Güya cumartesiydi ama evde bir telaş vardı. Bu akşam özel michelin yıldızlı bir restoranda iş yemeği olacaktı dört aile katılacak iki aile bizdendi diğer iki aile ise işyerinin finansörü olmaları için ikna edilmeye çalışılan yabancı uyrukluydular. Sanırım zengin araplardı yoksa kim verirdi bu kadar riskli işe o kadar parayı. Reklam ajansı – Tur şirketi bir karışım ortaya konulmuştu şirket profilinde. Amaç moral ve motivasyon turları, kursları vesaireydi. Selinden daha iyi motivasyon olamazdı benim için başka hiçbir şey ilgimi çekemezdi şu an.

Bizim aile önden arapları (Allahım hepsi mi çirkindi bize düşenlerin) otelden alıp gideceğimiz yere götürdük. İki aileydiler burada yatırım yapmayı düşünen ama ordu gibiydiler. Kadınları annemle hem sıkı fıkı olmuş babaları babamla anlaşmaya çalışıyorlardı İngilizce üzerinden. Anne ikide bir genç kızları işaret ediyor şunu sana diğerini Çınara alalım diyordu. O sırada önden Mert amca ve Çınar geldi. Selin arkadan assolist gibi arkadan teşrif ederek bir güneş gibi gecemizi aydınlattı. Giymiş olduğu mavi, transparan çizgilerle bezeli, ışığı üzerine çeken ben buradayım diye parlayan, sırtı ve beli tamamen açık, sadece kollarını ve sıkı kalçasını kapatan, biraz daha kısa olsa giydiği iç çamaşırı belirli olacak şekilde kısalıkta bir gece elbisesi giymişti. Yani sadece araçtan inerken sanırım lavaboya geçiyordu o zaman bu kadarını görebilmiştim. Lavabodan yavaş adımlarla yaklaşırken gördüğüm kadarıyla beyaz platform topuk ile kalçalarını daha dikleştirerek yürüyordu. Ama gözümde avizeler parladığı için tam seçememiştim önden görünüşünü. Görürü görmez ağzımdan çıkan istemsizce “Amına çakıyım senin, sen ne yaptın böyle” dediğimi işittim. Elbisesinin önü göbeği n dibinde bitiyordu, memelerin uçları ve dikliği alenen ortadaydı, belinin yanlarında bile dekolte olduğundan giymiş olduğu kırmızı içi çamaşırının kenarları açıkça görülüyordu. Bu haliyle üstüme yüzüme otursun ya da her tarafının en ince ayrıntısına kadar yalamak istiyordum. Camdan ilgi çekici parlak bir nesne, harika kokulu bir şeker gibiydi. O kadar güzeldi ki hiçbir hareketlenme hissetmedim sanki çocukluğuma dönmüşümde hayatımın aşkını görmüş gibiydim.

Gecenin yıldızı belli olmuştu arap finansörlerimiz düşündüklerinin üç katından da fazla bir yatırımı okeylemişlerdi. Babam dil dökmüş projeden bahsetmiş Mert amca her türlü finansal veriyi adamlara yorumlamıştı ama kimse Selinin adamların ortasına oturu yapmış olduğu beş sayfalık sunumu tabletten sunma efektini yaratmamıştı. Amına kodumun adamları sanki yeni bir ica bulmuş gibi tabi tabi ya çok haklısın “ant muhiqun, ant muhiqun“ diye anırarak belik karı bize verir umutlarıyla işi kabul etmişlerdi. Şu dünyada, dünya kadar bilin olana kadar fındık kadar şeyin olsun yeter sözünün tezahürüydü bu gördüklerim.

Gece ilerleyince araplar otellerine döndüler, bizim kiler kutlama için gece kulübü düşünmüşlerdi tabi ki de bu fikre annem hiç yanaşmadı. Bizim eve geçtik Babam, Mert amca ve Çınar biraz kafayı çekince zoom oldular, kısa sürede sert içkiler içmişlerdi, Çınarın israrlarına rağme tek bir damla dahi ağzıma vurmamıştım. O içkileri Annesinin amına döküp içecektim bu gece.

Mert amcalar evlerine geçtikten yarım saat sonra telefona gelen bildiriyle asıl gecem başlıyordu. Önce hemen elimi yüzümü yıkayıp telefona baktım. Selinden güzel bir mesaj vardı, onu desteklediğim ve ona inandığım için teşekkür ediyordu, onu yeninde bir kadın yapmıştım. Ne yazsam diye düşünürken Selin göndermiş olduğu yeni fotoğraf ile dumura uğramıştım. Resmin altında “Yeni bir rol yükleniyor” içeriğinde ise elinde duran kocaman “HOTWİFE” yazan bir boyunluk. Offf ne arzuladım şimdi Selini, burada olsa çatır çatır girerdim. Gel demesini bekledim ama yazmadı hala çevrimiçiydi, cevap bekliyordu benden. Gelebilir miyim diye sordum. Tütsü olayını hatırlattım evdekilerin sızmışta olsa tütsüyü yakmasını söyledim. O sırada hemen hızlıca duş alıp yenide giyinip sessizce evden çıktım.

Onların dairesinin önündeydim, kapı benim için bir engeldi ama zile basmak aklımda bile değildi. Kapıyı yavaşça kendisi açtı. Asla ondan bir düğmesini bile açmasını istememiştim, ne yaparsa kendi isteğiyle yapmalıydı. Kapıyı açar açmaz iki eliyle yanaklarımı sıktı dilini çıkartıp ağzıma soktu, bacaklarıyla bacak arama sürtünmeye başladı. Bir süre böyle davrandıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hoş geldin dedi. Salak kafam yapışsana kalçalarına, beline tam bir malım ben.

-Selin: Bu gece özel bir motivasyon gecesi olacak (“HOTWİFE” yazılı boyunluğu arkasını dönerek takmamı istedi artık role girmiş olduğunun işaretiydi bu.)

Boyunluğu takar takmaz ani bir hareketle kalça elbisenin dekoltesinden belli olan kalçasından başlayarak beli ve sırtını defalarca kez yaladım. O artık benimdi. Rolün getirdiği rahatlığı benim elimi güçlendiriyordu. Daha sonra boynu ve ensesiyle devam ettim anlaşılan tüm vücudunun kremlemişti yaladıkça güzel koku ve tatlar alıyordum.

-Selin: “Dilini koku ve tat duyularının gelişimi içim kremlerim ve güzellik ürünlerimde değişikliği gittim, gel hadi.” Diyerek kolumdan sürükleyip yatak odasına getirdi, çekmeceden şimdiye kadar gördüğüm en büyük tek taş yüzüğü çıkarıp taktı.

-Selin: “Benim için çok önemli bir yüzük her zaman kullanmam bunu” Diyerek telefonumun yanımda olup olmadığını sordu – salak Kafam- , kendi telefonunun kayıt tuşuna basıp bana verdi. Dizlerinin üzerine çöküp spor takımımın eşofmanımı indirdi. Yavaş yavaş yüzüğü taktığı eliyle masaj yapmaya başladı. Kayganlık için,

-Selin: “Hotwife’ının ağzına tükürmeni istiyorum. Bir daha gerçek bir tükürük.” Önce benim tükürüğümü yuttu daha sonra ağzını gösterip eğildikten sonra sikime bolca tükürdü. Şaklatmalarını hızlandırdı. Gözleri bana kenetlenmişti.

-Selin: “Bu evin boğası bundan sonra sensin!” Boşalacağım zaman söylememi istedi. Hafiften gelmek üzereydim, ona söylediğimde aya kalktı boyunluğunu gösterip “Yala” diye emretti. Elleriyle devam ediyordu. Attırmaya başladığımda sikimi yüzüğüne yönlendirip,

-Selin: “Evliliğimi şimdi kutsamış oldun” diyerek yüzükteki döllerin hepsini yalamaya başladı. Amına kodumun karısı iliklerimi kurutmuştu. Toparlanıp eve geçip kendimi yatağıma zar zor atabilmiştim.