Başkalarının Kadınları – 8

Telefonu kapattıktan sonra kendime şaşırdım, çok zalimce çıkışmıştım. Erdal abiyi rencide etmiştim ama bunu istemediğini de söyleyemezdim.

Bunun yanında geçen gece aramızdaki bir sırı iki kadeh rakı içtiler diye karı koca ortaya atmış, sonunu hiç düşünmemişlerdi bile. Kendi eğlencelerini benim önüme koymuşlardı. Onlara acımama gerek yoktu. O an benim dışımda olayların asıl Serap’ı etkilediğini farkettim.

Benim için hava hoştu, Melda bana götünü parmaklamasını izletmese bile bir süre sonra atlatır ve umursamazdım, ki olayın kapanış şekli hayatımın en iyi cinsellik anılarından birine dönüşmüştü, kendimi şanslı hissediyordum. Serap ise öyle değildi, bu işe bizim gibi ihtiras, arzu ve eğlence için girmemişti. Kocası gibi para peşinde değildi. Kısır bir alkolikle, ona hiç değer vermeyen bir adamla yaşıyordu, adam babasından mal kopartmak için onu başkasına peşkeş çekmişti, baskıcı ailesi yüzünden adamdan kaçamıyordu. Evin hizmetçisi olarak çalışıyor, her gün başkalarının işini yapıp hayatta kalmaya uğraşıyordu. Ablam dediği Nurhayat’a güvenip kocasının önünde çok az tanıdığı bir adamın kendisi ile birlikte olmasına izin vermiş, gebe kalma fırsatını kaçırmaktan korkarak bu işin sonlanmaması için kocasına, Nurhayat’a yalvarmıştı. Nurhayat ve Erdal abi çok zengin insanlardı, Serap’ı gerçekten düşünseler yurtdışında donör ile hamile kalmasını kolayca sağlayacak maddi durumları vardı. Onlar ise kızı bana dölletmeyi uygun görmüştü.

Herkes kendi hesabı, çıkarı ihtirası peşinde koşarken Serap sadece hayatını adayabileceği bir anlam arıyordu, hamile kalmak istiyordu. Belki son birleşmemizde biraz zevk aldığını belli etmişti ama o da insandı, sevilmek onun da hakkıydı, Nurhayatın ona gösterdiği şevkatli dokunuşlar benim onu becermemle birleşince hiç sevgi görmeyen bu kadın da elbette bir şeyler hissetmeliydi. Bu iş başladığından beri hiç bir saçma davranışı olmamış, her şeyi içine atıp devam etmişti. Günlük işlerini bile aksatmadığını biliyordum.

Onu bu işe malzeme etmek istemediğimi fark ettim, Nurhayat ablalar evde yokken onlara bir şeyler getirdiğimde ulaşmak için telefon numarasını çok önceleri almıştım. Serap’ı aradım.

S: A…Alo Mert bey

Bana hala Mert bey diyordu.

M: Serap merhaba, nasılsın

S: İi.. İyiyim siz nasılsınız

M: Ben de iyiyim, seni şey için aradım. Erdal abi ile saçma bir şeyler konuştuk, sana bir kaç parça kıyafet verip benim için giymeni isteyebilir. Tamam de geç, ama giyme hiç birini, normal herzaman ki gibi hazır ol lütfen akşam.

S: Tamam ama Nurhayat abla yok

M: Haldun’un haberi var mı?

S: Yok hayır

M: Tamam, biz zaten seninle artık gebe kalman için kolayca birleşiyoruz. Eğer senin içinde uygunsa düzeni bozmadan devam edelim.

S:..

Bir süre sessizlik oldu

M: Serap?

S: Tamam Mert bey ama lütfen Haldun duymasın, birde…

M: Birde?

S: Birde lütfen beni üzmeyin

M: Merak etme

Telefonu kapattım. Erdal abilere doğru yola çıktım, yarım saat sonra varmıştım. Kapıyı çaldım, Serap açtı, Erdal abi arkadan sinsi sinsi bakıyordu. İçeri girip ayakkabılarımı çıkarttım.

M: Serap ben birazdan geliyorum.

S: Tamam

Serap gitti, içeriden merdivenden çıkışını duyuyordum.

M: Erdal abi selam nasılsın

E: İyiyim Mertçim sen?

M: Ben de iyiyim, dediğimi yaptın mı

E: Evet yaptım aldı tamam dedi

M: Güzel, ben Serap’ın yanına gidiyorum.

Bir şey diyecek gibi oldu “Sonra konuşuruz” diyerek sözünü kestim.

Odanın kapısını atığımda Serap’ı gene soyunmuş buldum, çıplak bir şekilde yatağın yanında oturuyor dalmış karşıya bakıyordu. İçeri bir adım atınca bir elini memelerine doğru farkında olmadan kaldırdı. Yanına oturdum, elimle yüzüne düşmüş saçlarını toplayıp kulaklarının arkasına doğru düzelttim. Yanağına bir öpücük kondurdum ve omuzlarından tutarak yavaşça arkaya yatırdım.

Ardından kalkıp karşısına geçtim ve soyundum. Tekrar yatağa yaklaştım, yanına uzanıp yanaklarından öpmeye başladım, elini tutup aletime götürdüm. Bir süre durup sonra oynamaya başladı, aslında onunla şu an deli gibi sevişmek istiyordum ama kendime ona duyduğum şevkati anlayışı hatırlattım. Onun başka bir ihtiyacı ve amacı vardı, Serap’ı kullanmayacaktım, en azından bu kadarını hakediyordu.

Beni sertleştirdiğinde üzerine yüzüstü çıktım, şimdi altımdaydı, yüzlerimiz birbirine çok yakındı, derin derin nefes alıyor hiç bir şey söylemiyordu. Aletimi tuttum ve bacak arasına koydum. Güzel ve hafif bir ıslaklık hissettim, içeri kaymaya başladım. Aletim biraz ilerledikçe kuru derinliklere geliyordu, kibarca çekip dışarıdaki ıslaklığı tekrar girerek içine yayıyordum. Bir kadına hiç bu kadar şefkatle yaklaşmamıştım, biraz kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Yüzünde ilk kez hiç bir gerginlik yoktu, gözleri tamamen açıktı, vücudu güvenle bana uyum sağlıyordu . Tüm ıslaklığı içine yayılınca aletimi tamamen soktum ve gidip gelmeye başladım. Sırtıma kollarını sadı ve başını boynum ile omzum arasına koyarak çok hafif inlemeye başladı. Bacaklarının arasında gidip geliyor, her noktasını hissediyordum, bacakları gittikçe darlaştı, darlaştı, darlaştı. Beni öyle bir sıkıyordu ki hareketlerim çok zorlaşmıştı. Belini yukarı kaldırıp düzensiz şekilde titriyor, sonra geri aşağı indirip kontrolsüzce beni kendine çekiyordu, son bir kez kasıldı ve aletimi sıkıca saran daracık kadınlığının hissi inanılmaz bir ıslaklık dalgası ile bir süre için kayboldu. Ben de çok hızlı nefes alıp vermeye başlamıştım, içine gireli daha 2-3 dakika anca olmuştu ama bir birimize öyle iyi ve tam gelmiştik ki huzurlu bir şekilde boşalmaya başladım. Bir süre hiç hareket etmedik, yanağına bir öpücük daha kondurdum, Serap elini yanağıma koydu ve “Teşekkür ederim” dedi. O an daha önceden umursamadığımı sandığım bir şey kafamda zonkladı, eğer gebe kalırsa benim çocuğumu doğuracaktı.

Kalktım, bugün ikinciye gerek yoktu, o da kalktı ve giyindi, konuşmamıza bile gerek yoktu. Bu gün ikimiz de ruhlarımızı doyurmuştuk, bir kez daha seks yapmamıza ihtimal yoktu. Serap odanın kapısını açtı, çıkmadan önce arkasını döndü ve “beni gördüğün için teşekkür ederim” dedi. Haldun, Nurhayat, Erdal, Demir, Meral, Ben ve daha nice insanlar kendileri için koştururken kim bilir ne zamandır Serap’ı kimse görmez olmuştu. Odadan çıktı.

Telefonuma 2-3 mesajın geldiğini duydum ama bakmak istemiyordum. Bir süre öylece oturdum. Sonra telefonumu elime aldım ve mesajı okudum, kayıtlı olmayan birinden geliyordu, daha doğrusu kaydını sildiğim birinden.

Bahar.

“Seni görmek istiyorum

Çok özledim

Görüşebilir miyiz?”

Hikayenin en başında bahsettiğim, yakın zamanda ayrıldığım sevgilim, eğer hayatımdan çıkmamış olsaydı Nurhayat’ın teklifini asla kabul etmememi sağlayacak tek kadın. En zayıf karnım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir