Anne Açlığı 2

Haziran, sıcaklığını iyiden iyiye bastırmış, kız arkadaşım Sude ile birlikte bana bir iş bulma umuduyla şehir merkezindeki barları ve kafeleri kapı kapı gezmeye başlamıştık. Ancak kime sorarsak soralım hiçbir işyerinin elemana ihtiyacı yoktu. Ümidimiz tükenmiş bir şekilde soğuk bir şeyler içmek için bir kafeye geçip oturduk. Yüzümden düşen bin parçaydı, Sude ise beni neşelendirmek için ellerimi okşuyor, keyfimi yerine getirmeye çalışıyordu.

S: Hadi üzülme artık… Başka bir gün gene çıkar bakarız.

B: Üzülmüyorum ya, yoruldum sadece. Boşu boşuna bu kadar yol yürüdük… Hiç uğruna.

S: Olsun en azından şansımızı denemiş olduk. Hem senin (yüzme) finalin yok mu yarın ? Boşver şimdi işi, ona odaklan bence.

Gözlerim büyüdü birden bire, nasıl unuturdum ? Yarın yüzmem gerekecekti, üstelik finaldi, bir ay boyunca kendimi bu turnuvaya hazırlamıştım. Öylece unutamazdım. Ayrıca eğer birinci olursam ödül alacaktım. Bir nevi buda bir para kazanma yoluydu.

B: Tamamen aklımdan çıkmış, hadi çok oyalanmayalım o zaman.

Sude tatlı tatlı sırıtarak içeceğini bitirdi ve ayağa kalkıp arabaya doğru yürümeye başladı. Arabaya bindikten sonra Sude’yi eve bırakmak için yola çıktım. Yol boyunca etraftaki tabelalara bakıp durdum. Herhangi bir iş ilanı arıyordum, Sude bunu fark etmiş olacak ki elimi tutup sakin olmamı, ilelebet bir iş bulacağımı söyleyip beni rahatlatmaya çalışıyordu. Sude’yi evine bıraktıktan sonra eve doğru yöneldim ve arabayı park edip, apartmandan içeriye girdim. Kapının zilini çalıp beklemeye başladım. Kapıyı annem açmıştı. Üzerinde beyaz bol bir tişört vardı ve biliyordumki altında iç çamaşırından başka bir şey yoktu. İçeri girer girmez kollarını kocaman açıp bana sarıldı ve; “Hazır mısın yarına ?” diye seslendi. Anlaşılan yarınki turnuvayı benden başka herkes hatırlıyordu. “Hazırım” diye seslendim. “Sesin çıksın o zaman” diyerek daha sıkı sarılmaya başladı. Belimden tutmuş sıkıca kitlemişti beni.

Evin antresinde bulunan, boydan boya duvarı kaplayan aynadan anneme baktığımda, hafifçe beliren beyaz kalçalarını gördüm. Farkettim ki benim tişörtümü giymişti ve kalçaları her parmak ucuna çıktığında açığa çıkıyordu.

-Devamı kelime sınırından dolayı Part-2’de-