İç Çamaşırcı da İşe Başlamak – Gizli Kapaklı – Bölüm 1

Arka tarafa doğru devam ettim. Dükkan gri zeminli mermelerin olduğu, duvarları ise beyaz badana yapılmış bir dükkandı. Duvalarda asılı askılarda çeşit çeşit basic iç çamaşırları vardı. Arka tarafta kasaya doğru nispeten süslü, dantelli çamaşırlar bulunuyordu. Dükkanın içinde ki iki cansız mankende ise yine basic çamaşırlar giydirilmişti. Işıkları biraz loştu hatta gündüz olduğu için kapalıydı. Tek cepheli bu dükkan neredeyse karanlıktı. Arka tarafta bir soyunma kabini bulunuyordu. Kabinin kapısı yoktu, kapı niyetine kullanılan bir perde tercih edilmişti.

Saadet ablanın yanına doğru ilerledim, beni görünce o lafa girmişti.

“Evet ablacım şimdi, burada genel de kadın müşterilerimiz olur o yüzden çok üzerlerine varma ablacım rahatsız olmasınlar. Kasamız burda, zaten garsonluk yapmışsın pos kullanmayı da biliyorsun. Akşam kapatmaya yakın ben gelirim ya da Rıdvan abin gelir kasayı alır, kapıyı da kitler beraber çıkarız. Bak ilerde köşede esnaf lokantası var biliyorsun zaten, orayı ara onlar sana öğlen yemek getirir sonra ben onlarla hesaplaşırım” dedi.

“Tamam abla burdayım zaten de numaramı vereyim bir şey olursa ararsınız hem” dedim.

“Doğru söylüyorsun kafa mı kaldı ablanda, söyle bakalım” dedi ve telefonuna numaramı yazdı.

Sabahın ilk saatleri olduğu için aramızda yaptığımız sen napıyorsun ne ediyorsun sohbetinden ileri gitmemişti. Sadece yaşlı bir müşteri gelmiş, onunla da Saadet abla ilgilenmiş, zaten kadın da kocasına atlet alıp gitmişti.

Saat 11’e doğru Rıdvan abi bel çantasını taktı, Saadet ablayı da yanına çağırdı.

“Koçum biz gidiyoruz, dükkan sana emanet aman ha gözünü seveyim dikkat et. Zaten işler kesat bir de dükkanı bırakıp gidiyoruz.” Dedi.

“Merak etme sen abim buralar bende hiçbir şey olmaz siz kendinize dikkat edin bir an önce iyileş” dedim ve kapıya kadar giderek onları yolcu ettim.

Öğlen yemeğimi yedim, işler gerçekten kesattı, saat 3e kadar içeri kimse girmemişti. Ben de telefonumda oyun oynuyor bu sakinliğin tadını çıkarıyordum ki kapının açılma sesini duydum. İlk müşterim gelmişti.

Gelen kadını tanımıyordum, sadece algılayabildiğim kadarıyla 30-35 yaş aralığında esmer hatta baya koyu tenli, siyah saçlı bir kadındı. Üzerinde pembe bir lakos altında da bileklerinde biten dar bir kot vardı. Elinde bir iki poşet vardı belli ki daha önce de alışveriş yapmıştı. Kadın yaklaşınca fark ettim ki burnunda bir de hızması vardı.

“Hoş geldin, size nasıl yardımcı olabilirim” diyerek müşterimizi karşıladım.

“Hoş buldum biraz bakınayım olur mu?” dedi. Başımla onaylayarak bakması için müsaade ettim.

Hayatımda ilk kez tanımadığım bir kadın önümde iç çamaşırları bakıyordu. Bu durum benim ergen zihnim için fazlası ile garipti. Dokunduğu her kıyafeti kadının üzerinde hayal ediyordum. Kadın çok alengirli şeylerle ilgilenmiyordu. Birkaç parça siyah penye çamaşır, bir tane siyah standart bir sütyen seçmişti. Kasaya doğru giderken gözü arka tarafta ki fantezi ürünlere takıldı. Bir hamle yapıp yapmamakta ben orada olduğum için çekindiğini anlamıştım. Biraz alan kazandırmak için kasa ile ilgileniyormuş gibi yaptım.

Kadın da bunu fırsat bildi dükkanda bulunan 3 tanga çeşidine de merakla baktı,

“Çok alıyorlar mı bunlardan?” diye sordu, sesi utangaç ve merak doluydu.

“Yani, aslında evet. Genel de insanlar elbiselerin içine giyiyor, iz yapmıyor ya” dedim bende, abazan bir cümle kurmak istemiyordum.

“Aslında doğru ama ne bileyim evdekiler ne der” dedi. Benden bir yorum bekliyor gibi değildi sustum bu yüzden. “Annem görse canıma okur bu yaşta evlenemedin diye beni yoruyor zaten” dedi. Gülümseyerek sessizce bekliyordum.

“Neyse bir daha ki sefere bakarım artık, bunlar yeterli” diyerek elinde ki ürünleri bana uzattı. Ürünleri paketledim ve nasıl ödeyeceğini sordum. Kartını uzattı, ismi Nazlıydı kartın üzerinde fark etmiştim. Ödemesini yaptı ve teşekkür ederek dükkandan çıktı. Çıkarken arkasından kalçalarına bakmıştım. Alışveriş yaparken fark etmemiştim ama gerçekten o tangalardan birini alsa kalçaları inanılmaz ateşli dururdu. Hemen gittim ve aldığı ürünlerin fotoğrafını çektim. Kadının da yüzünü kamera görüntülerinden kesmek zorunda kalmıştım. Bundan sonra müşterilerin kim olduğunu ve neler aldığını kaydedecektim. Böylece bütün mahalleyi gören çıplak gösteren gözlüklerim olacaktı resmen.

Yanlış hatırlamıyorsam bir saat kadar sonra ablam geldi,

“Hayırlı olsun çırak napıyorsun diye bakalım dedim” dedi gülerek.

“Napayım ya bekliyorum işte rahat ama en azından araba yıkamıyorum her yer don!” dedim kahkaha atarak ablam da gülmüştü.

“İyi hadi sevindim bak ne güzel oğlum burda otur da telefona bakacağına ders çalış seneye üniversiteye gidersin” dedi.

“Yapıcam ya daha ilk gün öff” diye cevap verdim.

“öfffleme ablaya öyle, gelmişken birşeyler alayım bak satış yapmış gibi ol” dedi. Gerek yok diye itiraz etsem de dinlemedi. Öz ablam önümde iç çamaşırları bakıyordu. Üzerinde çiçek desenleri olan yüksek kesim bir iç çamaşırı seçti bu giyilirken araya kaçan tipteydi. Bir de kırmızı sütyen seçti. O güne kadar ablamdan etkilenmemiştim. Evde kirli sepetinde ya da kıyafetler balkonda asılıyken çamaşırlarını görmüştüm ama ilk kez önümde alışveriş yapıyordu bu beni çok azdırıyordu.

“Al bakalım bu ikisi yeter, senin için alıyorum hee” diyerek bana göz kırptı. Ergen zihnim bundan bambaşka anlamlar çıkarıyordu.

“Toplam X lira Selin Hanım” diyerek cevapladım. Samimi bir tavır takınmaya çalışıyordum.

Ablam parasını ödedi öne doğru eğilip beni yanağımdan öptü ve “akşam görüşürüz” diyerek dükkandan çıktı. Ablam gidince fark ettim ki sikim kot pantolonumu delecek hale gelmişti. Hemen aldığı iç çamaşırının bulunduğu reyona gittim. Dükkanda kameralar vardı bir şey yapamazdım ama sanki düzeltiyor gibi her yerini inceledim. Ablamı bu çamaşırların içinde hayal ediyordum. 31 çekmem gerekiyordu dayanamıyordum. Arka tarafta ki tuvalete gittim, internetten ablamın fotoğraflarını açtım ve 31 çekmeye başladım. Bunu ilk kez yapıyordum. Sanki üzerinde az evvel ki çiçekli çamaşır ve kırmızı sütyeni varmış gibi hayal ediyordum.

Sanki, bu tuvalette ablam duvara yaslanmış arkası bana dönük domalmıştı. Çiçekli çamaşırını yana çekmiştim, pembe tüysüz amını sikimle sıvazlıyordum. Benim precumlarım onun ıslaklığına karışıyordu, yavaşça içine doğru ilerlerken ablam kendini kasıyordu. Onu böyle hayal etmek beni deli ediyordu. Kim bilir içi ne kadar dar ve sıcaktı. Daha önce hiç sevgilisi olmamıştı, belki de bakireydi, biz hiç duymamıştık. Sonra boşalmaya yakın ablamı önümde diz çökmüş hayal ediyordum. Az önce ki kırmızı sütyeni içinde memelerini birleştirmiş, sanki onlara boşalmamı istiyor gibi düşünüyordum. Çok uzun süredir olmadığı kadar tazyikli boşaldım. Bu arada dükkandan bir ses geldi,

“Kimse yok mu?!”