Canım Ablam 1. Bölüm

Selamlar herkese öncelikle kendimi tanıtarak başlamak istiyorum. İsmim Yiğit, 18 yaşında iri ve ortalama üstü boyda bir lise son sınıf öğrencisiyim. Genel olarak motosikletler ve arabalar ilgi alanımda, bu sebeple çevremde çokça yarış işleri ile uğraşan insanlar var. Ablam ise benden 2 yaş büyük, yaklaşık 1.70 boylarında uçları mavi olan kahverengi siyah arası bir saç rengine sahip dünyalar güzeli bir kız. Ben ona ablam desem de gerçek şu ki o benim üvey ablam. Annem denecek kahpe, kendi işyerinden muhasabeci itin teki ile kaçtığı için sağ olsun babam beni çok büyük zorluklar ile büyüttü. Üvey olmasına rağmen ablam asla bana öyle hissettirmemiştir bu sebepten dolayı kan bağımız varmış gibi severiz birbirimizi. Babam ise beni zorluklarla büyüttü, bana hem anne hem baba oldu. O da şanslı ki onu seven bir kadınla evlendi. Üvey annem ise 40’lı yaşlarında gençken zorla evlendirilmiş çok kibar biri. Bakımlıdır ama asla giyinmenin dozunu kaçırmaz, ölçülü biri seviyorum kendisini. Kendi kızına nasıl davrandıysa bana da öyle davrandı, asla bana annemin eksikliğini hissettirmedi. Neyse bu kısmı yeterince uzattım.

NOT: E = Ablam, B=Babam, A=Annem, Y=Ben

Birden irkildim, birisi kapıyı açıp sertçe kapatmıştı. Daha kafamı kaldırmadan önümden hızla ablam ağlaya ağlaya odasına girip kapısını kapadı. Olayları kavradıktan sonra ablamın kapısının önüne gittim ve yavaşça kapıyı tıklattım.

Y:Abla girebilir miyim?

İçeriden burnunu çekerken çok kısık bir sesle gir dedi. Evimizin neşesi ablama ne olmuştu da bu hale gelmişti? Neden bizimkiler yokken bu olmak zorundaydı ki? Kafamdaki düşünceleri bir kenara koyup yavaşça odasına girdim. Yüzü ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Yavaşça yatağına oturdum ve konuşmaya başladık:

Y:Noldu abla niye ağlıyorsun?

A:Boşver Yiğit önemli değil.

Bu cevap kesinlikle beni tatmin etmemişti.

Y:Buna inanmamı mı bekliyorsun cidden? Lütfen söyle seni üzgün görmek istemiyorum, hem evimizin neşe kaynağı üzülürse biz nasıl güleriz?

Bunu dedikten sonra ablama baktım, hafiften gülümsüyor gibiydi sanki hatta sakinleşmiş gibiydi. Gözyaşlarını sile sile anlatmaya başladı:

E:Taner’i biliyorsun değil mi?

Y:Şu sevgilin olan eleman mı, hani benim sevmediğim.

E:Evet o. Bugün öğrendim aldatıyormuş şerefsiz, hem de en yakın arkadaşımla dost dediğim kişiyle.

Cümlesini bitirir bitirmez gözleri doldu, bende ağlamasın diye hafifçe kendime bastırdım. Süründüğü ağır olmayan şeker kokulu parfümünün kokusunu aldım.

Y:Tamam abla sakin ol sen bekle ben şu Taner denen iti bulayım da birazcık konuşayım havadan sudan.

E:Yiğit lütfen bir şey yapma tamam mı lütfen, söz ver bana.

Y:Bakarız abla, konu sensen pek söz veremem. Kimse üzemez seni ben buradayken.

Yavaşça odadan çıkıp hazırlandım, üstüme siyah kıyafetleri çektim ve kaskımı taktım. Ve çekmecemden silahımı aldım. Çok iyi sayılmazdı, babam 18. doğum günümde hediye etmişti bunu. Evden çıktım ve otoparka gittim. Babamın zamanında çok ucuza alıp bana hediye ettiği emektar motora bindim, plakasını söküp tabii. Tabancaya baktım içinde mermi yoktu, şarjörde de yoktu. Az biraz korkutur sonra da dönerim diye düşündüm. Yavaşça Taner itinin takıldığı mekanların etrafında gezmeye başladım. Yaşadığımız yer çok büyük değildi bu sebepten dolayı kolayca buldum. Yanında o karı ile kafede oturmuş sarmaş dolaş bir şeyler içiyorlardı. Motoru kafenin önüne bıraktım ve ona bakmaya başladım. Bir süre sonra içine mi doğdu nedir göz göze geldik. Elimle gel işareti yaptım ve beklemeye başladım. Delikanlı (!) adammış geldi hemen. Tuttum omzundan ara sokağa soktum. Yüzüm, gözüm vücudum her yerim kapalıydı, belli ki beni tanımamıştı. Sertçe oturtturup konuşmaya başladım:

Y:Lan it, şu yanındaki orospu için mi ablamı üzdün?!
Birden gözleri parladı Taner itinin.

T:Aaa Yiğit kardeşim, olay göründüğü gibi değil senin o ablan yok mu-

Daha cümlesini bitirmeden yumruğu suratına geçirmiştim bile.

Y:Ablamın adını ağzına almayacaksın, yanına yaklaşmayacaksın veya bir ortamda bahsini açmayacaksın eğer açarsan…

Cümlemi bitirmeden belimdeki silahı gösterdim.

T:Y-Yiğit tamam bak söz yapmayacağım özür dilerim ablanı üzdüysem de.

Y:Dur bekle öyle kolayca kaçamazsın orospu çocuğu seni ben bilmiyor muyum senin ne bok olduğunu.

Telefonumu çıkardım ve videoyu açtım ve ekledim şimdi it herif söyle lan ne söyleyeceksen! Ablamdan özür dile önce, ismini söyleme sakın.

T:Elif özür diler-

Daha cümlesi bitmeden alnına silahın kabzası ile vurmuştum bile.

T:Özür dilerim, seni aldatmak hataydı. Ben tam orospu çocuğuyum lütfen lütfen affet beni. Bir daha karşına çıkmayacağım adını bile söylemeyeceğim. Kulun köpeğin olayım.

Videoyu kapatıp telefonu cebime koydum.

Y:Bak it eğer polisi veya arkadaşlarına bu konudan bahsedersen, yemin olsun benden hayatın boyunca kurtulamazsın. Bir de geleceğin kabadayısıyım diye övünürsün!

Suratına tükürüp motora doğru yürüdüm ve yavaşça eve doğru gitmeye başladım. Ne yapmıştım ben? Birisini tehdit etmiştim hatta saldırmıştım. Ne ara bu kadar canileşmiştim? Eve vardığımda plakamı geri taktım ve eve çıktım. Bizimkiler kesin eve gelmiştir derken evet gelmişlerdi. Kapıyı açmadan bile içerideki sesleri duyabiliyordum. Yavaşça kapıyı açıp ayakkabılarımı aldım içeri. Odama sıvışayım derken ablamla karşılaştım, neden odam evin en uzak köşesinde olmak zorundaydı kı?

E:Yiğit.

Sesinde çok fazla duygu vardı. Üzüntü, sinir ve hayal kırıklığı gibi. Yavaşça bana yaklaşıp suratıma okkalı bir tokat attı.

Y:N’oldu abla?

E:Ben sana sakin ol diyorum sen de inadına sakin olmuyorsun sanki. Silahla gitmek nedir aklını mı kaçırdın sen! Biliyorum beni önemsiyorsun ama ya sana bir şey olsaydı ne olurdu!?

Neden yaptım bilmiyorum ama birden ablamı tuttum ve kendime çekip sarıldım. Boy farkımız çok çok fazla değildi, nefesini ve kalp atışını hissedebiliyordum.

Y:Senin üzülmeni, göz yaşı dökmeni hatta dertlenmeni görmek istemiyorum. Benim için önemlisin işte, biliyorum aptalcaydı ama şu ana kadarki yaptığın için bir teşekkür sadece.

Yavaşça ablamı bırakıp odama gittim. Üstümü değiştirdim ve sofraya oturdum. Herkesin gözü üzerimdeydi, hatta evin kedisi Mırmır’ın bile. Etrafıma anlamsızca bakarken bombayı babam patlattı.

B:Evlat…

Y:Efendim baba buyur.

B:Dışarı çıkmışsın, Taner’i mi bulmaya gittin?

İnkar etmenin pek bir anlamı yoktu o yüzden kafamı evet manasında salladım. Beklemediğim bir şey oldu ve elini omzuma koydu.

B:Aferin evlat, ablanı koru böyle ama bak öyle döveyim, söveyim yok. Anlaştık mı?

Kafamı şaşkın şaşkın sallarken ablamın silah konusunu bahsetmediğini fark ettim. İşime gelmişti bu baya, bozuntuya vermeden söz verip yemeğe oturduk. Her zamanki gibiydi yemek, hatta daha neşeliydi.

“Canım Ablam 1. Bölüm” üzerine bir yorum

  1. Hikayeleri ya tam yazın yada hiç yazmayın böyle yarım bırakılmış hikayeler hiç hoş olmuyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir