Ateş Nude Beach’ta -1

Selam ben Ateş. 18 yaşındayım. 1.83 boyunda fit bir gencim. Saçlarım orta uzunlukta, kahverengidir. Basketbol oynamayı ve spor yapmayı çok severim. İstanbul’un deniz kenarı bir semtinde annem ve kız kardeşimle beraber kendi evimizde yaşarız. Annemler 10 yıl önce boşandıktan sonra babamdan bir daha haber almadık. Pek de umurumuzda değildir zaten. Kız kardeşim Defne 16 yaşında güzel bir kızdır. Pek ortak noktamız olmasa da sıkı bir abi-kardeş ilişkimiz vardır. Annem Reyhan, babamın ona bıraktığı İstanbul’un en nezih ve popüler sokağında bulunan restoranında müdür. Çok kaliteli bir yerdir ve sayesinde de çok rahat bir şekilde geçiniyoruz. Hatta annem okul çıkışı hep arkadaşlarımı alıp uğramamı tembihlese de ben o tarz yerlerde pek rahat edemem.

Yaza daha yeni girmiştik. Hafta sonu da olduğundan evdeydik. Ben o sırada daha yeni kalkıyordum. Ama hava öyle sıcaktı ki yataktan zar zor kalkabilmiştim. Kapımı açıp banyonun yolunu tuttum. Salon televizyonundan ” İstanbul, Son 20 yılın en sıcak haziran ayını yaşıyor ” sesleri geliyordu. Eh pek de zor değildi havanın sıcaklığını anlamak. Suyu açıp yüzüme vurdum. Biraz açıldıktan sonra suyu kapatıp yüzümü kuruladım. Salona girdiğimde annem, elinde telefonla koltukta uzanıyordu.

Ben: Günaydın.

Annem: Günaydın oğlum.

Ben: Ya bu ne sıcak ya?

Annem: Ay vallahi sorma yapıştım yeminle. Hiç uyuyamadım gece.

Ben: Dizi izlersen uyuyamazsın zaten. Klimayı açsana ya.

Koltuğa attım kendimi.

Ben: Defne kalkmadı mı hala?

Annem: Defne arkadaşında kalmaya gitti dün.

Ben: Ha iyi tamam.

Yerimden kalkıp odama gittim. Şarja takılı olan telefonumu alıp mesajlara bakıverdim. İnstagrama girdim ama pişman oldum. Yine karşıma arkadaşlarım ve onların sözde renkli hayatları gelince kendimi şanssız hissettim. Bir benim sevgilim olmuyordu. Sporcuydum, basket oynuyordum çok da yakışıklıydım ama olmuyordu. Sevgiliden çok sevişeceğim bir kız da olsa fena olmazdı diye içimden geçirdim. Kafam dağılsın diye sahile inmek geldi aklıma. İstanbul ve yakın çevrelerde sahiller açılmıştı. Yalnız gitmek istemediğim için en yakın dostumu aradım.

Ben: Alo Yalçın. Napıyon la?

Yalçın: Oo ev kuşu hiç aramıyorsun ya? Harbi oğlum sen spor salonuna da gelmiyorsun ne iş?

Ben: Ya bilader sorma ya sıkıntıdayım bu ara. Neyse boşver beni de bugün müsait misin?

Yalçın: Müsaitim kanka.

Ben: Sahile yüzmeye gidelim mi?

Yalçın: Olur kanka. Hatta bak bir fikrim var. İstanbul’un dışında nude beach var. Oraya gidelim hem heyecan olur.

Ben: Ya kanka bilemiyorum ki tuhaf olur utanırım ya.

Yalçın: Kanka sende yani hem sevgilim yok diyorsun ama tek bi hamlen yok aga.

Ben: Of iyi tamam gidelim.

Yalçın: Heh işte böyle ya. 1 saate gelirim hazır ol.

Ben: İyi hadi görüşürüz.

Telefonu kapatıp plaj çantamı hazırlamaya gittim. Annem bir anda odama girdi.

Annem: Nereye gidiyorsun bakalım?

Ben: Yalçın’la sahile gideceğiz.

Annem: İyi çok şükür dışarıya adımını atıyorsun artık.

Ben: Anne yine başlama gözünü seveyim.

Annem: İyi be sustum. Kahvaltı yapacak mısın?

Ben: Yok Yalçın’la yaparız biz.

Annem: İyi hadi dikkat et kendine. Paran var mı?

Ben: Var var

Annem: Tamam hadi iyi eğlenmeler.

Çantamı topladıktan sonra altıma rastgele bir mayo giyindim. Sonuçta nude beache gidiyorduk. Aradan zaman geçti Yalçın beni aradı. Aşağıya inip arabasına atladım. Yol boyunca muhabbet ettik. Yol da uzun sürdü bayağı.

Otoparkına girerken anladım ki burası oldukça güvenlikli bir yerdi. Adamlar otoparkı bile kapatmışlar kimse göremesin diye. Arabadan indikten sonra çıplak bir beyefendi yanımıza geldi.

Adam: Merhabalar. Alino Nude Beach’e hoş geldiniz. Lütfen burada soyunur musunuz?

Yalçın: Hoşbulduk da bu ne acele beyefendi?

Adam: Kusura bakmayın prosedür böyle. İçeride üstünüzü kapatacak herhangi bir kıyafet bulundurmak yasaktır.

Ben: Ya tamam be Yalçın. Seninkine meraklı değiller be!

Yalçın: Tamam yahu! uyarız prosedürüne.

Yalçın ile ayaküstü soyunup mayoları arabaya koyduk. Yalçın’ın aletine bakınca gayet de büyük olduğunu gördüm. O da benimkine baktı. Fark edince hemen gözlerimizi ayırdık.

Adam: Çok teşekkürler. Bu arada içeride her şey +18 olduğu için cinsel ilişkiler serbesttir.

Yalçın: Yok ya bugün sikmeye gelmedik. Öyle bir güneşlenip yüzeriz ya.

Ben şaşkınlıkla Yalçına bakıp adama mahcup duruma düşüyordum. Kankamın patavatsızlığı bizi rezil ediyordu.

Adam: Buyurun buradan sahile gidelim.

Sahil kısmı çok iyi bir şekilde gizlenmişti. Çok da lüks bir yerdi. Önce çim bir alan ve şemsiyeler, ardından da kumluk alanda şezlonglar yer alıyordu. Her şeyden öncesi çalışan personeller dahil çırılçıplaktı. Kumluk alana doğru yürürken burada olan kişilerin hepsi çok genç insanlardı. Bir tarafta hunharca sikişen çiftleri görünce sikim kalktı. Saklamaya çalışarak yürüdüm. Biz de kalabalık bir genç topluluğunun olduğu alanda yerimizi aldık. Yalçın oldukça rahat ve özgüvenli takılıyordu.

Yalçın: Oğlum iyi ki geldik lan. Baksana etrafa kız kaynıyor.

Ben: Hadi bakalım ne diyelim.

Yalçın: Ohoo oğlum sen gelir gelmez kaldırmışsın ya!

Ben: Şşt oğlum manyak mısın bağırma.

Yalçın: Kaç cm seninki.

Ben: 18

Yalçın: Oo iyi. Bugün burdan bir kız çok şanslı ayrılacak.

Ben: Ya bana kim bakar sende saçmaladın iyice.

Yalçın üfleyip arkasına yaslandı. Ben de biraz rahatlamak için yaslandım. O sırada Yalçının yanına bir kız geldi. Kız kısa boylu sarımsı saçlı ve büyük memeli biriydi. İçimden kıza direkt yükselmiştim o anda. Kız yalçının omzuna dokundu. Yalçın gözlüğünü yukarıya kaldırıp kıza baktı.

Kız: Ya bişey soracaktım da rahatsız olmazsanız?

Yalçın: Buyur.

Kız: İnik halini gördüm de kalkık halini çok merak ediyorum. Kaldırabilir miyim?

Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Kız rahatça gelip bildiğin beni sik demişti. Arkadaşımı tanıdığım için verecek cevabı tahmin etmek zor olmadı.

Yalçın: Kaldır bakalım güzellik.

Kız Yalçının sikine eğilip önce eliyle aşağı yukarı yaparak erekte etti. Vakit kaybetmeden de ağzına alıp iştahla saksoya geçti. Yalçın’da kızın kafasını tutup bastırıyordu. Kız doymak bilmiyordu derken Yalçın onu ayağa kaldırıp kucağına oturttu. Benimki de şahlanınca izlediğimi anlamasınlar diye elimle önümü kapatarak denize doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Uzun bir sike sahip olmanın hiç bu kadar sorun yaratabileceğini düşünmemiştim. Neyse denize girdim. İlk kısımlar oldukça sığdı hatta sadece diz kapaklarımın altına geliyordu. Neyse ki su çok soğuk değildi. İnsanlar gülüşüp eğleniyorlardı. Ben biraz daha ilerledikten sonra su tam bel üstüme gelince durdum. Hala erekte olan sikimi avuçlayıp 31 e başladım. Etraftakiler yanlış anlamasın diye biraz uzakta ve arkam dönük çekiyordum. Suyun içinde de ayrı bir zevki vardı. Denizin tuzu ile de daha parlak ve kırmızımsı duruyordu. O anda omzumda bir el hissettim. Ani panikle arkamı döndüm. Kahverengi dalgalı saçlı, benden biraz daha kısa ince belli bir hatun duruyordu. Memeleri tam avuç içim kadardı. Kalçalarını tam göremesem de büyüklerdi sanırım. Kızın gözleri öyle güzeldi ki insan sadece gözlerine odaklanıyordu. Ben de o sırada yakalanmış gibi olduğum için öylece kıza mal mal baktım.

Kız: Güzel mi bari?

Ben: N-ne?

Kız: Sikin diyorum. Güzel mi?

Ben: Y-yani bilmem.

Kız: Az gelsene sığ tarafa.

Ben o anın salaklığıyla kızı sığ tarafa doğru takip ettim. Bana kızacak veya şikayet mi edecekti hala tam kavrayamamıştım. Sığ taraflara gelince kız karşıma geçti.

Kız: Oof fenaymış ya. Bunu niye saklıyorsun benden?

Ben: Ya yanlış birşey yaptıysam çok özür dilerim. Öyle gizli bir yer bulayım dedim.

Kız: Evet çok yanlış bir şey yaptın! Bu büyüklükte bir şeyi sadece 31 çekerek mi sakinleştirecektin?

Ben kızın dediklerini asosyal bir mal olarak dinlediğim için niyetini çok zor anlayabilmiştim. Kız o anda eğilip sikimi yalamaya başladı. O anki haz sayesinde tüm utangaçlığım geçmiş sikim sertleşivermişti. Kız ellerini belimden tutarak adeta kendi ağzını siktirmeye çalışıyordu. Ritme ayak uydurarak bende kafasını iki elle tutup ileri geri hareket ettim. Kız durmak bilmiyordu ve bu çok azdırıcıydı. Sonra ayağa kalktı.

Kız: Kucağına al beni.

Kucağıma aldım bana sımsıkı sarıldı. Sikimi sürte sürte sokmayı başardım. Kız rahat durmayıp bu seferde beni deliler gibi öpmeye başladı. Ben sikimi soktuktan sonra amına rahatça girebilmiştim. Hoplayıp zıpladı yetmedi iyice dibine sokturmaya çalıştı. Ben o sırada zevkten dört köşe olmuş, son gücümle kızı sikiyordum. İnlemelerimiz ve nefes alış verişlerimizi duyan bize bakıyordu ama bizim gözümüz başka bir şey görmüyordu. En sonunda aynı anda boşaldık. Uzun süredir mahrum kaldığım bu zevk beni tek yapışta kölesi yapmıştı. Gücümün bitişiyle kendimizi suya atıverdim. Kız da peşimden neşeli bir şekilde geldi. Cidden çok güzel bir kızdı. Ama gelip niye beni seçmişti?

Ben: Hey baksana. Teşekkür ederim çok iyi geldi.

Kız: Ben de teşekkür ederim bana da süper geldi rahatladım.

Ben: Peki neden ben?

Kız: Arkadaşlarımla yüzerken seni gördüm. Hızlı hızlı denize girmeye çalışıyordun.

Ben: Yine de bu sorumu cevaplamıyor ama gizemli ateşli bayan.

Kız: Bunu kafede birer bardak kahve içerken konuşsak? Uzun hikaye de.

Bir kaşımı kaldırıp sırıttım.

Ben: Oo bayağı hızlı gidiyoruz?

Kız: Salak az önce sikişmedik mi biz? Bazıları bunları evlenmeden bile yapamıyor.

Ben: Adını bile bilmiyorum.

Kız: Seksi de zevkli hale getirmedi mi ama? Tüysüz sulu amcığımı sikmek.

Ben: Hem de nasıl.

Kız: O zaman?

Ben: Sorun yok.

El ele tutuşup karaya çıktık. Uzun süre sonra böylesine hayal bile edilemeyecek bir olay yaşamak benim için yeni bir hayatın başlangıcıydı. Havlumu almak için Yalçın’ın yanına doğru gittik. Gördüğüm manzara beni şaşırtmamıştı. Yalçın hatunun üstüne çıkmış sert sert sikiyordu. Benim yanımdaki kız da onlara bakıp kıkırdadı.

Kız: Arkadaşın da hızlıymış.

Ben: Sorma ya, neyse hadi kaçalım biz.

İlerideki kafeden iki kahve sipariş edip, bar sandalyelerine oturduk. Bunu çıplak yapmak da ayrı bir tuhaftı. Kızın da götü oturunca kocaman olmuştu.

Kız: Biraz ağırdan alalım madem. Adın ne?

İkimiz de yaptığı ironiye gülmüştük.

Ben: Ateş. senin adın?

Kız: Lara. Memnun oldum Ateş.

Ben: Ben de memnun oldum adı kadar güzel Lara.

Lara: Yaa yerim seni.

Ben: Ee anlat artık hikayeni. Neden ben?

Lara: Ya aslında şöyle oldu. Benim uzun süredir ne sevgilim oluyordu ne de yattığım biri. Sonra arkadaşlarım dedi gel gidelim işte orada bir sürü erkek bulursun. E bende çok azmıştım uzun süredir o yüzden kabul ettim. Gelir gelmez de bana büyük sikli yakışıklı erkekler bakıyorlardı. Sıkılınca denize gireyim dedim. Sonra sen yanımdan geçtin ve o an sana düştüm.

Ben: İnanamıyacaksın ama neredeyse aynı sebepten buradayım bende. Uzun süredir depresyondayım. Biraz olsun değişmek ve toparlanmak istediğim için geldik biz de buraya. Aklıma bana sorarken aşırı rahat olman geldi? Hiç mi çekinmedin?

Lara: Çok da çekingen bir tip olmadığımdan ve senin o utangaç ve panik halini görünce seni gözüme kestirdim. Hala beni delice sikmeni istiyorum.

Yüzüm kızarmıştı. Bir anda bu kadar aşık olmam ve azgın olmam tuhaf gelse de çok hoşuma gitti. Lara ile 1 saat kadar sohbet ettikten sonra kalktık. Numaralarımızı aldık. Sonra da Yalçınla beraber denize girdik. Yalçın olanları anlayıp sürekli anlatmam için beni sıkıştırsa da akşam anlatırım diyip oyaladım. Güneşin batımına doğru Lara ile kumlara oturup güneşi izledik. Kafasını omzuma yasladı. Oldukça romantikti.

Ayrılma zamanı gelince eşyalarımızı alıp hep beraber otoparka yürüdük. Lara’nın yanında küçük bir el çantası vardı. Ona veda edip uzun uzun öptüm. Yalçın ile bagajı açıp kıyafetleri alacakken Lara’nın kızgın sesini duydum. Hemen geri döndüm.

Lara: Ya insan hiç mi haber vermez! Ne demek unuttum ya?

Ben: Noldu?

Lara: Tamam kapat ya!

Ben: Ya anlatsana?

Lara: Aşkım ya. Arkadaşlarımdan birinin acil işi çıkınca hemen atlayıp gitmişler beni de unutmuşlar. Üstelik kıyafetlerimin hepsi onlardaydı.

Ben: Ne diyorsun ya. Gel bizimle.

Lara: Kıyafeti ne yapacağız?

Ben: Kız kardeşimin kıyafetleri sana uyar, hem onlar evde yoktur şimdi.

Lara: Ay çok sağ ol ya. Sana nasıl teşekkür etsem azdır.

Ben: Merak etme şimdi telafi edersin bana.

Arabaya bindik. Ben kıyafetlerimi giyinmeden Lara’nın yanına, arkaya oturdum. Otoparktan çıktık.

Ben: 2. Raunt’a hazır mısın?

Lara hiç cevap vermeden önüme eğilip sikimi ağzına aldı. Yalçın da hemen aynasını bize doğru çevirdi. Lara sulu sulu yalarken ben de elimi onun amına attım. Kucağıma aldım bana döndü. Bacaklarını iyice açıp amını hızlıca soktu. Zor da olsa Lara kucağımda zıplıyordu. Ben iki elimle götünü sıkıp çekiyor, bir yandan yüzüme gelen memelerini öpüp yalıyordum. Arabanın içi de iyice ısınırken Lara hızlanmaya çalışıyordu. Sonra onu yan çevirip koltuğa yatırdım. Misyoner pozisyonunda yine sikimi amına soktum. Lara orada öyle sıkışmışken o kadar seksi duruyordu ki daha çok istiyordum onu sikmek. Doymak bilmeyen bir canavar olmuştum. Bağırta çağırta sikerken boşalacağımı anlayıp sikimi çıkardım. Diz çökerek iyice bacak arasına girdim ve üstüne çıkıp sikimi ağzına verdim. Tam o sırada boşaldım. Yüzü döl içinde kalmıştı. Üstüne yığıldım. Yol boyu beraber yatarak geçirdik. Yalçın hiç tepki vermeyince merak ettim. Meğerse telefonda konuşuyormuş yarım saattir.

Derken eve geldik. Yalçın kenarda durdu. Bana bagajdan tişörtümü ve mayomu verdi. Lara arabada tek başına kaldı biz Yalçın ile eve girdik. Ev boştu. Hemen Defne’nin odasına girip dolapları karıştırmaya başladık. Odasının kenarında, bir poşetin içinde siyah beyazlı bir mayo bulduk ve çıktık.

Arabaya gidip Lara’ya verdik. O da iki büklüm giyiniverdi. Biraz sıksa da olmuştu. Sonra Lara’yı bırakmaya gittik. Evi çok uzak değildi.

Lara: Her şey için çok teşekkür ederim.

Yalçın: Biz teşekkür ederiz çok eğlendik.

Ben: Evet canım. Hadi iyi bak kendine.

Lara: Vedalaşır gibi konuşma. Söz verdin yarın buluşacağız.

Yalçın komik bir şekilde şaşkın şaşkın bana baktı.

Ben: Tamam hayatım yarın görüşürüz.

Öpücük attıktan sonra eve girdi. Biz de Yalçın ile bizim eve geçtik. İlk o duş aldı sonra ben. O süreçte annemler de eve kan ter içinde girdiler. Beraber akşam yemeği yedikten sonra Yalçın ile balkonda çekirdek kola yapmaya çıktık. Ona da tüm hikayeyi anlattım.

Yalçın: Vay be azgın! Vay be Aşık! Sen ne çıktın yahu? İyi ki seni mağarandan çıkarmışım bak.

Ben: -çıt çıt- He valla ya. Hayatımın en iyi günlerindendi.

Yalçın: Yarın da Lara ile buluştuktan sonra -çıt- tenhada kıstırırsın onu sen.

Ben: Şşt ya olum sus! Annemler duyacak.

Yalçın: Tamam be.

Öyle konuşa konuşa geceye kadar oturduk. Bakalım yarın neler olacaktı?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir