Başkalarının Kadınları – 12

Melda gördüğüm en uzun topuklulardan birini giymişti, boynunda kalın gerdanını kapatan altın bir kolye seti, kulaklarında dev küpeler vardı. Zaten çok güzel olan yüzüne iddialı bir makyaj yapmıştı. Altındaki mini etek bacaklarının ortasına doğru daha da kısalarak sanki ok işareti gibi içeriyi işaret ediyordu. Kalın bacakları eteğin bittiği yerden dışarı taşıyordu ki etek pek aşağı inmiyordu zaten, o kadar dar ve küçüktü ki kalçasının kocaman olduğunu önden anlamak mümkündü, nerdeyse yürürken iç çamaşırı gözükecekti. Telefonda Nurhayat için “Yürürken de kilodun gözükmesin biraz edep” diyerek kahkaha attığını hatırladım. Şeytan.

Nurhayat abla salon kapısından “Ay geçen gün ne kadar eğlendik, o gün kaldığımız yerden devam edelim ne olur, iki dakika giyinip geliyorum hemmen” dedi ve gitti. Makyajı tamdı, hazırlanırken üstü bozulmasın istemiş, önceden giyinmemişti sanırım. Serap mutfaktan aperatifleri getirdi ve ortadaki Sehpaya dizdi, kadehleri de bırakıp odadan çıktı. Sonra ev kapısının kapanma sesini duyduk.

Havadan sudan laflamaya başladık, Meral’i önceden de frikik verirken görmüştüm ama bu gün adeta tepe noktadaydı. Bacak bacak üstüne atarak oturmuştu, normalde iki kalın bacağını yan yana yayar, meşhur pozlarını oturup kalkarken verirdi. Ancak bu etekle bacak bacak üstüne atmak zorundaydı, kalın bacaklarının tamamı zaten sere serpe gözümüze giriyordu adeta, eteği o kadar kısaydı ki üst üste olan bacaklarının birleştiği noktadan lacivert bir nokta olarak kilodu gözüküyordu. Gece boyunca kapatmasının hiç bir imkanı yoktu, bize bu şovu yapmayı kafaya koymuştu belli ki. Melda buraya rekabet duygusu ile gelmişti, rica mı kırmamıştı, açıkçası şu an kazanıyordu da.

E: Meldacım çok şık olmuşsun bu gün, bu ne güzellik.

Mel: Ay çok kibarsın Erdal abi, teşekkür ederim.

M: Ben de bayıldım sana Melda, Demir abi çok şanslısın, umarım değerini biliyorsundur

Mel: Ay yok Mertçim ya Demir benim değerimi hiç bilmiyor

D: Niye öyle diyorsun hayatım, seni ne zaman kırdım ben

Mel: Ay Demir biliyorsun sen ben neden bahsediyorum çok iyi biliyorsun

O esnada Nurhayat abla içeri girdi, üzerinde o etek vardı, az önce “o gün kaldığımız yerden devam edelim ” demişti ve şu anda üzerinde o gün giydiği, sadece clublarda striptizcilerin giyebileceği kadar kısa o etek vardı. O gün herkesin zil zurna sarhoş olduğu ortamda biraz olsun normalleşen bu eteği bu gün bu ayık ortamda giymesi inanılmaz bir şeydi.

Mel: Ayy çok şıksın Nurhayat ablacım

Burası şu an bir aile evinin salonu değildi kesinlikle, iki kadının enerjisi her yeri doldurmuş, dişil bir iktidar kurulmuştu, 2 haftadır yaşananların, ancak bir türlü kimsenin tam doruğa ulaşamasının baskısı tüm odada hissediliyordu. Şu an bu iki kadın yere bir bıçak atsa üç erkek bıçağın üzerine atlar, hiç sorgulamadan bir birimizi son ayakta kalan olmak için doğrardık. En azından ben bunu yapardım, bu iki gavatın ne yapacağı belli olmazdı.

N: Sende öyle canım benim, ay bu tüm aparetifleri sehpaya mı koymuş. Masaya örtüyü boşa serdik, neyse kalsın.

Nurhayat abla gidip Erdal abinin yanına hem de tam dibine oturdu, bir anda kan beynime sıçradı. O gün kaldığımız yerden devam etme, aynı etekle gelme derken sanki gelip yanıma oturacak, kendini kollarıma bırakacak gibi bir şartlanmaya girmiştim. Resmen mideme yumruk yemiş gibi oldum.

Mel: Viski mi içiyoruz ne içiyoruz, ben bu gün çok içeceğim, kimse kusura bakmasın

E: Sınırsız Viskimiz var, Macallan 30 yıllık, hemen servise başlayayım, buz atanın kalbini kırarım.

Mel: Ay olur mu Erdal abicim, ben koyayım ilk kadehleri lütfen müsade et.

Melda ayağa kaltı ve hızla eteğini çekiştirdi, haklıydı, oturup kalktıktan sonra Melda bile kendine haline bırakamazdı o eteği. Ben oturduğum yerden altını görebiliyordum, hepimiz görüyorduk. Kadehlere sek viskileri tek olarak koydu, şişeyi yavaşça kapattı. “Ay bunu böyle sürekli doldurma ile uğraşmayalım dimi ya” dedi ve şişeyi tekrar açıp bardakları fulledi.

N: Yaşa Melda

Nurhayat abla kadehini hemen kaptı ve tokuşturmaya hazırlandı. Ancak melda bana doğru iki adım attı, Nurhayat abla duraksadı, Melda eteğini altına toplayarak dibime oturdu. Demir abi karşıdan hafif sırıtıyordu, Nurhayat abla umursamıyor gibi gözükmeye çalışıyordu, ama biraz şaşırmıştı. Melda yandaki yastığı aldı ve dizlerinin ucuna koyarak kalın bacakları ve ortaya çıkmış kilodunu karşı taraftakilere kapattı, ben ise yanında oturduğum için görebiliyordum.

Bu hareketi 1 hafta önce Nurhayat ablanın yaptığını odadaki herkesin hatırladığına emindim! Nurhayat abla renk vermiyordu hala ama eğer içinde en ufak rekabet hissi varsa şu an kuduruyor olmalıydı. Melda’ya fısıltıyla “Birtanesin” dedim, “Ayıp ettin ortak” dedi ve tüm yüzüne o saf gülümsemesi yayıldı.

Nurhayat abla kadehini kaldırdı ve “Eğlencemize” diyerek tokuşturmak için uzattı, hepimiz karşılık verdik ve gece başladı.

Hızlı biçimde içkilerimizi yudumluyor sohbet ediyorduk. Ara ara melda yanağıma öpücük konduruyordu, eğer Nurhayat abla bir mesaj alıyorsa belli etmiyordu henüz, Canım puro çekmişti, Erdal abiye var mı diye sordum, Nurhayat abla “var var” diyerek içeri puro getirmeye gitti ve geri döndü. Salona girerken Melda “Ya sen nasıl bir tanrıçasın Nurhayat, şu güzleliğe bakar mısınız” diyerek hepimizi oraya döndürdü.

“Ayol ben senin yanında sönük kalıyorum, sen asıl kendine bir bak” diye jestine karşılık verdi, o kadarla kalmayıp elinden tuttu ve kaşla göz arasında ayağa kaldırdı, dizlerindeki yastık yere düştü. Melda normalde ayağa kendi kalksa hızlıca eteğini aşağı çekiştirirdi, bu eteği başka türlü aşağıda tutmasının bir yolu yoktu, ancak Nurhayat abla elinden tutarak kaldırınca bunu yapamamıştı. Nurhayat abla tuttuğu elini havaya kaldırıp Melda’ya kendi etrafında bir tur attırdı, “şu güzelliğe, şu kalçaya bele bir bakın” dedi. Çakır keyiflik başlamıştı. Melda’nın eteğinin arkası poposunun yarısında duruyor, koca biçimsiz götünün alt yarısı dışarı taşıyordu. Boştaki eliyle arkadan aşağı çekerek kapatmaya çalıştı. “Ay ablacım her yerimi açtın” dedi.

D: Boş ver hayatım biz bizeyiz burada. Nurhayat ile Erdal yabancı mı? Mert biraz deli fişek ama, hehehe

“Vallahi benim keyfim çok yerinde, harikasınız hanımlar” diyerek kadehimi kaldırdım, herkes kadehlerini tokuşturdu, Nurhayat abla “kadehini bitirmeyen tokadımı yer” diyince bardağın dibini görmek kaçınılmaz oldu.

Erdal abi kalkıp hemen ikincileri doldurdu, ancak koca viski bardığını tam dolduruyorlardı, uzun süre dayanamayacaktık. Melda eteğini düzeltme fırsatı bulup soluma oturmuştu tekrar, Nurhayat abla da öbür tarafa gidiyordu ki kolundan tutup “Gel Nurhayat ablacım, Erdal abiyi her zaman görürsün” dedim. Sağ tarafıma içkinin etkisiyle dengesini kaybederek oturdu.

İki afetin ortasında viskimi yudumluyordum, ikisi de bacak bacak üstüne atmış, çapraz bana dönük içkileri ellerinde ortamın keyfini tadıyorlardı. Melda kulağıma “hadi bişiler yap, kızıştır ortalığı, baksana nasıl aç gibi buraya bakıyorlar” dedi. Karşıdaki iki gevşeği kastediyordu.

M: Çok sanslı adamlarsınız, ama siz karılarınızı her gün görüyorsunuz, bu gün biraz benimle takılsınlar baylar

D: Ben karımı burdan izlemekten memnunum

E: Benim için de problem yok, Nurhayat dikkat et bu çocuk çok tehlikeli, götürmesin seni arada, hehehe.

Nurhayat abla elini omzuma koyup yanağıma bir öpücük kondurdu ve “aaa ben niye dikkat ediyor muşum kociş ya, sen dikkat et beni götürmesin asıl” dedi, hepimiz güldük.

M: Baylar ne olursa olsun sinirlenmiyorsunuz, kızlar neredeyse çıplak dolaşacaklar, çok tatlısınız gerçekten, acaba sınırınız nerde çok merak ediyorum

N: Ay bunlarda sınır mınır yok, en azından Erdal’da yok baksana nasıl sırıtıyor.

M: Deneyelim mi?

E: Ne, nasıl ne denemesi, var benim sınırım

D: Nurhayat ile deneyin, ben Melda’ma dokundurmam.

Mel: Dokunmadan mı denesin, dokunmadan dene Mert

Gene güldük

M: Bakalım nerde sinirleneceksiniz, dur diyeceksiniz diye merak etttim, ufak ufak başlarım

E: E hadi bakalım, ne iş çevireceksin hınzır herif

Yana doğru eğilip Nurhayat ablanın boynuna bir öpücük kondurdum.

E: Aman canım bir öpücüğe mi kızıcam

Dudaklarımı aynı yere tekrar getirip bu kez dilimi bastırdım, sonra boynunu emdim, çekildiğimde boynu ıslak kaldı.

D: İki öpücüğe de kızmazsın dimi Erdal, har bir ha iki

E: Hahahahaha, yok be, kardeşim o benim iyi niyetli öpüyor.

N: Erdal adam boynumu emdi, kardeşim diyorsun, alemsin ha, hadi sıra Melda’da

D: Dokunma yok, biz o konuda hassasız

E: O ne demek ya?

M: Baylar tamam, problem yok

Meldanın askılı üstünün kollarından birini tutup aşağı indirdim, ancak sadece omzundan düşürmedim ve sağ tarafı tamamen aşağı çektim. Yuvarlak iri memesi açıldı ve tümü ortaya çıktı, sütyen yoktu ancak ucunda meme ucu belli olmasın diye takılan minik yapıştırmalardan vardı. Melda gıkını çıkarmamıştı.

D: Meme ucu gözükmedi, sorun yok devam

E: Aslan Demir hahahahaha

Mel: Ay Demir ne kadar ayıp ya, kapatmıyorum kalsın böyle o zaman.

E: Sıra Nurhayatta

N: Önce içkilerrrr

Hepimiz içkileri yudumladık.

Nurhayatın bacağına bir parmağımı koydum, yukarı yavaşça çektim çektim çektim ve kiloduna kadar getirdim, eteği çok kısa olduğundan azıcık çekmemle parmağım kiloduna değmişti, kilot üstünden parmağımı 2cm daha devam ettirip çektim. Erdal’a baktım

E: Bez parçasına dokundun hepi topu, kızmam

N: Ayol çıkartıyım o zaman bez parçasını Erdal

Mel: Ay ben heyecandan eridim, Nurhayat abla iyi durdun ha

N: Eeeeee güzelim, her parmak atana hoplasaydık.

Hepimiz katılarak güldük

D: Hadi hadi sıra Melda’da

N: Bak namussuza bak, kızı ortaya atıyor

Melda’nın önüne diz çöktüm, “amacım ellemek değil ama burası çok dar izin var mı” dedim. İzinleri umrumda değildi iki gavatın, oyun hoşuma gitmişti.

Mel: Kocişim bilir

D: tamam ama iyi niyetle, hehe

Gene güldük.

Eteğinin iki yanından elimi içeri sokup iç çamaşırını yanlardan tuttum. Aşağı doğru çekerek çıkartmaya başladım, oturduğu için yanları gelmişti ama alt kısmı biraz zor geliyordu.

Mel: Demir, kilodumu çıkartıyooo, kocacım namusumuza sahip çıkcaksın heralde di mi?

D: Erdal demin dedi ya bez parçası diye, şu an kaybedemeyiz dayan bebeğim kocan seninle

Mel: Şerefsiz herif, sehpadan dantel alıyor sanki, altında amım var. Ya beni düşürdüğün duruma bak. Kısacık etekle nasıl kapatıcam ben bu amı.

D: Meldacım sık bacakları bitanem

Herkesin modu tavandı, bu iki gevşekte gram utanma yoktu.

Melda kalçasını hafif havaya kaldırdı, kilodunu çekip dizlerine getirdim, bacaklarını kapatmış eteğini çekiştirmişti, ama böyle kalmayacağını biliyordum. Göstermek isteyecekti, içinde vardı. Sikim kazık gibi olmuştu.

E: Hala kızan olmadı, Mert sen bu işi beceremedin ha

M: Hanımlar bunlar tahminimden daha namussuz çıktı, size benim gibi bir erkek lazım

N: İçkileeer

Çok hızlı içiyorduk

M: Eğer hanımlar kabul ederse biraz işi kızıştıralım, onların onayı olursa bu erkeksileri biraz zorlayacağım

Kulaklarına eğilip ne yapacağımı fısıldadım. Kafalarımız çok güzel olmuştu.

Mel: Ay Mert yap ya, yap ben arkandayım canım benim

N: Olur, yap, bunların baika türlü dur diyeceği yok sana

Erdal ve Demir merakla bana bakıyordu, ne yapacağımı merak ediyor hiç bir karşı çıkma emaresi göstermiyorlardı

M: Melda, Nurhayat beni affedin canlarım, bakalım bunlarda ar namus kalmış mı

Elimi fermuarıma attım, fermuarımı indirdim, Erdal ile Demir hiç bir şey söylemiyordu, boxerımın ön açıklığını araladım, ses yoktu erotizm ile çelik gibi olmuş sikimi dibinden tuttum ve dışarı çıkarttım.

Mel: Mertttt, çıkarttın gerçekten inanmıyorum, Erkek yaaa, görünnn yumuşaklar heyttt,

N: Ohhhh, çıkarttı, Bravo Mertçim bir tane Erkek var en azından burda, git vur suratlarına hahahaha

Demir ve Erdal kıpkırmızı olmuştu, karılarının önünde yarrağımı dikmiş ve çıkartmıştım, bana övgü yağdırıyorlardı. İki afet yanımda tanrıça gibi oturuyorlarken aralarında kazık gibi sikimle duruyor karşıdaki iki erkek müsvettesine bakıyorudum.

Sesleri çıkmadı, resmen işi ileri götürmem için gözümün içine bakıyorlardı. Onları ezmem için yalvarıyorlardı.

M: Ses çıkmadığına ve bu iki yumuşak hala kızmadığına göre içkilerimizi yudumlayalım, devam ediyoruz.

Herkes içkilerini yudumladı. “Sıra kimde” dedim.

E: Nurhayatta sıra

N: Ay Erdal gerçekten sen eziksin, çüksüz

Erdal utançla sindi bu kez.

Nurhayatın elini tuttum, öptüm. Avcunu sikime götürüp, sikimi tutturdum okşaması için ilk hareketini ben yaptırdım.

Nurhayat kulağıma eğildi “Serap’ı lzlemekten dayanacak gücüm kalmadı, yoksa nah avuçlardım” dedi. Eli hareket etmeye başladı “Bu gün ilk bana girmede bak napıyorum”. Sarhoş haline bayılıyordum. Sonunda direnci kırılmış, oyunları bitmişti. İçimde bir rahatlama hissettim.

Karşıya baktım, Erdal hipnoz olmuş gibi koca sikim üzerindeki karısının küçücük, ojeli eline bakıyordu.

M: Erdal itiraf etmek ister misin?

E:…

N: Erdal cevap versene adama, sik sıvazlatıyosun karına farkında mısın?

E: Kızmıyorum devam

Mel: Ay Erdal abi Gavatmış hakkatennnn, gözlerimle görmeden inanmazdım. Canım abim karın yarrak avuçluyor, alooo farkında mısın? Erdal abiiii?

E: Özür dilerim herkesten

Nurhayat Erdal’a baktı, bana baktı, “allah belanı versin Erdal” dedi eğildi ve sikimi yalamaya başladı, gevşeyip arkama yaslandım.

Mel: Aaaa sıra bendeydi halbuki

Demir abi ve Melda güldü, diğerlerimiz gülecek halde değildik

D: Hadi ama sıra bizde, Nurhayat güzelim ne bu acele.

Nurhayat abla kafasını kaldırdı, ruju sikime geçmişti. Eline alıp tekrar yavaaaaş yavaş sıvazlamaya başladı.

N: Erdal seni anan kız doğursa daha namuslu olurdun

Mel: Ay bence gene orospu olurdu

Hepimiz kahkahayı bastık, Erdal hariç, ellerini önünde birleştirmiş, küçülmüştü.

M: Hala dokunmak yok mu?

Mel: Dokunmak yok mertçiiiim, ay kafam çok güzel

M: Bacaklarını ayır ve kendini parmaklamaya başla

Mel: Aaaa, Demir abin buna hayyyatta izin vermez, eğlendik güldük, Demir göster erkekliğini kociş

Demirden ses çıkmıyordu, Melda çıkmayacağını çok iyi biliyordu.

Melda bacağını ayırdı, amı ortaya çıktı,

Mel: Demir???

Ayaklarının ikisini de koltuğun üstüne koydu, amı kabak gibi karşıya bakıyordu.

Mel: Kocacım, karını korumayacak mısın?

Parmaklarını teker teker yalamak için ağzının içine sokuyordu. Son parmağınıda yalayınca diğer eli ile saçlarını yukarıda topladı, yaladığı elini amının önüne indirdi.

Mel: Gavat olmamayı seçebilirsin, karının amını parmaklattırma kociş lütfennnnn.

Ses yoktu,

Mel: Mertt, senin için canımm bu.

Melda amını ufacık inlemeler çıkartarak parmaklamaya başladı, çok yavaş sokuyor, yüzü şekilden şekile giriyordu.

Nur hayatın kafasını tekrar sikime yatırdım ve ağzına verdim, rol kısmı bitmişti. Melda’ya doğru döndüm ve boynundan öpmeye başladım. Demir bir şeyler mırıldanır gibi oldu, “Sus gavat seni sikerim” diye ağzına tıktım lafı, Melda “Demir bırak yesin beni, vericem ben bu gün Mert’e, yapabileceğin hiç bir şey yok bitanem” dedi.

Melda ile öpüşmeye başladık, Nurhayat sikimde güzel vakit geçirmişti, kafasını yukarı kaldırdım. Melda yanımdan kalktı ve karşı tarafa geçti. Amını ayırıp gene açtı. Nurhayat ile onu izliyorduk.

M: Yere inin köpekler koltukta ne işiniz var.

Mel: Ay evet, hadsizler, soyunun, insanlar kıyafet giyer.

İkisi de soyundu, Melda’nın ne yapacağını merak ediyorduk.

Mel: Diz çöküp gelin bacak arama, hadi finoooolar

Bacaklarını tamamen ayırmış, amını açabildiği kadar açmıştı.

Mel: Yalayın kuçucuklar, aynı anda yalayın

İkisinin kafasını da elleriyle amına bastırıyordu, Erdal ve Demir köpek gibi dilleri bir birine değe değe Melda’nın amını yalıyordu. Melda çığlık çığlığa bağırıyor ama kafalarını bırakmıyordu.

Mel: Orospu çocukları sizi, döl israfları, ay çok ağır konuştum, pardon köpekçikler, ahhhh ama çok güzel yalıyorlar biliyor musunuz

Melda kendi dünyasında muhteşem bir yaratıktı.

Canıma tak etmişti, Nurhayat’ı tutup altıma aldım, gözlerimi gözlerine kilitledim, resmen gözlerimle kıpırdamaması için onu tutsak tutuyordum. Eteği hala üstünde, iç çamaşırı altındaydı. Üstündeki gömleği tek hamlede açtım, içinde sütyen yoktu, mermer gibi sert memeleri bana bakıyordu, fotodaki kadar iyiydi. Boynuna deli gibi öpücükler yağdırdım. Kafamı tutup kaldırdı ve dilini bana uzattı, dillerimizi bir birine dolaştırdık, arkadan Melda’nın hakaretlerini duyuyorduk. Resmen işkence ediyordu ikisine de ama doymuyordu kesinlikle.

Nurhayat’ı soyacak kadar sabrım yoktu, çok uzun süredir bu anı bekliyordum. Dilini geri çekti ve birden suratıma tükürdü, mesajı anlayacak kadar tecrübeliydim “Ya sikerek beynimi akıt ya da aşağılanmayı kabul et” diyordu. Hafif doğruldum, gözünün içine bakarken hiç beklemediği şekilde şak diye tokadı suratına koydum, yerdeki köpekler ve Melda bize döndü. Nurhayat “Ahhhhh, Evetttttt” diye bağırdı, sarsılmıştı, ancak bunu istiyordu. Melda panikle “Nur abla???” dedi, Nurhayat “Meldacım bölme çok iyiyim” dedi. Melda “Ay korktum ayol” dedi, kafaları gene amına bastırması iki saniye sürmüştü.

Nurhayatın Kafasını koltuğa yan şekilde bastırdım, diğer elimle alttan kilodunu elime dolayıp çektim. Amacım yırtıp atmaktı. Erdal’ıın bize baktığını fark ettim, Nurhayat’ın yediği tokat içine oturmuştu, Melda “Erdalll, yala köpekçik, karın emin ellerde sikiliyor” deyince müdahale etmeden işime döndüm. Melda şu an köpeklere sahip çıkıyordu.

Nurhayat’ın kalçasını yukarı dikmiş, sırtını koltuğun oturma minderine dayatmıştım, mum duruşuna yakın duruyordu. Ayakta hafif dizlerimi kırmış yukarıdan aşağı vura vura sikiyor, ayağımı suratına basıyor ve yalatıyordum. “Bu işte ya, bu işte, Mert, aferim, aferim, sakın durma” diyordu. Nurhayat en sertini yemek, en dibini almak istiyordu, yatakta çok dominant olacağını düşünerek hata etmiştim. Şu an domine edilme ya da etme peşinde olmadığını anlıyordum, yumuşak birine tahammül edemezdi, onu Erdal’a çevirirdi, yoğun şekilde hissetmek istiyordu.

Yukarıdan aşağı sikerken amından sıvılar dışarı sızmaya başladı, boşalıyordu gözleri kaymış, dilini dışarı çıkartıp ayağımı yalamaya uğraşıyordu. Her şeyini veriyordu. “Ahhhhhh, yıllar sonra yarrak yedim” dedi. Boşaldığı için birden bıraktım, yana devrildi, koltuktan indim.

Karşı tarafa geçtim, iki köpeğin, Erdal ve Demir’in kafalarını ayırdım. Meral’in belini arkadan doladım, amı zaten açıktaydı.

Mel: Gel Mertçim, ama ben çok narinim, sakın bana vurma, sikilmeye bile dayanamayabilirim.

M: Merak etme bebeğim

Belinden kendime hafif çekip koca götünün üzerindeki amına önden yerleştim, gidip gelmeye başladım. “Merttt, bitanemsin sen benim, kocacım benim, hayatım” diye inlemelerini dinliyordum, Erdal ile Demir benim sikişimi izliyorlardı yerde.

Mel: Demir, git hemen Nurhayat ablamın amını temizle ne bekliyorsun, koş koş

N: Gel kuçu kuçu, tertemiz olana kadar durma

Nurhayat bir bacağı koltukta, bir bacağı aşağıda yatıyordu, Demir araya girip yalamaya çalışıyordu. Tamamen kırılmışlardı. Çok soft bir şekilde Melda’yı sikiyordum, dudaklarını büzmüş “çok güzel, çok güzel, çok güzel” diyordu. Sonra Erdal’a bakıp “Erdal amıma girdiği yeri yala, hemennn” dedi. Erdal geldi ve sikime arada dili değerek yalamaya başladı, bana da zevk veriyordu, Melda ise uçuyordu, sonunda boşalmaya başladı. Melda’nın arsızlığının sınırı yoktu “Erdal, Mert’in göt deliğini yala hemen, içimde büyüsün iyicee yaa, çok güzelllllll tekrar boşalırım belki” dedi. Erdal itaat etmedi, Meral “Erdall, ne bekliyorsun dedi” Erdal gene itaat etmeyince Nurhayat yerinden kalktı.

N: Erdal salak yala adamın götünü, kaçırma keyfimizi dedi.

Açıkçası sadece itaat etmesi için yapmasını istiyordum, ama yapmaması iyi olmuştu.

M: Nurhayat, sehpanın altındaki paket Erdal için, ona hazırlayıp getirir misin? O biliyor itaat etmediğinde ne olacağını.

E: O.. Olmaz, olmaz

Nur hayat “Ne o yaa” diyerek gidip pakedi sehpanın altından altı, yırtarak açtı, içinden uçuz bir paçavra çıktı, bir mini etek. Çok dandik, ucuz kadınların giyeceği bir şeydi, kalitesiz bir kumaşı vardı bir tarafı tamamen açık iplelerle tutturuluyordu.

N: hahaha, Erdal gel benimle

Nurhayat erdalı kolundan tutup içeri götürdü, Demir yerde domalmış bekliyordu, tamamen rezil olmuş ve utanç içinde çökmüştü, olacaklardan korkmuş, yanlış bir şey yapmamaya çalışıyordu.

Ben yavaş yavaş Melda’nın içinde gidip geliyordum hala, Melda amını uzun süre parmaklamış, ardından çok uzun süre iki kişiye yalatmış, şimdide uzun süredir yavaş yavaş siktiriyordu. Amı ile oynatmaya doymuyordu bir türlü.

Nurhayat içeriden Erdalı getirdi, üstüne göğsü açık bir de bluz giydirmişti, altında giydiği etek ise üstüne tam olmuştu. Erdal’ın tüysüz olduğunu fark ettim, eteği yukarı çekmişti Nurhayat. “Minicik etekten bile çükü gözükmüyor bu çüksüzün” dedi. Erdal’ı Demir’in yanına bıraktı.

Erdal’ın o halini gören Meral çıldırmıştı, “Ay gavat bunlara az kalır, Erdal abla bu ne halll, ya fena oldum tipe bakın, geliyorum Mert, böyle böyle lütfennnn” dedi, yavaş yavaş devam ettim ve Meral ikinciyi boşaldı, tüm yüzümü öpücüklere boğuyordu, sikimin üstü bembeyaz olmuştu.

Omzumda bir el beni çekti, Nurhayat beni itip koltuğa oturttu, sırtını bana döndü ve iki bacağını koltukta benim bacaklarımın yanına koyarak üzerime çıktı.

“Götten istiyorum” dedi, öyle kesin söylemişti ki şu an yer yarılsa götünü sikerek içine düşmem gerekirdi. Amını biraz parmaklayıp ıslaklığını göt deliğine yaydı, elini ağzıma uzattı, tükürdüm. Sikimi sıvazladı, bir gram tereddüt etmeden sikimin üzerine çömelerek göt deliğine koydu, derin bir nefes aldı, ufacık bir tereddüt anı görmüştüm sonunda, 1 saniye sürdü sadece. Muhteşem götü ve sırtı yavaşça aşağı iniyordu, göt deliğini sikim zorlamaya başladı, götü yarılıyor gibi gözüküyordu.

Hiç durmadı, bağıra bağıra inmeye devam etti. Çok yavaş iniyor, her şeyi boşvermiş kendi götünü yarıyordu. Hissetmekten başka bir şey istemiyordu. “Ahhhh, götümm, çok feci hissediyorum, ya hissediyorum, Mert senin Serap’ı sikmen ne hayırlı bir iş oldu” dedi ve sikimi aldı. Üstünde yavaş yavaş çömelip kalkmaya başladı, götünü kendi kendine, talep olmadan, bu kadar ısrarla siktiren birini ilk kez görüyordum. Yeterince tepkisiz kalmıştım, ince belinden tuttum ve sikime oturttum. “Ayhhhhhh, götüm yarıldıııııı” diye bağırdı, kaldırıp tekrar indirdim. Karşı koymuyor beni destekliyordu. Amını bir eliyle deli gibi ovalıyordu. Karşıya doğru sıvılarını fışkırtmaya başladı, götünü sikerken boşalmıştı, ben de sonunda ilk boşalmamı yaşıyordum, alkolün etkisi ile çok uzun ama çok büyük olmuştu, götünden dışarı döller sızıyordu. İkimiz de yana devrildik, Meral karşıda hala amı ile yumuşakça oynuyor ve bizi izliyordu.

Sonra Erdal ve Demir’e baktım, Demir domalmış, Erdal etekli hali ile arkasında kerkiniyordu, Erdal artık insanlıktan çıkmıştı. Demir ise hala biraz kontrol sahibi gibiydi. Melda ayağa kalkıp Erdal’ı tuttu ve amını yalatmaya götürdü, ona Erdal Abla diyordu sürekli.

Demir yerde domalmış, göze çarpmamak için çaba gösteriyordu resmen. Nurhayat beni yalayarak sertleştirmeye çalışıyordu, sadece bir kez boşaldığım için zor olmadı. Kolumdan tuttu, kaldırdı ve Demir’in arkasına götürdü. İlk kez dikkat ettim, Demir de Erdal gibi tüysüzdü, Nurhayat’a baktım, Demir yalvaran gözlerle bize bakıyordu. “Erkeklere karşı bir ilgim yok” dedim.

“Hangi erkek” dedi, masaya yürüdü, bu gün boşa serdik dediği masa örtüsünü alıp geldi, demirin üstüne başı dahil örttü. Sadece götünü dışarıda bıraktı, koca adamı masa örtüsü altına domaltmış iyice rencide etmeye çalışıyordu. Kalkık sikimi tuttu sıvazladı ve Demir’in götüne koydu.

Mel: Mert acı kocama, sikme onu, alma bekaretini kocişimin

Artık bu kadınlarını elimden aldığıma dair imza atmak gibi bir şey olacaktı. İtekledim içeri, Demir “Ya, Ne oluyor? Mert ne oluyor, napıyorsunuz, bu iş çığrından çıktı” dedi, çok sarhoştu. Tekrar itekledim, ucu girdi. Demir biraz bağırdı ama alkolün etkisi ile çok hissetmedi. Nurhayat sürekli masa örtüsünü düzeltiyor, Demir’in sadece göt deliğini dışarıda bırakıyordu, kız gibi götü vardı. Sikimin üstüne tükürdüm, yanlardan tutup içeriye iterken Demir’i çektim. Sikim içeri tamamen girdi.

Mel: Ya Demir gitti götün, Neyse benden önce siktirmedi en azından, onun altından kalkamazdık aile olarak

Melda sen nasıl bir varlıksın.

Demir’in götüne biraz daha gel git yaptım, “Ahhhh, götümü niye siktinizzz, durma artık sakın” diyordu. Erdal am yalarken bir yandan bize bakıyordu. Demir’i sikerek boşalmak gibi bir derdim yoktu, sikimi çıkardım ve domalmış am yalayan Erdal’ın yanına gittim. Nurhayat örtüsünü alıp geldi, Erdal’ı da domalttık, Nurhayat “Karşı koyacak mısın Erdal hanım” dedi, “Hayır karıcım, lütfen sikin beni” dedi. Melda “Bak öğren Demir gördün mü Erdal ablanı” dedi.

Nurhayat kocasının üstünü masa örtüsü ile örttü, arkadan eteğini kaldırdım, tüysüz götünü sadece sikilmiş olması için tamamını kökledikten sonra bir 30 saniye sikip çıktım, örtünün altından yakarış sesleri geliyordu ama hiç birimiz dinlemiyorduk. Nurhayat eğilip sikimi yalamaya başladı, beni boşaltmak istiyordu. Melda da ona eşlik etti, birlikte sikimi yalıyor, arada bir birbirleri ile yalaşıyorlardı. İkisini de kendi hizzama kaldırdım, Melda eli ile bana otuzbir çektiriyordu. Üçümüz öpüşürken ikinci defa boşaldım.

Önce Nurhayat’ı elinden tuttum, ardından diğer elimle Melda’yı koltuktan kaldırdım, ikisinin kollarına girip merdivenlere yöneldim. Biz odadan ayrılırken Erdal ve Demir yerde yatıyorlardı. Yukarı kata çıktık, yatak odasına girip kapıyı kapattık. Yatak örtüsünü açıp altına girdik, ikisini de göğsüme aldım, alınlarından öptüm. Çok yorgun ve sarhoştuk, tam uykuya dalmak üzereyken Melda “Ay çok mu ileri gittik bu gün acaba” deyince son bir kahkahayı patlatıp bir birimize sarılarak uykuya daldık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir