Bir Orta Dünya Hikayesi 10 – Yaşlı Kadının Evinde

Beni mi takip ediyorlar, ben mi onları takip ediyorum, anlayamadım. Eğer beni gördülerse kesin beni bir şekilde kıstırırlar ve yakalarlardı. Eğer beni görmedilerse, neden her onlardan uzaklaşıp, köye yeni bir yoldan gittiğimde onlarla karşılaşıyordum. Belki de tamamen şanstı. Bugün üçüncü kez ayrı yoldan giderken karşılaştım muhafızlarla köye dönerken. Bari yanımdaki bu kılıçları kuytu bir yere saklayıp, üstünü yaprak ve dalla kapatayım. Madem köye bu akşama kadar dönemeyeceğim uygun bir zamanda buradan alayım. Sakladığım yeri unutmasam bari. Sanırım Ostronlular iyice anladılar bir şeyler yaptığımızı. Biraz daha yukarıdan gidersem belki onlarla karşılaşmam. Evet bu yol iyi geldi ama nereye geldim anlayamadım. Akşam da oldu. Şu ilerideki bir Nordon köyü olması lazım. Herkes nasıl da telaşlı. Nedense buralarda bir muhafız göremedim. Yine de temkinli olmamda fayda var. Şu ilerideki ev daha sakin geldi. Bir ihtiyar kadın girip çıkıyor eve. Oraya mı gitsem.

Kadın kapıyı tam kapatırken arkasından girdim. “Korkmayın, muhafızlardan kaçıyordum. Ben de Nordonlu’yum. Buraya gelmezler diye düşündüm.” Kadın nedense oldukça sakin bir şekilde kapıyı arkamdan kapattı ve beni süzdü. Korkmak bir yana, “Çok yorulmuşsunuz belli.” dedikten sonra sordu “Hangi köydensin?”. Ben de köyümü söyleyince, “Ha, evet biliyorum o köyü. Olben hep anlatırdı. Yoksa sen, o kahraman delikanlı mısın?” diye karşılık vermesi beni hem utandırdı, hem de gururlandırdı. “Daha henüz bir şey yapmadım ki. Zaten yaparsak hep beraber yapacağız” dedim. İçeri girdik.

Evi bütün Nordon evleri gibi sadeydi ve ihtiyar olduğu için pek fazla yiyecek ve odun toplayamadığı belliydi. Ancak kendine yetiyor gibiydi. Zaten o yaşta Nordon şartlarında hayatını tek başına devam ettirebilmesi bile büyük başarıydı. Ateşin başında biraz bir şeyler yedikten sonra karşılıklı sohbet ettik. Kadının kızıl saçları ara ara ağarmıştı. Yüzü ve cildi Nordon’un soğuğuna rağmen gergin ve canlı kalabilmişti. İyi beslenememesinden yüzünün avurtları çökmüştü. Burnu belirgin sivrilikte ama yine de uzun değildi. Kaşları bu yaşına rağmen düzgün, yeşil gözleri parlıyordu. İnce dudaklarını konuşmak için açtıkça kararmış ve bir kısmını kaybettiği dişleri görülüyordu. Vücudu zayıf ama kendi başına iş yapacak kadar dinç görünüyordu.

Ona çok fazla detaya girmeden, Ostronlulardan artık kurtulmamız gerektiğini ve bunun için hep birlikte ama harekete geçinceye kadar belli etmeden hazırlanmamız gerektiğini anlattım. O da Ostron istilasında ailesini, kocasını, çocuklarını ve hatta torunlarını nasıl kaybettiğini, hepsini tek tek ve ayrıntılarıyla anlattı. Bu köy, Ostron’a giden vadi yolundaki boğazdaki ilk köymüş. Dolayısıyla gelen Ostronlular ilk bu köye saldırmışlar. Diğer köyleri korku yayabilmek için, bazılarını yaralı, bazılarını da yeterince işkence ve Ostronluların masum köylülere yaptıklarını görmelerinden sonra, diğer köylere gidip anlatmaları için kovalamışlar. Böylece diğer köyler fazla direnmemişler. Kadın önce kendisini saman yığınlarının arasına saklamış. Çığlıklar iyice kesildikten sonra çıkmış yerinden. Ostronlular buna yaşlı olduğu için, artık köye tamamen hakim olduklarını düşündükleri için dokunmamışlar. Hatta, sanki biraz buna bozulmuş gibi, “Bana tecavüz etmeye bile gerek duymadılar” dedi gülümseyerek. Ben de şaka yollu, “Halbuki neler kaçırmışlar” dedim. Karşılıklı gülüştük. Sonra, Ostronluların bu boğazdan arkasından gelişlerini görmüş. “Eğer bu boğazdan gelişleri engellenebilseydi, belki de başarılı olamazlardı.” diye izlenimlerini anlattı. Sonra da Ostron köylülerinin isteksizce geçişlerini de görmüş. “Zaten, buralara yerleşen Ostron köylülerinin çoğunun bu hasat mevsiminden sonra döneceklerini duydum” diye ekledi. Benim de gözlemlerim Nordon’daki Ostron köylülerinin sanki kalıcı değillermiş gibi çalıştıkları yönündeydi zaten. O zaman, planlarımızı Ostron köylülerinin geri hareketinden sonrasında harekete geçecek gibi yapmakta fayda vardı. Mutlaka Olben de bunu düşünmüştür. Bu Ostron yolu boğazını öğrenmem de iyi oldu. Burayı kesinlikle kapatmamız lazım.

Konuşurken kadının bana nasıl bir kahramanmışım gibi baktığı dikkatimi çekti. Gittiğim yerlerde ilgi görüyordum evet, ama belki de ilk defa baş başa kaldığım için bu bakışların bana hayranlık seviyesinde olduğunu gördüm. Kadın bana ilgisini değişik şekillerde belli etmeye çalışıyor ama en çok bakışlarından hissediyordum. Bu yaştaki kadının cinsellik arzusu olup olmadığını daha önce hiç düşünmemiştim. Ama bana öyle bakıyordu ki, sanki bana her şeyiyle kendini sunmak ister gibiydi. Aramızdaki gerilim o noktaya geldi ki, benim merakım ve onun kendini sunma arzusu bir tetikleme ile kıvılcımı bekliyordu sanki. İlk adımı ben attım, sönmekte olan ateşe birkaç odun attıktan sonra ona sarıldım. İlk başta anlayamadı bu sarılmanın sebebini. Biraz tedirginlikle geri kaykıldı. Geri kaykılmasıyla açığa çıkan boynunu öptüm. İşte o an derin nefes alarak kendisini saldığını hissettim. Tutkuyla öpmeye başladım ve sonra dudaklarımız birleşti. Öpüşmeye başladığımızda sanki o ipleri ele almıştı. Öpüşmekte daha tecrübeliymiş gibi dudaklarımızı ve dillerimizi o yönlendiriyordu. Daha çok ben onun dilini emiyordum. Dillerimiz zaman zaman birbirine dolanıyor, sonra o benim dilimi emiyordu. Bu öpüşme esnasında hangi elbisemizi ne zaman çıkardığımızın farkına varmadık. Aslında bir Nordonlu yaşlı kadın olarak, tamamen çıplak sevişmememiz gerektiğini bilen bir kadındı. Sanki o akşam bütün yasaklardan arınmış seks yapmak istiyordu. Konuşmuyorduk, kelimelere gerek yoktu. Tamamen çıplak kaldığında kadının giyinikken olduğundan daha yaşlı göründüğünü hissettim. Kadının bu hissimi farkettiğini düşündüm, soyunduktan sonra bir kaç saniye duraklayıp onun vücudunda gözlerimi gezdirirken. Memeleri çok büyük olmadığı için yaşlılıkla sarkması, fazla etkilememiş görünüyordu. Küçük meme uçları dikleşmiş ve eğilip öptüğümde beni küçük yavrusuymuşum gibi başımı okşaması hoşuma gitti. Meme uçlarını parmak uçlarımla sıkarak ve okşayarak tahrik etmeye çalıştım. Sonra tabii arada bir öpüştük. Ellerim vücudunda rasgele dolaşıyordu ama, en çok da bacaklarının içinde. Henüz elimi artık beyazlaşmış kızıl am kıllarının üzerine götürmemiştim. Ellerimle bacaklarını ayırdıktan sonra onu doldurulmuş tilki kürklerinden yapılmış bir yastığın üzerine yasladım. Dudaklarımı bacak içinde gezdirerek öptüm. Halen beyazlaşmış kızıl amına getirmemiştim dudaklarımı. Aslında şaşırmıştı başımı bacak arasına götürdüğümde. Ne Nordon’da, ne de Sudron’da belden aşağısı temiz görülmezdi. Benim gibi kahraman gördüğü bir adamın başını bacaklarının arasına götürmesi onu şaşırttı. Sanki o akşam ilkleri yaşamak istiyordu. Dilimi çıkarıp kıllı amında belli belirsiz am dudaklarının üzerinde gezdirdim. Sanki amı zonklamaya başlamıştı. Am dudaklarının kapararak bir gül gibi açıldığını hissettim. Ellerimle am dudaklarını ayırdım ve dilimi am dudaklarının içinden klitorisine doğru götürdüm. Kadın sanki ilk defa orasının bu kadar hassas olduğunu farkediyordu. Kendisini doldurulmuş tilki kürklerinden yastığın üzerine yaslayarak kalçasını kaldırdı. Ben de daha sert dil darbeleriyle am dudaklarının arasından klitorisine doğru yaladım. O arada dişimin arasına kaçan am kılını çıkartırken göz göze geldik. Kadın utanmıştı, galiba ilk defa amı yalanıyordu. Devam ettim amını yalamaya, özellikle am dudaklarını elimle açarak ve dilimi sert ve hızlı bir şekilde klitorisine vurdurarak. Kadının kalçasını indirip kaldırması hoşuma gidiyordu. Vaktimiz boldu ve biz bizeydik. Dilim uyuşmak üzereyken ara verdim.

Kadın hayranlıkla bana baktı ben doğrulurken. Beni takip etti önce ne yapacağımı bekleyerek. Galiba beni kahramanı olarak gördüğü için benim ne yapacağımı veya ne yapmak istediğimi çözmeye çalıştı önce. Ben ise sadece biraz dinlenmek istiyordum. Diğer taraftaki doldurulmuş tilki kürkünden yastığın üzerine yaslandım. Sonra bu sefer o benim üzerime doğru eğildi. Beni öpmeye doğru gelirken başını yavaşça sertleşmiş, taş gibi olmuş sikime doğru eğdim. Biraz iğrenerek dudaklarını sikimin başına doğru yaklaştırdı. Bana doğru baktığında biraz ısrarcı başını bastırdığımı farkedince, biraz isteksizce de olsa sikimin başını ağzına aldı. Daha önce sanırım hiç oral yapmamış olmalı ki, eliyle sikimi tutmadan sikimin başını ağzına aldı. Sikimin başı mantar başı gibi şişmişti ve o da sadece sikimin başını emiyordu. Eksik dişlerine rağmen, ağzının içinde dişleri sikime değiyordu. Belki dişlerini çeker diye başını bastırarak sikimin daha fazlasını ağzına almasını sağladım. Şişkin dili biraz engel olsa da, biraz hırıltılı veya öğürme sesiyle sikimi neredeyse tamamıyla ağzına aldı. Tabii artık dişleri sikime değmiyordu. Başını bastırıp bırakarak ağzını sikiyormuşum gibi yaptım. O arada hırıltılı öğürme sesleriyle ağzından sızan tükürükler sikimi ıpıslak yapmıştı. Bir ara artık kendisi sikimi emiyor diye düşününce elimi bastırmaktan çektim. Sonra hemen sikimi çıkardı ağzından. Artık oral yapmayı bırakacak diye düşünürken, önce sikimi kamışı boyunca yaladı, sonra da taşaklarımı emdi. Tabii bu sefer onun eksik dişlerinin arasında benim kasık kıllarım takılmıştı. Gülümseyerek kılı aldı ve kamışımı yalamaya devam etti. Halen elini kullanmaya alışmamıştı. Olsun, ağzı epey iyi iş yapıyordu.

Artık içine girme zamanı geldiğini düşündüm. Onu kendime doğru çektim ve yine onu şaşırtarak üstüme çıkmasını sağladım. Dizlerinin üzerinde sikimi tutarak amına yerleştirdi ve üstümde gidip gelmeye başladı. Kadın çok sesli sikişiyordu. Ben de ona ayak uydurdum. Beraber inleşiyorduk. Kalçasını öyle güzel kullanıyordu ki, sikim sanki amının her santimini hissediyordu. Islak ve kaygan amı, sert ve taş gibi olmuş sikimin yuvası olmuştu. Ben de onun omzundan tutarak yönlendirmeye çalışıyordum, ama o daha yönlendirici gidip geliyordu. Kadın şaşırmıştı henüz boşalmamama. Yorulduğunu farkettim, o yüzden çevirdim ve doldurulmuş tilki kürkünden yastığa doğru eğdim. Hafif domalma pozisyonunda uzandı. Önce yuvarlak zayıf yaşlı kalçasını okşadım ve araladım. Niyetim göt deliğinden sikmekti. Daha önce anal yapıp yapmadığını anlamaya çalıştım, sanki dış görünüşünden anlayabilecekmişim gibi. Tükürükleyip göt deliğini baş parmağımla okşadım. İrkildi ve başını geriye çevirdi. Sanki dur diyecekmiş gibiydi ama beni kahraman gidi gördüğü için durdurmadı. Nordon’da da, Sudron’da da anal seks tabuydu. Sudron’da daha çok utandırıcı bir olay olarak görülürdü, Nordon’da ise daha çok kötü şans veya hastalık getirici olarak görülürdü. Biliyordum ki hem Nordon’da, hem de Sudron’da meraktan yapanlar vardı ve bu yapanlar toplum baskısından yaptıklarını söyleyemiyordu. Yaşlı kadınla tek kelime konuşmadan sikişmemizi, ona izin verip vermediğini sorarak bölmek istemedim. Tekrar göt deliğini ve sikimin başını tükürükledikten sonra sikimin başını göt deliğine bastırdım. Tahmin ettiğimden daha rahat girdim, ama kadın yine de çığlık attı. Sikimi yavaşça biraz daha ittim, kadın istemsizce kasılıyordu ve sonra tekrar gevşiyordu. Gevşeme anlarına denk getirip biraz daha itiyordum. Kadın belli ki tecrübesizdi. O yüzden yavaş ve sabırla gidip gelmeye çalıştım. Göt deliğinin istemsiz kasılıp gevşemesi sikimi daha sık kavramasına sebep oluyor ve benim daha çok hoşuma gidiyordu. Ve tabii ki kısa süre sonra boşalmama sebep oldu. O rahatlayıncaya kadar ve ben tamamen boşalıncaya kadar içinde kaldım. Ben üzerinden kalktıktan sonra kadın utangaçca gülümsedi. Bugüne kadar tabu olarak gördüğü bir şeyi ilk kez benimle yapmaktan gururlu gibi görünüyordu.

Giyindikten sonra ateşi birkaç odunla daha yükledikten sonra, Gece sıcak kalabilmek için sarılarak uyuduk. Uyandığımızda, ikimiz de birbirimize gece sikiştiğimiz bu muydu der gibi baktık. Kadın, kadınlığını hatırladığı için mutlu görünüyordu ve belki de köyün kahramanıyla seviştiği için. Bu yaşta bir kadını bir de gündüz gözüyle, sabah sikmek istemiştim. Bir daha görme imkanım olmayabilirdi kadını. Yine konuşmadan ona sarılıp elimle okşamaya başladım. Sikim zaten sabah sertliğindeydi. O da hemen elini uzatıp sert olan sikimi çıkardı. Ben onun amını okşarken, o da benim sikimi eliyle okşuyordu. Sonra ben onun amına doğru eğildim, o da benim sikime doğru eğildi. Birbirimize oral yaptık. Ellerimle am dudaklarını ayırdığımda pembe am içi neredeyse parlayacak kadar belirgin hale geliyordu. Amını bızırını da uyararak dakikalarca yaladım. Geceden kalan amındaki menim, dilime geliyordu. Bu da amının tadını biraz değiştirmişti. Amını yalamaya devam ettim. Sonra o kendini çekti ve elbisesini tamamen çıkardı. Ben çıkarmamıştım, sadece sikim dışardaydı. Üstüme çıktı ve yavaşça sikimin üstüne oturdu. Sarkık memelerinin biri biraz daha aşağıdaydı. İnce sivri burnu üstüme çıkınca daha da dikkatimi çekmişti nedense. Dizlerinin üzerinde, sikimin üstünde gidip gelmeye başladı. Yine inliyordu ve her inleyişinde o yaşlı vücudunun da bir kadın olduğunu hissediyordum. O da bir kadın olduğunu hatırlamıştı. Bu sefer onun da boşaldığını görmeden boşalmak istemiyordum. Nitekim, bir süre sonra çeşitli hareketlerinden boşaldığını anladım. Ve ben de boşaldım. Ben boşaldıktan sonra da bir süre üzerimde kaldı. Biraz gülümseyerek, sanki çocuksu bir saflıkla utanarak baktık birbirimize. Sonra giyindik.

Sabah çıkmadan önce dışarıda birileri olup olmadığına bakmasını söyledim. Güvenli olduğunu söyledikten sonra ben de hızla çıktım. Ortalık sakin görünüyordu. Diğer köylüler gibi tarlaya gidiyormuş gibi kendi köyüme yürüyebilirdim. Dikkat çekmemek için kapıdan çıktıktan sonra ona doğru seslenmedim. Böylece sanki vedalaşamadan ayrılır gibi olduk. Biraz uzaklaştıktan sonra bana bakıyor mu diye kafamı ona doğru çevirdim. Kolunu kaldırdı ve bağırdı: “Nordon için!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir