Amaçlaşan Hayalim 9/9

Girdiğimiz bina çıktığımız restoranın iki sokak arkasında, sahili gören eski yapılı sitelerden biriydi. Dışarıdan görünen huzur, binanın içindeki serinlikle birleşiyor, en üst kata asansörle çıktığımızda, daire kapısından içeriye girdiğimizde ise, eski İstanbul denilen, ya da o zamanlara ait ilk yapılan sitelerin özelliği olan genişlik kavramı direkt göze çarpıyordu. Evin içinde çok eşya vardı ama çoğu eski sayılabilirdi. Eski ama şık olan, adeta müzelik gibi.

-Esat’ın babasının eviydi. Burada büyüdü. Evin eşyaları şuan antika olarak satılabilecek standarda sahip. Elbette sağlamlar, rahat olabilirsin, yani tedirgin olmaman için bu açıklamaları yaptım” diyerek göz kırptı. Kırmızı rugan ayakkabısını çıkartarak attı ayakkabılık orasına, çantasını da bırakıverdi. Ben de her zaman taşıdığım sırt çantamı bıraktım, ayakkabıları çıkarttım, onu gittiği yöne doğru ilerledim. Götünü kıvırması beni benden alıyordu. Topukluları çıkarttıktan sonra az daha kısalmış, zayıf bedenini her türlü kullanıma açıyordu. Ama mutfağa yöneldi, su çıkarttı, içti, bana da ikram etti, salona doğru elimden tutarken, elinin sıcaklığı gerçekten fazla olmasına karşın, kemikli ince ve bakımlı olması, iç gıcıklıyordu. Salona geçtik, kaldığımız yerden sohbete devam ettik.

Ne kadar konuştuk bilmiyorduk ama, o banyoya gittiğinde, ben de annemi aradım, arkadaşımda kalacağımı söylediğimde;

-İyi alıştın. Evin yok mu oğlum senin? Dikkatli ol” dedi, ama sitemkardı. Son birkaç gün aramız biraz iyileşme göstermiş, eskisi gibi sıcak davranıyordu bana, teyzemde de biraz düzelme olmuş, ev yemeğini daha çok kendisi yapmaya, dışarıda beraber vakit geçirmeye, alt kattaki komşumuza dedikodu yapmaya gidiyorlardı. Yeni düene alışmıştık. Salonda yatıyor olmam biraz bende rahatsızlık oluştursa da, sorun yoktu. Halledilebilir bir şeydi.

Sevim geldiğinde, üzerinde gecelik, bacakları pırıl pırıl parlıyordu. İnce gecelik dantelli pamuk şeker renginde, Barbie gibi olmuştu. “-Süpersin” dedim.

Az evvel oturduğu koltuğa geldi, elini karnıma atıp tshirtten göğüslerimi okşamaya başladı.

-Burada mı yoksa kocamın yatağında mı sikmek istersin?” dedi fısıltıyla. Tahrik etmeyi çok iyi biliyordu. Sonrasında elini sikime attı.

-Odana gidelim” dememle,

-Çıkar üstünü, tutup çekeceğim” dediğinde anlamadım ama, donu tshirtü çıkartınca, elini sikime atmış, çekerek beni odasına götürdü.

-Bu sefer iki sevgili gibiyiz. Kural, görev, iş yok” dedi ve sözü biter bitmez göğsüme nefesini verdi, rujlu dudaklarını boynuma yapıştırdı, benim onun memesini emdiğim gibi benim meme ucumu emmeye başladı. Garip bir histi ve ara ara hafiften çenesini kasıyor, ısırık atmaya çalışırken, spor ve protein sayesinde kalıp kalıp kütleli göğsümü boş eliyle kavrayıp avuçluyor gibiydi. Kafamı tavana kaldırdım ve o an tavanda ayna olduğunu gördüm.

-Ayna mı o?” dedim.

Emmeyi bıraktı ama nefesini göğsüme vererek; “-Hı-hı” dedi.

Bir müddet öyle yaparken, sikim iyice dikilmiş, ayakta hareketsiz durmaktan da sıkılmışken, sol bacağımı yatağa kaldırdım. Geri çekildi soluk soluğa, göğsüm hep ruj olmuştu. Kahverengi gözleri kocaman olmuştu. Elimi saçına geçirdim ama nazikçe çekerek bacak arama soktum kafasını. Ağzını açarak toplarımı ağzına soktu, diliyle onlarla onamaya başladı. Nefesini götümde hissediyordum. Elleriyle adeleli bacaklarıma atmış destek alırken, ben ara ara basıyordum yüzünü bacak arama. Taşaklarımı bıraktı ve götümü dillemeye başladığında istemsizce; “-Ahhh” dedim, sonra dili öncen arkaya badana yapmaya başladığında zevk denizindeydim.

-Kılsız, cillop gibi olman ayrı bir zevk veriyor yalamaya.

-İki günde bir kesiyorum. Yani uzamadan” dedim. Sonra sikimi sol eliyle dibinden kavradı, kafası mantar gibi kocaman olmuş yerine şarkı söylemeye hazırlanan solist gibi dudaklarına yanaştırdı. Sonra öpücük verdi, ama alttan da sıkıyordu kamışımı. Ağzına aldı ve emmeye başladı, tekrardan gözümü kapattım ve anın tadına varırken boşalmaya yaşlaştığımı hissettim. Zaten bir saattir erekte ve donumu zorluyordu. Onu çenesinden tutarak kaldırdım, salyaları dudaklarının kenarından ruju ile akıyordu. Alnına öpücük koyup dudaklarına yapıştım; “-Mmmmm” diye mırıldanarak birkaç saniye öpüşünce, itti onu yatağa. İnce bacaklarını bileklerinden tutup geri ittim pergel gibi ve amı tabak gibi çıkmış, gül gibi dudakları vardı. Sulanmıştı. Az önce dudaklarına yapıştığım gibi bu sefer am dudaklarına yapıştı ve hunharca emmeye, kıvrımlı dudaklarını ağzımın içine alıp emmeye, geri çekerek kafamı esnetmeye, sonra dilimi içeriye G noktasına sokup, bastırıp sonra ileri geri yaparken, ellerini saçına geçirmiş, daha çok basarken, omuzlarımdaki bacaklarını enseme dolamış, iyice basmaya başlamıştı. Nefesimi amına veriyordum. Çok zayıf olmasa da, 1.67 olmasından dolayı yanıma çıtı pıtı kaldığından pek bir gücü yetmiyordu ama, zangır zungur titremeye başladığından, ağzıma am suları geliyordu. Ne iğrendim, ne çekildim geri. Artık kadınların her kokusuna, her suyuna, her hareketine harandım. Göt kokularına bile alışmış olduğumdan, emmeye, am suyunun ekşi ve o ahenkli kokusunu koklayarak sevişmeye devam ettim. Orta parmağımı göt deliğine soktum birden, “-Meteeee” diye inledi feryat ile ve parmağımı götünde sağa sola çevirip, önden dilimle, arkadan parmağımla deliyorken, artık sikmek zorundaydım. Kafamı çekerken geri, kafakola almış olduğu bacaklarından kurtulmak için güç kullandım.

-Boğacaksın beni orospu” dedim.

-Sağa sola kıvranıyordu ama sadece kıkırdadı.

Sikimi tuttum dibinden ve ayrılmış am dudaklarının cıvıklığına cetvel gibi şak şak çaktım. Karnını indirip kaldırıyordu. Kafasını dayadığım gibi ittirebildiğim kadar ittirdim sikimi. Boyuna göre iyi alıyordu ve bu kadın anatomisinin ilginçliklerinden biriydi. Hande ve Fatma Teyzeden daha fazla içine alıyordu kaltak karı. Ama yine de am duvarına dayandığımda birkaç santim kalıyordu ki, bacaklarını birleştirdim ve ileri doğru ittim. Arka adeleleri genleşmiş, keskin bir görüntü ile çok azdırıcı bir görüntü oluşmakla birlikte, amıda hamburger gibi olmuş, am dudaklarını yarmış sikimin yanından taşan dudakları kıvırcık gibiyken, iştah kabartıcı bir götüntü ile, dizlerimin üzerinde iyice gerilip dibine kadar çat çat çat sikmeye başladım. Nefesimi tuttum ve bacaklarını göğüs kafesime yasladım, ardı ardına makineli tüfek gibi seri seri girmeye başlamamla kollarını çarşafa geçirdi Sevim ve çığlık atmaya başladı.

-Ay ay ay ay. Arggggghh. Ohhhhh, ahhhh, sikkk sikkkk” diye bağırıp, kafasını sağ sola çevirip, bacaklarını titremeye başlamıştı. Bende ucuna doğru geliyordum. Ayaklarını bileklerinden tuttum, kırıp yüzüme çektim. Ayak parmaklarındaki kırmızı ojeleri emmeye, tek tek baş parmak, orta parmak olsun, serçe parmağı arasında dilimi sokarak emmeye başladım. Öyle iştahla emiyordum ki, kendisi de topuklarını yüzüme basıyordu. Çok lezizdi ve nefesimi dizginlemeye çalışırken, am duvarını hissettiğim bir anda kendimi tutamadım ve amına oluk oluk boşalmaya başladım. Ayak iki parmağı ağzımda, “-Ihhhhhhh” diye inleyen bendim bu sefer. amını kasıp dururken, sikim içinde kalp gibi atıyordu.

Biraz nefeslendikten sonra, döllerim amından süzülürken, o da nefesini tazelemiş, amı gevşemişti ki, öne eğildim, memelerimi sertçe avuçladım. Boşalmıştım, sikim tam inmemiş olsa da, yarı erekte sertti. Üzerine doğru uzanarak, ellerim memeleriyle aramızda sıkışmıştı. Yüz yüze geldik, göz göze. Dudaklarımız birleşti ve şehvet dolu dil dansımız başladığında, memelerinden ellerimi çektim, birini ensesine, diğerini yanaklarına, şakaklarına, saçlarına atarak öpüşmeye başladık. Dudakları dudaklarımı vakumluyordu, Dillerimiz dans ederken, dişlerimizi süzüyor, damaklarımızı tadıyorduk birbirimizin. Ne kadar sürdü tahminen zordu ama, sikimi yavaş yavaş iti geri çekerken amındaki o göllemiş sululuktan curk curk sesler geliyordu. Bir an ağzımız birbirinden çekilince nefes nefese; “-Gençlik işte, durmadan devam etmek böyle bir şey olmalı” diyerek ellerini yanağıma atıp yüzüne çekerken, arkadan da bacaklarını götüme yapıştırmış, tempolu hafif hızda koordineli girip çıkıyordum.

Biraz böyle siktikten sonra ters döndürerek üste çıktı Sevim. Belini tıpkı ata binen rodeocular gibi öyle oynatıyordu ki, sikim içinde adeta dans ediyordu. Ayakları üzerinde doğrulup, squat tarzında oturup kalkarken çat çat sesler bu sefer odayı sarmış, tavandaki aynadan kendimi izlerken, ayrı bir moda girmiştim. Başkasının yatağında en mahrem kişisini sikmek ayrı bir zevkti. Ama bu durumdan Esat Beyin haberi olma durumu olabilirdi, sonuçta herifte cuckoldcu ruhu vardı. Ben iki elimle belinden tutup sertçe sıkarken, o da ellerini göğsüme atmış, destek alıyor hem de avuçluyordu. Saçları rüzgarda dalgalanıyor gibi dalgalanıyordu inip kalkarken. Biraz durdum, aşağıya kaydım, dizlerimi kırarak topuklarımdan destek alıp belimi kaldırdım ve nefesimi tutarak biraz sert ve seri şekilde amına patır kütür girdiğimde acı bir feryat belirdi Sevim’den. Kaçmak ister gibi yukarı doğrulmak istese de ellerim belini sıkmış, adeta avuçlamış sıkıyordum ve kuvvet uygulayınca ince belinden tutup tekrar yapıştırırken; “-Dur dur dur” diye bağırdı. Altı yedi kere daha sertçe girip çıktıktan sonra durdum ve boğa gibi soluyarak nefesimi, kalbimi dizginlerken kendisini sol tarafa attı ve kıvranmaya, elini amını atıp tutmaya başlamıştı. Ben de doğruldum, biraz önce boşalmış olmamdan dolayı ve gevşemiş amın gerginliğini kaybetmesinden dolayı ikinci boşalma hissinden uzaktım. Yüz üstü uzanırken elimle sikimi sıvazlamaya başladım. Ardından onu bacaklarından tutup topladım, domalttım. Sikim zaten kaygandı. Götüne tükürdüm, o daha farkına varamadan içine doğru baskı yaptığımda biraz öne kaymak istese de, beraber yüz üstü yatağa çöküvermiştik.

-Aghh, hayvan!” dedi bağırarak, çarşafı avuçlamış, yüzüstü yatağa dayanmışken. Sİkim girebildiği kadar götünü yararak girmiş, darlığı amından daha sıkıydı.İki üç kere dayanarak pompaladıktan sonra geri doğruldum, bacaklarını açtım ve yerimi oraya konumlandırdıktan sonra, belinden ututp yatağa sıfır yapıştırarak, götü havda, vücudu yatağa yapışık yoga pozisyonunda girip çıkarken, kendisi de zevkten inlerken, Ayaklarının topuklarını götüme vurarak adeta tempoyu şakşaklıyordu. İnanılmaz zevk veriyordu bu kadın. Göt deliğinin içine kayarken, genişleyen ve hareket eden deliği, bedeni, inlemesiyle götüne şaplak ata ata girip çıkarken, “-Lütfen boşal aşkım. Yoruldum. Aghh. ayhhh, uhhhh” diye mırıldanmaya başladığında, dizimden kalkıp, ayağımı öne kafasının arkasına attım, yüzümü komple yatağa bastım. Elini yumruk yaparak yatağa vuruyor, altımda debelenyordu ama umursamadım. Tepesinde dikilmiş, götüne çivileme girerken ağırlığım tam tamına kafasınaydı. İki büklüm altımda ezilirken, birden kendimi bıraktım götüne ve iyicedibine kadar soktum sikimi….

Sırt üstü geniş yatağa geri döndüğümde, böğürüyordu Sevim.

-Ayyyy, uhhhh, aghhh, bittim. Öküz müsün Mete! Öldürecek misin beni” diye hayıflanırken suratı kıpkırmızı olmuş, kıvranıyordu.”-Belim. Oyy başım. Kafam… Boynumu kırıyordum öküz. Ufff, götüm…” diye inliyordum. Sikimde göt sıvısı ve döl karışımıyla parlıyordu. Sağ tarafıma kayıp, tekrar üzerine çıktım.

-Dur dur, asla! Lütfen izin ver. Bittim, lütfen” dediğinde, kulak memesini emmeye, ellerimle omuzunu tutup, omuz başlarını öpmeye başladım.

-Sakin ol, bittim ben de, hehehe” diye güldüm.

-Gül, gül tabi. Burada siki yiyen biziz. Oy belim, her yerim ağrıdı ya. Benim iki katımsın neredeyse” dedi. Sırtında dilimi gezdirdim, terlemiş, tuzlu tadını alıyordum. Ara ara öpücük koyarken, omuzlarından boynuna, omuriliğinde kalçasına masaj yapmaya başladım. Birkaç dakika ovdum yavaşça kuvvet uygulamadan. Sikim inip götünün arasına yatmıştı. Bel çukurundan kalçasına da geçinde ovmaya kıvırmaya başlamıştı.

-Böyle yaparsan sikerim ama” dedim, espri olsun diye.

-Manyak çocuk. Sikersin tabi” dedi kıkırdayarak.

-Thai çok iyiydi. İlaç gibi geldi bir gün sonra işten çıkınca gittim, inanılmazdı.

-Harika. Sevindim beğendiğine.

-Ayrıca mekan da, kaliteli imiş” dedi, belinden yan dönmüş, sol elinden destek alıp arakasına bakarken, ben de baldırlarına geçmiştim.

-Öyle.

-Thai, onunla oldun mu?” dedi.

-Hayır.

-Yala..” derken,

-Daha olmadım” diye sözünü bitirmeden ekledim.

-Nerden tanışıyorsun? Beni görünce anladı hemen. Götüme neler yaptı bilsen. Hatta biliyordu da, sanki” dediğinde, sikiştiğimizi ima ediyordu.

-Daha önce, başkalarına hediye için almıştım. Oradan tanıştık. Ben daha gitmedim ama gideceğim.

-Git mutlaka. Çok istiyor” dedi.

-Nasıl?

-Senin ismini duyunca yüzünde güller açtı. Adeta ağzı kulaklarına vardı. Ayrıca her yerime masaj yapmakla beraber, epeyce ilgiliydi.

-Süper.” dedim, memnun olmuştum.

Topuklarına geldim. Achilles tendonunu ovalarken öpücük koyuyordum bacaklarına. Sikim yarı erekte olmaya başlamıştı. Ayak parmaklarına kaydım, daha önce dilimin gezdiği yerlerde parmaklarım gezdi, her parmağını okşadım, aralarında gezdim, ovdum, bastırdım, ara ara kıtlattım eklemlerini, ayak altına masaj yaparken, tekrar yüz üstü dönmüş, hafif kendinden geçmişe benziyordu Sevim. Az daha aşağıya kayıp ayaklarını ağzıma aldım. İnce kemikli, uzun parmakları beni çok çekiyordu. Ylamaya başlamamla ağzında parmaklarımı oynatması bir oldu.

-Ayak fetişin var değil mi? Sapık seni” dedi kıkır kıkır.

-Aslında, sadece güzel ve bakımlı olanlara karşı” diyerek avucumda ezmeye, emmeye devam ettim

Yanına yattım, arkadan sarıldım ona. Yatak hem terden hem boşalmadan nemlenmişti.

-Esat Beyin yatağını da mahvettik.

-Bir şey olmaz, yarın temizlikçi gelecek.” dedi, kendisini iyice bana bastırdı. Kaşık pozisyonuna gelmiştim. Bir müddet sessizlik oluştu.

-Harikasın Mete. Bu sarılma bile” dedi sustu.

-Ne? Bile?

-O kadar yıllık evliyim, Esat iyi birisi, hatta bu işe de benim için girdi diyebilirim, yani beni mutlu etmek” derken, muhtemelen sosyal medya ile başlayan bu macera, benimle sonlanmıştı, devam etti; “-Açık görüşlü, bana değer verir. Ama işte, bunu hiç yapmadı. Bu ilişkiden sonra sarılmayı” dedi.

-Geçen sefer duştan sonra öpüştünüz ama” diye aklıma geldi.

-Sadece öptü, sonra doğrulup üstünü giyindi. Bazen sarılmak, öpmekten ve sevişmekten daha anlamlı ve değerlidir genç adam” dedi ardında. Sağ kolunu arkaya enseme attı. Saçımı okşamaya başladı.

Bir şey demedi. Yarım saat gibi içimiz geçmişti. Saat gece 12 gibi kıpırdayınca, o da uyandı. Kolum uyuşmuş, karıncalanmıştı.

-Ahh, uyuya kalmışız” dedi.

-Evet. Çişim geldi” dedim gülerek.

-Benimde. Hem duş almalıyım. Her yerim dolu” dedi gülerek. Kalkarken dudaklarımdan öptü, benden hızlı çeviklikle banyoya fırladı. Odanın içinde ebeveyn banyosu vardı. Duş kabininin camı normal camdı, buğusuz. Yan tarafında da klozet varken,

-Kullanabilir miyim” diye sordum.

-Şapşal, ne soruyorsun. Her şeyi yapabilirsin. İzin isteme. Ne garip çocuksun” dedi.

-Aslında, bir şeyi hep istedim, merak ettim. Yapalım mı dedim.

Bana imalı baktı. Kafasını eğdi, su saçından akıyordu, bedeninde, memelerinin arasından akıyordu. Sikim yine kalkmaya başlamıştı ama daha çok çişten dolayı olmalıydı.

-Tahmin ettiğim şey mi?

-Ne ettiğine bağlı” dedim, sırıtarak.

-Esat bile yapmadı.

-O zaman boş verelim” dedim.

-Ama seninle yapmak istiyorum. Gel” dedi, eğildi birden ve ağzını açtı. Düzgün dişleri vardı, parlak. Açık kabindi, su diğer tarafa akıyordu. Sikimi kavradım, az dizimi kırdım, suratına nişan aldım. Ağzının içine doğru çişimi akıtmaya başladığımda, dili oynuyor, gözleri kapalı kafasını oynatıyordu. Şarıl şarıl işiyordum. Sikimi oynatmaya, gözlerine, saçına, alnına, memelerine doğru sallamaya başladım. Bir şey demiyordu ama suratını oynatıyordu. En sonunda bitirmeye yakın eğildim, ağzının içine boşaldım tekrardan son kışını. Alnına sikimi vurdum birkaç kez, açtı gözlerini. Yüzünde iğrenme gibi bir şey vardı.

-Amma işedin oğlum! Bitmeyecek sandım. Ne bu” diye söylendi, tükürdü yere. Yüzünü suya tuttu, elleriyle okşadı.

-Kay şöyle dedim”, içeri girdim. Uzundu duş kabin ama dizlerimi kırmak zorunda kaldım.

-Ne yapıyorsun?

-Ben de ilk defa yapayım. Merak ettim.” dedim gülerek.

-Harbiden manyaksın sen!” dedi, kafasını sallayarak. Zar zor iki büklü yere yattım, hala bir şeyler mırıldanıyordu. Amını yüzüme doğru eğdiğinde, yarmış olduğum amı kıpkırmızı idi. Götü de 5 kuruş kadardı. Am bızırı aşağı yukarı oynuyordu. Yarılmış dudaklar genleşti ve tazyikli işemeye başladığında, ilk başta çeneme geldi hepsi, ardından oynatarak kendisini ağzıma nişanladı. Açık söylemek gerekirse çiş kötü kokuyordu ama, derin nefes alıp tutunca, kokuyu almayınca sıcak sudan farkı yoktu. Bana dediği kadar kendisi de sürdü. Ağzımın kenarından tükürürken sidikleri, biraz yutmuş olabilirdim. “Öghh öghh” yaptım.

-Ne oldu, nasıldı” dedi, su tepemizde akarken, gülüyordu.

-Fazla tuzlu. Biberi eksik” dedim gülerek, kalkmama yardım etti. Kahkaha attı. Ben de attım.

O beni ben onu yıkadım. Sikim kalkıktı ama, yorulmuştum. Sabahta bir posta sikme planı yapıyordum, ki şimdi zaten yorgun olduğunu anlıyordum Sevim’in.

Sikim kalkık önümde sallana sallana yatağa gittik, çarşafı söküp attım, bir tane nevresim çıkararak hızla serdi. Yarım yamalak hallettik.

-Detaya gerek yok, sabah bu da değişir. Gel yatalım aşkım” dedi. Birbirimize sarılıp uyuduğumuz da, saat 1’i az geçmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir