Annem ve Yeni Çocuk 1

merhaba. hikayeye başlamadan önce kendimden bahsedeyim ben toprak. liseye gidiyorum. boyum 1.68 kilom 52. annemle babam ben daha 2-3 yaşlarımdayeken ayrılmış ve babam almanyaya gitmiş orda evlenmiş galiba tekrar çocukları olmuş mu bilmiyorum. babamı hiç hatırlamıyorum bu yüzden de öyle bir baba figürüm olduğunu söyleyemem pek yani annem büyüttü beni.

annem de kumral, benden biraz daha kısa, yanlışım yoksa 37-38 yaşında olması lazım 86 doğumlu diye biliyorum, beni gençken kazara yapmışlar zaten babamla. gayet bakımlı her sabah işe gitmeden 2 saat saç makyaj uğraşmalar. akşam eve gelip 2 saat bakım rutinleri falan kendine çok düşkün birisi. etine butuna dolgun ve bunları da sergilemekten korkmayan biri annem. gerçekten güzel giyinir ve dikkat çekicidir. herkesin gözü annemin üstünde kalır bu önceden beni çok sinir etse de zamanla hoşuma gitmeye başlaması ile sineye çektiğim bir durum.

annem de çalıştığı için ben okula giderdim, okulum yürüme mesafesiydi zaten, okuldan gelip çantamı apartmanın kapısına fırlatır mahalleye top oynamaya çıkardım annem işten gelene kadar falan genelde de 7-8 en geç 9 gibi gelirdi. küçükken top oynarken komşular teyzeler falan hep “sende kız güzelliği var” derlerdi. haksız da sayılmazlardı aslında. omuzlarıma kadar gelen sarı saçlarım, ki her gün tarar annemin yağlarından kremlerinden sürerdim saçlarıma, fındık kadar burnum, dolgun dudaklarım, elmacık kemiklerim küçük yüzüm falan “kızım” desem beni tanımayanları çok rahat kandırabilirdim sesim de kız gibi inceydi zaten, hala daha öyle gerçi.

kendimi bildim bileli zayıfım, yesem de kilo alamam, öyle pek tüy falan da olmaz vücudumda kollarımdaki tüyler bile sarı çıkar belli bile olmaz. ilkokulda çok aldırış etmezdim ama liseye geçince diğer erkeklerin beni yanlarına almaması bana “ibne” olarak bakmaları beni üzüyodu. halbuki öyle bi durum da yoktu. ben de onlarla sohbet etmek futbol basketbol oynamak istiyodum ama almıyolardı beni aralarına. ben de kızlarla arkadaşlık kurdum nerdeyse bütün lise hayatım boyunca. onlarla takıldım sürekli ama kızlar da bana ilgi duymuyordu resmen onların “gay bestfriend”i olmuştum istemeden. ne kızlarla sevgili olabiliyorum ne erkeklerle adam akıllı arkadaş olabiliyorum derken 2 sene öyle geçti.

11. sınıfın başında sınıfa kerem diye bi çocuk geldi. 1.80 küsür boyunda öyle çok zayıf değil ama pek de kilolu olmayan buğday tenli yakışıklı bi çocuk geldi. ben genelde sınıfta en arka sırada otururdum önümde ve yanımda da bizim kızlar vardı. o gün de kimyacı yanımdaki kızı kaldırıp yanıma keremi oturttu.

öyle bi merhabalaştık biraz sohbet ettik çok cana yakın biriydi. tenefüste diğer erkekler onu basket oynamaya çağırdılar o da gitti. biz sınıfta kerem hakkında konuşuyoduk sınıfın bütün kaşarları erimişti resmen çocuk için. tenefüs bitti bu kan ter içinde oturdu yanıma derslerde falan ufak ufak sohbetler ediyoruz bütün lise hayatım boyunca bana gerçekten en yakın davranan oydu. okuldan çıktığımız zaman aynı yöne yürüdük, aynı otobüse bindik, aynı durakta indik ve tekrar karşılaştık. evin yoluna kadar sohbet ettik yeni taşınmışlar buraya falan annesiyle babasını kaybetmiş sanırım çok kurcalamadım orasını. teyzemlerle kalıyorum dedi yürüdük yürüdük bizim sokağa da geldik bir de ne olsun çapraz apartmana taşınmış bizim yakışıklı.

ben de annemle babamdan bahsettim ona, annem gelene kadar evde tek olucağımdan falan o da beni eve davet etti istersen oturabiliriz akşama kadar hem yemek de yeriz dedi. karnım çok açtı bu teklife karşı koyamadım ve gittim. teyzesi karşıladı bizi o da çok cana yakın biriydi güler yüzle karşıladı bizi doyurdu falan sonra odasına çıktık hala tam yerleşememişlerdi. ben de istersen teyzenle enişten evin kalan işlerini hallederken bizim evde oturalım ayak altında durmayalım dedim olur dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir