yetiskin tarafından yazılmış tüm yazılar

Bir Orta Dünya Hikayesi 10 – Yaşlı Kadının Evinde

Beni mi takip ediyorlar, ben mi onları takip ediyorum, anlayamadım. Eğer beni gördülerse kesin beni bir şekilde kıstırırlar ve yakalarlardı. Eğer beni görmedilerse, neden her onlardan uzaklaşıp, köye yeni bir yoldan gittiğimde onlarla karşılaşıyordum. Belki de tamamen şanstı. Bugün üçüncü kez ayrı yoldan giderken karşılaştım muhafızlarla köye dönerken. Bari yanımdaki bu kılıçları kuytu bir yere saklayıp, üstünü yaprak ve dalla kapatayım. Madem köye bu akşama kadar dönemeyeceğim uygun bir zamanda buradan alayım. Sakladığım yeri unutmasam bari. Sanırım Ostronlular iyice anladılar bir şeyler yaptığımızı. Biraz daha yukarıdan gidersem belki onlarla karşılaşmam. Evet bu yol iyi geldi ama nereye geldim anlayamadım. Akşam da oldu. Şu ilerideki bir Nordon köyü olması lazım. Herkes nasıl da telaşlı. Nedense buralarda bir muhafız göremedim. Yine de temkinli olmamda fayda var. Şu ilerideki ev daha sakin geldi. Bir ihtiyar kadın girip çıkıyor eve. Oraya mı gitsem.

Kadın kapıyı tam kapatırken arkasından girdim. “Korkmayın, muhafızlardan kaçıyordum. Ben de Nordonlu’yum. Buraya gelmezler diye düşündüm.” Kadın nedense oldukça sakin bir şekilde kapıyı arkamdan kapattı ve beni süzdü. Korkmak bir yana, “Çok yorulmuşsunuz belli.” dedikten sonra sordu “Hangi köydensin?”. Ben de köyümü söyleyince, “Ha, evet biliyorum o köyü. Olben hep anlatırdı. Yoksa sen, o kahraman delikanlı mısın?” diye karşılık vermesi beni hem utandırdı, hem de gururlandırdı. “Daha henüz bir şey yapmadım ki. Zaten yaparsak hep beraber yapacağız” dedim. İçeri girdik.

Evi bütün Nordon evleri gibi sadeydi ve ihtiyar olduğu için pek fazla yiyecek ve odun toplayamadığı belliydi. Ancak kendine yetiyor gibiydi. Zaten o yaşta Nordon şartlarında hayatını tek başına devam ettirebilmesi bile büyük başarıydı. Ateşin başında biraz bir şeyler yedikten sonra karşılıklı sohbet ettik. Kadının kızıl saçları ara ara ağarmıştı. Yüzü ve cildi Nordon’un soğuğuna rağmen gergin ve canlı kalabilmişti. İyi beslenememesinden yüzünün avurtları çökmüştü. Burnu belirgin sivrilikte ama yine de uzun değildi. Kaşları bu yaşına rağmen düzgün, yeşil gözleri parlıyordu. İnce dudaklarını konuşmak için açtıkça kararmış ve bir kısmını kaybettiği dişleri görülüyordu. Vücudu zayıf ama kendi başına iş yapacak kadar dinç görünüyordu.

Ona çok fazla detaya girmeden, Ostronlulardan artık kurtulmamız gerektiğini ve bunun için hep birlikte ama harekete geçinceye kadar belli etmeden hazırlanmamız gerektiğini anlattım. O da Ostron istilasında ailesini, kocasını, çocuklarını ve hatta torunlarını nasıl kaybettiğini, hepsini tek tek ve ayrıntılarıyla anlattı. Bu köy, Ostron’a giden vadi yolundaki boğazdaki ilk köymüş. Dolayısıyla gelen Ostronlular ilk bu köye saldırmışlar. Diğer köyleri korku yayabilmek için, bazılarını yaralı, bazılarını da yeterince işkence ve Ostronluların masum köylülere yaptıklarını görmelerinden sonra, diğer köylere gidip anlatmaları için kovalamışlar. Böylece diğer köyler fazla direnmemişler. Kadın önce kendisini saman yığınlarının arasına saklamış. Çığlıklar iyice kesildikten sonra çıkmış yerinden. Ostronlular buna yaşlı olduğu için, artık köye tamamen hakim olduklarını düşündükleri için dokunmamışlar. Hatta, sanki biraz buna bozulmuş gibi, “Bana tecavüz etmeye bile gerek duymadılar” dedi gülümseyerek. Ben de şaka yollu, “Halbuki neler kaçırmışlar” dedim. Karşılıklı gülüştük. Sonra, Ostronluların bu boğazdan arkasından gelişlerini görmüş. “Eğer bu boğazdan gelişleri engellenebilseydi, belki de başarılı olamazlardı.” diye izlenimlerini anlattı. Sonra da Ostron köylülerinin isteksizce geçişlerini de görmüş. “Zaten, buralara yerleşen Ostron köylülerinin çoğunun bu hasat mevsiminden sonra döneceklerini duydum” diye ekledi. Benim de gözlemlerim Nordon’daki Ostron köylülerinin sanki kalıcı değillermiş gibi çalıştıkları yönündeydi zaten. O zaman, planlarımızı Ostron köylülerinin geri hareketinden sonrasında harekete geçecek gibi yapmakta fayda vardı. Mutlaka Olben de bunu düşünmüştür. Bu Ostron yolu boğazını öğrenmem de iyi oldu. Burayı kesinlikle kapatmamız lazım.

Konuşurken kadının bana nasıl bir kahramanmışım gibi baktığı dikkatimi çekti. Gittiğim yerlerde ilgi görüyordum evet, ama belki de ilk defa baş başa kaldığım için bu bakışların bana hayranlık seviyesinde olduğunu gördüm. Kadın bana ilgisini değişik şekillerde belli etmeye çalışıyor ama en çok bakışlarından hissediyordum. Bu yaştaki kadının cinsellik arzusu olup olmadığını daha önce hiç düşünmemiştim. Ama bana öyle bakıyordu ki, sanki bana her şeyiyle kendini sunmak ister gibiydi. Aramızdaki gerilim o noktaya geldi ki, benim merakım ve onun kendini sunma arzusu bir tetikleme ile kıvılcımı bekliyordu sanki. İlk adımı ben attım, sönmekte olan ateşe birkaç odun attıktan sonra ona sarıldım. İlk başta anlayamadı bu sarılmanın sebebini. Biraz tedirginlikle geri kaykıldı. Geri kaykılmasıyla açığa çıkan boynunu öptüm. İşte o an derin nefes alarak kendisini saldığını hissettim. Tutkuyla öpmeye başladım ve sonra dudaklarımız birleşti. Öpüşmeye başladığımızda sanki o ipleri ele almıştı. Öpüşmekte daha tecrübeliymiş gibi dudaklarımızı ve dillerimizi o yönlendiriyordu. Daha çok ben onun dilini emiyordum. Dillerimiz zaman zaman birbirine dolanıyor, sonra o benim dilimi emiyordu. Bu öpüşme esnasında hangi elbisemizi ne zaman çıkardığımızın farkına varmadık. Aslında bir Nordonlu yaşlı kadın olarak, tamamen çıplak sevişmememiz gerektiğini bilen bir kadındı. Sanki o akşam bütün yasaklardan arınmış seks yapmak istiyordu. Konuşmuyorduk, kelimelere gerek yoktu. Tamamen çıplak kaldığında kadının giyinikken olduğundan daha yaşlı göründüğünü hissettim. Kadının bu hissimi farkettiğini düşündüm, soyunduktan sonra bir kaç saniye duraklayıp onun vücudunda gözlerimi gezdirirken. Memeleri çok büyük olmadığı için yaşlılıkla sarkması, fazla etkilememiş görünüyordu. Küçük meme uçları dikleşmiş ve eğilip öptüğümde beni küçük yavrusuymuşum gibi başımı okşaması hoşuma gitti. Meme uçlarını parmak uçlarımla sıkarak ve okşayarak tahrik etmeye çalıştım. Sonra tabii arada bir öpüştük. Ellerim vücudunda rasgele dolaşıyordu ama, en çok da bacaklarının içinde. Henüz elimi artık beyazlaşmış kızıl am kıllarının üzerine götürmemiştim. Ellerimle bacaklarını ayırdıktan sonra onu doldurulmuş tilki kürklerinden yapılmış bir yastığın üzerine yasladım. Dudaklarımı bacak içinde gezdirerek öptüm. Halen beyazlaşmış kızıl amına getirmemiştim dudaklarımı. Aslında şaşırmıştı başımı bacak arasına götürdüğümde. Ne Nordon’da, ne de Sudron’da belden aşağısı temiz görülmezdi. Benim gibi kahraman gördüğü bir adamın başını bacaklarının arasına götürmesi onu şaşırttı. Sanki o akşam ilkleri yaşamak istiyordu. Dilimi çıkarıp kıllı amında belli belirsiz am dudaklarının üzerinde gezdirdim. Sanki amı zonklamaya başlamıştı. Am dudaklarının kapararak bir gül gibi açıldığını hissettim. Ellerimle am dudaklarını ayırdım ve dilimi am dudaklarının içinden klitorisine doğru götürdüm. Kadın sanki ilk defa orasının bu kadar hassas olduğunu farkediyordu. Kendisini doldurulmuş tilki kürklerinden yastığın üzerine yaslayarak kalçasını kaldırdı. Ben de daha sert dil darbeleriyle am dudaklarının arasından klitorisine doğru yaladım. O arada dişimin arasına kaçan am kılını çıkartırken göz göze geldik. Kadın utanmıştı, galiba ilk defa amı yalanıyordu. Devam ettim amını yalamaya, özellikle am dudaklarını elimle açarak ve dilimi sert ve hızlı bir şekilde klitorisine vurdurarak. Kadının kalçasını indirip kaldırması hoşuma gidiyordu. Vaktimiz boldu ve biz bizeydik. Dilim uyuşmak üzereyken ara verdim.

Kadın hayranlıkla bana baktı ben doğrulurken. Beni takip etti önce ne yapacağımı bekleyerek. Galiba beni kahramanı olarak gördüğü için benim ne yapacağımı veya ne yapmak istediğimi çözmeye çalıştı önce. Ben ise sadece biraz dinlenmek istiyordum. Diğer taraftaki doldurulmuş tilki kürkünden yastığın üzerine yaslandım. Sonra bu sefer o benim üzerime doğru eğildi. Beni öpmeye doğru gelirken başını yavaşça sertleşmiş, taş gibi olmuş sikime doğru eğdim. Biraz iğrenerek dudaklarını sikimin başına doğru yaklaştırdı. Bana doğru baktığında biraz ısrarcı başını bastırdığımı farkedince, biraz isteksizce de olsa sikimin başını ağzına aldı. Daha önce sanırım hiç oral yapmamış olmalı ki, eliyle sikimi tutmadan sikimin başını ağzına aldı. Sikimin başı mantar başı gibi şişmişti ve o da sadece sikimin başını emiyordu. Eksik dişlerine rağmen, ağzının içinde dişleri sikime değiyordu. Belki dişlerini çeker diye başını bastırarak sikimin daha fazlasını ağzına almasını sağladım. Şişkin dili biraz engel olsa da, biraz hırıltılı veya öğürme sesiyle sikimi neredeyse tamamıyla ağzına aldı. Tabii artık dişleri sikime değmiyordu. Başını bastırıp bırakarak ağzını sikiyormuşum gibi yaptım. O arada hırıltılı öğürme sesleriyle ağzından sızan tükürükler sikimi ıpıslak yapmıştı. Bir ara artık kendisi sikimi emiyor diye düşününce elimi bastırmaktan çektim. Sonra hemen sikimi çıkardı ağzından. Artık oral yapmayı bırakacak diye düşünürken, önce sikimi kamışı boyunca yaladı, sonra da taşaklarımı emdi. Tabii bu sefer onun eksik dişlerinin arasında benim kasık kıllarım takılmıştı. Gülümseyerek kılı aldı ve kamışımı yalamaya devam etti. Halen elini kullanmaya alışmamıştı. Olsun, ağzı epey iyi iş yapıyordu.

Artık içine girme zamanı geldiğini düşündüm. Onu kendime doğru çektim ve yine onu şaşırtarak üstüme çıkmasını sağladım. Dizlerinin üzerinde sikimi tutarak amına yerleştirdi ve üstümde gidip gelmeye başladı. Kadın çok sesli sikişiyordu. Ben de ona ayak uydurdum. Beraber inleşiyorduk. Kalçasını öyle güzel kullanıyordu ki, sikim sanki amının her santimini hissediyordu. Islak ve kaygan amı, sert ve taş gibi olmuş sikimin yuvası olmuştu. Ben de onun omzundan tutarak yönlendirmeye çalışıyordum, ama o daha yönlendirici gidip geliyordu. Kadın şaşırmıştı henüz boşalmamama. Yorulduğunu farkettim, o yüzden çevirdim ve doldurulmuş tilki kürkünden yastığa doğru eğdim. Hafif domalma pozisyonunda uzandı. Önce yuvarlak zayıf yaşlı kalçasını okşadım ve araladım. Niyetim göt deliğinden sikmekti. Daha önce anal yapıp yapmadığını anlamaya çalıştım, sanki dış görünüşünden anlayabilecekmişim gibi. Tükürükleyip göt deliğini baş parmağımla okşadım. İrkildi ve başını geriye çevirdi. Sanki dur diyecekmiş gibiydi ama beni kahraman gidi gördüğü için durdurmadı. Nordon’da da, Sudron’da da anal seks tabuydu. Sudron’da daha çok utandırıcı bir olay olarak görülürdü, Nordon’da ise daha çok kötü şans veya hastalık getirici olarak görülürdü. Biliyordum ki hem Nordon’da, hem de Sudron’da meraktan yapanlar vardı ve bu yapanlar toplum baskısından yaptıklarını söyleyemiyordu. Yaşlı kadınla tek kelime konuşmadan sikişmemizi, ona izin verip vermediğini sorarak bölmek istemedim. Tekrar göt deliğini ve sikimin başını tükürükledikten sonra sikimin başını göt deliğine bastırdım. Tahmin ettiğimden daha rahat girdim, ama kadın yine de çığlık attı. Sikimi yavaşça biraz daha ittim, kadın istemsizce kasılıyordu ve sonra tekrar gevşiyordu. Gevşeme anlarına denk getirip biraz daha itiyordum. Kadın belli ki tecrübesizdi. O yüzden yavaş ve sabırla gidip gelmeye çalıştım. Göt deliğinin istemsiz kasılıp gevşemesi sikimi daha sık kavramasına sebep oluyor ve benim daha çok hoşuma gidiyordu. Ve tabii ki kısa süre sonra boşalmama sebep oldu. O rahatlayıncaya kadar ve ben tamamen boşalıncaya kadar içinde kaldım. Ben üzerinden kalktıktan sonra kadın utangaçca gülümsedi. Bugüne kadar tabu olarak gördüğü bir şeyi ilk kez benimle yapmaktan gururlu gibi görünüyordu.

Giyindikten sonra ateşi birkaç odunla daha yükledikten sonra, Gece sıcak kalabilmek için sarılarak uyuduk. Uyandığımızda, ikimiz de birbirimize gece sikiştiğimiz bu muydu der gibi baktık. Kadın, kadınlığını hatırladığı için mutlu görünüyordu ve belki de köyün kahramanıyla seviştiği için. Bu yaşta bir kadını bir de gündüz gözüyle, sabah sikmek istemiştim. Bir daha görme imkanım olmayabilirdi kadını. Yine konuşmadan ona sarılıp elimle okşamaya başladım. Sikim zaten sabah sertliğindeydi. O da hemen elini uzatıp sert olan sikimi çıkardı. Ben onun amını okşarken, o da benim sikimi eliyle okşuyordu. Sonra ben onun amına doğru eğildim, o da benim sikime doğru eğildi. Birbirimize oral yaptık. Ellerimle am dudaklarını ayırdığımda pembe am içi neredeyse parlayacak kadar belirgin hale geliyordu. Amını bızırını da uyararak dakikalarca yaladım. Geceden kalan amındaki menim, dilime geliyordu. Bu da amının tadını biraz değiştirmişti. Amını yalamaya devam ettim. Sonra o kendini çekti ve elbisesini tamamen çıkardı. Ben çıkarmamıştım, sadece sikim dışardaydı. Üstüme çıktı ve yavaşça sikimin üstüne oturdu. Sarkık memelerinin biri biraz daha aşağıdaydı. İnce sivri burnu üstüme çıkınca daha da dikkatimi çekmişti nedense. Dizlerinin üzerinde, sikimin üstünde gidip gelmeye başladı. Yine inliyordu ve her inleyişinde o yaşlı vücudunun da bir kadın olduğunu hissediyordum. O da bir kadın olduğunu hatırlamıştı. Bu sefer onun da boşaldığını görmeden boşalmak istemiyordum. Nitekim, bir süre sonra çeşitli hareketlerinden boşaldığını anladım. Ve ben de boşaldım. Ben boşaldıktan sonra da bir süre üzerimde kaldı. Biraz gülümseyerek, sanki çocuksu bir saflıkla utanarak baktık birbirimize. Sonra giyindik.

Sabah çıkmadan önce dışarıda birileri olup olmadığına bakmasını söyledim. Güvenli olduğunu söyledikten sonra ben de hızla çıktım. Ortalık sakin görünüyordu. Diğer köylüler gibi tarlaya gidiyormuş gibi kendi köyüme yürüyebilirdim. Dikkat çekmemek için kapıdan çıktıktan sonra ona doğru seslenmedim. Böylece sanki vedalaşamadan ayrılır gibi olduk. Biraz uzaklaştıktan sonra bana bakıyor mu diye kafamı ona doğru çevirdim. Kolunu kaldırdı ve bağırdı: “Nordon için!”

Karşı Apartmandaki Kapıcının Oğlu

Karşı apartmandaki kapıcının oğlu beni spor salonunun otopark kapısından kendimden on yaş genç bir adamla çıkarken görmüş. Aceleyle oğlanın jipine binerken, etrafıma tedirgin gözlerle bakıyormuşum. Doğru vallahi, ya birisi görürse diye tir tir titriyordum. Ancak arabasının kapısını çekip de camlardaki siyah filmin arkasına saklanınca biraz rahatladım. Oğlan bir rezidansın bilmemkaçıncı katında, bir stüdyo dairesinde yaşıyordu. Kapalı park yerinden doğrudan asansöre bindiğimiz için bir daha kimseyle karşılaşmadık. Asansörde yiyişmeye başlamıştık bile.

Bu dediği bir hafta önceydi. Genç adamla ilk kez karşılaşmamız ondan da önce. Spor salonunun girişinde kartımı basayım diye bana yol vermişti. Ne kadar naziksin, adın ne, hangi spora gidiyorsun, derken bir köşede durup konuşmaya başlamıştık. Başka şekilde de tanışamazdık zaten. Eşim, erkek-kadın karışık spor salonuna yazılmama ölse izin vermezdi. Ben de nispeten çok daha ufak tefek bir işletme olan bu haremlik-selamlık salona kayıt olmuştum. Yine de genç adamla aynı saatlerde spora gittiğimizden tekrar tekrar karşılaşıyor, her fırsatta da durup sohbet ediyorduk. Arman’la (adı buymuş) aramızda bir elektrik olduğu kesindi. Kapalı giyim kuşamıma aldırmayıp beni şöyle bir süzmüş, “kilo vermek için gelmediğiniz belli,” demişti. Flört mü ediyordu, nezaket mi? Nihayetinde boylu poslu, yakışıklı bir oğlandı. Ben de karşılık verince gittikçe dozu artan atışmalar, birbirimize takılmalar, anlamlı bakışmalar, git gide belli belirsiz temaslar derken bir gün beni istediğini fısıldayıvermişti.

Karşı apartmandaki kapıcının oğlu beni işte o gün görmüş: evine gidip sevişmek üzere Adnan’ın arabasına binerken… Şimdi düşünüyorum da, çok yazık! Tek bir kez sevişebildik Arman’la. Ama ne sevişmek! Yatağın durduğu yer boydan boya camdı, yirmiküsürüncü kattan şehir manzarası ayaklarımızın altında. Başörtüm çıkmış, siyah lüle lüle saçlarım yatağa yayılmış, tuniğim karnımda, pantolonumla külodum yerde, Arman ise kafasını kadınlığıma gömmüştü. Kah dili klitimi sarıp okşuyor kah dilini kadınlığıma kürek gibi daldırıp sularımı emiyordu. Kolları bacağımdan kalın, alttan tuniğimin içine girmiş, memelerimi kuvvetli elleriyle avuçlamış… Ah, şimdi bunu yazarken bile ne biçim oldum! Kısa süre içinde vücudum zevkle savruluyordu bile, öyle ki çıplak belimi sıkıca tutmuş, ıslaklığım ağzında, ben vücudumu sarsan bir orgazmla kıvranırken beni bırakmıyordu. Sonra tereddüt etmeden üzerime tırmanacaktı: Kendisini onu bekleyen kadınlığıma zorluk çekmeden daldırdığında, daha ilkinden tam ayılmamış olsam da, bu evden çıkmadan bir kez daha orgazm olacağımı biliyordum.

Karşı apartmandaki kapıcının oğlu, benim kapımın önünde, marketten ısmarladığım poşetler elinde (herhalde bizim kapıcının elinden almış), gözlerini gözlerime dikmiş kendinden emin görünmeye çalışarak benden bir cevap beklerken işte aklımdan bunlar geçiyordu. Ne diyeceğimi bilemedim. Sessizlik olunca ekledi: “Yani benim anladığım, benim gibi genç adamlardan hoşlanıyormuşsun Gözde Hanım. Doğru mu?” Ne cesaret!

Kapıcının oğlu diyorum ama gözünüzün önüne ufak tefek bir oğlan gelmesin. 19 mu 20 mi ne bu… Tüm yıl üniversiteye gidiyor da bir yazları babasına yardımcı olmak için buralarda oluyor. Akıllı da biri, gözleri pırıl pırıl, üstelik atletik de bir vücudu var. Yalnızca ben kaç kızla gördüm, üç mü? Ayda bir sevgili değiştiriyor olmalı. Yani? Yanisi şu: Böyle bir oğlan kapıma dikilince gururum okşanmıştı elbette. Süzdüm onu: Koyu sarı saçları uzunca, bir kısmı (ayna karşısında dikkatle planlanmış olduğu halde doğal görünen bir rahatlıkla) tel tel yüzüne düşüyordu. Üzerinde yakası açık lacivert gömleği temiz, yakaları bıçak gibi. Bakışlarım aşağı kayıyor: Dar kot pantolonu kuvvetli baldırlarını kavramış, apış arasını sımsıkı sarmış. Kimbilir nasıl bir sürpriz bekliyor orada beni. Ne yapabilirdim? Gidip orada burada kaçamaklarımı anlatmasına izin mi verecektim? Tabii ki içeri buyur ettim.

Kapıyı arkamdan kapatır kapatmaz dizlerimin üzerine çöktüm. Birisi gelmeden şu işi bitirivereyim, oğlanı yoluna göndereyim mi istiyordum, yoksa aklıma Arman’la geçirdiğim o öğleden sonra geldiğinden şehvetime hakim olamıyor muydum? O hızlıca kemerini çözerken ben pantolonunun düğmesini ve fermuarını açtım, tutup sertçe aşağı çektim. Dar kotun sıkıntısından kurtulan erkekliği külodunun içinde hareket ediyordu. Onu serbest bıraktım: Kalın ancak henüz tam sertleşmemiş erkekliği, burnuma doğru sallanıyordu. Elini başıma koydu, türbanımın üzerine. O zaman gözlerimi kaldırıp ona baktım. Heyecandan yanağının içini ısırarak o da bana bakıyordu. Bakışlarımı ondan ayırmadan ağzımı kocaman açıp acele etmeden erkekliğinin kafasını sardım. Gözleri faltaşı gibi açılmış ağzımın her bir hareketini izliyordu. Dudaklarım, hızla sertleşip dikelen sapının çevresinde kapanırken, süngersi kafası dilimin üzerinde yayıldı. Emdim. Zevkle nefes verdi. Başımın üzerindeki eli, kafamı belli belirsiz kavradı, kendini dikkatlice ağzıma doğru itti. Kalçaları inceden yaylanmaya başlayınca kendimi ona bıraktım. Kafasını dilimin üzerinde ağır ağır, ileri geri hareket ettirdi. Beni test ediyordu! Dilimin üzerindeki hissi, tadı, kokusu içimi gıcıklıyordu. İster istemez bir “mmh” deyiverdim, inler gibi. Bundan cesaret aldı, hareketleri derinleşti, hızlandı. Erkekliğinin yarısından fazlasını ağzıma daldırıp çıkarırken güzel bir ritm tutturdu. Her temasın zevkine vararak, aceleyle değil, şehvetle sikiyordu ağzımı. Belli ki bunu ilk kez yapmıyordu: Ağzımın içine kalın yarağını dikkatli bir hızla sokup çıkarıyor, arada dişlerimin dokunmasını engelleyemesem de bundan rahatsız olmuyor, dilimin üzerinde kendini kaydırmayı hiç bırakmıyordu. Öte yandan herhangi birinin değil, benim yüzümü sikmekten büyük bir zevk aldığı belliydi. Benden gözlerini ayırmıyordu; gözümü, ağzımı, tuniğimin altındaki göğüslerimi, bacaklarımı izliyordu.

Nihayet ağzımdan çıkıp nefes almama izin verdi.

Erkekliği bir taş gibi sert, salyamla ve sıvılarıyla sırılsıklamdı. Dudaklarıma sürdü, sonra yanağıma doğru kaydırdı, yapış yapış sıvıları yüzüme bulaştı, sonra öbür yanağıma, yuvarlak kafasının yüzüme her bir temasına dikkat ederek. Bu sevgi ve şehvet dolu ilgisi beni baştan çıkarıyordu. Dayanamadım, iki elimle tuttum onu, ve bir dondurmayı yalar gibi yaladım: altını, çevresini, sapını, arzuyla, heyecanla, inleyerek… Bu onu iyice çıldırtmıştı. Başımı tutmayı hiç bırakmamıştı. Yine kavradı kuvvetle ve kendisini tekrar dudaklarımın arasına iterek dilimin üzerine yerleşti. Bu kez hareketlerinde farklı bir kararlılık vardı. Kendini ağzımın içine doğru bastırdı. Karnı neredeyse burnuma değecek gibi yüzüme yaklaşırken erkekliğinin kalın sapı ağzımın içini tamamen doldurmuştu. Kafası damağıma yaslanarak ezildi ve boğazıma doğru kaydı. Midemin bulanmasına engel olamadım. Gözlerimin dolduğunu farkedince kendisini biraz geri çekti, fakat çok da beklemeden tekrar yüklendi. Kafası lök diye boğazımın girişini bulmuştu bu kez. Öğürecek gibi oldum. Çıktı. Bir an tereddüt etti, itiraz etmemi bekler gibi. Etmedim. Merak, heyecan ve heves ağır basıyordu. Aksine ağzımı açtım. Tek hamlede giriverdi, kafası bir kez daha boğazımı bulmuştu. Midem kalkarken “Ah, işte orası,” diye hırladı dişlerinin arasından. Bir an geri çekildi, kafamı sıkıca tutup bir kez daha… Ve bir kez daha… Sert kafasını boğazıma tekrar tekrar vururken ağzımdan LOK LOK LOK diye sesler çıkıyor, dudaklarımdan salyalar, gözlerimden yaşlar akıyordu. Kendini iyice kaybetmişti. O an henüz niye böyle yaptığını anlamamıştım ama tek isteği boğazıma girmekti ve bunun için de acımasızca, bastırabildiği kadar bastırıyordu.

Nefesleneyim diye ara verdiğimizde iki büklüm olmuştum. Yüzüm, çenem, hatta üstüm başım salyalarımla sırılsıklamdı. Gözüme azıcık rimel sürmüştüm, şimdi her yere akmış, gözyaşlarımı silmek için yüzüme sürdüğüm ellerimi kapkara yapmıştı. Kalın erkekliğini ağzında tutmaktan çenem zonkluyor, darbelerinden boynum ağrıyordu. Elimden tuttu, yerden kaldırdı. Gömleğinin koluyla yüzümü, gözümü sildi. Bir yandan durmadan iltifatlar ediyordu: Ne kadar muhteşemmişim, bu kadar şehvetli başka bir kadınla hiç tanışmamışmış, onu çıldırtıyormuşum… Orada ayakta öpüşmeye başladık. Dili ağzımdaydı. Elleri vücudumu geziyor, memelerimi avuçluyor, sıkıştırıyor, bacak aramı parmaklıyordu. Dizlerimin bağı çözülmüş, ayakta zor duruyordum. Tek yapabildiğim boynuna sarılmaktı, her yerime dokunması için vücudumu ona teslim etmiştim. Neden sonra yüzünü yüzümden uzaklaştırdı. “Boğazına girmek istiyorum,” dedi. Kalbim güm güm atıyordu.

Yatak odama gittik. Sırt üstü yatmamı ve başımı aşağı sarkıtmamı söyledi. Dediğini yaptım: Şimdi odaya baş aşağı bakıyordum. Erkekliği sıvılarımızla pırıl pırıl, dimdik, sepsert, yüzüme yaklaştı ve iyice açtığım ağzıma girdi, bu kez tersten. Az önceki vahşiliği kalmamıştı. Canımı yakmamak için dikkatle, ağır ağır itti kendini dudaklarımın arasında. Bu pozisyonda dişlerimin erkekliğine temas etmemesi imkansızdı ama buna aldırmıyor gibiydi. Gerçi bilemezdim, çünkü tek gördüğüm burnumun dibindeki taşaklarıydı! Nazik nazik ileri geri salınırken az sonra yapacakları için ağzımı alıştırıyor gibiydi. Derin derin nefes alıyor, daha önce hiç yapmadığım bir şeyi yapıyor olmanın endişesi ve heyecanını yatıştırmaya çalışıyordum. Doğrusu korku vericiydi. Anlaşmıştık anlaşmasına: Bir sorun olursa elimi hızla bacağıma vuracaktım o da hemen çıkacaktı. Fakat bu karşı apartmandaki kapıcının oğluydu. Arada bir merhabalaşmamız dışında tanımadığım bir genç adam… Ah ben ne bok yemiştim. Kalbim ağzımdaydı. Pişman olmuştum bile!

Derken kafasını boğazımda buldum. Midem kalkınca karnım kasılıyordu, burnumdan nefes alarak bunu kontrol altına almaya çalışıyordum. İkinci kez yasladı. Bastırdı. Yüzüm ağırlığı altında eziliyordu. Yutkundum… Ve koca yarağının açılan boğazımdan içeri girdiğini hissettim: Kalın, sert erkekliği boğazımın çeperlerini esneterek içini bir dolma gibi doldurmuştu. Dışarıdan bakıldığında şekli görünebiliyor olmalıydı: Öyle kalındı! Girebildiği kadar da girmişti: Taşakları burnuma, kıllı karnı çeneme yaslanmıştı. Başarmanın zevkiyle olsa gerek, aaah diye inlediğini duydum oğlanın. Nefessiz kaldıysam da paniklememeye çalışıyordum. Ha çıktı ha çıkacak… derken boğazımın içinde yalnızca azıcık yaylanabildi, daha fazla dayanamadı! Boğazımın içinde erkekliğinin sertçe kasıldığını hissettim. Yarısı boğazımda olduğu halde fışkırmaya başladı: Her bir hareketini hissedebiliyordum. Oğlan bağırır gibi inlerken erkekliği kalp gibi atıyor, her kasılmayla spermleri doğrudan mideme akıyordu.

İşte o zaman panikledim…

Karşı apartmandaki kapıcının oğluna yüzümü işte böyle siktirdim. Her şey bittiğinde yatağımda yığılıp kalmıştım. Kısa bir süre sarılıp yattık. Öptü, okşadı, teşekkür etti. Sesimi çıkarmadım. Sikilmekten tahriş olmuş boğazım öyle zonkluyordu ki eşim eve geldiğinde ses çıkaramamaktan endişeleniyordum.

Kendimi Keşfedişim- Bölüm 23

Hafta sonu sabahı sikimi okşayan bir el hissettim, Annem odamdaydı.

-Annem. Günaydın Oğlumm benim.

-Ben: “Günaydın, hani sabah öpücüğü yok mu bana.” Annemin üzerinde yeni aldığımız beyaz tayt ve crop takım ve saten özel bir eşarbı vardı, artık babama evde rahat giyineceğini söylemiş biraz küsüp geri barışmışlardı. Babam olumlu taraftan bakmaya başlamıştı, evde bir afet vardı artık. Annemi kolun üzerime çektim, kalçalarını iyice ayırıp kasıklarıma yerleştirdi, ellerimle yavaş yavaş bacaklarından koca götüme gelip sertçe şaplak atıp sıktım. İki eliyle yüzümden tutup dilin çıkartım ağzımın için verdi. Dillerimiz ahenkleri dans ediyor birbirimizi ıslak ıslak yalıyorduk.

Annem: “Türbanlı Anneden bu kadar ” diyerek yakalanmadan kahvaltı yapmamız gerektiğini söyledi. Evet “Türbanlı Annem” di artık, bu onun yeni adıydı. Evde annemin bu kadar açık olmasına alışkın değildim. Kahvaltıdan sonra hep beraber salonda otururken annemin kulağında siyah taytı ve askılı dar bodysini ve desenli şalını bağlamasını istedim.

Annem hazırlanıp yanımıza gelip oturduğunda, kolları göğsü, memeleri yandan ve üstten, koltuk altı her yeri açıkta, bir tek şal sayesinde boynu kapalıydı. İçine sütyen giymemiş meme uçları belirgin şekildeydi.

Babamı, annemin; Selin Mert amca üzerindeki gibi babam üzerindeki dominant etkisini, aile bağlarımızı sınamak istiyordum.

-Babam: Ne bu halin senin her yerin açıkta yanında evladın var senin!

-Annem: “Niye, bak şalım kapatıyor işte” diyerek sallamamıştı babamı, daha sonra “ne varmış o benim oğlum, küçükken memelerimle nasıl emzirdimse, şimdide emziririm” diyerek memelerin sıyırdı. Gözüm babamdaydı sakat bir şey yapmasından korkuyordum, annem sexy bir şekilde “Oğlumm beni hadi em Anneciğinin memelerini” diyince yapıştım memelere. Memeleri emiyor sömürüyor, bir yandan da elliyordum.

-Babam: “Allah akılı fikir versin size” diyerek öfkeyle yanımızdan ayrılınca annem “Türbanlı Annen memelerini ağzına verecek yala onları” dedi. Öyle bir yalamaya başlamıştım ki sikim dimdik olmuştu.

-Ben: Bu tombul memeleri bir güzel sikecem yakında.

Babam evde olduğu için burada bırakmıştık. Günün kalanının biraz dışarda temiz hava alarak geçirmiştim. Hayatımda son zamanlarda ciddi bir şey eksikti, uzun süredir motivasyon konuşması yapmamıştık Selinle. Daha önceki çektiğim maskeli selfimi Seline gönderip altına, “biraz motivasyon..” yazdım. Selinin cevabı gecikmedi. Akşam yemeğine davet etti, maskeyle gelmemi isteyince “emin misin” dedim. “Diğerler uyuyor mu olacak nasıl” dedim.

-Selin: “Hayır beraber yemek yiyeceğiz ailecek ama sen önceden bir şeyler ye, sana verdiğim anahtarlarla gir, sakın zile basma!”

Akşama yemeği zamanı Selinlerin evinin kapısındaydım, tam zile basacaktım ki anahtarlar aklıma geldi. Hangisiydi acaba tek seferde girersem efsane olurdu. Seline yazdım, anahtarı tarif etti. Anahatarı yerleştirip çevirip kapıyı yavaşça açtım. İçeri girdiğimde yemek masasında Çınar yoktu onu babannesine bırakmışlardı. Selin ve Mert amca ayaktaydı. Selin Mert amcaya baş başa yemek teklif etmiş özel bir gece hediye edeceğini söyleyip kandırmıştı. Selin yanıma gelip kollarını açarak bana sarıldı.

-Selin: “Oğlumm, ailemize hoş geldinn” dedikten sonra “Neden ellerin boşta, Annenin götünden kucakla” diyip kucağıma atladı, mecburen düşmemesi için ellerimle götüne sarıldım. Selin araplarla yemekte yediğimiz süper mini elbiseyleydi. Giymiş olduğu mavi, transparan çizgilerle bezeli, salonun ışığını üzerine çeken ben buradayım diye parlayan, sırtı ve beli tamamen açık, sadece kollarını ve sıkı kalçasını kapatan, biraz daha kısa olsa giydiği iç çamaşırı belirli olacak şekilde kısalıkta bir gece elbisesi giymişti. Elbisesinin önü göbeğinde dibinde bitiyordu, memelerin uçları ve dikliği alenen ortadaydı, belinin yanlarında bile dekolte olduğundan giymiş olduğu kırmızı içi çamaşırının kenarları açıkça görülüyordu.

Masaya geçip yemek yiyecektik ama ben ne bok yiyecektim şimdi Maskeyi çıkarırsak sıçardık. Selin boşuna önceden yemeğini ye öyle gel dememişti bana. Ben ve Mert amca öylece oturuyor başımıza gelecekleri bekliyorduk.

-Selin: “Madem yemiyorsunuz” deyip masadan kalkıp beni sandalyemle az geri çekti, önüme eğilip jeanimin fermuarını açıp “Oğlum saksoların en şehvetlisini hak ediyor!” diyerek yalamaya başladı sikimi. Yaladıkça yalıyordu, bir süre sonra ağzının kenarında kıllarla kakıp Mert amcanın yanına geldi.

-Selin: “Aç ağzını ezik” diyerek tükürdü, bunu birkaç kez daha tekrarladı.

-Selin: “Kaan bitanem, boğam benimm, sen yatak odamıza geç, yatağın üzerindeki sana hazırlağım gelinliğimin iç çamaşırlarıyla buraya gelip otuzbirini çek aşkım, Mert amcanla biz yemeğimize devam edelim!” Ohoo adım vardı alenen, amca diyerek zaten ayrıca sıkıntılı bir duruma gelmiştik. Yatak odasına geçtim, dediği gibi gelinliğinin iç çamaşırını aldım elime salona sikimi sallaya sallaya girdim. Yerime geçip otuzbire başladım, Selin sürekli çabuk diyerek beni gaza getirdi. Gelmeye yakındım, Seline kaş göz yapıp anlatınca,

-Selin: “Bifteklerimizin üzerine boşal aşkım!” merak içerisindeydim acaba ne olacaktı. Önce Selini tabağına attırdım sonar Selinde işaretiyle kalan kısmı Mert amcanın tabağına boşalttım. Mert amcaya,

-Selin: “Canım ne duruyorsun, afiyet olsun” diyerek tabağındakileri yemeye başladı. Mert amcada yemeğine devam etmişti. Masada elim sikimde beklerken.

-Selin: “Oğlumu daha fazla bekletmeyelim, sen biraz dinlen aşkım benim” deyip yatak odasına geçti, bir süre sonra “Gelin” diye bağırdı.

Selinim benim mini gelinliğini giymişti iç çamaşırsız. Biraz dar gelmiş etli butlu görünüyordu bu gelinlin içinde. Şık bacak hareketleriyle domaldı. Etekliğini sıyırdı, göt meydana çıkmıştı artık.

Selin: “Mert gel amelelik var yala götümü” diyerek Mert amcaya uzunca götünü yalattı.

-Selin: “Kaan gel sikini ağzıma ver bitanem” diyerek benide çağırdı. Ben selinin ağzını sikerken Mert amca göt deliğini şehvetle yalıyordu. Selin beni yatağa eğip benim göt deliğimi yalamaya başladı. Dipten gelerek sikimin her noktasını yalıyordu. “tamam, gidebilirsin” diyerek Mert amcayı uzaklaştırdı.

-Selin: “Götüm artık senin, dediğin gibi anneni götünden sik” ikinci annemin göt deliğine sikimi hizaladım yavaş yavaş girmeye başladım. “Lok lok” diye çıkan ses ler “şak şaka” dönüşmeye başladı. Ohh sonunda isteğim gerçek olmuş, Selini “MOMMY” yazılı dövmesine baka baka götünden sikiyordum. Keyfime diyecek yoktu, hiç bitmesin bu an. Selinden gelen direktifle aniden yıkıldım,

-Selin: “Maskeni çıkar!” takke düşmüş kel görünmüştü. Durup maskeyi çıkarttım. Selin sikimi götümden çıkarttı, ben yatağa uzandırıp amına hizalarken sikimi, tedirgin gözlerle Mert amcayla karşı karşıya gelmiştik. Yüzüm karsını sikerken ter içinde kalmıştı.

-Mert amca: “KAAN LAN!”

-Selin: “Kes sesinii! Sana kim konuş dedi de ha!” Üzerime oturan Selin hafif hafif zıplıyordu. “Kaan benim oğlum artık, aileden demiştim sana, evimizin anahtarlarımız bile verdik ona, oda hakkı olanı almaya geldi” bu sözler karşısında önce bacaklarından sonra kalçalarından kavrayıp ben zıplata zıplata sikmeye başladım onu.

Ben: “Anne çok çok yaklaştım, nerene boşaltıyım döllerimi” diyerek nabız yokladım Mert amca beni kabullenmiş mi diye.

-Selin: “Mert sence nereye attırsın döllerini, iki seçenek var ya yüzüme ama sende yalamak zorunda kalırsın ya da içime boşalır, tüh koruyucu hapta kullanmıyorum” Mert amca kısık sesiyle içine diyebildi. Kocasından izni alınca dudaklarıma eğildi, ellerim götündeydi, dillerimizle birbirimizi becerirken, beş altı kez içine boşalttım döllerimi. Bu muhteşem gece nasıl geçti diye soluklanırken, bitmemiş asıl yeni başlıyordu. Selin ben ve Mert amcanın koluna girerek banyoya götürdü bizi. Dizlerinin üzerine çöküp ağzını açtı ve

-Selin: “Kaan sen yüzüme işe, bende Mert amımdaki döllerini yalatacağım hem belki de yine ağzına sıçtırır belli mi olurda! Hahahah” oha dedim içimden, işer geçerim de diğer kısımda ben kaçar artık. O kadar da aileden olmayalım!

Kendimi Keşfedişim- Bölüm 22

Sabah anneme bugün onunla AVM’ye gideceğimizi söyledim. Kahvaltımızı yapıp Avm’ye geçtik iç çamaşırı giyim ve ofis tarzı klasik giyim mağazalarını gezecektik. Evde ve işte giyinceği yeni cicikler alacaktık ona. Önce Klasik tarzdan başlayıp çeşitli etekler, gömlekler ve çoraplar aldık. En son elimizdekilerden bir kombin yapmasını istedim; başında mavi sexy türbanı, dar saten işlemeli üç düğmesi açık gömleği ve külotlu çorabıyla denemi kabininde karşımda duruyordu. Etrafı kolaçan edip içeriye girdim. Ellerimle yavaşça bacaklarından başlayıp baldırlarına ve götüne okşayarak geldim. Götünü iyice sıkarak açıktaki memelerini gömleğinin üzerinden yalamaya başladığım. Dilimi göğüslerinin arasına sokmaya çalışıyordum. Ortamdan gelen sesler yükselince gizlice dışarı çıkmak zorunda kaldım. Çeşitli iç çamaşırı ve günlük kıyafetler aldıktan sonra boş deneme kabini arayıp bulamadık. Babamda evdeydi.

Yakındaki bir otele yöneldik. Otel lobisinde sıradan anne ve oğluyken. Otel odasında azgın bir çift olacaktık. Asansörde kalçasına elimi atıp sıkmaya başladım. Odaya girdik, yatağa yayıldım, aldıklarımızla bana defile yapmasını istedim. Defile ilerledikçe vücut ısım artıyor giydiklerime sığamıyordum. Tamamen soyundum. Üzerin kırmızı bir iç çamaşırı seti varken yanıma çağırdım.

-Ben: “Hadi ellerin çalışsın birazda!” annem isteğimi anlamıştı. Ellerini tam sikime değdirecekken telefonu çalmıştı. Arayan babamdı. Sinirim tepemdeydi elindeki telefonu yatağa attım. Kollarında sürükleyip banyoya sürükledim onu. Banyoda Çınarla sexting yapmıştı, etrafa bakıp en pis şeye odaklandım klozet yöneldim, ellerini sırtından çapraz tutup başındaki türbanından klozetin içine doğru kafasını bastırıp,

-Ben: “Amına koduğum kaşar! Yanımda bir daha ben izin vermedikçe telefona bakmayacaksın, senide sikerim kocanı da, orospu seni!” diyip sikimle götüne yüklendim, tangası üzerinden götüne sürtünerek boşladım. Her şey bok olmuştu. Toparlanıp eve dönerken anemin gözünde yaşlar, çıtı çıkmıyordu.

Günler geçmiş ofise iyice alışmıştık. Ofisteyken Selinin işlerinin yoğunluğu yüzünden ona yanaşamıyordum. Çınar sekreter kızlarla vakit geçiriyordu. Annem Çınarın yanından geçerken kızlara bağırıp çağırmıştı aklı hala Çınardaydı. Annemin derslerinin seviyesini artırmam gerekliydi. Odasına yöneldim kolundan tutup “hadi eve gidiyoruz” dedim.  Karşı gelecek gibi olunca kapıya yöneldim, “tamam geliyorum” diyerek yanıma geldi. Selin arabasını alıp bindik, annem arabayı kullanırken ona “Çınarla hala ilgilendiğini, ne büyük fahişe olduğundan” bahsettim. Konuşmamız ilerledikçe Seline olan kıskandığından, estetiklerin ondan dolayı yaptırdığından, babamın ilgisizliğinden dem vurdu. Babam yoksa ben vardım “artık oğlunda kocanda benim” diyerek ültimatomu verdim. Konuşmamızın sonunda bundan sonra birbirimize karşı nasıl davranacağımızı telkin ettim. Evimize geldikten sonra götüne sertçe vurarak “doğru yatağa, seni yatağında sikecem” diyerek yatak odasına geçtik.

Babamın yatak odasında annemin yattığı yatağın üstünde annemi zorla domaltmış başında dolgulu dudaklarıyla uyumlu kırmızı eşarbı üzerinde estetikli füze memelerine artık dar gelen beyaz saten gömleği altında protez kalçasını dolgun gösteren dar diz kağanın üzerinde biten siyah eteği bacaklarında siyah desenli ince çoraplarıyla onu kendi yağında domalmıştım, evet ben yapmıştım yıllardır gerçek öz oğlu olmasa da yıllardı oğlum diyerek öpüp kokladığı kişiydim. Ellerim kalçalarında sertçe kendime çekmiş; “konuş, başla” emrini vermiştim anneme, annem yavaş hareketlerle götüne dayadığım sikimi tatmin etmeye başlamıştı

-Annem: “Azgın, tesettürlü annen seni şimdi orospun oldu, kapalı kapılar ardında kocamı ve oğlumu aldatıyorum beni ver cezasını bu orospuya, yıllardır oğlum gibi gördüğüm, oğlumun en yakın arkadaşıyla yaptım bunları ve yapacağım tam kaşarım, güzelliğini kıskandığım arkadaşımın oğlunu ayarttım ona ceza verebilmek için. Artık utanmaz bir fahişeyim!” annem bunlar söylerken o meşhur Çınarın döllerini fırlattığı eşarbını elimde top yaptım, annemin üzerine yapıp ağzına tıktım ve memelerine elime atıp sıktıkça sıktım. Bu aşağılamalarımla sikmekten beter hale getirmiştim. Daha sonra omuzlarına yüklenip son yüklenmelerimin ardından, ayağa kalkıp,

-Ben: Dizlerinin üzerine çök!

Annem emrimi alır alamaz ağzındakini çıkartmadan dediklerimi yaptı, skimi yüzün yaklaştırıp, bir eline yumuşak eşarbın elimi atıp, karşımda duran dev aile tablomuza baka baka atışlarımı gerçekleştirdim. Ağzı burnu yanakları eşarbı her yeri döllerimleler kaplıydı artık. “Görev tamam baba!” deyin yüzü düştü, utancı bir kat daha artmıştı.

Kendimi Keşfedişim- Bölüm 21

Kocasının önünde selini öpüşerek sikmek, kalçalarını tokatlarla şaklatmak istiyordum! Ne olacak neler yaşayacaktık, yine kısıtlı bir zaman ve yerdeydik. Selin ceketini astı, çantasından anal plugu çıkartıp bana doğru gel işareti yaptı. Masaya çıkıp masa üzerinde domaldı. Elimde plug onun direktiflerini bekliyordum, Mert amca arkamda kalmıştı;

-Selin: “Mert sakın kımıldama hayatını siktiririm senin! Kaan sen de eteğimi sıyır ve götümü yalayıp mührünü sok! Senin için son 12 saattir bir şey yemeyip lavmanla içimi boşalttım.”

Haydaa adım geçmişti maskeyi çıkartmamı istiyordu manyak karı. Hadi diyelim arkam dönük tanımadı mal herif ya adım amk onun niye söylüyorsun. Titreyerek maskeyi çıkartıp masaya bıraktım, aşırı göt korkusuyla Mert amca tren yapı sikse ikimizde kim engel olacaktı ona, Selim ve ben onun yanın ufak tefektik. Eteğin fermuarını açmadan önce götünü yoğurmaya okşamaya başladım daha sonra birkaç şaplak attım. Fermuarı dediği gibi açıtım eteğini iyice beline topladım. İçine hiçbir şey giymemişti squatlı götü azdırıcı bir kokuya sahipti yumaşacık ve kremlenmişti. Yavaş yavaş öpmelere başladım, öpücükler kalçasının yanaklarını yalamaya bıraktı. Ellerimle iyice kavrayıp götünü iyice ayırdım. Evet deliğiyle karşı karşıyaydım. “Seni götünden sikeceğim” diye atıp tutarken iyiydi tabi. Derin bir nefes alıp önce bir öpücük kondurdum, kokuda sorun yaşamamıştım umarım iyice kremlemiştir. Dilimi çıkartıp yalamaya başladım, ımhh kremin tadından dolayı harika geliyor sanki dondurma yalıyordum. Yaladıkça yaladım, sırılsıklam oldu götünün deliği. Burnumu koksiks kemiğime dayayıp ellerimler göbeğini ve mememlerini okşuyordum. Dominant şekilede femme fatale karakteriyle,

-Selin: “Yarına da bırak biraz, yeter bu kadarı, göm mührünü!” Pluga alıp yavaşça ucunu soktum bir elimle sabitleyip diğer elimle çekiç gibi çakınca götüne hayvan gibi “ahhhh” diye inledi.

-Selin: “Orospu çocuğu tak şu maskeni!” deyip masadan ellerimi tutarak indi. Beni koltuğunu oturttu, domalıp Mert amacaya “buraya gel! Ailemizin biricik oğlunun götüme çaktığı mührünü yala, itaat et!” dedi. Pantolonumu indirip sikime eğidi. Koca tükürükleri sonrası sikimi yalamaya başladı. Saksosu enfesti. İki elimi başına attım. Yavaştan hızlanması için belimi oynatıyor ağzınada daha çok durmasını sağlıyordum.

-Selin: “Diple Piç herif! Anneciğini ağzından sik!” Evet artık o benim annemdi ve ağzından sikiyordum. İki anne hiç baba ile iki ailenin en tapesindeydim. Yanaklarına tokatlar atıp, sikimi ağzının dibine kadar sokmaya çalışıyor, öğürmesini zevkle izliyordum.

-Selin: “Çantamı ver oradan.” Çantasını ona verdim. Diğer “MOMMY” yazılı tasmasını takmasını Mert amcadan istedi. Bana kalçalarını dönüp domaldı,

-Selin: “Annenin götüne boşal şimdi!” belindeki “MOMMY” yazan dövmesini hedef alıp atışlarımı gerçekleştirip, bir kaseyi dolduracak kadar beline, sırtına ve elbette götünün yanaklarına akıttım. Koltuğa yıkıldım kaldım öylece.

Selin: “Mert yalamaya devam et tüm götümdeki oğlum döllerini temizle!”

Yeni Komşularımız – 1

Merhabalar. İkinci hikayemle karşınızdayım. Ben Emre, 32 yaşında, işimde gücümde bir insanım, esnafım, eşim semra ise 28 yaşında, ön muhasebe işi ile uğraşmakta. 4 senedir evliyiz, 4 senemizin sonunda birikimlerimiz ve bir aracımızı satmamızın sonucunda hem semra’nın işine yakın olması hemde kiradan kurtulmak için sıfır daire aldık. Dairemiz yeni yapılan bir konuttaydı, sadece giriş katta bir aile oturuyordu biz ise en üst kattan aldık.

Binanın henüz yapılmayan işleri vardı ama sıfır daireyi uyguna kaçırmamak için hemen aldık. Eksiklerin başında sosyal alanları henüz faaliyete geçmemişti, ama asansörün çalışması ve kapalı otoparkının olması bizim için yeterliydi.

Yeni evimize 1 ay gibi sürede tam anlamıyla yerleştik. 1.ayımızın sonuna doğru semra izinli gününde bana mesaj attı,

Semra: Şansa bak bir sürü daire boş yanımıza komşu geldi

Ben: Harbidenmi? Olsun sonuçta elbet bi gün birileri gelicekti.

Semra: gele gele yabancı geldi galiba

Ben: ooo rusmu yoksa

Semra: Döverim seniii… Erkek türkte kız filipinlimidir nedir çekik gözlü

Ben: tamam aşkım

İçimden tek geçirdiğim inşallah iyi insanlardır. Sonuçta ev alma komşu al demişler. Akşam eve geldim. Normal sohbet hoşbeşten sonra,

Semra: bütün gün eşya taşıdılar çok ses oldu

Ben: Olcak o kadar 1-2 güne yerleşirler

Bunları konuşurken bile yandan sesler geliyordu. Yemekten sonra balkona sigara içmeye çıktım. Müteahhitin eksik bıraktığı şeylerden biride balkon duvarıydı. Yan balkonla aramızda yerden bele kadar bi duvar vardı, iskan alıp balkonu öne doğru uzatıp araya duvar örüceğini söylediği için ses etmemiştik. Sigaramı içerken yan komşuda balkona çıktı. Kafa selamı vererek oda sigarasını yaktı.

Ben: hoşgeldiniz

Komşu: hoşbulduk abi

Ben: hayırlı olsun eviniz yardımlık birşey varmı?

Komşu: abi yok aslında ama sadece bi dolabı duvara dayamam gerekli bi el atarmısın

Ben: tabi kardeşim sigaramı içip müsaitsen gelıyorum

Komşu: tamam abi

Sigaramın son fırtınıda çektikten sonra “geliyorum şimdi” dedim.

Komşu: Abi geçsene burdan bi daha niye ayakkabı giyip çıkarcan

Ben: aa haklısın 😀

Yan balkona atladım. Beni içeri buyur ederken müsaitmi içerisi diye sordum. Evet müsait abi dedi. Perdeyi açıp içeri girdiğimde eşini gördüm. Gerçekten biraz çekik gözlü,esmer, çıtıpıtı birşeydi. Selam vererek çocuğa döndüm odayı sordum.

Dolabı yerleştirdikten sonra bana müsade dedim.”Abi otursaydın” dedi. Başka zaman artık bi yerleşinde dedim.Dikkatimi çeken şey kızın ev haliydi. Belliki çocuk kıza benim geleceğimi söylememişti ama biz dolabı yerine iterken bile kız üstüne birşeyler almamıştı. Baldırlarından kalçasını gösteren mini bir şort, üstünde südyeni olmadığını çok belli eden bir atlet vardı. “Demekki yabancılarda bizim semra gibi” dedim içimden.

Semra’da özellikle ev ve tatil ortamlarında pek dikkat etmezdi giyimine ama bende hiç karışmazdım. Tekrardan balkondan atlayıp eve döndüm. Semra ile akşam sohbetimizden sonra yatmaya karar verdik. Yatakta ufak tefek cilveleşmelerin ardından artık ikimizde azıtmıştık, öpüşmelerimiz daha şapırtılı hale gelirken bi ses duydum.

“ahhhh”

Semra ile donakaldık. Ben “kızda ne ahhlıyor” diye düşünürken, semra’da “inşallah duvarı yıkmazlar üstümüze” deyip kahkaha attı. Tabi bizim şevkimiz kaçmıştı. “Neyse aşkım yarın hallederiz” deyince biz daha çok güldük. Sonradan aklıma geldi, onların sesi bu kadar geliyorsa bizimde gülmelerimiz onlara gidiyodur. Semraya söylemedim ama içim bi burkuldu. Belliki daha yeni evlilerdi.

Uykumda kaçınca çıktım balkona sigara içmeye. Bi yandan redditte takılıyor, bi yandan sigara içiyordum. Yaklaşık 10dk sonra karşı komşu geldi. Çocuk beni farketmedi, direk sırtını bana dönerek oturdu yaktı sigarasını. “Acaba seks sonrası sigarasımı yoksa yapamadılarda strestenmi” diye geçiriyordum içimden. Hiç sesimi çıkarmayarak telefonda takılmaya devam ettim. uykumun gelmesine yakın içeri geçicektim ama birşey farkettim. Çocuk sanki telefondan porno izliyordu. Hafifçe yerimden kalktım ona doğru ilerledim. Gördüklerime şok olmuştum. Çocuk açmış pornoyu, pornodada 2 adam 1 kadını sikiyordu. Çocuğun sikindede hala prezarvatif vardı. Şimdi olayı anlamıştım. Bunlar yapamadılar ve çocuk siki havada kaldı, o sigarayıda stresten içmişti. Balkon kapısı ona yakın olduğu için çıkmak istemedim, daha fazla rahatsızlık vermek istemiyordum. Geride gidemedim ses çıkar diye baştan. Çocuk sikinin tüm kıllarını kesmiş, pasparlak yapmıştı, belliki geceye hazırlanmıştı ama ya bizim yüzümüzden yada başka bir sorundan dolayı mastürbasyon yapmaya zorunlu kaldı.

Ben usulcak geri geri gidip sandalyeme oturdum. En azından beni görse bile farketmiyeceğimi düşünecekti. Bizim evden içerden ışık yandı. Eyvah!! Semra geliyordu. İnşallah ses yapmaz diye düşünürken semra perdeyi üstüne örterek kafasını çıkardı önce bana baktı, tam birşey diyecektiki sağında çocuğu farketti. Ben bi semraya bir çocuğa bakınca çocuğun çok sert bir şekilde 31 çektiğini gördüm. Semra 5-10 saniye bakınca direk içeri kaçtı.

Bende usulca yerimden kalkarak içeri geçiyordum, çocuğa arkadan bir daha baktım, artık boşalmanın evresindeydi sikinden belliydi. İçeri geçip semranın yanına gittim.

Semra: bi sapık komşumuz eksikti

Ben: daha yeni evliler belli, ya biz ses yaptık yada baska sıkıntıları var

Semra: ee balkondamı boşalması lazım

Ben: kayaşehirin en dibindeyiz, kimseler yok etrafta ondan cesaret aldı herhalde

Semra: yılan gibiydi he (kıkır gülerek)

Ben: vercem şimdi ağzına yılanı

Semra: erkeklerin çoğu sapık işte görüyon grup izliyodu

Ben: baya incelemişin

Semra: şok oldum be dondum kaldım öyle

Biz ufak ufak gülüşmelerden sonra birbirimize sarılıp uyuduk.

Hikayemi beğendiyseniz yorumlarda belirtin, bundan sonraki süreçlerde yeni komşularımızla yaşadığımız şevk dolu anlara yer vericem.

Mahrem Zevkler : Dönüşüm – Gizli Seks Kulübü 3

Bu kadar çok kişi tarafından sikilen Buse inanılmaz yorulmuştu. odamıza geçince onu duşa götürüp amındaki tüm dölleri ılık suyla akıtarak güzelce temizledikten sonra kucağıma alarak yatağa yatırdım. sarılarak birlikte Rahat bir uykuya daldık. Uyandıktan sonra giyinerek birlikte tekrar doktorun yanına gittik. doktor benim ve karımın cinsel organlarını iyice kontrol ederek bazı testler yaptı. özellikle Buse’nin amına bazı aletler takarak açık kalmasını sağladı sonra içinden sıvı örnekleri aldı. tahrişe karşı kremler vererek Buse’nin amının içine ve am dudaklarına sürdü ve bize de Buse önünde bacakları açık şekilde yatarken parmaklarına aldığı kremi Buse’in amının dudaklarında gezdirerek kremlerin nasıl süreceğini gösterdi, Neredeyse Buse’yi sikecekti. Doktorun yanından ayrıldıktan sonra odamıza geçtik. ertesi gün dinlenecek, ondan sonraki gün ise yeni konsept için tekrar yerimizi alabilecektik. çok yorulduğumuz için ertesi günün neredeyse yemek ve tuvalet ihtiyaçları dışında tamamını yatağımızda dinlenerek geçirmiştik. Akşama doğru yanımıza yardımcı kızlardan biri gelerek bize yeni konseptin yazılı olduğu bir zarf verdi yeni konsept engelli konseptiydi. bu bize ilginç gelmişti. Eğer konsepti kabul eder ve devam edersek Busemi bu sefer engelliler sikeceklerdi. Buna devam edip edemeyeceğini sorduğumda tereddüt bile etmeden devam etmek istediğini söyledi. böyle bir para kazanmak onu daha da cesaretlendirmiş sonuna kadar gitme isteğini alevlendirmişti. Karım geçici bir süreliğine de olsa oruspuluk yapmaya başlamıştı. Bana ne zaman ona dur dersem o anda bunu tamamen sonlandırabileceğimizi tekrarladı. Bir kere bu yola girmiştik sonuna kadar gitmeye kararlıydık. Ayrıca hayatında hiç yaşamadığı sex deneyimlerini de yaşıyor olmak karıma inanılmaz keyif veriyordu. Onu yaşadığımız bu zevklerden uzaklaştırmak istemiyordum. Buse engelli insanlara her zaman yardım etmeye çalışırdı denk geldiğinde her zaman özveri gösterirdi. Şimdi engellileri tatmin etme fırsatı ayağına gelmişti. Devam edeceğimizi görevliye bildirdik. Kahvaltıdan sonra odamızda dinlenirken kapı çalındı. gelen zenci yardımcılardan biriydi yanında 45-50 yaşlarında oldukça bakımlı bir kadın vardı. kadının bizimle konuşmak istediğini söyledi odaya giren kadının da üzerinde bizim gibi sadece çıplak vücudu üzerine giyinmiş Sabahlığı vardı. vücut hatları sabahlığın altından kendini belli ediyordu. Ben kadının üzerindeki sabahlığı gözlerimle tarayarak altındakileri tahmin etmeye çalışırken kadın konuya girdi. Onun da bizim gibi burada sahneye çıkarak tanımadığı insanlarla birlikte olarak ödül alan biri olduğunu anlamıştık. Kadın bize buraya kızıyla birlikte para kazanmak için geldiğini, kızının bakire olduğunu ve ilk defa burada biriyle birlikte olacağını söyledi. Kızının âmâ olduğunu ve ilk birlikteliği olacağı için birlikte olacağı kişiyi seçme şansını verdiklerini söyledi. Kadın biz karımla sahnedeyken bizi izlediğini ve izlediği diğer kişiler arasında en çok bizden etkilendiğini söyledi. Karımı ne kadar çok sevdiğimi, ona ne kadar nazik davrandığımı gördükten sonra eğer biz de kabul edersek kızının bekaretini benim almamı istediğini söyledi. Kadın ruhundan anlayan birinin kızının ilk erkeği olması ona nazik davranılması en büyük isteğiydi. Buse ile birbirimize baktık. Busenin gözleri parlıyordu, Bu kadına yardımcı olmak ve hem bir genç kızın ilki olduğumu görmek istiyor hem de engelli bir kişiye yardımcı olmak istiyordu. ikimiz de kabul ettik. kadın bize teşekkür ederek önce Buse’ye ardından bana sarıldı sonra dudaklarıma bir öpücük kondurdu anlaşılan kızını siktikten sonra bu kadınla da birlikte olacaktım. Kadın bana sarılırken ve dudağımdan öperken bunun sinyalini vermişti. kadın odadan çıktıktan sonra biz Buse ile bu konuyu konuşup oldukça heyecanlandığımızı dile getirmiştik Acaba nasıl bir kızdı? neler yaşayacaktık? yemek saati gelmişti yemeğimizi yedikten sonra duşumuzu alarak yeni konsepti için hazırlanmaya başladık. Sonunda beklenen saat gelmişti. Odaya gelen çıplak zenci karıma eşlik ederek çıplak kız da bana eşlik ederek bize tekrar sahneye getirdiler. sahnenin arkasındaki ekranda yeniden resimlerimiz ve bizim hakkımızdaki detaylı bilgiler yazıyordu. o sırada çıplak iki zenci öğlen konuştuğumuz kadını Kızıyla birlikte içeriye getirdi. ekranda bu sefer anne ve kızın resimleri ve onların hikayeleri yer almaya başladı. kız 18 yaşına yeni girmişti çok güzel bir kızdı vücudu neredeyse sıfır beden denilebilecek kadar zayıf, pürüzsüz yüzü adeta bir manken güzelliğinde idi. Bence bu kız mükemmeldi tek kusuru gözlerinin görmemesiydi sahnedeki görevliler Üzerimizdeki sabahlıkları çıkararak hepimizin çırılçıplak kalmasını sağladılar. Kızın çıplak vücudu adeta ışıldıyordu. El değmemiş teni, biçimli göğüsleri ve kabarmış pembe göğüs uçları, incecik beli , seksi karın hatlarına baktıkça gözümü ondan alamıyordum. aşağıda ise kılları kesilmiş amı ince bir çizgi şeklinde bacaklarının arasında kayboluyordu. bacakları ince uzun, kalçaları biçimliydi. Hangi elbiyesi giyerse giysin bu kıza çok yakışırdı. Buse benim kızı nasıl süzdüğümü farketmişti. Elini omzuma koyarak bu hipnozdan çıkmamı sağladı. Gözlerimi kızın annesine çevirdiğimde ise anasına bak kızını al sözünün adeta canlı örneği karşımdaydı. Bu kızı bu kadının doğurduğuna kimse inanmazdı. Kadın kızın ablası gibi duruyordu. sanki 30-35 yaşlarında görünen kadının göğüsleri halen oldukça dik, kalçaları biçimliydi. Yüzündeki tecrübe dolu bakışları dışında kadının olgun olduğunu anlamazdınız Karım da benim gibi kadının vücudunu inceliyor yaşına göre genç duran vücudu karşısındaki şaşkınlığını gizleyemiyordu. hafifçe gülümseyerek kadınla selamlaştık. Kadın kızını elinden tutarak yanıma getirdi. Bütün tazeliğiyle karşımda duruyordu. Kızın ellerini tutarak omuzlarıma koydu. Bende ellerimle kızı belinden tuttum. Kadın yanımızdan uzaklaşarak yaşanacakları izlemek üzere karımın yanına giderek koltuğa oturdu. Ellerimi bu körpecik bedende gezdirirken kız ürperiyor heyacanını gizleyemiyordu. Kıza tamamen sarılarak bedenlerimiz arasında boşluk bırakmadım. Tamamen sertleşmiş sikim şu anda kızın amının üstüne ve karnına baskı yapıyordu. Bir elimle sırtından tutarken diğer elim kalçalarının üzerindeydi. Bu sırada kız da yüzümü görmek istercesine ellerini ürkekçe yüzümde gezdiriyor, çeneme, alnıma dudaklarıma ve burnuma dokunarak beni tanımaya çalışıyordu. Elleriyle yüzümü taradıktan sonra ellerinitekrar omzuma koydu. yavaş yavaş tedirginliğinin üzerinden atıyordu.Başımı yavaşça eğerek kızın dolgun dudaklarını öpmeye başladım. Kız da beni öpmeye çalışıyordu. Hayatında ilk kez biriyle öpüştüğü belliydi. Kendimi lise zamanlarında gibi hissettim. Kızla öpüşürken bir elimi göğsüne kaydırarak memesini avuçladım. yarım portakal büyüklüğünde olan memesi avcumu anca doldurabiliyordu. diğer elimi ise yavaşça amına kaldırmış bacaklarının arasındaki ince çizgiyi parmaklarımla aralayarak am dudaklarına ulaşmıştım. Islanmaya başlayan amından süzülen sular elimi kayganlaştırarak daha rahat hareket etmemi sağlamıştı. Vücudunda Hem bir zevk dalgası dolaşıyor hem de tedirginlikle kasılıyordu onu kalçalarının altından Ellerimi dolayarak yavaşça havaya kaldırdım kollarını boynuma doladı artık ayakları tamamen yerden kesilmiş kucağımdaydı yavaşça götürerek yatağa uzattım artık bu el değmemiş bal kutusunun tadına bakmak istiyordum. Tekrar üzerine çıkarak dudaklarından öpmeye başladım yavaş yavaş boynuna kaydım boynunu emiyor yalıyor yavaş yavaş aşağı doğru iniyordum mükemmel göğüslerini emmeye başladım. neredeyse tamamını emiyor alabildiğim kadarını ağzıma çekiyordum. göğüs uçları iyice irileşmiş ve sertleşmiş yavaş yavaş öperek oradan bacaklarımı arasına indim şu anda bu muhteşem güzellik gözlerinin karşısında duruyordu parmaklarımla amını aralayarak amının dudaklarını ortaya çıkardım. zevk sularıyla ıslanmış bu Parlak am dudaklarına başımı bastırarak emmeye başladım pembe göt deliğine kadar dilimle iniyor oradan başlayarak amının dudaklarının başladığı yerden yukarıya bızırına kadar yalıyor deliğini ve bızırını emiyordum. Yavaş yavaş amından sızan ağzımı tatlı bir ıslaklıkla kaplayan bu zevk suyunu emiyor adeta kana kana içiyordum Bu sırada kız ise inanılmaz zevk alıyor adeta kıvranıyordu İki eliyle saçlarımı sımsıkı tutmuş bazen amına bastırıyor bazen iterek uzaklaştırmaya çalışıyordu kızın üzerinden kalkarak 69 pozisyonunda ters dönüp sikimi ağzına gelecek şekilde yeniden pozisyon aldım tekrar amını yalayıp emmeye başladım kız ise acemice sikimi tutarak bana teşekkür edercesine ağzına sokmaya emmeye ve yalamaya başladı Bir yandan hayatında ilk defa bir yarrak tuttuğu için tanımaya keşfetmeye çalışıyor diğer tarafta emerek ve yalayarak benim dilimle amını yalayarak verdiğim zevke karşılık vermeye çalışıyordu. Bu sırada kızım vücudunu kasıldığını ve titremeye başladığım hissettim şu anda orgazm oluyor ben o emerken boşalıyordu ağzıma gelen zevk suları daha da artmış Ben ise hiçbir damlasını ziyan etmeden hepsini emiyordum zaman gelmişti Az önce orgazm olan kız artık kadınlığa adım atmaya hazırdı tekrar pozisyon değiştirerek kızım üzerine çıktım dudaklarını Öpmeye başladığımda Az önceki tedirginliği tamamıyla gitmiş sanki bana sevgilisiymişim gibi karşılık vermeye başlamıştı artık vücuduna dokunurken Ellerimi gezdirirken ürpermiyor bana tamamen kendini teslim ediyordu bacaklarını açarak yavaşça arasına geçtim sikimi amımın önünde hizalamıştım Az önce orgazm olması nedeniyle amının genişlediğini biliyordum yavaş yavaş sikimi amına doğru bastırmaya başladım önce hafifçe gerildi Bu sırada Dudaklarını öpmeye devam ediyordum Onu rahatlatmaya çalışıyordum sikimi kaydırarak amının içine Biraz daha bastırdım kafası içeriye girmeye başlamıştı sonra bu şekilde durarak onu öpmeye devam ettim dilimi Ağzımın içinde geziyordum Tam nefes aldığını hissettiğim anda sikimi iyice bastırdım sikim amının içine yarısına kadar girmişti Bu sırada bizim ağzından çıkan kesik bir Çığlık kulaklarımda çınladı artık bekaret zarı yırtılmış kadınlığa adım atmıştı. artık yavaş yavaş sikimi kızım amının en derinine doğru içine sokuyordum sonunda kız sikimin tamamını içine almıştı kızın ıslanmış Gözlerinden Bir Damla Yaş süzüldü süzülen Gözyaşını emerek yanaklarını öptüm Onu sanki ufak kızım gibi davranıp teselli edercesine yanaklarından alnından öpüyordum kız yeniden rahatlamıştı sikimi yavaş yavaş dışarı çıkarmaya başladım kafası içeride kalacak kadar çıkardıktan sonra yeniden yavaş yavaş içeri sokmaya başladım bu şekilde kızın içine girip çıkıyor onu Yavaş yavaş sikiyordum kız ise yeniden bana karşılık vermeye başlamış ufak ufak yüzündeki acı ifadesi zevki dönüşmüştü bir ara kafamı yan tarafa çevirdiğimde kızın annesiyle göz göze geldik kadın Ağlamış gözleri kızarmış ancak yüzünde bir mutlu rahatlama ifadesi vardı kızının ilk deneyimini bu şekilde geçmesi onu Mutlu etmişti kadın gözlerini kapayarak hafifçe başını sallamış bana teşekkür etmişti yaklaşık 10 dakika kadar kızı bu şekilde sikmeye devam ettim kız artık altımda inliyor kıvranıyor yeniden gelmek üzere olduğunu belli ediyord Ben de gelmek üzereydim kızın daracık amı sikimi tamamen sarmış aldığım hazzı arttırmıştı birkaç kere daha girip çıktıktan sonra kızın içine kasılarak boşalmaya başladım bu arada kız da kendini kasmış O da boşalıyordu kızın içinden çıkmadan onu dudaklarından öpmeye devam ediyordum O da bana karşılık veriyordu sanki uzun süredir birbirine Hasret kalmış 2 sevgili gibiydik sikim iyice boşalıp sertliğini kaybetmeye başlayınca yavaşça kızım amından dışarıya çıkarmaya başladım. sikim kırmızı kan ve beyazla karışık döllerle kaplanmıştı. beyaz kırmızı ve pembe sıvının bir kısmı da kızım amından yatağa sızıyordu. ben yataktan kalktım o sırada yan tarafta bekleyen manken kızlardan biri girerek elindeki havluyla sikimi temizlemeye başladı bu sırada zencilerden biri de giderek havluyla kızın amını temizliyordu Kızın annesi de yanına giderek temizlenen kızını yatakta kaldırdı ve ona sarıldı kız ilk defa annesinin Çıplak bedenini sarılıyordu yüzündeki ifade bunu belli ediyordu Bu sırada diğer zenci ve diğer manken kız yatağın çarşafını hızlıca değiştirerek tekrar yerlerine geçtiler kapı açıldığında içeri 2 çıplak manken kız eşliğinde başka bir Âmâ çocuk ve tekerlekli sandalyede bir adam getirdiler ekrana baktığımda çocuğun 21 yaşında olduğunu tekerlekli sandalyedeki adamın ise 28 yaşında olduğunu yazıyordu. zenci görevliler tekerlekli sandalyedeki adamı kaldırarak yatağa götürüp uzattılar ve üzerindeki sabahlığı çıkardılar adamın İnik halde olan siki bile benimkinin bir buçuk katı kalınlığındaydı Bu sırada âmâ ile birlikte içeriye gelen kız da âmâ Çocuğun üzerindeki sabahlığı çıkarmış onu çırılçıplak bırakmıştı. çocuğunki normal büyüklükteydi ekranda yazan bilgiye göre çocuk bakir idi. Zincirlerden biri karımı alarak yatakta uzanan adamın yanına yanına götürdü bu sırada diğer zenci ise annesinin yanında olan âmâ kızı olarak diğer âmâ çocuğun yanına götürdü karım yatakta uzanmış olan engelli adamla sikişirken âmâ çocuk da Az önce bekaretini bozduğum Âmâ kızla sikişecekti. Karım Buse yataktaki adamın üzerine çıkarak öpüşmeye başladı bir eliyle de sikini okşuyordu adamsa karımın bacak arasına elini atmış amını okşuyor yavaş yavaş parmağını karımın içine kaydırıyordu. âmâ çocuk ve kız ise bedenleri birbirine değer haldeyken elleriyle birbirlerinin yüzünü tanımaya çalışıyorlardı İkisi de Tedirgin gözüküyordu İkisi de birbirlerinin âmâ olduğunu anlamışlar yaşlarının Birbirlerine yakın olduğunu fark etmişler ve hoşnut olduklarını belirten o ifade yüzlerine yerleşmişti artık ellerini birbirlerinin vücudunda gezdiriyorlar az önce yüzlerini tanıdıkları gibi şimdi de birbirlerinin vücutlarını keşfetmeye çalışıyorlardı İkisi de öpüşmeye başlamışlardı. Bu sırada karım adamın üzerinde 69 pozisyonuna geçmiş kadınlığını adamın ağzına dayanmış adam karımın amını yalarken karımsa adamın koca sikini emmeye başlamıştı adamın siki tamamen sertleşmiş tüm ihtişamıyla kalkmıştı. Karım bu büyük sikin ağzına ancak çok az bir kısmını alabiliyordu görevli manken kızlar ise ayakta öpüşmeyi devam eden Âmâ kız ve âmâ çocuğa yardım ederek onları yatağa götürdüler kızı yatakta uzanan adamın yanına uzattılar çocuk ise kızım üzerine çıkarak onu öpmeye devam ediyordu. Bu sırada yanlarına kızın uzandığını gören engelli adam hafifçe elini atarak kızın göğsünü okşamaya başladı hafifçe irkilen kız elini atarak yanındaki adamın koluna oradan omuzuna dokundu üzerindeki çocukla öpüşürken yan taraftaki adamın vücudunu tanımaya çalışıyordu âmâ çocuğun siki inanılmaz sertleşmişti görevli manken kızlardan biri çocuğun sikini tutarak kızın amına yerleştirdi oldukça heyecanlandığı belli olan çocuk yavaş yavaş sikini bu daracık ama sokmaya başladı Az önce ben kızın bekaretini almıştım şimdi ise kız çocuğun bekaretini alıyordu çocuğun yüz ifadesindeki inanılmaz rahatlama ve mutluluk kızın Annesini de gülümsetmişti Yan taraflarındaki karımda engelli adamın üzerinde kalkıp Ata Biner pozisyonda koca siki başta biraz zorlanarak da olsa yavaş içine almaya başlamıştı karımın amı iyice açılmış koca siki yavaş yavaş içine en derinlerine kadar alıyordu sonunda karım tamamen adamın üzerine oturmuş bu sikin tamamını içine almıştı Bu sırada hemen yanlarındaki çocuk da kızın içine pompalamaya başlamış şu anda bu iki genç sanki uzun süredir sevginlilermiş gibi şehvetle tutkuyla sikişiyordu. çocuk kızım içine tempolu bir şekilde gidipgelirken kız altında iniyordu yan tarafta karımı siken adam ise eliyle kızın göğsünü okşamaya sıkmaya devam ediyordu. Karım bu haşmetli yarrağın üzerine oturup kalkıyor zevk alıyordu Bu sırada görevli kızlar gençlerin pozisyon değiştirmesine yardımcı oluyordu kızı yatakta domalmış pozisyona getirdiler çocuğun sikini tutarak tekrar kızın amına yerleştirdiler Benim az önce boşaldığım döllerle kaplanan çocuğun sikinin üzerinde biraz da kan olduğu belli oluyordu çocuk bu sefer de kızı bu şekilde pompalamaya devam etti karımı kucağında zıplatan adam ise hem manzaranın tadını çıkıyor hem elini atmış kızım göğsünü daha rahat avuçluyordu kızı kolundan tutarak yavaşça dudaklarına Doğru çekti kız ellerini adamın yüzünde gezdirerek hem adamı tanımaya çalışıyor hem de onunla öpüşüyordu. Adamın üzerinde oturup kalkan karımın inlemeleri artmış boşalmak üzereydi adam karımın içine boşalmaya başladı karım da boşalıyordu yan tarafta sikişen çocuk ve kız da boşaldılar görevli kızlar çocuğu yatağa sırtüstü adamın yanına yatırdılar şimdi değiştirme zamanıydı kızı da alarak engelli adamın üzerine çıkardılar kız adamla öpüşürken Elini atmış adamın sikini tutuyordu adamı sikinin büyüklüğünü fark eden kızın şaşkınlık ifadesi yüzünden Belli oluyordu. Şaşkınlık birazdan içine girecek olan sikin büyüklüğü karşısında korkuya dönüşmüştü.

Yazar:Gökmen Nihal

İnsan Kaynakları Part-4

Artık belli bir beğeni sonrası paylaşım yapacağım. İlginiz ve alakanız için teşekkür ederim. Özellikle yorumlarınız için…

Hayat beni bir köyden çıkarmış, böyle bir cadı kazanın içine atmıştı.. Para kazanmaya hem de iyi kazanmaya başlamıştım. Ama diğer olayları hayal dahi edemezdim…

Eve vardığımda ablam hala uyanıktı. Eniştem seminer için 2 günlüğüne şehir dışına çıkmıştı. Ablam salonda oturmuş, kucağına leptopu almıştı.

Ablam- Kaan gelsene bir kaç tane ev buldum, beğenecek misin bak bakalım…

Yanına gittim, beraber evlere bakmaya başladık… Eve geç gelmişti ve dadı yeni çıkmıştı, geldiğinde üstünü bile değiştirmemişti.. Altında kumaş bir pantolon, üzerinde puantiyeli bir gömlek vardı.. Yorgunluğu atmak için kendine bira açmış onu içiyordu. Gelir gelmez birasından bir yudum aldım..

Ben- Bakıyorum can atıyorsun gitmem için… Bu kadar mı sıkıldın benden..

Ablam- Sıkılmadım, genç adamsın… İyi para kazanıyorsun ve özel hayatın var… Yani gitmeni istemiyorum ama gitmek senin için daha iyi olacak…

Ben- Senden uzakta kalmak istemem, sık sık yanıma gelirsin…

Evlere bakarken, bir ev dikkatimi çekmişti 1+1 evdi ama genişti, asıl ilginç olan yatak odasında ki tavana asılmış aynaydı…

Ben- Tam benlikmiş abla bu.. hahaha, fantezi severim….

Ablam- Bak sen puşta.. fantezi severmiş.. Belli belli, sen iyi bile dayandın yanımızda.

Ben- Abla psikolog kadınsın, böyle yargılama olmaz ama. Yok mu senin fantezin sanki veya fetişin..

Ablam- Şuan ablanım ama.. Hem sanane fantezilerimden fetişlerimden… Abla ile konuşulmaz böyle şeyler…

Ben- Ayna da iyi de tam keyif vermiyor böyle şeyler. Hem seninle de konuşamayacaksam kiminle konuşacağım..

Ablam- Konuşta sınırlar içinde konuş… Ayna da yetmiyorsa sana belli ki daha fazla şeyler istiyorsun…

Ben- Ben daha minimal seviyorum… ( biraz daha cilveli konuşarak ) hani sende biliyorsun ya.. Düğme olayını.. O günden beri açıkçası baya hoşuma gidiyor…

Ablama karşı düğme olayını açmış olmam, onun irkilmesine sebep oldu… Elini hemen gömleğindeki düğmelere götürdü . Muhtemelen Türkan Hanımın dedikleri aklına geldi. İstemsiz dudağını bir saniye ısırdı..

Ablam- Yani.. Güzel tabii ilginç.. Benimde hoşuma gitti aslında… Nerde o düğmeler peki…

Ben- Ofiste cam fanusum var, onun içine attım.. Onları görmek hoşuma gidiyor.

Ablam- Anılarını canlandırıyor değil mi ?

İyice yanına sokulmuştum, konuşurken nefesimi hissediyordu..

Ben- Evet, çok hoşuma gidiyor… Niyetim yenilerini eklemek.. Senin fetişin ne abla söyler misin ?

Ablamın çakır olduğunu o an anlamıştım.. Bir eli hala düğmelerindeydi..

Ablam- Son zamanlarda bende bunu düşündüm aslında.. Ama söylemesi güç biraz…

Ben- Bugün konuşulan her şey daha sonra asla konuşulmayacak…

Ablam- Yargılamandan korkuyorum ama yani.. Bilmiyorum yasak elma desem bence yeterli olur…

Ben- Ucu açık bir terim ama anladım… Güzel fetişmiş.. Senden bir şey isteyebilir miyim abla ?

Ablam- İste tabii..

Ben- Gömleğindeki düğmeler bana lazım.. Yani fetiş için değil, koleksiyon için..

Ablam- Koleksiyon içinse git dışardan al, benimkini ne yapacaksın…

İş yerinde de giydiğini görmüştüm gömleğini, eğer Türkan hanım dikkat ederse, o düğmenin onun olduğunu anla ve kıskanabilirdi.

Ben- Türkan hanım ne yapacak merak ediyorum hem ne ara çıkıp alacağım fırsat mı var… Lütfen…

Ablam durumdan haberdar olduğu için fazla itiraz etmedi.. Yalandan kopartmaya çalıştı ama kopartamadı…

Elimi düğmelerine götürdüm ve tek hamlede kopardım, sonra diğerini… Ablam istemsiz ‘ohh ‘ demişti.. Bu kadınlar hakikaten farklı yaratıklardı…

Ben- Teşekkür ederim abla.. Gözüm gibi bakacağım..

Birazcık göğüs dekoltesi ortaya çıkmıştı.. Hemen elleri ile kapadı..

Abla- Önemli değil, zaten üstümü değiştirecektim..

Hızlıca ayağa kalktı, ve odasına gitti…

Bende daha fazla zorlamamak için odama gittim ve üstümü değiştirdim. Yatakta uyuya kaldım..

Sabah ilk işim ofise gidip düğmeleri cam fanusa atmak oldu.

Ardından bir dizi görüşme yapmam gerekiyordu… Yanıma alacağım asistanların mülakatları vardı.. Öğle arası olmuştu, bende yemekhaneye inmiştim. Türkan hanımı görmüştüm ama beni görünce hiç içeriye girmeden gitti.

Beni kontrol etmişti, odama çıkacağından emindim… Hemen arkasından gittim, beni fark etmedi. Gündüzleri şifre olmadığı için rahat rahat girilebiliyordu. Odadan içeri girdi, cam fanusu içindeki yeni düğmeleri fark etti. Kendi kendine söylendi.. Ne dediği anlaşılmıyordu.. Artık kapının eşiğinde beklemenin anlamı yoktu. İçeri girdim kapıyı kapattım ve şifreyi girdim Artık kilitliydi. Beni görünce şok oldu, ne yapacağını bilemedi…

Ben- Ne işiniz var sizin burada ? Düğmelerimden uzak durun lütfen…

Ne diyeceğini bilemedi, hemen kapıya yöneldi ve açmaya çalıştı ama nafile..

Ben- Nereye kaçtığını sanıyorsun ?

Türkan- Aç kapıyı gidicem, rahat bırak beni..

Yanina iyice yaklaştım,ellerini tutup kaldırdım ve kapıya yasladım.. Gözlerinin, içine içine baktım..

Ben- Sen ne istiyorsun şimdi söyle..

Türkan- Beni bırakmanı istiyorum, haddini aşıyorsun. Şirket benim istediğim yere girer çıkarım…

Ben- Demek öyle, istediğinizi yapabilirsiniz haklısınız.. Sizi bıraksam iyi olacak, ha bu arada bırakmadan önce…

Bir elini bıraktım ve hızlıca gomleginde ki düğmeleri koparmaya başladım.. 3. Düğmeden sonra, yalandan engel olmaya çalıştı ama gömleğindeki tüm düğmeleri koparmam saniyelerimi aldi..

Göğüsleri karşımda duruyordu, bu büyüklükte göğüslerin yer çekimine karşı çıkması mümkün değildi. Dikleştirme yaptırdığı gayet belliydi. Ağzımın suyu akmıştı resmen ama belli etmiyordum.

Türkan- Ne yaptığını sanıyorsun, abarttın artık şirketteyiz…

Ben- Şirkette olmasak yani sorun yok öyle mi ? Seni şımarık fahişe… Şimdi ne istiyorsun anlat..

İşaret parmağımı, piercingli meme uçlarında gezdiriyordum..

Türkan- Bırakmanı istiyorum, haddini aştın.. Bunun hesabını soracağım senden..

Bir anda meme uçlarını sert bir şekilde sıktım.. Hafif inledi..

Ben- Eğer doğruları anlatmazsan olacaklardan ben sorumlu değilim..

Elimi pantolununa götürdüm, bi anda içine soktum ve elim sırılsıklam oldu.. İçinden çıkarıp elimdeki islaklığı ona gösterdim.. Parmaklarımı dudaklarına götürdüm ve dudaklarına sürdüm..

Ben- Anlat artık sabrım kalmadı..

Türkan- ohhh, anlatmak istemiyorum.. Bırak lütfen gideyim..

Kendisi ile kavga ediyordu resmen hem anlatmak istiyordu hemde kendini zayıf hissedecegi için susuyordu. Kuyruğu son ana kadar dik tutuyordu..

Bende ofkelenmis gibi yaptım, iki elimle pantolonunu indirdim.. Sadece bir tanga vardı altında. 2 parmağımı sert bir şekilde amina sokmaya başladım..

Ben- Zaman daralıyor artık… İnsanlar yemeğini bitirmek üzere.. Konuş yoksa herkes görecek bizi… Biraz korkmaya başlamıştı, hem bir yandan inliyor hemde gözlerini benden ayırmıyor..

Türkan- Off anlatamam..

Ben- Anlatacaksın…

Tempoyu arttırmıştım, bir elimle de dolgun kalçasına tokat attım.

Türkan- Offf, yapma dur artık..

Bu sefer göğüslerine sert bir tokat attım.

Ben- Anlat dedim sana..

Artık direnecek gücü kalmamıştı..

Türkan- Beni sikmeni istiyorum hatta yalvarıyorum beni sik.. Kaç zamandır kıvranıyorum. Beni döllemeni istiyorum.. Aynı boyle aşağılamanı istiyorum..

Ben- İtaat edecek misin bana, sadece burada değil ne zaman istersem..

Türkan- Ohhh, ohhh yemin ederim yaparım, ne istersen yaparım. Kölen olmak istiyorum.. Beni yerlebir etmeni istiyorum.

Bir elimle saçından tutup geriye doğru asıldım, Sonra sert bir şekilde dudaklarını öpmeye başladım. Bir elim amında hala girip çıkıyordu.. Deli gibi tutku içinde öpüştük. Ne olduğunu anlamadan, tazyikli bir şekilde boşaldı. Yerler su içinde kaldı. İlk defa böyle birşey görmüştüm.

Onu serbest bıraktım, kendini odamdaki ayna da gördü. Resmen mahvolmustu. Siyah rimeli akmış, gömlek perişan halde ve pantolon yarıya kadar inmiş vaziyetteydi. Pişmanlik vardı yüzünde..

Ben- Şimdi yerleri sil ve dağılan düğmeleri topla..

Bana 4-5 saniye baktı ve itaat etti. Pantolonunu çektikten sonra, masanın üzerindeki bezi aldı ve yeri silmeye başladı. Bende masanın önündeki sandalyeye oturdum ve onu izlemeye başladım. Sikim kopacakti sertleşmekten. Eğer ona ödül mamasını vermezsem, tüm emeklerim geriye tepebilirdi.

Türkan yeri silerken, memeleri mükemmel sallanıyordu. Bende o farketmeden pantolonumdan sikimi çıkardım, Yeri silmesi bitmişti ve düğmeleri topluyordu. Resmen odamda emekleyerek hareket ediyordu.

Ayağımın dibinde duran düğmeye fark ettim, sikimin önüne yere düğmeyi attım ve almasını istedim.

Türkan arkasını döner donmez, sikimi gördü. Emekleyerek yanıma geldi ve düğmeyi aldı. Ağzını sikime yaklaştırdı ve ucunu öpmeye emmeye başladı. Hakikaten mükemmel emiyordu kadın..

Yavaş yavaş birazını daha aldı ağzına. O emerken hafifce yüzüne tokat atıyor, saçını çekiyordum.. Ama bu kadın dominasyonu seviyordu.

Başından tutup bir anda gırtlağına kadar soktum. Nefesi kesiliyir ama geri adım atmıyordu. 3-4 dakika daha sikimi yaladı. Ayağa kalktım. Türkan dizlerinin üstünde, kafasını kaldırıp dilini çıkardı. Tüm döllerimi boşalttım.

Çoğunu yuttu, birazı da dudaklarını kapladı.. Toparlanıp gitmesini söyledim. Yüzünde memnun bir ifade ile ayağa kalktı. Elleri ile gömleğini kapatıp, hızlıca odadan çıktı. Henüz insanlar yemekte olduğu için birilerinin görme ihtimali zordu.

Yerde duran tüm düğmeler aldım ve fanusun içine attım. Üstümü başımı topladım. Ne yaşamıştım böyle, ben kimdim. Bu kadar sert, bu kadar domine bir adam mıydım ben.. Kendim bile inanamıyordum.. Onu sikmemiş olmam, daha iyiydi.. Ne kadar kontrol edilebilir görmek istiyordum.

Yarım saat sonra Tugay bey için asistan işe almıştım. İsmi Arzu. Yurtdışında eğitim görmüş, yabancı dil bilen birisiydi. Geldiğinde anladım ki yüzü kadar fiziği de taş gibiydi. Tugay beyin hoşuna gideceğini biliyordum ama Gaye bu durumdan memnun olmayacaktı, hala içinde tekrardan Tugay bey ile çalışma isteği vardı. Arzu manken gibi giyinmiş, esmer guzeliydi. İncecik beli, dolgun kalçası ve mükemmel göğüsleri ile tüm şirketi arkasından koşturabilirdi.

Arzu’nun girişi yapıldıktan sonra vakit kaybetmeden Tugay bey ile çalışmaya başladı. Tugay bey bana mail atmış, mailinde teşekkür etmişti. Bir süre sonra Gaye yanıma geldi.

Gaye- Kaan bey, rahatsız etmek istemem ama bir sorum olacaktı

Ben- Dinliyorum Gaye sorun nedir.

Gaye- Tugay beye yeni bir asistan alınmış, hala benim umudum vardı onun yanında çalışmaktan.. Açıkçası hayal kırıklığına uğradım.

Ben- Sen Türkan hanımın yanında daha verimli olursun, Türkan hanım ile çalışmaktan memnun değil misin..

Gaye- Memnun değilim diyemem ama Tugay bey ile bir bağımız bir alışkanlığımız vardı. İyi yürüyen bir sistem vardı.

Ben- Emre’yi tanıyorsun değil mi, nasıl yükseldiğini gördün. Bana güvenmelisin. İlerde sende yükselebilirsin. Hem aramızda kalsın, Tugay bey asistanı için bana teşekkür etti bile.

Maili gösterince çılgına dönüşmüştü, gözleri sinirden kızarmıştı.. Planım kusursuz işliyordu..

Ben- Tugay bey ile yakınlığının farkındayım hemde her anlamda… Seni unutan, umursamayan birisi için bu kadar uzulmene gerek yok. Eğer dediklerimi yaparsan, kısa süre içinde yükselir hatta Tugay beyden intikam bile alabilirsin…

Gaye sustu ve düşünmeye başladı. 1 dakika boyunca hiç konuşmadı.

Gaye- Ne gibi isteklerden bahsediyorsunuz..

Ben- Şuan için bir isteğim yok ama olacak. O zaman için bana yardımcı olman gerekecek. Bana bir söz vermen gerekecek.. Bunu yaparsan önünde her kapı açılır..

Gaye- Tugay beye ihanet etmemi istiyorsunuz.

Ben- İntikam almanı istiyorum. Sen biraz düşün, gözlemle daha sonra fikrin değişirse nerde olduğumu biliyorsun..

Gaye’nin aklı karışmıştı, Tugay beyi azıcık tanidiysam Arzu’ya sarkacak hatta parası ve nüfusu ile baştan çıkaracaktır. Zamanla o güvendiği Gaye bana herşeyi anlatacaktı.

Her ihanet sevgi ile başlar…

Gaye gittikten sonra biraz daha çalıştım, yorucu bir gündü… Ablam ile yaşananları hatırladım.. Eve gitmeye korkuyordum bende bir bahane bulup ablama mesaj attım. Arkadaşlarımın evine eğlenmeye gideceğimi, onlarda duruma göre kalacağımı merak etmemesini söyledim.. Organizasyona 1 ay falan kalmıştı, Kulaklığı takıp ses kayıtlarını dinlemeye başladım.

İlginç şeyler öğreniyordum… Şeyma hanım evliydi ve çocuğu vardı, ablama şirkette biri ile seks yaptığını anlatıyordu. Kocasının başka bir şirkette çalıştığını ve aslında seks hayatlarının başlarda güzel olduğunu ama sonradan monotonlaştığını söyledi.

Kocası ile farklı farklı fanteziler deneyerek seks hayatlarını düzeltmeye çalıştıklarını anlattı. Yasak ilişkinin keyfinden vs bahsetti..

Şeyma hanım hakkında bazı fikirler oluşmaya başlamıştı aklımda.. Zamanı gelecekti..

İlginc olan ise Nihal hanımın 1 defa da olsa seansa gitmiş olmasıydı. Birşeyler anlatmaktan ziyade, bazı şeyler soruyordu ?

Yasak aşk, tabu iliskiler üzerine sorular soruyor, ne kadar normal ne kadar anormal onu öğrenmek istiyordu.

Şirkette herkesin derdi seks ve aşktı. Bir kişi bile şirket hakkında stresini, kaygılarını anlatmıyordu…

Odadan çıktım ve şirketin içinde yürümeye başladım… Harun abi yine nöbetçiydi. Onunla karşılaştım, şirkette kimsenin kalmadığını söyledi.

Ben- O kadar geceleri karşılaşıyoruz abi, hiç bakım yaptığın yok senin de..

Harun- Kaan bey olur mu öyle şey, çay demledim yeni, Rahatsız olmazsanız gelin, güvelik kulübesinde içelim.

Ben- Abi bu saatte ne çayı, sen geç beni bekle, 18 yıllık miss gibi viskim var iki kadeh içelim..

Harun- Aman biri anlarsa başım yanar.

Ben- Anlamaz, birisi gelirse haber ver, elimizde viski ile yakalanmayalım.

Harun- Tamam Kaan bey..

Harun abi aşağıya indi bende odama gidip viskiyi aldım. Buz kalmamıştı, aklıma Tugay bey geldi, odasında kesin vardır diyip, odasına girdim..

Masasının yanında duran mini buzdolabını açtım ve buzları aldım. Hazır gelmişken biraz kurcalamak istedim. Çekmecelerde ıvır zıvır doluydu, ama son çekmecenin içinde. Bir sürü kadın iç çamaşırı ve 2 adet uzaktan kumanda vardı. Küçük ve 3 düğmeli bir kumanda. Üstündeki markayı tanıyordum.

Dünyaca ünlü sex oyuncaklari üreten bir firmaydı. Yani bu kumanda bir dildoya aitti. Birisini hemen alıp cebime attım.. Tam çıkacakken, camdan gelenler olduğunu gördüm. Hemen salonda ki kanepenin arkasına saklandım. Telefonu elime aldım tam harun abiye küfredecekken, bana atmış olduğu mesajları gördüm. Telefon sessize kaldığı için duymamıştım…

Elim ayağım boşalmıştı, ne yapacağımı şaşırmıştım..

İçeriye girenleri görünce iyice heyecanım tavan yapmıştı.

Necati- Sen oğlum daha ne kadar gerizekalı olabilirsin, neden hiç kafan basmıyor amk evladı. Türkan’ı bir türlü egale edemiyorsun…

Tugay- Bütün duzenimi alt üst eden sensin, soktun Kaan diye birini işe, bizimle uğraşıyor müsade etmiyor bir türlü.

Necati- Neye müsade etmiyor ahmak herif.. Türkan avcunun içinde onun, senin asistanı da onun yanına aldı.. Senin küçük orospu sana onun hakkında bilgi vermiyor mu ?

Tugay- Bu aralar aramız açık, hiç birşey söylemiyor.

Necati- Muhasebeciyi sikmek yerine onu sik o zaman ahmak…

Tugay- Sana bin defa dedim, at şunu dedim..

Necati- Hala ahmaksın,hala dalyarak dalyarak konuşuyorsun.. Türkan’ın hissesi annesinden kalma, Şirket kurallarını biliyorsun, yüz kızartıcı bir suç işlemesi lazım… Anası öldü kızı kaldı..

Tugay- Sen de zamanında yüksek hisse vermeseydin..

Necati- Ah mal oğlum ah.. Bunun anası olmasaydı bu şirket batardı.. Türkan doğduktan sonra gizlice vasiyet yazmış. Başlarda çok sevdim Türkan’ı ama anası beni korumalarıyla aldattığını öğrendiğimden beri, etimle kemiğimle nefret ediyorum ama el mahkum iyi davranıyorum.

Annen benim için şanstı ama o da göçüp gitti.. Bir sen kaldın dangalak sende hala, sekreter sikmekle, at kovalamak ile uğraşıyorsun. İlerde bir gün ölüp gittiğimde ne yapacaksın aptal…

Tugay- Aklımda bir fikir var baba sende beğeneceksin..

Necati- Söyle neymiş fikrin…

Tugay- Bir kaç defa psikologa gitti bu Türkan, belki bazı şeyler anlattı. Ondan öğrenebiliririz. Ayrıca Emre uzun zaman onun yanındaydı, ondan da öğrenebiliriz hatta sen Türkan hakkında Kaan dan bile öğrenebilirsin..

Necati- Şirketten çalıyor olsa zaten bana haber verirdi..

Tugay- Bu organizasyon sonrası çaldığı ortaya çıkacak, planlarım kusursuz ilerliyor.. Kendini ispat edemeden iftira eline yüzüne bulaşacak.. Tüm hisseler bizim olacak.

Necati- Sen gerizekalı olduğunu için sana güvenmiyorum ama bunu başar, ben ölene kadar şirkete gelme gerekirse. Ama başaramazsan anasının yanına gönderim seni.. Gerizekalı piç

Duyduklarım şok geçirmeme sebep olmuştu, herif beni Türkan’ı yemem için almıştı resmen. Tugay o yüzden ona kötü davrandığımda bana iyi davranmıştı.. O yüzden yeni sekreter geldiğinde ses çıkartmamıştı.. Gayenin onun için çalışacağını biliyordu.. Belli ki iki kere evlenmişti ama benim bundan haberim yoktu.. En önemlisi bu iftira karşısında ne yapacağımdı.. Banane mi demeliyim yoksa müdahale mi etmeliyim..

Necati bey sinirle çıkıp gitti.. Tugay kendi kendine söylenmeye başladı…

Tugay- İşinin de amk, seninde amk, Türkan’ında amk.. Yetti be.. Ne güzel sikiyordum milleti keyfim yerindeydi.. Ölmeyecek gibi yaşıyorsun da, ölümün benim elimden olacak bu gidişle.. Seni o karının yanına yollayacağım, hele bitsin de bu iş…

Tugay bey de çıkıp gitti..

Elimdeki viski ile çıkıp gittim bende, sessizce belli etmemek için 2 kadeh içtim. Eve gitmek istemedim. Taksi çağırdım ve yola çıktım..

Nereye gideceğimi bilmiyordum..

Banane mi demeliyim yoksa müdahale mi etmeliyim.. Kafam karmakarışık olmuştu.

Kendimi Keşfedişim- Bölüm 17

Anasını siktiğimin Çınarı yan odamda annemle sexting yapıp onun onuruna, şerefine döllerini attırmıştı! Hedef belirliydi ve kesinleşmişti, bu bir savaştı, savaşta her şey mübahtı. Sabah kahvaltısı için Selin ve Mert amca bizi çağırdı, açık büfe kahvaltıya geçtik, manzaralı bir yere geçip kahvaltımıza başladık. Selin bikini üstüne yazlık bir elbiseyle gözlerimizi şenlendiriyor yazın son zamanlarının tadını çıkartıyordu. Kahvaltı sonrası sakinlik arayıp butik bir kent gezisi planlamıştık. Birkaç turistik yer gezisi sonrası, Hint dekorasyonlu rustik bir dövmecinin önündeydik ailecek. Selin mekâna bayılmış bize duvardaki motifleri ve dekorasyonun ne anlamlar içerdiğini heyecanla anlatıyordu. Sonun dövmeyi yapan oğlanla konuşmaya başladı, önce ayaklarının altına “SLUT ” yazdırmış Mert amca ve Çınar bunu komik bulmuşlar yapan oğlan ise hemen başka bir istekleri olup olmadığını eğer üç dövme yaptırırlarsa iki dövme ücreti ödeyeceklerini anlattı. Selin ve Mert amca kabul ettiler. Bacaklarının en dolgun kenarlarına gelen yerlerine “queen of spades” işaretli dövmeyi yaptırırken oğlan Selinin kaltak olduğunu anlayınca bu dövmenin kalçalarda çok güzel olduğundan bahsetti. Selin ve Mert amca bakıştılar, Mert amca kararsızdı, Selinin bakışları bana yönelince kesin olarak okeyi verdim. Selin sert bir şekilde kendisinin bu alenin “MOMMY”si olduğunu beline bu dövmeden istediğini ve kocasının kadını olduğundan kalçalarına da yaptıracağını söyledi. Kocasının kadınına bak dövmeyi yapan oğlan Selini tezgaha domalttı elleriyle yoğura yoğura kalçasının sanatını icra etti, bu süreçte ereksiyonum tavan yapmıştı bu ailenin efendisi ben olacaktım. Selin tamamen kölemdi, Mert amca ise Seline karşı pasif kalıyordu.

Dövmeli hali efsoydu bu kadının, bedeni diri olduğundan dövmeler cuk oturmuştu. İnce elbisesinin altından yürüdükçe sallanan kalçalarındaki dövmelerine yoldaki herkes dikkat kesilmişti. Akşam yemeğinin üzerine balo tarzı daha çok ailelerin katıldığı çeşitli dans gösterilerin olduğu etkinliğe katıldık. Romantik bir müzik sırasında Selin elini kaldırıp “beni kim dansa kaldıracak şimdi” dedi. Mert amca, Çınar ve ben ellerimizi kaldırdık. Selin benim elimi tutarken Mert amcaya yönelip “önce misafirimiz” deyince anlayışla karşıladı. Pist bizimdi artık, Selinin gece için kıyafet seçimi siyah  bir mini elbiseydi, büyük memelerini iyice ortaya koyan. Işıklar iyice azaltılmıştı, bundan istifade ederek ellerimi onun kalçalarına indirip sertçe sıkmaya başladım.

-Ben: Kalçalarına tokadı basmak istiyorum, taş gibiler bunlar.

-Selin: Sana bu gece bir sürprizim olacak, biz Mert ile bir süredir açık ilişki modeli düşünüyorduk, bunun üzerine tartışmalar yaşadık, sen hayatıma girince bu tartışmalar biraz azaldı ama yine de en son ki olaylardan sonra bir tatile ihtiyacım olduğunu istediğim kişi ile görüşeceğimi karışırsa da boşanacağımızı ve arap finansörlerimizi unutması gerektiğini söyledim.

-Ben: Anlayışla karşılıyorum sen hep güçlü bir kadın olacaksın, sürprizim nedir?

-Selin: Bu gece sana vereceğim maskeyi takmanın ve bizim ailemiz katılmanı senden istiyorum.

Selinle dansımız bitmişti cevabımı masaya yaklaşırken herkese karşı vermiştim “Anneciğim” diye sarıldım ona oda “oğlumm” diye sarıldı bana masadakiler şaşkın şakın bize bakarken Selin “Kaan bizim ailenin bir üyesi artık, bende onun annesiyim” diyerek çantasında bir anahtarlık verdi bu anahtarlar yedekti ve istediğim zaman evlerine girebileceğimi söyledi. Mert amca ve Çınarla sarıldık, bu mizan seni masum bulmuştular. Danslarla geçen gece sonrası odalarımıza döndük. Mert uyumuştu gelen mesaj sonrası yan odadaki Selinin yanına gidecektim. Selin kapıyı açıp beni içeri aldı, yüzüme bir maske taktı bu maske Japon samuraylarının maskeleri gibiydi, iki tane boğa boynuzu vardı, kırmızı ve şeytanın andıran silüetteydi. Mert Amcayı lobiye göndermiş ve gelmesi için aramıştı onu.

Neler yapacağımızı konuştuk, kapı çaldığında Selin kapıya yöneldi, üzerinde hala aynı elbisesi vardı. Ben yatağın kenarındaki tekli koltuğa oturmuş yayılıyor kafamı sağa sola boş boş çeviriyordum.

Mert amca karşıma oturdu bir kadeh içti, Selin yanımızdan hazırlanmak için ayrıldı. Bekleyiş esnasında benden çıt çıkmamıştı, konuşamazdım,

-Mert amca: Problem yok, tamam, bu gece konuşmak yok.

Selin yanımıza geldiğinde sanki gelinlik giyer gibi beyaz bir babydoll gecelikle gelmişti. Benden telefonumu misafir moduna almamı isteyip, telefonumu Mert amcaya vererek,

-Selin: “Her anını kaydetmeni istiyorum!” Mert amca itiraz edecek gibi olduğunda “”Sadece dediğimi yap!” diyerek ağırlığını ortaya koymuştu.

Selin beni oturduğum yere gelmek için köpek gibi dört ayağının üzerinde yanım geldi

-Selin: “Sana itaat emek istiyorum” diyerek elleriyle kemerimi çözüp pantolonumu indirdi. Sehpahanın kenarında bulunan anal plugu bana verip yavaşça yerde bana karşı iyece domaldı.

-Selin: Mühürle beni sandığını senden başka kimse kullanamasın!

Elime aldığım plugu geceliğin ağ kısmını kenara çekip yavaşça deliğine yerleştirdim. Selinden güçlü bir “ohhh” sesi geldi. Yerimden kalkıp yatağa oturdum, onun tekrar yanıma sexy şekilde gelmesini istiyordum. Kalçalarındaki dövmeler bir harika görünüyordu bu manzaradan. Ayaklarımı eline alıp önce parmaklarımı öpmeye başladı, daha sonra yalayarak bacaklarıma geçti. Bedenimin her noktasına öpücükler bırakıyor itaatini gösteriyordu. Beni hafifçe yatağa yatırdı, taşaklarımın kökünden neredeyse götüme yakın yerleri dilliyle uyarıyordu. Zevk denizlerinde yüzüyordu bu kadın sayesinde. Yavaş yavaş toplarımı ağzına alıp vakumlamaya başladı, sevişiyordu adeta onlarla. Diliyle göbeğime yatık olan sikimi birkaç kez sulu sulu yalayıp kocasını yanına çağırdı,

-Selin: “Mert yatağın kenarına gel çabuk!”  Mert amca hiç ikiletmeden yerinden kalktı artık oda kabullenmişti durumu. Yatağın kenarına yaslanmış çekim yapıyordu bir yönetmen gibi, başrolde Selin ve sikim vardı. Selinim benim sikimi yattığı yerden kaldırıp başına o yumuşak dolgulu dudaklarıyla bir bir öpücüklerini konduruyordu. Diliyle oyunlar oynuyor iyice beni zevke getiriyordu. Birkaç kez sikime okkalıca tükürüp geri tükürüp ağzına aldı, Mert amcanın suratına yaklaşıp birden tükürünce aha yarrağı şimdi ben yedim dedim içimden. Manyak karı her şeyi bok edecekti. Mert amca yerinden kalkınca, Selin

-Selin: Mert ağzına sıçmamı istemiyorsan geç yerine, gerçekten yaparım, unutma konuştuğumuz gibi tatildeyim!

Bu kadarı beni de aşıyordu, tek düşüncem eve sağ salim dönmekti. Selin bunları söyledikten sonra sikimle sevişmeye devam etti. İstediği gibi dibini zorluyor, adeta bitmeyen dondurmaymışçasına zevkle yalıyordu. Finalini büyük düşünmüştü ben yatakta kaldırdı kendisi iyice domaldı, ellerimi kafasına götürüp,

-Selin: “Şimdi beni ağzımdan sikerek boşal, sen bu ailenin boğasısın!” sözleri bitince duraksayıp öylece bekledi. Bende yavaş yavaş ağzını sikmeye başladım, bir ara kalçama sert bir tokat atarak “Hızlan!” diye emredince, verdim coşkuyu sert sert ağzına sokuyordum sikimi. Köklerimden gelen aşırı boşalmayı hissettiğim anda çok istesem de boğulmasından korktuğumdan sikim ağzından çekip yüzüne ağzına memelerine döllerim attırmaya başladım, yüzünü kaplamıştım. Benden bu kadardı amk. Sikimi eritmişti fahişe. Toparlandık, bana her şey için teşekkür etti. Tatilimizi bitirip evimize geldik. Ah evim evim güzel evim demişler. Bir fahişeyi bırakıp diğer fahişeye gelmiştim. Orospu annemi ve onun yeni estetikli götünü özlemiştim. Onu hiçte Çınar’a bırakmaya niyetim yoktu. Çünkü o biliyordum ki benim gerçek annem değildi, beni fakir akrabalarından evlat edinmişlerdi. Bu bilgiyi bildiğimi bilmiyorlardı ailem. Sülalenin eğitimsizliği ve ağzının düşüklüğü küçük yaşlarda duymamı sağlamış, beni daha içe kapanık karanlıklaştırmıştı.

Kendimi Keşfedişim- Bölüm 16

Cuma akşamı hazırlanmaya başladım, kısa hafta sonu kaçamağı için kendimi hazır hissediyordum. Kapının zili çaldığında koştur koştur kapıya koştum gelen Çınardı. Anne ve babamla kısa vedalaşmamın ardından annem Çınara sıkıca sarılıp cebine bir şey koydu, küçük bir paketti. Fark etmemiş gibi yaparak asansöre bindim, Çınar’ın da gelmesiyle bodrum kata indik. Araca yaklaşım bagajına valizimi yerleştirdim. Öne kim oturacak tartışması çıktı Çınar çok istiyordu, ama arımızda telefondan çektiğimiz kurada Seline çıkmıştı.

-Selin: “Anne yüreğim dayanamaz buna ben hakkımı Çınara devrediyorum.” Diyerek işin içinden sıyrılmıştı. Selin Krem beyaz karışımı bir renkte yoga taytı ve crop üstünü giymişti, çok ince olan tayttan adeta götünü deliği görünecek kadar ince giydiği tangası merhaba diyordu bakanlara. Cropu fermuarlıydı, çok geçmeden fermuarını indirmiş göğüslerine bakmamı sağlamıştı. Elleriyle bacaklarıma sürekli temas halindeydi. Telefondan “bu kadar istiyorsan çıkartayım da yala biraz” yazdım. Cevabında “Molayı bekle” yazdı.

Mola yerimiz olarak seçtiğimiz yer lüks bir restauranttı. Menüden en uzun sürede gelecek şeyleri sipariş edip Selinle masadan müsaade isteyip wcye yöneldik. Selin beni kolumdan tutup kadınlar tuvaletine çekti. Tuvalet biraz dardı, sadece bakışıyorduk ayakta. Nefeslerimiz normalleşince ben telefonumu yerleştirip kaydı başlattım. Selin sinyali almıştı, dizleriyle yere çöktü. Jeanimin üzerinden bacaklarıma elleriyle masaj yapmaya başladı çenesini yüzünü fermuar kısmına sürtüyor, şirinlikler yapmaya çalışıyordu.  

-Ben: Aç ağzını! (Bolca tükürdüm ağzına ve yüzüne)

Yavaş yavaş kemerimi çözüp pantolonumu indirdi, boxer üzerinden sikimi ısırıyor, yalıyordu. Fazla bekleyemedim zaten vaktimizin çoğunu harcamıştık, boxerı kendim indirdim. Sikim suratına çarptı. Beklentimin dışında daha da eğilerek bacaklarımı yalamaya başladı. Bacaklarımı vakumlayarak yukarılara çıkıyordu. En son bir eliyle sikimi kendinden uzaklaştırarak kasıklarımı yalamaya başladı. Durmuyordu nefessiz dil darbeleriyle beni tahrik etmişti. Kapının dışından Çınarın sesini duymaya başlamıştık “yemek hazır!” diye.

-Ben: Orrospu çocuğuuu!

-Selin: “Evet, öyle.” Diliyle taşaklarımın dibinden sikimin başlangıcına kadar yavaşça yaladıktan sonra “bu kadar yeter hadi gidelim” deyince her şey bitmişti.  Boşalmamamın gerginliğiyle, ağzını yıkamak için lavaboya eğilen Seline;

-Ben: “Ağzını yıkama! Ağzında kıllı taşaklarımın ve bütün testeronumun tadıyla aile sofranıza oturacak önce oğlunu öpecek sonra kocanla dilin kullanarak öpüşeceksin!” Hakimiyet bendeydi, isteklerim git gide ağırlaşıyordu.

Wcden çıktık önce ben oturdum yerime iki dakika sonra selin geldi yanımıza, Çınarı aslında yanağından ya da alnından da öpse olurdu ama Selin Çınarı hafifçe dudağından öptü, Çınar sevinçten kuduruyor annemi seviyorum diyordu. Selinde bu mutlu aileyi seviyorum diyerek Mert amcanın yanına oturdu, iki eliyle kafasını çevirerek Selin gözleri bir yandan bende dudaklarını ve dilini yalıyor, derince öpüşüyorlardı. Mert amcanın şaşkınlığıyla birlikte ve “aşkımız hep taze” vurgusuyla yemeğe başladık.

Yemek ve mola faslı bitince yola koyulduk, Selinle mesajlaşmalarımız devam ediyordu yol boyunca. Bana üzgün olduğunu şimdi yarım bırakmak zorunda kaldığını, verdiği sözünü tutamadığını için ne istediğimi sordu. İsteklerimin belirli olduğunu bunları daha önce konuştuğumuz yazmıştım. Bakalım bu tatilde hangi isteklerim yerine gelecekti? Otelimize girdik, Çınar ve ben aynı odada kalacaktık, Çınar duş alacağını söyledi hazırlanıp duşa girip çıktıktan sonra banyoya girdiğimde annemin Çınarın cebine koymuş olduğu şeylerin ne olduğunu artık öğrenmiştim. Banyoda annemin en sevdiği ipek eşarbı ve bir sexy bir geceliğin iç çamaşırı kısmı vardı. İç çamaşırı kir içindeydi bununla kendini tatmin etmiş döllerinde eşarba attırmıştı Piç! Her şey alenen ortadayken, acaba masum bir ilişkimi yoksa karşılıklı mıydı? Ip kameramın uygulamasını açıp son bir saatteki görüntüleri taramaya başladım. Görüntülerde annem banyoda telefonu elinde kendini sergiliyor sürekli telefonuna karşı konuşuyordu. Görüntülerde ses olmadığı için ne konuşulmuştu, acaba hangi alçak fantezileri içeriyordu? Bu ses işini nasıl unutmuştum ilk fırsatta çözmem lazımdı bu işi.