Aşiret – 7.Bölüm

Çok geçmeden haberler kulağıma gelmişti, Yusuf bir gece kulübünde eğlenirken kızlardan birine biraz fazla samimiyet göstermiş, mekânda olay çıkmış, güvenlikçilerden biri de bizim elemanlardan olunca el altın kıçına bıçağı takmış. Yusuf’un hiçbir şeyi yokmuş aslında ama kavga esnasında biri cebine madde atmış poliste bunu yakalayınca mecburen horozunun öttüğü yere yani memleketine kaçmış. Açıkçası Yusuf hiçbir zaman benim için sorun değildi ama bu benim için bile kolay olmuştu.

Bu esnada okullar başlamıştı, ilk haftanın bu kadar boş olacağını beklemezdim ama çevre edinmem açısından iyi olmuştu tabii sadece merhaba merhaba tanışıklığı… İş için Hakkı beyi toplantıya çağırdım, bu olanlardan bahsettim ve ondan Osman bey ile iletişime geçip işi zorlamasını istedim. Bu toplantı esnasında Hakkı Bey bana bir etkinlikten bahsetti, iş adamlarının ve ailelerin katıldığı özel bir davet ve en önemlisi bizim bu etkinliğe davetli olmamız. Ben, Nuran abla, Hakkı Bey ve eşi olmak üzere dördümüz bu etkinliğe katılmaya karar verdik. Etkinlikten önceki gün sabahında okulu ekmiş evde çalışıyordum ki Nuran abla evi bastı;

N: Azad artık şu konuyu çözmeliyiz!

A: Tövbe ya, ne oldu yine ne yaptım?

N: Kendin fark edersin dedim, seni rencide etmek istemedim ama açıkça söyleyeceğim, berbat giyiniyorsun!

A: Ne var ya gayet iyi (kumaş pantolon ve gömlek. Hepsi eski tip, takım elbise gibi değil)

N: Değil! Hadi gidiyoruz, üst baş alacağız, takım elbise alalım etkinlik için ama bundan sonra takımların özel dikme olacak o yüzden bu gün terziye de gideceğiz… Hadi kalk HADİ!

Nuran Abla beni zorla kaldırmış ve en nefret ettiğim iş olan alışverişe götürmüştü, “onu giy, şunu dene, bu nasıl…” ahhhhh! Gına gelmişti ama yapabileceğim bir şey yoktu çünkü gezerken akranlarımın giyinişlerine baktım ve ben baya 50 yaşlarında biri giyiniyormuşum. En son takım elbise almak için bir yere girdi, aynı zamanda terzilikte yapıyorlarmış içeride bizi siyah kıvırcık kabarık saçlı, gözlüklü, ve zannediyorum giydiği korseden göğüsleri taşar, 40’lı yaşlarda bir kadın karşıladı;

Görevli Kadın (G): Mağazamıza hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?

N: Merhabalar, kuzenim için bir takım elbise istiyoruz, yarın akşam bir etkinliğe katılacağız, o yüzden elinizde ki hazır modellerden 1 takım almak istiyoruz.

G: Tabii hanımefendi, ben size modelleri gösteriyim seçin, daha sonra beyefendi üstüne hazırlarız.

N: (Birkaç takımı inceledikten sonra birini beğenmiştim. Ablam bu alışverişteki sözcülük işini çok sevmiş ve beni konuşturmuyordu) Biz bunu beğendik ve ayrıca özel dikim 3 takım istiyoruz.

G: Tabii beyefendi üstünüzü çıkartır mısınız? Ölçülerinizi alalım. (Ben sadece ceketi çıkartmıştım) Beyefendi tamamen çıkartmanız lazım, sadece iç çamaşırlarınız kalsın.

Bu iş çok hoşuma gitmese bile dediklerini yapmıştım, odada yalnızca ben, Nuran abla ve ismini yeni öğrendiğim görevli yani İsmet Hanım vardı. Bir basamak gibi bir şeyin üstüne çıkmış kollarımı açmıştım ölçülerim alınırken aklıma kötü bir şey gelmemişti ta ki İsmet Hanım “bacaklarını açar mısınız?” diyene kadar. Bacaklarımı açarken büyük bir gaflette bulunarak aşağı bakmış bulundum ve İsmet Hanımın o korsenin de sıkıştırmasıyla ortaya çıkan koca memelerini görünce istemsizce bir sikim hareketlenmeye başladı, içine giydiği gömlek tarzı olan şeyde bir hayli kısaydı göbeği açıktı ve önümde eğilirken de beli iyice açılmış ve kalçaları ortaya çıkmıştı, e artık alt beyinde “yeter lan” diyerek şaha kalktı. İsmet hanım eğildiği yerden kalkarken kafası sikime çarmış ve muhtemelen bunu hissettiği için yüzüme bakmadan arkası dönerek “takımı giyin lütfen” demişti.

Hızlıca arkamı dönerken Nuran abla ile göz göze gelmiştim, eliyle sikimi işaret ediyordu ben de elimle göğüsleri göstererek İsmet Hanımı işaret etmiştim yaptığı hareketlerden bana küfür ettiğini anlamak çokta zor değildi. Hızlıca takım elbiseyi üzerime atıp beni içeri, kabine postaladı. İçeri girdim ve giyindim ama bir sorun vardı, inmiyordu. Biraz bekledim, başka şeyler düşündüm inmedi bende son çare olarak canımı yakmak için kasığımı sıktım ama bu seferde istemsizce bağırmış bulundum. Sesimi duyan Nuran abla kapıya geldi;

N: Canım ne oldu?

A: Eee bir şey yok abla kayıp elimi vurdum

N: Elini mi vurdun? Neyse giyinmedin mi hala sen?

A: A-az kaldı giyiniyorum

N: Sende bir şe- açsana bir kapıyı sen!

A: Yok abla geliyorum zaten şimdi (AÇ!). Sen kaşındın!

N: (Kapıyı açtığımda altımda önü açık bir pantolon vardı, baksırım kapalıydı ama sikim meydandaydı) Azad bu ne hal! Orada bir şey demedim ama ayıp denen bir şey var oğlum, ergenliğini yaşamadın mı sen?

A: Abla valla bende anlamadım, uzun zaman oldu herhalde ondan. (Hay ağzıma tüküreyim ben ne dedim)

N: Elzem gideli de çok olmadı ama tabii işlem öncesini de düşünürsek normal!

A: A-anlamadım abla… (üç buçuk atıyordum anlaşılan bizi görmüş)

N: Anladın anladın da neyse sonra konuşacağız merak ettiklerim var o meseleyle ilgili zaten. (Bir sessizlik olmuştu, o esnada sikime bakıp bana dönmüştü) E inmedi bu, of Azad!

Lafını bitirip, elini sikime atıp baksırımın üstünden okşamaya başladı, ardından sikimi dışarı çıkarıp “Oğlum bu ne lan, nerede büyüttün bunu sen” diyerek derin bir soluk alıp sikimin başını ağzına aldı. İnanılır gibi değildi, ablam gibi olan ve bu güne kadar yan gözle bakmadığım kişi, Nuran ablam bana sakso çekiyordu hem de ne Sakso. Böylesini yaşamadım daha önce, derine alırken diliyle okşuyor, yukarı çıkarken vakumlayarak çekiyor, her hareketinde daha da kasılıyordum, sanki iliğimi çekiyor gibiydi ki zaten çokta dayanamadan ağzına boşaldım. Biraz fazla boşalmıştım ki bir kısmını yutsa bile büyük çoğunluğu yüzüne gözüne gelmişti. Benden peçete istemişti ancak olmadığını söyleyince söylenerek ve söverek eteğinin altından pembe renkli dantelli külotunu çıkartarak ağzını ve yüzünü silmiş ve ardından onu da benim pantolonun cebine koymuştu.

Başka bir kaza olmadan terzide işlerimizi tamamlayıp çıkmıştık akşama gelip takımı alacaktım. Nuran abla bana aşırı kızgındı bense azgın, şuan da altında bir külot olmadığını bilmem, bana sakso çekmesi libidomu aşırı yüksek tutuyordu. Yolda gelirken önce Nuran Ablayı evine bırakmıştım, hiçbir şey demeden gitmişti. Acaba Elzeme bir şey demiş miydi diye merak ettiğim için onu aradım ve olanları anlattım, o da şaşırdı, haberi yokmuş ve oldukça korktu ancak bir şey olmayacağına inandırdım, her ne kadar kendim inanmasam da… Aradan birkaç saat geçmişti ki Nuran Abla aradı, heyecanlanarak telefonu açtım, “takımları almayı unutma” dedi ve yüzüme kapattı. 

Emir almış köle misali ablamın dediğini yapmak için yerimden kalktım, yeni aldıklarımızdan bir şeyler giyerek evden ayrıldım, bu arada arabam ve ehliyetim vardı. Kısa bir süre sonra varmış ve İsmet Hanımla buluşmuştum, İsmet hanım tekrar takımı giymemi ve kontrol etmek istediği söyledi, bende giyindim ve kontrol edilirken bekliyordum;

Gİ (Görevli İsmet Hanım): Evet, beyefendi rahatsınız değil mi sıkan rahatsız eden bir yer yok

A: Açıkçası bacak arası biraz dar, bollaştırabilir miyiz?

Gİ: (Kıkırdayarak) E tabi bir hazine var orada gayet normal sıkıştırması. (Cevap vermedim ve gözlerimi eğerek baktım) Espri yapmıştım, kızacağınızı düşünmemiştim.

A: kızmadım, sadece hazineyi etkileyen bunu söyleyince ne diyeceğimi bilemedim.

Gİ: (Yüzünde azgın bir gülümseme vardı) Tamamdır çıkartın ben hemen düzeltiyim.

A: Burada mı? (İkimizde kahkaha atıyorduk, usulca içeride pantolonu değiştirmiş ve geri dönmüştüm)

Gİ: Aslında keşke burada değiştirseydiniz, ölçünüzü kontrol etmem iyi olurdu. Hmm çıkartsanız ölçünüzü kontrol etsek?

“Elbette” diyerek ayağa kalkıp pantolonumu çıkartmış ve yine baksırımla ayakta dikiliyordum, İsmet tekrar ölçü alıyordu ancak bu sefer farklıydı, daha çok elliyordu, bacaklarımı kalçalarımı hatta taşaklarımı bile ellemişti. Bu elleme durumları da beni tahrik etmeye başlamış ve sertleşmeye başlatmıştı. İsmet bunu fark edince yine suratına o azgın gülümsemeyi alarak “anlaşılan ölçülerden biraz daha bol yapsam iyi olacak” derken elini sikime atıp biraz okşamıştı ki artık tamamen sertleşmiştim “daha da bol olmalı.”. İsmet ölçü alma işini bitirmişti ancak benim önümde bir roket vardı, o dana bunun farkındaydı ki omuzlarımdan beni ittirerek koltuğa oturmamı sağlamıştı.

“Sana yardım edeyim küçüğüm” diyerek baksırımı sıyırdı ve sikimi meydana çıkardı, “hmm güzelmiş” sikimin gövdesi kavrayıp sertçe sıktı, çok sert sıkmıştı ve canım acımıştı bu yüzden bende elimi boğazına atıp sıkmaya başlamıştım. “Sende benim gibi dominantsın ha” diyerek pantolonunu çıkarttı, elimi kalçasına atıp çekerek kucağıma gelmesini sağladım, o yine sikimi ben de kalçasını hunharca sıkıp tokatlıyordum. Altında ki string külotu sıyırıp parmağımı, parmaklarımı içine daldırdım.  Bu esnada ellerini gevşetmiş ve sikimi salmıştı, elimi içinden çıkardım ve aynı anda öbür elimle iyice kendime doğru çekerek sikimi amına hizalayıp durup gözlerine baktım. İsmetin gözleri şehvet ateşiyle yanıyordu, ellerimle belinden tutarak ittirdim ve tek hamlede sikimi içine kökledim.

Sikim içine girince kendini geri doğru saldı, elimle belinden kendime doğru çekerek halen daha içeride duran sağ memesini dışarı çıkarıp, iri ve kahverengi olan ucunu ağzıma alıp emmeye başladım. İsmet bir süre sonra kendi gelmişti, ensemin üstünden saçlarımı yakalamış sertçe çekip beni kendinden ayırmıştı, bir elini de boğazıma atıp üstüm de zıplamaya başladı. O hızlıca yukarı kalkıyor ben de belinde ki ellerimle onu hızlıca geri oturtuyorum, elimin birini açıp olan memesine atıp ucunu sıkmaya başladım, o da intikam alırmışçasına eğilerek boynumu emmeye başladı. Bu yoğun zevke daha fazla dayanamadan İsmetin içine boşaldım.

İsmet halen daha üstümde otuyordu, inanılmaz yorulmuştum, yorulmuştuk. Kısa süre sonra İsmet üstümden kalktı, sikim döl ve am suyuyla kaplıydı bu yüzden ondan bir bez istedim, o esnada ölçü odasının kapısı açıldı ve içeri elinde kitaplarıyla, kısa kırmızı saçlı, hafif makyajlı üstünde küçük göğüslerini örten bir crop ve altında uzun pantolon olan bir kız(!) girdi. Ben şaşkın bir şekilde hareketlenecekken İsmet lafa girdi “Geç KALDIN! Derhal misafirimizi temizle!” diye kıza bağırdı ve o esnada eliyle bana dur işareti yaptı. Kız da bunu hiç garipsemeden “Emredersiniz hanımım” diyerek geldi ve önümde diz çökerek sikimi ve etrafını yalayarak döllerimi ve am suyunun tamamını temizledi ardından bir ıslak bezle sildi ve başka bir bezle kurulayıp pantolonumu giydirdi. O esnada İsmet takımı hazırlayıp getirdi ve verdi, 1 hafta sonrası için diğer takımları almaya geleceğim şekilde sözleştikten sonra oradan ayrılarak eve geçtim. Aklımda o kızıl saçlı vardı, İsmet gerçek bir dominanttı ve kendisine bir köle kazanmıştı. O an içimde bir duygu kabardı, o kıza sahip olma arzusu…

Daha önceden söylemiştim ama bir hatırlatma olsun, bu hikayede kadro geniş olacak bir bölüm geçen isimler bir daha gelmeyebilir ama daha dolu da gelebilir. Ben de bilmiyorum ama bu iki karakter, kızıl saçlı kadın ve İsmet hikaye de önemli karakterler olmasını planlıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir