Üç Arkadaş – 6

Uyandığımda Ceylin yanımda değildi, duştan sonra ikimizde mayışmış, yatak odasına bile gitmeden boş küvetin içinde uyuyakalmıştık. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya yönelince halimi ancak o zaman gördüm. Her tarafımda Ceylinin ruj izleri vardı. Ceylin ben uyurken bile boş kalmamıştı. Rujları suyla temizleyip banyodan çıktım. Ecem balkonda bira içip sigara tüttürüyordu. Yanına gidip ensesinden öptüm. Gülümseyerek arkasına döndü ve sikimi okşamaya niyetlendi ama eli yetişemeyerek bacağımla yetindi. Biraz balkonda oturduktan sonra içeri gidip bir şeyler atıştırdık. Salona geçtik ve öpüşmeye başladık. Ecemin parlak mor rujunun tadını ala ala öptüm Ecemi. Ecemi hafifçe iterek yere yatırdım. Yerde dünki adamlardan kalan döl lekeleri vardı. Ecemin üstüne çıkarak memelerini ayırabildiğim kadar ayırdım ve yarrağımı terli meme arasına soktum. Memeler eski pozisyonuna dönünce sikimi sıkıştırdı. Bende Ecemin memelerinin ucundan tutarak sikimi ileri geri götürmeye başladım. Sikim Ecemin ağzına yaklaştıkça Ecem, diliyle ucuna değdirmeye çalışıyor, tam başaracak iken ben çoktan geri çekiyordum. Ecem bu pozisyondan sıkıldı ve oral seks yapmaya başladı. Sikimi ısıra ısıra sakso çekiyordu Sakso çekerken de sikimden sızan tükürükleriyle kaplanmış taşaklarımı avuçluyordu. Artık Ecemin amına girmek istiyordum ama Ecem saksoya kendini o kadar fazla kaptırmıştı ki bunu fark etmedi. Ben de fazla baskılamayarak ağzına patladım. Ecem döllerimi kana kana içti, ağzına yapışanları ise suyla birkaç gargara yapıp yuttu. Tek bir dölü bile israf etmemişti. Ecem sikimi ısırdığından, zonkluyordu. Bunu dillendirince “Biraz ara verelim” dedi ve televizyonun altındaki fotoğraf albümünü yanıma getirdi ve beraberce incelemeye başladık.

Albümde Ecem ve Ceylinin bir çok fotoğrafı vardı ve neredeyse hepsi ya seks esnasında ya da çıplakken çekilmişti. Ara sıra Sudenin siluetleri göze çarpsa da pek ön planda değildi. Albümün sayfaları ilerlerken, Ceylinin dölle kaplanmış suratının olduğu bir fotoğraf gördüm. Fotoğrafı hayretle incelerken Ecem fark etti ve “Suratında beş farklı erkeğin dölü var manyağın” dedi. Ceylin anlaşılan grupta yapıyordu. Bir başka fotoğrafta ise Ceylini tavana baş aşağı asıp ağzına vermişlerdi. Ceylini Bugüne kadar hiç grup yaparken görmediğimden Eceme sordum. Ecem “Ceylinde bildiğin ve bilmediğin her türlü fantezi var, iki sene önce sikişirken ayağını kırmıştı, deli” dedi. Albümü incelerken sikim yeniden uyandı. Ecem bunu görünce albümü kenara fırlattı ve tek hamlede amına sokarak üstümde zıplamaya başladı…

Ecem ile sikiş dolu dört gün geçirmiştik. Ecemin sikilmedik deliğini bırakmamış. Hatta kulaktan bile sokmuştum. Tüm bu süre boyunca Ceylinden tek bir haber alamamıştık. Ben başına bir şey geldiğini düşünerek çok endişeliydim. Sokakta her türlü insan vardı. Ne olacağı belli olmazdı. Endişemi Eceme söyledim ama pek umursamadı ve “Ceylin şuan nerededir bilmem ama bir veya daha fazla erkeğin altında zevkle inlediği kesin” dedi. Ecemin randevusu -bu sefer doktor- olduğu için evden gitti ve yine yalnız başıma kaldım. Bir süre albümdeki diğer fotoğrafları inceledim ve bir otuzbir patlattım. Koltuğa yattım ve düşünmeye başladım. Birkaç gün önce Ecemin ilk defa dudaklarıma yapışmasını hatırladım. Sonra Ceylinin daha adımı bile öğrenmeden gelip sikimi tutmasını ve Sudenin bunu görünce bozulmasını, Ceylinin beni Tuğbaya götürmesini… Sude diğerlerine göre oldukça acemiydi ama Ecemle Ceylin bayağı bir yetenekliydi. Hele o Ceylin tam bir makine gibiydi. O an kapı çaldı. Ceylinin geldiğini düşünerek koşarak kapıyı açtım ama gelen Sudeydi…

Sude beni görünce öpmeye yeltendi ama ben izin vermedim. Ecemle beni o kadar doldurmuştu ki Sudeye karşı ondan nefret eder olmuştum. Sude bu davranışımı görünce cebinden bir tomar para çıkarıp “Beni sikersen bu senin” dedi. Ceylin haklıydı. Ben Sudenin yüzüne tükürerek sertçe ittim ve çabucak kapıyı çarptım. Sude bana ana avrat sövmeye ve kapıyı kırarcasına tekmelemeye başladı. Ben de sesini duymamak için balkona çıktım. Sude aşağı inmiş bana ta oradan küfürler savurmaya devam ediyordu. Civardaki herkes ona bakınca utandı ve sustu. Gözlerini ovuşturarak koşa koşa kayboldu gitti…

Akşam olunca Ecem somurtarak geldi. Ne olduğunu sorunca Ecem “Doktor, çok fazla sikişiyorsun dedi, biraz azaltmalıymışım” dedi. Ben de doktoru dinlemek zorunda olmadığını söyledim. O da zaten öyle yapacakmış. Daha sonra Sude olayını anlattım. Bunu Ceyline söylememeyi tercih ettik. O esnada Ceylin eve nihayet gelmişti ama dört gün önceki Ceylinden eser yoktu. Cinsel uzuvlarında ve boynunda daha yoğun olmak üzere vücudunun neredeyse her tarafında morarmalar, kızartılar, çizikler, ezikler… doluydu!

Ceylin zoraki adımlarla salona kadar geldi ve kendini koltuğa bıraktı. Ceylini ilk darp ettiler sandım ama bizzat kendisi sikişirken bu hale getirtmiş vücudunu. Ecem birkaç buz torbası getirdi ve Ecemin morluklarına koydu. Ceylin bana dönerek “Azıcık abarttım” diyerek kikirdedi. Ecem moralinin bozuk olduğunu söyledi ve odasına gitti. Ceylin biraz gözlerini kapatarak düşüncelere daldı. Sonra bana dönerek “Sude buraya geldi mi?” diye sordu. Bu soru karşısında afalladım. Kem küm ederken bunun bir işe yaramayacağını anladım ve gerçekleri söyledim. Ceylin, Sudenin sövülmedik akrabasını bırakmadıktan sonra sözlerini şöyle sürdürdü: Sude işini hallettim, dört gündür birkaç erkeğe kendimi siktirdim, azıcık hırpalandım (hala azıcık diyor) ama isteklerimi kabul ettirdim, demiştim sana beni sikmek için her şeyi yapacak erkekler var” dedi. Doğrusu ben de Ceylini sikmek için her şeyi yapabilirdim. Ceylinin göğüslerini okşayıp “Nasıl halledecekler erkeklerin Sudeyi?” dedi. O da sanki yaptığı çok iyi bir şeymiş gibi gururla anlatmaya başladı:

“Ben Ecemle de konuşacağım, Sudeyi affettiğimizi söyleyip eve geri çağıracağız. Sonra senin yanına sokacağız, o tabii seninle sikişmek isteyecek. Tam o esnada ayarladığım yedi kadar erkek eve sahte baskın düzenleyip, Ecemle beni sahteden bağlayacak. Sonra sizin yanınıza kirli sakallı bir adam gelip, unutma sakın, Sudeyi de almaya çalışacak ve senin ensene sertçe vurur gibi yapacak. Sen de bayılmış gibi yapacaksın. Erkekler Sudenin gözünü bağlayacaklar. Sen de dahil hep beraber bir yere kadar gideceğiz. Sudeyi ilaçla bayılttıktan sonra biz geri dönüp evimize geleceğiz. Sudeyi ne yapacaklarsa yaparlar artık. Ben karışmam Ama sikmelerine ve öldürmelerine izin vermedim, polisle uğraşamam” dedi. Sonra ben sessizce “Adamlar yamuk yaparsa ne olur” dedim. Ceylin amını tokatlayarak “Adamları kendime bunu yaptırdım, azıcık hırpalattım. İşi becerirlerse kendime yaptıracaklarımı düşünsene..” dedi. Ceylin sonra iyice yanıma sokulup ufak öpücük hamleleri vermeye başladı. Tam üstüne çıkacakken ayağa kalktı. “Bugün değil balım, bu azıcık hırpalanmış vücüdun restore olması lazım ileride daha fazla hırpalanacak” diyerek hırpalanmış yerlerini gösterdi ve üstüne bir parça iç çamaşırı geçirip o haliyle evden çıktı.

Ceylin akşam güneş batarken geri dönmüştü. Saçlarını boyatmış, gittikçe solmuş olan mavi saçlı yeniden parlamıştı. Ayrıca sikiş esnasında kırılan tırnaklarınıda yaptırmıştı. Teninde de morluklar ve çizikler hariç bir şey kalmamıştı. Ceylinin nasıl bir geni varsa artık, hiç bir yerinde et beni, kıl köküne dair bir iz yoktu. Pürüzsüzdü bembeyazdı. Ceylin, gelir gelmez Ecemin odasına gitti ve Sudeyi uygulayacağı planı anlattı. Gece vakti planın ilk aşamasını uygulamaya başladılar. Ecem, Sudeyi arayarak yeniden deneyelim dedi. Ceylin de kendini zor tutarak destekledi. Sudeyi uzun uğraşlar sonucu ikna ettiler. Sude yarın öğle vakitleri gelecekti. Ceylin hemen ayarladığı erkeklerin olduğu mesajlaşma grubuna ayrıntıları yazdı. Adamlar karşı binada Sudeyi bekleyecekler,Sude eve girdikten on beş dakika sonra evi basacaklardı. Ceylin tüm bu şeyleri anlattıktan sonra birkaç yeni halinin çıplak fotoğraflarını çekti ve adamlara yolladı. Galiba bu bir çeşit avanstı. Ama benim avansım daha iyiydi. Çünkü Ceylin sikimi okşamaya başlamıştı bile. Ecem de boş durmamış o da taşaklarımı sıkmaya gelmişti…