-Annem: Ayy Selinciğim çok teşekkür ediyorum Kaanı yarın sen okula götüreceğin için
-Selin Abla (Teyze denilince çok sinirlenirdi): Rica ederim canım, zaten dönüşümlü götürüyoruz bugün ben yarın sen… Diye gülüştüler…
Etrafıma bakınıyordum… Ailem ve yakın arkadaşımın ailesi (Komşumuzlar kendileri) ile akşam yemeğimizi yemiş şimdi de konuşmaya dalmıştı.
Bir süre sonra konu kadınlar arasın fazla kilolara geldi, annem ile Selin abla erkeklerin evlilik sonrası kendilerini saldıkları, kendilerine hiç özen göstermedikleri küçük imalarla dile getirdiler.
O sırada Çınar ve ben babasının ona yeni aldığı el konsolu gibi bilgisayar ile koltukta oturmuş yeni çıkan bir oyuna bakıyor bölümlerini geçmeye çalışıyorduk. Ben sanki oyun istemiyordum ilgimi hep masada konuşulan konular çekiyordu. İnsanların giyindikleri, neden Selin abla siyah kısa bir elbise tercih ederken annem neden daha kapalı veya uzun kollu giyiyor, başına kapatıyordu. Ben bunları düşünürken müsaade istediler, vedalaştık; yarın okul vardı ödevlerimi yapmıştım. Telefonumu elime aldım ve odama geçtim. Çok uykum vardı ama bir o kadarda başım ağrımıştı akşam yemeği gürültüsünden. Bu ağrı ile uyuyamazdım yarında okul vardı hemen annemden ağrı kesicinin yerini sordum. Dolaptaymış, ama hangi dolap buzdolabımı herhangi bir mutfak dolabımı? Neyse mutfağa gelmiştim bile; ilk gördüğüm köşedeki mutfak dolabına elimi attım, karıştırdım biraz, sonunda bulmuştum, hemencecik içtim ve uykuya dalmak üzere odama gittim.
Erken uyuduğum için bir iki saat sonra sesler duyup uyandım, ev aydınlıktı sanırım biriside kapıyı sertçe kapattığından uyanmıştım. Solona doğru yürürken fark ettim kendimi çok sıcak hissediyordum sanki. Annem sesleri geliyordu, kendi kendine söyleniyor beni geldiğimi henüz fark etmemişti. Salona girmeden babamın sorunları olduğunu hapın kaybolduğunu bir ara baş ağrısı için kocasının hap istediğini acaba onda utanarak bir değişim var mı diye konuşuyordu. Artık gözüm daha fazla açılmıştı kendime hafiften gelmiştim, anladım ki annem dün geceki yemekte sanırım babamın düzenli kullandığı bir hapı Selin ablanın eşinin içip içmediğini soruyordu. Selin abla hapı buzdolabın aldığını, eşinin de öküz gibi yatıp uyuduğunu, hap içse bile fayda etmeyeceğini anlatınca annem kahkahalara boğuldu hemen özür diledi.
Salona girmiştim, annemin gülmeleri onu daha da güzelleştirmiş loş gece ışığı altında teninin parlaklığını artırmıştı. Beni görünce hemen geceliğinin önünü kapattı. Ev içerisinde gündüzleri hatta sabahları bile asla gecelik giymezdi. Çok sesli güldüğünü beni uyandırdığı için üzgün olduğundan daha sonra da neler yaşandığını anlatırken önce gözleri bana dikilmiş şekilde sonrasında sanki utanarak kaçamak bakışlarla anlatmaya devam etti. Olanlara hiçbir anlam verememiş tek düşündüğüm daha önce hiç bu şekilde hissetmediğim annemi dikkatlice incelememdi. Kendimi durduramıyordum bir türlü. Gözleri, yüzün şekli, tenin kızarması, vücut şekli; bütün bunları daha önce milyon kez görmüş olmama rağmen onun ilk kez bu şekilde inlemiştim. Bakışlarımın farklılığını fark edince hemen kontrolü ele aldı. Uykunun önemini kendisin kullanmış olduğu uymasına yardımcı olan çaydan demlemek için yerinden kalktı yanım yaklaştı sanki bakışları ara ara bacaklarıma odaklandı sonrasında da mutfağa yöneldi. Bir süre son çayımı içip uyuklamaya başlayınca yatmaya gittim.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.