Kategori arşivi: Yetişkin Hikayeleri

Bir Hata ve Anneme Olanlar 3 – Final

Arkadaşlar hikayeyi bitiriyorum, beğenip destekleyen herkese teşekkürler. İyi okumalar.

Dış kapının kapanma sesi gelmişti, Ünal Abi kendi yönetmenliğini yaptığı küçük gösteri sonrası Ali ve Berkay ile evimizi terk etmişti. Önce annemi kendi hatamın bedeli olarak onlara meze gibi sunup siktirmiştim şimdi de daha ertesi gün öz oğlu olarak orospuluğun nirvanasını yaşatırcasına milletin önünde kendim becermiştim. Süreç çok hızlı ilerliyordu. İkimizin de idrak seviyesi azalmıştı. Bir an Ünal Abi’nin “Anneni beyinsiz bir orospu yapana kadar sikeceğim… İstediğimde sikip istediğimde siktireceğim… Peçeteci olacaksın…” cümleleri kulaklarımda yankılandı. Annem salondaki yemek masasında domalmış, elleri arkasında götünün üstünde bel hizasından bağlanmış, gözlerinde uyku bandı ve ağzına, amına sıkıştırılmış paralarla tam aşağılanmış bir şekilde satılık bir hayvan gibi öylece bekliyordu. Ben de inmiş sikimle bu andan utanmış ama ilk kez zevki de tatmış karışık duygular içerisinde onu izliyordum. Telefonumu aldım ve annemin önden, arkadan hatta çapraz olarak üstten fotoğraflarını çekip Ünal Abi’ye attım. Beyaz teni, kalın bacakları, yükselmiş götü, masa ile vücudu arasında sıkışmış yandan taşmış memeleri ile Ünal Abi sanki orada yokmuş da bu resitali kaçırmasın diyerek hareket etmiştim. Bizi o kadar sindirmişti ki aferin bekleyen bir köpek gibi bu sefer kendim bir hamle yapmıştım. Annemin önce ağzına sokulmuş paraları çıkardım, o esnada bir rahatlama edasıyla “ooooyhhhh oğluma siktirdim ahhh” gibi derinden kısık sesle inleyerek mırıldanıyordu. Hemen amındaki paraları da çıkardım. Bu sefer elim ona değince ilk gün cafe odasında sikildikten sonraki temizleme aşamasında olduğu gibi irkilmemişti. Ellerini çözdüm, gözündeki bandı çıkardım ve ters pozisyonda olduğu için omzundan tutarak ayağa kaldırdım. Düşünme yetisini kaybetmiş gibi boş boş bakıyordu. Ünal Abi aramızdaki ana-oğul bakış açısının ırzına geçmede de başarılı oluyor gibiydi. Psikolojimizle bilerek oynamasının meyvesini topluyordu; demin benim yaptıklarım ve annemin iq’su dibi görmüş gibi algılama yetisini kaybetmiş hali bunun kanıtıydı.

Ben: “Anne duşa geç yıkan istersen?”

Annemden tepki gelmemişti, elleri iki yana salınmış vaziyette çırılçıplak öylece duruyordu. Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi başı yana bükülmüştü. Ellerimi gözlerinin önünde salladım;

Ben: “Anne iyi misin, gittiler. Yıkan da bir şeyler hazırlayım ye istersen?”

İç sesim: “Kadının yemediği yarrak kalmamış zaten…”

Annemin elinden tuttum ve öne doğru adımlamamla freni tutmayan bir araba gibi dengesini de kaybetmeden salına salına benle yürümeye başladı. Banyoya soktum, duşakabine geçirdim kollarını duvara dayadım ve suyu açtım. Annem tazyikli bir şekilde başından aşağı akan suyla kendine gelir gibi olunca gayet ciddi bir şekilde;

Annem: “Yardımcı oluyormuş gibi davranma, hem elin adamlarının kucağına koydun beni hem de kendin siktin. Zevk aldın mı bari gavat pezevenk!?”

Ben: “Anne onlar zorladı. Hem bana kızıyorsun da inleyen iştahlı iştahlı kendi kendine söylenen adamların bir dediğini iki etmeyen de sensin. Benden farkın mı var şu anda?”

Annem: “Başımıza sen açtın bu belaları, şu yaşımda ortalık malı oluyorum (Dudakları büzüşmüştü gözleri dolacak gibiydi) Baban dışında ilk kez bir erkek eli değdi uzun zaman sonra, ikinci erkek de kendi oğlum oldu. Kendi oğlumdan zevk aldım…”

Ben cevap vermeyip konuyu saptırmıştım ama annem benim sikmemden de zevk aldığını itiraf etmişti. Zevk almasından duyduğu pişmanlığı dile getiriyordu; ondan farksız bir halde değildim. Sadece tutarsız davranmasını yüzüne vurarak bana çevrilen saldırı oklarını savuşturuyordum.

Ben: “Benim için kolay mı sanıyorsun, canım ile namusum arasında sürekli kalmak? Adamların bir sınırı yok, kendin de gördün.” dedim. O an itibariyle salmıştım. Bir ihtimal birkaç kez daha sikerler sonra canları sıkılır ikimizi de salarlar diye düşünüyordum. Diğer yandan bu trajedi zevk karışımına sürülmemiz ise ilerisi için tehlike arz ediyordu. Dikkatimi de çekmişti onca cümlesi arasında bana oğlum diye seslenmişti hiç, yüzünde sen iflah olmazsın dercesine bir bakış vardı.

Onu orada bıraktım ve yiyecek bir şeyler hazırlamaya mutfağa geçtim. Saç kurutma makinasının sesini duyunca kendim hızlıca atıştırdım ve annemle aynı ortamda olmamak için odama geçtim. Telefonuma baktığımda Ünal Abi’den fotoğraflara dönüş olmuştu;

Ünal Abi: “Aferin lan piç kurusu, biz hiç kayda girmemiştik iyi yapmışsın (kahkaha emojisi). Annenin özel sikiş albümünü yapacağız böyle böyle”

Bir cevap yazmadım. Saat daha akşam olmamıştı biraz hava almak istedim. Evden çıkarken mutfakta oturmuş hazırladıklarımı yiyen annemle göz göze geldik. O da beni salmış gibiydi, ağzını açacak gibi oldu ama hızlıca ayakkabılıktan ayakkabılarımı alıp tam giymeden dış kapıyı çektim ve kendimi sokaklara attım. Ünal Abi detay vermese de annemi başkalarına siktireceğini açıkça belirtmişti. Hatta bir iş anlaşması için kullanacağını belirterek ilk sinyali de vermişti. Annemi baya baya orospusu beni de orospu çocuğu yapmıştı. Annem de ben de bunu kabullenmekte zorlanıyorken, cebimde bugün annemin amına ve ağzına soktuğu paralar vardı. Oturduğumuz semtte bir şeyler içebileceğim alkol ruhsatı olan bir mekân yoktu. Gördüğüm ilk taksiyi çevirdim ve soluğu geçen gittiğimiz, her şeyin başladığı cafede aldım. Madem yaşananlardan kaçamıyordum, her şeyin içinde boğulurcasına yüzleşmek için kendimi bırakmıştım. İçeri geçtim ve o gün annemle geldiğimizde yönlendirildiğimiz masaya oturdum. Menüye kısa bir göz gezdirdikten sonra istediğim kokteyli söyledim. Annemin sikildiği mekânda annemin aşağılanması için hibe edilen parayla kafamı bulacaktım. Bir kokteyl… İkinci kokteyl… Üç… Dört… Nereye baksam diğer masalarda, bar tarafında tezgâhta, girişteki vestiyerde hep Ünal Abi annemi domaltıp sikiyordu. Halüsinasyon havuzundayken hayal ürünümün eseri olarak kafamdaki bu sahnelere yapmadığı şeyler de ekliyordum. Herkesin masasına tek tek göndererek masanın altından yarraklarını yalatması, birden çok kişinin bir bardağa boşalıp anneme bunu zorla içirmesi… En sonunda gözüm iyice kararınca hesabı istedim. Çalışanları gözüm seçmiyordu ama ya beni tanımamışlardı ya da o gün için aynı çalışanlar değildi. Hesabı öderken en yakın taksi durağını aramalarını rica ettim ve dışarda beklemeye başladım. Taksinin gelmesi, eve geçmem ile saat geç olmuştu. Ne kadar süredir dışarda takıldığıma dair de bir fikrim yoktu. Tam eve girecekken Ünal Abi’den bir mesaj daha gelmişti:

Ünal Abi: “Bir sözleşme imzalayacağımız üstatlarımla yemekteyim. Anneni anlattım, gösterdim. Acele annen bugün gönderdiğim jartiyer takımından beyaz olanı giysin ve onun dışında çıplak olsun. Koltukta bacaklarını açıp kendini boşaltana kadar amını, götünü parmaklasın. İş esnasında da bizim üstatlara da (Ferit ve Muharrem Beyler) bol bol selam göndersin. O eve tekrar bugün gelirsem başınıza yıkarım 10 dakikanız var orospu çocuğu”

İç sesim: “Sipariş veriyor amına koyduğumun evladı, nelerle sınanıyoruz”

İçeri geçmemle hızlıca annemi çağırdım.

Ben: “Anne Ünal abi arkadaşlarıyla seni paylaşmış. Özel bir isteği var” diyerek kelimesi kelimesine ilettim. Annemin yüzü düşmüştü ama bu sefer bağırıp çağırmak üstüme yürümek yerine “Gel bakalım” dedi, birlikte salona geçtik. Duştan sonra ne giyindiğine evden çıkmadan dikkat etmemiştim. Şimdi önümde yürüdüğünde beyaz şortunun içindeki kırmızı tangası belli oluyordu. Üstünde ise yazlık siyah bir ince hırka vardı. Bu sefer makyajsızdı ama makyaj yapacağı bir vakit de yoktu. Önce altındakileri teker teker çıkardı. Yanımda rahat soyunuyordu. Muhtemelen kadınlık duygusu yine ön plana çıkmışçasına, am tarafı biraz şişmişti. Sonra hırkasının düğmelerini aşağıdan yukarıya doğru açmaya başladı; göğüs hizasına geldiğinde ve düğmeler ayrıldığında lop diye memeleri salınarak ortaya çıktı. Sütyen takmamıştı. Tüm kavga, gürültü ve benim onu sikmemden önceki esnada yere fırlattığı kargo ile gelen iç çamaşırlarından beyaz jartiyeri almak için arkası bana dönük eğildiğinde am deliği de göt deliği de poposu gerildiği için iyice ortaya çıkmıştı. Saatler önce içinde olup hatta onu döllememe rağmen tekrar bu anın büyüsüne kapılmıştım. Jartiyeri biraz zorlayarak giydi, porno yıldızlarını andırır bir haldeydi. Salonumuzdaki üçlü koltuğa oturdu ayaklarını da koltuğun üstüne aldı. Bacaklarını açıp amını ovalamaya başlarken Ünal Abi’den bir mesaj daha geldi:

Ünal Abi: “8 dakikanız kaldı götünüzü keserim sizin ibne yaparım seni”

Ünal Abi’nin gelişigüzel yaklaşık olarak 10 dakika dediğini düşünmüştüm ama bir yarışmadaymışız gibi geri sayım başlamıştı.

Ben: “Anne hızlı olur musun, süre tutuyor herif”

Annem gözlerini devirdi ama cevap vermedi. Amıyla oynamaya iki-üç parmağıyla daireler çizmeye başlamıştı. Ben de telefonumla tam karşı açıdan sessizce Ünal Abi için kaydediyordum. Son 7 dakika… Son 6 dakika… Kafamda da bir kum saati vardı sanki zaman aleyhimize işliyordu. Annem diğer eliyle önce tek sonra iki memesini sıkıştırarak yoğurmaya başladı. Alt dudağını ısırıyordu, “ahhh uuuhhh oooyh ımmmmpph” sesleri çıkarıyordu. Yaklaşık bir dakika sonra, “Ferit Bey sizi içimde istiyorum ahhıııııımmmmph, Muharrem Bey evire çevire sikin beni efendim oh-oh-oh(kesik kesik) yarrağa doyurun beni ikiniz de”. Zaman daralıyordu, annem yükselmişti ama hala boşalmaya giden yolda olduğunu son iki şiddetli boşalmasına tanıklık etmiş biri olarak düşünmüyordum. Son birkaç dakikaya girerken eliyle beni çağırdı. Yüzüne doğru yakın çekim yaparak arada telefonu altta tutup amına sokup çıkardığı parmaklarını görüntülüyordum. Annem “Beceriksiz bir orospuyum ben, ellerim siklerinizi içime yerrrrrrleştirmek dışında bir işe yaramaz, gerçek yarrak istiyorum Ferit’in yarrağı Muharrem’in yarrağı sulasın içimi ooooooh” diye vurgulu bir şekilde azmışken birden telefonu elimden aldı. Ne yapıyorsun dememe kalmadan başımdan tutup suratımı amına yapıştırdı. Kamerayı ön kameraya geçirerek ikimizin o halini çekerken “Gavat oğlum sizin için amımı hazırlıyor. Koca siklerinizi rahatça içime almam için beni yalayarak ıslatıyorrrrrr uuuyyyş” dediğinde mesajı almıştım. Annem boşalmak için beni kullanmaya karar vermişti. Dudaklarım onun am dudaklarına yapışmıştı. Amının zevk suları burnumun aşağısından itibaren suratıma akıyordu. Dilimi hemen amına soktum. Ekşi-tatlı bir tadı vardı. Aşağı yukarı köpekler gibi badana çekerek amını dilimle geziyordum. Dizlerimin üstünde dururken koltuktan destek aldığım iki elimden birini alıp çenemin altından göt deliğine götürdü. Götüne o anın heyecanıyla parmağımı zorlayınca ve birazı girince, “Pezevengim götümün mührünü kırıyor sizin için erkeklerimmm, ah aaah aaaah anasını sikişe hazırlıyor bu orospu çocuğu” diye söylenmeye devam etti. Amını yalamıyordum yiyordum resmen, başımdan iyice bastırıp nefes almamı bile engelliyordu. Acaba zaman dolmuş muydu, cebimdeki telefon titrememişti, yeni bir bildirim yoktu. Annemin boşalması için canhıraş çalışıyorken götünü de hafif hafif genişletiyordum. Birden poposunu koltuktan kaldırmadan yukarı aşağı hareket ettirirken kafamı amında sabitleyip “OOOOOOH tüm deliklerim kurban olsun Ferit ve Muharrem’e” diye bağırarak boşaldı. Ben onun içine boşalmıştım o da intikamını ağzıma doğru boşalarak yapmıştı. Am sularını içercesine, amının kokusunu içime çekercesine tüm kasıklarını yaladım yuttum. Kendini bırakmış derin derin nefes alıyordu. Sikim kazık gibi olmuştu. Telefonu bana uzattı. Hemen çektiğimiz videoyu Ünal Abi’ye gönderdim. Anneme de dönerek (bir beklenti ile):

Ben: “Anne ben çok azdım”

Annem: “Sen şu saatten sonra anca ananı sikenlerin ayaklarına kapanırsın. Ünal Bey izin verdi diye bir kez elini sürdün. Gözümün önünden kaybol” diye terslemişti. Anneme el sürsem Ünal Abi hayatı kısa metrajlı bir şekilde bana tekrar zindan edebilirdi. Geldiğim nokta acınasıydı. Bir beş dakika sonra Ünal Abi’den cevap geldi.

Ünal Abi: “Yarın annen iyice dinlensin, güzelce karnını doyursun. Akşam üstünden geçeceğiz. Mesain biterken çıkmadan yanıma uğra amcık ağızlı”

Ünal Abi işi bağlamışa benziyordu. Video ile ilgili yorum yapmadı. Acaba adamlara ayrı ayrı mı yoksa birlikte mi annemi siktirecekti. Nerede sikeceklerdi, nasıl sikeceklerdi. Annem adamlara karşılık verecek miydi yoksa iş yine öncesinde sarpa mı saracaktı. Ben bu olayın neresinde olacaktım. Kafamda birçok soru tur üstüne tur bindirerek son gaz geçiş yapıyordu. Dediklerini anneme bilgi geçtim ve saatin de geç olduğunu fark ederek odama yatmaya gittim. Annem de Ünal Abi gibi beni azarlamak veya aşağılamak dışında iletişimini sıfıra indirgemişti. Bunların hepsine sebep olduğum için bu sefer utanma duygusundan ziyade kendimden tiksindim. Diğer yandan fiziksel temaslar ise düşünce yapısının ana hatlarında kırılma yaşanmasını sağlıyordu. Bu sebeple bir açıdan zevk almaya da başlamıştım ama bu sağlıklı bir ilişki türü değildi zira ortada ilişki bile yoktu. Bir adam yani Ünal Abi ve onun fantezi dünyasına göre şekillendirdiği eğlence anlayışını tüm forsuyla bizim üstümüzde kullanmasından ibaretti.

Kafamın içi bu derece yoğun olduğundan dolayı artık istemsizce gözlerim kapanıyordu. Sabah alarmımın çalmasıyla kalkıp hızlıca giyindim ve shiftim başlamadan benzinlikte pompanın yanında yerimi aldım. Ekmeğimi kazanacağım diye girip annemin namusunu sattığım bu şubede zaman sanki yavaş akıyordu. Allahtan iş yerindekilerin hiçbirinin iki gündür arka planda olanlarla ilgili bir şey söylemesini geçtim bir imada bulundukları bile yoktu. Ünal Abi tehditlerine boyun eğilerek istediği yapıldığı sürece gizliliğe, mahremiyete önem veriyor gibiydi. Annemi de bir malı olarak ulu orta tezgahlamak yerine şu ana kadar sadece ticari gücünü artıracak şekilde kullanmıştı.

İç sesim: “Aman ne iyi adam değil mi amına koyayım”

İt gibi tüm gün ayakta dikildikten sonra çıkışıma 15 dakika kala Ünal Abi aradı ve yazıhanesine gelmemi söyledi. En son bu koridordan yürüyerek bu kapıdan içeri girdiğimde ekonomik olarak kendi yağında kavrulan özgür bir hayatım, bana değer veren ve hayatımı paylaştığım bir annem vardı. Çıktığımda ise geri dönüşü olmayan bir şekilde yüklü miktarda senet bağlılığı ve üstüne orospulaştırılmış, beni adamdan saymayan bir annem…

Tüm nefesimi tuttum ve tek seferde içeri girdim.

Ünal Abi: “Ezgi’yi al gel, hazırlanmasın gündelik kıyafetlerle çıksın evden, dikkat çekmeyin sağa sola. Sen buraya getir. Gerisini biz halledeceğiz” Yine “Gerisini biz halledeceğiz” belirsizliği ve dün gece kafamı sikip atan soruların hepsinin hala cevapsız soru olarak kalması da cabası oldu.

Ben: “Tamam abi” demekle yetindim. Anneme telefon ederek normal giyinmesini ve 20 dakika içerisinde hazır olmasını söyleyerek eve doğru yol aldım. Eve vardığımda annem mutsuz bir şekilde başına gelecekleri anlamanın çaresizliği ile salonda oturuyordu. Azgınlaşmadığı zamanki masumiyeti ve samimiyetinden şüphe duymuyordum ama tüm bu olanlarda bir erkek teması veya boyunduruğu altına girdiği anda da bambaşka biri oluyordu.

Ben: “Anne hazırsan çıkalım”

Annem: “Adamın dediği gibi istediğinde siktirmeye götürüyorsun beni ha? Hiç mi utanma yok sende, alkış tut bir de ben yarraklarını yerken tam olsun”

Ben: “İki saat sonra girecek olduğun halde de bunları yüzüme söylesene, havalara uçup yakınında her bulduğun şeyi içine almak isteyen adi bir orospu gibi hareket ederken de mi ben suçlu oluyorum” dememle kalkıp yüzüme sert bir tokat attı. Tokadın sıcaklığı ve acısıyla gözlerimden tüm sinirimle üzerine doğru yürüyecektim ki yine Ünal Abi korkusu beni durduran şey oldu. Annem de beni susturmanın verdiği zafer edasıyla önüme düştü ve benzinliğe geri gitmek üzere yola koyulduk. Dar ve hatlarını belli eden bir kot pantolon üstüne de gösterişsiz beyaz çiçek işlemeleri olan yeşil bir penye giymişti. Benzinliğe vardığımızda bizi kapıda Ali karşıladı ve diğer pompacıların önünde elimize bir poşet tutuşturarak lavaboya geçip hazırlanmamızı istedi. Kendisi de marketten lavaboya geçen koridorun başında durarak anladığım kadarıyla müşterilerin olası girişini engelleyecekti. Daha geniş ve tek kişilik diye engelli tuvaletine girdik. Annem poşetin içindekileri çıkarırken gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Ben de onu beklerken sesi çıkmayınca kendisine doğru döndüğümde iyice şaşırmıştım. Poşetin içinden çok mini, önden neredeyse göbeğine kadar yırtmacı olan bir mavi elbise; rimelinden rujuna, göz kaleminden, allığına kadar çeşitli makyaj malzemesi, saç düzleştirici, bir adet boyunluğu siyah deri olan zincir tasma, kırmızı bir ağız topu ve son olarak da bir farklı numarada birkaç topuklu ayakkabı çıkmıştı. En altta ise bozuk bir el yazısıyla yazılmış kâğıtta direktifler bulunuyordu.

Not: “Elbiseyi iç çamaşırsız giy, makyajına özen göster, saçlarını yap, tasmanı geçir, top ile ağzını tıka”

Annem ayakkabıları dahil üstündekileri tek tek çıkarıp kaderini kabul etmiş bir bıkkınlıkla poşete tıkadı. İlk elbiseyi giydi. Arkasını dönüp aynadan elbisenin nasıl durduğunu kısa bir süre inceledi. Memelerinin iç yan kısımları açıktaydı diğer tarafı elbiseye oturmuştu. Meme uçları belli oluyordu. Göbek deliğinin iki parmak üstüne kadar V şeklinde iki yandan açılan bir dekolte vardı. Kalın bacakları komple ortadaydı. Elbisenin alt kısmı poposunu tam örtmemişti. Poposunun bacaklarıyla birleştiği kalça çukurları birkaç santim gözüküyordu. Sonra istifini bozmadan tüm detayıyla makyajını yaptı. Gözlerinin çevresine kalınca kalem çekmişti. Yanakları al aldı. Saç düzleştirici ile işi kısa sürdü; omuz hizasında olan sarıya çalan kumral saçlarını homojen bir hale getirdi. En son topukluları deneyerek ayağına olanı geçirdi ve bana döndü. Birkaç saniye bakıştıktan sonra top ve tasmayı halletmemi beklediğini anladım. Tasmanın ayarı ve klipsi vardı, boynuna geçirirken gözlerini kapadı. Çok sıkmayacak şekilde bir parmaklık boşluk bırakarak klipsi geçirdim ve arkasından zincirini saldım. Arkasına geçip öne uzanarak çenesinin altından tutup ağzını biraz araladım. Topu dudaklarından itibaren ağzına oturtup kısa saçlarını ensesinden bir elimle kaldırarak onun da klipsini bağladım. Tekrar önüme geçtiğimde tam bir orospu gibi olmuştu. Dışarı güvenli mi diye kapıya iki kez tıkladım. Ali “Çıkın” diye seslendi. Çıktıktan sonra Ünal Abi’nin çalışma odasına giden yola geçmeden marketten geçmemiz gerekiyordu ama bu halde çalıştığım yerde gözükmek istemiyordum. Ali hızlı adımlarla ilerleyince ve biz de ona sorgusuz sualsiz ayak uydurunca, kısa esnada marketin de boşaltıldığını gördüm. Tüm önlemler alınmıştı. Annemin birazdan yaşayacakları ile tek engel artık önümüzdeki uzun koridordu. Orayı da seri bir şekilde geçtik ve kendimizi Ünal Abi’nin odasında bulduk.

Odada bir saat öncesine kadar en büyük değişiklik bir adet yerden 40-50 santim yüksekliğinde iki kişilik şişme yatak hızlıca kurulmuştu. Ferit Abi ve Muharrem Abi gülerek bize baktılar. Gözlerinde, çok methedilen veya arzulanan bir şeyin ellerine geçmesinin gülüşü vardı, içi parlıyordu. Ferit Abi tahminimce 1.70li boylarda, hafif göbekli, sakalsız ve yaşının ağırlığı yüzüne çökmüş (Ünal Abi’den büyük gözüküyordu, 55-60 olarak tahmin ediyorum) renkli gözlü birisiydi. Muharrem Abi ise 30’lu yaşlarda, Ünal Abi ve Ferit Abi’ye göre geniş omuzlu, benimle aynı boylarda, kaslı, uzun siyah küt saçları olan dinamik birisiydi.

Ünal Abi: “Üstatlar büyük ortaklığımızın şerefine” diye elindeki viski kadehini kaldırdı. Ferit Abi şarap içiyordu, karşısındaki Muharrem Abi’de de viski kadehi vardı. Oturdukları yerden Ünal Abi’nin masasına doğru uzanarak bardaklarını tokuşturdular ve gözler tekrar bizim üstümüzdeydi.

Ünal Abi: “Ferit ve Muharrem Beyler, turizm ve taşımacılık şirketlerindeki tüm araç filolarının yakıtlarını 2 yıl süreyle bizden alacaklar. Sözleşmeye ananı da ekledik, gelir kalemi olarak bir depo benzin değerinde; promosyon olduğu için ucuza gitti orospuyu vergiden düşelim değil mi beylerrrrr” diye kahkahayı bastı diğerleri de ona eşlik etti.

Ünal Abi: “(Gülerek)Anneni tek tek üstatlara tanıt, yakınlaştır, biraz pazarla hatta notere gittiğimizde sorun çıkarmasınlar sonra” Kafası güzeldi bizimle de eğleniyordu, espriler havada uçuşuyordu.

Annemi tasmasından tutarak ilk Ferit Bey’in önüne getirdim:

Ben: “Annem yaşını göstermez efendim” elbisesini alttan göbeğine kadar sıyırdım ve “Benim dışımda doğum yapmadı, amı hala dardır sizi memnun edecektir” arkasını döndürdüm, “Götü hiç sikilmedi, ilk siz götünün tadına bakabilirsiniz”

Ferit Abi: “Anneni gözünün önünde evire çevire sikelim mi istiyorsun yani?”

Ben: “Nasıl uygun görürseniz efendim, nasıl zevk alacaksanız öyle yapın”

Ferit Abi annemin göt loblarını tek tek uzunca sıktı, eliyle ayırarak amını ve göt deliğini iyice inceledi, başını yaklaştırıp deliklerinin kokusunu içine çekti sonra da onay verircesine poposuna bir şaplak attı.

Annemden boğuk bir “Ayyh” sesi çıktı. Devamında annemi aynı şekilde bu sefer Muharrem Abi’nin önüne çektim. Elbisesinin askılarını omzundan düşürerek memelerini ortaya çıkardım:

Ben: “Benim küçükken emdiğim bu memeler ağzınıza layık efendim. Babamla da seneler önce boşandılar, az kullanılmış sayabilirsiniz”

Muharrem Abi: “(Bir elini annemin amına atıp okşayarak diğer eliyle de memesine karpuz seçer gibi kalite kontrol yaparak) Taze karı güzel mal Ünal, iyi düşürmüşsün bu orospu ve ezik oğlunu” derken annem “Iııııımmmf” diye gözlerini devirerek inlemeye başlamıştı. Hala konuşamıyordu.

Ünal Abi o sırada Berkay’a elindeki TV kumandası ile tıklar gibi işaret etti ve Berkay bu direktifle telefonundan oryantal bir müzik açtı.

Ünal Abi: “Biraz kıvırt da hünerlerini görelim Ezgi Hanım”

Ferit Abi de Muharrem Abi de eliyle anneme tempo tutuyordu. Annem hareketsiz dururken Muharrem Abi götüne doğru oturduğu yerden tekme atarak sehpanın yanından odadaki boş alana ortaya annemi itti. Annem sendeleyerek dengesini sağlamaya çalışırken, açık götü ve memeleri ile raks etmeye başladı. Bir sağa bir sola dönerek götünü kıvırıyordu. Memeleri sallandıkça odadaki herkes zevke geliyordu. Ferit Abi’nin önüne gidip arkasını dönerek yarı domalır vaziyette götünü müziğin ritmiyle uyumlu şekilde sallamaya başladı, arada kucağına oturup amını pantolonu üstünden kalktığı belli olan yarrağına sürüyordu. Muharrem Abi’nin de karşısına geçip memeleri ağzına gelecek şekilde yine yarı domaldı ve elleriyle bileklerini kıvırırken müzikte ritim yükselince gaza geldi; memeleri adamın yüzüne yavaşça çarpmaya başladı. Muharrem Abi iki eliyle memeleri tutup kafasını aralarına gömerek diliyle cila çekiyordu.

Ferit Abi: “Hadi perte çıkaralım şu gavatın anasını, Ünal çok iş yaparız biz seninle daha” deyip Ünal Abi’ye göz kırptı. Muharrem Abi kalkıp annemin ağzındaki topu çözdü çünkü yutkunamadığı için artık ağzından salyalar akmaya başlamıştı. Annemi belinden kendisine çekti ve dudaklarına yamuldu. Resmen öpmüyor, emerek sömürüyordu. Annem karşılık vermese de gözlerini ve bedenini ona teslim etmişti. O sırada Ferit Abi tasmasından annemi birden çekince sehpaya takıldı ve onun üstüne doğru kapaklandı. Annemin saçından tutarak yüzünü kaldırdı ve ani bir tokat atıp, annem canının yanmasıyla “Aaahhhh” derken açılan ağzının içine tükürdü. Annemin poposunu seri seri tokatlayarak onu yer yatağına yönlendirdi, annem yatağın önüne gelince de kalçasını kıstırıp ileri doğru yatağa fırlattı.

O sırada Muharrem Abi soyunmaya başlamıştı. Ferit Abi de ona katıldı. İkisi de takım elbise giymişti, soyunmaları biraz sürdü. Muharrem Abi soyunduktan sonra ise kemerini elinde tutuyordu. Ferit Abi’in yarrağı kısa ve kalındı, Muharrem Abi’in yarrağı ise Ünal Abi’ninkinden de büyüktü.

Annem yatağa yüzüstü uzanmış kaderine teslim olmuş şekilde iki yarrağı yemeyi beklerken, Ferit Abi yatağa çıktığında saçlarından tutup onu da kaldırdı ve annemin suratını resmen emmeye başladı. Boyunu öperek yalıyordu, birden dudaklarına çıkıp ısırıyordu. İşini iyi biliyordu dilini ağzının içine sokarak dudaklarını vakumluyordu. O sırada Muharrem Abi de arkadan anneme sarılmış sikini götüne dayamıştı. Kalçalarını ovarak sıkıyordu. Ferit Abi annemi boynundan aşağı doğru öperek memelerine geldiğinde bir duraksadı ve beni çağırdı:

Ferit Abi: “Annenin memelerini sen ağzıma ver”

Ünal Abi ile göz göze geldik, bana onaylarcasına başını salladığını görünce olayların heyecanı ile yanlarına gittim. Muharrem Abi’yi bozmadan yan tarafta annemin bir memesini alttan tutarak ağzına doğru yaklaştırdım. O şişkin kahverengi meme uçlarını emerken memesini süt sağarcasına üstten yoğurarak sıkıyordum. Annem kendinden geçiyordu:

Annem: “Oğlumun önünde yiyin bitirin beni erkeklerim, beş para etmez orospunuzu doyurun oooooooyyyhhhhh”

Muharrem Abi: “Yarrağımı sıvazla ve çıktığın deliğe sen yerleştir bakayım”

Hemen diğer elimle Muharrem Abi’in yarrağını elime aldım ve ona mastürbasyon yaparcasına ileri geri boydan sıvazlamaya başladım. Yarrağı yavaş yavaş elimde büyüyordu, kısa sürede odun gibi sertleşmişti. Annemden geriye doğru çekilerek aralarındaki mesafeyi açtı ve bana “Sok lan orospu çocuğu” diye emretti. Kendi de öncesinde eğilerek kemerini eline aldı. Annem de bizi desteklemek için ayakta domalarak ve bacaklarını aralayarak pozisyon almıştı. Elimde Muharrem Abi’nin yanan yarrağını annemin amına hizaladım. Yarrağının başıyla amına girmeden aşağı yukarı sürerek annemi iyice azdırdım. Muharrem Abi bana piç bir sırıtışla bakıyordu. Ana-oğul iyice mezeleri olmuştuk. Yarrağının başını annemin amına itelediğimde bıraktım, kendisi belini ileri geri hareket ettirerek annemi sikmeye başlamıştı. Aynı anda Ferit Abi başı öne eğilmiş annemin ağzına bir çırpıda yarrağını köklemişti. Annem ayakta iki büklüm hem amından hem ağzından yarrak yiyordu. Muharrem Abi pompaladıkça çıkan şak şak seslerine annemin yarrakla dolu ağzından çıkan boğuk “Oğğğğğ Oğğğğ Ağğğhhh” inmeleri eşlik ediyordu. Bir 10 dakika kadar bu şekilde annemi becerdikten sonra pozisyon değiştirelim dediler. Ferit Abi yatağa sırt üstü uzanmış annemi kucağına almıştı. Annem memeleri birbirine çarparak saçları havada uçuşarak Ferit Abi götünü tokatlayarak kucakta hoplatılırken Muharrem Abi eline aldığı kemeriyle annemin sırtına birkaç kez kırbaçlar gibi vurdu. Annemin sırtında kemerin izi çıkmıştı ve acıdan ağlamaya başlamıştı. Bunu gören Ferit Abi, üstünde kendi zıplayan annemi sabitledi ve alttan amına seri şekilde kendi çakmaya başladı.

Muharrem Abi: “Git ceketin cebindeki vazelini al annenin göt deliğine yedir iyice”

Odada tek yankılanan annemin yediği yarrak darbelerini ve inlemelerini bozmadan sadece denileni yaptım. Piç herif hazırlıklı gelmişti, annemin götünün bekaretine göz koymuştu. Belki de Ünal Abi ben de oğlu da götünü sikmedi, götü ilk sizin diye ağızlarını en baştan sulandırmıştı. Önce serçe parmağıma bir tutam vazelin alıp, benim geldiğimi görünce Ferit Abi’nin de yardımıyla (annemin içinde yarrağını tuttu, annemi üstüne yatırdı götünü iyice ortaya çıkardı) parmağımla geçen seferki gibi göt deliğinin çeperine iyice o vazelini yedirdim. Sonrasında ise tekrar işaret ve yüzük parmağıma bol vazelin alıp tek tek sırayla iki parmağımı da dar deliğine sokup çıkarmaya başladım. İçbükey şekilde deliklerini parmaklarımı içine alıyorken biraz sonra orta parmağıma vazelin alıp iki parmaktan aynı anda üç parmağa çıktı ve deliğini iyice alıştırdım. Muharrem Abi beni omzundan tutup annemin arkasından yana atarak Ferit Abi’nin üstündeki annemin göt deliğine doğru dizlerini kırıp eğildi. Nişan alıp yarrağını iyice bastırınca annemden o güne kadar hiç duymadığım şekilde “Acıyoooooooooooor yanıyooooorrrrummmm AAAAAHHHYYYKKKK” diye bir feryat çıktı. Muharrem abi ise oralı olmadan başını soktuğu yarrağı ile ileri geri yaparak götü iyice alıştırmaya çalışıyordu. Bu uğraşlarının sonucu en fazla annemin yarısına kadar bu yarrağı alabildiğine şahit oldum. Ferit Abi tekrar hızlanmaya başlamıştı. Annemin memelerini ısırıyor, saçından çekerek arada yüzünü tokatlıyordu. Muharrem Abi ise tasmasından çekip gerisin geri Ferit Abi’nin üstünde iterek annemin götünü sikiyordu. Annem adamların arasında tost olmuş üstü başı ter içinde, sırtında kemer izleri, göt yanakları beyaz teninde kıpkırmızı kabarmış, vücudu hor kullanılarak sikiliyordu. Bu seferi yine bir 10 dakika sonra tekrar pozisyon değiştirdiler. Annem başı yataktan aşağı sarkacak şekilde sırtüstü yatırıldı. Muharrem Abi Ferit Abi bel üstü düz kalacak şekilde bacaklarını ise yan çevirip arkasına geçerek götünü sikmeye başlamıştı; Muharrem abi ise o sarkan başından tersten ağzını sikiyordu. Muharrem Abi’nin yarrağı bir yılan gibi annemin boğazında kökledikçe belirgin gözüküyordu. Annemin gözleri kaymıştı, şaşı bakıyordu Götü iyice alışmış olsa da inlemeye devam ediyordu. Annem son nefesini verircesine sikilirken zar zor bir fırsatını bulup: “Götümü siktiriyorum dölleyin beni erkeklerimmmm, döööööllll dööööllll dööööllll döö-döö-döö-dööl aaaah” diye bağırırken bir yandan amını parmaklıyordu ve kendini boşalttı. Ağzından çıkmış Muharrem Abi yarrağının başını annemin alnına dayayıp yine beni çağırdı. Bu sefer olayı kapmıştım. Gittim ve tekrar sertçe yarrağını sıvazlamaya başladım. Annemin götünü delen o erkekliği ile annemin suratını döllemesine çanak tutacaktım. Bir 20 saniye kadar sıkarak yarrağına otuz bir çekerken birden hırlayarak patladı. Dölleri annemin burnundan sekerek göbeğine kadar fışkırmıştı, diğer bir kısmı ise gözlerine ve burnuna dağılmıştı. Çok az bir kısmı da ağzına gelmişti. Bu sahneyi gören Ferit Abi de daha fazla dayanamadı ve kısa kalın sikinin bir kısmını alabilen anneme acımadan tüm gücüyle yarrağının tamamını götüne köklediğinde “Orrrrrrrossssssspuuu Ezgi” diye anırarak götünün derinliklerine boşaldı. Yarrağını çıkardığında ise döllerin bir kısmı annemin de istemsiz ıkınmasıyla yatağa akıyordu. Ferit Abi anneme sarılır pozisyonda yanına yığılmıştı. Muharrem Abi ise siki annemin suratının üstünde bir bacağı da memelerinin üstünde çapraz yatakta duruyordu. Yaptığım bir hata neticesinde annemin ırzına tam anlamıyla geçilmişti…

Annem artık tam anlamıyla profesyonel orospuluğa adımını atmıştı. İlerleyen zamanda Ünal Abi ikimizin de tüm direncini tamamiyle kırmıştı. Senetlerin ödemesi bitene kadar annemin yediği yarrağın haddi hesabı olmadı…

Evimizin Erkeği 24

Ülkü duştan çıktıktan sonra çarşafları değiştirdik. Sonra ben de hızlıca bir duş alıp çıktım.

B: abla bana bir masaj borçlusun.

Ü: yapayım ablacım. Evimizin erkeğini memnun etmek boynumuzun borcu.

Dedi annemi taklit ederek. Uzandım. Ablam gerçekten güzel masaj yapıyordu. Rahatlamıştım.

Ü: iyi geldi mi aşkım.

B: evet ablacım. Haaa bu arada sana söylemem gereken bişey var.

Ü: hayırdır.

B: şu salonun parasını bi kaç gün içinde yollarız zaten. Diğer eksiklerini de yarın hesabına transfer ettiririm. Seda Hanım işlerini bi bitirsin de hele.

Ü: uras sen bu kadar parayı nerden buluyorsun ablam

B: abla anlaşma neydi? Aplikasyonların yüzde 50si benim di. Hatırlarsan. Bunlar sürekli para basan uygulamalar. Sedaya akan bir uygulama da var. Yeterince kazanıyorum merak etme.

Ü: uras kendini borçlandırma sakın.

B: hahahahahaa

Ü: gülmesene bea.

B: yaa abla ne borcu. 90 milyon dolarlık hissem var şirkette. Ayrıca yeni bir aplikasyonla şirketin, doğal olarak da paramıza para katacak kadar iyi bir planım var. Sen merak etme. Kimseye borcumuz yok.

Ü: benim için kendini zor durumda bırakma lütfen.

B: abla senin için bırakmıcam da kimin için bırakıcam Allahını seversen. Ayrıca merak etme. Yakında tüm ülke de atılım yapacak kadar güçlü bir iş yapıcam.

Ü: peki evimizin erkeği.

Dedi yine annem gibi

B: şunu söylemeyi kes

Ü: napiim çok komik.

B: yallah yatağına şımardın sen.

Ü: peki peki gidiyorum. Hadi iyi geceler.

Ülkü dudaklarıma onu doyurmamın minneti ile bir öpücük verdi. Sonra kalkıp kırıta kırıta odasına gitti.

Huzurla uyumuşum. Sabah evdeki gürültüyle uyandım. Kadınlar sinirimi bozmaya başlamıştı. Bu ne böyle hergün hergün diye düşündüm. Kalkıp baksırımı giydim. Üstüme tişört ve şortu çekip çıktım odadan. Teyzeler çalışıyordu yine. Annem mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Sabah 8di.

B: günaydın.

A: aaa oğlum erkencisin.

B: bu gürültüde uyumak ne mümkün.

A: aşkım yarın misafir gelecek. Ben de işte dip köşe girdiriyorum her yere. Sağolsunlar fatoş hanım beni çok rahatlatıyor. Yalnız bunların ödemeleri ne olacak onu bilmiyorum ben.

B: seda halleder söylerim.

A: ben verebilirim aslında ama işine karışmak istemiyorum.

B: anne sen maaşınla kendine kıyafet falan al gez dolaş.

A: oğlum o para eve girmez ise ben huzursuz olurum.

B: o zaman sen eve harca ben sana ekstra bi hesap açıp oraya bi miktar koydurayım istediğin gibi harca.

A: sen nasıl istersen. Ama benim ihtiyacım yok bişeye.

B: olsun sende dursun.

Hızla kahvaltıyı yaptım. İşe gitmeden bahçede bi kahve içtim. O arada bilgisayardan mailleri inceledim. Consept ev tasarımı için model evler gelmişti. Hangi ev uygun diye soruyorlardı. Ceo belli ki etkilenmişti. Projeye bu kadar çabuk atlayacağını tahmin etmemiştim. Sandığımdan daha çok aklına yatmıştı. Mailler gece 3 te gelmişti. Demek ki biz uyurken birileri çalışıyordu. Evi seçtim. Kahvemi içerken sedayı aradım. Söylediklerimi asistanına not aldırıyordu. Anneme bir hesap ve 1 milyon tl hesaba havale. Ablamın hesabına 10 milyon artı ek masraflar için 5 daha. Hizmetçilerin parası, asistanın parası, sedanın iş yerinin parası falan hepsi tamamdı. Hepsini hallettikten sonra hızla evden çıktım. İşe gittim ve tüm hazırlıklar başladı.

2 buçuk ay sonra

2 buçuk ay boyunca consept ev üzerinde bizzat çalıştım. Tüm sistemler tamamdı. Yapay zekayı yükledim ve evi tarattım. Ve voila. Herşey mükemmel çalışıyordu.

Bu 2.5 ay boyunca seda tüm işlerini bitirmiş tamamen bana adapte olmuştu. Onun yazılımı da sedaya yeterince kazandırıyordu. Yani para artık sıkıntı olmaktan çıkmıştı. Ablam da salonu açıp hizmete başlamıştı. İlk 1 yılı çöpe atmayı göze almamıza rağmen salon da kendini çevirip aylık yaklaşık 50-100 bin arası kar getirisi sağlıyordu. Beklediğimizden çok çok daha iyi bir meblağ geliyordu yani. Bu arada seks hayatım yine dolu dizgin devam ediyordu. Seda en fazla 3 gün uzak kalıyor. Sonra soluğu koynumda alıyordu. Ateşli seksimiz de aynen devam ediyordu. Annem haftada 1-2 kez ülkü ise geri kalan tüm günlerde benimleydi. Herşey yolundaydı. Ceo bir çok inşaat firmasıyla bağlantı kurmuştu. Tasarımı göstermek için o da çok heyecanlıydı. Küçük büyük demeden en iyi firmaları bizzat kendi aramıştı.

Ve tanıtım için hazırdık. Evin iç tasarımı yapılırken 2 boyutlu olarak tasarlamıştık. Yani ön tarafı tamamen açıktı. Konteyner bir ev olduğu için tüm kenar ve köşeler özel olarak tasarlanmıştı. Hologram ve kameralar gezebiliyor ancak duvarlar görünmüyordu. Bu süreçte çekincelerimiz olan güvenlik açıkları defalarca tekrar gözden geçirilmiş 45 haneli algoritma ile şifrelenmişti. Güvenlik açıklarını kapatmak çok zordu. O yüzden yapay zekayı sınırlandırmıştık.

Tanıtım günü geldi. Ablam ve seda yanımdaydı. Ablam menajerim seda ise özel yardımcım gibi duruyorlardı.

Ceo tanıtıma başladı.

C: merhaba. Bugün buraya yeni bir dünyanın kilidini açmak için toplanmış bulunmaktayız. Buna öncülük eden şirketim ve tüm çalışanlarına teşekkürü bir borç bilmekteyim.

C: Peki ne bu yeni dünya? Bu arkamda gördüğünüz perdenin arkasında insanlığın en küçük dünyası sizleri bekliyor. Bu yeni dünyayı sizlere tanıtmak üzere, bu küçük dünyanın yaratıcısı olan Urası sahneye almak istiyorum. Haydi Uras bütün herkes seni bekliyor. Bize yeni hayatımızı tanıt.

Alkışlar eşliğinde spot ışıklarının önüne çıktım.

C: Urası sizlerle baş başa bırakıp bende bu mükemmel şovu izlemek üzere yerime geçmek istiyorum. Hepiniz tekrar hoşgeldiniz.

Alkışlar tekrar başladı ve bitinceye kadar sadece izleyicileri süzdüm. Salonda en az 300 takım elbiseli adam ve kadın bulunmaktaydı. En az 100 tane de gazeteci 10larca da kamera bana bakmaktaydı. Ayrıca youtube canlı yayını vardı. Ve yaklaşık 300 bin insan bizleri canlı izliyordu.

Sessizlik oldu. Sahnede biraz konuşmadan ileri geri yürüdüm. Aslında tüm söyleyeceklerimi önceden tasarlamıştım ama bu şovun bu kadar büyük olacağını düşünmemiştim.

B: iyi akşamlar hepiniz hoş geldiniz. Saygıdeğer patronumun da dediği gibi bu yeni dünya nedir?

Gülümsedim.

B: merak etmeyin sizlere sormuyorum. Zaten birazdan kendisi cevap verecek bizlere.

Salonda bir uğultu oluştu. Wow sesleri algılayanlar için yeterince açıklayıcıydı aslında.

B: aslında ipucunu bazılarınız çoktan aldı. bizi izlemeye gelen buradaki değerli kişiler ve ekran başındaki binlerce insana sormak istediğim bazı şeyler var. Bunların cevaplarını belki birlikte bulabiliriz.

Etraftaki görebildiğim insanlarla göz kontağı kurdum. Meraklı gözlerle bana bakıyorlardı. Bense sahnede yavaş adımlarla konuşuyor ve yürüyordum.

B: bugün bu konuşmayı yapmadan önce defalarca kez antreman yaptım ama buraya çıkınca bişeyi farkettim. Biz aslında insanlara bişeyleri satmak zorunda değiliz. Şirketim adına ben bunu söylerken hiç gocunmadan söylemekteyim. Çünkü bazı soruların cevabını bulduğumuzda onun sizler için olması gereken en iyi şey olduğunu kendiniz farkedeceksin.

İnsanlarla göz kontağını devam ettiriyordum.

B: burada biraz interaktif olmak istiyoeum. sizlere dünya nedir diye sorsam ne cevap verirdiniz?

Seyircilerden değişik sesler yükselmeye başlamıştı. Bir yerden gezegen, bir yerden yer küre gibi bilindik cevaplar, bir yerden hayat, yaşam gibi ilginç yaklaşımlı cevaplar gelmişti. Arkalardan kısık bir ses duydum. “Yuva” dedi.

Hemen dikkat kesildim.

B: sesinizi alamadım hanımefendi. Tekrar söylermisiniz?

Kadın biraz daha güçlü bir sesle “yuva” dedi. Bir kaç kişi arkasını dönüp baktı.

B: spotları çevirirmisiniz? Hanımefendiyi görmek istiyorum. Lütfen ayağa kalkın.

Kadın ayağa kalkmıştı.

B: neden yuva dediniz?

K: çünkü insanlık için dünya bir yuvadır.

B: bingo evet bir yuvadır ama buradaki kelimemiz yuva değil. Esas kelimemiz yuvayı yalnız bırakmayan insanlık kelimesi.

B: evet insanlığın yuvası gezegenimiz dünya. Peki bir kişinin yuva dediği yer neresidir?

Seyircilerden biri “evidir” dedi.

B: evet evidir. Evimiz bizim yuvamızdır. Huzur bulduğumuz, rahat uyuyabildiğimiz, dinlenebildiğimiz ve mutlu olduğumuz tek yerdir. Onunla bir bağımız vardır. Damlayan bir musluk, sürekli titreyen bir duvar, güneş görmeyen bir oda. Hepsi evimizle kurduğumuz bağ ile değer kazanır.

B: Şimdi bu bağlara yepyeni bir bağ eklemek için yepyeni biriyle sizleri tanıştırmak istiyorum. Adı Saru.

Seyircilerde meraklı homurdanmalar başladı. Ama hala herkes pür dikkat izliyordu.

B: saru beni duyuyormusun?

Saru perdenin arkasından cevap verdi.

S: üstüme örttüğünüz bu örtü ile sizi ancak duyabilirim zaten uras.

B: herkesle tanışmak için hazırmısın?

S: aslında bunu seyircilere sormak lazım. Çünkü salonun yıldızı benim. Onlar benimle tanışmaya hazırmı?

B: ukala seni.

S: etkileyici bir giriş yapmak istemiştim. Ayarlarımdan galiba ukalalığı azaltmalısın.

Salonda büyük bir şok oluştu. Bir uğultu yükselmeye başladı. Herkes çok şaşkındı.

B: evet galiba azaltmamız gerekir. Peki saru hazır mısın?

S: ben hazırım uras. Sen ne zaman dersen.

B: evet perde

Demem ile perde aşağı indi. Herkes ne göreceğini merak ediyordu. Belki bir robot bekliyorlardı belki de daha farklı bir şey ama karşılarında sadece yarım duvarlı bir ev vardı.

Sessizlik oluştu.

B: evet bu gördüğünüz saru.

Herkes anlamsızca birbirine bakıyordu. Ben dönüp sahneye bakmamıştım. Perde inince kendi kendine hologram ile belirmesi gerekiyordu. Ama etrafta hiç bir silüet belirmedi. Çuvallıyordum.

S: tamam uras şaşırma. Şaka yaptım. Geldim işte

Diyerek hologramlar sayesindedir saru göründü. Salondan bi anda müthiş bir alkış koptu.

Alkışlar bitinceye kader saru etrafı izledi sadece.

S: merhaba sizlere kendimi tanıtmama izin verin. Benim adım saru. Ben yeni nesil bir yapay zekayım. Bu gördüğünüz benim hologramlar ile oluşturulmuş silüetim.

B: merhaba saru. Bugün burada neden toplandığımızı biliyorsun değil mi?

S: tabiki biliyorum uras. Dünyayla tanışmak beni heyecanlandırıyor.

B: bize tam olarak kendinden bahsedermisin?

S: bu aslında komplike bir soru. Siz bana sorarsanız daha anlamlı olur diye düşünüyorum. Neyi merak ediyorsunuz?

Seyircilere döndüm.

B: evet saru bizleri dinliyor. Ona sormak istedikleriniz var mı?

Bir seyirci: evde neler yapabiliyorsun?

S: başlangıç için güzel bir soru. Ben bu akıllı evi yönetiyorum. Tamamen sizlerin isteklerini yerine getirmek için tasarlandım. Bu evin içindeki neredeyse her şeye ulaşabiliyorum ve onları kontrol edebiliyorum. Örnek vermek gerekirse. Işıkları azaltıp yükseltebiliyorum. Ya da tvyi açıp kanal değiştirip kapatabilirim. Ya da sizler adına bir film seçip sizlere önerebilirim.

B: böyle olmadı gibi. Şöyle sormak daha iyi sanki. Saru kız arkadaşımla romantik bir gece geçirmek istiyorum. Lütfen ortamı ayarla ve biraz müzik aç.

Saru ışıkları loş hale getirdi. Bize biraz jazz müzik açtı ve perdeleri yavaşça kapattı. Ayrıca tvye bir şömine görüntüsü getirdi.

Salondan büyük bir alkış koptu.

Seyirci 2: saru sence de bunlar basit şeyler değil mi? Bizi şaşırtmanı isterdim açıkçası.

S: sizleri şaşırtmak mı? Pekala. Adınızı öğrenebilir miyim?

Seyirci 2: adım Zafer.

S: merhaba zafer. Seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Spot ışıklar altında göz bebeklerin biraz küçüldü ama burdan yine de net algılayabildiğim kadarıyla uzun bir gün geçirmiş gibisin. Yorgunsun. Biraz dinlenmeni tavsiye ederim. Ortamı senin için sakin bir hale getirebilirim. Bunu istermisin? Ayrıca sen uzanırken günün önemli haberlerini sana okuyabilirim. Ya da sana roman okumamı istermisin? Tamam galiba bunlar senin için yeterli olmadı. Şuna ne dersin.

Saru bi anda taradığı zafer beyin fiziksel varlığını duvara yansıttı. Gardrobunda neler var bilmiyorum ama boyunun 182 cm ve kilonun da tahminen 80 olduğunu düşünüyorum. Bugün böyle bir kombin ile işe gidebilirsin.

Diyerek zafer beyin yansıttığı vücudunu giydirdi. Salondan büyük bir alkış koptu.

B: saru bu harikaydı. Lütfen günün haber özetini ve yol hava gibi bilgileri ver.

Saru söylenen herşeyi duvara yansıttı. Salon yine alkışladı.

B: ve saru sadece bunları yapmıyor dostlar. Sarunun en büyük özelliği sizinle öğrenmesi. İsteklerinizi, ilgilerinizi, eve geliş gidiş saatlerinizi bile öğreniyor. Bi süre sonra en değerli dostunuz olacak diyebiliriz.

Salon resmen yıkılıyordu. İzlenme oranı milyonları geçmişti.

B: saru ışıkları aç.

S: ve tanrı ışık olsun dedi.

Evin tüm ışıkları açıldı.

B: evet sizleri saru ile tanıştırmaktan onur duydum. Yeni nesil akıllı yapay zeka ev asistanınız saru ve yeni nesil akıllı ev. Sizlere birazdan saru ile yapılabileceklerin olduğu bir animasyon izleteceğiz. Şimdilik sarunun konsept olduğunu ve hala üzerinde çalışıldığını lütfen unutmayınız. Hepinize iyi geceler diliyorum.

Salonda büyük bir alkış koptu. Beni ayakta alkışlıyorlardı. Kulise gittiğimde seda sarılıp tebrik ederim dedi. Ablam ise dudaklarımdan kısacık bir öpücük verdi. Bende seda da şok olmuştuk. Ne yapmaya çalıştığını anlamadım. Fazla Üstünde durmadım ama seda sessizliğe gömülüp kaldı.

Bir Erkeğin Kadınsı Arzuları

Güzel bir akşam, İstanbul un kalabalık caddelerinden birinde tek başıma yürüyorum. Gördüğüm güzel kadınlar ilgimi çekiyor, süzüyorum. Rahatsız etmemek için çabucak çekiyorum gözlerimi ama aklım kalıyor. Sonra bir başkası daha, uzun bacakları, siyah topuklu ayakkabıları, siyah opak külotlu çoraplarıyla geçiyor, öyle alımlı öyle çekici. Çekici olan ne? Arzuladığım ne? Bu güzel kadınlar mı yoksa o kadınların giysileri mi? Kendime itiraf etmekte zorluk çeksem de, arzuladığım şeyin bu kıyafetler olduğu açık.

Denemeliyim diyorum. Bir kadın bedenine sahip olabilir miyim? Önüme gelen ilk giyim dükkanına giriyorum.

Evdeyim. Yalnız yaşadığım bu eve ilk kez kadın kıyafetleriyle dolu alışveriş torbaları giriyor. Denemek istiyorum. Çıkarıyorum üstümdekileri, çırılçıplak kalıyorum. Teker teker çıkarıyorum giysileri torbalardan. Siyah dantel bir çamaşır. Siyah bir sütyen. Siyah naylon çoraplar. Kalem etek. Beyaz bir kadın gömleği. Denemeli miyim? Tereddüt ediyorum, bunları denemek beni gay mi yapar diye düşünüyorum. Gay değilim diye bağırıyor içimden bir ses. Fakat denemekten ne çıkar? Bacaklarıma değerek yukarı çıkıyor dantel külot, küçücük. Erkek çamaşırından ne kadar farklı. Tuhaf hissediyorum. Çekiyorum kalçalarıma doğru. Penisim biraz sıkıştı çünkü sertleşiyor. Zevk alıyorum. Aynaya bakmalıyım. Ne kadar ilginç bir görüntü, bana tuhaf bir haz veriyor. Sütyene sarılıyorum hemen. Göğüslerim olmadığı için eğreti duruyor sanki. Beğenmedim. Kötü duruyor. Peki ya çorap? Elimde güzelce topluyorum çorabı ayağıma geçiriyorum. Bacaklarıma değen çorap bana inanılmaz bir zevk veriyor. Etek ve gömlek. Aynada gördüğüm bir kadın sanki. Ellerim kalçalarıma gidiyor gayrı ihtiyari, beğeniyorum onları kalem eteğin üstünden. Bacaklarım çok güzel. Uzun, siyah külotlu çorabı taşıyabilecek bir duruşu var. Kadın mıyım şimdi peki? Hayır, çok eksiğim var. Öyle tahrik oldum ki penisimi elime alıp mastürbasyon yapıyorum. Çok geçmeden boşalıyorum. Hayatımın en zevkli boşalması.

Birden utanıyorum kendimden. Kıyafetleri tiksinircesine çıkarıp atıyorum yere. Bir daha olmayacak diyorum kendime. Ben erkeğim diyorum. Hetero bir erkek. Kendimce kapattığımı sanıyorum konuyu.

ıı.

O gecenin ardından 1 ay geçti. Bu arada cinsel bir yakınlaşmam olmadı kimseyle. Zaten 20 yaşında olmama rağmen daha önce de birkaç başarısız deneme dışında hiçbir kadınla birliktelik yaşayamadım. Birgün olacağını varsayarak devam ediyorum hayatıma. Her gün aynı saatte sokağımdan geçen genç bir kadın var. Onu gözlüyorum. Dolgun kalçaları ve bunları ifşa eden daracık taytları, küt kesilmiş sarı saçları, her zaman makyajlı çekici yüzü, kışın bile incecik çoraplarla süslemekten çekinmediği şekilli bacakları.. Her gün beni giyimi ve yürüyüşüyle tahrik etmeyi başarıyor. Ben de onu arzulayarak ve hayal ederek mastürbasyon yapıyorum. Sıkıcı bir gün, sarışın kadın yine sokağımdan geçiyor. Penceredeyim. Yaklaştıkça giyimi kuşamı belli oluyor. Gereğinden kısa mini daracık bir siyah kalem etek. İnce siyah çoraplar. Beyaz gömlek. Geçen ay deneyip bir kenara attığım kombinin aynısı. Çok seksi yürüyor. Topuk tıkırtısını buradan duymak mümkün. Derken benim apartmanın önünde duruyor, beklemeye başlıyor. Şaşkınım. Böyle bir şey ilk kez oluyor. Beklerken çoraplarını çeke çeke düzeltiyor ve izleyen gözleri iyice tahrik ediyor. Merakla ne yapacağını bekliyorum. Derken apartman kapısı açılıyor ve uzun boylu yakışıklı, yapılı vücutlu, güçlü karakterli olduğu her halinden belli olan bir adam çıkıyor. Üst komşum İlker. Sarışın kadının gözleri parlıyor ve koşarak Kerem e sarılıyor. Demek tanışıyorlar. Kerem tek hareketiyle kalçalarından kavradığı kadının dudaklarına yapışıyor. Uzun seksi bir öpücük. Kadın tek ayağını geriye doğru kaldırıyor öpüşürken. İlker kalçalarını sıkıyor kadının. Demek sevgililer. Kadın İlker in koluna giriyor ve uzaklaşıyorlar beraber.

İlker in yerinde olmak için neler vermezdim diyorum. Kıskançlık… Daha ismini bile bilmediğim kadını komşum İlker götürüyor demek. Kızıyorum kendime. İnanılmaz da tahrik oldum. Keşke o kadının fotoğrafını çekseydim diyorum. En azından bakıp mastürbasyon yapardım. Ya da dur. Geçen ay satın aldığım giysiler nerede? Kadının giyimi çok benziyordu sanki onlara. Buluyorum. Benzemek ne kelime neredeyse aynı. Kıyafetleri penisime sürüp mastürbasyon yapmaya başlıyorum. Derken başıma vurmuş azgınlık kesmiyor beni. Bir çırpıda giyiniyorum bütün o giysileri. Hızlı bir mastürbasyon. Kuvvetli bir boşalma. Yine pişmanlık ve utanç hisleri..

Duştan sonra uyuyakaldım. Gece geç. Apartmandan gelen gülüşme sesleri uyandırıyor beni. Kapıyı hafifçe aralıyorum. Merdivenlerde o sarışın kadın ve İlker. Beni görmediler. Yukarı çıkıyorlar. Sarhoş oldukları her hallerinden belli. İlker kadını merdiven duvarına dayamış hayvanlar gibi öpüyor. Kadının eteği kalçalarının etlerini gösterecek şekilde yukarı çıkmış. İlker koca elleriyle adete yoğuruyor. Savrula savrula yukarı çıkıyorlar. Usulca kapatıyorum kapıyı. Bir süre sonra yukarıdan sevişme sesleri geliyor. Uzun bir seksin ardından inleye inleye boşaldığını duyuyorum İlker in, kadının zevk çığlıkları arasında. O an yine tahrik oluyorum. Mastürbasyon yapıp uyuyorum.

III.

Aradan birkaç gün geçti. İlker ve kadının hikayesi beni hala azdırıyor. Nedenini bilmiyorum. Evde canım sıkılıyor, dışarı çıkıyorum. Biraz dolaşıp geri dönüyorum. Sarışın kadın yine apartmanın önünde. Ayakkabıları yeni mi? Daha önce görmemiştim. Kırmızı topuklu. Görmüyor beni. Bense giydiği daracık kotun belli ettiği dolgun kalçalara bakıyorum arkasından. Ve istemsizce elim kendi kalçalarıma gidiyor. Derhal toparlanıp apartman kapısına yöneliyorum. İlker merdivenlerden iniyor o sırada. Gözüme çok güçlü ve karizmatik görünüyor. Selam veriyor kısaca. Karşılık veriyorum. Ben merdivenleri çıkarken bir şey beni dürtüyor ve yine dışarı çıkıp onlara bakıyorum arkalarından. Sarmaş dolaş gidiyorlar. Tahrik oluyorum. Tekrar mastürbasyon yapacağım. Ama farklı bir şeyler olmalı diyorum. O sarışını daha yakından yaşatmalı bana bu deneyim. Hemen çarşıya koşup biraz alışveriş yapıyorum.

Tüy dökücü. Göz kalemi. Ruj. Rimel. Far. Oje Sarı peruk. Kokulu kremler.

Tüylerim bir çırpıda sıfırlanıyor. Makyaj konusunda da fena değilmişim. Bir de giyindik mi, tamamdır.

Aynaya bakıyorum. Bir kadın gibi görünüyorum. Siyah ince çorabın ucundan kırmızı ojeli ayak parmaklarım ne kadar tahrik edici. Dudaklarım kıpkırmızı, harika. Kendimi o sarışın kadın yerine koyuyorum. Arzuladığım şey o kadın. Ona benzedikçe de tahrik olma kapasitem artıyor. Evin içinde dolaşıyorum. Hafif kırıtıyorum onun gibi. Kalçalarımı sallıyorum. Koltuğa oturup bacak bacak üstüne atıyorum, kendimi aynada izliyorum. Sütyenin içine kumaş sıkıştırıyorum yuvarlak yapıp. Artık göğüslerim de var. Müzik açıyorum. Kendimden geçmiş gibi dans ediyorum. Kadın bedeninde olmanın mutluluğu içindeyim. Dakikalarca dans ediyorum. Kalçalarımı okşuyorum. Bu okşamadan zevk aldığımı fark ediyorum. Hafifçe deliğime dokunduruyorum parmağımı eteğin üstünden. Zevk alıyorum. İlker in o sarışın kadının kalçalarını sıkması geliyor aklıma. Tahrik oluyorum. Normalde asla kabul edemeyeceğim bu kendimi parmaklama düşüncesi o andaki vücut ateşimle bir zevke dönüşüyor ve kendi deliğimi hafifçe parmaklıyorum çamaşırın üstünden. Gözlerim kapalı. Bu nasıl bir zevk! Gözümün önüne o sarışın geliyor. Penisime elimi atmıyorum. Boşalırsam zevk bitecek diye korkuyor, kendimi tutuyorum. Bu zevk deryası içinde üst katın kapısının kapandığını duyuyorum. İlker ve sarışın kadın eve geldiler yine. Bir yerlerde eğlenmeye mi gitmişlerdi acaba? Çok azmış olacaklar ki erken geldiler. Çok geçmeden yatağa geçiyorlar. İlker in hafifçe inlediğini duyuyorum. Sarışın kadın onun aletini yalıyor olmalı. Parmağımı ağzıma götürüp emmeye başlıyorum. Bir yandan da sadece kadının taklidini yaptığımı düşünüp kendimi rahatlatıyorum. Zamanla üç parmağımı birden boğazıma kadar soktuğumu fark ediyorum. Çok zevkli. Birden şeytan dürtüyor beni. O güne kadar bastırdığım düşünceler birden uyanıyor ve İlker in penisinin nasıl göründüğünü tahmin etmeye çalışıyorum. Hayalgücü… Oldukça büyük, belki 19-20 cm. Oldukça kalın. Damarları belli oluyor mudur? Biraz. Gözümde ideal bir penis canlandırıyorum. Gözlerim kapalı. Ağzımdaki parmaklarım o penise dönüşüyor sanki. Daha bir iştahla yalıyorum. Kulağım yukarıda. İlker inliyor zevkle. Ben de daha çok tahrik oluyorum. Pozisyon değiştirdiklerini hissediyorum. İlker kadını sikmeye başladı. Yatak sallanıyor, gıcırtısını duyuyorum. Kadın inliyor. Gözüm karardı. Hemen parmaklarımı kıçıma sokuyorum. Önce 1, sonra 2.. Olmadı mı? Biraz krem. 3 parmakla kendimi sikiyorum adeta. O sarışın gibi inliyorum. O inledikçe ben de onun gibi inlemeye çalışıyorum. Gözümün önünden neler neler geçiyor. O güçlü vücudu ile üstüme boylu boyunca uzanmış İlker i. O sarışın kadını öptüğü gibi benim dudaklarımı emdiğini. İri penisini belli bir tempoyla içime pompaladığını. Beni nefes nefese siktiğini. Bunları hayal ediyorum. Yetmiyor parmaklarım. Dildoya benzer bir şey buluyorum banyoda, sokuyorum içime. İnleme sesleri sürüyor. Kendimi İlker in altında hayal ediyorum. Özgürleştiğimi hissediyorum. Bugüne kadar korkudan hayalini bile kuramadığım cinselliğe yaklaştığımı hissediyorum. Arzum o sarışın kadın değil. Arzum o güçlü erkek. Ben sadece o güçlü erkeğin ilgisini çekebilmek için bu giysileri giydiğimi hayal ediyorum. Gerçek hislerimle yüzleşiyorum.

Tek isteğim İlker gibi birinin beni becermesi.

Sonuna kadar sokuyorum o aleti içime. İlker i düşlüyorum. O sırada yukarıdan boşalma sesi geliyor İlker in. Ne kadar da uzun sürdü, ne kadar da güçlü bir erkekliği var. Onun boşalma sesi benim de patlama noktam oluyor. Patlıyorum, erkeğim diye haykırıyorum boş odada, boşalıyorum.

Yukarısı da sessizliğe bürünüyor ben de. Aynada gözüm takılıyor kendime. Yüzümde dağılmış, abartılı bir makyaj, belime sıyrılmış etek, kalçayı açacak şekilde indirilmiş siyah çorap, sıyrılmış çamaşır, tüysüz seksi bacaklar ve kalça, düğmeleri kopmuş bir gömlek ve altından görünen siyah sütyen. Ve son olarak kalçada dildoya benzeyen bir alet. Yumuşamış küçük bir penis ve her yere fışkırmış döller..

O an bu sahnenin yeni bir hayatın habercisi olduğunu biliyor muydum? Emin değilim. Ama ilk kez kadınsılığın, erkek arzusunun, yeni bir cinselliğin kapılarını açmıştım. Daha önce reddetsem de artık, bu duygularla barışmak ve zevkime bakmak isteyecektim..

Kocamın Halaoğlu

Adım Reyhan, 39 yaşındayım, balık etli ve beyaz tenliyim. Yaz dönemi bizim oralarda düğün zamanıdır. Kocam Aydın?ın bir ilçesindendir. Halası telefonla arayarak yakın akrabalarının düğünü olduğunu söyledi. Kocam işi gereği zaman zaman il dışına çıkıyordu. Halasına, kendisinin düğüne gelemeyeceğini, ancak beni göndereceğini söyledi. Düğün günü kocamın halasına gittim. Giderken dizimin bir karış üzerinde siyah bir etek, topuklu ayakkabı giymiştim. İçime de tanga külot giymiştim. Yaz olduğu için çorap giymemiştim. Gece 23:00 sıralarında düğünden halaların evine döndük. Kapıyı halanın kocasının ilk evliliğinden olan üvey oğlu Engin açmıştı. Kapının ağzında beni baştan aşağı süzerek,?Ooo Reyhan sen de mi geldin?? diye sordu.?Evet düğün için geldim, yarın gideceğim!? dedim. Engin?i çok fazla gözüm tutmazdı. Hatta çok fazla sevmezdim. Beni ne zaman görse becerecekmiş gibi bakardı, ben de bundan çok rahatsız olurdum. Hala yaşlı olduğu için yatmak için yerlerimizi hazırladı ve kendi yattı. Ben de üzerimi değiştirip yattım, ama hava çok sıcaktı uyuyamadım. Engin?den çekindiğim için gecelik giymemiştim, eşofmanlarla yatmıştım, fakat sıcağa dayanamadım. Nasıl olsa yatmıştır diye halanın gençliğinden kalan ince geceliği giydim.Halanın boyu benden kısa olduğu için gecelik zar zor kalçalarımı kapatmıştı. Rahat olur diye sütyenimi de çıkartmıştım. Hala salonda yer ayarlamıştı. Balkon kapısından balkona geçtim. Balkonda divan vardı, duvara sırtımı verip divana ayaklarımı uzatıp bir sigara yaktım. Keşke kocam da yanımda olsaydı, şimdi burada kaçamak yapardık diyerek düşündüm. Kocamla ne zamandır sikişmemiştim, amım yanıyordu. Bir elimle de bacaklarımı okşamaya başladım. Yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı. Sigarayı söndürdüm. Bir elimle göğüslerimi okşarken, bir elimi de amıma kaydırdım. Önce külodun üzerinden okşarken, daha sonra külodumu kenara çekip parmaklarımı amıma sokup çıkarmaya başladım. Bir elimle de bızırımı okşuyordum.Kendimden geçmek üzereyken mutfaktan bir ses geldi. Telaşla üzerimi düzeltmeye çalıştım, ama zaten gecelik kısaydı. Bacaklarımı divandan aşağıya uzattım ama bacaklarım ve göğsümün yarısı meydandaydı. Bir süre bekledim mutfağın ışığı açılmadı, bulaşıklar kaymıştır diye düşündüm. Bir taraftan da acaba gören olmuş mudur diye içim içimi yiyordu. Yatmak için salona gittim. Bir süre sağa sola döndüm, ama içimdeki sıkıntıdan uyuyamadım. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıkarken Engin?in kapısı açıldı ve kapıda karşılaştık. Bana,?Sen de mi uyuyamadın?? dedi.?Evet ama şimdi yatıyorum!? diyerek hızlı bir şekilde oradan uzaklaşmaya çalıştım. Engin?in beni gecelikle görmesini istemedim. Salona gidip, salonun kapısını kapattım. Ama sıkıntım daha da artmıştı.Hava almak için tekrar balkona çıktım. Bir süre sonra mutfağın ışığı yandı. Engin elinde su bardağı ile balkona çıktı.?Su içip yatacağım, sen de içer misin?? dedi. Teşekkür ederek istemedim. Tam giderken bana,?Reyhan odama gelirsen sana bir şey göstermek istiyorum!? dedi ve odasına gitti. Ben de içeri salona girdim. Salonda bir süre oturduktan sonra (Acaba beni gördü de o şekilde fotoğrafımı mı çekti?) diye düşündüm. Kafamın içerisinde bu düşünce iyice büyümüş, merak halini almıştı. Kafamı kemiren bu düşünceden sıyrılmak için Engin?in odasına gitmeye karar verdim? Engin?in kapısını çaldım ve izin alarak girdiğimde şok olmuştum. Engin?in üzeri çıplaktı, altındaki kısa şortu da dizlerine kadar indirmiş, yarağına 31 çekiyordu. Sinirlenmiştim,?Bunun için mi beni çağırdın?? dedim.?Hayır, kızma, bak ben film seyrediyorum, seni balkonda izledim, daha çabuk rahatlarsın diye senin de seyretmeni istedim!? dedi.Engin benimle yaşıttı ve halen evlenmemişti. Odasına Avrupa yayınlarını alan uydu yayını çektirmiş, bir seks kanalını izlediğini gördüm. Televizyonda iki adam bir kadını ortalarına almış, biri sikiyor, diğeri ağzına veriyordu. Evde kocam olmadığı zamanlarda bilgisayardaki seks filmlerini izleyerek masturbasyon yapıyordum. Demek ki bunların kanalı da varmış diye düşündüm. Engin,?Bunu beğenmediysen başka kanallar da var!? dedi. Yaklaşık on kanal dolaştı, hepsinde de hard porno filmler vardı. Lezbiyenler, zenciler, gruplar, götünü siktirenler? Benim ağzım açık dikildiğimi gören Engin,?Gel yanıma otur ayakta kalma, merak etme bir şey yapmam!? dedi. Benim gözüm televizyonda kalmıştı. Bana,?Kapıyı kapatır mısın ses gidiyor, istemiyorsan gidebilirsin!? dedi. Kapıyı kapatıp Engin?e doğru döndüğümde, gözüm Enginin yarağına takıldı. Kocamınkinden kalın ve biraz daha uzundu. Eliyle ovuşturuyordu. Kafası kocaman olmuştu.?Lütfen otur, rahat ol!? dedi. Yatağın kenarına emanet bir şekilde oturdum. ?Hangisi kalsın?? dedi.?Bilmem…? dedim. Transa girmiş gibiydim, gözüm bir televizyonda, bir Engin?in yarağındaydı.?Amatörleri açalım!? dedi.?Nasıl?? diye sordum.?Normal insanlar çektiklerini gönderiyor, onlar da yayınlıyor!? dedi ve amatör kanalı açtı. Kanalda bir kadını bir erkek sikiyordu, diğer adam da seyrediyordu.?Bak görüyor musun pezevengi, karısını siktiriyor, kendi de seyrediyor!? dedi. Televizyondan gelen inleme sesleri odayı dolduruyordu. Bir tarafta da Engin kısık sesle küfürlü konuşuyordu,?Ulan şimdi burada olacaksın, amına nasıl geçirirdim, hadi yavrum benimkini de yala, yavrum sendeki göte girmeyen erkek adam değil, götüne koyayım, ağzına akıtayım, yarağımı amına sokayım, orospum, kaltağım hadi beni boşalt!? gibi laflar ediyordu duyabildiğim kadarıyla. Bir ara bana,?Rahat olsana, arkana yaslan!? dedi. Dediğini yaptım, şimdi hem Enginin yarağını ve 31 çekmesini hem de televizyonu görebiliyordum. Engin?in küfürlü konuşmalarından etkilenmeye başlamıştım. Sanki bana söylüyor gibi hissetmiştim. Engin?in yarağı taş gibi olmuştu, iyice irileşmişti. Kendini biraz arkaya verip hırlayarak göbeğine doğru fışkırarak boşaldı. Dölleri neredeyse gögüslerine kadar gelmişti.?Reyhan ben işimi hallettim, üzerimi temizleyeyim, sen de işini rahat gör!? dedi. Şortunu sıyırıp çıkardı. Çırılçıplak kalmıştı. İlk defa Engin?e alıcı gözle bakıyordum. İri yapılı bir erkekti, kocam biraz zayıftı hep şişmanlamasını isterdim.External imageÇok heyecanlanmıştım. Elimi amıma götürdüm vıcık vıcık olmuştu. Engin?e,?İşini halledememişsin seninki halen canlı!? dedim. O da,?Ne yapsın zavallı, ne zamandır bir amcık sikemedi!? dedi.?Neden?? dedim.?Para yok ki kerhaneye gidelim!? dedi.?Sen hep kerhaneye mi gidiyorsun? Normal birini sikmedin mi?? dedim. ?Hayır, bu yarak orospu amından başka am görmedi ki!? dedi.Bu arada amımı okşuyordum. Bir anda boşalmaya başladım. Boşalırken inlerim ve bazen de kısık çığlık atarım, çok dolu olduğum anda da kendi kendime (Yarak istiyorum, sikilmek istiyorum!) diye inlerim. İstem dışı yine aynısı oldu. Engin bana,?Ne o, rahatladın mı?? dedi.?Boşaldım, ama rahatlamadım!? dedim.?Devam et o zaman, ben banyoya gidiyorum!? dedi. Kumandayı yanıma bırakmak için bana yaklaştığında yarağı nerdeyse ağzıma değecekti?Tam bu sırada Engin?in yarağını elime alıp ağzıma götürdüm ve kafasını emmeye başladım. Engin hayret içinde bana bakıyordu. Yarağının kafası kocamandı. Ağzımın içinde Engin?in yarağı tekrar canlanlanmaya başladı. Yarağın kafası ağzımda, gövdesi elimde idi, emerken elimle de yarağına 31 çekiyordum. Yarağının kafasını ağzımdan çıkardım ve Engine,?Bu akşam senin karın olmak istiyorum!? dedim. Artık ok yaydan çıkmıştı.?Sen siktirdikten sonra bence sorun yok, sonra pişman olmayasın bak!? dedi.?Hayır olmam kocacığım, bu akşam sen ne istersen o olacağım, yeter ki beni sik!? dedim.?Olur yavrum, benim yarak ne zamandır sikecek am arıyordu. Sen iste, ben seni darmadağın ederim!? dedi.?Hadi dağıt beni erkeğim!? dediğimde, iki eliyle kafamı tutup yarağını boğazıma kadar dayayıp ağzımın içine sokup çıkarmaya başladı. Nefes almakta zorlanıyordum Engin azgınca ağzımı sikiyordu. Elimle bacaklarından itip ağzımı kurtardım,?Yavaş ol boğulacağım, bana bırak ben ağzıma alayım!? dedim. Ben emdikçe Engin boğa gibi böğürüyordu,?Ooohh Reyhaaan süper, hadi yavruumm dibine kadar!? diyordu. Yarağı ağzımdan çıkardım ve?Bana da az önce filmdeki kadına söylediklerini söylesene!? dedim.?Olur anam, sen devam et, mahvettin beni!? dedi. Yarağı elime alıp taşaklarını ve kasıklarını yalarken, Engin de,?Yıllardır seni sikmek için bekliyordum, seni gördükçe akşamları seninle 31 çekiyordum, amına girip seni sikiyordum, taşaklarıma kadar sana geçiriyordum!? diyordu. Ona,?Engin beni yalar mısın?? dedim. ?Yalamak ne kelime, am sularından şerbet yapar içerim!? dedi. Sırtüstü yatağa uzandım, ağzını amıma dayayıp beni yalamaya başladı. O beni yalarken en az iki kere boşalmıştım. Dizlerinin üzerine kalkıp bacaklarımı havaya kaldırdı, amımda götümde apaçık ortaya çıkmıştı.?Sana öyle bir yarak tattıracağım ki, hayatın boyunca unutmayacaksın, amını darmadağın edeceğim senin!? diyerek yarağını amıma dayayıp yüklendi. Amımın sulanmış olmasına rağmen kocaman yarağı amımı yırtarcasına taşaklarına kadar içime girdi. Amım Engin?in yarağını kılıf gibi sarmıştı. Engin hızlı bir şekilde üstümde hoplarcasınaamıma girip çıkıyordu. Engin beni siktikçe zevkin doruklarına çıkıyordum. Sanki dünya ile irtibatım kopmuştu.?Hadiii sik beni, geçir bana erkeğiiim, bu gece senin orospun oldum, sik beni, orospu yap beni!? diye inliyordum. Hızımı alamadım ve?Üstüne çıkmak istiyorum!? dedim.?Olur bebeğim, nereye istiyorsan oraya çık!? dedi.Engini yatırıp üstüne oturdum. Elime yarağını alıp amıma dayadım ve yavaş yavaş üstüne oturmaya başladım. Taşaklarına kadar yarağı içimdeydi. Hareketlerimi hızlandırmaya başladım. Zevkten kuduruyordum. Oturup kalkarken Engin?in taşaklarını kalçalarımda, götümde hissediyordum.Kaç kere boşaldığımı hatırlamıyorum bile. Üste olduğum için benim sularım Engin?in taşaklarına kadar sızmıştı. Yarağı da taşakları da vıcık vıcık olmuştu. Engin de ellerini göğüslerime atmış, göğüslerimi sıkıştırıyor, ovuşturuyor, gazete kağıdı gibi büzüştürüyordu. Bir taraftan canım yanarken bir taraftan acayip zevk alıyordum. Engin,?Senin gibi bir karı sikmedim şimdiye kadar, süper bir şeymişsin sen!? diyordu. Ben de,?Devam et erkeğim, devam et kocacığım, ben de şimdiye kadar böyle bir yarak yemedim. Daha da sok, daha da sokkk!? diyerek inliyordum. Engin ellerini kalçalarıma kaydırdı ve oğuşturmaya başladı. İyice de sertleşmişti. Son noktaya geldiği belliydi. Elleriyle kalçalarımı ayırmış ve hızlı bir şekilde amıma girip çıkarken inliyor, hırlıyordu, ?Iııığğğhhh, oğğğhhşşş, ıhhhmmğğğhhh!? diye.O kadar hızlanmıştı ki, ıslak taşakları kalçalarıma vururken dalganın kıyıya vurduğu gibi sesler geliyordu. Farkında olmadan kalçalarımdan güç alıyordu ve zevkin doruklarına yaklaştıkça elleri ile kalçalarımı biraz daha ayırıyordu, götümün ayrılacağını düşündüm bir ara.Engin içime öyle bir tazyikle patladı ki, amımın içi Engin?in dölleri ile dolmuştu. Engin?le hayvan gibi sikişmiştik. İkimiz de birbirimizi perişan etmiştik. Engin?in üzerinden kalkarken içimi dolduran döller aşağıya doğru süzülmeye başladı. Elimle yere dökülmesin diye amımı kapattım. Elimde bir avuç dolusu döl vardı ve halen sızmaya devam ediyordu. Tam bu sırada Engin bana,?Ne o, yutacak mısın onları?? dedi. Aslında aklımdan geçmiyordu. Çünkü şimdiye kadar kocamın döllerini ağzıma almamıştım.?Bilmem…? dedim. Engin de,?Seninkileri ben çok sevdim, sen de onların tadına bak istersen!? dedi. Engin bana çok güzel bir gece yaşatmıştı ve şimdiye kadar bu kadar güzel sikilmemiştim. Ona ödül olacağını düşünerek avucumdaki dölleri göğüslerime, boynuma, kalçalarıma ve bacaklarıma sürmeye başladım. O kadar çoktu ki her tarafıma yetmişti. Avucumda son kalanları da yalayarak ağzıma aldım. Çok tuzlu ve keskin kokulu idi. Avucumda döl kalmayıncaya kadar avucumu yalayıp dölleri yuttum ve?Seninki de çok güzelmiş!? dedim. Engin yattığı yerden elini uzatıp,?Gel yanıma!? dedi. Yanına uzandım. Çok hoşuma giden, ama kocamın çok fazla yapmadığı bir şeyi yapmaya başladı. Bana sarılıp beni sevmeye başladı. Hiç beklemiyordum ve çok hoşuma gitmişti. Hem beni seviyor, hem de bana,?Yıllardır seni sikmek istiyordum, rüyalarımı süslüyordun, bana bunu yaşattığın için çok teşekkür ederim!? diyordu.Bu son hareketleri beni tamamen koparmıştı. Çünkü kocamdan bu davranışları görmemiştim. Ben de Engin?e bana yaşattığı gece için ve gösterdiği incelik için teşekkür ederken, bir taraftan da göğsü ve karnı ile oynuyordum. Elim yarrağına gitti, daha kendini bırakmamıştı. Elime alıp okşamaya başladım. Engine,?Gerçekten kocam olmak ister misin?? dedim.?İsterim, ama nasıl olacak?? dedi.?Sen hiç göt siktin mi?? dedim.?Bir kere kerhanede siktim, ama hiçbir şey anlamadım!? dedi.?Beni götten siker misin?? dedim.?Peki daha önce siktirdin mi?? dedi.?Birkaç kere kocamla denedik, ama acıyınca siktirmedim. Eğer sen istersen ilk sen sikeceksin ve kocam olacaksın, ister misin?? dedim.?İstemez miyim yavrum, kalçalarına hastayım zaten!? dedi.Kendimi Engin?in büyüsüne kaptırmıştım, ama Engin?in kalın yarağı amıma zor girerken götüme nasıl girecekti. Bir kere yola çıkmıştım ve bu sefer götümü siktirecektim, kararlıydım. Kerhanedeki orospu siktirdiyse, o koca yarağı götten yedi ise, ben de götüme alabilirdim, ben de o yarağı yiyebilirdim. Çünkü Engin bunu hak etmişti. Engin?e krem olup olmadığını sordum.?Var, ama banyoda!? dedi. Ben de hiç düşünmeden çırılçıplak odadan çıktım, önce tuvalete girdim. Daha sonra banyodan kremi alıp odaya girdim. Engin ayaktaydı. Uzattığım kremi elimden alıp,?Teşekkür ederim, hiç böyle bir şey beklemiyordum!? diyerek dudaklarıma yapıştı. Emerek dudaklarımı öpüyordu. Ben de karşılık verdim ve bir süre ateşli bir şekilde öpüştük. Sonra elimden tutup beni yatağa çıkardı ve dört ayağımın üzerine domalttı. İri elleriyle kalçalarımı ayırdı. Önce kalçalarımı öpüp yaladıktan sonra tersten amımın üzerinde dilini dolaştırmaya başladı. Yine mest olmuştum. Bir anda irkildim, amımı yalayan dili şimdi göt deliğimde geziniyordu. İlk defa biri götümü yalıyordu. Arada da kalçalarıma ufak ısırıklar atıyordu. Birden parmağı götümde dolanmaya başladı ve yavaş yavaş götüme baskı yapıyordu. Parmağını yarısına kadar götüme sokmuştu. Bir taraftan da,?Kendini bana bırak, hiç acıtmadan götünü sikeceğim, oradan da sana zevk almasını öğreteceğim!? diyordu. Parmağını ortasına kadar götüme sokup çıkarıyor bir taraftan da deliğimin etrafını yalıyordu. Parmağın götümden çıktığını hissetim. Başımı arkaya çevirdiğimde, Engin ayağa kalkmıştı, krem kutusundan bolca kremi aldığını gördüm.?Şimdi götünü yağlayacağım, hiçbir acı hissetmeyeceksin!? dedi.Engin önce kremi göt deliğimin etrafına sürdü ve az önce götümü parmakladığı parmağı ile götüme girmeye başladı. Az öncekinden daha rahat giriyordu parmağı ve daha derine. Parmağının tamamını götüme sokup çıkarmaya başladı. Götüm parmağına alışmıştı derken birden götümün zorlandığını hissetim. Bu sefer iki parmağını birden sokmaya çalıştı. Onu da içime almıştım. Parmakların yarıdan fazlası götüme girip çıkıyordu. Yatağa paralel durmamı söyledi. Öyle yaptım, bir taraftan götümü iki parmağıyla yağlarken, bir taraftan da yarağını ağzıma verdi. Ben Engin?in yarağını emerken, götüm de parmaklarına alışmıştı. İşi biliyordu.?Nereden öğrendin göt sikmeyi?? dedim.?Filmlerden! Bir gün senin götünü sikersem diye!? dedi.Bu arada ben de Engin?in yarağını ağzımla ve elimle güzelce kaldırdım. Tekrar önünde domalttı. Bu sefer yarağını yağlamaya başladı. Taşaklarına kadar yağladıktan sonra kutudan aldığı bolca kremi alıp götümün içine parmakları ile pompalamaya başladı. Götümde vıcık vıcık krem olmuştu. Biraz stresli idim ve kendimi sıkıyordum. Engin kalçalarımdan tutup beni sabitledi,?Fazla hareket etme ve kendini sıkma, bana bırak kendini!? dedi.Taş gibi ve dimdik yarağını kalçalarımın arasında sürtmeye başladı. Götüme sokacak diye beklerken, yarağın amıma girdiğini hissetim. Bir taraftan amı sikerken bir taraftan da parmağını götüme sokuyordu. Bir süre amımı sikmeye devam etti. Yine mayışmaya başlamıştım ve götümün sikileceğini unutmuştum.Tam bu sırada Engin seri bir hareketle parmağını götümden çıkarıp yarağını götüme dayadı ve ani ve sert bir hareketle yüklendi. Engin?in kocaman yarağının kafası götümü yırtarak götümden içeri girmişti. O anda kalbimin ağzımda attığını hissettim. Attığım çığlığı halen duyabiliyorum, ?Aaağğğhhhhh, ayyyyyy!? diye.İstem dışı yaraktan kurtulmak için kendimi ileri doğru çektim, ama Engin iki eliyle kasıklarımdan beni kendine doğru çekince yarağının yarısı götüme girmişti. Mengene gibi elleriyle kasıklarımdan beni sabitlemişti ve kaçamıyordum. ?Tamam yavrum, bu kadardı, sık dişini, götüne girdim!? diyordu. Ama tansiyonum yükselmiş gibi beynim zonklarken, sesini arka fondan geliyormuş gibi duyuyordum. Engin biraz daha yüklenince,?Uyyy, offf, aayyy, aağğhh, Engin erkeğim kocacığım, dağıldım, yırtıldım, çok acıyooor, ağğğhhhh!? diye inlemelerim eşliğinde Engin götüme gidip gelmelerini yapıyordu. Bir anda durdu,?Reyhan yeter bağırma, bak götünün içindeyim!? dedi.?Hepsi girdi mi?? dedim.?Evet hepsi götünde, sakin ol şimdi, bundan sonra zevk alacaksın!? dedi ve yavaş hareketlerle götümün içinde gidip gelmeye devam etti. Arada bir hepsini çıkarıyor, nefes almamı rahatlamamı sağlıyor, daha sonra tekrar sokup çıkarmaya devam ediyordu. Bir süre sonra götüm uyuşur gibi olmuştu. Enginin yarağına alışmıştı.Kendimi iyice serbest bıraktım. Artık Engin amıma girer gibi rahat hareket ediyordu. Engin?in büyük zevk aldığı her halinden belliydi, kasıklarımı ve kalçalarımı sıkmaktan neredeyse moraracaklardı. Ben de Engin?in ritmine uymuştum.Engin yarağını götümden çıkardı ve beni sırtüstü yatırıp, bacaklarımı havaya kaldırdı. Yarağını götüme dayayıp içine girdi. Şimdi rahat alabiliyordum götüme. Engin bir taraftan götümü sikerken bir taraftan da göğüslerimi okşuyor, sıkıyor, ?Reyhan hoşuna gidiyor mu?? diye soruyordu.?Evet, değişik bir duygu, ama amımdan aldığım zevk kadar değil!? dedim.?Alışınca daha çok zevk alacaksın!? diyerek götüme pompalamaya devam etti. 15 dakika siktikten sonra yarağını götümden çıkardı ve döllerini fışkırtmaya başladı. Göğüslerime kadar fışkırmıştı yine bir avuç dolusu.?Ufff, nasıl fışkırdı öyle!? dedim.?Senin gibi bir yavruyu sikip te fışkırmadan olmaz ki!? dedi. Bunları konuşurken ben Engin?in döllerini göğüslerime ve göbeğime sürmeye devam ediyordum. Yine avucumda kalanları yalayarak yuttum. Engin?e,?Erkeğim benim, güçlü kocacığım, ne zaman sikin kalkarsa bende indirebilirsin. Ne zaman ararsan, amım, götüm, ağzım, her tarafım yarağına amade! Ama başka karıları sikersen, hele kerhane orospularını sikmeye gidersen çok bozulurum! Sen iste, ben senin için orospuluk bile yaparım!? dedim.?Merak etme karıcığım sen benim küçük orospumsun, sen varken başka orospuyu siker miyim hiç!? dedi ve dudaklarıma yumuldu. Uzunca öpüştük. Gün ağarmak üzere idi,?Hala birazdan kalkar!? dedim. Giyinmek için iç çamaşırımı elime aldığımda, Engin,?Bırak Reyhan bana hatıra kalsın!? dedi.Zaten bir tek tanga külodum vardı, onu da Engin?e bırakıp, üzerime geceliği alıp çıktım. Kahvaltıdan sonra Engin beni uğurlarken,?Çantana bak, sana bir hediyem var!? dedi.Ordan ayrılıp kendi evime gidince çantama baktım, bir CD vardı. Meğer Engin akşam yaptıklarımızı kamerayla kaydetmiş. Oturup seyrettiğimde hayretler içinde kalmıştım. Hem yaptıklarıma, hem söylediklerime. Ama hiçbir şey şu gerçeği değiştirmedi: Engin benim kocam ve tokmakcım olmuştu. Ben de onun karısı ve biricik orospusu. Engin?le halen her fırsatta sikişiyorum!

Kara Büyü Baldız 1

Karımın yanından kalktıp duş alan baldızımın yanına gidip götünü çatur çutur sikmek istesemde bu alabileceğim bir risk değildi, zaten bugün yaşadıklarımız onunda beni arzuladığını gösteriyordu çok yakında küçük deliği benim olacaktı bu düşüncelerle uykuya dalmışım. Sabah uyandığımda karım ve baldızım mutfakta kahvaltı hazırlıyorladı günaydın diyip karımı öptüm, baldızımın yüzüme bakmıyordu kahvaltı masası hazırlandı kahvaltımızı yaptık, ama gülşende bir tuhaflık vardı sakin ve soğuktu karımda fark etmiş olacak ki nesi olduğunu sordu

Karım:neyin var kardeşim durgunsun

Baldız:yok bi şey abla yorgunum sadece

Karım:senide yorduk vallahi allah razı olsun hakkın ödenmez

Baldız: nolcak abla lafımı olur sen benim ablamsın yardımcı olacağım tabi ( bunu söylerken gözleri dolmuştu)

Baldızım dün gece olanlardan pişmanlık duyuyor gibiydi konuyu hemen dağıtıp neşeli şeylerden bahsetmeye çalıştım ama gülşenin zoraki gülümsediği o kadar belliydi ki güzel götünü sikmekle ilgili kurduğum hayallerim bitmek üzerydi. Kahvaltıdan sonra bebeğimizi öğlen uykusuna yatıran karım ben bi duşa girip çıkacağım dediğin de beklediğim fırsatın geldiğini düşündüm, karım banyoya girer girmez karşı koltuğumda oturup telefonu ile ilgilenen baldızım yanına geçtim elinden telefonu alıp dudaklarına doğru hamle yaptığımda

Baldız:napıyosun enişte kendine gel

Ben:nasıl yani

Baldız:ne demek nasıl beni mi öpeceksin

Ben:ama dün akşam yaşa.. sözümü bitirmeme izin vermeden

Dün akşama yaşadıklarımız diye bir şey yok bir şey yaşanmadı bir anlık bir hataydı kendimizi kaptırdık bir daha asla böyle bir şey yaşanmayacak sen benim eniştemsin ablamın kocası yeğenimin babasısın lütfen sende hareketlerine dikkat et bana dokunma

Ben:ama gül.. yine sözümü kesip,

Baldız:lütfen dedim enişte lütfen (sesi az önceye göre daha kısılmıştı az önce ki kararlılığı yoktu aslında onunda beni istediği çok belliydi) uçurumun ucunda dolaşıyoruz bizi aileni ailemi aşağı atma.

Sözünü bitirdiğinde halıya boş ve üzgün gözlerle bakıyordu, gülşen ben sana aşık oldum ,bu sözlerim karşısında gülşen başınıı kaldırıp bana baktı yüzü kızarmıştı, çok güzelsin, çok güzel bakıyor gülüyorsun derdim asla seni kullanıp atmak değil, evet seni arzuluyorum ama istemediğin hiç bir şeyi yapmam sana zarar vermem, bunları söylerken elini ellerimin arasına almış gözlerinin içine bakıyordum, seninde bana karşı hislerin olduğunu biliyorum ,yine sözümü kesip enişte yapma lütfen bu durum bir faciaya dönüşmeden kapatalım bu konuları derken bu kez ben sözünü bitirmesine izin vermeyip dudaklarına yapıştım beni itirmemiş ama karşılıkta vermiyordu yumuşak dudaklarını dudaklarımda hissetmek sertleşmeme sebep olmuş ,gülşeni koltuğa iyice yaslayıp üzerine çıktım artık o da karşılık veriyordu tek hamlede gülşeni altıma aldım, sikimin tam amının üzerindeydi ,yavaşça sürtünmeye başladım baldızım gözlerini kapatıp kendini tamamen bana bırakmıştı, dudaklarını boynunu kulak memesini emiyordum, sütyenin ve tişörtünün üstünden göğüslerini okşamaya başladığımda hissetiğim tek şey destekli sütyeninin süngeriydi gerçektende göğüsleri çok küçüktü, elimi tişörtünün içine sokup çıplak teninde gezdirmeye başladım pürüzsüz bir teni vardı, sütyenin altında göğüslerine ulaştığımda uçlarının ne kadar büyük ve sert olduğu fark ettim onları emmek için deliriyordum, baldızımsa bacaklarını iyice açmış beni bacak arasına almıştı liseli ergenler gibi sürtünerek sevişiyorduk baldızımla ama inanılmaz bir haz alıyordum ,tam göğüslerini emmek için hamle yaptığımda banyodan gelen su sesi kesildi, baldızım bi hışımla beni üstünden atıp toparlandı, yine kalkık bir sik ve biraz oynaşma ile kalmıştım…

Liseden Evliliğe 1

Merhaba ben Ali 1.83 boyunda 18 yaşındayım. çoğu sınıfta olan sessiz görünen bir çocuktum ama dışardan bakılınca özümde nasıl olduğumu anca benimle samimi olunca anlardınız ama oda pek olmazdı günlerden salıydı motorla okula giderken okul yakınlarında biri gözüme çarptı tanıdık değildi çok güzel bi kızdı okula girdim öğretmenlerin park ettiği yere park ettim normalde yasaktı ama ben bir gecede müdür Meryem’den izini almıştım Sınıfa girdim sınıfın keko tayfası sınıftaydı laf attılar bende hafif sırıtarak geçtim sırama sinir olurlardı bana ama bir şey yapmaya çekinirlerdi daha önce çok ileri giden biri olmuştu ve sonu okula rezil olmakla bitmişti bu yüzden benden çekinirlerdi sadece laf atabilirlerdi.

Hoca sınıfa girdi yanında yolda gördüğüm kız vardı yüzünü tekrar görünce neden dikkatimi çektiğini anladım o güzel ela gözleri ile sınıfa bakıyordu kızı incelediğimde mükemmel bir vücudu olduğunu anladım gözleri hafif çekik dudakları hafif iri ve parlaktı memeleri aynı Billie Eilish’inki gibiydi tam hayalimdeki kadındı ama sevgilisi vardır diye pek ilgilenmedim sonra hoca sınıfa tanıttı ismi Zeynep’miş kendini tanıttı en son sınıfa ufak bir göz gezdirdi sınıftaki tüm abazalar yanına oturması için gözünün içine bakıyordu en son bana baktı geldi yanıma oturdu önce hiç konuşmadık ders fizikti teneffüs oldu sınıftakiler geldi hemen tanışmaya ama bu onlara hiç yüz vermedi erkeklerin yüzü düştü tabi zil çaldı herkes yerine geçti İngilizce hocası geldi tanıştı falan dersin ortasına doğru hoca soru sordu bir kaç tahmin geldi Zeynepte biliyor ama aklına gelmiyor ben söyledim benim ingilizcem iyidir söyledi hoca aferin falan dedi bu teşekkür etti çok mutlu olmuştu ordan konuşmaya başladık ben pek konuşmadım genelde o konuştu sınıftakiler kıskançlıktan çıldırıyorlardı 12.sınıf olduğumuzdan erken saldılar bende müdürün odasından kaskımı aldım çıkarken Meryem bir daha ne zaman yanıma uğrarsın dedi yakında dedim çıktım motora doğru giderken zeynep’i gördüm Mehmet ve onun keko tayfası yanındaydı kızın etrafındalardı belli ki kızı rahatsız ediyorlardı normalde umursamam ama kız gözümün içine bakıp beni kurtar dercesine bakınca bende yanlarına gittim A:Hayırdır beyler noluyor M: sanane bilader işine bak A: sidikli mehmede bak ahkam kesiyor (bir kere korkudan altına yapmıştı) M:Tamam bilader kızın yanında ayıp oluyor A: hadi dağılın kızı rahatsız etmeyin Bunlar tırsıp kaçtılar toplu dolaşırlardı ama fıslardı hepsi korkağın tekiydi Z: teşekkür ederim kurtardın beni A: bi daha rahatsız edemezler merak etme Z:bu motor senin mi A: evet benim Z: ben hep motora binmek istemişimdir beni gezdirir misin? A: olmaz işim var Z: hep hayalimdi lütfen ya zaten metroya bıraksan yeter Bende en son kafa saladım bindik yol boyu muhabbet ettik evine bıraktım eve geçtim ertesi sabah yolda yine gördüm tam gidicektim ilerde mehmet ve tayfasını gördüm yine rahatsız ederler diye yanına gidip durdum beni görünce yüzü güldü şaşırdı bindi motora okula gittik Z :burası öğretmenlerin değil mi niye park ettin A: dert etme ben izni aldım Z: aaa nasıl aldın müdür annen falan mı A: hayır değil sadece müdürü biraz mutlu etmem gerekti Z:nasıl mutlu ettin peki A: orası bana kalsın Hafif şüpheci şekilde baktı sonra sınıfa çıktık müdür zeynep’i çağırdı yanına ben sırama geçtim 10 dakika sonra zaynep sınıfa geldi yanıma oturdu konuşmaya devam ettik ders boştu dersin sonunda “hep ben konuştum birazda sen konuş” dedi öndeki kızlar döndü “o konuşmaz genelde susar oturur” dedi ardından hoca geldi defterinizi çıkarın dedi çıkardı baktım yazısı çok güzeldi aynı kendisi gibiydi ders bitti yine erken saldılar ben müdürün odasına gittim kaskımı aldım otoparka giderken zeynep’i gördüm hafif ağlamaklıydı öylece bankta oturuyordu nedenini sorucaktım ama utandım “yarın görüşürüz” diyebildim sadece motora bindim gittim akşam instada hesabını gördüm takip isteği atıcaktım ama vazgeçtim ertesi gün okula gelmedi öbür gün yine gelmedi 1. Hafta kadar gelmedi mehmetin arkadaşlarından yavuz sikko bir yüz ifadesiyle bana onu sordu.

Kara Büyü – Giriş

25 yaşında evlendiğimde bıçkın gibi bir delikanlıydım 1.83 boyunda buday tenli kirli sakallı geniş omuzlu ortalama üstü bir erkeğim, eşimle üniversiteden sevgili olduğumuz için uzun yıllardır birlikteydik askerden gelip çalışmaya başlayınca daha fazla uzatmadan evlendik , eşimin kendinden 5 yaş küçük kız kardeşi vardı gülşen. Gülşen 1.73 boyunda ortalama türk kızlarına göre uzun boylu orjinal sarı saçlı ve yeşil gözlüydü küçük memeli zayıf bir kızdı ,eşim kardeşinden kat kat güzel ve dolgun vücut hatlarına sahipti, evliliğimiz boyunca baldızıma hiç yan gözle bakmadım hatta onun benden etkilendiği çok belli olmasına rağmen gülüp geçiyordum , karımla iyi bir seks hayatımız vardı, fantezi dünyamız genişte beraber porno izliyor arabada sevişiyorduk, 4 yılın sonunda karım hamile kalmış ve bir kız çocuk dünyaya getirmişti, hamileliğin son ayları ve lohusalık döneminde karımla seks hayatımız durmuştu ,oral seks yaparak beni boşaltsada bu bana yetmiyordu , sürekli hazır olda gezen bir sikle ortalıkta dolaşmaya başlamıştım, tamda bu dönemde baldızım dikkatimi çekmeye başladı, 23 yaşına gelmiş biraz kilo almış fiziği iyice yerine oturmuştu göğüsleri hala küçüktü ama kalçaları inanılmaz büyümüştü o kuru götlü kız gitmiş yerine shakira kalçalı bi afet gelmişti. Eşimin doğumuyla beraber baldızımda ablasına yardım etmek için bizde kalmaya başladı, çok samimiydik gülşenle sürekli şakalaşıyor birbirimize takılıyorduk, fakat ben kafayı iyice gülşene takmaya başlamıştım bulduğum her fırsatta yanlışlıkla olmuş gibi yapıp baldızımın kalçasına ve göğüslerine dokunuyordum bu anlık temaslar beni daha da delirtiyordu, baldızımı iyice saplantı haline getiriyordum ama daha fazlasınabr türlü cesaret edemiyordum yapacağım tek bir yanlış harakette sadece ailemi kaybetmem etrafımada rezil olurdum. Eşimin doğum günü gelmişti benim ailemi ve onun annesini çağırıp evde kendi aramızda pasta kestik , kayınpedee biz daha üniverstedeyken rahmetli olmuştu,eşim mumları üfledikten sonra hep beraber fotoğraf çekilelim dedi, koltuğa eşim annem kayınvalidem oturunca babam ben ve gülşene yer kalmamıştı babam ben sizi çekim diyimce bizde baldızımla koltuğun arkasına geçtik,3lü koltukta annem kayınvalidem ve eşim oturuyor bizde arkalarında ayaktaduruyorduk babam çekiyorum dediğinde sarılır gibi yapıp elimi baldızımın beline götürdüm, kalçasının hemen üstündeydi babam arka arkaya resimlerimizi çekerken bende elimi yavaşça kalçasına indirdim hiç tepki vermiyor gülümseyip poz vermeye devam ediyordu ,babam yaklaşık 15-20 sn boyunca resmimizi çekti, bu süre zarfı boyunca elim baldızımın götündeydi sikim taş gibi olmuştu, fotoğraf faslı bitince hiç bir şey olmamış gbi devam ettik ama sürekli birbirimize bakıyor gözgöze geliyorduk gülşenle. O gece pastalar yendi sohbetler edildi ailem ve kayınvalidem evlerine gitmek için kalktılar ,baldızımda onlara el sallamak için cama çıkmıştı , eşim ben çocuğu yatırayıp diyip yatak odasına gitti ,baldızım camdan hafif kendini sarkıtmış harika kalçaları ile karşımda duruyordu şeytan tekrar aklıma girmişti hemen ayağı kalkıp arkasına geçtim demir gibi olmuş sikimi taş gibi kalçalarına dayayınca birden irkildi bende aşağıda bize el sallayan aileme ve kayınvalideme el sallayıp durumu bozuntuya vermedim, onlar gözden kaybolana kadar baldızımla el sallamaya devam ettik tabi ben bu arada baldızıma yaslamayıda ihmal etmiyordum, sokakta kimse kalmamıştı ama biz baldızımla hala penceredeydik, içeri girmemesinden cesaret alarak sikimi ufak ufak baldızımın kalçalarına sürtmeye başladım, hala tepkisiz bir şekilde camdan dışarı bakıyordu, iyice gözüm kararmıştı artık elimle kalçalarını ayırıp sikimi götünün tam ortasına yerleştirdim , gülşenin nefes alışverişi değişmeye başladı ,artık hiç bir şey umrumda değildi sarı saçlarını kenara çekip boynunda öpmeye başladığımda, kısık ve seksi bir tonla enişte yapma dedi, ok yaydan çıkmıştı bir kere boynunu öperken ona iltifatlar etmeye başladım çok güzel kokuyorsun çok güzelsin gülşen diyordum, iyice götüne abanmaya başladım ,bende şort onda tayt olmasa götüne girerdi sikimin ,baldızım ufak ufak ahhhlamaya başlamıştı ki yatak odasının kapısının açılma sesi ile kendimize geldik,gülşen hemen beni itip kendini koltuğa attı ,karım içeri girdiğinde gülşen koltukta kızarmış bir yüz ile oturuyor bende camdan bakıyordum, az önce yaşadıklarımızdan dolayı sikimin kazık gibiydi. Eşim bizde yatalım mı artık çok yoruldum dediğinde baldızım olur abla iyi geceler diyip hışımla odadan çıkıp onun için hazırladığımız odaya gitti, karım anlamsız br şekilde bana baktı bebde bilmiyorum anlamında omuzlarımı silkeledim, yatak odasına girer girmez karımın dudaklarına yapışıp öpüşmeye başladık dudaklarını boynunu öpüyor çok azdığımı söylüyordum karımda sabret sevgilim az kaldı yakında tekrar sikceksim karını diyip elini şortumun içine soktu ve mastürbasyon yapmaya başladı bir kaç dakika ayakta bu şekilde oynaştıktan sonra ben yatağa itip şortumu ve boxerımı çıkardı, yumuşak dudaklarıyla sikimin başına öpücükler konduruyor, dilini sikimin üzerinde gezdiriyordu, bende gözlerimi kapatıp bana sakso çekenin baldızın olduğunu hayal etmeye başladım, karım taşşaklarımı dilliyor emiyor dilini bütün sikimde gezdirip sonra kafasını ağzına alıp vakumluyordu, oral seks konusunda gerçektem çok iyiydi saçlarından tutup sikimi dibine kadar alması için kafasını bastırıyordum yaklaşık 3-4 dakika kadar güzel bir saksodan sonra böğürerek karımın ağzına boşaldım, eşim tüm sperlerimi yuttuktan sonra sikimi ağzından çıkartıp yavaş ol gülşen duyacak dedi, aslında benim istediğimde tam olarak buydu, yatağa uzanıp tam uykuya dalmak üzerekyen banyonun ışığı yandı bir kaç dakika sonrada su sesi gelmeye başladı baldızım duşa girmişti, acaba o da yaşadıklarımızdan sonra odasında beni hayal ederek mastürbasyon mu yapmıştı…

Ben Beyza 4

Hastaneye geldiğimde hava kararmaya başlamıştı. Hastanenin yakınındaki bir seyyar köfteciden köfte almak için sıraya girdim. Aşırı kalabalık ve kekonun dolu olduğu bir köfteciydi. Kocam asla soğanlı yemez ben de domates yemezdim. Siparişi verince adamın gözleri bi değişik baktı bana. Çevremdeki herkes beni yiyecek gibi bakıyordu zaten. Arabalardan basslı son ses müzikler sağa sola laf atan adamlar beni korkutuyordu. Biraz bekledikten sonra adam soğansız domatessiz hazır dedi ben de parayı peşin verdiğim için hızlıca alıp kocamın çalıştığı binaya doğru koşar adım gitmeye başladım. Binanın kapısından içeri girdiğimde güvenlik poşeti ve çantamı xrayden geçirmemi bozuk para ve diğer metal eşyaları da çıkarmamı söyledi. Ben de dediğini yaptım hafif bir ötme ile karşıya geçtim poşetleri almak için elimi uzattığımda bileğimi güvenlik tuttu. “Ne yaptığınızı zannediyorsunuz?” dedim ama baya sıkı tutuyor canımı yakıyordu. Telsizden bir şeyler söyledi ve anında bikaç güvenlik daha geldi yanımıza. Köfte poşetini karıştırmaya başladılar bağırdım çağırdım tüm bina inledi ama bi kocam denen salak duymadı sanırım. Bir şey olmadığını sadece yemek olduğunu söylediğim anda alüminyum folyaya sarılı 2 paketi birbirlerine gösterirken gördüm onları. Beni apar topar içeride masanın olduğu başka hiç bir şeyin olmadığı odaya götürdüler. İçeri bir kadın güvenlik bir de polis girdi. Nereden aldığımı nereye götürdüğümü falan sormaya başladı. Olan her şeyi anlattım ama bana inanmadılar. Sonra polis anons çekti kadın personel istediğini belirtti telsizden olumsuz dönüş yapıldı. YakınlardaKİ kahvehanede büyük bir kavga çıkmış tüm ekipler oraya gitmiş. Yarımsaat daha bekledik ama gelen giden olmayınca birkaç kağıt çıkardı ve kadın güvenlik sayısı ikiye çıktı o sıra. Onlara beni soyup iyice aramaları yönünde emir verip odadan çıktı. Daha sonra kadınlar “hadi soyun aramayı gerçekleştirelim mesaimiz bitti seninle uğraşıyoruz burada” diye konuşmaya başladı. Önce üstümdeki ceketi çıkardım ceketin her yerini aradılar sonra uzun elbisemi çıkardım ince bir kumaş ve cepsiz olmasına rağmen onu bile aradılar. Başımdaki eşarp südyen külodum haricinde her şeyimi çıkarmıştım. Onları da çıkarmamı söylediler çok korktum yapmayın lütfen desem de eşarbım hariç her şeyi çıkardım. Ayakta bir elimle gögüslerimi bir elimle kasıklarımı kapatmaya çalışırken kadınlardan biri arkanı dön dedi. Korkudan reddetme özelliğim sanki gitmiş gibi emirleri harfiyen yerine getiriyordum. “EĞİL” dedi. Yere doğru oturur pozisyona geçtim. “SANA EĞİL DEDİM BEN OTUR MU DEDİM!” diyerek bağırdı. Ağlamaya başladım. “Yiyin bu bokları sonra ağlayın oh iyiymiş ya” diyerek bağırmaya devam etti. Ben de kendimi biraz toplayıp masaya doğru eğildim. Masa denizdeki tahta parçasıymış gibi sarıldım anlayacağınız üst kısmım masaya yayılmış götüm havada mükemmel bir domalma pozisyonu almış oldum. “Orospuya bak bu seferde eğil dedik hemen domaldı” diyip gülüşmeye başladılar. Götüm ve çevresinde birkaç parmak hissettim sonra bana tamam giyin dediler. Tam giyinmek için hazırlanıyordum ki eşarbını ds çıkar bakalım bitsin bu iş dediler. Çıkardım sonra geri bağladım ve giyindim. Kağıtlara bir şeyler yazarak evrakları doldurdular sonra polisi çağırdılar. Polis geldi tutanakları okudu sonra bana döndü tekrardan doğrusunu anlat hikayenin dedi. Papağan gibi tekrarladım ama inanmıyordu. Kocamı istediğimi belirttim kimseyi göremeyeceğimi ekip arabasının gelip beni karakola götüreceğini ve ifade vereceğimi suçum varsa da adaletin karşısında çekeceğimi söyledi. Bekleyeceksin diyip kadın güvenliklere dönüp biriniz gidebilir ama biriniz bekleyecek dedi. Birisi tamam ben beklerim diyip atıldı öne diğeri de hızlıca çıkıp gitti. Polis arada gelip gidiyordu. Ben de odada bir köşeye pusmuş oturuyordum. Güvenlik kadın da masanın üstünde oturup tiktok izliyordu. Bana dönüp, “Bak şimdi senin getirdiğin ekmeklerin içinden 2 gr xxx(bir uyuşturucu madde) çıktı. Bunun 1 gramına kadarı içiciliğe girer, sonrası satıcılığa. Yani senin buradan kurtulma imkanın yok. Muhtemelen de 3 5 sene yatarsın. Geçmiş olsun” dedi. Ben kadının dizlerine kapandım “yapmayın kocam burada onun yanına geldim köfteyi şuradaki seyyardan aldım” gibi şeyler söylesem de dinletemedim. “O işi artık savcı ve hakim bilir bizden bu kadar” dedi. Yine ağlamaya başladım. “Aslında senin işini çözeriz ama karşılığı olur” dedi. Ben de “ne isterseniz yaparım ne olur bırakın gideyim” dedim. Kadın biraz sırıtarak. “Senden alınan malzemeleri güvenli kutuda tutuyorlar oranın anahtarı da bende ve şefimde var gel sen bana şu yüzüğün, kolyeni ver ben de mallardan birini yokedeyim içiciymiş gibi gidersin ceza almadan hayatına devam edersin.” dedi. Hemen çıkarıp eline tutuşturdum ama yüzünde halen bir tatminsizlik vardı. ” Ben tamamım da şefim de bir şeyler ister” diyerek kapıyı açtı. İçeri şişman kel orta yaşlı bir adam girdi. “Demek işbirliği yapacaksın aferim sana” dedi. “Ne isterseniz veririm yardım edin” dedim. Adam bir bana baktı bir kadın güvenliğe sırıtıp kafasını sola doğru sallayınca kadın odadan çıktı. Ben o an ne istediğini anladım. Artık teslim olmuştum. “Gel bakalım buraya yaralı ceylan” diyip kolumdan tutup kendine çekti. Elbisemi aniden havaya kaldırıp göbeğimi bacaklarımın içini öpmeye başladı. Külodumu hızlıca çıkartıp kadınlığımı da öpmeye yalamaya başladı. Hafif bir inleme sesim çıkınca “OROSPUUUU” dedi. Beni ani hareketle masaya domalttı. Canım çok yandı ağlamaya ve acıdan inlemeye başladım. Bir kemer sesi duydum sonra pantolonunu çıkardığının sesini sonra tükürdüğünün sesini. Ne olacaksa olsun diyip kendimi saldım. Kadınlığımda ıslak sıcak penisini hissettim ve güçlü bir hamlede içime girmeye çalıştı ama beceremedi. “Orospuuuu daha önce hiç sikilmedin mi bu darlık ne böyle” dedi. Yavaş yavaş içimi doldurduğunu hissettim. En son kalçamda göbeğini hissedince tamamen penisini içime soktuğunu anladım. Hiç görmemiştim ama çok kalın olduğunu hissediyordum. Uzun değildi belki 10 belki 11 santimdi ama çok kalındı. O pozisyonda beni yaklaşık 2 3 dakika becerdikten sonra kalçalarıma işercesine boşaldı. Nefes nefeseydi şerefsiz. Ben de öyle. Sonra bir şey oldu içeri aniden kadın güvenlik girdi. “Şefim geliyorlar” dedi korkuyla. Adam hemen üzerini topladı ben de külodumu hızlıca giyip elbisemi düzelttim. Kapı birden açıldı içeri 4 memur girdi 2si kadındı. Arkalarından birisi daha geldi o amirleriydi muhtemelen o da içeri girince bu ne havasızlık bu ne koku diye söylendi. Ardından girin koluna gidiyoruz diyince 2 kadın memur koluma girdi ve beni koridora çıkardı. Ağlıyordum ama gözyaşım kalmamıştı. Yüzüğüm ve kolyem gitmişti üstüne üstelik boş yere sikilmiştim. Bu salak güvenlikler bir şeyi düzeltemedi. Kafamı kaldırdığımda yan odadan kocam dışarı çıkmıştı. Yanıma gelmeye çalıştı ama memurlardan birisi dur hareketi yapınca bir şey yapamadı.Götümde yapış yapış döllerin verdiği rahatsızlıkla arabaya binip şansıma küfretmeye başladım. Birkaç günde götüme 3 adam boşalmıştı. Karakola gelmiştik. İçeri girdim beni bir başka memurun yanına götürdüler. İfademi istedi verdim. Orada geçen yarım saat bana 30 yıl gibi geldi. İçeri biraz yaşlı anladığım kadarıyla karakol amiri girdi. “Beyza Dinç sen misin?” dedi. Kafamı salladım. Karşı koltuğa geçip “Kızım bak birazdan nöbetçi savcıya gideceksin merak etme seni serbest bırakır çünkü senin üzerine bulunan bu şeyleri uyuşturucu sanmış salak güvenlikler o yüzden almışlar ama için rahat olsun kontrol ettirdik sadece tuzmuş bunlar” diyince gözlerim karardı. Gözümü açtığımda hastanedeydim başımda kadın memur vardı bir de doktor. “Serumu bitince gidebilir her şey yolunda” dedi. Oradan savcıya oradan da beni eve bıraktılar. Eve girdiğimde kocam kapıda beni bekliyordu. Bana sımsıkı sarılmış üzgün olduğunu söylüyordu. Ben uyumak istediğimi söyleyip o halde koltuğa uzandım. Sonra trajikomik halime güldüm. 2 gram tuz yüzünden yan odada kocam varken sikilmiştim. Yorgunluktan uykuya dalmışım. Sabah uyandığımda saat çok erkendi ve sağ elim kadınlığımın üstüne bir parmağım da içimdeydi. Azgındım. Sırılsıklamdım. Kocam üstüme bir pike örtmüş karşı koltukta uyumuştu. Yanına yavaşça sokuldum. Elimi eşofmanının içine sokup penisiyle oynamaya başladım. Gözleri açıldı. “Beyza” dedi. “Şşşt sakin ol yaralı ceylan ben şimdi yemek masasına domalıyorum. Seni bekliyorum. Çok bekletme” dedim ve dudaklarına öpücük kondurarak yemek masasına domaldım. Külodumu indirirken kurumuş spermlerin yapışkanlığını hissettim ve kocamın beni becermesini beklerken aklımdan şu geçti. Sanırım ben gerçekten de OROSPUYUM.

Gizli Düşünceler #1

Öncelikle olaylara başlamadan önce geçmişte yaşadığım olayları kısaca anlatmak istiyorum.

Ben daha 8 yaşındayken Babamı trafik kazasında kaybettim.Küçüklüğümden beri Baba hasreti ile büyüyen bir çocuğum.Küçüklüğümde bütün çocuklar Babaları ile gezip eğlenirken ben annem veya kardeşim ile gezip eğleniyordum.Herkesin Babası ile birşey öğrenirken ben Babam olmadan öğreniyordum herşeyi.Bu yüzden bu hayattaki bütün varlığım ailemdir.

Şu an ki yaş(18)

Herşeyin başlangıcına gelecek olursak herşey bir yaz sabahı başlamıştı.

Bir yaz sabahı uyanıp uykumu açmak ve rahatlamak için kalkıp banyoya geçtim.Bu arada ailemin durumu pek iyi olmadığj için evimizde ortak 1adet banyo ve tuvalet bulunmakta.

Banyo hemen benim odamın karşısında olduğu için direk rahatça kimse ile karşılaşmadan girmiştim.

Duşakabine girdiğimde tam karşımda kirli çamaşır sepeti bulunmakta onun sağ tarafında ise kapı.Ben içeriye girip ardımdan kapıyı kapattım.Koridorun sonundan müzik sesleri geliyordu.Hafta sonu olduğu için Annem ve kardeşim büyük ihtimalle ev temizliği yapıyorlardı.Ben pek umursamadan banyoya geçtim ve üzerimi çıkarmaya başladım.Üzerimi çıkarıp hemen kirli sepetinin yanına attım.Her zaman Annem’in içine koy demelerine rağmen hiç bir zaman bu konuda sözünü dinlememişimdir.

Yine sözünü dinlemeyip kıyafetleri atıp aynanın önüne doğru geçtim.

Bu kısımda kendimi tanıtmam gerekirse gayet eli ayağı yüzü düzgün orta halli bir çocuğum ailemin genleri sayesinde bembeyaz siyah saçlı kahverengi gözlü bir çocuğum.Vücudum o kadar kaslı olmasada gayet güzel ve düzgün bir yapıya sahibim.Sikim ise gayet göz alıcı 18 cm kalın bir yapıya sahiptir.Ama kalkmadığı süreçlerde bile büyüklüğü yüzünden bir kaç yerde bana ciddi sorunlar yaratmakta.

Bir kaç dakika pozlar verip duşa kabine girdim.Ve tabi ki her erkekte olduğu gibi banyoya girip aklımdan ilk olarak kendimi rahatlatmayı geçiriyorum.Bu yüzden duşakabine girip direk elime kayganlaştırıcı birşey döküp sikimde ileri geri yapmaya başladım.Sikim ile oynadıkça sertleşmeye başlıyordu.Her seferinde ellerim daha da ileri gidiyordu.Bir kaç dakika sonra kendimden geçmeye başlamıştım.Kafamı yukarıya doğru çevirip gözlerimi kapatıp hayaller kuruyordum.Derin derin nefesler alıp vermeye başlamıştım.Tam geldi geliyor derken.

Kapıyı kilitlemediğim için içeriye biri girmişti.Ben hemen telaşlanıp düzgün halime dönüp sikimi örtmeye çalışıyordum.Ama zaten dışarıdan içeriye biri girdiğinde direk görüp anlayabilirsin.Sadece elinde ve sikimde köpük olup bide ek olarak kapıdan ilk girdiği zamanda göz teması kurduğunda ne yaptığımı tamami ile anlayabilirdi.

Ama içeriye girene baktığımda Annemdi.Ama Annem değişik bir tepki vermemiş tam aksine işine odaklanmış işini yapıyordu.

Ben:Yaa A anneeee dolu olduğunu görmüyor musun yaa!

Annem:O Oğlum pardon şu çamaşırları hemen alıp çıkacağım.

Ben:Anneeeee yaaa sonra yapsan ne olur.

Annem:O oğlum şimdi yapayım bir daha uğraşmıyım hemen biter zaten ben bakmıyorum sana sen banyonu yap.

Annem her zaman böyledir.Beni hala çocukluğunda gördüğü küçük çıplak çocuğu zannediyor.Ve yaptığım şeye rağmen değişik bir tepki vermemişti.Normalde daha beni hiç böyle bir durumda yakalamamıştı ama şuan yakalanmama rağmen değişik bir teoki vermemişti.Bu beni oldukça şaşırtmıştı.Ben bu olayın şokundayken birşey fark etmiştim.İşte her şey o dakika başlamıştı benim hayatımda.

Annem 40 yaşında olmasına rağmen oldukça bakımlı ve temiz kalpli bir insandır.Annemi tanıtmam gerekirse oldukça güzel birisidir siyah saçlı kahverengi gözlüdür.Bembeyaz bir teni vardır binlerce insanın içinde dikkat edilebilecek bir tene sahiptir.Bizde bu konuda ona benziyoruz.Annemin vücut yapısına gelecek olursak.Yaşına rağmen göğüslerini görmemiş olsam bile büyük olmayan oldukça düzgün ve dolgun göğüsleri bulunmakta.İncecik bir belinin altına yusyuvarlak spor sayesinde aşırı düzenli ve güzel bir kalça yapısıda bulunmakta.Biraz daha aşağıda ise 39 numara oldukça bakımlı güzel ayaklarıyla vücudu son buluyor.

O sırada ben hala ne olduğunu düşünürken kafamı yavaşça Anneme doğru çevirdim.Ve Annemin arkasının dönük olduğunu kirli sepetinden kıyafetlerimi alırken bir yandan diğerini doldurmaya çalıştığını ve bu sırada farkında olmadan bana doğru domaldığını fark ettim.

İşte benim bütün hayatım burada değişiyordu.Bir anda karşımda Annemin olduğunu unutup sanki bir genç kızmış gibi izleyip azmaya başladığımı fark ettim.

Karşımda Annemin o güzel götünün daracık bir taytın içinde olduğunu fark ettim.Ayaklarında beyaz bir çorap vardı.Üstünde taytın üzerine siyah bir crop vardı.Ama sadece arka tarafını görebiliyordum.O daracık taytın içine o şekilli götü o kadar güzel oturmuştu ki bir anlığına bile olsa sikimle oynamaya başlamıştım.Ben bir kaç dakika daha izledikten sonra Annem kirli çamaşır sepetini diğer sepete boşaltıp ayağa kalkmıştı.Annemin beni görmemesini istediğim için arkamı dönmüştüm.Annem kapıdan çıkar çıkmaz ellerimi sikimden çektim.Sikime göz gezdirdiğimde taş gibi olduğunu fark ettim.Ben az önce anneme mi azmıştım.Ama o vücuda azmamakta elde değildi.Bunu bir kaç dakika daha düşünüp sanki ne olacak sadece baktım diyip Annemin vücudu üzerinden hayaller kurup kendimi tatmin etmiştim.

Sevgilimin Hediyesi – Bölüm 3 (Final)

Eve giden yolu adeta uçarak gitmiştim. Bir yandan götümün sızısı halen devam ederken, bir yandan da kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Biraz sonra iki erkeği birden doyuran bir kadın olacak olduğumu bilmek beni çılgınca azdırmıştı. Anahtarı daha eve gelmeden 50 metre önceden çantamdan çıkarmıştım ve hızlı bir şekilde kapıyı açıp kendimi içeri attım. Onlara, “Ben hemen çok kısa bir duş alıp geliyorum!” dedim. Amacım tabii ki duş almak değildi, bacaklarımın kıllarını jiletle çok hızlı bir şekilde aldım. Göğüslerime buz gibi su tuttum ve onları dirileştirmeye çalıştım. Kendini müşterilerine hazırlayan bir fahşie gibi hissediyordum kendimi. Bir yandan da korkuyordum, çünkü bu gün götümün de sikileceğinden emindim. Kerem’le bunu daha önce hiç yapmamıştım ve nazik olacaklarını umuyordum.

Çıkmadan önce götüme biraz sıcak su tutayım, biraz da kendi parmağımı sokayım ki alışmış olsun diye düşündüm. Ancak tam parmağımı götümün deliğine sokarken Cenk banyonun kapısını açtı, beni öyle görünce, “Benim için mi alıştırıyorsun bebeğim?” diye sordu. Bense utanmıştım, sessizce başımı salladım. Küçük adımlarla duşa geldi ve elini arkama uzattı, elimi oradan çekip kendi göğsüne dayadı, bana zorla kaslarını okşatıyordu. Diğer eliyle ise kalçalarımı sıkıyordu. Bunu Kerem’den öğrendiğinden emindim, çünkü o bunun beni en çok azdıran şey olduğunu bilirdi.

Cenk bir süre daha kalçamı, bacaklarımı ve sırtımı okşadı. Bense elimi onun karın kaslarında, kasıklarında gezdiriyordum. Yine de henüz o kalın yarağına dokunmamıştım ama. Gözlerim kapalı, hayatımda ilk defa Kerem’den başka bir erkeğin vücudumu okşayışının, beni sikilmeye hazırlamasının keyfini sürüyordum. Cenk, “Kerem çok şanslı ve ağzının tadını da iyi biliyormuş!” dedi. Ben halen ellerimi sessiz bir şekilde sırtında gezdiriyordum, sanki transa geçmiştim. Cenk’in ellerini göğüslerimde hissettiğimde ise fitilim ateşlenmişti, gözlerimi açıp onun göğsünü öpmeye başladım, dudaklarımın birkaç santim altında atan kalbini hissediyordum.

Birkaç öpücükten sonra klitorisime bir sertliğin değdiğini hissettim ve kendimi ona doğru itip, daha iyi hissetmek istediğimi belli ettim. Sonra yavaşça dizlerimi kırıp öpücüklerimi aşağı kaydırdım ve dişlerimle mayosunu tutup dizlerine indirdim. İşte koca yarak önümde sallanıyordu, üstelik taşakları sıcaktan gevşeyip aşağı sarkmış ve iki dev gülle gibi bacaklarının arasını dolduruyordu. Önce taşaklarını avucuma aldım ve tartar gibi yapıp, toplarını sıkmaya başladım. Diğer elimin tek parmağıyla da yarağının üstünü ve altını okşuyordum. Zaten yarı sertleşmiş olan yarak önümde dev gibi olmuştu ve artık tamamen kalkık vaziyetteydi. İki elimin parmaklarını birleştirip onu kökünden tuttum ve ağzımı kocaman açtım. İstediğim şey, Cenk’in, yarağının ancak iki elle tutulduğunda sarılabilecek kadar kalın olduğunu görmesiydi. Aklımca onu ödüllendirmiş oluyordum.

Kafamı ileri ittim ve sonunda o dolgun yarağı ağzıma almıştım. O an duyduğum mutluluğu şu anda anlatamıyorum, ancak amımdan sıcacık bir miktar suyun aktığını hatırlıyorum. Yarağın kafası ağzımdayken dilimi etrafında çeviriyordum. Benden emmemi istedi ve o anda öyle bir emmeye başlamıştım ki, Cenk refleks olarak kendini bir anda geri çekti. Fakat nafile, bütün gün düşünüp durduğum o yarağı bırakmayacaktım. Bir iki dakika kadar emip durdum. Cenk ise, “Biraz daha em!” dedi. Ve yine ikiletmeden emmeye başladım. Önümde güçlü bir erkek duruyordu ve o ne derse yapmak zorunda olduğumu, onun sahibim olduğunu hissetmeye başlamıştım. Ellerimi yarağından çektim ve saçımı tepeme toplayıp, Cenk’in elini saçlarımı tutması için çektim. Beni saçlarımla yönetmeye başlamıştı. Dilim damarlı yarağının üstünde geziyordu, zaman zaman yavaşlıyordum ve sonra tekrar hızlanıyordum. Durmadan kan pompalayan o damarların şişkinliğini dilimde hissetmek beni göklere uçurmuştu. Kerem’in yarağı bu kadar damarlı olmadığından hiç damar yalamanın bu kadar zevk vereceğini düşünmemiştim.

Köküne doğru dilimi kaydırdım ve sonra da taşaklarına ufak ama sert dil darbeleri atmaya başladım. Bir elimle onları tutup aşağı çektim ve yumurtalarını emmeye başladım. Zevk verdiğim erkek çıldırmışçasına inliyordu. Bana iltifatlar etmeye ve hayatında gördüğü en iyi saksocu olduğumu söylemeye başladı. Ben de bu sözün hakkını verip yeniden sakso çekmeye başladım. İşi iyi öğrenmiştim, Kerem beni adeta eğitmişti yıllardır, bu yüzden dişlerimi hiç hissettirmeden, fakat dilimle de baskı yaparak azğımı sikmesini sağlıyordum. Bir süre sonra saçlarımı çekmeye başladı ve ben durdum. Şimdi o güçlü yarağı kendisi ağzıma bastırıyordu, bu arada da bir elini yanağıma koymuş, ağzıma sığmayan o yarağın yanağımı nasıl esnettiğini hissetmeye çalışıyordu. Ancak bu kadar kalın bir yarağı tamamen ağzıma almamın imkanı da yoktu…

Ben kendimden geçmiş bir şekilde sakso çekerken, ani bir şekilde gözüme bir kumaş bağlandığını hissettim. Bunu yapanın Kerem’den başkası olmayacağını bildiğim için kendimi bıraktım. Artık olan biteni görmüyordum. Tek hissettiğim vücuduma akan ılık su ve ağzımdaki etli, damarlı, sert ve sıcak yaraktı. Cenk saçlarımı kenara çekip kendi yarağını ağzımdan çıkardı ve ağzıma daha küçük bir yarak girdi. Kerem’inki de sertleşmiş, kazık gibi olmuş bir sikti, fakat Cenk’inki kadar güçlü hissettirememişti kendini. Saçlarımı tutan el değişti ve ağzımdaki yarağın sahibi sevgilim Kerem kafamı yönetiyordu bu sefer. O sırada Cenk de bir elimi alıp kendi yarağına götürdü ve 31 çektirtmeye başladı. Ben mesajı alınca elimi kendim oynatmaya başladım ve onu çekiştirerek Kerem’in yanına getirdim.

Şimdi iki yarak yanyana önümde uzanıyordu ve kendimi pørnølardaki kızlar gibi hissetmeye ve daha da azgın, iştahlı bir şekilde yalamaya başlamıştım. İkisinden de, ‘Aah, Ohhh!’ sesleri gelmeye başlamıştı. Daha çok inlemelerini ve zevk aldıklarını duymak istiyordum, onun için ellerimi iki yarağın üstünde gezdirip tekrar ağzıma almaya başladım. Özellikle emmeye çalışıyordum, çünkü biliyorum ki, yarak emildikçe daha çok kan doluyor ve daha kalın hale geliyordu. Abartısız 10 dakika kadar daha sırayla ikisine sakso çekip durdum. Ara ara, “Beni dağıtın bugün, amımı götümü parçalayın, orospunuz yapın beni, tüm deliklerime fışkırtın döllerinizi, sonsuza kadar sikin beni, muhteşem yaraklarınızla doyurun beni!” diyordum.

Bu arada o kadar azmıştım ki, artık amımdan bir volkanın lavlarının aktığını hissetmeye başlamıştım. “Lütfen, artık sikin beni, içime yarak istiyorum, yalvarırım beni sikin!” diye ağlıyordum. Bunun üzerine Kerem arkama geçti ve beni kaldırıp yürümeye başladı. Yatağa doğru gittiğimizi anlamıştım. Kucakta gezen küçük bir kız gibiydim ve hiç bir şey göremiyor olmak çok zevkliydi. Bir süre yürüyünce durdu ve beni yavaşça indirmeye başladı. Fakat aşağı inerken birden bire amımın dudaklarının yarrağa değmesiyle açıldığını hissettim. Sıcak ve ıslak deliğim genişlemeye, hızlı bir şekilde büyümeye başlamıştı. Derinden, incecik bir sesle iç çektim, ardından da “Iııahhh!” sesi çıkıverdi ağzımdan istemsiz bir şekilde. Yarrağın sahibi ise uzunca bir nefes vermişti. Amımın girişindeki bu yarrağın Cenk’in olduğunu bilmek beni deli etmişti. Kerem benim inlememin üstüne bir kaç saniyeliğine durdu ve sonra yine aşağı kaydırmaya başladı. Ben aşağı indikçe amımdaki yarağın da tüm sertliği ve kalınlığıyla içimde kaydığını hissettim. Santim santim içime aldığımı hissediyordum. Yavaş bir şekilde içimde ilerlediği için de hiç acı çekmeden alabiliyordum. Ben bunları düşünürken Kerem beni aniden kollarından bıraktı ve bir anda Cenk’in kasıklarına düştüm. O bilekten bile daha kalın yarak içimi doldurdu, sanki bir tokmağın beton duvara vurması gibi amımın tavanına çarpmıştı ve o anda amımın içinde hiçbir boş yerin kalmadığından emindim. İşte o anda amımın yırtıldığını sandım. Attığım çığlık halen kulaklarımda ve aynı çığlığın arasında Cenk’in, “Oohh, sonunda…” deyişini duydum…

Kerem gözümdeki bağı çıkardı ve “Artık bakabilirsin, ilk gördüğün manzara bu olsun istedim!” dedi. Kerem’in dudaklarını öyle bir öpmüştüm ki, bunu bana yaşattığı için ona nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyordum. Gözüm ışığa alışana kadar bekledim. Bu sırada Cenk amımın içindeki yarağını kasıp gevşetiyor ve rahmime dayanmış olduğunu bana hissettiriyordu. O kasarken Kerem elimi alıp karnıma koydu, parmaklarımı içime doğru bastırdı ve hayalini bile kuramayacağım şekilde içimdeki yarağın hareketlerini elimde hissediyordum. Kerem’in bu yaptığı amımı kullanmam için beni ateşledi. Ayaklarımı Cenk’in bacaklarının içine doğru kıvırıp, kontrolü elime aldım ve hoplamaya başladım. Amımın şimdiye kadar hiç hissetmediği bir zevk alıyordum ve Cenk’in kulağına fısıldayarak, “Ben daha önce hiç sikilmemişim!” dedim. Altımdaki aygır bu lafımla çıldırdı ve beni belimden tutup yarrağına bastırıp amıma gömmeye başladı. O anda dünyada ben ve beni siken Cenk dışında kimse yoktu benim için, “Harika yarrağın var Cenk, bana hayatım boyunca sen çak, beni orospun yap ve her canın istediğinde koy amıma. Artık sahibim sensin, hep senin bu kalın yarağına hizmet etmek istiyorum!” dedim. Bunları söylerken Kerem’in de odada olduğu aklımdan uçup gitmişti, ama ona baktığımda, o da halinden memnun şekilde 31 çekiyordu. Dev bir yarak tarafından sikiliyordum ve hayatımda bundan daha büyük bir mutluluğu bana kimse yaşatmamıştı…

Cenk ellerini arkamdan omuzlarıma dayadı ve beni kendine doğru bastırdı. Ardından beni güçlü bir şekilde döndürüp altına aldı. Bunları yaparken amımdan hiç çıkmamıştı ve sonra durup bacaklarımı göğsüne dayadı. Kendini geri çekip yarağını amımdan çıkardı, içimde oluşan boşlukta rüzgarlar estiğini hissettim. Size amımın deliğinin nasıl büyüdüğünü şöyle anlatabilirim, o anda Cenk’in çıktığı yere Kerem’inki kadar iki tane yarağı aynı anda alabilirdim. Cenk’e, “Sikilmeye doymayacağım bu gün, amımın içini sen doldur, döl banyosu yaptır bana erkeğim!” dedim ve dememle birlikte Cenk tekrar amıma daldırdı o koca yarrağını. Amımı öyle hızlı tokmaklıyordu ki, konuşurken sesim titriyordu ve cümle kurmakta zorlanıyordum. Bacaklarım havada ve amım çatır çatır sikiliyordu. Cenk’in sarkık taşakları ise götümün yanaklarına çarpıyordu ve aldığım zevk katlanıyordu. Cenk, “Seni daha sert sikmemi ister misin?” diye sordu. Tek yapabildiğim “Hı-hı!” diye inlemek oldu. İşte asıl sikiş o anda başlamıştı!

Göğüslerime uzanıp beni kendine çekiyordu, bir yandan da, “Sana her gün pompalamak lazım, yarağımın hastası yapacağım seni orospu!” diyordu. İnlemelerimin eşliğinde ben de kendimi ona itiyordum ve Cenk’in yarağını daha çok içime almak için uğraşıyordum. O sırada Kerem elimi alıp sikine götürdü ve “Biraz da bana çalış!” dedi. Şimdi amımı Cenk’e bırakmıştım ve iki elimle birden sevgilim Kerem’in yarağını ve taşaklarını sıvazlıyordum. Fazla geçmeden de ağzıma aldım. Ve işte artık tam bir grup olmuştuk, iki erkeğin birden beni sikmesi hayallerimin gerçek olması düşünceleri eşliğinde, bir yandan Kerem’in yarağını yalayıp, bir yandan amımı kasıp gevşetiyor, bir yandan da, “Bütün delikerimi doldurun, neremi isterseniz sikin!” diyordum…

Cenk amımı yaklaşık 20 dakikadır sikiyordu ve henüz ne bir kasılma ne de boşalacağına dair belirti vardı. Bense amımın kaslarının titremeye başladığını hissettim ve hemen ardından o titreme tüm vücuduma yayıldı. O anda resmen bilincim kapanmıştı, tek hissettiğim amımın içinde ileri geri hareket edip duran sertlikti. İnlemelerim adeta çığlığa dönüşmüştü, boğazımdan hırıltılı ve ince sesler geliyordu. Cenk’in taşakları götüme, kasıkları baldırlarıma, yarrağının başı ise rahmimin girişine dayandıkça, orgazmımın şiddeti artıyor ve süresi uzuyordu.

Biraz kendime gelmeye başlamıştım ki, ağzımdaki Kerem’in yarağını sadistçe ısıra ısıra emdiğimi farkettim. Kerem de kendinden geçmiş halde, gözlerini kapatmış ve başını arkaya atmıştı. Orgazmımın etkisi geçtiğinde biraz durmamızı istedim, nefesimin yerine gelmesini ve kontrolümü kaybetmeden keyif almaya devam etmek istiyordum. Fakat Cenk’in durmaya niyeti yoktu. Bacaklarımı yan tarafa kaydırıp, beni de yan yatırdı. Şimdi bacaklarım üst üste bindiği için amım arada sıkışmış ve daha dar bir hale gelmişti. Yarağını içimden çıkarıp biraz bekledi, o arada amımın kapanmaya başladığını hisettim, fakat hızlı bir şekilde tekrar açıldı, çünkü kalın yaraklı erkeğim taşaklarına kadar tekrar gömmüştü amıma. Kerem de klitorisimi okşuyordu. Tekrar havaya girmeye başlamıştım, ama bir süre sonra Cenk amımdan çıktı ve ayağa kalktı. Kerem de bana, “Kalk bakalım yataktan!” dedi…

Dediğini yapmıştım. Cenk amıma yumuldu ve klitorisimi çılgınca yalamaya başladı. Hiç yorulmadan dil atıyordu. Amım daralmaya başlamıştı, Kerem ise göğüslerimi ve kalçamı okşuyordu. Cenk bir süre sonra kalkıp boynumu öpmeye başladı, Kerem de kalçalarımı ısırıp, arkadan amıma parmağını sokuyordu, bir yandan da göt deliğime baskı yapıyordu. İşin nereye gideceğini anlamıştım, ama sesimi çıkarmadım, çünkü istiyordum bunu yapmayı. Biraz daha beni öpüp koklayıp azdırdıktan sonra Kerem beni koltuk altlarımdan tutup kaldırdı. Bacaklarımı kendiliğimden Cenk’in beline doladım ve kollarımı da Kerem’in ensesine atıp, ona dayandım. Cenk’in elleri ise götümdeydi, beni taşıyordu. Fakat ister istemez götümün yanakları birbirinden ayrılmış, göt deliğim de ortaya çıkmıştı.

Kerem Cenk’in yarağını tuttu ve kafasını amıma sürtüp sıvımı yarağın her yerine yaydı, daha sonra da amımın deliğine dayayıp beni kendi elleriyle Cenk’in kasıklarına bastırdı. Neden bilmiyorum ama sevgilimin beni kendi elleriyle başka bir erkeğe siktirmesi çok hoşuma gitmişti. Amım tekrar dolduğunda ciğerlerimdeki bütün nefesi Cenk’in dudaklarına bıraktım ve onu eme eme öpmeye başladım. Benim bu hareketime cevap olarak Cenk de amıma koymaya başlamıştı yine. İçime girerken kıvrılabilecek kadar yumuşamış olan yarağı amımın dudakları arasında tekrar şişmeye başlamış, bir süre sonra da keser sapı denen kıvama gelmişti…

Kerem’in arkamda birşeyler yaptığını hissettim. Ardından gözlerimi tekrar bağladı. Yine hiçbir şey göremez hale gelmiştim. Böyle sikilmek çok zevkliydi, ne zaman ne olacağını bilmemek çok tahrik edici bir şeydi. Ben halen Kerem’in boynuna sarılırken, o bir şeylerle ilgileniyordu. Ardından göt deliğime bir şey sürdüğünü hissettim, yağ gibi bir şeydi, fakat sürmesiyle birlikte bir sıcaklık da gelmişti. Kerem kulağıma eğilip, “Isıtıcı etkili!” dedi ve güldü. Bense neler olacağını merak ederek konuşmuyordum, sadece “Ihhh!”, “Ahhhh!” gibi sesler çıkarıyordum. Kerem’in hareketlerinden elinde kalan yağı da yarağına sürdüğünü anladım ve hemen sonrasında arkamda, kafası götüme sürtünüp duran sikini götümün deliğine bastırmaya başladı. Cenk de bu arada boş durmuyor ve hızlanarak güzel bir tempoda amımın derinliklerinde kendine yeni yerler açıyor, amımın duvarlarının her noktasına sürtünüyor, klitorisime yaptığı baskıyla da beni şehvet basmasına sebep oluyordu. “Küçücük amcığımı ne hale getirdin hayvan herif!” deyip ısırdım Cenk’in dudağını. O ise bu dediğime sinirlenip, amıma sokuşlarını sertleştirdi, beni daha da sert sikmeye başladı. Aldığım zevkin etkisiyle kendimi biraz daha aşağı bıraktım ve götüm daha da açıldı, bu sayede Kerem’in siki de sonunda götüme biraz girebilmişti. Ben çok acıyacağını düşünürken hiç canım yanmadı ve “Daha fazla sok!” diye emrettim ona. O da hiç bekletmeden sikini yarısına kadar soktu götüme. O sırada aldığım zevk şimdiye kadar yaşadığım hiç birşeye benzemiyordu. Resmen iki deliğim birden doluydu ve ikisinin arasındaki deri o kadar gerilmişti ki, neredeyse yırtılacaktı.

Kerem öylece biraz bekledi ve yarağını biraz daha yağladıktan sonra tamamını gömdü göt deliğime. O anda ikisi birden durdular, çünkü gözlerimi yummuştum ve zevkten ağlıyordum. Birkaç saniye sonra, “Devam edin lütfen!” diyebildim. Aynı anda ikisi birden, biri amıma, diğeri götüme sokup çıkarmaya başladılar ve benim için de hayatımın en güzel anları başlamıştı. Sevgilime her zaman sikmek istediği göt deliğimin bekaretini vermiştim, amımda ise hayal bile edemeyeceğim kadar güçlü bir yarak kayıyordu. İkisi öyle güzel bir tempo tutturmuşlardı ki, bir Cenk giriyordu amıma, tam o yarısını çıkarmışken Kerem köküne kadar girmiş oluyordu götüme. İki yarağın kafalarının içimde birbirine sürtündüğünü hissediyordum. Bu pozisyonda birkaç dakika daha sikildim. İkisinin de nefesleri boynumu ve ensemi yalıyordu. Cenk dudaklarımı öpüyor, Kerem de omuzlarımı ısırıyordu. Kerem’in çıkardığı seslerden götümü sikmesinin çok hoşuna gittiğini anlamıştım. İki erkeği aynı anda doyuruyor olduğumu bilmek ise beni benden alıyordu…

Derken Kerem götümden çıktı (erken boşalmamak için yapmıştı bunu), Cenk ise halen amımı sikmekle meşguldü ve bu kadar uzun süre boşalmaması beni mest etmişti. Sonra beni sıkıca kavradı ve ayaklarım yere değmeden yatağa uzandı, tabi ki ben de ona yapışık şekilde üstünde yatıyordum. Tüm bunları gözüm kapalı yaşamak çok güzel bir deneyimdi. Amımdaki yarak tekrar kaymaya başlamıştı, ama şimdi yumuşak hareketlerle yavaş yavaş sikiyordu beni Cenk. Bunu yaparken de sırtımı okşuyordu, saçlarımı kokluyordu, beni azgın bir aygır gibi sikmesinin yanında aşık bir adam gibi de sikebileceğini gösteriyordu. Biraz sakinleşmiştim, kalbimin hızı da hafiften azalmıştı.

Tam rahatlamıştım ki, kalçalarımın Cenk’in elleri tarafından ayrıldığını hissettim ve götüme giren yağlı, sıcak ve sert sikin etkisiyle ufak bir çığlık attım. Kerem sikini birden köküne kadar götüme sokmuştu, ama çok keyif vermişti bu bana. Başta hiç kıpırdamadan bekledi, Cenk’in hareketleriyle zaten kasılıp gevşeyen amımın kaslarına şimdi götümün kasları da eklenmişti. Cenk’e durmasını söyledim, biraz bekledim ve sonrasında kendimi ileri geri hareket ettirmeye başladım. Ben sallandıkça iki yarak da aynı anda deliklerimden çıkıyor ve geri gitmemle ikisi birden dolduruyordu deliklerimi. İnleyerek yeniden orgazm olmuştum, bütün vücudum titriyordu, amımdan sular aktı ve bu ıslaklıkla daha keyif almaya başlamıştım.

Benim orgazm inlemelerime iki erkeğim de dayanamadı ve kendileri pompalamaya başladılar. Kerem, “Götünü daha önce niye sikmemişim ki ben senin? Yıllardır boşuna bu zevkten mahrum kalmışım!” diye kendi kendine konuşuyordu. Cenk de, “Ben böyle dar bir am daha sikmedim şimdiye kadar, bakire kız amı gibi!” dedi. Benden böyle bahsedilmesi çok hoşuma gitmişti, bu konuşmalar zevkime zevk katıyordu. Kısa süre içinde konuşmalar sadece inlemelere dönüştü, ben ise artık bağırıyordum adeta. İkisi de artık iyice hızlanmışlardı, hiçbir şeye mecalim kalmamıştı ve kendimi ikisinin yaraklarına teslim etmiş şekilde zevk denizinde yüzüyor, zincirleme orgazm oluyordum…

Ne kadar sürdüğünü bilmediğim bir süre sonunda amımdaki yarağın kasılmaya başladığını hissettim. Cenk dilini ağzıma sokmuş, beni vahşice öpüyordu ve ağzıma attığı dil darbeleri eşliğinde amımın içine boşalmaya başladı. Cenk boşalırken, ‘Aaahh, Ohhhh!’ diye inlerken, ben de, “Doldur içimi döllerinle, hamile bırak beni, dölle beni erkeğim, akıt içime hepsini!” diye diye tekrar titremeye başlamıştım. Cenk’in boşalması bitmek bilmiyordu. (Kerem 3-4 kez fışkırttığında boşalması bitmiş oluyordu, ancak Cenk belki 10 defa kasılıp döllerini fışkırtmıştı içime!). İçimdeki döllerin miktarı o kadar fazlaydı ki, rahmime doğru aktığını hissedebiliyordum. Minik amcığıma sığmayan döller ise amımın dudakcıklarından yatağa akıyordu. Amımın duvarlarının Cenk’in dölleriyle kaplanması beni mest etmişti, “Teşekkür ederimmm…” diye ağlayarak öptüm Cenk’in dudaklarını. Kerem ise halen götümde gidip geliyordu, ama şimdi daha yavaş kaymaya başlamıştı. Ve sonunda o da götümün derinliklerine fışkırttı döllerini. Boşalması bitince de yavaşça çıktı götümden…

Cenk’in yarağı halen içimdeydi, inmişti ama halen dolduruyordu içimi. Bir dakika kadar onun üstünde yattıktan sonra, Kerem yanağıma eğilip öptü ve “Hadi gel seni yıkayayım bir güzel!” dedi. Zaten o anda Kerem ne dese yapacak şekilde minnettardım ona. Beni Cenk’in üzerinden kaldırıp duşa götürdü ve alnımdan öptü. Nedense o anda mahçup olmuştum. Kerem’e tam, bana bu deneyimi yaşattığı için teşekkür edecektim ki, beni susturdu ve tekrar alnımdan öptü. Sonra da duşa sokup güzelce yıkadı beni 🙂