Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Sıkı Aile Bağları 1

Yıllardır bunun için çalışıyordum. En sonunda hayalime kavuştum. Üniversite sınavının sonuçları açıklandı ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne yerleştim. Bir yanım hayalime kavuşmuş olmanın heyecanıyla dolup taşarken, öteki yanım babamı yalnız bırakacağım için buruktu.

13 yaşımdan beri bana hem annelik, hem babalık yapıyor babam. Annemi pankreas kanserinden kaybettiğimizde daha 13 yaşındaydım. Bu yüzden yaşıtlarımdan hep daha az çocuk olabilmiştim. Kendimi evin hanımı gibi hissediyor, sürekli omzumda bir sorumluluk hissediyordum. Babam ise bana bunları hissettirmemek için daha çok çabalıyor, onun çabalamasıyla ben daha fazla eziliyor, kendim için üzüldüğüm yetmezmiş gibi bir de babam için üzülüyordum.

En sonunda yıllar süren çalışmamın, emeğimin karşılığını almıştım… Dediğim gibi, babamı yalnız bırakacağım için üzgün olsam da, bir yandan da artık benimle uğraşmak zorunda kalmayacağı için onun adına seviniyordum. Öyle ya, ben artık İstanbul’da yaşayacaktım…

Arabaya eşyalarımı doldurduk ve İstanbul’un yolunu tuttuk. İstanbul’da yaşayan halamın evine vardığımızda, ikimiz de kelimenin tam anlamıyla pert olmuştuk. Birlikte bir akşam yemeği yedikten sonra doğruca odalarımıza çekildik ve uyuduk.

Halam da tıpkı babam gibi, genç yaşta eşini kaybetmiş, oğlu Sercan’ı tek başına büyütmüştü. Sercan Haliç Üniversitesi’nde mimarlık okuyordu. Onunla aramız birbirini arada sırada gören iki kuzen nasıl olursa, öyleydi. Çok samimi değildik, çünkü ayrı şehirlerde büyümüş ve birbirimizi neredeyse hiç görmemiştik. Ancak artık aynı şehirde okuyacağımız için sık sık görüşeceğimizi tahmin edebiliyordum.

İstanbul’daki işlerimizi birkaç gün içinde bitirdik. Okul kaydımı tamamladık, okula yakın bir yurt bulduk ve eşyalarımı yerleştirdik. Babam iş yerinden bir haftalık izin almıştı. Yani henüz 4 günümüz vardı. Dolayısıyla bu 4 günü de babamla birlikte halamlarda geçirecektim.

Bir akşam, yemekten sonra halam bir şişe rakı açtı ve babamla karşılıklı içmeye başladılar. Eski günlerden konuşuyor, bize çocukluk anılarını anlatıyorlardı. Sonra babam aniden hiç beklemediğim bir şekilde bana döndü ve “Ceyda, kızım sen de içmek ister misin?” dedi. Ben şok olmuş, utanmıştım. Bugüne kadar birkaç kez arkadaşlarımla bira içmiştik, ancak babamın bana birlikte içki içmeyi teklif etmesi… Çok garipsemiştim bu durumu. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum.

Halam: “Sercan sen de içebilirsin oğlum, dayından çekinmene gerek yok.” dedi.
Babam: “Aynen oğlum, eşşek kadar adam olmuşsun. Niye çekiniyorsun?” dedi.
Sercan: “Valla dayı içim gidiyo karşınızda akşamdandır” dedi ve gülerek mutfağa gidip kendine bardak getirdi. Getirirken bir çift bardak da bana getirmişti. Masaya doğru gülerek yürürken bana döndü ve “Kuzen çekinme hadi gel sen de” dedi.
Babam: “Kızım benden mi çekiniyorsun? Gel hadi naz yapma” dedi ve ısrarlara dayanamayıp kalkıp masaya gittim.

Babamla aslında hep arkadaş gibiydik, birbirimizden hiç gizlimiz saklımız olmadı. Ancak yine de aramızda bir mesafe vardı ve o baba kız mesafesini hep korumuştuk. Babamın karşısında içki içme fikri bana çok garip geliyordu. Gülüşmeler arasında masaya oturdum. Babam benim ve Sercan’ın bardağına kendi elleriyle rakı doldurdu. Ardından kendi bardağını tutup bana doğru kaldırdı. Gülümseyerek “Benim kızım savcı olacak, bu akşam onun şerefine içiyoruz” dedi.

Utandıkça utanıyordum. Masadaki herkes bardaklarını bana doğru kaldırmış bakıyorlardı. En sonunda ben de bardağımı kaldırdım ve onlara doğru uzattım. Herkes bardaklarını ağzına götürdü. Ben de bardağımı ağzıma yaklaştırdım. Kokusundan çok feci midem bulanmıştı, ama utandığım için sesimi çıkarmadan içmeye çalıştım. Şöyle söyleyeyim, bir yudum rakının üzerine bir bardak su içiyordum kokusunu unutmak için.

Gülüşmeler arasında içmeye devam ediyorduk. Aradan bir saat geçtiğinde, benim ilk bardağım bitmişti. Babam bir bardak daha doldurdu. Sercan ve Halam zaten birlikte içiyorlarmış ara sıra, o yüzden Sercan gayet rahattı. Ama ben bir türlü rahatlayamıyordum. İkinci dublenin ortalarına geldiğimde, artık sarhoşluk kendini göstermeye başladı. Müsade isteyip yatmaya gittim. Ayağa kalktığımda biraz sendeledim, Sercan hemen ayağa kalkıp “Dur kuzen ya seni odana kadar götüreyim. Düşüp kalma bi yerlerde” dedi. Babam ve Halam Sercan’ın bu söylediğine gülerken, ben yine utanç içinde onlara bakıyordum.

Sercan masadan kalktığı gibi koluma girdi ve bana odama kadar eşlik etti. Yatağa girdiğimde midem deli gibi bulanmaya başladı. Kalkıp kusmak istedim, ancak ayağa kalktığımda midemin bulantısı geçiyordu. Ne kadar uğraşsam da yatamadım. En sonunda sırımı yatağın başına yaslayıp oturur pozisyonda uykuya daldım.

Ne kadar uyudum bilmiyorum, uyandığımda ortalık sessizleşmişti. Hala oturur pozisyonda olduğum için her yerim tutulmuştu. Boğazım o kadar kurumuştu ki, hayatımda hiç bu kadar susadığımı hatırlamıyorum. Yerimde doğruldum, başım zonkluyordu. Mutfağa doğru gittim. Herkes uyumuştu. Dolaba yöneldim ve bir bardak su içtim. Ardından bir bardak daha, sonra bir bardak daha… İçtikçe içmek istiyordum, başımın ağrısına iyi geldiğini hissediyordum.

Üç bardak su içtikten sonra tekrar yatağıma dönecektim, ancak tuvalete gitmeye karar verdim. Aslında sıkışmamıştım ama o kadar su içtikten sonra yarım saat sonra sıkışıp yeniden uyanacağımı tahmin edebiliyordum. Tuvalete girdim, çıktım, tekrar yatak odama dönecektim ki tam ters taraftan, halamın odasından sesler geldiğini duydum.

Karanlıkta hareketsiz durup sesleri dinlemeye çalıştım. Evet, bu sesleri iyi biliyordum, halam mastürbasyon yapıyordu, bunu anlamıştım. Kısık kısık inliyor, sesini çıkarmamaya çalışıyor, ancak aldığı zevkle kendine zaman zaman hakim olamıyor ve sesi yükseliyordu. Tıpkı bazı geceler babamın uyuduğundan emin olduktan sonra benim yaptığım gibi…

Bir yandan halamı o şekilde düşünmekten utanıyor, öte yandan ona acıyor, üzülüyordum. Eniştem öleli yıllar olmuştu ve o günden beri kendini Sercan’a adamış, bir daha evlenmemişti. Belki de o günden beri eli erkek eline değmemişti… Ve şu anda, aldığı alkolün de etkisiyle azmıştı ve kendini tatmin etmeye çalışıyordu. Gülümseyerek onun sesini dinlemeye devam ettim. Aldığı zevki gizleyemiyor, inlemelerine hakim olamıyordu. Gözlerimi kapatıp, uyku sersemi onu hayal etmeye çalıştım. Şu anda yatağında çırılçıplak uzanmış, vajinasını okşuyor olmalıydı. Belki parmaklarını içine sokuyordur, ya da mutfaktan bir salatalık kapıp gelmiştir… Ya da belki de bir vibratörü vardır. Öyle ya, yıllardır cinsel hayatı olmayan bir kadın… Kendini tatmin etmenin yollarını biliyordur. Bu düşüncelerle vajinamın karıncalandığını, ıslandığımı farkettim. O an yaptığımdan utandım ve aniden gözlerimi açtım. O benim halamdı, nasıl onu düşünerek ıslanabilirdim? Utanç içinde odama doğru bir adım atmıştım ki, başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Halamın sesini duydum: “Yavaş, çocuklar uyanacak” dedi iniltilerinin arasından.

Aman Tanrım! Halam şu anda mastürbasyon yapmıyor, birisiyle sevişiyordu. Ama bu nasıl olabilirdi ki? Yani halamın bir sevgilisi olabilirdi, buna kimsenin itirazı olamaz tabi ki. Ama babam evdeyken onu nasıl eve almıştı ki? Ayaklarımın kontrolünü kaybettim. Yavaş, sessiz adımlarla odasına doğru gittim. Bir yandan odama dönmem gerektiğini düşünüyordum. Ama öte yandan halamın şu anda içeride bir adamla sevişiyor olması… Kontrolümü tamamen kaybetmiştim. Aklımla değil, içgüdülerimle hareket ediyordum.

Sessiz adımlarla yatak odasının kapısına kadar yaklaştım. Kapının önüne vardığımda, artık bu iniltilerin mastürbasyondan değil bir sevişmeden kaynaklandığından emin olmuştum. Hem de çok sert bir sevişmeden… Teyzemin sevgilisi çok seri hareketlerle teyzemin içine girip çıkıyor, kasıklarının birbirine çarpmasıyla şak şak sesleri kapının dışına kadar geliyordu. Kendime daha fazla hakim olamıyordum, orada, koridorun orta yerinde elim pijamamın üstünden vajinamı buldu. İçeride halamın sevgilisiyle sevişmesini dinlerken, kapının önünde kendimi okşamaya başladım.

O şekilde kısa bir süre kendimi okşadıktan sonra bir kez daha pişmanlık dalgasına kapıldım. Ne yapıyordum ben böyle? Halamın sevişmesini dinleyerek mastürbasyon yapmak da ne demek?! Derhal ayrılmalıydım oradan, odama dönüp uyumalıydım. Ama Tanrım, o kadar güzel sevişiyorlardı ki oradan ayrılamıyordum. En sonunda içimden kendime emir verir bir şekilde “Odana dön!” dedim. Arkamı döndüm ve odama doğru geldiğim gibi sessiz adımlarla hareketlenmeye başladım.

Birkaç adım atmıştım ki içeriden gelen sesler daha da sertleşti. Adam o kadar sert vuruyordu ki, o şak şak sesleri artık çok net bir şekilde duyulmaya başladı. Halam da kendine hakim olamıyor, daha yüksek sesle inliyordu. Adamın hırıltılarını da duymaya başladım. Yine olduğum yerde bekleyip sessiz olmaya, içeriden gelen sesleri daha net duymaya başladım.

Halamın, o hakim olamadığı iniltilerin arasından sesi duyuldu. “Davut yavaş! Çocuklar uyanacak!”

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Elim ayağım boşaldı adeta oracıkta. İçerideki babam mıydı? Halamı bağırta bağırta beceren adam, benim babam mıydı? Benim biricik babam, içeride şu anda ablasını mı sikiyordu? Buna inanmak istemiyordum. Buna inanamazdım, benim babam nasıl böyle bir şey yapabilirdi ki? Kafayı yemek üzereydim. En sonunda bunun bir tesadüf olduğuna kendimi ikna etmeye çalıştım. Evet, halamın sevgilisinin adı da babamınki gibi Davut’tu. Bunun başka bir açıklaması olamazdı ki. Hatta bunu kendime kanıtlayabilirdim. Adeta bu düşünceye bir saniyede ikna olmuştum.

Doğruca babamın kaldığı odaya doğru yöneldim. Sessiz olmaya çalışarak kapıyı araladım. Babamın yatağı boştu… Kendime hakim olamayarak oracıkta sessiz sessiz ağlamaya başladım. Böyle bir şey nasıl olabilirdi ki? Babam içeride öz ablasını sikiyordu. Buna inanmak istemiyordum. Ayaklarım beni tekrar oraya doğru götürdü. Artık hiçbir şey düşünemiyor, vücudumun beni yönetmesine izin veriyordum.

Kapının önüne kadar geldim ve içeri kulak kabartmaya başlamıştı… Babam… Evet bu babamdı… İçerideki sesler, izlediğim porno filmlerde olduğu gibi, erkeğin boşalmaya yakın olduğunu gösteriyordu… Babam birazdan, orgazm olacaktı. Belki de halamın, öz ablasının içine, belki yüzüne, belki göğüslerinin üzerine… Belki de halam ağzıyla boşaltacaktı babamı… Tanrım, bu düşünceler kafamın içinde dönüp dolanıyor, gözlerimden sessiz sedasız yaşlar süzülüyordu.

En sonunda babamın ağzından “Abla geliyorum” sözcükleri döküldü. Evet, içerideki artık kesin olarak babamdı. Kaçacak yerim kalmamıştı, bu gerçeğe inanmak zorundaydım. Ve inandım… İçerideki adamın babam olduğuna, boşalmak üzere olduğunu “ablasına” haber vermesi sayesinde kesin olarak inandım. Ve nihayet babamın orgazm iniltileri yükselmeye başladı. Seslerden anladığım kadarıyla, halamın içine boşalıyordu, çünkü boşalırken kasıkları hala birbirine vuruyordu. O şak şak sesleri ile babamın iniltileri birbirine karıştı… Ben sessiz sedasız kapının önünde ağladım…

En sonunda içerideki sesler kesildi… Sadece derin derin nefes alıyordu her ikisi de… Sonra öpüşme sesleri gelmeye başladı. Kendimi zorlayarak oradan kalktım ve odama gittim. Kapıyı arkamdan kapatır kapatmaz yatağa girdim ve battaniyenin altına girip ağlamaya başladım. Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Babam, şu anda birkaç oda ileride öz ablasıyla aynı yatakta, çırılçıplak yatıyordu. Az önce babam ablasının içine boşalmıştı ve şu anda yatakta sarmaş dolaş öpüşüyorlardı. Bu nasıl mümkün olabilirdi?

Bütün engel olma çabalarıma rağmen, onların o görüntüsünü hayal ediyordum. Gözümün önünde, babam ve halamı çırılçıplak, sarmaş dolaş, öpüşürken görebiliyordum. Ne kadar engel olmaya çalışsam da bu görüntü gözümün önünden gitmiyordu. Ve ne kadar engel olmaya çalışsam da, kahretsin ki o görüntüden etkileniyordum. Elimi iç çamaşırımın içine soktum, sırılsıklam olmuştu. Tanrım! Adeta babamla halamın sevişmesini hayal edip ıslanmıştım. Bu nasıl olabilir?

Ne kadar uğraşsam da kendime engel olamadım. En sonunda elimi iç çamaşırımın içine soktum ve kendimi okşamaya başladım. Çünkü onların o halinden zevk alıyor olmaktan utanıyordum ve bu utanç bir an öne bitsin istiyordum. Gözlerimi kapattım ve mastürbasyon yapmaya başladım. Bir dakikadan daha kısa süre içinde orgazm olmuştum. Hayatımda hiç bu kadar hızlı orgazm olduğumu hatırlamıyorum… Üstelik tam orgazm esnasında, onları gördüm… Babamın siki, halamın içinde… Bir eli halamın göğsünün tekini yakalamış… Dudakları birleşmiş, çılgınlar gibi öpüşüyorlar… Abla kardeş… Çok hızlı ve çok şiddetli bir orgazmdı… Kendime geldiğimde, boştaki elimin tişörtümü yukarı sıyırdığını ve göğsümü okşadığımı fark ettim. Tıpkı hayalimde babamın halamın göğsünü sıkıştırdığı gibi… Sertçe…

Hemen toparlandım ve utanç içinde uykuya dönmeye çalıştım. Ama nafile, uyuyamıyordum. Aklımdan gitmiyordu onların sesleri… Sonra onlara hak verirken buluyordum kendimi. En nihayetinde ikisi de eşlerini yıllar önce kaybetti ve çocuklarını büyütmek için her şeyden vazgeçtiler. İkisi de sağlıklı insanlar… Sonra onlara hak verdiğim için kendime kızıyordum. Evet sağlıklı insanlar olabilirler ama insan ihtiyacını kardeşiyle mi giderir? Dışarıda onlarca insan var… Sonra tekrar hak veriyordum onlara… Sonra tekrar kızıyordum.

Artık gözlerim uykuya yenik düşmek üzereyken, son düşündüğüm şeyin bu geceye alkolün sebep olduğu olduğunu hatırlıyorum. Öyle ya, çok sarhoş oldular ve kendilerine hakim olamadılar. Yoksa neden kardeşleriyle sevişsinler ki? Muhtemelen sabah kalktıklarında onlar da çok pişman olacaklar, belki de bu yüzden kendilerini asla affetmeyeceklerdi. Evet, kesinlikle böyle olacaktı.

Sabah kahvaltıya oturduğumuzda, onları izleyip davranışlarında bir değişiklik olup olmadığını anlamaya çalıştım. Ancak hiçbir şey anlayamıyordum. Birbirileriyle çok az konuşuyorlardı… Dün geceden dolayı yaşanan pişmanlık var mıydı? Anlayamıyordum. Ancak varsa bile çocuklarına bir şey belli etmemek için rol yapıyor gibilerdi. Belli ki çok pişmanlardı… Evet. Ama kahretsin, tam olarak emin olamıyordum. Bütün gün kafamda bu sorular bir yukarı bir aşağı gidip geldi.

Babam bir ara bendeki değişikliği farketmiş olacak ki, “Ceyda, kızım neyin var senin?” dedi. Çok paniklemiştim.
“Yok bir şey babacım” dedim titrek bir sesle.
Babam: “Var var, bi garipsin bugün. Bir şey mi oldu kızım?”
Ben: “Yok baba ya, başım ağrıyo biraz.” Aklıma gelen ilk yalanı söylemiştim.
Halam: “Davut kıza rakı içirdik dün gece. Bugün böyle mal olması normaldir.” dedi.
Ben: “Evet ya, ondan galiba…”

Halam adeta imdadıma yetişmişti. Daha fazla dikkat çekmemek için onları gözlemlemeyi bıraktım. Elimden geldiğince normal davranmaya çalıştım. Ama bu çok zordu… Zar zor akşam oldu. Herkes yataklarına geçti, ben de odama… Tam uykuya dalmak üzereyken aniden gözlerim fal taşı gibi açıldı. Tabi ya, bunu nasıl da düşünmemiştim. Seslerini dinleyecektim. Eğer bu gece de sevişirlerse pişman olmadıklarını anlayacaktım. Fal taşı gibi gözlerle sessizliği dinlemeye başladım.

O gece neredeyse hiç uyumadım. Ama hiçbir şey olmadı. Sonraki gece yine bekledim. Ancak bir önceki geceden uykusuz kaldığım için çok çabuk uykuya yenik düştüm. Sonraki gece ise, halamlardaki son gecemizdi. Ben yurda, babam ise memlekete dönecekti.

Gece yine fal taşı gibi gözlerle sessizliği dinliyordum. Bir saate yakın yatağımda oturdum, ardından kalkıp mutfağa, su içmeye gittim. Odadan çıktım ve koridor boyunca, sessiz olmaya çalışarak yürüdüm. Babamın odasının önünden geçerken kapının açık olduğunu fark ettim. Kafamı uzatıp içeri baktım. Yatak boştu? Aman Tanrım, babam yine yatağında değildi ve nerede olduğunu her ne kadar kabul etmek istemesem de içten içe biliyordum. Mutfağa gittim, titreyen ellerimle bir bardak su doldurdum.

İçten içe babamın halamın odasında olduğundan, şu anda o odada öz ablasını bağırta bağırta siktiğinden emin olsam da, aklım bunu kabul etmek istemiyordu. Suyu bir dikişte içtim ve bardağı tezgaha bıraktım. Vajinam karıncalanıyordu, yine ıslanmıştım. Kahretsin? Babamla halamın sevişiyor olması fikri bana anlaması güç bir haz veriyordu. En sonunda bu durumdan emin olmaya karar verdim. Gidip yine geçen geceki gibi kapıdan dinleyecektim.

Sessiz adımlarla mutfaktan çıktım, halamın odasına doğru yöneldim. Koridorda sessizce köşeyi döndüğümde aniden irkildim. Halamın odasının kapısının önünde bir sürpriz beni bekliyordu. Sercan, kapının önünde durmuş içeriyi dinliyor ve sikini şortundan dışarı çıkartmış mastürbasyon yapıyordu. Hemen geri kaçtım ve duvarın arkasına saklandım. Gördüğüm manzaraya anlam vermeye çalışıyordum. Benim babam, yatak odasında öz ablasını sikiyordu ve halamın öz oğlu, kapının önünde durmuş onların seslerini dinleyerek mastürbasyon yapıyordu.

Allak bullak durumdaydım, ne yapacağımı bilmiyordum. Duvarın köşesinden gizlice Sercan’ı izlemeye başladım. Sercan kendinden geçmiş gibi içeriyi dinliyordu. İlk defa bir erkeğin cinsel organını görüyordum ve zaten babamla halamın sevişiyor olması fikriyle ıslanan vajinam, gördüğüm manzara karşısında iyiden iyiye alev almıştı. Artık hiçbir şey düşünmemeye başladım, boşalmak istiyordum. Boşalmam şarttı, başka türlü kendime gelemezdim. Elimi şortumdan içeri soktum ve iç çamaşırımın içindeki göl, ellerimi ıslattı. Elimi klitorisime getirdim ve onu okşamaya, sıkmaya başladım. Tanrım, içinde bulunduğum durumu düşününce bile deli oluyordum.

Bir süre Sercan’ı izleyip babamla halamı hayal ederek mastürbasyon yaptım. Ancak bir yandan da inanılmaz bir pişmanlık hissediyordum. Sonra hissettiğim pişmanlık yerini hayatımda tatmadığım hazlara bırakıyordu. Ancak görünüşe göre Sercan’da pişmanlıktan eser yoktu, o sadece işin haz kısmındaydı. Annesinin içeride öz kardeşiyle sikişiyor olmasından pek rahatsız gibi durmuyordu. Nitekim, o an aldığı hazla yetinmedi ve ileri gitmeye karar verdi.

Yerinde doğruldu, sikini şortundan içeri soktu, sonra olabildiğince sessiz olmaya çalışarak yatak odasının kapısını açmaya başladı. O kadar yavaş ve dikkatli hareket ediyordu ki, neredeyse kapının kolunu çevirmesi bile bir dakikadan uzun sürmüştü. Kapıyı azıcık araladığında, babam ve halamın iniltileri koridoru doldurdu. Artık seslerini net bir şekilde görüyordum. Sercan şortunun cebinden telefonunu çıkardı ve onların fotoğrafını çekmeye başladı. Duvarın arkasından gördüğüm kadarıyla, zoom yapmaya, daha yakından çekmeye çalışıyordu. Birkaç fotoğraf çektikten sonra tekrar sikini eline aldı ve onları izleyerek mastürbasyon yapmaya devam etti.

Aklımı yitirmek üzereydim. Bir metre ileride, kuzenim siki dışarıda mastürbasyon yapıyordu. Baktığı yerde benim babam, onun annesini çatır çatır sikiyordu. Kendime hakim olamıyor, onları ben de görmek istiyordum. İçeriden babamla halamın iniltileri geliyor, vajinamdan sular adeta şırıl şırıl akıyordu. En sonunda daha fazla dayanamadım ve sessiz olmaya çalışarak duvarın arkasından çıktım. Sercan beni görebilecek durumda değildi, sırtı bana dönüktü ve bütün dikkatini içeri vermişti. Sercan’ın omzunun üzerinden içeri baktım.

O an gördüğüm manzarayı hayatım boyunca unutamayacağım. Halam yatakta sırt üstü yatmış, babam bacaklarının arasında, ritmik hareketlerle o koca sikini halama sokup çıkartıyor. Üzerine eğilmiş, dudakları kenetlenmiş. Kıtlıktan çıkmış gibi öpüşüyorlar? Muhteşem? Ama bir o kadar da şoke edici? Korkunç?

Elimi tekrar vajinamdan içeri soktum, artık ne olursa olsun, boşalmam lazımdı. Ve bunu babamla halamı izleyerek yapmak istiyordum, odamda battaniyenin altına çekilmiş, sadece hayal kurarak değil? Kuzenimin bir adım arkasında kendimi okşamaya başladım. O ise bir adım önümde kendi sikini sıvazlıyordu.

Orada kaç dakika ses çıkarmadan mastürbasyon yaptık bilmiyorum. Ama ben orgazma yaklaştığımda, nefesimi kontrol edememeye başladım. Ve Sercan beni duydu, inanılmaz bir korkuyla irkildi. O irkilince ben de aynı şekilde irkildim ve korkuyla duvarın arkasına kaçtım. Sercan da hemen peşimden geldi ve o da saklandı. Ses çıkartmış olabilirdik, babamlar bizi görmüş olabilirdi.

Kahretsin? Orgazmım yarım kalmıştı ve o an hissettiğim tek şey korkuydu. Odama gitmek için hareketlendim ama Sercan beni kolumdan tutup eliyle “Sus” işareti yaptı. Sessizce bekledik ve içeriyi dinlemeye devam ettik. Gelen seslerden, babamların bizi duymadığı çok net bir şekilde belli oluyordu. Sercan başıyla “Ok” işareti yaptı ve beni tekrar kapının önüne doğru çekti. Yaşadığım utanç ve korkuyla odama gitmek istiyordum, ama ayaklarım halamın odasının önüne çekiyordu beni. Ben önde, Sercan arkamda, tekrar odanın önüne doğru geldik.

Kapı hala aralıktı ve içerisi net bir şekilde görülüyordu. Babam hala seri bir şekilde halamın içine girip çıkıyordu. Üstelik şimdi önümde Sercan da olmadığı için, bu manzarayı net bir şekilde izliyordum. Aniden hiç beklemediğim, o ana kadar aklımın ucundan bile geçmeyen bir şey oldu? Sercan’ın bir eli kalçalarımın arasından vajinama doğru, diğer eli ise kolumun altından göğüslerime doğru hareketlendi. Yaşadığım zevk, hissettiğim korku, aldığım haz? Her şey birbirine karışmıştı. Ne yapacağımı, ne hissedeceğimi bilemez haldeydim.

Sercan elini şortumun üzerinden vajinama denk getirdi ve bastırmaya başladı. Elini kalçalarımın arasına arkadan sokmuş, ön tarafa uzatmıştı ve o şekilde beni okşamaya başladı. İşaret parmağının kenarı vajinamın üzerine denk geliyordu, baş parmağı ise götümü zorluyordu. Babamla onun annesi birkaç metre önümüzde sikişirken, o beni parmaklıyordu? Aman Tanrım! Öz kuzenim, vajinama dokunuyordu şu anda. Onu kendimden uzaklaştırmam gerekiyordu, buna izin vermemeliydim. Ama Tanrım, parmakları? Parmakları bana kendimi muhteşem hissettiriyordu? İtiraz edemiyor, karşı koyamıyordum.

Bir süre Sercan beni hunharca okşadı ve birlikte babamla halamı seyrettik. Sonra Sercan bacaklarımın arasındaki elini çıkardı ve kenardan uzatıp beni karnımdan kavradı. Kendine doğru çekti? Vücutlarımız birbirine yaslandı. Diğer eli hala göğsümdeydi, beni kendine yasladıktan sonra karnımın üzerindeki elini ön taraftan tekrar vajinama getirdi. Tanrım, az önce mastürbasyon yaparken izlediğim o koca siki, şu anda kalçalarımın üzerine baskı uyguluyordu ve ben bu baskıyı en derinlerimde hissediyordum.

Şimdi bir yandan göğsümü, diğer yandan vajinamı parmaklayan kuzenim, bir yandan da sikiyle kalçalarıma baskı uyguluyordu. Önümde babamla halam sevişiyordu. Adeta delirmiş gibi zevk alıyordum bu durumdan. Daha fazla dayanamazdım, boşalacaktım. Sercan nefesimin değiştiğini anlayınca beni yeniden koridora, duvarın arkasına doğru çekti, göğsümdeki eli yukarı, çeneme doğru çıktı. Çenemden tuttuğu başımı kendine doğru çevirdi. Ve dudakları dudaklarıma değdi.

İşte tam o anda, hayatımın en şiddetli orgazmına teslim ettim kendimi. Bağırmamak için Sercan’ın dudaklarına kenetlendim, Sercan dilini ağzımdan içeri daldırdı. Hayatımda ilk kez birisiyle öpüşüyordum ve bu benim kuzenimdi. Onun hareketleri de sertleşti, kalçamdaki sikini daha sert hissetmeye başladım. En sonunda kasılıp kaldık ikimiz de? Dudaklarımızı birbirimizden hiç ayırmadan, muhteşem bir orgazm yaşadık.

İçeriye sesimizi duyurmamak için kendimizi kontrol altında tutmaya çalışıyorduk. Ancak bu neredeyse mümkün değildi. Orgazmımız bittikten sonra ters döndüm ve sırtımı duvara yasladım. Derin derin, ama sessizce nefes aldım. Sercan’ın şortunun ön tarafı sırılsıklam olmuştu. Beni çenemden tutup kaldırdı ve tekrar üzerime yüklendi. Dudaklarımız yeniden buluştu. Tanrım, muhteşem bir histi bu?

Sonra aniden, gözlerimi açtım. Ağzımın içindeki dil, öz kuzenimin diliydi. İçeriden babam ve halamın iniltileri yükseliyordu. İçimi inanılmaz bir utanç dalgası kapladı ve kendimi Sercan’ın kollarından kurtararak doğruca odama gittim. Sercan da peşimden geliyordu, hiç konuşmuyorduk?

Odaya girer girmez kapıyı arkamdan kapatmaya çalıştım, ama Sercan yetişti ve o da içeri girdi. Ben doğruca yatağa yöneldim. Ama Sercan beni yakalayıp kendine çevirdi, yeniden öpmeye çalıştı beni. Ona engel oldum, elinden kurtuldum ve yatağa girdim.

“Ne oldu?” dedi sessizce. “Neden istemiyorsun?”
“Ne demek neden istemiyorsun Sercan. Kuzeniz biz? Böyle şeyler yapamayız?”
“Annemler de kardeş? Ama bak neler yapıyorlar.”
“Sercan saçmalama lütfen. Onların yaptığı da yanlış tabi ki.”
“Ama izlerken çok zevk aldın.”
“Ama bu yanlış olduğunu değiştirmiyor. Porno izlerken de çok zevk alıyorum ama yanlış yani?”
“Kuzen saçmalama ya zevk alıyoruz işte ikimiz de, bırak kendini.”
“Sercan hayır. Lütfen!”

Çok sert söylemiştim bunu ve Sercan bunu anlamıştı. Kalkıp odadan çıktı. Ben de utanç içinde battaniyenin altına girdim. Az önce yaşadıklarımı düşünüyordum. Sercan adeta beni elleriyle boşaltmıştı. O koca sikini götüme dayamış, göğüslerimi okşamıştı? Tanrım, Sercan’la öpüştük. Hayatımda ilk kez birisiyle öpüştüm. Aman Tanrım? Düşüncesi bile inanılmaz bir haz veriyor, ama bir yandan inanılmaz bir utanç hissettiriyordu. Ne hissedeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler