Farkettim ki benim tişörtümü giymişti ve kalçaları her parmak ucuna çıktığında açığa çıkıyordu.
Gülerek;

B: Anne, benim tişörtümü giymişsin gene…(Öksürerek) kalçan gözüküyor.

Beni sıkmayı bırakarak, “seninkini buldum giydim ne var, bakma sende kalçama.” dedi gülerek.
Babam olmadığından dolayı, annemle benim aramda bu tarz şakalaşmalar hiç bir zaman tabu olmamıştı… Nede olsa masturbasyonun ne olduğundan, penisimi tıraş etmeye kadar her şeyi annem bana öğretmişti.

B: Annecim sorun değil giyebilirsin ama ya benim tişörtümü giyip altına şort giy yada kendi aldığın bol tişörtlerden birini giy.

A: Seni ilgilendirmez evde nasıl rahat edersem öyle giyinirim.

dedi ve arkasını dönerek mutfağa yöneldi.
Ben ise odama geçip üstümü değiştirmeden önce kız kardeşin Cansu’nun odasına doğru yönelip kapıyı tıklattım. “Gel” diye bir ses geldi odadan. Kapıyı açıp içeri girdim.

B: Naber Cansu nasılsın?

C:İyiyim abicim sen nasılsın?

B: İyiyim bende.

Elimi cebime doğru götürüp Cansuya doğum günü için aldığım kolyenin kutusunu çıkarttım.

B: Al bakalım bunu, haftaya 18 olacaksın. Ben hediyemi şimdiden vereyim.

Cansu kutuyu açıp kolyeyi gördükten sonra bana sarılıp teşekkür etmeye başladı.
Teşekkür merasiminden sonra odama geçtim ve üstümde ne varsa çıkartıp attım, üzerime ince bir çarşaf örtüp çırılçıplak bir şekilde yatağa bıraktım kendimi. Saate baktığımda 21.36’ idi. Uyumak için erken olmasını rağmen gün yeterince yormuştu beni. Turnuva yarın saat 10.00’ da başlayacaktı. Alarmımı kurup gözlerini kapattım.

Gözlerimi tekrar açtığımda karşımda annem vardı. Yatağımın bir ucuna oturmuş günaydın diyerek ayaklarımı gıdıklayıp elini çekiyordu. Yüzükoyun yatıyordum, ilk aklıma gelen acaba şu anda bir yerim açık mıydı ? Nede olsa çıplak yatıyordum ve yanımda annem vardı, kötü bir görüntü uygunsuz kaçardı. Seri bir şekilde bedenimi kontrol ettim, çarşaf hâlâ üstümdeydi, sorun yoktu. Mırıldanarak günaydın dedim ve elimi telefonuma uzattım.
Yüksek bir sesle “hayır yaaa” diye çemkirdim. Annem, “Ne oldu?” dedi panikle.

Sude turnuvaya gelemeyeceğini anlatan bir mesaj göndermişti. Ben bunun üzüntüsünü yaşarken, annem sürekli “Ne oldu?… bir şey mi oldu ?” diyerek ayaklarımı gıdıklamaya çalışıyordu.
Gülerek “dur lütfen…” diye seslendim.

B: Bir mesaj gördüm ona tepki verdim.

A: Ne mesajı bende bakıcam.

B: Hayır önemli bir şey değil.

A: Göster ozaman

Elini telefonuma uzatıyor, ben kaçırmaya çalışıyordum, yatağımın üstünde debelenmeye başladık.
Bu ufak çaplı güreşimizin sonunda gördüğüm manzara bir o kadar tuhaf ve etkileyiciydi. Annem telefonumu almış, şifremi girmeye çalışıyordu ancak bunu yaparken oğlunun çıplak kucağına oturduğunun farkında değildi. Erkekliğimin üstüne oturmuş anneme bakarken, sırtüstü uzanmış bir şekilde kaskatı kesilmiştim. Gözlerimi, annemin suratından, kadınlığına doğru indirdim; Her zaman olduğu gibi altında sadece iç çamaşırı vardı, kadınlığı penisimi tamamen ortalamış, sarıp sarmalamıştı. Gördüğüm şeye inanamıyordum. Şu anda annemin kadınlığı ile penisim arasındaki tek engel, annemin dantelli iç çamaşırına ait ufak bir kumaş parçasıydı. Başımı yukarı kaldırıp anneme baktığımda elleri telefonumda hâlâ telefon şifremi girmeye çalışıyordu. Ne yani, durumdan haberi yok muydu? Böyle bir şey mümkün müydü? Yoksa her şeyin farkında ve bunları bilerek mi yapıyordu ?
Düşüncelerim arasında boğulurken annemin sesiyle kendime geldim.

A: Ya söyle telefonunun şifresini hadi çok merak ettim.

B:….

Şok içerisindeydim… Ya durumu umursamıyor, ya durumun farkında ve bütün bunları bilerek yapıyor yada gerçekten bütün masumluğu ile hiçbir şeyin farkında değildi.
Riske giremezdim. Hızlı bir şekilde “656463” diyerek şifremi söyledim ve aşağıdaki durumdan haberdar olmaması için seri bir hamle ile çarşafı alıp bacaklarımızın üstünü kapattım. Şimdi aşağı baksa bile durumu göremeyecekti. [DEVAM EDECEK…]

Fikir ve düşüncelerinizi yorum olarak belirtirseniz sevirim.