Canım Fulya Abla – Bölüm 3

Gözümü açtığım da hastanedeydim. Odada hafif bir loş ışık yanıyordu, ağaç dalı oda camına çarparak, ses çıkartıyordu. Sağ tarafıma baktığım da annem ve babam, oturur pozisyonda uyuyorlardı. Sıcak olmamasına rağmen şarıl şarıl terlemiştim. Gözlerimi tavana doğru çevirdim ve o an cam parçasının ağrıdığı yer sızladı. Anlık acıyla hafifçe inledim, annem inleme sesime uyanarak babamı dürttü ve elini başıma koyarak ağlamaya başladı. Hiçbir şey demeden, anne ve babamın gözlerinin içine bakınıyordum. Ama tek sorun onlara doğru bakınırken onları görmüyordum, o üç mültecinin saldırdığı anlar geliyordu gözümün önüne. Herhangi bir hüznüm kalmamıştı, hüznümün yerini acı ve öfke kaplamıştı. Bunların başıma gelmemesi gerekiyordu. Boş boş bunları düşünürken bir anlığına doktorun beni dürtmesiyle kendime geldim ve doktora bakındım. “İyi misin?” diye sormasına kalmadan sözünü yarı da kesip, “Ben iyiyim.” cevabını verdim. Cam parçası hayati bir bölgeme gelmemişti, hatta polise ifademi verdikten sonra, istersem taburcu bile olabilirdim. Tavana doğru bakındım ve kısık bir sesle, “Yarın ilk iş eve gitmek istiyorum.” dedim. Daha sonrasın da aileme dönerek; “Siz eve gidin, dinlenin. Durumumu duydunuz, ağır bir şeyim yok. Yarın beni almaya gelirsiniz” diye ekledim Lafı dolandırıp gitmek istemeseler de ikna ettim ve eve gittiler. Doktor geçmiş olsun diyerek odadan çıktı. Hemşire ve ben oda da yalnız kaldık. O bir şeyleri kontrol ederken ben tavana bakınmaya devam ettim, bir an bana doğru dönerek konuşmaya başladı;

[ (H: Hemşire) – (B: Ben) ] H: Korkuyor musun? B: Bi-.. Bilmiyorum, içimde sadece öfke var. Bunları hak etmemiştim. H: Çok üzgünüm, keşke bunlar olmasaydı. Bunu hak etmedin, eğer istiyorsan biraz daha yanında kalabilirim.

Hemşirenin gözlerinin içine bakarak hafif bir şekilde gülümsedim ve kafa salladım. 10 Dakika kadar sohbet ettik, ancak garip bir şey vardı. Hemşire benim ile çok gereksiz fiziksel temas kuruyordu. Konuşurken gereksiz yere küçük kahkahalar atıyor, elleriyle koluma dokunuyor ve saçıyla oynuyordu. Uzun süredir ilk defa bir kızla flört ediyordum, bunun farkına varınca acı ve öfkemin yerini heyecan kapladı. Kız oldukça samimiydi ancak hareketlerine ve anlattığı bazı şeylere bakılırsa oldukça kaşar olduğu belliydi. Bunun üzerine ben de ona karşı bir hamle de bulunmak istedim. Elimi eline götürdüm ve avuç içini tutup arada yavaşça okşamaya başladım, bu hareketimi beklemiyor olacak ki konuşmasını yarım kesti ve gülümseyerek bana bakınmaya başladı. Kısık bir sesle; “Çok yakışıklısın ve komiksin” diye ekledi. Ben de sırıtarak, “Sen de gördüğüm en güzel hemşiresin.” demeye kalmadan doğruldu ve dudağıma bir öpücük kondurarak geri çekildi. Nefesimizi hissedecek kadar yakına çekildikten sonra, bana doğru bakınmaya başladı. Birkaç saniye şaşkınlığımdan dolayı, hareketsiz kaldım. Tabi bunu istemiyorum olarak algılayıp geri çekiliyordu ki, etinden korkanın kemiğini sikeyim misali kızı anlık refleksle kendime çekip dudağına yapıştım. Dudaklarımızı ısırıyor, birbirimize doğru dişlerimizle çekiyorduk. Dillerimiz ağzımın içlerin de birbiriyle buluşuyordu. Ben elimi yavaşça kızın göğsüne doğru götürdüm ve kıyafetinin üstünden sıkmaya başladım. Kız bir anda hastane yatağında yatan benim üzerime çıktı ve kasık bölgemin üstüne oturdu. Bana doğru hamle yaparken, yanlışlıkla yarama çarptı. Anlık acıyla kızı boğazından kavradım ve kendimden hafifçe uzaklaştırarak gözlerinin içine içine baktım. Kahverengi gözleri vardı, o hareketimle adeta şaşkına uğramış, yanakları kızarmıştı. Geri kendime doğru çekip, dudaklarını daha sert dişlemeye ve daha öfkeli öpüşmeye başladım. Kulağına doğru yaklaşarak, “Seni istiyorum.” dedim. Dünden hazır olacak ki, kendini üzerimden yanıma atıp siyah ojeli ellerini penisime doğru götürdü. Kıyafetimin ve pikenin üzerinden penisimle oynamaya başladı. Tekrar boğazından kavrayarak, kulağına yaklaştım ve “Bu beni doyurmaya yetmez, daha fazlasını istiyorum.” diye fısıldadım. Kız bir anda kendini geri çekip, derin bir nefes aldı ve “Burada olmaz.” diye ekledi. Bunu duyunca oldukça sinirlendim çünkü uzun süredir bir kızla fiziksel temas bile kurmamıştım, oldukça azgın bir durumdaydım. Kızın üzerine baskı kurup tekrar tekrar burada istediğimi belirtmeye devam ettim. Kız en son dayanamadı ve “Kalkabilir misin?” diye sordu. Evet anlamında kafamı salladım ve onun da yardımıyla, tuvalete girdik.

Hızlı bir şekilde üzerinde ki tişörtü çıkardı, kırmızı sütyeniyle kaldı. Elimi sütyenin arkasına götürerek sütyeni çıkardım ve kapının arkasına astım. Asimetrik, ortanın bir üstü boyutunda göğüslere sahipti. Saçları zaten arkada at kuyruğu şeklin de topluydu, klozetin kapağını kapattı ve üstüne oturdu. Siyah saçlı, 162 boyların da bir kızdı. 191 bedenimle kızın önüne dikeldim ve altımda ki hastane eşofmanını sıyırdım. 18 CM kalın damarlı penisim bir anda dışarıya doğru fırladı. Bizim kaşar hemşirenin yüzünde bir gülümseme belirdi ve eliyle penisime dokunmaya başladı. Sağ elimin baş parmağını dudağına doğru götürdüm ve biraz dudaklarıyla oynayarak ağzının içine soktum. Bir yandan penisime ileri geri yapıyor, bir yandan da parmağımı emiyordu. Üstten bakınca, öne doğru çıkıntılı göğüsleri görmek hoşuma gidiyordu. Baş parmağımı ağzından çıkartıp, kıza küçük bir tokat attım. Hemen ardından penisimi ağzına sıkıştırdım. İlk önce yavaş tempoyla sağ elini penisim de tutarak, yuvarlak kısmından penisimi yaladı. Ben de müsait elimle hemşirenin göğüsleriyle oynamaya başladım. O kadar azmıştım ki, penisimi tutan, siyah ojeli bana göre küçük elini sert bir şekilde penisimden çekerek, penisimi kızın ağzının derinliklerine doğru götürmeye başladım, hafif kusar gibi oldu ancak yavaş tempolarla alıştırdım. Gözleri kızarmış ve hafif sulanmaya başlamıştı. Yavaştan hızlandım ve penisimi hızlı bir şekilde gırtlağına doğru ileri geri yapmaya başladım. Bir yandan arada tokat atıyor, bir yandan da penisimi sonuna kadar kökleyip kafasından kendime doğru bastırıyordum. Birkaç saniye nefessiz bıraktıktan sonra, kısa süreli nefes almasına izin verip penisimi tekrar ağzına sokuyordum. Tüm tuvaletin içerisin de hemşirenin penisimi gırtlağına kadar almasının ve benim inlemelerim yankılanıyordu. Birkaç saniye sonra odanın kapısının açılma sesini duydum. İçeriye başka bir hemşire kontrol için girmişti, beni göremeyince tuvaletin kapısını tıklattı ve iyi olup olmadığımı sordu. Tuvalette ki hemşire korkmuş olacak ki kafasını geri çekip endişeli bir şekilde bana bakındı. Hafif sırıtarak, kafasından kavradım ve sikimi gırtlağına kökleyerek nefessiz bıraktım. Kapıya doğru dönüp; “Ihmm-.. İyiyim.. Sadece.. Sadece karnım ağrıyor.” diye ekledim, odaya gelen hemşire de bir sorun olursa butona basmamı söyledi ve odanın kapısını kapayarak odadan çıktı. Bir süre nefessiz kalan hemşire zorlanmış olacak ki, gözleri kaymaya başladı. Penisimi ağzından çıkararak bir tane tokat geçirdim ve dudağından öptüm. Kızın güzelliğinden eser kalmamıştı. Dudağının etrafı salya olmuş, göz rimeli yanaklarına kadar akmış, gözleri kıpkırmızı olmuştu. Bir süre daha saksoya devam ettikten sonra, eliyle bana ileri geri yaptı ve şiddetli bir şekilde göğüslerine boşaldım. Bitmiş olmasına sevinmişti. Bana bakarak derin bir oh çekti ve gülümseyerek; “Harikaydın aşkım.” diye ekledi. Sırıttım ve ağzıyla sikimi temizlettikten sonra eşofmanı geri yukarıya çektim. O da kendini temizledikten, kendine çeki düzen verdikten sonra beni geri yatağıma yatırarak hoşçakal öpücüğü verdi ve odadan çıktı. Oldukça rahatlamıştım, derin bir nefes alıp uykuya daldım.

Gözümü açtığım da doktor ve bana sakso çeken hemşireyi gördüm. Doktor durumumun nasıl olduğunu ve ifade verip vermeyeceğimi sordu. Kafamı olumlu yönde sallarken hemşireye bakındım. Doktorun arkasından bana doğru bakınıp sırıtıyor, işaret parmağını dudağına götürüyordu. Doktor, “Polisler birazdan gelir” diyerek odadan çıktı, hemşire ise elime bir kağıt parçası sıkıştırarak dudağımdan narince öptü ve odadan ayrıldı. Kağıda bakındığım da kağıtta;

“Beliz – (Telefon Numarası)” yazıyordu.

Kağıda bakıp hafifçe sırıtıyordum ki, odaya iki adet polis girdi. Benden olayı başından sonuna kadar anlatmamı istediler. Olayı anlatıp, üç mültecinin de tipini tarif ettikten sonra, geçmiş olsun diyerek odamdan ayrıldılar ve hemen arkasından ailem belirdi. Taburcu işlemlerini halletmişlerdi, üstümü değiştirip hastaneden çıktık. Arkada kısık seste pop müziği eşliğinde eve doğru yol aldık.