Selam ben EGE, 19 yaşında spor yapan, fiziki gayet güzel kızların arzuladığı biriyim. Yaşadığım şehirde ablamın da iknaları sonucunda üniversitede matematik kazanmamla başladı hikayem. ABLAM Ezgi, 28 yaşında, 176 cm, zayıf, dışarıda görenlerin tekrar bir daha baktığı bir kadın. Benim bölümümde öğretim görevlisi, bir defa evlendi ve eniştemin vefatı ile dul kaldı. Üniversite açıldığı zaman ilk dersime ablam girecekti. İlk günden belli etmemek babında ondan ayrı, bağımsız bir şekilde okula gitmiştim. İlk günün karmaşası ile zor da olsa sınıfımı bulup yerime oturdum. Bir süre sonra isimlerinin sonradan Can, Tugay ve Azat olduğunu öğreneceğim 3 genç girdi. Kısaca onları özetleyeyim:
-CAN, 192 cm boyunda, uzun boylu, kaslı, sarışın, dalga saçları olan bir erkek.
-TUGAY, Can’a göre biraz daha minyon, 176 cm boyunda, esmer, çiti piti birisi.
-AZAT ise tam bir Kürt erkeği, 186 cm boyunda, kısa subay saçları, sakalı ile her kızın altında inlemek isteyeceği bir erkek.
Onların sınıfa girmesi, sınıftaki tüm kızların onlara bakması bir oldu. Şen şakrak tavırları, ilk günden böyle alışmış olmaları şaşırtmıştı. Benim oturduğum ikili sıranın birisi yanıma, diğer ikisi de arkaya oturmuştu. Biraz muhabbetten sonra ablamın normal bir etek ama göğüslerini belli eden bluzu ile içeri girmesiyle kendini tanıtması ile ders başladı. Herkes sus pus oluverdi, bir anda herkesin gözü hocaya yani ablama dikildi. Arkamda oturan Azat, “Of karıya bak, derse gelmemiş, kendini bize sergilemeye gelmiş,” dedi. Bunu duyduğum anda beynimde şimşekler çaksa da maalesef sesimi çıkaramamıştım çünkü kimse bilmiyordu. Tugay da onu onayladı. İmza kağıdı bize gelmişti, yanımdaki andavallar ilk gün olduğu için bir şey getirmemiş, boş gelmişlerdi. Ben de ablamın zoruyla kalem defter alıp gelmiştim. Sonra:
-Can: “Kanka merhaba, kalemini kullanabilir miyim?”
-Ben: “Tabi, evet, buyur.”
-Can: “Sağol kanka, bizim salaklar bir şey getirmedi, iki dakika imza atsınlar,” dedi. Bu arada ben Can, arkadakiler de Azat ve Tugay.
-Ben: “Ege, ben de memnun oldum, maşallah ilk günden sıkı fıkısınız.”
-Can: “Evet, aynı yurtta kalıyoruz, oradan tanıştık. Biraz da erken gelmemizin sebebi ile baya sıkı olduk, sen de katılsana bize, sen nerelisin?”
-Ben: “Buralıyım, ben aile evi, hala maalesef.”
-Can: “Öyle deme ya, bizim yurtta yemekler falan berbat, aile evi hiç yoktan iyidir.”
-Ben: “Ahahah, haklısın, o yönü düşünmemiştim. Olmadı, bize gelirsiniz bir gün, sonuçta 4 yıl beraberiz, uzamazsa.”
-Can: “Ooo kardeşim bee, gençler bu Ege, tanışın hemen.”
-Tugay: “Oo kardeşim merhaba, ben Tugay.”
-Azat: “Memnun oldum, ben Azat.”
-Ben: “Memnun oldum, hepinizle tanıştığıma,” dedim.
Ablam ilk günden derse başlamıştı. Dersi belki de en zor olanıydı ama o adeta sayılarla dans eder gibiydi. Can kulağıma eğilip, “Oruspunun yaptığına bak, ilk gün kafamızı sikiyor, gün gelir bende onun kafasını sikerim,” demişti gülerek. Sinirlenmemin boşuna olduğunu düşünüp akışına bırakmaya karar verdim çünkü başka biri böyle girse derse, ben de ona muhtemelen böyle söyleyecektim. O yüzden bozuntuya vermeden, “Haklısın ya,” dedim. Dersi dinlemeye devam ettik. Sonunda ders bitti, “Çıkabilirsiniz,” demişti. Ayağa kalktım, arkamı döndüğümde Azat, “Gel çay içelim, tanışırız okuldan sonra da bizi gezdirir misin?” diye sordu. “Olur,” dedim, o da ayağa kalktı. Kantine gidecektik ama gözüme Can’ın devasa büyüklükteki aleti takıldı, adeta pantolonu yırtacak sanki. Pantolon üstünden böyle gözüküyorsa, canlısı nasıldır kim bilir, dedim ve “Kanka dikkat et, silah belli oluyor,” dedim gülerek. O da, “Ya ahaha azdırdı oruspu, dersinin başından beri onu çeşit çeşit fantezi kurup siktim,” dedi. “Ders mi dinleyebildim?” dedi garip bir şekilde. Bu durumdan zevk almıştım. Sonra kantine gittik, numaralarımızı falan aldık. Günün geri kalanında derslere girip şehri gezdik, baya eğlenceli çocuklardı, kanım onlara ısınmıştı. Akşam olunca dağıldık, onlar da beni sevmişti. Eve geldiğimde ablam hala gelmemiş, annem yemek yapıyordu. Kapı çaldı, gelen ablamdı.
-Ben: “Oo kraliçe, teşrif etmiş sonunda eve.”
-Ablam: “Aynen ya, ilk gün olduğu için baya yoğun geçti, öldüm, çekil, duşa giricem.”
-Ben: “Ya dur, ben de giricem, çocuklarla gezdik, öldüm ben de.”
-Farkettim, hemen arkadaş bulduğunu görünce sevindim ama biraz piç tiplere benziyorlar, dikkat et. Şimdi çekil, ben girip çıkarım. Ve benim ablan olduğumu kimseye söyleme sonra ayrıcalıklı felan derler
-Of tamam, hadi hızlı ol,” dedim. Ablam banyoya girdi, sonra annem, “Hadi hızlı olun, yemek hazır birazdan,” diye bağırdı. Bir süre sonra ablam çıktı, ben girdim, soyundum. Bugünkü güzel kızları görünce baya benim de sikim kalkmıştı. Kıyafetlerimi kirliye atarken ablamın bugün giydiği kıyafetler gözüme takıldı. İlk defa dikkat etmiştim. Elime aldığımda ise altında içine giydiği dantelli siyah külot ve kırmızı sütyeni gözüme çarptı. İstemsizce elime aldım, koklarken buldum kendimi. Sikim taş gibi olmuş, boşalmamak için kendimi zor tutuyordum. Bugün Can’ın ve Azat’ın söyledikleri gelmişti aklıma, ben de ablama karşı bir şey hissetmeye başlamıştım. Azıcık asılayım derken bir anda boşalmaya başladım, her yer döl olmuştu. Kendimden bir an utandım, hemen duş alıp çıktım ve yemeğe oturdum.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.