkça daha da hızlı ve sert bir şekilde girip çıkıyordum nasıl geçirdiyse tırnaklarını canım öyle bir yanıyordu ki ama bu verdiği zevkin yanında bir hiç sayılırdı. Artık sona yaklaşmıştım

-Boşalıcam

-Ben çoktan bıraktım seni bekliyorum

Tüm gücümle kalan son enerjimle içine boşalmaya başladım. Taşşaklarımda ki bütün döllerin aktığını hissediyordum boşalmam bittiğinde ikimizinde pili bitmişti. Orada güzelce birbirimizi elleye elleye yıkadık

-Seni nasıl Tuğçe’ye bıraktım inanamıyorum amcığım yanıyor sanki

-Bende seni nasıl Mert’e bıraktım ona inanamıyorum

-O gece senin koynunda olmak için neler vermezdim

Götüne bir şaplak attım ve iki elimle de götünü sıkarak boynunu öpmeye başladım

-Bir posta daha mı istiyorsun aslan kocam

-Neden olmasın ki

-Evet neden olmasın ki

Tekrar öpüşmeye başladık, öpüşürken alttan sertçe götüne vuruyor Merve’de ağzımın içine inliyordu. Öpüşmeyi bıraktım ve muhteşem vücudunu öpmeye yalamaya başladım memelerinin uçlarımı koparırcasına ısırıyordum birini yalıyor diğerine geçiyordum, biraz daha alta indim ve az önce siktiğim amı yalamaya başladım ben yaladıkça Merve inliyordu kimse olmadığı için rahattık yaladıkça amının suyu daha da fazla şekilde geliyordu çok güzeldi yaladıkça yalıyordum Merve’yi duvara doğru çevirdim ve götünü yalamaya başladım kara incisi öyle güzel duruyordu ki anlatılmaz. Ben parmaklarımla orayı iyice genişletmeye başladım. Önce bir parmağımı sonra iki en son üçüncüyüde soktuktan sonra sikimi sokmak için yeltendim

-Aşkım yapma çok acır

-Ben senden izin aldım mı

-Ama yapma çok acır

-Buraya kadar gelmişken bu götü sikmeden gitmem

-Başka zaman yaparız söz

Boynundan tutarak kendime çektim

-O götü sikmeden hiç bir yere gitmem

Merve bana masum gözlerle baktı ve durumu kabullenmişçesine alnını dayadı duvara bende sikimin başını ve deliği tükürüklerinden sonra kafasını soktum ama Merve bağırıyor altımda yavaş yavaş santim santim sokuyordum sikimi içine Merve ağlar gibi sesler çıkarıyordu. Elimi amcığına attım ve okşamaya başladım diğer elimle de memelerini okşuyordum. Artık deliği sikime iyice alıştığında git gellere başladım

-Ahh aşkım çok güzel bebeğim sik beni kocam sik beni kocacımmm

Ben bu deliği hızlı hızlı sikerken bir yandan sertçe tokatlıyordum Merve’nin götünü kıpkırmızı olmuştu götü. Her vuruşumda duvarla aramda eziliyordu Merve. Gerçekten harikaydı. Ben siktikçe Merve’den çıkan inilti sesleri de zevkime zevk katıyordu. Meeveyi boğazından tutarak kendime çektim ve arkadan vurmaya devam ediyordum

-Nasılmış götten vermek

-Çok güzel aşkım çok

-Benden başkasını verecek misin

-Hayır kocamsın sen beni sikicimsin

-Neyinim neyinim

-Sikicimsin azgın boğamsın

-Ahhh aferin orospum benim

-Evet senin orospunum ben

-Nerene boşalayım orospum

-Amcığıma boşal akıt içime herşeyini

Sikimi götünden çıkarıp amına hızlıca soktum zaten sondaydım birkaç vuruş sonra içine ne var ne yok akıttım. Boşalmam bittiğinde bende bitmiştim Merve’nin de benden aşağı kalır yanı yoktu. Merve’yi ve kendimi bir güzel yıkadım artık çıkmamız gerekiyordu ama ikimizin de ayakta duracak hali yoktu. Son bir gayret ayağa kalktım üstümü giydim bir de bunu kaldırdım ve giydirdim. Birlikte zor bela çıktık salondan kapıyı tekrar kilitledim ve Merve’yle bahçeye çıktık ben anahtarı kulübeye fırlattım ve Merve ile sınıflara kadar yürüdük

Annem ve Teyzem 2. Bölüm

Ben yeni araba binmiştim. Sağolsun eniştem depoyu da fullemiş. Koltuk poşetleri bile üstündeydi. 5 10 dakika arabayı inceledim. Teyzem de benimle bakıyordu. Arka koltuk baya genişmiş dedim. Teyzem bana doğru döndü

T:” Arka geniş artık ne yapacaksan dedi”
B:” Yok teyze ne yapacağım sadece öylesine söyledim”
T:” Tamam canım ama sonra baksan arabana. Biraz acelem var biliyorsun”
B:” Tamam teyzem hadi gidelim”
Teyzem alışveriş merkezinin adını söyledi ve oraya doğru yola çıktık. Ben hem arabanın heyecanı hem de askerden gelmiş olmanın verdiği mutluluk ile giderken teyzem sessizliğini bozdu.
T:” Canım bak tekrar kusura bakma daha ilk gün seni yoruyorum ama bunun ödülünü veririm. Cidden planların varsa ben taksi le hallederim işimi”
B:” Yok teyzem ne alakası var. Gidiyoruz işte. Sana söyledim hem sevgilim yok. Hemde bir kraliçe gezdiriyorum. Mutluyum”
T:” Bak bak hep de kraliçe. Yaşlımıyım yani onu mu söylüyorsun. “
B:” Ne alaksı var teyzem değerini bilmen için söyledim”
T:” Tamam tamam şaka yaptım”
Alışveriş merkezinin kapalı otoparkına girdim. Arabayı park edip teyzemin kapısını açtım.
B:” Buyrun kraliçem”
T:” Çok teşekkür ederim kibar beyefendi. Bak böyle yapıp şımartısan hep böyle hizmet isterim haberin olsun.”
B:” Seve seve kraliçem”
Teyzem gülerek koluma girdi ve alışveriş merkezinden içeri girdik. Teyzem alacaklarını söyledi mağazaları dolaşmaya başladık. Ama hep yazlık kıyafetlere bakıyordu. Şort askılı body,pareo gibi.
B:” Teyzem hayırdır tatil alışverişi mi ? “
T:” Evet canım tatil alışverişi. 3 gün sonra tatile gidiyoruz”
B:” Anladım ne güzel dedim”
T:” Canım ablam ve sende geliyorsun. Bunu sana söylemedik sürpriz olacaktı ama çaktırma olur mu?”
B:” Tamam da niye süpriz olsun ki teyzem”
T:”Karıştırma orasını” dedi ve alışverişe tekrar döndü. 7 8 parça kıyafet alıp ödemeyi yapıp çıktık. Sonrasında ünlü bir iç giyim mağazasından içeri girdik
B:” Teyzem ben istersen dışarıda bekleyeyim sen rahat rahat gez”
T:” Abartma istersen canım ne var bunda. Gel gel hem fikir verirsin bana. Mayo ve bikini alacağım”
B:”Tamam”

Mayoları ve bikinileri tek tek bakarken benim sürekli gözüm teyzemin güzel götüne kayıyordu. Sikim çadır kurmuştu artık. Dokunduğu her bikini ve mayo da onu hayal ediyordum. Sonrasında adet bikini ve 1 adet mayo beğendi. Sonrasında iç çamaşırı kısmına geldik ve oradan takımlara bakmaya başladı. Benim elimde mayo bikiniler teyzem çok rahat bir şekilde bakıyordu.

T:” Canım bu sence nasıl”
B:” Teyzem bilemedim şimdi. Bence güzel ama ben siyah tercih ederdim.”
T:” Tamam utanma tamam siyah bakalım”
İç çamaşırları da seçtik kasaya yaklaştım ve ödemeyi yaptım. Sonra baya zaman geçtiği için hemen arabaya doğru koşar adımla gitmeye başladık. Randevu saatine az kalmıştı. Tam o sıra teyzem ayağın burktu sanırım ve bağırdı. Hemen durdum ne oldu dedim.

T:” Off çok acıyor sanırım ayağımı burktum”
B:” Dur teyzem bakayım”
T:” Dur canım arabaya binelim basamıyorum”
Teyzemin koluna girdim ve arabaya oturttum. Ön koltukta kapı açık teyzemin ayakkabısını çıkarttım ve bileğine bakmaya başladım. Çok bir şey gözükmüyordu ama sanırım incitmişti. Buz fikri geldi aklıma teyzeme biraz beklemesini hemen buz bulacağım dedim ve onu arabaya bindirerek yemek katına doğru çıktım. Oradan bir fast food zincirinden rica ettim hemen verdiler. Arabanın yanına indiğim de teyzem telefonla konuşuyor ayağından bahsediyordu. Ben o sıra buzlara saracak bir bez arıyordum. Ama araba da bir şey yoktu.

T:” Neye bakıyorsun canım ? “
B:” Teyzem buzu koyacağım bir bez bakıyorum ama bulamadım.”
T:” Teyzem dur bakayım. Canım şu arkadaki paketleri verirmisin.”
Paketlerin için karıştırırken siyak bir bez gibi bir şey çıkarttı.
T:” Ver buzları bana. Ben hallederim sen geç bin arabaya kuaföre geç kalmayalım”
B:” Tamam ama eminmisin teyzem. Bu halde istersen gitmeyelim.”
T:” Yok yok daha iyiyim sen sür canım.”
Teyzem bunu söyledikten sonra karton bardaktan buzları alıp bez içine koyarak ayağına masaj yapmaya devam ediyordu. Yaklaşık 10 dakikalık sürüşün ardından kuaföre gelmiştik. Teyzem elindeki bezi karton bardağın içine koydu ve ayakkabısını giymeye çalıştı. Hemen arabadan inip ayakkabısını giymesi için yardımcı oldum. Koluma girdi ve ayağı daha iyiydi. Kuaförden içeri girdi randevu saatine baktılar işlemler için içeri geçerken.
T:” Canım 1 1,5 saat kadar sürer işlemlerim sen istersen gez dolaş ben sana haber veririm.”
B:” Yok teyzem ben dışarda beklerim sıkıntı yok hem de arabama bakarım biraz”
T:” İyi tamam hadi bakalım”
Konuşmaların ardından teyzem içeri geçti bende bir sigara yaktım ve aracımı incelemeye başladım. Bagajdır koltuklardır. Torpido gözü falan derken 30 40 dakika inceledim. İlk araba olunca daha da bir kıymetli oluyor. O sıra vitesin oradaki bardaklıkta ki karton bardak gözüme çarptı. Sıcaktan dolayı buzlar erimiş ve içindeki siyah bez duruyordu. Bardağı aldım ve çöp ararken bez dikkatimi çekti. Bezi çıkarttım bardaktan bir an gözlerim açıldı. Geçen gün banyo ya girdiğimde görüp 31 çektiren kilodun aynısı. Kan bir anda tüm damarlarımda gezindi. Kilot kullanılmıştı belliydi. Kenar ipleri biraz zedelenmiş. Kafamda deli sorular teyzem kilotsuzmuydu. Ya da yeni aldığını mı giydi ama teyzem hayatta öyle bir şey yapmaz hijyene önem verir hep titiz olmuştur. Bardağı attım çöpe ama o küçük bez parçası elimin içindeydi. Hani bir şarkı varya avuç içi kadar mutluluk yeter aynı o durumu yaşıyordum. Kilodu iyice sıktım sularını akıttım ve kuruması için ön camın önüne koydum. Güneş zaten vuruyordu 5 dakika da kururdu. Telefonum çalınca irkildim bir an çünkü uzun zaman telefon kullanmayınca şaşırıyor insan. Arayan annemdi.
A:” Ne yaptınız oğlum”
B:” İyiyiz annem. Teyzemi kuaföre getirdim. Buradan da başka bir yere gideceğiz bekliyorum.”
A:” Hmmm şey tamam dur.”
B:” Ne oldu anne iyimisin.?”
A:” İyiyim iyiyim oğlum yok bir şey. Tamam görüşürüz”
Ben daha görüşürüz demeden telefon yüzüme kapandı. Tekrar annemi arayacaktım ki telefonum çaldı teyzemdi bu sefer.
T:” Canım gel içeri benim 5 dakikalık bir işim kaldı. Kahve içelim.”
B:” Teyze biliyorsun rahatsız oluyorum ben gelmesem”
T:” Gel gel kimse yok merak etme”
B:” Tamam geliyorum”
Arabayı kilitleyip kuaförün kapısından içeri girdim. Resepsiyonda bulunan bayan yönlendirdi. Teyzem otrumuş kahvesini içiyordu hemen benim de kahvem geldi. İstediğii bir krem varmış onun gelmesini bekliyormuş o gelince çıkabilirmişiz. Ama teyzemin saçlarında bir işlem yoktu. Ellerinde de manikür gibi bir şey görmemiştim.

B:” Teyzem saçlarına bir şey yaptırdın da ben mi göremiyorum.”
T:” Ne alaka canım?”
B:” Ne bileyim teyzem kuaför falan”
Bunu söyledikten sonra kafamda şimşekler çaktı ama geri dönüşü yoktu.
T:” Askerlik senin aklını almış söylettirecekmisin illaki. Tatile gideceğiz değil mi? Onun için bazı şeylerden kurtulmam lazım. Bu son seanstı.”
B:” Tamam teyzem anladım kusura bakma”
Krem gelmişti ve uğrayacağımız başka bir yere doğru yola çıktık. Akşam saat 6 olmuştu artık.

Platonik 9

Yağmur’un içine boşalmıştım. O an farketmesemde içinden çıkınca anladım.

Y: Ceren gelmeden toparlanmalıyız.

S: Tamam da Ceren’in haberi yok muydu?

Y: Önce Ceren seninle sevişmek istediğini söyledi benden sonra sende sevişirsin demişti.Ama ben dayanamayıp senin kahvene ilaç koydum lütfen Ceren’e çaktırma.

S: Tamamdır.

İkimizde giyinmiştik. Üstüne güzel ve sıkı bi tişört giymişti, altında da eşofman vardı ama ben pantolonumu giymeme rağmen sikimin kalkık olduğu çok belliydi. Verdiği ilaçtan dolayı hala sertti ve hala azgındım.

Ceren geldi oturup birlikte sohbet etmeye başladık. Gözü pantolonuma takılmış olacak ki

C: Sen niye ereksiyona girdin, ablam açık bi şeyler bile giymemişki.

S: Seni görünce oldu bugün çok seksisin.

C: Ya cidden mii

S: Evett

C: Abla biz odama geçiyoz sen de televizyondan bi şeyler izle bizi rahatsız etme diyip göz kırptı.

Elimden tutup odasına götürdü. Birlikte yatağa oturduk.

C: Eee ne yapıcaz?

S: Bilmem sen ne yapmak istersin?

C: Nasıl hissettirdiğini merak ediyorum.

S: Öğrenmek ister misin?

Ben böyle diyince kucağıma oturdu ve

C: Çok isterim tatlım

Öpüşmeye başladık, dudakları çok dolgundu ve çokta güzel kokuyodu. Hala okul uniformasını çıkarmamıştı, bi yandan öperken bi yandan üstünü çıkardım. Memeleri ortaya çıktı, sütyeni siyah ve çok güzel gözüküyodu. Önce sütyeni yaladım, sonra fırlatıp attım. Meme uçlarıyla oynuyodum. Kendinden geçiyodu bi yandan da kucağımda kalçasını oynatıyodu. Artık ben de içine girmek istiyordum. Son bi kaç kez memelerini emip tokat attıktan sonra domal dedim

C: Yalamayacak mısın? Ben de yalayabilirim.

S: Şuan tek istediğim şey içine girmek yalamayı boş ver.

C: Sen nasıl istersen tatlımm.

Yatağın üstüne çıkıp kendini müthiş şekilde konumlandırdı. Götü çıkık ama vücudu yatağa yapışık duruyodu. Taytını sıyırdım ve kırmızı tangası ortaya çıktı , o koca kıçının üstünde mükemmel duruyodu. Benim de sikim normalde 16cm iken şu an 17-18 filan olmuştu. Sikimi hizalayıp çok sert bi şekilde içine girdim ve zarı patladı. Çok kan akmamıştı ama hem ilk deneyimi hem de benim sikin büyüklüğünden dolayı çok yüksek sesli bi çığlık attı. Ablasının duymamış olma ihtimali yoktu ama şuan o göte odaklanmalıydım. Her git gel yaptığımda çığlık atıyodu ama alışacaktı. Ben de bazen götüne şaplak atıyodum bazen de iki elimle götünü kavrayıp hızlanıyodum. Böyle siktim onu bi kaç dakika. Ama hala boşalmaya yaklaşmamıştım bile. Ben daha da hızlanmışken

C: Sanırım boşalıcam

S: Tamam tam gelicek olduğun sırada dur de içinden çıkayım orospum

C: Tamam aşkım

Ben daha da hızlandım, artık yataktan da çok ses çıkıyodu. Götü de şaplaklamaktan kıpkırmızı olmuştu.

C: Geliyoruummm

İçinden çıkıp boşalmasını bekledim. Tüm vücudu kasıl kasıla boşaldı.

C: Tatlım bu kadar yeter mi?

S: Daha yeni başlıyoruz ben boşalmaya yaklaşamadım bile.

C: Yağmur’u yardım için çağırıyım mı?

S: Benim için farketmez.

C: Tamam o zaman yatağa yatıp bekle.

İçeri götünü kıvırta kıvırta gitti. Birlikte geldiler, Yağmur hazırlanmıştı. Farklı bi tanga giymişti, memeleri açıktı ve en iyi görünümü bu şekildeydi zaten.

Y: Hazır mısın aşkım seni boşaltıcam?

S: Görelim bakalım.

Eliyle Ceren’e işaret yaptı Ceren gelip beni ters kelepçeye aldı ve yüzüme oturdu. Amı çok tatlıydı. Yağmur’u göremiyordum ama sikimde o kıvrak dili hissedebiliyodum. Sakso konusunda çok yetenekliydi. Onun sikimi yalamasının keyfini çıkarıyoken Ceren’in amını yiyordum. Yalnız sikimi yalamayı bırakmıştı, üstüne oturmuştu. Sikimin üstünde hoplamaya başladı çıkan sesler ve inlemeler çok güzeldi. Hoplamaya devam etti, hatta eliyle destek alıp iyice köküne kadar sokuyordu ama ben daha boşalmamıştım.

Y: Seni boşaltmak ne kadar zormuş ya böyle Ceren buraya yardıma gel ablacım.

Ceren de onun yanına gitmişti ve Yağmur sikimin üstünden kalktı. İkisi birlikte yalamaya başladılar. Bi yandan da birbirlerine elliyolardı. Sonra Ceren taşşaklarımı emmeye başladı, çok güzel hissetiriyordu. Yağmur da sikimi o koca memelerinin arasına alıp hoplamaya başladı. Sonra Ceren’de sikimi yalamaya başladı. Yağmur memelerinin arasına almış Ceren’de arta kalan kısımı yalıyordu. Ve sonunda boşalıcaktım.

S: Boşalıcam

Böyle diyince devam ettiler hatta daha da hızlandılar patlıyıcaktım artık dayanamıyordum. Boşalmaya başladım Ceren ağzını sikimden çekmedi, daha sonra ağzı dölümle dolmuştu boğulacak gibi çekildi ama ben boşalmaya devam ediyordum. Ceren çekilince Yağmur sikime yapıştı, onun da ağzı tamamen döl dolmuştu.

Sonunda boşalmayı bitirdim, Ceren döllerimi tükürmek için tuvalete gitti ama Yağmur gözümün önünde hepsini içti. Benim sikim hala sertti ama artık gitme zamanım gelmişti. Giyinmeden önce yatağa yatıp sağıma Ceren’i soluma Yağmur’u aldım ve biraz dinlendik. O sırada sırayla ikisiyle de öpüştüm. Giyindik ve eve geçtim duş aldım. Çok yorulmuştum saat 11 de uykuya daldım…

Karaya Dönüş 4

Sabah uyandığımda yatakta Lale’yle yalnızdık. Onur’dan ses seda yoktu. Doğrulup Lale’nin amından bir öpücük aldım. Yataktan çıkarken dikkatimi çekti. Dolap kapakları ve çekmeceler açılmış, birkaç parça iç çamaşırı ve elbise dışarı çıkartılmıştı. Fazla takılmadan yatak odasından çıkıp lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Mutfaktan güzel kokular ve mırıldanmalar geliyordu. Holü geçip mutfağa vardığımda ağzım açık kaldı. Onur annesinin iç çamaşırlarını giymiş üzerine de tül geceliğini geçirmiş şekilde kahvaltı hazrlıyordu. Annesinin kıyafetleri dar geldiği için çoğu yeri açıktaydı. Ufak siki boşta sallanıyordu, külot iyice arada kalmış bembeyaz göt yanakları pürüzsüzce önümde duruyordu. Sabah ereksiyonu ile kalkık sikimi yaklaşıp götüne sürtmeye başladım.

B: Günaydın

O: Günaydın, hoşuna gitmiş anlaşılan gördüklerin.

B: Evet, kahvaltıdan daha lezzetli görünüyorsun diyip dudaklarından bir öpücük aldım.

O: Şimdi olmaz, hem kahvaltı hazır neredeyse gidip annemi uyandırır mısın?

Mutfaktan ayrılıp odaya geçtim. Lale derin bir uykudaydı hala, yaklaşıp kalkık sikimi amcığına sürtmeye başladım.  Lale gözünü açıp yüzüme baktı aval aval. Hemen doğrulup yatakta biz ne yaptık dün gece diye söylenmeye, iç çekmeye başladı. Sonra da başladı oğlum diyerek ağlamaya. Tam bu sırada Onur kahvaltıya gelmiyor musunuz diyerek girdi odaya. Lale oğlunu görünce bu sefer başladı feryat figana ben naptım nasıl bir anneyim diye.

B: Lale sakin ol lütfen, nefes al, dün gecenin mükemmelliğini düşün,

O: Anne senin bir suçun yok, lütfen yapma böyle

L: Hayır hayır ben iğrenç bir anneyim, hangi anne böyle bir şeyi yapar. Oğluyla yan yana sikilir. Ben aşağılık bir insanım. Sen, seninle tanıştığıma lanet olsun. Hayvan herif beni,

B: Lale sakin ol lütfen, dün gece kötü bir şey yapmadık. Bilinçaltımız ve iç güdülerimiz ne dediyse onu yaptık ve çok zevk aldık. Lütfen sakinleş.

L: Defol evimden, defol gelme bir daha. Onur sende çıkar üstündekileri. Yeter bu kadar rezillik

O: Ama anne ben çok hoşnuttum herşeyden.

B: Onur hadi anneni dinle, bana da müsaade, sakinleştiğinde konuşuruz.

L: Hala konuşuruz diyor defol, gözüm görmesin bir daha seni

Daha fazla uzatmadan giyinip çıktım evden. Uzunca bir süre yürüdükten sonra bir alışveriş merkezinin önüne geldim. Kahvaltı yapmamış acıkmıştım. İçeri girip bir kafeye oturdum ve kahvaltı için sipariş verdim. Yürürken uzun uzun düşünmüştüm olanları, Lale haklıydı esasında ama olan olmuştu bir kere. Ve çok da iyi olmuştu. Kahvaltı sonrası kalkıp mağazalarda gezindim. Birkaç ufak tefek alışveriş yapıp otele gitmek için taksiye bindim. Otele geldiğimde resepsiyon görevlisi lobide misafirim olduğunu söyledi. Acaba kim ki diyerek elimdeki poşetleri odaya çıkarmasını görevliden rica ettim ve lobiye geçtim. Lale lobinin en kıyı köşesinde oturmuş üzerinde eflatun rengi dizlerine inen bir etek ve beyaz renkli bir bluz vardı, ruh halinde de büyük bir gerginlik ve öfke görünüyordu. Yanına ilerleyip,

B: Seni bu kadar kısa sürede görmeyi beklemiyordum.

L: Aslına bakarsan bende karşında olmayı hiç istemezdim. Ama nihayetinde bir anneyim.

B: Lale bak yaşanılanları geri alamayız, iyi veya kötü olanlar oldu.

L: İyi değil hem de hiç iyi değil. Sayende hayatım boktan bir hale geldi. Kocam beni bırakıp gittiğinde bile bu kadar çaresiz, bu kadar berbat hissetmemiştim kendimi. Herşeyi mahvettin sen.

B: Oğlunu durdurabilirdin ya da oğlun durabilirdi ama ikinizde, üçümüzde bunun olmasını istedik. Tüm suçu bana yıkma.

L: Hayır bütün suç, yaşanılan rezillikler senin eserin, seninle tanışmış olmasaydım bunlar yaşanmayacaktı.

B: Pekala uzatmayalım neden buradasın, niye geldin.

L: Dediğim gibi ben bir anneyim, oğlum için geldim buraya. Oğlumun hayatını etkileyecek herhangi bir davranışta bulunmanı istemiyorum. Dün yaşananlar asla ama asla gün yüzüne çıkmamalı bir daha.

B: Sence bu kadar kötü biri miyim? Bir anne ve oğulu birlikte doyurdum diye ballandır ballandıra anlatacak kadar alçak biri mi sandın beni?

L: Benim için şu an yeterince alçak bir insansın, bu konuyu fazla uzatmadan kapatmak istiyorum. Bundan sonra hayatımızın hiçbir noktasında denk gelmeyiz umarım. Çek git bu şehirden.

B: Öyleyse konuşulacak bir şey kalmadı. Şimdi müsaadenle gitmek için hazırlık yapacağım.

Lobiden ayrılıp resepsiyonda gece için çıkış işlemlerimi yaptım. Odaya çıkıp kendimi duşa attım. Tenimde hala Lale’nin ve Onur’un kokusu duruyordu. İyice temizlendikten sonra, havaalanına gitmek için resepsiyondan taksi çağırttım. İlk uçağa binmiş şehirden ayrılıyordum.

Bu sıralarda Lale’nin evinde;

O: Anne neden Gökhan’a ayrılmasını söyledin? Neden? Şu yaşıma kadar ve ilerisi için hiç yaşamadığım hazzı yaşattı bana ve sana

L: Bak oğlum dün gece büyük bir hataydı. Sen gelene kadar Gökhan’la çok keyifli vakit geçirmiştim, seni karşımda görünce o andaki utanç, korku, azgınlık ve alkolün etkisiyle mantığımı tamamen kaybettim ve rezil bir gece yaşadık. Bunun en büyük sorumlusu Gökhan.

O: Hayır rezil bir gece değildi. Herşey muazzamdı. Senin ve Gökhan’ın sıcaklığı, üçümüzün yakaladığı uyum, bunu bir başkasıyla yakalayamazdık.

L: Oğlum dediklerini aklın alıyor mu? O adam seni sikti. Hadi bunu bir kenara koyalım. Seninle beni seviştirdi.

O: Anne bu dediklerinin benim nazarımda bir önemi yok. Ben oldum olası sana hayrandım. İçimde her zaman sana ilgi duyuyordum. Kaç gece birlikte olduğun adamların yerinde ben olmalıydım diyerek uykusuz kaldım hatırlamıyorum bile. Sikilme kısmına gelince, böyle birşeyi hayatım boyunca hiç düşünmedim. Ama dün geceden sonra bunu çok arzuluyorum.

L: Sana inanamıyorum. Yıllarca bana bakıp azdığını ve beni hayal ettiğini nasıl söylersin. Öz annene bu nasıl bir çarpıklıktır.

O: Hayır anne bunlar sadece gerçekler. Sen bu hayatta tanıdığım en güçlü ve seksi kadınsın. Hep senin gibi birini bulmaya çalıştım. Bulamayınca da asosyal biri olup çıktım.

L: Oğlum bak bu çok yanlış, bundan geri dönmemiz gerek.

O: Hayır anne yanlış olan başımıza gelen güzel anları elimizin tersiyle itmek.

Oğlunun söyledikleri, dün gece yaşadıkları, aldığı haz ve sabahında kendinden tiksinmesi Lale’yi içinden çıkılamayacak bir kuyuya atmıştı. Rüzgârda savrulan bir kâğıt parçası gibi titriyor, boğuk boğuk sesler çıkartarak ağlıyordu. Onur oturduğu yerden kalkıp annesinin yanına gitti ve sarılarak onu teselli etmeye çalıştı. Lale oğlunun kollarında bir nebze olsun rahatlar gibiyken yaşadıkları yüzünden daha fazla gerilmişti. Oğlunu kendinden ayırıp odasına gitti. Yatağa kapanıp ağlayarak uykuya daldı.

Onur annesinin parçalanmış haline üzülerek salonda elinden bir şey gelmez halde oturuyordu. Sonra ne olduysa bir anlık cesaretle annesinin yatak odasına gitti. Annesi gözleri ağlamaktan şişmiş, makyajı akmış halde uyuyordu. Sessizce dolaptan tekrar annesinin iç çamaşırlarını ve geceliğini alıp giyindi. Ayna da yapabildiği kadar makyaj yaptı. Sonra da annesine yaklaşarak eteğini beline usulca toplamaya başladı. Altında eteğiyle uyumlu bir slip külot vardı. Annesine hissettirmemeye çalışarak külotunu kenara sıyırdı. Önce bir müddet annesinin amını inceledi. Sonra da yavaşça kokusunu içine çekerek öpmeye ve ufak dil darbeleri atmaya başladı.

Lale rüyasında bir gece önce olanları görüyordu. Onur her ne kadar bunu bilmese de bu onun çok işine yaradı. Annesi oğlunun ürkek yaklaşımlarına tepki vermiyordu. Onur herşeyin yolunda gittiğine kanaat getirerek dudaklarını annesinin amına bastırdı ve klitorisini emmeye başladı. Lale bu anda uyandı ama gördüğü rüya yüzünden hemen bir tepki veremedi. Bu kısa tepkisizlik anında Lale’nin mantığı yine yerini azgınlığa bırakmış, Lale düşünme yetisini yitirmişti.

Onur annesinin uyandığını anladı. Ürkerek kafasını kaldırıp annesine baktı. Lale oğlunu kendi iç çamaşırları ve geceliği içinde yüzünde makyaj, dudaklarında kendi suyunun parıltısı ile görünce,

L: Sen yine naptın, bunu konuşmuştuk seninle ama kahretsin şimdi uslu ol ve kaldığın yerden devam et.

Onur daha bir iştahla tekrardan annesine yumuldu. Lale oğlunun kafasını amına sıkı sıkı bastırıyor. Büyük bir okyanusta yüzer gibi içinde zevk dalgalarıyla boğuşuyordu. Onur’sa annesinin bu haline sevinip onu daha ihtiraslı yalıyor. Annesini boşaltmak için elinden geleni yapıyordu. Nefes nefese geçen 30 dakikanın ardından Lale Onur’un saçlarını çekerek kasılmaya ve oğlunun yüzüne boşalmaya başladı. Onur havada süzülen damlaları açlıkla yakalamaya çalışıyor. Bir eliyle de annesinin amını okşuyordu. Bütün günün stresi, öfkesi ve azgınlığını atan Lale oğlunu yatağa çekip dudaklarından kendi suyunun tadıyla birlikte büyük bir öpücük aldı. Oğluna kollarını sarıp göğsüne kafasını koyarak,

L: Bugün herşey çok dağınık, düşündüğümde berbat hissediyorum. İçgüdülerimle hareket ettiğimdeyse çok mutluyum.

O: Anne içgüdülerimiz bizi her zaman korur. Bunu bize sen söylemiştin. Düşünmeyi bırakıp içgüdülerine güven. Onlar bizim için zararlı olanı bizden uzak tutup, yararlı olanları yapmamızı sağlayacaktır.

L: Sanırım evet, ama dediğim gibi herşey çok dağınık ve çok yorgunum. Uyuyalım ve bunları sabaha bırakılm. Yanımda yat bu gece.

O: Nasıl istersen anne, seni çok seviyorum.

L: Bende seni seviyorum oğlum.  

İkisi de gözlerini kapatıp, uykuya dalmayı beklerken içlerinde yeni umutlar ve hayaller yeşeriyordu.

Annem ve Teyzem 1. Bölüm

Öncelikle bu hikayeyi yazıp yazmamak konusunda çok düşündüm ama paylaşmam gerekiyor artık.

Kendimden bahsedeyim şu an 30 yaşındayım, annem ve teyzem ile ara sıra ilişkimiz devam ediyor.

22 Yaşında askerden geldim ve herşey o zaman başladı.

Annem şu an 47 yaşında 170 boyu var ve 60 kg. Fiziği çok iyidir ama memeleri çok küçüktür ve bundan hep dert yanar.

Teyzem 45 yaşında 165 boyu var sanırım 50 kg. Fiziği çok güzeldir memeleri de oldukça iyidir.

Babam ile annem ben çok küçükken ayrıldı. Annem ben ve ananem birlikte kalmaya başladık. Evi babam bize bıraktı ve anne tarafından ananem bizde olduğu için teyzem ve dayım bize çok yardım etti. Köydeki tarlalar ve arsaların kirası falan hep onlar ilgilendi ve bize de payımızı verdiler.

Girişten sonra çok uzatmayayım.

Askerlik bitti ve benim için yeni bir hayat başlamak üzereydi. Havaalanında annem teyzem ve eniştem beni karşıladı. Askerden önce ananem vefat etmişti.

Güzel bir kucaklaşma sohbet muhabbet derken dışarda yemek yemek için güzel bir restoran a gittik. Yemekler yenildi eniştem ile birer kadeh rakı içtik ve evimizin yolunu tuttuk. Kapıda çok güzel bir sürpriz beni karşıladı. Annem kalan mirastan enişteme rica etmiş bana araba almışlar. Çok mutlu oldum ilk kez bir arabam olmuştu yaşadıklarım beni çok mutlu ediyordu.

O gün annem ve eniştem arasında gizli bakışmaları yakaladım ama çok bir anlam veremedim. O gün Teyzem gri bir elbise giymiş şu vücuda yapışanlardan. Ayakbileklerine kadar uzanan omuzdan geniş askılı ama hatları çok belli oluyor ve abazanlıktan bakmadan duramıyordum.

Annem bir Uzun bir tunik ya da gömlek tarzı beyaz bir şey giymişti . Altında da tayt gibi yapışan bir kumaş pantalon vardı. Memeleri küçük olduğu için çok dikkat çekmiyordu.

Bu arada Konuşmları kısaltmak için

A: Annem

T: Teyzam

B : Ben

E : wnişte

Eve girdikten sonra teyzem ve annem kahve yapmışlar mutfak masasında içerken Annem yanımda teyzem tam karşımda eniştem de çaprazımda kalmıştı.

E: ” Anlat bakalım askerlik nasıldı ?”
B: ” Nasıl olsun enişte gittik geldik yaşadığım bir olay olmadı. Sadece biraz kilo verdim”
T: ” Yok canım iyi olmuşsun iyi yaramış sana”
O sırada annem yanağımdan makas alarak
A : ” Sen merak etme canım alırsın o kiloları geldin ya artık önümüze bakacağız.”
T : ” Tabii canım hepimiz önümüze bakacağız diyerek sinsi bir gülüşle bana baktı”
Ben tam ne oldu anlamadım ama masada gülüşmeler başladı.
B: ” Ben anlamadım ne kaçırdım ? “
A: ” Sen bakma teyzene biliyorsun ailenin çatlağı o”

Kahve faslı bittikten sonra eniştem ve teyzem müsade istediler. Bende anneme bir duş alıp dinleneyim diye izin istedim. Duşun altında sanırım 45 dakika kaldım çok rahatlamıştım. Duşakabinden çıkıp bornozu giyerken yerde siyah tanga ama ön tarafı tamamen iç gösteren bir kilot gördüm. Elime aldım ve oldukça ıslak duruyordu. O sıra annemin böyle kilotlar giydiğini hiç düşünmemiştim abazanlıktan dolayı sikim kalktı kendime hakim olamıyordum ve 31 çekmeye başladım. 31 çekerken elimdeki kiloda gözlerimi dikmiştim koklamamak için zor tutuyordum kendimi o sıra kapının çalmasıyla irkildim. Annem seslendi çıktın mı oğlum bende gireceğim dedi. Çıkıyorum anne dedim. Annemin sesini de duymak onu o kilotla görme düşüncesi derken bütün döllerim banyoya saçılmaya başlamıştı artık. Oluk oluk boşalıyordum. 1 2 dakika baş dönmesi pişmanlık karışık duygularla döllerimi temizledim. Kilodu kirli sepetine koydum bornuzu giyerek banyodan çıktım. Odama geçerken çıktım annem ben diye seslendim.

Annem banyoya girmek için benim odamın önünden geçmesi gerekiyordu. Bilerek kapıyı yarım açık bıraktım. Normalde hayatta böyle bir şey yapmam ama o an sanırım aklımda sikimde olduğu için bir şeyler yapmak istedim. Bornozu çıkartıp kapının önünden annemin geçmesini bekliyordum. Sikim hala kazık gibi dimdik duruyordu. İşte oldu annem kapının önünden geçerken içeri doğru baktı ama ben saçımı kurulama bahanesi ile havlu ile saçımı kurularken çaktırmadan kapıya bakıyordum. 2 saniye kadar beni ve sikimi izledi hızlıca gitti banyoya.

Üzerime bir tişört ve şort giyerek salona geçtim ama içim geçmişti. Annemin sesi ile uyandım.

A:” Hadi oğlum yerine yat. Rahat Rahat dedi.”

B:” Tamam annem çok yorulmuşum yatayım dedim.”

Annemi öperek odaya geçtim. Kendimi yatağa attım. Uzun zamandır ilk kez rahat uyumuştum. Sabah içerden gelen sesleri duyuyordum. Sanırım teyzem bizdeydi ve annemle hararetli konuşuyorlardı.

Annem ” Saçmalama kızım olmaz öyle bir şey. Bak zaten yediğimiz bokun altından nasıl kalkacağım onu düşünüyorum. Oğluma söyleyemem”

T: ” Aman ya ama zamanında öyle demiyorsun sen dahasını istiyorsun ne var bunda. Ben seni kırmadım sende beni kırma. Bak zaten tam zamanı onunda durumu ortada”

Tam ne konuştuklarını anlamadım ama yatağımdan kalktım ve Banyo ya doğru çıktım. Çıkarken içeriye seslendim günaydın kızlar yüzümü yıkayıp geliyorum dedim. Yüzümü yıkadım salona geçerken annemi mutfakta daracık bir tayt ve bir tişört ile görünce izlemeye başladım. Uzun zamandır dikkatimi çekmeyen kadın dünden sonra dikkatimi çekiyordu. Boyu fiziği kalçaları çok çok iyiydi. Biraz daha izleyip salona geçtim. Teyzem elinden telefonla hararetli bir şekilde konuşuyordu. Sanırım eniştem ile tartışıyorlardı.

T : ” Benim bugün arabaya ihtiyacım var sana dedim ama. Tamam tamam hep zaten öncelik senin isteğin. Neyse ben bakarım bir çaresine. Tamam hadi görüşürüz.”

Telefon görüşmesi bitince yanıma geldi ve yanaklarımdan baya ıslak ıslak öptü.

T:” Günaydın teyzesinin yakışıklısı. Nasıl rahat uyudun mu ? “
B:” Evet teyzem uyudum hatta sızdım bile diyebilirim. “
T:” Neyse canım hepsi bitti. Bugün bir işin var mı ? Enişten benim arabamı alacak kendi arabasını servise vermiş benimde dışarıda işlerim var bugünlük teyzene eşlik etmek istermisin ?”
B:” Tamam teyzem olur zaten ne planım olacak ki dün bir bugün iki dedim.”
T:” Ne bileyim canım sevgilin falan vardır. Onun yanına gideceksindir.”
Dün masadaki sinsi gülüşün aynısını yaparak gözlerime dikti gözlerini.
B:” Yok teyzem yok, hem planım hemde sevgilim yok dedim”
T:” Sıkma canını hepsinin zamanı var dedi”
Annem mutfaktan kahvaltı hazır diye seslendi. Bu sefer teyzem yanıma oturdu annem karşımda. Güzel bir masa hazırlamıştı annem.

B:” Annem ellerine sağlık çok güzel hazırlamışsın masayı”
A:” Afiyet olsun aşkım. Özlemişsindir”
B:” Çok herşeyi çok özledim. En çokta sizleri diyerek” Anneme ve yanımda oturan teyzeme baktım. Gülüştük ve masayı toplamadan teyzem kahve yapmak için kalktı. Dolaplara uzanırken giydiği kot pantalon götüne sımsıkı yapışmış tamamen belli olacak şekilde hareket ediyordu. Benim sikim yine ayaklandı. Şort olduğu için saklamak ta çok zor oluyordu. Aklıma askerlik günleri geliyordu kafamı başka yerlere yöneltmeye çalışsamda olmuyordu. Kahveleri geitrdi teyzem ve içmeye başladık. Ben balkona çıkmak için müsade istedim. Annem ve teyzem sigara içmiyorlardı. Ben rahatsılık vermemek için balkona çıktım ve sigaramı yaktım. Dünden beri yaşadıklarım benim aklım neler yapıyordu delirmemek içten değildi.

T:” Canım gel burada iç hep beraber oturuyoruz işte merak etme rahatsız olmayız “
A:” Gel yakışıklım gel yalnız bırakma bizi”
B:” Tamam geliyorum sizi mi kırayım”
Mutfağa tekrar geçtim. Sigaramı içerken annem içeri geçti teyzemle konuşmaya başladık. Ama ben sürekli teyzemin göğüslerine bakarken yakalıyordum kendimi. Ama teyzem bir şey olmamış gibi bugün kü planı anlatıyordu bana.

T:” Aloo kime diyorum tamam mı ?”
B:” Kusura bakma teyzem dalmışım. Ne dedin özür dilerim”
T:” Kuaför ve alışveriş sonrasında başka bir yere daha gideceğiz tamam mı dedim”
B:” Tamam kraliçem sen nasıl istersen”
Teyzem yine sinsi gülüşünü yaptı ve masayı toplamaya başladık. Annem içerde birisi ile telefonda görüşüyordu. Merak ediyordum kiminle konuştuğunu.
A:” Tamam Kemal karı koca darlamayın beni lütfen. Cidden sabah Aysel e de söyledim. Neyse kapatmam lazım”
Kemal eniştemin adı Teyzem de Aysel di. Merak ettim ama çokta kafayı takmadım. Arsa ya da dükkan kirası olabilirdi. Teyzeme ben hemen giyinip geliyorum dedim. Güzelce hazırlandım parfümler derken hazırdım.
A:” Yakışıklı oğlum maaşallah dedi” Hemen gelip sarıldı o minik memelerini benim göğsümün altına geliyordu. Boynumdan derin bir nefes alarak parfüm kokuma iltifat etti. Hazırlanıp çıktık teyzem ile.
Plan önce alışveriş sonra kuaför ve başka bir yere daha gidecektik.

Sorumluluk Zamanı – 2

Klara başımı okşamaya ve öpmeye devam ediyordu. Kendime hakim olamıyordum. Neden.. neden böyle olmuştu ? Halbuki ben kendimi aylardır bu duruma hazırlamıştım. Babam hastalığından kurtulamayacaktı.. bu belliydi. Bunun farkındaydım. Ne oldu bana böyle ? Dışarıya karşı verdiğim sert mizacımın aslında gerçek kişiliğimin olmadığının farkındaydı Klara. Senelerdir benimle birlikteydi, tüm hayatımızı birlikte yaşamıştık. Onun yanında ağlamaktan çekinecek değildim ama kendime şaşmıştım. Bu başıma gelen ilk kötü hadise değildi ki. Abim de ölmüştü benim. Hem de katledilmişti. Ama daha o zamanlar çocuktum belki de ondan hatırlamıyordum.

Klara’ya sımsıkı sarılmıştım. Adeta ondan güç istiyordum. Onun başımı ve sırtımı okşaması beni öpmesi bana iyi geliyordu. O olmasa ne yapardım hiç bilmiyorum. Klara’ya daha da bağlandığım bir sürü zaman olmuştu ve bu da o zamanlardan bir tanesiydi. Klara benim için yaratılmıştı.

Hatırlayamadığım bir süre boyunca ona sarılarak ağlamaya devam ettim. Klara bir süre sonra bana fısıldayarak Can ile Meltem’in bize doğru yaklaştığını söyledi. Christopher ve Nicole yemekten sonra zaten gitmişlerdi. Bir tek dördümüz kalmıştık. Onların yaklaştığını duyunca biraz toparlanmaya çalışarak kendimi durdurmaya çalıştım. Hala ağlıyordum ama artık hıçkırmıyordum. Bazı konulardaki hassaslığımı herkese gösteremezdim. Gerçi buna da hassaslık denir mi ki ? Hayatımızda kaç defa babamız ölüyor ?

Can ve Meltem bize doğru yaklaşırken Klara’nın göğsünde yatmaya devam ediyordum. Gözlerimden hala yaşlar süzülüyordu. Kötü bir durumun gerçekleştiğini herkes anlamıştı. Konuşacak gücü kendimde bulamıyordum. Meltem ne olduğunu sorunca açıklamayı Klara’ya bıraktım.

Klara: Basil’in bab- ba- babas- babası öld- öldü…

Meltem’in bunu duyunca bir anda değişti. Şok olmuşa benziyordu ve gerçekten üzülmüş gibiydi. Halbuki bu durumu Klara’dan başka kimse umursamaz sanıyordum. Gerçi Can pek umursamışa benzemiyordu. Her zaman olduğu gibi duyguları belirsizdi. Meltem bir anda dizlerime çöktü ve ellerimi tutup başını ellerime yasladı. Ellerimi öpüyordu. Meltem’in yaramazlaştığı bazı zamanları göz ardı edersek gerçekten çok iyi bir dosttu. Onu ilk tanıdığım zamandan beri her kötü günümde yanımda olan nadir insanlardan birisiydi. Klara’nın bende taşıdığı önem kadar büyük olmasa da Meltem’de benim için çok önemliydi.

Klara ve Meltem beni teselli etmeye çalışırken, Can üşümüşe benziyordu zira kendini ısıtmaya çalışıyordu. Bir süre sonra Can üşüdüğünü söyleyerek benden arabanın anahtarını istedi ve arabaya gitti. Bu yaptığına gerçekten şaşırmıştım ama bunu umursayacak halim yoktu. Fakat bu olaylardan sonra Can ile olan arkadaşlığımı kesinlikle gözden geçirmeliydim. Çünkü İstanbul’a döndüğümüz vakit Meltem ve Can ile olan arkadaşlıklarımız tabi ki devam edecekti. Çünkü onlar da mezun olmuştu ve onlar da İstanbul’a döneceklerdi. Gerçi Klara ve benim öyle bir planımız yoktu. Ama babamın ölümüyle dönmemiz mecburiyete bağlanmıştı. Babamın öldüğü tekrar aklıma gelince yeniden ağlamaya başladım. Klara ve Meltem’in sözleri ile hareketleri beni biraz olsun sakinleştiriyordu. Bu duruma hala inanamıyordum. Gerçek değilmiş gibi geliyordu. Sanki İstanbul Havalimanı’na adımımı attığım an babam beni karşılayacak ve beni annemin ve kardeşlerimin yanına götürecek gibiydi. Fakat durum böyle olmayacaktı. Bunu kabullenmek istemesem de biliyordum.

Basil: Hadi kızlar gidelim artık. Üşümeyin daha fazla hava soğuk zaten. Üstünüzde de düzgün bir şey yok teniniz açıkta hep.

İkisini de kaldırdım. Artık sakindim. Klara’yı sağıma, Meltem’i ise soluma aldım. Klara’yı dudağından defalarca öptükten sonra soluma dönüp Meltem’in yanağından uzun bir öpücük aldım. Bu benim teşekkür etme ve sevgimi gösterme hareketimdi.

Can’ın yaptığı şey hakkında konuşmadan duramayacağımı fark ettim.

Basil: (alaycı bir şekilde gülümseyerek) Hem Can Bey’i de bekletmeyi istemeyiz değil mi ? Çocuk o kadar üşüdü. Arabada bizi beklemekten ağaç olmuştur şimdi. Yazık ona. Onu bekletmeye ne hakkımız var ?

Meltem, Can’ın bu yaptığından utanmışa benziyordu zira cümlemi bitirirken Meltem’e dönmüştüm ve yüzünün kızardığını fark ettim.

Meltem: Basil gerçekten onun adına özür dilerim. Bu yaptığının hiçbir açıklaması yok. Nedir yahu bu ? Amacı neydi yani ? “Kardeşim” dediğin adam böyle bir durumdayken “ben üşüdüm” diyerek gitmek ne demek ? Bu çocuk çok değişti çok. (birkaç saniye duraksadıktan sonra) Keşke yanımda senin gibi bir erkek olsa.

Ne ? “Keşke yanımda senin gibi bir erkek olsa” mı ? Meltem’in bu dediğine şaşırmıştım. Yanımızda Klara yokken dese şaşırmazdım çünkü benle flört eder gibi konuştuğu çok zaman oluyordu. Fakat bu zamanlarda Klara’nın olmamasına dikkat ediyordu. Meltem’in bu çabalarına çoğu kez karşılık vermemeye çalışıyordum çünkü Klara’yı üzmek istemiyordum. Meltem’in bu dediğine Klara’da şaşırmış gibiydi. O bu cümleyi söyledikten sonra Klara’ya döndüm ve bana şaşkın bir şekilde baktığını fark ettim. Klara’ya gözlerimi yavaşça kapatıp açarak “bir şey yok, boş ver” demek istedim. Muhtemelen içtiğimiz alkol yüzünden Meltem bu kadar rahat konuşuyordu. Yoksa kolay kolay yapacağı bir iş değildi.

Klara: Evet Meltem. (kafasını koluma yaslayarak) Basil’im çok iyidir. Umarım onun gibi birisini bulabilirsin.

Klara elimi daha sıkı tutmaya başlamıştı. Ufak bir kıskançlık durumunun yaşandığı belliydi. Haklıydı da. Meltem ise sol koluma girmiş vaziyetteydi. İyice bana sokulmuştu. Fakat Klara’nın bunda kötü bir şey aramasına gerek yoktu zira hava oldukça soğuktu.

Arabaya yaklaşmaya başlamıştık. Restoranda geldiğimiz vakit park epey dolu olduğu için arabayı ücra köşeye park etmek durumunda kalmıştık. Burası küçük bir şehir olduğu için pek çok mekan aynı araba parkını kullanıyor ve yer bulmak pek kolay olmuyor. Arabaya yaklaştıkça etraf kararmaya başlamıştı. Pek ışık kaynağı yoktu. Bu şehir doğayla iç içe bir şehirdir. O yüzden değişik böcek sesleri ve baykuş sesleri yürüyüşümüze eşlik ediyordu.

Arabanın yanına geldiğimiz vakit Can’ı gördüm. Arka koltuğa geçmiş, arabanın iç aydınlatmalarını yakmış telefonuyla uğraşıyordu. Can bizi gördü. Bilerek ona sert bir bakış attım. Ne yaptığının farkında olmasını istiyordum. Gerçi, bence gayette farkındaydı. Meltem’in beni teselli etmesini kıskanmıştı. Sanki benim bir suçum varmış gibi tepkisini bana göstermişti. Tepki gösterilecek zaman mıydı bu ? Tepki göstersen dahi bu nasıl bir iş ? Bu nasıl bir acizlik ? Madem kız arkadaşını kıskandın düzgünce onu korusana, sahiplensene. Kız arkadaşını, kıskandığın adamla birlikte bırakıp gitmek nedir ? Belki de Klara’ya güveniyordu. Yanımızda Klara varken Meltem’in ileri gidemeyeceğini düşünmüş olabilir. Ama yine de bu çok ezikçe bir hareket.

Kafamda bunları düşünürken Can arabanın kilidini açtı ve içeri girdik.

Basil: (ciddi bir ses tonuyla) Kardeşim sağ ol. Kötü günümde destek olduğun için. Dost kötü günde belli olurmuş. Sen de o testi geçtin.

Can sesimdeki ironiyi anlamıştı.

Can: Basil senle alakası yok gerçekten. (melteme bakarak) Bir duruma sinirlendim ve kendimi rahatsız hissettim. O yüzden ayrılma gereği hissettim. Kusura bakma alındıysan. Samimi söylüyorum bak.

Meltem, Can’ın ona yönelttiği suçlamayı anlamıştı.

Meltem: (sinirli bir şekilde) Ne Can ? Neye sinirlendin de rahatsız hissettin ? Ne anlatıyorsun ya sen ? Neye sinirlenmiş olursan ol ! Sinirlenmeni gerektirecek bir durumda yoktu orası ayrı. Ama neye sinirlenmiş olursan ol, “kardeşim” dediğin adamı orada bırakıp gidemezsin. Nasıl insansın ya sen ? Kendine erkek mi diyorsun bir de ?

Meltem’in bu denli sinirlenmesi beni çok şaşırtmıştı. Klara’ya dönüp baktığımda o da şaşırmış gibi gözüküyordu. Elimi sıkı sıkıya tutup bana gergin bir gülümseme gösterdi. Arabanın motorunu daha çalıştırmamıştım. Bu olayı yatıştırıp öyle devam etmeliydik.

Can: (sinirli ve şaşkın bir şekilde) Ne demek neden rahatsız hissetim ya ! Utanmadan soruyor musun bir de bunu ? Nasıl bir kadınsın ya sen ? Ulan çocuğu teselli edeceğim bahanesiyle neredeyse dudağından öpecektin be barın orada ! Ne anlatıyorsun sen ! Bir de gitmiş bankın orada dizlerinin dibine çökmüş çocuğun elini okşuyorsun. Nasıl bir sürtüksün sen be !

Klara ve ben şaşkınlıktan dumura uğramıştık. “Neredeyse dudaktan öpme” mevzusu eminim sonraki zamanlarda Klara ile aramda konuşulacaktı. Bu çok yanlış anlaşılabilir bir durumdu. Hem kendimi temize çekmeliydim hem de Klara’mı rahatlatmalıydım.

Basil: (olaya şaşırmış bir şekilde yüksek tonla, dikiz aynasından Can’a bakarak) Ne oluyor Can ? Ne biçim konuşuyorsun ya sevgilinle ? Meltem’e bir daha hakaret edersen bozuşuruz bak söyleyeyim şimdiden. Benim için çok kıymetli olan bir dostumla böyle konuşamazsın. Sende benim dostumsun ama böyle konuşmana izin vermem. Meltem’in yeri benim için ayrı.

Tam Meltem lafa girecekken Klara bunu fark etti ve tartışmayı sonlandırmak istedi.

Klara: (kafasını Meltem ve Can’a dönerek) Evet ya Can. Ne demek sürtük falan. Nasıl laflar onlar Allah aşkına ? Yakışıyor mu yahu sana. Meltem haricinde Basil’i de zan altında bırakıyorsun utanmadan. Koskoca adam olmuşsun, dünyanın sayılı üniversitelerinden olan Yale’den bugün mezun olmuşsun ve dediğin laflara bak. Ayıp gerçekten. Tamam hadi kapatın bu konuyu. Sussun herkes. Meltem ile de bir sorununuz varsa gidin bunu kendi aranızda konuşarak halledin. Basil ve benim önümde yapmanıza gerek yok. Her şeyin bir sınırı var, mahremiyeti var yahu.

Klara’ya bir kez daha bayıldım. Harika bir kadındı. Kriz anlarında bir anda ortaya çıkıyor ve ortamı yöneterek sakinleştiriyordu. Karakteri çok ama çok güçlüydü. İtaat etmesi gereken yerlerde sadece bana itaat eder ve diğer herkese karşı gücünü ortaya koyardı. Klara’nın elini tuttum ve dudaklarıma götürerek öptüm. Sonrasında ise bana bakarak gözlerini kırpıp geri açtı. Klara’ya fısıldar bir şekilde “sana bayılıyorum” dedim.

Klara’nın bu çıkışından sonra arabada sessizlik hakim oldu. Herkes sakinleşmişe benziyordu. Birkaç saniye sonra telefonum çaldı. Arayan ablamdı.

Basil: Alo.

Açelya: Basil nasılsın ? (ağlamaklı bir ses tonuyla) Klara ile bir şey konuşmuştuk. Sana söyledi mi ne olduğunu ?

Basil: Evet ablacığım söyledi. (güçlü olmaya çalışır bir şekilde) Başımız sağ olsun.  Ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilmiyorum.

Açelya: Anlıyorum hayatım seni, anlıyorum. İnan bak, ben, kardeşimiz ve annemiz, hiçbirimiz ne yapacağımızı bilmiyoruz. Sana ihtiyacımız var. Bugün mezun oldunuz zaten. Hadi dönün Klara ile birlikte İstanbul’a. Uçak biletlerinizi ben aldım çoktan. Bu sabah 10:00 da uçağınız.

Açelya’nın bizden önce uçak biletlerimizi alması iyi olmuştu.

Basil: Sağ ol güzelim. Dönecektik zaten en yakın uçakla birlikte. Bizim yerimize alman iyi oldu. Çok özledim sizi.

Açelya: Biz de seni çok özledik Basil’im. O güzel yüzüne hasret kaldık. (sesi titreyerek) Babamın yokluğunda bize lazımsın. Bize kol kanat germelisin.

Basil: Tabi ki kol kanat gereceğim size. Kendimden çok sizi düşünüyorum ben. Babamın yokluğunu size asla hissettirmeyeceğim. Babamın sorumluluklarını üstleneceğim. Siz hiç takmayın kafanıza.  Hadi ağlama daha fazla. Biliyorum bu söylediğim çok saçma ama benim için ağlamamaya çalış. Geldiğimde görmeyeyim o güzel yüzünü ıslak bir şekilde.

Açelya: Tamam hayatım. Teşekkür ederim her şey için. Hayatının gidişatını bizim için değiştirdiğin için.

Açelya’nın bunu demesinin ardından lafa girdim.

Basil: Ne demek “hayatının gidişatını bizim için değiştirdiğin için” ? Siz benim hayatımsınız. Hayatımın sizsiz bir anlamı yok ki benim. Varsa yoksa siz ve Klara var.

Bunu dememin ardından Klara sıkı sıkı tuttuğu elimi dudaklarına götürüp öptü.

Açelya: Seni çok seviyorum Basil.

Basil: Ben de seni çok seviyorum. Annem ve Lidya orada mı ?

Açelya: Hayır hayatım. Uyku ilacı alıp yattılar. Uzun bir süre uyumamakta direttiler ama uyudular sonunda. Benim de seninle ilgilenmem lazımdı. İlgilendiğime göre artık uyuyabilirim.  Yarın görüşürüz o zaman. Seni çok seviyorum.

Basil: Ben de seni çok seviyorum.

Ardından telefonu kapattım. Telefonla konuştuğum sırada herkes arabada suspus olmuş, ne konuştuğumu dinliyordu. Tartışmadan sonra herkes sakinleşmiş gibiydi. Klara’nın çıkışmasıyla ve benim telefon görüşmemle geçen süre Meltem ve Can’ı sakinleştirmişe benziyordu.

Klara’nın çenesini elimle kavradım ve kendime yaklaştırıp yüzünün her yerine öpücükler kondurmaya başladım. O da öpücüklerime öpücükle karşılık verdi. Ardından arabayı çalıştırıp Meltemleri bırakmak için onların evine doğru yol almaya başladık. Klara sımsıkı elimi tutuyordu.

Meltem: Basil, bende şimdi yarın için sizinle aynı uçaktan bilet aldım. Sizle birlikte geliyorum. Can Bey’de gelmek isterse haberi olsun.

Basil: Çok teşekkür ederim Meltem. Harika bir arkadaşsın. Ama sen uçağın gününü ve saatini nereden duydun ki ?

Meltem: Telefonunun sesi çok açık. Hepimiz duymuşuzdur herhalde ablanın dediklerini.

Basil: Ah anladım. Çok teşekkür ederim. Bu yaptıklarının benim için değeri çok büyük inan ki. Şu işler durulsun sana güzel bir tatil satın alacağım.

Meltem: Hiç gerek yok Basil. Bir karşılık beklediğim için yapmıyorum. Sen ve Klara benim en yakın arkadaşlarımsınız.

Basil: (dikiz aynasından Meltem’e bakarak) Biliyorum yahu karşılık beklemediğini. Ama bu benim teşekkür etme yöntemim. İçim rahat etmez yoksa. Bir tatil yap rahatlarsın. Hatta belki bizde geliriz, kafamız dağılmış olur.

Can: Tam şu an ben de satın aldım aynı uçaktan bilet. Sizleri yalnız bırakacak değilim. Bazen hislerimi size karşı gösteremiyor olabilirim ama hepiniz benim için çok değerlisiniz.

Basil: (dikiz aynasından Can’a bakmaya çalışarak) Teşekkür ederim Can. Sen de bizim için öylesin. Sadece eski Can’ı özlüyoruz. Kendine çeki düzen ver.

Bu cümlemin ardından Can bana bakarak kafasını olumlu şekilde yukarı aşağı salladı. Meltemlerin evine az kalmıştı. Onların eşyalarını alıp ardından bizim eve geçmeliydik. Biz de eşyalarımızı aldıktan sonra rota havaalanıydı.

İkinci bölümün sonu.

Barışma Sonrası Kabak Koyu – Bölüm 3 Final

Ertesi gece plajda toplandık, saat 9’u gösteriyordu ve altı kişiydik. Bu sefer tekila içiyorduk ve shotlar yapıyorduk. Sorulan sorulara cevap verenler pas geçiyor, cevaplamayanlar ise shot içiyordu. Birçok soru geçti, çoğumuz cevap vermiş olmamıza rağmen içiyorduk.

Sıradaki soruyu soran Can şöyle dedi:

“Bu ortamda en çok kiminle yatmak istersiniz?”

Önce Feyza cevapladı:

“Beyler, kusura bakmayın ama sizi biliyoruz, ben Cenk’le olmak isterim.”

Dila da hemen atladı, Ebruya bakarak “Tatlım, kusura bakma ama doğruları konuşuyoruz, ben de bunları biliyorum, Cenk’le olmak isterim, tabii ki.”

Can durur mu? “Biz de sizi biliyoruz, yavrularım. Ben de Ebruyu isterim,” dedi ve bana bakarak, “Kanka, kusura bakma, bunlar kaşındı.”

Ahmet de uzatmadan, “Cenk’e katılıyorum,” dedi.

Sıra Ebrudaydı. Ebrunun Can’ı isteyeceğini tahmin ediyordum, neticede yakışıklı, kaslı bir çocuktu, sanırım Can da öyle bekliyordu.

Ebru – “ıııhm, ben Ahmet’le olmak isterdim bu gece.”

Ortam buz kesti, gözler bendeydi. Eğer cevap verirsem, gece sevgilimi şerefsiz Ahmet’in sikmesine izin verecektim resmen.

Cevap vermedim ve tekilayı içtim. Ortamın soğukluğunu Dila bozdu, “Hadi kampa gidelim, orada takılalım biraz da,” dedi.

Ebrunun verdiği cevaba sinirlenmiştim. Kampa gelene kadar ağzımı açmadım, Ebru kızlarla geyik yapıyordu. Kampa geldik ve oturduk.

Ebru – “Aşkım, ne oldu?”

Cenk – “Yok bir şey tatlım…”

Konuşma aralarında, belli ki Can da Ebrunun Ahmet’i tercih etmesine sinirlenmiş olacak ki Ebruya bulaşıyordu. 1 saat kadar yoğun alkol tüketiminden sonra artık herkes çok yüksekti.

Konuşma arasında, Can Feyzayı bir köşeye çekip bir şeyler söyledi. Can hepimize sigara almak için tekel kapanmadan yola çıktı. Ben sıkıştığım için kamptan biraz uzaklaştım, işimi halledip dönerken karşıma Feyza çıktı. Feyza değişik bir bakış atıp, “Hangimizi isterdin?” dedi. Yanıma yaklaştı, vücudunu vücuduma değdirdi, “Eee, söylesene,” dedi. “Seni isterdim,” dedim. Birden dudaklarıma yapıştı, ben de dayanamayıp karşılık verdim, ancak durdum ve kampa doğru yürüdüm.

Kampa geldim ve benden hemen sonra Can geldi, herkes sigaraya susamıştı ve sigaralar içildi. Feyza belli ki beni kafaya takmıştı, özellikle yanıma oturmuştu. Bu gece belli ki Feyza benimle, Dila Can’la, sevgilim Ebru ise şerefsiz Ahmet’le olacaktı, yani onu planlıyorlardı. İşin kötü tarafı, kafam çok güzel olduğu için karşı koyabilecek gibi hissetmiyordum, bir de tabii ki libidom çok yüksekti.

Çok geçmeden Can ve Dila ayrılıp ormana doğru gitti. Sonra Feyza ayaklandı, benim canım bira istiyor, Ahmet gidelim mi dedi? Ahmet – “Beni hiçbir güç kaldıramaz burdan canım.” Feyza – “Off yaa.”

Ebru bana bakıp, “Aşkım, gitsene kızla,” dedi. Emin misin der gibi baktım. Kafasını sallayıp onayladı.

Eğer gidersem, Ahmet sevgilime sonunda istediğini yapacaktı, belli ki, ve bunu sevgilim de istiyordu, ancak ben de Feyzayı sikecektim. Bir an libidom her açıdan çok yükseldi ve yerimden kalktım.

Feyza ile yürümeye başladık, tabii ki tekelin yoluna değil, ormanın derinine doğru gittik. Feyza doğrudan şortumu indirdi, zaten 2 saattir dimdik olan penisim fırladı ve emmeye başladı, gırtlağına kadar sokup çıkartıyordu. Beni yere yatırdı ve sikimin üstüne oturdu, “Aaoohhhhh” diye inledi. Yavaş yavaş yukarı aşağı hareket etmeye başlamıştı ki kafamın üstünde bir amin suratıma doğru geldiğini gördüm. Can’a yaptıklarını bana yapıyorlardı. Ağzımda Dila’nın tatlı amı varken yarağım ise Feyzanın amının içindeydi. Bu şekilde 5-10 dakika devam ettik, sonra kalkıp ikisini de önümde domalttım, harika bir görüntüydü, her erkeğin hayalini kurduğu bi olayını yaşıyordum.

Bunları yaşarken sevgilimin ne yaptığını düşününce, bir anda boşalmaya başladım. Hızla kamp alanına doğru yürümeye başladım. Önce kampın ışıklarını gördüm, sonra gördüklerim netleşmeye başladı.

Güzel sevgilim Ebru, Ahmet’in kucağındaydı, çok bitkin duruyordu. Saçlarını kaldırdı ve bana doğru bakarak göz teması kurdu. Arkasındaki kişi Can’dı, yarağını kaldırmış ve sevgilimin götüne hizalanmıştı.

Can, yarağını sevgilimin götüne bir seferde soktu. Ebru, “Aaaaaaaaaaahhhhhh aaaaaaaaaaaaaaahhhhhhhhhhh” diye inlemeye başladı. Can, “Demek Ahmet’i istiyorsun haa, orospu, senin o götünü genişleteyim de gör,” diyip bir sefer daha kökledi. Bu sırada Ahmet, alttan amına pompalamaya devam ediyordu.

Ebru, “Ahhhhhhhhhhhhhhh offfffffffffffff aaaaaaaaaaaaahhhhhhhhhhhh, durun lütfen, ahhhhhhhhhhhhh,” diye yalvarıyordu. Can, “Kes lan sesini,” diyerek bir sefer daha kökledi.

Kızlar ve ben artık kamp alanındaydık ve Ebru’nun durumunu yakından izliyorduk. Beylerin ikisi de şiddeti iyice artırmıştı, Ebru artık sesini kesmiş, kendini salmıştı. Amından sıvı sesleri geliyordu.

Önce Can götünden çıktı, sonra Ahmet Ebru’yu kucağına alıp matın üstüne yatırdı ve ikisi birden Ebru’nun vücudunu döllediler. Bütün vucudu döller içinde olan Ebru ile göz göze geldik, suratına bulaşmış dölleri parmağıyla sildi ve ağzına götürüp şehvetle yaladı.

“Çok güzel bir tatildi aşkım,” dedi…

Barışma Sonrası Kabak Koyu – Bölüm 2

Can ile Dila’nın çadırı, oturup takıldığımız köşeden 5-6 metre ilerideydi. Dila’nın inlemeleri arasında Ebru ile öpüşmeye başladık. Ebru yazlık bir bluzun altında şortla ben ise tişört ve şortla takılıyordum.

Ebru, beklenmedik şekilde elini doğrudan şortumun üstüne attı. Ortamın etkisiyle aşırı derecede sertleşmiştim ve sevgilimi oturduğumuz yerde belinden kavradım, elimi şortunun içine doğru götürdüm ve kadınlığına yaklaştırdım. Sadece ilişkimizin ilk zamanlarında olduğu kadar ıslak olduğunu fark ettim. Öpüşürken hafif hafif oynamaya başladım ve ardından parmağımı yavaşça içine soktum. Artık çadırdan gelen Dila’nın inlemelerine ek olarak Ebru’nun hafif hafif inlemeleri de karışmıştı.

Birden çadırın fermuarı açıldı ve biz toparlandık. İlk olarak Dila çıktı, üstünde bikinisi vardı. Ardından Can sadece şortuyla çıktı ve ikisi de rahatlamış görünüyordu.

Onlar yanımıza gelirken diğer ikili de ormandan dönüyordu. Tekrar altı kişi bir araya geldik ve yarım saat kadar sohbet ettik. Ardından sevgilimle birlikte ortamdan ayrılıp kendi kampımıza döndük ve alkolün ve yorgunluğun etkisiyle hemen uyuduk.

Sabah güneşin vurmasıyla uyandık, kahvaltı ettik ve güneş tepeden inmeye başlayana kadar mis gibi miskinlik yaptık. Sonrasında plaja indik. Bizim dörtlü de oradaydı ve artık birlikte takılıyorduk. Akşam yemeği için ayrıldık ve gece 9 gibi hep birlikte oturmak için sözleştik.

Yemekler yendikten sonra saat 9’a doğru plaja indik. Biz geldikten 5-10 dakika sonra Can vodkalarla ortaya çıktı ve yine ay ışığında keyifli bir gece geçirdik. Ortamdakilerin sohbeti iyiydi, herkes gayet güvenilir ve kibar insanlardı.

Ancak bir problemimiz olacak gibiydi. Ebru, bir sene öncesine kadar alkol kullanmayan biriydi ve yüksek alkollü içkilere alışık değildi, hızlı gidiyordu.

Bir saat içinde Ebru midesinin bulandığını söyledi ve kusmak istediğini belirtti. Ormana doğru gittik, bekledik ve Ebru’nun midesi düzeldi gibi oldu, ancak zor yürüyordu.

Cenk – “Aşkım, istersen kampımıza dönelim.”

Ebru – “Hayır, aşkım, ben iyiyim. Düzelirim kısa sürede.”

Tekrar arkadaşların arasına döndük ve gece 12’ye kadar eğlendik. Can – “Hadi, bizim kampın oraya gidelim.”

Feyza – “Evet, hadi gidelim.”

Herkes ayaklandı.

Cenk – “Arkadaşlar, biz müsaadenizi istiyoruz. Ebru pek iyi değil.”

Ebru – “İyiyim aslında, gelebiliriz.”

Ebruya emin misin der gibi baktım, başını sallayıp onayladı.

Hep birlikte onların kamp alanına döndük, ama giderken Ebru yan basa basa kızlarla birlikte şarkı söyleyerek gitti.

Kampa geldik, hep birlikte oturduk ve ilk defa sohbet cinsellik üzerine dönüyordu. Benim tuvaletim sıkıştırmaya başlamıştı.

Birden Feyza beklenmedik bir şey söyledi.

Feyza – “Mesela, Ahmet’in penisi Can’ınkinden büyük, ama bence ikisinin de tadı ayrı güzel.”

Anlaşılan ortamda herkes birbiriyle oluyordu. Feyza bunu söyledikten sonra Can’ı elinden tutup “Hadi gel” dedi ve ormana doğru gittiler. Dila da onların peşinden ormana doğru gitti.

Onlar gittikten sonra Ahmet kendi halinde telefonla takılıyor, Ebru uyuyordu, benim de tuvaletim iyice sıkışmıştı. Ebruyu uyur halde Ahmetin yanında bırakmak istemiyordum ama gitmem gerekiyordu. Hızlıca işimi hallettim, işimi bitirdikten sonra ileriden sesleri duydum.

Can yere uzanmış, Feyza üstünde zıplarken, Dila da Can’ın suratına oturuyordu. İçimden “Ne kadar şanslı piç” diye geçirdim. Onları orada 5-6 dakika kadar izledim ve iyice sertleştiğimi fark ettim. Kampa dönüp Ebruyu kaldırıp götürüp ne halde olursa olsun sikip rahatlamak istiyordum.

Kampa doğru yürüdüm, geldiğimde kimse yoktu. Beynime kan sıçradı bir anda ve çadırların içlerine baktım, kimse yoktu. Telaşlandım, Ebru diye bağırdım. Yaklaşık 20 saniye sonra Ebru seslendi.

Ebru – “Burdayız aşkımmm.”

Yanlarına doğru gittim. Ebru – “Aşkım, burada manzara güzelmiş, onu göstermeye getirdi Ahmet.

Ebru – aşkım burda manzara güzelmiş onu göstermeye getirdi Ahmet beni.

Ebrunun pek yürüyecek hali yoktu acaba nasıl götürdü onu oraya diye düşündüm.

Cenk – hadi biz gidelim aşkım.

Ebru – tamam sevgilim.

Ahmetle sorun olmasın diye kibarca vedalaştıktan sonra Ebrunun koluna girdim ve kamp alanımıza doğru yola çıktık.

Ebru – neden dönmen uzun sürdü.

Cenk – Anlamadım

Ebru – Kampa dönmen diyorum baya uzun sürdü ben nedenini biliyorum da sen söyle.

Anlaşılan onları izlediğimi biliyordu.

Cenk – Madem biliyorsun sen anlat.

Ebru – Sen gittikten sonra Ahmet geldi senin onları izlediğini söyledi sonra gel sana daha güzel bir yer göstericem dedi ben de sana kızdığım için onunla gittim.

Cenk – Umarım bir şey olmamıştır.

Ebru – Olmadı bir şey. biraz konuştu sadece.

Cenk – Ne konuştu?

Ebru – Ne kadar güzel olduğumu söyledi.

Cenk – Bu kadar mı?

Ebru – Yani ne fark edicek.

Cenk – Ebru söylediği her şeyi anlat

Ebru – Ya pek kibar biri değil biliyosun kendi tarzında övdü işte.

Cenk – Ebru uzatma anlat.

Ebru – Götüme hasta olmuş. istersen şuracıkta sikebilirim dedi.

Cenk – Orospu çocuğu. Sen de hala o herifin yanında duruyorsun.

Ebru – Off cenk sakin olsana ya. sen de elalemin nasıl sikiştiğini izledin orda bi saat.

haklıydı…

Cenk – başka ne dedi ?

Ebru – Benim sikim biraz büyük dedi çıkartıp gösterdi.

Cenk – yuh Ebru yuh sana.

Ebru – ulan sen orospuları izliyodun o sırada.

bir şey diyemedim.

Ebru – Dua et emmedim sikini.

yoksa başka bir şey mi yapmıştı..

Cenk – İnanmıyorum sana ya ne yaptın.

Ebru – off sadece elime aldım. o sırada sen bağırdın zaten.

Cenk- Tamam sabah dönüyoruz.

Ben bunu söyledikten sonra Ebru suspus oldu yine klasik konuşmama tribine başlamıştı kamp alanına gitmeden önce oturduk konuşturamadım zaten yeni ayrılık eşiğinden dönmüştük tekrar sorun olsun istemiyordum ve bir şekilde gönlünü aldım 3 gün daha kalma konusunda anlaştık.

Devam Edecek…

Bir Aile Olmak 2

Ablamin minik arabasiyla 1 saatlik bir yol gittik. Yolda ablam bana bol bol temas ediyor, 1.90lik halimle kucuk cocukmusum gibi yanaklarimi sıkıyordu. Daha sonra tam amerikan filmlerindeki tarz mustakil bahceli bir eve geldik. Ev tek katliydi ama guzel duruyordu. Eve dahil kucuk bir garaj vardi ablam arabayi garajin onune birakti. Garajdan eve girdigimiz icin garajin icinde sedan bir spor mitsubishi ve bir scooter da oldugu dikkatimi cekti. Garajin icinden eve tahta bir kapiyla girdik.

Ev 3+1 di ama turk tipi drgildi tabi. Amerikan mutfak ve genis bir merkezi vardi burasi salon sayiliyordu ve devasaydi. Diger odalarin kapilari aralikti ve her birinde cift kisilik yatak ve kendilerine dair esyalarin oldugunu gorebiliyordum. Herbirinin bir odasi vardi demek. Annelerinin yeniden evlendigini ve baska bir sehir de yasadigini soylemisti ablam. Dusununce asya bu ailenin annelik rolunu ustlenmese onlar da birbirleri disinda yalniz kalmisti.

Genis salona girdigimizde yemek masasinin donatildigini gordum. Yine yazlik kiyafetler icinde citi piti bir kiz bizi bekliyordu. Saskinlikla basini kaldirip tutuldu kaldi. Ayaklari ve bacaklari ciplak, kisa bir penye sortu vardi. Uzerinde beyaz bir tisort, saclarini iki yandan toplamis. Olsa olsa 1.59 boyunda dunyadaki en sevimli kiz. Genisce bir agiz. Purussuz bir gulus. Ablasi gibi cekik gozler. Guldukce kaybolan. Ayaklari ojesiz. Elleri ve tirnaklari cok bakimli. Kokusu daha uzaktsn gelen bu kiza bakar bakmaz kacti agzimdan adi.

-Orkide merhaba ben Kenan.

Asyanin da cesaretlendirmesiylr utangac bir tavirla yaklasti bana.

-Merhaba ben… sey Orkide ben. Memnun oldum… abi.

O abi diyince icimde cok garip bir his percinlendi. Koruma hissi. Sevme hissi. Ve tipki asyadaki gibi ilginc ve ksrmasik bir sevgi yumagi. Biraz cinsel biraz kardesce.

Yine de ona kotu hissettirmek istemedim. Asya farkliydi ama orkideye bu manada yaklasmayacaktim. Onu kardesce sevmek istedim. Kendimi tutamadan hafifce kendime cekip ssrildim ona. Kafasi gogsumde. Asya cok mutlu oldu bu hareketime. Orkide ise kipkirmiziydi. Utangacti ama reddetmedi sarilmami.

-Vayy baslamis sizin kardes aski

Diye bir ses inletti odayi. Dalgaci bir ton vardi bu seste. Kafami kaldirinca sesin sahibini gordum. Yine cirilciplak bacaklar ama diz ustune kadar incecik coraplar. Kardesleri gibi penye bir sort ama ustunde crop. Yuzunde kinli ve gicik bir bakis. Iste yildiz ablam da boyle bir insandi. Onun bana sarilmak istemeyecegi kesindi en azindan.

-selam ver kardesine dedi asya

-selam kenan bey hos geldin evimize misafirin erken kalkani makuldur biliyorsun cok durma.

-ablaaa diye sitemle soylendi orkide kollarimdan kurtulup.

-sus orkide, elin adamina da sarilip durma mazallah sapik mi ne bilmiyorsun.

-Yeter! Diye cikisti asya ondan beklemedigim bir tonda. Soz vermistin yildiz. Huysuzlugunu hic cekemeyecegim. Sen kardesimizle tanismak istemiyor ya da her neyse onu o sekilde gormuyor olabilirsin ama biz kardesimizi seviyor ve merak ediyoruz. Simdi onunla duzgun konusacaksin!

-kusura bakmayin ya! Elin adamini evine getirince kardes olmuyor.

-sen getirmiyor musun elin adamini? Senin bok bakisli sevgilinden daha tehlikeli degil benim kardesim. Burasi benim de evim ve ben kardesimi evimde istiyorum tamam mi?

Yildiz gozlerini devirip odasina kacti.

Orkide – ay neyse masaya gecelim kenan… sey abi. Hadi acikmissinddir.

Masaya oturduk boylece. Orkideyi ilk gorusum degildi. Fotograflarini gostermisti asya ablam. Ama ilk konusmamizdi. Ona karssi hassas ve yumusak konustukca gercekten de ablamin dedigi gibi acilmisti. Hayatindan konustuuk. Italyan arkadaslarindan, cocuk oyun alanindaki isinden, en sevdigi dizilerden ve filmlerden. Asya ablam ikimizin kaynasmasina askla bakiyor, mutlulugu gozunden okunuyordu.

Yemeklerimizi yerken bir anda kapi calinca sasirdik hepimjz. Az oncrki haline gore kat kat suslenmis yildiz ablam odasindan cikip kostu kapiya. Az oncek sert tsvrindan eser yoktu nedense. Cok hevesli hatta sahibine kosan bir kopek gibi kostu. Kapidan iceri 1.80 boylarinda yakisikli ama baya killi bir adam girdi boylece. Yildiz onu sulu sulu optu dudaklarindan. Yemek masasina goz gexdirip ingilizce selsm verdi. Asya da ayni sekilde cevapladi. Herifin gozlerinde ac ayi gibi bakis vardi ama yemege degil. Kardeslerime bakiyordu. Icimde bir seyler kaynadi. Asyanin bok bakisli derken neyi kastettigini anlamistim. Ben de kinli bakislarla onu kesmeye basladim. Gozlerimiz kitlenince bir saniyeligine bocaladi sonra da tadi kacti. Evde baska bir erkek gormek hosuna gitmemisti sanirim. Pek ingilizcem yoktu o yuzden ne konustuklarini cok anlamiyordum ama yildiza bir kac soru sordu. Yildiz da herifin morali bozulmasin diye sanirim goz devirerek aciklamalar yapti. Beni biraz kotu tanitmis olmali ki yine asyadan azar yedi. Ama tabi dediklerini anlamamistim.

Herif gerisin geri kapiya yoneldi. Elini yildiz ablamin beline atip disari cekti kizi. Kapiyi kapatip gittiler.

-ayyy bok herif ya, nefret ediyorum sundan abla. Yildiz ablam yuzunden her gun her gun goruyoruz sunu.

-sabret ablacim biter bu da.

-bu kim? Diye sordum merakla. -yani yildizin sevgilisi belli de.

-sorma ablacim. Yildiz biraz maymun istahlidir. Erkek zevki de kotudur. Daha oncesinde cok sevgili degistirdi ama bir yildir buna takildi kaldi. Herif igrenc biri, dogru durust isi yok bar fedaisi. Gozu etraftski her kizda. Kac defa aldatti bizimkini ama yalvarsak da ayrilmjyor bsyiliyor bu adama. Francis bunun adi. Bizim evde kalmasini yasakladim allahtan da burada sıkıntısını çekmiyoruz.

-neyse abi bos ver sen isini anlatiyordunn ben sey sorcsktim sana benim motorum var da bi tane ise giderken kullaniyorum. Iki haftadir falan calismiyor. Servisi de sydneyde oraya goturemiyorum tek basima. Sen bakabilir misin? Hem ben de yardim ederim. Cok severim oyle kurcalamayi falan oyun atölyesinde de teknik isleri bana ogretiyorlar kablo cekme falannnn

-oo ne guzel dedim gulerek. Tamam orkidecim. Birazdan bakalim motoruna olur mu?

Orkide ona -cim demem yuzunden utanip gulmustu hemen, olurrrr diye cilveli cilveli soylendi.

-olmaz ablacim diye araya girdi asya. Abin yeni geldi. Cok yorgun 36 saattir yolda. Yemegini yedikten sonra guzel bir dus alacak, sonra da ona guzel bir yatak hazirlayacagiz tamam mi? Yarin bakarsiniz motora.

-abla o kadar yorgun drgilim ya jetlag olmasin diye baya uyudum ucakta diye itiraz ettim ama bu evin annesi itirazlari pek kabul etmiyordu. -yuru bakalimm diye elime bir havlu verip banyoya cekti beni. Orkide dolaptan bira cikar, cerez falan koy abin cikinca biraz icer sohbet ederiz uykusu gelince yatar.

-tamam ablacimmm diyip kostu orkide.

Asya ablam bana banyoyu ve suyu nasil ayarlayacagimi gosterdikten sonra -soyun! Dedi emreder bir tonda.

Sasirmistim. -a abla soyunayim da ben kendim hallederdim kirli poseti verirsen sizin camasirlarla karismasin sana da zahmet olmasin ben yikarim.

-sacmalama kenan! Cikar kiyafetlerini ben direkt yikamaya atacagim… camasir makinesi alt katta hic oraya inmekle ugrastiramam seni.

Bir an donup kalsam da ablamin dedigini yapmaya basladim. Once tisortumu sonra da basketbol sortumu cikarip ona verdim. En son da coraplarimi. Altimda bir tek baksirimla kalmistim. Ama asya ablam kiyafetleri katliyor, banyoyu hemen terk etmiyordu. Butun pis dusuncelerime ragmen biraz utanmistim. Beni masum goruyor, onu oyle gormeyecegime mi inaniyordu acaba?

Tam dusa kabine girip baksirimi cikaracakken kapida orkide belirdi.

-abla hazirladim sofrayi istediginiz zaman gel-
Diyip donup kaldi. Saskinlikla vucuduma bakiyordu. Yuzu kirmizi gozleri kisilmis o genis agzi utancla bukulmustu ama gozlerini uzerimden almiyordu.

Oyle mukemmel sixpacli bir vucudum yok ama gobekli bir ayi da degilim. Is hayatinin getirdigi genis bir vucudum var sadece. Yine de kardeslerim annelerinin genlerini almis olmali hep minikken ben yanlarinda baya bir ayi gibi kaliyordum.

Ablam orkidenin kitlenisini gorunce ufak bi kahkaha atti. -noldu orkidecim cok mu yakisikliymis abin, diyordum inanmiyordun…

-y y yok abla daa… yani aman yakisikli tabi abim de sey… ne kadar buyuk ya abim. Hani kocaman bir adam hic boylr hayal etmemistim.

Bu da asyaya ilk cumle kadar kahkaha attirdi. -ee demek ki o kendi annesi tarafina cekmis babam da bu kadar yoktu.

Muhabbet baya guldurmustu beni. -bence siz miniksiziniz hanimlar diyip girdim dusa kabine . Perdeyi cektim. Ablam disardan:

-baksirini da ver diyince cikarip onu da uzattim.

Aylarca konusmus olsak da beni ilk gunden bu sekil sahiplenmesi cok hosuma gitmisti. Minnettar ve utanmis hissediyordum ve herseyden cok mutluydum. Cunku hayatimda gormedigim ilgiyi goruyordum. Beni ele geciren dusuncelerden cekindim o an. Ablama sapikca bir ask duymak yanlisti belki. O beni bu kadsr sahiplenmisken. Kendime hakim olup, bu bir ayda kendime guzel anilar yarstip doneyim diye karar verdim o an. Sicak suyun altinda da yarim saat kadar bunu dusunup durdum. Cantamdan yeni kiyafetler cikarip durulandim banyoda.

Disari ciktigimda kardeslerim biralarini acmis beni bekliyorlardi. Yaklasik bir saat daha icip sohbet etsek de ablam hakli cikmisti. Gozlerim kaymaya uyku beni ele grcirmeye baslamisti.

-hadi orkidecim abine yatak yapalim diyip kaldirdi kizi. Genis salondaki buyuk kanepeye yastiklarini atip yatak serdiler. Anlasilan burda cekyat kulturu yoktu ama koltuk o kadar pofuduktu ki sorun cekmeyeden uyuyacsgima emindim. Ortaligi toparlamalarina yardim edecektim ki… ablam yine azarlayip yatirdi beni.

-hadi iyi geceler kenancim, sen bize geldin beni kirmadin ya… burda sana hicbir is yaptirilmayacak. Diyip yanagima sulu bir opucuk kondurdu.

Orkide de usul usul gelip sarildi bana. Sonra onlar salonu toparlarken bayilircasina uyuyakalmisim…

Gece bir anahtar tikirtisina uyandim. Etrsf zifiri karanlikti. Elimi attigimda telefonum saatin gece 4 oldugunu gosteriyordu.

Sersemligi atip hemen dikildim! Kapiya yoneldim. Ses ordan geliyordu. Biri kapiyi kurcsliyordu sanki. O anki sersemlikle kapiyi hizlica acip yumrugumu cakmaya hazir bir sekilde sıktım ama kapiyi acar acmaz ufak bir ciglik atan bir kiz kollarima dogru dustu. Uzerinde elbisesi, kaymis gozleri agir alkol ve sanayiden cesitlerini ayirt edebildigim ot kokusu uzerine sinmis olan yildiz ablamdi bu kiz.

-ayy off sen hala.. burda misn yağg… diye zar zor konustu.

Ne cevap verecegimi pek bilemedim. Makyaji kaymisti. Boynu morluklar icindeydi topuklularinin birinin topugu kirilmisti. Kapiyi bile acamiyordu. Hafif hafif ogurup duruyordu. Konusmadan elimi koltuk altina atip, bir cirpida kaldirdim. Asya ablama gore one dusuk bir burnu vardi ama onun disinda benziyorlardi. Kahkullu saclari omuzlarinda bitiyordu diger kardeslerim gibi uzun sacli degildi. Onlar gibi 1.60 boylarinda citi piti bembeyaz tenli bir elf kiziydi. Kendimi cirkin bulmuyordum ama onlarda gercekten gorsel cok bi benzerligimiz yoktu. Bu uc kiz resmen bir ressamin elinden cikmiscasina purussuzdu. Sekilli ama ufak memeler, ince ve sut rengi bacaklar, ince bir bel, asik olunasi suratlar.

Elimi koltuk altina atip oyuncak gibi kaldirdim onu.

-dokunma yhaa

Bir sey soylemeden, banyoya surukledim onu. Olacaklari biliyordum bari asya ablama is cikmasin dedim. Klozetin yanina comeltip egdim kafasini. Tam tahmin ettigim gibi 30 saniye sonra kusmaya basladi. Asama asama daha da cirkin sesler cikarak midesini klozete birakirken saclarini tutup basinda bekledim. O banyo isiginin altinda isin rengi iyice orta cikmisti.

Yildiz ablamin siyrilan eteginden arka bacaklari ve kalcalarinin baslangici gozukuyordu. Tabi ki boynu kadar mosmordu. Birisi inanilmaz bir hirsla hatta bildigin dover gibi sikmisti belliydi. Tam o anda elbisesisinin sirtindaki lekeler dikkatimi cekti. Orospu cocugu kizin elbisesine bosalmisti direkt. Koskoca kadinin sevgilisi olmasi elbet normaldi hatta seks yapmasi da normaldi. Dun tanidigi biri olarak kardes oldugumuz ama pek de olamadigimiz bu kizi kiskanmaya hakkim yoktu sanirim ama ofkeden kudurmustum istemsizce. Adam vura vura sikmis, ustune bosalmis, makyajini dagitmis bir orospu gibi kapiya atmisti… sevgili dedigin boyle bir sey yapmazdi. Eve girer mi basina bir sey gelir mi diye kontrol ederdi. Ben olmasam yildiz abla kapinin onunde sizar kalirdi muhtemelen, tabi bir berdusa denk gelmez ise..

Ofkemi icime gomup, sakladim. Yeri geldiginde firsatim olur da kullanirim umarim diye gecirdim icimden.

Ogurmeler baya azalmisti.

-Bitti mi abla? Diye agzimdan cikti istemsizce.

-bana abla deme seni mahvederim kopek… diye tisladi yildiz…

-tamam pardon, bitti mi bari?

-b… boghhk bitti…

Sifona basip, kucakladim tekrardan. Koltuk altlarindan destek olup yurutuyordum onu.

Tam salona girmistik ki -biragk bee diyip firladi elimden ama tabi ayakta duracak hali yoktu. Yattigim kanepeye devrilip sertce carpti. Kanepenin bir kolu one dusup catirt diye kirildi… kenepe ice cokup lego gibi dagildi. Vay amk dedim… beni nasil tasiyor mu bu dandirik sey?

Kanepe gurultu bir sekilde yikilinca hele tam da asya ablanin kapisi salona bitisik olunca ablam endiseyle odasinin kapisinda belirdi. Uzerinde kisa bir askili ve sort ile uyku sersemi korkuyla bizi gordu.

-noldu?

-sarhos geldi abla yatirmaya calisiyorum ama dokunmami istemiyor…

-ayy yildiz ya offf… tamam ablacim cekil sen ben hallederim..

Elini atip kaldirdi kardesini ama yildiz surekli devrildigi icin zor oluyordu. Arkasina gecip koltu altina elimi soktum bildigin suruklercesine odasina ittirdim yildizi. Asyayi gorup beni gormedigi icin olanlari pek anlamiyordu. Yatagina dogru firlatircasina biraktik. Ablam, elbisesini cikarmak icin elini atip islakliga denk gelince, bir kac saniye durakladi sonra olayi anlayip, -ögkkk diyerek yuzunu eksitti…

-hay ben senin gibi yildiz var ya yarin yolucam seni kizim boku yedin sen…

-abla ben cikayim istersen…

-kenan dur hayatim… elbisesinin fermuari sıkısmıs, yardim et.

Ellerimi atip fermuari zorladim ama baya boku yemisti. Acilmiyordu asla.

-abla acilmiyor hayir gelmez bundan.

-yirt

-ne..

– ben yildizi kaldircam hafiften elbiseyi yirt cikart… bacaklarindan cek gelir..

-ablaa sey tamam da… cok ayip olur bence yildiz ablam benim onu o sekilde gormemi istemez. Hem kendi rizasi yok yarin falan cok kizar zaten iki kelime konusmadik hemen nefret edecek benden.

-kardesisin sen, onun etrafinda her gun elli tane cakal geziyor laf etmiyor sana ederse sicarim agzina.

-abla o oyle gormuyor,

-onu kardesinin onune döllü elbiseyle gelmeden dusunseymis kenancim… kim bilir nerde siktirdi kendini yine.

Asya ablanin genelde kullandigi bir dil degildi bu ama ofkeliyken otorite figuru olarak baya pislesiyordu. Hem hak vermeden edemiyordum.

-tamam abla diyip gectim yildizin arkasina. Asya ablam kizi hafiften kaldirinca elbisesini caaart diye yirtip cektim. Yildiz baya sizmisti ama o sese o bile sok olup inledi.

-masallah diye kikirdadi ablam. -yirt dedim de sen kizin kendisini de ikiye bolecektin askim

Askim mi? Diye gecirdim icimden ama bu sekilde seslenmesi cok hosuma gitmisti. Neden icim kipirdanmisti.

Bisey demeden elbiseyi cektim kendime. Yildiz artik ciplakti. Kirik topuklulari, gotunun arasina kacmis tangasi disinda… yuz ustu yattigi icin memelerini goremiyordum ama ince beli bembeyaz teni ve morluklarla kapli olsa da yusyuvarlak, yumusacik duran gotu beni mest etmisti. Istemeden dimdik oldum kac gundur bosalmamanin da etkisiyle bir sure inmeyecek gibi duruyordu.

Ablam yildizin topuklularini cikar dedi.

Bu benim icin durumu daha da kotu yapti. Kendimi bildim bileli kadin ayagina ilgim vardi. Sizip kalmis ablamin ayakkabilarini cikarirken sikim iyice sisti. Ince uzun parmaklar, 37 numara purussuz, beyaz tabanli ayaklar. Istemsizce topukluyu cikarirken sanat eseri oksar gibi dokundum tabanlarina. Sonra saskin saskin grri cekildim. Asya Ablamin da o sirada sessizce beni izledigini gordum…

-Abla sey… cikayim ben artik cok oldu.

– Tamam hayatim kapida bekle beni.

Salona girdim. Dagilmis kanepenin toplanacak bir tarafi kalmamisti ama yine de toparlamaya ugrastim. Olmayinca minderleri cekip kendimce bir yer yatagi olusturdum. Tam o sirada arkamda bir golge hissettim. Ablam beni izliyordu.

-bitti mi?

-giydirdim yatirdim.. bu yildiz beni bir gun oldurecek ama sen yeni geldin bari senin onunde su duruma dusmeseydi.

-onemli degil ama ne duruma dustu ki, yasanir bazen kotu seyler. Iyi ya onemli olan o… kapida bulmasam sabaha kadar kalackti disarda uyandim iyi ki.

Bu cevabim ablamin yuzune cok tatli bir gulumseme kondurdu. Hayran hayran bakiyordu sanki. -sen napiyorsun bakalim..

-abla minderleri diziyorum, takim taklavat varsa yarin kanepeyi hallederim bu gece surda bi yatayim

-sacmalama askim? Seni burda yatiracagimi dusunmuyorsun sanirim?

-e ama napcaz baska?

-kanepeyi bile gecici goruyordum ben sana portatif yatak alacaktim benim odamda yatman icin ama anlasilan kaderimizde daha erken yatmak var ablacim… gel bakalim diyip, eliyle cekti beni.

Arkasindan kalkip cekine cekine odasina girdim. Sari renkte bir carsaf takimi koyu ahsap mobilyalar minik bi makyaj masasi gardrop dolap ve yaninda ebevyn banyosuyla evin en genis odasi buydu sanirim. Bu oda salona aciliyordu. Tam karsinda yildiz ablanin odasi vardi tabiki o da salona aciliyordu. Mutfak hemen yildiz ablanin odasinin yanindaki girintideydi. Orkidenin odasi ise koridorun sonunda evin buyuk banyosu kileri ve bodruma inen kapilardan sonra en sondaydi

Ablamin odasinda sersemce bakinirken, asya abla domalarak , sortlu gotunu iyice ortaya cikararak gerindi ve bir kedi gibi yataginin ustunde emekleyip kendini yastigina atti.

Yatagi zaten kocamandi rahat yatacsgimiz belliydi ama belli ki bu gece bana dar olacaktı. Ablam israrci bir sekilde bakinca utana utana gidip yatagin diger ucuna uzandim. Ablam kikirdayip, iyi geceler askim sabah bakariz geri kalanlara diyip kapadi gozlerini.

Ben de kapadim gozlerimi ama gozlerimin onune gelenler hic hos degildi. Sikimin rotasi tavani gosterirken, gozumun onunden yildiz ablamin, benden nefret eden seytanin purussuz gotu, elbisesini cikarirken cikardigim caart sesi, ince beli, purussuz ayaklari ve son olarak asya ablamin, o sevkat dolu melegin gerinirken sortundan cikan o harika kalcasi ciplak ve ojeli parmaklari sahneler halinde geciyordu.

Gozlerimi acip tavani izledim… bu gece zor bir gece olacakti.