Biz konuşurken, Buğra içeri girdi. Hatırladığı şey, buzdolabında unuttuğumuz biralardı. Doğuş’a, bana ve Gizem’e birer tane uzattıktan sonra kendisi için de bir şişe aldı. Ama kalktığı sandalyeye geri oturmadı, hayır. Onun yerine yatağa, Gizem’in diğer tarafına oturdu. Ne yapıyordu bu çocuk?

“Niye öyle bakıyorsun Demir, yeni dostumuza yakın olmak istedim sadece…”

Elini kızın bacağına kondurdu ve okşamaya başladı

“Tabii Gizem için bir sakıncası yoksa.”

Gizem aldığı bu ilgiyi seviyor gibi gözüküyordu. Buğra’nın dövmelerle kaplı, kalın kollarını; benim terli göğsümü ve karın kaslarımı acele etmeden süzdü ve sırıtarak şişesinden büyük bir yudum aldı. Buğra’ya sinir olmuştum, yine de onun yerinde olsam aynı şeyi yapacağımı biliyordum. Aramızdaki isteğin ve gerilimin hepimiz farkındaydık, yine de sıradan bir şekilde konuşmaya devam ettik.

Sohbetimiz genelde Gizem ile alakalıydı. “Yeni dostumuzun” kişisel hayatı, sıkıntıları, Yalçın’ın ona çıkma teklifi, Yalçın’ın ikinci çıkma teklifi… Dikkatim sözlerinde değil, vücudunda olduğundan o gün kızın anlattıklarının çok azını hatırlıyorum. Şımarıkça ve lafını esirgemeden konuşuyordu, ama bu onu itici hale getirmektense daha çok arzulamamızı sağlıyordu. Biralarımızı bitirdiğimizde başta Gizem olmak üzere üçümüz de cesaretlenmiştik. Artık inkâra gerek yoktu, bedenlerimiz iyice yakınlaşmış, seslerimiz neredeyse fısıltı seviyesine inmişti. Anlamsız muhabbet bir cümlenin ortasında, haber vermeden sona erdi. Sanki onu soymaya hazırlanırcasına ellerimiz vücudunu karış karış dolaşıyor; biz pürüzsüz bacaklarına, narin kollarına, ince dudaklarına dokundukça Gizem zevk alırcasına gülümsüyordu. Daha önce fark etmemiş olsa bile, şortlumun altında kabaran sikimi o an görmüş olmalı.

Buğra da ben de işi yavaştan almaya çalışıyorduk, bu daha çok zevk veriyordu bize. Ama bir noktada birinin ilk adımı atması gerekiyordu, bu da Gizem’den başkası olmayacaktı. Vücudunu keşfeden elimi aldı ve bol tişörtünün altından göğüslerine götürdü. Buğra onun dudaklarına yapışırken ben de hem sol memesini avuçluyor hem de boynunu öpüyordum. Çok geçmeden Gizem’in şortumun üzerinden sikimi okşayan elini hissettim. Etrafımızdaki dünya silinmişti sanki, yalnızca vücutlarımız kalmıştı.

Neden sonra, bulunduğu ortamın havasının farklı bir yöne evrildiğini fark eden Doğuş odadan çıkmaya yeltendi. Anlaşılabilir şekilde diyecek hiçbir şey bulamamış, bizi kendi halimize bırakmanın en doğrusu olduğuna karar vermiş olmalı. Buğra ve ben fark etmezdik bile, ama Gizem etmişti. Arkadaşımız daha kapıya bile ulaşamadan Buğra ile yiyişmeye ara veren kız:

“Nereye gidiyorsun Doğuş? Sana yetmeyeceğimi mi düşündün”

“Yok, alakası yok, sadece… Bunun bi parçası olmak istemiyorum ben.”,

“Bence ne istediğini çok iyi biliyorsun. Bence… istediğin şey için tek yapman gerekenin yanımıza gelmek olduğunu da biliyorsun.”

Gizem’in ince parmakları Doğuş’u baldırından kavramış; bize, yatağa doğru çekmeye çalışıyordu. Ama Doğuş yaklaşmadı.

“Bir ilişkim var benim, onu… aldatmayı düşünmem bile”

Sertleşmeye başlayan siki, farklı bir hikâye anlatıyordu.

“Oturmanı istesem, beni kıracak mısın yani?”

Doğuş’un gözlerindeki tereddüt uzaktan bile seçiliyordu. Kapıdan çıkabilirdi ama çıkmadı. Oturmadı da. Yalnızca durdu. Nefes verişi hızlanmış, şortundaki kabarıklık iyice artmıştı. Gizem, Doğuş’u bu ikilemden çıkarabilecek kişinin kendisi olduğunu kabul ederek sikim üzerinde elini son kez gezdirdi ve bize geri döneceğini fısıldadı. Kız açtı, üçümüzün birlikte ancak dindirebileceği bir açlıktı bu.

Gizem’in bir eli Doğuş’un omzunda, bir diğeri ise şortunun içindeydi şimdi. Çocuğun gözlerindeki ifade tereddütten hazza kayarken geriye yaslandı ve yatağın tam karşısındaki sandalyeye oturdu. Kızın elleri şortunu yavaşça çıkarırken gözleri birbirinden ayrılmıyordu. Doğuş’un kalın sikini okşadı ve ağzına aldı.

İlk başta yavaş ilerledi, arkadaşımın siki ince dudakları arasında kayıp gidiyordu. Ancak yarısı sığıyordu ağzının içine. Ama o devam ettikçe Doğuş’un azgınlığı açığa çıktı. Bir süre sonra, suratında aldığı zevkten bir gülümseme belirdiğinde, kontrolü yeniden ele almaya karar vermişti arkadaşım. Gizem’in ipeksi saçlarını arkadan sıkıca kavradı ve kızın suratını sikine doğru bastırdı. Başta başaramasa da sonradan öğürme sesleri eşliğinde boğazını teslim etti Gizem. Her çekişiyle salyalar akıyordu Gizem’in ağzından, Doğuş’un yarrağı soluk yolunu kapladığından alabildiği aralarda kısa kısa nefes almaya çalışıyordu. Tanıdığımız o azgın çocuk yeniden uyanmıştı şimdi, hem de Gizem’in suratını sikiyordu.

Bu manzara beni de oldukça azdırmıştı tabii ki, öylece durup bütün aksiyonu uzaktan izlemek istemedim. Dudaklarını ve boğazını Doğuş kullanıyor olabilirdi, ama bu kızın diğer deliklerinin meşgul olduğu anlamına gelmezdi. Gizem’in yanına, yere indim ve götünü okşadım. Arkadaşımın yarrağı boğazının içinden geçerken bile istediğimi hemen anlamıştı orospumuz, daha fazlasını istiyordu. Dizlerinin üstünde olacak şekilde pozisyonunu değiştirdi ve götünü dışarı doğru çıkarttı. Giydiği o ufak pantolonu kolayca sıyırdım, iç çamaşırını da. Elimi mükemmel götünde gezdirdim ve anın heyecanıyla bir şaplak attım.

Gizem’in amını parmaklarımla kontrol ettiğimde oldukça ıslak olduğunu görmüştüm. O anda girebilirdim içine, hiçbir uyarı olmadan. Ama yapmadım. Suratımı yakınlaştırdım ve yalamaya başladım. Amacım, Gizem’i sikilmeye hazırlamaktı. Ben bununla meşgulken, Doğuş inledi, ve kızın başını kendine yakın tutarken ağzına boşaldı. Ter damlayan suratındaki biraz mutluluk, biraz da pişmanlık vardı şimdi, ama içten içe o da Gizem ile işinin bitmediğini biliyordu.

Kız, artık serbest kalan başını geriye çevirdi ve güzel gözleriyle bana baktı. Doğuş iyice hırpalamıştı onu. Dağınık saçlarından bukleler öne düşmüş, ağzından hala sular akıyordu. Ama yüzünde bir şey daha vardı: bundan önce gördüğüm tüm gülümsemelerini yapmacık gösteren, içten bir haz ifadesi. Onu bu halde görmek hayvani güdülerimi tetiklemişti, amını yalamayı bırakarak dizlerimin üstünde doğruldum.

Şortumu sıyırdım, ve onu götünden kavrayarak yarrağımın ucunu amına sürtmeye başladım. Acizce sikilmeyi istiyordu, ben sabırlı davrandım. Zamanı gelince, acele etmeden ittim sikimi içine. On yedi santimin tamamı bu narin kızın içindeydi şimdi. Gizem’in amı ıslak, kaygan ve beklediğimden dardı. Hızımı arttırdım. Baldırlarım yuvarlak götüne çarptıkça ses çıkarıyordu ve ben mükemmel hissediyordum. İnce ince inlemeye başlamıştı Gizem, bu da daha fazla cesaretlendirmekten başka bir işe yaramadı. Onu şaplaklamaya başladım, o da bunu zevkle karşıladı. O an boşalacak gibi hissettiysem de dudağımı ısırdım ve kendimi tuttum, önce onu boşaltmak istiyordum.

Buğra, ancak o noktada dahil oldu olaya. Kan ter içindeki beni süzdü, sonra da Gizem’i. Tamamen çıplaktı, demir gibi sert siki kızın burnunun hemen üzerinde sallanıyordu. Gizem ağzına almak için yeltendi, ama buğra iri elleriyle suratını kaplayarak durdurdu onu. Önce taşşaklarını yalatacaktı.

Bir ara bakışlarımız kesişti Buğra’yla. O da aynı benim gibi zevk içinde kaybolmuş, hırıltılı bir şekilde nefes alıp veriyordu topları Gizem’in ağzındayken. Bana göz kırptı. Arkadaşım kızı ayartmaya çalışırken hissettiğim rekabet hissinin yerini Gizem’i birlikte sikmenin heyecanı almıştı şimdi. Gizem, üçümüze de yetecek kadar azgındı. Boğuk boğuk inlemeye devam eden Gizem, yalvarır gözlerle bakıyordu Buğra’nın sikine. Buğra önce ucunu yalattı, sonra da kızın dilini köküne kadar üzerinde gezdirdi. Canı istediğinde de çevik bir hareketle sikini Gizem’in boğazına kadar soktu.

Son gücümü kullanarak, daha şiddetli sikmeye başladım amını. İnliyor, Buğra’nın siki fazla derine indiğinde öğürüyordu ama henüz boşalmamıştı. Benim bu pozisyondaki şevkli sikişine yalnızca birkaç dakika daha dayanabildi, sonrasında ise titreyerek orgazm geçirmeye başladı. Amı kasılıp daraldığında ben de artık dayanamayacağımı anlamıştım. Son saniyede yarrağımı amından çıkardım ve başını Gizem’in sırtına sürterek boşalmaya başladım. Vücuduma dalga dalga yayılan haz ile gözlerim aralanmış olsa da, benimle benzer bir durumda olan Buğra’yı seçebildim. Orospumuzun yüzü, saçları, sırtı ve götü döl ile kaplıydı şimdi, ve daha mutlu olamazdık.

Üç erkek odanın farklı köşelerinde, Gizem’i ikinci bir tur daha sikmek için gücümüzü toplamayı bekliyorduk. Kız, tüm çıplaklığıyla ayağa kalktı ve bize döndü.

“Duş alsam iyi olacak sanırım.”

Gözleri üçümüzü ayrı ayrı kesti

“Ne yani, bana eşlik etmeyecek misiniz?”