Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Anne Beni Affet – Bölüm 1

Merhaba ben Arda ve 34 yaşındayım. Size sapıklığımın başıma ne dertler açtığını anlatacağım. Hikayem 23 yaşında başlayan olaylar silsilesini içeriyor. Yazacağım şeyler gerçekten yaşanmıştır diyeceğim ama buna kaç kişi inanır bilmiyorum. O yüzden isteyen fantezi sansın, isteyen ise gerçek olduğunu düşünsün. Kanıtlama şansım yok sonuçta. Olaylar gerçek olduğu için şöyle olsun, böyle olsun tarzı şeyler söylemeyin çünkü olmayan şeyleri yazmak bana göre değil. Olayları uzatmak için kafadan atarak ekstra şeyler üretmeyeceğim. O yüzden birkaç bölüm daha yaz diye sıkıştırmayın. Bu olayları daha önce kimseye anlatmadım ve biraz da anlatıp rahatlamak için yazıyorum. Ne olur ne olmaz diye isimleri biraz değiştirdim.
Ayrıca noktalama işaretlerine elimden geldiğince dikkat edeceğim ama ben bir yazar değilim ve ufak tefek hatalar, devrik cümleler olabilir.
Vakit buldukça yazacağım. Olaylar tamamen aklımda olsa da olayları anlaşılır, okunabilir şekilde aktarmak uzun sürüyor yine de. Hadi başlayalım.

————————————————————————

Ben, annem, babam ve benden 2 yaş küçük küçük kız kardeşim ile beraber büyük bir şehirde uzun seneler yaşadık. Annem ve babam benden 24 yaş daha büyükler. Olayların gidişatında kaç yaşlarında olduklarını o şekilde hesap edersiniz.

Babamın adı Sinan. Onunla aramız fena değildir ama sanıyorum ben küçük yaşlardayken başlayarak birbirimizden biraz uzaklaştık. Babam iyi bir insandır fakat işyerindeki stresten dolayı küçüklüğümde bana biraz sert davranırdı. Oradaki stresi eve taşıması bana hep saçma gelmiştir ama yapacak bir şey yok. Ben de biraz hassas biri olduğumdan onun bana davranışları zamanla aramıza biraz soğukluk girmesini sağladı. Soğukluk darken aramızda herhangi bir problem olmadı hiç ama çok samimi de değildik. Bazı insanlar babalarıyla şakalaşır ya biz öyle değiliz işte. İçten içe hem o hem de ben öyle olmak isterdik herhalde ama artık biraz geç onun için. Babam fizyoterapist bu arada. Üç kişi olarak işlettikleri bir klinikleri var. Bir fizyoterapist işyerinde niye streslensin diyebilirsiniz ama sürekli insanlarla uğraşınca ve tam olarak kendi işinizin patronu da olmayınca stresli bir iş yeriniz oluyor galiba, bilemiyorum.

Kardeşimin adı Sevda ve hikayenin başlangıcında üniversitede okul öncesi öğretmenliği okuyordu.

Annemin adı ise Selma. Babamın aksine annemle her zaman çok samimi olmuşuzdur. Yaşım kaç olursa olsun hep sarılma, öpüşme tarzı ilişkimiz devam etmiştir. Bu tamamen anne-oğul ilişkisi içinde tabii ki. Okuldan gelince anne naber deyip öpmek sarılmak gibi yani. Bir anne ile oğul arasında bunun dışında bir şey insanın aklına bile gelmez zaten öyle değil mi?
Annemi 160 civarı boya ve 65 kilo civarı kiloya sahip tipik bir Türk kadını olarak tanımlayabilirim. Beyaz tenli ve siyah saçlıdır ama kendimi bildim bileli saçlarını sarıya boyar. Balık etli, kıvrımlı güzel bir kadındır. Genelde kıvrımlarını belli eden pantolonlar veya etekler giyer. Aşırı şekilde değil tabii ki ama modern tarzda giyinir demek istiyorum yani. Dekolte giymemeye özen gösterir.

Anneme karşı herhangi bir ilgim olmamıştır hiç fakat güzel bir kadın olduğunu düşünmüşümdür hep. Milf veya mature diye tabir ettiğimiz kadınlar hep ilgimi çekmiştir ama annemi hiç o şekilde düşünmedim. Nasıl başladı bilmiyorum da ensest beni hep tahrik etmiştir ve bu konuda da annemi hiç düşünmedim. Benim için başkalarının fantezilerini izlemek veya okumaktan ibaretti ensest. Hatta madem ensest bu kadar ilgimi çekiyor da niye annemi hiç düşlemedim diye düşünmüşümdür hep. Bir iki kere duş alırken kendimi zorlayıp düşünmüşlüğüm oldu ama devamı gelmedi. Sağlıklı olan da buydu zaten zorlamanın manası yoktu.

Annem ve babamın arası genelde iyi olmuştur. Gençken birbirilerini çok sevip evlenmişler. Küçükken onların yatak odasından gelen sesleri çok duymuşluğum vardır. Sonradan bu sesler gittikçe azaldı ama nadiren duyuyordum yine.

Babam iyi adamdır demiştim fakat ondan iyice uzaklaşmamın sebeplerinden biri de telefonunda annemi aldattığına dair kanıtlar bulmam olmuştu. Babam teknolojiden çok anlamaz ama büyük hevesle ve uzun taksitlerle bir akıllı telefon almış ve elinden düşürmez olmuştu. Genelde okey vb oyunlar oynardı ve sürekli mesajlaşıp konuştuğu kişi veya kişiler de vardı. Kimle ne konuştuğu beni hiç ilgilendirmezdi fakat bir gün uzunca mesajlaştıktan sonra telefonu kilitlemeyi unutup tuvalete gittiğinde gördüm ki bir banka ile uzunca mesajlaşmışlardı. Tabii ki banka ile mesajlaşılmaz, birini saklamak için adını banka olarak kaydedersin. O gelmeden hızlıca mesajlara göz gezdirince bir kadınla mesajlaştığını ve olayların masum mesajlaşmalardan çok daha ileri seviyede olduğunu gördüm. Hatta ertesi gün kadının evinde buluşmak için randevulaşmışlardı bile.

O gün babamı takip ettiğimde annemi aldattığı kişinin seneler önce beraber çalıştığı bir hemşire olduğunu gördüm. Bu kadın annemi de yakından tanıyan incecik, zayıf bir kadındı. Babam onda ne buldu bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum. O da evli ve bir oğlu olan bir kadındı.

Olanları anneme söylemeyi günlerce düşündüm ama bir türlü yapamadım. Babam da artık o kadınla görüşmüyordu sanırım. Hem annemi aldatması sebebiyle hem de beni böyle bir strese soktuğu için babamı hiç affetmedim ve etmeyeceğim de muhtemelen.

Yıllar böyle geçip gitti ve ben de annemin yolundan gidip coğrafya öğretmenliğini kazandım.
23 yaşında üniversiteyi bitirip coğrafya öğretmeni olarak doğudaki bir şehre atandım. Annemden dolayı hep öğretmen olmak istemiştim ve branş olarak da coğrafyayı sevdiğim için üniversiteyi okumakta ve bitirmekte pek zorlanmadım. Asıl zorlandığım şey ise doğuya tek başıma gitmek oldu. Aslında kötü bir yer diyemem, memleketimizin her toprağı güzel ama küçüklüğümden beri yaşadığımız lüks siteden ve gelişmiş bir şehirden sonra alışmam oldukça zor oldu. Bu yüzden ilk ara tatilde uçağa atladığım gibi evimizin yolunu tuttum.

Annemlerle en son bir hafta önce konuşmuştuk ve tatilde geleceğimi söylememiştim ama sonuçta o da öğretmen olduğu için tatillerimin ne zaman olduğunu biliyordu ve eve gelmeyi dört gözle beklediğimi biliyorlardı. Uçağa binmeden iki saat önce saat 9 civarında annemi aradım ama cevap vermedi. Genelde kısa süre sonra dönerdi ama dönmeyince tekrar aradım ve yine cevap alamadım. Ardından meraklanıp evin telefonunu aradım ve telefonu açan kardeşim annemin odasında olduğunu söyledi. En azından kötü bir şey yok diye düşünüp üzerinde durmadım. Annemle konuşup geleceğimi söylemeyi düşünmüştüm ve ısrar edip havalimanında karşılayacağını söylemesini bekliyordum fakat o konuşmayı yapamadık. Olsun 4-5 saat sonra eve gidip sürpriz yapmak da güzel olurdu.

11:20 uçağına bindim ve saat 16 civarı evin kapısına kadar gelmiştim. Kardeşim evdeydi ve kapıyı o açtı. Birbirimizi çok özlediğimiz için sarıldık, öpüştük ve içeri geçtik.

Annem her zaman titiz, düzenli bir kadın olmuştur. Eve genelde yorgun gelmesine rağmen her yeri toparlar, siler, süpürür ve yemeğini yapar.
O yüzden kapıdan girdiğim anda evdeki düzensizlik hemen gözüme çarptı. Zaten göze çarpmayacak gibi değildi. Etrafa saçılmış giysiler, yerinden çıkmış koltuk minderleri, devrilmiş sahpalar ve yere sanıyorum bir sahpanın üzerinde dururken yere düşüp kurumaya yüz tutmuş bir içecek.

Hemen kardeşime dönüp bunların sebebini sordum ama bir şey bilmediğini, onun da eve yeni geldiğini ve annemin hala odasında olduğunu söyledi. İşte o zaman garip bir şeyler döndüğüne tamamen kanaat getirdim. Evimiz dubleks. Alt katta benim ve kardeşimin odaları var, üstte ise annemlerin yatak odası.

Hemen hızlı şekilde üst kata çıktım ve kapısı kapalı olan yatak odasının önüne geldim. Kapıya tıklattım fakat herhangi bir ses gelmedi. Bir kere daha tıklatıp bekledim ama yine ses yok. Ardından kapıyı açtım ve karanlık odaya girdim. Işığı açmayı düşündüm ama onun yerine perdeleri hafifçe araladım ve annemin gerçekten de yatakta olduğunu gördüm.

Annem bu saate kadar yataktan çıkmadığına göre herhalde iyi hissetmiyordu. Ayrıca hırıltıyla nefes alıyordu ve giydiği, daha doğrusu giymediği şeylere bakılırsa ateşi de vardı.

Şunu söylemeliyim ki annemi daha önce hiç çıplak görmedim. Mayo giydiğini gördüm ama genelde dekoltesiz mayoları tercih ederdi. Şu andaki manzara ise nefesimi kesmişti. Anneme karşı daha önce herhangi bir ilgi duymadığımı söylemiştim fakat annem sadece iç çamaşırıyla üstü açık şekilde yatıyordu ve külotunun ipleri kalçasının içine doğru girmiş tangaya benzer bir hal almıştı. Bembeyaz, yusyuvarlak ve büyük bir göt annemin de olsa karşımda neredeyse tüm çıplaklığıyla duruyordu. Annem yüz üstü yatmış ve bacaklarını dümdüz şekilde yatağın ayak ucuna doğru uzattığı içim götü yatağa yayılmış, her nefes alışverişinde milimetrik şekilde oynuyordu.

Bu kadın daha önce hiç seksi duygular beslemediğim annemdi ve bunun sebeplerinden biri de onunla neredeyse arkadaşça bir ilişkimiz olmasındandı. Yani o tarz duygular beslesem ve onu hayal etsem ona ihanet etmiş gibi hissedeceğimi düşünürdüm hep. İyi niyetini suistimal etmek gibi bir bakıma.

Fakat o anda öyle bir durumdaydım ki tüm bu düşüncelerle savaşır hale gelmiştim. Benim için bir dönüm noktasıydı bu adeta. Bundan sonra bu sahneyi aklımdan nasıl çıkaracaktım. Nasıl anneme karşı her zamanki gibi masum şekilde bakabilecektim. Kesinlikle hayatımda gördüğüm en tahrik edici sahneydi. Annem veya başka biri farketmiyordu, yarım metre ötemde muhteşem bir göt tüm ihtişamıyla duruyordu. Kendimi kaybedip elimi atıp dokunmaktan zorla durduruyordum kendimi. Hafifçe dokunsam hissetmez herhalde diye kendimi kaptırmaya başlıyordum artık. O kadar yakındım ki üstündeki benleri, pütürleri bile net şekilde görebiliyordum.

Kendimi durdurmayı başarıp beynime biraz kan gitmesini sağladıktan sonra gözlerimi yukarı doğru kaldırdım çünkü göt güzel olsa da bir külotun arkasında saklıydı. Üst tarafı saklayacak bir sütyen ise yoktu. Annem galiba ateşinden dolayı sütyeni çıkarmıştı ama neden yüzüstü yatıyorsun veya niye sadece sütyeni çıkardın diye anneme biraz içerlemiştim. Annemin ortalamanın biraz üstünde büyüklükteki göğüsleri yüzüstü yattığı için yatağa yayılmıştı kolları sol göğsünü kapatsa da sağdakini yandan net şekilde görebiliyordum.

Göğsü bu şekilde görmek için yana eğilince canım annemin yüzünü de ilk defa görmüş oldum. Bana hep sevecen şekilde bakan o yüze bakarken bir yandan çıplak göğüslerini ve kalçalarını görebilmek inanılmaz garip bir duyguydu. Ne yapıyorsun sen diye kendime çıkışmama sebep olsa da o noktayı çoktan geçtiğimi biliyordum.
Annem biraz kilo mu vermişti yoksa hep böyle miydi bilmiyorum ama tekrar annemin ayak ucuna geçip bakınca götünden beline doğru çıktıkça belinin inceliği ona çok kadınsı bir görünüş veriyordu. Büyük yuvarlak göt ve içe doğru kıvrılan daha ince bir belden sonra tekrar genişleyen omuzlar ve yandan yatağa yayılan göğüsler. Annemin bacakları ve ayakları bile öyle güzeldi ki nasıl olmuştu da daha önce farketmemiştim. Bu yaştaki kadının vücudu nasıl bu kadar etkilemişti beni? Cevabı biliyordum tabii ki. Ensest sevdası kendi anneme karşı da beni içine almıştı. Daha önce hep başkalarının anneleri için yazdıkları hikayeleri okumuş veya anne-oğul temalı videolar izlemiş ve inanılmaz tahrik olmuştum ama kendi anneme karşı ilgi duymadığımı düşünmüştüm fakat şimdi kendimi kandırdığımı anlamıştım. Karşımdaki kanlı canlı annem önceki düşüncelerimi tamamen değiştirmişti, artık ensest demek kendi öz annem demekti benim için bunu biliyordum.

Zaman kavramını tamamen yitirmiştim, belki de 15-20 dakikadır ayakta durmuş annemin tüm vücüdunu zihnime kazıyordum ama sadece hayallerimde durmasına gerek yoktu ki. Perdeyi biraz aralamış olmama rağmen hala içerisi loştu. Perdeyi biraz daha açmaya karar verdim ve tekrar annemin ayak ucuna döndüm. Telefonumu çıkardım ve önce birkaç fotoğraf çektikten sonra bir de video çekmeye başladım. Bu yaptığıma şaşırıyordum bir yandan. Ben böyle biri değilim, neler oluyor bana diye düşünüyordum ama annemin vücüdu beni hipnotize etmiş başka biri haline çevirmişti…

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler