Merhabalar, size başımdan geçen ve cinsel hayatımı sil baştan değiştiren bir olayı anlatmak istiyorum.
İsmim Sevgi, 37 yaşındayım. Oldum olası hafif balık etli bir fiziğe sahibimdir; boyum 1,75, göğüslerim ve kalçam ortalama büyüklükte, esmer tenliyim ve uzun, düz saçlarım herkesin beğenisini toplar. Genel olarak güzel bir kadınım diyebilirim ama bu olaylar yaşanmadan önce pek kendimle barışık sayılmazdım. Sosyal medyada cirit atan mükemmel fizikli kadınlara baktıkça özgüvenimi iyice kaybetmiştim. Bu arada, 10 yıldır evliyim ve 7 yaşında bir kızım var. Doğum yapmış, 37 yaşında bir kadına göre genç gösteriyorum ve daha önce belirttiğim gibi, fena sayılmam.
Kocamın ismi Arif. Özel bir şirkette pazarlama ve satış müdürü. Gelirimiz orta düzeyin biraz üzerinde; zengin bir hayat yaşamıyoruz ama evimiz, arabamız var. Kocam sağ olsun, kızımızın da benim de hiçbir isteğimi geri çevirmez, bize her zaman mümkün olduğunca güzel bir hayat sunmaya çalışır. Karşılığında çok çalışır ve iş seyahatleri dolayısıyla hafta sonları dahil pek fazla zamanı olmaz. Yaklaşık 1.80 boyunda, güzel bir yüze sahip ama hafif kilolu bir adamdır. Yatak performansı açıkçası iyi sayılmaz, 12-13 santimlik penisi de beni hiçbir zaman orgazmın doruklarına sürmemiştir. Yaşadığımız cinsellik genelde 5-10 dakika arası sürer ama 1 dakikanın altında bittiği de olmuştur. Bu durumu kendimce hiç sorun etmedim, Arif’e de hiç daha fazlası için baskı yapmadım. Açıkçası tam olarak orgazm nedir, nasıl yaşanır ya da seks ile yaşayabileceğim maksimum duygu ve arzuyu bilmiyordum. Arif’le evlenmeden önce birkaç sevgilim olmuştu ama elleşmeden öteye hiç gitmemiştim ve dolayısıyla evlendiğimizde bakireydim.
Seks hayatımızın sıkıcı olması benim için hiçbir zaman sorun olmadı. Bu konuda arzularım da yoktu, beklentilerim de. Ama kocam kötü seks hayatımızın sorumlusu olarak hep beni suçluyordu.
Arif: Yatakta odun gibisin! Ölü balık gibi yatıyorsun! Şişme kadın alsak senden daha mutlu eder beni!
Bu ve bunun gibi cümlelerle kalbimi çok kırıyordu. Birçok kez sessizce ağlayarak uyuduğumu hatırlıyorum. Ama bu konu haricinde mükemmel bir baba ve mükemmel bir kocaydı. Şefkatli, sevecen ve ilgiliydi. İşinden dolayı bize çok vakit ayıramasa bile, işi dışında geçirdiği vaktinin tamamını ailesine ayırıyordu. Alkol ve sigara kullanmaz, âlem yapmaz, hafta sonlarını çalışmıyorsa ailecek aktivite yaparak geçirirdi. Bir isteğimizi ikiletmeden yerine getirirdi, o an için gücü yetmiyorsa ne yapar, ne eder bir yolunu bulur bizi mutlu ederdi. Ama geceleri o adam gidiyor, yerine seks manyağı bir sapık geliyordu sanki. Bir de seks esnasında küfür eder, kalçamı tokatlar, ben aslında zevk alsam bile Arife pek yakıştıramazdın. Zaten birkaç dakikaya bitecek diye dişimi sıkar ve işini bitirmesini beklerdim. Zaten o da bunu hissediyordu ve bitince söylenmeye başlıyordu.
Bu anlattığım durum yıllarca böyle devam etti. Kocamı yatakta hiçbir zaman mutlu edemedim ama bunu nasıl değiştireceğimi de bilmiyordum. Zaten biraz şehvet ile yakınlaştığımda içime girmesi ile boşalması neredeyse aynı anda gerçekleşiyordu. Bir akşam yine yatakta olmadık hakaretlere maruz kalırken aramızda büyük bir tartışma gerçekleşti.
Arif: Hata bende ki sana sadık kalıyorum. Etraf orospu dolu, veririm parasını yaşarım zevkin doruklarını. Seni sikende kabahat!
Ben: YETER! Bıktım artık hakaretlerinden! Çok istiyorsan git istediğin orospuyu sik ama beni artık rahat bırak. Seks istemiyorum, zevk almıyorum.
Arif: Sen aseksüelsin kızım. Senin seksle alakan yok.
Ben: Evet, yok! Ne yapayım? Ben o hayran olduğun orospular gibi değilim. Senin için katlanıyorum yıllardır; zevk almıyorum, hoşuma gitmiyor.
Arif: Ha şöyle itiraf et! Biliyordum zevk almadığını. Senin seksle alakan yok zaten. Yıllardır ölü bir balık sikiyorum!
Ben: Tekrar ediyorum, git kimi sikiyorsan sik, umurumda değil. Yeter artık, bana dokunma, yeter ki!
Bu tartışma sonrası birkaç gün mecburi konular dışında konuşmuyorduk. Aramız iyice bozulmuştu ve bunun üzerine Arif bir iş seyahati nedeniyle 10 gün şehir dışına çıktı. Döndüğünde benim açımdan sorun kalmamıştı. Zaten 10 günlük süreç boyunca telefonda normal sohbetlerimiz olmuştu, arada yazışıyorduk da. Arif iş seyahatlerinden döndüğünde bana azgın bir hayvan gibi saldırırdı, hatta dönmeden “Hazırlan, bu gece işimiz var” gibi mesajlar yazardı. Sonra da seksi iç çamaşırı ya da gecelik giymedim diye trip atardı. Ama bu sefer hiç öyle olmadı. Akşam yatakta sarıldı, öptü ve “İyi geceler,” deyip arkasını döndü, yattı. Sabaha kadar acabalar kafamı kemirdi durdu. Bir yandan “Ne yaparsa yapsın, zaten ben istedim,” diye düşünüyordum ama diğer yandan “Beni aldattıysa onu bir daha affetmem,” diyordum.
Gece uzun saatler uyuyamadığımdan sabah uyandığımda Arif çoktan uyanmış, kendini ve kızımızı hazırlamış kahvaltı yapıyorlardı. Yanlarına gittiğimde ikisi de baya neşeliydi. Kızımız babasını özlemiş, çok mutluydu. O an Arif’e hiçbir şey sormamaya karar verdim. Duyacaklarıma hazır değildim ve eğer böyle daha mutlu olacaksak, varsın böyle olsun diye kendimi ikna etmeye çalışıyordum.
Haftalar, aylar geçiyordu. Arif arada iş seyahatlerine çıkıyordu ve bana artık yatakta hiç dokunmuyordu. Hatta ben isteyince, “Yorgunum, hiç bu toplara girip sonra kavga etmeyelim,” deyip arkasını dönüyordu. Bir keresinde dayanamadım, hafiften ağzını yokladım:
Ben: Ne oluyor böyle? Aylardır seks yapmadık. Sen nasıl azmıyorsun?
Arif: Sevgilim, bu konuyu artık tartışmak istemiyorum. Ben banyoda kendimi rahatlatıyorum. Hatta günde kaç kez rahatlatıyorum, sen merak etme. Hem bak, böyle daha huzurlu değil miyiz? Ne güzel, sen de rahatsın, ben de!
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.